Arama

İspanya ve İngiltere ile ilgili detaylı bilgi verir misiniz?

Güncelleme: 22 Ocak 2014 Gösterim: 1.177 Cevap: 1
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
21 Ekim 2013       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
İspanya ve İngiltere'nin iklim, yerleşim özellikleri, giyinme ve yeme-içme ile ilgili bilgi verir misiniz?
Son düzenleyen _Yağmur_; 22 Ocak 2014 13:55 Sebep: iç başlık
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
22 Ocak 2014       Mesaj #2
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
İspanya
Yüz Ölçümü: 504.782 km2
Sponsorlu Bağlantılar
Nüfusu: 39.085.000(1992)
Başkenti: Madrid
Yönetim Biçimi: Krallık
Dili: İspanyolca
Para Birimi: Peseta
Nüfus Yoğunluğu: 77/ km2
Dini: Hristiyanlık
Nüfus Artış Hızı: Binde 2

Avrupa’nın Güneydoğu ucunda, İber Yarımadasında yer alır ve İber Yarımadasının 5/4’nü kaplar. Kıtanın üçüncü büyük ülkesidir. 47º ve 36º kuzey enlemleriyle doğu ve 10º batı boylamları arasında yer alır. Kuzeyden güneye 800 km, doğudan batıya 680 m kadar uzanır. Kuzeydoğuda Fransa ve Andorra, doğu ve güneydoğuda Akdeniz, güneybatı da Caniz Körfezi, batıda Portekiz,kuzeybatıda ve kuzeyde Biskay Körfeziyle çevrilidir.Doğu kıyılarının açığındaki Balear Adaları, Batı Afrika açığındaki Kanarya Adaları ve Fas’ın kuzeyindeki Septe (Ceuta) ve Melilla kentleri de İspanya toprakları arasındadır.Geçmişte sınırları geniş bir alana yayılmış bir imparatorluk oluşturduğundan, dil ve kültür bakımından Latin Amerika ve Afrika üzerinde derin bir iz bırakmıştır. Avrupa ve Afrika arasındaki konumundan dolayı, Batı Avrupa içinde kendine özgü bir kimlik taşır.İspanya ile Avrupa’nın öteki bölgeleri arasındaki tek karayolu bağlantısı üzerinde yükselen Pireneler, tarih boyunca İspanya’nın Avrupa’nın öteki ülkeleriyle olan ilişkilerinin sınırlanması sonucu doğmuştur.1936’daki iç savaşta General Franco’nun cumhuriyetçileri yenilgiye uğratması üzerine,ülkedeki cumhuriyet rejimine son verilmiş ve yeniden meşruti krallığa dönülmüştür.Ancak General Franco, devlet başkanı sıfatıyla ölümüne kadar ülkeyi, tam bir diktatör olarak yönetmiş, siyasal partileri kapatmış,ölümünden (1976) sonra, daha önceden saptanan Juan Carlos tahta çıkmıştır. Birleşmiş Milletler üyesi olan İspanya’da General Franco’nun ölümünden sonra daha liberal bir yönetim eğilimi görülmektedir.

DOĞAL YAPI VE YÜZEY ŞEKİLLERİ

İspanya’nın büyük bölümünü ortalama yüksekliği 600m olan Meseta Central (Orta Plato) adlı geniş bir iç plato kaplar.Çepeçevre sıradağlarla kuşatılmış olan platonun kuzeyinde Cantabria Dağları,kuzeydoğu ve doğusunda İber Dağları(Sistema İberico),güneyinde Morena Dağları,kuzeybatısında da bir dizi alçak dağ yükselir.Portekiz sınırı ile İber Dağları arasında uzanan Orta Cordillera (Cordillera Carpetovetonica) platoyu ikiye ayırır.Platonun güney kesimi yumuşak bir eğimle Portekiz ‘e doğru alçalır; kuzeydeki geçiş kuşağı ise engebeli bir yüzeyden oluşur.İspanyol Anakarasının en yüksek noktası güneyde Sierra Nevada’da yer alan Mulhacen (3.478 m), ülke topraklarının en yüksek noktası ise Atlas Okyanusundaki Kanarya Adalarında yer alan Teide’dir(3.718 m). Kuzeyde Galicia,Asturias ve Basque bölgelerinin verimli vadileri bulunur.Kuzeydoğuda, Ebro ırmağının üçgen biçimli uzun havzası Meseta’yı, Pirenelerden ayırır.Güneyde,Sierra, Morena ile Betic sıradağları arasında verimli bir ova olan Andalusia vardır.bu ova,İspanya’nın ulaştırmaya uygun tek ırmağı olan Guadelquivir tarafından sulanır.

Meseta Central’ın çevresinde 5 doğal bölge uzanır. Ülkenin kuzeydoğusunda yer alan Ebro Irmağı vadisini batı ve güneybatı da İber Dağları, kuzeyde Cantabria Dağlarının uzantıları ve Pireneler, doğuda da Katalonya’daki kıyı sırdağları kuşatır.Bu vadinin doğusunda Akdeniz boyunca uzanan dağlık Katalonya bölgesi bulunur. Daha aşağıda dar bir kıyı şeridiyle gerideki dağları kapsayan Valencia bölgesi yer alır. Ülkenin güneyinde, giderek genişleyen düzlüklerle Atlas Okyanusuna açılan Guadalquivir Irmağı vadisi, Akdeniz’den Penibetico (Baetic) Dağlarıyla ayrılır. Kuzeyde Pireneler’den batıya doğru dağların çevrelediği bir dizi yöreyi kapsayan beşinci bölge uzanır.

İspanya’nın yer aldığı yarımada jeolojik bakımdan dag kıvrımlarının çevrelediği büyük bir masif özelliği taşır. Geçmişte Hersiniyen dağ oluşumu sisteminin bir parçasını oluşturan bu masifin büyük bölümü Mezozoyik (ikinci) zamanda (y.225_65 milyon yıl önce) ortaya çıkan parçalanmalar sonucunda deniz altında kalmış, Tersiyer (Üçüncü) Dönemde (y. 65_2,5 milyon yıl önce) eski deniz birikintileri ve yatakların masif kütleyi sıkıştırmasıyla da Meseta Central’ın çevresindeki sıradağlar oluşmuştur.Bunu izleyen eğilme ve kırılma hareketleri sonucunda yarımada bugünkü biçimini almıştır.

Akdeniz’de bulunan Balear Adaları 1.500 m’yi geçmeyen sıradağlar oluşur. Atlas Okyanusundaki Kanarya Adaları ise volkanik kökenlidir.

