Arama

Yeryüzü sıcaklık dağılışını etkileyen faktörler nelerdir?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 2 Ekim 2018 Gösterim: 66.363 Cevap: 1
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Ziyaretçi
22 Aralık 2008       Mesaj #1
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Yeryüzü sıcaklık dağılışını etkileyen faktörler nelerdir?
EN İYİ CEVABI Mira verdi
Yeryüzünde sıcaklık dağılışına neden olan faktörler şunlardır:

Sponsorlu Bağlantılar

1) Güneş Işınlarının Geliş Açısı


Yer yüzünde sıcaklık dağılışını etkileyen en önemli faktör, güneş ışınlarının geliş açısıdır. Çünkü; güneşten birim alana düşen enerji miktarı, güne ışınlarının geliş açısına göre değişir. Güneş ışınlarının yere değme açısı büyüdükçe, birim alana düşen enerji miktarı artar ve sıcaklık değeri yükselir.Güneş ışınlarının yere düşmesi azaldıkça birim alana düşen enerji miktarı azaldığından sıcaklık değerleri düşer. Güneş ışınlarının yere değme açısı zamana ve yere göre farklılık gösterir.

Işınların yere değme açısını etkileyen faktörler şunlardır:

a) Dünya’nın Şekli


Yerin küresel şekli, her enlemin güneş ışınlarını farklı açılarla almasına neden olur. Güneş ışınları Dünya’nın yörüngesine (Ekliptik) paralel olarak gelirler. Ekliptik’e paralel gelen ışık demetleri, Ekvator çevresine dik açılarla düşerken, kutuplara doğru gittikçe daha dar açılarla yer yüzüne düşer. Güneş ışınlarının geliş açısının değişimine bağlı olarak, aynı güçte enerji taşıyan ışık demetleri Ekvator çevresini daha fazla ısıtıp aydınlatırken, kutuplar çevresinde daha geniş alanları ısıtıp aydınlatır. Böylece birim alana düşen enerji miktarı Ekvator’dan kutuplara doğru gittikçe azalır ve buna bağlı olarak sıcaklık değerleri düşer.

b) Dünyanın Yıllık Hareketi ve Eksen Eğikliği


Dünya’nın yörüngesinden geçen ekliptik düzlemi ile Ekvator düzlemi çakışık değildir. Aralarında değişmeyen 23° 27′ lık bir açı vardır. Bu açı nedeniyle güneş ışınlarının dik düştüğü noktalar yıl içinde Ekvator’dan eğilik açısı kadar kuzeye ve güneye kayar. Böylece güneş ışınları, dönencelere yıl içinde bir defa dönenceler arasına ise iki defa dik düşer. Güneş ışınlarının dik düştüğü noktaların yıl içerisinde değişmesi, Dünya üzerinde diğer herhangi bir noktada da güneş ışınlarının geliş açısının değişmesine neden olur. Böylece herhangi bir noktaya güneş ışınlarının dik geldiği dönemlerde sıcaklık değerleri arttığından yaz yaşanır. Eksen eğikliği sonucunda Türkiye’de ve KYK’de haziran, temmuz, ağustos ayları güneş ışınları daha dik geldiği için sıcak olurken, aynı dönem GYK’ye güneş ışınları eğik geldiği için kış mevsimini oluşturur.

c) Dünya’nın Günlük Hareketi


Dünya'nın şekline bağlı olarak tam yarısı karanlık, bir tam yarısı da aydınlıktır. Dünya'nın 24 saat içinde ekseni çevresindeki dönüşünü tamamlaması, karanlık taraf ile aydınlık tarafın yer değiştirmesine neden olur.
Güneş’ten doğrudan alınan enerji geceleri sıfıra indiğinden, ışıma nedeniyle ısı enerjisi sürekli kaybedildiğinden sıcaklık değerleri sürekli olarak düşer.Gün içerisinde en düşük sıcaklık bu nedenle gecenin son anıdır.Güneş’in ufukta görünmeye başlamasıyla sıcaklık değerleri tekrar yükselmeye başlar.
Günün en sıcak anı ise, güneş ışınlarının en dik açıyla geldiği öğle vakti değildir. Öğle vakti, birim alana düşen enerji miktarının en yüksek olduğu andır. Ancak bu andan itibaren birim alana düşen enerji miktarı azalmasına rağmen, kazanılan toplam enerji, kaybedilen enerjiden yüksektir. Bu nedenle sıcaklık değerleri yükselmeye devam eder. Bu durum yaklaşık iki saat kadar sürer ve en sıcak an, yaklaşık yerel saat 14:00 sularında yaşanır.

