Arama

Alice Harikalar Diyarında - Lewis Carroll

Güncelleme: 27 Aralık 2011 Gösterim: 58.262 Cevap: 1
asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
20 Aralık 2009       Mesaj #1
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
Alice Harikalar Diyarında (Alice in Wonderland)

Sponsorlu Bağlantılar
Yazan LEWIS CARROLL (1832-1898)

Başlıca karakterler

Alice: Victoria çağında, küçük, terbiyeli bir kız; her şeyi öğren­mek ister.
Beyaz Tavşan: Sinirli, zarif ve çok endişeli.
Düşes: Son derece çirkin bir yaratık; Kraliçeden ölesiye kor­kar.
Kraliçe: En çok sevdiği söz: «Kafasını kesin!»dir.
Cheshire Kedisi: Bütün yüzünü kaplayan gülümsemesi ile, iste­diği ân görünebilir ve kaybolabilir.
Çılgın Şapkacı: Çılgın Çay Partisinin ev sahibi.

Hikâye

Sıkıntılı bir öğle sonu, Alice, kız kardeşinin omuzlarına yaslanarak yarı uyur bir halde elindeki kitabı okurken, aniden beyaz bir Tavşan görür. Par­tiye gitmek için giyinmiş Tavşan, cep saatına ba­kar ve geç kalmaktan endişe eder. Meraklı Alice, Tavşanın peşine takılır. Bir tarladan geçerlerken birdenbire ayağı bir çukura kayan Alice, çukurun içine yuvarlanır ve nihayet bir yığın yaprak üzerin­de durur. Orada tekrar Tavşanı görür, fakat ona ba­zı şeyler sormadan önce, Tavşan Alice'i telaşla gö­türür ve çok sayıda kilitli kapılarla çevrili uzun bir salonda bırakır.
Cam bir masa üzerinde altın bir anahtar gö­ren Alice, kapıların en küçüğünü açar. Açık kapı­dan fıskiyeli serin bir bahçe görür, fakat kendisi kapıdan geçemeyecek kadar uzun boyludur. Masa üzerinde, etiketinde «Beni iç» yazılı bir şişe görür. Alice, şişedekini içer ve hemen 25 santim küçülür. Fakat yine bahçeye giremez, çünkü anahtarı aptal­casına masanın üzerinde bırakmıştır ve şimdi masa üzerindeki anahtara ulaşamamaktadır.Masanın altında da üzerinde «Beni ye,» yazılı bir kurabiye görür. Kurabiyeyi yer ve derhal 2 met­re 70 santim boyunda bir dev olur.
Alice, tekrar Beyaz Tavşanı görür. Onunla ko­nuşmak istediği zaman, hayvan kaçar. Bu arada el­divenlerini ve yelpazesini yere düşürür. Alice, on­ları alır ve yelpazenin boyunu tekrar küçülttüğünü görür. Beyaz Tavşan geri döner ve çılgıncasına el­divenlerini arar. Alice'i bir hizmetçi sanan Tavşan, sert bir sesle, bir çift eldiven getirmesini ister. Ali­ce itaat eder ve ağaçlara doğru koşar. Üzerindeki tabelâda «B. Tavşan» yazılı küçük bir beyaz evin önünde durur.Tavşanın evinde, bir çift yeni eldiven ve yel­paze bulur. Ayrıca çok cazip bir şişe de görür. Ali­ce dayanamaz, şişenin içindekini içer ve derhal bü­yümeğe başlar. Bu defa, boyu öylesine uzar ki eve sığabilmek için, bir ayağını bacadan, bir kolunu da pencereden uzatır.
