Arama

Küresel ısınma nedir?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 3 Ocak 2019 Gösterim: 21.924 Cevap: 3
furkan81 - avatarı
furkan81
Ziyaretçi
14 Kasım 2008       Mesaj #1
furkan81 - avatarı
Ziyaretçi
Küresel ısınma nedir?

EN İYİ CEVABI ölmez fenerli verdi
KÜRESEL ISINMA
Küresel ısınma, atmosfere verilen gazların sera etkisi yaratması sonucunda, dünya atmosferi ve okyanuslarının ortalama sıcaklıklarında belirlenen artışa verilen isimdir.
Sponsorlu Bağlantılar

İklim sisteminde vazgeçilmez bir yere sahip olan sera gazları, güneş ve yer radyasyonunu tutarak, atmosferin ısınmasında başlıca etkendirler. Sera gazlarının bulunmaması durumunda yeryüzünün sıcaklığının bugüne göre 30°C daha soğuk olacağı hesaplanmıştır. Son yıllarda atmosferde çeşitli insan aktivitelerinden kaynaklanan nedenlerle karbondioksit, metan, ozon ve di azot monoksit gibi gazlardan oluşan sera gazları, yeryüzü sıcaklığında belirgin artmalara sebep oluyor. Sera etkisinin artması, troposferin ısınmasında, stratosferin de soğumasında en önemli etken olarak gösteriliyor.

Küresel ısınma, 50 yıldır saptanabilir duruma gelmiş ve önem kazanmıştır. Dünya'nın atmosfere yakın yüzeyinin ortalama sıcaklığı 20. yüzyılda 0.6 (± 0.2) °C artmıştır. İklim değişimi üzerindeki yaygın bilimsel görüş, "son 50 yılda sıcaklık artışının insan hayatı üzerinde fark edilebilir etkiler oluşturduğu" yönündedir.

Nedenleri
Küresel ısınmaya, atmosferde artan sera gazlarının neden olduğu düşünülmektedir. Karbondioksit, su buharı, metan gibi bazı gazların, güneşten gelen radyasyonun bir yandan dış uzaya yansımasını önleyerek ve diğer yandan da bu radyasyondaki ısıyı soğurarak yerkürenin fazlaca ısınmasına yol açtığı ileri sürülmektedir.

Bunun yanı sıra 1960'lı yıllarda başlayan "Gamma Işıması Patlamaları" küresel ısınmaya neden oluyor olabilir. Bu patlama ışımaları çok yüksek enerji ve radyasyon yayarak sadece Dünyamızı değil, Güneş'i, Güneş Sistemimizi ve yakın uzayımızı etkilemektedir. Fosil yakıt kaynaklı teoriye göre bu teori daha fazla soruya cevap verebilir niteliktedir. Fosil yakıt kaynaklı teori sadece Dünya'da ki ısınmayı açıklamaya yöneliktir ve güneş sisteminde ki ısınmayı açıklayabilmek noktasında yetersiz kalmaktadır. Oysa ki "gamma ışıması patlamaları"nı temel alan teori daha geniş zamanda soruları cevaplayabilmektedir. Gamma Işıması Patlamalarının etkisiyle daha da ısınmakta olan dünya iç çekirdeği de atmosfere salınmakta olan "iç çekirdek kaynaklı gazları"n çıkışını arttırmaktadır.

Su buharı, diğer sera gazlarından farklı olarak güneşten gelen radyasyonun şiddetine ve gezegenin ortalama ısısına göre sabit olan bağlı bir değişkendir. Dolayısıyla küresel ısınma konusunda pasif etkiye sahiptir. Ancak diğer sera gazları, yer yer bağımsız değişken olarak küresel ısınma üzerinde aktif bir etki yaratabilirler. Örneğin karbondioksit, yoğun volkanik etkinlik sonucu ya da insanlar tarafından fosil yakıtların yakılmasıyla yoğun olarak atmosfere salınabilir. Bu durum, gezegenin ortalama ısısından bağımsız olarak ortaya çıkabilen ve ortalama ısının artması sonucunu doğuran bir etken olarak işlev görür.

Bugün için bilim çevrelerinde küresel ısınmada baş rolün atmosferdeki karbondioksit oranının artmasına bağlanmaktadır. Her ne kadar atmosferdeki karbondioksit,
- Yeşil bitkilerin fotosentez olayında,
- Karbondioksitin litosfer yüzeyinde suda çözünmesiyle,
- Atmosferden çekilmekte ise de, bu mekanizmaların kapasitesinin üzerinde karbondioksit salınımı, gezegen üzerinde sera etkisi yaratmaktadır.

Su buharı dışındaki sera gazları dolayısıyla gezegen yüzeyindeki ortalama ısının artması, buharlaşmanın artmasına yol açacaktır. Bu ise atmosferde daha fazla su buharı, yani bulut oluşmasına yol açar. Bulutlar, güneşten gelen radyasyonun bir bölümünü dış uzaya yansıtırken bir bölümünü soğurarak ısınırlar, bir bölümünü de yeryüzüne geçirirler. Litosfer ve hidrosfere ulaşan bu radyasyonun da bir bölümü soğurularak ısınmaya yol açarken bir bölümü dış uzaya yansır. Dış uzaya yansıyan radyasyon yeniden bulut kütlesi ile karşılaştığında, aynı olaylar yaşanır, yansıtılır, soğutulur, dış uzaya kaçar.

