Arama

Doğanın Diyalektiği - Friedrich Engels

Güncelleme: 24 Aralık 2012 Gösterim: 2.536 Cevap: 1
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
18 Mayıs 2011       Mesaj #1
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Doğanın Diyalektiği
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Sponsorlu Bağlantılar

Doğanın Diyalektiği (Almanca: Dialektik der Natur), Alman devrimci ve filozof Friedrich Engels tarafından yazılan tamamlanmamış eserdir. Engels bu eserinde marksizmin temel prensiplerinden diyalektik materyalizmi bilim alanına uygulamıştır.


Arka planı

Engels bu eseri ünlü yapıtı Anti-Dühring adlı eserinin ardından kaleme almıştır. Bu dönemde marksizme cephe alacak şekilde alternatif bir sosyalist hareketi savunan Eugen Dühring fikirlerini etraflıca bir şekilde dile getirmiş ve büyük yankı uyandırmıştır. O dönemde Karl Marx Kapital adlı eserinin yazımıyla meşgul olduğu için Dühring’e karşılık vermek Engels’e düşmüştür. Engels, mizahî bir dille kaleme aldığı bu kapsamlı eserde bilim, felsefe, ekonomi ve toplumsal alandaki gelişmeleri yorumlayacak ve Dühring’in aydınlar üzerindeki etkisini kıracaktır. Ansiklopedik boyuttaki eserin yazımı için yapılan araştırma çalışmaları Doğanın Diyalektiği eseri için de temeli oluşturmuştur.

Basılması

Engels, kitap üzerinde uzun yıllar çalışmış ancak özellikle Karl Marx’ın ölümünden sonra Kapital’in yazımına öncelik vermiş, Ailenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni adlı eseri yazmış ve kitabı tamamlayamamıştır. 1895 yılndaki ölümünden sonra Doğanın Diyalektiği el yazmaları Alman revizyonist marksist Eduard Bernstein’ın eline geçmiş ancak Bernstein bu el yazmalarını basmamıştır. 1924 yılında Bernstein el yazmalarının çok sınırlı bir kısmını Albert Einstein’a göstermiş, elektrik ile ilgili bu kısım yaklaşık 50 yıl önce yazıldığı için Einstein tarafından basılmaya değer görülmemiştir. Rus filozof ve kuramcı David Riazanov, Sovyetler Birliğinde kurulan Marksizm Leninizm Enstitüsü bünyesinde eseri derleyerek ilk kez 1927 yılında Rusça olarak basar. 1935 yılında Adoratski yeni bir derleme ile yeni bir baskı yapar. Kitabın 1939 İngilizce baskısına yazdığı önsözde İngiliz bilimadamı John Burdon Sanderson Haldane eserin 1872 ila 1882 yılları arasında yazılan el yazmalarından oluştuğunu belirtir. Bundan sonra eser yaygın olarak dünya çapında bütün dilere çevrilecektir.

