Arama

Peygamberler Tarihi - Hz. Nuh

Güncelleme: 12 Kasım 2012 Gösterim: 35.811 Cevap: 5
pasaklikedi - avatarı
pasaklikedi
Ziyaretçi
12 Ekim 2005       Mesaj #1
pasaklikedi - avatarı
Ziyaretçi
NUH ALEYHİSSELÂM

Sponsorlu Bağlantılar
İdris aleyhisselâmdan sonra gönderilen peygamberlerden. Allah korkusundan dâima ağladığı için adına, çok ağlayan, inleyen mânâsına gelen "Nuh" denilmiştir. İdris aleyhisselâm insanlara peygamber olarak gönderilip onlara doğruyu gösterdikten sonra diri olarak göke kaldırıldı. Onun göke kaldırılmasından sonra insanlar doğru yoldan ayrıldılar. Onu çok sevenler ayrılık acısına dayanamadılar. Resmini yapıp seyrettiler. Daha sonra gelenler, bu resimleri tanrı sandılar ve çeşitli heykeller yaputperestpıp, tapmaya başladılar. Böylece insanlar arasında lik meydana çıktı. İnsanlar putlara tapmaya başladıktan sonra, gün geçtikçe aralarında, zulüm, zorbalık, fitne, ahlâksızlık gibi kötülükler artıp yayıldı. Hazret-i Nuh, böyle bir cemiyet içinde çocukluğundan beri doğru yolda bulunan, Allahü teâlâya ibâdet eden sâlih bir kul idi. Sulama işleriyle, çiftçilikle, hayvan yetiştirmekle, marangozluk ve ev inşasında çalışıyordu. Doğru yoldan ayrılmış olan insanların kötülüklerinden de tamâmen uzak duruyordu. Elli yaşında iken, Allahü teâlâ, onu insanlara peygamber olarak gönderdi. Kendi zamânında yaşayan bütün insanlara peygamber olarak gönderilen Nuh aleyhisselâm, ömrünü sonuna kadar insanları Allahü teâlâya iman etmeye, o'nun emirlerine uymaya, dâvet edeceğine söz (misak) verdi. Ona yeni bir din ve kitap verilmeyip, kendinden önceki peygamberlerin dinlerindeki hükümleri dokuz yüz elli sene insanlara bildirdi, onları hidâyete çağırdı. Peygamber olarak gönderildiği insanlar Kur'ân-ı kerimde; puta tapan, günahkar, kötü ve kalpleri kararmış bir millet olarak vasfedilmektedir. Kur'ân-ı kerimde meâlen; "Muhakkak ki biz, Nuh'u (aleyhisselâm) kavmine resûl olarak gönderdik" (A'râf sûresi: 59) buyrulmaktadır.

