Arama

Hz. Ebubekir

Güncelleme: 13 Nisan 2018 Gösterim: 67.923 Cevap: 6
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
28 Ağustos 2009       Mesaj #1
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye

Hz. Ebubekir, asıl adı ABDÜL-KABE

Ad:  Hz.Ebubekir..jpg
Gösterim: 4818
Boyut:  35.4 KB

(d. 573 - ö. 23 Ağustos 634, Medine)
Sponsorlu Bağlantılar
İlk İslam halifesi.

Hz. Muhammed’in ölümünden sonra halifeliğe seçilerek Müslümanların siyasal ve dinsel önderliğini üstlenmiştir. Kureyş kabilesinin küçük bir kolundandı. İslam dinini kabul eden ilk erkek oldu. Müslüman olduktan sonra Hz. Muhammed ona Abdullah adını verdi. Ayrıca Atik, Sıddık, Yâr-i Gar sanlarıyla da anıldı.

Varlıklı bir tüccardı, servetini din yolunda kullandı ve Müslüman kölelerin özgürlüğü için büyük fidyeler ödedi. Müslümanların yoğun baskılar sonucu Habeşistan’a (bugün Etiyopya) göç ettikleri dönemde Mekke’de Hz. Muhammed’in yanında kaldı. Haşimilerin Mekke’den uzaklaştırılması sırasında o da Mekke’den ayrıldı. Ama kısa süre sonra geri döndü ve oğlu Abdurrahman dışında bütün ailesiyle birlikte, 622’de Mekke’den Medine’ye göç eden Hz. Muhammed’e katıldı. Müslümanlara düşman olan ve Bedir Savaşı’nda (624) onlara karşı çarpışan oğlu Abdurrahman da bir süre sonra İslam dinini benimseyerek Medine’ye göç etti. Medine çevresinde es-Sunh’a yerleşen Hz. Ebubekir, kızı Ayşe’yi Hz. Muhammed’le evlendirdi. Hz. Muhammed’in bütün savaşlarına katıldı.

630’da Tebük Seferi’nde Müslümanların sancağını taşıdı. 631’de Mekke’ye giden 300 kişilik hac kafilesinin başkanlığını yaptı. Bu dönemde sağlığı bozulan Hz. Muhammed Müslümanlara namaz kıldırma görevini (imamlık) Hz. Ebubekir’e verdi. Bu görev devrini bir eğilim olarak değerlendiren İslam toplumunun ileri gelenleri, Hz. Muhammed’in ölümünden sonra 8 Haziran 632’de Hz. Ebubekir’i halife seçtiler. Peygamberlik dışında Hz. Muhammed’in bütün görev ve yetkilerini üstlenen Hz. Ebubekir’le İslam tarihinde yeni bir dönem açıldı. Emevilerin 661’de yönetimi ele geçirmelerine değin süren bu döneme Hulefa-i Raşidin ya da Dört Halife Dönemi denir.

Hz. Ebubekir, iki yıl süren halifeliği sırasında Müslümanlıktan dönenlerle mücadele etti. Hz. Muhammed’in sağlığında ona bağlanarak Müslüman olan Arap kabileleri, Medine’nin merkeziyetçi siyasal sistemine karşı ayaklanmaya başladılar. Hz. Ebubekir, zekât vermekten kaçman ve yalancı peygamberlere bağlanmaya yönelen bu kabilelere karşı sert önlemler aldı. Mekke ve Medine dışındaki Müslümanların ayaklanma eğilimi içinde oldukları bu dönemde Usame’yi Suriye seferiyle görevlendirerek Hz. Muhammed’in amaçlarından birini gerçekleştirdi. Sefer dönüşü Usame’yi Bedeviler üzerine gönderdi ve Zu’l-Kassa’da ayaklanmacıları ağır bir yenilgiye uğrattı. Daha sonra Halid bin Velid komutasında düzenlenen seferlerle Tayy, Gatafan, Esed, Beni Hanife gibi Orta Arabistan kabileleri denetim altına alınarak Medine’ye bağlandı. Hz. Ebubekir’in askeri başarıları, öteki komutanlarına Bahreyn ve Umman’daki ayaklanmaları bastırma olanağı verdi. İkrima ve el-Muhacir, Yemen ve Hadramut yeniden denetim altına alındı. Hz. Ebubekir Arabistan’ı bir yıldan kısa bir sürede düzene koyduktan sonra Halid bin Velid ve öteki deneyimli komutanları 633’te Bizans’a ve İran’a karşı seferlere gönderdi. Bu seferlerde ganimet elde ederek iç kargaşalığa kesin bir çözüm getirmeyi ve İslam birliğini kurmayı tasarlıyordu. Halid bin Velid komutasındaki kuvvetler Mart 634’te Irak’taki Hire kentini ele geçirerek vergiye bağladılar. Hire, Müslümanların Arabistan Yarımadası dışında aldıkları ilk yer oldu. Halid bin Velid, BizanslIlar önünde güç duruma düşen Suriye’deki kuvvetlere yardım için güneye indi. Hıristiyan Gassani kuvvetlerini Merc Rahit’te yendikten sonra Busra’da (eski Şam) öteki Müslüman güçlerle birleşti. 30 Temmuz 634’te Ecnadeyn’ de Bizans ordusunu yenilgiye uğrattı. Hz. Ebubekir bu savaştan kısa süre sonra öldü. Yerine Hz. Ömer halife seçildi.