Bu mekanizma, su buharı dışındaki sera gazlarının atmosferde artması sonucu bulutların sera etkisini artırmakta, küresel ısınmaya yeni bir katkıya yol açmaktadır.

BAKINIZ Küresel Isınma Nedir? Küresel Isınma Hakkında
Son düzenleyen Safi; 3 Ocak 2019 11:48
ölmez fenerli - avatarı
ölmez fenerli
Ziyaretçi
14 Kasım 2008       Mesaj #2
ölmez fenerli - avatarı
Ziyaretçi
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
KÜRESEL ISINMA
Küresel ısınma, atmosfere verilen gazların sera etkisi yaratması sonucunda, dünya atmosferi ve okyanuslarının ortalama sıcaklıklarında belirlenen artışa verilen isimdir.
Sponsorlu Bağlantılar

İklim sisteminde vazgeçilmez bir yere sahip olan sera gazları, güneş ve yer radyasyonunu tutarak, atmosferin ısınmasında başlıca etkendirler. Sera gazlarının bulunmaması durumunda yeryüzünün sıcaklığının bugüne göre 30°C daha soğuk olacağı hesaplanmıştır. Son yıllarda atmosferde çeşitli insan aktivitelerinden kaynaklanan nedenlerle karbondioksit, metan, ozon ve di azot monoksit gibi gazlardan oluşan sera gazları, yeryüzü sıcaklığında belirgin artmalara sebep oluyor. Sera etkisinin artması, troposferin ısınmasında, stratosferin de soğumasında en önemli etken olarak gösteriliyor.

Küresel ısınma, 50 yıldır saptanabilir duruma gelmiş ve önem kazanmıştır. Dünya'nın atmosfere yakın yüzeyinin ortalama sıcaklığı 20. yüzyılda 0.6 (± 0.2) °C artmıştır. İklim değişimi üzerindeki yaygın bilimsel görüş, "son 50 yılda sıcaklık artışının insan hayatı üzerinde fark edilebilir etkiler oluşturduğu" yönündedir.

Nedenleri
Küresel ısınmaya, atmosferde artan sera gazlarının neden olduğu düşünülmektedir. Karbondioksit, su buharı, metan gibi bazı gazların, güneşten gelen radyasyonun bir yandan dış uzaya yansımasını önleyerek ve diğer yandan da bu radyasyondaki ısıyı soğurarak yerkürenin fazlaca ısınmasına yol açtığı ileri sürülmektedir.

Bunun yanı sıra 1960'lı yıllarda başlayan "Gamma Işıması Patlamaları" küresel ısınmaya neden oluyor olabilir. Bu patlama ışımaları çok yüksek enerji ve radyasyon yayarak sadece Dünyamızı değil, Güneş'i, Güneş Sistemimizi ve yakın uzayımızı etkilemektedir. Fosil yakıt kaynaklı teoriye göre bu teori daha fazla soruya cevap verebilir niteliktedir. Fosil yakıt kaynaklı teori sadece Dünya'da ki ısınmayı açıklamaya yöneliktir ve güneş sisteminde ki ısınmayı açıklayabilmek noktasında yetersiz kalmaktadır. Oysa ki "gamma ışıması patlamaları"nı temel alan teori daha geniş zamanda soruları cevaplayabilmektedir. Gamma Işıması Patlamalarının etkisiyle daha da ısınmakta olan dünya iç çekirdeği de atmosfere salınmakta olan "iç çekirdek kaynaklı gazları"n çıkışını arttırmaktadır.

Su buharı, diğer sera gazlarından farklı olarak güneşten gelen radyasyonun şiddetine ve gezegenin ortalama ısısına göre sabit olan bağlı bir değişkendir. Dolayısıyla küresel ısınma konusunda pasif etkiye sahiptir. Ancak diğer sera gazları, yer yer bağımsız değişken olarak küresel ısınma üzerinde aktif bir etki yaratabilirler. Örneğin karbondioksit, yoğun volkanik etkinlik sonucu ya da insanlar tarafından fosil yakıtların yakılmasıyla yoğun olarak atmosfere salınabilir. Bu durum, gezegenin ortalama ısısından bağımsız olarak ortaya çıkabilen ve ortalama ısının artması sonucunu doğuran bir etken olarak işlev görür.

Bugün için bilim çevrelerinde küresel ısınmada baş rolün atmosferdeki karbondioksit oranının artmasına bağlanmaktadır. Her ne kadar atmosferdeki karbondioksit,
- Yeşil bitkilerin fotosentez olayında,
- Karbondioksitin litosfer yüzeyinde suda çözünmesiyle,
- Atmosferden çekilmekte ise de, bu mekanizmaların kapasitesinin üzerinde karbondioksit salınımı, gezegen üzerinde sera etkisi yaratmaktadır.