Nuh aleyhisselâm kavmine kendilerine peygamber olarak gönderildiğini, putlara tapmaktan, haksızlıktan ve zulümden vazgeçip, Allahü teâlâya iman edip, o'nun emirlerine uymalarını bildirdi. Fakat zulüm ve zorbalığa alışmış ve başkalarını tahakküm altına almak isteyen insanlar inanmadılar ve ona düşman oldular. Nuh aleyhisselâm onlara nasihat ederek: "Ben size doğru yolu göstermek, zulmü kaldırıp, adâleti yaymak için Allah tarafından gönderildim. Herkesin putlara tapmaktan vazgeçip bir olan Allah'a ibâdet etmesini, kulluk yapmasını bildiriyordum" dedi. Kavmiyse bu davete inanmayarak emirlerine uymamakla ve sapıklıklarıda ısrar ediyordu. Çok az kimse imân etmişti. Fakat Nuh aleyhisselâm tebliğ vazifesini yapıp, kavmini yılmadan, yorulmadan devamlı sûrette Allah'a imân ve kulluk etmeye çağırıp, isyan ederlerse azâba yakalanacaklarını bildiriyordu. Kavmi ise bu dâvete uymadıkları gibi, Nuh aleyhisselâmı kendilerine doğruyu, hakkı anlatırken dinlememek için elbiseleriyle başlarını kapatıyorlardı. Bir tarafdan da ona inananlara zulüm ve işkence yapıyorlardı. Hazret-i Nuh'un dâveti, günden güne uzaktan yakından duyuluyor, her yerde ondan bahsediliyordu. O'na imân etmeyenlerse bundan endişe duyuyor ve düşmanlıklarını safha safha artırıyorlardı. Nuh aleyhisselâm gittikçe azan kavmine "Ben size zor ve güç bir teklif yapmıyorum. Puta tapmaktan vazgeçip Allahü teâlâya ibâdet ediniz. Sizlerin herbir grubu başka bir gruptan korkuyor zulüm görüyorsunuz ve zulmediyorsunuz. Allah'tan korkunuz zulmedenlerden ve mazlumlardan olmayınız. " diyordu. Yılar sürüp gidiyor, Nuh aleyhisselâm ise tebliğ vazifesini devamlı olarak yapıyordu. Çok az kimse imân etmişti. Diğer insanlarsa iş sâhibi zorbalar, kötü işlerle uğraşan kimseler veya düşkünlük içinde hayat süren zelil, esir ve muhtaç kimselerdi. Her geçen gün daha bedbahtlaşan bu insanlar, bir türlü fitne, fesat ve sapıklıktan el çekmiyorlardı. Nuh aleyhisselâm böylesine düşmüş olan insanlara acıyor, şefkat ve sabırla onları kurtarmaya çalışıyordu. Onlar ise bunu idrak edemeyip karşı çıkıyorlar, hazret-i Nuh'u taşa tutuyorlar, onu şehirden kovuyorlar, evini harap ediyorlar, sapıklıkla itham ediyorlardı. Bir türlü kötülüklerini anlayıp, azgınlıktan vazgeçmiyorlardı. İsyanları sebebiyle Allahü teâlâ onlara gadap etti. Senelerce yağmur yağdırmadı. Malları, hayvanları helak oldu. Bağları bahçeleri kuruyup, servetleri kayboldu, nesilleri kesildi. Son derece muhtaç ve fakir hâle düştüler. Onların bu hâli karşısında Nuh aleyhisselâm; "Ey kavmim başınıza gelen bunca belâlar günahlarınız sebebiyledir. Putlara tapıp, Allah'a ibâdet etmekten kaçındığınız için Allahü teâlâ size gadap etti. Bu sebeple yağmurlar kesildi. Büyük sıkıntılara düştünüz. Ama Rabbinizden günahlarınızın bağışlanmasını isteyin, sizi affedip üzerinize rahmet yağmuru göndersin. Size mallar ve evlatlar ihsan ederek şmdat etsin. Nihâyet bir gün ölüp kabre gireceksiniz. Rabbiniz sizi bir müddet kabirde beklettikten sonra diriltecek ve amellerinizin cezâsını ve mükâfâtını verecek. " diyerek daha birçok husûsu iyice anlatıp onlara ehemmiyetle nasihat etti. İsyandan vaz geçmezlerse daha ağır azaplara düşeceklerini bildirdi. Nuh aleyhisselâm ve bildirdiklerine inanmayıp putlara tapmakla israr eden azgın millet; "Ey Nuh gerçekten bizimle çok mücâdele ettin, bunda da çok ısrarla davrandın. Bu işe başladığın gündenberi bizi devamlı olarak azapla korkutup durdun. Artık sözünde doğru isen şu azâbı getir de görelim. Artık ne olacaksa olsun. " diyerek onun nasihatlarını ve dâvetlerini hiç kabul etmedikleri, Kur'ân-ı kerim'de Hûd sûresinde (ayet 32) bildirilmektedir. Nûh aleyhisselâm kavminin bu tutumu karşısında aslâ yılmadan, tebliğ vazifesini devâm ettiği hâlde, onların bir türlü imâna gelmeyeceklerini iyice anladı. Bunun üzerine meâlen şöyle duâ ettiği Kur'ân-ı kerim'de bildirilmektedir: "Nuh (aleyhisselâm) dedi ki: "Ey Rabbim! yeryüzünde, hareket eden hiçbir kâfir bırakma! Eğer sen onları bırakırsan, kullarını dalâlete, sapıklığa sürüklerler. Hem bundan sonra onların çoluk çocuğu olmaz. Olsa bile çocukları fâcir ve küfürde pek ileri kimseler olurlar. Ey Rabbim! beni, anamı, babamı, mümin olarak evime girenleri, erkek, kadın bütün müminleri mağfiret eyle, bağışla, zâlimlerin (kâfirlerin) ise ancak helâk ve hüsrânlarını arttır. " (Nuh sûresi: 26-28) ve "(Nuh aleyhisselâm duâ edip) dedi ki: Yâ Rabbi! Gerçekten kavmim beni tekzip etti. Beni yalanladı. Artık benimle onların arasındaki hükmü sen ver. Beni ve berâberimdeki müminleri kurtar. " (Şuarâ sûresi: 117-118) Nuh aleyhisselâmın bu duâsı üzerine, Kur'ân-ı kerimde Allahü teâlânın ona meâlen şöyle vahy ettiği bildirilmektedir: "Nuh'a vahy olundu ki; kavminden daha önce imân etmiş olanların dışında hiç kimse imân etmeyecek. O hâlde sen, kavmin seni yalanladıkları için ve sana ezâ verdikleri için mahzûn olma, kederlenme ki; onlardan intikam alma vakti gelmiştir. Nezâretimiz altında ve vahy ettiğimiz, bildirdiğimiz şekilde bir gemi yap! Zâlimler (kâfirler) hakkında bana duâ etme. Zirâ onlar (suda) boğulacaklardır. " (Hûd sûresi: 36-37) Nuh aleyhisselâm kendisine gönderilen vahiy üzer, ne hemen bir gemi yapmaya başladı. Geminin yapılmasında Cebrâil aleyhisselâm, Allahü teâlânın emri üzerine yardımcı oluyor ve nasıl yapılacağını târif ediyordu. Nuh aleyhisselâm ve imân eden müminler de geminin yapılmasında çalıştılar. Geminin inşâsını gören putperestler; "Şimdi de marangozluğa mı başladın?" diyerek alay ediyorlardı. Hazret-i Nuh ise; "Benimle alay ediyorsunuz ama, rezil edici azâbın kime geleceğini ve kime sürekli azâbın ineceğini göreceksiniz. " diyordu. Nuh aleyhisselâm, yüzyılar boyu insanları Allahü teâlâya imân etmeye çağırdığı hâlde insanların imân etmemeleri sebebiyle helâk olmalarının yaklaştığı sırada son olarak şöyle dedi. "Ey insanlar! Ben size doğru yolu göstermek için Allah tarafından görevlendirildim. Bir ömür boyu size nasihat ettim. Dinlemediniz, benimle alay ettiniz, sabır ve tahammül gösterdim. Bana, inananlara eziyet edip, incittiniz Allahü teâlâ yer yüzünü zulüm ve küfürden temizleyecek. Geliniz, dâvetimi kabul ediniz. Câhillik etmeyiniz Allahü teâlâya itâat ediniz. Ben sizin hayır ve iyiliğinizi istiyorum. Siz bilmiyorsunuz ama, Allah'ın azâbı en kısa zamanda büyük bir tufan şeklinde gelecek. Bildirdiklerime inanmayan herkes helâk olacaktır. Şu yaptığım gemi, imân edenlerin binip kurtuluşa ereceği gemidir. Allah'a imân etmeyen âsiler suda boğulacaktır. Kurtulmayı isteyen imân etsin ve benimle yolcu olsun. Bu benim, herkesin duyması gereken son sözümdür. " Nuh aleyhisselâmın son olarak söylediği bu sözlerine de uymayan insanlar; "Ey Nuh, uzun yıllardan beri bu sözleri söylüyorsun. Şimdi de kuru bir çöl ortasında büyük bir gemi yaptın. bizi tufanla korkutuyorsun biz sana da söylediklerine de inanmıyoruz. " dediler. Nihâyet bir müddet sonra geminin yapımı tamamlandı. Hazret-i Nuh'un yaptığı ve üç katlı olduğı rivâyet edilen bu geminin ateş yanarak kazanı kaynayıp hareket ettiği (Buharlı bir gemi olduğu) Kur'ân-ı kerim'de açıkça bildirilmektedir. Hûd sûresi, 40 âyet-i kerimesinde meâlen buyruldu ki: "Nihâyet helak etme emrimizin azâbımızın vakti geldiği, tennûrun (fırının) taşıp fışkırdığı (yâhut gemi kazanının kaynadığı) zaman biz Nuh'a şöyle emreyledik ki, kendisinden faydanılan hayvanların her cinsinden erkek ve dişi birer çift hayvanı gemiye koy. Üzerlerine boğulma emri takdir edilenler hâriç âile halkında bir de imân edenleri gemiye yükle. zâten Nuh'a imân edenler pek az idi. " Gemiye binecekler hazır olunca hazret-i Nuh onlara, Allahü teâlânın ismiyle gemiye binmelerini söyledi. Bütün müminler, o azgın kâfirlerin gözleri önünde Hazret-i Nûh ile gemiye bindiler. Nitekim Kur'ân-ı kerim'de