Arama

Orkide (Orchidaceae)

Güncelleme: 25 Ağustos 2012 Gösterim: 7.134 Cevap: 3
asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
13 Kasım 2008       Mesaj #1
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
Her iki yarıkürenin de çeşitli ke­simlerinde, ama özellikle de tropik bölgelerde yetişen orkideler benzersiz ve ilginç biçimli çiçekleriyle ayırt edilen otsu bitkilerdir. Çi­çeklerinin güzelliği nedeniyle 19. yüzyılda Asya ve Güney Amerika'nın tropik ormanla­rından batı ülkelerine götürülen orkideler başka iklimlerde zor yetiştirildiği için kısa sürede dünyanın en pahalı ve değerli çiçekleri haline gelmiştir.

Sponsorlu Bağlantılar
[flasht=http://img345.imageshack.us/img345/1771/msxbilgi1ld.swf]width=365 height=20[/flasht]

Büyüklük, biçim ve renk bakımından birbi­rinden çok farklı özellikler taşıyan orkidele­rin, Orchidaceae familyasını oluşturan yakla­şık 35 bin kadar türü vardır. Kuzey yarıküre­de yaygın olarak yetişen venüsçarığı (Cypri-pedium) adını, terliği ya da çarığı andıran çiçeklerinden almıştır. Ön tarafında bir ucu açık şişkince bir kese (dudak) bulunan bu beyaz, yeşil, kahverengi, mor ya da pembe çiçeklerin üzeri çizgiler ve beneklerle bezeli­dir. Ağaçların üzerinde yetişen tropik Cymbidium orkidelerinin çiçekleri tek tek değil bir gövde üzerinde birkaç tanesi bir arada bulu­nur. Çiçeklerin renkleri beyaz, yeşil, koyu mor ya da kahverengi arasında değişir.

22913orchidaceaeeulophift6

Avrupa'ya tropik orkideler ilk kez 1731'de Bahama Adalan'ndan getirilmiştir. Günü­müzde bu orkideler, ısısı ve nemi bu bitkilerin doğal ortamlarına göre ayarlanabilen özel seralarda yetiştirilebilmektedir. Tropik orki­deler kendi doğal ortamlarında ağaçların te­pelerinde ya da kayalık yamaçlarda yetişir ve kalın, beyaz iplikçikler halindeki kök demet­lerini aşağıya doğru sarkıtır. Havadan nem emebilen bu kökler zarsı bir örtüyle kaplıdır. Ilıman yörelerin orkideleri ise genellikle top­rakta yetişir; çiçekleri arı, kelebek, örümcek, kurbağa ve kertenkeleye, hatta maymuna ve insana benzeyen ilginç bitkilerdir.
Orkidelerde en çok böceklerle tozlaşmaya rastlanır. Bazı türlerin çiçekleri dişi böceklere benzediğinden çiftleşmek isteyen erkek bö­ceklerin saldırısına uğrar; daha sonra bu böcekler ayaklarına ve kanatlarına yapışan çiçektozlarını çiçekten çiçeğe taşıyarak tozlaş­mayı sağlar . Bazen de belli türleri yalnızca belli böcekler tozlaştırır. Ör­neğin, beyaz orkidelerin genellikle gece kelebekleriyle tozlaştığı bilinmektedir. Gece kele­bekleri çiçeklerin borumsu uzantılarındaki balözü denen tatlı sıvıyı emmek için hortum­larını içeri uzatarak tozlaşmaya neden olur. Orkideler ayrıca böcekleri çekmek için güzel ya da kötü kokular salar. Avustralya'da, tümüyle toprakaltında yeti­şen iki orkide türü bulunmuştur. Gövdeleri pullarla örtülü olan bu orkideler papatyalardakine benzer kömeç biçimindeki çiçeklerini toprağın altında açar, ama daha sonra tohum­larını saçabilmek için toprağı yararak dışarı çıkar.
Orkidelerden yalnızca süs bitkisi olarak değil başka amaçlarla da yararlanılır. Örne­ğin, Meksika'da yetişen bir orkide türünün meyvelerinden vanilya denen çok hoş kokulu beyaz bir toz elde edilir. Gıda ve parfüm sanayisinde koku verici olarak yararlanılan bu madde günümüzde yapay olarak üretilmekte­dir . Türkiye, İran ve bazı Avrupa ülkelerinde ise çeşitli orkidelerin (örneğin, Orchis, Ophrys ve Dactylorhiza) toprakaltındaki nişastalı yumruları toplana­rak salep adıyla satışa sunulur. Öğütülüp toz haline getirilen bu yumrular gene aynı adla anılan sütlü sıcak bir içecek ile dondurma yapımında kullanılır.

