Arama

Kemal Tahir

Güncelleme: 13 Mart 2013 Gösterim: 41.572 Cevap: 4
virtuecat - avatarı
virtuecat
Ziyaretçi
19 Ekim 2006       Mesaj #1
virtuecat - avatarı
Ziyaretçi
tahiruq3

Sponsorlu Bağlantılar
Kemal Tahir Demir, ünlü Türk romancısı (1910-1973).

Kemal Tahir'in yaşamı oldukça çilelidir. Galatasaray Lisesi'nde okurken onuncu sınıftan ayrılarak hayata atılmak zorunda kaldı. Avukat kâtipliği, memurluk, gazetelerde musahhihlik, çevirmenlik, dergi sekreterliği, yazı işleri müdürlüğü gibi çeşitli işlerde çalıştı (1928-1936).

Bu sırada siyasi görüşleri yüzünden kovuşturmaya uğradı. Askeri isyana teşvik suçu işlediği ileri sürülerek 15 yıl hapse mahkûm edildi. 12 yıl çeşitli cezaevlerinde yattıktan sonra 1950'de af kanunundan yararlanarak hapisten kurtuldu. Ondan sonra ölümüne kadar verimli bir yazarlık dönemi yaşadı ve büyük üne kavuştu.

Sanatı ve Kişiliği

Kemal Tahir, romanlarında Türkiye'deki toplum, tarih ve siyaset olaylarını köy, kasaba, kent ve ulus ölçüsünde ele alarak işledi. İlk romanları (Sağırdere, Körduman, Köyün Kamburu v.b.) köylü insanların serüvenlerini devlet-ağa-halk ilişkileri açısından anlatır. Bu ilişkilerin iktisadi temellere dayandığını kesin çizgilerle belirtir.

1960'tan sonra Kemal Tahir, romanlarında genellikle uzak ve yakın tarihin siyasi düzenle ilgili olaylarını konu edinir. Türk Dil Kurumu roman ödülünü alan Devlet Ana'da (1967) Osmanlı Devleti'nin kuruluş öyküsünü övgü ile anlatırken, adaletli bir düzenin özlemini ve koşullarını dile getirir.

Buna karşılık aynı yıllarda yazdığı bazı romanlarında (Bozkırdaki Çekirdek, Kurt Kanunu, Yol Ayrımı) Cumhuriyet dönemi ve bu dönemin simgesi olan batılılaşma akımları ve köy kalkınması konusunda oldukça kıyıcı eleştirilerde bulunur. Batıdan gelen özgürlük ve eşitlik gibi kavramların Türkiye'ye aynen uygulanamayacağım savunur. Bununla birlikte romanları son Osmanlı döneminden günümüze kadar Türk toplumunu çeşitli kesimleriyle yansıtan bir ayna niteliği taşır.

Romanları

Sağırdere, Esir Şehrin insanları, Körduman, Rahmet Yolları Kesti, Yediçınar Yaylası, Köyün Kamburu, Esir Şehrin Mahpusu, Kelleci Memet, Yorgun Savaşçı, Bozkırdaki Çekirdek, Devlet Ana, Kurt Kanunu, Büyük Mal, Yol Ayrımı, Hür Şehrin insanları.


Biyografi Konusu: Kemal Tahir nereli hayatı kimdir.
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
19 Ekim 2006       Mesaj #2
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Babası Tahir Bey, annesi Nuriye Hanım'dır. Dört erkek çocuklarının en büyüğü Kemal Tahir'dir. Cezayirli Hasan Paşa Rüşdiyesi'nden sonra girdiği Galatasaray Sultanisi'ni annesinin vefatı üzerine yarım bırakarak katipliğe başlamıştır. Ambar memurluğu ve gazetecilik yapmış, Vakit, Haber, Son Posta, Yedigün, Karikatür, Karagöz, Tan gazete ve dergilerinde çalışmıştır. 1937'de Fatma İrfan Hanım ile evlendi. 1938'de 15 yıl ağır hapis cezasını İstanbul, Çankırı, Malatya, Çorum, Nevşehir cezaevlerinde çekti. 1950'de genel afla çıktı. İkinci eşi Semiha Sıdıka Hanım'dır. Aziz Nesin ile Düşün Yayınları'nı kurdu. Roman ve öykü yazarlığına ağırlık verdi. Metin Erksan, Halit Refiğ, Atıf Yılmaz ile senaryo çalışmaları yaptı. 1968'de SSCB'ye gitti. 1970'de akciğer ameliyatı geçirmiş ve 21 Nisan1973'de vefat etmiştir

Sponsorlu Bağlantılar

Edebiyata şiirle başladı. İlk şiiri İctihat'ta çıktı, Geçit, Varlık, Ses'te diğerleri yayımlandı. Şiirden öyküye ve romana geçti. Geçinmek için tefrika romanları ve Mayk Hammer serisi yazdı.
Nazım Hikmet'le olan yakınlığına rağmen yorumda ondan ayrıldı. Osmanlı Devleti'ne bakışını ve Batı'ya karşı tavrını romanlarında gösterdi. Marksist olmasına rağmen, Marksizmin Türkiye şartlarına uymadığını gördü ve Türk kültürüne has, bu topraklara özgü bir sol düşünce geliştirmeye çalıştı. Dogmatik sol tarafından gericilikle suçlandı.

