Arama

Leonardo da Vinci

Güncelleme: 19 Aralık 2016 Gösterim: 148.125 Cevap: 10
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
16 Ağustos 2006       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

Leonardo DA VİNCİ

Ad:  Leonardo da Vinci1.jpg
Gösterim: 7237
Boyut:  79.8 KB

(d. 1452, Vinci, Floransa Cumhuriyeti - ö. 2 Mayıs 1519, Cloux, Fransa)
Sponsorlu Bağlantılar
dehasıyla Rönesans hümanizminin simgelerinden biri olmuş İtalyan ressam, heykelci, mimar ve mühendis.

“Son Akşam Yemeği” (1495-97, Sta. Maria delle Grazie Manastın, Milano) ve “Mona Lisa” (1503-06, Louvre Müzesi, Paris) adlı
yapıtları Rönesansm en tanınmış ve etkili resimleridir. Tuttuğu defterler bilimsel araştıncılığım, buluşları da çağından yüzyıllarca ileri olan düşünce yapısını ortaya koyar.

Gençliği ve yetişmesi.


İlk Floransa dönemi.


Leonardo, Floransalı bir noter ve toprak sahibi olan Ser Piero’nun evlilik dışı çocuğuydu. Köylü bir kadın olan annesi Caterina onun doğumundan sonra o yöredeki bir sanatçıyla evlenmişti. Ser Piero birkaç kez evlenmesine karşın bir çocuk sahibi olamamıştı. O nedenle Leonardo babasının evinde, onun meşru çocuğuymuş gibi büyüdü, o çağa özgü temel eğitimi aldı; yani okuma ve yazma, biraz da aritmetik öğrendi. Latinceyi ise çok daha ileride, çalışmaları için kendisine gerektiğinde öğreninceye değin ciddiye bile almamıştı. Daha yüksek düzeydeki matematik ve geometri ile de ancak 30 yaşma gelince ilgilenecekti.

Leonardo’nun sanatçı eğilimleri daha erken yaşlarda ortaya çıkmış olmalıdır. On beş yaşındayken babası onu Andrea del Verrocchio’nun yanma verdi. Bu sanatçının atölyesinde çok yönlü bir eğitim gördü, yalnız resim ve heykel konusunda değil, araç yapımı gibi teknik ve mekanik sanatlarda da bilgi edindi. Aynı zamanda komşu atölyenin sahibi Antonio Pollaiuolo’nun yanında da çalıştı. Büyük bir olasılıkla onu buraya bu sanatçının yaptığı anatomi incelemeleri çekmişti. 1472’de Floransa Ressamlar Loncası’na alınmasına karşın öğretmeninin atölyesinde beş yıl daha çalıştığı anlaşılmaktadır. Bundan sonra da 1481’e değin bağımsız olarak gene Floransa’da çalıştı. Yeteneğinin bu dönemde kendini göstermeye başladığı söylenebilir. Özellikle keskin gözlemciliği ve yaratıcı zekâsıyla öne çıkıyordu. Ustalığı Verrocchio’nun bazı resimlerine yaptığı katkılarda görülür. Bu dönemde az sayıdaki yağlıboya resimlerinin yanı sıra kurşunkalem ve mürekkeple de pek çok çizim yapmıştı. Bunların arasında pompalar, silahlar, bazı mekanik araçlar vardı. Bu yetkin çizimler onun bu konulardaki ilgi ve bilgisini ortaya koyuyordu.

Birinci Milano dönemi (1482-99).


Leonardo 1482’de Milano dükü Ludovico Sforza’ nın hizmetine girdi. Bu onun için biraz beklenmedik bir gelişmeydi, çünkü henüz 30 yaşındaydı. Ayrıca kendi yurdu olan Floransa’da da ustasının atölyesinde başlamış olduğu bazı yapıtları bitirmek için siparişler almıştı. Büyük bir olasılıkla, Milano’da bulmayı umduğu daha serbest çalışma ortamı bu kararını önemli ölçüde etkilemişti.

Leonardo, Ludovico Sforza’nın yönetimi yitirdiği 1499’a değin Milano’da kaldı. Kayıtlarda adı pictor et ingeniarius ducalis (dükün ressam ve mühendisi) olarak geçiyordu. Burada ressam, heykelci ve saray eğlenceleri için tasarımcı olarak çalıştı. Ayrıca mimarlık, savunma yapıları ve askerlik konularında danışmanlık yapıyor, su yapılarıyla ilgili mühendislik işlerini de görüyordu. Yaşamının bu döneminde dehasının doruğuna ulaştığı söylenebilir. Ama kendi kendine koyduğu amaçlann sınırsızlığına bakıldığında, onun yaşamını bir bitmemiş senfoni olarak nitelendirmek de olanaklıdır.

Leonardo, Milano’da bulunduğu 17 yıl içinde yalnız altı resim bitirdi. Bunlar Cecilia Gallerani ile bir müzikçinin portreleri, iki çeşitleme olarak yaptığı “Kayalıklar Madonnası” (y. 1483-85, Louvre Müzesi, Paris; 1494-1508, Ulusal Galeri, Londra) adlı altar resmi, Sta. Maria delle Grazie Manastırındaki “Son Akşam Yemeği” adlı anıtsal duvar resmi ile Sforzesco Şatosu’nun Asse Salonu’ndaki tavan resmidir. Bunların dışında yaptığı söylenen üç resim ise ortada yoktur. Bunlar ya kaybolmuş ya da hiç başlanmamıştır.

Leonardo’nun bitmemiş yapıtları arasında heykeller de vardı. Sforza soyunun kurucusu olan Francesco Sforza’yı at üstünde gösteren anıtsal heykel bunlardan biriydi. Leonardo, bu yapıt üzerinde aralıklarla tam 12 yıl çalışmıştı. Heykelle ilgili pek çok taslak çizmiş, bunların en etkileyici olanları 20. yüzyılda, not defterlerinden birinin Madrid’de bulunmasıyla ortaya çıkmıştı. 1493’te heykelin kilden yapılmış modeli halka gösterildi. Verrocchio’nun yaptığı atlı Bartolomeo Colleoni heykelinin yaklaşık iki katı, yani 5 m yüksekliğinde olacak bu yapıtın tunçtan dökülmesine başlanmadan savaş çıkması üzerine eldeki malzeme top yapımında kullanıldı. Dükün yönetiminin sona ermesiyle de tasarı tümüyle bırakıldı; kil model ise savaştan sonra parçalandı.
Leonardo Milano’dayken bilimsel çalışmalarla da uğraştı. Bunları düzenli ve neredeyse zamanının tümünü alacak biçimde sürdürüyordu. Gözlemlerini ve deneylerini yazmak isteği, sanat târihinde bir benzeri bulunmayan not defterlerini ortaya çıkardı. Büyük bir olasılıkla o çağlarda sanat konularını ele alan yapıtların yayımlanması onun bu davranışı üstünde etkili olmuştu.

Leon Battista Alberti’nin De re aedificatoria (Mimarlık Üzerine) adlı yapıtı 1485’te basılmış, Francesco di Giorgio ise mimarlığa ilişkin yapıtının ilk baskısını Leonardo’ya armağan olarak vermişti. Piero della Francesca’nın De prospeetiva pingendi (Resimde Perspektif Üzerine) adlı yapıtı, derinlik çizimini konu alan örnek bir kitaptı. Leonardo’nun arkadaşı olan matematikçi Lucas Pacioli 1494’ü izleyen yıllarda iki kitap çıkarmış, bunlardan Divina Proportione'nin (İlahi Oran Üzerine) çizimlerini de Leonardo hazırlamıştı.

Bütün bunlar Leonardo’da düşüncelerini dile getiren bir yapıt yazma isteğini uyandırmış olmalıdır. Amacı “resim bilimi” üstüne bir kitap yazmaktı. Biri derinlik çizimini, öteki de oranları konu alan Alberti ile Piero della Francesca’nın yapıtları, bu yoldaki ilk adımlar olmuştu. Ama Leonardo bunu daha da ileri götürmek istiyordu. Ona göre duyuların en önemlisi görsel algılamaydı. Çevresinde gözlenebilecek ne varsa onları gözlemeye, gözlemlerini de en ince ayrıntılarına kadar yazmaya başladı. 1490-95 arasında onu yaşamının sonuna değin uğraştıracak konular belirlenmişti. Kitaplarından biri resim, biri de mimarlık üstüne olacaktı. Üçüncü konu mekanikti, dördüncüde ise anatomiyi ele alacaktı. Jeofizik, botanik, hidrolik ve havacılık konulan üstündeki araştırmalarını da bu dönemde yaptı. Kitaplardan edindiği bilgilere kendi gözlemleriyle öğrendiklerini de katıyordu.
Pek çok çizimle desteklenmiş bu bilgileri sık bir yazıyla not defterlerine işledi. Her biri tek tek yapraklar üstüne yazılı bu notlar binlerce sayfa tutuyordu. Bunlara Leonardo’nun başka yapıtlardan çıkardığı bilgileri, yapacağı resimlere ilişkin taslakları, dinsel ya da sivil mimarlıkla ilgili notlarını da eklemek gerekir. Otuz bir tanesi günümüze ulaşan bu not defterleri çeşitli ülkelerin müzelerinde saklanmaktadır.

Leonardo’nun notlarında iki özellik kendini gösterir. Bunlardan biri yazıyı tersten yazması, öteki de yazılı sözle çizili resim arasında ilişki kurmasıdır. Ters yazı, solak olan Leonardo’ya zor gelmemiş olmalıdır. Onun amacı kimsenin okuyamayacağı gizli bir yazı kullanmak değildi, çünkü bunları okumak isteyen birinin, karşısına bir ayna tutarak yazdıklarını açık ve seçik olarak okuma olanağı vardı. Oysa o, taslaklarını bile böyle yazıyordu.

Leonardo’nun notlarındaki ikinci özellik yazının yanında çizime verdiği ağırlıktı. Açık, ama gene de etkileyici bir anlatım sağlamaya özen gösteriyordu. Canlı ve zengin sözcük dağarcığı, Italyan bilim dilinin gelişmesine önemli bir katkıdır. Gene de Leonardo’nun not defterlerinde ağırlık çizimlerdeydi; öyle ki, çizimi yazılanı açıklayacak biçimde kullanacağı yerde, yazıyı çizimi tamamlayacak biçimde kullanıyordu. Böylece bilimsel çizimin de öncüsü oldu.

İkinci Floransa dönemi (1500-06).


Fransızların Milano’yu işgal etmesi üzerine Leonardo 1499 sonu ya da en geç 1500 başında Lucas Pacioli ile birlikte bu kenti terk etti. Önce Mantova’da kaldı, orada kendilerini ağırlayan Düşes Isabella d’Este’nin bir portresini yaptı. Oradan Venedik’e gitti. Kısa bir süre sonra Floransa’ya geçti ve büyük bir coşkuyla karşılandı. Bir manastır için yapması istenen “Meryem ve Çocuk Isa Azize Anna ile Birlikte” (1501-12, Louvre Müzesi, Paris) adlı yapıtının taslakları (1499, Ulusal Galeri, Londra) üstünde çalışmaya başladı. “Madonna ve Yün Eğiren” (1501, Buccleuch Dükü Koleksiyonu, Boughton, Kettering) adlı resmi de bu dönemde yaptı. Büyük bir olasılıkla bitirilmemiş olan bu yapıtın yalnız kopyalan günümüze gelmiştir.

1502’de Floransa’dan ayrılan Leonardo askeri mimar ve mühendis olarak Papa VI. Alexander’m oğlu Cesare Borgia’nın hizmetine girdi. O sıralarda 27 yaşında olan Cesare Borgia büyük bir hırsla, papaya bağlı bölgelerde egemenlik kurma mücadelesindeydi. Gücünün doruğunda ve çağının en korkulan kişisiydi. Leonardo, Borgia’nm yanmdayken çeşitli yerleri dolaştı, gördüğü kentlerin planlarını, çevrelerindeki arazinin de haritalarını yaptı. Bu çalışmaları da çağdaş haritacılığın öncüsü oldu.

1503’te Floransa’daki Vecchio Sarayı’nm Beş Yüzler Salonu için bir duvar resmi siparişi alan Leonardo üç yıl bu anıtsal yapıt üstünde çalıştı. “Anghiari Savaşı” (1503-06) adlı 7 m x 17 m boyutlarındaki bu resim “Son Akşam Yemeği”nden neredeyse iki kat daha büyüktü, ama o da Michelangelo’nun “Cascina Savaşı” gibi bitirilemedi. Leonardo “Mona Lisa” (“La Gioconda”) adlı portresi ile “Leda” (1503, Borghese Galerisi, Roma) adlı resmini de bu yıllarda oluşturdu. Bitirilemeyen bu sonuncunun da günümüze ancak kopyalan ulaşmıştır.

