Arama

Yardımcı fikir nasıl bulunur?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 24 Ocak 2014 Gösterim: 3.759 Cevap: 1
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
19 Eylül 2013       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Yardımcı fikir nedir, nasıl belirlenir?
EN İYİ CEVABI _Yağmur_ verdi
Yardımcı fikir nedir, nasıl belirlenir?
MsXLabs.org
Sponsorlu Bağlantılar

Ana fikri desteklemek için sıralanmış payanda (destek) fikirlerdir. Ana fikir çoğu zaman yardımcı fikirlerin desteğiyle ayakta durur. Bir diğer deyişle ana fikir bu yardımcı fikirlerin bileşkesidir. Bir parçada bir ana fikir, birçok yardımcı fikir vardır.

Bir yazının ana fikrine o yazının omurgasıdır diyebiliriz. Yardımcı fikirlere de yazının kaburgaları diyebiliriz. Asıl olan ana fikirdir, yardımcı fikirler ise adı üzerinde ana fikre yardımcı fikirlerdir.

Yardımcı düşüncelerle ilgili sorularda verilen parçada söz edilmeyen ayrıntılar, nitelikler sorulur.

Bu sorular sınavda farklı soru kalıplarıyla sorulmaktadır:
  • Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisi çıkarılamaz?
  • Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
  • Böyle konuşan kişi için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
  • Bu parçada, sözü edilen kişiyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
  • Bu parçada aşağıdaki düşüncelerden hangisine yer verilmemiştir?
  • Bu sözleri söyleyen sanatçı aşağıdakilerden hangisiyle nitelendirilemez?
  • Bu parçada okumayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
  • Aşağıdakilerden hangisi, bu sözleri söyleyen sanatçının bir özelliği değildir?
  • Böyle anlatılan bir sanatçıdan aşağıdakilerin hangisi beklenmez?
  • Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
Yardımcı Düşüncelerin Belirlenmesi
Ana düşünceyi kavramanın ikinci aşaması yardımcı düşünceleri belirlemektir. Bunun için, "Yazar konunun açıklamasını yaparken hangi ayrıntılardan yararlanıyor?" sorusuna cevap bulmak gerekir. Bu soruya verilen karşılıklar yardımcı düşünceleri verir.

Örnek: Yetişkin bir insanın sözvarlığı (kelime haznesi), aile çevresi dışındaki ilişkilerinden etkilenir. Çocuklukta görüldüğü gibi annenin dilindeki ses özellikleri korunsa bile öğrenim, iş, meslek ilişkileri, hatta evlilik sonucunda, başka çevrelerden kimselerle birlikte yaşama dolayısıyla, sözvarlığı büyük ölçüde değişmeye uğrar. Bu yüzden yetişkin insanın dil, sözvarlığı, seçilen sözcükler açısından annenin dilinden farklı olabilir.
Ana düşünce: "Bir insanın söz varlığı ilişkilerine bağlı olarak değişir."
Parçadaki Yardımcı Düşünceler:
  • Dil, başlangıçta yakın çevreden öğrenilir.
  • İnsan yaşlandıkça sözvarlığındaki değişme azalır.
  • Anneden öğrenilen dil, toplumsal ilişkilerde yetersiz kalır.
  • Kişinin dil gelişiminde ailenin önemli bir yeri vardır.
Görüldüğü gibi yardımcı düşünceler ana düşünceyi belirtmek için sıralanmıştır. Ana düşünce yardımcı düşüncelerin bir sentezi olmaktadır.

Örnek: Aşağıdaki paragraftaki yardımcı fikirleri bulmaya çalışalım.
Benim için, okunmuş bir kitap, artık fethedilmiş demektir. O kitabı bir daha elime almam. Artık o kitap orijinalliğini kaybetmiştir, içerisinde ne olduğunu bilirim. Kütüphanemdeki kitapların bir kısmı bana vaktimi çalmaktan başka bir şey vermemiştir. Yani bu tür kitapları okumak bir gram şeker için bir çuval keçiboynuzu çiğnemeye benzer. Buna rağmen ne bir kitabımı elimden çıkartır veya satarım ne de kitaplığımdan çıkarır depoya atarım.

