Arama

Ormanın Önemi ve Yararları

Güncelleme: 4 Haziran 2014 Gösterim: 61.847 Cevap: 7
BARIŞ - avatarı
BARIŞ
Ziyaretçi
28 Mayıs 2008       Mesaj #1
BARIŞ - avatarı
Ziyaretçi
ORMANIN ÖNEMİ VE YARARLARI

Sponsorlu Bağlantılar
Orman; toprağı, ağaç ve ağaççıkları, yaban yaşamı, otu, çiçeği, mantarı, böceği, kuşları, mikroorganizmaları ile aynı sistem içinde bütün olarak yaşayan doğal bir varlıktır.
Orman ekosistemi içinde barınan her varlık, sistemin uyumlu bir öğesi konumundadır. Ormanda bu hayat çemberi içine düşen her varlık, ister gözle görülemeyecek ölçekte bir bakteri olsun, isterse dev bir ağaç yada bir çiçek veya böcek olsun durmadan bu çemberin içinde döner durur. Böylece durmadan doğan,durmadan didinen, durmadan çözülen, durmadan oluşan ve tabii durmadan dönen milyarlarca varlık, ortaya olağanüstü bir sistem, tek sözcük ile bir orman varlığı çıkarır.
Ormanlar, yaşayan, çoğalan; ekonomik ve teknik yararlanma olgusu içinde tükenmez kaynak özelliği gösteren, bu yanıyla insanoğluna esin kaynağı olan ve ona güç veren, insanlığın kalkınmasını, mutluluğunu, refahını sağlayan önemli bir anahtardır.
İnsanoğlu, başlangıçta ağaçtan ve ormandan yalnızca günlük gereksinimleri için yararlanıyordu. Yaşantısını sürdürürken, çevresindeki zenginlikleri keşfetmesi, bunlardan olanakları ölçüsünde yararlanması, son derece doğal bir davranıştı. Ama uygarlık geliştikçe, insanın günlük gereksinimleri yalnız çeşitlenmekle kalmadı, aynı zamanda boyut da kazandı. Birey, örneğin ruhsal gereksinimleri için de; yücelik, güzellik kavrayışına karşılık veren bir alan olarak estetik duygulanımları için de ormandan yararlanmaya koyuldu.
Ormanın somut-maddi yararları ile soyut, daha doğru ifadeyle manevi-kollektif-sosyal yararlarını ayrı başlıklar altında kısa kısa gözden geçirmeye çalışalım.

Odun ve Odun Dışı Ürünler

İnsanoğlunun ilk keşfettiği ve yararlanmaya koyulduğu doğal kaynakların başında orman gelmektedir. Ormanları, yukarıda, kendi yaşama ortamlarında var olan, çoğalan; ana elemanı ağaç, ağaççık olmak üzeri, diğer bitkisel, hayvansal, mineral öğelere de yaslanan, tüm bu öğeler arasında karşılıklı etkileşim ve kendine özgü yaşama beraberliği bulunan, insanlığa maddi manevi yararlar sunan bir varlık olarak almıştık.
Ancak odun hammaddesinin, günümüzde, artık iki binin üzerinde kullanım olanağına sahip olduğu bilinmektedir. Odunun teknolojik özellikleri üzerinde yapılan araştırmalar, odundan yararlanma çeşitliliğinin her geçen gün biraz daha artacağını göstermektedir.
Bu değerli kaynağın ilk bakıştaki yararları arasında, özellikle çeşitli sanayi dallarında, işkollarında hammadde olarak kullanılışı gösterilebilir nitekim kâğıt sanayiinden kimya, enerji, madencilik, ulaştırma, bayındırlık, tarım sanayiine dek pek çok alanda kullanılan odun, aynı zamanda insanoğlunun bin yıllara yayılan uygarlık serüvenini de özetlemektedir.
Öte yandan ormanlarımızdan odun hammaddesinin yanında odun dışı ürünler de elde edilmektedir. Nitekim ormanlar reçine, tanen, sığla yağı, defne yaprağı, defne yağı, mantar, çamfıstığı, keçiboynuzu (harnup), kestane, somak, cehri, mahlep, kitre (geven), meyankökü, meyan özü, kekik, ıhlamur çiçeği, adaçayı, menengiç, salep vb. sayılamayacak denli çok ürünle insanoğlunun yararlandığı en büyük doğal kaynaktır.
Bu örnekler, bize ormanları, odun olarak sağladığı maddi katkılar kadar, ormanların tükenmez bir kaynak olduğunu da göstermektedir.

Orman Su Varlığını Korur ve Düzenler

Su, doğa olaylarının yönlendirmesiyle hidrosfer (sular dünyası: okyanuslar, denizler, göller, akarsular), pedosfer (karalar dünyası) ve atmosfer arasında sürekli olarak hareket halindedir. Suyun, gaz, sıvı yada katı halde bu dolaşımına hidrolojik döngü denilmektedir.
Ormanlar, ortamların su dengesi üzerinde çok yönlü etkiler yaratabilmektedir. Örneği intersepsiyon olgusu sonucunda, iğneyapraklı ormanlarda yağışların %30-35’i, geniş yapraklılarda ise %15-20’si buharlaşma yoluyla yeniden atmosfere kazandırılmaktadır. Öte yandan bu olgunun, toprağın fiziksel özelliklerin iyileştirerek yüzeysel akışı azalttığı, buna bağlı olarak toprak aşınımını, taşınmasını en aza indirdiği, bu arada toprağın alt katmanlarına giren su miktarını artırdığı da bilinmektedir.
Ormanların yağışları artırdığına ilişkin saptamalar da söz konusudur.
Kaldı ki ormanlar, ağaçların topraktan kökleriyle aldığı suyu yapraklarıyla atmosfere vermesi sonucunda da, havadaki nem oranının artmasını sağlamaktadır. Örneğin bir meşe ağacı, günde 570 litre suyu: ortalama olarak ise bir ağaç, yılda 20 ton suyu bu yolla (transpirasyon) atmosfere verebilmektedir.
Tüm dünyada yıllık su gereksiniminin, 1990’lar itibariyle, 2.850 milyar m3 olduğu, ancak bunun 2015 yılında 11.985 milyar m3’e yükseleceği beklenmektedir. Population Action International’ın (PAI) bir araştırmasına göre ise, halen 505 milyon olan kronik ya da şiddetli su sıkıntısı çekenlerin sayısı da 2025 yılında 2.4 ila 3.2 milyara yükselmiş olacaktır.
Ormanlar, suyun niteliğini iyileştirici yanıyla da önemli bir işleve sahiptir.
Görüldüğü gibi orman, su varlığının yalnızca düzenliliğini değil, aynı zamanda bu suların temizliğini de sağlamaktadır.

