Arama

Vücudun Temel Birimleri

Güncelleme: 25 Aralık 2011 Gösterim: 12.708 Cevap: 1
asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
17 Eylül 2006       Mesaj #1
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
Vücudun temel birimleri...
İnsan vücudu 50 milyara yakın, ancak mikroskopla görülebilecek büyüklükteki hücrelerden oluşur. Yapıları ve görevleri aynı olan hücre toplulukları dokuları, dokular bir araya gelip organları, organlar sistemleri meydana getirir. hucre yapisi

Sponsorlu Bağlantılar

Hücre nedir?

1665 yılında, Robert Hooke, çok basit bir mikroskopla, bir mantar parçasının çok sayıda ufak "bölmeler"den oluştuğunu gördü ve bunlara hücre adını verdi. Vücut bir ülkeye benzer. Hücreler yurttaş, beyinse hükümettir. Bir ülkenin vatandaşları gibi, hücrelerin yetenekleri farklı olup, bunlar değişik işlerde uzmanlaşır ve vücudun çalışma bütünlüğüne katkıda bulunur. Kimi hücreler, değerli kimyasal maddeler yapar; kimi duyusal uyartıları iletir, kimi mikroplarla savaşır. Benzer işi yapan hücrelerin bir araya gelmesiyle dokular, kan, kemik, kas, sinir dokusu ortaya çıkar. Dokular da birleşerek, kalp, akciğer, beyin gibi organları oluşturur.

iskelet
İskelet nedir?
İnsan vücuduna şeklini veren, çeşitli organlarımızı koruyan ve onlara destek olan kemik yapımız iskelet, 200-212 (260 kadar) kemikten oluşur. 30 kadar yassı kemik kafatasımızı meydana getirir. Göğüs kemiğinde 24 tane (12 çift) kaburga, kalp ve akciğerleri korur. 33 tane birbirine kenetlenen kemik, omurgayı oluşturur. Omurgamız da, kürek kemikleri ve leğen kemiği aracılığıyla kol-bacak kemikleriyle eklemleşir. Bu kemiklerin tümü, hızlı ve karmaşık hareketlerimize olanak sağlayan kaslara, güçlü bir destektir.


Eklem nedir?

Kemikler arası bağlantı, eklemler aracılıyla gerçekleşir. Kafatasımızda kemikler zikzak girinti çıkıntılarla birbirlerine kilitlenmişlerdir. Bu tür eklemlere "oynamaz eklemler" denir. Diğer bölgelerde eklemlerin çoğu hareketlidir. Omuz ve kalçadaki top şekli eklemle, dirsek ve dizdeki hareket kolaylığı sağlayan eklemler, "oynar eklemler"dir. Haraketli eklemlerin tümünde, kemiklerin eklem uçları, kıkırdak adını alan yumuşak yastıklarla kaplıdır. Kıkırdak tabaka ve eklem sıvısı, haraketlerimizi kolaylaştırır ve kemiklerimizin aşınmasını önler.


Gözlerimizin çalışması...

Her bir gözün ağtabakasında, çubuk ve koni adını alan 120 milyon kadar görme hücresi vardır. Çubuklar alaca karanlıkta görmeye yarayıp, ancak gri tonları fark eder. Koniler, renkli görmemize yarar. Herbir ağtabakada, çok sayıda ışığı görme hücresi vardır. Bu hücrelerde bulunan özel kimyasal maddeler, ışık etkisiyle, geçici olarak değişime uğrar. Bu olaysa, sinirlerde elektrik iletileri başlatır. Uyanıklık esnasında, beyne gözlerden, saniyede milyonlarca ileti gelir. Beyin, bunları inceleyip, iki gözden gelen görüntüleri karşılaştırır ve iki ayrı ters görüntüyü tek ve net bir düz görünüme dönüştürür.

nasil konus
Ses nedir?
Çan ya da ses telleri gibi titreşen bir nesnenin başlattığı titreşimler dizisine, ses denir. Bu titreşimler hava, su ve katı maddelerde ilerleyebilir. Bir treni gözünüzün önüne getirin. Biri, en son vagonu kuvvetle iterse, bu bir öndekine, o da karşısındakine çarpar ve bu çarpmalar, öne doğru kuvveti azalarak ilerler. Bir ses dalgası havadan geçerken, ufak hava moleküllerinde de buna benzer bir olay görülür. İşittiğimiz birbirini yüksek bir hızla izleyen çok sayıda ses dalgalarıdır.