Hz. Ebubekir, büyük bir bölümü savaşlar içinde geçen halifeliği sırasında yönetim ve örgütlenmeye fazla ağırlık vermedi. Bu dönemde yapmış olduğu en önemli işlerden biri Kuran’ı kitaplaştırma girişimiydi. Hafızların çoğunun savaşlarda ölmesi üzerine, dağınık durumdaki âyetleri ve sureleri birleştirmek amacıyla Hz. Muhammed’in vahiy kâtiplerinden Zeyd bin Sabit başkanlığında bir kurul oluşturdu. Kurulca bir araya getirilen Kuran metnine Mushaf adı verildi.

Kaynak: Ana Britannica

Son düzenleyen Baturalp; 17 Aralık 2016 21:39
Biyografi Konusu: Hz. Ebubekir nereli hayatı kimdir.
angel86 - avatarı
angel86
Ziyaretçi
13 Ocak 2010       Mesaj #2
angel86 - avatarı
Ziyaretçi

Hz. Ebu Bekrinis Sıddık (R.A.)

, Peygamberlerden sonra insanların ve Eshabı Kiramın en efdali, İslamın birinci halifesidir. Asıl adı Abdullah bin Ebu Kuhafe, babasının adı Osman olup Ebu Kuhafe künyesi ile meşhurdur. Annası, Ümmül Hayr lakabıyla tanınan Selma binti Sahr'dır.
  • Hz. Ebu Bekir (R.A), Rasulullah Efendimizin en yakın dostuydu. Ondan hiç ayrılmazdı. Onların bu beraberliği, Mekkeden Medineye Hicrette de devam etti. Ona mağara arkadaşı oldu. Mağarada üç gün kaldıktan sonra, ikisi de birer deveye binerek yolculuk ettiler. Medineye varıncaya kadar Rasulullah Efendimizin bütün hizmetini O gördü. Medinedeki mescid yapılırken birlikte çalıştılar. Hiçbir hizmet ve fedakarlıktan geri kalmadı.
  • Hz. Ebu Bekr, Rasulullah Efendimizle birlikte bütün harblerde bulundu. Çok şiddetli muharebelerde, Peygamber Efendimizin muhafızlığını yapıp, bedenini siper etti. Bedirde, Uhudda, Hendekte müşriklere karşı büyük kahramanlıklar gösterdi. Tebük harbinde, sancaktarlık vazifesini yerine getirdi.
  • Peygamber Efendimizin son hastalıklarında üç gün imamlık görevinde bulunup, on yedi vakit namaz kıldırmış, üç vaktinde de Sevgili Peygamberimiz, Ebu Bekre uyarak arkasında namaz kılmışlardır.
  • Hz. Ebu Bekir (R.A.), Peygamber Efendimizin vefat ettiği gün, H.11 (M.632) senesinde Eshabı Kiram tarafından söz birliği ile halife seçildi. Peygamber Efendimizin vekili, müslümanların reisi oldu. Müslümanlar başsızlıktan, dağınıklıktan kurtarıldı.
  • Halifeliği sırasında Yemen, Necid ve Yemame gibi yerlerde çıkan yalancı peygamberleri ortadan kaldırdı, irtidad edenleri (dinden dönenleri), İslamın emirlerinde gevşeklik gösterenleri yola getirdi.
  • Onun zamanında, Halid ibni Velid (R.A.)ın emrindeki İslam orduları, Bizans ve İran ordularıyle birçok savaşlar yapmış ve her defasında yenerek geniş toprakları fethetmiş, müslümanlığı yaymışlardır. Bütün bu zaferler halifenin cesareti, dehası, güzel idaresinin bereketiyle oldu. Hz. Ebu Bekir (R.A.), Kuranı Kerimin ayet ve surelerini bir araya toplattı ve buna "Mushaf" dendi.
