Arama

Johannes Kepler

Güncelleme: 6 Aralık 2018 Gösterim: 39.362 Cevap: 5
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
17 Nisan 2007       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Ad:  Johannes Kepler1.jpg
Gösterim: 3979
Boyut:  103.8 KB

Johannes Kepler


Sponsorlu Bağlantılar
MsXLabs.org & Ana Britannica

Babası yoksul bir paralı asker, annesi de bir hancının kızıydı. Başlangıçtan beri bozuk olan sağlığının üç yaşında yakalandığı ve gözleriyle ellerinin zayıf kalmasına neden olan, çicek hastalığından sonra daha da kötüleşmesi nedeniyle ailesi din adamı olarak yetiştirilmesine karar verdi. Çok yoksul bir aileden gelmesine karşın üstün zekasıyla küçük yaşta dikkatleri çeken Kepler, Württemberg dükünün yardımıyla Tübingen Universite'sinde sürdürdüğü öğrenimini 1588 de bitirdi. 1591'de aynı üniversitede lisansüstü çalışmasını tamamladı. Michael Mästlin'in Tübingen'deki astronomi derslerini izleyerek Copernik sistemini benimsemesi Keplerin sonraki yaşamı açısından önemli bir dönüm noktası oldu. Daha sonra başladığı ilahiyat öğreniminin son yılında iken Graz'da ki Lutherci lisede boşalan matematik öğretmenliğine atandı. Böylece ilahiyat öğrenimini bırakmış oldu. 1594'te gittiği Graz'da evrenin yapısına ilişkin araştırmalarına başladı.

Platoncu felsefenin ve Pythagorasçı matematiğin etkisiyle evrende var olduğuna inandığı matematiksel uyumu ortaya koymaya çalıştı. Bu amaçla eski yunalılardan beri bilinen ve Platon cisimleri olarak adlandırılan beş düzgün çokyüzlüden yararlanmayı düşündü. Uzay da yalnız bu beş düzgün çokyüzlünün var olabileceği eski yunanlılarca kanıtlanmıştı. Bu beş düzgün çokyüzlü şunlardı. Dörtyüzlü (yüzleri dört eşkenar üçgen olan piramid), küp, sekizyüzlü (sekiz eşkenar üçgen), onikiyüzlü (oniki düzgün beşgen) ve yirmi yüzlü (yirmiş eşkenar üçgen). Bu çok yüzlüler köşelerinden geçen birer küre içine yerleştirilebildikleri gibi bunların içine yüzlerine orta noktalarından teğet olacak biçimde birer küre yerleştirilebilir. Copernik astronomisi her biri bir küre üzerinde dolanan altı gezegen tanıyordu. Kepler bu altı gezegenin üzerinde dolandığı kürelerin aralarında beş ploton cismi bulunacak biçimde iç içe yerleşmiş durumda olduklarını öne sürdü.

