Arama

Ses bilgisi ve yazım kuralları nelerdir?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 18 Mart 2017 Gösterim: 2.929 Cevap: 1
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
18 Mart 2013       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Ses bilgisi ve yazım kuralları nelerdir?
EN İYİ CEVABI Efulim verdi
SES BİLGİSİ, YAZIM (İMLA) KURALLARI
Dilimizdeki harfler, söylenişlerine göre iki kısma ayrılır:
Sponsorlu Bağlantılar

a) Ünsüz (sessiz) Harfler

Ses yolunda engelle karşılaşan harflerdir. Ünsüzler, sonlarına eklenen “-e”, yardımıyla söylenir:
B Ş be, f Ş fe, p Ş pe, t Ş te, z Ş ze…

b) Ünlü(sesli) Harfler
Ses yolunda hiçbir engelle karşılaşmadan çıkarılan seslerdir. Ünlüler, başka bir harfin yardımına gerek duyulmadan çıkarılır:
a, e, ı, ü...

I. Ünsüz Harfler
Ünsüz harfler sertlik-yumuşaklık ve süreklilik-süreksizlik bakımından gruplara ayrılır:

a) Sert ünsüzler :
ç,f-h-k-p-s-ş-t
b) Yumuşak ünsüzler : b-c-d,g-ğ-j-l-m,n-r,v,y,z

Not:
“Fıstıkçı Şahap; Efe Paşa çok hasta; Hoşafı iç tası kapa” sözlerinde sert ünsüzler bir arada yer alır.

II. Ünlü Harfler
Dilimizde 8 tane ünlü harf vardır: a-e-ı-i-o-ö-u-ü. Bunlar, kalınlık-incelik, darlık-genişlik, düzlük-yuvarlık özelliklerine göre gruplara ayrılır.

A) İncelik-Kalınlık:
a) İnce Ünlüler: e-i-ö-ü
b) Kalın Ünlüler: a-ı-o-u
B) Genişlik-Darlık:
a) Geniş ünlüler: a-e-o-ö
b) Dar ünlüler: ı-i-u-ü
C) Düzlük-Yuvarlaklık:
a) Düz Ünlüler: a-e-ı-i
b) Yuvarlak Ünlüler: o-ö-u-ü

Notlar:

1. Türkçede bazı tek heceli sözcükler dışında, hece ve kelime sonunda b, c, d, g ünsüzleri bulunmaz. Diğer dillerden gelen kelimelerin sonundaki bu harfler p, ç, t, k olur: serab Ş serap, harac Ş haraç, Ahmed Ş Ahmet…
2. Dilimizde (j) sesi yoktur. Jandarma, Jale, Ajlan gibi kelimeler Türkçe değildir.
3. Türkçe sözcüklerde inceltme ( uzatma) işareti yoktur. Mahkûm, hâlâ, rüzgâr , dükkân… gibi kelimeler Türkçe değildir.
4. Her hecede en fazla bir ünlü bulunur: ya-zıl-mış, a-ra-ba- lar…

ÜNLÜ UYUMLARI
Türkçede iki ünlü uyumu söz konusudur. Sözcükler, içlerinde bulunan ünlülerin kalınlık-inceliğine ve düzlük-yuvarlaklığına göre incelenir. Bunların biri “Büyük Ünlü Uyumu”, öteki ise “Küçük Ünlü Uyumu”dur.

I. Büyük Ünlü Uyumu

Dilimizdeki büyük ünlü uyumu, sözcüklerdeki ünlülerin kalınlık-inceliğine dayanır. Buna göre, bir kelimede bulunan ünlülerin hepsi ince veya hepsi kalınsa böyle kelimeler büyük ünlü uyumuna uyar. Buna karşılık, bir kelimede hem kalın hem de ince ünlü bulunursa böyle kelimeler büyük ünlü uyumuna uymaz.
Aşağıdaki sözcükler büyük ünlü uyumuna uyar:
Türkçe, öğrenci, güvercin, yazık, duvar, soyguncular...
Aşağıdaki sözcükler büyük ünlü uyumuna aykırıdır:
Paris, beyaz, ticaret, komik, zafer, kimyon, sinema...

Açıklamalar

1. Türkçedeki bazı ekler büyük ünlü uyumunu bozar. Böyle ke- limelerde aslında kelimenin kök veya gödesi uyuma uyarken, gelen ekin, uyumu bozduğu görülür:
a) –daş: meslektaş, fikirdaş…
b) –ken: yazarken, konuşurken, ağlarken…
c) –ki: onunki, akşamki, oradaki…
d) –yor: geliyor, biliyor, gülüyor…
e) –leyin: akşamleyin, sabahleyin…
f) –(i) mtırak: yeşilimtırak, ekşimtırak…

2. Aslında Türkçe olan bazı sözcükler zamanla bazı ses değişiklikleri yüzünden büyük ünlü uyumuna aykırı duruma gelebilir:
alma Ş elma, ana Ş anne, karındaş Ş kardaş Ş kardeş…

3. Birleşik sözcüklerde de genellikle bu uyum görülmez: babayiğit, Beşiktaş, demirbaş, hanımeli, Yalıköy…
4. Yabancı dillerden gelen sözcükler genellikle büyük ünlü uyumuna aykırıdır:
kitap, video, ihtimal, tiyatro, kabiliyet, karakter…

Not:
Bunun istisnaları da vardır:
şahıs, sabır, laboratuvar, cehennem…

II. Küçük Ünlü Uyumu
Türkçede küçük ünlü uyumu, kelimelerdeki ünlülerin düzlük- yuvarlaklığına dayanır. Küçük ünlü uyumunu iki aşamada incelemek mümkündür:

a)
Sözcüğün ilk hecesinde düz ünlü (a-e-ı-i) varsa sonraki hecelerde bulunan ünlüler de düz olmalıdır:
sarılık, bırakmak…

b)
Sözcüğün ilk hecesinde yuvarlak ünlü (o-ö-u-ü) varsa sonraki hecelerde ya dar-yuvarlak (u-ü) veya düz-geniş (a-e) ünlü bulunur:
roman, köpek, duvar, güney, doğu, kömür…

Açıklamalar:

1. Küçük ünlü uyumuna göre Türkçe kelimelerin sadece ilk hecelerinde (o-ö) ünlüleri bulunabilir. Sonraki hecelerinde (o-ö) ünlüleri bulunan sözcükler Türkçe değildir ve küçük ünlü uyumuna aykırıdır:
tampon, milyon, kupon...
2. “-yor” eki Türkçe olduğu halde küçük ünlü uyumunu daima bozar:
geliyor, yazıyor, seviyordum…
3. Tek heceli sözcüklerde ve bileşik sözcüklerde ünlü uyumu aranmaz.

SES OLAYLARI

Ses olayları, genel özellikleri bakımından sözcüklere söyleniş kolaylığı kazandırmak amacına yöneliktir. Türkçe sözcüklerde ve eklerde kimi zaman ünlülere, kimi zaman da ünsüzlere dayanan ses olayları meydana gelir. Türkçedeki ses olayları şunlardır:

1. Kaynaşma
Türkçe sözcüklerde iki ünlü arka arkaya gelmez. Bu nedenle ünlüyle biten bir kelimeye yine ünlüyle başlayan bir ek gelirse bu iki ünlü arasına (y-ş-s-n) kaynaştırma harflerinden biri girer. Bu olaya kaynaşma denir.

