Arama

Honore de Balzac

Güncelleme: 10 Eylül 2016 Gösterim: 26.866 Cevap: 4
Hi-LaL - avatarı
Hi-LaL
Ziyaretçi
14 Kasım 2006       Mesaj #1
Hi-LaL - avatarı
Ziyaretçi
20 Mayıs 1799’da Fransa Tours’da doğdu. 18 Ağustos 1850’de yaşamını yitirdi. Asıl ismi Honore Balssa. Adını Balzac olarak değiştirdi ve soyluluk ifade eden de’ öntakısını ekledi. Köy kökenli bir ailenin çocuğu. Babası devlet memuru. 6 yıl Vendome'da College des Oratoriens'te öğrenim gördü. Napolyon'un devrilmesinden sonra ailesi Paris'e taşındı. Burada 2 yıl daha okula gitti. 3 yıl bir avukatın yanında çalıştı. Ama küçük yaşlardan beri edebiyata gösterdiği eğilim ağır bastı. Trajedi türünü denediği 1819'da yazılmış "Cromwell" başarı kazanamayınca romana yöneldi. Para kazanmak için tarihsel, mizahi ve gotik romanlar yazdı. Bunları değişik adlarla yazdı. Basımcılık, yayıncılık, hatta dökümcülük yaptı. Başarılı olamayınca tekrar edebiyata döndü. 1829'da yazdığı "Les Chouans" isimli tarihi roman tanınmasını sağladı. Bu eser Türkçe'ye (Köylü İsyanı 1974 ve Şuanlar 1977 olarak çevrildi.) 1824-1834 arasında yayıncılarından aldığı parayla bohem bir yaşam sürdü. 1829-1831 arasında yergici gazetelere yazılar yazdı. 1830’lardan sonra bir toplum tarihi yazmak amacıyla, eski ve yeni romanlarını üç bölüm altında toplamaya karar verdi. Örf ve âdet incelemeleri, felsefi incelemeler ve çözümleyici incelemeler. Bu tasarı 1834-1837 arasında 12 cilt olarak gerçekleşti. 1840’ta bu yapıtların hepsine Dante'yi anımsatan bir başlık koydu: "İnsanlık Komedisi". 1842-1848 arasında 17 ciltlik bir baskı yapıldı. 1869-1876 arasında da 24 cilt olarak yayınlandı. Eserlerinde aynı kahramanlara tekrar tekrar yer verme düşüncesini geliştirdi. Bunu gerçekçiliğin baş romanı kabul edilen ve 1834'te yayınlanan "Goriot Baba"da uyguladı. 1836 ve 1837'de İtalya gezisine çıktı. 1828'de Versailles yakınlarında pahalı bir ev yaptırdı. Borç sorunu nedeniyle Passy'de bir eve yerleşti (Bugün Balzac müzesi). Para kazanmak için tiyatroda başarısız denemeler yaptı. Edebiyatçılar Derneği başkanı olarak yazar haklarıyla ilgili girişimlerde bulundu. 1847'de Polonya'da sevgilisi Eveline Hanska'nın şatosunda kaldı. 1850'de Eveline ile evlendi Paris'e döndüler. Birkaç ay sonra yaşamını yitirdi. Geride 85’i tamamlanmış, 50’si taslak halinde eser bıraktı. Romanda gerçekçilik ve doğalcılık akımlarının yaratıcısı olarak kabul edilir. Mantısal bir sıra izleyen olayların her şeyi gören bir gözlemcinin ağzından anlatıldığı, kahramanların tutarlı bir biçimde sunulduğu, kuralları belli "klasik roman tekniğini" Balzac'ın kurduğu benimsenir. Olağanüstü bir gözlem yeteneği ve güçlü bir hafızası vardı. Kendisini başka insanların yerine koyup onların duygularını paylaşmayı biliyordu. Eserlerinde nedenselliği ve arka plan ile karakterler arasındaki ilişkiyi açıklamakta ustadır. Bütün bu özellikleriyle "romanın Shakespeare'i sayılır.

