Arama

Medya eğitiminin olumlu ve olumsuz etkileri nelerdir? - Sayfa 2

En İyi Cevap Var Güncelleme: 3 Aralık 2015 Gösterim: 67.617 Cevap: 15
_KleopatrA_ - avatarı
_KleopatrA_
Ziyaretçi
30 Aralık 2009       Mesaj #11
_KleopatrA_ - avatarı
Ziyaretçi
Medya

Medya, her türden sözlü, yazılı, basılı, görsel metin ve imgeleri içeren çok geniş iletişim araçlarını kapsayan bir kavramdır. Bu kavramın içine gazeteler, dergiler, kitaplar, broşürler gibi basılı, televizyon, sinema gibi görsel-işitsel ve radyo gibi işitsel kitle iletişim araçları girmektedir. Günümüzde bu kavrama internet, billboard benzeri yenileri de eklenmiştir.

Sponsorlu Bağlantılar
Medyanın temel işlevi haber ve bilgi vermektir. Böylece izler kitlenin yakın ve uzak çevre hakkında bir vizyon edinmesine katkıda bulunur. Bunun için medyanın doğru ve tarafsız olarak gerçekleri duyurması gerekmektedir. Ne yazık ki uygulamada işler farklı yürümektedir. Medya mülkiyeti, siyasi ve ekonomik çıkar ilişkileri, yayın politikası, ulusal çıkarlar, uluslar arası ilişkiler, hedef kitlenin sosyo-demokrafik özellikleri, haber kaynaklarının mesleki ve kişisel çıkarları, benzeri nedenlerden dolayı haber, “yanlış bilgi” (“disinformation”), “eksik bilgi” (“missinformation”) ve “yönlendirme” (“manipulation”) şeklinde “dolayımlanarak”, “dünyasal gerçek”, “medyatik gerçeğe” dönüştürülür. Bu nedenle medyada haberin dolayımlanması, kaynaktan itibaren başlayan, muhabirin ve haberin yayımlanacağı kurumun özelliğine göre formatlanarak kitleye sunulmasına kadar çeşitli aşamalarda ve farklı nedenlerle gelişen bir süreçtir.

Haberin sıradan bir meta olarak kabulü gazetecilik mesleğinin farklı bir kamusal hizmet olma özelliğini de ortadan kaldırmaya başlamıştır. Medyanın kamuyu bilgilendirerek “aydınlatması” ve özgürce kamuoyunun oluşumuna katkıda bulunmasını sağlayan işlevi “habercilik” yerini “haber” ve “eğlence” sözcüklerinden türetilen (İngilizcede “information” ve “entertainment”) “habeğlence” (“infotainment”) işlevine bırakmıştır. Habercilik abartılı, sansasyona dönük sunuşlarla gerçekleştirilmektedir. Bu da “basit” (“mediocre”) bir kültürün yeniden üretiminde önemli rol oynamaktadır.
Medyada kamusal yayıncılık, bir kamu hizmeti olarak gazetecilik tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de önemli bir deformasyon yaşamaktadır. Medyanın giderek etki alanını genişletmesi ve insan yaşamının hemen her alanına ve anına nüfuz etmesi ile birey/toplum üzerindeki etkisi de artmaktadır. İnsanı ilgilendiren her olay, medya için “medyatik malzeme” olarak kullanılmaktadır.

MEDYANIN İŞLEVLERİ

Liberal/Çoğulcu görüşlere göre, medyanın beş temel işlevi vardır. Bunlar; bilgilendirme, kültürel devamlılık, toplumsallaştırma, kamuoyu yaratma, eğlendirmedir.

Eleştirel görüşlere göre medyanın işlevi ise, ekonomik sistemin ve bilinç yönetiminin satışını yapmaktır. Bunu medya ürünlerini dolayımlayarak ya da reklâm ve ilanların sunumu ile birlikte yapmaktadır. Medya ürünleri, egemen güç/iktidarın ve egemen kültürün devamını sağlamaya ve meşru kılmaya yönelik anlayışla üretilirler. Küreselleşme ile birlikte kültürel emperyalizm, medya üzerinden yürütülmektedir. Kültürel emperyalizm/medya emperyalizmi kuramına göre, gelişmiş ülkelerin egemen kültür ve değerlerinin bu ülkelerin, kültür endüstrisi tarafından, bilinçli bir şekilde, ucuz, seri, tek tip ve yapay olarak ürettiği ürünlerin medya ve özellikle televizyon programları aracılığı ile Üçüncü Dünya Ülkeleri’ne tek yönlü olarak akmasıyla, o ülke vatandaşlarının kapitalist değer ve amaçlarını benimsemesine ve kendi değerlerine yabancılaşmasına neden olduğu varsayılmaktadır.