MsxLabs & TemelBritannica

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
16 Temmuz 2009       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Orkidelerin Yetiştirilmesi ve Bakımı

Sponsorlu Bağlantılar
Bitkiyi almadan önce evde en uygun ortam ve şartlar ayarlanmalı, mevsim kış ise eve getirene kadar soğuktan muhafaza edilmelidir.


Orkide yetiştirmeye yeni başlanıyorsa mutlaka üzeri bol tomurcuklu ve birkaç çiçeği açmış olgun bir bitki satın alınmalıdır. Bitkiyi almadan önce evde en uygun ortam ve şartlar ayarlanmalı, mevsim kış ise eve getirene kadar soğuktan muhafaza edilmelidir. (Çiçeğin naylon muhafazasının üzerine gazete kâğıdı sarılabilir.)

ORKİDELERDE ISI:

Güzel ve uzun ömürlü çiçekler için orkidelerin gece ve gündüz arasında 6-8 derece bir ısı farkına ihtiyaçları vardır. Cinsine göre biraz değişmekle beraber, gündüz:20-25, gece:16-17 derece idealdir.

ORKİDELERDE IŞIK:

Direkt güneş almayan bol ışıklı, aydınlık bir yer lazımdır. Sabah veya akşam güneşi alan bir pencerenin yakını idealdir. Penceredeki bir tül perde ışığı yeteri kadar filtre edecektir. Kış aylarında yapay ışık kullanılabilir. Floresan lambalar bu durumda yeterlidir.Yalnız, ışığı direkt bitkiye değil de, başka bir yerden bitkinin üzerine yansıyabilecek şekilde yerleştirmek gerekir. Bitkinin günde 12-14 saat ışık alması çiçek yapımını hızlandırır.

Yapraklar ışık açısından iyi bir göstergedir. Koyu yeşil, yumuşak yapraklar bitkinin az ışık aldığını, cinsine göre sarımsı-yeşil veya kızarmış yapraklar ışığın fazla geldiğini gösterir. Yeterli ışık alan orkidenin yaprakları açık , canlı bir yeşil olur.
Orkideler yandan değil, tepeden gelen ışıktan daha çok hoşlanırlar.

ORKİDELERİ SULAMA:

Musluk suyu kireç ve klor taşıdığı için sprey veya sulama suyu olarak kesinlikle uygun değildir. Yağmur suyu veya memba suyu kullanılmalı, su oda sıcaklığında olmalıdır. Saf su gerekli mineralleri taşımadığı için kullanılmaz. Çoğu cinslerde iki sulama arasında üst toprağın hafif kuruması beklenir.Toprağın tamamen kurumasına izin verilmemelidir. Toprak ıslak değil, nemli olmalıdır. Yaprak ve çiçekler ıslatılmadan sulanır. Saksı tabağında su biriktirilmez. Orkideler genelde ağaç üstlerinde veya geçirgen ormanaltı çürüntülerinde yetiştikleri için çok iyi drenaj gerektirirler.

Sulama ve püskürtme daima sabahları yapılmalıdır . Akşam sulamalarında bitki kurumaya fırsat bulamaz ve hastalanır.

ORKİDELERDE NEM ORANI:

Yüksek nem oranı şarttır. Bir püskürtücü ile yapraklarına her sabah ılık su püskürtülmeli,çiçekler ıslanmamalıdır. Daha iyi bir metod ÇAKILLI TEPSİ kullanmaktır. Bu aynı zamanda drenaj problemini azaltır ve bitkiyi sıcak tutar. İki metod aynı anda kullanılabilir.

ORKİDELERİN BESİNLERİ ve BESİN MİKTARLARI:

Orkideler için hazırlanmış bir sıvı gübre ile yaz aylarında 2, kışın 4 haftada bir beslenir. Aşırı gübreleme faydadan ziyade zarar verir. Önerilere dikkatle uymalıdır.

ORKİDELERİN SAKSISINI DEĞİŞTİRME:

Bitki sağlıklı görünüyorsa mümkün olduğu kadar saksı değiştirilmemelidir. (Ancak 2-3 yılda bir gerekir) Saksıdan çıkan birkaç kök önemli değildir. Değiştirme yapılacaksa çiçeksiz bir döneme denk getirilir. (Normal toprak kullanılmaz. Bulunabilirse orkide için hazırlanmış özel torf kullanılmalıdır.( ağaç kabuğu, yaprak çürüntüsü, yosun ve bitkisel kömürden hazırlanmış karışımlardır).