Kepler 1600'de, o sıralarda imparatorluk matematikçiliğine atanan Tycho Brahe'nin yanına gitti ve onun asistanı oldu. Brahe ertesi yıl ölünce imparatorluk matematikçiliğine atandı. Kepler yıldızların insanların yaşamlarını yönlendirdiği yolundaki boş inancı redetmesine karşın, evren ile insan arasında belirli bir uyum olduğuna inanıyordu ve astrolojiye dayanan öngörüleriyle ün yapmıştı.
Tycho Brahe'nin araştırma grubunda Kepler'e Mars'ın incelemesi görevi verilmişti. Ama o önce ışığın atmosferde kırılması olgusunu incelemek gerektiği kanısına vardı. Dış uzaydaki gökcisimlerinden gelen ışık ışınlarının, Yeri çevreleyen yoğın atmosfere girdiklerinde nasıl kırıldığı konusundaki araştırmalarının sonuçlarını Ad vitellionem Paralipomena Quibus Astronomiae Pars Optica Traditur(astronomideki optik konuların incelenmesi konusunda Vitellio'ya ek) gibi alçakgönüllü bir başlık altında yayımladı.Brahe'nin gözlem sonuçlarını dairelerden oluşan ve düşünebildiği her türden yörünge biçimine uydurmaya çalışıp başarıya ulaşamayan Kepler, Kopernik'in görüşlerinden de esinlenerek, dairesel olmayan yörüngeleride ele aldı. Ve doğru sonuca ulaştı. Mars odaklarından birinde Güneş bulunan eliptik bir yörüngede dolanıyordu. Gezegenler yörüngede dolanırken eşit zaman aralıklarında eşit yol almıyordu ama gezegeni güneşe birleştiren doğru parçası eşit zaman aralıklarında eşit alanlar tarıyordu Bu iki yasa bügün Kepler'in birinci ve ikinci yasası olarak bilinir. Keplarin üçünçü yasası ise Gezgenlerin güneşe olan ortalama uzaklıklarının üçünçü kuvveti , yörüngedeki dolanma sürelerinin karesiyle orantılıdır. Bu üç yasa yarım yüzyıl sonra Isaac Newton'un evrensel kütle çekimi yasasını bulmasında belirleyici rol oynamıştır.
Ad:  Johannes Kepler4.jpg
Gösterim: 986
Boyut:  20.2 KB


BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 20 Kasım 2018 15:05
Biyografi Konusu: Johannes Kepler nereli hayatı kimdir.
H€L€N - avatarı
H€L€N
Ziyaretçi
25 Kasım 2007       Mesaj #2
H€L€N - avatarı
Ziyaretçi
Johannes Kepler
Ad:  Johannes Kepler3.jpg
Gösterim: 1318
Boyut:  37.9 KB

(1571-1630) Newton, "Daha ileriyi görebildiysem, bunu omuzlarından baktığım devlere borçluyum," demişti. Bu devlerden biri Galileo ise diğeri Kepler'dir.
Sponsorlu Bağlantılar

Kepler'e gelinceye dek Copernicus sistemine dayanaksız bir hipotez, ya da, işe yarar matematiksel bir araç gözüyle bakılıyordu. Kepler, sistemin kimi düzeltmelerle bilimsel doğruluğunu kanıtlamakla kalmadı, astronomiye mekanik bir kimlik kazandırdı.

Gençlik coşkusuyla işe koyulduğunda amacı mistik inancı doğrultusunda, "göksel alemin müzikal uyumunu" geometrik olarak belirlemekti; çalışmasını noktaladığında, astronomi matematiksel düzenlemenin ötesinde fiziksel bir gerçeklik kazanmıştı. Ders kitaplarında daha çok üç yasasıyla bilinen Kepler, uzay fiziğinde sonraki kimi önemli buluşların ipuçlarını da ortaya koymuştu. Bunların başında eylemsizlik ilkesiyle çekim kavramı gösterilebilir.

Johannes Kepler güney Almanya'da Weil kentinde dünyaya geldi. Dört yaşında geçirdiği ağır çiçek hastalığı görme duyumunu zayıflatmış, ellerinde sakatlığa yol açmıştı. Macera arayan sarhoş bir baba ile akıl dengesi bozuk bir annenin çocuğu olmasına karşın, Kepler'in öğrencilik yılları parlak geçer. Ruhsal güvensizlik içinde büyüyen Kepler, önce teolojiye yönelir; ancak üniversite öğreniminde bilim ve matematiğin büyüleyici etkisinde kalır; sonunda Copernicus sistemini benimsemekle kalmaz, sistemin doğruluğunu ispatlamak tutkusu içine girer.

Daha yirmiüç yaşında iken Graz Üniversitesi'nin çağrısını kabul ederek astronomi profesörü, ardından kraliyet matematikçisi görevlerini yüklenir. Ne var ki, rahat bir çalışma ortamı bulduğu Graz'da kalması fazla sürmez; dinsel çekişmede yenik düşen Protestan azınlıkla birlikte kenti terk etmek zorunda kalır.