Göl İnsanları, Sağırdere, Esir Şehrin İnsanları, Körduman, Rahmet Yolları Kesti, Yediçınar Yaylası, Köyün kamburu, Esir Şehrin Mahpusu, Kelleci Memet, Yorgun Savaşçı, Bozkırdaki Çekirdek, Devlet Ana, Kurt Kanunu, Büyük Mal, Yol Ayrımı, Namusçular, Karılar Koğuşu, Hür Şehrin İnsanları, Dam Ağası, Harem'de Dört Kadın. Nazım Hikmet'le yazışmaları Kemal Tahir'e Mapusaneden Mektuplar adıyla çıktı. Rahmet Yolları Kesti'de eşkıyalığa getirdiği yorum tartışmalara yol açtı. Bozkırdaki Çekirdek'te köy enstitüleri macerasını anlattı. Kurt Kanunu'nda İzmir Suikastı konu edildi.
En çok sözü edilen eseri Devlet Ana'dır. Osmanlı'nın kuruluş dönemini anlatır. Sağırdere ve Körduman'da Çankırı ve Kastamonu'yu, Orta Anadolu köy hayatını yansıttı. Rahmet Yolları Kesti, Yediçınar Yaylası, Köyün kamburu, Büyük Mal romanlarında toprak ağalığını, eşkıyalığı, toplumsal değişimi Çorum üslubuyla yazdı. Esir Şehrin İnsanları, Yorgun Savaşçı, Kurt Kanunu eserlerinde Osmanlı'nın yıkılışı ve yeni Türkiye'nin kuruluşunu Batı karşıtlığıyla anlattı. Batı ile hesaplaştı, devrimlerin yapaylığı üzerinde durdu, kültür temellerine sahip çıktı. Dine bakışı devrimciler kadar sert olmadı, devlet geleneğine bakışı da. Tarihten ve gelenekten kopma noktalarını sert biçimde eleştirdi.
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
26 Temmuz 2010       Mesaj #3
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi

kemaltahir


Kemal Tahir Demir
Doğumu:
13 Mart 1910
Ölümü: 21 Nisan 1973
Türk düşünür ve roman yazarı.

Yaşamı

Abdülhamit’in yaverlerinden Yüzbaşı Tahir Bey’in oğlu olan Kemal Tahir 15 Nisan 1910’da İstanbul’da doğdu. Galatasaray Lisesi’ndeki öğrenimini yarım bırakıp, avukat katipliği, Zonguldak’taki kömür işletmelerinde ambar memurluğu yaptı. 1930’da İstanbul’a döndü, Vakit, Haber, Son Posta gazetelerinde röportaj yazarı, çevirmen, düzeltmen olarak çalıştı. Yedigün ve Karikatür dergilerinde sekreterlik, Karagöz gazetesinde başyazarlık, Tan’da yazı işleri müdürlüğü yaptı. 1938’de siyasi görüşleri nedeniyle “Bahriye Olayı” diye bilinen davanın sanıklarından biri olarak Donanma Komutanlığı Mahkemesi’nde yargılandı, askeri isyana teşvik etmekle suçlanıp 15 yıl ağır hapis cezasına çarptırıldı (Deniz subayı olan kardeşi Nuri Demir ve Nazım Hikmet de aynı davadan mahkûm oldular). Çankırı, Çorum, Kırşehir, Malatya cezaevlerinde 12 yıl yattıktan sonra 1950’de çıkan aftan yararlanıp serbest kaldı. 6-7 Eylül olayları sırasında bir kez daha tutuklandı, 6 ay yattı. 1957’de Aziz Nesin’le birlikte “Düşün Yayınevi” ni kurdu.İlk önemli eseri 4 bölümlük Göl İnsanları uzun öyküsü Tan gazetesinde tefrika olarak yayınlandı, eser 1955'te kitap olarak basıldı. Yine 1955'te basılan Sağırdere romanıyla adını duyurdu. Ölünceye kadar kalemiyle geçindi.

1938 yılında Nazım Hikmet’le beraber Donanma Komutanlığı Askeri Mahkemesi’nde "Askeri İsyana Teşvik" suçlamasıyla yargılandı ve 15 yıl hapse mahkum oldu. Çankırı, Malatya, Çorum, Nevşehir ve Kırşehir cezaevlerinde yattı. 12 yıl sonra 1950’de genel afla özgürlüğüne kavuştu. Ekonomik zorluklar nedeniyle gazetelere tefrika romanları yazan Tahir, aynı zamanda çevirilerini yaptığı Mayk Hammer serisi için yeni kitaplar da yazdı. Cezaevi yaşamının ardından İstanbul'a döndü ve İzmir Ticaret gazetesinin İstanbul temsilciliği görevinde bulundu. İkinci eşi Semiha Sıdıka Hanım ile evlendi. Körduman, Bedri Eser, Samim Aşkın, f. m. ikinci, Nurettin Demir, Ali Gıcırlı gibi takma isimlerle gazetelere tefrika aşk ve macera romanları, senaryolar yazdı, fransızca çeviriler yaptı. 6-7 Eylül Olaylarında tekrar gözaltına alındı. Harbiye Cezaevi’nde 6 ay yattı. Çıktıktan sonra 14 ay kadar Aziz Nesin ile Metin Erksan, Halit Refiğ, Atıf Yılmaz ile senaryo çalışmaları yaptı.

