Arama

Ansiklopedi Nedir? Ansiklopedi Hakkında

Güncelleme: 3 Mart 2016 Gösterim: 38.064 Cevap: 5
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
5 Kasım 2006       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Ansiklopedi
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Sponsorlu Bağlantılar

Ansiklopedi, birçok bilginin sistematik ve çoğu zaman alfabetik sıra ile düzenlenmesinden elde edilen müracaat veya el kitabıdır. Bu isim, bazen bilimin belirli bölümünün ayrıntılarla ve sistemli bir şekilde incelendiği kitaplar için de kullanılmaktadır. Ansiklopediler, sözlükler gibi yalnız bir kelimenin çeşitli anlamlarını veren eserler değildir. Çok değişik konular hakkında oldukça geniş ve olaylara dayanan bilgiler verirler. Mümkün olduğu kadar tarafsız hazırlanmaları beklenirse de, ister istemez hazırlayanların fikir ve kanaatleri içeriklerinden belli olur. Bu insanlık zaafından kurtulabilen yok gibidir.
Ansiklopedinin iki önemli özelliği şöyledir:
  • Konuların metodik düzenlenmesi ve her şeyi içine almasıdır. Ansiklopedi, kelime olarak eski Yunancadaki (ἐγκύκλιος παιδεία, engkuklios paideia) dairesel eğitim veya bugün genel eğitim dediğimiz bir kelimeden gelmektedir.
  • Buradaki bilgiden, bilinmeye değer bilgi anlamı çıkarılmalıdır. Ansiklopediden de, hazırlayanların önemli kabul ettiği konular hakkında kesin bilgi vermesi beklenir.
Ad:  800px-Brockhaus_Lexikon.jpg
Gösterim: 3163
Boyut:  95.0 KB

Tarihçe

Tarihsel araştırmalardan anlaşıldığına göre, ilk ansiklopedinin Platon'un öğrencilerinden Speusippus tarafından M.Ö. 4. yüzyılda yazıldığı tahmin edilmektedir.
Ortaçağda, bütün bilgilerin tek bir ciltte toplanması için büyük gayretler sarfedilmiştir. Bunlardan biri Dominikan papaz ve yazar Beauvais'li Vincent tarafından hazırlanmış olup, yazarın ifadesiyle zamanın bütün bilgilerini ihtiva etmekteydi.
On yedinci yüzyılın sonlarında ve 18. yüzyılın başlarında alfabetik sıraya göre düzenlenmiş ansiklopedilerin yayınlandığı görülmektedir. Bunlardan ilki, 1704'te İngilizce olarak yayınlandı. Daha sonraki yıllarda yayınlanan ansiklopediler, 1751-1772 arasında 17 cilt ve ilave iki cilt halinde yayınlanan ortak bir çalışma sonucu, bir yazar yerine pek çok uzman kişi tarafından hazırlanan ve genel sistemi yayınlayanlar tarafından tespit edilen bir eser olarak ortaya çıkmıştır. Bu yol modern ansiklopedileri hazırlatanların hemen hepsi tarafından benimsenmiştir. Böylece ansiklopedi daha doğru bilgiler verirken eserin daha geniş ve tarafsız olması da sağlanmıştır.
İngilizlerin ünlü Encyclopedia Britannica’sı, Fransızların Encyclopédie’si ile hemen hemen aynı zamanda yayınlanmıştır. 1768-1771 arasındaki ilk baskısından itibaren kendine has bir özelliğe sahip olmuştur. Büyük ikinci baskısı 1910-1911'de yayınlanmıştır. 1929'daki 14. baskısından itibaren 24 cilt olarak ABD'de yayınlanmaktadır.
Ansiklopedi yayını, 19. yüzyılda yayılmış ve hemen hemen her ülke, kendi ansiklopedisine 20. yüzyılın ortasında sahip olmuştur. Başlıca Enciclopedia İtalianaİtalyanca, 1925), Enciclopedia Universal Ilustrada (İspanyolca), Encyclopedia Americana (İngilizce) ve 30 cilt olarak ve 1957-1960 arasında ikinci baskısı yayınlanan Bolşaya Sovetskaya Entsiklopedya (Rusça) 93 cilt olarak yayınlanmıştır.
Almanya ise 18. yüzyıl geleneğine sadık kalarak Der Grosse Brockhaus adlı eserin 16. baskısını Brockhaus Conversationslexion ismi altında yayınlamıştır. 1961'de yayınlanan Meyers Neues Lexikon ise bunun bir taklididir. Ancak bu iki eser için, normal sözlüklerde bulunan kelimeleri içerdiklerinden ansiklopedik sözlük olarak sınıflamak yerinde olur. 1935'te kurulan Encyclopedia Françoise 21 ciltlik bir eser olarak planlanmıştır. Sözlük ansiklopedi olarak ün yapmış olan İtalyan Dizionaria Enciclopedica ve Fransız, Larousse' da önemli eserlerdir.
İslam kültüründe ansiklopedi karşılığında Külliyat, Dairat-ül-mearif, Muhit-ül-mearif, Kamus, Mevdua, Tabakat ve Mevsu'at gibi isimler kullanılmıştır.
İlk Türk ansiklopedistleri İbni Sina ve Farabi ile Farabi'nin çağdaşı Abdullah bin Muhammed bin Ahmed bin Yusuf el-Harezmi'dir ki bunun eseri Mefatihul Ulum ayarında eser yoktur. Gazali'nin İhyai Ulumiddin'i yalnız dini ilimlere aittir.

Osmanlı'da ilk ansiklopedist Taşköprülüzade Ahmet'tir (935-968). Mevzuatül Ulüm'ü iki büyük cilttir. Birinci cilt akli ilimlere, ikincisi dini ilimlere aittir.
En meşhur ansiklopedist Katip Çelebi'dir (Hacı kalfa). Keşfuzzunun, Tuhfetül kibar fi esfarül bihar, Cihannüma, Takvimi Vakayi, Mizanül hakk fi ihtiyarül ahakk en önemli eserleridir. Bursalı İsmail Hakkı'dan sonra modern ansiklopedistler nesli gelir.

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
29 Mayıs 2008       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Türkiye'de Ansiklopediler
İlk Türk ansiklopedistleri İbni Sina ve Farabi ile Farabi'nin çağdaşı Abdullah bin Muhammed bin Ahmed bin Yusuf el-Harezmi'dir ki bunun eseri Mefatihul Ulum ayarında eser yoktur. Gazali'nin İhyai Ulumiddin'i yalnız dini ilimlere aittir.
Sponsorlu Bağlantılar
Osmanlı'da ilk ansiklopedist Taşköprülüzade Ahmet'tir (935-968). Mevzuatül Ulüm'ü iki büyük cilttir. Birinci cilt akli ilimlere, ikincisi dini ilimlere aittir.
En meşhur ansiklopedist Katip Çelebi'dir (Hacı kalfa). Keşfuzzunun, Tuhfetül kibar fi esfarül bihar, Cihannüma, Takvimi Vakayi, "Mizanü'l-Hakk fi İhtiyari'l-Ehakk" en önemli eserleridir. Ali Suavi, Ahmet Rifat, Şemsettin Sami, Mehmet Tâhir Münif Paşa,Mehmet Süreyya, Ali Cevad, Emrullah Efendi, Salih Zeki, Bursalı Mehmet Tahir, Mehmet İzzet, Rıza Tevfik, Zekeriya Sertel, Mahmut Kemal İnal, Eşref Edib, Celal Esat Arseven, Reşat Ekrem Koçu, Server İskit, Velit Ebüzziya, İbrahim Alaattin Gövsa, Ramazan Gökalp Arkın, Nijat Özön, Osman Nebioğlu, Çağatay Uluçay, Mustafa Nihat Özön, Yılmaz Öztunaa Ömer özen belli başlı ansiklopedistlerdir.
Türkiye'de genel ansiklopediler yanında özel dallara (sinema, müzik, tarih, coğrafya, vb.) ayrılmış ansiklopediler de basılmıştır. Bursalı İsmail Hakkı'dan sonra modern ansiklopedistler nesli gelir.