Su buharı dışındaki sera gazları dolayısıyla gezegen yüzeyindeki ortalama ısının artması, buharlaşmanın artmasına yol açacaktır. Bu ise atmosferde daha fazla su buharı, yani bulut oluşmasına yol açar. Bulutlar, güneşten gelen radyasyonun bir bölümünü dış uzaya yansıtırken bir bölümünü soğurarak ısınırlar, bir bölümünü de yeryüzüne geçirirler. Litosfer ve hidrosfere ulaşan bu radyasyonun da bir bölümü soğurularak ısınmaya yol açarken bir bölümü dış uzaya yansır. Dış uzaya yansıyan radyasyon yeniden bulut kütlesi ile karşılaştığında, aynı olaylar yaşanır, yansıtılır, soğutulur, dış uzaya kaçar.

Bu mekanizma, su buharı dışındaki sera gazlarının atmosferde artması sonucu bulutların sera etkisini artırmakta, küresel ısınmaya yeni bir katkıya yol açmaktadır.

BAKINIZ Küresel Isınma Nedir? Küresel Isınma Hakkında
Son düzenleyen Safi; 3 Ocak 2019 11:44
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
4 Ocak 2009       Mesaj #3
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Alıntı
Ziyaretçi adlı kullanıcıdan alıntı

Küresel ısınma nedir? Küresel ısınmaya etki eden faktörler nelerdir?

Küresel ısınma nedir?
Küresel ısınma karbondioksit başta olmak üzere sera gazlarının etkisiyle oluşan ve dünyamızın ısınmasına yol açan bir süreçtir. Dünyamız şu ana kadar 0.6 derece ısınmıştır. 2 dereceye kadar da ısınması bekleniyor. Sonuç olarak Dünya'nın dengeleri bozuluyor.

Küresel ısınmaya etki eden faktörler
%49 enerji kullanımı
%24 endüstiri
%14 ormansızlaşma
%13 tarım

Sera etkisiyle de gezegenimiz günden güne yok oluyor. Gezegenimizin çevresini saran bir kalkan var. Bu kalkan nitrojen ve oksijenden oluşuyor. Bu kalkan CO2 (Karbondioksit) ve CH4 (metan gazı) sebebiyle zarar görüyor.

Yerkürede 1992 verilerine göre 12,5 milyon tür yaşamaktadır. Bu türlerin insan marifetiyle yok olma hızları doğal yok olma hızlarının 100 ila 1000 katı olarak tahmin edilmektedir, bu eğilim devam ederse 50 ilâ 100 yıl içerisinde mevcut türlerin %10-50’sinin yok olacağı hesaplanmaktadır. Bugün doğadaki kuş türlerinin yaklaşık %15’i –ki bu 1000 türe karşılık geliyor– tükenme tehdidi ile karşı karşıya bulunmaktadır. Doğadaki besin zincirinin bir kez kırılması inanılmaz sonuçlara yol açacağından canlı türlerinin bazılarının ortadan kalkması, diğer canlı türlerini de doğrudan etkileyecektir.

Yapılan araştırmalara göre, dünya yüzeyinin ortalama sıcaklığı 20. yüzyıl boyunca 0,6 ºC kadar artmış, son kırk yıldır atmosferin 8 kilometrelik alt kısmında sıcaklıklar yükselmiş, kar örtüsü ve buzlanma ise %10 civarında azalmıştır.

Küresel ısınmanın en büyük nedeni çevre kirliliğidir.
Çevre Kirliliği bütün canlıların sağlığını olumsuz yönde etkileyen, cansız çevre öğeleri üzerinde yapısal zararlar meydana getiren ve niteliklerini bozan yabancı maddelerin; hava, su ve toprağa yoğun bir şekilde karışması olayıdır. Veya “Çevre kirliliği, ekosistemlerde doğal dengeyi bozan ve insanlardan kaynaklanan ekolojik zararlardır.”

Çevre kirliliğine neden olan en etkin maddeler ise;
* Katı parçacıklar; katı parçacıklar, tozlar, partikül maddeler, küller, çimento ve ağır metaller ve civa
* Kükürt bileşikleri SO2, SO3, H2S
* Azot bileşikleri NO2,NO3,NO
* Oksijen bileşikleri O3 , CO, CO2
* Halojen bileşikleri HF,HCI
* Organik bileşikler aldehitler,katranlar
* Radyoaktif maddeler aeroseller,radyoaktif gazlar
* Asit yağmurları H2SO2, H2SO4
* Tuzlar Nacl , MgSO4
* Bor Na2B4O7, 10H2O2
Şu anda dünyada en çok küresel ısınmaya neden olan ülkeler:
Çin, Amerika, Rusya, Avusturalya, Avrupa'nın bir kısmı, Amerika'nın, Avrupa'nın TAMAMININ, bazı Afrika ülkelerinin, bazı Asya ülkelerinin küresel ısınmaya katkısı azalırken; Çin'in (Zaten çok olduğu halde hala artmaya devam ediyor.) ve bizim katkımız artıyor. Bu dediklerim, küresel ısınmaya olan duyarlılığımızı gösteriyor. Sayın wowTURKEY ailesi, fark ettiyseniz üretim yapan ülkelerde (Sanayi) küresel ısınma çok. Ülkelerin küresel ısınmaya olan katkılarını azaltmak amacıyla ortaya çıkan Kyoto Protokolüne biz, Amerika'lılar ve Çin imza atmadı. Neden? Çünkü işimize gelmiyor. Torunlarımızın yaşayamayacağı bir Dünya'ya hayır demek değil çıkarlarımız önemli bizim için. Küresel ısınma süreci başladı. Bunu durdurmak artık imkansız.