Leonardo Floransa’da da bilimsel araştırmalarını sürdürdü. Sta. Maria Nuova Hastanesinde insan anatomisi üstündeki çalışmalarını derinleştirdi. Aynca sistemli bir biçimde kuşların uçuşunu gözlüyordu. “Suyun doğası ve devinimi” konulu çalışmasında bu sıvının özelliklerini, akıntılann bağlı olduğu kuralları araştırıyor, bunlan hava akımlarıyla karşılaştırıyordu.

İkinci Milano dönemi (1506-13).


1506’da Fransa kralı adına Milano’da valilik yapan Charles d’Amboise, Leonardo’nun bir süre Milano’ya gelmesi için Floransa Yürütme Konseyi’nden (Signoria) izin istedi. Kısa olacağı düşünülen bu gidiş, politik nedenlerle, beklenenden uzun sürdü. Leonardo’nun öneriyi hemen kabul etmesi “Anghiari Savaşı”nın yarıda kalmasına yol açtı. Ama bunun gerçek nedeni, Leonardo’nun boyalar üstünde yaptığı başarısız deneylerden sonra bu resme ilgisini yitirmesi olmalıdır; yoksa hem tasarı hem de uygulama açısından büyük bir yapıtı yarıda bırakmasını açıklamak zordur.

Leonardo Milano’da altı yıl kaldı. Yalnız bir kez, 1507-08 yıllarında altı aylık bir süre için Floransa’ya gidebildi. Bu sırada da heykelci Giovanni Francesco Rustici’ye, Floransa Vaftizhanesi heykellerinin tunç döküm işinde yardım etti. Milano’da Fransa kralı XII. Louis ile vali Charles d’Amboise’ m saygı ve sevgisini kazanmıştı. Kendisine 400 dukalık bir yıllık bağlanmıştı, bunun karşılığında, özellikle mimarlık konularında düşüncelerine başvuruluyordu. Leonardo bu arada Milano ile Como Gölünü birbirine bağlayacak Adda Kanalı tasarımı üstünde de çalışıyordu. Milano’da kaldığı sürede çok fazla resim üretmedi. Fransa kralına söz verdiği iki Madonna’ya başlamadı bile. “Meryem ve Çocuk İsa Azize Anna ile Birlikte” ve “Leda” üzerinde çalışmayı sürdürdü. Çevresine gene öğrenciler toplanmıştı. Bunlardan Ambrogio de Predis ile “Kayalıklar Madonnası”nın İkincisini bitirdi. Eski öğrencileri olan Bernardino de’ Conti ile Salai de atölyedeki yerlerini almışlardı. Bunlara Cesare da Sesto, Giampetri- no, Bernardino Luini gibi yeniler katıldı. Ölümüne değin Leonardo’nun dostu ve yoldaşı olarak kalan Francesco Melzi adlı genç bir soylu da Leonardo’nun çevresindekiler arasındaydı.

Leonardo bu arada önemli bir heykel siparişi aldı. Ludovico Sforza’nın düşmanı olan Gian Giacomo Trivulzio, kenti alan Fransız ordusuyla birlikte Milano’ya dönmüştü; mezarı için bir heykel istiyordu. Komutanı ata binmiş olarak gösterecek yapıt S. Nazaro Maggiore Kilisesi’ne konacaktı. Leonardo’nun bununla ilgili olarak hazırladığı çizimlerin bir bölümü günümüze kalmıştır. Ama yıllar süren hazırlıklardan sonra Trivulzio kendisini daha alçakgönüllü bir anıtın temsil etmesine karar verdi. Böylece Leonardo’nun almış olduğu bu ikinci önemli heykel siparişi de gerçekleştirilemeden kaldı.
Ad:  anat1.jpg
Gösterim: 1525
Boyut:  39.0 KB

Buna karşılık bilimsel çalışmaları ilerliyordu. Pavialı Marcantonio della Torre ile işbirliği yapması, anatomi çalışmalarına yeni bir boyut kazandırmış, genel bir anatomi kitabının çatısını kurmuştu. Yapıt, insan gövdesi ile çeşitli organlarının ayrıntılı çi- zimlerinin yanı sıra, karşılaştırmalı anatomi, hatta fizyoloji alanının tümünü kapsayan bilgiler de içerecekti. Leonardo anatomi bölümünü 1510-11 kışında bitireceğini düşünüyordu. Bunların ötesinde matematik, optik, mekanik, jeoloji ve botanik konularında sayısız araştırma ile dolan not defterlerinin sayısı artıyordu. Bütün bunlar onun “algısal evreni” için birer veri niteliğindeydi. Kuvvet ve hareketin, temel mekanik etkenler olarak canlı ve cansız doğada görülen bütün biçimleri yarattığına inanıyor, ayrıca bu güçlerin düzenli, uyumlu yasalara bağlı olarak işlediğini kabul ediyordu.

Son yılları (1513-19).


1513’te Fransızların geçici olarak Milano’dan çıkartılması gibi siyasal olaylar yüzünden 60 yaşındaki Leonardo gene yollara düştü. Öğrencileri Melzi ve Salai ile birlikte Roma’ya gitti. Orada eski işverenlerinden biri olan Papa X. Leo’nun kardeşi Giuliano de’ Medici aracılığıyla iş bulacağını düşünüyordu. Giuliano onu çok iyi karşıladı, ona sarayında bir oda ayırdı; yüklüce bir aylık bağladı. Ama Leonardo’nun beklediği siparişler gelmedi.

Bu kentte üç yıl neredeyse bir köşeye atılmış olarak yaşadı. Oysa burada canlı bir çalışma ortamı vardı, bir yandan Donato Bramante San Pietro Bazilikasfnı yapıyor, öte yandan Raffaello papanın yeni sarayının duvar resimleri üstünde çalışıyordu. Michelangelo da Papa Julius’un mezannı bitirmeye uğraşıyordu. Ayrıca Peruzzi, Timoteo Viti ve Sodoma gibi daha genç sanatçılar da oradaydılar. Gönderilmemiş mektup taslakları, ya atölyesinde matematik üstünde çalışmakla ya da kenti dolaşıp eski yapıtları incelemekle zaman geçiren bu yaşlı ustanın düş kırıklığını yansıtır. Yalnız 1514’ten kalan usta işi bir harita, onun Giuliano de’ Medici tarafından Pontino Bataklıklarını kurutma projesinde görevlendirildiğini gösterir.

Leonardo’nun arkadaşlık ettiği Bramante de 1514’te ölmüştü. Bunun dışında Roma’ da bulunduğu sırada başka sanatçılarla yakınlık kurduğuna ilişkin bir kayıt yoktur. Bütün bunlar onun, 65 yaşında olmasına karşın, birdenbire genç Fransa kralı I. François’nm önerisini kabul edip hizmetine girmesini açıklar. 1516 sonunda kendisine en bağlı öğrencisi Francesco Melzi ile birlikte İtalya’dan ayrıldı. Yaşamının son üç yılını François’nın Loire Irmağı kıyısında, Amboise’daki yazlık sarayının bulunduğu küçük bir kent olan Cloux’da (sonradan Clos-Luce) geçirdi. “Kralın birinci ressamı, mimarı ve makine mühendisi” gibi şatafatlı bir unvanı vardı, ama genç kral onu istediğini yapması için tümüyle serbest bırakmıştı. Artık resim yapmıyor, yalnızca elindeki, Aragon kardinalinin portresi olduğu bilinen “Vaftizci Yahya” (Louvre Müzesi, Paris) adlı resmi bitirmeye çalışıyordu.

Fransa kralı için Romorantin’de yapılacak bir saray tasarlamıştı. Fransız ve İtalyan yapı geleneklerinin özenli bir bireşimi olan bu tasarım da bölgede sıtma salgını çıkması üzerine uygulanamadı. Saraydaki eğlenceler için de bazı taslaklar yapıyordu, ama kral ona saygın bir konuk gibi davranmaktaydı. Kral yıllar sonra Benvenuto Cellini ile konuşurken bile, ona karşı duyduğu hayranlığı dile getirecekti. Leonardo ise zamanının çoğunu araştırmalarını düzene sokmakla geçiriyordu. Resim bilimine ilişkin çalışmasının son bölümü ile anatomi kitabının birkaç sayfası ortaya çıkmıştı. Ama Leonardo bunlar da tamamlanamadan öldü ve sarayın kilisesi Saint Florentin’e gömüldü. Burası daha sonra, Fransız Devrimi sırasında hasara uğradı, 19. yüzyılın başında da yıktırıldı. Bu nedenle bugün Leonardo’nun mezarının yeri bilinmemektedir. Yapıtları ve bilimsel çalışmaları Francesco Melzi’ye kalmıştır.

Değerlendirme.


Leonardo’nun resimlerinin sayısı çok değildir. Onun olduğu kesin olarak bilinen yalnız 17 yapıt günümüze kalmıştır; bunların bir bölümü de bitmemiştir. “Anghiari Savaşı” ile “Leda” adlı iki önemli yapıtın ise yalnız kopyaları vardır. Gene de bunlar, onun ressam olarak büyüklüğüne tanıklık edecek kadar yetkindir. Leonardo temelde bir ressamdır; geniş renk bilgisi, perspektif, anatomi, mekanik gibi bütün öteki konulardaki araştırmalarının tek amacı, daha iyi resim yapabilmektir. Onun için anlatım önde gelmiş, her zaman daha iyi bir anlatıma ulaşmak için çalışmıştır. Yapıtları taslak durumunda bile olgunluklarıyla, erişmiş oldukları plastik anlatım gücüyle, yetkin düzenlemeleriyle dikkati çeker.

Leonardo en ünlü yapıtlarından biri olan “Mona Lisa”yı Floransa’da bulunduğu 1500-06 arasında yapmıştır. Bir tüccarın
karısının portresi olan bu resim, gerek yumuşak çizgilerle sağladığı üçboyutluluk duygusu, gerekse arka plandaki renklerin maviye kaçarak uyandırdığı derinlik duygusuyla Leonardo’nun bilim alanındaki bilgilerini de kullandığı bir başyapıt olmuştur. Mona Lisa’nın yüzündeki gizemli gülümseme ise yüzyıllar boyunca sanatçılar kadar bilim adamlarının da ilgisini çekmiş, bu anın nasıl yakalandığını açıklamaya çalışan kuramların ortaya atılmasına neden olmuştur. Resim, üstünde çalışıldığı sırada bile hayranlıkla izlenmiş, daha sonra da ideal bir portre için örnek sayılmıştır. Leonardo bu yapıt üstünde çalışırken Raffaello’nun onu izlediği, kendisi için taslaklar çizdiği, bunları da daha sonra “Maddalena Doni Portresinde (y. 1505, Pitti Sarayı, Floransa) kullandığı bilinmektedir.

Leonardo resmin yanı sıra heykelcilikle de uğraşmış, ama iki önemli yapıtı da uygulanmadan taslak halinde kalmıştır. Francesco Sforza ile Mareşal Trivulzio’yu canlandıracak bu heykeller için çizdiği taslaklar günümüze ulaşmıştır. Bunlar Leonardo’nun ne denli iyi bir gözlemci olduğunu, canlı bir atm oranlarından duruşuna, kaslarının gerginliğine kadar nasıl en küçük ayrıntıları bile kaçırmadığını gösterir. İki yapıt da anıtsal boyutlarda olmak üzere tasarlanmıştır. Leonardo’nun bunları, düşündüğü gibi bir seferde, tek parça olarak dökebilmesi, çağının teknik olanakları düşünülürse biraz kuşkulu gibi gözükmektedir. Böyle bir girişimi göze almış olması bile onun bu tür sorunlara ne kadar yürekli yaklaşabildiğini gösterir.
Ludovico Sforza’ya iş için başvurduğu mektubunda Leonardo kendini deneyimli bir mimar, askeri mühendis ve su yapılan mühendisi olarak tanıtmaktadır. Gerçekten de mimarlık konularıyla yaşamının sonuna değin ilgilenmiştir. Ama bu alandaki etkinliği çoğu kez danışmanlık düzeyinde kalmıştır.

Çeşitli yapılar için hazırladığı taslak çizimleri vardır. Bir de Milano Katedrali’ nin kubbesi için bir maket hazırlamış, ama önerisi benimsenmemiştir. Fransa’da yapılacağını düşündüğü Romorantin Sarayı ile bahçesine ilişkin tasarımları onun bu konuyu hem estetik, hem de teknik sorunları başarıyla çözecek düzeyde bildiğinin en iyi kanıtıdır. Daha sonra bulunan not defterlerinden, savunma yapıları ile su yapıları alanında da başarılı tasarımlarının bulunduğu, bunların bir bölümünün de uygulandığı anlaşılmaktadır.