Kepler işsiz kalmıştır, ama bu ona meslek yaşamının belki de en büyük şans kapısını açar: öteden beri çalışmalarına hayranlık duyduğu Danimarka'lı ünlü astronom Tycho Brahe'nin asistanı olur. Gerçi kişilik yönünden ustası ile uyum kurması kolay olmayacaktı; üstelik Tycho tanrısal düzene aykırı saydığı güneş-merkezli sisteme karşıydı. Ona göre gezegenler güneşin, güneş de dünyanın çevresinde dönmekteydi. Ne ki, çok geçmeden usta yaşamını yitirir (1601); gözlemeviyle birlikte yılların yoğun emeğiyle toplanmış son derece güvenilir gözlem ve ölçme verilerine Kepler sahip çıkar.

Kepler'in resmi görevi astroloji almanakları hazırlamaktı. Zaten yetersiz olan maaşı çoğu kez ödenmiyordu bile. Soyluların yıldız falına bakarak geçimini sağlıyordu. Astronomlar için ek kazanç kaynağı gözüyle bakıp bir bakıma küçümsediği astrolojiye inanmadığı da kolayca söylenemez.

Yukarda da belirttiğimiz gibi, Kepler'in amacı "göksel mimarlık" dediği düzende aradığı matematik uyumu kurmaktı. Graz'dan ayrılmadan önce yayımlanan Göksel Gizem adlı kitabında, gezegenlerin devinimlerini geometrik çizgi ve eğrilerle belirleme yoluna gitmiş, o zaman bilinen altı gezegene ait yörüngelerin, belli bir sıra içinde içice yerleştirilen beş düzgün geometrik nesnenin oluşturduğu altı aralığa denk düştüğünü ispata çalışmıştı ("Yetkin nesne" denen bu çok yüzlü cisimler şunlardır:

(1) dört eşkenar üçgen yüzlü (piramit),
(2) altı kare yüzlü (küp),
(3) sekiz eşkenar üçgen yüzlü,
(4) oniki eşkenar beşgen yüzlü,
(5) yirmi eşkenar üçgen yüzlü.

Bilindiği gibi iki boyutlu düzlemde istenilen sayıda çokgen şekil çizilebilir; oysa üç boyutlu uzayda yalnızca sıraladığımız bu beş çok yüzlü düzgün nesne oluşturulabilir). Antik çağdan beri bilinen bu beş nesnenin gizemli bir niteliği olduğu inancı pek de yersiz değildi. Gerçekten, yetkin simetrik olan bu nesnelerin her biri tüm köşelerinin dokunduğu bir küre içine yerleştirilebilir. Aynı şekilde, her biri tüm yüzlerinin orta noktasına dokunan bir daireyi çevreleyebilir.

Örneğin, Satürn yörüngesini içeren küreye bir küp yerleştirilecek olsa Jüpiter'in küresi bu küpün içine; ya da, Jüpiter'in küresine bir piramit (dört eşkenar üçgen yüzlü nesne) yerleştirilecek olsa Mars'ın küresi bu piramidin içine tıpatıp uyacaktır. Aynı düzenleme geriye kalan gezegen yörüngeleriyle çok yüzlü düzgün nesnelerle de gerçekleşmektedir. Kepler en büyük coşkusunu bu düzenlemeye yönelik araştırmasında yaşamıştır.

Düzgün geometrik nesnelerle gezegen yörüngeleri arasında varsayılan ilişki olgusal temelden yoksundu kuşkusuz; ama, gezegenlere ait yörünge büyüklükleri arasında bir tür korelasyon olduğu düşüncesinde bir gerçek payı vardı. Nitekim Kepler'in yirmi yıl sonra formüle ettiği üçüncü yasası bu düşünceden kaynaklanmıştır.