Konu: kitap
Ana fikir: kitapların yazar için çok değerli olduğudur.
Yardımcı fikirler:
  • Okunan kitap fethedilmiş, demektir.
  • Okuduğum kitabı bir daha okumam.
  • Okuduğum kitap orijinalliğini kaybeder.
  • Okuduğum kitabın içeriğini bilirim.
  • Okuduğum kitapların bazılarını boşuna okumuşum.
  • Yararsız kitapları okumak bir gram şeker yemek için bir çuval keçiboynuzu çiğnemeye benzer.
  • Yararlı da olsa yararsız da olsa hiçbir kitabımı elimden çıkarmam.
Bir parçadan bir ana fikir çıkmasına rağmen birçok yardımcı fikir çıkar demiştik. Az önce söylediğimiz gibi yardımcı fikirler sırt sırta verip ana fikri ayakta tufan fikirlerdir.
Yardımcı fikirlerle ilgili soruların büyük çoğunluğu parçadan çıkarılamayacak yargıyı sorduğu için bu tür soruların çözümünde çok hassas davranmak gerekir.

Örnek: Aşağıdaki parçadan çıkarılabilecek yargıları ve çıkarılamayacak yargıları bulmaya çalışalım.
Sözünü ettiğimiz kitapta şair biyografisini vermemiş. Demek ki şairin bir politikası var: Şiiriyle okuyucu arasına kendini koymak istemiyor. Hatta böyle yapmakla bu işi biraz aşırılaştırıyor. Şair kendi şiirinden çekiliyor. Böylece okuyucu birçok zaman görülen hataya; şaire göre şiir okumaya düşmemiş oluyor. Bunlar birlikte düşünüldüğünde itiraf etmeliyim ki özgün bir düşünce, özgün bir kitap.

Çıkarılabilir yargı:
  • Şair kitabına biyografisini almamıştır.
  • Şairin biyografisini kitapta belirtmemesinin bir amacı vardır.
  • Biyografisini yazmamasının amacı, okuyucuyla şiiri aracısız birleştirmektir.
  • Şair okuyucunun şaire göre şiir okumasının önüne geçmiş oluyor.
  • Bu eser bütün özellikleriyle özgün bir kitap-tır.
Çıkarılamayacak yargı:
  • Şairin biyografisini bilmek şiirin iyi anlaşılmasını sağlar.
  • Şairin amacı biyografisini okuyucuya ulaştırmaktır.
  • Okuyucunun amacı şairin biyografisine ulaşmaktır.
  • Şair okuyucunun şiire bakarak yazara ait bilgiler çıkarmasının önüne geçmiş oluyor.
  • Bu eserde özgün bir kitap tanıtılmaktadır.
Gördük ki parçada kullanılan sözcüklerden oluşan ama parçadaki düşünceleri yansıtmayan cümleler, bize parçadaki düşünceleri yansıtıyormuş gibi bir izlenim veriyor.

Örnek: Bir de aşağıdaki parçadan çıkarılabilecek veya çıkarılamayacak yargıları inceleyelim.
Yıllıkta bazı şairlerin eksikliği nedeniyle yıllığı eleştirme yerine biraz da o şairlerin neden yer almadığını araştırırsak sanırım daha adil davranmış olacağız. Çünkü yıllıktaki yüz kırk şiir içerisinde şiirlerinizi bulamamışsanız kusur biraz da şiirlerinizdedir. Kendi adıma, bir yılda bu kadar çok şiirin bile kayda değer olabileceğine inanmıyorum. Üstelik bu hiçbir sınırlama koymadan yapılan bir seçmedir; ilk kez şiirini yayımlayanlara dek uzanıyor bu yelpaze. Benim eleştirim bazı şairlerin neden yer almadığına değil neden bu denli geniş yürekli davranıldığınadır.

