Arama

Kök Hücre Nedir? Kök Hücre Teknolojileri Hakkında - Sayfa 2

Güncelleme: 17 Ekim 2015 Gösterim: 131.621 Cevap: 17
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
2 Aralık 2011       Mesaj #11
Avatarı yok
Yasaklı
Kök Hücre Nedir? Kök Hücre Teknolojisi ve Uygulama Alanları

Sponsorlu Bağlantılar
Organizmadaki her hücrenin ve dolayısıyla her doku ve organın kaynağı kök hücrelerdir. Vücudumuz kök hücrelerinin farklılaşması ile oluşan bir organizmadır. Kök hücrelerin üstün rejenerasyon ve farklılaşabilme yeteneklerinin, çeşitli nedenler ve hastalıklar sonucu ortaya çıkan birçok organ, doku ve hücre kaybında; kaybın giderilmesi, dokunun yeniden oluşturulması ve hastalığın ortadan kaldırılması için kullanılabileceği gerçeği birçok araştırıcının/uygulayıcının ilgisini hızla çekmiş ve özellikle kemik iliği nakilleri ile başlayan, farklı kök hücre kaynaklarını kullanan, artan hızla devam eden yoğun araştırma ve uygulamalar ortaya çıkmış, “rejenaratif tıp” kavramı gelişmiştir. Kök hücrelerin uzun süre yenilenerek ve özelleşmeden nasıl kaldıkları ve kök hücrelerin özelleşmiş hücrelere dönüşmesini sağlayan faktörlerin neler olduğunu kesin olarak belirlemek, kök hücre konusunda yapılan çalışmaların temelini oluşturmaktadır.

Dünyada kemik iliği nakilleri ile başlayıp 20 yılı aşkın süredir devam eden kök hücre araştırmaları ve ikibinli yıllar sonrasında yoğunlaşan kök hücre kullanımına yönelik tedavi çalışmaları ve bulgular bu konuyu tıp dünyasının popüler gündem maddelerinin arasına koymuştur. Yapılan çalışmalarda yetişkin kök hücre kaynağı olarak sadece kemik iliğinin değil aynı zamanda periferik kan, göbek kordonu, amniyon sıvısı, yağ dokularınında kullanılabilirliği gösterilmiştir. Araştırmacılar kök hücreler hakkında daha çok bilgi sahibi oldukça, kök hücre teknolojisini yalnızca hücre temelli tedavilerde değil başka alanlarda da kullanmak mümkün olacaktır; örneğin yeni ilaçların ve toksinlerin incelenmesi ve araştırılması. İnsan “embriyonik kök hücresi” çalışmaları, insan gelişimiyle ilgili pek çok soruya cevap verecektir. Kanserin sebebi, normal olmayan hücre bölünmesi ve değişimidir. Kök hücrelerin çoğalma ve değişim mekanizmalarının genetik ve moleküler kontrol sistemlerinin daha iyi anlaşılması kanser tedavisi için kapılar açacaktır.

Günümüzde hasarlı dokuları ve organları nakil yöntemiyle yenilemek mümkündür. Fakat bu işlemin pek çok dezavantajı vardır; ilk akla gelen alıcıya uyumlu donör bulmak. Kök hücrelerin özel hücrelere farklılaşmalarını sağlamak, bu işlemler için yeni kaynak oluşturacaktır. Bunlara ek olarak Parkinson, Alzheimer, omurilik hasarları, felç, yanıklar, kalp hastalıkları, şeker gibi hastalıkların tedavisine yönelik hücre ve doku kaynağı olacaktır.

Bu çalışmaların klinik düzeye getirilmesi için kök hücrelerin farklılaştırılarak istenilen hücreye dönüştürülebilmesi, hücre ya da dokunun nakilden sonra hayatta kalabilmesi ve diğer dokuya uyum sağlayabilmesi, hücrelerin ya da dokunun hastanın yaşamı boyunca olması gerektiği gibi işlev gösterebilmesi ve alıcı hastaya zarar vermemesi gerekir. Bunun için yoğun çalışmalar sürmektedir.

Özet olarak kök hücre tedavisi, uygulama alanları ve potansiyeli düşünüldüğünde çok heyecan verici bir konudur, fakat teknik güçlüklerin aşılması ve elde edilen sonuçların toplum sağlığı için kullanılabilir duruma getirebilmek için yoğun araştırmaların yapılması gerekmektedir.

Kaynak:Biomedikal Teknoloji

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen nötrino; 19 Mart 2015 11:52
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
16 Mayıs 2013       Mesaj #12
Avatarı yok
Yasaklı
İnsan Deri Hücreleri Embriyonik Kök Hücrelere Dönüştürüldü

Sponsorlu Bağlantılar
Oregon Sağlık ve Bilim Üniversitesi ve Oregon Ulusal Primat Araştırma Merkezi'nde yapılan çalışmalar sonucu araştırmacılar insan deri hücresinden, bütün vücut hücrelerine dönüşebilme özelliğine sahip embriyonik kök hücre elde etmeyi başardı. Bu gelişmeyle kök hücre terapilerinin, hasarlı veya hastalık taşıyan hücrenin yeni ve sağlıklı hücreyle değiştirilebileceğine dair verdiği sözü tutabileceğine inanılıyor. Hücre değişimine dayalı kök hücre terapileri yardımıyla Parkinson, multipl skleroz (MS), kardiyak bozukluklar ve omurilik hasarları gibi pek çok durumun tedavi edilebileceği düşünülüyor.