Örnekler:
araba-a Ş arabaya, para-ı Ş parayı, iki-er Ş ikişer, yedi-er Ş yedişer, Ankara-a Ş Ankara’ya...

2. Ses Düşmesi
Sözcüklerin söylenişi sırasında kimi zaman bazı seslerin düştüğü görülür. Ses düşmesi ikiye ayrılır:

3. Ünlü Düşmesi (Orta Hece Düşmesi)

İki heceli olan ve ünsüzle biten bazı sözcüklerden sonra ünlüyle başlayan bir ek ya da yardımcı fiil gelirse sözcüğün ikinci hecesindeki ünlü düşer. Bu olaya ünlü düşmesi (orta hece düşmesi, hece düşmesi) denir.

Örnekler:
gönül-ü Ş gönlü, göğüs-ü Ş göğsü, alın-ı Ş alnı,
sabır etmek Ş sabretmek, kahır olmak Ş kahrolmak, güzel idi Ş güzeldi, gelir iken Ş gelirken…

Not 1:
Ünlüyle biten bir sözcüğe yine ünlüyle başlayan bir ek geldiğinde, iki ünlü arka arkaya bulunamayacağından ünlülerin biri düşer:
sarı-ar-mak Ş sararmak, kara-ar-mak Ş kararmak…

Not 2:
Sözcüklerin birleşmeleri esnasında da hece düşmesi görülebilir:
ne için Ş niçin?, ne asıl? Ş nasıl?, pazar ertesi Ş pazartesi, kahve altı Ş kahvaltı… gibi olaya aşınma denir.

4. Ünsüz (-k) Düşmesi

Sonunda (-k) ünsüzü bulunan sözcüklere küçültme ekleri (-cik, -cek, -rek) geldiğinde sözcüğün sonundaki (-k) ünsüzü düşer.
Örnekler: Küçük-cük Ş küçücük, minik-cik Ş minicik, ufakrak Ş ufarak...

5. Ünlü Daralması (Darlaşma)

Düz-geniş ünlülerden biriyle (a-e) biten bir filden sonra (-yor) eki gelirse fiilin sonunda (a) ünlüsü (ı) veya (u) ya; (e) ünlüsü (i) veya (ü) ye dönüşür.
Örnekler: gizle-yor Ş gizliyor, ağla-yor Ş ağlıyor, izle-yor Ş izliyor, boya-yor Ş boyuyor, bekle-yor Ş bekliyor...

Not:
“ De-mek” ve “yemek” eylemlerinin kökleri hem şimdiki zaman eki (-yor) hem de gelecek zaman eki (-ecek) aldıklarında ünlü darlaşmasına uğrar: de-yor Ş diyor, de-y-ecek Ş diyecek, yeyor Ş yiyor, ye-y-ecek Ş yiyecek.

6. Yumuşama (ünsüz yumuşaması)

Türkçede süreksiz sert ünsüzlerden (p-ç-t-k) biriyle biten sözcüklere ünlüyle başlayan bir ek gelirse, sözcüğün sonundaki (p-ç-t-k) ünsüzleri yumuşayarak (b-c-d-g/ğ) olur. Buna ünsüz yumuşaması (yumuşama) denir.
Örnekler: çorap-ım Ş çorabım, ayak-a Ş ayağa, ağaç-a Ş ağaca, umut-umuz Ş umudumuz…

Not 1:
Sonunda (-t) bulunan pek çok kelimede yumuşama olmaz:
sanat-ım Ş sanatım, surat-ın Ş suratım, boyut-u Ş boyutu,
millet-imiz Ş milletimiz...

Not 2:
Özel adlarda yumuşama sadece söyleyişte olur, yazılışta olmaz.

Not 3:
Tek heceli kelimelerle fiillerin kök ya da gövdelerinde genellikle yumuşama olmaz:
maç-a Ş maça, kart-ım Ş kartım, bak-ar Ş yakar, tak-acak Ş takacak, sat-acak Ş satacak...
Bunun istisnaları da vardır:
gitecek Ş gidecek...

7. Sertleşme (Ünsüz Benzeşmesi):
Sert ünsüzlerden biriyle (p-ç-t-k-f-h-s-ş) biten bir kelimeye (c-d-g) ile başlayan bir ek gelirse ekin başındaki yumuşak ünsüz sertleşir. (c-d-g)nin sertleşerek (ç-t-k) ye dönüşmesine sertleşme (ünsüz benzeşmesi, benzeşme) denir.
Örnekler: tabak-da Ş tabakta, yavaşca Ş yavaşça, içgi Ş içki, boş-du Ş boştu, kitap-cı Ş kitapçı, sabah-dan Ş sabahtan, sat-dı Ş sattı...

8. Ünsüz İkizleşmesi

Tek heceli olup da genellikle yabancı dillerden gelen bazı kelimelerden sonra ünlüyle başlayan bir ek veya yardımcı fiil geldiğinde kelimenin sonundaki ünsüz arka arkaya iki kez söylenir ve yazılır. Bu ses olayına “ünsüz ikizleşmesi” denir. Ünsüz ikizleşmesinde, ikinci kez tekrar edilen ünsüz, sonradan türemiş bir sestir.
Örnekler: zan etmek Ş zannetmek, his etmek Ş hissetmek, his-im Ş hissim, hal etmek Ş halletmek, zan-ımca Ş zannımca..

Not 1:
Ünsüz ikizleşmesi gibi görünen bazı sözcüklerde aslında bu olayın meydana gelmediği görülür. Örneğin (-li), (-lik) ve (siz) ekleriyle yapılan türetmeler ses ikizleşmesi sayılmaz. Çünkü bu gibi sözcüklerde sanradan türeyen bir ünsüz yoktur; ünsüzlerden biri kelimenin sonuna, öteki ise ekin başına aittir:
his-siz Ş hissiz, akıl-lı Ş akıllı, kul-luk Ş kulluk...

Not 2:
Köken yazımında üst üste görülen aynı ünsüzün de ünsüz ikişleşmesi sayılması mümkün değildir:
cennet, millet, hiddet, kalleş…

9. Ulama
Bir cümlede, tamlamada ya da söz grubunda ünsüzle biten bir kelimeden sonra ünlüyle başlayan bir kelime gelirse bu iki kelime birbirine bağlanarak okunur. Bu ses olayına ulama denir. Ulama sayesinde cümlelerin kolay okunması söz konusudur.
Örnekler: Okulun arkası, yol ağzı…

Not:
Birbirine bağlı okunması gereken kelimeler arasında herhangi bir noktalama işareti bunursa ulama gerçekleşmez:
Babam onu çağırdı. (ulama var)
Babam, onu çağırdı. (ulama yok)

10. Koruyucu Ses Türemesi

Bazı sözcükler ek aldıklarında söylenişleri zorlaşır. Böyle sözcüklerde söyleyiş kolaylığı sağlamak amacıyla arada bir yardımcı ses türer:
Örnekler: ağladı+dı Ş ağladıydı, babası+dı Ş babasıydı, anne+di Ş anneydi...

11. Ünlü Türemesi

Sözcük türetilirken ya da pekiştirme yapılırken söyleniş kolaylığı sağlamak amacıyla kimi zaman bir ünlü harf türeyebilir.
Örnekler: az-cık Ş azıcık, gep-genç Ş gepegenç,
güp-gündüz Ş güpegündüz...

YAZIM (İMLÂ) KURALLARI

I. BİRLEŞİK SÖZCÜKLERİN YAZIMI

1. Kaynaşmış Birleşik Sözcükler

Bu tür sözcüklerin kaynaşmış sayılması ve bitişik yazılması için, bileşime giren kelimelerden en az birinin, anlamını yitirmiş olması gerekir.