1968'de SSCB'ye gitti.

1970'de akciğer ameliyatı geçiren Tahir, özellikle Marksist terminolojiyi yerlileştirerek, Anadolu’ya uygun bir sol düşünce oluşturmaya çalıştı. Kendi çevresinde fikirlerini savunan bir grup oluşturan Kemal Tahir, dönemin bir çok kemalist aydını tarafından da haksiz biçimde eleştirildi. Romanlarının ana damarını oluşturan toplum ve tarih tezleri nedeniyle uzunca bir dönem tartışmaların odağında yer alan Kemal Tahir 21 Nisan 1973’te geçirdiği bir kalp krizi sonucu İstanbul’da öldü.


Düşünceleri


Kemal Tahir'in düşüncelerindeki çıkış noktası Marksizm ile Türkiye gerçeği arasındaki bağlantı sorunuydu. Siyasi eylemlere de katılmış bir yazar olarak, Türkiye'de kendi algıladığı siyasal, sosyal, kültürel yapı ile Marksizmin sunduğu çözüm arasında bir çelişki görüyordu. Türk toplum yaşamına uymadığına inandığı Batılılaşmaya ilişkin yargısı da Marksizmi yetersiz bulmasına bağlıydı. Çünkü Marksizim, "Türkiye'de 2. Meşrutiyet ve Cumhuriyet dönemlerinin siyasal ve kültürel uygulamalarını bir ticaret burjuvazisi devriminin sonucu" olarak değerlendiriyordu. Kemal Tahir ise böyle bir sınıfın varlığından kuşkuluydu. Böylece hem marksizmin, hem de batılılaşmanın ürünü olan cumhuriyet dönemi resmi tarih görüşünün aşılması düşüncelerinin temel noktası oldu.

Marx ve Engels'in doğu toplumlarıyla ilgili görüşlerini araştırdı. Cumhuriyet dönemi resmi ideolojilerinin dışında kalan Ömer Lütfi Barkan, Mustafa Akdağ, Halil İnalcık, Niyazi Berkes, Şerif Mardin gibi bilim adamlarının eserlerininden vardığı sonuca göre, Osmanlı-Türk toplumu, Marksizmin toplumların sosyo-ekonomik süreçte birbirini izleyen zorunlu aşamalar olarak gördüğü ilkel topluluk / kölecilik / feodalite / kapitalizm sürecinde yer almaz. Kendi kültürel ve sosyal yapısından kaynaklanan çok daha özel bir gelişme süreci, dinamikleri ile yapısal farklılıkları vardır. Bu nedenle batılılaşma, gerekli altyapısı olmayan bir topluma, soyut ve biçimsel bir üstyapı getirme çabasından başka bir şey değildir. Köklü bir ekonomik ve toplumsal devrim yapılmadan başlatılan tepeden inme uygulamalar taklitçiliktir.


Bu ana fikir çerçevesinde eserlerinde Osmanlı toplumunun kölecilik ve feodalizmden çok farklı ve insancıl bir temel üzerine kurulduğunu anlatmayı amaçladı. Romanlarında da "Türk insanı ve Türkiye özeli" olgusunu ortaya çıkarmaya çalıştı.


Roman tamamen içinden çıktığı toplumun yapılanmasına bağımlıdır. Romanı diyalektik bir tür olarak anlamak ve insan muhayilesine katkısını kavramak, romanın dünyayı belirlemek için sarfettiği çabaların biçimsel gerçekçilik tekniklerinin kullanımına bağlı olduğunu da anlamaktır. Don Kişot' un şövalye romanlarının kahramanlarına benzeşleşme teşebbüsünün gülünçlüğü sadece model imkansızlığı ışığı altında kavranabilir. Tam bu noktada K. Tahir'in önemi belirir. Zira Türk romanında bu meselenin taşını kaldıran ilk romancıdır. Romanları, Osmanlı Devleti'nin XIV. yyılda kuruluşundan XX. yyıla kadar Türk toplumunda bir Osmanlı sürekliliği arayışıdır.


Toplumsal gerçekçi çizgide sürdürdüğü yazarlık yaşamında eserlerinde yalın bir dil kullandı.Bilhassa Orta Anadolu türkçesini dilinin odak noktasina koydu . Diyaloglarla zenginleştirdi, karizmatik karakterler yarattı.


Yapıtları


Kemal Tahir edebiyata şiirle başladı. İlk şiirleri 1931'de "içtihad" dergisinde yayınlandı. Yeni Kültür, arkadaşlarıya birlikte kurdukları Geçit, Var, Ses dergilerinde şiirleri çıktı.

Başlangıçta hece ölçüsüyle şiir yazıyordu. Nazım Hikmet’le arkadaş olduktan sonra serbest ölçüye geçti. 1938-1939’da Ses’te çıkan sosyal temalı şiirlerinden sonra şiir yazmadı. 1935-1940 arasında geçimini sağlamak için takma adlarla aşk ve serüven romanları, gülmece öyküleri, çeviriler, uyarlamalar yayımladı. Yazar olarak asıl kimliğini hapis yattığı yıllarda oluşturdu. Anadolu köylüsünü ve sorunlarını içten tanıma olanağı bulduğu bu yılları, romanları için malzeme toplayarak, not tutarak, düşüncelerini temellendirecek okuma ve araştırmalar yaparak geçirdi.