Leonardo’nun bilimsel araştırmalarının odağı resim bilgisi üstündeki çalışmalarıdır. Ayrıca not defterlerine yaptığı çizimler resimleme alanında da büyük bir usta olduğunu ortaya koyar. Dünya görüşünü en iyi yansıtan çalışmalarını ise anatomi alanında yapmıştır. Anatomi başlangıçta onun için daha iyi resim yapma amacına yönelik bir çalışmayken, kısa zamanda kendi başına bir araştırma konusu olup çıkmıştır. Leonardo gördüklerini en ince ayrıntısına kadar çizmiş, göremediklerini de doğruluk oranı çok yüksek kestirimlerle tamamlamıştır. Hazırladığı insan gövdesine ilişkin kesit çizimlerini, arka arkaya konduklarında birbirini tamamlayan saydamlar gibi düzenleyerek, insan vücudunun nasıl çalıştığını anlamak istemiştir. Kendisinin de kadavralar üstünde çalıştığı, Milano’daki Sta. Maria Nuova Hastanesi’nde 30 kadar otopsi yaptığı bilinmektedir.
Ad:  Leonardo da Vinci5.jpg
Gösterim: 2792
Boyut:  41.9 KB

Leonardo mekanik konusunda da incelemeler yapmış, pek çok makine tasarlamıştır. 1490’ların sonunda Milano’da yayımlamış olduğu küçük bir kitapçık bu konudaki kuramsal çalışmalarını yansıtır. Makinelerin çalışması hep ilgisini çekmiş, bununla insan gövdesinin çalışması arasında ilişkiler kurmaya çalışmış, sonunda da doğadaki en önemli öğenin hareketi sağlayan güç olduğu düşüncesine varmıştır. Bu konulardaki çalışmaları için de sorunları en açık biçimde anlatan yetkin çizimleri vardır.
15. yüzyıl sona ererken skolastik öğreti gerilemeye, yerini hümanist düşünceye bırakmaya başlamıştı. Leonardo ise çağdaş denebilecek üçüncü bir yaklaşımın temsilcisiydi. Bu yaklaşımda, duyularıyla edindikleri izlenim ve deneyimleri başkalarına aktaran sanatçılar önemli bir rol oynarlar. Leonardo da sanatçı gözüyle doğaya bakmış, onun gizlerini ortaya çıkarmaya çalışmıştır. Her alanda ansiklopedik bilgi sahibi olunabileceğini düşünmesi, onun hâlâ skolastiğin etkisinde olduğunu gösterir. Ama araştırmalarını deneye dayandırması yeni, bilimsel bir çağın açılmasına katkıda bulunan en önemli etkinliklerden biri olmuştur.

Leonardo belki kendi kendine dil öğrenen, doğa bilimlerini, düşün konularını, tarihi kavramak için notlar tutan ampirik bir gözlemcidir. Ama tam bu noktada ona özgü “bilgi kuramı” ortaya çıkar. Bu, bilimle sanatı birbiriyle kaynaştıran bir yaklaşımdır. Onun yaratıcı dehasına bu gözle bakılınca, kaç yapıtını bitirip kaçını bitirmediği önemsiz kalır. Önemli olan onun içindeki akılcı yaratma gücüdür. İşte bu güç onun yapıtlarında yaşamış, varlığını da günümüze değin sürdürmüştür.

ÖBÜR ÖNEMLİ YAPITLARI.


Resim. “Meryem’e Müjde” (1472-77, Uffizi Galerisi, Floransa), “Meryem’e Müjde” (y. 1472-77, Louvre Müzesi, Paris), “Karanfilli Madonna” (y. 1474, Eski Pinakotek, Münih), “Ginevra de’ Benci’nin Portresi” (y. 1475- 78, Ulusal Sanat Galerisi, Washington, D.C.), “Madonna Benois” (1478-1500’den sonra, Ermitaj, Leningrad), “Aziz Hieronymus” (y. 1480, Vatikan Müzeleri, Roma), “Müneccim Kralların Tapınması” (1481, Uffizi Galerisi, Floransa), “Müzikçi” (y. 1490, Ambrosius Resim Galerisi, Milano), “Erminli Kadın” (“Cecilia Gallerani”, y. 1490, Ulusal Müze, Kraköw, Polonya).
Çizim ve not defterleri. Fransız Enstitüsü, Paris; British Museum, Londra; Uffizi Galerisi, Floransa; Ambrosius Kütüphanesi, Milano; Venedik Akademisi; Kraliyet Kütüphanesi, Windsor Şatosu; Kraliyet Kütüphanesi, Torino; Ulusal Kütüphane, Madrid; Victoria ve Albert Müzesi, Londra.


Son düzenleyen Safi; 20 Ağustos 2016 20:01
Biyografi Konusu: Leonardo da Vinci nereli hayatı kimdir.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
8 Eylül 2006       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

LEONARDO DA VİNCİ


İtalyan res sam, heykelci, mühendis, rajmar ve bilgin
Sponsorlu Bağlantılar
(Vinci, Floransa yakınları, 14Ş2 - Cloux şatosu, bugün Clos-Lucâ, Amboise yakınları, 1519)
Ad:  Leonardo da Vinci2.jpg
Gösterim: 1743
Boyut:  49.6 KB

Floransa senyörlüğü'nün noteri ser Piero'nun evlilikdışı oğluydu. 1469' da yanına girdiği Verrocchio'dan heykel ve resim sanatlarını öğrendi, 1472'de floransalı ressamlar kütüğüne yazıldı, 1481' in sonu ya da 1482'nin başına değin Floransa'da yaşadı. Bu dönemde yaptığı Muştulama (Uffizi) ve Ginevra Benci'nin portresi (National Gallery of Art, Washington) gibi resimler, floransa estetiği ve inceliğinin genç sanatçıyı ne kadar etkilemiş olduğunu gösterir Milano'ya gittiği’ için yarım bıraktığı Müneccim kralların tapınmasında (Uffizi), Leonardo, dönemin sanat sorunlarına kendi kişisel çözümünü getirir: stumato ile, çevre çizgileri ve plastik kitleler, yüz ifadelerinin önem kazandığı daha anlamlı, daha şiirsel yeni bir gerçeklik içinde erir.

1482'de Leonardo Milano'ya, Ludovico Sforza'nın sarayına gitti ve ona askeri mühendis, mimar, ressam ve heykelci olarak hizmet etmeyi önerdi. Dük, Leonardo'ya şenlikleri düzenleme görevini verdi; ayrıca babası Francesco Sforza'nın at üstünde dev boyutlu (yaklş. 8 m yükseklikte) bir heykelini sipariş etti. Vinci bu heykel üstünde on altı yıldan daha fazla bir süre çalıştı, ancak heykel bir türlü dökülemedi. Leonardo, Milano ve Pavia katedrallerinin yapımı üzerine tartışmalara katıldı. Bir yandan da resim konusundaki araştırmalarını sürdürdü. Kayalıklı Meryem Ana (1483'e doğr., Louvre; sanatçının elinden çıkma benzer bir tablo da Londra'daki National Gallery'de bulunmaktadır) adlı yapıtında, dağınık ışık kullanarak konuya değişik bir görünüm kazandırmayı artık kesinlikle başarmıştı; bu, sanatçının başlıca kaygılarından biriydi. 1496-1498 arasında S. Maria delle Grazie'nin yemekhanesi için, başyapıtlarından biri olan Son yemek'i gerçekleştirdi; kompozisyonu düzenli ve bakışımlı olan bu yapıtta, çok yoğun bir duyarlık sezilir.

Bu çalışmalara koşut olarak Leonardo, öğretisini kuramsal temeller üzerine oturtmak için yoğun bir araştırma ve bilgi toplama çalışmasına girişti. Perspektif, anatomi, mekanik üzerine yaptığı incelemelerin art arda yayımlanmasını tasarlıyordu, ama bu isteği bir türlü gerçekleşmedi. El-yazmaları yayımlanıncaya kadar yapıtları gizli kaldı. Yalnızca 1651’de, bir XVI. yy. derlemesinden yola çıkılarak, Resim üstüne (Trattato della Pittura) adlı kitabı yayımlanabildi. Leonardo, yeryüzü ile gökyüzünü, güneşten yayılan ışıkla hayat kazanan ve doğa güçlerinin durmak bilmez mücadelesiyle çalkalanan bir evren içinde birleştiren eteiksiz bir kozmoloji tasarlamıştı.

1499'da Milano dukalığı düştüğü zaman, Leonardo bütün İtalya'ya adını duyurmuştu. Mantova'ya gitti ve burada Este ailesinden İsabella'rıın portresini yaptı; sonra Floransa'ya döndü. Bu dönemde geniş bir yankı uyandıran yapıtlar gerçekleştirdi: Azize Anna adlı tablosunun taslağı (Londra, Royal Academy; daha sonra gerçekleştirdiği yağlıboya tablo Louvre' dadır); ışık gölge oyunlarıyla sağlanmış titiz bir renk birliğini yansıtan la Gioconda" portresi; Palazzo Vecchio'daki Büyük kurul salonu'nu süsleyen teknik açıdan başarısız duvar resmi Anghiari savaşı (1503- 1505). Leonardo daha sonraları, desenleriyle tanınan (1504-1508 arasında) Lada'yı, Louls Xll'nln sipariş ettiği iki madonna resmini (1506-1512'ye doğr., bugün kayıptır) ve Louvre'dakl Vaftize! Yahya'yı gerçekleştirdi.

Bu arada mühendislik işleriyle görevlendirildi; ancak, Arno ırmağının yatağını değiştirmek üzere tasarladığı planlar başarısızlıkla sonuçlandı. Leonardo, daha sonraları Milano'ya döndü ve Trlvulce’ nln mezarı İçin bir atlı heykeliyle süslü bir anıt yaptı (1511-12). Leonardo'nun sanatını en dolaysız- biçimde sürdürenler Milano'dan çıkmıştır; ancak, bunların tümü aynı derecede yetenekli değildir; Q. A. De Predls, Luinl, kendisi de Touralne'e çalışmaya gidecek olan A. Solario Rofna’da iki yıl kaldıktan sonra Leonardo François l’ln daveti üzerine, Fransa'ya gitti (1516); orada daha çok krallık şatoları İçin mimarlık araştırmaları yaptı.

XV. yy. floransa sanatının tüm özlemlerinin mirasçısı olan Leonardo, yüzyılın araştırmalarına dâhice bir çözüm getirdi: resimde ışık gölge oyunlarının egemenliğini ve tonların ustaca kullanımıyla figürlere biçim kazandırabileceğini kanıtladı; heykel ve mimarlıkta ise, anlatım kaygısının yeniden ağır basmasını sağladı. Desenleri (Wİndsor şatosu'nda geniş bir koleksiyon bulunur), kimi kez bilimsel bir kesinliği, kimi kez de eşsiz bir hayal gücünü yansıtır. Şaşılacak kadar çeşitli konuları işleyen ve genellikle dikkate değer bir edebi nitelik taşıyan çok sayıdaki yazılarının büyük bir bölümü günümüze ulaşmıştır; buna karşılık desen defterleri (Milano’da Ambrosiana kitaplığımdaki Codex Atlanticus, Paris'te institut de France'taki elyazmaları vb.), bir ölçüde sanatçının ilgisizliğinin, bir ölçüde de mirasçılannın ihmalciliğinin kurbanı olmuşlardır. Leonardo, XVI yy.’dan başlayarak, bir çtsşit “sihirbaz" olarak görülüyordu; çoğu kaybolmuş ya da yarım kalmış olmasına rağmen, yapıtının taşıdığı anlam çok büyüktür.

Kaynak: Büyük Larousse

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 20 Ağustos 2016 19:50
ass - avatarı
ass
Ziyaretçi
10 Eylül 2006       Mesaj #3
ass - avatarı
Ziyaretçi
Da Vinci, 1483’te, Hazreti Meryem’le ilgili Milano’nun ‘Mükemmel İlkah (Kusursuz Gebelik) Kardeşlik Teşkilatı’nın ısmarlaması üzerine, ‘Kayalıklar Bakiresi’ni resmetti. Resimde Hazreti Meryem, mağarada çocuk İsa ve Aziz Yuhanna ile yere eğiliyor.
Ad:  kayaklar bakiresi.jpg
Gösterim: 1640
Boyut:  30.6 KB
Londra’da kızılötesi ışın taramasıyla keşfedilen alttaki resimde ise Hazreti Meryem, kolları açılmış dururken görülüyor.
National Gallery Müdürü Syson ile diğer uzmanlar, Da Vinci’nin dinsel-sanatsal yorumunun, siparişi veren Milano teşkilatınca kabul görmediğini hatırlatıyor. Çünkü Vinci, istediği ücret verilmeyince resmi satmış ve özgün resim yıllar sonra Paris-Louvre Müzesi’ne yerleştirilmiş.