Ses tellerimiz ne işe yarar?

Ses telleri, gırtlaktaki iki ince gergin zardır. Bunlar titreştikçe aralarındaki açıklık süratle daralıp genişler. Bu açıklığın genişliğine göre sesin yüksekliği ayarlanır. Dar olduğunda ince sesler, genişlediğinde ise kalın sesler çıkartılır.

kulak
Kulaklarımız nasıl duyar?
Dış kulak tarafından, kulak zarı çok çabuk titreştirilir. Bu titreşimler orta kulağın üç küçük kemiği olan, çekiç, örs ve üzengi'ye; üzengiden de, oval pencerenin çok ince zarından iç kulağa geçer. Oval pencere, kulak zarından çok ufak olduğundan, haraketleri daha küçük fakat şiddetlidir. Sonunda, titreşimler, gerçek işitme organı olan ve ses uyartılarını beyne ileten, salyongoza (koklea) erişir.


Dokunarak nasıl hissediyoruz?

Deride milyonlarca sinir lifi bulunur. Bunların bazısı okşamaya, diğerleri bastırma ya da hafif dokunmaya özelllikle duyarlıdır. Sıcak, soğuk, gıdıklanma ve ağrı gibi çok çeşitli dokunma duyuları ayırt edilebilir. Her birinin, ayrı sinir lifiyle iletildiği düşünülmektedir. Dokunma, genellikle hızlı iletici, ağrıysa yavaş iletici liflerce taşınır. Zararlı bir nesnenin önce dokunma, az sonra ağrı duyusunu uyarmasının nedeni budur.


Başlıca tad ve koku organları nelerdir?
  • Koku lobu (beyin)
  • Yumuşak damak
  • Omurilik
  • Burun boşluğu
  • Sert damak
  • Dil
  • Dişler
Nasıl koku alırız?
Kimyasal buharlar, koku hücresi kılları üstündeki sıvıda erir. Hücre, bu maddeye duyarlıysa, sinirlerde ileti başlar.

beyin
Beynimiz nasıl çalışır?
Bilimadamları, son yüzyılda çok sayıda araştırma yapmış olmasına rağmen beynimizin tam olarak nasıl çalıştığını çezememişlerdir. Beyin milyonlarca sinir hücresiyle, glia hücresi adını alan destek hücrelerden oluşur. Sinir hücrelerinin, bilgileri getirici ve götürücü uzantıları vardır. Tek bir hücrenin, 200 diğer hücreyle bağlantısı olabilir. Birçok hücrenin, vücudumuzun uzak bölgelerine varan çok uzun lifleri bulunur.


Atardamar ne işe yarar?

Atardamar, kanı kalbumuzdin organlarımıza kan taşıan damardır.


Böbreğimizin ana görevi nedir?

Böbreğimiz, kandan idrarı çıkartmaya yarar.


Diafragma nedir?

Göğüs ve karın boşlukları arasında bulunan, solunumda önemli rolü olan geniş bir kastır.


DNA nedir?

DNA genlerin esas yapısı olan, bir kimyasal maddedir.


Doku nedir?

Bir organı oluşturan benzer cinsten hücreler topluluğuna doku denir.


Enzim nedir?

Enzim, sindirim gibi vücuttaki kimyasal değişiklikleri kimyasal bir maddedir.


Hormon nedir?

Hormon, vücudun bir bölgesinde bir bezce yapılan, dolaşımla gidip, diğer vücut bölgelerinin çalışmasını etkileyen bir kimyasal habercidir.


Hücre bölünmesi nedir?

Bir hücrenin iki ufak hücreye bölünerek üremesidir.


Kalbimiz nasıl çalışır?

Kalp, kanı vücutta dolaştıran kas pompadır. Dakikada, ortalama 70 kez atar. Her atımda, kalbin iki tarafından üçte bir bardak kadar kan atılır. Tek bir dolaşım yarım dakika kadar sürer. Kalbin sol tarafı, akciğerlerden gelen oksijeni zengin kanla buluşturur; sağıysa kirli kanı temizler.

Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....
LaDyGaGa - avatarı
LaDyGaGa
Ziyaretçi
25 Aralık 2011       Mesaj #2
LaDyGaGa - avatarı
Ziyaretçi
İSKELETİN GÖREVLERİ

Sponsorlu Bağlantılar
1. Vücudumuza genel şeklini verir.
2. Hareket etmemizi sağlar.
3. Vücudumuza desteklik sağlar.
4. İç organlarımızı korur.
5. Vücudumuzun dik durmasını sağlar.

İSKELETİN KISIMLARI
1. Kafatası
2. Göğüs kafesi
3. Omurga
4. Kollar ve bacaklar
Kafatası : Yassı kemiktir. Beynimizi korur.
Göğüs kafesi : Kaburga kemikleri ile göğüs kemikleri göğüs kafesini oluşturur. Akciğerleri ve kalbi korur. Nefes alıp vermemize yardımcı olur.
Omurga : Omurga, omur denilen 33 kısa kemiğin birbirleri üzerinde dizilmesiyle oluşmuştur. Vücudumuzun üst kısmının ağırlığını taşır.
Kollar ve bacaklar: Çoğunlukla uzun kemiklerden oluşmuştur.

KEMİK ÇEŞİTLERİ

1. Uzun kemikler
2. kısa kemikler
3. yassı kemikler
Uzun kemikler : Kol ve bacaklarda bulunur.
Kısa kemikler : el ve ayak kemiklerinde, omurgada bulunur.
Yassı kemikler : Kafatası ve göğüs kafesinde bulunur.

EKLEMLER
Hareketimizi kolaylaştıran, kemiklerin bağlantı noktalarıdır.

Sağ ve solda bulunan kemikleri ortada bulunan insan suretinde doğru yerlere yerleştiriniz. Kemikleri doru yere yerleştirmez iseniz kemik yerleşmeyecektir.

KAS
Vücudumuzdaki kemikleri çekerek hareket etmemizi sağlayan, iskeletimizin üzerinde bulunan ve iskeleti tamamen saran yapıdır.
Kasların yapısı : Birçok ipliksi yapının bir araya gelmesiyle oluşmuştur. Bu ipliksi yapılar bir araya gelerek kas lifini, birçok kas lifi bir araya gelerek kas demetini, kas demetleri de kasları oluşturur.
İpliksi yapılar *lifler * demet * kaslar
Kaslar, kasılma durumunda kısalır ve kalınlaşır; gevşeme durumunda ise uzar ve incelir.
(kaslar kasıldığında kısalır kalınlaşır.)

Kasların görevleri:
1. İskelet ile birlikte vücuda şekil verir.
2. Vücut ve organların hareketini düzenler.
3. Soluk alıp vermeye yardımcı olur.

KAS SAĞLIĞIMIZI KORUMA

1. Yazarken, okurken dik oturmalıyız.
2. Yere eğilirken belimizi bükmek yerine, dizlerimizi kırmalıyız.
3. Eşya taşırken ağırlığı belimize vermemeliyiz.
4. Düzenli egzersiz yapmalıyız.
5. Dengeli ve yeterli beslenmeliyiz.
6. Ani hareketlerden kaçınmalıyız.
7. Kasları çok yorucu ve zorlayıcı hareketler yapmamalıyız.

SOLUNUM
Soluk alıp verme olayına solunum denir. Solunum ile oksijen alınır, karbondioksit verilir.

AKCİĞER NASIL SOLUK ALIR VE VERİR?

Malzemeler:
Altı kesilmiş bir pet şişe(2 lt lik plastik kola şişesi) , pipet, tel delikli tıpa, iki balon