İklim ve Orman
İklim ile orman arasında karşılıklı yani çift yönlü bir ilişki söz konusudur. Çünkü ormanın iklim üzerindeki etkileri kadar, iklimin de orman üzerinde etkileri bulunmaktadır. İklim, orman ekosistemlerinin yapısı ve dinamiği üzerinde rol oynayan egemen etkendir. Kaldı ki ormanların tipleri ve özellikleri, yayılış bölgelerindeki iklim, mevki ve toprak koşullarına bağlı olarak değişmektedir.
Yetişme ortamı; ormanın da içinde yer aldığı canlılar toplumunun geçek ve tipik çevresini oluştururken bu canlıların yaşamalarını ve gelişmelerini sağlayan canlılar toplumunu sürekli etkisi altında tutan doğal etkenlerin de yönlendirmesi karşısındadır. Bu dalğal etkenler, yetişme ortamı etkenleri olarak “klimatik faktörler” (yağış, havanın nemi, hava hareketleri, ışın enerjisi); “edafik faktörler” (toprak özelliklerine ilişkin karakteristikler, toprak havası, suyu besin maddeleri, derinliği, toprak tipi, toprak tür vb.); “biyotik faktörler” (insanlar, hayvanlar, bitkiler, mikroorganizmalar, insanın sosyal çevresi) ve “rölyef faktörler” (genel mevki: bir yerin enlem ve boylam derecelerine göre dünya üzerindeki konumu; denizden yatay uzaklığı; ova, yayla, tepe dağ oluşu/ özel mevki: denizden yüksekliği; arazi eğimi; arazi yüzü şekli) biçiminde ortaya çıkar.
İşte, genel iklim koşulları ve arazi yapısı bakımından belirli özellikler gösteren büyük coğrafi bölgelerdeki benzer hayvan ve bitki toplumlarına, üzerinde yaşadıkları bölgelerle birlikte “biyom” adı verilmektedir.
Tropik yağmur ormanları bu sınıflandırma içinde, bir biyom örneği olarak değerlendirilebilir. Örneğin tropik yağmur ormanları, dünyanın öteki bölgelerindeki canlılar için de oksijen kaynağıdır. Tahriplere karşı söz konusu ormanların korunması yönünde, dünya çapında kampanyalar açılması bunun göstergesidir.
Ne var ki, iklim koşullarından böylesine olumsuz etkilendiği halde; ormanlar, yine de insanoğlunun yararına iklime yani hava, yağış, nem, ışın, ısı hareketlerine olumlu yönde etkiler yapmakta, bu yönde de büyük katkılar sağlamaktadır.
Örneğin hava hareketlerinin yönü ve hızı, orman varlığına göre büyük ölçüde değişebilmektedir. Ağacın türüne, sıklığına ve ağaç tepelerinin oluşturduğu kapalılığa bağlı olarak ortaya çıkan bu etkiden, rüzgâr perdeleri oluşturmada yararlanılmakta; bundan hareketle tarımsa verimliliğin artırılması yönünde çaba harcanmaktadır.
Koruyucu orman kuşağının, açık alanların yanı sıra kentler arası yollarda da olumlu etkiler yarattığı gözlenmektedir. Örneğin kar birikimindeki yoğunluğun ya da araçlar üzerindeki rüzgâr etkisinin azaldığı görülmektedir. Ormanlar, rüzgârın hızını keserek toprak ve kar savrulmalarına engel olmaktadır.
Ormanlar güneş ışını ve ısısında sergiledikleri dönüştürücülükle de dikkat çekmektedir.
Ormanların, çığlara karşı etkin bir koruyucu olması, ormanlık alanlarda çığ oluşumu olasılığının çok düşük kalması; ormanın iklim üzerindeki bir başka olumlu et*kisini göstermektedir. Ayrıca ormanların, toprağın donmasını ve çözülmesini ge*ciktirdiği bilinmektedir.
Ormanların, küçük iklimler yaratarak hava kirliliğini önlediği de gözlenmiştir. Böylesi bir etki, özellikle sanayinin yoğun olduğu kentlerde çok büyük önem taşı*maktadır. Eğer orman yoksa, kentin hemen üstünde, çıplak gözle görülecek biçim*de, kirli ve durgun bir havanın biriktiği gözlenmektedir.
Öte yandan bitkiler, kendi dışlarına devamlı su vererek, bu suyu buharlaştırarak düşük bir ısıda kalabilmektedir. Ayrıca, bütün bunların üzerine, yaprak döken ağaç türlerinin oluşturduğu ormanların, kış mevsimlerinde bile yaza oranla %60 dolayında bir kirli hava süzme-emme-temizleme yetenekleri bulunduğunu eklemek gerekiyor.

Oksijen Kaynağı Orman

Dünya Sağlık Örgütü, “hava kirliliği”ni, “canlıların sağlığını olumsuz yönde etkileyen veya canlılar üzerinde maddi zararlar meydana getiren yabancı maddelerin, havada normalin üzerinde bir yoğunluğa ulaşması” biçiminde tanımlamaktadır. Bunun yanı sıra şöyle bir tanım daha yapılmaktadır: “hava kirliliği, atmosferdeki toz, gaz, duman, koku, su buharı şeklinde bulunabilecek kirleticilerin, insana ve diğer canlılarla eşyaya zarar verici bir miktara yükselmesidir.”
Hava kirliliği yaratan maddelerin ana kaynakları, enerji santralleri, termik santraller, çeşitli sanayi kuruluşları ile motorlu taşıtlar ve evsel gereçlerdir.
Şimdiye dek yapılan araştırmalar, hava kirliliğinin insanlarda yol açtığı zararın belli başlılarının şunlar olduğunu ortaya koymuştur:
-Havadaki zararlı maddeler, vücut direncini ve koruma işleyişini zayıflatmaktadır.
-Hava kirliliği, kalp ve dolaşım rahatsızlıklarına neden olmaktadır.
-Hava kirliliği baş ağrısı ve solunum yollarında tahribat yapmaktadır.
-Hava kirliliği akciğer kanseri yapabilmekte, ayrıca vücutta çeşitli kanser hastalıklarına, bu arada kan kanserine yol açabilmektedir.
-Hava kirliliği, sinir sisteminde tahriplere yol açmakta, deri hastalıklarıyla deri kanserlerine neden olmaktadır.
-Hava kirliliği, göz mukozasına zarar vermekte, insanın iskelet sisteminde v edişlerinde çeşitli rahatsızlıkların nedenini teşkil etmektedir.
-Hava kirliliği, kalıtımsal rahatsızlıklar için taban oluşturmaktadır.
Hava kirliliğine yönelik bu bilgilerin ardından, ormanın çok büyük bir özelliğine, onun oksijen kaynağı oluşu konusuna geçebiliriz.
Ormanın, havayı arındırma, oksijen yaratma özellikleriyle de yaşamsal bir öneme sahip olduğu bilinmektedir. Ormanlar, özümleme olayı sonucunda CO2 harcamakta, bunun karşılığında oksijen açığa çıkarmaktadır.
Bitkiler, 264 gr CO2 ve 108 gr sudan 180 gr üzüm şekeri üretir ve 102 gr oksijeni de açığa çıkarır. Bu nedenle ormanlar, hem karbon gazı tüketicisidir, hem de biyolojik anlamda başlıca karbon deposudur. Ormanların yılda hektar başına 3-5 ton CO2 tutarlarken, buna karşılık 8-13 ton oksijen ürettikleri saptanmıştır.
Orman, havadaki kirliliği emip tozu süzerek de çok önemli bir işlev görmektedir. Örneğin 1 hektar çam ormanının yılda 30-40 ton, ladin ormanının 32 ton, kayın ormanının da 68 ton kadar bir tozu süzdüğü saptanmıştır.
Ormanların oksijen üretme etkinliği üzerine yapılan bir araştırmada, hektar başına olmak üzere, iğneyapraklı ormanların yılda 30 ton, geniş yapraklı ormanların 16 ton, tarım kültürlerinin ise 3-10 ton oksijen ürettiği saptanmıştır.
Esasen, dünya ormanlarının ürettiği oksijen miktarı dünyadaki yeşil bitkilerin özümleme sırasında ürettikleri oksijen miktarının %33-46’sıdır. Böylece dünyadaki tüm ormanların ürettiği oksijenin, 55x109 ton/yıl ile 102x109 ton/yıl arasında olduğu anlaşılmaktadır.