National Gallery uzmanları, Da Vinci’nin ‘Kayalıklar Bakiresi’ni nasıl kopyaladığını araştırıyorlardı. Londra’daki kopyanın altında yarım kalmış ve dini teşkilatça kabul görmeyen yorum ortaya çıkarıldı. Londra’daki kopya, 1508’de Milano’daki şapele yerleştirildi. Çünkü istenen ücret ödenmediğinden, da Vinci özgününü sattığı resminin kopyasını yapmıştı.
Luke Syson, “Da Vinci’nin ikinci resmi, Milano teşkilatınca muhtemelen kabul görmediğinden Vinci kopyayı yapmak zorunda kalmıştı” dedi.

National Gallery’deki bu keşif, Da Vinci’nin ‘Ginevra de Benci’ portresi ile ‘Karanfilli Meryem Ana’ resimlerinin 1930’larda keşfinden beri ilk.
Da Vinci, Milano’daki şapelin altarı için sipariş verilen resmine istediği ödeme yapılmayınca, bugün kızılötesi ışınla ortaya çıkarılan alttaki resminde Meryem Ana’yı oğlu İsa’ya hayranlıkla bakarken resmedecekti.
Londra National Gallery Eserleri Koruma Dairesi uzmanı Rachel Billinge, resmin alt katmanından ortaya çıkarılan yarım kalmış resmin şaheser olacağına işaretle, Vinci’nin aslında Milano şapeli için ikinci resmi aynen yapmayı kabul ettiğini ve olasılıkla doğacak ikinci şaheserin Milano kilisesince engellendiğini aktardı. National Gallery Müdürü Syson, “Bu engelleme bir bakıma son derece acı oldu” dedi.

Ulusal Galeri Koruma Dairesi uzmanı Billinge, “Kopyanın nasıl yapıldığını araştırmaya başladığımızda, altından yarım kalmış başka resim çıkacağını asla bilemezdik” dedi.
Aslı Louvre’da olan, altından yarım kalmış şaheser çıkan National Gallery’deki ‘Kayalıklar Bakiresi’nin neyi anlattığı, neleri simgelediği tam bilinmiyor. Kimi uzman, ‘Mükemmel İlkah’ın anlatıldığını, kimi uzman ise Hazreti İsa’nın çocukken Aziz Yuhanna ile ilk karşılaşması olduğunu söylüyor.
Son düzenleyen Safi; 20 Ağustos 2016 19:57
Hi-LaL - avatarı
Hi-LaL
Ziyaretçi
27 Kasım 2006       Mesaj #4
Hi-LaL - avatarı
Ziyaretçi

Da Vinci'nin şifresi: Mona Lisa'nın sol yanağı...


Matematik ve Mona Lisakitabıyla tüm dünyada yankı uyandıran Prof. Dr. Bülent Atalay, SABAH gazetesinin davetlisi olarak geldiği İstanbul'da, Leonardo Da Vinci hakkında bilinmeyenleri anlattı.
LeonardoDa Vinci'nin mühendislik harikası olarak nitelendirilen çizimleri, tarihçilerin, mühendislerin ve bilim adamlarının ortak çalışmasıyla hayata geçirildi. 31 Aralık tarihine kadar Rahmi M. Koç Müzesi'nde sergilenen eserler, Leonardo'nun kusursuz bir ressamdan öte bir mühendis ve bir bilim adamı olduğunu ve paraşütü, tüfeği, matbaayı bundan yüzyıllar evvel keşfettiğini gösteriyor. Eserlerinde kusursuz 'altın oranı' kullanan Leonardo Da Vinci, son yıllarda ise Dan Brown'un kitabıyla gündemde. Herkes onun eserlerinde bir şifre olup olmadığını tartışıyor. Kendisi de bir ressam olan, fizikçi Prof. Dr. Bülent Atalay, Mona Lisa ve Matematik kitabında, tüm bu iddianın aksine bir tez ortaya koyuyor. "Da Vinci şifresi diye bir şey yok. Leonardo, doğanın şifresini çözmeyi başardı," diyor.
Ad:  Leonardo da Vinci3.jpg
Gösterim: 2670
Boyut:  57.9 KB

Doğanın şifresi


Atalay, doğanın bir aritmetiği olduğunu ve belirli rakamların tabiatta var olduğunu söylüyor ve ekliyor: "Leonardo Fibonacci, daha 1202 yılında yayımladığı Liber Abaci kitabında, doğanın aritmetiğini çözmeyi başarmıştı. Avrupa'ya ilk kez 0 sayısını ve 10 tabanlı sayı sistemini de o tanıştırdı. Fibonacci'nin tezinde yer alan sayılar, 1, 1, 3, 5, 8, 13, 21, 34, 55, 89, 144... şeklinde devam ediyor. Her sayıyı bir önceki sayı ile topladığınızda bir sonraki sayıyı elde ediyorsunuz. Fibonacci, aynı savı tavşan tezi ile de ortaya koyuyor. Tezinin kuralları şöyle: Bir çift tavşan bir odaya konuluyor. Tavşanların yavrulamadan önce iki ay kadar büyümeleri gerekiyor. Bir çift yetişkin tavşan her ay bir çift tavşan doğuracaktır. Doğan yavrular da iki ay sonra tekrar yavrulamaya başlarlar. Bu aritmetiğe göre yıl sonunda 144 çift tavşan oluyor. 144, Fibonacci'nin sayıları arasında yer alıyor. Doğadaki çiçeklere bakıldığında da Fibonacci dizinindeki sayılara rastlamak mümkün. Örneğin ayçiçeğinin çekirdeklerinden 34 tanesi sağ tarafa, 21 tanesi ise sol tarafa bakıyor."

Altın kural


Atalay, "Fibonacci dizinindeki birbirini izleyen sayılar incelendiğinde ortalama 1, 62 civarında seyreden değerler ortaya çıkıyor, 17 ve 18. sayılardan sonra ise bu değer 1, 618034'te yuvarlanıyor. Bu sayı da doğada 'altın kural' olarak kabul ediliyor. Leonardo Da Vinci de eserlerini bu altın kurala göre oluşturuyordu. Hiçbir ressam çalışırken ağaçları, dalları, yaprakları saymaz. Ama o sayıyordu, doğadaki olayların nedenlerini bilmek istiyor ve bilimle yakından ilgileniyordu. Mona Lisa tablosuna baktığımızda da altın kuralı görebiliyoruz. Yüzü altın dikdörtgenle çevrelenmiş ve vücudu da altın üçgen doğrultusunda çizilmiş," diyor.

Çizgilerin sırrı


Atalay, konferansta 500 yıllık portreleri inceleyen nöroloji bilimleri uzmanı Christopher Tyler'den de bahsediyor: "Tyler, beynin her iki yarımküresindeki asimetrik işlevlerin, sanatçıların eserlerine yansıyıp, yansımadığını araştırmış. Ve Da Vinci'den Picasso'ya kadar, birçok sanatçının eserlerinin tam ortasından bir çizgi çekildiğinde, bu çizginin sağ ya da sol gözden geçtiğini saptamış. Mona Lisa'dan da bu çizgi, sol gözden geçiyor. Kısacası Da Vinci, resimlerinde gizli bir simetri yaratıyormuş. 20. yüzyılın sonuna dek kullanılan ABD dolarlarında yer alan Amerikan başkanlarının resimlerinde de bu çizgi yine bir gözün tam üstünden geçiyor.

Ayrıca Mona Lisa tablosunda sol yanak daha ön planda tutuluyor. Sol yanağı, duyguları da kontrol eden sağ beyin kontrol ediyor. Portresine samimi bir hava katmak isteyen Da Vinci, Mona Lisa'yı resmederken sol yanağının önde olmasına özen göstermiş," diyor.

Beyazıd'a mektup


Atalay'ın kitabında yer verdiği en ilginç konulardan biri de Fatih Sultan Mehmet'in Leonardo Da Vinci'ye, bir mektup yazarak 1480 yılında İstanbul'a davet etmesi. Atalay'ın savına göre, o yıllarda yeni bir işe giren Leonardo, yerine Bellini'yi İstanbul'a yollamış. Daha sonra Haliç'te bir köprü yapmak isteyen Da Vinci, Fatih Sultan Mehmet'in oğlu Yıldırım Beyazıd'a mektup yazarak, İstanbul'a gelmek istediğini, Haliç'te bir köprü projesi olduğunu belirtmiş. Ayrıca askeri bir danışman olarak surlar, tüfekler de yapabileceğini söylemiş ve son olarak "Resim de yaparım," demiş. Fakat o dönemde ihtiyaç duymayan Yıldırım Beyazıd, teklifi kabul etmemiş.

Öncelik bilimde


Kusursuz bir ressam olmasına karşın Leonardo Da Vinci'nin toplam 12 tablosu bulunuyor. "Çünkü onun için bilim, resimden daha önce geliyordu. Galilei'den 100 yıl önce "Güneş hareket etmiyor," diyen Da Vinci, ilk otomobili, bisikleti, uçma aygıtını, paraşütü ve matbaayı çizmekle meşgul olduğunu söyleyen Atalay, Da Vinci'nin eserlerinin bilinçli bir şekilde değerlendirilmesi gerektiğinin önemini vurguluyor. Da Vinci'nin zeka ve mühendislik harikası bu çizimleri, bundan yüzyıllar sonra replikalar olarak Rahmi M. Koç müzesinde sergileniyor.
Burcu ALDİNÇ
Son düzenleyen Safi; 20 Ağustos 2016 19:58
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
15 Mart 2007       Mesaj #5
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Leonardo, 1502 yılında Haliç'e bir köprü yapılması için proje hazırlamıştı.
Ad:  leonardo1.jpg
Gösterim: 1574
Boyut:  40.7 KB
Rönesansı başlatan İtalyan heykeltraş, mimar ve mühendis Leonardo da Vinci 1519'da hayata veda etti.
İtalyan mimar, müzisyen, anatomist, mucit, mühendis, heykeltraş, geometrisyen ve ressam Leonardo da Vinci, 15 nisan 1452 - 2 mayıs 1519 tarihleri arasında yaşadı.
Rönesans sanatını doruğuna ulaştırmış, sadece sanat yapıtlarıyla değil çok çeşitli alanlardaki araştırmaları ve buluşlarıyla da tanınan, dünyanın gelmiş geçmiş en büyük sanatçılarından biridir.
Leonardo, genç bir noter olan Piero da Vinci'nin ve bir çiftçi kızı olan Caterina'nın evlilik dışı çocuğu olarak Floransa'ya bağlı Vinci kasabası yakınlarındaki Anchiano'da dünyaya geldi.

Modern isimlendirme kurallarından önce doğan Leonardo'nun tam ismi Vincili Piero'nun oğlu Leonardo anlamına gelen Leonardo di Ser Piero da Vinci'dir. Eserlerini Leonardo ya da 'Io, Leonardo' (ben, Leonardo) olarak imzalamıştır.
Leonardo'ya bebekliğinde annesi baktı. Birkaç yıl sonra annesi başka biriyle evlendirilerek komşu kasabaya yerleşince, babasının nadiren uğradığı büyükbabasının evinde yaşamaya başladı. Ara sıra babasının evine de giderdi.
Babasının ilk eşinden çocuğu olmadığı için aileye kabul edilebilmişti, ama hiçbir zaman meşru bir çocuk olarak görülmedi ve amcası Francesco dışında ailesindeki kimseden sevgi görmedi.

14 yaşına kadar Vinci'de yaşayan Leonardo, büyükanne ve büyükbabasının ölmesi üzerine 1466'da babası ile birlikte Floransa'ya gitti. Evlilik dışı çocukların üniversiteye gitmesi yasak olduğundan üniversite öğrenimi görme şansı yoktu.
Küçük yaşta yaptığı çizimleri babası, ünlü ressam ve heykeltraş Andrea del Verrocchio'ya gösterince, Verrochio kendisini çırak olarak yanına aldı. Lorenzo di Credi ve Pietro Perugino gibi sanatçılarla çalıştı.
Sadece resmi değil, lir çalmayı da öğrendi. Büyük ihtimalle eşcinsellikle de bu atölyede tanıştı. 1476'da oğlancılıkla suçlandığında yargılandı ve suçsuz bulundu. İdam korkusu ve utançla tanıştı.