Araştırmalar sırasında sıkça kullanılan bir yöntem olan 'somatik hücre çekirdek transferi (SCNT)'nin bir varyasyonu kullanıldı. Bu yöntem kısaca; kişinin DNA'sını içeren bir hücrenin çekirdeğinin, genetik materyalinden arındırılmış bir yumurta hücresine yerleştirilmesi anlamına geliyor. Döllenmemiş yumurta hücresi uygun koşullar altında geliştiriliyor ve kök hücrelerinin oluşumunu sağlıyor. Elde edilen kök hücreler ise aynı embriyonik kök hücreler gibi pek çok farklı hücre tipine dönüşebilme yeteneğine sahip.

Geliştirilen teknolojinin en önemli artılarından biri ise kişinin transplantasyona karşı verdiği tepkinin önüne geçilebilmesi. Aktarımı yapılan hücreler kişinin kendi genetik materyaline sahip olduğu için vücut herhangi bir reaksiyon geliştirmiyor; bu durum da hücre aktarımına dair immünolojik endişeleri oldukça azaltıyor.Bu teknolojinin kök hücre terapilerine başka bir katkısı ise hücre üretimi sürecinde döllenmiş embriyo kullanılmadığı için etik açıdan kabul edilebilir olması.

İnsan yumurta hücreleri, diğer canlıların yumurta hücrelerine nispeten hassas bir yapıya sahip. Bu hassasiyet, yumurtanın henüz kök hücre oluşumunu tamamlayamadan bozulmasına ve hücrenin yeniden programlanmasına yönelik yapılan çalışmaların başarısız olmasına neden oluyordu. Geliştirilen teknoloji ise insan deri hücrelerinin yeniden programlanmasını hem insan hem de maymun hücrelerini kullanarak aşmayı başardı: hücrelerin ilk gelişim süreci maymunlar aracılığıyla yapılıyor ve sonra insana aktarılıyor.

Bir diğer önemli nokta da yumurta hücrelerinin mayoz bölünmenin bir evresi olan metafazda kalabilmesi. Araştırmacılar kimyasal olarak bu evrenin devamlılığını ve dolayısıyla hücrenin gelişimine devam ederek kök hücre üretimi için gerekli safhaya gelebilmesini sağladı.Gelişen kök hücre teknolojisi, pek çok hastalık ve anomalinin tedavisi için büyük umut taşıyor. Araştırmacıların, geliştirdikleri yeni yöntemle etik ve immün endişeleri oldukça indirgeyerek etkin embriyonik kök hücreler elde etmeyi başarmış olmaları kök hücre terapilerinin gelişimi için oldukça önemli prosedürel yenilikler sağlıyor.



Kaynak: ScienceDaily (15 Mayıs 2013)

Son düzenleyen nötrino; 19 Mart 2015 11:50
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
27 Mayıs 2013       Mesaj #13
Avatarı yok
Yasaklı
Kök Hücre Teknolojisi

Kök hücreler, embriyonik dönemde ve yaşam boyunca farklı tip hücrelere dönüşebilme yeteneğine sahip hücrelerdir. Ayrıca canlının yaşamı boyunca niteliğini kaybetmeden bölünerek pek çok dokunun onarım sürecinde rol alırlar. Kök hücrelerin bölünmesiyle oluşan yeni hücreler yine kök hücre olarak kalabilirken özelleşmiş fonksiyonlara sahip farklı tip hücrelere de dönüşebilirler.

Kök hücreler diğer hücrelerden iki önemli özellikleriyle ayrılırlar. Bunlardan birincisi, hücre bölünmesiyle kendilerini yenileyebilme özelliğine sahip öznelleşmemiş hücreler olmaları; ikincisi ise bazı spesifik fizyolojik veya deneysel koşullar altında doku veya organa özgü, özelleşmiş hücrelere dönüşebilmeleridir. Bağırsak ve kemik iliği gibi bazı kısımlarda bulunan kök hücreler hasarlı veya yıpranmış hücrelerin devamlılığını sağlayabilmek adına düzenli olarak bölünürler. Pankreas ve kalp gibi bazı diğer organlarda ise özel durumlarda bölünmeleri gözlemlenir.

Bilim adamları yakın zamana kadar hayvan ve insandan elde ettikleri başlıca iki tip kök hücreyle çalışmalarını sürdürdü: embriyonik kök hücreler ve embriyonik olmayan, somatik veya yetişkin kök hücreleri. 2006 yılında ise araştırmacılar bazı insan hücrelerinin yeniden programlanmasıyla 'indüklenmiş pluripotent kök hücre (iPS hücresi)' denen hücreler oluşturdular.

Kök hücreler pek çok açıdan canlı organizmalar için önem taşır. Embriyonun blastosit denilen 3 ila 5 günlük evresinde iç kısımda bulunan hücreler tüm özelleşmiş vücut hücrelerinin ve organların oluşumuna olanak sağlar. Kemik iliği, kas, beyin gibi bazı dokularda bulunan yetişkin kök hücreleri ise zamanla yıpranan ve kaybolan bazı hücrelerin yenileriyle değiştirilmesini sağlar.