d) Bakı ve Eğim


Herhangi bir noktanın güneş ışınlarına olan konumuna baki denir. Güneşe dönük yamaçlar, güneş ışınlarını daha dik açıyla alacaklarından, sıcaklığı etkileyen diğer şartların eşit olduğu diğer bir yamaca göre daha yüksek sıcaklıklara sahiptirler. Güneş’e dönük olmayan yamaçlar ise güneş ışınlarını daha dar alçıya alacaklarından, sıcaklık değerleri daha düşüktür.
Dönenceler arasında dağların her iki yamacı yılın bir döneminde güneş ışınlarını daha dik açıyla aldığından, bakının etkisi belirgin olarak görülmez. Kutuplara yakın bölgelerde güneş ışınlarının çok dar açıyla gelmesi bakının etkisini azalttığından, dağların her iki yamacı da düşük sıcaklıklara sahiptir.
Bakı tarafında güneşlenme süresi uzun, güneş ışınlarının geliş açısı fazla, güneş ışınlarının tutulma oranı daha az ve yerleşme daha fazladır. Örneğin Türkiye’deki dağların bakısı sürekli güney yönlüdür. Bunun sebebi Türkiye’nin 36° — 42° kuzey enlemleri arasında olması ve dolayısıyla Güneş ışınlarını güneyden almasıdır. Bu durumu matematik konum ile açıklamak mümkündür.

2) Güneşlenme Süresi


Güneşlenme süresi arttıkça sıcaklıklarda artma görülür. Yaz aylarında güneşlenme süresi uzun olduğundan sıcaklık değerleri yüksektir. Yine gün içinde en yüksek sıcaklıkların tam öğle vaktinde değil, öğleden birkaç saat sonra olması güneşlenme süresi ile ilgilidir. Geceleri ise, Güneş’ten enerji alınmadığı için sıcaklıklarda azalma görülür. Bu nedenle günün en soğuk anı, sabahleyin Güneş doğmadan önceki andır.
Güneşlenme süresini daha iyi anlamanız için bir örnek verelim. Gündüz süresinin 12 saat olduğu bir günde, gökyüzü 2 saat süreyle kapanmıştır. Bu durumda güneşlenme süresi kaç saat olur? Güneşlenme süresi güneşi gördüğümüz süreye eşittir. 12 saat içinde – 2 saat hava kapandığına göre = güneşlenme süresi 10 saattir. Bir gün süreyle sabahtan – akşama kadar yağmur yağsa güneş hiç açmasa güneşlenme süresi o gün için 0 (sıfır) saat olur. Bu yüzdendir ki Türkiye’de güneşlenme süresi en az Karadeniz bölgesindedir.

3) Yükselti


Dünya yerden yansıyan ışınlarla ısınır. Yeryüzü şekillerinin yükselti ve bakı gibi özellikleri, sıcaklığı önemli ölçüde etkiler. Sıcaklık atmosferde yükseldikçe düşer ve yükseklere çıkıldıkça atmosferin yoğunluğu, nem oranı ve kalınlığı azalır.
Bu nedenle, yüksek kesimler güneşten daha fazla enerji aldıkları halde ışıma ile daha fazla enerji kaybettiklerinden sıcaklık değişimi daha fazladır. Gündüz kısa sürede ısınan bu yerler gece hızlıca soğurlar.
Yükseldikçe sıcaklık her 200 metrede yaklaşık olarak 1 derece azalır. Örneğin, deniz seviyesinde sıcaklık 24 derece iken 1800 metre yükseğe çıkılırsa sıcaklık 9 derece azalarak 15 dereceye düşer.