Floransa'yı 1482'de terk ederek Milano Dükü Sforza'nın hizmetine girdi. Köprüler, silahlar, gemiler, bronz, mermer ve kilden heykeller yapabileceğini anlattığı ancak göndermediği mektup, tüm zamanların en muhteşem iş başvurusu sayılır.
1499'da şehir Fransızlar tarafından alınıncaya kadar 17 yıl boyunca Milano Dükü için çalıştı. Dük için sadece resim ve heykeller yapmak, festivaller organize etmekle uğraşmadı; aynı zamanda binalar, makineler ve silahlar geliştirdi.
1485-1490 yıllarında doğa, mekanik, geometri, uçan makineler, kiliseden kale ve kanal yapımına kadar her türlü mimari ile ilgilendi; anatomi çalışmaları yaptı; öğrenciler yetiştirdi.
1490'dan sonra deftere tutma alışkanlığı geliştirdi. Bu çizimler ve defter sayfaları, müzeler ve kişisel koleksiyonlarda toplanmıştır. Bu koleksiyonculardan biri de Bill Gates'tir.
1499'da Milano'nun Fransızlarca alınmasından sonra şehri terk eden ve yeni bir koruyucu aramaya başlayan Leonardo, 16 yıl boyunca İtalya'da seyahat etti. Pek çok kişi için çalıştı, çoğu eserini yarım bıraktı.
İnsanlık tarihinin en iyi resimlerinden biri kabul edilen 'Mona Lisa' için 1503'te çalışmaya başladığı söylenir. Bu resmi tamamladıktan sonra hiç yanından ayırmamış, tüm seyahatlerinde yanında taşımıştı.
1504'te babasının ölüm haberi üzerine Floransa'ya döndü. Miras hakkı için kardeşleri ile mücadele verdi ancak çabası sonuçsuz kaldı. Çok sevdiği amcası tüm varlığını ona bıraktı.
1506'da bir Lombardiya aristokratının 15 yaşındaki oğlu olan Kont Francesco Melzi'yle tanıştı. Melzi, hayatının geri kalanında onun en iyi öğrencisi ve en yakını oldu.
1490'da 10 yaşında iken korumasına aldığı ve Salai adını verdiği genç de 30 yıl boyunca onunla beraber oldu, ancak hiçbir sanatsal ürün veremedi. Leonardo İtalya'yı, sevgilisi oldukları da iddia edilen bu iki dostla dolaşmıştı.
1513-1516 arasında Roma'da yaşadı ve Papa için geliştirilen çeşitli projelerde yer aldı. Anatomi ve fizyoloji alanında çalışmaya devam etti. Ancak Papa, kadavralar üzerinde çalışmasını yasakladı.
1516'da koruyucusu Giuliano de Medici'nin ölümü üzerine Kral I. Francis'ten Fransa'nın baş ressam, mühendis ve mimarı olmak üzere davet aldı. Paris'in güneybatısındaki Amboise'da Kraliyet Sarayı'nın yanında hazırlanan konağa yerleşti.
Sağ koluna felç inen Leonardo da Vinci, resimden çok bilimsel çalışmalara ağırlık verdi. Kendisine dostu Melzi yardımcı olmaktaydı. Salai ise Fransa'ya geldikten sonra onu terk etmişti.

2 mayıs 1519'da hayata veda etti. Kralın kollarında can verdiği rivayet edilir. Ancak 1 mayısta kralın bir başka şehirde olduğu ve bir gün içinde oraya gelemeyeceği bilinmektedir. Mirasının büyük bölümünü Melzi'ye bıraktı.
1466-1472 arasında bilinen hiçbir eseri yoktur. Bu çıraklık döneminde atölyede boyaları karıştırdı, resimlerin küçük bazı bölümlerini boyadı. 1472'de Floransa'da bağımsız bir ressam oldu. Ancak ustasının atölyesinden ayrılmadı.
Bilinen ilk resmi 5 ağustos 1472 tarihli 'Arno Vadisi'dir. Dehasını yansıtan bu resimde derinlik arttıkça detaylar azalır, kağıdın rengi resme hakim olur. Bu teknik daha sonra yokoluş perspektifi olarak adlandırılmıştır.

1471-1475 arasında Andrea del Verrocchio'ya 'İsa'nın Vaftizi' adlı tablosunda yardım etti. Resmin ana unsurlarını Verrochio zaten çizmişti. Leonardo, diz çökmüş bir melek ile İsa'nın vücüdunu resmetti.
Melek, Verrochio'nın çizdiği figürlerden çok daha başarılıydı. Bunu gören Verrochio'nun fırçalarına bir daha asla elini sürmediği söylenir. Gerçekten de bu tablo, Verrochio'nun bilinen son tablosudur.
1478'de kendi atölyesini açtı, bu dönemde sipariş üzerine yaptığı en az iki resim vardır. İlk Floransa döneminde çizdiği en önemli tablolardan biri de 'Aziz Jerom'dur. Tamamlamış olsa 'Mona Lisa' kalitesinde olacağı tahmin edilen bu tablo şu anda Vatikan'dadır.
1481-1482 arasında aldığı bir sipariş üzerine 'Müneccim Kralların Tapınması' adlı tablo üzerinde çalıştı. Ancak 1482'de Milano Dükü'nün hizmetine girince dev tabloyu yarım bırakarak Milano'ya gitti.
Milano dönemi başında yaptığı resimlerin en önemlisi 'Kayalıkların Bakiresi'dir. İki versiyonu bulunan bu eserin biri Louvre Müzesi'nde, diğer Londra Ulusal Galerisi'nde yer alır.

'Kayalıklar Bakiresi'nin yarattığı ilgi üzerine ısmarlanan 'Erminli Kadın', günümüze kalan az sayıdaki resminden biridir. Polonya'daki Czartorisky Müzesi'ndedir.
1490'da Sforza'nın düzenlediği festival için yaptığı 'Gezegenlerin Dansı' adlı müzikali, İtalya'da ünlenmesini sağladı. 1497'ye kadar en önemli eserlerinden biri olan 'Son Yemek' üzerinde çalıştı.
'Son Yemek', Milano'da bir manastır yemekhanesinde yer alan bir duvar resmidir. Maalesef, bu büyük eseri yaparken denediği karışım başarılı olmamış, eser daha 1500'lü yıllarda bozulmuştur.
Leonardo, Milano döneminde matematikle de uğraştı ve İtalyan matematikçi Luca Pacioli'ye 'Altın Oran Üzerine' adlı yapıtını yazmasında yardım etti.

En çok vaktini alan çalışma, dükün babası onuruna yapması istenen 'Bronz At Heykeli'ydi. Dünyanın en büyük at heykeli olması planlanan bu eser için Leonordo uzun süre atların anatomisini inceledi.
1483'te başlayan çalışmaları sonunda 1493'te dev kil modeli hazırladı. Bronz heykel için tonlarca bronza ihtiyaç vardı. Bronzun hazırlanmasını beklerken 'Son Yemek' üzerinde çalıştı.

Heykel için gereken bronz, Sforza tarafından silah yapımında kullanıldığından bronz heykel yapılamadı. Fransızların Milano'yu işgalinden sonra kilden yapılmış olan heykel ise askerlerin hedef tahtası olarak parçalandı.
Milano'yu terk ettikten sonra Mantova'da dönemin ressamlarının eserlerini toplamaya meraklı Isabella d'Este'nin bir portresi üzerine çalışmaya başladı. 1501'de Venedik'e gidince Isabella d'Este'nin ısrarlarına rağmen eseri tamamlamadı.
Venedik'te çeşitli projeler (Isonzo Vadisi'nde hareketli bir bent kurmak, Osmanlı gemilerinin altını delmek için dalgıç kullanmak gibi) geliştirdi, ancak hiçbiri uygulanmayınca Floransa'ya geçti.

Bir manastır için 'Meryem ve Çocuk İsa Azize Anna ile Birlikte' adıyla bilinen ve Londra'daki Ulusal Galeri'de bulunan taslağı hazırladıysa da Cesare Borgia'dan aldığı mühedislik teklifi üzerine bu eseri de yarım bıraktı.
Papa VI. Alexander'ın oğlu Cesare Borgia hizmetinde askeri mühendis olarak çalıştı, haritalar çizdi. Cesare'den ayrıldığı sırada II. Beyazıt'a Haliç'e köprü kurma projesinden bahseden bir mektup yazdığı bilinir.
Floransa'ya döndüğünde Pisa ve Floransa arasında savaş vardı. Floransa'dan Pisa'ya akan Arno Irmağı'nın yatağını değiştirerek şehri susuz bırakmayı planladı, ama bu plan başarısız oldu.

Arno Irmağı'ndan sonra 'Anghiarai Savaşı' resmi üzerinde çalıştı. 1440'ta Floransa'nın Milano'ya karşı kazandığı zaferi konu alan bu resim üzerinde çalışırken karşı duvarda da 'Cascina Savaşı' adlı resmi için Mikelanj çalışıyordu.
Eserini henüz tamamlayamadan Fransa Kralı tarafından Milano'ya çağrılan Leonardo, bir süre iki şehir arasında mekik dokudu ve sonunda resmi yarım bıraktı. Mikelanj da Roma'ya çağrıldığı için kendi resmini yarım bırakmak zorunda kaldı.
Milano'da saray mensupları için dekoratörlük yaptı, anatomi çalışmalarına döndü. Resme yeniden ilgi duymaya başladı ve 'Mona Lisa'yı yapmaya başladı. Bu resmi ömrü boyunca yanından ayırmadı ve tüm yolculuklarında beraberinde taşıdı.
1513'te gittiği Roma'da ihtiyar bir bilge olarak saygı görmesine rağmen Rafael ve Mikelanj'ın aksine Medici ailesinden fazla sipariş almadı.
Ancak Mikelanj'ın 'Davut' adlı eserinin yerinin belirlenmesi için kurulan komisyonda yer aldı ve Mikelanj'ın isteğine aykırı olarak Floransa'daki Palazzo Vecchio'nun önüne yerleştirilmesinde etkili oldu.

1515'te Fransızların Milano'yu yenmesinden sonra Guiliano de Medici kendisinden barış görüşmelerinde Fransa Kralı'na sunulmak üzere mekanik bir aslan yapma görevi verdi.
Yaptığı aslan (Floransa'nın simgesi), yürürken kalbinden zambak (Fransa'nın simgesi) çıkarıyordu. Bir yıl sonra Guiliano de Medici ölünce, Fransa Kralı Leonardo'yu çağırtmıştı. Son yıllarını Fransa'da geçirdi.
Leonardo'nun bilim ve mühendislik alanındaki çalışmaları en az sanatsal çalışmaları kadar etkileyici ve yenilikçidir. 13 bin sayfadan oluşan defterlerinde yer alan notlar ve çizimler sanat ve bilimi kaynaştırmaktadır.
Leonardo bu notları, etrafındaki dünyayı sürekli gözleyerek, Avrupa'da yaptığı seyahatler sırasında yazmıştır. Leonardo solaktı, ve tüm yazılarını ancak ayna ile bakılınca okunabilecek şekilde, tersten yazardı.
Bilime bakış açısı gözlemseldi: Bir bilinmezliği anlamak için onu en küçük detayına kadar tarif ve tasvir ederdi, teoriye ve deneylere önem vermezdi.

Latince ve matematik eğitimi almadığı için çağdaşı akademisyenler bilimsel çalışmalarını gözardı etti. Oysaki Leonardo Latinceyi kendi kendine öğrenmişti.
İnsan anatomisi konusundaki çalışmalarına Andrea del Verrocchio'nun yanında çıraklık yaparken başladı. Çünkü Verrochio tüm öğrencilerini anatomi öğrenmeleri konusunda teşvik ederdi.
Sanat alanında başarı kazanmaya başlayınca, Floransa'daki Santa Maria Nuova Hastanesi'nde kadavralar üzerinde inceleme yapmasına izin verildi.
Daha sonra Milano'daki Maggiore Hastanesi'nde ve Roma'daki Santo Spirito Hastanesi'nde de kadavralar üzerinde çalışmalar yaptı. 1510-1511 yıllarında doktor Marcantonio della Torre ile birlikte çalıştı.
Ad:  Leonardo da Vinci6.jpg
Gösterim: 1775
Boyut:  46.4 KB

30 yılda 30 kadavra inceledi. Marcantonio ile birlikte anatomi konusunda teorik bir çalışma yayımlamak üzere çalışmalar yaptı ve 200'ün üzerinde çizim hazırladı. Bu çizimler ölümünden sonra, 1580'de 'Resim Üzerine Tezler' adıyla yayımlandı.
Birçok insan iskeleti çizimi yaptı ve omurganın çift-s formunu ilk tanımlayan kişi oldu. Pelvis ve kuyruk sokumu hakkında incelemeler yaptı ve kuyruk sokumunun beş farklı kemikten oluştuğunu belirledi.
İnsan kafatasını ve beynin kesitlerini mükemmel şekilde tariflemeyi başardı. Ciğerlerin, idrar kesesinin, cinsel organların ve hatta cinsel birleşmenin yapılarını gösteren oldukça fazla sayıda çizim yaptı.

Hamilelik mucizesini anlamak amacıyla fetusun anne karnındaki pozisyonu hakkında çizimler yapan ilk birkaç kişiden biridir. İnsan anatomisine ek olarak, çeşitli hayvanların aatomisi hakkında da çizimleri bulunmaktadır.
İnsan vücudunun sadece yapısıyla değil, fonksiyonuyla da ilgileniyordu. Bu yüzden anatominin yanısıra aynı zamanda fizyoloji çalışmaları da yaptı. Fizyolojik deformasyonu olan kişilerle ilgili de çizimleri bulunmaktadır.
Anatomi alanındaki çalışmaları, yazılı tarihteki ilk robot tasarımınına öncülük etti. Leonardo'nun Robotu adı verilen tasarım büyük olasılıkla 1495 yılında yapıldı ama ancak 1950'lerde fark edildi.
Kan dolaşımı hakkında bilgisi olmamasına rağmen, robota eklediği kalp vanaları sayesinde kanın tüketilmek üzere kaslara pompalanmasını sağladı.

