Arama

Cadı Nedir? Cadılık Hakkında

Güncelleme: 21 Ağustos 2011 Gösterim: 31.855 Cevap: 2
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
26 Kasım 2006       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Ad:  cadi.JPG
Gösterim: 1833
Boyut:  88.4 KB

Sponsorlu Bağlantılar
Cadı (İngilizce witch) birçok Dinde ve Mitolojide Doğaüstü güçleri olduğuna inanılan insanlardır. Cadılar Erkek ya da Dişi olabilirler. Cadılık Günümüzde bir Din olarak kabul görmeye başlamış ve adına ingilizce witchcraft adı verilmiştir. Witchcraft aynı zamanda cadılık sanatını uygulayan insanların bağlı olduğu Dini vurgulamaktadır. Esasında Şaman Dininin daha modernize ve sistamatize edilmiş şekli olarak görülebilir. Eski yunancada Witch Tedavi eden iyleştiren, şifa veren insan anlamına gelmektedir.

Günümüzde
Günümüzde Cadılık sanatıyla uğraşan pekçok insan yaşamaktadır. Cadılar hayatta ne yaparsan 3 katıyla sana döner inancını paylaşırlar. Eğer bir kötülük yapıcaksan 3 misli sana dönecektir, Eğer iylik yaparsan aynı şekilde 3 katı sana dönücektir inancını paylaşırlar. Bundan dolayı Cadılar asla kötü birşey yapmak ya da zarar vermek istemezler, bilirlerki yaptıkları kötülük fazlasıyla kendilerine dönecektir.

Cadılık Dünyada
Cadılık dünyanın pek çok ülkesinde farklı adlar ve şekillerde uygulanabilmektedir. Macumba Afrika büyüsüdür, buna karşılık Haiti adalarında bu büyücülük sanatına verilen ismi Voodoo'dur. Cadılar dünyadaki bütün din ve inanışların hepsine önem verir onların büyüsel uygulamalarını kullanırlar.

Gerald Gardner
Gerald Gardner'ın 1954 yılında kurduğu cadılık sanatı en meşhur olanlarından biridir. Gerald Gardner antropolojist, occultist( Gizli ilimlerle uğraşan )ve yazardır. Kendi kurduğu Tarikatın bugün halen takipçileri mevcuttur.

Türkçede
Cadı, dilimize Farsça'dan gelmiş bir sözcük olup; ilk anlamı "Geceleri dolaşarak insanlara kötülük ettiğine inanılan hortlak"dır (TDK). İkinci anlamı ise, "Kötülük yaparak başkalarına zarar veren kadın" anlamını taşır. Eski dilde güzel gözlü kadın manasına da gelen Cadı; günümüzde 15. yüzyılda Avrupa'daki bakış açısına göre genellikle süpürgesi üzerinde uçarak gezinen, büyücü bir kadını temsil eder. Harry Potter gibi öykülerde de görülebildiği üzere erkekler de cadı olabilmektedir.

Afrika'dan, Avrupa'ya; Hindistan'dan, Orta Doğu'ya; Dünyanın dört bir yanında büyücülerin veyahutta cadıların kültürlerde mevcut olduğunu görebiliriz.

Eğer ki; cadı kelimesini, süpürge ile gezinen, kafasında siyah bir Sombrero'yu andıran şapka ile dolaşan, büyüler yapan insanlar olarak incelemek istersek; bu inanış 15 ila 17'inci yüzyıl arasında Avrupa'da yaşayan kendilerini cadı olarak ilan eden; dul kadınları temsil eder.

Realistik olarak incelemek istersek; dul kadınların 15. ila 17. yüzyıl arasındaki zor yaşam koşulları altında yaşayabilmesi için yaptıkları zoraki bir meslektir. Varolmasının ana sebebi de ekonomikseldir. 18. yüzyılın ortası itibariyle cadıların yerini falcılar almıştır.

19. yüzyılın ortalarında; Edebiyat'ın başlıca karakterleri arasına giren cadı; halen günümüzde popülerliğini korumaktadır.

Halkı sindirmeye çalışan bağnaz krallıklar kelimeyi anlamının aksi yönünde kullanarak , bilimi ve adaleti savunan insanları suçlayıp sindirmek için kullanmış ve sembolleştirmiştir. Bu sembolun halk üzerinde oluşturduğu dini etkiden yararlanılmış ve aykırıların toplumdan ayıklanması için kullanılmıstır. Avrupada binlerce insan cadılık ve benzeri şuçlardan diri diri yakılmıştır .

Galileo gibi aydınlanma çağının bircok bilim adamı ve sanatçısı Engizisyon mahkemelerinde suçlanmış ve görüşlerini inkara zorlanmıştır.