Genel Ansiklopediler
  • Hayat Ansiklopedisi, Cumhuriyet, 10 cilt, 1932-36.
  • Türk (İnönü) Ansiklopedisi, MEB, 1943, 30 cilt.
  • İslam Ansiklopedisi, MEB, 1940, 25 cilt.
  • Hayat Ansiklopedisi, Hayat Yayınları, 6 cilt, 1961-63.
  • Cumhuriyet Ansiklopedisi, Arkın Yayınları, 11 cilt, 1968-72.
  • Meydan Larousse Büyük Lugat ve Ansiklopedi, Meydan Gazetecilik, 33 cilt, 1969.
  • Resimli Yeni Lugat ve Ansiklopedi, İbrahim Alaattin Gövsa, 1947-54.
  • Ansiklopedik Sözlük, Milliyet Yayınları, 3 cilt, 1967-68.
  • Anabritannica, Ana Yayıncılık, 1986.
  • Yeni Türk Ansiklopedisi, Ötüken Yayınevi, 12 Cilt, 1985.
  • Hayat Küçük Ansiklopedi, Hayat Yayınları, Tek cilt, 1980

Özel Konulu Ansiklopediler
  • İslam Ansiklopedisi, Diyanet Vakfı
  • Türkiye 1923-1973 ansiklopedisi, Kaynak Kitaplar
  • Eğitim ansiklopedisi
  • Müzik ansiklopedisi
  • İktisat ve ticaret ansiklopedisi
  • Türkiye ansiklopedisi
  • Osmanlı tarihi ansiklopedisi
  • Tarih ansiklopedisi
  • Uygarlıklar ansiklopedisi
  • Türk dili ve edebiyatı ansiklopedisi.

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 16 Aralık 2015 18:07
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
11 Mayıs 2011       Mesaj #3
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi

Ansiklopedi

Bilim ve sanat dallarının bütününün ya da bu dallardan birinin verilerini, o alandaki bilgilerin tümünü sistematik ya da alfabetik olarak kapsayan yapıt.

Yunanca "en" (içinde), "kiklos" (çevre), "paideia" (eğitim) sözcüklerinden oluşan kavram, eski Yunan'da, her özgür, genç Atinalı'nın geçirmek zorunda olduğu öğreniminin tümü anlamında kullanılmış, ilk ansiklopediler de bu öğrenim için gerekli bilgiyi verecek birer summa (toplam) olarak hazırlanmıştır. Bu bilgi toplamı, 7 özgür sanat denilen gramer, aritmetik, geometri, astronomi, müzik, retorik ve diyalektiğin verilerini içeriyordu.

Bilimin ve sanatın gelişimine koşut olarak ansiklopedilerin kapsamı da genişledi, belli alanlarda uzmanlık ansiklopedilerinin yanı sıra genel bilgi vermeyi amaçlayan ansiklopediler de düzenlendi. Ayrıca bu kavram, özel anlamda, Diderot ve D'Alembert'in yönetiminde Paris'te yayımlanmaya başlayan (1751) "Encyclopédie ou Dictionnaire Rasionné des Sciences, des Arts et des Métiers" için kullanılır ve Diderot ile arkadaşları "ansiklopediciler" olarak anılır. Türkiye'de 19. yüzyıla kadar batılı anlamda ansiklopedilere rastlanmaz.

İlk ansiklopedi girişimini Ali Suavi başlattı. "Kamusü'l-Ulûmî ve'l - Maarif" adını verdiği yapıtını Paris'te çıkardığı Ulûm gazetesinin eki olarak verdi (1870). Ama ancak beş forma yayımlayabildi ve Atabek maddesinde kaldı. Sonraki yıllarda konu sınırlamasıyla Ahmet Rifat'ın "Lugat-ı Tarihiyye ve Coğrafiyye"si (1881), Şemsettin Sami'nin "Kamusü'l-Alâm"ı (1899) yayımlandı. Emrullah Efendi'nin genel ansiklopedi alanındaki girişimi "Muhitü'l-Maarif"in ise ancak birinci cildi çıkarılabildi (1900). Cumhuriyet'ten sonra devletçe çıkarılan (1940) "İslâm Ansiklopedisi" ile "Türk Ansiklopedisi" de ancak 1984 yılında tamamlanabildi.

MsXLabs & Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
buz perisi - avatarı
buz perisi
VIP Lethe
1 Haziran 2012       Mesaj #4
buz perisi - avatarı
VIP Lethe
Ansiklopedi

Ansiklopedi, sözcüğü Yunanca "öğrenme çemberi" anlamına gelen enkyklopedia'dan gelir (en: iç, kyklos: döngü veya çember, pedia: eğitim, öğrenim). Hem öğrenmenin hem de bu öğrenim kayıtlarının bir sonu olmadığının bir göstergesidir.

Birçok bilginin sistematik ve çoğu zaman alfabetik sıra ile düzenlenmesinden elde edilen müracaat veya el kitabı. Bu isim, bazan bilimin belirli bölümünün teferruatlı ve sistemli bir şekilde incelendiği kitaplar için de kullanılmaktadır. Ansiklopediler, lügatlar gibi yalnız bir kelimenin çeşitli manalarını veren eserler değildir. Çok değişik konular hakkında oldukça geniş ve olaylara dayanan bilgiler verirler. Mümkün olduğu kadar tarafsız hazırlanmaları beklenirse de, ister istemez hazırlayanların fikir ve kanaatleri muhtevalarından belli olur. Bu insanlık zaafından kurtulabilen yok gibidir.

Ansiklopedi Hakkında
Konuların metodik düzenlenmesi ve her şeyi içine almasıdır. Kelime olarak eski Yunancadaki dairesel eğitim veya bugün genel eğitim dediğimiz bir kelimeden gelmektedir. Buradaki bilgiden, bilinmeye değer bilgi manası anlaşılmalıdır. Ansiklopediden de, hazırlayanların önemli kabul ettiği konular hakkında kesin bilgi vermesi beklenir.

Tarihi tetkiklerden anlaşıldığına göre ilk ansiklopedinin Platon’un öğrencilerinden Speksippus tarafından M.Ö. dördüncü asırda yazıldığı tahmin edilmektedir.

Ortaçağda, bütün bilgilerin tek bir ciltte toplanması için büyük gayretler sarfedilmiştir. Bunlardan biri Dominikli yazar Beauvais’li Vincent tarafından hazırlanmış olup, yazarın ifadesiyle zamanın bütün bilgilerini ihtiva etmekteydi.

On yedinci asrın sonlarında ve 18. asrın başlarında alfabetik sıraya göre düzenlenmiş ansiklopedilerin yayınlandığı görülmektedir. Bunlardan ilki, 1704’te İngilizce olarak yayınlandı. Daha sonraki senelerde yayınlanan ansiklopediler, 1751-1772 arasında 17 cilt ve ilave iki cilt halinde yayınlanan ortak bir çalışma sonucu, bir yazar yerine pekçok mütehassıs kişi tarafından hazırlanan ve genel sistemi yayınlayanlar tarafından tesbit edilen bir eser olarak ortaya çıkmıştır. Bu yol modern ansiklopedileri hazırlatanların hemen hepsi tarafından benimsenmiştir. Böylece ansiklopedi daha doğru bilgiler verirken eserin daha geniş ve tarafsız olması da sağlanmıştır.

İngilizlerin meşhur Encyclopedia Britannica'sı, Fransızların Encyclopédie’si ile hemen hemen aynı zamanda yayınlanmıştır. 1768-1771 arasındaki ilk baskısından itibaren kendine has bir özelliğe sahip olmuştur. Büyük ikinci baskısı 1910-1911’de yayınlanmıştır. 1929’daki 14. baskısından itibaren 24 cilt olarak ABD’de yayınlanmaktadır.

Ansiklopedi yayını, 19. yüzyılda yayılmış ve hemen hemen her ülke, kendi ansiklopedisine 20. yüzyılın ortasında sahib olmuştur. Başlıca Enciclopedia İtaliana ( İtalyanca, 1925),
Enciclopedia Universal İlustrada (İspanyolca), Encyclopedia Americana (İngilizce) ve 30 cild olarak ve 1957 - 1960 arasında ikinci baskısı yayınlanan Bolşaya Sovetskaya Entsiklopedya ( Rusça) 93 cild olarak yayınlanmıştır.

Almanya ise 18. asır geleneğine sadık kalarak Grosse Brockhaus adlı eserin 16. baskısını Brockhaus Conversationslexion ismi altında yayınlamıştır. 1961’de yayınlanan Meyers Neunes Lexicon ise bunun bir taklididir. Ancak bu iki eser için, normal lügatlarda bulunan kelimeleri ihtiva ettiklerinden ansiklopedik lügat olarak sınıflamak yerinde olur. 1935’te kurulan “Encyclopedia Françoise” 21 ciltlik bir eser olarak planlanmıştır. Lügat ansiklopedi olarak ün yapmış olan İtalyan Dizionaria Enciclopedica ve Fransız, Larousses’u da önemli eserlerdir.

