Arama

Binbir Gece Masalları

Güncelleme: 20 Eylül 2008 Gösterim: 30.192 Cevap: 3
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
6 Kasım 2006       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Binbir Gece Masalları
Vikipedi, özgür ansiklopedi

Sponsorlu Bağlantılar

Binbir Gece Masalları (Arapça: كتاب ألف ليلة و ليلة Kitāb 'Alf Layla wa-Layla, Farsça: هزار و یک شب Hazâr-o Yak Šab) Orta Çağ'da kaleme alınmış Orta Doğu kökenli edebi eserdir. Şehrazad'ın hükümdar kocasına anlattığı hikâyelerden oluşur.

Tarihçe
8. yüzyılda Arap Abbasi Halifesi Harun Reşid zamanında Bağdat önemli bir kozmopolit şehirdi, İran, Çin, Hindistan, Afrika ve Avrupa'dan gelen tüccarlar ile dolup taşmaktaydı. Bu dönemde, şehrin kültürel yapısı da gelişmiş, Arap kültürü, özellikle diğer Doğu kültürleriyle harmanlanmıştı. Binbir Gece Masalları'ndaki hikâyeler işte bu dönemde, halk hikâyeleri olarak ortaya çıkmıştır. Sözle aktarılan bu hikâyeler sonunda tek bir eserde derlenmiştir. Hikâyelerin çekirdeğini eski bir Fars (İran) kitabı olan Hazâr Afsâna ('Bin Efsane', Farsça: هزارافسانه) oluşturmuştur. 9. yüzyıl dolaylarında hikâyeleri derleyen ve Arapça'ya çevirenin masalcı Ebu abdullah Muhammed el-Gahşigar olduğu söylenir. Eserdeki hikâyelerin çerçevesini oluşturan Şehrazad öyküsünün esere 14. yüzyıl dolaylarında katıldığı düşünülmektedir. Eser Fransızcaya 1704'te çevrilmiş, ilk modern Arapça derlemesi ise 1835'te Kahire'de yapılmıştır. Fransızca'ya 1704'te çevrilmişse de, eserin ve ihtiva ettiği hikâyelerin bir kısmının daha önceden Batı'ya geldiği düşünülmektedir.

Konusu
Hikâyeye göre Fars kralı Şehriyar "Hindistan ile Çin" arasındaki bir adada hüküm sürer (eserin daha sonraki biçimlerinde, Şehriyar'ın Hint ve Çin'de egemenlik sürdüğü yazar). Şehriyar karısının kendisini aldattığını öğrenir ve öfkelenir, tüm kadınların sadakatsiz, nankör olduğuna inanmaya başlar. Önce karısını öldürtür, sonra da vezirine her gece kendisine yeni bir hanım bulmasını emreder. Her gece yeni bir gelin alan Şehriyar, geceyi geçirdikten sonra tan vakti kadınları idam ettirir. Bir süre bu böyle devam eder, daha sonra vezirin akıllı kızı Şehrazad bu kötü gidişata son vermek için bir plan kurar ve Şehriyar'ın bir sonraki eşi olmaya aday olur. Evlendikleri geceden başlayarak, kardeşi Dünyazad'ın da yardımıyla her gece Şehriyar'a çok güzel ve heyecanlı hikâyeler anlatır. Tam şafak vakti geldiğinde, hikâyenin en heyecanlı yerinde anlatmayı keser. Hikâyenin sonunu merak eden Şehriyar, ertesi gece devam edebilmesi için, o gecelik Şehrazad'ın idamını erteler. Kitabın sonuna kadar, Şehrazad'ın Şehriyar'a anlattığı hikayeler yer alır. Sona gelindiğinde, Şehrazad üç erkek çocuğu doğurmuştur ve evlenmelerinin üzerinden uzunca bir süre geçmiştir. Kralın kadınlara olan öfkesi ve kötü düşünceleri dinmiş, Şehrazad'ın sadakatine inanmıştır. Böylece önceki emrini de kaldırır.
Eserde bulunan hikâyeler çeşitlidir; şiir, komedi, trajedi ve alaycı olanlarının yanında, aşk hikâyeleri, tarihi ve dini olanlar da mevcuttur. Eserdeki önemli bir nokta da bazılarındaki erotik motiflerdir. Bu bölümler, eserin çeşitli yerlerinin zaman zaman sansürlenmesine neden olmuştur. Eserde, hayalî veya mitik yer ve karakterlerin yanı sıra gerçek yer ve karakterler de yer alır, çoğu zaman hayalî ve gerçek kişiler, olaylar ve yerler harmanlanmıştır. Örneğin, eserdeki birçok hikâyede göze çarpan baş karakter Abbasi Halifesi Harun Reşid'dir.
Bazen Şehrazad'ın anlattığı bir hikâyede geçen bir kahramanın kendine has bir hikâyesi ve o hikâyenin de içinde farklı bir hikâye olabilir. Böylece eser zengin biçimde farklı tabakalardan oluşur.
Popüler kültürü de etkileyen eser, bir bütün olarak ya da içerdiği hikâyeler tek tek filme alınmış, benzer edebi eserlerin yazılmasına ilham kaynağı olmuştur.

