Arama

Çam (Pinus)

Güncelleme: 8 Aralık 2018 Gösterim: 16.958 Cevap: 5
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
29 Mart 2009       Mesaj #1
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye

Çam

Ad:  Çam.jpg
Gösterim: 1191
Boyut:  56.7 KB

Çamgiller (Pinaceae) familyasının Pinus cinsini oluşturan, 100’ü aşkın iğneyapraklı ağaç türünün ortak adı. Kışın yapraklarını dökmeyen bu ağaçlar, anayurdu olan kuzey ılıman bölgelerden bütün dünyaya yayılmıştır. Türlerin çoğu, Asya’nın doğusu ve güneydoğusu ile Meksika ve Orta Amerika’nın yüksek kesimlerinde bulunur.
Sponsorlu Bağlantılar

Genç çamların tacı genellikle konik, dalları yatay ve çevrel dizilişlidir; yaşlı ağaçların tacı ise yuvarlak, düz ya da yayvan olabilir. Türlerin çoğunda gövde kabuğu kalın, pürüzlü ve çatlaklıdır. Çam ağaçları kuraklığa dayanıklı olmakla birlikte, iyi gelişip çoğalabilmeleri için temiz hava ve bol ışık gerekir.

Çamlarda iki çeşit sürgün (kısa ve uzun sürgünler) ve üç çeşit yaprak (birincil iğneyapraklar, pulsu yapraklar ve ergin iğneyapraklar) vardır. Fidelerde, sarmal olarak dizilmiş birincil iğneyapraklar bulunduğu halde, yaşlı ağaçların uzun sürgünlerinde üçgensi pulsu yapraklar yer alır. Geçici olan bu pulsu yaprakların koltuğundan kısa sürgünler çıkar. Fotosentez yapan ve iki ya da daha çok reçine kanalı olan ergin iğneyapraklar, kısa sürgünlerin ucunda ikili, üçlü ya da beşli (ender olarak tek ya da sekizli) demetler halindedir; bu yaprakların ömrü 2-17 yıl arasında değişir.

Aynı ağaçta hem erkek, hem dişi kozalaklar bulunur. Erkek kozalaklar, her biri iki çiçektozu kesesi taşıyan çok sayıda verimli puldan oluşur. Dişi kozalaklarda, her biri iki tohumtaslağı taşıyan bir pulun altına yerleşmiş, sarmal dizilişli çok sayıda bürgü (yaprak benzeri yapı) vardır. Baharda ya da yaz başında, çiçektozu keselerindeki uzunlamasına yarıklardan çıkan çiçektozları çevreye dağılır; her çiçektozu tanesinde, rüzgârla dağılmayı kolaylaştıran iki hava baloncuğu vardır. Tozlaşma mevsiminde, dişi kozalaktaki pullar aralanır ve çiçektozlarını aldıktan sonra kapanır; gerçek döllenme ancak ertesi baharda gerçekleşir. Döllenmeden sonraki iki ya da üç yıl içinde odunsu dişi kozalak gelişir. Bazı türlerde, olgunlaşan kozalaklar kendiliğinden açılarak tohumları dışarı atar; bazılarında ise çürümedikçe, yanmadıkça ya da hayvanlar tarafından açılmadıkça hep kapalı kalır. Bazı çamlarda, tohumu taşıyan pul genişleyerek bir kanat biçimini alır ve tohumun rüzgârla dağılmasını kolaylaştırır.

Çamlar yumuşakodunlu ağaçlardır; yalnız, keresteleri ticari açıdan yumuşak ve sert olarak gruplandınlabilir. Veymut çamı (P. strobus) ve şeker çamı (P. lambertiana) gibi bazı türlerin kerestesi öbürlerine oranla daha yumuşak, kısa sürgünleri beş yapraklı, (ender olarak bir-dört arası), kozalakları saplı, kozalak pulları dikensiz, reçinesi azdır. Bu çamların odunu sık damarlı, diriodunu ise ince ve hemen hemen beyazdır; yaprak demetlerinin kını kendiliğinden düşer ve yapraklarda tek bir iletim demeti bulunur. Sarı çam (P. sylvestris), kara çam (P. nigra) ve P. taeda gibi sert çamların ise kerestesi biraz daha sert, kısa sürgünleri iki ya da üç yapraklı (ender olarak beş-sekiz arası), kozalak pulları dikenli, reçinesi boldur. Odunları kalın damarlı ve genellikle koyu renkli, diriodunu açık renkli ve kalındır. Yaprak demetlerinin kını kalıcıdır ve yapraklarda iki iletim demeti bulunur.