2. Terim Niteliğindeki Birleşik Sözcükler

Bu tür sözcüklerde, kelimeler sözlük anlamlarını yitirmiş olmasalar da terim niteliği taşıdıkları için bitişik yazılır:
Üçgen, açıortay...

3. Tek kelimesi sözlük anlamını yitirenler:
köpekbalığı,
suböreği…

4. İki kelimesi de sözlük anlamını yitirenler:
hanımeli,
devetabanı…

5. Kaynaşmış Özel Adlar

Özel adlarda anlam gözetilmediği için, bunların kalıplaşmış olanları bitişik yazılır:
Çukurova, Bingöl...

6. Kaynaşmış Sıfat Takımları
Bu tür sözcüklerde birleşen kelimeler, sözlük anlamlarını yitirmiş olmasalar da kalıplaşmış ad olarak kullanıldıkları için bitişik yazılır:
Bilirkişi, kabakulak...

7. “Hane” sözcüğü ile birleşerek birleşik kelime durumuna gelenlerin iki türlü imlası vardır:
a) Ses değişikliğine uğramayanlar bitişik yazılır:
Yemekhane, yatakhane, buzhane, hapishane..
b) Geniş düz sesli “a” ile biten kelimelerde “hane” sözcüğünün ilk hecesi (ha) çoğu kez düşer:
Postane (postahane), pastane (pastahane), hastane
(hastahane), eczane (eczahane)...

8. Herhangi bir kurala bağlanmadan anlamca kaynaşmış olan birleşik fiiller bitişik yazılır:

Varsaymak, öngörmek, elvermek...

9. Kurallı birleşik fiiller (tezlik, sürerlilik, yeterlik, yaklaşma fiilleri) daima bitişik yazılır:

Okuyuvermek, yazadurmak, bakakalmak, uyuyabilmek, düşeyazmak...

10. Yardımcı fiiller:
“Etmek, olmak, eylemek...” yardımcı fiilleri, eklendikleri kelimelerde ses değişikliği meydana getirirse bi- tişik yazılır:
His + etmek=hissetmek,
şükür + etmek=şükretmek,
seyir + etmek=seyretmek,
hal + olmak=hallolmak...

11. Deyimler:

Deyimleri meydana getiren kelimeler, kalıplaşmış ve mecaz anlamlı olmaklı beraber ayrı yazılır:
Kulak misafiri olmak, etekleri tutuşmak…

II. KISALTLMALARIN YAZIMI


a) Birden çok kelimeden oluşan kurum ve kuruluş adları kısaltılırken her kelimenin ilk harfi büyük olarak yazılır ve araya genellikle nokta koyulmaz:

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM),
Türkiye Cumhuriyeti (TC),

b) Tek kelimeden oluşan terimlerin ve adların kısaltmasında kelimenin ilk üç harfi alınır ve kısaltmanın sonuna nokta koyulur:

İstanbul (İst.), örnek(örn.)…

c) Kısaltmaların pek çoğu belirli bir kurala dayanmadan yapılmış ve öyle yerleşmiştir.
Bunların büyük kısmında, kısaltma harflerinden sonra nokta koyulur: Doktor (Dr.), Profesör (Prof.), cilt (c.), Doçent (Doç.)… Böyle kısaltmalarında bir kısmı noktasız yazılır: milimetre (mm), santimetre (cm)…

III. BAZI EKLERİN VE SÖZCÜKLERİN YAZILIMI


1) “-ki” Ekinin Yazımı:

a) İlgi zamiri olan “-ki” bitişik yazılır ve ünlü uyumuna göre
değişmez:
Benimki, onunki…
b) İsimlerden sıfat türeten “-ki” bitişik yazılır ve büyük ünlü uyumuna göre değişmez:
dünkü, evdeki, kitaptaki…

2) “ki” Bağlacının Yazımı:

Bağlaç olan “ki” daima ayrı yazılır ve ünlü uyumuna göre değişmez:
Öyle güzel ki! Tam yatacaktım ki zil çaldı.
Not: “ki” bağlacı belirli bazı sözcüklerle kalıplaşmış olarak birleşik yazılır: Halbuki, oysaki, mademki…

3) “-de” Ekinin Yazımı:
İsmin hal eklerinden olan “-de” kelimeye bitişik olarak yazılır ve ses uyumlarına göre değişir:
Evde, yolda...

4) “de” Bağlacının Yazımı:

Bağlaç olan “de” daima ayrı yazılır, büyük ses uyumuna uyar fakat sertleşmeye uğramaz:
Ben de gidiyorum. Çocuk da gelecekmiş. Bu top da bizim...

5) “ile” Sözcüğünün Ek Olarak Yazımı:
“İle” sözcüğü bağlaç olarak da, edat olarak da zaman zaman kendisinden önceki kelimeye bitişik yazılır. Bu yazılışlar şöyledir:
a) Ünsüzle biten sözcüklere eklenince “ile” nin başındaki “i” ünlüsü düşer ve kalan kısım ses uyumuna uyar:
Annem ile Ş annemle, babam ile Ş babamla, çocuk ile Ş çocukla…
b) Ünlüyle biten sözcüklere eklenince “ile” nin başındaki “i” ünlüsü yerini “y” ünsüzüne bırakır, kalan kısım ses uyumuna uyar:
Araba ile arabayla, video ile videoyla, perde ile perdeyle, Ali ile Ali’yle, dergi ile dergiyle...
c) Türkçe’de bazı kelimelerin sonunda bulunan “I” ve “t” harfi ince bir ses verir. “İle” bağlacı veya edatı böyle kelimelere eklenince ünlü harfin kalınlık-inceliğine değil, ince ses veren “I” veya “t” ye uyar. Kemal-le, Cemal-le, şefkat-le...

6) “mi” Soru Edatının Yazımı:

Soru edatı olan “mi” kendisinden önceki kelimeden daima ayrı yazılır ve ses uyumuna uyar:
Geldiniz mi? Okuduğun kitap güzel mi? Bunu anladınız mı? Buraya geldi mi beni arar.

7) Ekfiillerin (ekeylemlerin) Yazımı

“İmek” ekfiili bilindiği gibi, isim soylu kelimelerin sonuna eklenerek onların cümlede yüklem olarak kullanılmasını sağlar ve hikâye, rivayet, şart... anlamı verir.

Örnek:
İdi(ekfiilin hikâyesi), imiş(ekfiilin rivayeti), ise (ekfiilin şartı)
Ünsüzle biten kelimelere eklendiğinde “imek” fiilinin başındaki “i” ünlüsü düşer, öyle çekime girer.
Çok yorgun idim. Çok yorgundum. (ekfiilin hikâyesi)
Çalışkan imiş. Çalışkanmış. (ekfiilin rivayeti)
Güzel ise. Güzelse. (ekfiilin şartı)

7) İsimfiillerin Yazımı

“-mek, -mak”lı isimfiillerin arkasına ünlüyle başlayan bir ek geldiğinde bunlar “y” kaynaştırma harfiyle yazılır.