Çıkarılabilir yargı:
  • Yıllıkta yüz kırk şiir vardır.
  • Bir yılda yüz kırk şiiri kayda değer görmek doğru değildir.
  • Yıllıktaki şiirler hiçbir sınırlama yapılmadan seçilmiştir.
  • Bu yıllıkta şiirini ilk kez yayımlamış şairlere de yer verilmiştir.
Çıkarılamayacak yargı:
  • Yıllığın eksik yönü bütün şairlere yer vermemesidir.
  • Yıllıkta yüz kırk tane kusurlu şiir vardır.
  • Bir yılda, bir insan yüz kırk adet kayda değer şiir yazamaz.
  • İlk kez şiir yazan insanlar bile yıllık yayımlayabilir.
  • Yıllıktaki eleştirilecek yön geniş yürekli şairlerin şiirlerine yer verilmiş olmasıdır.
  • Yukarıdaki çıkarılamayacak yargı sütunundan da gördük ki parçada geçen kelimeler kullanılarak kurulan cümleler parçadaki düşünceyi yansıtmasa dahi yansıtıyormuş izlenimi verebiliyor. Onun için sözcüklere değil cümlenin anlamına bakmalıyız.
Örnek: "Masalın babasının Anadolulu olduğunu biliyor muydunuz? Güldürücü, hem de düşündürücü masalın (fabl) babası Aisopos'tur. Aisopos günümüzden 2600 yıl önce Bandırma'da doğdu, büyüdü ve öldü. Ufak tefek ve topal adamın biriydi. Ama efendisi mi diyelim, sahibi mi diyelim, Aisopos'u öylesine sayardı ki, Aisopos'un mu köle, yoksa efendisinin mi onun kölesi olduğu belli olmazdı. Aisopos'un anlattığı masallar bugün söylenmiş kadar taze ve canlıdır. Hem de yeryüzünde insanlar yaşadıkça, gene taze ve canlı kalacaklardır, ta zamanın sonuna dek. Aisopos'un masalları, dünyanın her yerinde, her dile çevrilmiş ve hep çevrilmektedir. Örneğin La Fontaine' in masallarının hemen hepsi Aisopos'undur."

Fabl türünün ilk ismi olarak kabul edilen Aisopos (Ezop)un anlatıldığı bir yazıdan alınan yukarıdaki parçadan Aisopos'la ilgili olarak aşağıdaki ayrıntılar çıkarılabilir:
  • Fabl türünün öncüsü olduğu
  • Yaşamını Bandırma'da geçirdiği
  • Fiziki yönden gösterişli bir kişi olmadığı
  • Birinin yanında köle olarak yaşadığı
  • Yanında barındığı kişi ile oldukça samimi oldukları
  • Masallarının kalıcılığa ulaştığı
  • Masallarının kendine özgü niteliklerinin olduğu
  • Masallarında her çağın insanlarını ilgilendirecek konuların işlendiği
  • Masallarının pek çok dile çevrildiği
  • La Fontaine'in, onun masallarından etkilendiği
Yine Aisopos'la ilgili aşağıdaki ayrıntılar ise, yukarıda verilen parçadan çıkarılamaz:
  • Anadolu'da yetişen en önemli bilge olduğu
  • Eski çağlarda Anadolu'da pek çok bilgenin yaşadığı
  • Masallarında toplumsal konuları işlediği
  • Pek çok sanatçının onun masallarından etkilendiği
  • Yaşadığı dönemde masallarının yazıya geçirilmediği
  • Masallarının günümüzde de büyük ilgi gördüğü
  • Davranışlarıyla çevresindekileri ve toplumu etkilediği
  • Masallarında ders vermenin esas olduğu
  • Oldukça mutlu bir yaşam geçirdiği
Örnek: "Öğrenimden kazancımız daha iyi ve daha akıllı olmaktır. İnsan düşünce ile görür ve duyar; her şeyden faydalanan, her şeyi düzene sokan, yöneten düşüncedir. Çocuğa kendiliğinden bir şey yapmak özgürlüğünü vermemekle onu korkak bir köle haline sokuyoruz. Bazı bilgiler basmakalıp şekilde belleğimize yapıştırılır; harfler ve kelimeler, anlatılan şeyin kendisi haline gelir. Ezber bilmek, bilmek değildir; hafızamıza emanet edilen her şeyi saklamaktır. İnsan, kendiliğinden bildiği her şeyi ustasına bakmadan, kitaptaki yerini aramadan istediği gibi kullanır. Tamamıyla kitaptan bir bilgi ne sıkıcı bilgidir! Böyle bir bilgi, süs olarak kullanılsın; ama temel olarak değil."