Leonardo'nun yaptığı bir çizim, 2005 yılında bir İngiliz kalp cerrahına, hasar görmüş kalpleri tedavi etmek yolunda yepyeni bir yol keşfetmesi için ilham verdi.
Uçma konusuna duyduğu müthiş ilgi sayesinde kuşlar hakkında detaylı çalışmalar yaptı ve aralarında dört kişi tarafından çalıştırılabilen bir helikopter ve hafif bir hang-glider da bulunan çok çeşitli uçan makineler tasarladı.
1502'de Sultan II. Beyazıt için, Haliç'e inşa edilmek üzere 240 metrelik bir köprü tasarladı. Bu köprü inşa edilmedi, ama 2001'de Norveç'te bu tasarımı temel alan daha küçük bir köprü yapılarak vizyonu hayata geçirildi.
Savaşı en kötü insan faaliyeti olarak görse de, defterlerinde askeri mühendislik alanında da çalışmalar bulunmaktadır. Bunların arasında makineli tüfekler, zırhlı tank, bombalar, paraşütler gibi tasarımlar yer almaktadır.
Diğer buluşları arasında bir denizaltı, dişliler kullanılarak yapılmış ilk mekanik hesap makinesi ve yaylı bir mekanizmayla çalışan bir araba da bulumaktadır.

Vatikan'da bulunduğu yıllarda güneş enerjisini kullanmak için, içbükey aynalar yardımıyla suyu ısıtacak bir tasarım yapmıştır.
Her ne kadar Leonardo'nun tasarımlarının çoğu yaşadığı dönemde hayata geçirilememiş olsa da, günümüzde birçoğunun modelleri yapıldı ve Amboise'deki Chateau du Clos Luce'de bulunan Leonardo da Vinci Müzesi'nde sergileniyor.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 20 Ağustos 2016 20:00
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
19 Mayıs 2011       Mesaj #6
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye

Leonardo’nun Esrarengiz Bisikleti

Ad:  leonardo_bici_eskiz.gif
Gösterim: 1537
Boyut:  8.5 KB
Bisiklet tutkunları için Leonardo da Vinci'nin çizdiği bisiklet eskizi, sanatçının baş yapıtı varsayılan Mona Lisa tablosundan çok daha büyüleyicidir. Ancak son zamanlarda Leonardo Usta’nın atölyesinde yaratıldığı düşünülen bisiklet çizimine, bazı kesimler aldatmaca gözüyle bakıyorlar.
İsterseniz gelin, o döneme doğru kısa bir yolculuk yapalım. Rönesans, insan anatomisinin ve doğanın olağanüstü özelliklerinin tekrar keşfedildiği bir dönemdir. Mekanik yasalar ve olayların 'neden-sonuç' ilişkilerini sorgulayan bakış açısı, gizemcilik ve simya ilminin yerini almaya başlamıştır bu devirde. Ve tekerlek, teknolojinin gücünü somutlaştıran bir simge olmuştur.
Leonardo da Vinci (1452-1519) Rönesans döneminin en renkli kişiliklerinden biridir: Sanatçı, mucit, mühendis, mimar, bilgin, tıp uzmanı, jeolog ,fizikçi ve müzisyen kimlikleri ile tanınır. 1493'te, yani Badenli mucit Karl Friedrich Drais von Saverbronn'un (1751-1851) bisikletin atası sayılan ilk “yönlendirilebilir koşma makinesi”ni geliştirmesinden tam 400 yıl önce, Leonardo, eşit çapta iki tekerleği, pedalı, zinciri ve dişlisi bulunan, kısaca bugünkü bisikletlerin temel yapılarıyla inanılmaz derecede benzerlik gösteren bir araç tasarlamış. Ne var ki Leonardo da Vinci'nin bu bisiklet taslağı, yaklaşık yarım asır boyunca tutkalların ardındaki karanlıklarda kalmış.

Gizemli hikayemiz, Leonardo da Vinci'nin çalışmalarının restorasyonu sırasında bulunan bazı gizli kayıtların gün ışığına çıkmasıyla başlar. Edebiyat tarihçisi Augusto Marinoni, 1974 yılının Nisan ayında verdiği bir konferansta, Leonardo da Vinci ve öğrencilerinin tabakalar dolusu taslaklarını içeren ve "Codex Atlanticus" adıyla anılan ünlü albümün içinde, kabataslak bisiklet resmini keşfeder ve tüm dünyanın dikkatine sunar. Profesör Marinoni'ye göre, bu taslak, Leonardo da Vinci'nin bisikletin mucidi olduğu gösteren su götürmez bir kanıttır.
"Codex Atlanticus" albümünün serüveni 16’ncı yüzyıla kadar uzanıyor. O dönemin müzelerinde görev yapan ve arşivlerin bakımı ile onarımından sorumlu olan Pompeo Leoni, Leonardo'nun stüdyosundaki çizimleri ve çıraklarının kullandığı bazı tabakaları ele geçirmiş. Darmadağınık haldeki tomarlarca kağıdı derleyip toparlayabilmek için, Leoni, sayfaları birbirlerine tutkallayarak üç ayrı albüm oluşturmuş. Leonardo tutumlu ve müşkülpesent bir sanatçı imiş; çizimlerini yaparken kağıdın her iki tarafını da kullanırmış. Bu tür kağıt yapraklar hem ön, hem de arka yüzleri görülebilecek biçimde, ortalarına kare şeklinde pencere açılmış karton çerçeveler yapıştırılarak sağlamlaştırılmış. Anlatılanlara göre, bazı sayfaların arka yüzlerinde üstadın talebeleri pratik yapmışlar. Leoni, arka taraflarında karalamalar olan sayfaları sağlamlaştırırken, destek kartonların ortasına delik açmamış ve anlamsız bulduğu çiziktirmeleri bir anlamda mühürlemiş.

1966-69 yılları arasında, "Codex Atlanticus" albümü Milano'daki Ambrosio Kütüphanesi’nden onarım amacıyla çıkartılarak, Roma yakınlarındaki Grottaferrata Manastırı’nın restorasyon laboratuvarında görev yapan rahiplere emanet edilmiş. Albümün sayfalarını tek tek elden geçiren keşişler, destek kartonlarına delik açılmamış bir tabakayı kenara ayırmışlar ve tutkallarını sökmüşler. Arka yüzü görünür hale gelen 133 numaralı sayfada, bir çift müstehcen çizim (ne olduğunu sormayın!), baştan savma karalanmış genç bir adam karikatürü ve pedal gücüyle hareket eden bisikletin mekanik özelliklerini taşıyan aracın kabataslak resmi açığa çıkmış.

Bisiklet benzeri bu alet çizilirken iki ayrı renkte kalem kullanılmış. Gidon, transmisyon düzeneği ve jant telleri -metal aksamı belirtmek için- koyu kahve renkli kalemle, kadro ve tekerlekler -ağaçtan imal edildiğini göstermek için- açık kahve renkli kalemle resmedilmiş; tekerlekler de belli ki pergelle çizilmiş. Tekerleklerin her birinde sekiz simetrik jant teli bulunuyor. Bisikletin kadrosu ve gidonu tamamlanmamış veya silinmiş gözüküyor. Pedalların, zincir mekanizmasının ve sele desteklerinin çizimi baştan savma yapılmış.

Buraya kadar her şey normal gözüküyor değil mi? Şimdi sıkı durun. Leonardo'yu araştıran çoğu tarihçi, sanatçının kendine has rakamlar ve işaretler sistemine uymadığı için bu çizimi başkasının yaptığını düşünüyorlar. Örneğin, Alman bisiklet kuramcısı Hans-Erhard Lessing, bisikletin, hemşehrisi Baron Drais von Sonnerbronn tarafından icat edildiğini iddia ederek, Leonardo'nun "Rönesans Bisikleti" hakkında şu şok açıklamalarda bulunmuş: “Bisiklet taslağının çiziminde kalem kullanılmış. Kalem ucu, grafitten imal edilir. Grafit, 1564 yılında, yani Leonardo'nun ölümünden yıllar sonra, İngiltere'de keşfedildi. 1960'larda, "Codex Atlanticus" albümünün restorasyonunda çalışan rahipler bu sahtekarlığı yapmıştır. İtalyanlar bisiklet buluşunun kendilerine ait olması gerektiği konusunda fazla tutkulular ve kendilerinden geçmişler."
Kaliforniya Üniversitesi’nden sanat tarihçisi Carlo Pedretti, 1961 yılında söz konusu çizimin bulunduğu sayfayı, henüz tutkalları sökülmemişken, güçlü bir ışık tutarak incelediğini ve bisiklete benzer bir şey görmediğini söylüyor. Gözüne ilişen iki daire ve onları birleştiren eğimli çizgiyi not defterine kaydeden Pedretti, "Gördüğüm şekil bisiklet değildi," diyor.
Bir diğer iddia da, bisiklet çiziminin, orijinal resim kaybolduğu için Leonardo'nun öğrencileri tarafından yapılmış kaba bir röprodüksiyon olduğu. Resmi kopya ettiği sanılan kişiler arasındaki en güçlü aday ise üstadın en favori öğrencisi Salai. İşte “Rönesans Bisikleti”ne ait gizemli hikayenin özeti böyle.

Tüm bu iddialara rağmen, ünlü mucidin memleketi Floransa'nın yakınındaki Leonardo da Vinci Müzesi’nde görev yapan modelleme uzmanları, bisikletin tahtadan birebir kopyasını yapmışlar.
Hadiseye Leonardo da Vinci odaklı yaklaştığımızda, biz, kendi çizimi olmasa bile, taslakta gördüğümüz bisiklet fikrinin ondan çıktığına inanıyoruz. Neden mi? Şöyle ki; çizimi gün ışığına çıkaran Profesor Marinoni, eskizin 1493 yılına ait olduğunu söylüyor. 1967 senesinde Amerikalı akademisyen Jules Piscus'un, Madrid Ulusal Müzesi’nde ortaya çıkardığı, "Codex Madrid" adını taşıyan iki albüm aynı dönemde yazılmış. Hatta bu albümlerin birincisi olan "Codex Madrid I" adlı eserin kapağına Leonardo da Vinci kendi el yazısı ile tarih atmış. "Codex Madrid I"in içindeki 10r numaralı tabakada, bisiklet eskizindeki zincir-dişli mekanizmayla tamamen uyuşan, Leonardo tarafından çizilmiş resimler var. Bu zincir ve dişli resimleri başta cisimleri kaldırma amacıyla tasarlanmış gibi varsayılmışsa da, bisiklet eskizinin ortaya çıkmasının ardından, söz konusu parçaların güç iletme gayesiyle de dizayn edilmiş olabileceği fikri yaygınlaşmış.

Bisiklet taslağı meselesinde, Leonardo da Vinci'nin sorgulanmasından öte, bu mucizevi aracın keşfini millet olarak sahiplenme mücadelesi var. Yukarıda da belirttiğimiz gibi, İtalyanlar, buluşun kendilerine ait olması gerektiğine inanıyorlar ve Almanlar’ın elinden bu gururu kapabilmek için büyük bir gayret içerisindeler.

Aynı şeyi zamanında İngilizler denemişti. İddia edildiğine göre bisikletin temelini oluşturan ilk figür, Buckinghamshire Stoke Poges'daki Saint Giles Kilisesi’nin pencere camında, bacaklarını iki yana açarak bisiklete benzeyen aracın üzerine oturmuş bir meleğin betimlendiği vitrayda bulunmaktaydı. Pencerenin 16’ncı yüzyılın sonlarından kalma olduğu söyleniyordu. Bir okurumuz ile bu konuyu paylaştığımızda, vitraydaki meleğin, kilise çıkıntısına oturmuş olduğu ve tekerlek benzeri nesnenin de "wheel of fortune", yani “çarkıfelek”i sembolize ettiği yorumunda bulunmuştu. Çarkıfelek figürünün şöhreti Tarot kartlarından kaynaklanıyor. Kart üzerinde yer alan çark, akıcı evrenin ebedi devinimini ve insan yaşamının sürekli değişkenliğini sembolize ediyormuş. Tarot kartının orta yerinde resmedilen çarkıfeleğin yanı sıra, dört köşede dört ayrı yaratık görüyoruz. Bunlar melek, boğa, inek ve kartal. Bu figürlerin İncil’den alındığı ve kutsal kitapta bahsedilen "Tanrı’nın tahtını taşıyan yaratıklar" ile kart üzerinde görülen yaratıkların aynı olduğu söyleniyor. Aralarındaki "erkek melek" ise, havanın simgesiymiş. Herhalde İngiltere’deki kilisenin camında tasvir edilen bisikletin patlayan lastiğine, ağzındaki ilkel pompayla hava basıyordu. Belki buradan ilk pompayı İngilizler’in keşfettiği sonucuna da varabiliriz
Ad:  leonardo_bici_resim.gif
Gösterim: 1529
Boyut:  13.5 KB
Fransızlar ise, ünlü mucit Compte de Sivrac'in "Hobbyhorse" olarak adlandırılan, iki tekerlekli, pedalları bulunmayan ve bacak gücüyle devinim kazanan aygıtını, ilk bisiklet olarak kabul ediyorlar.
Yani özetle; "İlk bisikleti kim icat etti?" sorusuna, Almanya, Fransa, İtalya ve İngiltere’den ayrı ayrı cevaplar alıyoruz.
Modern çağı hızla yaşadığımız bu dönemde asıl sorgulanması gerekenin, bisiklet adı verilen bu olağanüstü aracı kimin icat ettiğinden çok, onu günlük hayatın ayrılmaz bir parçası haline nasıl getirebiliriz konusu olması gerektiğini düşünüyoruz.


BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 20 Ağustos 2016 18:45
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
9 Kasım 2011       Mesaj #7
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Ad:  mühend.jpg
Gösterim: 1834
Boyut:  46.4 KB

Bilim ve Mühendislik


Leonardo'nun bilim ve mühendislik alanındaki çalışmaları en az onun sanatsal çalışmaları kadar etkileyici ve yenilikçidir; 13.000 sayfadan oluşan defterlerinde yeralan notlar ve çizimler sanat ve bilimi kaynaştırmaktadır. Leonardo bu notları, etrafındaki dünyayı sürekli gözleyerek, Avrupa'da yaptığı seyahatler sırasında yazmıştır. Leonardo solaktı, ve tüm yazılarını ancak ayna ile bakılınca okunabilecek şekilde yazardı.
Leonardo'nun bilime bakış açısı gözlemseldi: bir bilinmezliği anlamak için onu en küçük detayına kadar tarif ve tasvir ederdi, teoriye ve deneylere önem vermezdi. Latince ve matematik konusunda eğitim almamış olması sebebiyle, çağdaş akademisyenler onun bilimsel çalışmalarını gözardı ettiler (oysaki Leonardo Latince'yi kendi kendine öğrenmişti).

Anatomi


Leonardo insan anatomisi konusundaki çalışmalarına Andrea del Verrocchio'nun yanında çıraklık yaparken başladı; çünkü Verrochio tüm öğrencilerini anatomi öğrenmeleri konusunda teşvik ederdi. Sanat alanında başarı kazanmaya başlayınca, Floransa'daki Santa Maria Nuova Hastanesi'nde kadavralar üzerinde inceleme yapmasına izin verildi.
Ad:  anatomi2.jpg
Gösterim: 3103
Boyut:  77.4 KB
Daha sonra Milano'daki Maggiore Hastanesi'nde ve Roma'daki Santo Spirito Hastanesi'nde de kadavralar üzerinde çalışmalar yaptı. 1510-1511 yıllarında doktor Marcantonio della Torre ile birlikte çalıştı. 30 yılda, farklı yaşlarda 30 adet kadın ve erkek kadavrası inceledi. Marcantonio ile birlikte anatomi konusunda teorik bir çalışma yayınlamak üzere çalışmalar yaptılar, ve 200'ün üzerinde çizim hazırladılar. Ancak bu çizimler Leonardo'nun ölümünden sonra, 1580'de "Resim Üzerine Tezler" adı altında yayınlandı.
Leonardo birçok insan iskeleti çizimi yaptı, ve omurganın çift-s formunu ilk tanımlayan kişi oldu. Pelvis ve kuyruk sokumu hakkında incelemeler yaptı, ve kuyruk sokumunun 5 farklı kemikten oluştuğunu belirledi. İnsan kafatasını ve beynin kesitlerini mükemmel şekilde tariflemeyi başardı. Ciğerlerin, idrar kesesinin, cinsel organların ve hatta cinsel birleşmenin yapılarını gösteren oldukça fazla sayıda çizim yaptı. "Hamilelik mucizesiéni anlamak amacıyla fetusun anne karnındaki pozisyonu hakkında çizimler yapan ilk birkaç kişiden biridir. İnsan anatomisine ek olarak, çeşitli hayvanların anatomisi hakkında da çizimleri bulunmaktadır.

Leonardo sadece insan vücudunun yapısıyla değil, aynı zamanda fonksiyonuyla da ilgileniyordu, bu yüzden anatominin yanısıra aynı zamanda fizyoloji konusunda da çalışmalar yaptı. Fizyolojik deformasyonu olan kişilerle ilgili de çizimleri bulunmaktadır.

Anatomi alanındaki çalışmaları, yazılı tarihteki ilk robot tasarımınına öncülük etti. "Leonardo'non robotu" adı verilen tasarım büyük olasılıkla 1495 yılında yapıldı ama ancak 1950'lerde farkedildi. Kan dolaşımı hakkında bilgisi olmamasına rağmen, robota eklediği kalp vanaları sayesinde kanın tüketilmek üzere kaslara pompalanmasını sağladı. Leonardo'nun yaptığı bir çizim, 2005 yılında bir İngiliz kalp cerrahına hasar görmüş kalpleri tedavi etmek yolunda yepyeni bir yol keşfetmesi için ilham verdi.

Buluşlar ve Mühendislik


Uçma konusuna duyduğu müthiş ilgi sebebiyle, Leonardo kuşların uçması hakkında detaylı çalışmalar yaptı ve aralarında 4 kişi tarafından çalıştırılabilen bir helikopter ve hafif bir hang glider da bulunan çok çeşitli uçan makineler tasarladı.
Ad:  tank.jpg
Gösterim: 2653
Boyut:  39.4 KB
Leonardo tarafından tasarlanan ve Château d'Amboise'da bulunan zırhlı bir tank

1502 yılında Leonardo da Vinci, Sultan II. Beyazıt için, Haliç'in girişine inşa edilmek üzere 240 metre uzunluğunda bir köprü tasarımı yaptı. Bu köprü inşa edilmedi, ama 2001 yılında Norveç'te Vebjörn Sand Da Vinci Projesi kapsamında, bu tasarımı temel alan daha küçük bir köprü yapılarak Leonardo'nun vizyonu hayata geçirildi.

Her ne kadar savaşı insan faaliyetlerinin en kötüsü olarak nitelese de, Leonardo'nun defterlerinde askeri mühendislik alanında da çalışmalar bulunmaktadır; bunların arasında makineli tüfekler, zırhlı tank, bombalar, paraşütler gibi tasarımlar yer almaktadır. Diğer buluşları arasında bir denizaltı, dişliler kullanılarak yapılmış ilk mekanik hesap makinesi, ve yaylı bir mekanizmayla çalışan bir araba da bulumaktadır. Vatikan'da bulunduğu yıllarda güneş enerjisini kullanmak için, içbükey aynalar yardımıyla suyu ısıtacak bir tasarım yapmıştır. Her ne kadar Leonardo'nun tasarımlarının çoğu yaşadığı dönemde hayata geçirilememiş olsa da, IBM'in desteğiyle birçoğunun modelleri yapılmıştır ve Amboise'deki Château du Clos Lucé'de bulunan Leonardo da Vinci Müzesi'nde sergilenmektedir.

Leonardo'nun Defterleri


Leonardo'nun defterleri temel olarak 4 farklı konuda yazılmıştır: mimari, mekanik, resim ve insan anatomisi. Bu defterler, farklı boy ve tipte birbirinden bağımsız kağıtlardan oluşmaktadır ve ölümünden sonra dağılmış olmalarına rağmen, günümüzde Louvre, Biblioteca Nacional de España, Milano'daki Biblioteca Ambrosiana, ve British Library gibi büyük kolleksiyonlarda bulunmaktadır. British Library'de bulunan defterlerin bir kısmı internette adresinde incelenebilir. Codex Leicester adı verilen defter, Leonardo'nun özel bir kolleksiyonda bulunan tek büyük bilimsel çalışmasıdır, ve şu anda Bill Gates'e aittir.
Ocak 2005'te, Floransa'daki Basilica della Santissima Annunziata di Firenze'nin yanında bulunan bir manastırın gizli odalarından birinde, Leonardo'nun uçuş ve diğer bilimsel konulardaki çalışmalarını yaptığı bir laboratuvar bulunmuştur.

Haliç Köprüsü tasarımı


Ad:  köprü.jpg
Gösterim: 1200
Boyut:  8.7 KB
Leonardo da Vinci'nin 1502 yılında tasarladığı Galata köprüsü

Leonardo'nun defterlerindeki notları arasında, 1502 yılında Osmanlı İmparatorluğu padişahı Sultan II. Bayezid'e Haliç üzerine yapılması için sunduğu 240 metre uzunluğunda bir köprü tasarımı de bulunur. Çizimleri kabul edilmez. Yıllar sonra 2001 yılında, benzeri bir köprü Norveç'de yapılır.
Son düzenleyen Safi; 20 Ağustos 2016 19:58
lalegül - avatarı
lalegül
Ziyaretçi
25 Mart 2012       Mesaj #8
lalegül - avatarı
Ziyaretçi
Ad:  Leonardo da Vinci4.jpg
Gösterim: 2392
Boyut:  77.7 KB

Leonardo da Vinci


İtalyan Rönesansının ve hümanizmin en büyük güçlerinden biri olan Leonardo Da Vinci, 1452 yılında ailesinin adını aldığı Vinci kasabasında doğdu. Babası avukat Ser Piero Antonio da Vinci, Leonardo'nun annesi soylu bir aileden gelmediği için onunla evlenemedi ve Leonardo evlilik dışı doğdu. Annesi Catarina sonradan başka bir erkekle evlendiği için Leonardo babasının evinde yetiştirildi.


Leonardo, ilk öğrenim yıllarında aritmetik ve geometride öğretmenlerini sorduğu sorularla şaşırtacak kadar çabuk ilerledi. Keskin zekası ve yetenekleri çok küçük yaşlarda bile dikkat çekiyordu. Müzikle de ilgileniyor ve oldukça iyi bir şekilde lut çalıyordu. Fakat çocukluk yıllarında en gözde uğraşı resimdi. Babası bu yeteneği farkedince, onu Flosansa'nın en önemli atölyelerinden birinin başında olan ve aslen bir kuyumcu ustası olan Andrea del Verroccio'nun eğitimine verdi. Burada Botticelli, Perugino, Lorenzo di Credi, Francesco di Simone, Botticini ve Biagio d'Antonio ile birlikte son derece kapsamlı bir sanat eğitimi aldı. Leonardo,1469 ile 1476 yılları arasında devam ettiği alışılmışın dışında bir eğitim veren 'politeknik labarutuvarından' çizim , mimari ve heykelin yanı sıra optik, botanik ve müzik alanlarında da temel bilgiler edindi. (Leonardo'nun ünlü Arno Manzarası, Müneccim Kralların Tapınması ve Aziz Hieronymus eskizi ile birkaç resim bu döneme aittir.) Veroccio'nun ''İsa'nın Vaftiz Edilmesi'' tablosundaki meleklerden birinini Leonardo'ya ait olduğu düşünülmektedir.


1472 yılının Haziran ayında adı Floransa'lı ressamlar loncasının defterine bağımsız bir ressam olarak Lyonardo di Ser Piero da Vinci diye geçti. 1482 yılına kadar ünlü ve zengin bir koruyucusu olmadan bağımsız olarak çalıştı. Sadece kendi seçtiği resim ve heykel konularını çalıştı ayrıca örneklerini doğadan alan ilk ressam oldu. Eski resim anlayışının biçim ve renk çalışmalarından oldukça ileri giderek ışık ve gölge etkilerinin ilk farkına varan ressam da o oldu. Rengin perspektifle değişkenliğini irdeledi. Fakat ışığın özelliklerini sadece görmekle yetinmedi, bilgiye karşı doymaz merakıyla gözün fiziksel yapısını inceledi, optik ve dalga hareketleri üzerine çalıştı. Bununla da yetinmeyen Leonardo, hayvan ve insan bedeninin yapısını inceledi ve adele hareketlerinin kurallarını araştırdı. İlk defa fizyoloji ve botanik'i inceleyerek bu bilimlere de öncülük yaptığını da eklersek onun ne kadar çok yönlü bir zeka olduğu anlaşılabilir.

1482 yılında Leonardo, Milano'ya gitti. O sıralar Milano'yu Ludovico Sforza yönetiyordu. Leonardo ona ilgi çekici bir mektup yazarak hizmette bulunmayı teklif etti. Askerlik ve savaş yönetiminde kendi buluşu olan dokuz yeni fikir ileri sürdü ve onuncu fikrini de şöyle özetledi; ''10. Barış zamanında, mimarlıkta, binalar kurmakta ve su yolları yapımında ustalara eriştim. Mermer bronz ya da tuğladan heykeller yontabilirim. Resim yapmak ise , mesleğimdir; bunu mesleğini yerine getiren herhangi bir adamın becerdiği kadar becerebilirim. Ayrıca, babanızın anısını ölümsüzleştirecek bir anıt yapabilirim.''