meâlen buyruldu ki: "Nuh (aleyhisselâm) gemiye bineceklere; "Allahü teâlânın ismiyle girin ki, geminin yürümesi ve durması Allahü teâlânın irâdesiyledir. Benim Rabbim, müminleri mâğfiret edici ve merhametiyle tufân belâsından kurtaracıdır. " dedi. " (Hûd sûresi: 41) Yine Kur'ân-ı kerim'de meâlen buyruldu ki: "Ey Nuh sen ve berâberindekiler gemiye yerleşince; "Bizi zâlim (kâfir) milletten kurtaran Allah'a hamd olsun. Rabbim, beni hareketli bir yere indir sen, indirenlerin en hayırlısısın. " de. " (Mü'minin sûresi28-29) Nuh aleyhisselâm her hayvandan birer çift alıp, imân edenlerle birlikte gemiye yerleştikten sonra, gökten çok şiddetli bir yağmur yağmaya ve yerden de sular fışkırmaya başladı ve her şey suya gark oldu. Sular dağları aştı. Gemi, dağlar gibi dalgalar arasında kaldı. Nuh aleyhisselâm inanmayan putperest kavim boğularak helak olup gitti. Bu tûfan hâdisesi Kur'ân-ı kerim'de kamer sûresi 11 ve 12. âyette bildirilmektedir. Tûfan başladığı sırada Nuh aleyhisselâm imân etmeyen oğlu Yâm'a (Kenan), imân edip gemiye binmesini söyledi ise de oğlu; "Dağa çıkar sudan kurtulurum. " deyip binmedi. Bir dalga gelip onu da boğdu. Boğulanlar arasında hazret-i Nuhûn hanımı da vardı. O da imân etmemişti. Tûfan altı ay devam etti. Altı ay sonra Allahü teâlânın meâlen; Ey arz! Suyunu yut ve ey gök suyunu tut. " (Hûd sûresi 44) emriyle yağmur kesilip sular çekildi. Nuh aleyhisselâmın gemisi Muharrem ayının onunda aşure günü Irak'ta Cûdi Dağı üzerine oturdu. Bundan sonra insanlar Nuh aleyhisselâmın üç oğlundan türedi. Bu bakımdan Nuh aleyhisselâma ikinci Âdem denildi. Nuh aleyhisselâm bin yaşında vefât etti. Nuh aleyhisselâmın Sâm adlı oğlundan Arap, Fars ve Rum kavmi, Hâm adlı oğlundan ise Hindistan, Habeş ve Afrika halkı, diğer oğlu Yâfes'ten de Asyalılar ve Türkler meydana geldi. Nihâyet insanlar zamanla çoğalıp, Asya'ya, Avrupa'ya, Okyanusya'ya ve Berring (Behreng) Boğazından Amerika'ya geçerek bütün yeryüzüne yayıldılar. Nuh aleyhisselâm Kur'ân-ı kerim'de şekür (çok şükreden kul) sıfatıyla anılmış olup, birçok âyet-i kerimede ondan bahsedilmektedir. Ayrıca Kur'ân-ı kerim'deki sûrelerden biri de Nuh sûresi olup, bu sûrede Nuh aleyhisselâmdan bahsedilmektedir. Ülü'lazm peygamberler arasında Neciyullah (Allahü teâlâya karşı devamlı olarak teveccühte ve münâcaatta bulunup, ilâhi feyzleri alan) denilen Nuh aleyhisselâm hakkında Peygamber efendimiz hadis-i şeriflerde buyurdu ki: "Melek-ül mevt (Azrail aleyhisselâm) Nuh'a (aleyhisselâm) geldiğinde dedi ki: "Ey Nuh ey peygamberlerin en büyüğü (en yaşlısı), ey uzun ömürlü ve ey duâsı kabul olunan! Dünyâyı nasıl gördün?" Nuh (aleyhisselâm) dedi ki: "Şüyle bir kimse gibi ki, kendisine iki kapısı olan bir ev yapılmış da birinden girmiş diğerinden çıkmıştır. " Mûcizeleri: 1-Nuh aleyhisselâmın kavminden bir fırka gelip, oturdukları beldedeki büyük taşları toprak yapmasını istemişlerdi. Allahü teâlâ Cebrâil aleyhisselâmı gönderip, "Resûlüme söyle, o taşlara eliyle işâret etsin. " buyurdu. Nuh aleyhisselâm da buyrulduğu gibi yapıp eliyle işâret edince, o beldede bulunan bütün taşlar birden toprak oldular. Bunun üzerine on iki kişi imân etti. 2-Uzakta bulunan ve gözle görülemeyecek şeyleri görüp haber verirdi. 3-Susuz yerlerden su çıkarırdı. 4- İşâretiyle ağaçlar kökünden sökülüp başka tere geçerdi. 5- Duâsıyla kuru ağaçlar hemen meyve verirdi. 6- Duâsıyla bulutsuz olarak yağmur yağardı. 7- Kum, toprak, kil gibi şeyler, onun duâsıyla yiyecek maddeleri hâline gelirdi. Gemisi Cûdi Dağının üzerine oturunca, insanlar açlıktan kurtulmak için yiyecek isteklerinde duâ edince bir miktar toprak ve kum yitecek hâline geldi ve bunu yediler. 8-İmân ederek gemisine girip tufandan kurtulan insanlar çok az olmasına rağmen, onun duâsıyla çok kısa zamanda çoğalarak arttılar. 9-Eliyle yere diktiği bir ağaç fidanı o anda çeşitli renklerde meyve verdi.