İslam Dünyasında ve Türkiye’de Ansiklopedi
Müslümanlar ansiklopedi karşılığında Külliyat, Dairat-ül-mearif, Muhit-ül-mearif, Kamus, Mevdua, Tabakat ve Mevsu’at gibi isimler kullanmışlardır.

İslam tarihinde ve Osmanlı Devletinde yapılan ansiklopedi çalışmalarının pek azı genel ansiklopedi niteliğindedir. Genel ansiklopedi niteliğini kazananların bazıları şunlardır:
  • Farabi’nin İhsau’l-Ulum ve Et-Ta’lim-us-Sani’si, İbn-i Sina’nın Eş-Şifa’sı
  • Resail-i İhvan-ı Safa, Ebu Hayyan Tevhidi’nin Risale fi’l-Ulum’u,
  • Şah Veliyyullah Dehlevi’nin Huccet-ullah-il-Baliga’sı,
  • Nev’i’nin Netayicü’l-Fünun’u,
  • Taşköprüzade’nin Miftah-us-Seade’si (Bu eser müellifin oğlu tarafından
    Mevduat-ul-Ulum adıyla Türkçeye tercüme edilmiştir.)
  • Katip Çelebi’nin Keşf-üz-Zünun’u,
  • Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın Marifetname’si,
  • Şemseddin Sami’nin Kamus-ul-A’lam’ı,
  • Emrullah Efendinin Muhit-ul-Mearif’i (1900),
  • Mehmed İzzet’in Rehber-i Umur-i Beytiyye’si (3 cilt, 1908),
  • Ali Seydi’nin Musavver Dairet-ul-Mearif’i,
  • Ahmed Rıfat’ın Lugat-ı Tarih ve Coğrafya’sı (1881),
  • Batrik el-Bustani’nin Dairet-ul-Mearif’ini (1900)
saymak gerekir.

Özel manada ansiklopedik eserler çok daha fazla telif edilmiştir. Bunlar değişik isimler altında toplanmışlardır. Daha ziyade kullanılan tabir “tabakat”tır. İbn-i Sa’d’ın Tabakat’ı, İbn-i Subki’nin Tabakat-ül-Kübra’sı, İbn-i Cülcül’ün Tabakat-ül-Etibba ve’l-Hükeması’nı zikredebiliriz. Ayrıca tıp sahasında İbn-i Sina’nın El-Kanun fi’t-Tıp, Zekeriya Razi’nin El-Havi’si, edebiyat sahasında Kaşgarlı Mahmud’un Divanü Lugat-it-Türk’ünü sayabiliriz.

Cumhuriyet devrindeki ansiklopedik çalışmalara gelince; ilk yayınlanan ansiklopedi Hayat Ansiklopedisi’dir. Daha sonra 1940’ta İslam Ansiklopedisi yayınlanmıştır. 1943’te İnönü Ansiklopedisi, (1950’den sonra Türk Ansiklopedisi olarak yayınını tamamlamıştır). 1961’de Hayat Yayınlarının hazırladığı Hayat Ansiklopedisi, 1968’de Arkın Kitabevinin çıkardığı Cumhuriyet Ansiklopedisi ilk genel ansiklopedilerdir. Son yıllarda ise genel ve özel birçok ansiklopedi çıkarılmaktadır.

Online ansiklopedi olarak Wikipedia projesinin Türkçe versiyonu olan Vikipedi de sayılabilir.

In science we trust.
_EKSELANS_ - avatarı
_EKSELANS_
Kayıtlı Üye
9 Şubat 2016       Mesaj #5
_EKSELANS_ - avatarı
Kayıtlı Üye
ANSİKLOPEDİ • Arap Edebiyatı
Büyük L. & MsXLabs.org