Neler yapılıyor, neler yapılmalı?
Aslında çok şey yapılıyor ama bence en önemlisi halkın bilinçlenmesi. Bilinçsiz bir halka geri dönüşüm kullan diyemezsiniz. Neden? Adamı bağlamaz da o yüzden. Bu konuda ülkemizin milli eğitim bakanlığı, ülkemizin geleceği olan bizlere Küresel Isınma konusunu öğretiyor. Amaç, bu konuda Biyolojide ya da başka bir dersin yazılısında Kürsel Isınma konusundan çıkacak soruyu yanıtlamamız değil, biliçlenmemiz ve yapmamız gerekenleri hayatımız da uygulamamız. Bir de tabi öğrendiklerimizi başkalarıyla paylaşmak da çok önemli.

Pek çok ülke, çevreye son derece zararlı olmasına karşın, özellikle kömür gibi fosil yakıtları kullanmaktadır.Kyoto protokolü sera gazı emisyonlarını azaltmaları için OECD ülkelerine çağrıda bulunmaktadır. Kyoto'da 2008-12 yılları arasında toplam sera gazı emisyonlarının 1990 yılı seviyesinin %5.4 altına çekilmesi hedeflenmiştir. ürünleri seçin.WF, dünya çapında yürüttüğü Powerswitch! kampanyasıyla, hükümetler ve iş dünyasını WF, dünya çapında yürüttüğü Powerswitch! kampanyasıyla, hükümetler ve iş dünyasını yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı konusunda sorumluluk almaya davet ediyor. Kampanya kapsamında, kömür, petrol, doğal gaz gibi fosil yakıtlar ve nükleer enerji yerine su, jeotermal, biyokütle ve güneş enerjisinin kullanılması teşvik ediliyor.

Ulusal enerji stratejileri en az 30 yıllık bir süreyi öngörür şekilde hazırlanmalıdır. Diğer enerji kaynaklarının geliştirilmesine ve güvenli kullanımına yönelik politikalar belirlenilmelidir. Ulusal enerji politikasının oluşumuna sivil toplum kuruluşlarının ve yerel halkın katılması sağlanmalıdır.

Çevresel Etki Değerlendirmesi yapılmak koşuluyla, yerel ölçekte rüzgar ve güneş gibi alternatif enerji kaynaklarından yararlanılmalıdır.

Tarım, amonyak ve metan gibi değişik emisyonların atmosfere karışmasına neden olmaktadır. Avrupa amonyak emisyonunun %90'ı çiftlik hayvanları ve kimyasal gübrelerden kaynaklanmaktadır. Kimyasal gübre kullanımı, bir sera gazı olan azotdioksit emisyonunu da artırır. Azot ve fosfor içeren gübrelerin kullanımı azaltılmalıdır.