  • Peygamber Efendimizin getirdiği, bildirdiği herşeyi hiç tereddüt etmeden, yutkunmadan inanıp tasdik ve kabul ettiği için "Sıddik" ünvanını almıştır. Hz. Ebu Bekir (R.A.) sahavette Eshabın en önde geleni olmuş, Allah ve Rasulü yolunda bütün servetini vermiştir.
  • Hz. Ebu Bekir (R.A.), Yermük muharebesinin yapıldığı sırada hastalandı (H.13, M.634). Hastalığının son günlerinde bir gece Peygamber Efendimizi ruyasında gördü.
  • Peygamber Efendimiz Ona; "Ya Eba Bekir! Seni çok özledik, kavuşma zamanı yaklaştı." buyurdu.
  • Oda; "Ben de seni özledim Ya Rasulallah!" dedi.
  • Peygamber Efendimiz; "Bu ümmet için adil, sadık, yerde ve gökte herkesin rızasını kazanmış, zamanın en temizi olan Faruk'u (Hz.Ömer) halife seç!" buyurdular.
  • Bunun üzerine Hz. Ömer'in halife seçilmesini vasiyet etti. İki sene üç ay on gün halifelik yaptı. Hicretin 13. senesinde 63 yaşında irtihal etti (M.634).
Hz. Ebu Bekrinis Sıddik hakkında Rasulullah (S.A.V) Efendimizin Hadisi Şeriflerinden bazıları;
Sponsorlu Bağlantılar
  • Ebu Bekr'in imanı, bütün müminlerin imanları ile tartılsa, Ebu Bekrin imanı ağır gelirdi.
  • Cehennemden atik olanı (azad edilmiş kimseyi) görüp sevinmek isteyen kimse Ebu Bekre baksın.
  • Münafıkların kalbinde dört kimsenin muhabbeti toplanmaz; Ebu Bekir, Ömer, Osman ve Ali

Son düzenleyen Baturalp; 17 Aralık 2016 21:21 Sebep: başlık düzenlendi
ener - avatarı
ener
Ziyaretçi
6 Temmuz 2011       Mesaj #3
ener - avatarı
Ziyaretçi

Hz.Ebubekir


(571 Mekke-634 Medine)
1. halife.

Asıl adı Abdülkâbe'dir. Sıddık, Atik de denir. Adı, Muhammet tarafından Abdullah'a çevrildi. "Sütten kesilmiş devenin babası" anlamında olan Ebubekir takma adının nereden geldiği bilinmemektedir. Durumu iyi bir tüccardı. Müslüman olan ilk erkek olarak kabul edilir. Muhammet'e ve Müslümanlığa içtenlikle bağlıydı, onun için, hiçbir özveriden kaçınmazdı. Hicret ederken servetinin büyük bir kısmını Mekke'de bırakmıştı. Yumuşak huyluluğu, alçakgönüllülüğüyle Müslümanlar arasında saygın bir yeri vardı. Savaşçı değildi, ancak Peygamber'in bütün seferlerinde yanında bulunur, ondan ayrılmazdı.Peygamber hastalanınca onun yerine imamlık yapmayı üstlendi. Bu davranışı, ölen peygamberin halifesi seçilmesini kolaylaştırdı (634). Halifeliği sırasında, yaşamı boyunca sürdürdüğü sade yaşantısını değiştirmedi. Bütün eylemlerinde ve davranışlarında Muhammet'in yolundan ayrılmamaya çalıştı. İslâm birliğini bozucu davranışlara karşı sert davrandı. İki yıl iki buçuk ay süren halifeliği sırasında İran ve Filistin cephelerinde başarılar kazanıldı. Kuran'ın yazıya geçirilmesi girişimini başlattı, ancak önemli bir ilerleme sağlayamadan öldü.

Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi & MsXLabs.org
Son düzenleyen Baturalp; 17 Aralık 2016 21:22 Sebep: başlık ve sayfa düzeni
bekirr - avatarı
bekirr
VIP VIP Üye
12 Kasım 2012       Mesaj #4
bekirr - avatarı
VIP VIP Üye

Hz. Ebubekir


Aslen Mekkeli zengin bir tüccar olan Ebubekir, Hz. Muhammed'den sonra İslam toplumunun lideri olur. Ebubekir 634'deki ölümüne kadar ümmeti yalnızca 2 yıl yönetir. 632'den 661 e kadar Müslüman toplumunu idare eden Raşid halifelerin (Hulefa-i Raşidin) ilkidir. Her ne kadar bir liderden iki yıl içinde çok şey beklenmese de, Ebubekir halen kırılgan bir durumda olan bir topluluk için istikrar getirici bir etki işlevi görmesi nedeniyle önem taşır.

Hz. Muhammed kısa süren bir hastalık sonrası aniden vefat etmiş olsa da bundan önce en az üç ay sağlığı pek iyi seyretmemiş olduğundan yakında vefat edeceği beklenmektedir. Buna karşın Hz. Peygamber kendisinden sonra oluşum aşamasındaki Müslüman topluluğa kimin halife olacağına ilişkin hazırlık yapmamıştır. Şia ya. göre Hz. Peygamber kuzeni ve damadı Ali Bin Ebu Talib'i halifesi olarak belirlemişken, Sünni olarak da bilinen Müslüman çoğunluk bunu reddeder. Öyle görünüyor ki kimin halife olacağına ilişkin kararı ashaba bırakmış ya da belki bir halifesi olmayacağını düşünmüştür. Ayrıca Araplardaki liderlik kavramı otoriter değildir; liderlerin kendi karizma ve liyakatleriyle ortaya çıkacakları düşünülür. Bu yüzden Hz. Muhammed bir halife tayin etmiş olsa bile Hz. Muhammed'in kanununa rağmen bu Araplar tarafından kabul edilmeyebilir. Hz. Muhammed'den sonra bir Peygamber gelmeyeceği kabul edilir. Dolayısıyla ondan sonra ortaya çıkacak herhangi bir lider, nübüvvet (Peygamberlik) yoluyla meşruiyet iddiasında bulunmaz. Hz. Muhammed'in Peygamberle birlikte İslam'ın da kaybolabileceğine inanıp inanmadığı üzerine spekülasyon da ilginçtir.

Ebubekir'in yaşamıyla alakalı olarak onun Hz. Muhammed'le hemen hemen aynı yaşta olduğu ve ilk olmasa bile ilk inanan erkeklerden biri olduğu dışında çok az veri vardır. Asıl ismi Abdul Kâbe ibn Ebi Kuhafe'dir. Ancak kızı Ayşe'nin doğumundan sonra Ebubekir (kız babası) adını alır. Ayrıca es-Sıddık (sadık kişi) olarak anılır. Sünni geleneğe göre Medine'ye hicretten sonra, bu yeni Müslüman topluluğun önde gelenlerinden kabul edilir. Bu durum Hz. Muhammed Ayşe'yle evlendiğinde daha da pekişir. Ebubekir, Hz. Muhammed'in danıştığı başlıca İçişidir ve kendisine Peygamberin hastalığı sırasında cemaate imamlık gibi kimi merkezi dini konumlar ona verilmiştir. Kimi Sünni otoriteler Hz. Muhammed'in hayattayken Ebubekir'i vekili olarak tayin ettiğini belirtse de Şii gelenek bunu reddeder.

Hz. Muhammed'in vefatında Arabistan'daki kimi kabileler zaten hareketlidir ve oluşmakta olan ümmetten ayrılma girişiminde bulunurlar. Peygamberin ölümüyle kabilelerin, kabile liderlerinden oluşan bir meclis tarafından yönetildiği ve eski kabile bağlarıyla yaşam biçiminin bir kez daha geri döndüğü eski sisteme dönmeleri oldukça olasıdır. Aynı şekilde Mekke'deki güçlü Kureyş kabilelerinin, gücü birkez daha ele geçirmesi de olasıdır. Sonuç olarak bu fiili koşullar nedeniyle Peygamberin vefat ettiği gün halifenin kim olacağına karar verilir. Ebubekir büyük ölçüde öne çıkan bir kabile grubuna üye olmayıp dolayısıyla herhangi . bir çıkarı olmaması nedeniyle akla en yatkın aday olarak belirir. Ayrıca Peygamberin yakın bir Sahabe si olmasının yanı sıra ince kabile ilişkileri konusunda yeterli bilgilere de sahiptir.