Montaigne'nin "Denemeler”inden alınan yukarıdaki parçadan şu yargıları çıkarabiliriz:
  • Öğretim insanlara daha iyi ve akıllı olmayı öğretir.
  • İnsan yaşamında her şeyi yönlendiren düşüncedir.
  • Çocuklara özgür hareket etme olanağı vermemek, aslında onlara kötülük etmektir.
  • Belirli kalıp sözlerle ezberlenen bilgilerin değeri yoktur.
  • Bir şeyi ezberlemek onun bilindiği anlamına gelmez.
  • Kişinin, başkasından yardım almadan kullanabildiği bilgi gerçek bilgidir.
  • Yaşamda uygulanma fırsatı olmayan bilgiler pek de önemli değildir.
  • Bazı bilgiler, işlevi ve anlamı bilinmeden bellekte saklanır.
Aşağıdaki yargıları ise verilen parçadan çıkarmak mümkün değildir:
  • Okullardaki eğitim ve öğretim, kişiyi yaşama hazırlamalıdır.
  • Çocukları birtakım işlerde çalıştırmak doğru değildir.
  • Her insan yaşamı boyunca kendini geliştirir, yeni bilgiler edinir.
  • Kitaplardan edinilen bilgiler kalıcı olmaz.
  • Her insanın, hayatta başkalarının yardımına gereksinimi vardır.
  • İnsan, yaşamı boyunca hiçbir şeyi ezberlemeye çalışmamalıdır.
  • Her konudaki temel bilgiler, kitaplardan öğrenilir.
Bu yargılar yukarıda verilen parça ile ilgili zorlama yorumlardır. Paragrafta anlatılanların dışına çıkarak yorum yapmak yanlıştır.


Son düzenleyen _Yağmur_; 24 Ocak 2014 13:43
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
24 Ocak 2014       Mesaj #2
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
Yardımcı fikir nedir, nasıl belirlenir?
MsXLabs.org
Sponsorlu Bağlantılar

Ana fikri desteklemek için sıralanmış payanda (destek) fikirlerdir. Ana fikir çoğu zaman yardımcı fikirlerin desteğiyle ayakta durur. Bir diğer deyişle ana fikir bu yardımcı fikirlerin bileşkesidir. Bir parçada bir ana fikir, birçok yardımcı fikir vardır.

Bir yazının ana fikrine o yazının omurgasıdır diyebiliriz. Yardımcı fikirlere de yazının kaburgaları diyebiliriz. Asıl olan ana fikirdir, yardımcı fikirler ise adı üzerinde ana fikre yardımcı fikirlerdir.

Yardımcı düşüncelerle ilgili sorularda verilen parçada söz edilmeyen ayrıntılar, nitelikler sorulur.

Bu sorular sınavda farklı soru kalıplarıyla sorulmaktadır:
  • Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisi çıkarılamaz?
  • Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
  • Böyle konuşan kişi için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
  • Bu parçada, sözü edilen kişiyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
  • Bu parçada aşağıdaki düşüncelerden hangisine yer verilmemiştir?
  • Bu sözleri söyleyen sanatçı aşağıdakilerden hangisiyle nitelendirilemez?
  • Bu parçada okumayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
  • Aşağıdakilerden hangisi, bu sözleri söyleyen sanatçının bir özelliği değildir?
  • Böyle anlatılan bir sanatçıdan aşağıdakilerin hangisi beklenmez?
  • Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
Yardımcı Düşüncelerin Belirlenmesi
Ana düşünceyi kavramanın ikinci aşaması yardımcı düşünceleri belirlemektir. Bunun için, "Yazar konunun açıklamasını yaparken hangi ayrıntılardan yararlanıyor?" sorusuna cevap bulmak gerekir. Bu soruya verilen karşılıklar yardımcı düşünceleri verir.