TOPRAK DOKUSU
İç platonun sularını, hepsi de Atlas okyanusuna doğru akan üç ırmak sistemi toplar. İber Dağlarından doğan Duero ve Tajo ırmakları doğu-batı doğrultusunda hemen hemen birbirine koşut bir çığır izleyerek Portekiz kıyılarına doğru yönelir.Guadiana ırmağı ise Portekiz sınırında güneye dönerek Cadiz Körfezine dökülür.Her üç ırmağın da çok sayıda kolu vardır.Taşıdığı su miktarı bakımından yarımadanın en büyük ırmağı olan Ebro, kuzeydeki dağlardan Akdeniz’e doğru hemen hemen düz bir çığır izler ve Pireneler ile İber Dağlarından gelen birçok kolla birleşir.Doğudan güneybatıya doğru akan Guadalquivir Irmağı

Morena Dağları ve Sierra Nevada’nın sularını toplar.Ülkenin güneydoğusundaki başlıca ırmaklar Jucar ve Segura’dır.

Yüksek,ıssız ve genellikle çıplak olan Meseta’yı, sierra de Gata , Sierra de Gredos ve Sierra de Guadarrama dağ dizileri keser.Sierra de Guadarrama’nın güneyinde, hemen hemen ülkenin tam ortasında, başkent Madrid yer alır.Doura, Tagus ve Guadiana ırmakları Meseta sularını, Portekiz’den geçerek, Atlas okyanusuna boşaltırlar. İspanya’nın, Ebro dışında, Akdeniz’e akan ırmakları çok kısadır.Ebro, Kantabriya Dağlarından doğarak, 772 km kadar bir yol aldıktan sonra,derin derin bir boğazla kıyıdaki sıradağları keserek Akdeniz’e dökülür.

İç plato ile çevredeki havzalarda kristalli kayaçlar ağırlıktadır. Doğu ve kuzeyde ise daha çok kireçtaşı kayaçlara rastlanır. Toprak dokusu kuzeybatıda asitli ve nemli, doğu ve güneyde kireçli, Duero Vadisi ile çoğu dağlık bölgede ise silisli bir yapı gösterir. Özellikle iç platonun yüksek kesimleriyle doğu ve güney kuşağında yaygın olan erozyon, toprak verimindeki düşüşte önemli bir rol oynamıştır.

İspanya’daki akarsular genellikle dar olup suları bol değildir.İspanya’nın kıyıları genellikle dar olup, arada dar düzlükler de bulunur. Kumluk plajlar, Akdeniz kıyısının bir özelliği ve turizm açısından önemli bir gelir kaynağıdır. İspanya’nın Akdeniz kıyısı açıklarında yer alan Balear adalarından Majorka, Minorka, İbiza gibi adalar turizm konusunda büyük gelişme göstermişlerdir.

İKLİM
Ilıman kuşakta yer alan İspanya’da Batı Akdeniz’e özgü bir iklim hüküm sürer. Yarımada yılın büyük bölümünde Atlas Okyanusundan esen batı rüzgarlarının yanı sıra Sahra’dan gelen sıcak ve kuru hava kütlelerinin etkisi altında kalır.Yaz aylarında astropik hava kütlesini İspanya üzerinde tutan Kantabriya Dağları ve Pireneler iklimi belirlemede önemli rol oynar.Biçimi,büyüklüğü ve konumu nedeniyle İspanya belki de Avrupa’nın en çeşitli iklimlere sahip ülkesidir.en çarpıcı karşıtlık,her mevsimde yağış alan yıllık ortalama yağış miktarı 2.032mm’yi bulan yağışlı kuzey ve kuzeybatı bölgeleri ile,ülkenin geri kalan,kurak bölgeleri arasında görülür.İç bölgelerde yazlar sıcak ve kışlar soğuktur. Meseta ortalama olarak,yılda 20 gün kadar karla örtülü kalır.Madrid’de ortalama sıcaklıklar Ağustosta 25ºC,Ocakta ise 5ºC kadardır.İspanya’da üç iklim kuşağı ayırt edilebilir.kuzey ve doğu kıyılarında deniz etkisine açık yumuşak ve yağışlı bir iklim görülür.Kışın 9ºC olan ortalama sıcaklık yazın 18ºC’ye çıkar; yıllık yağış miktarı 965mm’dir. Kara ikliminin egemen olduğu iç platoda kış ve yaz sıcaklık ortalamaları sırasıyla 4ºC ve 24ºC’dir; yıllık yağış miktarı ise genelde 375 mm’nin altındadır. Yüksekliğin 3000 m’yi geçtiği kesimlerde dağ iklimi hüküm sürer.Kış aylarında ortalama sıcaklık 0ºC’nin altına düşer; yaz aylarında ise ancak 11ºC’yi bulur.Yıllık yağış miktarı 1.125 mm’yi aşar; iç platonun kuzey kesimi kışın bir bölümünde kara kaplı kalır. Kara ikliminin etkisinde olan ırmak havzalarından Ebro’da havalar daha kuru ve soğuk, Guadalquivir’de ise daha ılık ve nemli geçer. Balear Adalarının son derece yağışlı, Kanarya Adalarının da astropik bir iklimi vardır.

BİTKİ ÖRTÜSÜ VE HAYVAN VARLIĞI
İspanya’da çıplak alanlar çoktur.Fakat topraklarının yarısı kendiliğinden büyüyen bitkilerle kaplıdır.Ülkenin kuzeyindeki yağış bölgelerin büyük bölümünü meşe,kestane,karaağaç,kayın ve kavak gibi ağaçların oluşturduğu yaprak döken ormanlarla geniş çayırlar kaplar.İç plato da genelde step bitki örtüsü egemendir.Güneydeki kuru bölgelerde ise çam ve ardıç gibi herdemyeşil ormanlar bulunur.Ebro Vadisiyle ülkenin güneydoğusunda yer yer yarı çöl alanlara rastlanır.Zeytinlikler,bağlar ve turunçgil bahçeleri güney ve doğuda geniş bir alana yayılmıştır.Hayvanların verdiği zararlar,yangınlar tarım alanı kazanmak için yapılan ağaç kesimleri ormanların sadece dağlık bölgelerde kalmasına yol açmıştır.Toprakların beşte biri,Fransa’daki makilere benzer bir Akdeniz çalısı olan matorral ile kaplıdır.Yağışların 380’mm.’den daha az olduğu güneydoğuda bu bitki,alfa otu steplerine dönüşür.