Farklı Basımları
Eserin bir Avrupa dilindeki ilk baskısı, Antoine Galland tarafından yapılmış Fransızca çevirisidir (1704-1717). Bu çeviri eserin daha önce derlenmiş bir Arapça sürümünden yapılmıştır. 12 ciltten oluşan bu ilk çeviri, Les Mille et une nuits, contes arabes traduits en français , büyük ihtimalle çevirinin yapıldığı Arapça nüshada bulunmayan fakat çevirmen tarafından bilinen bazı Arapça hikâyeleri de içermekteydi.
850 yılı civarında ortaya çıkan Arapça derleme, Alf Layla (Bin Gece) ise büyük ihtimalle, daha önce yazılmış olan Hazar Afsanah (Bin Efsane) isimli Fars eserinin özetlenmiş bir tercümesiydi. Eserin günümüzdeki ismi olan Alf Layla wa-Layla (Binbir Gece) ise Orta Çağ'da ortaya çıkmıştır. Bu isim büyük ihtimalle sonsuzluk ötesi sayı düşüncesini sembolize etmekteydi, zira o zamanlar Arap matematik çevrelerinde 1000 sayısı kavram olarak sonsuzluğu sembolize ederdi. Belki de buradan yola çıkarak, eserdeki tüm hikâyeleri okuyan kişinin delireceğine dair bir efsane ortaya çıkmıştır.
Eser geleneksel Fars, Arap ve Hint hikâyelerinin bir derlemesi olarak görülür. Fakat, eserde bulunan ünlü hikâyelerden Alaaddin'in Lambası ve Ali Baba ve Kırk Haramiler, eserin Avrupa baskısına Antoine Galland tarafından eklenmiştir. Galland bu hikayeleri Halepli, Marunî bir masalcıdan duyduğunu yazmıştır.
İngilizce'ye çevirisi Sir Richard Burton tarafından The Arabian Nights olarak yapılmıştır. Kendinden evvelkilerden farklı olarak bu çeviri özgün malzemeyi sansürlememiştir. İngiltere tarihinin muhafazakâr Victoria döneminde yayımlanmasına rağmen bu çeviri, kaynağında bulunan erotik incelikleri ve cinsel tasvirleri içermektedir. Bu çevirinin yanı sıra, daha yakın zamanlarda Fransız doktoru J.C. Mardrus'un da bir çevirisi vardır. Mevcut çevirilerin en doğru ve güzeli olarak değerlenidirilen, Fransa'daki Bibliothèque Nationale'de bulunan 14. yüzyıldan kalma bir Suriye el yazmasından Hüssain Haddawy'nin yaptığı Arapça derlemedir.