Eskiçağ dönemi (yaklaşık 725'e kadar). Arap dili, Doğu Arabistan'dan Kızıldeniz'e inen göçebelerin daha ilkçağ’dan beri kullandıkları bir anlatım aracıydı. Hıristiyanlık çağının başlangıcında, Yemen’den Şam'a uzanan günlük (tütsü) yolu üzerinde anlaşmayı sağlayan tek araçtı. Suriye -Filistin bozkırı üzerinde Gassani krallığı' nın, sonra da Küfe yakınında, Hire'de Lah- mi krallığı'nın kurulması, VI. yy.'da,yarımadanın sınırlarında arapçanın yerleşmesini pekiştirdi. Bu dönemden günümüze ancak hepsi de Suriye-Filistin bölgesine ait olan ve aralarında yunanca-arapça yazılmış ikidilli Harran yazıtının (568) da bulunduğu dört kısa yazıt kalmıştır. Eskiçağ edebiyatına ait ilk örneklerin, manzum olarak değil de, uyaklı ve ölçülü düzyazıyla yazılmış olduğu sanılmaktadır. Eski atasözlerinin ve pagan Arabistan "ka- hinleri”nin kehanetleri de bu üslupla yazılırdı. Bilinen en eski edebiyat “metinleri" (Muallaka! * bunlar arasında yer alır) raviye denilen ıraklı tarih yazıcıları tarafından VIII. yüzyılda derlenmiş, düzeltilmiş, kimisi de doğrudan doğruya uydurulmuştur. Bu yazıcılar, az çok efsanevi nitelikte olan ve çoğu kez epik ve romanesk yapıtların kahramanları olarak görülen birçok şairden söz ediyorlardı (Imru- ülkays, Antere el-Absi). Bu dönemde şair, kabilesine bağlıydı ve onun başarılarını övüp talihsizliklerinden yakınıyor ve sözünün etkileyici gücüyle, büyünün ve cinlerin gizemli dünyasıyla ilişki kuruyordu. Bundan ötürü eskiçağ şiiri, Hira ve Şam krallarının kâh koruyup, kâh lütuflarından yoksun bıraktıkları kasidecilerin şiiriydi. Bu şiir, çöl göçebeleri geleneğinde pagan olduğu gibi (en-Nebiye), hıristiyan da olabiliyordu (el-A'şâ Meymun).
Dolayısıyla bu şiirin İslam diniyle bağdaşması kolay olmadı. Hz. Muhammet de Platon gibi, şairleri kuşkuyla karşılıyordu. ("Şairlere sapıklar uyarlar; görmüyor musun ki onlar her dedikodu vadisinde şaşkın şaşkın dolaşırlar, onlar yapmadıkları
şeyleri derler", Kuran, XXVI, 224-226). Birçok ihtidaya karşın (Hassan bin Sabit), peygamberin yakınları, şairleri paganlığın sürdürücüleri olarak görüyorlardı (el-Hu- tey’e). Ancak islamöncesi kabile çatışmalarının bir devamı olan, halifelik çevresindeki siyasal ve dinsel mücadeleler içinde, edebiyat etkinliği iki karşıt akıma ayrıldı. Bunlardan biri, el-Ahtal, Cerir ve el-Feraz- dak ile bedevi geleneğini ve kasideyi sürdürüyor; öbürü ise, Emeviler'in, iktidarı Suriye'ye aktarmaları sonunda Medine ve Mekke’nin aylak saraylarında gelişerek lirizmi "zerafet" anlayışı yönünde işliyordu (el-Ahvas el-Ensari, el-Arci, Ömer bin Ebi Rebia).
Klasik çağ (IX.-X!.yy.). Abbasiler'in iktidara geçmesi ve 762’de Bağdat’ın kurulmasıyla fikir ve sanat adamları, zenginlerin doğrudan doğruya himayesinde ve kalabalık başkentlerde yaşamaya başladılar. İslam dünyasına hellen uygarlığını tanıtan musevi, hıristiyan ve sabii dinsel azınlıkların,arap ve iranlılar’ın kültürleri bu kentlerde birbirleriyle kaynaşıyordu. Bu ortam içinde şair, bir yıl boyunca değişmeyecek bir kişilik edindi: Bir yandan sarayın hizmetkârı olarak efendisini övmek ve eğlendirmek için çaba gösteriyordu; bir yandan da kendi kişiliğini dile getirmek zorunluluğunu duyuyordu (Beşşar, el-Abbas bin Ahnef, Müslim bin el-Velid ve özellikle de Ebu Nuvas ile Ebülatahi- ye'nin gazelleri). Şairlerin derneklerde bir araya gelmeleri, burada kendi aralarında yarışmaları, yavaş yavaş şiiri aşırı bir inceliğe ve belagate (ibnülmutez) sürükledi ve antolojilerin düzenlenmesiyle de (Ebu Tammam) ortaya birtakım kesin kurallar çıktı. Böylece halk şiiri (el-Buhturi, ibnürrumi) bir yana bırakıldı ve klasik şiir yerleşti.
Bu arada, Kuran'a dayanan bir felsefi ve dinbilimsel düşüncenin belirmesi, bu alanda tartışmaların sürüp gitmesi, gelişme halindeki yönetim mekanizmasında bir yazıcılar sınıfının oluşması, bir düzyazı geleneğinin doğmasına neden oldu. Bu düzyazı, önce, hadislerin toplanmasında ve tarih anlatılarında kendini gösterdi (el- Belazurı, et-Tabari); daha sonra da, çoğu arap olmayan ve genellikle İran kökenli yazarların (Abdülhamit bin Yahya, ibnül- mukaffa) katkısıyla gelişti. Tefsir, sarf ve inşa, geleceği parlak bir ansiklopedici geleneğin kurulmasına (ibn Ruste, Kudâme) ve hümanist adab kavramının yavaş yavaş belirlenmesine yol açtı (Cahiz, ibn Kuteyhe). Dilbilgisi ve din araştırmaları iki rakip okulu ortaya çıkardı. Bunlardan biri, kuralcı Basra okulu (Sibeveyh), ötekiy- se yaşayan günlük dile dayanan Küfe okuluydu.
925'ten sonra arap-islam dünyasının
parçalanması, alışılagelmiş kültür ve edebiyat verilerinin yeniden gözden geçirilmesine yol açar gibi göründü. Gerçekte bir düşünce çevresinde toplanma dönemi sona ermiş, çeşitli düşünce odakları Ni- şapur’dan Kahire ve Kurtuba’ya kadar yayılmıştı. Şair, çevresinin ve yetişme tarzının tutsağı durumundaydı; hizmetkâr ve dilci olarak, yazgısından yakınırken bile (el-Mütenebbi, ibnülhaccac, Ebu Fi- ras el-Hamdani, el-Maari) söz oyunlarıyla yetinmekten başka çıkar yolu yoktu. Tek özgün tür, yozlaşmanın soylu toplum üzerindeki çekiciliğinden kaynaklanan ve başkişisi, sözünü esirgemeyen hayâsız bir serseri olan makame türüydü (el-Ha- medani).
Bununla birlikte şiiler ile sünniler arasındaki rekabet, hellen kültürünün ve akılcı akımın baskısı, hümanizm kavramının derinleştirilmesini sağladı: yönetim örgütünün iyileştirilmesi, atlı postacılığın kurulması ve Mekke'ye hacca gitme yükümlülüğünün farz olması sayesinde, birçok yazar kendi dar çevrelerinden kurtuiup değişik yerleri görmeye, ayrı düşüncelerdeki kişilerle ilişki kurmaya ve o çağın bilgilerini öğrenmeye başladılar; bunları da yazılarında dile getirdiler (el-Mesudi, el-Mu- kaddesi, el-Biruni, Miskaveyh). Hesaplaşma ve parçalanma (XII.
- XVIII.yy). Buveyhi emirliklerinin,Selçuklu Türkleri’nin darbeleri altında çökmesi, Şiiliğin gerilemesi, haçlıların Filistin'e yerleşmesi, düşünce yaşamında bir kalıplaşmaya ve içe kapanmaya neden oldu. Irak ve Mısır'da eski gücünü yeniden kazanan Sünnilik, islamiyetin manevi birliğini tehlikeye düşürebilecek her şeye karşı giderek gelişen bir mücadele verdi ("Hadis okulları"nın ve Bağdat Nizamiye üniver sitesi'nin kurulması). Böylece şiir de, geçmişe, kültüre, şekilciliğe bağımlı duruma geldi (Ibnülhabbariyye, et-Tugrai, ibn Kulakis, Bahaettin Züheyr). Düzyazı edebiyatı, secili (uyaklı) cümlenin sistemli biçimde kullanılmasından (el-Hariri) zarar görüyordu, ibnülfariz'in, sarhoşluğu mistik vecd ile özdeşleştirmek istemesine ve ibn Sanalmülk'ün muvaşşah ve el Hini nin maval vezecel ile yeni bir nazım anlatımı bulmak için yaptıkları girişimlere karşın, arap dünyası yalnızca, üslup kaygısından kurtulamayan seçkin yazarlar yetiştirebildi (el-Busiri).
Kendi kendinden başka konusu olmayan bu edebiyat karşısında, halkın beğenisi romansal anlatılarda ve savaş kahramanlarının menkıbelerinde (Antara, sultan Baybars, Beni Hilaller) ya da yarı-edebi dili, günlük konuşmanın tadını ve yalınlığını çok üstün bir sanatla duyuran Binbır gece1 nin olağanüstü serüvenlerinde kendini dile getirmeye ve adeta öcünü almaya çalışıyordu.
Nihayet ansiklopedicilik, arap kültürünün bütün kurucu öğelerini toparlamayı amaçlayan ibn Battuta’nın gezi öyküleriyle, es-Suyuti'nin ve özellikle ibn Haldun’ un denemeleriyle ve en-Nüveyri'nin, el -Ûmeri’nin, el-Kalkaşandi'nin alıntılardan oluşan, amacı daha sınırlı ve daha eğitsel yapıtlarıyla (memurların kullanacağı başvuru yapıtları) son bir parlayış gösterdi: Batı Avrupa'nın, Doğu Hint adalarını ve Amerika'yı fethettiği, Kopernik’ten GalileT ye ve Newton’a uzanan yeni bir bilim sel düşünce ortaya koyduğu sırada, arap dünyası kendi içine kapandı. Artık elinde yeniden doğmasını sağlayabilecek tek umut olarak, dilinden başka bir şey kalmamıştı.