Afrika’yla yakın bağlar ve Pireneler’in oluşturduğu doğal engel,öteki Akdeniz ülkelerinden oldukça bir hayvan varlığının oluşmasını sağlamıştır.Pireneler ile kuzeydeki dağlarda hala ayı ve kurtlara rastlanmakla birlikte,büyük yabanıl hayvanlar hemen hemen tükenmiştir.Aynı sonuçla karşı karşıya olan İspanya dağ keçisi (Capra pyrenaica),geyik ve yabandomuzu gibi türler koruma altında tutulmaktadır.Keklik,orman tavuğu,ördek ve tavşan gibi küçük av hayvanları ülkenin her yanında bol miktarda bulunur.Yalnızca Cebelitarık’ta yaşayan Berberi şebeğinin yöreye özgü bir hayvan olduğu yada Afrika’dan getirildiği sanılmaktadır.

Geçmişte Atlas Okyanusu kıyılarında bulunan zengin balık ve kabuklu varlığı,aşırı avlanma sonucunda büyük ölçüde azalmıştır.ırmaklarda alabalık,turnabalığı,sazan ve öteki tatlı su balıkları hala yaşamaktadır.

HALK
İspanyollar, yüzyıllar boyunca değişik zamanlarda batı Avrupa’nın bu bölgesinde yerleşmiş olan çeşitli ırk gruplarının karışımıyla oluşmuş bir millettir. Bu nedenle, Kastilya İspanyolca’sının ulusal dil olmasına karşılık, kuzey İspanya’daki Basklar kendi özel dillerini; kuzeydoğudaki Galicialılar da bir Portekiz lehçesi konuşurlar.

Bölgeler arasında büyük ayrımlar vardır.Örneğin bazı Andalusia kadınları, hala 5.yüzyılda ve daha önce bu bölgede yaşamış olan Faslı kadınlar gibi yüzlerine peçe örterler. Evlerde Pirenelerdeki sivri çatılı, koyu renkli taş binalardan; güneydeki beyaz badanalı, düz tavanlı, küp biçimindeki binalara kadar değişiklikler gösterir.
Franco yönetimi sırasında, İspanya’nın kültürel yaşamı da sınırlanmıştır. Bu nedenle ünlü ressam Pablo Picasso, ünlü çellist Pablo Casals gibi birçok sanatçı ülkelerinden ayrılmak zorunda kalmışlardır.İspanya’daki okuryazar olmayanların sayısında büyük bir azalma olmakla birlikte, İspanya’nın eğitim sistemi hala hala yeterli değildir. Günümüzde
6-14 yaşları arasında okula gitmek zorunludur; fakat ilkokulu bitirenlerin ancak üçte birinden orta öğretim yapabilmekte ve orta öğretimi bitirenlerinde ancak yüzde 10’u İspanya’daki 13 üniversiteden birine gidebilmektedir. Bununla birlikte, teknik öğretim görmekte olan öğrenci sayısında artış görülmektedir.Katolik kilisenin, İspanyol yaşamında önemli bir rolü vardır.

YERLEŞME VE DOKUSU
Doğal yapı ve tarihsel etkenlerden kaynaklanan bölgesel ayrılıklar günümüzde de canlılığını korumaktadır. 1978’deki düzenlemeyle oluşturulan özerk bölgeler genellikle tarihsel bölgelerle çakışmaktadır. Geçmişte iç platonun büyük bir bölümünü kapsayan Kastilya Krallığı’nın tarihsel ve kültürel birikimini yansıtan bölgeler Leon, Eski Kastilya ve Yeni Kastilya’dır. Aynı krallığın sınırları içinde yer alan kuzeydeki Bask ülkesi, Asturias ve Galicia, Portekiz sınırındaki Extremadura, güneydeki Murcia ve Andalucia tarih içinde ayrı birer bölge kimliğini kazanmıştır.Geçmişte yarımadanın dopusunu içine alan Aragon Krallığı topraklarında da 4 bölge ayırt edilebilir: Navarra, Aragon, Katalonya ve Valencia.

İspanya’da özellikle kıyı bölgeleriyle iç kesim arasında çok belirgin farklılıklar vardır.Bu gelişmenin temelinde yatan en önemli etken dildir.Örneğin İspanyolca dışındaki dillerin konuşulduğu Bask Ülkesi, Katalonya ve Galicia’da bölgeci eyilimler çok güçlüdür.Öte yandan İspanyolca konuşulmasına karşın toplumsal ve kültürel farklılığın öne çıktığı Andalucia, Aragon ve Kanarya Adalarında da benzer bir eyilim görülür.Bu nedenle geleneksel bölgelerin merkezi yapıya gösterdiği direniş, günümüz İspanya’sının en önemli siyasal sorunlarından birini oluşturmaktadır.

İspanya’nın bir sanayi ülkesi özelliğini kazandığı son 50 yıl içinde kırsal kesimlerden kentlere doğru hızlı bir göç hareketi yaşanmıştır.Bunun yarattığı toplumsal değişim çok çarpıcıdır.Geleneksel kırsal yerleşme bölgeden bölgeye büyük farklılıklar gösterir.Atlas Okyanusu ile Akdeniz’e bakan kıyı bölgelerinde egemen yerleşme dokusu tarım arazilerinin çevrelediği küçük köylerdir.Buna karşılık iç platoyla Ebro ve Guadaluivir vadilerinde kırsal nüfus genellikle büyükçe kasabalarda toplanmıştır.Nüfusun çoğunluğu 10.000 üzerindeki kentlerde yaşar.İç platonun güneyinde bulunan orta büyüklükteki kentler tarımsal bir yapı gösterirken, Bask Ülkesi ve Katalonya’daki küçük kent ve kasabalarda sanayi ağır basar. Ülkenin en büyük kent merkezleri Madrid ve Barcelona’dır.Öteki büyük metropoller Bilbao, Valencia, Zaragoza ve Sevilla’dır.

NÜFUS ETNİK , DİLSEL VE DİNSEL YAPI
İspanya tarih boyunca Kuzey Afrika ve Batı Avrupa’dan gelen yoğun istila hareketlerine sahne olmuştur. Toplumsal yapı üzerinde en derin iz bırakan istilalar, Roma ve Arap egemenliği döneminde rastlar. Avrupa etkisi gelende daha ağır bastığından, İspanyol toplumu Avrupa’nın öteki Akdeniz halklarına büyük bir benzerlik gösterir. Etnik kökenden gelen ayrımlar uzun yıllar süren özümleme süreci içinde geniş ölçüde silindiğinden, nüfusun büyük çoğunluğu İspanyol kimliği kazanmıştır. Katalan, Galicia, Bask halkalarının ayrı kimlikleri daha çok kültür ve din özelliklerine dayanır. Gerçek anlamda etnik bir azınlık oluşturan topluluk Çingenelerdir. Çok sayıda Çingenenin genel toplumsal yapıyla bütünleşmiş olmasına karşın, geleneksel göçebe yaşamı sürdürenlerin oranı önemli bir düzeydedir. Sayıları birkaç yüz bin olarak tahmin edilen Çingenelerin en kalabalık olduğu kentler Granada, Madrid, Barcelona ve Murcia’dır.