Tycho'nun gözlemevine yerleşen kepler, gençliğinin çoğu akıl-dışı saplantılarından tümüyle kurtulmazsa da, giderek daha olgun, olgusal verilere daha bağlı bir kimlik kazanır. Tycho'nun ona verdiği görev gezegen yörüngelerini belirlemeye yönelikti; incelemeye koyulduğu ilk yörünge de beklentiye en çok aykırı düşen Mars'ın gözlemlenen yörüngesiydi.

Kepler, yoğun bir uğraşa karşın yıllarca, gözlem verileriyle uyum kurmaya çalıştığı çembersel yörünge arasındaki farkı gideremedi. Bu demekti ki, çembersel yörünge beklentisinde bir yanlışlık olmalıydı. Ne var ki, göksel düzeyde yetkinlik arayışı içinde olan Kepler bu olasılığı bir türlü içine sindiremiyordu. Çembersel olmayan bir yörünge (ki, Kepler için bu bir "pislik"ti) nasıl düşünülebilirdi? Ama olgular da bir yana itilemezdi!

Bu tür açmazların etkisinde Kepler zamanla astronomide geometrik uyum arayışından fiziksel etki arayışına girer. Copernicus için güneşin merkez konumu salt matematiksel bir belirlemeydi; oysa Kepler buna fiziksel bir gerçeklik tanıma gereğini duymaya başlar. Tüm gezegen yörünge düzlemlerinin güneşin merkezinden geçmesi olayı, bu yönelişi doğrulayıcı nitelikteydi. Mars'ın yörüngesi üzerindeki çalışması bir olguyu daha gün ışığına çıkarmıştı: gezegenin yörüngesi üzerindeki hızının değişik noktalarda değişik olduğu gerçeği.

Öyle ki, gezegenin güneşe yaklaştığında hızı artmakta, uzaklaştığında hızı azalmaktaydı. Kepler bu ilişkiyi ikinci yasasında şöyle dile getirir: güneş ile gezegen arasındaki yarıçap vektörü yörünge düzleminde eşit zamanlarda eşit alanlar süpürür. Yaptığı tüm ölçmelerin doğruladığı bu ilişki de çembersel yörünge beklentisiyle bağdaşmamaktaydı.

Kepler ister istemez başka bir yörünge biçimine yönelmek zorundaydı. Gözlemler yörüngenin elips biçiminde olduğunu ortaya koyuyordu. Mars'ın yörüngesine ilişkin bu buluşunu Kepler daha sonra birinci yasası olarak tüm gezegenler için genelleme yoluna gider: Her gezegen, bir odağında güneşin yer aldığı bir elips çizerek devinir.

Kepler ilk iki yasasını, 1609'da yayımlanan Yeni Astronomi adlı kitabında ortaya koymuştu. Üçüncü yasasını aradan dokuz yıl geçtikten sonra oluşturur: Bir gezegenin yörüngesini tamamlamada geçirdiği sürenin karesi, güneşe olan ortalama uzaklığının küpüyle orantılıdır. Buna göre, gezegenin periyodik süresini T ile, yörüngesinin ortalama yarı çapım r ile gösterirsek, oranı tüm gezegenler için aynıdır. "Harmonik yasa" diye bilinen bu ilişki, yörüngelerini tamamlama süresi bakımından gezegenlerin mukayesesine olanak vermektedir.

Daha da önemlisi, ilişkinin ilerde Newton'un formüle ettiği yerçekimi yasasına sağladığı ipucudur. Oysa Kepler bu son buluşuna, gençlik yıllarından beri arayışı içinde olduğu "küreler uyumunun" formülü gözüyle bakıyordu. Uyumsuz bir evrenin onun için bir anlamı yoktu. Güneş gezegenleri yönetme gücüne sahipse, göksel devinimlerin formülünde dile gelen türden bir ilişki içermesi gerekirdi.