Animasyon: Dursun İşler

Her an dikkat ettiyseniz nefes alıp veriyoruz. Nefes almamızın sebebi hücrelerimizin ihtiyacı olan oksijenin kana geçmesini sağlamaktır. Nefes vermemizin sebebi ise hücrelerde ki yaşamsal olaylar sonucu açığa çıkan karbondioksitin vücuttan uzaklaştırılması içindir.Akciğer bir kalp gibi kaslarla oluşmamıştır.Nefes alma işinde Kaburgalar arasındaki kaslar ve diyafram kası görev alır.Bir basınç farkı oluşur ve nefes alınır veya verilir.
Peki yukarda ki deneyle ne öğreneceğiz?
Nefes alma ve verme işinde önemli bir rol oynayan diyafram kasının çalışmasını ve bu sayede nasıl nefes aldığımızı öğreneceğiz.Yukarda ki düzeneği kurup şekildeki gibi elimizle tuttuğumuz balonu aşağı doğru çektiğimizde akciğerin içindeki basınç azalır ve akciğere dışarıdan oksijence zengin hava girer. Dolayısıyla nefes almış oluruz. Balonu yukarı doğru ittiğimizde iç basınç artar ve akciğer içindeki , vücutta ki hücrelerden kan yolu ile taşımmış karbondioksitçe zengin hava dışarı çıkar. Böylece nefes almış ve vermiş oluruz.
Şu soruların cevabını bulup , sınıf arkadaşlarımıza soralım:
Solunum sistemi organları nelerdir?
Kan içinde çözünmüş karbondioksiti nasıl akciğerde havaya verebiliyoruz?
Sporcularda Solunum sistemindeki hangi kısımlar normal insanlara göre gelişmiştir?
Akciğere su girmesi nefes almayı nasıl etkiler?
Fatih Akyüz

SOLUNUM ORGANLARI
Soluk alıp vermeyi sağlayan organlara solunum organları denir.
1. Burun
2. Yutak
3. Gırtlak
4. Soluk borusu
5. Akciğerler
Burun: Solunum ve koku alma organıdır. Havadaki zararlı maddeleri tutar.Burnun içindeki sıvı, kuru havanın nemlendirilmesini ve akciğerlere nemlendirilmiş havanın iletilmesini sağlar.
Yutak : Ağız ve burnun birleştiği yerdir. Havayı soluk borusuna gönderir.Besinleri yemek borusuna iletir.
Gırtlak : Boğazın altındaki sert yapıdır. Havayı soluk borusuna iletir.
Soluk borusu : Akciğerlere gitmeden önce ikiye ayrılarak havayı akciğerlere iletir.
Akciğer: Göğüs kafesinin altında yer alır ve iki tanedir. Soluk alma ile taşınan oksijeni kana verir, kandaki karbondioksiti de havaya geçmesini sağlar.

KAN DOLAŞIMI
Vücudumuzdaki bir çok yapının yaşayabilmesi için oksijen ve besine ihtiyacı vardır. Oksijen ve besinlerin vücudumuzun her noktasına dağıtılması gerekir. Ayrıca vücutta oluşabilecek zehirli atıkların uzaklaştırılması gerekir. Bunu Kan dolaşımı yapar.
Kan dolaşımı 3 bölümde incelenir.
1. Kan 2. Damarlar 3. Kalp

Dolaşım Sistemi
Dolaşım sisteminin genel yapısını , küçük kan dolaşımını , büyük kan dolaşımını , kalbin ve akciğerin çalışmasını yönergeleri izleyip gerekli tıklamaları yaparak aşağıda gözlemleyebilirsiniz.

Kan : Organlarımıza besin ve oksijenin taşınmasını sağlayan kırmızı renkli sıvıya Kan denir.Kan zehirli maddeleri de ilgili organlara iletir.
Damarlar : Sanki su borusu gibi kanın vücutta dolaşımını sağlar.
Kalp : Kanı damarlara pompalayan organdır.Kalbin oluşturduğu bu itme gücü ile kan, saç köklerinden küçük ayak parmağına kadar bedenin her yerine ulaşır.

NABIZ

Kalbin , kanı damarlara her pompalayışında damarlarda getirdiği etkiye nabız denir.
Vücut dinlenme halinde iken kalp atım hızı düşer.Nabız da düşer.(uyku gibi)
Egzersiz yaparken bedenin daha çok oksijene ve besine ihtiyacı olur. Besin ve oksijen tüketimi artınca karbon dioksit üretimi de artar.Bu nedenle nabız sayısı artar, nabız atışları duyulur.
Egzersiz yaparken soluk alıp verme de artar.
Korku, heyecan, sevinç veya sinirli olma hali kalp atışına ve buna bağlı olarak nabız sayısının artmasına sebep olur.




Benzer Konular

18 Nisan 2016 / Misafir Cevaplanmış
3 Aralık 2009 / Misafir Soru-Cevap
2 Eylül 2009 / Misafir Soru-Cevap
8 Ekim 2012 / Misafir Soru-Cevap