Özellikle inşaat ve kâğıt sanayisi açısından büyük önem taşıyan çamlar, ayrıca terebentin, kolofan, çam ve terebentin esansı, odunkömürü ve çam katranı gibi değerli ürünlerin kaynağıdır; özellikle kızıl çam (P. brutia), Halep çamı (P. halepensis), sahil çamı (P. pinaster) ve P. roxburghii gibi türler bu amaçla yetiştirilir. Çam yapraklarından damıtılan yaprak esansı ilaç olarak kullanılır; fıstık çamı P. pinea) gibi bazı türlerin tohumları çamfıstığı) yenir; ağlayan çam (P. excelsa), kara çam, Veymut çamı, fıstık çamı gibi birçok tür de süs ağacı olarak yetiştirilir. Ağaçlandırma projelerinde ya da rüzgâr çitlerinde sarı çam, sahil çamı ve P. attenua- ta gibi türlerden yararlanılır.

Çamlar birçok mantar hastalığına karşı duy arlıdır; aynca yaprakanlan, kabuk böcekleri, çam keseböceği gibi çeşitli böcekler çam ağaçlarına büyük zarar verir. Çok reçineli olduğu için kolayca tutuşan çam ormanlarında yangınlar da çok sık görülür ve güç önlenir.

Birçok botanikçi, iğneyapraklardaki iletim demetlerinin sayısına göre Pinus cinsini iki altcinse ayırır: Haploxylon (tek iletim demetli çamlar) ve Diploxylon (iki iletim demetli çamlar).

Pinaceae familyasının öbür cinslerinden ya da iğneyapraklılarm öteki familyalarından bazı ağaçlara da, gerçek çam olmadıkları halde halk arasında çoğu kez çam denir.

Türkiye’de, hepsinin kısa sürgünleri iki yapraklı olan beş çam türü bulunur: Sarı çam, kara çam, kızıl çam, Halep çamı ve fıstık çamı. Avrupa’daki ve Asya’nın kuzeyindeki iğneyapraklı ormanların önemli bir türü olan san çam, Türkiye’de yaklaşık 750 bin hektarlık bir alanı kaplar. Karadeniz Bölgesi’ndeki dağların iç yamaçlarında, özellikle 1.000-2.500 m’lik yüksekliklerde yaygındır. Ayrıca yer yer İç Anadolu’nun bozkırlarına kadar iner; örneğin Yozgat yakınlarındaki Akdağ’da geniş san çam ormanları bulunur.

İspanya, İtalya’nın güneyi, Balkanlar ve Avusturya’da dağılım gösteren kara çamın Türkiye’de en bol bulunan çeşidi Anadolu kara çamıdır (P. nigra pallasiana). Yaklaşık iki milyon hektarlık bir alanı kaplayan bu çam türü Trakya’da, Kuzey, Batı, Güney ve Orta Anadolu’da yaygındır. Kuzey’de sarı çam, göknar ve meşe ile, Toroslar’da sedir ve göknar ile karışık ormanlar oluştururken, özellikle Batı Anadolu Dağlarında katışıksız ormanlar oluşturur. Orta Anadolu’da bozkırın içine en çok sokulan ağaç türlerinden biridir.

Ege Adaları’nm ve Doğu Akdeniz’in tipik ağaçlarından olan kızıl çam Türkiye’de yaklaşık üç milyon hektarlık bir alanı kaplar. Akdeniz ve Ege bölgelerinin yanı sıra, Trakya ve Karadeniz’in kıyıya yakın bazı yerlerinde doğal bir dağılım gösterir. Ayrıca vadiler boyunca yer yer içerilere girerek, 800-900 m’lik yüksekliklere kadar çıkar. Asıl yayılış alanı Akdeniz kıyıları, Muğla, Antalya, Mersin ve Adana çevresi olan kızıl çam 1.500 m’ye ulaşan yüksekliklerde de yetişebilmektedir.

Adana’nın kuzeydoğusunda kızıl çamlarla karışık olarak bulunan Halep çamı çok küçük bir alana yayılmıştır.