Örnek:
Kitap okumağa vakit bulmalıyız.(yanlış)
Kitap okumaya vakit bulmalıyız.(doğru)

8) Kesme (‘) İşaretlerinin Kullanımı

a) Özel isimlerden sonra gelen her türlü çekim ekini ayırmada kullanılır.
Rize’nin neyi meşhur?
Bilecik’ten gelenler otursunlar.
b) Özel isimlerden sonra gelen yapım ekleri kesme ile ayrılmaz.
İstanbullu doğru söylüyor.
c) Yapım eki almış özel isimler çekim eki alırsa kesme ile ayrılmaz.
İstanbullunun dedikleri doğru.
d) Kısaltmalardan ve tarihlere gelen her türlü yapım ve çekim eki kesme ile ayrılır.
1950’li yıllar DSİ’nin
TDK’den
İSKİ’li
e) Anlatıma açıklık kazandırmak için gereken yerde Kadın’ın kararına herkes saygı duydu.
f) Hece düşmelerinde
Ne oldu = N’oldu.
g) Yabancı sözcüklerin arkasına gelen her türlü Türkçe yapım ve çekim ekini ayırmada da kullanılır.
Descartes’ın, Descartes’çı…

9) Düzeltme (^) İşaretlerinin Kullanılması
a) Yazılışları aynı, anlamları farklı sözcükleri ayırmada kullanılır.
Hala Æ hâlâ
Ama Æ âmâ
Adet Æ âdet

b) Dilimize Arapça ve Farsçadan gelmiş sözcüklerde k ve g’den sonra gelen ve ince okunan a ve u’ların üstünde
kâğıt, rüzgâr, hikâye, sükûnet…
c) Yazılışı resmi kurumlarca benimsenmiş bazı özel isimlerde
Lâpseki, Hilâl…

IV. TERİMLERİN YAZIMI

a) Bilim, teknik, sanat alanlarında belirli bir kavramı karşılayan terimler, iki veya daha çok kelimeden meydana gelen bileşik sözcük niteliğindeyse bitişik yazılır:
Akçiğer, atardamar, toplardamar, basınçölçer, sıradağ,
alyuvar, akyuvar, dikdörtgen, üçgen, eşkenar, ikizkenar, akkor..
b) Terimlerdeki kelimelerden biri, diğerinin alt türünü gösteriyor, alt bölümünü belirtiyorsa böyle terimlerde kelimeler ayrı yazılır:
En küçük ortak kat, karşılaştırmalı dilbilim, mukayeseli anlambilim, doğru orantı, ters orantı, ana toplardamar...

V. TARİHLERİN YAZIMI

a) Belirli bir zamanı gösteren tarihlerde ay adı yazıyla yazılırsa ilk harfi büyük olur ve araya noktalama işareti koyulmaz:
19 mayıs 1919 (yanlış), 19. Mayıs. 1919 (yanlış)
19 Mayıs 1919 (doğru)
b) Tarihlerde, gün ay ve yılı gösteren rakamlar arasına nokta veya eğik çizgiden başka işaret koyulmaz:
19-5-1915 (doğru), 19,5,1919 (yanlış)
19.5.1919, 19/5/1919 (doğru)
c) Tarihlerde ay belirten kısım, Roma rakamı ile de yazılabilir.

VI. Sayıların Yazımı

a) Sayıların her kelimesi ayrı ayrı yazılır:
yüz seksen, yedi milyon sekiz yüz bin...
b) Banka ve benzeri kurumların belgelerinde araya başka sayılar sokulmasına meydan vermemek için sayılar bitişik yazılır: Onikimilyon, beşmilyonaltıyüzellibin…
c) Saat bildiren sayılar rakamla yazılır: Sabahleyin 7.45’te kalktım. Tarihlerde gün ve yıl daima rakamla yazılır, ay da bazen rakamla belirtilir:
Oraya 15.5.1985’te gitmiştim.
d) Yazı içinde birden ona kadar olan sayılar yazı ile yazılır, daha büyük olanlar rakamla yazılır:
Henüz yedi yaşında. Okulların açılmasına üç gün kaldı.
Cebimde 15.000 lira vardı. O zaman 23 yaşındaydım.
e) Rakamlara gelen ekler kesme işareti ile ayrılır:
Saat 12’de uyudum. Bugün ayın 28’idir.

VII. GüneŞ, Ay ve Gezegen Adlarının Yazımı

a) “Güneş, dünya ve ay” sözcükleri ile gezegen adları, gökbilim ve coğrafyayla ilgili konuların anlatımında büyük harfle başlanılarak yazılır:
Ay, Dünya’nın uydusudur.
Dünya hem Güneş’in çevresinde hem de kendisinin…
b) Gökbilim ve coğrafya terimi olarak kullanılmadıklarında bu adlar küçük harfle başlanılarak yazılır: Sabahleyin güneşin doğuşunu seyrettim.

VIII. İKİLEMELERİN YAZILIMI

a) İkilemeler daima ayrı yazılır ve araya virgül konulmaz.
Koşa koşa geldi. Güzel güzel oturuyorlar.

IX. BÜYÜK HARFLER

1. Yazıda cümlenin ilk harfi büyük olur:
Yarın oraya gideceğim.
2. Mektuplarda hitap sözcükleri büyük harfle başlar:
Sevgili Arkadaşım,
3. Resmi yazılarda hitapların ilk sözcüğü ve isim soylu bütün sözcükler büyük harfle başlar:
Sayın Profesör,
4. Gazete, dergi, kitap, film, program adlarının her kelimesi büyük harfle başlar:
Memleket Hikâyeleri, Yaprak Dökümü, Gizli Yüz...

Not:
Son yıllarda orijinallik sağlamak amacıyla bu gibi eserlerde sadece ilk sözcüğün ilk harfi büyük yazılmakta, bazen de bütün sözcükler küçük harfle başlatılmaktadır:
Edebiyatımızda isimler sözlüğü, genç şairler antolojisi...
5. Yazı ve şiir başlıklarının her kelimesi genellikle büyük harfle başlar:
Romanımızın Sorunları, Açık Deniz, Çanakkale Şehitlerine,
Bizde Tenkit, Okumayan Münekkit, Çoban Çeşmesi...
6. Özel adlar daima büyük harfle başlar:
İzmir, Düzce, Kanlıca, Kızılırmak, Türkiye, Türkçülük,
Farsça, Venüs...
7. İnsan adlarını tanıtmaya yarayan unvan sıfatları büyük harfle başlar:
Ahmet Bey, Selma Hanım…
8. Özel isim kavramını karşılayan tamlamalar, bileşik sözcük değilse ayrı yazılır; ikinci kelimenin ilk harfi de büyük olur:
Van Gölü, Göztepe Mahallesi, Konya Ovası...
9. Aslında cins adı olduğu halde hayvanlara insanlar tarafından verilen adlar da özel ad sayılır ve büyük harfle başlar:
Kedimizin adı Tekir’dir. Kuşuna, Bulut ismini vermiş.

X. KÖKEN YAZIMI

a) Yabancı dillerden gelen sözcüklerde “n” ünsüzü “b, p” ün- süzlerinden önce gelmişse “m” ye çevrilir:
Penbe - pembe, sünbül-sümbül…
Buna “boğumlanma” denir.
b) Bileşik sözcükler ve özel isimler bu kuralın dışındadır.
Onbaşı, Safranbolu...
c) Sonunda “k,t” ünsüzleri bulunan bazı yabancı sözlüklerde yumuşama olayı gerçekleşmez ve köken yazımı değişmez: Hukuku, hayatım, tazyiki...