Her ne kadar halifelik rolünün hangi görev ve güçleri ifade edeceği tamamıyla açık olmasa da, Ebubekir e Halifetu'r Resulullah unvanı verilir. Kuşkusuz Peygamberle aynı güce sahip olmayacaktır; çünkü halifenin hükmü doğrudan Tanrı'dan gelmez ve dini otoritesi sınırlıdır. Bunun yerine vereceği hükümler Peygamberin sünnetini ve Tanrı tarafından vahyedilenleri koruyacaktır. Yönetimi Medine'den gerçekleştirmiş olup ana görevi; mevcut durumu koruyup Hz. Muhammed döneminde ulaşılan şeylere sıkıca sarılmaktır. Bu kolay bir görev değildir. Çünkü sahte Peygamberler çıkmış ve farklı gruplar güç için sa¬vaşmaktadırlar. Kimi kabileler vergi ödemeyi reddederek Müslüman toplumla bağlarını koparırlar. Böylesi geniş kabile gruplarından biri de sahte Peygamber Müseyleme idaresi altında civar kabilelerle ittifak oluşturan Orta Arabistan'daki Hanife kabilesidir. Ancak bu federasyon çok gevşektir ve 633'teki Akabe Savaşında kolayca bozguna uğrarlar. Bu savaşı Ebubekir'den sıkça bağımsız hareket eden ve amansız taktiklere sahip Hâlid bin Velid kumanda etmiştir. Hanife kabilesinin yenilmesi, Hâlid'in büyük bir orduyu varsıl Sasani (Pers) İmparatorluğu sınırında serbest bırakmayla meşgul olması nedeniyle önemlidir. Hâlid ganimet için bu sınır bölgelerine akınlarda bulunur. Bu feragat Ebubekir'in mev¬cut durumu korumasının ötesine geçer ancak olasılıkla Hâlid bu eylemleri Ebubekir'in izni olmadan yapmıştır.

Bununla birlikte İslam vizyonunu canlı tutan, genellikle diğerlerinin önerileri aksine bir askeri gücü oluşturmada atik davranması ve Arap kabilelerinden oluşan bir ulus bağlamında Hz. Muhammed'in elde ettiklerini en azından korumaya olan adanmışlığının bir sonucudur. Yemen'deki sahte Peygamber el-Esvedü'l Ansi gibi diğer rakip gruplar da ortadan kaldırılmıştır. Kuşkusuz Ridde Savaşları Ebubekir tarafından talihsiz ancak zorunlu kabul edilmiştir. Ebubekir düşmanlarına karşı kin gütmeyerek Hz. Muhammed'i izlemiştir (aynı şey Hâlid bin Velid için söylenemez). Örneğin Yemendeki isyan bastırılınca, liderleri Esvedü'l Ansi'nin yaşamı bağışlanmakla kalmamış ayrıca serbest bırakılmış hatta Ebubekir'in kızıyla evlenmiştir.

Hâlid bin Velid sıkça Ebubekir'den bağımsız olarak hareket ederken, halife, zengin sınırlara akında bulunmanın ekonomik açıdan zorunlu oluşunun farkındadır. Bu eylem birkaç yıl sürmüştür. Akınların önemi Arabistan'ın şiddetli finansal güçlükler içinde olmasıyla vurgulanabilir. Çünkü Hz. Muhammed ve Arabistan'ın gayri müslimlerleri arasındaki bir içsavaş, ticareti şiddetli biçimde etkiler. Ardından gelen Ridde Savaşları da bu duruma yardım etmemiştir. Eğer yeni birleşik Arabistan devam edecekse, o halde sınırları dışındaki akınlar ekonomik bir zorun¬luluktur. Aslında 634'de Ebubekir yeni bir seferi onaylar ancak bu kez Güney Filistin'deki Bizans bölgesine. Arabistan'ın doğusunda varsıl ve güçlü Sasani imparatorluğu, batısında ise eşit varsıllık ve güce sahip Bizans İmparatorluğu bulunmaktadır. Ancak bu güç Filistin'e ulaştığında oldukça hazırlıklı askeri bir güçle karşılaşır. Hâlid bin Velid ve adamları orduya katılıp liderliği ele alınca, Bizans gücü Ecnadeyn'de püskürtülür.