Neler yapabiliriz?
* Etrafımızı bilinçlendirebiliriz.
* Kağıtları daha tasarruflu kullanmalı ve işi bittiğinde geri dönüşüm kutularına atmalıyız.
* Arabalarımızdan çıkan zehirli gazların da küresel ısınmaya olan etkisi çok fazla. Bu yüzden toplu taşıma araçlarını tercih etmeliyiz. Bakkala bile arabayla gitmemeliyiz. Sonra da ben neden kilo alıyorum dememeliyiz.
* Açık olan ve kullanılmayan elektrikli eşyaları kapatmalıyız.
* Buz dolaplarında, klimalarda A sınıfı ürünleri seçmeliyiz. Bu ürünler daha pahalıdır. Ama daha az enerji tüketir. Bu da hem elektrik faturanıza yansır hem de küresel ısınmaya faydalı olur.
* Enerji dostu ampuller kullanmalıyız.
* Damlayan suları kapatmalıyız. Bozuk muslukları, sifonları tamir ettirmeliyiz.
* Yapacağımız evleri yalıtımlı ve Güneş alacak şekilde yapmalıyız. (Ev yapanlar için.)
* Arabalarımızı hortumla 10 kova suyla yıkarsak, 1 kova deterjanlı, 3 kova da durulama suyuyla daha tasarruflu yıkıyabiliriz.
* Güneş enerjisini yaygınlaştırabiliriz.
* Rüzgar enerjisini yaygınlaştırabiliriz.
* Yeni teklonojik aletleri Dünya'ya zarar vermeyecek şekilde yapabiliriz.
* Ormanları koruyabiliriz.
* Ağaç dikebiliriz.
* Bazı yerlerde marketlerde geri dönüşümü yapılabilir kağıt poşetler kullanılıyor.
* Pilleri çöpe atmamalıyız.
* Televizyonları bekleme konumunda bırakmamalıyız.
* Doğru ışıklandırma kullanmalıyız.
* Klima yerine vantilatör kullanmalıyız.
* Evlerimizi ısı kaybına karşı yalıtmalıyız.
* Eşyalar, radyatörleri kapatmayacak şekilde yerleştirmeliyiz.
Su kaynaklarının kıtlığı da bir başka önemli sorun. Ancak, alınabilecek önlemler de yok değil.
* Diş fırçalama, bulaşık yıkama, traş esnasında musluk açık bırakılmamalı.
* Daha az su tüketen yeni teknoloji klozetler kullanılmalı.
* Klozetlere asılan temizleme maddeleri kullanılmamalı.
* Çamaşır suyu tüketimi en aza indirilmeli.
* Akan tesisatlar onarılmalı.
* Hortumla sulama ve yıkama yapılmamalı.
* Suyu, kireç ve bakterilerden arındıran filtreler kullanılmalı
Çevre örgütleri, tüketicileri ulaşım sektörü konusunda da uyarıyor.
Bu sektör, yenilenemeyen enerji kaynaklarının baş tüketicisi ve sektörde kullanılan gazların emisyonları, hava kirliliğine, iklim değişikliklerine neden oluyor.
* Toplu taşıma araçları tercih edilmeli.
* Kısa mesafelere arabayla gitmek yerine, yürümeli.
* Kurşunsuz benzin tüketen araçlar tercih edilmeli.
* Aracın taşıma kapasitesi aşılmamalı.
* Uzun duraklamalarda aracın kontağı kapatılmalı.
Çevre örgütleri, tüketicilere geri dönüşümü bir yaşam tarzı olarak benimsemelerini, alışveriş sırasında aşırı tüketimden kaçmalarını öğütlüyor.
Tüketicilerin özenli davranması gereken en önemli konuların başındaysa ambalaj tüketimi geliyor. Zira plastik ambalajların doğada kaybolma süresi bin yılı buluyor.
* Tüketiciler, uzun ömürlü ürünlere yönelmeli.
* Geri dönüştürülemeyen ambalajlarda satılan ürünler alınmamalı.
* Başta PVC olmak üzere, plastik ambalajlardan kaçınmalı.
* Şişe ve kavanoz gibi cam ürünler tercih edilmeli.
* Plastik poşet ve yiyecek kapları gibi ürünler yeniden kullanılmalı.
* Alışverişlerde plastik poşet kullanılmamalı.
* Cam malzemeler, organik çöplerle birlikte atılmamalı.
Gündelik hayatın ayrılmaz bir parçası haline gelen bilgisayarların yarattığı kirlilik de azımsanacak gibi değil.
* Elektrik tüketimi daha düşük modeller alınmalı.
* Yazıcıdan kağıt çıktısı alınması asgariye indirilmeli.
* Bilgisayarlar bekleme konumunda bırakılmamalı.
* Kullanılmayan bilgisayarlar atılmamalı.
YAPMAZSAK NELER OLUR?
Benim bildiğim savaşlar hep enerji için çıktı. Petrol bittiğinde savaşlar su için yapılacak. Altarnatif enerji kaynağı Bor'un çoğu ülkemizden çıkıyor. Buzullar eriyecek, sular yükselecek. Ülkemizde gööler kuruyor. 10m'den çıkan su artık 100m'den çıkıyor.



F. Sonat ÖZKÖK
Çevre Mühendisi
Quo vadis?
Neslim - avatarı
Neslim
Ziyaretçi
29 Mayıs 2013       Mesaj #4
Neslim - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

Küresel ısınmanın Türkiye'ye etkileri nelerdir?

Küresel Isınmanın Türkiye Üzerindeki Etkileri
Küresel ısınma dünyanın sonunun geldiğini gösteren bir olaydır. Peki bu küresel ısınmanın içinde yaşadığımız ülkemiz olan Türkiye’ye etkileri ne olacak. Şu an 2010'lu yıllarda yaşıyoruz, yıllar geçtikçe ve 2070 yılına geldiğimizde ülkemiz genelinde sıcaklarda artık olacak ve altı derece birden yükselecek. Yağışın bol olduğu Karadeniz bölgesi harici diğer bölgelerde yağışlar gün geçtikçe azalacak. Türkiye üzerinde yaşayan bir çok canlıda yok olma tehlikesiyle yüz yüze gelecek. Ekosistemin değişmesiyle birlikte canlılar yok olmaya başlarken kışın sıcaklıkla üç ila dört derece birden artacak.

Bilim adamları tarafından küresel ısınmanın Türkiye'ye olası etkileri üzerine hazırlanan senaryolarda, yaşanacak yağış azlığı nedeniyle ülkenin en önemli su kaynakları olan Fırat ve Dicle nehirlerinin havza akışlarında azalma meydana gelebileceği vurgulandı.
İklim değişikliğine ilişkin senaryolar, son yıllarda yaz aylarında kimi bölgelerde görülen aşırı kuraklık, göllerin suyunun çekilmesi, yaz sonunda yaşanan sel felaketleri gibi bazı doğal afetler sonucunda kamuoyunda tartışılmaya başlandı.

Çevre ve Orman Bakanlığınca hazırlanan, ''İklim Değişikliği ve Yapılan Çalışmalar'' başlıklı kitapçıkta, küresel ısınmanın Türkiye'ye etkileri üzerine hazırlanan senaryolara da yer verildi.
Kitapçıkta yer alan senaryolara göre, yağışlarda en belirgin değişiklikler, kış mevsiminde olacak. Ege ve Akdeniz kıyıları boyunca yağışlar azalacak ve Karadeniz kıyısında artacak. İç Anadolu Bölgesi yağışlarında ise değişiklik ya az olacak ya da hiç değişmeyecek.