Rejeneratif özelliklerinin yanısıra kök hücreler, diyabet ve kalp rahatsızlıkları gibi fonksiyonel bozuklukların tedavisi için de yeni olanaklar sağlıyor; fakat hücre bazlı rejeneratif terapilerin uygulanabilmesi için laboratuvar ortamında ve klinik olarak çalışmaların ilerletilmesi gerekiyor.

Kök hücre araştırmaları, organizmanın tek hücreden nasıl geliştiği ve hasarlı hücrelerin nasıl sağlıklı olanlarla değiştirildiği konusunda daha fazla bilgi edinebilmek adına sürerken; kök hücre teknolojisi günümüzde özellikle yeni ilaçları test etmek ve model sistemler oluşturmak için kullanılıyor.


Kök Hücreleri Diğer Hücrelerden Ayıran Nedir?

Tüm kök hücreler başlıca üç niteliğe sahiptir: Yıllarca bölünmelerini sürdürebilir ve kendilerini yenileyebilirler, özelleşmiş hücreler değillerdir, özelleşmiş hücrelerin oluşumunu sağlarlar.

Normal şartlar altında kendilerini yenileme yetenekleri olmayan kas, kan ya da sinir hücrelerinin aksine kök hücreler kendilerini pek çok sefer eşleyebilir ya da çoğaltabilirler. Bir grup kök hücre aylar sonunda kendini eşleyerek milyonlarca yeni hücrenin oluşumunu sağlayabilir. Araştırmacılar, kök hücrelerin uzun süre kendilerini yenileyebilme özelliği konusunda başlıca; embriyonik kök hücreler farklılaşmadan bir yıl ya da daha fazla süre bölünebilirken çoğu embriyonik olmayan kök hücrenin bunu neden başaramadığını ve canlı organizmalarda kök hücre çoğalmasının, eşlenmesinin hangi faktörler tarafından düzenlendiğini anlamaya çalışıyor. Bu soruların cevaplanması; normal embriyonik gelişim ve kansere yol açan ölçüsüz hücre bölünmesi sırasında proliferasyonun nasıl olduğunun, daha etkin embriyonik ve embriyonik olmayan kök hücrelerin nasıl üretilebileceğinin anlaşılmasını sağlayabilir.

Kök hücrelerin bir diğer temel özelliği ise özelleşmiş fonksiyonlar sağlayan dokulara özgü yapılar içermemesidir. Örneğin kök hücreler, kalp kası hücreleri gibi, komşu hücrelerle iş birliği yaparak vücutta kan pompalanmasını sağlayamaz ya da alyuvarlar olarak da bilinen kırmızı kan hücreleri gibi kanda oksijen molekülleri taşıyamazlar. Ancak bu özelleşmiş hücrelerin oluşumunu sağlayabilirler.

Fonksiyonel olarak özelleşmemiş kök hücrelerin, özelleşmiş hücrelere dönüşümüne farklılaşma denir. Farklılaşma sırasında kök hücreler, hücrenin kendisinden ve çevresinden gelen tetikleyici sinyallerle aşama aşama özelleşirler. İçsel sinyaller sahip olduğu bazı genlerin ifadeleriyle gerçekleşirken dışsal sinyaller başka hücreler tarafından yayılan kimyasallar, komşu hücrelerle temas ve mikro çevredeki bazı moleküller aracılığıyla olur. Farklılaşma sürecinde etkili olan bu içsel ve dışsal sinyallerin kök hücre türleri arasındaki benzerlikleri ve farklılıklarının derinlemesine anlaşılması, araştırmacıların laboratuvar ortamında kök hücre farklılaşmasını nasıl kontrol edebilecekleriyle ilgili yeni yollar geliştirmesini sağlayabilir ki bu sayede hücre bazlı terapilerin gelişimi desteklenebilir.

Yetişkin kök hücreleri genelde bulundukları dokuya özgü hücrelerin oluşumuna olanak verir. Örneğin, kan hücrelerinin oluşumunu sağlayan ve kemik iliğinde bulunan hematopoetik kök hücrelerin beyindeki sinir hücreleri gibi oldukça farklı bir dokuya ait hücrelerin oluşumundan sorumlu olmadığı kabul edilir; fakat son yıllarda yapılan bazı çalışmalar aksinin de olabileceğine dair kanıtlar sunmuştur.


Embriyonik Kök Hücre Nedir?

Embriyonik kök hücreler isimlerinden de anlaşılacağı üzere embriyo bazlı hücrelerdir. Embriyonun erken evrelerinden biri olan blastositte morulanın ortasında kümelenmiş halde bulunan hücrelerden elde edilir. Çoğu embriyonik kök hücre laboratuvar ortamında (in vitro) döllendirilmiş yumurta hücrelerinden elde edilir ve donörün izni dahilinde kullanılır. Bunlar bir kadının vücudunda döllenmiş yumurtalardan elde edilmez.

Yetişkin Kök Hücresi Nedir?

