Masa Tenisi Nedir? Masa Tenisi - Sayfa 2

masa tenisi

PİNG-PONG ya da PÎNPON olarak da bilinir, ortaya gerilen bir ağla iki eşit alana ayrılmış düz bir masada, raket ve topla oynanan oyun. Kuralları bakımından çim tenisine benzer. Topa, küçük raketlerle vurularak ağın üzerinden ileri geri hareket ettirilir. Bütün dünyada yaygın bir oyun olan masa tenisi, özellikle Avrupa ve Asya’ da, daha çok da Çin ile Japonya’da örgütlü bir yarışma sporudur. Ayrıca çeşitli tatil ve spor tesislerinde, sosyal kulüplerde, oyun salonlarında, açık havada, hatta evlerde oynanır.

20. yüzyıl başlarında İngiltere’de gelişen oyun, önceleri ticari bir adla “pingpong” olarak anılıyordu. 1902’de kurulmuş olan eski Ping-Pong Birliği yeniden oluşturulunca (1921-22) masa tenisi adı benimsendi. 1920’lerde masa tenisi pek çok ülkeye yayılmış durumdaydı. 1926’da Almanya, Macaristan ve İngiltere temsilcilerinin öncülüğünde Uluslararası Masa Tenisi Federasyçnu (FITT) kuruldu.

İlk dünya şampiyonası 1927’de Londra’da düzenlendi. Bundan sonra 1940’lara değin Orta AvrupalI oyuncular masa tenisinde üstünlük sağladılar. Erkekler takım yarışmalarında dokuz kez Macaristan, iki kez Çekoslovakya birincilik kazandı. II. Dünya Savaşı’nın sonundan 1953’e değin de Çekoslovakya dört, Macaristan iki kez şampiyon oldu. Masa tenisinin en büyük oyuncularından bazıları bu iki ülkeden çıktı. Beş kez dünya tek erkekler şampiyonu Victor Barna, iki kez tek erkekler finalisti Laszlo Bellak, bir kez tek erkekler şampiyonu ve iki kez de finalist olan Mike Szabados gibi, 1953 tek erkekler şampiyonu Ferenc Sido da Macardı. İki kez tek erkekler dünya şampiyonu, iki kez de finalist olan Bohumil Vana ile üstün oyun tarzıyla tanınan, dört kez dünya çift erkekler şampiyonluğunu kazanmış Ivan Andreadis ise Çekoslovaktı.

Bütüri zamanların en büyük şampiyonlarından biri kabul edilen AvusturyalI Richard Bergmann, ikisi İngiliz yurttaşlığına geçtikten sonra olmak üzere dört kez tek erkekler şampiyonluğunu kazandı. Orta Avrupa ülkeleri kadınlar takım yarışmalarında da öne çıkmıştı. 1934-56 arasında düzenlenen 16 şampiyonadan sekizini Romanya, sekiziniyse Çekoslovakya kazandı. 1926-31 arasında tek kadınlar şampiyonu Macar Maria Mednyanszky, 1946-49 arasında tek kadınlar şampiyonu Macar Gizi Farkas ve 1950-55 arasında altı kez tek kadınlar şampiyonu olarak bu alandaki rekoru elinde tutan Rumen Angelica Rozeanu, dönemin en büyük oyuncularıydı.

1953-54 sezonundan başlayarak masa tenisinde Asyalı oyuncular öne çıktı ve hem kadın, hem de erkeklerde Çin ile Japonya üstünlük kurdular. Japonya’nın yetiştirdiği pek çok büyük oyuncu arasında, ikişer kez dünya tek erkekler şampiyonu olan İçiro Ogimura ve Toşiaki Tanaka da vardı. Çinli Zhuang Zedong da üç kez art arda dünya tek erkekler şampiyonu oldu. Çin Kültür Devrimi sırasında (1966-69) karşılaşmalara katılmadıysa da, Çinli masa tenisçileri 1980’lere değin üstünlüğü yeniden ele geçirdiler. Bu arada Kuzey Kore de masa tenisinde önemli bir güç durumuna geldi. 1980’de düzenlenen ilk Dünya Kupası’nda Çinli Guo Yuehua 12.500 ABD Dolan tutarındaki ödülü kazandı. Dünya şampiyonaları 1957’den bu yana iki yılda bir düzenlenmektedir.