İstanbul Teknik Üniversitesi Avrasya Yerbilimleri Enstitüsü, küresel ısınmasının, Türkiye üzerindeki etkilerine ilişkin korkutan bir senaryo hazırladı.
İstanbul Teknik Üniversitesi Avrasya Yerbilimleri Enstitüsü, küresel ısınmasının, Türkiye üzerindeki etkilerine ilişkin bir senaryo hazırladı. Bu senaryoya göre, küresel ısınma aynı şekilde devam ederse, 2070’te Türkiye genelinde sıcaklıklar 6 derece kadar yükselecek. Ekosistem değişecek, canlı türleri yok olma tehlikesi yaşayacak.
Prof.Dr. Nüzhet Dalfes, Türkiye’nin küresel ısınmayla mücadele karşısındaki tutumunu, “İlk defa bir yerde Türkiye Cumhuriyeti hükümeti bizden bilgi talep eder durumda oldu. Bu tabii bizi çok sevindirdi ama Türkiye bu açıdan geç kalmış bir ülke” sözleriyle eleştirdi.
Çevre ve Orman Bakanlığı’nın isteğiyle, “Türkiye için iklim değişikliği senaryoları” başlıklı bir rapor hazırladıklarını söyleyen Dalfes, şu ana kadar elde edilen verilerin, 2070 -2100 yılları arasını kapsadığını açıkladı.
Dalfes, çalışmayla en kötü durum için hazınlanmış bir projeksiyon yapıldığını dile getirerek, “Türkiye’yi hoş olmayan bir tablo bekliyor” dedi.

Eldeki verilere göre küresel ısınma aynı şekilde devam ederse, yaz aylarında Türkiye’nin batısında sıcaklıklar 5 ila 6 derece, Orta ve Doğu Anadolu ile Güneydoğu Anadolu bölgelerinde ise 3 ila 4 derece yükselecek.
Kış aylarında da sıcaklıklar 2 ila 3 derece yükselecek.
Senaryoya göre, 2070 yılında Karadeniz Bölgesi’nde yağışlar yüzde 10 ila 20’lik artış gösterecek, güneyde ise yüzde 30’a kadar azalacak.
Prof. Dr. Nüzhet Dalfes, iklim değişikliklerinin farklı şekillerde hissedileceğini, önümüzdeki on yıllarda iklimin değişikliğinin daha fazla hissedileceğini vurgulayarak şöyle diyor:
“Kar yağdığı kışlar da olacak, daha az kar yağdığı kışlar da olacak. Türkiye’nin ekosistemlerinde ciddi sorunlar olacak ki bu ekosistemler de bir ülkeyi bir coğrafyayı ayakta tutan şeyler... Böceğiyle, merasıyla, kurduyla, hayvanıyla canlılar etkilenecek, bir sürü canlı yok olacak...”
Dalfes, küresel ısınmayla mücadele konusunda, öncelikle, sera gazlarının yayılımının azaltılması gerektiğini vurguluyor.

Küresel Isınmanın Türkiye'ye Etkileri
1- Türkiye’yi hiçte hoş olmayan olaylar beklemektedir küresel ısınma ile birlikte. Böcekler ve hayvanlar küresel ısınmadan çok fazla etkilenecekler ve yok olmaya başlayacaklar.
2- Yağmurların azalmasıyla birlikte Fırat ve Dicle’de su akışlarında azalma olacaktır.
3- Göllerin suyu çekilecek bazı bölgelerde ise kuraklık boy gösterecek. Doğal afetlerde artık olacak.
4- Toprak kaymaları, depremler, sel felaketleri hayatı alt üst edecek.
5- Buharlaşma nedeniyle Türkiye’de susuzluk ta başlayacak.
6- İçme suyu bulmak çok zorlaşacak.
7- Suyun azalması da beraberinde salgın hastalıkları getirecektir.
Buda insanlar da ölümü artıracaktır. Yani Türkiye’nin dengesi alt üst olacaktır.

İklim değişikliğinin Türkiye'ye yansımalarına şu tahminlerde bulunuldu:

- Kış yağışları, Türkiye'nin bölgedeki su kaynakları bakımından son derece önemli olan Fırat ve Dicle havzasının üst bölümlerini de kapsayacak şekilde ülkenin güney bölümlerinde azalacak.
- Doğu Karadeniz?de kıyı bölgeleri, önemli ölçüde daha fazla yağış alacak. Yaz yağışlarında büyük değişiklik bulunmamasına karşın, sonbaharda hafif artışlar görülmektedir.
- Kar derinliğinde yani kar-su eşdeğerinde, Doğu Anadolu Bölgesi'nin yüksek bölümlerinde ve Karadeniz dağlarının doğusunda kalan bölümde 200 milimetreye ulaşan azalmalar olacak. Bu da Fırat ve Dicle nehir havzası akışlarında azalma anlamına gelmektedir.
- Fırat ve Dicle nehirleri, evsel ve sanayi kullanımı için olduğu kadar enerji için de bölgenin ana su kaynaklarıdır. Son 30 yılda buraya kurulan barajlar ve sulama sistemleri büyük arazi kullanımı değişikliklerine yol açmıştır. Bu sebeple, iklim tahmin sonuçlarının, bölgedeki su kaynaklarına ve dolayısıyla enerji üretimi ve zirai üretime önemli yansımaları olabilecek.
- Yağışla buharlaşma arasındaki farkın yüzde değişimine bakıldığında, Türkiye'nin kuzeyinde artışlar beklenmektedir, yani yağış buharlaşmadan çok daha fazla olacaktır. Buna karşılık, güneyde yüksek oranlara ulaşabilecek azalışlar görülmektedir. Bu da yağışlarda beklenen düşüşlerin diğer bir göstergesidir.