Uyanış (el-Nahda). Avrupa’nın teknik ve askeri gücünü müslüman dünyasına tanıtan, Bonaparte’ın seferi oldu. El -Caberti.Monge ve Berthollet’nin deneylerini gören Mısırlılar'ın ne kadar şaşırdıklarını anlatır. Mısır, enerjik hükümdarların teşvikiyle, batı yöntemlerini benimsemeye başladı. Okullar açıldı; kitaplıklar kuruldu; askeri yapıtlar arapçaya çevrildi; İngiltere ve Fransa’ya heyetler gönderildi.
Ama, bir kültür ve edebiyat uyanışı olan nahda (bu sözcük, uykudan ansızın uyandırılan kişi anlamına gelir), ne Mısır' dan, ne de müslüman çevrelerden kaynaklanıyordu Bu hareketi başlatan Suriyeli ve lübnanlı hıristiyanlardı. Daha XVI yy.'dan beri Batı ile ilişki içinde olan bu hıristiyanlar, ilahiyat okumak için Roma' ya öğrenci gönderiyor, katolik ve Protestan misyonerlerini kabul ediyorlardı. Böy- lece, XVII. yy.’ın sonunda, Halep hıristi- yanları arasında, arı arapçayı savunan bir akım ortaya çıktı. 1725'te, Halep maruni başpiskoposu olan Cermanus Farhat kendi çevresinde bir edebiyat okulu kurmuş, arapça metinleri toplamış ve dil üzerine incelemeler yazmıştı. Arap edebiyatına duyulan bu ilgi, XIX. yy. başlarında osmanlı egemenliğine ve cizvitler ile amerikan misyonerlerinin etkinliğine karşı çıkan akımlar sayesinde gelişti. Protestanlığı, daha sonra da müslümanlığı kabul eden maruni Farıs eş-Şidyak (1801 - 1887),istanbul'da bir dergi çıkardı (el -Cevâıb) ve panislamcılık öğretilerini yaymaya çalıştı.
Ama en etkili olay,Lübnanlılar ın Mısır, Brezilya ve ABD'ye göçmeleri (mehcer) oldu. Halil Cibran, Emin er-Reyhani ve Mihaıl Nueyma, İngilizce ve arapça yazdılar, dergiler çıkardılar, tarih incelemeleri, gezi anlatıları, öyküler yayımladılar. Böy- lece, müslümanlar kararlı bir reform ha reketine giriştiler. XIII. yy.’da ibn Teymiy- ye'nin düşüncesinde, sonra da, XVIII. yy.' da Vahhabıler'in "ilk dönem islamcılı- ğı'nda yer alan bir görüşü işleyen Cema- lettin Afgani ve Muhammet Abduh, İslam rönesansını inanç kaynaklarına bir dönüş olarak gördüler; bu kaynak, çöküş yüzyıllarının getirdiği sapmalardan arındırılmış, ama çağdaş dünyanın kaçınılmaz gereksinimlerine cevap verebilecek bir biçimde değerlendirilmişti. Böylece, el -Kevakibi, çağdaş ilerlemenin ilkelerini Kuran'da bulmaya çalıştı. Arap aydınları iki kültür arasındaki çatışmayı tüm yoğunluğuyla yaşadılar. Bu kültürlerden biri, bilimsel ve laik, öteki geleneksel ve dinseldi. Avrupa ve amerikan maddeciliği onlara itici geliyor; ve bu konu, yeni görüşlerin ve yem edebiyatın yayılmasında gittikçe daha önemli rol oynayan dergi ve gazetelerde başlıca tartışma konusu oluyordu (1876'da İskenderiye'de kurulan el-Eh- râm; 1876'da Beyrut'ta kurulan el-Muk- tataf; Kahire'de kurulan el-Mukattam [1889] ve el-Hilâl [1892)). Bu arada Avrupa'ya gönderilen öğrenciler de, özellikle orada öğrendikleri yöntem ve eleştiri sorunları üzerinde duruyorlardı. Beyrut’ ta Saınt-Joseph (1875) ve Amerikan (1866) üniversitelerinin, Kahire'de Kahire Üniversitesi'nin (1908) kurulmasıyla yüksek öğrenim yeniden düzenlendi. Bilim ve edebiyat derneklerinde bir araya gelen Nasıf el-Yazıcı, Butrus el-Bustani, el -Menfaluti gibi yazarlar, ilk lübnanlı yazarların belagatçılıği ile lehçelerin gerçekçiliği arasında yer alan bir yeniklasik dil oluşturmaya çalıştılar.
Birinci Dünya savaşı'ndan sonra birçok mısırlı yazar ortaya çıktı. Bunların çoğu, transız ve İngiliz edebiyatının etkisinde romantik yazarlardı; ama bu arada öykücü Mahmut Tahir Laşin ve Muhammet Tey- mur gibi gerçekçi yazarlar da görüldü. Bununla birlikte, Batı'nın büyük yapılarını örnek alan ve çağdaş dünyaya uygun bir edebiyat yaratmaya çalışan arap yazarları, klasik edebiyatın büyüsünden kurtulmakta güçlük çektiler. Roman, edebiyata layık olmayan bir tür olarak görülüyordu. Nitekim, Muhammet Hüseyin Heykel, ilk çağdaş mısır romanı olan Zeyneb'e (1914) imzasını atmaktan kaçınmıştı. Buna karşılık, geçmişi yücelten tarih anlatıları ve ikinci dereceden bir tür olarak görülen öykü, gelenekçi aydınların beğendiği türlerdi. Ama, Tevfik el-Hakim'in yenilikçi tiyatro estetiği ve Taha Hüseyin’in denemeleri, eskiler ile yeniler arasında bir çatışmaya yol açtı. Günlük basında sürdürülen bu çatışma sonunda, kısa öykü türü kendini kabul ettirdi Çağdaş dönem. ikinci Dünya savaşı, bağımsızlık hareketlerinin başarıları, arap ülkeleri arasında birlik kurma girişimleri, edebiyatın evrimini hızlandırdı. "İslam köktenciliği" ve "liberal çağdaşçılık" yanlıları birbirleriyle çatışırken, yazarlar da toplumsal ve siyasal sorunlara ağırlık verdiler. 1930 natüralistlerinin, insanoğlunun mayasında bulunan kaçınılmaz bir kötülük saydıkları yaşamın güçlük ve çirkinliği, 1950-1960 döneminin gerçekçilerine göre değiştirilmesi gereken bir toplum düzeninin belirtileriydi. Bu yeni edebiyat anlayışını el Arz'da (Toprak) [1954] bir Mısır köylüsünü anlatan Abdurrahman Şerkavi’de, Necib Mahluz da ve Yusuf es-Sibaı'de görüyoruz.Felsefe ve edebiyat tartışmaları, deneme türünün büyük ölçüde gelişmesine yol açtı: bunların kimi, siyasal eylem gereksinimleri üzerine incelemeler, kimi de çeşitli arap ülkelerinin kültürleri ve düşünce akımları üzerine uzmanlık çalışmalarıydı.
Bugünkü arap edebiyatının ortak eğilimi estetikçilikten kaçınmaktır. Gerçekten de 70'li yıllarda,haçlı seferlerinin ve moğol tehlikesinden daha da büyük bir bunalım içine giren çağdaş arap dünyasının "sanat sanat içindir" gibi bir anlayışı benimsemesi beklenemezdi. Bu siyasal gerginlik döneminde, arap yazarı, batı ideolojileri ve sanayi uygarlığının gelişmesi kar şısında, ayrıca İsrail devletinin varlığı ve Filistinliler’in topraklarından atılmalarıyla doğan daha özel ve çözümlenmek bil - mez sorunlar karşısında kimliğini bulmaya çalışmaktadır. Bu arayışın sonucu, coşkuyla savunulan bir inanç ve kültür birliğine karşın .gitgide daha çok yazarın milliyetine bağlı görünüyor.
•Arapfelsefesi. İslam kültürü içerisindefel- sefe(falsafa). eski yunar, düşüncesinin mirasçısı olan ve arap dilinde yazıldığı için "arap” diye nitelenen bir düşünce akımıdır. Ama el-Kindî bir yana, büyük filozofların (falâsifa) çoğu, özellikle İran ya da türk asıllıdır. Bundan ötürü, arap felsefesi İSLAM maddesinde ele alınmıştır.
•Arapsanatı. Eskiden ıslam sanatlarını tanımlamak için' 'arap sanatı ’' deyimi önerilmişti; ancak gerçeğitam yansıtmadığı için bundan çabuk vazgeçildi. Bazen geniş bir bağlam içinde, daha çok arap ülkelerine özgü ("arap camisi”), ya da arapların elinden çıkmış ("arap resmi") yapıtları belirtmek için, yeniden bu deyime başvurulursa da, araplara ait olanla, yabancı katkısı olanı birbirinden ayırma olanağı yoktur. Gerçekte, bu ad, ancak islamiyetten önceki Arabistan'ın henüz iyice bilinmeyen, ama Mekke ve Medine ile ilgisi bulunmadığı sanılan bazı sanat ürünlerine uygun düşer Ancak, bu Araplar'ın İslam sanatlarının oluşumunda önemli bir işlev üstlenmedikleri anlamına gelmez. Arapça yazılı Kuran'ın etkisi çok büyük oldu. Arap hat" sanatı, süslemede temel öğeydi. Bunların yanı sıra Araplar'ın soyut düşüncesinin, geometrik ve çiçek figürlü süsleme sanatını temelden etkilediği kesindir. Öte yandan, Araplar'ın dünya görüşü de, mimariye, öteki müslüman top- lumlarınkinden farklı birtakım simgeler kabul ettirdi. Bu simgeler, ötekilerden ayrılan kimi anıtların planlarında ve yapılış biçimlerinde belirleyici bir rol oynadı.
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
3 Mart 2016       Mesaj #6
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye
ANSİKLOPEDİ a. (yun. egkyklopaide- ia; lat. encyclopaedia 'dan fr. encydopĞ- die).