Yetişkin kök hücreleri, doku ve organlarda bulunan, kendilerini yenileme ve bazı ya da tüm ana hücre tiplerine dönüşebilme yeteneğine sahip henüz farklılaşmamış hücrelerdir. Bu kök hücrelerin temel görevi canlı organizmalarda bulundukları dokunun devamlılığı ve yenilenmesini sağlamaktır. Yetişkin kök hücrelerine somatik kök hücreler de denir. Embriyonik kök hücrelerin aksine bazı olgunlaşmış dokulardaki yetişkin kök hücrelerinin kökeni tam olarak bilinmemektedir.

Araştırmacıların sanılandan daha fazla dokuda yetişkin kök hücre saptamasıyla kök hücrelerin transplantasyon için de kullanılabileceği düşüncesi ortaya çıktı. Aslında hematopoetik yani kan hücrelerinin oluşumunu sağlayan ve kemik iliğinde bulunan yetişkin kök hücreleri kırk yılı aşkın süredir transplant amacıyla kullanılmakta. Şimdiyse beyin ve kalp dokularında da bu tür kullanıma açık kök hücreler olduğu düşünülüyor. Eğer yetişkin kök hücrelerinin farklılaşması laboratuvar ortamında kontrol edilebilirse bu hücreler transplantasyon bazlı terapilerin temel ögesi olabilir.

Yetişkin kök hücrelerinin araştırılması yaklaşık elli yıl önce başladı. 1950'lerde araştırmacılar kemik iliğinde bulunan iki tip kök hücre keşfettiler; hematopoetik kök hücreler ve mezenkimal kök hücreler. 1960'larda farelerin beyninde, bölünen ve sonunda sinir hücrelerine dönüşen hücreleri barındıran iki bölge fark edildi. Bulgulara rağmen çoğu bilim adamı 1990'lara kadar beyinde yeni sinir hücresi oluşumu olamayacağını savunuyordu; artık beyinde astrosit, oligodendrosit ve nöronlara dönüşebilen kök hücreler olduğu biliniyor.

Canlı organizmada yetişkin kök hücreleri uzun bir süre boyunca bölünebilme yetisine sahiptir; ihtiyaç halinde karakteristik yapıya ve fonksiyonlara sahip doku hücrelerinin oluşumunu sağlarlar.Hematopoetik kök hücreler bütün kan hücrelerine dönüşebilir. Bunlar; kırmızı kan hücreleri, T lenfositler, B lenfositler, doğal öldürücü hücreler, nötrofiller, basofiller, eozinofiller, monositler ve makrofajlardır.

Mezenkimal kök hücreler pek çok dokuda bulunur. Kemik iliğinde bulunanlar, kemik hücreleri olan osteoblastlar ve osteositler, kıkırdak hücreleri olan kondrositler, yağ hücreleri olan adipositler, kan formasyonunu düzenleyen stroma hücreleridir. Kemik iliği kaynaklı olan ve olmayan mezenkimal hücreler arasındaki fark ise henüz detaylı olarak bilinmemektedir.Nöral kök hücreler beyindeki üç ana tip hücrenin oluşumunu sağlar. Bunlar; sinir hücreleri ile sinir hücresi olmayan astrositler ve oligodendrositlerdir.

Epitel kök hücreler gastrointestinal ya da diğer adıyla sindirim sisteminde bulunur ve soğurucu hücrelerin, goblet hücrelerinin, paneth hücrelerinin ve enteroendokrin hücrelerin oluşumunu destekler.Deri kök hücreleri epidermisin bazal tabakasında ve kıl köklerinin dibinde bulunur. Epidermal kök hücreler derinin üst tabakasına yerleşerek koruyucu bir tabaka oluşturan keratinositlerin; foliküler kök hücreler kıl foliküllerinin ve epidermisin oluşumunda rol alır.


Embriyonik Kök Hücreler ile Yetişkin Kök Hücrelerinin Benzerlik ve Farklılıkları Nelerdir?

İnsan embriyonik ve yetişkin kök hücreleri, hücre bazlı rejeneratif terapilerde kullanımları açısından hem avantaj hem de dezavantajlara sahiptir. Aralarındaki temel fark ise oluşturdukları farklılaşmış hücre türevleri ve sayılarından ileri gelir. Embriyonik kök hücreler pluripotent özellikte olduğundan tüm tip vücut hücrelerine dönüşebilir; fakat yetişkin kök hücrelerinin farklılaşması daha sınırlıdır.

Embriyonik kök hücreler, yetişkin kök hücrelerine kıyasla laboratuvar ortamında daha kolay elde edilir. Yetişkin kök hücrelerinin saptanması ve izole edilmesi daha zordur, ayrıca bu hücrelerin hücre kültüründe çoğaltılması henüz yeterince başarılı olamamıştır. Hücre değişimi terapileri için fazla sayıda kök hücre kullanmak gerektiğinden bu büyük bir farklılık ve dezavantajdır.