Televizyon ve Sinema
Binbir Gece Masalları'nın televizyon ve sinemaya pek çok uyarlaması yapılmıştır. Bunların asıl öykülere olan bağlılığı çok değişkendir. Fritz Lang'in 1921 yapımı Der Müde Tod, 1924 Hollywood yapımı (Douglas Fairbanks'ın başrolünde olduğu) The Thief of Baghdad ve onun 1940'daki İngiliz ikinci yapımı, Binbir Gece Masalları'ndan etkilenmişlerdir.
Hollywood'un Binbir Gece Masalları'na dayandırılmış ilk konulu filmi 1942 yapımı Arabian Nights'dır. Başrollerde Şehrazad rolünde Maria Montez, Ali Ben Ali rolünde Sabu Dastagır ve Harun Reşid rolünde Jon Hall vardır. Filmin konusunun Binbir Gece Masalları ile neredeyse hiç ilgisi yoktur. Filmde Şehrazat, Halife Harun Reşid'i devirip kardeşiyle evlenmek isteyen bir dansözdür. Şehrazadın ilk suikast girişimi başarısızlığa uğrar ve esir olarak satılmasının ardından pek çok macera gelişir. Maria Montez ve Jon Hall 1944 yapımı Ali Baba ve Kırk Haramiler'de de rol almışlardır.
1980'li yıllarda Şehrazat rolünde Annette Haven ve Şehriyar rolünde John Leslie'nin oynadığı 1001 Erotic Nights, bütçesi milyon doları aşan ilk porno film sayılır.
Binbir Gece Masalları'ın en başarılı sinema uyarlaması 1992 Walt Disney yapımı çizgi film Aladdin sayılabilir. Filmde Scott Weinger ve Robin Williams seslendirme yapmıştır. Bu filmi devam bölümleri ve televizyon serileri izlemiştir.
Sinbad'ın yolculukları, televizyon ve sinemaya birkaç kere uyarlanmıştır. Bunlardan en sonuncusu, seslendirmesini Brad Pitt ve Catherine Zeta-Jones'un yaptığı 2003 yapımı animasyon Sinbad: Legend of the Seven Seas dir. 1958 yapımı The Seventh Voyage of Sinbad en meşhur Sinbad filmi sayılabilir.
İngilizce olmayan uyarlamalar arasında çeşitli Hint (Bollywood) yapımları, İtalyan yönetmen Pier Paolo Pasolini'nin 1974 yapımı Il fiore delle mille e una notte'si, ve 1990 yapımı Fransız Les 1001 nuits sayılabilir.
Televizyon ve sinema uyarlamaları arasında aslına en sadık kalmış olanı 2000 yılında Amerikan ABC ve İngiliz BBC kanallarında gösterilen Arabian Nights dizisi sayılır. Emmy ödülünü alan bu iki bölümlük dizide Şehrazat rolünde Mili Avital, Sahriyar rolünde Dougray Scott oynamıştır.

Müzik
Rus bestecisi Nikolai Rimsky-Korsakov, 1888'de Şehrazad adlı eserini tamamlamıştır. Parça dört masaldan esinlenmiştir:
  • "Deniz ve Sinbad'in Gemisi"
  • "Kalender Prens"
  • "Genç Prens ve Prenses"
  • "Bağdat'ta Şenlik"

zalom80 - avatarı
zalom80
Ziyaretçi
10 Ocak 2007       Mesaj #2
zalom80 - avatarı
Ziyaretçi
YÜZÜNÜZDEN TEBESSÜM EKSİK OLMASIN
Küçük kız, hüzünlü bir yabancıya gülümsedi...
Sponsorlu Bağlantılar
Bu gülümsemeyle adam kendini daha iyi hissetti.
Yakın geçmişte kendisine yardım eden bir dosta teşekkür etmediğini hatırladı.
Hemen bir not yazdı ve yolladı.
Arkadaşı aldığı haberden çok mutlu oldu.
Her öğlen yemek yediği lokantada garson kadına yüklü bir bahşiş verdi.
Garson ilk defa böyle bir bahşiş alıyordu. Akşam eve giderken kazandığı paranın bir parçasını her zaman köşe başında oturan fakir adamın şapkasına bıraktı.
Adam öyle ama öyle minnettar oldu ki...
İki gündür boğazından tek lokma geçmemişti.
Karnını doyurduktan sonra, ıslık çalarak bodrum kattaki tek göz odasının yolunu tuttu.
Öyle neşeliydi ki bir saçak altında titreyen köpek yavrusunu görünce, kucağına aldı, sevdi.
Küçük köpek gecenin soğuğundan kurtulduğu için sevinçliydi.
Sıcak odada sabaha kadar koşuşturdu durdu.
Gece yarısından sonra apartmanı dumanlar bastı.
Dumanı koklayan köpek öyle bir havlamaya başladı ki.
Önce fakir adam uyandı sonra bütün apartman halkı.
Anneler babalar dumandan boğulmak üzere olan yavrularını kucaklayıp, ölümden kurtardılar.
Bütün bunların hepsi tek kuruşluk maliyeti olmayan bir TEBESSÜMÜN sonucuydu.
YÜZÜNÜZDEN TEBESSÜM HİÇ EKSİK OLMASIN !
Alp Oray'a teşekkürlerimizle
Gökten elmalar düştü.
Sevisini hiç unutmayıp, ümidini hiç bitirmeyenlerin başına...!