Başta Akdeniz çevresi olmak üzere Türkiye’de ortalama 20 bin hektarlık bir alana yayılmış olan fıstık çamı ise Bergama, Aydın ve Muğla çevresinde topluca görülür. Ayrıca Antalya, Kahramanmaraş ve Hatay çevresi ile, kuzeyde Çoruh vadisi ve Zonguldak gibi kimi kıyı bölgelerinde de bulunur.

MsXLabs.org & Ana Britannica

Son düzenleyen _Yağmur_; 7 Aralık 2016 15:30
"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.
bi quan - avatarı
bi quan
Ziyaretçi
1 Nisan 2009       Mesaj #2
bi quan - avatarı
Ziyaretçi
C387am31 2

Sponsorlu Bağlantılar

Son düzenleyen _Yağmur_; 7 Aralık 2016 15:13
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
2 Nisan 2009       Mesaj #3
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye

Çam (Pinus)

Ad:  çam-1.jpg
Gösterim: 798
Boyut:  13.9 KB

Çam ağaçları, püsküle benzer demetler oluş­turan ve iki-üç yıl kadar yeşil kaldıktan sonra kuruyup dökülen iğne gibi ince uzun yaprak­ları ve kozalaklarıyla tanınır. Çam (Pinus) türlerini de kapsayan bitkiler, iğneyapraklılar ya da kozalaklılar denen ve çoğunluğu ağaç olan büyük bir bitki grubu içinde çamgiller adıyla bir familya oluşturur.
Çamın ve benzeri bitkilerin iğneyaprakları, genellikle ikisi ya da üçü, bazen de daha çoğu bir arada olmak üzere ağacın kısa sürgünleri­nin ucunda oluşur. Ender olmakla birlikte tek yapraklı sürgünler de görülür. Öteki kozalaklı bitkilerde olduğu gibi çamda da bitkinin üremesini kozalaklar sağlar. Aynı ağaçta hem erkek hem de dişi kozalaklar bulunur. Erkek kozalaklar dişilere göre daha küçüktür. Er­kek kozalağı oluşturan pulların her birinde ikişer çiçektozu kesesi vardır. Dişi kozalaklar­da ise her pulun altında ikişer tohumtaslağı bulunur. İlkbaharda ya da yaz başında kese­lerden çıkan çiçektozları rüzgârla çevreye dağılır. Dişi kozalaklar açılarak çiçektozlarını alır. Asıl döllenme bir sonraki ilkbaharda, dişi kozalağın içinde gerçekleşir. Tohumların olgunlaşması ise iki ya da üç yıl sürer; tohumlar olgunlaşırken dişi kozalaklar da odun gibi sertleşir. Sertleşip olgunlaşan kozalakların pulları açılır ve bazı türlerde kanatlı olan tohumlar rüzgârın etkisi ile çevreye dağılır. Bazı türlerde ise kozalaklar çürüye­rek, yanarak ya da hayvanlarca açılır.
Çamların 100 kadar türü bilinmektedir. Bu türler kuzey yarıkürenin serin bölgelerinin ve tropik kuşağın kuzey kesimlerindeki dağların yerlisi olan herdemyeşil bitkilerdir. Aslında bütün iğneyapraklılar gibi çamlar da solan yapraklarını dökerek yeni yapraklar verir. Ancak bu bitkilerin bütün yaprakları aynı anda dökülmediğinden tümüyle yapraksız kalmazlar. Çok dayanıklı bir bitki olan çam besince fakir topraklarda, kışın şiddetli don, yazın da kuraklık görülen yörelerde bile yetişebilir.