Son düzenleyen Safi; 18 Mart 2017 23:19
Efulim - avatarı
Efulim
VIP VIP Üye
29 Kasım 2013       Mesaj #2
Efulim - avatarı
VIP VIP Üye
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
SES BİLGİSİ, YAZIM (İMLA) KURALLARI
Dilimizdeki harfler, söylenişlerine göre iki kısma ayrılır:
Sponsorlu Bağlantılar

a) Ünsüz (sessiz) Harfler

Ses yolunda engelle karşılaşan harflerdir. Ünsüzler, sonlarına eklenen “-e”, yardımıyla söylenir:
B Ş be, f Ş fe, p Ş pe, t Ş te, z Ş ze…

b) Ünlü(sesli) Harfler
Ses yolunda hiçbir engelle karşılaşmadan çıkarılan seslerdir. Ünlüler, başka bir harfin yardımına gerek duyulmadan çıkarılır:
a, e, ı, ü...

I. Ünsüz Harfler
Ünsüz harfler sertlik-yumuşaklık ve süreklilik-süreksizlik bakımından gruplara ayrılır:

a) Sert ünsüzler :
ç,f-h-k-p-s-ş-t
b) Yumuşak ünsüzler : b-c-d,g-ğ-j-l-m,n-r,v,y,z

Not:
“Fıstıkçı Şahap; Efe Paşa çok hasta; Hoşafı iç tası kapa” sözlerinde sert ünsüzler bir arada yer alır.

II. Ünlü Harfler
Dilimizde 8 tane ünlü harf vardır: a-e-ı-i-o-ö-u-ü. Bunlar, kalınlık-incelik, darlık-genişlik, düzlük-yuvarlık özelliklerine göre gruplara ayrılır.

A) İncelik-Kalınlık:
a) İnce Ünlüler: e-i-ö-ü
b) Kalın Ünlüler: a-ı-o-u
B) Genişlik-Darlık:
a) Geniş ünlüler: a-e-o-ö
b) Dar ünlüler: ı-i-u-ü
C) Düzlük-Yuvarlaklık:
a) Düz Ünlüler: a-e-ı-i
b) Yuvarlak Ünlüler: o-ö-u-ü

Notlar:

1. Türkçede bazı tek heceli sözcükler dışında, hece ve kelime sonunda b, c, d, g ünsüzleri bulunmaz. Diğer dillerden gelen kelimelerin sonundaki bu harfler p, ç, t, k olur: serab Ş serap, harac Ş haraç, Ahmed Ş Ahmet…
2. Dilimizde (j) sesi yoktur. Jandarma, Jale, Ajlan gibi kelimeler Türkçe değildir.
3. Türkçe sözcüklerde inceltme ( uzatma) işareti yoktur. Mahkûm, hâlâ, rüzgâr , dükkân… gibi kelimeler Türkçe değildir.
4. Her hecede en fazla bir ünlü bulunur: ya-zıl-mış, a-ra-ba- lar…

ÜNLÜ UYUMLARI
Türkçede iki ünlü uyumu söz konusudur. Sözcükler, içlerinde bulunan ünlülerin kalınlık-inceliğine ve düzlük-yuvarlaklığına göre incelenir. Bunların biri “Büyük Ünlü Uyumu”, öteki ise “Küçük Ünlü Uyumu”dur.

I. Büyük Ünlü Uyumu

Dilimizdeki büyük ünlü uyumu, sözcüklerdeki ünlülerin kalınlık-inceliğine dayanır. Buna göre, bir kelimede bulunan ünlülerin hepsi ince veya hepsi kalınsa böyle kelimeler büyük ünlü uyumuna uyar. Buna karşılık, bir kelimede hem kalın hem de ince ünlü bulunursa böyle kelimeler büyük ünlü uyumuna uymaz.
Aşağıdaki sözcükler büyük ünlü uyumuna uyar:
Türkçe, öğrenci, güvercin, yazık, duvar, soyguncular...
Aşağıdaki sözcükler büyük ünlü uyumuna aykırıdır:
Paris, beyaz, ticaret, komik, zafer, kimyon, sinema...

Açıklamalar

1. Türkçedeki bazı ekler büyük ünlü uyumunu bozar. Böyle ke- limelerde aslında kelimenin kök veya gödesi uyuma uyarken, gelen ekin, uyumu bozduğu görülür:
a) –daş: meslektaş, fikirdaş…
b) –ken: yazarken, konuşurken, ağlarken…
c) –ki: onunki, akşamki, oradaki…
d) –yor: geliyor, biliyor, gülüyor…
e) –leyin: akşamleyin, sabahleyin…
f) –(i) mtırak: yeşilimtırak, ekşimtırak…

2. Aslında Türkçe olan bazı sözcükler zamanla bazı ses değişiklikleri yüzünden büyük ünlü uyumuna aykırı duruma gelebilir:
alma Ş elma, ana Ş anne, karındaş Ş kardaş Ş kardeş…

3. Birleşik sözcüklerde de genellikle bu uyum görülmez: babayiğit, Beşiktaş, demirbaş, hanımeli, Yalıköy…
4. Yabancı dillerden gelen sözcükler genellikle büyük ünlü uyumuna aykırıdır:
kitap, video, ihtimal, tiyatro, kabiliyet, karakter…

Not:
Bunun istisnaları da vardır:
şahıs, sabır, laboratuvar, cehennem…

II. Küçük Ünlü Uyumu
Türkçede küçük ünlü uyumu, kelimelerdeki ünlülerin düzlük- yuvarlaklığına dayanır. Küçük ünlü uyumunu iki aşamada incelemek mümkündür:

a)
Sözcüğün ilk hecesinde düz ünlü (a-e-ı-i) varsa sonraki hecelerde bulunan ünlüler de düz olmalıdır:
sarılık, bırakmak…

b)
Sözcüğün ilk hecesinde yuvarlak ünlü (o-ö-u-ü) varsa sonraki hecelerde ya dar-yuvarlak (u-ü) veya düz-geniş (a-e) ünlü bulunur:
roman, köpek, duvar, güney, doğu, kömür…

Açıklamalar:

1. Küçük ünlü uyumuna göre Türkçe kelimelerin sadece ilk hecelerinde (o-ö) ünlüleri bulunabilir. Sonraki hecelerinde (o-ö) ünlüleri bulunan sözcükler Türkçe değildir ve küçük ünlü uyumuna aykırıdır:
tampon, milyon, kupon...
2. “-yor” eki Türkçe olduğu halde küçük ünlü uyumunu daima bozar:
geliyor, yazıyor, seviyordum…
3. Tek heceli sözcüklerde ve bileşik sözcüklerde ünlü uyumu aranmaz.

SES OLAYLARI

Ses olayları, genel özellikleri bakımından sözcüklere söyleniş kolaylığı kazandırmak amacına yöneliktir. Türkçe sözcüklerde ve eklerde kimi zaman ünlülere, kimi zaman da ünsüzlere dayanan ses olayları meydana gelir. Türkçedeki ses olayları şunlardır:

1. Kaynaşma
Türkçe sözcüklerde iki ünlü arka arkaya gelmez. Bu nedenle ünlüyle biten bir kelimeye yine ünlüyle başlayan bir ek gelirse bu iki ünlü arasına (y-ş-s-n) kaynaştırma harflerinden biri girer. Bu olaya kaynaşma denir.

Örnekler:
araba-a Ş arabaya, para-ı Ş parayı, iki-er Ş ikişer, yedi-er Ş yedişer, Ankara-a Ş Ankara’ya...