Son düzenleyen ThinkerBeLL; 21 Aralık 2010 00:02
BARIŞ - avatarı
BARIŞ
Ziyaretçi
28 Mayıs 2008       Mesaj #2
BARIŞ - avatarı
Ziyaretçi
Sağlık ve Orman
Orman, baştan bu yana sıraladığımız katkılarıyla, insan sağlığı üzerinde doğrudan pay sahibidir. Bu bölümde, onun, insan sağlığı üzerindeki dolaysız etkileri ele alınmıştır. Bunun için de, ilk önce ormanın, özellikle gürültüyü azaltıcı etkilerine değinilmiştir.
Sponsorlu Bağlantılar
Ormanın, insanın ruh sağlığı üzerindeki olumlu etkisi, işte tam bu noktada kendini göstermektedir. Gerçekten de gürültü kaynağından başlayana 250 m genişliğindeki bir orman şeridi, insanı rahatsız eden 80 dB şiddetindeki bir gürültüyü yarı yarıya; insanı rahatsız etmeyecek bir düzeye, 40 dB’ya indirmektedir. Esasen, çok tabakalı, sık ve genç bir orman ölçü alındığında, ormansız alana oranla, bu yapıda gürültü şiddetinin 1 m için 0,16 dB , 200 m için ise 32 dB daha az olduğu saptanmıştır.
Yalnızca bu veriler bile, ormanın, insanın ruh sağlığı üzerinde doğrudan olumlu etkisini kanıtlamaktadır.
Öte yandan ormanlar, ilaç üretiminde, kendilerinden yararlanılan bir hammadde deposu konumundadır. Nitekim ilaç hammaddesinin %25’i tropik ormanlardan gelmektedir. Aynı şekilde kanser hastalarında kullanılan ilaç hammaddesinin %70’i de yine tropik yağmur ormanlarından sağlanmaktadır.
Yani ormanlar, yalnız ruh sağlığı üzerinde değil, beden sağlığı üzerinde de büyük katkılar yaratmaktadır. Örneğin ağaçların ve ormanda bulunan diğer bitkilerin kök, kabuk, yaprak, dal, çiçek ve tohumları doğrudan ilaç olarak kullanılabildiği gibi, ilaç sanayiinde hammadde olarak da kullanılabilmektedir.
Günümüzde doğanın, doğal kaynakların ve doğal gıdaların yeniden önem kazanmasıyla ormandan, bitkilerden, şifalı otlardan, insan sağlığı için yararlanma anlayışı giderek dikkat çekici bir boyuta ulaşmıştır.
Türkiye ise, şifalı otlar konusunda çok zengindir ve ülkemiz doğal bir laboratuar konumunda bulunmaktadır.
Topraklarında, yaklaşık 9.000 bitki türü barındıran Türkiye’de endemik bitki türlerinin sayısı da 3.000’e varmaktadır.
Bütün bu olgular, ormanların, insan yaşamındaki önemini vurgulamakla kalmıyor; aynı zamanda onların, nasıl birer can simidi olduğunu da gösteriyor. Bu yüzden olmalı, kimi orman bilimciler, ormanların “çevre dostu” olduğu kadar, aynı zamanda “can dostu” olduğunu da vurgulamaktadır. Bir başka görüş ise ormanın artık bir “can pazarı” olduğunu belirtmektedir.
Ormanların insan sağlığı üzerindeki bu olumlu etkileri, işte bu nedenle insanları, kentlerin çevresinde orman yetiştirmeye, onları “kent ormancılığı” ve “yeşil kuşak ağaçlandırması” doğrultusunda çaba harcamaya yöneltmektedir. Nitekim “kent ormancılığı” kavramının da ancak 1960’lardan sonra yaygınlık kazanmaya başlaması dikkat çekicidir.

Eğlence-Dinlence (Rekreasyon) Açısından Orman

Yirminci yüzyılın başlarından itibaren, güncel anlamıyla ilk kez ABD’de ortaya çıkan “orman içi eğlence-dinlence” anlayışı, özel fakat oldukça yaygın, aynı zamanda popüler bir rekreasyon tipi olarak, çeşitli açık hava etkinlikleri içinde, kendine önemli bir yer bulmuştur. Bir başka deyişle ormanda yapılan rekreasyon etkinlikleri; kitlesel hareketliliğe dönük, kendine özgü nitelikler taşıyan, bu anlamda kitleleri, öteki açık hava çevresi eğlence dinlence etkinliklerinden çok daha fazla kendisine çekebilen bir etkinlikler bileşkesidir. Çünkü ormanlar, bilindiği üzere, doğal kaynakları topluca sunabilen en elverişli rekreasyonel yaşam çevresi konumundadır.
Türkiye’de ise ormanlar, 1956’dan bu yana, orman-halk ilişkilerinin geliştirilmesi doğrultusunda, eğlence-dinlence gereksinimleri için de ayrılmaya başlamıştır.
Orman içindeki eğlence-dinlence, “yoğun2 ve “yeğin” olmak üzere başlıca iki kullanım tipine ayrılmakta ve etkinlikler de genellikle bu ayrım çerçevesinde tanımlanmaya çalışılmaktadır. Yoğun yada yeğin kullanıma konu olan orman parçalarında (orman içi dinlenme yerleri, milli parklar vb.) insanlar, rekreasyonel anlamda çeşitli etkinlikler gerçekleştirmektedir yoğun rekreasyonel kullanım, esas itibariyle önceden saptanan hedeflere göre planlanarak geliştirilmiş olan; organize tesislere, yüksek ziyaretçi sayılarına ve zengin etkinlik çeşitliliğine sahip orman alanlarında görülmektedir.
Bu alanlarda özellikle kampçılık, piknikçilik, balıkçılık, botçuluk, kanoculuk, kayakçılık, yüzme, gezinti, ilginç yerleri ziyaret, toplu geziler, fotoğrafçılık, toplayıcılık, doğa üzerinde çalışma, çevredeki insanlarla sohbet, zihinsel dinlenme, atlı binicilik, çeşitli sporlar, değişik oyunlar vb. etkinlikler gerçekleştirilebilmektedir.
Görüldüğü gibi ormanlar, sunduğu eğlence-dinlence olanaklarıyla da insanlar için manevi-kolektif-sosyal yararlar sağlamaktadır.