Küreselleşme kapsamında, kapitalist üretim anlayışı çerçevesinde gelişen çokuluslu şirketler, ürettikleri ürünler aracılığı ile tüketimi pompalamakta, kendi ideolojilerini, yaşam ve eğlence kültürlerini tek yönlü ve kendi çıkarları doğrultusunda az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere doğru akıtmaktadırlar. Haberleşmenin yanında eğlence kültürünün de bu sektörler tarafından şekillendirilmesi dünyayı onların penceresinden görmemize ve kendimize de onların penceresinden bakmamıza neden olmaktadır.

Medyayı neden izleriz? Sorusuna birkaç ana kavram çerçevesinde bakarsak:

1. Medya, yakın ve uzak çevrede neler olduğunu,
2. Siyasi, ekonomik ve sosyal gelişmelerin neler olduğu,
3. Ben kimim? biz kimiz? Sorularının yanıtlarını,
4. Dünyadaki yerimiz hakkında bilgi,
5. Hava ve yol durumunun nasıl olacağını,
Eğlendirme, Sosyalleşme ve kamuoyu oluşturma
6. Eğlenceli vakit geçirme,
7. Nerede nasıl davranılır,
8. Hangi sinemada hangi film izlenir,
9. Toplumun geneli ne düşünüyor,
10. Bizi ilgilendiren olaylar karşısında kamunun genel yaklaşımı nedir?

benzeri olay, olgu ve fikirleri medyadan doğru bir şekilde edinmek isteriz.

Son düzenleyen nötrino; 3 Aralık 2015 10:36 Sebep: Alıntı soru kaldırıldı!
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
26 Aralık 2010       Mesaj #12
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Medyanın ülke gelişimi üzerindeki olumsuz etkileri nelerdir?
Sponsorlu Bağlantılar
Son düzenleyen nötrino; 3 Aralık 2015 10:34 Sebep: Soru düzeni!
tokiohotel - avatarı
tokiohotel
VIP ''Ölü Gelin''
12 Ekim 2011       Mesaj #13
tokiohotel - avatarı
VIP ''Ölü Gelin''
Medyanın olumsuz etkileri
Toplumsal yaşamı her açıdan etkilemede önemli bir rol üstlenen televizyon yayınlarında “kamu yararı”nın gözetilmediği, toplum değerleri ve bireysel hakların korunmadığı, düzenlenmesinde ve denetlenmesinde güçlük çekilen temel konuların başında cinsellik, müstehcenlik, erotizm ya da pornografi gelmektedir. Bu kavramlar tanım ve kapsam yönünden benzerlikler içerdiği kadar birbirinden farklı olgu ve ortamlarda değerlendirilmektedir. Medyada şiddet gösterimi ve saldırgan tutumlar arasındaki ilişkiyi ele alan kuramcılar, davranış üzerindeki doğrudan ya da dolaylı etkilere dikkat çekmektedirler.
Gerçekten de bazı kriminal şiddet olaylarıyla televizyon programlarında sunulan kurgusal olaylar arasında dikkat çekici benzerlikler görülebilmekte, hatta bunların açıkça model alındığı saldırılara, tecavüzlere ve cinayetlere rastlanmaktadır. “Born Innocent” adlı sinema filmindeki tecavüz sahnesinin ardından, pek çok genç izleyicinin bunu taklit ederek tecavüz suçu işlemiş olması sebebiyle NBC televizyonu aleyhine kamu davası açılmış olması tipik bir örnektir.