Daha sonra Göl İnsanları’na alacağı iki öyküsünü hapisteyken Cemalettin Mahir takma adıyla Tan’da yayımladı. Çıktıktan sonra da çeşitli adlar kullanarak serüven romanları yazmayı sürdürdü. F.M. İkinci imzasıyla yayımladıgı Mayk Hammer dedektiflik romanlarından bazılarını kendisi yazdı. 1955’te kendi adını kullanarak yayımladığı tek hikaye kitabı Göl İnsanları ilgiyle karşılandı. Bu kitabı konularını köy ve kasaba yaşamından alan Anadolu romanları ve yakın tarihin romanlarını işlediği kent romanları izledi.


Romanın drama düşmüş insanları anlattığını söyleyen Kemal Tahir, tarih ve toplum yorumuyla örtüşen kendine özgü bir roman anlayışı geliştirmeye çalıştı. Ona göre Türk toplumu Batı toplumlarına benzemiyordu. Çünkü tarih içindeki gelişimi Batı’nın klasik gelişim çizgisinden farklıydı. Batı’nın sınıflı toplumlarına benzemiyordu Osmanlı toplumu, o halde Türk romanı kendi toplumsal yapısının gerçekliğini yansıtmalıydı. Köy romanlarının ilki Sağırdere (1955) ve onun devamı olan Körduman’da (1957) Çorum’un Yamören köyünden Kamil’in serüvenini merkez alarak köylünün sorunlarını, etik değerlerini, köyün ekonomik yapısını, tarih içindeki bağlarından koparmadan sergiledi. Köy enstitüsü çıkışlı yazarların köye bakışından farklı bir yaklaşımdı bu.


Rahmet Yolları Kesti’de (1957) eşkıyalık olgusuna eğildi. Bu konudaki görüşü Yaşar Kemal’in İnce Memed’iyle tam bir karşıtlık oluşturuyordu. Yedi Çınar Yaylası (1958), Köyün Kamburu (1959), Büyük Mal (1970) üçlemesinde köylünün günlük hayatını, ağa, eşraf sömürüsünü Mütareke döneminden Cumhuriyete uzana tarihsel fonda ele aldı. Özellikle Büyük Mal’ da köylünün cinsel yaşamına ilişkin ayrıntıların altını çizdi. Yakın tarihin olaylarını konu edindigi kent romanlarında toplumumuzun batılılaşma sürecine ilişkin yorum ve eleştirileriyle tartışma yarattı. Esir Şehrin İnsanları (1956) ve Esir Şehrin Mahpusu’nda (1962) Mütareke dönemini, Kurtuluş Savaşı’nın bir Osmanlı paşazadesi üzerindeki değiştirici etkisini; Yorgun Savaşçı’ da (1965) İttihatçılarla milli mücadele yanlısı güçler arasındaki çatışmayı; Kurt Kanunu’ nda (1969) İzmir Suikastı’nı; Yol Ayrımı’nda (1971) Serbest Fırka olayını anlattı.


Kemal Tahir sadece edebiyatın kendine özgü anlatım aracını değil, toplumsal bilimlerin anlatım aracını da kullandı. Asya Tipi Üretim Tarzı’na ilişkin düşüncelerini ortaya koyduğu Devlet Ana (1967), üzerinde en çok konuşulan, en büyük tartışma çıkaran kitabı oldu. Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluş yıllarına uzandıgı, “kerim devlet” anlayışını vurguladığı bu romanda öbür romanlarındaki gerçekçi çizgiden uzaklaştı. Halk hikayelerinin, destan ve masalların yapısından, söyleyiş özelliklerinden yararlandı. Yorgun Savaşçı’ yla Yunus Nadi, Devlet Ana’ yla Türk Dil Kurumu ödüllerini alan Kemal Tahir’ in hapishane anılarından yola çıkarak yazdığı Namusçular, Karılar Koğuşu, Dam Ağası, Bir Mülkiyet Kalesi ve Hür Şehrin İnsanları gibi roman taslakları ölümünden sonra basıldı. İstanbul'u bir çerçeve gibi alıp Türklerin Osmanlılıktan cumhuriyet'e geçişini incelediği şehir romanları dizisinin ilk kitabı Esir Şehrin İnsanları 1956'da yayınlandı. Kitapta mütareke dönemi istanbul'unu anlattı. Dizinin diğer kitapları Esir Şehrin Mahpusu 1961'de,serinin devamı olarak Yol Ayrımını çıkarmıştır.Hür Şehrin İnsanlarıise öldüğünden sonra sayı sayfalar halinde çalışmalarının arasında bulunmuştur. 63 yaşında ölmüştür.