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
21 Haziran 2009       Mesaj #2
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Cadılık
MsXLabs.org & Temel Britannica
Sponsorlu Bağlantılar

Cadıların doğaüstü güçlerden ya­rarlanarak insanlara ya da mala mülke zarar verdiğine inanılır. Oysa, cadı olarak adlandı­rılan kimseler, eski zamanlarda doğal bitkiler ve kökler kullanarak hastalıkları iyileştirmede başarılı, özel bilgi sahibi olan insanlardı. Bu, çağdaş tıp biliminin ve tedavi edici ilaçların yaygın olarak kullanılmasından çok daha ön­ceydi. Çoğunluk kadın olan cadılar gizli bilgi­leri, genellikle anadan kıza olmak üzere, ku­şaktan kuşağa aktarırlardı. Dünyada bugün de, binlerce yıllık bilgi birikiminden yararla­narak hasta insan ve hayvanları iyileştirmede "hünerli" kimseler vardır.
Ortaçağın ikinci yarısında, 14. yüzyılın son­larına doğru Avrupa'da "cadı" sözcüğünün anlamı epeyce değişti. O sırada Avrupa, nü­fusun dörtte birinin ölümüne neden olan kor­kunç Kara Ölüm'ün (veba) sarsıntısı içindey­di. Dehşete kapılan insanlar Kutsal Kitap'ta (Tevrat-İncil) sözü edilen kıyamet gününün yaklaştığı kanısındaydı. Yoksullar kilise ve soyluların baskısından kurtularak, Hıristiyan­lık ile daha eski gelenekleri kaynaştıracak ye­ni topluluklar oluşturmaya çalışıyorlardı. Devletlerin ve kilisenin bu girişimlere karşı tepkisi acımasız oldu. Kendilerine karşı gelen ya da kendilerinden farklı düşünenleri yakala­yarak işkenceyle öldürdüler. Bu kişilere "kâ­fir" dendi.

Cadı Avcılığı
Kâfir olarak adlandırılan insanlar ortadan kaldırıldıktan sonra, kilise ve devlet gizli bilgi sahibi olduklarını varsaydığı cadıları baş düş­man ilan etti. Cadılarla birlikte tüm kâfirleri ortadan kaldırmak amacıyla, Engizisyon adı verilen, kiliseye bağlı bir mahkeme kuruldu. Dönemin en bilgili kişileri sayılan bazı rahip ve din adamları cadıların işledikleri ileri sürülen suçları içeren korkunç bir liste hazırladılar. Bu listede cadıların, şey­tanla anlaşma yaparak ruhlarını satmak paha­sına doğaüstü güçler kazandıkları; şeytanın törenlerine katılmak için süpürgelerine binip uçtukları; şeytanın buyruğuyla bebekleri çiğ çiğ yedikleri gibi akıl almaz suçlamalar yer alıyordu.
Yakalanan cadılara acımasızca işkence ya­pılıyordu. Hepsi de kadın olan bu cadıların, din adamlarının ileri sürdüğü tüm kötülükleri üstlenmelerine ve şeytanla işbirliği içinde ol­duklarını itiraf etmelerine şaşmamak gerekir; çünkü itiraf acı çekmekten kurtulmanın tek yoluydu.
Cadıların yok edilmesi Roma Katolik Kili-sesi'nce yönetilen bölgelerden Avrupa'nın orta ve kuzeybatısındaki Protestan ülkelere ve daha sonra Amerika kıtasına da yayıldı. İngiltere'de cadı avcılığı 17. yüzyılın ortaların­da iyice yoğunlaştı. Bu dönemde Oliver Cromwell, Matthevv Hopkins adında bir ge­nerali cadıları yakalamakla görevlendirdi. Yüzlerce talihsiz kadın cadılıkla suçlanarak öldürüldü. Cadıların yakalanıp öldürülmesi 18. yüzyıl ortalarına kadar İskoçya'da da sür­dü. ABD'de de 1692'de, Massachussetts eya­letindeki Salem'de birçok kişi cadılık suçuyla yargılanarak asıldı.
Bu cadı avlama çılgınlığı zamanla azaldı. Bunun bir nedeni insanların cadılığa ilişkin inançlarını yıkan çağdaş bilimin gelişmesiydi.