Sponsorlu Bağlantılar

TÜRKÇE'YE ÇEVRİLEN ESERLERİ


  • Köylü İsyanı (1974)
  • Tours Papazı (1949)
  • Eugenie Grandet (1983)
  • Goriot Baba (1984)
  • Bette Abla (1977)
  • Otuz Yaşındaki Kadın (1963)
  • Vandetta (1943)
  • Tılsımlı Deri (1943, 1968)
  • Tefeci Gobseck (1947-1961)
  • Kırmızı Han (1946)
  • Terör Devrinde (1979)
  • Köy Hekimi (1942-1979)
  • Bilinmeyen Şaheser (1945)
  • Lois Lambert (1946)
  • Albay Chabert (1944-1974)
  • Bir Havva Kızı (1970)
  • Onüçlerin Romanı (1945)
  • Mutlak Peşinde (1945-1965)
  • Altın Gözlü Kız (1943)
  • Kibar .....lerin İhtişam ve Sefaleti (1946) - Kibar .....ler (1972) - Kötü Kadınların Parlayış, Düşüşü (1981)
  • Vadideki Zambak (1941-1985)
  • Sönmüş Hayaller (1949)
  • Nucingen Bankası (1950)
  • Köy Papazı (1952)
  • Cesar Birotteau (1945-1964)
  • Ursula Mirouet (1949)
  • Karanlık Bir İş (1947) - Esrarlı Bir Vaka (1949-1964)
  • İki Gelinin Hatıraları (1940 - 1983)
  • Modeste Mignon (1947)
  • Köylüler (1845, 1976-1985)

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Jumong; 10 Eylül 2016 17:11
Biyografi Konusu: Honore de Balzac nereli hayatı kimdir.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
26 Ağustos 2007       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

Balzac ( 20.05.1799)- (18.08.1850)


Honoré de Balzac 20 Mayıs 1799'da Tours'da doğdu. Babası bir köylü ailesindendi; adını sonradan Balzac olarak değiştirmiş ve buna soyluluk ifade eden de öntakısını eklemişti. Balzac hukuk öğrenimi yaptı, ama küçük yaşlardan beri edebiyata gösterdiği eğilim, sonunda ağır bastı. İlk edebi yapıtlarının başarısızlığa uğraması nedeniyle basımcılık, yayıncılık, hatta dökümcülük yaptı. Ancak sonunda kesin olarak edebiyata yöneldi. Yaşamı boyunca, bir salon adamı olarak göze çarptı. Hükümdarların hükümdar soyundan gelmesi gerektiğini savunanlara katıldı, görüşlerini kimi yapıtlarına da yansıttı. 1830'lardan sonra bir toplum tarihi yazmak amacıyla, eski ve yeni romanlarını üç bölüm altında topladı: Örf ve Adet İncelemeleri; Felsefi İncelemeler ve Çözümleyici İncelemeler.
Sponsorlu Bağlantılar

1840'dan sonra, İnsanlık Güldürüsü'nün ciltleri yayınlanmaya başlandı; İnsanlık Güldürüsü, Balzac'ın daha önce yazdığı romanların toplandığı ciltlerin genel başlığıydı. Ne var ki hastaydı, gitgide artan ağrıları da edebiyat çalışmalarının yavaşlamasına neden oluyordu. 1848 devrimi gibi önemli tarihsel olayları yaşadıktan sonra, 18 Ağustos 1850'de öldü. Arkasında 85 tamamlanmış, 50'si taslak halinde kalmış romanlar bıraktı. Balzac, İnsanlık Güldürüsü'nün, sayısı 2000'i aşan kahramanları ile önümüze Fransız toplumunu ve kimi evrensel değerleri sermiştir. Başlıca yapıtları arasında Goriot Baba, Vadideki Zambak, Eugenie Grandet, Köy Hekimi, Köylüler, İki Yeni Gelinin Anıları sayılabilir. Aşağıda, İki Yeni Gelinin Anıları adlı kitaptan bir bölüm bulacaksınız. Balzac'ın 1840-1841 yılları arasında yazdığı, iki arkadaşın birbirlerine gönderdiği mektuplardan oluşan İki Yeni Gelin, önce La Presse gazetesinde 1 Kasım 1841 15 Ocak 1842 arasında tefrika edildi, daha sonra Souverain yayınları arasında 1842 yılında kitap olarak yayınladı.