  • Göl İnsanları
  • Sağırdere
  • Esir Şehrin İnsanları
  • Körduman
  • Rahmet Yolları Kesti
  • Yediçınar Yaylası
  • Köyün kamburu
  • Esir Şehrin Mahpusu
  • Kelleci Memet
  • Yorgun Savaşçı (roman)
  • Bozkırdaki Çekirdek
  • Devlet Ana
  • Kurt Kanunu
  • Büyük Mal
  • Yol Ayrımı
  • Namusçular
  • Karılar Koğuşu
  • Hür Şehrin İnsanları
  • Damağası
  • Harem'de Dört Kadın
  • Kemal Tahir'e Mapusaneden Mektuplar (Nazım Hikmet'le yazışmaları)
  • [ Notlar / K.Tahir Vakfi çalişmalari]
  • 1950 Öncesi Cezaevi Notları
  • 1950 Öncesi Şiirler; Ziya İlhan'a Mektuplar
  • Batılaşma
  • Çöküntü
  • Kitap Notları
  • Mektuplar
  • Notlar / Osmanlılık / Bizans
  • Roman Notları 1; Topal Kasırga / Darmadağın Olan Devlet
  • Roman Notları 2; Batı Çıkmazı
  • Roman Notları 3; Patriyot Ömer / Gülen Azap Çıkmazı
  • Sanat edebiyat 1
  • Sanat edebiyat 2
  • Sanat edebiyat 3
  • Sanat edebiyat 4
  • Sosyalizm, Toplum ve Gerçek
Vikipedi

buz perisi - avatarı
buz perisi
VIP Lethe
22 Ağustos 2012       Mesaj #4
buz perisi - avatarı
VIP Lethe
Kemal Tahir
MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi

(1910 İstanbul-1973 İstanbul), roman yazarı. Kasımpaşa Gazihasanpaşa Rüştiyesi'ni bitirdikten sonra (1923), girdiği Galatasaray Lisesi'nin ikinci sınıfından ayrıldı. Bir süre avukat kâtipliği, maden işletmelerinde ambar muhasipliği, (1928-1932) yaparak yaşamını sürdürdü. Sonra gazeteciliğe başladı (1932-1938). Donanma Komutanlığı Askerî Mahkemesi'nce Nâzım Hikmet ile birlikte tutuklanarak "askerî isyana tahrik ve teşvik" savıyla, 15 yıl hapse mahkûm edildi. 12 yıl Çankırı, Çorum, Kırşehir, Malatya cezaevlerinde yattı. 1938-1950 Genel Af Yasası uyarınca, kalan cezası bağışlanıp cezaevinden çıkınca İstanbul'a yerleşti. Romanlarını bir süre başka imzalarla çeşitli gazetelerde yayınladı (örneğin Yeni İstanbul'da "Esir Şehrin İnsanları", Nureddin Demir imzasıyla, 1952). Çeşitli takma adlarla polis romanları yazdı. Aziz Nesin ile birlikte Düşün Yayınevi'ni kurdu (1951-1960).

Son yıllarda yaşamını romanlarının geliriyle sürdürdü. 1955'ten sonra yayımlanam yapıtlarıyla çağdaş edebiyatımızın önde gelen temsilcileri arasında yer alan Kemal Tahir, özellikle 1960'tan sonra değişik yorumlara yol açan yapıtlar verdi. Vedat Günyol, Fethi Naci, Tahir Alangu, Fahir Onger, Murat Belge, Rauf Mutluay, Ferid Edgü, Dr. Hulusi Dosdoğru gibi yazarların incelemelerinde; işlediği konular, tarih anlayışı, yakın tarihimizin gerçeklerine bakış açıları, dil, belgesel roman türünde çalışma yetenekleri gün ışığına çıkarıldı.

Yapıtları:
  • "Göl İnsanları" (öyküler, 1955),
  • "Esir Şehrin İnsanları" (roman, 1956),
  • "Sağırdere" (roman, 1955),
  • "Körduman" (1957),
  • "Rahmet Yolları Kesti" (roman, 1957),
  • "Yediçınar Yaylası" (roman, 1958),
  • "Köyün Kamburu" (roman, 1959),
  • "Esir Şehrin Mahpusu" (roman, 1962),
  • "Kelleci Memet" (roman, 1962),
  • "Yorgun Savaşçı" (roman, 1967-1968 Yunus Nadi Armağanı, basımı 1965),
  • "Bozkırdaki Çekirdek" (roman, 1967),
  • "Devlet Ana" (roman, 1968 Türk Dil Kurumu Roman Armağanı, basımı 1967-1971),
  • "Kurt Kanunu" (roman, 1969),
  • "Büyük Mal" (roman, 1970),
  • "Yol Ayrımı" (roman, 1971).

Ölümünden sonra yayımlanan romanları:
  • "Namusçular" (1974),
  • "Karılar Koğuşu" (1974),
  • "Hür Şehrin İnsanları" (2 cilt, 1976),
  • "Damağası" (1977),
  • "Bir Mülkiyet Kalesi" (2 cilt, 1977).
In science we trust.
_EKSELANS_ - avatarı
_EKSELANS_
Kayıtlı Üye
13 Mart 2013       Mesaj #5
_EKSELANS_ - avatarı
Kayıtlı Üye
Kemal Tahir
MsXLabs.org & Vikipedi, özgür ansiklopedi

adszact

Kemal Tahir Demir
(13 Mart 1910 - 21 Nisan 1973), Türk romancı.
Türk edebiyatının en üretken roman yazarlarından birisidir. Sol dünya görüşüne sahip olan yazar, Marksizmi, Türk toplum yapısına uyarlamak için toplumu anlamaya çalışmış; edindiği bilgileri romanları yoluyla okuyuculara aktarmıştır.