Temelde bir Roman dili olan Modern İspanyolca (Kastilya Dili) ülkenin hemen her yanında konuşulur. Bununla birlikte bazı bölgesel lehçe farklılıkları da görülür. Güney Fransa’da konuşulan Oksitan diline çok yakın olan Katalan dili özellikle Katalonya, Balear Adaları ve Valencia’da yaygındır. Gelişmiş bir dil olarak zengin bir edebiyatı vardır. Kastilya dilinden büyük ölçüde etkilenmiş olan Galicia dili daha çok kırsal kesimde varlığını sürdürmektedir. Çok farklı bir yapısı olan Bask dili son yıllarda belirgin bir canlanma sürecine girmiştir. Katalan, Galicia ve Bask dilleri yeni anayasayla resmi yerel diller olarak tanınmıştır.

İspanyol halkının büyük çoğunluğu Katoliktir. 1978’de resmi statüsü kaybeden Katolik Kilisesi gene de devletten mali yardım görmektedir. Küçük Protestan mezheplerin dışında Yehova Şahitler’nin sayısında hızlı bir artış gözlenmektedir.Yahudiler, Hıristiyan olmayan en büyük topluluğu oluştururlar.

DEMOGRAFİK ÖZELLİKLER
İspanya’dan Latin Amerika’ya yönelik geleneksel göç hareketi 2.Dünya Savaşı’ndan sonra dururken, 1950’lerde Batı Avrupa’ya yönelik yeni bir göç dalgası başlamıştır. 1970’lerin sonlarında kesin dönüş yapanların artmasına karşın, Batı Avrupa’da çalışan İspanyolların sayısı hala 250-500 bin olarak tahmin ediliyor. İspanya’da yaşayan Latin Amerika kökenli siyasi mültecilerin sayısı birkaç yüz bini bulur.


Yoğun iç göçler nedeniyle 1930’lardan çoğu kentlerin nüfusu üç kat artmıştır. Büyük kentlerin dışında turizmin geliştiği kıyı bölgelerine ve adalara da yönelen iç göç eğilimi son yıllarda yavaşlama gösterdiği gibi yer yer tersinide de dönmüştür. Bir başka göç hareketi de, Basklı olmayanların giderek Bask Ülkesi’nden ayrılmasıdır.

Nüfus yoğunluğu (1987) km2 başına 77 kişidir. Nüfusun yaklaşık üçte ikisi kıyı bölgelerinde toplandığından, nüfus dağılımı oldukça dengesizdir. Bask Ülkesi, Galicia, Katalonya, Valencia ile Balear ve Kanarya Adalarında nüfus yoğunluğu Batı Avrupa’daki düzeye yakındır. Buna karşılık Navarra ve Aragon, Batı Avrupa ölçülerine göre neredeyse terk edilmiş bir görünümdedir. Kentlerde oturanların toplam nüfus içindeki oranı (1985) yaklaşık yüzde 76’dır. Doğum oranının uzun yıllardan beri bir düşüş eğilimi içinde olması nedeniyle, doğal nüfus artış hızı çoğu gelişmekte olan ülkenin gerisindedir. Kanarya Adaları, Andalucia; Murcia ve Bask Ülkesi’nde ülke ortalamasının üzerinde olan doğum oranı, özellikle Eski ve Yeni Kastilya’da düşüktür. Ülke genelinde doğum ve ölüm oranları (1984) sırasıyla binde 11,9 ve 7,7’dır. Yaşam koşullarında düzelmeye bağlı olarak, öteki Avrupa ülkelerinde olduğu gibi, yaşlıların toplam nüfus içindeki oranı artmaktadır. Ülkeye her yıl 30 milyondan fazla turist gelmesi ve hızlı sanayileşmenin yol açtığı kirlenme giderek önemli sorunlara yol açmaktadır.

EKONOMİ
İspanya’da büyük ölçüde hizmet sektörü, hafif ve ağır sanayi ile tarıma dayanan, gelişmiş bir piyasa ekonomisi yürürlüktedir. Çeşitli müdahaleci politikalar uygulayan devletin ekonomi üzerinde önemli bir ağırlığı vardır. 1960’larda ve 1970’lerin başında yüksek bir büyüme hızı göstererek İtalya’ya yakın bir düzeye ulaşan İspanya, ekonomik alanda Batı Avrupa ile bütünleşme yolunda önemli adımlar atmıştır. 1986’da Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) içinde tam üye statüsü kazanan ülke, aynı zamanda Uluslar arası Para Fonu (lMF), Avrupa Ekonomik İşbirliği Örgütü (OEEC) (bugün Ekonomik Kalkınma Ve İşbirliği Örgütü [OECD] ) ile Gümrük Tarifeli ve Ticaret Genel Antlaşması (GATT) gibi uluslar arası kuruluşlarada üyedir. Hızlı sanayileşmeye karşın, yatırım ve modern donanım açığı ciddi bir sorun oluşturmaktadır. 1985 verilerine göre ülke gayri safi milli hasılası (GSMH) 168,8 milyar ABD doları,kişi başına düşen milli gelir ise 4.360 ABD Doları’dır.

TARIM, ORMANCILIK VE BALIKÇILIK
İspanya’nın Batı Avrupa’nın en büyük tarım üreticileri arasında yer almasına karşın , tarım sektörünün ekonomiye katkısı sınırlı bir düzeydedir. Tarımın gelişmesinin önündeki en büyük engeller, kentlerde oturan büyük toprak sahiplerinin elindeki geniş malikanelerin (latifundium) varlığı ve toprakların genel verimsizliği ile belirsiz iklim koşullarından kaynaklanan güçlüklerdir Daha çok Extremadura ve Andalucia’da bulunan malikane arazilerini dağıtma yolundaki çalışmalarda henüz önemli bir ilerleme sağlanamamıştır. Buna karşılık küçük arazileri birleştirerek işletmeye elverişli çiftliklere dönüştürme konusunda ciddi
başarılar elde edilmiştir. Yağışlara bağımlılığı azaltmak için büyük sulama projeleri kurmaya özellikle 20. yüzyılda önem verilmiştir.

Gayri safi yurt içi hasılanın (GSYİH) ancak yüzde 6,6’sının yaratıldığı tarım sektöründe toplam iş gücünün yedide birine yakın bir bölümü çalışır.GSYİH içindeki payının giderek azalmasına karşın, tarımsal üretimde az da olsa mutlak bir artış gözlenmektedir. En önemli tahıl ürünleri; arpa ve buğdaydır. Arpa daha çok güneydoğuda, buğday ise iç plato ile Ebro Vadisinde yetiştirilir. Devletçe desteklenen mısır ve yağlı tohum üretimi sınırlı bir düzeydedir.İç platonun bir başka temel ürünü baklagillerdir. Valencia ve Ebro deltasında pirinç ekimi yapılır. Patates ve Şeker Pancarı da önemli ürünlerindendir.