Uygun torf bulunamazsa bahçe ürünleri satan her yerde bulunabilen hindistan cevizi lifleri kullanılabilir.

Yeni saksı eskisinden sadece bir numara büyük olmalıdır.

ORKİDELERİN HAVALANDIRILMASI:

Orkideler aşırı sıcak, kuru ve havasız ortamları hiç sevmez. Kış aylarında bile havadar mekan ister. Ancak hava cereyanından korumak şarttır. Pencere önleri bu yüzden pek ideal değildir. Bulunduğu ortam bitkiye direk rüzgar gelmeyecek şekilde her gün havalandırılır. Cam açılamadığı zaman vantilatör çalıştırılması da gerekli sirkülasyonu sağlayacaktır. Bitkiler ilkbahar sonlarında korkmadan dışarı çıkarılabilir. Orkideler bundan hoşlanır ve sağlıklı gelişir. Balkon veya bahçenin rüzgardan korunaklı, gölge bir yerinde havalar soğuyana kadar tutulabilir.Güneş yaprakları yakabileceğinden gölge şarttır. Gölge yoksa koyu renk bir tül veya şemsiye ile de korunabilir.

Orkideler çiçeksiz iken de dikkatle sulanıp bakılmalıdır. Orkidelerin çiçekleri geçtikten hemen sonra sapları 2-3 boğum üzerinden kesilir.

Orkidelerin çiçeklenme zamanı cinsine göre değişir.

Alıntı

Mira - avatarı
Mira
VIP VIP Üye
9 Haziran 2012       Mesaj #3
Mira - avatarı
VIP VIP Üye
Orkide
MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi

Salepgillerden birtakım otsu bitki türlerinin ortak adı. Sıcak iklim bitkileridir. Çiçeklerinin güzelliği dolayısıyla seralarda yetiştirilir. Çiçekleri grup ya da başak durumunda olur. En değerlileri Amerika'nın tropikal bölgelerinde, Hindistan ve Avustralya'da yetişir. Altı bine yakın çeşidinden bir çoğunu yabanî türleri oluşturur. Süs bitkisi olmasının yanı sıra salep ve vanilya çıkarmaya da yarar. Tohumları kahverengi ve toz tanecikleri kadar küçüktür. Orkideler yumrulu, saçak köklü ya da sürüngen köksaplı, birçenekli ve çok yıllıktır.
theMira
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
25 Ağustos 2012       Mesaj #4
Avatarı yok
Yasaklı
Gece Çiçek Açan Orkide

orkide

Papua Yeni Gine yakınlarındaki Yeni Britanya adasına keşif gezisine giden Hollandalı araştırmacı Ed de Vogel’in bulduğu Bulbophyllum nocturnum adlı orkide, yalnızca geceleri açan tek tür ve niçin geceleri açtığı henüz bilinmiyor.

Linnean Derneği’nin Botanik Dergisi’nde yayımlanan yazıda, Londra’daki Kew Kraliyet Bahçelerinde orkide uzmanı olan Andre Schuiteman, “Bu çok heyecan verici bir bulgu. Çok sayıda orkide türü var ama içlerinden biri bile gece polen yaymıyor. Yılardır yapılan orkide araştırmaları ardından gece çiçek açan bir orkide bulunması çok önemli.” dedi.

Söz konusu orkidenin özelliği, bu orkideden bir örneğin Hollanda’da görülmesinin ardından ortaya çıktı. Dr. de Vogel, orkidenin tomurcukları normalde 2 cm.lik çiçek açacak noktaya geldiğinde niye solduğunu anlamak amacıyla bitkiyi evine götürdü ve gün batımından birkaç saat sonra orkidenin çiçek açtığını, gün doğumundan birkaç saat sonrasına kadar açmış halde kaldığını gördü.

orkide1

Bulbophyllum nocturnum

Uzmanlar Bulbophyllum nocturnum’un niye yalnızca geceleri çiçek açtığını anlamak için daha fazla araştırma yapılması gerektiğini belirtiyorlar. Ancak bu tür orkidenin kereste kesimi yapılan bölgede bulunması dolayısıyla türünün tehlike altında olduğuna işaret ediliyor.



Kaynak : BBC / Linnean Derneği Botanik Dergisi (22 Kasım 2011)

Benzer Konular

9 Aralık 2009 / _KleopatrA_ Ziraat
26 Şubat 2017 / Misafir Cevaplanmış
22 Eylül 2008 / Gabriella Botanik