Honoré de Balzac ölçüsüz hırsı, devasa yapıtının evrenselliğiyle, Moliere ve Hugo'yla birlikte kuşkusuz Fransız edebiyatının en önemli adlarındandır. İtalya'da Dante'nin, İspanya'da Cervantes'in, İngiltere'de Shakespeare'in, Almanya'da Goethe'nin, Rusya'da Tolstoy'un yaptığı gibi, o da Fransa'da gerçekliğe damgasını vurmuş, dilin bütün olanaklarını kullanarak çağının toplumunu anlatmış, kendi kişiliğini yapıtına yansıtarak, yaşamla edebiyat arasında şaşırtıcı ilişkiler kurabilmiştir. Yaşamla romanı kaynaştırarak, 'yaşamdaki zaferlerle' 'edebiyattaki zaferleri' aynı potada eritmiş, yaşamını ve romanlarını 'kesinlikle aynı biçimde kurmuştur' (Proust).
Son düzenleyen Jumong; 10 Eylül 2016 17:10
Bia - avatarı
Bia
Ziyaretçi
16 Eylül 2008       Mesaj #3
Bia - avatarı
Ziyaretçi
Honore de Balzac
BALZAC, Honore de (1799-1850). Fran­sa'nın Tours kentinde doğan Honore de Balzac, gençliğinde hukuk eğitimi gördü. Ne var ki, edebiyat daha çok ilgisini çekiyordu. Para kazanmak için basımcılık, yayımcılık, dökümcülük gibi işlerle uğraştı. Değişik tak­ma adlarla tarih, mizah ve cinayet romanları yazdı. Kendi adıyla yayımlanan ilk romanı Köylü İsyanı1 dır (Les Chouaus; 1829).

Balzac, çalışmaya başlayınca 15-16 saat masasından kalkmaz, fincan fincan kahve içerek, kaz tüyünden kalemiyle durmadan yazardı. Romanda Gerçekçilik ve Doğalcılık akımlarının yaratıcısı olan Balzac, insan dav­ranışlarını ve duygularını yakından tanıyıp kavramadaki ustalığı ile ünlüdür. Romanla-rındaki kişileri bize geçmişleri ve çevreleriy­le tanıtarak, gerçeklik kazanmalarını sağla­makta çok başarılı olmuştur. Bu tiplerin çoğunu yaratmada, yakından tanıdığı kişilerin özelliklerinden yararlanırdı. Balzac, aynı tip­leri kimi zaman ön planda, kimi zaman ise geri planda kullanarak, okurun onları çeşitli yönleriyle tanımasını sağladı ve kitapları ara­sında bir bağlantı kurmuş oldu.

Yazar, yapıtlarını üç grupta toplama tasarı­sını 1834-37 yılları arasında gerçekleştirerek, tümüne La Comedie humaine ("İnsanlık Ko­medisi") adını verdi. 1869-76 yılları arasında kitapları, yeni eklerle 24 cilt olarak yayım­landı. Balzac savurgan ve zevke düşkün bir yaşam sürdü. Çok ünlü bir romancı olmasına karşın, pahalı zevkleri yüzünden hiç borçtan kurtula­madı. Fransız Devrimi'nden sonra yaşamıştı ama krallığı savunuyordu. Yaşamındaki ka­dınlarla olan ilişkileri yapıtlarını büyük ölçü­de etkilemiştir. Kontes Evelyn Hanska ile 18 yıl süren ilişkisi, ölümüne yakın evlilikle noktalandı. En sevilen yapıtlarından, bir cimrinin iyi yürekli kızını konu alan Eugenie Grandet (1829-30) ile bencil çocuklarına kendini adayan bir adamın öyküsü olan Goriot Baba (Le Pere Goriot; 1834) romanlanndaki olağan­üstü başarılı kadın ve erkek betimlemeleri yalnız 19. yüzyıl Fransa'sı için değil, farklı dö­nemler ve farklı ülkeler için de geçerlidir. Balzac yapıtlarıyla, sayısal olarak da kolay kolay aşılamayacak bir rekora sahiptir. Geri­de 85'i tamamlanmış, 50'si taslak halinde, toplam 135 öykü ve roman bırakmıştır.