4) Nem


Su buharı (nem), Güneş’ten gelen ışınları alıkoyma ve özellikle yeryüzünden yansıyan ışınları tutma gibi etkileri vardır. Başka bir deyişle atmosferdeki su buharı yeryüzündeki ısının uzaya kaçmasını engeller, yavaşlatır. Bu nedenle havadaki su buharının fazla olduğu yerlerde, hava daha yavaş ısınır ve daha yavaş soğur. Bu şekilde ısı değişimin az olması sıcaklık farklarının da az olmasını beraberinde getirir.
Örneğin, su buharı bakımından zengin olan deniz kenarları, yağışlı bölgeler, tropikal orman alanları ve çevresine göre alçakta kalan yerlerde günlük ve yıllık sıcaklık farkları daha azdır. Buna karşılık su buharı bakımından fakir olan çöller, kara içleri ve yüksek yerlerde sıcaklık farkları daha fazladır.

5) Okyanus Akıntıları


Okyanus akıntıları, ilk harekete geçtikleri denizlerin sıcaklıklarını, ulaştıkları alanlara taşırlar. Buna bağlı olarak dünya sıcaklık dağılımını etkilerler. Öncelikle farklı iklim bölgeleri arasında görülen akıntılar sıcaklıkları daha belirgin olarak değiştirirler.
Örneğin, Batı Rüzgarlarının etkisiyle oluşan Gulf Stream sıcak su akıntısı Meksika körfezinin sıcak sularını Kuzeybatı Avrupa kıyılarına kadar taşıyarak bu kıyılardaki ülkelerin (İngiltere, İrlanda, Norveç …) iklimini ılımanlaştırır. İngiltere, Türkiye’ye göre çok daha kuzeyde bir ülkedir. Normal koşullarda enlemin etkisine de bağlı olarak İngiltere’nin, Türkiye’den soğuk olması gerekir. Ancak sıcak su akıntısının etkisiyle kışlar İngiltere’de daha ılıman geçer.

6) Rüzgarlar


Hava kütleleri üzerinde bulunduğu yüzeylerin sıcaklıklarından etkilenirler. Hava kütleleri, sahip oldukları sıcaklıkları ulaştıkları alanlara taşırlar.
Bu nedenle, hareket halindeki hava kütlesi sıcaklık dağılışını doğrudan etkiler. Enlem-sıcaklık ilişkisine bağlı olarak yüksek enlemlerden alçak enlemlere doğru esen rüzgarlar, sıcaklık değerlerini düşürürken alçak enlemlerden yüksek enlemlere doğru esen rüzgarlar sıcaklığı arttırıcı etki yaparlar. Fön karakteri kazanmış rüzgarlar da en son ulaştıkları alanlarda sıcaklığı arttırırlar.

7) Kara ve Denizlerin Dağılışı


Aynı miktarda güneş enerjisi alan karalar ve denizler aynı derecede ısınmazlar. Karalar denizlere oranla daha fazla ve çabuk ısınırken, denizler daha az ve geç ısınırlar. Yine karalar denizlere oranla daha fazla ve çabuk soğurken, denizler daha az ve geç soğurlar.
  • KYK’de karaların en sıcak olduğu ay temmuz, denizlerde Ağustos ayıdır.
  • KYK’de karaların en soğuk olduğu ay ocak, denizlerde Şubat ayıdır.
  • GYK’de karaların en soğuk olduğu ay temmuz, denizlerde Ağustos ayıdır.
  • GYK’de karaların en sıcak olduğu ay ocak, denizlerde Şubat ayıdır.
Bir diğer nokta KYK’de karalar daha fazla olduğu için KYK yazları daha sıcak, kışları daha soğuk olur. GYK’de denizler daha fazla olduğu için KYK kadar ısınmaz ve soğumaz. KYK daha karasal, GYK ise daha denizel bir özellik gösterir kara ve denizlerin dağılışından dolayı.

8) Bitki Örtüsü


Bitki örtüsü, güneş ışınlarının bir kısmını emerek gündüz yerin fazla ısınmasını önler. Gece ise, yerden ışıyan sıcaklığın bir bölümünü tutarak fazla soğumayı engeller. Bunun sonucunda, bitki örtüsünün gür olduğu alanlar ile seyrek olduğu alanlar arasında, sıcaklığın dağılışı açısından önemli farklar ortaya çıkar.