Yaşamı

15 Nisan 1910’da İstanbul’da dünyaya geldi. Gerçek adı İsmail Kemalettin Demir'dir. Babası, II. Abdülhamit’in yaverlerinden Yüzbaşı Tahir Bey; annesi, Osmanlı sarayında Abdülhamit’in kızı Naile Sultan’ın hizmetinde bulunan Nuriye Hanım’dır (Saraydaki adı “Hubser” idi). Ailenin en büyük çocuğu idi.
Babasının görevleri nedeniyle ilk öğrenimini imparatorluğun değişik yerlerinde sürdürdü. Ailenin 1923’te İstanbul’a yerleşmesinden sonra eğitimine Galatasaray Lisesi’nde devam etti. Annesinin 1926 yılında veremden ölümü ve babasının ikinci bir evlilik yapması üzerine öğrenimini 10. sınıfta iken bıraktı; önce İstanbul’da avukat kâtipliği, sonra Zonguldak’taki kömür işletmelerinde ambar memurluğu yaptı.

Sol düşünceyi benimsemesi

1932’de İstanbul’a döndü, Vakit, Haber, Son Posta gazetelerinde röportaj yazarı, çevirmen, düzeltmen olarak çalıştı. 1933’de Kenan Şahabettin, İdris Ahmet, Ziya İlhan, Yakup Kadri, Nuri Tahir, Ertuğrul Şevket, Fakih Özden ve Arif Nihat Asya[1] gibi yazar ve şairlerle “Geçit” adlı bir edebiyat dergisi çıkardı. Geçit Dergisi kadrosundan Ertuğrul Şevket (Avaroğlu), Babıali’de tanıştığı Kerim Sadi Türkiye Komünist Partisi üyesi olan komşusu “Sarı” Mustafa Börklüce ve onun aracılığı ile tanıştığı şair Nazım Hikmet, gibi sosyalist aydınlarla arkadaşlığı sonucu sosyalist fikirleri benimsedi.1934-1936 arasında Yedigün ve Karikatür dergilerinde sekreterlik yaptı;.Varlık ve Ses dergilerinde takma adlarla şiirler yayımladı, Karagöz gazetesinde başyazarlık, Tan’da yazı işleri müdürlüğü yaptı.

İlk kitapları

İlk kitabı,1936’da yayımladığı “Namık Kemal İçin Diyorlar ki” adlı kitapçık oldu. Kitapçık, Namık Kemal hakkında yaptığı yedi soruluk ankete çeşitli şair ve yazarlar tarafından verilen yanıtlardan oluşmaktaydı. Falih Rıfkı Atay, Vâlâ Nureddin, Hüseyin Cahit Yalçın, Peyami Safa, Ercüment Ekrem Talu, Sadettin Nüzhet Ergun, Kerim Sadi Cerrahoğlu, Dr. Fuad Sabit, Nâzım Hikmet, Hüseyin Avni Şanda ve Suat Derviş’in yanıtlarını ve Kemal Tahir’in onlar hakkındaki saptamalarını içeren kitapçık, edebiyat dünyasında geniş yankı buldu. 1937’de ikinci kitabı olan “Bir Çalgıcının Seyahatı” adlı romanı yayınlandı.
İstanbul’un tanınmış gazeteciler arasına giren Kemal Tahir, 1937’de İzmir’de öğretmenlik yapan Fatma İrfan Akersin ile ilk evliliğini yaptı; bu evlilik Kemal Tahir’in 1938’de hapse girmesi nedeniyle devam etmedi ve 1940 yılında boşanma ile sonlandı.

Donanma Davası

Kemal Tahir, bahriyede görevli kardeşi Nuri Tahir, Nâzım Hikmet, Hamdi Alev, Emine Alev, Hikmet Kıvılcımlı, Fatma Nudiye Yalçı, Kerim Korcan, Mehmet Ali Kantan, Seyfi Tekbilek ve Hüseyin Durugün'le beraber “askeri isyana tahrik ve teşvik” suçlaması ile 13 Haziran 1938’de tutuklandı.
Suçlanmasının nedeni astsubay olan kardeşi Nuri Tahir’e Sabahattin Ali’nin bir kitabını vermek idi. “Donanma Davası” veya “Bahriye Olayı” diye adlandırılan bu dava nedeniyle Donanma Komutanlığı Mahkemesi’nde yargılandı, 15 yıl ağır hapis cezasına çarptırıldı.

Cezaevi yılları

Çankırı, Çorum, Kırşehir, Malatya cezaevlerinde 12 yıl hapis yattı. Hapishanedeki yıllarını okuyarak ve “sarı defterine” yazarak gecirdi. Takma isimle mizah öyküleri ve polisiye romanlar kaleme alan yazar, 1954 yılına kadar “Kemal Tahir” adını eserlerinde kullanamadı. "Göl İnsanları"’na alacağı iki öyküsünü hapisteyken Cemalettin "Mahir" takma adıyla Tan’da yayımladı.
Hapishane yıllarında Fatma İrfan Hanım’a yazdığı mektuplar “Kemal Tahir'den Fatma İrfan'a Mektuplar” adıyla; Nazım Hikmet’in kendisine yazdığı mektuplar “Kemal Tahir'e Mapushaneden Mektuplar” adıyla basıldı.