Türkiye'deki ormanlarda en çok bulunan çam türleri kara çam (Pinus nigra), sarı çam (Pinus sylvestris), kızıl çam (Pinus brutia), Halep çamı (Pinus halepensis) ve fıstık çamı­dır (Pinus pinea). Bu türlerin hepsinin kısa sürgünleri iki yapraklıdır. Bir kara çam çeşidi olan Toros kara çamı doğu ve güneydoğu dışında hemen her bölgede, genellikle başka çam türleriyle karışık olarak bulunur. Batı Anadolu'nun dağlık bölgelerinde ise katışık­sız ormanlar oluşturur. Sacı çam özellikle Karadeniz Bölgesi'nde yaygındır. Kızıl çam ise Türkiye'de en geniş alanı kaplayan çam türüdür. Gerçek yayılma alanı Akdeniz kıyı­ları olmakla birlikte Trakya ve Karadeniz'de de kendiliğinden yetişir. Halep çamı Adana yakınında çok küçük bir alanda kızıl çamlarla karışık olarak bulunur. Fıstık çamı ise Akde­niz çevresinde, Bergama, Aydın ve Muğla'da yaygındır. Ayrıca Karadeniz kıyılarında da bulunur.
Çam ağacının değeri öncelikle, kullanışlı kerestesinden ve kâğıt yapımında kullanılan selülozun kaynağı oluşundan gelir. Kuzey Amerika'ya özgü Veymut çamının (Pinus strobus) kerestesi özellikle evlerin iç bölümle­rinde ve mobilya yapımında kullanılır. Cali­fornia kıyı şeridinin yerli bitkilerinden olan Monterey çamı (Pinus radiata) Avustralya'da ticari amaçla yetiştirilen çam türlerinin başın­da gelir. Avustralya'da iğneyapraklı ağaçların başka cins ve türleri bulunmakla birlikte, kıtanın yerlisi olan çam türü yoktur. Avrupa' nın en değerli kerestelik ağaçlarından biri olan sarı çam İskandinav ülkelerinde ve SSCB'de geniş çapta yetiştirilir. Bu türün kerestesi inşaat işlerinde kullanılır ve tele­fon direği yapılır. Ayrıca tren yollarının ah­şap bölümlerinde de bu çamın kerestesi kulla­nılır.
Çam ağaçlarının kabuklarından sızan reçi­ne, çamın mantar hastalıklarından ve zararlı böceklerin saldırısından korunmak için üretti­ği, antiseptik etkili bir savunma aracıdır. Reçineden boya ve vernik gibi yararlı ürünler elde edilir. Avrupa'da üretilen reçine ve terebentinin büyük bir bölümü uzun ve sert yaprakları, üç-dört tanesi bir arada ve her biri 15 cm kadar uzunlukta kozalakları olan sahil çamından (Pinus pinaster) çıkarılır. Ağacın kabuklarında açılan kesiklerden reçine yavaş yavaş sızar. Daha sonra kabuklar şeritler halinde kesilip çıkarılır; çıplak kalan yerlerin altına özel çömlekler bağlanarak ağaçtan sı­zan reçine toplanır.
Bazı çamların iri ve tatlı tohumları hayvan­lar tarafından yenirken çevreye dağılırlar; böylece bitkinin üremesi sağlanır. Bu türlerin tohumları insanlarca da toplanıp kullanılır. Örneğin Akdeniz çevresine özgü fıstık çamı­nın tohumları "çamfıstığı" adıyla bildiğimiz ve yemeklerde, tatlılarda kullandığımız yağlı to­humlardır.
Gerçek çamlar dışında, aynı familyalarda yer alan bazı iğneyapraklılara da Japon çamı, Japon şemsiye çamı gibi adlar verilir.