Örnek: Yetişkin bir insanın sözvarlığı (kelime haznesi), aile çevresi dışındaki ilişkilerinden etkilenir. Çocuklukta görüldüğü gibi annenin dilindeki ses özellikleri korunsa bile öğrenim, iş, meslek ilişkileri, hatta evlilik sonucunda, başka çevrelerden kimselerle birlikte yaşama dolayısıyla, sözvarlığı büyük ölçüde değişmeye uğrar. Bu yüzden yetişkin insanın dil, sözvarlığı, seçilen sözcükler açısından annenin dilinden farklı olabilir.
Ana düşünce: "Bir insanın söz varlığı ilişkilerine bağlı olarak değişir."
Parçadaki Yardımcı Düşünceler:
  • Dil, başlangıçta yakın çevreden öğrenilir.
  • İnsan yaşlandıkça sözvarlığındaki değişme azalır.
  • Anneden öğrenilen dil, toplumsal ilişkilerde yetersiz kalır.
  • Kişinin dil gelişiminde ailenin önemli bir yeri vardır.
Görüldüğü gibi yardımcı düşünceler ana düşünceyi belirtmek için sıralanmıştır. Ana düşünce yardımcı düşüncelerin bir sentezi olmaktadır.

Örnek: Aşağıdaki paragraftaki yardımcı fikirleri bulmaya çalışalım.
Benim için, okunmuş bir kitap, artık fethedilmiş demektir. O kitabı bir daha elime almam. Artık o kitap orijinalliğini kaybetmiştir, içerisinde ne olduğunu bilirim. Kütüphanemdeki kitapların bir kısmı bana vaktimi çalmaktan başka bir şey vermemiştir. Yani bu tür kitapları okumak bir gram şeker için bir çuval keçiboynuzu çiğnemeye benzer. Buna rağmen ne bir kitabımı elimden çıkartır veya satarım ne de kitaplığımdan çıkarır depoya atarım.

Konu: kitap
Ana fikir: kitapların yazar için çok değerli olduğudur.
Yardımcı fikirler:
  • Okunan kitap fethedilmiş, demektir.
  • Okuduğum kitabı bir daha okumam.
  • Okuduğum kitap orijinalliğini kaybeder.
  • Okuduğum kitabın içeriğini bilirim.
  • Okuduğum kitapların bazılarını boşuna okumuşum.
  • Yararsız kitapları okumak bir gram şeker yemek için bir çuval keçiboynuzu çiğnemeye benzer.
  • Yararlı da olsa yararsız da olsa hiçbir kitabımı elimden çıkarmam.
Bir parçadan bir ana fikir çıkmasına rağmen birçok yardımcı fikir çıkar demiştik. Az önce söylediğimiz gibi yardımcı fikirler sırt sırta verip ana fikri ayakta tufan fikirlerdir.
Yardımcı fikirlerle ilgili soruların büyük çoğunluğu parçadan çıkarılamayacak yargıyı sorduğu için bu tür soruların çözümünde çok hassas davranmak gerekir.

Örnek: Aşağıdaki parçadan çıkarılabilecek yargıları ve çıkarılamayacak yargıları bulmaya çalışalım.
Sözünü ettiğimiz kitapta şair biyografisini vermemiş. Demek ki şairin bir politikası var: Şiiriyle okuyucu arasına kendini koymak istemiyor. Hatta böyle yapmakla bu işi biraz aşırılaştırıyor. Şair kendi şiirinden çekiliyor. Böylece okuyucu birçok zaman görülen hataya; şaire göre şiir okumaya düşmemiş oluyor. Bunlar birlikte düşünüldüğünde itiraf etmeliyim ki özgün bir düşünce, özgün bir kitap.