Cezaevinden çıktıktan sonraki yaşamı

Yazar, 1950’de çıkan aftan yararlanıp serbest kaldı. Cezaevinden çıkar çıkmaz ikinci eşi Semiha Sıdıka Hanım ile evlendi. Çiftin evliliği Kemal Tahir’in 1973’teki vefatına kadar sürdü; çocukları olmadı 1950’li yıllarda Körduman, Bedri Eser, Samim Aşkın, F. M. İkinci, Nurettin Demir, Ali Gıcırlı gibi takma isimle kitaplar yayımlamayı sürdüren Kemal Tahir’in Amerikalı yazar Mickey Spillane'den çevirdiği “Mayk Hammer” dizisi büyük ilgi gördü. Orijinal kitapların tamamını çevirdikten sonra "Mayk Hammer'in Yeni Maceraları"'nı yazmaya devam etti; böylece Kemal Tahir’in kaleminden dört yeni Mayk Hammer romanı ortaya çıktı.
6-7 Eylül olayları sırasında bir kez daha tutuklandı, Harbiye Cezaevi’nde 6 ay yattı. 14 ay kadar Aziz Nesin ile birlikte kurdukları Düşün Yayınevi'ni yönetti. Metin Erksan, Halit Refiğ, Atıf Yılmaz ile senaryo çalışmaları yaptı.
Kemal Tahir’in ilk önemli eseri olan 4 bölümlük Göl İnsanları uzun öyküsü Tan gazetesinde tefrika olarak yayınlandı, eser 1955'te kitap olarak basıldı. Bu eserde yıllar sonra ilk defa kendi adını kullandı.

Romancılık dönemi

Göl İnsanları'nı yayımladığı 1955 yılında köy romanlarının ilki olan Sağırdere romanı da yayımlandı. Sağırdere (1955) ve onun devamı olan Körduman’da (1957) Çorum’un Yamören köyünden Kamil’in serüvenini merkez alarak köylünün sorunlarını, etik değerlerini, köyün ekonomik yapısını, tarih içindeki bağlarından koparmadan sergiledi.
Mütareke dönemi İstanbul’unu konu alan Esir Şehrin İnsanları’ndan (1956) sonra yayımlanmış olan Körduman'ı; eşkiyalık olgusuna eğildiği Rahmet Yolları Kesti (1957), Çorum bölgesi insanlarını anlatan roman üçlemesinin ilk iki kitabı Yediçınar Yaylası (1958) ve Köyün Kamburu (1959) izledi (Üçlemenin son kitabı, 1970'de yayılanan Büyük Mal adlı romandır ).
1960’tan sonra tüm dikkatini Osmanlı tarihi ve toplum yapısına yönelterek, devlet, Doğu-Batı çatışması, Batılılaşma ve mülkiyet gibi sorunları derinden kavramaya uğraştı; araştırmaları sonucu resmî tarih söyleminin karşısında, Osmanlı Devleti'nin kültürel ve siyasî mirasını sahiplenen bir romancı haline geldi.
Kemal Tahir’in kendisiyle, Osmanlı Devleti, Cumhuriyet ve Batılılaşma ile hesaplaşmasının sonucu olarak 1965 yılında Yorgun Savaşçı adlı romanı ortaya çıktı. Resmi tarih söylemine aykırı görüşler içeren bu eser, tarihi çarpıtmakla eleştirildi. 1980 yılında romanın TRT tarafından filme çekilmesi ile yeniden gündeme gelen eleştiriler, 1983’te filmin başbakan Bülent Ulusu’nun emri ile yakılmasına yol açtı.
1965 yılının Nisan ayında Cumhuriyet Gazetesi’nde tefrika edilen Bozkırdaki Çekirdek romanı, Kemal Tahir’in çok tartışılan eserlerinden birisi oldu. Bu eserde Köy Enstitülerinin tepeden inmeci bir yaklaşımla kuruluşunu eleştirerek iktidarla ters düştü.
1967’de en önemli eserlerinden birisi olan Devlet Ana yayımlandı. Osmanlı Devleti'nin kuruluşunu ele aldığı bu romdan “kerim devlet” kavarmını ortaya attı; batılılaşmayı eleştirdiİ yerli bir sosyalizm oluşturmaya çalışarak Marksistlerin tepkisini çekti.
1968’de Yorgun Savaşçı ile Yunus Nadi Armağanı’nı, Devlet Ana ile Türk Dil Kurumu Roman Ödülü’nü kazandı.
Kemal Tahir, 1968'de aldığı davet üzerine SSCB'ye gitti. 1970'de akciğer ameliyatı geçiren Tahir, 21 Nisan 1973’te geçirdiği bir kalp krizi sonucu İstanbul’da yaşamını yitirdi. Cenazesi, Sahrayıcedit Mezarlığı’na defnedildi.

Ölümünden sonra

Yazarın “Namuscular”, “Karılar Koğuşu”, “Hür Şehrin İnsanları”, “Dam Ağası”, “Bir Mülkiyet Kalesi” romanları ölümünden sonra yayımlandı.
Kemal Tahir kitaplarının yayının devam etmesi için ölümünden sonra eşi tarafından "Kemal Tahir Vakfı" kurulmuş; Kadıköy’deki hayatının son yıllarını geçirdiği ev, ziyarete açılmıştır.
Yazarın kitapları Halit Refiğ, Metin Erksan, Atıf Yılmaz gibi yönetmenler tarafından sinemaya aktarılmıştr.