MsXLabs.org & Temel Britannica
Son düzenleyen _Yağmur_; 7 Aralık 2016 15:20
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
ener - avatarı
ener
Ziyaretçi
16 Mayıs 2011       Mesaj #4
ener - avatarı
Ziyaretçi

Çam (Pinus)

Ad:  çam-3.jpg
Gösterim: 720
Boyut:  22.4 KB

Kozalaklıların çamgiller familyasından bir ağaç cinsi (Pinus). Tür zenginliği açısından yalnız kozalaklılar değil, aynı zamanda bütün açıktohumlular arasında başta gelen cinslerden biridir. Bu türlerin çoğunluğu Kuzey Yarıküreye yayılmıştır. Hepsi her zaman yeşildir. Sivri tepeli ve boylu ağaçlardır. Yalnızca birkaç tanesi ağaççıktır. Yaprakları uzun, iğne biçimindedir; çam türüne göre 2-3 ya da 5 tanesi bir arada bulunur. Boyları da değişiktir (türe göre 5-50 cm.). Çiçekleri bircinsli, birevciklidir. Dişi çiçekler kozalak biçimindedir; 2-3 yılda olgunlaşırlar. Tohumları kanatlıdır. Kimi çok büyük tohumlu çam türlerinde ise tohum kanadı körelmiştir. Odunları çok değerlidir ve çeşitli yerlerde kullanılır. Odunlarında bol miktarda reçine kanalı bulunduğundan reçine elde etmede çamlar başta gelmektedir. Yurdumuzda ise reçine özellikle kızılçamlardan elde edilir. 105 kadar türü, birçok çeşit, ırk ve biçimi bulunan çamların başlıcaları şunlardır: Yerli türler; genellikle yurdumuzun kuzey bölgelerinde yayılmış olan, narin gövdeli sarıçam (Pinus sylvestris), kalın ve düzgün gövdeli, uzun boylu, yüksek ve serin yerlerde iyi gelişen karaçam (Pinus nigra), esas olarak Akdeniz çevresinde yayılmış olan, deniz kenarlarında bile yetişebilen kızılçam (Pinus brutia), yaşlandığında yaygınlaşan tepesiyle diğer çamlardan kolayca ayrılan, tohumları yenen fıstıkçamı (Pinus pinea)dır. Yabancı türler arasında Türkiye'de yetiştirilenlerden bazıları, uzun, sarkık ve üzerinde reçine sızıntıları bulunan, iğneyaprakları nedeniyle güzel görünüşlü bir park ağacı olan ağlayançam (Pinus griffithii), hızlı büyüdükleri için geniş alanlarda dikimi yapılan Pinus radiata ve Pinus maritima'dır.

Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi & MsXLabs
Son düzenleyen _Yağmur_; 7 Aralık 2016 15:21
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
7 Mart 2014       Mesaj #5
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye

Çam Ağacı

Ad:  çam-4.jpg
Gösterim: 797
Boyut:  18.6 KB

Çam ağacı, Pinaceae (çamgiller) familyasından Pinus cinsinden orman ağaçlarını içeren iğne yapraklı türlere verilen ad. Genç çamların tacı genellikle konik dalları yatay ve çevrel dizilişlidir. Yaşlı ağaçların tacı ise yuvarlak, düz ya da yayvan olabilir. Türlerin çoğunda gövde kabuğu kalın, pürüzlü ve çatlaklıdır. Çam ağaçları kuraklığa dayanıklı olmakla birlikte, iyi gelişip çoğalabilmeleri için temiz hava ve bol ışık gerekir.

Çam ağacı, Pinaceae (çamgiller) familyasından Pinus cinsinden orman ağaçlarını içeren iğne yapraklı türlere verilen ad. Türkiye’de yetiştiği yerler:Hemen hemen her bölgede.

Genç Çam ağaçlarının tacı genellikle konik dalları yatay ve çevrel dizilişlidir. Yaşlı ağaçların tacı ise yuvarlak, düz ya da yayvan olabilir. Türlerin çoğunda gövde kabuğu kalın, pürüzlü ve çatlaklıdır. Çam ağaçları kuraklığa dayanıklı olmakla birlikte, iyi gelişip çoğalabilmeleri için temiz hava ve bol ışık gerekir.

Çok çeşitli yüksekliklerde yetişen 10-20 m yüksekliğinde, kışın yapraklarını dökmiyen, genellikle ormanlar teşkil eden iğne yapraklı ağaçlar. Açık tohumlu bitkilerin kozalaklılar sınıfındandır. Çam ağaçlarının 90 kadar türü vardır. Genellikle Kuzey Yarım Kürenin mûtedil bölgelerinde geniş bir yayılma alanı gösterir. Tropik bölgelerin yüksek dağlarına kadar çok geniş bir yayılma alanı gösterdiklerinden, çok çeşitlilik gösterirler. Çam türlerinin kurak yetişme yerlerinde de yetişmelerinin ve kurak toprakların ağacı olmalarının sebebi, iğne yapraklarının sert ve kalın epidermis tabakasından meydana gelmesi, uzun kök sistemleri ile derin toprak katlarının neminden faydalanmalarıdır. Çamların toprak yönünden istekleri azdır. Onun için diğer ağaçların yetişmediği topraklarda kolaylıkla yetişebilirler. Fakat kurak, kumlu, çakıllı topraklarda yetişen pekçok çam türleri olduğu gibi, asitli topraklarda ve hatta bataklıklarda yetişenler de vardır.