Türkiye’de temel olarak Cumhuriyet’ten sonra oynanmaya başlayan masa tenisinde ilk ulusal birincilik 1930’da düzenlendi. 1966’da Masa Tenisi Federasyonu kuruldu. Balkan (1973) ve Akdeniz Oyunları Şampiyonu (1973, 1975) Vasil Aleksandridis bu dalda uluslararası başarı kazanan ilk Türkiyeli sporcudur. 1983’te masa tenisi ligi kuruldu ve aynı yıl erkeklerde Eczacıbaşı, kadınlarda da Eskişehir-Bentspor şampiyon oldu. 1991-92’de süper ligde erkeklerde Efes Pilsen, kadınlarda Bursa DSİ Nilüferspor, Türkiye Kupası’nda da gene aynı iki takım birinciliği elde ettiler.

Malzeme ve oyun.

Masa tenisinde, öteki sporlara göre oldukça basit ve ucuz malzeme kullanılır. Dikdörtgen biçimindeki masanın uzunluğu 274 cm, genişliği 152,5 cm, yerden yüksekliği ise 76 cm’dir. Ortasına, üst kenarının masadan yüksekliği 15,25 cm olan, 183 cm uzunluğunda bir ağ gerilir. 1969’dan bu yana beyaz selüloitten ya da benzer plastik maddelerden yapılan içi boş top, 2,5 gr ağırlığında, yaklaşık 2,38 cm çapındadır. Tahtadan yapılma raketlerin yüz kısmı düz ya da pütürlü lastikle kaplıdır. Raketin bir yüzündeki lastik siyah, öbür yüzündeki kırmızı olmalıdır.

Bir maç, üç ya da beş setten oluşur. Seti, 21 sayıya ilk ulaşan oyuncu kazanır. İki oyuncunun da 20’şer sayısı olmuşsa, seti almak için arka arkaya iki sayı kazanmak gerekir. Sayı, servis atan oyuncunun servisinin başarılı olmaması, oyun sırasında topu karşılayan oyuncunun topu rakip alana düşürememesi, top oyundayken oyuncunun raketi tutmayan eliyle masaya değmesi durumunda kazanılır. Servis atma sırası her beş sayıdan sonra, durum 20-20 olmuşsa her atıştan sonra değişir. Ayrıca, her sette servis sırası ve masadaki yerler de değiştirilir. Servis atışında topun ağa çarparak rakip alana düşmesi durumunda (buna net [aslı let] denir) servis yinelenir. Servisten gelen topu karşılayan oyuncunun, top kendi alanına değdikten sonra vuruş yapması gerekir.

Servis masanın gerisinden atılır. Top, raket tutmayan elle hafifçe yukarı fırlatılır; raketle vurularak masaya çarptırılır ve ağın üzerinden aşınlarak rakip oyuncunun alanına gönderilir. Resmî uluslararası karşılaşmalarda, servis atarken oyuncunun parmaklarını kullanarak topu döndürmesi 1937’den sonra yasaklanmıştır.

Eskiden masa tenisinde, savunmaya yönelik ağır bir oyun tarzı benimsenmişti. Prag’da düzenlenen 1936 Dünya Şampiyonasında tek bir sayı yapılması için bir saatin geçtiği karşılaşmalar oluyordu. Günümüzde oyuna bazı sınırlamalar getirilmiştir. Bir oyun başladıktan 15 dakika sonra bitmemişse, o setin geri kalan bölümü ve aynı oyuncuların öteki maçları, Hızlandırılmış Sistem’e göre oynatılır. Buna göre, servis atan oyuncu, servis atışıyla birlikte toplam 13 vuruşta sayı yapmalıdır. Ayrıca servis her sayıdan sonra değişir.