Farklı olduklarına inanılan bir diğer konu ise transplantasyon sonrası kişinin bağışıklık sistemi reaksiyonudur. Embriyonik kök hücrelerin neden olacağı reaksiyon etik kurallar nedeniyle yeterince test edilemese de yetişkin kök hücreleri hastanın kendi hücresinin kültürde çoğaltılmasıyla üretildiği için bu hücrelerin daha az tepkiye yol açacağına inanılıyor. Kısaca bu yöntem sırasında, hastadan alınan hücre laboratuvar ortamında çoğaltılıyor, özel bir hücre tipine dönüşebilecek şekilde tasarlanıyor ve hastanın ilgili vücut dokusuna tekrar yerleştiriliyor. Hastanın kendi dokularından elde edilen kök hücreler, immün sistem tarafından daha az olasılıkla tehlike olarak algılanabilir ve reddedilebilir. Bu önemli bir avantajdır çünkü aksi takdirde kişi devamlı olarak immün reaksiyon baskılayıcı ilaçlar kullanmak zorunda kalabilir ve bu durum istenmeyen yan etkilere neden olabilir.


İndüklenmiş Pluripotent Kök Hücre (iPS Hücresi) Nedir?

İndüklenmiş pluripotent kök hücreler genetik olarak embriyonik kök hücrelere benzer bir yapı kazanacak şekilde yeniden programlanmış yetişkin hücreleridir. Bu hücrelerin de aynı embriyonik kök hücreler gibi pluripotent özellikte olması beklense de klinik olarak aralarında önemli bir farklılık olup olmadığı henüz tam olarak bilinmemektedir. İPS hücrelerinin fare aracılığıyla ilk elde edilişi 2006 yılında; insan aracılığıyla ilk elde edilişi işi 2007 yılının sonlarına doğru rapor edilmiştir. Fare indüklenmiş pluripotent kök hücrelerinin, pluripotent kök hücrelere oldukça benzer özellikte olduğu gözlemlenmiştir. Bu benzerlik; oluşturulan hücrede kök hücre belirleyici proteinlerin ekspresyonu, üç germ tabakasının oluşumuna olan katkısı ve başlangıç evrelerinde olan fare embriyosuna hücrelerin yerleştirilmesi sonucu pek çok dokunun oluşumunda rol alması gibi belirleyici özelliklerle desteklenmiştir. İnsan iPS hücrelerinde de aynı farelerde olduğu gibi kök hücre belirleyici proteinlerin varlığı saptanmış ve bu hücrelerin üç germ tabakasını oluşturacak hücrelere dönüştüğü görülmüştür.

Daha fazla araştırma gerekli olsa da, iPS hücreleri şimdiden ilaç gelişimi ve hastalık modellemesi için kullanışlı bir araç olarak görülüyor. Bilim adamları iPS hücrelerinin transplantasyon amaçlı da kullanılabileceğini umut ediyor.

Virüsler, yetişkin hücresine yeniden programlama faktörlerinin aktarılması için taşıyıcı olarak kullanılıyor; fakat bu aktarımın insanda tedaviyi destekleyecek şekilde gerçekleştiğinden emin olmak için bir dizi kontrol ve test yapılması gerekiyor. Hayvanlarla yapılan araştırmalarda kök hücre faktörlerinin hücreye aktarımı için kullanılan virüslerin kansere yol açabileceği görüldü. Bu nedenle araştımacılar virüs kaynaklı olmayan aktarım stratejileri de geliştirdi. Bu gelişme, hücrelerin geri farklılaşmasına yönelik güçlü metotlar geliştirilmesine neden oldu: Kök hücrenin hangi spesifik hücreye dönüşeceğine dair olan ön bilgi değiştirilebiliyor. Bunların yanı sıra, iPS hücreleri kullanılarak elde edilen dokular hücre donörüyle oldukça uyumlu bir yapıya sahip olduğundan immün sistem reaksiyonlarına mahal vermeyeceği düşünülüyor. İPS hücrelerine yönelik strateji pluripotent kök hücrelerin oluşumunu sağlıyor ve bu oluşum hücrelerin tekrar programlanması ve hasarlı dokunun yerine kullanılması için oldukça umut vaat ediyor.


İnsan Kök Hücrelerinin Kullanım Alanları Nelerdir?

İnsan kök hücreleri pek çok şekilde araştırma ve klinik amaçlı olarak kullanılabilir. İnsan embriyonik kök hücre araştırmaları, insanın gelişimi sürecinde meydana gelen olaylar dizisinin anlaşılmasına olanak sağladı. Bu çalışmaların birincil amacı farklılaşmamış kök hücrelerin nasıl dokuları ve organları oluşturan farklılaşmış ve özelleşmiş hücrelere dönüşebildiğiydi. Spesifik genler belirli zamanlarda aktif ve pasif hale geçerek bu farklılaşmanın temel düzenleyicisi rolünü üstleniyor. Kanser ve doğuştan olan kusurlar gibi bazı ciddi sağlık sorunlarının sebebinin ise normal dışı hücre bölünmesi ve farklılaşması olduğu biliniyor. Bu süreçlerin moleküler ve genetik detaylarının tamamen anlaşılmasıyla bu tip sağlık sorunlarının oluşumuna ve nasıl önleneceğine dair kök hücre tedavileri geliştirilebilecek.