-Evrensel (genel Ansiklopedi) ya da bir bilgi alanına ilişkin özel (özel Ansiklopedi) bilgilerin tümünün konu ya da abece düzeni içinde sunulduğu yapıt. (Bk. Ansikl. böl.)

-Fels. Hegel'e göre, bütünsel gelişimi ve kademeleşmiş bölümlerinin tümü olarak bilgi alanı. (Bk. Ansikl. böl.)

-ANSİKL. "Ansiklopedi" sözcüğü 1532 yılında yunancadan Rabelais tarafından fransızcaya çevrildi. Eski çağlarda da "Ansiklopedi" niteliği taşıyan yapıtlar vardı. Daha V. yy.'da Marcianus Capella, insan bilgisini oluşturan yedi bilimi tek bir yapıtta topladı: gramer, diyalektik, retorik, geometri, astroloji, aritmetik ve müzik. VII. yy.'da, isidoro de Sevilla'nın yazdığı Etimologias tam bir Ansiklopedidir. IX. yy.'da, Konstanz piskoposu Salomon, bir evrensel sözlük (Dictionarium universale) yazmayı denedi. XIII. yy.'da Vincent de Beauvais, Louis IX'un isteği üzerine Spe-culum majus adlı geniş bir derleme hazırladı. 1606'da, bremenli bir profesör olan Mathias Martins eksiksiz bir Ansik-lopedi'nln planını hazırladı; 1630'da Jo-han Heinrich Alsted, Herborn'da En-cyclopaedia VII tomis distincta'yıyayımladı. Son olarak, Francis Bacon, insan bilgilerini yöntemli bir biçimde sınıflandırarak ilerde daha geniş girişimlere yol açacak temeli oluşturdu.

1674 yılında Moreri, hazırladığı Grand Dictionnaire historique'ın Ansiklopedik bilgilerinde abece sırasını kullandı. P. Bayie Dictionnaire historique et critique'möe (1696-97) aynı yöntemden yararlandı. Ama, abece sırasına göre dizilmiş maddelerin Ansiklopedik bilgilerle tamamlandığı daha kapsamlı yapıtlar XVIII. yy.'da yayımlanmaya başladı. Cizvit papazlarının hazırladığı Dictionnaire de Trâvoux, XVIII. yy. boyunca birbirini izleyen baskılarla tamamlandı. Chambers'in ingilizce Cyclopaedia's\ (Londra, 2 cilt), Fransa' da Diderot ve d'Alembert'in Ansiklopedi' sine temel oluşturdu. Buna karşılık, yayımcı Panckoucke'un 1781'de hazırlatmaya başladığı Encyclopâdie mâthodi-gue'in (166 cilt, 40'ı harita ve çizgi resimler) her cildi ayrı bir konu ya da bilim dalına ayrıldı.

XIX. yy.'da Fransa'da, insan bilgisinin tümünü yöntemli bir biçimde ya da abece sırasına göre özetleyen yapıtlar çoğaldı: 1'Encyclopâdie des gens du monde (1833-1845, 22 a); 1'Encyclopâdie moderne (1846-1851, 30 c. ve 12 ek a); 1'Encyclopâdie du XIXe siâcle (1836 -1859, 28 a); P. Larousse'un le Grand Dictionnaire üniversel du XIXe siecle'i (1866-1876, 15 c. ve 2 eke, ek 1878 ve 1888); Marcelin Berthelot'nun yönettiği la Grande Encyclopâdie (1885-1902, 31 a).

XX. yy.'da Fransa'da Ansiklopedik sözlük geleneğini özellikle şu yapıtlar sürdürdü: Nouveau Larousse illustrâ (1897-1904,7 eve 1 ekc.,1906),Larous-se du XXe siecle (1928-1933, 6 c. ve 1 ek e, 1953), Grand Larousse encyclopâdique (1960-1964, 10 c. ve 2 ek c, 1968 ve 1975) ve Grand dictionnaire encyclopâdique (1982-1985,10 e). Abece sırasına göre hazırlanmış başlıca Ansiklopediler ise Encyclopaedia Univer-salis (1968-1975, 20c, 2eke, 1980; gözden geçirilmiş basımı , 1980) ve Larousse'un yayımladığı la Grande Encyclopâdie idi (1971-1978, 21 c, 1 ek c.\ 1981). Bu arada, maddelerin yöntemli sıralanışı, Anatole de Monzie'nin 1935'te kurduğu, L. Febvre'in yayımını başlattığı, Gaston Berger'nin sürdürdüğü ve 1966'da 21 cilt olarak tamamlanan Encyclopâdie française tarafından kullanıldı. Daha yeni bir yapıt, Raymond ûueneau'nun yönetiminde 1955'te hazırlanmaya başlanan Encyclopâdie de le Plâiade'ön. Bu genel Ansiklopediler dışında, bilgi alanlarından yalnızca birini konu alan pek çok uzmanlık Ansiklopedisi de vardır.

Fransa dışında yayımlanan başlıca Ansiklopediler arasında da şunlar sayılabilir: Amerika'da, The New International Encyclopaedia (2. baskı, New York, 1914 -1930, 27 c.)ve The Encyclopedia Ame-ricana (yeni baskı, 1962, 30 a); İngiltere'de, Wİlliam Smellie'nin büyük Encyclopaedia Britannica's\ (-1. baskı, 1768-1771, 3 c; yeni baskı, Chicago, 1975, 30 a); Almanya'da, Ersch ve Gru-ber tarafından çıkarılan Allgemeine En-cyklopâdie der Wissenschaften und Künste (1818-1890, 167 a), Brockhaus' un 1796-1811 yılları arasında Conversa-tionslexikon adıyla yayımladığı ve sonradan birçok kez Der Grosse Brockhaus (1952-1963, 22 c.) adıyla çıkan Ansiklopedi, Brockhaus Enzyklopâdie (1966 -1974, 20 a),Der Neue Herder (1970 -1979, 14 c.),Meyer'in Der grosse Con-versations-Lexicon'u (1840-1852, 46 a), Meyers enzyklopadisches Lexikon (1971 -1975, 25 c. ve ekler); Avusturya'da, Ös-terreich Lexikon (1966, 2 a); Belçika'da, Grote Nederlandse Larousse Encyclope-die(1971 -1980, 25c. ve 1 eke); Bulgaristan'da, Kratka Bâlgarska Ensiklopedi-ya (1962-1968, 5 a). Öbür ülkelerden İspanya'da, 70 cilt (1905-1933) olarak yayımlanan ve 10 ciltlik ek veren, Espasa'nın Enciclopedia universal ilust-rada europeo-americana's\ ve Gran Enciclopedia Larousse (1967 ve sonrası, 10 c. ve 1 ek a); İtalya'da, Gerolamo Boc-cardo'nun Nuova Enciclopedia popola-re'si (Torino, 1875-1888, 26 c.) ve bunun Stefano Pagliani tarafından yayımlanan 6 ciltlik eki (1888-1899), Giovanni Trecca-ni'nin hazırladığı Enciclopedia italiana di scienze, lettere ed artı(Milano-Roma, 1929-1939, 38 c), istitutodell'Enciclope-dia italiana'nın 1955-1961 arası yayımladığı Dizionario encielopedico italiano (12 c. ve 1 ek c, 1963), bir Rizzoli-La-rousse yayını olan Enciclopedia Universale (1964 ve sonrası, 15 c. ve 1 ek a); Macaristan'da, Üj Magyar Lexikon (1961-62, 6 a); Japonya'da, Şogakukan' in Encyclopedia japonica's\ (1975, 21 a); Hollanda'da, Grote Winkler Prins (1966 -1975, 20 c. ve ek a); Rusya'da, Ent-siklopediçeski Slovar (Petersbu rg, 1890 -1907,82 c. ve 4 ciltlik bir ek), Bolşaya sovyetskaya entsiklopedya (yayımına 1926'da Moskova'da başlandı; 3. baskısı 1970-1978, 30 a). Polonya'nın önemli Ansiklopedileri S. Orgelbrand'ın Encyklo-pedia Powszechna (Varşova, 1859-1868, 28 c.) ile Wielka Encyklopedia Povvszech-naPWN'd\r (1962-1970, 13 c). Bunların dışında, ingilizce yayımlanmış olan Ca-tholic Encyclopaedia (New York, 1907 -1922,17.), İsidore Singer'ın yine ingilizce yayımlanmış The Jewish Encyclopaedia'^ (1901-1906, 12 a), Isaac Landman'ın yayımladığı Universal Jewish Encyclopaedia (New York, 1939-1943, 10 c.) ve Encyclopedia Judaica (1971 -72, 16 c.) ve Leyden ile Paris'te fransızca olarak yayımlanan Encyclopâdie de l'İslam (1960 ve sonrası) belirtilebilir.