Bölümleri

  1. Giriş
  2. Diyalektik
  3. Hareketin Temel Biçimleri
  4. Hareketin Ölçüsü – İş
  5. Isı
  6. Elektrik
  7. Doğanın Diyalektiği
  8. Gelgit Sürtünmesi, Dünyanın Dönmesi ve Ayı Etkilemesi ile ilgili olarak Kant ve Thomson-Tait
  9. Maymundan İnsana Evrimde Emeğin Rolü
  10. Doğa Bilimleri ve Ruhlar Alemi
Bilimsel değeri
Marksizm toplumun yanısıra bilim alanlarıyla da yakından ilgilidir. Toplumun iç yapısı ve üretim ilişkilerinin gelişimiyle ilgilenen marksizm bilimsel gelişmelerin bu alana etkilerini de inceler. Tarihe bu bilimsel yaklaşım marksist olmayanlar tarafından da kullanılmıştır. Ayrıca Marks ve Engels diyalektik materyalizmi sadece toplumsal alana değil tüm dünyaya uygularlar. Sağlam bir ideolojinin temellerinin atılması için sağlam bir teorik zeminin atılması gerektiğini görenler arasında bulunan Vladimir Lenin de döneminin bilimadamları ve filozofları olan Ernst Mach, Karl Pearson, Heinrich Hertz, J. J. Thomson ve Henri Becquerel’i izlemiş ve takip etmiştir. Bunun devamında tüm bilim alanlarında olmasa da fizik, astronomi, jeoloji, kimya ve biyoloji alanındaki gelişmeleri değerlendirmiş ve yorumlamıştır. Benzer şekilde Engels de bilm dünyasıyla sürekli ilişki halindedir. 1861 yılından beri Manchester’daki kimya mühendisi Carl Schorlemmer ile temas halindedir ve 1871 yılında Londra’ya geldiğinde bilim alanındaki gelişmelerin diyalektik olarak değerlendirilmesi gereğini dile getirir. Bu eksikliği Anti-Dühring eserinde kapatmaya çalışsa da daha kapsamlı bir eser için el yazmalarına başlar.
Eser yazıldığı 1872-1882 dönemi gözönüne alınarak incelenmelidir. Bilim ve keşifler tarihi değerlendirilmeden yapılacak olan değerlendirmeler eserin tarihi değerine haksızlık yapacaktır. Bugün Enerjinin korunumu yasası olarak genel kabul gören yasanın yeni yeni ortaya konduğu hatırlanmalıdır. Enerji olarak tanımlanan terim eserde güç, hareket, vis viva olarak geçmektedir. Hareketin ölçülmesi ve ısı gibi terimler benzer şekilde enerji kastedilerek bugünkü terminolojiye göre yanlış kullanılmıştır. Ancak sınırlı bilgisine rağmen Engels’in o günün önemli tartışma başlıklarını hakkını vererek çözümlediği görülür. Hareket artık kinetik enerji olarak tanımlanmakta, kuvvet artık modern fizik içindeki yerini almıştır. Engels’in bilimsel sorunları teorik açıdan ele alışı döneminin ötesinde olsa da elektrik gibi konularda pratik ilerlemeler karşısında kullandığı terminoloji geride kalmıştır. Engels’in teorik açıdan yaptığı kimyasal süreçle elektrik arasındaki ilişki irdelenmelidir öngörüsü bilimsel gelişmeler ve J.J. Thomson’un elektron teorisiyle gerçekleşmiştir. Eserin yazılması sırasında Ernst Werner von Siemens’in bilim kamuoyuna yaptığı açıklamadan bahseden ve elektrik güç tanımı için Watt biriminin kullanımını önermesini değerlendiren Engels, aynı mantığın momentum için de kullanılabileceğini belirtir.
Gelgit sürtünmesi ile ilgili yazdığı bölümde ciddi hatalar yapan Engels, bu konudan emin olmasa da yaptığı yanlışlık doğru bir akıl yürütmesine yol açacaktır. Buna göre okyanuslar olmasa bir dünya gününün daha kısa süreceği önermesi bilimsel olarak doğrudur.
Dönemsel yetersizlikler dolayısıyla Engels’in tamamen yanlış yaptığı alanlar arasında yıldızların bileşimi ve hücrenin yapısı yeralır. Ancak dönemin en büyük astronom ve zoologlarının da yanıldığı düşünülürse teleskop ve mikroskopun geliştirilmesiyle bu alanlarda gösterilen ilerlemelerden Engels’in sorumlu tutulamayacağı açıktır.
Yapılabilecek tüm eleştirilere rağmen teorik alanda bilimsel gelişmelere dair Engel’in öngörülerinin gerçekleştiği görülmüştür. Elektrik alanındaki elektronun hem temel parçacık hem de bulutsu yapısı, canlıların temel yapıtaşının protein olduğunun öngörüleri o dönemde kabul edilmese de ileriki dönemde ortaya çıkan bilimsel gerçekler olmuştur.
"İçinde maddenin hareket ettiği sonsuz bir çevrim, yörüngesini ancak dünyasal yılımızın uygun bir ölçü olamayacağı zaman dönemleri içinde tamamlayan bir çevrim, içinde en yüksek gelişme zamanının, organik yaşam zamanının ve daha önemlisi doğanın ve kendi kendilerinin bilincine ermiş varlıkların zamanının, yaşam ile özbilincinin geçerli olduğu uzayın sınırlılığı kadar dar bir çevrimdir; ister güneş ya da bulutsu buhar olsun, ister bir hayvan ya da hayvan cinsi olsun, ister kimyasal birleşme ya da ayrışma olsun, eşit ölçüde geçici olan ve içinde hiçbir şeyin sonsuz olmadığı ama sonsuz olarak değiştiği, sonsuz olarak hareket eden, hareketini ve değişimini yasalara göre yapan maddenin sonlu biçimdeki varlığını içeren çevrimdir. Ama bu çevrim, zaman ve uzay içinde ne kadar sık ve ne kadar amansızca tamamlanırsa tamamlansın; kaç milyonlarca güneş ve dünya doğup kaybolursa kaybolsun; yalnız bir güneş sisteminde ve yalnız bir gezegende organik yaşam koşulları ortaya çıkıncaya dek ne kadar zaman geçerse geçsin, aralarından düşünebilen beyne sahip hayvanların gelişmesine ve kısa bir zaman için yaşam koşullarının ortaya çıkıp sonra yine amansızca ortadan kaldırılmasına dek ne kadar çok organik varlık oluşup ve daha sonra yine yok olursa olsun - maddenin bütün dönüşümleri içinde, sonsuza dek aynı kalacağı, hiçbir niteliğinin hiçbir zaman kaybedilemeyeceği ve bu yüzden aynı zamanda da aynı sarsılmaz zorunlulukla yeryüzünün en yüce yaratığı düşünen aklı yok edeceği ve başka yerde, bir başka zaman onu yeniden üreteceği konusunda kuşkumuz yoktur."
— Friedrich Engels, Doğanın Diyalektiği