Hz. Nuh (s.a)

1.Hz. Nuh hakkinda genel bilgiler
Nuh aleyhisselam, Idris aleyhisselam'dan sonra gelen peygamberdir. Peygamberlerin büyükleri olan ve kendilerine « Ülü'l-azm » (azm edilen) denilen alti peygamberden ikincisidir (Bu alti büyük peygamber sunlardir: Hz. Adem, Hz. Nuh, Hz. Ibrahim, Hz. Musa, Hz. Isa ve peygamberimiz Muhammed Mustafa (s.a.v.), M.K.) . Bunun nedeni kavminin Nuh tufani diye adlandirilan gazap ile cezalandirilmalarindandir.

2.Hz. Nuh'un hayati
Hz. Nuh, Idris aleyhisselamin göge cikarildiktan sonra azan insanlara peygamber olarak gönderildi. Insanlar putlara tapmaya basladi. Cenab-i Hak bunun icin Nuh aleyhisselami peygamber olarak gönderdi. O zaman 50 yasinda idi. Yillarca insanlari dine davet etti, putlara tapinmaktan sakindirdi ve Allahü Tealaya ibadet etmelerini söyledi. Ama Nuh aleyhisselama kendi oglu Yam yani Ken'an bile iman etmedi, hatta alaya alip iskence ettiler: « Andolsun ki Nuh'u elci olarak kavmine gönderdik. Dedi ki: Ey kavmim ! Allah'a kulluk edin, sizin ondan baska tanriniz yoktur. Dogrusu ben, üstünüze gelecek büyük bir günün azabindan korkuyorum » (A'raf, 59) . Nuh aleyhisselam insanlarin davetine icabet etmedikleri icin onlara beddua etti:« (Rabbim!) Sen de bu zalimlerin ancak saskinliklarini artir » (Nuh, 24) . Allahü Teala da bundan sonra Nuh aleyhisselam gemi yapmasini emretti: « Gözlerimizin önünde ve vahyimiz (emrimiz) uyarinca gemiyi yap ve zulmedenler hakkinda bana (bir sey) söyleme ! Onlar mutlaka bogulacaklardir ! » (Hud, 37) . Gemi bitince tufan oldu (denizler tasti ve her taraf su oldu). Nuh aleyhisselam sayisi 80 kisi kadar olan mü'minler ile 3 katli olan gemiye bindi. Nuh aleyhisselam gemiye her hayvandan birer cift aldi. Oglu Ken'an'i da gemiye almak istedi, ama o "Beni sudan koruyacak bir daga siginacagim" dedi, gemiye binmedi ve hemen bir dalga onu alip bogdu. Allah Teala da Nuh aleyhisselamin bu oglu hakkinda af dilemesine karsilik: « (...) Ey Nuh ! O asla senin ailenden degildir. Cünkü onun yaptigi kötü bir istir. O halde hakkinda bilgin olmayan bir seyi benden isteme.(...) » (Hud, 46) buyurdu. Sular daglari asti, insanlar ve hayvanlar telef oldu. 150 gün gectikten sonra Allahü Teala: « Yere suyunu cek; göge: ey gök sen de yagmurunu tut » buyurdu ve bunun üzerine yagmur durdu, sular cekildi. Gemi Irak'taki Cudi dagina oturdu. Hz. Nuh'a inanip kurtulan insanlar ac olduklari ve dagda yiyecek olmadigi icin Nuh aleyhisselamin emri üzerine ellerinde olan bütün yiyecekleri birlestirdiler ve böylece ilk defa Asure yemegini yaptilar. Insanlar Nuh aleyhisselamin 3 oglu Sam, Ham ve Yafes'ten türedigi icin Hz. Nuh'a ikinci Adem de denir. Nuh aleyhisselamin 1000 yasinda vefat ettigi söyleniyor, ama Kur'an-i Kerim'de : « Andolsun ki biz Nuh'u kavmine gönderdik de o 1000 yildan 50 yil eksik bir süre yanlarinda kaldi.(...) » (El-Ankebut, 14) geciyor. . Hz. Nuh gemicilerin ve marangozlarin piri sayilir, cünki bu isleri Allah'in ihsaniyla ilk defa o yapmistir.

3. Nuh suresi
Nuh suresi Mekke'de nazil olup 28 ayettir. Hatt-i Osman'a göre 71. suredir. Nuh aleyhisselamin kavmine gönderilisini ve Nuh tufanini anlattigi icin sureye bu ad verilmistir. Peygamberimiz (s.a.v)'de Hz. Nuh hakkinda: « Nuh (aleyhisselam) 'Bismillah' ve 'Elhamdülillah' demeden büyük olsun, kücük olsun herhangi bir is yapmazdi. Bu sebeple Allahü Teala onu 'Cok sükredici bir kul' olarak isimlendirdi » (Taberani; Ibn-i Cebir) buyurdu. Bediüzzaman Said Nursi de Nuh tufani hakkinda sunlari yazmistir: « Padisah-i bimisal, kavm-i Nuh'un mahvi icin semavat ve arza emir vermis. Vazifelerini yaptiktan sonra ferman ediyor: " Ey arz! Suyunu yut. Ey sema! Dur, isin bitti. Su cekildi. Dagin basinda me'mur-u Ilahinin cadir vazifesini gören gemisi kuruldu. Zalimler cezalarini buldular." Iste su uslubun ulviyetine bak. " Zemin ve gök iki muti' asker gibi emir dinler, itaat ederler " diyor. Iste su uslub isaret eder ki, insanin isyanindan kainat kiziyor. Semâvat ve arz hiddete geliyorlar. Ve su isaretle der ki: " Yer ve gök iki muti asker gibi emirlerine bakar bir Zata isyan edilmez, edilmemeli..." »

Hz. Nuh'un evladlarina vasiyeti
« Bunlardan (ilk) ikisini birakmayiniz, ikisini de hazer ediniz (yapmayiniz) 1. La ilahe illallah
2. Subhanallah vebi hamdihiy'dir
3. Gavurluktan (sakinin)
4. Kibir ('den sizi nehyederim) »
Son düzenleyen Blue Blood; 5 Haziran 2006 19:50
Biyografi Konusu: Peygamberler Tarihi - Hz. Nuh nereli hayatı kimdir.
kuzeyli53 - avatarı
kuzeyli53
Ziyaretçi
17 Ekim 2005       Mesaj #2
kuzeyli53 - avatarı
Ziyaretçi
Tevrat'a Ait Doğru Bilgiler Arasında Soy Şecereleri De Vardır.