Son düzenleyen Safi; 2 Ekim 2018 15:01
Mira - avatarı
Mira
VIP VIP Üye
20 Mayıs 2014       Mesaj #2
Mira - avatarı
VIP VIP Üye
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
Yeryüzünde sıcaklık dağılışına neden olan faktörler şunlardır:

Sponsorlu Bağlantılar

1) Güneş Işınlarının Geliş Açısı


Yer yüzünde sıcaklık dağılışını etkileyen en önemli faktör, güneş ışınlarının geliş açısıdır. Çünkü; güneşten birim alana düşen enerji miktarı, güne ışınlarının geliş açısına göre değişir. Güneş ışınlarının yere değme açısı büyüdükçe, birim alana düşen enerji miktarı artar ve sıcaklık değeri yükselir.Güneş ışınlarının yere düşmesi azaldıkça birim alana düşen enerji miktarı azaldığından sıcaklık değerleri düşer. Güneş ışınlarının yere değme açısı zamana ve yere göre farklılık gösterir.

Işınların yere değme açısını etkileyen faktörler şunlardır:

a) Dünya’nın Şekli


Yerin küresel şekli, her enlemin güneş ışınlarını farklı açılarla almasına neden olur. Güneş ışınları Dünya’nın yörüngesine (Ekliptik) paralel olarak gelirler. Ekliptik’e paralel gelen ışık demetleri, Ekvator çevresine dik açılarla düşerken, kutuplara doğru gittikçe daha dar açılarla yer yüzüne düşer. Güneş ışınlarının geliş açısının değişimine bağlı olarak, aynı güçte enerji taşıyan ışık demetleri Ekvator çevresini daha fazla ısıtıp aydınlatırken, kutuplar çevresinde daha geniş alanları ısıtıp aydınlatır. Böylece birim alana düşen enerji miktarı Ekvator’dan kutuplara doğru gittikçe azalır ve buna bağlı olarak sıcaklık değerleri düşer.

b) Dünyanın Yıllık Hareketi ve Eksen Eğikliği


Dünya’nın yörüngesinden geçen ekliptik düzlemi ile Ekvator düzlemi çakışık değildir. Aralarında değişmeyen 23° 27′ lık bir açı vardır. Bu açı nedeniyle güneş ışınlarının dik düştüğü noktalar yıl içinde Ekvator’dan eğilik açısı kadar kuzeye ve güneye kayar. Böylece güneş ışınları, dönencelere yıl içinde bir defa dönenceler arasına ise iki defa dik düşer. Güneş ışınlarının dik düştüğü noktaların yıl içerisinde değişmesi, Dünya üzerinde diğer herhangi bir noktada da güneş ışınlarının geliş açısının değişmesine neden olur. Böylece herhangi bir noktaya güneş ışınlarının dik geldiği dönemlerde sıcaklık değerleri arttığından yaz yaşanır. Eksen eğikliği sonucunda Türkiye’de ve KYK’de haziran, temmuz, ağustos ayları güneş ışınları daha dik geldiği için sıcak olurken, aynı dönem GYK’ye güneş ışınları eğik geldiği için kış mevsimini oluşturur.

c) Dünya’nın Günlük Hareketi


Dünya'nın şekline bağlı olarak tam yarısı karanlık, bir tam yarısı da aydınlıktır. Dünya'nın 24 saat içinde ekseni çevresindeki dönüşünü tamamlaması, karanlık taraf ile aydınlık tarafın yer değiştirmesine neden olur.
Güneş’ten doğrudan alınan enerji geceleri sıfıra indiğinden, ışıma nedeniyle ısı enerjisi sürekli kaybedildiğinden sıcaklık değerleri sürekli olarak düşer.Gün içerisinde en düşük sıcaklık bu nedenle gecenin son anıdır.Güneş’in ufukta görünmeye başlamasıyla sıcaklık değerleri tekrar yükselmeye başlar.
Günün en sıcak anı ise, güneş ışınlarının en dik açıyla geldiği öğle vakti değildir. Öğle vakti, birim alana düşen enerji miktarının en yüksek olduğu andır. Ancak bu andan itibaren birim alana düşen enerji miktarı azalmasına rağmen, kazanılan toplam enerji, kaybedilen enerjiden yüksektir. Bu nedenle sıcaklık değerleri yükselmeye devam eder. Bu durum yaklaşık iki saat kadar sürer ve en sıcak an, yaklaşık yerel saat 14:00 sularında yaşanır.