Kreacher - avatarı
Kreacher
Ziyaretçi
10 Ocak 2007       Mesaj #3
Kreacher - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
zalom80 adlı kullanıcıdan alıntı

YÜZÜNÜZDEN TEBESSÜM EKSİK OLMASIN
Küçük kız, hüzünlü bir yabancıya gülümsedi...
Bu gülümsemeyle adam kendini daha iyi hissetti.
Yakın geçmişte kendisine yardım eden bir dosta teşekkür etmediğini hatırladı.
Hemen bir not yazdı ve yolladı.
Arkadaşı aldığı haberden çok mutlu oldu.
Her öğlen yemek yediği lokantada garson kadına yüklü bir bahşiş verdi.
Garson ilk defa böyle bir bahşiş alıyordu. Akşam eve giderken kazandığı paranın bir parçasını her zaman köşe başında oturan fakir adamın şapkasına bıraktı.
Adam öyle ama öyle minnettar oldu ki...
İki gündür boğazından tek lokma geçmemişti.
Karnını doyurduktan sonra, ıslık çalarak bodrum kattaki tek göz odasının yolunu tuttu.
Öyle neşeliydi ki bir saçak altında titreyen köpek yavrusunu görünce, kucağına aldı, sevdi.
Küçük köpek gecenin soğuğundan kurtulduğu için sevinçliydi.
Sıcak odada sabaha kadar koşuşturdu durdu.
Gece yarısından sonra apartmanı dumanlar bastı.
Dumanı koklayan köpek öyle bir havlamaya başladı ki.
Önce fakir adam uyandı sonra bütün apartman halkı.
Anneler babalar dumandan boğulmak üzere olan yavrularını kucaklayıp, ölümden kurtardılar.
Bütün bunların hepsi tek kuruşluk maliyeti olmayan bir TEBESSÜMÜN sonucuydu.

YÜZÜNÜZDEN TEBESSÜM HİÇ EKSİK OLMASIN !

Alp Oray'a teşekkürlerimizle
Gökten elmalar düştü.
Sevisini hiç unutmayıp, ümidini hiç bitirmeyenlerin başına...!

Bu yazı orjinali itibariyle -ki sadece 1-2 kelimesi değişiktir- Tavuk Suyuna Çorba kitabında yayımlanmıştır ve yazarı BARBARA HANCK adında 13 yaşında bir kızdır. Bilginize...

Binbir Gece Masalları, Çin Hindi’nden başlayıp Hindistan, İran, Irak, Suriye, Mısır ve Anadolu’ya kadar uzanan geniş bir coğrafyada anlatılmış; hükümdarların emriyle yazdırılmış; dilden dile aktarılarak adeta bir kar topu gibi büyümüş engin bir hayalin ürünüdür.

İnsanoğlu uçan halıyı, kanatlı atı, karnında doldurduğu hava sayesinde gökyüzünde uçan devi hayal etmeseydi uçağı, helikopteri, uzay mekiğini icat edebilir miydi? Büyücü Magripli, kum tepsisine bakarak Alaaddin’in yeraltından kurtuluşunu görmesi bize fantazi gelebilir. Ancak bir düğmeye basmakla dünyanın herhangi bir yerini izlememiz, insanoğlunun geniş hayal gücünün neleri başarabildiğine küçük bir örnek değil midir?

460dh2 466ux1 471qu3 472mu3 475zv9 476vt0
Son düzenleyen Kreacher; 10 Ocak 2007 13:52 Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi
asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
20 Eylül 2008       Mesaj #4
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
BİNBİR GECE MASALLARI, doğu dünya­sındaki eski masalların derlenmesinden oluş­muş bir kitaptır. Masalların tümü aynı kişi tarafından anlatılmış izlenimi verirse de, ger­çekte bunlar değişik kimselerin öyküleridir. 14.-16. yüzyıllarda Mısır'da bugünkü biçim­lerini aldıkları sanılmaktadır.