Kaynak: MsXLabs.org & Temel Britannica
Son düzenleyen Jumong; 10 Eylül 2016 17:12
LaSalle - avatarı
LaSalle
Ziyaretçi
30 Nisan 2010       Mesaj #4
LaSalle - avatarı
Ziyaretçi
Honore de Balzac
Vikisöz
  • Altından zincirler en ağır olan zincirlerdir.
  • Ayakkabılarım olmadığı için üzülürdüm. Ta ki sokakta ayakları olmayan adamı görene kadar.
  • Bilginin efendisi olmak için çalışmanın uşağı olmak şarttır.
  • Beklemesini bilenin her şey ayağına gelir.
  • Dünyada bir kadın için, herhangi bir erkeği etkisi altına aldığını bilmesi kadar zevkli bir şey yoktur.
  • Evliliğin, her şeyi kemiren bir canavarla bıkıp usanmadan boğuşması gerekir: Alışkanlık.
  • Felaketin iyiliği varsa, hakiki dostlarımızı tanıtmasıdır.
  • Gençlik adaletsizliğe doğru yöneldiği zaman, bilincin aynasına bakmayı göze alamaz. Oysa olgunluk çağı kendini bu aynada görür. Yaşamın bu iki evresindeki tüm ayrım buradadır.
  • Gözle görülür bir nedeni bulunmayan servetlerin gizi, temiz yapıldığı için unutulmuş birer cinayettir.
  • Istırapların en gizlileri dayanılması en güç olanlardır.20 Mayıs 2007
  • İnsanın en zor katlandığı duygu acımadır, hele hak edince.
  • İnsanlara kendilerini nankörlüğe mecbur edecek kadar büyük hizmetlerde bulunmayınız.
  • İyi dostluklar temiz hesaplarla kurulur.
  • İyiliğinize inanılmasını istiyorsanız, ondan hiç bahsetmeyiniz.
  • Kadınlara hangi erkekleri aradıklarını sorun, "Hırslıları" derler. Öteki erkeklere göre, hırslıların belleri daha güçlü, yürekleri daha sıcaktır, kanlarında daha çok demir vardır. Kadın da güçlü olduğu sıralarda kendini öyle mutlu, öyle güzel bulur ki, parçalanmak tehlikesi altında da olsa, üstün bir gücü olanı, bütün erkeklere yeğ tutar.
  • Mektup bir ruhtur. Konuşan sesin çok sadık bir yankısıdır. Bu nedenle ince düşünceli kişiler onu aşkın en zengin gömüleri arasında sayarlar.
  • Sanatın vazifesi, tabiatı kopya etmek değil, tabiatı ifade etmektir.
  • Sevilen kadın bütün kadınların en güzeli değil midir?
  • Sıkıntınızın sırrı sizin elinizde değil, başkalarının elindedir.
  • Şöhret, uzaktan güneş gibi parlak ve ısıtıcı; yaklaştınız zaman, bir dağ tepesi gibi soğuktur
  • Şöhret, ancak küçücük dozlarla alındığında faydalı bir zehirdir.
  • Toprağa ekilen tohumlar içinde en çabuk mahsul veren fedailerin döktükleri kandır.
  • Zeka dünyayı yerinden oynatmaya yarayan maniveladır.
  • Uykunun yenemediği hiçbir acı yoktur.
  • Her servetin arkasında bir suç vardır.
  • Umutsuz sevmek de bir mutluluktur...
  • Kendisi artık mutlu olamayacaklar için sevdiğinin mutluluğu sevinç olur...
  • Ancak en son katedralin en son tuğlası en son papazın kafasına düşüp ezdiği zaman insanlık gerçekten özgür olabilecektir.



BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
17 Haziran 2011       Mesaj #5
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
(1799 Tours-1850 Paris), Fransız yazarı. Anne sevgisinden yoksun ve mutsuz bir çocukluk geçirdi. Sekiz yaşına geldiğinde yatılı bir okula verildi. Kötü bir öğrenciydi, ama bol bol okuyordu. Paris'te hukuk öğrenimine başladı (1816). Ailesinin karşı koymasına aldırmayarak öğrenimi bıraktı (1819). Babasından aldığı küçük bir aylıkla yetinip gece gündüz okumaya ve yazmaya koyuldu. Başlangıçta takma bir ad altında, salt ticarî amaçla, hiçbir sanat değeri olmayan romanlar yazdı. İki yıl süren bu başarısız yazarlık denemesinden sonra baba evine döndü. Ticarete atılarak bir yayınevi kurdu (1825). İflâs ederek, ölümünden ancak kısa bir süre önce ödeyebildiği büyük bir borca girdi (1827). "Le Dernier Chouan" (Son İsyancı, 1829) adlı romanından sonra, uzun zamandır özlediği üne kavuştu. Yirmi yıl içinde yaklaşık yüz roman ve öykü kaleme aldı. Bunların çoğunu "La Comédie Humaine" (İnsanlık Komedisi, 1842) başlığı altında toplayarak yayımladı. Fransa ve Avrupa'nın en çok okunulan yazarlarından biri oldu. Aşırı çalışması yüzünden sağlığı hızla bozuldu. Bir kalp krizi sonucu öldü. Fransa'da edebiyat alanında coşumculuk (romantizm) akımının hüküm sürdüğü bir dönemde, gerçekçilik akımının öncüsü oldu. Romanlarında yarattığı kişileri, toplumsal ve tarihî koşullara damgasını vuran tipler olarak sergiledi. "İnsanlık Komedisi"nde Fransız Devrimi'nin yerinden oynattığı toplumun genel görüntüsünü yansıttı, her türlü toplumsal tabaka ve ortamdan gelen kişilere yer verdi. İnsanın, sosyal tırmanma, para kazanma, cinsel arzu gibi temel tutkularını işledi. Ele aldığı çevreleri, Paris'in semtten semte değişen yaşayışını, taşranın kendine özgü yönlerini ayrıntılarıyla sergiledi. Kendi deyişiyle "toplumun yazmanı" olmayı amaçladı. Büyük bir hızla kaleme aldığı yapıtlarında üslup incelikleri ve psikolojik çözümlemeler üzerinde durmadı. Onun geliştirdiği gerçekçi yöntem çağdaş dünya edebiyatını çok derinden etkiledi. Gerçekçi romanın babası diye anılan Balzac, büyük bir dil ustalığına ve canlılığa sahip olan "Contes Drolatiques" (Garip Öyküler) adlı bir yapıtla, pek tanınmayan birkaç tiyatro oyunu da yazmıştır. Dilimize çevrilen başlıca yapıtları: "Gobseck" (Tefeci Gobseck, 1830), "La Femme de Trente Ans" (Otuz Yaşındaki Kadın, 1831-1844), "Le Père Goriot" (Goriot Baba, 1834-1835), "Eugénie Grandet", (1833), "Les Illusions Perdues" (Sönmüş Hayaller, 1837-1839), "Histoire de la Grandeur et de la Décadence de César Birotteau" (César Birotteau'nun Yüceliğinin ve Düşüşünün Öyküsü, Türkçeye "César Birotteau" adıyla çevrildi, 1837),"Splendeurs et Misères des Courtisanes" (Kibar Fahişelerin İhtişam ve Sefaleti, 1839-1847), "La Cousine Bette" (1846), "Le Médecin de Campagne" (Köy Hekimi, 1833), "Le Lys dans la Vallée" (Vadideki Zambak, 1835), "Le Curé de Village" (Köy Papazı, 1838-1839), "La Peau de Chagrin" (Tılsımlı Deri, 1831), "La Recherche de l'Absolu" (Mutlak Peşinde, 1834).

Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi & MsXLabs


BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....

Benzer Konular

8 Haziran 2011 / ThinkerBeLL Sanat ww
13 Temmuz 2012 / ener Edebiyat
11 Eylül 2011 / Daisy-BT Edebiyat
26 Ağustos 2007 / Misafir Edebiyat
17 Temmuz 2015 / Jumong Siyaset ww