SICAKLIK
Kitapçıkta, gelecekteki sıcaklık değerlerinin ele alındığı senaryoların sonuçlarına da değinildi.
Sıcaklıklarda, yaz mevsiminde güney ve batı bölgelerinde artışların daha fazla olacağı öngörülen senaryolarda, en fazla ısınmanın 2070-2099 döneminde, Türkiye'nin güney batısı ve Güneydoğu ile Doğu Anadolu bölgelerinde olacağı tahminine yer verildi.
Kitapçıkta, 2001'den 2100'e kadar olan dönemde, İç Anadolu, Akdeniz ve Karadeniz bölgelerinde yağış ve sıcaklığın değişimiyle ilgili simülasyon neticelerinin de ele alındığı ifade edildi.
Buna göre, 2040'lara kadar sıcaklıkta çok fazla bir değişkenlik öngörülmediği belirtilen kitapçıkta, ''2050'den sonra bir artma eğilimi ve mevsimlik farklılıklar var. Yağışlarda ise mevsimlik değişkenlikler daha fazla öne çıkmaktadır. Mesela, Akdeniz'de özellikle 2050'den sonra kış yağışlarında azalmalar var. İç Anadolu'da ise fazla bir değişkenlik olmayacaktır. Karadeniz'de ise tam tersine artma vardır. Kış yağışlarında dönem dönem değişkenlikler söz konusudur'' denildi.

KÜRESEL ISINMANIN TÜRKİYE YE ETKİLERİ VE AZALTMAK İÇİN ALINMASI GEREKEN TEDBİRLER
Küresel ısınmanın dünyanın her tarafını çeşitli şekillerde etkilediği yada etkileyeceği bilinmektedir. Bu etkiler bölgeden bölgeye farklılıklar göstermektedir. Ülkemizi de olumsuz şekilde etkilemeye başladığı görülmekte ve bu etkilerin artacağı tahmin edilmektedir.
Türkiye üzerine etkileri konusunda bir çok senaryo konuşulmaktadır. Bunlardan biriside İstanbul Teknik Üniversitesi tarafından Çevre ve Orman Bakanlığı'nın isteğiyle hazırlanan, "Türkiye için iklim değişikliği senaryoları" başlıklı rapordur.
Prof. Dr. Nüzhet Dalfes tarafından açıklanan bu rapora göre 2070'te Türkiye genelinde sıcaklıklar 6 derece kadar yükselecek, Karadeniz Bölgesi dışında yağışlar iyice azalacak. Ekosistem değişince, birçok canlı türü de yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacak. Karadeniz Bölgesi'nde yağışlar da yüzde 20 civarında bir artış olurken, güneyde ise yüzde 30 civarında bir azalma olacaktır.
Türkiye'nin kış ayları da değişecek, kar yağdığı kışlar da olacak, daha az kar yağdığı kışlar da olacak. Beklenmedik zamanlarda beklenmedik yerlerde kar yağabilecek. Ülkemizin ekosistemlerinde ciddi sorunlar olacak ki bu ekosistemler bir ülkeyi bir coğrafyayı ayakta tutan en önemli faktördür. Bunların sonucu ülkemizde, yeşiliyle, merasıyla, böceğiyle, kurduyla, hayvanıyla canlılar etkilenecek, bir çok canlı türü yok olacaktır.