İnsan kök hücreleri yeni ilaçların test edilmesi için de kullanılıyor. Yeni ilaçların güvenilir olup olmadığı pluripotent hücrelerin farklılaşmasıyla elde edilen hücreler üzerinde test ediliyor. Diğer hücre grupları da bu amaçla kullanılıyor. Örneğin tümör gelişimini durdurması beklenen ilaçlar kanserli hücre grupları kullanılarak kontrol ediliyor. Ancak yeni ilaçların kontrolünün en doğru şekilde yapılabilmesi için kullanılan örneklerin aynı koşullara sahip olması gerekli. Bu yüzden araştırmacıların, kök hücrelerin test edilecek belirli bir hücre tipine farklılaşmasını eksiksiz olarak kontrol ederek farklılaşmış hücrelerden oluşan saf bir popülasyon elde etmesi gerekiyor.Kök hücrelerin en önemli potansiyel uygulamalarından biri ise hücre bazlı terapiler için kullanılabilecek hücre ve dokuların üretimini sağlayabilecek olması.

Günümüzde, bağışlanan organlar ve dokular işlevini yerine getiremeyen zarar görmüş doku ve organlarla değiştirilebiliyor. Ama uygun nakil sayısı ihtiyacın tamamını karşılayabilecek seviyeden oldukça uzak. Özgül hücrelere farklılaştırılan kök hücreler, hücre ve dokuların değiştirebilmesi için yenilenebilir bir kaynak sunuyor. Bu sayede Alzheimer, omurilik hasarları, felç, yanıklar, kalp rahatsızlıkları, şeker hastalığı ve romatoit artrit gibi pek çok rahatsızlığın önüne geçilmesi planlanmaktadır.


Kaynak: “Stem Cell Basics”, National Institutes of Health (21 Mayıs 2013)
Son düzenleyen nötrino; 19 Mart 2015 11:47
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
24 Şubat 2014       Mesaj #14
Avatarı yok
Yasaklı
Kalp Krizine Kök Hücre Tedavisi

Kalp krizinde kök hücre tedavisi için yeni bir araştırma başlatıldı. Araştırmanın merkezi İngiltere'nin başkenti Londra.11 ülkeden yaklaşık 3 bin hastanın katıldığı araştırmada kalp krizinde zarar görmüş dokuların kök hücreyle tedavi olasılığı araştırılacak.Önce tüm hastaların kalp damarlarına standart uygulama olarak stent takılacak. Daha sonra hastaların yarısına kemik iliklerinden alınan kök hücreler şırınga edilecek.Uzmanlar, araştırmanın daha önce de yapıldığını ancak katılımın az olması nedeniyle sonuç alınamadığını belirtiyor. Araştırmanın sonuç vermesi halinde tıpta yepyeni bir dalın ortaya çıkabileceği vurgulanıyor.

Kaynak: BBC / Ntvmsnbc (23 Şubat 2014, 16:56)
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
21 Nisan 2014       Mesaj #15
Avatarı yok
Yasaklı
Yetişkinden Kök Hücre Klonlandı

Bilim dünyası, birçok hastalığın tedavisinin önünü açabilecek bir gelişmeyi konuşuyor. Araştırmacılar, ilk kez yetişkin bir insandan kök hücre klonlamayı başardı. Başarı, Güney Koreli araştırmacılara ait. Geçen yıl, bebeklerden alınan hücreler klonlanmış ve kök hücre üretilmişti. Şimdi yetişkinlerde de aynı başarı sağlandı.

35 ve 75 yaşlarındaki iki erkekten alınan deri hücreleri insan yumurtalarıyla birleştirildi. Yumurta hücreleri, kendi DNA'ları çıkarılıp yerine insan DNA'ları konularak yeniden programlandı. İşlem sonunda, donörlerin DNA'larını taşıyan ve sonsuz kez bölünebilen kök hücreler elde edildi.Embriyonik kök hücre olarak da adlandırılan bu hücreler, sinirden kalbe, karaciğerden pankreasa her tür insan hücresine dönüştürülme potansiyeline sahip. Bu hücrelerin, hasta hücrelerle değiştirilerek körlükten Alzheimer'a; kalp hastalığından, diyabete kadar pek çok hastalığın tedavisinde umut olabileceği belirtiliyor.

Kaynak: BBC / Ntvmsnbc (19 Nisan 2014, 03:30)
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
23 Eylül 2014       Mesaj #16
Avatarı yok
Yasaklı
Görme Bozukluklarında Kök Hücre Teknolojisi

Japon araştırmacılar insan üzerinde ilk kez indüklenmiş pluripotent kök hücrelerin (IPSc) kullanıldığı ameliyatı gerçekleştirdiler. Bu gelişme yenilenebilir tıp alanı adına büyük bir adım olarak değerlendiriliyor.Klinik testlerde tıp dünyasında makula dejenerasyonu olarakta bilinen ilerleyen yaşa paralel olarak retinada görmede önemli bir bölge olan tabakanın bozulması ile oluşan görme bozukluğuna sahip bir hastaya indüklenmiş pluripotent kök hücreler (IPSc) ile üretilmiş retinal pigment hücreleri başarı bir operasyonla belirlenen bölgeye nakledildi.

Bu rahatsızlığın yaşlılarda körlüğe neden olduğu bilinmektedir. Bu gelişme IPS hücrelerinin 2007 yılındaki keşfinden bu yana ilk kez klinikte uygulanması nedeni ile bu sahaları etkilemeye başladığının da bir göstergesi oldu.