Son düzenleyen The Unique; 28 Mayıs 2008 22:10
BARIŞ - avatarı
BARIŞ
Ziyaretçi
28 Mayıs 2008       Mesaj #3
BARIŞ - avatarı
Ziyaretçi
İş Alanı ve Geçim kaynağı Olarak Orman
Ormanlar, sağladıkları maddi yararların, manevi-kolektif-sosyal değerdeki işlevlerinin yanı sıra, sürekli ve geniş hacimli iş alanı olarak da insanlara büyük katkı sağlamaktadır. Çünkü ormanlar, gerek dikim, bakım, üretim; gerekse işletme, pazarlama vb. süreçlerde insan emeği gerektirdiğinden, sonuçta bir iş alanı olarak da büyük önem taşımaktadır. Bu alandaki işlenimler ve işlendirmeler, ülke ekonomisine katkının bir başka boyutunu daha dile getirmektedir. Çünkü,ş iş alanında ve işlendirme, işleme ilişkilerinden oluşan bu ekonomik zincir, etkisini ulusal ekonomide de göstermektedir. Nitekim, ormanların gayri safi milli hasılaya katkısının, resmi rakamların bir hayli üzerinde olduğu saptaması da bu gerçeği vurgulamaktadır.
Öte yandan orman alanlarının, kişi başına gelirin en düşük olduğu, işsizliğin yoğun görüldüğü yörelerde yayılış göstermesi, ormancılık sektöründeki işlendirmelerin çok önemli bir başka boyutunu daha ortaya koymaktadır. Yani ormancılık sektörü, işlendirme kollarında artış sağlayarak, orman çevresinde yeni sanayi kollarına rehberlik etmekte; sonuçta işsizliğin ve köyden kente göçün önlenmesi, bölgeler arası dengesizliğin giderilmesi, orman köylüsünün yaşam düzeyinin yükseltilmesi gibi işlevlerle toplumsal kalkınmada katalizörlük görevi üstlenmektedir.
Orman köylüsü, kendisine yönelik tarımsal uğraşlarının en alt düzeye indiği kış aylarında da işlendirilmektedir. Böylece bir yandan orman ürünlerinin teknik ve fizik özellikler açısından nitelikli olması sağlanırken, orman köylüsünün daha fazla kazanç elde etmesi olanağı yaratılmakta, bu yolla kendilerine “erken üretim primi” kazandırılmaktadır.
Ancak, tüm orman köylüsünün ormancılık sektöründe işlendirilebilmesin beklemek çor zordur, hatta olanaksızdır.
Orman köylüsü, ormanlardan, bir geçim kaynağı olarak da yararlanmaktadır. Bir başka anlatımla orman, köylüyü bir yandan işlendirirken, bir yandan yaprağı, çiçeği, meyvesi, tohumu, mantarı vb. yan ürünleriyle tenceresine girip onu aynı zamanda aşlandırmaktadır.

Ulusal Güvenlik ve Savunmada Orman
Orman, bütün işlevlerinin yanında insanlarda iyimserlik duyguları da uyandırmaktadır. Bu doğrultuda güven pekiştirmekte, yanı sıra ulusal güvenliğin ve savunmanın ana damarlarından biri olarak da önemli rol üstlenmektedir.
Ormanın, savaş ekonomisi ve tekniğine yönelik sağladığı katkılar bunlar arasında gösterilebilir. Örneğin savaş tesisleri, çeşitli araç, gereç ve silahın yapımı odun kullanmayı gerektirmektedir. Ormandan elde edilen yan ürünler, örneğin reçine, katran ve tanenli maddeler de savaş ekonomisinin işleyişi içinde yer almaktadır.
Ormanlar, bir yandan ulusal güvenlik ve savunma için kilit oluştururken, öte yandan, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin olanaklarını da artırır. Çünkü orman, Silahlı Kuvvetlere, en azından hareket serbestisi kazandırır. Ayrıca ormanların, yurdu düşmanın gözünden ve silahlarından koruyabilmek gibi kimi yetenekleri de söz konusudur.
Nitekim Çanakkale Savaşları sırasında, ulusal güvenlik ve savunmada kazandırdığı yeteneği zayıflatmak amacıyla, orman da hedef alınmıştır.