Açıkçası Hâlide ordunun kontrolünü alma yetkisi vermeyen Ebubekir, galibiyet haberleri kendisine ulaşmadan ölür. Ebubekir toplumdaki diğer kabile liderleriyle her zaman görüş birliğinde olmamıştır. Böylesi birçok farklı çıkarlara sahip ilgileri tatmin etmek kolay bir görev değildir. Ancak sınır ötesindeki akınlardan ganimetler geldiği sürece halife meşruiyeti elinde tutmuştur. Ebubekir diğer kimi liderlerden, Ridde Savaşlarındaki isyanlara yönelik tavrıyla ayrılır. Daha önce belirtildiği gibi Ebubekir onlara karşı acımasız karşılıklarda bulunmazken, Hâlid böyle yapmakla eleştirilir. Ancak hem Ebubekir hem de Hâlid'in uzlaştıkları nokta, Müslümanlara karşı duranlara (ya da daha ziyade Medineli ittifaka) İslam'ı kabul ettikten sonra bile eşit şekilde güvenilmemesi gereğidir. İsyancıların vergi ödemeleri gerekir; sınır ötesindeki savaşlara katılmalarına ve dolayısıyla ganimetten pay almalarına izin verilmez.

Bu da iki Arap Müslüman sınıfının var olmasının yanı sıra Filistin örneğinde olduğu gibi büyük askeri bir birliği destekleme konusunda halifeyi reddetme gibi gelecekteki kimi potansiyel sorunları oluşturmuştur. Ebubekir döneminde Sasani ve Bizans sınırları boyunca gerçekleşen akınlar seyrek ve küçüktür. Bu nedenle uzun seferlere çıkılmadığı için çok sayıda askeri birliğe pek ihtiyaç bulunmaz. En önemlisi Ebubekir bunu her zamanki gibi önceden görmüştür.

Yalnızca iki yıl halifelik yapmış olsa da, bu çok hayati öneme sahip bir süredir. Hz. Muhammed'in bıraktığı Arabistan kopmaya ve kendi kabile yöntemlerine geri dönmeye eğilimindedir. Yine de Ebubekir yalnızca ayrılan kabileleri ümmete katmakla kalmamış ayrıca İslama sadakat yemini etmelerini de sağlamıştır. İlk kez Arabistanlılar ortak bir amaçta birleşirler. Ancak bu ortak amaç, geniş ölçüde ganimet elde etme gereksinimidir. Bu Ebubekir tarafından içsavaş öncesinde varolan eski ticaret bağlantılarını yeniden oluşturamadığı için bir başarısızlık olarak görülse de, sonuçta Arap halkı ekonomik açıdan hayatta kalmak için yeni bölgeleri fethetmeye gereksinim duymuştur. Bu gereksinim olmadan İslam, inanç sınırları ötesine geçemeden yerel ve tam anlamıyla bir Arap dini olarak kalacaktır. Savaşlardaki başarılar -her ne kadar Ebubekir mutlak bir hükümdar olmasa da- Ebubekir e büyük bir otori te verir. Hâlid bin Velid örneğinde olduğu gibi zayıf iletişim, diğerlerinin bağımsız olarak eylemde bulunma zorunluluğunu gerektirir. Bu zayıf iletişim ağının Arabistan sınırları ötesinde İslam'ın ani yayılışıyla ortaya çıkması, sonradan bir probleme dönüşecektir. Bununla birlikte Ebubekir'in ölümü sonrasında halifenin politik konum deneyiminin devam etmesi, insanların bir bütün olarak en azından sistemden memnun olduklarını gösterir.

Kaynak: İslamda 50 önemli isim
Son düzenleyen Baturalp; 17 Aralık 2016 21:23 Sebep: başlık ve sayfa düzeni
Baturalp - avatarı
Baturalp
Ziyaretçi
17 Aralık 2016       Mesaj #5
Baturalp - avatarı
Ziyaretçi

Hz. Ebubekir

Ad:  Hz.Ebubekir1.JPG
Gösterim: 1433
Boyut:  21.1 KB

(573 - 634)

Hz. Muham­med'in ölümünden sonra onun vekili olarak İslam toplumunun başına geçen ilk halife Hz. Ebubekir, Hz. Muhammed'in yakın arkadaş­larından ve İslam dinini ilk benimseyenler­dendir.