d) Bakı ve Eğim


Herhangi bir noktanın güneş ışınlarına olan konumuna baki denir. Güneşe dönük yamaçlar, güneş ışınlarını daha dik açıyla alacaklarından, sıcaklığı etkileyen diğer şartların eşit olduğu diğer bir yamaca göre daha yüksek sıcaklıklara sahiptirler. Güneş’e dönük olmayan yamaçlar ise güneş ışınlarını daha dar alçıya alacaklarından, sıcaklık değerleri daha düşüktür.
Dönenceler arasında dağların her iki yamacı yılın bir döneminde güneş ışınlarını daha dik açıyla aldığından, bakının etkisi belirgin olarak görülmez. Kutuplara yakın bölgelerde güneş ışınlarının çok dar açıyla gelmesi bakının etkisini azalttığından, dağların her iki yamacı da düşük sıcaklıklara sahiptir.
Bakı tarafında güneşlenme süresi uzun, güneş ışınlarının geliş açısı fazla, güneş ışınlarının tutulma oranı daha az ve yerleşme daha fazladır. Örneğin Türkiye’deki dağların bakısı sürekli güney yönlüdür. Bunun sebebi Türkiye’nin 36° — 42° kuzey enlemleri arasında olması ve dolayısıyla Güneş ışınlarını güneyden almasıdır. Bu durumu matematik konum ile açıklamak mümkündür.

2) Güneşlenme Süresi


Güneşlenme süresi arttıkça sıcaklıklarda artma görülür. Yaz aylarında güneşlenme süresi uzun olduğundan sıcaklık değerleri yüksektir. Yine gün içinde en yüksek sıcaklıkların tam öğle vaktinde değil, öğleden birkaç saat sonra olması güneşlenme süresi ile ilgilidir. Geceleri ise, Güneş’ten enerji alınmadığı için sıcaklıklarda azalma görülür. Bu nedenle günün en soğuk anı, sabahleyin Güneş doğmadan önceki andır.
Güneşlenme süresini daha iyi anlamanız için bir örnek verelim. Gündüz süresinin 12 saat olduğu bir günde, gökyüzü 2 saat süreyle kapanmıştır. Bu durumda güneşlenme süresi kaç saat olur? Güneşlenme süresi güneşi gördüğümüz süreye eşittir. 12 saat içinde – 2 saat hava kapandığına göre = güneşlenme süresi 10 saattir. Bir gün süreyle sabahtan – akşama kadar yağmur yağsa güneş hiç açmasa güneşlenme süresi o gün için 0 (sıfır) saat olur. Bu yüzdendir ki Türkiye’de güneşlenme süresi en az Karadeniz bölgesindedir.

3) Yükselti


Dünya yerden yansıyan ışınlarla ısınır. Yeryüzü şekillerinin yükselti ve bakı gibi özellikleri, sıcaklığı önemli ölçüde etkiler. Sıcaklık atmosferde yükseldikçe düşer ve yükseklere çıkıldıkça atmosferin yoğunluğu, nem oranı ve kalınlığı azalır.
Bu nedenle, yüksek kesimler güneşten daha fazla enerji aldıkları halde ışıma ile daha fazla enerji kaybettiklerinden sıcaklık değişimi daha fazladır. Gündüz kısa sürede ısınan bu yerler gece hızlıca soğurlar.
Yükseldikçe sıcaklık her 200 metrede yaklaşık olarak 1 derece azalır. Örneğin, deniz seviyesinde sıcaklık 24 derece iken 1800 metre yükseğe çıkılırsa sıcaklık 9 derece azalarak 15 dereceye düşer.