Düşünceleri

Düşüncelerindeki çıkış noktası Marksizm ile Türkiye gerçeği arasındaki bağlantı sorunuydu. Siyasi eylemlere de katılmış bir yazar olarak, Türkiye'de kendi algıladığı siyasal, sosyal, kültürel yapı ile Marksizmin sunduğu çözüm arasında bir çelişki görüyordu. Türk toplum yaşamına uymadığına inandığı batılılaşmaya ilişkin yargısı da Marksizmi yetersiz bulmasına bağlıydı. Çünkü Marksizm, "Türkiye'de 2. Meşrutiyet ve Cumhuriyet dönemlerinin siyasal ve kültürel uygulamalarını bir ticaret burjuvazisi devriminin sonucu" olarak değerlendiriyordu. Kemal Tahir ise böyle bir sınıfın varlığından kuşkuluydu. Böylece hem Marksizmin, hem de batılılaşmanın ürünü olan cumhuriyet dönemi resmi tarih görüşünün aşılması düşüncelerinin temel noktası oldu.
Marx ve Engels'in doğu toplumlarıyla ilgili görüşlerini araştırdı. Cumhuriyet dönemi resmi ideolojilerinin dışında kalan Ömer Lütfi Barkan, Mustafa Akdağ, Halil İnalcık, Niyazi Berkes, Şerif Mardin gibi bilim adamlarının eserlerininden vardığı sonuca göre, Osmanlı-Türk toplumu, Marksizmin toplumların sosyo-ekonomik süreçte birbirini izleyen zorunlu aşamalar olarak gördüğü ilkel topluluk / kölecilik / feodalite / kapitalizm sürecinde yer almaz. Kendi kültürel ve sosyal yapısından kaynaklanan çok daha özel bir gelişme süreci, dinamikleri ile yapısal farklılıkları vardır. Bu nedenle batılılaşma, gerekli altyapısı olmayan bir topluma, soyut ve biçimsel bir üstyapı getirme çabasından başka bir şey değildir. Köklü bir ekonomik ve toplumsal devrim yapılmadan başlatılan tepeden inme uygulamalar taklitçiliktir.
Bu ana fikir çerçevesinde eserlerinde Osmanlı toplumunun kölecilik ve feodalizmden çok farklı ve insancıl bir temel üzerine kurulduğunu anlatmayı amaçladı. Romanlarında da "Türk insanı ve Türkiye özeli" olgusunu ortaya çıkarmaya çalışmadı.
Roman tamamen içinden çıktığı toplumun yapılanmasına bağımlıdır. Romanı diyalektik bir tür olarak anlamak ve insan muhayyilesine katkısını kavramak, romanın dünyayı belirlemek için sarfettiği çabaların biçimsel gerçekçilik tekniklerinin kullanımına bağlı olduğunu da anlamaktır. Don Kişot' un şövalye romanlarının kahramanlarına benzeme teşebbüsünün gülünçlüğü sadece model imkânsızlığı ışığı altında kavranabilir. Tam bu noktada Kemal Tahir'in önemi belirir. Zira Türk romanında bu meselenin taşını kaldıran ilk romancıdır. Romanları, Osmanlı Devleti'nin XIV. yüzyılda kuruluşundan XX. yüzyıla kadar Türk toplumunda bir Osmanlı sürekliliği arayışıdır.
Toplumsal gerçekçi çizgide sürdürdüğü yazarlık yaşamında eserlerinde yalın bir dil kullandı. Bilhassa Orta Anadolu Türkçesini dilinin odak noktasina koydu. Diyaloglarla zenginleştirdi, karizmatik karakterler yarattı.

Eserleri

  • Göl İnsanları
  • Sağırdere
  • Esir Şehrin İnsanları
  • Körduman
  • Rahmet Yolları Kesti
  • Yediçınar Yaylası
  • Köyün kamburu
  • Kelleci Memet
  • Yorgun Savaşçı (roman)
  • Bozkırdaki Çekirdek
  • Devlet Ana
  • Esir Şehrin Mahpusu
  • Kurt Kanunu
  • Büyük Mal
  • Yol Ayrımı
  • Namusçular
  • Karılar Koğuşu
  • Hür Şehrin İnsanları
  • Damağası
  • Harem'de Dört Kadın
  • Kemal Tahir'e Mapusaneden Mektuplar (Nazım Hikmet'le yazışmaları)
  • [ Notlar / K.Tahir Vakfi çalişmalari]
  • 1950 Öncesi Cezaevi Notları
  • 1950 Öncesi Şiirler; Ziya İlhan'a Mektuplar
  • Batılaşma
  • Çöküntü
  • Kitap Notları
  • Mektuplar
  • Notlar / Osmanlılık / Bizans
  • Roman Notları 1; Topal Kasırga / Darmadağın Olan Devlet
  • Roman Notları 2; Batı Çıkmazı
  • Roman Notları 3; Patriyot Ömer / Gülen Azap Çıkmazı
  • Sanat edebiyat 1
  • Sanat edebiyat 2
  • Sanat edebiyat 3
  • Sanat edebiyat 4
  • Sosyalizm, Toplum ve Gerçek

Benzer Konular

23 Mart 2014 / AcerAilesi Cevaplanmış
4 Haziran 2010 / _Yağmur_ Edebiyat
15 Mayıs 2013 / _Yağmur_ Edebiyat
5 Nisan 2013 / _EKSELANS_ Edebiyat
14 Temmuz 2015 / Safi X-Sözlük