Alice, aniden birinin evin penceresine çakıl taşları attığını işitir. Bu çakıl taşları, küçük pasta­lar haline gelir ve Alice bu pastaları yiyerek küçü­lür. Böylece Tavşanın evinden dışarı çıkar. Orman­da koşmağa başlar ve dev büyüklükte bir mantarın yanında durur. Mantarın üstünde tembel tembel oturan bir kırkayak nargile içmekle meşguldür. Alice'e kaba bir tarzda hakaret eden kırkayak, şayet mantarın bir tarafını yerse büyüyeceğini, öteki ta­rafını yerse küçüleceğini söyler. Alice, ilkin, öyle­sine küçülür ki, çenesi ayağına değer. Paniğe kapı­lan Alice, mantarın diğer tarafını da yer ve boynu, bir ağacın tepesine ulaşacak kadar uzar ve oradaki bir güvercin de, Alice'i, kuş yumurtası çalan bir yı­lan sanarak haşlar.Alice nihayet gerçek boyunu bulur. Ormanda­ki yürüyüşüne devam eder. Düşes'in kulübesi önü­ne gelir. Burada balığa benzeyen bir hizmetçinin kurbağaya benzeyen diğer bir hizmetçiye, Kraliçe ile kroket oynaması için (tahta topla oynanan bir «yun) Düşes'e bir davetiyeyi verdiğini görür. Gü­rültüden ötürü zaten kendisini kimse duyamayaca­ğından Alice, kapıyı vurmaksızm kulübeye girer ve Düşes'in, kucağındaki çocuğunu sallayarak uyutma­ğa çalıştığını ve bir ahçının da pişirdiği çorbaya bi­ber koyduğunu görür. Gürültü kulağı sağır edecek derecededir ve biber de, Kraliçeyi, fena halde ak­sırtır. Şöminenin içinde, ağzı kulaklarına varırca-sma, esrarengiz bir tarzda gülümseyen bir Cheshi­re Kedisi vardır.Düşes, birazcık tutması için bebeğini Alice'e uzatır ve kaybolur. Alice küçük çocuğu susturmağa çalışırken, çocuğun ağlaması tedricen homurdan­maya dönüşür ve Alice, birdenbire kucağında bir domuz tuttuğunu görür. Hayvan, Alice'in kolları arasından kurtulur ve ormana kaçar. Alice, yukarı doğru bakar ve Kedinin kendisine, ağaç tepelerin­den gülümsediğini görür. Alice'e Çılgın Şapkacının partisine gitmesini söyler ve ardından, kısım kısım kaybolur, en son kaybolan parçası gülümsemesidir.
Çay partisinde Alice, Çılgın Şapkacıyı, Yürü­yüş Tavşanını (ki o da çılgındır) ve mütemadiyen çaydanlığa düşen ve kurtarılan uykulu küçük bir Fareyi de görür. Hepsi, Alice'e gayet kaba davranır, çözülmesi mümkün olmayan bilmeceler sorarlar. Ni­hayet, Fare kendisini dahi uyutan uzun bir hikâye söylemeğe ikna olunur.
Alice, partiden kaçar ve bir bahçeye gelir. Bahçıvanlar, Kraliçeyi memnun etmek için konu­şan çiçekler ekmekle meşguldürler. Kraliçe, bahçı­vanları, beyaz gülleri kırmızıya boyarken görür ve onların derhal öldürülmelerini emreder ise de, Ali­ce, onları çiçek taçları arasına saklar. Bu esnada kraliyet geçit resmi başlar. İskambil kağıdından yapılmış askerler ve saray nazırları ardından Düşes, Beyaz Tavşan ve Kraliçe geçerler.Ardından kraliyet «croquet» oyunu başlar. So­pa olarak canlı flamingolar ve top olarak da kirpi­ler kullanılır. Kavisli kale