Çevre ve Orman
Çevre, insan ve ekoloji sözcükleri, artık yüzyılımızı simgeleyen üçlü bir deyim haline gelmiş bulunmaktadır. Bilindiği gibi “çevre”, canlıların yaşamasını sağlayan ve onları sürekli olarak etkisi altında bulunduran faktörler kompleksidir.
Son iki yüzyılda insan; sanayi, tarım, tıp vb. alanlarda gerçekleştirdiği devrimlerle, doğada oynadığı rolünü tam anlamıyla ön plana çıkarmış, ama buna paralel olarak, peşine pek çok çevre sorununu da takmıştır.
Bu haliyle çevre sorunları, bir açıdan ve bir ölçüde "orman sorunlarına dönüş*mek durumunda kalmıştır. Çünkü çevre sorunlarının başlıcaları olarak gösterilen hava, su toprak, gürültü kirlilikleri ile öteki kirliliklerin önlenmesinde, hatta giderilmesinde çevre dostu" olarak ormanlar, doğrudan büyük işleve sahiptir Nitekim ormanlar, bazen çevre sorunlarından etkilenen bir hasta, bazen de onun koruyucu hekimi durumundadır.
Ormanları hasta eden kimi çevre sorunlarına başlıklar halinde değinelim:
ØDünya nüfusu son çeyrek yüzyılda hiç değilse dörtte bir oranında artmış bulunmaktadır. 2010 yılında toplam dünya nüfusunun bugüne oranla l milyar daha artarak, 7 milyara ulaşacağı, hatta bunu aşacağı kestirilmektedir.
ØDünyamızda yaklaşık 30 milyon civarında canlı türü vardır. Ancak bunun, yaklaşık 1.5 milyonu tanımlanabilmiştir. Tanımlanabilen canlıların 750.000'i bö*cekler, 41.000'i omurgalılar, 250.000'i bitkiler, geriye kalanı ise omurgasızlar, mantarlar ve mikroorganizmalardır. Ne var ki biyolojik çeşitlilik, geçmişe göre çok daha fazla tehlike altındadır. Araştırmalara göre, önümüzdeki çeyrek yüzyıl içinde dünyadaki türlerin ortalama %25'i yok olma tehdidiyle karşı karşıyadır. ABD'de bi*yolojik çeşitliliğin devamı konusunda yapılan bir araştırmanın sonucu, durumun ciddiyetini bütün çıplaklığıyla ortaya koymaktadır. Bu araştırmaya göre, 1600-1900 yıllan arasında 75 canlı türü yok olmuştur. 1900-1950 yılları arasında ise yine 75 canlı türünün yok olduğu saptanmıştır. Buradan yola çıkılarak yapılan uz-görü (projeksiyon) ve öngörülerle de, 2000 yılının sonuna kadar 50 000 türün yok olacağı hesaplanmıştır.
ØHabitatların bozulmasına bağlı olarak, dünyada her yıl 25 milyon tonun üzerinde verimli üst toprak taşınmakta, 1.5 milyon ha sulu arazi de kaybolmaktadır.
ØMavi gezegenimizde su açığı, her geçen gün artmaktadır. Dünyadaki su rezervlerinin %69'u tarımda, %23 u sanayide kullanılırken, yalnızca %8'i konutlarda Kullanılmaktadır. Bu arada suyun, son üç yüzyıl içinde 35 kat azaldığı tahmin edil*mektedir.
ØKentleşme, sanayileşme, turizm, bitki ve hayvan ticareti, atık maddeler vb. nedenlerle deniz kıyı şeridindeki ekosistemler, hızlı bir bozulma içindedir. Önümüzdeki 30-40 yıllık süreçte bu bozulmanın çok daha büyüyeceği, çözümü zor karmaşık sorunlarla boğuşulmak zorunda kalınacağı kestirilmektedir.
Øİklim değişikliği, küresel ısınma, sera etkisi, ozon tabakasının incelip delinme-si, asit yağmurlan, radyoaktif serpintiler, virütik salgınlar vb. terimler, 1980'lerde bilimin sözlüğünden çıkıp, küresel çevre sorunları olarak birer birer günlük yaşa*mın sözlüğüne girmiştir.
Dünyamızda, bilinen 2 milyon çeşitten fazla kimyasala, her yıl 50 000 çeşit yeni kimyasal daha eklenmektedir. Amerika Kimyacılar Derneği, kullanımda olan kimyasal sayısının 63 000 dolayında olduğunu sanmaktadır. Kimyasallardan ancak 6 000 kadarı, mutasyon yapma ve kansere yol açma potansiyelleri açısın*dan denenebilmiştir. Geriye kalanların ne çeşit etkileri olduğu konusunda ise ne yazık ki bilgimiz bulunmamaktadır. Oysa, çevresel kirleticilerin kansere yol açabi*leceği gerçeği, ilk kez İngiltere'de 1775'te baca temizleyicilerinde skrotum kanser*lerine daha sık rastlandığının ortaya çıkmasıyla öğrenilmiştir. Öyle anlaşılıyor ki, henüz yöresel konumda seyreden çevre kirliliği, ileride kıtalararası bir nitelik ka*zanacak; belki de savaş, açlık, doğal afet vb. büyük sorunlar konumuna girerek, in*sanoğlunun gündeminde ilk sırayı alacaktır.
Bia - avatarı
Bia
Ziyaretçi
10 Eylül 2008       Mesaj #4
Bia - avatarı
Ziyaretçi
Ormanlar ve Orman Ürünleri
Ormanlar, sahip oldukları biyolojik çeşitlilikle yeryüzündeki en değerli ekosistemler arasındadır. Barındırdığı yaşamsal zenginlikle, tüm habitatlar arasında ayrı bir yere sahiptir.
Ormanlar, tarihin hiçbir döneminde, son yüzyıl içinde yaşadığı gibi bir yok olma süreci yaşamamıştır. Bu yok olma sürecinin en önemli sebepleri insan kaynaklıdır. Bunlar arasında sürdürülebilir olmayan odun üretimi, yapılaşma, yangınlar ve amaç dışı kullanım sayılabilir. Ormanlar bu süreçten iki şekilde etkilenir:
  • Ormansızlaşma: Bugün, 3 milyar hektar orman alanı yeryüzünden silinmiştir.
  • Nitelik Kaybı: Son yıllarda dünya genelinde ormanların sağlık durumu bozulmuş ve biyolojik çeşitlilikte önemli kayıplar yaşanmıştır. Uygun şekilde ve uygun yerlerde yapılmayan ağaçlandırma çalışmaları da doğal çevre üzerinde olumsuz etkiler yaratabilmektedir.
İyi planlanmış orman yönetimiyle biyolojik çeşitliliğin, toprağın ve peyzajın korunması ve bazı durumlarda geliştirilmesi sağlanabilir. Ancak, aşırı odun üretimine ve sürdürülebilir olmayan kaynak kullanımına dayanan, ormanın gerçek işlevi dışındaki kullanımına göz yuman orman yönetimi yıkıcı sonuçlara yol açabilir. Belli bir plana göre yönetilen ormanlarda yıllık kesim miktarı, kesim dönemleri, teknikleri; yol, köprü gibi altyapı faaliyetleri ormanın ekolojik yapısının devamını tehdit etmemeli, çevre koruma ilkelerine uymalıdır.
Ormancılık dışı etkinliklerin orman üzerindeki olumsuz etkileri arasında en önemlilerinden biri, hava kirliliği yüzünden ormanların yok olmasıdır.
Bir diğer önemli tehdit, yangınlardır. Orman yangınları, bitkiler ve diğer canlıların ölümüne neden olarak inanılmaz boyutlarda ekolojik yıkımlarla sonuçlanmaktadır. İstatistiklere göre, orman yangınlarının hemen hemen tamamı insan kaynaklıdır.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
2 Mart 2010       Mesaj #5
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Ormanların yararları