Çıkarılabilir yargı:
  • Şair kitabına biyografisini almamıştır.
  • Şairin biyografisini kitapta belirtmemesinin bir amacı vardır.
  • Biyografisini yazmamasının amacı, okuyucuyla şiiri aracısız birleştirmektir.
  • Şair okuyucunun şaire göre şiir okumasının önüne geçmiş oluyor.
  • Bu eser bütün özellikleriyle özgün bir kitap-tır.
Çıkarılamayacak yargı:
  • Şairin biyografisini bilmek şiirin iyi anlaşılmasını sağlar.
  • Şairin amacı biyografisini okuyucuya ulaştırmaktır.
  • Okuyucunun amacı şairin biyografisine ulaşmaktır.
  • Şair okuyucunun şiire bakarak yazara ait bilgiler çıkarmasının önüne geçmiş oluyor.
  • Bu eserde özgün bir kitap tanıtılmaktadır.
Gördük ki parçada kullanılan sözcüklerden oluşan ama parçadaki düşünceleri yansıtmayan cümleler, bize parçadaki düşünceleri yansıtıyormuş gibi bir izlenim veriyor.

Örnek: Bir de aşağıdaki parçadan çıkarılabilecek veya çıkarılamayacak yargıları inceleyelim.
Yıllıkta bazı şairlerin eksikliği nedeniyle yıllığı eleştirme yerine biraz da o şairlerin neden yer almadığını araştırırsak sanırım daha adil davranmış olacağız. Çünkü yıllıktaki yüz kırk şiir içerisinde şiirlerinizi bulamamışsanız kusur biraz da şiirlerinizdedir. Kendi adıma, bir yılda bu kadar çok şiirin bile kayda değer olabileceğine inanmıyorum. Üstelik bu hiçbir sınırlama koymadan yapılan bir seçmedir; ilk kez şiirini yayımlayanlara dek uzanıyor bu yelpaze. Benim eleştirim bazı şairlerin neden yer almadığına değil neden bu denli geniş yürekli davranıldığınadır.

Çıkarılabilir yargı:
  • Yıllıkta yüz kırk şiir vardır.
  • Bir yılda yüz kırk şiiri kayda değer görmek doğru değildir.
  • Yıllıktaki şiirler hiçbir sınırlama yapılmadan seçilmiştir.
  • Bu yıllıkta şiirini ilk kez yayımlamış şairlere de yer verilmiştir.
Çıkarılamayacak yargı:
  • Yıllığın eksik yönü bütün şairlere yer vermemesidir.
  • Yıllıkta yüz kırk tane kusurlu şiir vardır.
  • Bir yılda, bir insan yüz kırk adet kayda değer şiir yazamaz.
  • İlk kez şiir yazan insanlar bile yıllık yayımlayabilir.
  • Yıllıktaki eleştirilecek yön geniş yürekli şairlerin şiirlerine yer verilmiş olmasıdır.
  • Yukarıdaki çıkarılamayacak yargı sütunundan da gördük ki parçada geçen kelimeler kullanılarak kurulan cümleler parçadaki düşünceyi yansıtmasa dahi yansıtıyormuş izlenimi verebiliyor. Onun için sözcüklere değil cümlenin anlamına bakmalıyız.
Örnek: "Masalın babasının Anadolulu olduğunu biliyor muydunuz? Güldürücü, hem de düşündürücü masalın (fabl) babası Aisopos'tur. Aisopos günümüzden 2600 yıl önce Bandırma'da doğdu, büyüdü ve öldü. Ufak tefek ve topal adamın biriydi. Ama efendisi mi diyelim, sahibi mi diyelim, Aisopos'u öylesine sayardı ki, Aisopos'un mu köle, yoksa efendisinin mi onun kölesi olduğu belli olmazdı. Aisopos'un anlattığı masallar bugün söylenmiş kadar taze ve canlıdır. Hem de yeryüzünde insanlar yaşadıkça, gene taze ve canlı kalacaklardır, ta zamanın sonuna dek. Aisopos'un masalları, dünyanın her yerinde, her dile çevrilmiş ve hep çevrilmektedir. Örneğin La Fontaine' in masallarının hemen hepsi Aisopos'undur."