de, geriye eğilen iskam­bil kâğıtlarından oluşur. Kraliçe, Alice'e bir flamin­go verir ve hemen oynanmasını emreder. Oyunu oy­namak mümkün değildir. Herkes aynı ânda, istedi­ği gibi oynamaktadır. Tam kendilerine vurulacağı sırada, kirpiler çalılar arasına kaçar. Flamingo, ba­şını kaldırarak Alice'e bakar. Kraliçe, bir kimsenin oyununu beğenmediği zaman, «Kafasını kesin!» di­ye bağırır ve asker kaleler yerlerinden ayrılır.Cheshire Kedisi meydanda görünerek, Alice'e oyunu nasıl bulduğunu sorar. Alice, sevmediğini söyler ve Kedi, bunun üzerine, meşhur gülümsemesiyle Krala bakar. Kral, Kraliçeye şikâyet eder ve Kraliçe de, Kedinin kafasının koparılmasını emre­der. Fakat artık, meydanda sadece Kedinin kafası göründüğünden, kimse Kedinin kafasının nasıl ko-parılacağım bilmez ve Kedi de böylece kurtulur.
Alice, çaresizlik içinde oyunu terkedeceği sıra­da, Düşes yanına gelir, ve Aiice'i deniz kenarına götürür. Alice burada Sahte Kaplumbağa ve Grayphon adında iki hazin karakterle tanışır. Sahte Kap­lumbağa, eğitim devresinde neleri öğrendiğini anla­tır: Sarhoş gibi sendeleyerek bulunduğu yerde dön­mek, kıvranmak, debelenmek, aritmetiğin bütün kı­sımları; ihtiras, dikkati başka yere çekme, çirkinleş­tirme ve alay etme. Bu yaratıklar, Aiice'i, Istakoz Quadrille'ye götürürler ve kûmda, onun şerefine çok hareketli bir dans yaparlar.
Onlar dans ederken, bir yargılanmanın devam ettiği haberi gelir. Kupa Bacağı (iskambil kağıtla­rındaki), Kraliçe'nin tatlısını çaldığından muhake­me edilmektedir. Kraliçe, jüri kendi arasında mese­leyi görüşmeden önce hükmün verilmesi taraftarı­dır. Bir kaç şahit, bildiklerini söylerlerse de, bunla­rın hiç biri muhakeme ile ilgili değildir. (Jüri şun­lardan oluşmuştur: bir fare, dağ gelinciği, bir kur­bağa, bir kirpi ve diğer hayvanlar.)
Nihayet, Alice de hâkim huzuruna çağrılır, şa­hitlik etmesi istenir. Fakat Alice, yargılamanın sah­te olduğunu söyler ve Kraliçe haykırır: «Kafasını kesini» Fakat Alice öylesine uzun boylu biri olmuş­tur ki, elinde olmadan, jürinin bulunduğu platfor­mu devirir, jüriyi oluşturan yaratıklar yere düşer­ler. Onları tekrar yerine oturtan Alice, Kraliçeye, «önce öldürün, ardından hüküm verin!» prensibi­nin saçma olduğunu söyler. Alice'in kafasının kesil­mesini haykıran Kraliçe, kızgınlık içindedir, fakat artık gerçek boyuna erişen Alice cevap verir: «Seni kim dinler? Siz bir deste iskambil kâğıdından baş­ka bir şey değilsiniz!» Kâğıtlar havaya uçuşur ve Alice'e doğru gelmeğe başlarlar. Hafif bir haykırış koparan Alice uyanır ve iskambil kâğıtlarının, yü­züne düşen yapraklar olduğunu görür. Kız kardeşi kendisini sarsar ve uzun bir zamandan beri uyudu­ğunu söyler. Alice, rüyasında, Harikalar Diyarında seyahat etmiştir.