1. Maddi faydaları

Ormanların yapacak, yakacak ve tali ürünlerle sağladığı değerlerdir. Ormanın ilk bakıştaki faydası, ürünlerin çeşitli iş ve sanayi kollarında hammadde olarak kullanılması veya tüketimi şeklinde göze çarpmaktadır. İnşaatta, kimya ve diğer sanayi kuruluşlarında, madencilik, ulaştırma, bayındırlık gibi ekonomik faaliyetlerde odun hammaddesinin kullanış yerleri gün geçtikçe artmaktadır. Odun hammaddesinin bu derece önem kazanmasının sebebi, sahip olduğu teknolojik vasıflarından ve devamlı üreyebilen; iyi bakıldığı taktirde tükenmez bir kaynağı olmasından ileri gelmektedir.
Teknolojinin gelişmesi ve elektrik enerjisi, petrol, maden kömürü gibi çeşitli enerji maddelerinin bulunmuş olmasına rağmen odun, yakacak maddesi olarak önemini sürdürmektedir. Dünya odun üretiminin hemen hemen % 50'si yakacak olarak kullanılmakta ve özellikle gelişmekte olan ülkelerde bu oran % 80'e varmaktadır.
Ormandan elde edilen tali ürünler, parfümeri, boya, ilaç, dericilik, tecrit malzemesi gibi endüstri kuruluşlarının ham maddesini meydana getirmektedir.
Türkiye'de üretilen orman tali ürünlerinin başlıcaları; reçine, sığla yağı, palamut, mazı, defne yaprağı, çamfıstığı, sumak, kestane, ıhlamur çiçeği, mahlep, meyan kökü ve keçiboynuzu vb.dir.

2. Kollektif faydaları
Ormanın bu yöndeki hizmetleri, maddi faydaları ile ölçülemeyecek kadar fazladır. Bulundukları yerin iklimini, kara iklim tipinden ılıman iklim tipine yöneltirler. Bu sayede don, kuraklık, aşırı sıcaklık, fırtına gibi zararları önlemek ve azaltmak suretiyle faydalı olurlar. Ormanın etkisi altında kalan sahaların nisbi rutubeti fazla olduğu gibi, akarsu ve kaynakların verimi, düzenli ve devamlıdır.
Ormanların tarımı, hayvancılığı, bayındırlık tesislerini koruması; karada ve deniz kıyılarında kumulların teşekkülüne engel olması; bataklıkları kurutmak, havaya saf oksijen vermek, gürültüyü ve hava kirliliğini önlemek suretiyle insan sağlığına yardım etmesi; çeşitli av hayvanlarını barındırıp beslemekle yurdun tabii varlığını ve güzelliğini zenginleştirmesi gibi hususlar kollektif hizmetlerinin başlıcalarını teşkil eder.
aleynayoldas - avatarı
aleynayoldas
Ziyaretçi
20 Aralık 2010       Mesaj #6
aleynayoldas - avatarı
Ziyaretçi
Ormanların Faydaları
Ormanlar; ağaçlarla birlikte diğer bitkiler, hayvanlar, mikroorganizmalar gibi canlı varlıklarla toprak hava, su , ışık ve sıcaklık gibi fiziksel çevre faktörlerinin birlikte oluşturdukları karşılıklı ilişkiler dokusunu simgeleyen ekosistemler olup, dünya yaşamı için vazgeçilmezdirler.
- Ormanlar yaşantımızın her safhasında ihtiyaç duyduğumuz yapacak ve yakacak hammadde kaynağıdır. Bunun yanı sıra bitkisel nitelikli tohum, çiçek, kozalak vb. ile mineral nitelikli çakıl, kum vb.hammadde kaynaklarının bir kısmı da ormanlardan elde edilmektedir.
- Ormanlar, bitkiler ve hayvanlar için doğal bir su kaynağıdır. Kar ve yağmur biçimindeki yağışı yapraklı, dalları, gövdesi ve kökleri ve tutarak sellerin ve taşkınların oluşmasını önler. Ayrıca yer altı sularının oluşmasına yardım eder.
- Ormanlar erozyonu önler. Ormanlar rüzgarın hızını azaltır, toprağı kökleri ile tutarak yağışların ve akarsuların toprağı taşımasını önler.
- Ormanlar, yaban hayatı ve av kaynaklarını koruru. Nesli tükenmekte olan hayvanların üretimi, korunması ve barınmasında koruma alanları oluşturur. Bu sahalar milyonlarca canlının yuvasıdır.
- Ormanlar bitki örtüsü ve toprak içerisinde büyük miktarda karbon depoladıklarından, ikim üzerinde olumlu etkiler yapar. Aşırı sıcaklıkları düzenler, bir ısı tamponu gibi görev yapar. Sıcağı soğuğu dengeler, yaz sıcaklığını azaltırken, kış sıcaklığını artırır, radyasyonu önler.
- Su buharını yoğunlaştırarak yağmur haline gelmesini sağlar. Rüzgar hızını azaltarak toprak ve kar savurmalarını ve rüzgarın kurutucu etkisini yok eder. Bu nedenle açık alanlara oranla ormanlarda gündüzler serin geceler ise sıcaktır.
- Ormanlar, eğelenme, dinlenme ve boş zamanları değerlendirme imkanı sağlar. Havası, suyu, doğal görünümleri ve sakin ortamı ile özellikle şehirlerde yaşayan insanları kendisine çeker. Bu yönüyle insanların beden ve ruh sağlığı üzerinde olumlu rol oynar.
- Yerleşim alanları çevresindeki hava kirliliğini ve gürültüyü önlemesi ile insan sağlığı bakımından büyük önem taşır. Ormanların insan sağlığı üzerindeki bütün bu olumlu yararları nedeniyle büyük kentlerin çevresinde ormanlar yetiştirilmekte, dinlenme yerleri kurulmaktadır.
- Ormanlar, orman içinde ve dışında yaşayan insanlara çeşitli iş alanları sağlar, işsizliği önlemede etkin rol oynar, böylece köyden kente göçü azaltır.
- Ormanlar, ulusal savunma ve güvenlik bakımından da çok önemlidir. Askeri birliklerin savaş tesisleri ile araç ve gereçlerinin gizlenmesinde, savaş ekonomisi bakımından değer taşıyan reçine, katran ve tanenli maddelerin elde edilmesini sağlar.
- Ayrıca ormanlar barajların ekonomik ömrünü uzatır, doğal afetleri önler, ülke turizmine katkıda bulunur.
- Ormanlar, doğal güzellikleri ve sayılmayacak kadar çok faydalarıyla iyi baktığımız takdirde tükenmez bir doğal kaynaktır.
- Ormanlar, eğelenme, dinlenme ve boş zamanları değerlendirme imkanı sağlar. Havası, suyu, doğal görünümleri ve sakin ortamı ile özellikle şehirlerde yaşayan insanları kendisine çeker. Bu yönüyle insanların beden ve ruh sağlığı üzerinde olumlu rol oynar.