Binbir Gece Masalları, Sultan Şehriyar ve eşi Şehrazad'la ilgili bir ana öykü kapsamında anlatılır. Bir zamanlar, evlendiği kadın tara­fından aldatılan Şehriyar, bu olaydan sonra kadınlardan nefret eder ve bir daha aldatılma­mak için evleneceği her kadını düğünden sonraki sabah öldüreceğine yemin eder. Böy­lece sultan, her gece başka bir genç kızla evlenir, ertesi sabah da kızın boynunu vurdu­rur. Durumu öğrenen vezirin kızı Şehrazad, genç kızları kurtarmak için bir plan yapar. Babasına sultanla evlenmek istediğini söy­leyen Şehrazad, sonunda isteğini kabul ettirir ve planını uygulamak üzere Şehriyar'la ev­lenir.

Şehrazad kız kardeşine düğün gecesinin sabahında, idam için belirlenen zamandan az önce saraya gelmesini söyler. Kardeşi gelir gelmez de büyüleyici bir masala başlar; ne var ki, idam saati geldiğinde masal daha bitme­miştir. Sultan masalın sonunu o kadar merak eder ki, Şehrazad'ın yaşamını bir gecelik bağışlar; Şehrazad da ilk masalı bitirir bitir­mez yeni bir masala başlar. Şehriyar bu masalın da sonunu öğrenmek istediği için, Şehrazad'ın yaşamını gene bir günlüğüne bağışlar. Şehrazad oyununu, masallarıyla bü­yülenen ve artık eşine güvenen Şehriyar yeminini bozuncaya kadar binbir gece boyun­ca sürdürür.

Şehrazad'ın anlattığı masallar, prensler ile prenseslerin, sultanlar ile kölelerin, tüccarlar ile rakkaselerin (dans eden güzel kadınların), cinler ile perilerin serüvenleriyle doludur. Bazı masallarda, Bağdat Halifesi Harun Re-şid'in kılık değiştirerek halkın arasında dola­şırken başından geçenler anlatılır. Halife hak­sızlıkları düzeltir, suçluları cezalandırır. Bir başka masalın konusu, Prenses Perizad'ın konuşan kuşu, şarkı söyleyen ağacı ve altın gölü arayışıdır.
"Ali Baba ve Kırk Haramiler" de Binbir Gece Masalları ndan biridir. Kırk Haramiler toprak küplerin içinde gizlenerek Ali Baba'ya saldırmayı planlarlar, ama bir cariye onları görür ve küplerin içindeki haramilerin üstüne kızgın yağ dökerek Ali Baba'yı kurtarır.

Bazı masallar da, gizemli yerleri dolaşan ve olağanüstü serüvenler yaşayan Gemici Sin-bad'ın yolculuklarına ilişkindir. Masalın birin­de Sinbad, bir deniz kazası sonunda düştüğü adadan, atkısını Zümrüd-ü Anka kuşunun ayağına bağlayarak kurtulur. Kuş denizi aşar ve onu arkadaşlarına ulaştırır. Bir başka serüvende Sinbad kendini, bir fili yutacak kadar büyük bir yılanın mağarasında bulur. Ama, Sinbad her türlü zor durumdan kurtu­lacak ve kötü yazgısını yenecek kadar bece­riklidir.

Binbir Gece Masalları, Arabistan'a, İran yoluyla, Hindistan'dan gelmiştir; bazıları İsa' dan dört yüzyıl öncesine uzanır. Masallar Avrupa'da ilk kez, Antoine Galland'ın çeviri­siyle 1704'te Fransa'da yayımlandı. İngilizce çevirisini ise, 1830-41 yılları arasında Edward William Lane yaptı. Binbir Gece Masalları ve 17. yüzyılda John Bünyan'ın yazdığı Hac Yolunda (Pilgrim's Progress; 1678-84) belki de, dünyada kuşaklar boyunca en çok yaygın­lık kazanmış masal kitaplarıdır. Bu ikisi, İncil dışında, en fazla yabancı dile çevrilen kitap­lardır. Binbir Gece Masalları, Türkçe'ye de çevrilmiş, en eski çeviri 1429'da yapılmıştır. 1842'de Cezayirli Ahmet Nazif'in çevirisinden bu yana da masalların çeşitli çevirileri yayım­lanmıştır.

Kaynak: MsXLabs.org & Temel Britannica
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....

Benzer Konular

30 Mayıs 2008 / DrAm3vLH Sosyoloji
4 Aralık 2011 / asi güzel Soru-Cevap
9 Şubat 2007 / Misafir Edebiyat
25 Aralık 2011 / _Yağmur_ Ziraat
13 Ocak 2011 / kemal_nur1097 Cevaplanmış