YAKLAŞAN TEHLİKEYE KARŞI ALINMASI GEREKEN TEDBİRLER NELERDİR?
Bütün dünyanın olduğu gibi ülkemizin de kapısını çalan bu tehlikeyi önlemek yada etkilerini azaltmak için gerek fert olarak, gerekse devlet olarak yapmamız gerekenler vardır. Devlet olarak yapmamız gerekenlerin başında enerji politikamızı değiştirmek yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmek gelmektedir. Biz bugün fert olarak yapmamız gerekenlerden bahsedelim. Birey olarak her Türk insanın yapması gerekenleri şu şekilde sıralayabiliriz;
Evde en çok kullanılan ampülleri tasarruflu cinslerle değiştirebiliriz. 15 milyon evde yapılacak bu uygulama ile yılda yaklaşık 5 milyon aracın atmosfere verdiği sera gazına eşdeğer tasarruf yapmış oluyoruz. Aynı zamanda elektrik faturamız da düşük gelecek ve ülke elektrik sarfiyatı da düşecektir.
Yeni satın alacağımız ekipmanların mutlaka enerji sarfiyatına dikkat etmeliyiz ve tasarruflu olanlarını tercih etmeliyiz. Bu ev alımında da böyle olmalı ısı yalıtımı olan evleri tercih etmeliyiz. Isı yalıtımı %70 civarında enerji tasarrufu sağlar. Bu hava kirliliğinde de aynı oranda azalma demektir. Isı yalıtımı bina yakıt aidatında %70 civarında azalma demektir.
Ülkemizde son yıllarda su sıkıntısı iyiden iyiye hissedilmektedir. Su kullanımındaki savurganlık, hem enerji tüketimini, hem de su tüketimini artırmaktadır. Su tüketimine dikkat etmeliyiz. Örneğin, diş temizliğinde ve traş olurken musluklar mutlaka kapatılmalıdır.
Evinizde ve işyerinizde, kullanmadığınız zamanlarda, TV, radyo, bilgisayar gibi elektrikli cihazları kapatma düğmesinden kapatınız veya fişlerini çekiniz.
Ağaç dikiniz, her ağaç atmosferden önemli ölçüde sera gazı karbondioksit emer. Yakın mesafelere mümkünse yürüyünüz. Uzun mesafeler için toplu taşıma araçlarını tercih ediniz. Aracınızı düşük hızda kullanınız ve bakımını mutlaka yaptırınız.

Yaklaşan tehlikeye karşı "biz ne yapabiliriz?"
Devlet olarak KÜRESEL ISINMA ya karşı yapılabilecekler:
* Öncelikle Türkiye'nin gerçekçi bir sera gazı değerlerini belirlemek
* Hidrolik enerjiden en fazla yararlanmak.
* Rüzgar enerjisi, güneş enerjisi, jeotermal enerji ve diğer yenilenebilir enerji kaynaklarını teşvik etmek.
* Boş arazileri ağaçlandırmak.
* Orman yangınlarını kontrol etmek.
* Termik santrallerde, iyi yakma metotlarını geliştirmek ve kaliteli yakıt kullanmak.
* Isınma amaçlı yakıtları kontrol etmek.
* Halkı bilinçlendirmek.
* Tarım politikasını gözden geçirmek.
* Turizm planlamasını yeniden yapmak.
Yerel Yönetimlerin KÜRESEL ISINMA ya karşı yapabilecekleri:
* İklim değişiminin etkilerini çocuklarımız ve onların çocukları daha çok yaşayacaklar. Bu nedenle, okullarda iklim değişimi konusunda eğitici programlar düzenlemek.
* Enerji ve su tasarrufunu projelendirerek uygulamaya sokmak.
* Yeni su kaynakları ve yenilenebilir enerji kaynakları bulmak.
* Sera gazlarını azaltacak önlemleri ve denetimleri artırmak.
* Altyapı ve yerleşim planlamalarında iklim değişimi etkilerini göz önüne almak.
* Büyük şehirlere göçü cazip halden çıkartmak, geri göçü özendirmek.
Birey Olarak KÜRESEL ISINMA ya karşı yapabileceklerimiz:
* Evde en çok kullanılan 5 ampülü en az enerji tüketen cinslerle değiştirmek. 2.5 milyon evde yapılan bu uygulama ile 1 yılda 800.000 aracın atmosfere verdiği sera gazına eşdeğer tasarruf yapmış oluyoruz. Aynı zamanda elektrik faturamız da düşük gelecektir.
* Evlerdeki 2. televizyonları teke indirmeliyiz. Klimaların filtrelerini 3 ayda bir değiştirmeliyiz. Kirlenen filtreler hava akışını yavaşlatacağından cihaz daha fazla enerji harcayacaktır.
* İşyerinize veya evinize alacağınız yeni ekipmanların mutlaka enerji tasarrufu fazla olanlarını tercih edin.
* Su kullanımındaki savurganlık, hem enerji tüketimini, hem de su tüketimini artırmaktadır. Örneğin, diş temizliğinde ve traş olurken musluklar mutlaka kapatılmalıdır.
* Tuvaletlerin sifonları, sızıntılara karşı gözden geçirilmelidir.
* Ekili hobi bahçenizi mutlaka küçültün. Sulama gerektirmeyen alanları büyütün. Az sulama gerektiren bitkiler dikin.
* Aracınızı hortumla değil de kova su ile yıkayın.
* Evinizde ve işyerinizde, kullanmadığınız zamanlarda, TV, radyo, bilgisayar gibi elektronik cihazların fişlerini çekin.
* Yaz aylarında evinizin güneş alan penceresine beyaz perde takın ve gün boyu kapalı tutun.
* Ağaç dikin. Her ağaç atmosferden önemli ölçüde sera gazı (CO2) emer.
* Yakın mesafelere yürüyün. Uzun mesafeler için metro ve tramvayı tercih edin.
* Tüketimi azaltın.
* Aracınızı düşük hızda kullanın. "Para sizin olabilir ama dünya hepimizin."

Benzer Konular

9 Mayıs 2011 / Ziyaretçi Cevaplanmış
7 Şubat 2009 / Ziyaretçi Cevaplanmış
27 Aralık 2008 / umtcn787 Cevaplanmış
18 Aralık 2008 / Ziyaretçi Cevaplanmış