Varlıklı bir kişiydi. Azınlıkta olan Müslümanların yoğun baskılar karşısında Habeşistan'a (bugün Etiyopya) göç etmek zorunda kaldıkları dönemde Mekke'den ay­rılmadı. Ama Hz. Muhammed'in Medine'ye göç etmeye (hicret) karar vermesi üzerine onunla birlikte Mekke'den ayrıldı. Daha son­ra Medine yakınlarındaki es-Sunh'a yerleşen Hz. Ebubekir, Hz. Muhammed'in bütün sa­vaşlarına katıldı. 630'daki Tebük Seferi'nde İslam ordusunun sancağını taşıdı.

Hz. Muhammed hastalığı sırasında imamlık görevini Hz. Ebubekir'e bırakmıştı. Bu durum Müslümanlarca Hz. Muhammed'in onu kendisine halife olarak seçtiği biçiminde yorumlandı. Nitekim Hz. Muhammed'in ölümü üzerine (632) İslam toplumunun ileri gelenleri Medine'de toplanarak Hz. Ebubekir'in hali­feliğini ilan ettiler.

Hz. Muhammed'in ölü­münden hemen sonra ortaya sahte peygam­berler çıkmış, bazı kabileler de bu kişileri yeni peygamberler olarak tanımıştı. Hz. Ebubekir ilk olarak bu sahte peygamberlere karşı savaş açtı. Bazı kabileler de yeni oluşmaya başlayan İslam devletinin temel gelir kaynaklarından olan zekâtı vermemeye başlamıştı. Hz. Ebubekir bunlara karşı da sert önlemler aldı. Arabistan yarımadasında birliği sağladıktan sonra komutanlarını Suriye ve Irak'a gönderdi. 633'te Irak'taki Lahmiler'in başkenti Hire alındı. 634'te Filistin'deki Ecnadeyn'de Bizans ordusu bozguna uğratıldı.

Hz. Ebubekir'in önemli bir hizmeti de o zamana kadar tek tek sayfalar halinde yazılmış olan ve dağınık durumdaki Kurana bir araya getirmeye çalışmasıdır. Hz. Muhammed'in vahiy kâtiplerinden Zeyd bin Sabit başkanlığındaki kurulun bir araya topladığı Kuran'a "bir araya getirilmiş sayfalar" anlamına gelen "Mushaf" denmiştir. Kısa süren halifeliği sırasında İslam toplumunun birliğini korumayı başaran Hz. Ebubekir 634'te Medine'de öldü. Halifeliğe Hz. Ömer seçildi.

MsXLabs.org & Temel Britannica
Baturalp - avatarı
Baturalp
Ziyaretçi
17 Aralık 2016       Mesaj #6
Baturalp - avatarı
Ziyaretçi
Hz. Ebubekir
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
13 Nisan 2018       Mesaj #7
Avatarı yok
Yasaklı
Hz. Ebubekir (r.a.)!
Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in (s.a.v) İslam'ı tebliğe başlamasından sonra iman eden hür erkeklerin, aşere-i mübeşşerenin, raşit halifelerin ilki. Camiu'l Kur'an, Es-Sıddık, El-Atik lakaplarıyla tanınan büyük Sahabe.

Kur'ân-ı Kerim'de hicret sırasında Rasûlullah'la beraber olmasından dolayı, "...mağarada bulunan iki kişiden biri..." (et-Tevbe, 9/40) şeklinde ondan bahsedilmektedir. Asıl adı Abdülkâbe olup, İslâm'dan sonra Rasûlullah (s.a.s.)'in ona Abdullah adını verdiği kaydedilir. Azaptan azad edilmiş mânâsına gelen "Atik" lakabıyla; dürüst, sadık, emin ve iffetli olduğundan dolayı da "Sıddık" lakabıyla anılmıştır.

Kaynak: Büyük Sahabeler ve Alimler Tarihi

Benzer Konular

23 Ağustos 2009 / Daisy-BT Edebiyat tr
6 Ağustos 2015 / Kral_Aslan Edebiyat tr
30 Mart 2010 / LaSalle Basın/Magazin tr
16 Temmuz 2012 / Misafir Edebiyat tr