Medyanın olumlu etkileri
Bir iletişim eyleminde belirleyici olan şey iletilmek istenen mesajın içeriği değil, bu mesajı iletmek için kullanılan mesajın kendisidir. İnsanların ilişki ve eylem ölçülerini biçimleyen ve belirleyen şey kullanılan araçlardır . Yani, her iletişim tekniği ya da belli iletişim teknikleri grubu belli bir kültürü ortaya çıkarırlar. Bu düşünüre göre, toplumların evrensel gelişim sürecinde temel unsur iletişim teknikleri ve bunların farklılaşmasıdır. Bu şekilde yaptığı sınıflandırmasında, insanlığın geçirdiği ilk dönem olarak yazının bulunuşundan önceki uygarlıkları belirtmiştir (kabile dönemi). Bu dönemde egemen iletişim biçimi sözlü anlatım ve işitsel algılamadır. Bu dönemde düşünce özgür bir biçimde yayılır ve insan bütün duygularını aynı anda ve uyumlu bir biçimde kullanır. Daha sonra, yazının bulunması ile gelişen ve gutenberg galaksisi dediği dönem gelmektedir. Mc. Luhan’a göre yazının bulunuşuyla insanoğlunun birinci dönemdeki sakin yaşamı da köklü bir değişmeye uğramıştır. Birinci dönemde egemen olan işitme duyusu yerini yavaş yavaş “göz”ün egemen olduğu bir iletişime bırakacaktır. İletişimde egemen olan duyunun değişmesi ile birlikte düşünce örgütlenmesi ve uygarlık da değişecektir. Yazının egemen olmaya başladığı bu tarihsel dönemde ortaya çıkan en önemli kavramlar olarak bireycilik, merkeziyetçilik ve milliyetçiliktir. Yazının egemen oluşu ile birlikte okumanın artması, bireyler arası iletişimi azaltmış ve bireyciliği getirmiştir. Ayrıca, yazının yayılmaya başlaması, ülkelerin yönetiminin merkezi nitelikte olmasına yol açarak, totaliter yönetimlerin ortaya çıkmasına da sebep olmuştur. Tüm bu gelişmeler, aynı zamanda milliyetçiliği de beraberinde getirmiştir. Yazı, nasıl ki bireyler arasındaki iletişimi azaltıyorsa, milliyetçilik de toplumlar arası iletişimi azaltan bir unsurdur. Görüldüğü gibi, tüm bu gelişmeler Mc. Luhan tarafından iletişimin kopukluğu bağlamında bir sorun olarak görülmektedir. Bu sorunun çözüm kaynağı olarak, bilgi bakımından yoksul ancak katılma sağlama açısından güçlü bir araç olan televizyon gündeme gelmektedir. Televizyon ile birlikte görme duyusunun egemenliği ve basılı yazının oluşturduğu uygarlık artık aşılmaktadır. Bu araç sayesinde, insanlar artık “evrensel bir köy”de yaşamaktadırlar. Dış dünyayı algılamada, Gutenberg Galaksisi’nin buyrukçu özellikleri silinmekte, daha önceki doğallığa (kabile dönemine) dönüş başlamaktadır. Gerek Mc. Luhan, gerekse liberal gelenek içerisindeki diğer düşünürler tarafından, televizyona böyle bir anlam yüklenilmesinin arkasında yatan en önemli sebep, 19.yy. aydınlanma çağının bilim ve akla yüklediği anlamdır. “Bilgi, güçtür anlayışı”, bu güce sahip olunması ile gerek bireysel gerek toplumsal sorunların çözülebileceğine olan inancı da beraberinde getirmiştir. Mc. Luhan’ın sözünü ettiği dönemlerden sonuncusu olan elektronik dönemin aracı televizyonun, hem işitsel hem görsel olarak alıcısına ulaşması ve bu sayede, çok farklı kültürler hakkında bilgilerin edinilmesini sağlaması, sorunların çözüm kaynağı olarak niçin bu aracın düşünüldüğünün göstergesidir. Kısaca belirtilirse, televizyon, insanlığı “küresel bir köy”e götürmektedir. Televizyon sayesinde dünya küçülecek, kültürler birbirine benzeyecek ve bu durum toplumlardaki sorunların çözülmesine sebep olacaktır.
''Boşver''
sade - avatarı
sade
VIP hazan
12 Kasım 2012       Mesaj #14
sade - avatarı
VIP hazan
Medya halkın sesi, gözü, kulağı mıdır? Yoksa toplumdaki güçlü ve baskın grupların sesini duyuran, deyim yerinde ise onların borusunu çalan, bu güçlerin eli-kolu olarak faaliyet gösteren güdümlü araçlar mıdır? Halkın sesini siyasi elitlere ve karar verme sürecini kontrol altında bulunduran güçlere duyurma işlevini mi yerine getirir? Yoksa, toplumdaki etkin güçlerin vazgeçilmez ve çok güçlü silahları olarak, toplumun sosyal-ekonomik problemlerini maniple edip, geniş halk kitlelerinin ilgi, dikkat ve enerjilerini başka alanlara kanalize etme görevlerini mi icra ederler? Kuşkusuz bütün bu ve böylesi türden sorulara farklı insanlar, farklı cevaplar vereceklerdir (Arslan, 1999). Fakat şurası çok açık bir gerçektir ki, medya çok önemli bir toplumsal güçtür. Bunun içindir ki bu gücü kimi zaman iktidarlar kendi lehlerine kullanmak istemiş kimi zaman da kendilerine karşı gördüklerini engellemek istemişlerdir.
Bu da sansür sorununu ve halkın bilgi alma özgürlüğüne müdahaleyi beraberinde getirmiştir Bu hemen hemen bütün ülkelerde karşılaşılan bir sorundur.İkitdarla çeşitli yasalarla bunu yasallaştırma yoluna gitmiştir. Son günlerde ülkemizde de bu sorun gündemdedir. Biz bu sorundan yola çıkarak medya ve iktidar arsındaki ilişkinin nasıl sansür sorununu doğurduğunu ortaya koymaya çalışacağız. Son olarak da kısaca bize yani ülke insanlarının bundan nasıl etkilenebileceğini vermeye çalışacağız.