Dünyada ve Ülkemizde Orman Varlığı
Dünya kara alanlarının %30’nu kaplayan ormanlar 3.8 milyar hektardır. Tropikal ve yarı tropikal ormanlar bu alanın % 56’sını teşkil etmektedir. Dünya ormanlarının % 95’i doğal orman, % 5’ ise ağaçlandırma ile tesis edilen suni ormanlardır.
Ülkemizin ormanlık alanı ise 20.7 milyon hektar olup yurdumuzun genel alanının % 26.8’sini oluşturmaktadır. Ormanlarımızda yetişen asli ağaç türlerimiz; kestane, kayın, meşe, kızılağaç, kavak, huş, ıhlamur, dişbudak, akçağaç, karağaç, çınar, söğüt, ceviz ve sığla gibi yapraklı ağaçlar ile çam, göknar, ladin, sedir, ardıç, servi ve porsuk gibi iğne yapraklı ağaçlardır...

Ormanların Ülkemiz Ekonomisindeki Yeri
Ormancılık sektörünün ülke ekonomisine olan katkılarını para ile ölçülebilen ve para ile ölçülemeyen katkılar olarak ikiye ayrılmak gerekir. Odun kökenli orman ürünleri üretimi, orman tali ürünleri üretimi, işlendirmeye katkısı, bölgeler arası gelişmişlik farkını azaltıcı etkisi, ödemeler dengesini olumlu yönde etkilemesi, mineral nitelikli katkıları, tarım, hayvancılık ve turizme olan katkıları para ile ölçülebilen katkılardır.
İlkim, toprak su gibi doğal kaynakların korunması ve dengede tutulması, rüzgar ve kumul hareketlerine karşı önleyici perde görevi görmesi, su akışını düzenlemesi, yer altı ve yer üstü su kaynaklarının sürekliliğini sağlayarak çoraklaşmayı önlemesi, erozyonu önlemesi dolayısıyla tarım alanları ile barajların ekonomik ömrünü uzatması, çığ ve sel baskınlarını önlemesi halkın rekreasyon ihtiyaçlarını karşılaması, insan sağlığını olumlu yönde etkilemesi ve iş verimliliğini artırması ise para ile ölçülemeyen katkılardır.
Ülkemizde çok önemli bir sektör olan ormancılık ülke kalkınmasında "itici ve teşvik edici" stratejik bir rol oynar.
Orman - avatarı
Orman
Ziyaretçi
4 Haziran 2014       Mesaj #7
Orman - avatarı
Ziyaretçi
Ormanların Faydaları
ORMANLAR OKSİJEN KAYNAĞIDIR.

* Kuşkusuz ormanların en önemli faydası oksijen kaynağı olmasıdır. Bitkiler fotosentez yolu ile havadan karbondioksiti alır; havaya oksijen verir.
* Havada % 21 oranında oksijen bulunmaktadır. Bu miktarın % 56’sını ormanlar üretir. Kentlerimizde bu oranlar daha düşüktür.
* 40 kişinin bir saatte havaya verdiği karbondioksiti yetişkin bir çam ağacı 1 saatte oksijene dönüştürür.
* 1 Hektar çam ormanı havadaki 36.4 ton tozu süzer.
* 1 Hektar çam ormanı yılda 30 ton oksijen üretir.

SU VARLIĞINI KORUR VE DÜZENLER.

* Ormanlar, bitkiler ve hayvanlar için doğal bir su şebekesi gibidirler. Kar ve yağmur biçimindeki yağışı ağaçlar; yaprakları, dalları, gövdesi ve kökleri ile tutarak, sellerin, taşkınların olmasını önler. Ayrıca yeraltı sularının oluşmasına yardım eder.
* Ormanlar barajların ekonomik ömrünü uzatır, doğal afetleri önler, ülke ekonomisine katkıda bulunur.
* Yetişkin bir kayın ağacı kökleriyle 10 ton su tutabilir.
* Ağaçlar yağmurların yeryüzüne direk inmesini, akıp gitmesini önler. Yağmur sularını havzada tutarak korurlar.

EREZYONU ÖNLER

* Erezyon tanım olarak bitki örtüsü tahrip olmuş eğimli arazilerdeki toprağın, bulunduğu yerden; yağışlar, sel suları, çığ, rüzgar gibi etkenlerle aşınması ve taşınmasına denir.
* Ülkemizde her yıl 500 milyon ton toprağımız erezyonla kaybolmaktadır.
* 1 cm kalınlığında bir toprağın oluşması için 400 yıl gereklidir.
* Ülkemizde erezyon Avrupa’dan 12 kat fazladır.
* Bugün ülke topraklarımızın % 83’ünde erezyon devam etmektedir.

KULLANDIĞIMIZ ODUNUN ANA KAYNAĞIDIR

* Ağaçlar her yıl belli bir miktarda büyürler. Biz buna “ARTIM” diyoruz. Ormanlardan bu artımları ,planların tespit ettiği, oranında ürün alınır. Ormanlara hiçbir müdahale yapılmadan doğaya terk edilmesi halinde nitelik ve nicelik açısından vasıfları bozulacak, sağlıklı bünyeye kavuşamayacaklardır. Dolayısı ile kar, fırtına, rüzgar, böcek ve yangın gibi zararlar karşısında dayanıklılıklarını yitireceklerdir.
* Bu ağaçlar Orman Mühendislerinin denetimi altında uzman kişiler tarafından alandan çıkarılarak kullanım için ayrılırlar.
* Oduna ait kullandığımız tüm materyaller ormanlarımızdan elde edilirler.

BEDEN VE RUH SAĞLIĞIMIZ ÜZERİNDE OLUMLU ETKİLERİ VARDIR

* Ormanlar eğlenme, dinlenme ve boş zamanlarını değerlendirme imkanı sağlar. Havası, suyu, doğal görünümleri ve sakin ortamı ile özellikle şehirlerde yaşayan insanları kendisine çeker. Bu yönü ile insanların beden ve ruh sağlığı üzerinde olumlu rol oynar.
* Yerleşim alanları çevresindeki hava kirliliğini ve gürültüyü önlemesi insan sağlığı bakımından büyük önem taşır. Ormanların insan sağlığı üzerindeki bütün bu olumlu yararları nedeni ile büyük kentlerin çevresinde ormanlar yetiştirilmekte, dinlenme yerleri kurulmaktadır.
* 250 m. genişliğinde orman gürültüyü % 50 azaltır.
* Ülkemiz flora bakımından oldukça zengindir. Ülkemizde 10.000’e yakın bitki türü mevcut olup bunlardan 3.000 adedi endemiktir. ( Yalnız ülkemizde yetiştir.) Avrupa’ da endemik bitki türü sadece 2.650’dir.

YARARLI BİRÇOK İKİNCİL ÜRÜN VERİR.