Batı Dünyası Dışında Cadılık
Dünyada batı ülkeleri dışında yaşayan çok sa­yıda insan cadılar ve cadılığa ilişkin olarak yu­karıdakilere benzer görüşlere sahiptir. Bu gö­rüşler antropologlarca incelenmiştir. Bir İngiliz antropolog olan Sir Edvvard Evans-Pritchard 1930'larda, Orta Afrika'daki Azandeler'le birlikte yaşaya­rak onların cadılığa ilişkin inançlarını incele­di. Azandeler Evans-Pritchard'a bazı kişile­rin çift kişiliğe sahip olduklarını, geceleri uyu­yan insanlara, görünmeyen bu ikinci kişinin saldırdığını anlattılar. Evans-Pritchard bu ki­şileri cadı olarak niteledi, çünkü bunlar sü­pürgeye binip uçarak düşmanlarının hastala­nıp ölmesine neden olan cadılarla ilgili eski öyküleri anımsatıyordu. Ayrıca Azandeler'in, cadılarla savaşmakta ustalık kazanmış, çoğun­luğu erkek olan "uzmanları" vardı. Evans-Pritchard bunlara "büyücü doktor" adını verdi.
Orta Afrika'da yaşayan Pigmeler gibi bazı toplumlarda ise bu türden inançlara rastlanmaz. Antropologlar bunun nedenini, küçük kümeler halinde ve sürekli göçebe olarak ya­şayan Pigmeler'in, içinde bulundukları gru­bun üyeleriyle anlaşamamaları durumunda o gruptan ayrılarak başka bir gruba katılabilme­lerine bağlamaktadırlar. Yerleşik bir düzen kurmuş olan insanlar ise komşularını sevme­seler bile onlara dostça davranmak zorunda­dırlar. Böylelikle içten içe nefret ettikleri komşularını kolaylıkla cadı olarak düşünebi­lirler.
Antropologların çoğu Afrika ve başka ül­kelerdeki cadı öykülerini hayal ürünü olarak kabul eder. Öte yandan bazıları da bu yaygın söylentilerin incelenmesi gerektiğini savun­maktadır.

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
AndThe_BlackSky - avatarı
AndThe_BlackSky
VIP VIP Üye
21 Ağustos 2011       Mesaj #3
AndThe_BlackSky - avatarı
VIP VIP Üye
Cadı ile büyücülüğün arasındaki farklar ve İslam dininin cadılığa bakış açısı

Her büyücü kadın bir cadı değildir fakat bir cadı, mükemmel bir sihir uzmanıdır. İslam dininde belirtilmiş dört tür sihir çeşidi vardır. Büyücülük sadece c şıkkını kullanırken, Cadılık ise bunlardan b ve c şıklından (özellikle b şıkkından) insanlara kötülük etmek amacıyla yararlanır.
a) Keldanilerin Sihri: Bunlar yıldızlara taparlar, kainatı idare edenlerin yıldızlar olduğunu, hayır ve şerrin onlardan geldiğini. Semavi güçlerin yerdeki güçlerle birleşmesi sonucu mucizeler meydana geldiğini söylerler. Bunları irşad için Allah (c.c.) İbrahim (a.s.)’ ı gönderdi. Bunlar da kendi aralarında üç sınıf idiler;
1-) Eflak ve yıldızların ebedi olduğunu söyleyenler ki; onlara “Sabie” denilir.
2-) Eflak’ın uluhiyyetine inanırlar. Bunlar her felek için yerde bir put yapmış ve ona hizmet etmiş putperestlerdir.
3-) Eflak’ı ve yıldızları yaratan birisi olduğunu ve bunun onlara yeryüzünü idare etme hakkını verdiğini söyleyenler. Bunlar yıldızları aracı kabul ederlerdi.
b) Ruh Gücüne Dayanılarak Orataya Konan Sihir: Buna göre insan ruhu tasfiye ile icat etme, öldürme, bünye ve şekilde değişiklik yapma gücüne ulaşır.
c) Ruhani Varlıklardan Faydalanılarak Yapılan Sihir: Bu da muska yapmak ve cinleri kullanmak gibi şekillerde uygulanır.
d) Göz boyamak şeklinde yapılan sihirdir. Bu da hokkabazlık, el çabukluğu ve benzeri davranışlardır.
İslam alimleri, yukarda açıklanan a maddesinde yer alanlan kişilerin inançları açısından kafir olduklarını belirtmişlerdir. Fakat İslam alimlerince, Cadılık gibi bir konu üstünde durulduğunda eğer, konu kendini kötülüğe adamaksa; inanç olarak zaten bir kişi herhangi bir madde ya da koşula bağlı olmadan Kafirdir.

Kaynak: Vikipedi


BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.

Benzer Konular

6 Ekim 2012 / ÜsaA Soru-Cevap
15 Ekim 2014 / Misafir Soru-Cevap
3 Aralık 2016 / Misafir Cevaplanmış
27 Ocak 2010 / ThinkerBeLL X-Sözlük
5 Haziran 2009 / Kral_Aslan X-Sözlük