Sponsorlu Bağlantılar
Hz.Nuh'un üç oğlu Ham, Sam ve Yafes hadislerde de geçer. Hz.Nuh'un bu üç oğlundan şu milletler gelir.

Yafes'in Yedi Oğlu
Gomer, Mecüc, Maday, Yavan, Tubal, Meşeç, ve Tiras.’
Gomer'den Galatyalılar, Flavius Josephus'a göre çünkü buranın insanları (M.Ö. 93) yıllarında Gomerit diye çağırırlarmış.1
Sonra Fransa'ya ve İspanya'ya göçtüler ki Fransa yıllarca Gaul diye çağrılırdı. Gomerin neslinden gelen Gaul. Kuzey-batı İspanya bugün hala Galişya diye çağrılmaktadır.
Bazı Gomeritler Wales'e gittiler. Walesli tarihçi, Davis, yerli bir inanca göre Gomer'in neslinin Britanya'ya Fransa'dan , tufandan 300 yıl sonra geldiklerine dair gelenekten bahseder2Ayrıca Wales dilinin Gomeraeg yani Gomerce diye bilindiğini yazar. (ataları Gomer'den sonra).
Daha sonra kablenin diğer üyeleri Ermenistan da dahil olmak üzere uzun bir göçe koyuldular. Gomer'in çocukları ‘Aşkenaz, Rifas, ve Togarmah’tır. (Yaradılış 10:3). Encyclopaedia Britannica, Ermenilerin Togarmah ve Aşkenaz'ın ataları olduğunu söyler. Diğerleri ise Almanya'ya göç etti. Almanya, Tevrat'ta Aşkenaz diye geçer.
Bir sonraki torun Mecüc. Ezekyel'e göre, Mecücler kuzeyde yaşardı (Ezekyel 38:15, 39:2). Josephus'a göre Grekler'in Saytiyalılar diye çağırdıkları bunlardır.1 Encyclopædia Britannica'ya göre, Romanya ve Ukrayna'nın eski adı Saytiya idi.4
Sonraki torun Maday'dır. Sam'ın oğlu Elam'la , Maday Iranlıların atasıdır. Josephus der ki Maday'ın çocukları Greklerce Medes diye bilinirdi.1 Med'ler Tevrat'ta da geçer. Sayrus'tan sonra, Med'ler hemen daima Persler ile anılır (Tevrat'ta). Onlar tek krallıkta birleşmiştir —‘Med ve Persler Kanunu’ (Danyel 6:8, 12, 15). Sonra sadece Persler diye çağrıldılar. Medler Hindistan'a da yerleşmişlerdir’.
Yavan (Yunan kelimesinin köküdür), Yunanistan için kullanılan İbranice kelimedir. Danyel ‘Grek Kralı diye’ (Danyel 8:21), 'Yavan’ kralı diye bahseder. Yavan’ın oğlu Elişa, Tarşiş, Kittim, ve Dodanim (Yaradılış 10:4), Yunanlılar ile alakalıdır. Elisyalılar, isimlerini Elişah'tan almışlardır. Tarşiş ve ya Tarsus Kilikya olarak bilinir.
Encyclopædia Britannica der ki Kittim Kıbrıs'ın İncil'deki adıdır.6Grekler Jüpiter'e, Jupiter Dodanaeus diye taparlardı,Yafes'in dördüncü oğlu Yavan'a referansla, Jupiter ile ki bu isim Yafes'ten Latince (Japheth) gelmektedir. Onun tapınağı Dodena'dadır.
Sonraki Tubal'dır. Ezekiel Yecüc ve Meşeç ile anar (Ezekyel 39:1). Tiglath-pileser I, M.Ö.1100 yılındakiAsur kralı, Tubal'den Tabali diye bahseder. Josephus onların adını Thobelit'ler diye kaydetti ki, sonra Iber'ler olarak bilinir.1
· ‘Josephus’un zamanında Romalılarca İberya diye çağrılır, Gürcistan'ın başkenti (Tubal'dan gelen) Tiblistir. Buradan bu insanlar, Kafkas dağlarının geçip, kuzey doğuya, Tobol nehrine isim vermiş, ve Tobolsk şehrinin isim sahibi olmuşlardır.’7
Meşeç, diğer torunu adı, Moskova'nın eski adıdır. Moskova bugün hem Rusya'nın başkenti, hem de kenti çevresini kaplayan alana verilen addır. Rusya'da bir alan hala "Mesçera Altı" diye bilinir.
Josephus'a göre, Tiras'ın çocukları Thirasyalılar olarak bilinirdi. Grekler ismi Traklar olarak değiştirdiler1 World Book Encyclopedia der ki:‘ Tras'ın insanları vahşi Hint-Avrupalılardı.8 Tiras'a daha sonralarıThuras, ya da Thor, yani Yıldırım tanrısı olarak tapılırdı.