Akdeniz iklimi özellikle Valencia ve Castellon’da yaygın turunçgil üretimine olanak verir.Kuzey ve Kuzeybatıda elma ve şeftali; Castellon ve Alicante’de incir ve badem, Murcia’da şeftali ve kayısı üretimi öne çıkar. Malikanelerin başlıca ürünü olan zeytin genellikle yağ üretiminde kullanılır. Bağların çoğu ülkenin doğusundaki tepelik alanlarda bulunur. İspanya Avrupa’nın üçüncü büyük şarap üreticisidir; ama şaraplar genellikle düşük kalitededir. Az miktarda yetiştirilen ticari ürünler arasında kenevir,pamuk ve tütün sayılabilir.

Hayvancılığın ekonomiye katkısı önemlidir; İspanya koyun ve keçi varlığı bakımından Avrupa’da ilk sıralarda yer alır. Sığır daha çok kuzeydeki nemli bölgelerde, koyun iç platoda, keçi ise güneydoğuda yetiştirilir. Extremadura’nın seyrek ağaçlıklı alanlarında domuz besiciliği de yapılır.

Ormanlar ülke topraklarının yaklaşık üçte birini kaplar. Toprak erozyonunu önlemek amacıyla yeni ağaç dikimine de önem verilmektedir. Yıllık tomruk üretimi 13 milyon metreküp’ün üzerindedir. Balıkçılık başta Galicia olmak üzere kuzey ve batı kıyılarında önem taşır. İspanya’nın balıkçı filosu yaklaşık 17000 tekneyi kapsar. En çok avlana deniz ürünleri; Sardalye,hamsi,barlam,morina,tonbalığı,yumuşakçalar ve kabuklulardır.

MADENCİLİK VE SANAYİ
İspanya Batı Avrupa’nın en büyük kömür madenciliği merkezlerinde biridir. Kömür ocaklarının çoğu kuzeybatıdaki Arturias gölgesindedir. 1960’ların ortalarındaki köklü düzenlemeyle ekonomik olmayan ocaklar kapatılarak yatırımlar potansiyeli yüksek yataklara yöneltilmiştir. Kuzeydeki Cantabria Dağlarında demir cevheri ve çinko yatakları işletilir. Güneybatıdaki Sierra Morena’da bakır ve kurşun yatakları vardır. Petrol çıkarımı sınırlı bir düzeydedir. Öteki yer altı zenginlikleri arasında cıva, tungsten, pota, piritler,ve uranyum oksitler sayılabilir.

GSYİH içindeki toplam payı dörtte biri geçen madencilik ve imalat sanayisi sektörlerinde toplam işgücünün beşte birinden fazlası çalışır. Oldukça geç bir dönemde gelişmeye başlayan sanayi 1950’lerin ortalarından sonra büyüme hızı bakımından dünyada ilk sıralara yerleşmiştir. Seramik, kağıt, yünlü ve pamuklu dokuma gibi ürünlere dayalı geleneksel hafif sanayiler, günümüzde de eski merkezlerde yoğunlaşmıştır. Son yıllarda yüksek teknoloji gerektiren yeni sanayi dallarına geniş çaplı yatırımlar yapılmıştır. Bu alanda en çarpıcı örnek 1960’larda dünya çapında bir rekabet gücüne ulaşan gemi yapımcılığıdır. ABD otomobil şirketlerinden Ford Motor Company ve General Motors Corporation’ın giriştiği yatırımlar İspanya’da gelişkin bir otomobil sanayisinin kurulmasına önemli katkıda bulunmuştur. Sociedad Espanola de Automoviles de Turismo (SEAT) şle Fiat’a ait olan ortak kuruluşlarda çeşitli motorlu araçlar üretilmektedir. Öteki önemli sanayi dalları demir-çelik, kimyasal madde ve plastik eşya üretimi, makine, motor ve elektrikli ev aletleri yapımıyla gıda işlemedir.

Ağır sanayi kuruluşlarının çoğu, aynı zamanda metalurji merkezleri olan Bilbao, Santander ve Oviedo çevresinde toplanmıştır. Bilbao çelik sanayisinin geçmişi ortaçağa kadar iner. Madrid’de makine ve metal eşya fabrikalarının yanı sıra çeşitli hafif sanayi kuruluşları da vardır. Barcelona başlıca dokuma ve plastik eşya merkezidir. Gemi, çelik ve dokuma sanayilerinde yeniden yapılanma programları yürütülmektedir.
Büyük bölümü ithal petrolden elde edilen yıllık elektrik üretimi (1985) 125,6 milyar kW-sa düzeyindedir. Yetersiz yağışlar nedeniyle, ırmaklardan hidroelektrik enerji üretimi pek gelişmemiştir.

FİNANS HİZMETLERİ VE TİCARET

Mevduat ve ticaret bankalarındaki işlemlerin çoğu devletçe düzenlenir; bu alandaki sıkı denetim son yıllarda bir ölçüde gevşetilmiştir. Anonim kuruluşların çoğu kredi için bu bankalara başvurur. Tasarruflar genellikle hisse senetleri yerine bankalara yöneldiğinden, sınırlı sorumlu şirketler mali açıdan bankalara bağımlıdır. Yatırımlar için bir başka önemli kaynak yabancı sermayedir.

İhracat büyük ölçüde makine, ulaşım araçları, ham ve işlenmiş metal ile gıda ürünlerine dayanır. Başlıca ithalat kalemleri petrol ve petrol ürünleriyle temel yatırım mallarıdır. Ayrıca tahıl ve pamuk gibi bazı tarım ürünleri de kısmen dışarıdan karşılanır. Petrole bağımlılık nedeniyle sürekli bir eğilim gösteren dış ticaret açığı, turizm gelirleri ve yurt dışındaki işçilerin gönderdiği dövizlerle kapatılır. Dış ticarette en önemli yeri ABD, AET ve Ortadoğu Ülkeleri tutar.