2. Ses Düşmesi
Sözcüklerin söylenişi sırasında kimi zaman bazı seslerin düştüğü görülür. Ses düşmesi ikiye ayrılır:

3. Ünlü Düşmesi (Orta Hece Düşmesi)

İki heceli olan ve ünsüzle biten bazı sözcüklerden sonra ünlüyle başlayan bir ek ya da yardımcı fiil gelirse sözcüğün ikinci hecesindeki ünlü düşer. Bu olaya ünlü düşmesi (orta hece düşmesi, hece düşmesi) denir.

Örnekler:
gönül-ü Ş gönlü, göğüs-ü Ş göğsü, alın-ı Ş alnı,
sabır etmek Ş sabretmek, kahır olmak Ş kahrolmak, güzel idi Ş güzeldi, gelir iken Ş gelirken…

Not 1:
Ünlüyle biten bir sözcüğe yine ünlüyle başlayan bir ek geldiğinde, iki ünlü arka arkaya bulunamayacağından ünlülerin biri düşer:
sarı-ar-mak Ş sararmak, kara-ar-mak Ş kararmak…

Not 2:
Sözcüklerin birleşmeleri esnasında da hece düşmesi görülebilir:
ne için Ş niçin?, ne asıl? Ş nasıl?, pazar ertesi Ş pazartesi, kahve altı Ş kahvaltı… gibi olaya aşınma denir.

4. Ünsüz (-k) Düşmesi

Sonunda (-k) ünsüzü bulunan sözcüklere küçültme ekleri (-cik, -cek, -rek) geldiğinde sözcüğün sonundaki (-k) ünsüzü düşer.
Örnekler: Küçük-cük Ş küçücük, minik-cik Ş minicik, ufakrak Ş ufarak...

5. Ünlü Daralması (Darlaşma)

Düz-geniş ünlülerden biriyle (a-e) biten bir filden sonra (-yor) eki gelirse fiilin sonunda (a) ünlüsü (ı) veya (u) ya; (e) ünlüsü (i) veya (ü) ye dönüşür.
Örnekler: gizle-yor Ş gizliyor, ağla-yor Ş ağlıyor, izle-yor Ş izliyor, boya-yor Ş boyuyor, bekle-yor Ş bekliyor...

Not:
“ De-mek” ve “yemek” eylemlerinin kökleri hem şimdiki zaman eki (-yor) hem de gelecek zaman eki (-ecek) aldıklarında ünlü darlaşmasına uğrar: de-yor Ş diyor, de-y-ecek Ş diyecek, yeyor Ş yiyor, ye-y-ecek Ş yiyecek.

6. Yumuşama (ünsüz yumuşaması)

Türkçede süreksiz sert ünsüzlerden (p-ç-t-k) biriyle biten sözcüklere ünlüyle başlayan bir ek gelirse, sözcüğün sonundaki (p-ç-t-k) ünsüzleri yumuşayarak (b-c-d-g/ğ) olur. Buna ünsüz yumuşaması (yumuşama) denir.
Örnekler: çorap-ım Ş çorabım, ayak-a Ş ayağa, ağaç-a Ş ağaca, umut-umuz Ş umudumuz…

Not 1:
Sonunda (-t) bulunan pek çok kelimede yumuşama olmaz:
sanat-ım Ş sanatım, surat-ın Ş suratım, boyut-u Ş boyutu,
millet-imiz Ş milletimiz...

Not 2:
Özel adlarda yumuşama sadece söyleyişte olur, yazılışta olmaz.

Not 3:
Tek heceli kelimelerle fiillerin kök ya da gövdelerinde genellikle yumuşama olmaz:
maç-a Ş maça, kart-ım Ş kartım, bak-ar Ş yakar, tak-acak Ş takacak, sat-acak Ş satacak...
Bunun istisnaları da vardır:
gitecek Ş gidecek...

7. Sertleşme (Ünsüz Benzeşmesi):
Sert ünsüzlerden biriyle (p-ç-t-k-f-h-s-ş) biten bir kelimeye (c-d-g) ile başlayan bir ek gelirse ekin başındaki yumuşak ünsüz sertleşir. (c-d-g)nin sertleşerek (ç-t-k) ye dönüşmesine sertleşme (ünsüz benzeşmesi, benzeşme) denir.
Örnekler: tabak-da Ş tabakta, yavaşca Ş yavaşça, içgi Ş içki, boş-du Ş boştu, kitap-cı Ş kitapçı, sabah-dan Ş sabahtan, sat-dı Ş sattı...

8. Ünsüz İkizleşmesi

Tek heceli olup da genellikle yabancı dillerden gelen bazı kelimelerden sonra ünlüyle başlayan bir ek veya yardımcı fiil geldiğinde kelimenin sonundaki ünsüz arka arkaya iki kez söylenir ve yazılır. Bu ses olayına “ünsüz ikizleşmesi” denir. Ünsüz ikizleşmesinde, ikinci kez tekrar edilen ünsüz, sonradan türemiş bir sestir.
Örnekler: zan etmek Ş zannetmek, his etmek Ş hissetmek, his-im Ş hissim, hal etmek Ş halletmek, zan-ımca Ş zannımca..

Not 1:
Ünsüz ikizleşmesi gibi görünen bazı sözcüklerde aslında bu olayın meydana gelmediği görülür. Örneğin (-li), (-lik) ve (siz) ekleriyle yapılan türetmeler ses ikizleşmesi sayılmaz. Çünkü bu gibi sözcüklerde sanradan türeyen bir ünsüz yoktur; ünsüzlerden biri kelimenin sonuna, öteki ise ekin başına aittir:
his-siz Ş hissiz, akıl-lı Ş akıllı, kul-luk Ş kulluk...

Not 2:
Köken yazımında üst üste görülen aynı ünsüzün de ünsüz ikişleşmesi sayılması mümkün değildir:
cennet, millet, hiddet, kalleş…

9. Ulama
Bir cümlede, tamlamada ya da söz grubunda ünsüzle biten bir kelimeden sonra ünlüyle başlayan bir kelime gelirse bu iki kelime birbirine bağlanarak okunur. Bu ses olayına ulama denir. Ulama sayesinde cümlelerin kolay okunması söz konusudur.
Örnekler: Okulun arkası, yol ağzı…

Not:
Birbirine bağlı okunması gereken kelimeler arasında herhangi bir noktalama işareti bunursa ulama gerçekleşmez:
Babam onu çağırdı. (ulama var)
Babam, onu çağırdı. (ulama yok)

10. Koruyucu Ses Türemesi

Bazı sözcükler ek aldıklarında söylenişleri zorlaşır. Böyle sözcüklerde söyleyiş kolaylığı sağlamak amacıyla arada bir yardımcı ses türer:
Örnekler: ağladı+dı Ş ağladıydı, babası+dı Ş babasıydı, anne+di Ş anneydi...

11. Ünlü Türemesi

Sözcük türetilirken ya da pekiştirme yapılırken söyleniş kolaylığı sağlamak amacıyla kimi zaman bir ünlü harf türeyebilir.
Örnekler: az-cık Ş azıcık, gep-genç Ş gepegenç,
güp-gündüz Ş güpegündüz...

YAZIM (İMLÂ) KURALLARI

I. BİRLEŞİK SÖZCÜKLERİN YAZIMI

1. Kaynaşmış Birleşik Sözcükler

Bu tür sözcüklerin kaynaşmış sayılması ve bitişik yazılması için, bileşime giren kelimelerden en az birinin, anlamını yitirmiş olması gerekir.