Ormanlar aşağıda " ORMANLARDAN ELDE EDİLEN ÜRÜN VE HİZMET ÇEŞİTLERİ" başlığı altında gösterilen birçok ikincil ürün verir.

Ayrıca tıp, kozmetik, kimya ve boya sanayinin hammaddesini oluşturan birçok ürün; ormandaki ağaçların kökünden, gövdesinden, dalından, yaprağından elde edilmektedir.

ORMANLAR İŞ VE GEÇİM KAYNAĞIDIR.

* Ormanlar, orman içinde ve dışında yaşayan insanlara çeşitli iş alanları sağlar, işsizliği önlemede etkin rol oynar, böylece köyden kente göçü azaltır.
* Ege Orman Vakfında ki ağaçlandırma çalışmalarında bu kişilere iş verilerek kalkınmaları sağlar, istihdam olanağı yaratır.
ORMANLARDAN ELDE EDİLEN ÜRÜN VE HİZMET ÇEŞİTLERİ
Ormanlardan elde edilen ürün çeşitleri; odun, yaprak, çiçek, meyve, tohum, reçine, kabuk, kök, çalı, ot, av hayvanı, su, toprak, kil, taş, kömür ve madenler gibi çok sayıda ve değişik nitelikte hammaddelerdir... Bu maddeler niteliklerine ve pazar isteklerine göre çok değişik kullanım yerleri bulabilmektedir. Bu ürünler içerisinde en bol elde edilen ve geniş bir pazarlama olanağı bulan ürün ise ODUN'dur...
Ormanların ayrıca suyu düzenleme, toprağı koruma, iklimi etkileme, doğayı koruma ve güzelleştirme gibi çok önemli hizmetleri vardır...

Önde Gelen Orman Ürünleri
Günümüzde modern orman işletmeciliği faaaliyetleri sonucunda elde edilen orman ürünleri, Asli Orman Ürünleri ve Tali Orman Ürünleri olmak üzere 2 kategori altında toplanmaktadır.
ASIL ORMAN ÜRÜNLERİ
• Tomruk
• Tel Direği
• Maden Direği
• Sanayi Odunu
• Kağıtlık Odun
• Lif Yonga Odunu
• Sırık
• Çubuk
• Yakacak Odun

İKİNCİL ORMAN ÜRÜNLERİ
• Reçine
• Çıra
• Sığla yağı
• Defne
• Şimşir
• Kök Odunu
• Kekik
• Her çeşit bitki soğanı
• Ada Çayı
• Çam Fıstığı
• Mantarlar
• Kozalak
d_n_z - avatarı
d_n_z
VIP VIP Üye
4 Haziran 2014       Mesaj #8
d_n_z - avatarı
VIP VIP Üye
Ormanların Faydaları Nelerdir 1-Odun ve kereste ihtiyacımızı sağlar. 2-Eğimli yamaçlarda erozyonu önler 3-Her türlü dinlenme ihtiyacımıza cevap verir. 4-Yurt savunmasında, çeşitli yönlerden kolaylık sağlar. 5-Yabani ve özellikle av hayvanlarını barındırır. 6-Yağış sularını yer altına toplar,bunlarında kaynaklar halinde çıkmasını sağlar. 7-Havadaki oksijen ve karbondioksit dengesini sağlar. Not: Ormanlardan sürekli faydalanmak için ormancılığın üç temel ilkesi vardır. a-Ormanların genişletilmesi b-Devamlı korunması c-İşletilmesi Ormanların faydalarını ona başlık altında toplarız. a) DOĞAL DENGEYİ SAĞLAR : Eğimli sahalarda ormanlar toprağı örgü şeklinde sararak toprakların aşınmasını önler. Toprak tabakasına saldığı kökleri ile suyun derinlere sızması için, küçük kanalcıklar oluşturur. Böylece ormanlık sahalara düşen yağışlar toprağa sızar ve oradan yer altı suyuna, derelere ve kaynaklara kavuşur. Ormanların diğer önemli tarafı,doğadaki besin maddelerinin dolaşımını sağlamasıdır. Toprağa düşen dal ve yapraklar; bakteriler tarafından organik maddeye dönüşür. Organik madde, topraktaki bitki besin maddesini artırarak bitki örtüsünün daha iyi gelişmesini sağlar. Diğer taraftan toprağa karışan organik madde toprakta gözenekli bir yapı oluşturur. Bu da yağışların toprağa sızmasını sağlar. b)ORMANLAR DİNLENDİRİCİ ETKİ YAPAR : Orman içi mesire yerleri ve milli park alanları, önemli dinlenme yerleridir. Ülkemizde son yıllarda önemli milli parklar kurulmuştur. Bunlar;Yozgat çamlığı, Kaçkar Adana (soğuksu), Kızılcahamam, Kuş Cenneti, Uludağ, Yedigöller, Dilek yarımadası (Aydın). Spil dağı, Kızıldağ (Yalvaç), Termosos, Köprülü Kanyon, Olimpos, Beydağları, Altınbeşik mağarası (Antalya) Kovada (Isparta), Mercan vadisi, Maçka, Altındere, Hatilla vadisi, Beyşehir,Karagöl, Nemrut Dağı (Adıyaman), Başkomutanlık (Afyon), Honaz Dağı (Denizli) c) ODUN, KERESTE VE BAZI SANAYİ KOLLARINA HAM MADDE SAĞLAR: Ormanlardan yakacak odun ve kereste üretilir. Yılda ortalama 6-8 milyon m3 tomruk elde edilir. Bunlar inşaatta, kağıt üretiminde, ambalaj sanayisinde, maden ocaklarında destek, PTT ve enerji hatlarında taşınma direği olarak kullanılır. Ayrıca çamdan elde edilen reçine, kimya sanayiinde, boya yapımında kullanılır. Ormanlarımızdan odun ve kereste üretimi orman işletmelerine yapılır.Odunu büyük bir bölümü yakacak olarak evlerin ısıtılmasında kullanılınır.Evlerin ısıtılmasında enerjinin beşte biri odundan sağlanır. Ormanlarımızı, korunan ormanlar ve verimli parklar hariç işletmemiz gereklidir. Ormanlarımız, orman içinde ve orman kenarında yaşayan köylülerimizin önemli gelir kaynağıdır. Köylerimizin üçte ikisi orman içinde ve kenarında kurulmuştur. Nüfusumuzun onda biri ormanlardan yararlanmaktadır. Bu yönü ile de ormanlarımız vatandaşlarımıza iş temin eden doğal kaynaktır.

Kaynak: Hakkında Bilgi
iLKiMimmmMsn Angel

Benzer Konular

12 Mart 2015 / görkem anayol Soru-Cevap
22 Şubat 2012 / BERKE TAVAN Soru-Cevap
15 Aralık 2013 / Misafir Soru-Cevap
12 Aralık 2016 / Misafir Cevaplanmış