Ameliyatta görev alan araştırmacılar hastanın durumunun stabil olduğu ve bir hafta içerisinde taburcu edileceğini belirttiler. 12 Eylül 2014’de Kobe’deki RIKEN gelişim biyolojisi merkezinde (CDB) araştırmacı olan Prof. Masayo Takahashi liderliğindeki ekip tarafından gerçekleştiren ameliyatta IPS hücrelerinin güvenli bir şekilde hastaya nakil edildiği ve buna benzer beş hasta daha üzerinde bu operasyonları sürdürmeyi planladıklarını belirttiler.

Prof. Takahashi operasyonu gözlemlediğinde IPS hücrelerinin naklinin hastalara umut verici bir kapı açacağından emin olduğunu, bu teknolojinin klinik sahalarda daha çok yer edinmesi için elinden geleni yapacağını belirtti. Operasyonda görev alan Kobe’deki Biyomedikal Araştırmalar ve Yenilik Hastanesi'nin göz bölümünden Dr. Yasuo Kurimoto, hastanın iyi yönde gelişme gösterdiğinin sinyallerini aldıklarını bildirdi.

Dr. Kurimoto hastasının kendilerine; "artık önlüklerinizin beyaz olduğunu daha iyi görebiliyorum" dediğini belirtti. Kurimoto hastasının durumunun bir gecede iyileşeceğini hiç tahmin edemediklerini söylerken bunun muhtemelen transfer edilen hücrelerin iyi çalışması ve sorunlu bölgenin iyileşmesi ile alakalı olması gerektiğini belirtirken, kesin bir yargıya varma hususunda dikkatli olunması gerektiğinin de altını çiziyor. RIKEN; 70’li yaşlarda Japonya’nın Hyogo eyaletinde ikamet eden hastanın makula dejenerasyonu nedeni ile görme bozukluğu çektiğini ve mevcut tedavilerin hastaya çözüm olamadığını belirtti.

2013 Temmuz ayında IPS hücre ameliyatları için Japon Sağlık Bakanlığı'ndan izin çıkması üzerine araştırmacılar hastanın deri hücrelerini toplayarak genetik müdahaleler ile bu hücreleri İndüklenmiş pluripotent kök hücreleri dönüştürdüler. Daha sonra yine bir takım genetik müdahaleler ile bu hücreler Retinal pigment hücrelerine dönüştürüldü. Tüm bu süreç 10 ay sürdü. Ameliyat sırasında doktorlar hastanın sağ göz retina arkasında zarar görmüş hücreleri ve temel olmayan damarları 3 mm uzunluğunda 1,3 mm genişliğindeki bölgeden aldılar ve bu bölgeye laboratuvar ortamında üretilmiş sağlıklı hücreleri yerleştirdiler. Önümüzdeki 4 ay boyunca araştırmacılar hastayı kontrol altında tutacak ve yapılan operasyonun herhangi bir yan etkisi olup olmadığını, bunun yanı sıra hastalığın nüks edip etmeyeceğini gözlemleyecekler.

IPS hücreleri için şu ana kadar en önemli sorun onların kanser hücrelerine dönüşüp dönüşemiyeceği üzerineydi. Araştırmacılar geliştirdikleri bir teknik ile kanser oluşturabilecek faktörleri IPS hücrelerinin programından çıkardılar. Ayrıca, hastaya nakledilen IPS hücrelerinin herhangi bir anormallik taşımadığı da operasyon ekibi tarafından belirtiliyor.

IPS hücrelerinin kaşifi 2012 Fizyoloji ve Tıp Nobel ödülünün sahibi Kyoto Üniversitesi’nden Prof. Shinya Yamanaka’da bu ameliyattın gerçeklemesi adına araştırmacılara yardımda bulundu. Prof. Yamanaka, günümüz modern tıbbının tüm olanaklarını kullanarak operasyon için oluşabilecek bütün potansiyel riskleri minimum seviyeye indirdiklerini belirterek, projeye duyduğu güveni dile getirdi.


Kaynak: The Asahi Shimbun (13 Eylül 2014)
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
19 Mart 2015       Mesaj #17
Avatarı yok
Yasaklı
Kök Hücre Teknolojisi

Hafıza kaybında kaybedilen hücrelerin yerine kök hücrelerden yeni beyin hücresi üretimi, kök hücrelerden sağlıklı sinir hücreleri üretimi, başta alzheımer olmak üzere parkinson gibi bir çok ciddi hastalığın tedavisinde kullanılarak kök hücre teknolojisinin tıp alanında birçok hastalığa uygulama alanı bulması ile kök hücre tedavisine dönüşür. Bu tedavi sonucu kök hücrelerden elde edilen sinir hücreleri beyne sinyal göndererek hasarlı hücrelerin yerine görev yapmaya başlarlar.Kök hücre teknolojisi ile kök hücrelerden yeni hücreler hatta yeni organlar elde edilmesi birçok hastalığın çözümünde kilit noktadır.Kök hücre teknolojisinin tıpta uygulanması ise Kök Hücre Tedavisi konusu içine giriyordur.