MEDYA NEDİR?

Konumuza geçmeden önce medya hakkında yapılmış bazı tanımlara yer vermek kanımızca yararlı olacaktır. Bazıları şunlardır:
“Bizim Türkçe’de medya olarak kullandığımız, İngilizce’deki media sözcüğü, araç, orta, ortam aracı, anlamlarına gelen medium (Latince medius) sözcüğünün çoğuludur. Diğer yandan, Türkçe’de “media” sözcüğünü karşılamak üzere, oldukça hantal kaçmakla birlikte, “kitle iletişim araçları” kavramı da kullanılmaktadır. Ancak, kavramın kullanışsızlığı, Türkçe olmasa da, medya daha yakın bir kullanım kazandırmıştır. Bununla birlikte, “medya aracı”, “medyalar” gibi yanlış kullanımlarının da gösterdiği gibi, kavramın kullanışsızlığı medya sözcüğünün, genellikle belirli bir kafa karışıklığıyla birlikte dilimize girdiği de söylenebilir.”(Nalçaoğlu, Halil, (2003), Medya ve Toplum, Ips İletişim Vakfı Yayınları,İst.)


Diğer bir tanımsa şöyledir:
“İlk akla gelen ve pek de doğru olmayan tanımlamalar/eşleştirmeler:
1. Medya=televizyon, 2. Medya=teknoloji/araç, 3. Medya=popüler kültür
Medya, sözcüğün kökeni itibariyle aracı olan, doğrudan olmayıp etkinlikleri dolayımlayandır.
Günümüzde kullandığımız anlamda medyanın 3 boyutu var:
1. Teknoloji-üretim ve kullanıma sunulma süreçleri,
2. Toplumsal ilişkiler (kurumlar)-profesyoneller, medya örgütleri ve medya endüstrisinin iç işleyişi ile diğer örgütler ve toplumsal kurumlarla ilişkileri,
3. Kültürel biçimler/ürünler -gazetelerin, programların, vb.; dolaşıma girme, okurlar ve izleyiciler tarafından alımlanma süreçleri.”( Kejanlıoğlu, Beybin.” BİA Yerel Medya Eğitim Programı” Ankara.)
Bu konu hakkında, bu gibi görüşlerin olmasına rağmen günümüzde insanlar arasında medya deyince ilk akla gelen televizyon ve gazetelerdir. İnsanların bilinçlenmesinde ve günümüzde olan olayları takip etmelerine yarayan bir araçtır. Kısa ve basit bir tabirle böyle ifade edebiliriz. Yine aynı şekilde, medya bireylerin siyasi tutum ve davranışlarını, özellikle de oy verirken siyasi tercihlerini çok ciddi boyutlarda etkilemeyebilecek bir güce sahiptir. Bu konuda önemli araştırmalara imza atmış bir araştırmacı olan Rivers (1982), Amerikan medyasını “ikinci hükümet” (second government) olarak nitelendirir. Haber medyası, yalnızca bireylerin siyasi yönelimlerini etkilemekle kalmaz aynı zamanda, siyasi karar verme mekanizması, siyasi liderler ve hükümet üzerinde de çok etkin bir baskı gücü oluşturur. Rivers’ın da vurguladığı (1982, 213) gibi, hükümet politikaları şekillendirilirken, diğer bazı toplumsal güçler gibi medya da, yönlendirici ve şekillendirici bir güç olarak önemli roller oynar. Ülkemizde 1980’li ve !990’lı yıllarda yaşanan siyasi ve toplumsal olaylar hatırlandığında bu konu çok daha anlaşılır bir hal alacaktır.
Bu araç her zaman kontrol altında tutulmuştur veya tutulmaya çalışılmıştır. Çünkü medya dünyadaki en büyük güçlerden silahlardan biri haline gelmiştir. İnsanları istediği gibi yönlendirebilen, iktidar sahiplerini yerinden koltuğundan edebilecek bir güce sahiptir. Bunun için iktidar güçleri işlerin iyi gittiği dönemlerde medyayla sıkı ilişkiler kurmuş bu ilişkinin bozulmasıyla da yasaklama yoluna gitmiştir. Bu da sansür sorununu doğurmuştur.