Ham'ın Dört Oğlu:
Kuş, Mizraim, Fut, ve Kenan.
Ham'ın soyu genel itibari ile Güney-Batı Asya ve Afrika'ya yerleşmiştir. Zebur'da da sıkça Afrika'dan Ham'ınmemleketi diye bahsedilir. (Mezmurlar 105:23,27; 106:22). Nuh’un torunu Kuş, İbranice'de Etyopya'ya verilen addır.(Esven'den Hartum'a). Flavius'un bildirdiğine göre EtyopyalılarKuzitler’diye çağırıyor.
Bir sonraki Mizraim, Mısır'a ismini vermiş.(Tevrat, Yaradılış, 50:11).
Fut, Nuh'un torunu ve Libya'ya İbranice'de karşılık gelen kelime. Eski Fut nehri Libya'da idi. Jozefus der ki,‘Fut da Libya'nın kurucusu. Futitler, Libyalılar olarak bilinir’.
Bir sonraki torun Kenan, Filistin'e verilen addır.
Ham'ın oğlu Nemrud, Babil'in, Erek'in, Akkad'ın ve Kalne'nin.

Sam'ın Beş Oğlu:
Elam, Asşur, Arfakşad, Lud, ve Aram.
Elam, Iranlılar'ın atası olup Cyrus zamanına dek Elamlılar diye bilinirdi.
Aşur, Asur'un adıdına verilmiştir.
Arfakşad, Keldanîler'in atasıdır. Bu Hurri (Nuzi) tabletleryle doğrulanmıştır. Kalde'nin kurucusu Arif-hurra olarak bilinir’Onun nesli; Eber-Peleg-Reu-Serug-Nahor-Terah-İbrahim neslini meydana getirmiştir.(Yaradılış 11: 16 –26). Eber’in öteki oğlu Yoktan 13 çocuğuyla (Yaradılış,10:26–30), Arabistan'a yerleşmiştir.
Lud, Lidyalılar'ın atasıydı.
Aram, Suriyeliler'in adı olmuştur. En eski Suriyeliler Aramîler olarak bilinir,
Son düzenleyen _Yağmur_; 13 Kasım 2012 10:47 Sebep: aktif linkler
asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
11 Kasım 2008       Mesaj #3
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
Kutsal Kitap'ın Eski Ahit bölümünde ve Kuran'da adı geçen önemli peygamberlerden biridir. Nuh Tufanı olarak bilinen büyük sel baskını ve insanlığın Nuh Peygamber'in soyundan yeniden türeyişi Musevi, Hıristiyan ve İslam inancında önemli bir yer tutar. Kuran ve Kutsal Kitap'ta Nuh'un öyküsü, benzer biçimde, ama belirli farklılıklarla anlatılır.
Kutsal Kitap'a göre, yarattığı insanların yozlaştıklarını gören Tanrı dünyayı büyük bir sel baskını ile yok etmeye karar verir. Günah­sız ve inançlı bir insan olan Nuh, Tanrı tarafından insan soyunun sürdürülmesi için seçilmiştir. Nuh'a büyük bir gemi yaparak yanına eşini, oğulları Ham, Sam ve Yafes ile eşlerini, her tür hayvan, kuş ve böcekten birer erkek ve dişiyi almasını söyler.
Sonra Tufan başlar ve dünyayı sel suları kaplar. Sular çekilirken, Nuh'un gemisi Ağrı (Ararat) Dağı'nın tepesinde karaya oturur. Nuh pencereyi açarak bir güvercini dışarı bırakır, ama kuş konacak kuru bir yer bula­madan geri döner. Yedi gün sonra Nuh onu gene dışarıya salar. Kuş bu kez gagasında bir zeytin dalı ile geri döner. Nuh, yedi gün daha bekledikten sonra kuşu üçüncü kez gönderir ve kuş geri dönmeyince onun kuru topraklar bulmuş olduğunu anlar. Ardından, Tanrı Nuh'a bütün insanlar ve hayvanlarla birlikte gemiden çıkmasını buyurur ve bir daha dün­yayı sele boğmayacağına söz verir. Bu sözünü insanlara anımsatmak için de, bulutların ara­sına gökkuşağını yerleştirir.