Leonardo Milano'ya giderken at başı büyüklüğündeki lutunu da yanında götürmüş, Dükün önünde çaldığı zaman bütün müzisyenleri altetmişti. Ayrıca zamanını en iyi hazırlıksız şiir söyleyicisiydi. Dük bu genç Floransalı ressamın çekiciliğine hemen kapıldı ve teklifini kabul etti. Böylece onun on yedi yıl Milano'eda yaşayıp çalışmasını sağladı.

Dehasını çeşitli çalışmalarıyla ortaya koydu. Ludovico da onun kişiliğini sanatı kadar iyi değerlendirebilmesini bildi. Leonardo bütün saray eğlence ve gösterilerinin de başındaydı. Hicivler, alegoriler ve şarkılar yazıyor ve ayrıca kendi görevleriyle de uğraşıyordu. Bu yoğun çalışma temposunu kendine has bir uyuma düzeniyle gerçekleştirebiliyordu. Günün her saatinde yanlızca 15 dakika uyuyarak verimli bir çalışma sistemi geliştirmişti. 1485 'de Milano'da görülen bir salgın, Leonardo'ya şehri bir sağlık düzeniyle yeniden kurma fikrini verdi. Planları hazırladı ve Ludovico'ya sundu. Ertesi yıl Milano katedrali için planlar hazırladı. Bu arada geometri, astronomi, enerji ve lut yapımı üzerinde çalışıyor, boş zamanlarında da Francesco Sforza'nın at üzerindeki heykelinin modelini hazırlıyordu. Yıllarca süren çalışmanın sonunda 80 metrelik heykeli tamamladı ve Milano'da sergiledi. Fakat bu dev heykelin bronzdan dökümü yapılamamıştı ve altı yıl sonra da Milano Fransızların saldırısına uğradığında okların hedefi oldu ve yıkıldı.

Leonardo Da Vinci , 1494 yılında Lombardiya ovasını baştan başa kaplayacak su yolları şebekesinin planlarını hazırladı ve şimşek ve fırtına üzerine gözlemler yaptı. Ressam Leonardo ise ''Madonna'' resmini bitirmiş ve aynı yıl resimlerinin en ünlüsü ''Son Yemek'' tablosuna başlamıştı. Bu resim Santa Maria delle Grazie manastırının duvarına yapılmıştı, fakat tempera boyası sıvaya, sıva da duvara uymamıştı, kısa zamanda parça parça dökülmeye ve bozulmaya başladı. Son Yemek adlı tablo, bozulmuş durumuna rağmen dünyanın en büyük eserlerinden biridir. Rönesansın kusursuzluğa ulaşan ilk baş eseri ve bütün çağların resim tarihinde en mükemmel kompozisyon diye tanımlanan bu eser, kusursuz tekniği ile ancak yaratıcısının esin kaynağıyla boy ölçüşebilir. Leonardo'nun Milano döneminde aralarında ''Kayaların Bakiresi'' adlı tablosunun da olduğu sayısız iç süsleme ve portre çalışması vardır.

Ludovico düklükten çekilince, Leonardo 1499 yılı sonunda Milano'dan ayrılarak Venedik'e gitti. Venedik'te Düşes Isabella Gonzaga onu son derece iyi karşıladı. Düşesin tebeşirle bir portresini yapan Leonardo, bunu sonradan bir tablo haline getireceğine söz verdi fakat bilim Leonardo'yu gittikçe daha büyük bir güçle kendine çekiyordu ve vaktinin çok büyük bir bölümünü matematiğe ve mühendisliğe ayırıyordu. Leonardo'nun mimari ve askeri mühendisliğe ilgisi, gezilerini ve etkinliklerini de belirlemişti. Savaş makineleri, toplar, nakliye ve kuşatma gereçlerine dair bilgisini dükalığın düşmesinden sonra, Cumhuriyetin askeri danışmanı sıfatıyla Venedik'e gittiğinde pratiğe dökme fırsatı buldu. Leonardo askeri mühendis olarak, Brunelleschi, Taccola, Francesco di Gorgio ve Valturio'nun kavramlarını geliştirdi. Ateşli silahların ortaya çıkmasından sonra karada ve denizde kullanılanılabilecek silahlar tasarladı ve balistik deneylerle bu silahların etkilerini gözler önüne serdi. Leonardo'nun diğer askeri tasarımları arasında çok namlulu toplar, fırlatma mekanizmaları ve patlayıcılar da sayılabilir. Ayrıca bugün kullandığımız haliyle makasın tasarımcısı da Leonardo'dur.

1500 yılının Nisan ayında Flosansa'ya doğru yola çıktı. Şimdi de coğrafyaya ilgi duymaya başlamıştı, Hazar Denizi'ndeki med ve cezir üzerine araştırmalar yapıyor, yazılar yazıyordu. Aynı zamanda Arno Nehri'nin kanalize edilmesi için planlar hazırlıyor ve diğer yol ve köprü yapımı projeleri üzerine çalışıyordu. Hatta bu tasarımlarının arasında 1502'de Osmanlı Padişahı II. Bayezid'e sunduğu ve Haliç için tasarladığı bir köprü de bulunur. Fakat kabul görmedi. -Bu tasarım daha sonra 2001 yılında Norveç'te yapıldı.- Bu dönemde Soderini Leonardo'ya yontması için bir mermer blok teklif etti, fakat buna ayıracak zamanı olmadığından teklifi geri çevirdi. Bu mermer daha sonra Leonardo'nun çağdaşı olan Michelangelo'ya Davut heykelini yapması için verilmiştir.

Michelangelo, Leonardo'yu sevmezdi. Bir gün yolda karşılaştıklarında, Michelangelo ona '' At ressamı! Bir heykeli bile bronza dökemeyip utanç içinde kaldın.'' diye bağırdığı rivayet edilir.

1502 yılında Cesare Borgia'nın hizmetine giren Leonardo, bütün orta İtalya'yı baş mühendis sıfatıyla dolaştı ve bu yolculukları sırasında yaptığı kusursuz ve ayrıntılı altı harita bugün Windsor Saray Kitaplığı'nda saklanmaktadır. Kısa bir süre sonra Floransa'ya dönen Leonardo, Floransalı bir soylunun sarayının toplantı odası için savaş resmi taslağı hazırlamakla görevlendirildi. Leonardo'nun değişiyle hayvanca bir çılgınlık olan bu savaş resmi bütün ressamların hayranlığını ve övgüsünü kazandı. Leonardo'nun Raphael gibi genç sanatçılar üzerinde bıraktığı etkiler büyük ve kalıcı oldu. Bu dönemde Leonardo, ünlü resmi ''Mona Lisa'' üzerinde çalışıyordu. 1506 yılında tamamlanan bu resimdeki kadın portresi, gülümsemesi, garipliği ve anlamının güçlülüğüyle ün salmıştır.

Aynı yıl bir kere daha Milano'ya gitti ve ünü ordan Fransa'ya kadar ulaşana dek orda kaldı. 1514 yılında Fransa kralı I. Fransuva'nın teklifini kabul ederek Ambois yakınındaki Cloux şatosuna yerleşti. Öldüğü 1519 tarihine kadar da burada yaşadı.

Olağanüstü resim ve heykellerinden başka not defterlerindeki yazıları ve taslaklarıyla yüzyılların en büyük insanı ve en yüce zekası sıfatını hakeden Leonardo, ta o çağlarda bir uçak taslağı çizmiş, buharın kullanılışını da inceleyip, bir buhar topu ve gemilere çark şemaları da çizmiştir.

Hidrolik biliminin yaratıcısı ve resim çekiminde karanlık odanın bulucusudur. Suyun molekül yapısı, ses ve ışık dalgaları üzerine geniş bilgisi olan Leonardo, çiçek ve filiz yapısı ve düzeni konusunda da çalışan ilk kişidir.

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 20 Ağustos 2016 19:59
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
7 Nisan 2012       Mesaj #9
Avatarı yok
Yasaklı

Leonardo da Vinci'nin 'Yapılacaklar Listesi'


Rönesans döneminin en büyük dahilerinden biri olarak kabul edilen İtalyan bilim insanı ve sanatçı Leonardo da Vinci’nin, günlüğüne ait yeni sayfalar ortaya çıktı. Bugüne kadar saklı kalan sayfalarda, da Vinci’nin “yapılacaklar listesi” de bulunuyor.

Da Vinci’nin günlük yapılacaklar listesinde yer alan maddeler, günümüz insanının, “çöpü dışarı çıkar, evden çıkarken ocağı kontrol et, kuru temizlemeden elbiseleri al ve köpeği gezdir” gibi rutin işlerinden çok farklı. Hatta, alışılmışın çok dışında.

İtalyan bilim insanı, ressam ve heykeltıraşın, 1510 yılına ait günlüğünde yer alan yapılacaklar listesinde, “bir kafatası bulmak, anatomi kitaplarını almak, beyin zarının incelenmesi ve timsahın çene yapısının tanımlanması” yer alıyor.Listede yer alan daha normal maddelerde, da Vinci kendisine, “tebeşir, kara kalem ve kağıt alması gerektiğini” hatırlatıyor.

Halka Sergilenecek


İtalyan dahi Leonardo da Vinci'nin 1510-11 yıllarında tuttuğu notlar İngiltere'de Buckhingham Sarayı'nda sergilenecek.Leonardo da Vinci’nin notlarına ait 80’den fazla sayfa, 4 Mayıs’tan itibaren İngiltere’nin başkenti Londra’daki Buckingham Sarayı'nda açılacak Queen’s Gallery sergisinde gösterilecek.

Serginin organizatörü Martin Clayton, “Seyahate çıkacak kişilerin yaptığı gibi, da Vinci’de yanında alması gerekenlerin bir listesini hazırlıyordu... Ancak onun günlük eşyaları arasında giysi ve havlu gibi eşyalar değil, anatomik araştırmalarında kullandığı pense, neşter ve kemik kesmeye yarayan testere bulunuyordu” dedi.

Clayton, “Da Vinci’nin Milano’nun güneyinde kalan Pavia Üniversitesi’nde kadavralar üzerinde çalıştığını biliyoruz. Belki de bu unutulmaması gerekenler listesi Pavia’ya düzenlediği bir yolculuk öncesinde hazırlanmıştı” ifadesini kullandı.

Anatomi Sayfaları


İtalyan dahinin 16’ıncı yüzyıldan kalan notlarında, kendi elleriyle çizdiği son derece detaylı anatomik çizimler de yer alıyor. Clay, “Bu sayfalar, İtalyan bilim insanının düşünce yapısı hakkında da fikir sahibi olmamızı sağlıyor” dedi.

İngiliz yetkililer, Rönenansa öncülük eden isimlerden biri olan da Vinci’ye ait notların, Kral İkinci Charles tarafından alındığını ve Kraliyet Koleksiyonu’na 1690’da eklendiğini düşünüyor.
Son düzenleyen Safi; 20 Ağustos 2016 18:46
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
31 Mayıs 2012       Mesaj #10
Avatarı yok
Yasaklı

Büyük Hadron Çarpıştırıcısı’nı Da Vinci Tasarlasaydı Neye Benzerdi?


Ad:  leonardo12.png
Gösterim: 2204
Boyut:  111.4 KB

Leonardo Da Vinci'nin zamanının ötesinde bir mucit ve tasarımcı olduğunu artık hepimiz biliyoruz. Ancak onun bir büyük hadron çarpıştırıcısı tasarlamış olmasını hayal edebilir misiniz?

CERN araştırmacısı Dr. Sergio Cittolin, Büyük Hadron Çarpıştırıcısı'nın (LHC) Leonardo ve rönesans tarzında illüstrasyonlarını çizdi. Citttolin, LHC'nin iki parçacık fiziği dedektöründen biri olan Kompakt Müon Solenoid (KMS) dedektörü üzerine çalışıyor.
Ad:  leonardo2.png
Gösterim: 1321
Boyut:  75.1 KB
Leonardo tarzı çizimlere ise KMS dedektörü çalışır hale gelmeden çok önce başladı. Modern teknoloji ve rönesans konseptini harmanlayan bu çizimleri yapmak içinse sayısız kitap ve somutlaştırılmış veriden yararlandı.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 20 Ağustos 2016 18:48

Benzer Konular

26 Ekim 2013 / Misafir Genel Galeri
20 Ağustos 2016 / ÖDEV Cevaplanmış
17 Şubat 2012 / ThinkerBeLL Sanat
23 Şubat 2012 / Misafircimcik Cevaplanmış
15 Ekim 2018 / coldfire91 Sanat