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
bekirr - avatarı
bekirr
VIP VIP Üye
24 Aralık 2012       Mesaj #2
bekirr - avatarı
VIP VIP Üye
Toplum diyalektiğinin doğa diyalektiğinden farkı nedir?

Sponsorlu Bağlantılar
Doğa ile toplum arasındaki diyalektik ilişkiler vardır;bu,zaten bilinen bir gerçektir. Ve bilim olarak diyalektiğin evrendeki her ilişkinin,her çelişmenin en genel yasalarının bilimi olarak diyalektiğin ,doğa diyalektiği ve toplum diyalektiği olarak ikiye ayrılması,doğa ve toplum verilerinin birbirlerinden farklı oluşlarının gerekli bir sonucudur. Şöyle ki,doğa ya da maddedeki diyalektik,etki ve tepki ,olumlu ve olumsuz elektrik ,atomların birleşmesi ve bölünmesi gibi öğelerin varlığı ve çelişmeleriyle açıklanır. Bu doğadaki öğelerin ,toplumdaki öğelere göre darlığını ve azlığını gösterir. Oysa ,toplumlardaki grupları ve sınıfları oluşturan insanların ,doğada hiç olmayan irade ,düşünce ve düşünce özgürlüğü gibi insan yetenekleriyle bezenmiş olması ,toplumlardaki diyalektiğin genişliğini ve zenginliğini gösterir. Bu yüzden doğa diyalektiği olan diyalektik maddeciliğin ilkelerini,toplum diyalektiği olan tarihsel maddecilik yoluyla toplumlara aynen uygulamak istemek,toplumların yalnız doğaya ya da maddeye indirgemek demek olacaktır. Doğa diyalektiği, doğadaki her ilişkinin ve her gelişmenin en genel yasalarını ortaya koymaktadır; fakat bunların toplumlardaki her ilişkide de, her gelişmede de en genel yasalar olarak görülebileceğini sanmak, maddeye göre insan yeteneklerini unutmak ve doğa tarihiyle toplumların tarihini bir tutmak olacaktır. Böyle bir dogmadan kurtulmak için tarihsel maddeciliği, yöntem olarak her toplumun özel ve somut tarihine göre ya da kendi tarihsel evrimine göre uygulamak, her toplumun tarihsel özgürlüğü gerçeğinden hareket eden en bilimsel yaklaşım olacaktır. Çünkü, tarihsel özgürlük, tarihin zaman ve mekana bağlı olarak kazandığı özellikleri göstermektedir. Ancak, toplum diyalektiği olarak tarihsel maddeciliğin ilk işi, toplumlardaki her ilişkinin ve her gelişmenin yasalarını ortaya koymaktır. Ve bu durumuyla tarihsel maddecilik, bir bilimdir. Tarihsel maddeciliğin yöntem olarak uygulanması, hemen yukarıda söylediğimiz gibi tamamıyla “tarihsel özgürlük ilkesi”ne bağlıdır.
Doğayla toplum arasında diyalektik ilişkiler bulunduğu ve her ikisinin tarihinin, birbirini koşullandırdığı gerçeği, kesin bir bilgi olarak bilinmektedir.
Gerek doğa ve maddenin hareketi bakımından, gerekse tarih ve toplumun gelişmesinin nesnel yapıları bakımından, maddecilik ve diyalektik birbirinden ayrılmayacak biçimde kaynaşarak diyalektik maddecilik görüşünün ya da sisteminin kurulmasını sağlamıştır. Şu halde, mekanist maddecilik önce düzeltilmiş, sonra da tamamlanmıştır. İlk diyalektik olan doğa diyalektiğinin yasalarını sistemleştiren diyalektik maddecilik içinde tarihsel maddecilik, özel bir olgu olarak kendi gerçeğini sunmaktadır.


kayanak: 100 soruda sosyoloji

Benzer Konular

18 Nisan 2010 / Misafir Soru-Cevap
15 Ağustos 2011 / virtuecat Felsefe ww
10 Mart 2013 / volture Turizm
6 Haziran 2016 / kompetankedi Siyaset ww