hznuhct9

Kuran'da ise, Allah tarafından peygamber olarak gönderilen Nuh'un, puta tapan insanla­rı doğru yola döndüremeyince, Allah'a yalvararak bütün kâfirlerin yok edilmesini istediği anlatılır. Tufan'da, aralarında Nuh'un bir oğlunun da bulunduğu tüm kâfirler ölür. Kuran a göre Nuh'un gemisinin karaya otur­duğu yer de Kutsal Kitap'tan farklı olarak Cudi Dağı'dır.
Tufan'la ilgili bu öykü ile Babilliler'in Tufan efsaneleri arasında yakın bir benzerlik vardır. Bu efsaneler, üzerine Gılgamış Desta­nı yazılı, yaklaşık 4.500 yıllık kil tabletlerin bulunmasıyla öğrenilmiştir (bak. gılgamış destanı). Ayrıca, Eski Yunan'da ve İÖ 6. yüzyıldaki bir Hint efsanesinde de benzer Tufan inanışlarından söz edilmektedir.
Sir Leonard Woolley'nin 1922-34 arasında, bugün Irak'ta bulunan Ur kentinde yaptığı kazıların, İÖ 3000 dolaylarında yörede Tu-fan'a benzer olayların yaşanmış olduğunu ortaya koyduğu genellikle kabul edilir. Büyük olasılıkla. Kutsal Kitap'ta yer alan öykü bu olaydan kaynaklanmıştır.

MsxLabs & TemelBritannica
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
17 Mayıs 2011       Mesaj #4
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye
YAFET

İbrani peygamberi. Nuh'un üç oğlundan biri, Sam ile Ham'ın kardeşidir. Yahudi-Hristiyan-İslâm geleneğine göre Ham'dan Hami ırk, Sam'dan Sami ırk, Yafet'ten de Hint-Cermen ırkı doğmuştur.


MsXLabs.org & Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi
"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.
Efulim - avatarı
Efulim
VIP VIP Üye
3 Ağustos 2012       Mesaj #5
Efulim - avatarı
VIP VIP Üye
Sam
MsXLabs.org & Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi

Nuh'un büyük oğlu. Kutsal Kitap'ta (Ahdiatik) adı geçer. Elam, Aşur, Arpakzad, Lud ve Aram adlarında beş oğlu olduğu belirtilir. İnsan türünü oluşturan üç grubun varlığına (İbrani, Arami, Sami) ve Sam'ın, Samilerin atası olduğuna inanılır. Nuh ölürken yerine Sam'ı seçtiği söylenir.
Sen sadece aynasin...
irembella - avatarı
irembella
Ziyaretçi
12 Kasım 2012       Mesaj #6
irembella - avatarı
Ziyaretçi
Yeryüzünde insanlar çoğalmaya başladı, kızlar doğdu. İlahi varlıklar insan kızlarının güzelliğini görünce beğendikleriyle evlendiler. RAB, "Ruhum insanda sonsuza dek kalmayacak, çünkü o ölümlüdür" dedi, "İnsanın ömrü yüz yirmi yıl olacak." İlahi varlıkların insan kızlarıyla evlenip çocuk sahibi oldukları günlerde ve daha sonra yeryüzünde Nefiller vardı. Bunlar eski çağ kahramanları, ünlü kişilerdi. RAB baktı, yeryüzünde insanın yaptığı kötülük çok, aklı fikri hep kötülükte. İnsanı yarattığına pişman oldu. Yüreği sızladı. "Yarattığım insanları, hayvanları, sürüngenleri, kuşları yeryüzünden silip atacağım" dedi, "Çünkü onları yarattığıma pişman oldum."

Tanrı'nın gözünde yeryüzü bozulmuş, zorbalıkla dolmuştu. Tanrı yeryüzüne baktı ve her şeyin ne denli bozulduğunu gördü. Çünkü insanlar yoldan çıkmıştı. Tanrı Nuh'a, "İnsanlığa son vereceğim" dedi, "Çünkü onlar yüzünden yeryüzü zorbalıkla doldu. Onlarla birlikte yeryüzünü de yok edeceğim. Kendine gofer ağacından bir gemi yap. İçini dışını ziftle, içeriye kamaralar yap. Gemiyi şöyle yapacaksın: Uzunluğu üç yüz, genişliği elli, yüksekliği otuz arşın olacak. Pencere de yap, boyu yukarıya doğru bir arşını bulsun. Kapıyı geminin yan tarafına koy. Alt, orta ve üst güverteler yap. Yeryüzüne tufan göndereceğim. Göklerin altında soluk alan bütün canlıları yok edeceğim. Yeryüzündeki her canlı ölecek. Ama seninle bir antlaşma yapacağım. Oğulların, karın, gelinlerinle birlikte gemiye bin. Sağ kalabilmeleri için her canlı türünden bir erkek, bir dişi olmak üzere birer çifti gemiye al. Çeşit çeşit kuşlar, hayvanlar, sürüngenler sağ kalmak için çifter çifter sana gelecekler. Yanına hem kendin, hem onlar için yenebilecek ne varsa al, ilerde yemek üzere depola."


Son düzenleyen _Yağmur_; 13 Kasım 2012 10:49

Benzer Konular

11 Aralık 2016 / Misafir Dinler Tarihi
4 Aralık 2016 / Misafir Dinler Tarihi
3 Kasım 2010 / Misafir Dinler Tarihi
17 Mayıs 2011 / Misafir Dinler Tarihi
3 Kasım 2010 / _Yağmur_ Dinler Tarihi