Kepler'in gerçeği bulma yolunda verdiği çabanın bir benzerini bilim tarihinde göstermek güçtür. Şu sözlerinde derin araştırma tutkusu az da olsa yansımaktadır: "Çalışmamın karmaşık görünen sonuçlarını izlemede zorlanıyorsanız, bana kızmayınız; çektiğim sıkıntılar için bana acıyınız. Sunduğum her sonuca yüzlerce kez yinelediğim sınama ve hesaplamalarla ulaştım. Sadece Mars'ın yörüngesini belirlemem beş yılımı aldı."

Copernicus gibi Kepler de Pythagoras'dan kaynaklanan sayı mistisizminin etkisindeydi. Evrenin geometrik bir düzenlemeyle kurulduğu inancını hiç bir zaman yitirmedi. Onun gözünde güneş tanrısal bir güçtü. Güneş sisteminde yalnızca altı gezegenin bulunmasına (Uranüs, Neptün ve Plüton henüz bilinmiyordu) koşut olarak geometride yalnızca beş düzgün çok yüzlü nesneye olanak olması rastlantı değil, merak konusu bir gizemdi. Astronominin temelini oluşturan üç yasası bu gizemin büyüsünde ömür boyu sürdürdüğü çalışmanın bir bakıma yan ürünüdür.

Kepler'in kendisi gibi dönemin bilim çevrelerinin de (bu arada Galileo'nun) bu yasaları yeterince önemsediği söylenemez. Newton'un bir başarısı da, Kepler'in kitaplarında adeta gömülü kalan bu yasaların gerçek önemini kavramış olmasıdır.

Kepler asıl hayal ettiği şeyi (göksel kürelerin müzikal uyumunu) belki gerçekleştiremedi; ama gerçekleştirdiği şey ona bilim tarihinde "Astronominin Prensi" unvanını kazandırmaya yetti.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 10 Nisan 2016 13:23 Sebep: Kırık resim linki kaldırıldı.
byz_qny - avatarı
byz_qny
Ziyaretçi
19 Temmuz 2012       Mesaj #3
byz_qny - avatarı
Ziyaretçi
JOHANNES KEPLER ( 1571 - 1630 )
Astronomi ve optik alanlarında önemli keşifler yapan bir alman bilgini. 1571 yılında Almanya’nın Weil der Stadt şehrinde doğan Kepler’in geçirdiği bir çocuk hastalığı, gözlerini bozduğu gibi onu yarı kötürüm bıraktı. Bedeni bozuklukları, aklını ve kabiliyetlerini hiç etkilemedi. Matematikteki harikulade kabili­yeti, ona Avusturya'daki Graz Üniversitesinde bir kürsü sağladı. 1597'de çıkan birtakım dini kan­şıklıklar sonunda buradan ayrıldı. 1543'te Nicolaus Copernicus.(Kopenik), isim vermeden İbn-i Şa­tir ve Batruci’nin eserlerinden alarak güneş siste­minin merkezinin güneş olduğunu ileri sürmüştü. Kepler, tartışılabilir birçok yanları olmasına rağ­men,bu düşüncenin, öbürlerine oranla, eldeki so­nuçlara daha iyi uyduğunu gördü. Kopernik'in gü­neş merkezli temel düşüncesini ispatlamakla kal­mayan Kepler, onu daha da geliştirdi ve gezegen, hareketlerinin Üç önemli kanununu ortaya çıkarmakla ondan istifade etti.

Kepler kanunlarının ilkine göre, gezegenler, elips biçiminde yörüngelerde hareket ederler. Elip­sin daireninki gibi merkezi yoktur, onun yerine iki tane odak noktası vardır. Gene bu kanuna göre,her gezegenin eliptik yörüngesinin odaklarından birinde güneş yer alır.

Kepler kanunlarının ikincisine göre, göre­, gezegenler güneşe yaklaştıkça yörüngelerinde daha hızlı hareket ederler. Üçüncü kanun ise, gezegenin yörüngesindeki bir tam turunun süresiyle güneşe olan ortalama uzaklığı arasındaki yalın bir bağın­tıyı tarif eder.