Çam ağacının gövdesi dik, silindirik ve üst taraftan dallıdır. Kabuk esmer renkli ve pulludur. Dallanma tarzı uzun ve kısa sürgün olarak 2 çeşit sürgün meydana getirmekle karakteristiktir. Kabuk ve odun kısmında reçine bulunur. Yapraklar iğnemsi, uzun veya kısa, sert ve koyu yeşil renklidir. İkişer ikişer gruplar teşkil ederler ve kısa sürgünlerin ucunda bulunurlar. Çam ağaçlarının ömürleri 100 ile 1000 yıl arasında değişmektedir. Ancak dünyanın en yüksek ağaçlarından biri de yine bir çam türü (P.aristata) olup yaklaşık 4000 yaşındadır. Erkek çiçekler sürgünlerin tepelerine yakın kısımlarında meydana gelirler. Çiçek tozları sarı renklidir. Dişi çiçekler kozalak adı verilen çiçek durumları yaparlar. Kozalakta kanatlı tohumlar bulunur.

Ülkemizde beş çam ağacı türü tabiî olarak bulunmaktadır:
Kızılçam (Pinus brutia), Halepçamı (P.halepensis), karaçam (P.nigra), fıstıkçamı (P.pinea), sarıçam (P.silvestris).

Kızılçam (P.brutia): Yayılma alanı yalnız Güney İtalya, Balkan Yarımadası, Batı ve Güney Anadolu kıyı bölgeleridir. Toroslarda geniş ormanlar meydana getirirler. Genç fidan ve sürgünleri kırmızı renktedir. İğne yaprakları donuk, ince, sert ve uzundur. Kozalakları çok kısa saplı, dalda karşılıklı ve çoğunlukla ikisi bir arada bulunur. Memleketimizde terementi veya ham reçine istihsali, diğer türlerde de bulunmakla beraber, daha elverişli ve randımanlı olmasıyla kızılçamdan elde edilir.

Halepçamı (P.halepensis): Akdeniz çevresi memleketlerinde, kıyı bölgelerinde, özellikle kumsal yerlerde yetişir.

Zeytin ağaçları gibi mûtedil bir iklim ister. Halepçamında iğne yapraklar kızılçamınkine göre daha kısa, daha ince, daha yumuşak ve açık renklidir. Kozalakları uzun saplı olduğundan aşağı sarkar. Genç sürgünleri de kırmızı değil, açık sarı renklidir.

Kaçaçam (P.nigra): İspanya’dan îtibaren bütün Akdeniz çevresi memleketlerinde tabiî olarak yetişen bu çam türünün, doğu sınırı Anadolu’dur. Kuzey Anadolu ormanlarında sarıçamın alt basamağında 800-1300 metreler arasında yetişir. Güney Anadolu’da ise kızılçam ormanlarının üstünde, sedir ormanlarının altında yer alır. Gövde ve dalları koyu esmerdir. İğne yaprakları sarıçamınkinden uzun, koyu yeşil, sert ve batıcıdır. Kozalakları da sarıçamınkinden daha uzun ve daha kalındır.

Fıstıkçamı (P.pinea): Bu çam türü, şemsiyeye benzer bir büyüme gösterir. Bu tür de Akdeniz çevresi ülkelerde yetişir. Türkiye'de Antalya Aksu Irmağı-Manavgat arası ve Bergama Kozak nahiyesinde topluluklar meydana getirir. Diğer sahil bölgelerinde münferit ağaçlar halindedir. Vatanı muhtemelen Doğu Akdeniz çevresidir.

Kozalakları ikişer ikişer ve karşılıklı olarak daldan çıkar. Kozalaklardan elde edilen oldukça büyük tohumlarına “çamfıstığı” denir. Besin olarak kullanılır. Bol miktarda yağ taşır. Ortalama olarak bir ağaçtan 120 kg kozalak ve bundan da 6-8 kg temiz iç fıstık elde edilir.

Sarıçam (P.silvestris):Avrupa’da ve Sibirya’da geniş bir yayılma alanı olan sarıçamın, Türkiye’de Türk-Rus sınırından îtibaren batıya doğru uzanan ve 38. enlem dairesi dolaylarına kadar inen bir yayılma alanı vardır. Bu bölgelerde dağların yüksek yerlerinde ağaç sınırı 1800-2000 metreye kadar çıkabilen çam türüdür. Kozalakları saplı olduğundan aşağı doğru sarkar. Sürgünleri açık sarı, iğne yaprakları açık yeşil renkte, kıvrıktır. Tomurcukları reçinesizdir. Gövdelerinden, yaralanması suretiyle reçine elde edilir.