Tenkid

Alice kitapları (Alice Harikalar Diyarında ve Aynanın Arasından), hem çocuklar hem erişkinler tarafından okunur. Yazıldıklarından bu yana bir asırdan fazla geçmesine rağmen, hâlâ popülerdirler. Çocuklar, Alice'in vücudunun sihirli bir şekilde de­ğişmesi, karşılaştığı garip yaratıklardan ve kitabın mükemmel bir peri hikâyesi atmosferinden büyük zevk duyuyorlar. Erişkinler, bu kitaplarda, nükteli sosyal hicivler, hayal ve gerçek üzerinde olduğu ka­dar, çocukların ve erişkinlerin dünyaları hakkında da yorumlar bulurlar.
Alice'in tesadüf ettiği yaratıkların ekserisi, tiksindirircesine küstahtırlar. Beyaz Tavşan, Kırkayak, Çılgın Şapkacı ve Kraliçe, alt-üst edilmiş bir mantık sistemine bağlıdırlar ve onun, Alice'in, basit, Prag­matik değerlerine üstün olduğunu söyler ve kendi­lerini son derece üstün telâkki ettiklerinden, kendi sistemleri hakkında bir şey söylemezler. Bir çocuk için, erişkinlerin dünyasının katı ve zahiren mânâ­sız tedbir ve yasakları, Harikalar Diyarı'nın, Alice'e göründüğünden farklı olmamalı; keyfî, gayriman tıkî ve aptalca.Alice'in her iki dünyası da, aslında, bir cam kürenin dünyasıdır (maamafih, bu imaj, ikinci ki­tapta daha derinden incelenir). Cemiyetin aptallık ve alışkanlıklarına bir cam küre tutan, çok gelenek­çi Carroll; onların, berrak, lekelenmemiş bir çocuk zekâsına ne kadar saçma göründüğünü gösterir.Bir bakıma, Alice Harikalar Dünyasında, mese­lâ David Copperfield gibi, büyüyen bir kimsenin karşılaştığı meselelerle ilgilidir. Alice, rüyasında, erişkinlerin dünyasının hangi kısımlarını ve stan­dartlarını benimseyeceğini, hangilerine sırt çevire­ceğini öğrenir. Şurası önemli ki, tam boyuna, yar­gılanma sırasında erişir ve artık çevresindeki eriş­kinlerin gülünç ve saçma davranışları kendisini ra­hatsız etmez. Kraliçeye ve çevresindekilere, onla­rın, iskambil kâğıtlarından başka bir şey olmadıkla­rını söylediği vakit, erişkinlerin standardlariyle kü­çültücü bir duruma sokulan çocukluktan, onlar hak­kında hüküm verecek olgunluğa giden zahmetli yo­lu aşmıştır.