Kepler, ayrıca güneşin gezegenlerin hareketi üzerine kuvvetli etkisini görmekte de gecikmedi. Güneşle gezegenler arasında bir çeşit çekim gücü olduğunu ileri sürdü, Yalnız bu gücün kaynağı ve yapısını açıklamadı.

Kepler, ayrıca görme hadisesiyle ilgili araş­tırmalar da yaptı, Bu araştırmaları gözün,yapısı ve çalışma prensibiyle ilgili çalışmalara başlangıç teşkil etti. Gözbebeğini, içinden ışık ışınları geç­tiği bir zar tabakası olarak tarif eden Kepler bu­radan göze giren ışınların nasıl kırıldıklarını da doğru bir biçimde anlattı. Kendisinden sonraki teleskop yapımının nazari ilkelerini ortaya koydu ve göz sağlığıyla ilgili optik çalışmalarını başlattı.

Sonraları kilisenin baskısı üzerine Linz'den ayrılan Kepler, ayrıca logaritmadan, faydalanarak yıldızların ve gezegenlerin yerlerini hesapladı. Kepler, 1630'da öldü.
Son düzenleyen Safi; 20 Kasım 2018 15:03
buz perisi - avatarı
buz perisi
VIP Lethe
22 Ağustos 2012       Mesaj #4
buz perisi - avatarı
VIP Lethe
Ad:  Johannes Kepler2.jpg
Gösterim: 1458
Boyut:  34.8 KB
Johannes Kepler
MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi

(1571 Württemberg-1630 Regensburg)
Alman astronomi bilgini. Modern astronominin kurucusu sayılır. Tübingen'de parasız yatılı olarak papaz okulunda okurken, Kopernik'i savunan Maestlin tarafından astronomiye yöneltildi. 1600'de Graz'daki matematik öğretmenliği görevinden atıldı. Prag'da Tycho Brahe'nin öğrencisi, sonra da onun yerine İmparator II. Rudolph'un astronomu oldu. 1596'da yayımlanan ilk yapıtı "Prodomus Dissertationum Cosmographicarum"da gezegenlerin Güneş çevresindeki yörüngelerinde nasıl döndüğünü açıkladı. 1609'da yayımladığı "Astronomia Nova" adlı yapıtında ise kendi adıyla anılan yasaların ikisini ortaya koydu. 1619'da basılan "Harmonices Mundi" adlı yapıtında da üçüncü yasayı öne sürdü. Bu yasaların yardımıyla gezegenlerin konumunu belirleyen cetvelleri yayımladı.
Son düzenleyen Safi; 20 Kasım 2018 15:03
In science we trust.
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
5 Mart 2018       Mesaj #5
Avatarı yok
Yasaklı

Johannes Kepler (1571-1630)!


Kepler, gezegenlerin söbe biçimli bir yörünge (eliptik yörünge) takip ederek Güneş'in çevresinde döndüklerini ispatladı. Diğer bilim adamlarının konuyla ilgili teorileriyle beraber Kepler'in bu teorisi de Galilei tarafından doğrulanmıştır.
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
6 Aralık 2018       Mesaj #6
Avatarı yok
Yasaklı

Kepler'in ilk Kanunu!


Ad:  74293-004-E35FFBC3.jpg
Gösterim: 536
Boyut:  124.3 KB
Kepler'in Evrenin İlk Modeli Şeması!
Kepler'in ilk gezegensel hareket yasası. Tüm gezegenler Güneş'in etrafında eliptik yörüngelerde hareket ederler ve Güneş, elipsin tek bir odak noktasıdır.

Benzer Konular

22 Ağustos 2012 / HipHopRocK Uzay Bilimleri
8 Şubat 2011 / aylin_pretty Soru-Cevap
15 Kasım 2016 / nötrino Uzay Bilimleri
23 Şubat 2013 / nötrino Taslak Konular