Türkiye'de Ansiklopedi. İslam dünyasında Farabi (X. yy.) ve İbni Sina (XI. yy.) ile ilk örneklerini veren Ansiklopedik yapıt geleneği özellikle biyoloji, tıp, coğrafya, astronomi çalışmalarında yoğunlaştı. İhvan-ı safa adı verilen bilimadamları topluluğu X. yy.'da 52 risaleden oluşan bir Ansiklopedi hazırladı. Osmanlılar'da Kazvini'nin yapıtından çevrilen ve çeşitli konuları kapsayan Ansiklopedi niteliğinde Acaib" ül-mahlukat, XV. yy.'da Bedr-i Dilşad'ın.Muradname' si, XVI. yy.'da Taşköprülüzade'nin çağındaki bilimleri sınıflandıran Mevzuat ül-ulüm'u, Nev'i'nin Netâyic ül-fünun'u, XVII. yy.'da Kâtip Çelebi'nin Keşf üz -zünun'u, XVIII.yy.'da Erzurumlu ibrahim Hakkı'nın Marifetname'sıve şuara tezkireleri Ansiklopedik nitelik taşıyan yapıtlar oldu. Modern anlamda ilk Ansiklopedi denemesini Ali Suavi gerçekleştirdi. Kamus ül-ulüm ve'l maarif adını verdiği yapıtını Paris'te çıkardığı Ulûm gazetesinin eki olarak yayımladı (1870). Bu ekler ancak 5 sayıçıktı. 1876'da Beyrut'ta Butrus El -Bustanî'nin yayımlamaya başladığı Dai-ret ül-maarif adlı 11 ciltten oluşan arapça Ansiklopedi 1900'de tamamlanmadan sona erdi. Ahmet Rıfat'ın Lugat-i tarihiye ve coğrafiye adlı 7 ciltlik yapıtı tamamlanmış ilk Ansiklopedi oldu (1881-1882). Şemsettin Sami'nin 6 ciltlik Kamus ül-a'lâm'\ 1889-1898 yılları arasında tamamlandı. Bu Ansiklopedide eski ve yeni coğrafya alanları, tarihsel konular, ünlü kişiler, Doğu ve Batı dünyası ayrıntılı biçimde yansıtıldı. 1890-1894'te tezkire geleneğiyle modern Ansiklopedicilik anlayışını birleştiren ve Osmanlı döneminde yaşışünlü kişilerin biyografilerini veren Mehmet Süreyya'nın 4 ciltlik Sicill-i Osman'ıadlı yapıtı yayımlandı. Seyit Abdülzade Mehmet Tahir ile Serkis Orpilyan'ın hazırladıkları Mahzen ül-ulûm tek ciltte kaldı (1890). Daha sonra coğrafya öğretmeni Ali Cevat'ın Memalik-i Osmaniye'nin musavver tarih ve coğrafya lügati yayımlandı (4 cilt, 1895-1899). Matematikçi Salih Zeki'nin çıkardığı Kamus-ı«yaz/yar tamamlanamadı (1897). Emrullah Efendi'nin hazırladığı Muhit ül -maarif ancak bir cilt yayımlanabildi (1900). Matematikçi Mehmet izzet'in Rehber-i umur-ı beytiye'sıde 3 cilt çıktı (1901-1908). 1913'te Salih Zeki'nin islam matematikçilerinin biyografilerini veren Âsâr-ı bakiye adlı yapıtı 2 cilt olarak yayımlandı, ancak tamamlanamadı. Tarihçi Ali Reşat ve Ali Şeydi, matematikçi Mehmet izzet ve A. Feuillet'in birlikte hazırladıkları Musavver dairet ül-maarif ancak 2 cilt yayımlandı (1913-1915). 1914'te Rıza Tevfik'in (Bölükbaşı) Mufassal kamus-ı felsefe 'sinin -1. cildi çıktı (2. cildi 1920'de yayımlandı). 1915'te Bursalı Mehmet Tahir'in Osmanlı müellifleri'nin -1. cildi çıktı (2. cilt 1920, 3. cilt 1924'te yayımlandı).

Arap harfleriyle basılan son Ansiklopedi Sabiha ve Zekeriya Sertel ile Faik Sabri Duran'ın hazırladıklarıÇocuk Ansiklopedisi oldu (1927-1928). 8 cilt olarak düşünülen Ansiklopedinin 4 cildi yayımlanabildi. (1937'de Tan gazetesince Yeni çocuk Ansiklopedisi adıyla yeniden bastırıldı.) Yeni harflerle basılan ilk genel Ansiklopedi Compton's Pictured Encyclopaedia esas alınarak, Cumhuriyet gazetesinin yayımladığı Hayat Ansiklopedisi oldu (10 cilt, 1932-1936). Hemen aynı yıllarda ibrahim Alaettin Gövsa 4 ciltlik Meşhur adamlar adlı Ansiklopedisini yayımladı (1933-1938). Sadettin Nüzhet Ergun'un Türk şairleri ise yazarın ölümü üzerine 4. ciltte kaldı (1935-1946). M. Fuat Köprülü'nün Türk halk edebiyatı Ansiklopedisi 1935'te tek fasikülde kaldı. Ibnülemin Mahmut Kemal İnan'ın şuara tezkiresi geleneğini yansıtan Son asır türk şairleri (4 cilt, 1940-1953) biyografi Ansiklopedisi niteliğinde gelişti. 1940'ta Eşref Edip Fergan, Ömer Rıza Doğrul, Prof. İsmail Hakkı izmirli ye Prof. Kâmil Miras' tan oluşan bir kurul İslam-Türk Ansiklope-cfe/'nin ilkfasikülünü yayımladı; 1948'de 70 fasikülle ancak A harfinin sonuna gelen çalışma yarım kaldı. 1940'ta İstanbul Üniversitesi edebiyat fakültesi'nde oluşturulan bir kurul tarafından yayımına başlanan islam Ansiklopedisi, "Türk" maddesine ayrılan 4 fasikülü dışında 1986'da tamamlandı. 1943'te Milli eğitim bakanlığıİnönü Ansiklopedisi adıyla büyük çaplı bir genel Ansiklopedi yayımlamaya başladı. 1951'de adı değiştirilerek Türk Ansiklopedisi olan yapıt 1984'te 33 ciltte tamamlandı. 1943'te Milli eğitim bakanlığı'nın özel konulu Ansiklopedi türünde Celal Esat Arseven'e hazırlattığı Sanat Ansiklopedisi 5 ciltte tamamlandı (1943-1954). Ebüzziya matbaası'nın hazırladığı Fen ve sanat halk Ansiklopedisi yayını 16. fasikülde son buldu (1944-1946). Server iskit'in Larous-se MensueT'ıörnek alarak çıkardığı Aylık Ansiklopedi'riın birinci serisi 5 ciltte tamamlandı (1945-1949).

ikinci seri ise -1. ciltte kaldı. 1944'te Reşat Ekrem Koçu'nun hazırladığı istanbul Ansiklopedisi çıkmaya başladı, ancak 2. ciltte yarım kaldı (1944-1947). 1958'de yeniden yayımlanan Ansiklopedi, yazar 1975'te ölünce 11 ciltte G harfinde kaldı. 1944'te Türk hukuk kurumu, Türk hukuk sözlüğü'nüyayımladı. 1946'da ibrahim Alaettin Gövsa Türk meşhurları Ansiklope-disi'ni yayımladı. Mehmet Zeki Pakalın'ın Osmanlı tarih deyimleri ve terimleri sözlüğü, 3 ciltte tamamlandı (1946-1956). Aslan Tufan Yazman ile ismet Alkan'ın yönetimindeki İktisat ve ticaret Ansiklopedisi 11 ciltte tamamlandı (1946-1960). 1947'de İbrahim Alaettin Gövsa, Resimli yeni lügat ve Ansiklopedi'nln ilk fasikülünü çıkardı. Yazar 1949'da ölünce, Server İskit ve Sadun Galip Savcı yönetiminde bir kurul, yapıtı 5 ciltte tamamladı (1954).