4) Nem


Su buharı (nem), Güneş’ten gelen ışınları alıkoyma ve özellikle yeryüzünden yansıyan ışınları tutma gibi etkileri vardır. Başka bir deyişle atmosferdeki su buharı yeryüzündeki ısının uzaya kaçmasını engeller, yavaşlatır. Bu nedenle havadaki su buharının fazla olduğu yerlerde, hava daha yavaş ısınır ve daha yavaş soğur. Bu şekilde ısı değişimin az olması sıcaklık farklarının da az olmasını beraberinde getirir.
Örneğin, su buharı bakımından zengin olan deniz kenarları, yağışlı bölgeler, tropikal orman alanları ve çevresine göre alçakta kalan yerlerde günlük ve yıllık sıcaklık farkları daha azdır. Buna karşılık su buharı bakımından fakir olan çöller, kara içleri ve yüksek yerlerde sıcaklık farkları daha fazladır.

5) Okyanus Akıntıları


Okyanus akıntıları, ilk harekete geçtikleri denizlerin sıcaklıklarını, ulaştıkları alanlara taşırlar. Buna bağlı olarak dünya sıcaklık dağılımını etkilerler. Öncelikle farklı iklim bölgeleri arasında görülen akıntılar sıcaklıkları daha belirgin olarak değiştirirler.
Örneğin, Batı Rüzgarlarının etkisiyle oluşan Gulf Stream sıcak su akıntısı Meksika körfezinin sıcak sularını Kuzeybatı Avrupa kıyılarına kadar taşıyarak bu kıyılardaki ülkelerin (İngiltere, İrlanda, Norveç …) iklimini ılımanlaştırır. İngiltere, Türkiye’ye göre çok daha kuzeyde bir ülkedir. Normal koşullarda enlemin etkisine de bağlı olarak İngiltere’nin, Türkiye’den soğuk olması gerekir. Ancak sıcak su akıntısının etkisiyle kışlar İngiltere’de daha ılıman geçer.

6) Rüzgarlar


Hava kütleleri üzerinde bulunduğu yüzeylerin sıcaklıklarından etkilenirler. Hava kütleleri, sahip oldukları sıcaklıkları ulaştıkları alanlara taşırlar.
Bu nedenle, hareket halindeki hava kütlesi sıcaklık dağılışını doğrudan etkiler. Enlem-sıcaklık ilişkisine bağlı olarak yüksek enlemlerden alçak enlemlere doğru esen rüzgarlar, sıcaklık değerlerini düşürürken alçak enlemlerden yüksek enlemlere doğru esen rüzgarlar sıcaklığı arttırıcı etki yaparlar. Fön karakteri kazanmış rüzgarlar da en son ulaştıkları alanlarda sıcaklığı arttırırlar.

7) Kara ve Denizlerin Dağılışı


Aynı miktarda güneş enerjisi alan karalar ve denizler aynı derecede ısınmazlar. Karalar denizlere oranla daha fazla ve çabuk ısınırken, denizler daha az ve geç ısınırlar. Yine karalar denizlere oranla daha fazla ve çabuk soğurken, denizler daha az ve geç soğurlar.
  • KYK’de karaların en sıcak olduğu ay temmuz, denizlerde Ağustos ayıdır.
  • KYK’de karaların en soğuk olduğu ay ocak, denizlerde Şubat ayıdır.
  • GYK’de karaların en soğuk olduğu ay temmuz, denizlerde Ağustos ayıdır.
  • GYK’de karaların en sıcak olduğu ay ocak, denizlerde Şubat ayıdır.
Bir diğer nokta KYK’de karalar daha fazla olduğu için KYK yazları daha sıcak, kışları daha soğuk olur. GYK’de denizler daha fazla olduğu için KYK kadar ısınmaz ve soğumaz. KYK daha karasal, GYK ise daha denizel bir özellik gösterir kara ve denizlerin dağılışından dolayı.

8) Bitki Örtüsü


Bitki örtüsü, güneş ışınlarının bir kısmını emerek gündüz yerin fazla ısınmasını önler. Gece ise, yerden ışıyan sıcaklığın bir bölümünü tutarak fazla soğumayı engeller. Bunun sonucunda, bitki örtüsünün gür olduğu alanlar ile seyrek olduğu alanlar arasında, sıcaklığın dağılışı açısından önemli farklar ortaya çıkar.

Son düzenleyen Safi; 2 Ekim 2018 15:23
theMira

Benzer Konular

23 Ocak 2016 / Misafir Cevaplanmış
4 Aralık 2008 / Ziyaretçi Cevaplanmış