Arama

Eski Türklerde ölüm gelenekleri hakkında bilgi verir misiniz?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 20 Ocak 2014 Gösterim: 2.763 Cevap: 1
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
3 Nisan 2011       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Eski Türklerde ölüm gelenekleri hakkında bilgi verir misiniz?
EN İYİ CEVABI Mira verdi
Eski Türklerde Ölüm ve Ölüm Gelenekleri

Sponsorlu Bağlantılar
Şamanist Türkler ölümün kötü ruhlardan kaynaklandığına inanırlar. Altay Türklerine göre, yeraltı dünyasının Tanrısı Erlik yeryüzüne gönderdiği görevlileri aracılığıyla insanların ruhlarını alarak hayatlarına son verirdi. Yakutlara göre ise ölüm, ruhun kötü ruhlar tarafından kapılıp yenmesidir. Bu ruhlar ise daha önce ölen atalarının serserice yeryüzünde dolaşan ruhlarıdır. Altaylılar üzüt, Yakutlar ise iör derler. Kazan Müslümanları ise buna ürek derler.
Eski Türkler can ve ruh mefhumunu genel olarak tın (yani nefes) kelimesiyle ifade etmişlerdir. Ancak genel olarak insanın ölürken canının bir kuş gibi uçup gittiği varsayılır. Orhun Kitabeleri'nde ölmek; uçmak, uçup gitmek olarak anlatılmıştır. Herhangi birinin ölümünden söz ederken ölmek kelimesi yerine kuşu uçtu ifadesi kullanılırmış.
Eski Türkler, ölen kişinin ruhunun, şaman tarafından özel bir merasimle yeraltı dünyasına götürülünceye kadar evde dolaştığına inanırlar; çünkü onlara göre ölü çevresinde olup bitenden haberdardır. Bu yüzden akrabalarına zarar verebileceği düşünülen ölü, merasimlerde etkisiz hale getirilmelidir. Türklerin ölülerini nasıl gömdüklerine gelince en sağlıklı ve eski bilgileri Çin kaynaklarından edinebilmekteyiz. Çin kaynaklarına göre, Türk uluslarında aşağı yukarı aynı devirlerde çeşitli gömme adetleri görüyoruz; yakma, ağaca asma, toprağa gömme.
Gök Türkler ölüyü çadıra korlar. Oğulları, torunları, erkek-kadın başka akrabası, atlar ve koyunlar keserler ve çadırın önüne sererler. Ölü bulunan çadırın etrafında at üzerinde yedi defa dolaşırlar. Kapının önünde bıçakla yüzlerini kesipkanlı gözyaşı dökerler.
Bu töreni yedi defa tekrar ederler. Sonra belli bir günde ölünün bindiği atı, kullandığı bütün eşyasını kendisiyle beraber ateşte yakarlar; külünü belli bir günde mezara gömerler.
İlkbaharda ölenleri sonbaharda, otların ve yaprakların sarardığı zaman gömerler. Kışın veya güzün ölenleri çiçeklerin açıldığı zaman (ilkbaharda) gömerler. Defin gününde ölünün akrabası, tıpkı öldüğü günde yaptıkları gibi, at üzerinde gezer ve yüzlerini keser, ağlarlar.
Mezar üzerinde kurulan yapının duvarlarına ölünün resmini, hayatında yaptığı savaşların tasvirini yaparlar. Türklerde bulunan bu balbal geleneğine uygun olarak "ölü" ömründe bir adam öldürmüş ise mezar üzerine bir taş korlar.
İnanışa göre, bir adamın öldürdüğü kimse veya kimseler, cennette öldürenin hizmetçileri olacaklardır.
Gömülme işi bittikten sonra, ölünün atları kesilerek yenirdi ki, bu da Türk kavimlerinde görülen yuğu aşı veya ölü aşı geleneği idi. Bu atların ve kurban edilen koyunların kafaları ise kazıklara asılırdı.