Kök Hücrelerin Kaynağı
  • Embriyonel Kök Hücre
  • Fetus Kök Hücresi
  • Erişkin Kök Hücreler
Kök Hücrelerin Kullanım Alanları
  • Organ nakilleri
  • Sinir sisteminin yeniden oluşturulması
  • Şeker hastalığının tedavisi
  • İşitme kayıpları
  • Kan kök hücresi
  • Hasarlı kalbin tamiri
  • otoimnün hastalıkların tedavisi
Günümüzdeki teknoloji embriyonel kök hücreler kullanılarak İnsan klonlamak için yeterli düzeye erişmiş durumdadır.Embriyonel kök hücrenin içerisine herhangi bir insanın DNA'sı enjekte edilerek o kişiyle aynı genetik yapıya sahip bir insan oluşturmak, o kişiyi kopyalamak mümkündür. Ama bu işlem yasal değildir!

Derleme
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
17 Ekim 2015       Mesaj #18
Avatarı yok
Yasaklı
Nobel Ödüllü Profesörden 'Kök Hücre' Açıklaması

2012 Nobel ödüllü Prof. Dr. John B. Gurdon, kök hücre tedavilerinin birçok hastalıkta kullanıldığını ancak bazı firmaların halka bütün hastalıkları tedavi ettiğini söylediği fakat bunların gerçek olmadığını söyledi. Uluslararası Kök Hücre ve Hücresel Tedaviler Kongresi’nin ikincisi Antalya’nın Serik ilçesi Belek bölgesinde bir otelde başladı. 3 gün sürecek kongrede dünya çapında kök hücreyle ilgili 28 bilim insanı çalışmalarını sunacak.

Kongreyle ilgili bilgi veren Kök Hücre Ve Hücresel Tedavi Derneği Başkanı ve Liv Hospital’dan Prof. Dr. Erdal Karaöz, kök hücrenin son 15 yıldır bilim dünyasının önemli konusu haline geldiğini söyledi. Geleneksel yöntemle tedavi edilmeyen bir çok hastalığın artık kök hücre ile tedavi edildiğine dikkat çeken Karaöz, “Günümüzde geleneksel yöntemle tedavi edilemeyen bir çok hastalık var. Tıp bu yüzden kök hücre ile tedavi etmeye çalışıyor. Ülkemiz son anda bilim trenine bindi ama hem kök hücre hem de çalışmalar konusunda gelişmiş ülkelerle aynı düzeyde diyebiliriz” dedi.

Kök Hücre Tedavisinde Merdivenaltı Tehlikesi

Prof. Dr. Karaöz, kök hücre çalışmalarının lisanslı ve onaylı laboratuvarlarda gerçekleştirilmesi gerektiğini belirterek özellikle “merdivenaltı” diye tabir edilen lisanssız merkezlere dikkat çekti. Türkiye’de bu türden birkaç merkezin olduğunu ancak bunlarında kapanmak üzere olduğunu ifade eden Karaöz, “Klinik düzeyde ülkemiz gelişmiştir. Türkiye kök hücre konusunda çok iyi düzeyde. Kök hücreler merdivenaltında üretilemez. Bunları insanlara uygulayamazsınız. Bu konu da özel laboratuvarların olması gerekir. Ne yazık ki birkaç laboratuvar var Sağlık Bakanlığı onaylı olmayan onlar da kapanmaya yakın düzeyde. İnsanlara nakledilebilir hücrelerin yetkili laboratuvarlardan üretilmesi lazım” diye konuştu. Kök hücrenin etkisinden de bahseden Prof. Dr. Karaöz, kesilmek üzere olan bir bacağın geri döndürülmesi ve ölmüş bir dokuyu canlandırma gibi alanlarda kullanılabildiğini ifade etti.

“Bütün Hastalıkların Tedavi Edileceği Gerçek Değil!”

2012 yılı Tıp Nobel ödüllü Cambiridge Üniversitesi’nden Biyolog Prof. Dr. Sir John B. Gurdon da yaptığı konuşmada kök hücre araştırmalarında birçok yanlış anlaşılma olduğuna dikkat çekti. Özellikle bazı firmaların kök hücre ile bütün hastalıkları tedavi edebilecekleri yönünde algı oluşturduklarını söyleyen Dr. Gurdon, bunun gerçek olmadığını belirterek şöyle konuştu: “Kök hücre araştırmaları ile ilgili birçok yanlış anlaşılma var. Kök hücre tedavisi birçok hastalığın tedavisinde kullanılacak bir yöntem. Bazı firmalar var ki halka kök hücre uygulamaları ile bütün hastalıkları tedavi edebileceklerini söylüyorlar ancak bu gerçek değil. Hücre sayılarının artmasıyla ilgili şunu söylemek gerekirse bunu yapmak çok zor. İhtiyaç sayısı kök hücre sayılarına ulaşmak için laboratuvar ortamında çoğaltıyoruz. Bu besi ortamları otoriteler tarafından kontrolsüz koşulda üretim yapıldığı gerekçesiyle eleştiriliyor. Hücreler üzerinde değişiklik olabilir diye zorluklar çıkarılıyor” diye konuştu. Kongrenin 18 Ekim’e kadar devam edeceği bildirildi.

Kaynak: Ntvmsnbc / İHA (15 Ekim 2015)

Benzer Konular

23 Eylül 2010 / wildgirl Soru-Cevap
30 Kasım 2011 / nötrino Tıp Bilimleri
25 Kasım 2016 / Misafir Cevaplanmış
26 Eylül 2011 / Misafir Cevaplanmış
21 Eylül 2013 / Misafir Cevaplanmış