2. Terim Niteliğindeki Birleşik Sözcükler

Bu tür sözcüklerde, kelimeler sözlük anlamlarını yitirmiş olmasalar da terim niteliği taşıdıkları için bitişik yazılır:
Üçgen, açıortay...

3. Tek kelimesi sözlük anlamını yitirenler:
köpekbalığı,
suböreği…

4. İki kelimesi de sözlük anlamını yitirenler:
hanımeli,
devetabanı…

5. Kaynaşmış Özel Adlar

Özel adlarda anlam gözetilmediği için, bunların kalıplaşmış olanları bitişik yazılır:
Çukurova, Bingöl...

6. Kaynaşmış Sıfat Takımları
Bu tür sözcüklerde birleşen kelimeler, sözlük anlamlarını yitirmiş olmasalar da kalıplaşmış ad olarak kullanıldıkları için bitişik yazılır:
Bilirkişi, kabakulak...

7. “Hane” sözcüğü ile birleşerek birleşik kelime durumuna gelenlerin iki türlü imlası vardır:
a) Ses değişikliğine uğramayanlar bitişik yazılır:
Yemekhane, yatakhane, buzhane, hapishane..
b) Geniş düz sesli “a” ile biten kelimelerde “hane” sözcüğünün ilk hecesi (ha) çoğu kez düşer:
Postane (postahane), pastane (pastahane), hastane
(hastahane), eczane (eczahane)...

8. Herhangi bir kurala bağlanmadan anlamca kaynaşmış olan birleşik fiiller bitişik yazılır:

Varsaymak, öngörmek, elvermek...

9. Kurallı birleşik fiiller (tezlik, sürerlilik, yeterlik, yaklaşma fiilleri) daima bitişik yazılır:

Okuyuvermek, yazadurmak, bakakalmak, uyuyabilmek, düşeyazmak...

10. Yardımcı fiiller:
“Etmek, olmak, eylemek...” yardımcı fiilleri, eklendikleri kelimelerde ses değişikliği meydana getirirse bi- tişik yazılır:
His + etmek=hissetmek,
şükür + etmek=şükretmek,
seyir + etmek=seyretmek,
hal + olmak=hallolmak...

11. Deyimler:

Deyimleri meydana getiren kelimeler, kalıplaşmış ve mecaz anlamlı olmaklı beraber ayrı yazılır:
Kulak misafiri olmak, etekleri tutuşmak…

II. KISALTLMALARIN YAZIMI


a) Birden çok kelimeden oluşan kurum ve kuruluş adları kısaltılırken her kelimenin ilk harfi büyük olarak yazılır ve araya genellikle nokta koyulmaz:

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM),
Türkiye Cumhuriyeti (TC),

b) Tek kelimeden oluşan terimlerin ve adların kısaltmasında kelimenin ilk üç harfi alınır ve kısaltmanın sonuna nokta koyulur:

İstanbul (İst.), örnek(örn.)…

c) Kısaltmaların pek çoğu belirli bir kurala dayanmadan yapılmış ve öyle yerleşmiştir.
Bunların büyük kısmında, kısaltma harflerinden sonra nokta koyulur: Doktor (Dr.), Profesör (Prof.), cilt (c.), Doçent (Doç.)… Böyle kısaltmalarında bir kısmı noktasız yazılır: milimetre (mm), santimetre (cm)…

III. BAZI EKLERİN VE SÖZCÜKLERİN YAZILIMI


1) “-ki” Ekinin Yazımı:

a) İlgi zamiri olan “-ki” bitişik yazılır ve ünlü uyumuna göre
değişmez:
Benimki, onunki…
b) İsimlerden sıfat türeten “-ki” bitişik yazılır ve büyük ünlü uyumuna göre değişmez:
dünkü, evdeki, kitaptaki…

2) “ki” Bağlacının Yazımı:

Bağlaç olan “ki” daima ayrı yazılır ve ünlü uyumuna göre değişmez:
Öyle güzel ki! Tam yatacaktım ki zil çaldı.
Not: “ki” bağlacı belirli bazı sözcüklerle kalıplaşmış olarak birleşik yazılır: Halbuki, oysaki, mademki…

3) “-de” Ekinin Yazımı:
İsmin hal eklerinden olan “-de” kelimeye bitişik olarak yazılır ve ses uyumlarına göre değişir:
Evde, yolda...

4) “de” Bağlacının Yazımı:

Bağlaç olan “de” daima ayrı yazılır, büyük ses uyumuna uyar fakat sertleşmeye uğramaz:
Ben de gidiyorum. Çocuk da gelecekmiş. Bu top da bizim...

5) “ile” Sözcüğünün Ek Olarak Yazımı:
“İle” sözcüğü bağlaç olarak da, edat olarak da zaman zaman kendisinden önceki kelimeye bitişik yazılır. Bu yazılışlar şöyledir:
a) Ünsüzle biten sözcüklere eklenince “ile” nin başındaki “i” ünlüsü düşer ve kalan kısım ses uyumuna uyar:
Annem ile Ş annemle, babam ile Ş babamla, çocuk ile Ş çocukla…
b) Ünlüyle biten sözcüklere eklenince “ile” nin başındaki “i” ünlüsü yerini “y” ünsüzüne bırakır, kalan kısım ses uyumuna uyar:
Araba ile arabayla, video ile videoyla, perde ile perdeyle, Ali ile Ali’yle, dergi ile dergiyle...
c) Türkçe’de bazı kelimelerin sonunda bulunan “I” ve “t” harfi ince bir ses verir. “İle” bağlacı veya edatı böyle kelimelere eklenince ünlü harfin kalınlık-inceliğine değil, ince ses veren “I” veya “t” ye uyar. Kemal-le, Cemal-le, şefkat-le...

6) “mi” Soru Edatının Yazımı:

Soru edatı olan “mi” kendisinden önceki kelimeden daima ayrı yazılır ve ses uyumuna uyar:
Geldiniz mi? Okuduğun kitap güzel mi? Bunu anladınız mı? Buraya geldi mi beni arar.

7) Ekfiillerin (ekeylemlerin) Yazımı

“İmek” ekfiili bilindiği gibi, isim soylu kelimelerin sonuna eklenerek onların cümlede yüklem olarak kullanılmasını sağlar ve hikâye, rivayet, şart... anlamı verir.

Örnek:
İdi(ekfiilin hikâyesi), imiş(ekfiilin rivayeti), ise (ekfiilin şartı)
Ünsüzle biten kelimelere eklendiğinde “imek” fiilinin başındaki “i” ünlüsü düşer, öyle çekime girer.
Çok yorgun idim. Çok yorgundum. (ekfiilin hikâyesi)
Çalışkan imiş. Çalışkanmış. (ekfiilin rivayeti)
Güzel ise. Güzelse. (ekfiilin şartı)

7) İsimfiillerin Yazımı

“-mek, -mak”lı isimfiillerin arkasına ünlüyle başlayan bir ek geldiğinde bunlar “y” kaynaştırma harfiyle yazılır.