Son düzenleyen Mira; 20 Ocak 2014 13:52 Sebep: Soru düzenlendi.
Mira - avatarı
Mira
VIP VIP Üye
12 Aralık 2012       Mesaj #2
Mira - avatarı
VIP VIP Üye
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
Eski Türklerde Ölüm ve Ölüm Gelenekleri

Sponsorlu Bağlantılar
Şamanist Türkler ölümün kötü ruhlardan kaynaklandığına inanırlar. Altay Türklerine göre, yeraltı dünyasının Tanrısı Erlik yeryüzüne gönderdiği görevlileri aracılığıyla insanların ruhlarını alarak hayatlarına son verirdi. Yakutlara göre ise ölüm, ruhun kötü ruhlar tarafından kapılıp yenmesidir. Bu ruhlar ise daha önce ölen atalarının serserice yeryüzünde dolaşan ruhlarıdır. Altaylılar üzüt, Yakutlar ise iör derler. Kazan Müslümanları ise buna ürek derler.
Eski Türkler can ve ruh mefhumunu genel olarak tın (yani nefes) kelimesiyle ifade etmişlerdir. Ancak genel olarak insanın ölürken canının bir kuş gibi uçup gittiği varsayılır. Orhun Kitabeleri'nde ölmek; uçmak, uçup gitmek olarak anlatılmıştır. Herhangi birinin ölümünden söz ederken ölmek kelimesi yerine kuşu uçtu ifadesi kullanılırmış.
Eski Türkler, ölen kişinin ruhunun, şaman tarafından özel bir merasimle yeraltı dünyasına götürülünceye kadar evde dolaştığına inanırlar; çünkü onlara göre ölü çevresinde olup bitenden haberdardır. Bu yüzden akrabalarına zarar verebileceği düşünülen ölü, merasimlerde etkisiz hale getirilmelidir. Türklerin ölülerini nasıl gömdüklerine gelince en sağlıklı ve eski bilgileri Çin kaynaklarından edinebilmekteyiz. Çin kaynaklarına göre, Türk uluslarında aşağı yukarı aynı devirlerde çeşitli gömme adetleri görüyoruz; yakma, ağaca asma, toprağa gömme.
Gök Türkler ölüyü çadıra korlar. Oğulları, torunları, erkek-kadın başka akrabası, atlar ve koyunlar keserler ve çadırın önüne sererler. Ölü bulunan çadırın etrafında at üzerinde yedi defa dolaşırlar. Kapının önünde bıçakla yüzlerini kesipkanlı gözyaşı dökerler.
Bu töreni yedi defa tekrar ederler. Sonra belli bir günde ölünün bindiği atı, kullandığı bütün eşyasını kendisiyle beraber ateşte yakarlar; külünü belli bir günde mezara gömerler.
İlkbaharda ölenleri sonbaharda, otların ve yaprakların sarardığı zaman gömerler. Kışın veya güzün ölenleri çiçeklerin açıldığı zaman (ilkbaharda) gömerler. Defin gününde ölünün akrabası, tıpkı öldüğü günde yaptıkları gibi, at üzerinde gezer ve yüzlerini keser, ağlarlar.
Mezar üzerinde kurulan yapının duvarlarına ölünün resmini, hayatında yaptığı savaşların tasvirini yaparlar. Türklerde bulunan bu balbal geleneğine uygun olarak "ölü" ömründe bir adam öldürmüş ise mezar üzerine bir taş korlar.
İnanışa göre, bir adamın öldürdüğü kimse veya kimseler, cennette öldürenin hizmetçileri olacaklardır.
Gömülme işi bittikten sonra, ölünün atları kesilerek yenirdi ki, bu da Türk kavimlerinde görülen yuğu aşı veya ölü aşı geleneği idi. Bu atların ve kurban edilen koyunların kafaları ise kazıklara asılırdı.

theMira

Benzer Konular

16 Haziran 2011 / ThinkerBeLL Türkiye Cumhuriyeti
18 Şubat 2014 / Misafir Soru-Cevap
17 Eylül 2010 / ThinkerBeLL Mitoloji
23 Eylül 2013 / Misafir Cevaplanmış
1 Mart 2009 / ThinkerBeLL Mitoloji