Yazar

Ayrıca Bknz : Lewis Carroll

Lewis Carroll, Charles Lutwidge Dodgson adındaki (doğu­mu 27 Ocak, 1832) Oxford Üniversitesi matematik hocasının ya­zarlık adıdır. Oxford Üniversitesinde okuyan ve ilkin 1854 ta­rihinde bu üniversitede matematik öğretmeğe başlayan Dodg­son, 1881'e kadar bu kürsüsünü işgal etti.
Mahcup tavırlı ve cemiyetten nisbeten uzak duran bir be­kâr olan Dodgson, matematik sahasında birçok kitap yazdı; en önemlisi, Ö'klid ve Onun Günümüzdeki Rakipleridir (1379). Alice Harikalar Diyarında'yı çok beğenen Kraliçe Victoria, profesö­re, bu tür daha fazla kitap yazmasını söylediği zaman, Dodg­son, Kraliçeye, bir sandık dolusu matematik kitaplarını gön­derdi.
Dodgson'un bir özelliği, hayatını renklendirdi: Küçük kız­ları pek seven Dodgson, onlarla saatlerce oynar, bilmeceler söyler, el çabukluğu oyunları gösterir, ve onların fotoğraflarını çekmeğe bayılırdı. (Fotoğrafçılığın henüz başladığı bu çağda, Carroll gayet iyi bir fotoğrafçı idi.) Onun, bilhassa sevdiği kü­çük kızlardan biri, Oxford Üniversitesindeki Christ Kilisesi'nin rektörünün kızı Alice Liddell idi.Dodgson ve bir papaz arkadaşı, 4 Temmuz 1862'de Alice'i ki o zaman on yaşında idi ve onun iki ablasını, Oxford civa­rında, Thames nehrinde kayık gezintisine götürdüler. Küçük kızların, kendisinden hikâye anlatmasını istemeleri üzerine Pro­fesör Lodgson, bütün gün hikâye anlattı. Bu hikâye, gerçekte, Alice Harikalar Diyarında adlı kitabın hikâyesi idi. Sonraları, Alice'in ısrarları üzerine, Alice'in Yeraltındaki Maceraları adlı resimli küçük kitabı yazdı. Üç sene sonra, genişletilmiş ve bi­raz değiştirilmiş olarak, kitabını yayınladı. Kitap, derhal tutul­du ve popüleritesi zaman geçtikçe arttı.
Dodgson'un şahsiyeti, hayret uyandırıcı bir paradoks gös­teriyor, ingiliz dilinde, çocuklar için yazılan en iyi ve popüler kitabın müellifi, özel hayatında kuru, teamüller dışına çıkma­yan biri idi.
Yüzü biraz çarpık olmakla beraber, yine de yakışıklı sa­yılırdı. Fakat kısmen sağırdı ve oldukça da kekeme. Bu yüz­den (aynı zamanda resmî bir papazdı da) vaızlarını vermekte güçlük çekiyor ve üniversitedeki dersleri de kolay anlaşılmıyor­du. Dodgson, ayrıca, İngiltere Kilisesinin sâdık (teamüller dışı­na çıkmayan) bir üyesi, iyi bir Muhafazakâr, belki bunlara zıt olarak oldukça da snob bir insandı öteki Dodgson yani Oxford hocalığından ayrı tuttuğu Le­wis Carroll neşe dolu bir insandı: el çabukluğunda, sihirbaz­lıkta ve diğer oyunlarda usta. AMce'e ek olan Aynanın Arasın­dan adlı (Through the Looking-Glass, 1872) büyük bir kitap ve en iyi komik şiirlerden birini yazdı («The Hunting of the Snark», 1876).
Dodgson, 14 Ocak 1898'de öldü. Freud'ün teorileriyle çal­kalanan çağımızda, onun şahsiyeti, psikiatrik bakımdan ilgi çe­kici olabilir. Fakat New York şehrindeki Central Park'taki hey­kelinde Alice'in çevresinde bugün çocuklar oynuyor ve Carroll' un Harikalar Diyarına gölge düşmüyor.

Yazarın diğer eserleri

Aynanın Arasından: Umumiyetle ek kitaplar kaynak ve baş­langıç olan asıl eserlerden daha düşük olduğu halde, bir is­tisna olarak Carroll un. Aynanın Arasından adlı kitabı, Alice Ha­rikalar Diyarında'dan daha iyi ve zengindir. Birinci kitap, iskam­bil kâğıtlarından oluşan karakterlerin yeraltı dünyasında bir ma­cera İken, ikinci kitapta, her şeyin geriye döndüğü ve karak­terleri satranç oyuncuları olan cam küreden bir ev anlatılır. Ali­ce, bu oyunda bir piyondur. Kırmızı ve Beyaz Kraliçe ile tanı­şır ve Alice'in seyahat ettiği ülke de muazzam bir satranç tah­tasıdır. Alice, sonunda, satranç tahtasının sekizinci karesine ulaşır ve kraliçe ilân edilir. Kızıl Kraliçeyi salladığı zaman, ken­di kendisi Dinah haline gelir ve Alice, bir defa daha gerçekler dünyasında uyanır.

MsXLabs.org & 100 Büyük Roman

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
27 Aralık 2011       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
bendede bu kıtap varda yazarın hayatı kıtabımda LEWIS CARROL die yazıo
Sponsorlu Bağlantılar

Benzer Konular

18 Mayıs 2008 / Misafir Hayali Karakterler
10 Aralık 2014 / Ziyaretçi Soru-Cevap
20 Nisan 2011 / Misafir Edebiyat ww
17 Aralık 2015 / Jumong Moda ww