Örnek:
Kitap okumağa vakit bulmalıyız.(yanlış)
Kitap okumaya vakit bulmalıyız.(doğru)

8) Kesme (‘) İşaretlerinin Kullanımı

a) Özel isimlerden sonra gelen her türlü çekim ekini ayırmada kullanılır.
Rize’nin neyi meşhur?
Bilecik’ten gelenler otursunlar.
b) Özel isimlerden sonra gelen yapım ekleri kesme ile ayrılmaz.
İstanbullu doğru söylüyor.
c) Yapım eki almış özel isimler çekim eki alırsa kesme ile ayrılmaz.
İstanbullunun dedikleri doğru.
d) Kısaltmalardan ve tarihlere gelen her türlü yapım ve çekim eki kesme ile ayrılır.
1950’li yıllar DSİ’nin
TDK’den
İSKİ’li
e) Anlatıma açıklık kazandırmak için gereken yerde Kadın’ın kararına herkes saygı duydu.
f) Hece düşmelerinde
Ne oldu = N’oldu.
g) Yabancı sözcüklerin arkasına gelen her türlü Türkçe yapım ve çekim ekini ayırmada da kullanılır.
Descartes’ın, Descartes’çı…

9) Düzeltme (^) İşaretlerinin Kullanılması
a) Yazılışları aynı, anlamları farklı sözcükleri ayırmada kullanılır.
Hala Æ hâlâ
Ama Æ âmâ
Adet Æ âdet

b) Dilimize Arapça ve Farsçadan gelmiş sözcüklerde k ve g’den sonra gelen ve ince okunan a ve u’ların üstünde
kâğıt, rüzgâr, hikâye, sükûnet…
c) Yazılışı resmi kurumlarca benimsenmiş bazı özel isimlerde
Lâpseki, Hilâl…

IV. TERİMLERİN YAZIMI

a) Bilim, teknik, sanat alanlarında belirli bir kavramı karşılayan terimler, iki veya daha çok kelimeden meydana gelen bileşik sözcük niteliğindeyse bitişik yazılır:
Akçiğer, atardamar, toplardamar, basınçölçer, sıradağ,
alyuvar, akyuvar, dikdörtgen, üçgen, eşkenar, ikizkenar, akkor..
b) Terimlerdeki kelimelerden biri, diğerinin alt türünü gösteriyor, alt bölümünü belirtiyorsa böyle terimlerde kelimeler ayrı yazılır:
En küçük ortak kat, karşılaştırmalı dilbilim, mukayeseli anlambilim, doğru orantı, ters orantı, ana toplardamar...

V. TARİHLERİN YAZIMI

a) Belirli bir zamanı gösteren tarihlerde ay adı yazıyla yazılırsa ilk harfi büyük olur ve araya noktalama işareti koyulmaz:
19 mayıs 1919 (yanlış), 19. Mayıs. 1919 (yanlış)
19 Mayıs 1919 (doğru)
b) Tarihlerde, gün ay ve yılı gösteren rakamlar arasına nokta veya eğik çizgiden başka işaret koyulmaz:
19-5-1915 (doğru), 19,5,1919 (yanlış)
19.5.1919, 19/5/1919 (doğru)
c) Tarihlerde ay belirten kısım, Roma rakamı ile de yazılabilir.

VI. Sayıların Yazımı

a) Sayıların her kelimesi ayrı ayrı yazılır:
yüz seksen, yedi milyon sekiz yüz bin...
b) Banka ve benzeri kurumların belgelerinde araya başka sayılar sokulmasına meydan vermemek için sayılar bitişik yazılır: Onikimilyon, beşmilyonaltıyüzellibin…
c) Saat bildiren sayılar rakamla yazılır: Sabahleyin 7.45’te kalktım. Tarihlerde gün ve yıl daima rakamla yazılır, ay da bazen rakamla belirtilir:
Oraya 15.5.1985’te gitmiştim.
d) Yazı içinde birden ona kadar olan sayılar yazı ile yazılır, daha büyük olanlar rakamla yazılır:
Henüz yedi yaşında. Okulların açılmasına üç gün kaldı.
Cebimde 15.000 lira vardı. O zaman 23 yaşındaydım.
e) Rakamlara gelen ekler kesme işareti ile ayrılır:
Saat 12’de uyudum. Bugün ayın 28’idir.

VII. GüneŞ, Ay ve Gezegen Adlarının Yazımı

a) “Güneş, dünya ve ay” sözcükleri ile gezegen adları, gökbilim ve coğrafyayla ilgili konuların anlatımında büyük harfle başlanılarak yazılır:
Ay, Dünya’nın uydusudur.
Dünya hem Güneş’in çevresinde hem de kendisinin…
b) Gökbilim ve coğrafya terimi olarak kullanılmadıklarında bu adlar küçük harfle başlanılarak yazılır: Sabahleyin güneşin doğuşunu seyrettim.

VIII. İKİLEMELERİN YAZILIMI

a) İkilemeler daima ayrı yazılır ve araya virgül konulmaz.
Koşa koşa geldi. Güzel güzel oturuyorlar.

IX. BÜYÜK HARFLER

1. Yazıda cümlenin ilk harfi büyük olur:
Yarın oraya gideceğim.
2. Mektuplarda hitap sözcükleri büyük harfle başlar:
Sevgili Arkadaşım,
3. Resmi yazılarda hitapların ilk sözcüğü ve isim soylu bütün sözcükler büyük harfle başlar:
Sayın Profesör,
4. Gazete, dergi, kitap, film, program adlarının her kelimesi büyük harfle başlar:
Memleket Hikâyeleri, Yaprak Dökümü, Gizli Yüz...

Not:
Son yıllarda orijinallik sağlamak amacıyla bu gibi eserlerde sadece ilk sözcüğün ilk harfi büyük yazılmakta, bazen de bütün sözcükler küçük harfle başlatılmaktadır:
Edebiyatımızda isimler sözlüğü, genç şairler antolojisi...
5. Yazı ve şiir başlıklarının her kelimesi genellikle büyük harfle başlar:
Romanımızın Sorunları, Açık Deniz, Çanakkale Şehitlerine,
Bizde Tenkit, Okumayan Münekkit, Çoban Çeşmesi...
6. Özel adlar daima büyük harfle başlar:
İzmir, Düzce, Kanlıca, Kızılırmak, Türkiye, Türkçülük,
Farsça, Venüs...
7. İnsan adlarını tanıtmaya yarayan unvan sıfatları büyük harfle başlar:
Ahmet Bey, Selma Hanım…
8. Özel isim kavramını karşılayan tamlamalar, bileşik sözcük değilse ayrı yazılır; ikinci kelimenin ilk harfi de büyük olur:
Van Gölü, Göztepe Mahallesi, Konya Ovası...
9. Aslında cins adı olduğu halde hayvanlara insanlar tarafından verilen adlar da özel ad sayılır ve büyük harfle başlar:
Kedimizin adı Tekir’dir. Kuşuna, Bulut ismini vermiş.

X. KÖKEN YAZIMI

a) Yabancı dillerden gelen sözcüklerde “n” ünsüzü “b, p” ün- süzlerinden önce gelmişse “m” ye çevrilir:
Penbe - pembe, sünbül-sümbül…
Buna “boğumlanma” denir.
b) Bileşik sözcükler ve özel isimler bu kuralın dışındadır.
Onbaşı, Safranbolu...
c) Sonunda “k,t” ünsüzleri bulunan bazı yabancı sözlüklerde yumuşama olayı gerçekleşmez ve köken yazımı değişmez: Hukuku, hayatım, tazyiki...

Son düzenleyen Safi; 18 Mart 2017 23:19
Sen sadece aynasin...

Benzer Konular

5 Ocak 2011 / Misafir Türkçe Dil Bilgisi
13 Nisan 2014 / dogs_ygt34 Soru-Cevap
15 Mayıs 2018 / asla_asla_deme Edebiyat
30 Mart 2012 / apache Cevaplanmış
18 Mart 2017 / Ziyaretçi Cevaplanmış