Kullanılan kısımları ve kullanılışı


Çam türlerinin gövdelerinin yaralanması sûretiyle elde edilen ham reçine, terementi veya çamsakızı olarak da bilinir. Bu madde çok eskiden beri bilinmekte ve çeşitli yerlerde kullanılmaktadır. Tarihî belgelere göre en eski reçine istihsal bölgesi Akdeniz çevresi memleketleridir. Eskiden olduğu gibi bugün de reçine ihtiva eden çıra, bir aydınlatma ve tutuşturma aracı olarak kullanılmaktadır.

Eski Mısır’da reçine, macun veya yapıştırıcı madde olarak kullanılmıştır. Özellikle Halepçamından elde ettikleri reçineleri, yüzyıllarca dayanan mumyaların reçinelenmesinde, verniklerin yapılmasında kullanmışlardır. Eski Yunanlılar ve Romalılar dezenfektan özelliğinden dolayı, özellikle ladin ve köknar reçinelerini bazı şifalı ilaçların yapımında kullanmışlardır.

Bir ağacın terementi verimi yaşına, istihsal metoduna, mevsimine ve ağacın yetiştiği mıntıkanın iklimine sıkı sıkıya bağlıdır. Anadolu’daki çam türlerinin gövde odununda tesbit edilen ham terementi miktarları şöyledir:

Kızılçam % 7.32, fıstıkçamı % 7.75, karaçam % 4.7, sarıçam % 6.8.

Ham reçine uzun süre hava ile temas ettiği takdirde, içindeki terementi esansı uçar ve yerine şeffaf, sert, kahve renginde kolofan maddesi kalır. Aynı zamanda ham reçineden su buharı destilasyonu sonucunda %10-30 terementi esansı ve % 70-90 kadar da kolofan elde edilir. Ham reçineyi meydana getiren her iki madde de çeşitli yerlerde kullanılır. Kehribar; çam ve ladin türleri reçinelerinin fosilleşmesinden meydana gelir.

Terementiden elde edilen terementi esansı (halk arasında neft yağı), adi ısı derecelerinde akıcı ve uçucu bir yağdır. Bu yağ çeşitli endüstri alanlarında, çoğunlukla yağlı boya ve vernik endüstrisinde, ayakkabı boya ve cilaları, parke cilaları yapımında kullanılır. Parfümeride, pomad ve merhemlerin, böcek öldürücü ilaçların yapımında da kullanılır.

Kolofanın da çok geniş kullanma yeri vardır. Sabun ve sabun tozları yapımında, vernik endüstrisinde, kağıt yapımında, kibrit yapımında, dezenfektan yapımında, kabloların izole edilmesinde, matbaa boyaları, makina ve araba yağları îmalinde vs. kullanılır.

Kızılçam, sarıçam ve diğer çam türlerinin odun kabukları, tanen ihtiva ettiklerinden deri endüstrisinde kullanılır.

Sarıçamın kurutulmuş tomurcuklarından tıpta istifade edilir. Bileşiminde uçucu yağ, acı maddeler, heterozitler vardır. İdrar ve balgam söktürücü olarak kullanılır.
Son düzenleyen _Yağmur_; 7 Aralık 2016 15:24
"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
8 Aralık 2018       Mesaj #6
Avatarı yok
Yasaklı

ÇAM!


Çam, (cins Pinus ), çam ailesinin (Pinaceae) her zaman dağılmış yaklaşık 120 tür cinsinden, dünyanın her yerine dağılmış fakat asıl olarak kuzey ılıman bölgelere özgüdür. Çamların başlıca ekonomik değeri inşaat ve kağıt ürünleri endüstrilerindedir, fakat aynı zamanda terebentin, rosin, yağ ve odun katranlarının da kaynağıdır. Çam fıstığı, piñon veya piyonon olarak ticari olarak satılan yenilebilir çam tohumu, çeşitli türler tarafından üretilmektedir. Pek çok çam ağacı siyah, beyaz, Himalaya ve taş çamları da dahil olmak üzere süs bitkileri olarak yetiştirilmekte ve bazıları ağaçlandırma projelerine veya rüzgarlıklara ekilmektedir. Tıbbi olarak kullanılan çam yaprağı yağı, bir damıtmadır.

Benzer Konular

24 Ekim 2006 / virtuecat Bilgisayar
7 Temmuz 2016 / Misafir Botanik
17 Mart 2010 / _KleopatrA_ Taslak Konular
28 Ocak 2011 / _Yağmur_ Taslak Konular