EKONOMİNİN YÖNETİMİ

Devletin ekonomideki ağırlığı çeşitli altyapı ve hizmet kuruluşlarını elinde tutmasının yanı sıra 1941’de oluşturulan Ulusal Sanayi Enstitüsü’ne (INI) dayanır. Çeşitli desteklerle ağır sanayinin gelişmesinde önemli rol oynamış olan INI’nın kömür, çelik, petrokimya ve otomobil gibi sanayi gibi sanayi dallarında önemli yatırımları da vardır. Planlamaya dayanan korumacı politikaların geçmişi 1950’lerin sonlarına kadar iner. Son yıllarda devlet müdahaleciliğini azaltma yönünde bir eğilim görülmektedir. Bu çerçevede mali sistemi liberalleştirme, faiz oranlarını serbest bırakma ve fiyat denetimini gevşetme doğrultusunda bazı adımlar atılmıştır. 1980’lerdeki ekonomik durgunluk döneminin başlangıcındaki enflasyon oranını düşürmeye ağırlık verilmesine karşın, son yıllarda istihdamı geliştirici politikalar öne çıkarılmıştır.

Geçmişte yasadışı sayılan ve ceza yasası uyarınca kovuşturmalara uğrayan işçi sendikaları üzerindeki baskılar 1977’de kalkmıştır. Başlıca sendika kuruluşları İspanyol Komünist Partisi’yle (PCE) bağları olan işçi Komiteleri Sendikaları Konfrederasyonu, İspanyol Sosyalist İşçi Partisi’ne (PSOE) bağlı olan Genel İşçi Sendikası (UGT) ile İşçi Sendikaları Birliği’dir (USO). Yeni çıkarılan yasalarla işçi-işveren ilişkileri daha demokratik bir temelde oturtulmuştur.

Ekonomik en zayıf noktalarından biri kamu gelirlerinin önemli bir dayanağı olan vergilerin etkili bir biçimde toplanamamasıdır. Bu durum vergi sisteminin toptan gözden geçirilmesini gerektirmiştir. Öte yandan geçmişte geniş kaynakların teşvik önlemleri aracılığıyla sanayiye kaydırılması nedeniyle ihmal edilen sosyal hizmet, sağlık ve eğitim alanlarının kamu giderleri içindeki payı, 1970’lerin sonlarından bu yana önemli ölçüde artmıştır.

ULAŞIM
Ülke düzeyindeki ana ve ikincil yolların yanı sıra bölgesel ve yerel yolları da kapsayan karayolları ağının toplam uzunluğu [1986] 320 bin km’ye yaklaşır. Geniş çaplı kaplama çalışmalarıyla otoyolların yapımı 1960’ların ortalarında başlamıştır. İspanya, karayollarındaki trafik yükünün en yoğun olduğu ülkeler arasında yer alır; trafik sıkışıklığı özellikle kıyılarda belirgindir.

Öteki Avrupa ülkelerine göre oldukça geç bir tarihte başlayan demiryolu inşası 19.yüzyılın ikinci yarısında gelişmiştir. Önceleri imtiyaz verilen özel şirketlerin işlettiği demiryolları, İç savaş (1936-39) sırasındaki büyük yıkımın ardından, 1941’de devlete devredilmiştir. Demiryolu ağının odak noktasını Madrid oluşturur. 1964’ten sonra uygulanan modernleştirme programı çerçevesindeki elektrikle işleyen trenlerin sayısı hızla artmaktadır. Madrid, Barcelona ve Sevilla’da metro hatları vardır.

Dış ticaretin büyük bölümü denizyoluyla yürütülür. İspanya’nın deniz taşımcılığı filosu 1980 ‘de toplam tonaj bakımından dünyada 13.sırada yer alıyordu. Başlıca limanlr Bilbao, Tarragona,, Barselona, ,Santa Cruz de Tenerife, Algeciras,Cartagena, Gijon, Las Palmas, Valencia, Huelva, Malaga, ve Coruna’dır. Genelde özerk yapılı olan limanlr arasındaki eşgüdümü merkezi bir kamu kuruluşu sağlar.

Ülkenin iki büyük havayolu kuruluşu IBERİA AVİACO çoğunluk hisseleri INI’nın elinde olan Anonim Şirketlerdir. En işlek hava alanları MADRİD, PALMA de MALLORCA ve BARSELONA’dır.

YÖNETSEL VE TOPLUMSAL KOŞULLAR

DEVLET YÖNETİMİ

İspanya 1978 ‘de kabul edilen Anayasa uyarınca Parlementer Sisteme dayalı MEŞRUTİ Bir MONARŞİ’dir.
Kral devletin başı ve silahlı kuvvetlerin başkomutanıdır.
Yasama erki iki meclisli bir organ olan Cortes Generales’in elindedir.
Bu organının ağırlıklı kanadını oluşturan TEMSİLCİLER MECLİSİ [Camera Baja] üyeleri dört yılda bir doğrudan ve genel oyla seçilir. Senatoda [ Camera Alta] özerk bölgeler ve ada illeri dörder üye ile temsil edilir. Senato seçimleri de dört yılda bir yapılır. Yasa tasarısı sunma yetkisi iki meclis, hükümet ve özerk bölge meclisine aittir. 500 bin imza toplamak koşuluyla halk tarafından da yasa tasarısı önerilebilir. Temsilciler meclisten genel tasarıların Senato da en çok iki ay olağan üstü durumlarda 20 gün içinde görüşülme4si gerekir. Temsilciler Meclisinin’nin Senato’da yapılan değişikleri benimsememesi durumunda, tasarı onaylanarak yürürlüğe girmek üzere krala gönderilir. Senato’nun hazırladığı tasarı Temsilciler Meclisi’nden geçerek yasalaşır.
Yasama organına karşı sorumlu olan yürütme gücünün başında Başbakan bulunur.
Başbakan Çoğunluk Partisi’nin önersi üzerine Kral tarafından atanır. Yasama organı dışından da seçilebilen Hükümet Üyeleri Yasama Organının ve Komitelerinin toplantılarına katılabilir. Hükümet isterse güven oyu için Yasma Organına başvurabilir; Güven Oyu için basit çoğunluk yeterlidir. Yasama Organında verilen Gensoru’nun mutlak çoğunlukla kabul edilmesi durumunda Hükümet düşer ve Gensoruda belirtilen Başbakan Adayı kendiliğinden bu göreve gelmiş olur. Başbakan gündemde bir gensorunun olması koşuluyla Yasama Organını dağıtarak seçimlere gidebilir.

İspanya son yıllarda Yerel Yönetim bakımından yeni bir sistem oluşturma sürecine girmiştir. Anayasa uyarınca “Ortak Tarihsel, Kültürel ve Ekonomik özellikler taşıyan komşu iller”e bir araya gelerek özerk bölge [ Comunidad autonoma ] oluşturma hakkı tanınmıştır. Bunun için ilgili bölgedeki belediyelerin en az üçte ikisinin başvurması gerekir; bu belediyeler nüfusun çoğunluğunu da temsil etmelidir. Özerk bölgenin statüsü söz konusu illeri temsil eden yöneticilerle yürütüle görüşmelerin Merkezi Hükümetçe belirlenir. Geçiş döneminde yönetim ve yasama işleri merkezi hükümetin denetiminde sürdürülür. Anayasa uyarınca resmen tanınan özerk bölgeler, ulusal çıkarlara aykırı davranmamak koşuluyla iç işlerinde kendi kendini yönetme yetkisini kazanmış olu. 1988’e gelindiğinde özerk bölgelerin sayısı 17’ye ulamış bulunuyordu.