Medya denince hangi iletişim araçlarını anlamamız gerekiyor?
Medya deyince neyi kastediyoruz? Bunu yukarıda kısaca vermeye çalıştık. Peki bu kavramın içine neler giriyor şimdi biraz da bundan bahsedelim. Kavramı en geniş anlamı ile kullanıldığında, karşımıza çok kişiye ulaşabilen her türden sözlü, yazılı, basılı, görsel metin ve imgeleri(kitaplar, gazeteler, dergiler, broşürler, billboard’lar, radyo, film, televizyon, internet gibi) içeren çok geniş bir iletişim araçları yelpazesi çıkıyor.”(Nalçaoğlu, Halil, (2003), Medya ve Toplum, Ips İletişim Vakfı Yayınları,İst,
İşte bu araçlar halkı bilgilendirme ve yaşadığı evren hakkında fikir edinme özgürlüğünü sunuyor.biz bunlardan daha çok gazete ve kimi zaman da televizyonu ele alacağız çünkü en yaygın kitle iletişim araçları bugün için bunlardır. Eğer medyayı kategorilere ayırmak istersek şöyle bir tablo karşımıza çıkar.
1. Aracılık ettiği toplumsal ilişki türlerine göre: a)kişiler arası b) kitlesel c) şebeke (ağ)
2. Kanala/bileşime göre: a) yazılı (gazete) b) elektronik (TV) c) kimyasal (film)
3. Çalıştırdığı duyulara göre: a) görsel b) işitsel c) dokunma duyusuna seslenen (körler alfabesiyle yazılmış kitaplar gibi) d)karma
4. Ödeme/alma biçimine göre: a) doğrudan satın alınan b) doğrudan ödeme yapmadan alınan c) genel erişim için ücret ödenen d) özgül içeriği izlemek için ödeme yapılan
5. Teknoloji kullanımına göre (ör., TV): a) aile TV'si b) kahvelerdeki TV c) konser salonunda sahnedeki dev ekran
6. Medya içeriğine (türe) göre: a) eğlence-kurmaca (TV'de eğlence: i) soap opera, ii) durum komedisi, iii) aksiyon-macera) b) bilgilendirme-haber-gerçeğe yakınlık c) reklam
7. Mülkiyete göre: a) ticari b) devlet sahipliğinde/kontrolünde ama kamu hizmeti c) bağımsız kamusal
8. Medya örgütlerine göre (ör., TV): a) şebeke TV'si (ulusal) b) yerel bağımsız TV istasyonu c)uluslar arası televizyon kanalları(KEJANLIOĞLU, Beybin(2001). “BİA YerelMedyaEğitimProgramı”.İst.)






Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
9 Ekim 2013       Mesaj #15
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Toplum medyayı nasıl etkiler?
Son düzenleyen nötrino; 3 Aralık 2015 10:33 Sebep: Soru düzeni!
misafir - avatarı
misafir
Ziyaretçi
13 Mayıs 2014       Mesaj #16
misafir - avatarı
Ziyaretçi
İletişimin olumlu yönleri, haberleşme, seyahat etme, kitle iletişim araçlarının (telefon, bilgisayar...vs gibi) olumsuz yönü ise radyasyon olabilir.
Son düzenleyen nötrino; 3 Aralık 2015 10:33 Sebep: Mesaj düzeni!

Benzer Konular

9 Ocak 2011 / Misafir Cevaplanmış
14 Mart 2012 / Ziyaretçi Soru-Cevap
12 Nisan 2011 / Ziyaretçi Soru-Cevap
17 Aralık 2012 / Misafir Soru-Cevap
6 Mart 2013 / Tülayeses Soru-Cevap