Fabl türünün ilk ismi olarak kabul edilen Aisopos (Ezop)un anlatıldığı bir yazıdan alınan yukarıdaki parçadan Aisopos'la ilgili olarak aşağıdaki ayrıntılar çıkarılabilir:
  • Fabl türünün öncüsü olduğu
  • Yaşamını Bandırma'da geçirdiği
  • Fiziki yönden gösterişli bir kişi olmadığı
  • Birinin yanında köle olarak yaşadığı
  • Yanında barındığı kişi ile oldukça samimi oldukları
  • Masallarının kalıcılığa ulaştığı
  • Masallarının kendine özgü niteliklerinin olduğu
  • Masallarında her çağın insanlarını ilgilendirecek konuların işlendiği
  • Masallarının pek çok dile çevrildiği
  • La Fontaine'in, onun masallarından etkilendiği
Yine Aisopos'la ilgili aşağıdaki ayrıntılar ise, yukarıda verilen parçadan çıkarılamaz:
  • Anadolu'da yetişen en önemli bilge olduğu
  • Eski çağlarda Anadolu'da pek çok bilgenin yaşadığı
  • Masallarında toplumsal konuları işlediği
  • Pek çok sanatçının onun masallarından etkilendiği
  • Yaşadığı dönemde masallarının yazıya geçirilmediği
  • Masallarının günümüzde de büyük ilgi gördüğü
  • Davranışlarıyla çevresindekileri ve toplumu etkilediği
  • Masallarında ders vermenin esas olduğu
  • Oldukça mutlu bir yaşam geçirdiği
Örnek: "Öğrenimden kazancımız daha iyi ve daha akıllı olmaktır. İnsan düşünce ile görür ve duyar; her şeyden faydalanan, her şeyi düzene sokan, yöneten düşüncedir. Çocuğa kendiliğinden bir şey yapmak özgürlüğünü vermemekle onu korkak bir köle haline sokuyoruz. Bazı bilgiler basmakalıp şekilde belleğimize yapıştırılır; harfler ve kelimeler, anlatılan şeyin kendisi haline gelir. Ezber bilmek, bilmek değildir; hafızamıza emanet edilen her şeyi saklamaktır. İnsan, kendiliğinden bildiği her şeyi ustasına bakmadan, kitaptaki yerini aramadan istediği gibi kullanır. Tamamıyla kitaptan bir bilgi ne sıkıcı bilgidir! Böyle bir bilgi, süs olarak kullanılsın; ama temel olarak değil."

Montaigne'nin "Denemeler”inden alınan yukarıdaki parçadan şu yargıları çıkarabiliriz:
  • Öğretim insanlara daha iyi ve akıllı olmayı öğretir.
  • İnsan yaşamında her şeyi yönlendiren düşüncedir.
  • Çocuklara özgür hareket etme olanağı vermemek, aslında onlara kötülük etmektir.
  • Belirli kalıp sözlerle ezberlenen bilgilerin değeri yoktur.
  • Bir şeyi ezberlemek onun bilindiği anlamına gelmez.
  • Kişinin, başkasından yardım almadan kullanabildiği bilgi gerçek bilgidir.
  • Yaşamda uygulanma fırsatı olmayan bilgiler pek de önemli değildir.
  • Bazı bilgiler, işlevi ve anlamı bilinmeden bellekte saklanır.
Aşağıdaki yargıları ise verilen parçadan çıkarmak mümkün değildir:
  • Okullardaki eğitim ve öğretim, kişiyi yaşama hazırlamalıdır.
  • Çocukları birtakım işlerde çalıştırmak doğru değildir.
  • Her insan yaşamı boyunca kendini geliştirir, yeni bilgiler edinir.
  • Kitaplardan edinilen bilgiler kalıcı olmaz.
  • Her insanın, hayatta başkalarının yardımına gereksinimi vardır.
  • İnsan, yaşamı boyunca hiçbir şeyi ezberlemeye çalışmamalıdır.
  • Her konudaki temel bilgiler, kitaplardan öğrenilir.
Bu yargılar yukarıda verilen parça ile ilgili zorlama yorumlardır. Paragrafta anlatılanların dışına çıkarak yorum yapmak yanlıştır.


"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.

Benzer Konular

23 Ocak 2015 / Ziyaretçi Soru-Cevap
27 Ekim 2011 / Misafir Soru-Cevap
20 Temmuz 2010 / Ziyaretçi Soru-Cevap
26 Ekim 2015 / Misafir Soru-Cevap