Yerel düzeyde Merkezi Yönetime bağlı temel birimleri oluşturan iller, bir dizi belediyeyi kapsar. Her ilde, üyeleri belediye görevlileri arasından seçilen bir il temsilciler bulunur. Belediyeler, üyeleri seçimle belirlenen belediye meclisleri tarafından yönetilir.Meclisin seçtiği belediye başkanı aynı zamanda Merkezi Yönetimin Temsilcisidir. Madrid ve Barselona gibi büyük kentlerin yetkileri daha geniş olan özel belediye yönetimleri vardır.

Ülke genelinde siyasal yaşam demokratik ve çoğulcu bir yapı gösterir. Başlıca Siyasal Partiler ılımlı sol eğilimli İspanyol Sosyalist İşçi Partisi [PSOE], merkez sağda yer alan Demokratik Merkez Birliği ( UCD), Avrupa komünizmi çizgisini savunan İspanyol Komünist Partisi ( PCE) ve tutucu bir ittifak olan Demokratik Koalisyon’dur (CD). Ayrıca Bask Ülkesi, Katalonya ve Andaluci’da güçlü bir desteği olan yerel milliyetçi partiler de var.

Yargı sistemi bağımsızdır. Anayasa ile ilgili davalara Anayasa Mahkemesi bakar. Bu mahkemenin görev alanı dışında en üst yargı organı altı daireden oluşan Yüksek Mahkeme’dir. Başkanı Adli Genel Kurul’un ( Consejo General del Poder Judicial ) önerisi üzerine kral tarafından atanan Yüksek Mahkeme’nin altında Genel Üst Mahkeme, bölge üst mahkemeleri ve il üst mahkemeleri görev yapar. Alt derece mahkemeleri genellikle hem ceza, hem hukuk davalarına bakar. Benzer bir örgütleme sistemini izleyen özerk bölgelerdeki yargı organları da Yüksek Mahkeme’nin denetimine bağlıdır.

Savunmayla ilgili konulardan başbakan ve Ulusal savunma Kurulu sorumludur. Silahlı Kuvvetler Savunma Bakanlığı’na bağlıdır. Bütün erkek yurttaşlar için zorunlu olan askerlik hizmeti 15-18 ay arasında değişir. İçişleri Bakanlığı’na bağlı olan kolluk kuvvetleri, askeri bir örgütleme sistemine dayanır. Silahlı kuvvetlerin bir birimi olan Guardia Civil kıyı ve sınırların yanı sıra liman, havaalanı ve hapishaneleri korumakla görevlidir.


Bakınız.>> İspanya (Reino de España) ve İspanya Tarihi

İngiltere


140px Flag of Englandsvg

(İngilizce: England), Batı Avrupa'da bulunan Büyük Britanya adasındaki Birleşik Krallığa bağlı bir devlettir. İngiltere'nin bağlı olduğu Birleşik Krallık, Büyük Britanya adası ülkeleri (İngiltere, Galler ve İskoçya) ile İrlanda Adası'nda yeralan Kuzey İrlanda'dan oluşur.

Coğrafya

Kuzey-güney doğrultusunda uzun bir ada olan Büyük Britanya'nın batı kesimi genellikle dağlıktır. Ancak yükseklikler fazla değildir. İskoçya'da Ben Nevis tepesi 1.340 m, Galler'de Snowdown Tepesi 1.084 m'dir. Bütün ada hafif tepelerle düzlükler halinde uzayan çayır ve ağaçlıklarla kaplı yeşil bir ülkedir. İklim batıdan gelen okyanus etkisiyle yumuşak ve nemlidir. Batı kesimi daha çok yağış alır. Yıllık yağışlar 700-1.200 mm arasında değişir. Mevsimler arası sıcaklık farkı da çok azdır (Londra'da Ocak ayı ortalaması 5 C°, Temmuz ayı ortalaması 16,7 C°). Adanın en geniş yeri 130 km'yi geçmediği için ırmaklar kısadır. En önemli ırmaklar Thames, Trene, Severn'dir.

Nüfus

İngiltere kalabalık bir ülkedir (km² başına 377 kişi). Nüfus 18. ve 19. yüzyıllarda çok artmış, ülke bu nüfusu besleyemediği için halkın bir bölümü Amerika'ya göçmüştür. Günümüzde, doğumların azalması nedeniyle (binde 14'ten az) nüfus artışı durmuş gibidir. Ülkede %2'ye varan yoğunlukta yabancı (Zenci, İrlandalı, Hintli, Pakistanlı, Kıbrıslı vb.) bulunmaktadır. 2. Dünya Savaşı'ndan sonra sömürgelerin elden çıkması ve ekonomik bunalımın büyümesi sonucunda İngilizler ile azınlıklar arasında boyutları çatışmalara varan bazı sorunlar ortaya çıkmaktadır. Nüfus dağılışı oldukça dengesizdir. Dağlık kesimler hemen hemen ıssız gibidir. Tarım bölgeleri buralara oranla kalabalıktır. Nüfusun büyük çoğunluğu sanayi merkezi olan kentlerde toplanmış durumdadır (kentleşme oranı %90). Bu durumuyla İngiltere dünyada kentleşme oranı en yüksek ülkedir. Nüfusun %40'ı yüzölçümü ülkenin %4'ü kadar olan ve içlerinde altısının nüfusu milyonu aşan birbirine yakın kentler de bulunmaktadır.

Ekonomi

Çalışan nüfusun %40'ını endüstri kollarındakiler oluşturur. İngiltere endüstri devrimini Avrupa'da ilk gerçekleştiren ülkedir. Endüstri 18. yüzyıl'ın ikinci yarısında zengin taş kömürü yataklarının işletilmesiyle başlamıştır. Günümüzde taşkömürü üretimi azalmıştır (yılda 122 Mt) ve hepsi iç tüketimde kullanılmaktadır. Enerjinin ancak üçte biri kömürden sağlanmaktadır. Buna karşılık hidrokarbon üretimi artmıştır. Bunun önemli bir bölümü (53 Mt petrol, 40 milyar m³ doğalgaz) Kuzey Denizi'nden çıkartılmaktadır. Yine de yılda 20 Mt petrol dışalımı yapılmaktadır. Elektrik üretimi 288 milyar kwh'yi bulur ve bunun 37 kwh'si nükleer santrallardan sağlanır. Çelik üretimi, çoğu dışarıdan satın alınan demir cevherinden olmak üzere yılda 20 Mt kadardır. Gemi yapımı ve motorlu taşıt endüstrileri çok gelişmiştir (2 milyona yakın taşıt, bunun %80'i binek otosu). Uçak sanayi ile birlikte daha birçok sanayi dalını bunlara eklemek gerekir (takım tezgahları, tarım ve demiryolumakineleri, elektrikli makineler vb.)

En eski endüstri kolu tekstildir. Ancak eski önemini yitirmiş durumdadır. Bununla birlikte dışarıdan alınan pamuk ve hem yerli hem ithal yünle yılda 90.000 ton pamuklu, 185.000 ton yünlü üretilmektedir. Sentetik tekstil üretimi ise 400.000 ton dolayındadır. Kimya endüstrisi tekstile göre daha yeni olmasına karşın büyük bir hızla gelişmiştir. Petrokimya sanayinin (plastik madde, sentetik iplik, kauçuk, vb.) önemi de diğer kimya dallarına (gübre, boya, sabun, vb. üretimi) göre daha fazladır.
Endüstrinin yanında tarım ikinci plandadır. Çalışan nüfusun ancak %5'i tarım alanındadır. Gerçekte doğal koşullar da tarıma pek elverişli değildir. Yetiştirilen başlıca ürünler; buğday (5-10 Mt), patates, şeker pancarı, sebze ve meyvedir. Hayvancılık, tarıma göre daha geniş bir yer tutar: 15 milyon baş sığır, 30 milyon baş koyun. Yılda 1 Mt balık tutulmaktadır. Yoğun gübre kullanımına karşın tarım üretimi nüfusu beslemeye yetmemektedir.

İngiltere'nin önemli gelir kaynağı eskiden bu yana ticaretti. Sömürgelerden ve geri kalmış ülkelerden alınan hammaddeler işlenerek yine bu ülkelere satıldığından ekonomik zenginlik büyük boyutlara ulaşmıştı. Sömürgeler bağımsızlıklarını kazandıktan sonra bu durum değişmiştir. Bununla birlikte çok uluslu İngiliz şirketleri (British Petroleum, Imperial Chemical Ins. ve Shell gibi) ve büyük bir ticaret filosu ticaret dengesini ülke lehine destekleyici etmenlerdir. Ancak gene de ülke ekonomisi zaman zaman bunalıma düşmekte, buda toplumsal sorunlara yol açmaktadır. Dolayısıyla İngiltere giderek eski ekonomik gücünü yitirmektedir.

Tarih

250px Housesofparliamentoverallarp
Londra'daki Parlamento Binası ve Big Ben

İngiltere'nin bilinen ilk yerlileri Keltlerdir. Romalılar, Batı Avrupayı istila ederken İngiltere'yi de fethedip (1. yüzyıl) adaya "Britania" adını vermişlerdir. Roma egemenliğinin dört yüzyıl sürmesine karşın ülke bu durumdan fazla etkilenmemiştir. 5. - 8. yüzyıllarda sürekli Anglo Sakson akınları, Keltleri kuzey ve batıdaki dağlık yörelere sürerek adaya yeni halkların yerleşmelerine olanak sağladır. Bunu, Danimarka ve 11. yüzyılda Norman istilaları izledi. Normandiyalı Fatih 1. William beş yıl içinde ülkeye egemen oldu. Norman kralların yönetiminde AnglosaksonlarlaNormanlar birbirlerine karıştı, dil yapısı da ona göre biçimlendi. 1485'te başa geçen Tudor Hanedanı'ndan Kral 8. Henry kilisede reform yaptı ve İngiliz deniz gücünü kurdu. 1. Elizabeth (1558-1603) Anglikanizmi İngiltere'nin resmi dini olarak kabul edip, Katolik direnişini kırdı, yenilmez İspanyol armadası'nı bozguna uğratarak, İrlanda'yı İngiltere topraklarına kattı.

Saltanatı döneminde sanat ve edebiyat alanlarında büyük gelişmeler oldu. Kısa süren cumhuriyet döneminden sonra (1649-1658) yeniden krallığa dönüldü. Kraliçe Victoria (1837-1901) zamanında İngiltere dünyanın en büyük gücü durumuna geldi. 1877'de Hindistan sömürgeleştirildi. Mısır ele geçirildi (1882). İngiltere, 1. Dünya Savaşı'ndan zaferle çıktı. 1936'da Mısır bağımsız oldu. Sudan'da İngiliz-Mısır ortak yönetimi kuruldu. İngiltere, 2. Dünya Savaşı'ndan da zaferle çıktıysa da batı dünyasının liderliğini Amerika Birleşik Devletleri'ne bırakmak zorunda kaldı. Hindistan, Pakistan, İrlanda ve Afrika'da birçok sömürge bağımsızlıklarına kavuştu. Savaş sonrası seçimleri İşçi Partisi kazandı. 1951'de Muhafazakarlar yeniden iktidara geldilerse de bazı iç ve dış güçlüklerle karşılaştılar. 1952'de Kraliçe 2. Elizabeth tahta çıktı. 1951-1964 arasında iktidarda bulunan, Muhafazakar Parti (Churchill, Eden, Mac, Millan, Douglas, Hume hükümetleri) sosyal ve ekonomik güçlükleri yenmede başarılı olamadı. İşçi Partisi iktidarı döneminde (1964-1970), sterlin devalüe edildiyse de ekonomik bunalım tam olarak giderilemedi, Kuzey Denizi'nde petrol bulunması ülke ekonomisini bir ölçüde rahatlatmıştır.

1979'da iktidara gelen Muhafazakar Parti lideri bayan Margaret Thatcher yönetimindeki yeni hükümet sıkı para politikası ve ücretlerin dondurulması siyaseti ve enflasyonu yenmeye, ülkeye eski istikrarlı ekonomik gücünü kazandırmaya çalıştı. Ancak İrlanda'daki Katolik tedhiş hareketleri ve içerde yabancılara karşı başlayan düşmanılığı Thatcher Hükümeti'ni uğraştıran önemli sorunlardı. Thatcher'in yılının sonlarında istifa etmesi üzerine yerine 1990 John Major başbakan oldu.

250px Tower Bridge London Feb 2006
Tower Bridge, Londra

Bakınız.>> İngiltere ve İngiltere Tarihi

"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.

Benzer Konular

9 Aralık 2016 / ipek kılıç Cevaplanmış
21 Haziran 2012 / Misafir Soru-Cevap
10 Nisan 2015 / Misafir Cevaplanmış