1949'da ismail Hakkı Tonguç, iş esasına göre hazırlanmışÖğretmen Ansiklopedi-s/'ni çıkardı, ancak 3. fasikülden sonra yayımını sürdüremedi. Mustafa Namık Çankı'nın 3 ciltlik Büyük felsefe lügati (1954-1959), M. Ekrem Üzümeri, Selami Dinçer, Sadi Kazancı'nın hazırladıkları 6 ciltlik Türkiye Ansiklopedisi (1956-1958) özel konulu Ansiklopediler oldu. Hayat yayınları 6 ciltlik Hayaf Ansiklopedisi 'ni çıkardı (1961-1963). Özellikle 1970'lerden sonra Ansiklopedik yayınlarda gözle görülür bir gelişme oldu. Birçok yayınevi yoğun biçimde Ansiklopedi yayımlamaya başladı. Ansiklopediciliğin, taksitli satış olanaklarıyla kârlı bir yatırım alanı olarak görülmesi, yayınevlerini çeviri ve telif Ansiklopediler basmaya yöneltti. Tek tek kişilerin girişimleri yerine, genel Ansiklopedilerin ancak bir kurulun çalışmasıyla yapılabileceği anlaşıldı. Ansiklopedi yazarlığı yavaş yavaş bir meslek haline geldi. Pek çok yazar, çevirmen, ressam, grafiker, haritacı Ansiklopedilerde kümelendi. Bu yıllarda Arkın kitabevi'nce yayımlanan Cumhuriyet Ansiklopedisi (11 cilt, 1968-1972), May yayınları'nın Sosyalist kültür Ansiklopedisi (8 cilt, 1978-1980) gibi yapıtlar bu alandaki gelişmeyi gösterdi. Meydan gazetecilik ve neşriyat' in 12 ciltten oluşan, daha sonra 2 ek ciltle süren Meydan-Larousse büyük lügat ve Ansiklopedi'si geniş kapsamlı bir genel kültür Ansiklopedisi oldu (1969-1973). Kaynak kitaplar ve Hürriyet gazetesi'nin işbirliğiyle oluşan Türkiye 1923-1973 Ansiklopedisi (4 cilt, 1973-1974) cumhuriyet Türkiyesi'ni bütün yönleriyle konu edinen bir kaynak oldu. 1981-1984 yıllarında Anadolu yayıncılık Türkiye'yi coğrafya, tarih, ekonomi, kültür yaşıyla tanıtan, bütünüyle yerli 11 ciltlik Yurt Ansiklopedi-s/'ni yayımladı. Yine Anadolu yayıncılık tarafından yayımlanan 10 ciltlik Türk ve dünya ünlüleri Ansiklopedisi (1983-1985), Görsel yayınlar'm Anadolu uygarlıkları Ansiklopedisi (6 cilt, 1982), İletişim yayınları'nın 10 ciltte tamamlanan Cumhuriyet dönemi Türkiye Ansiklopedisi (1983-1985) ve Tanzimattan Cumhuriyete Türkiye Ansiklopedisi (6 cilt, 1985-1986) telif Ansiklopediler arasında yer aldı. Gelişim Hachette alfabetik genel kültür Ansiklopedisi ise hemen bütün alanlarda en son bilgi ve yorumlara ağırlık veren bir çeviri-telif Ansiklopedi olarak tamamlandı (12 cilt, 1983-1986). Gelişim yayınları tarafından Grand dictionnaire encyclopö-dique Larousse'a türkçe sözlük bölümü ve Türkiye'de yazılan maddelerin eklenmesiyle hazırlanan 20 ciltlik Büyük La-rousse sözlük ve Ansiklopedi 6 ekim 1986'da yayımlanmaya başladı, iletişim yayınları'nın çeviri-telif Çağdaş liderler Ansiklopedisi, Ana yayıncılık AŞ ile Encyclopaedia Britannica Inc.'in işbirliğiyle hazırlanan Ana Britannica genel kültür Ansiklopedisi de 1986'da yayımlanmaya başladı.

Türkiye'de yayımlanan Ansiklopediler konularına göre de şöyle sıralanabilir:
Genel Ansiklopediler: Hayat Ansiklopedisi (10 cilt, Cumhuriyet gazetesi yayını, 1932 -1936), Türk Ansiklopedisi (33 cilt, MEB, 1943-1984), Fen ve sanat halk Ansiklopedisi^ 6 fasikül, Ebüzziya basımevi, 1944 -1946, tamamlanamadı), Aylık Ansiklopedi (6 cilt, Server İskit, 1945-1950), Resimli yeni lügat ve Ansiklopedi (5 cilt, ibrahim A. Gövsa, 1947-1954), Hayat Ansiklopedisi (6 cilt, Hayat yayınları, 1961-1963), Ansiklopedik sözlük (3 cilt, İbrahim A. Gövsa, 1967-1968), Cumhuriyet Ansiklopedisi'(11 cilt, Arkın kitabevi, 1968-1972), Meydan-Larousse büyük lügat ve Ansiklopedi (12 cilt, Meydan y., 1969-1976, 1975'te -1. ek cilt, 1985'te 2. ek cilt yayımlandı), Bilimler Ansiklopedisi (A cilt, Arkın kitabevi (1976-1977), Gelişim genel kültür Ansiklopedisi (8 cilt, 1976-1979), Türk ve dünya ünlüleri Ansiklopedisi (10 cilt, Anadolu yayıncılık, 1983-1985), Gelişim Hachette alfabetik genel kültürAnsiklopedisi (12 cilt, 1983-1986).

Çocuk ve gençlik Ansiklopedileri: Yeni çocuk Ansiklopedisi (Sabiha-Zekeriya Sertel, Faik Sabri Duran, Murat Uzdilek, Tan, 1937), Okul ve aile Ansiklopedisi (Naime ve Ahmet Halit Yaşaroğlu, 1940), Keşifler ve icatlar Ansiklopedisi (Doğan kardeş yayınları, 1953), Nebioğlu çocuk Ansiklopedisi (3 cilt, 1954), Fen ve tabiat Ansiklopedisi (Doğan kardeş yayınları, 1955), Yavrukurt Ansiklopedisi (Türkiye yayınevi, 1959-1960), Tarih Ansiklopedisi (Çağatay Uluçay, Doğan kardeş yayınevi, 1961), Resimli bilgi (10 cilt, Hayat yayınevi, 1964 -1967),Okul Ansiklopedisi'(Arkın kitabevi, 1965-1966), Fen Ansiklopedisi ( 2 cilt, Arkın kitabevi, 1966), Hayat hayvanlar Ansiklopedisi (1966), Gökkuşağı(8 cilt, Arkın kitabevi, 1966-1967), Günaydın fen ve tabiat Ansiklopedisi (4 cilt, 1970), Doğan kardeş Ansiklopedisi (1972-1973), Altın bilgi (8 cilt, Başkan yayınları, 1973 -1977), Gelişim alfabetik gençlik Ansiklopedisi (10 cilt, 1980-1982), Gelişim ilkokul Ansiklopedisi (9 cilt, 1984-1986), Gelişim hayvanlar Ansiklopedisi (9 cilt, 1981-1983).

Özel konulu Ansiklopediler (Aile-görgü -kadın): Aile Ansiklopedisi (Danış Remzi Korok, Fahriye Tosun, 1940), Kadın Ansiklopedisi (Ararat yayınevi, 1961), Görgü Ansiklopedisi (Nazım Saltuk, Nevzat Sudioğlu, Okat yayınevi, 1962), Hayat aile Ansiklopedisi (2 cilt, 1964), Modern kadın Ansiklopedisi (2 cilt, Artel neşriyat, 1974), Arkın aile Ansiklopedisi (4 cilt, 1975), Sofra Türk ve dünya yemekleri (Gelişim yayınları, 6 cilt, 1977-1978), Bebeğim ve ben (Gelişim yayınları, 8 cilt, 1984-1985).

Basın: Basın Ansiklopedisi (Füruzan Hüsrev Tökin, 1963), Ansiklopedik edebiyat sözlüğü(Seyit Kemal Karaalioğlu, İnkılap kitabevi, 1969), Türk dili ve edebiyatı Ansiklopedisi (Dergâh yayınevi, 1986'da 6. cildi çıktı, yayımı sürüyor), Türk edebiyatı Ansiklopedisi (Atilla Özkırımlı, Cem yayınevi, 4 cilt, 1982).

Eğitim: İş eğitimi esasına göre hazırlanmış Öğretmen Ansiklopedisi (Hakkı Tonguç, 1949), Öğretmen Ansiklopedisi ve pedagoji sözlüğü(Bir yayınevi, 1953), Eğitim Ansiklopedisi (Arif Gelen, 1966-1967), Ansiklopedik eğitim sözlüğü(Ruşen Alaylıoğlu -Ferhan Oğuzkan, Arif Bolat kitabevi, 1968).

Felsefe: Büyük felsefe lügati (Mustafa Namık Çankı, 3 cilt, 1954 -1959), Felsefe sözlüğü (Orhan Hançerlioğlu, Remzi kitabevi, 1970), Ansiklopedik felsefe sözlüğü(Atilla Tokatlı, Bilgi yayınevi, 1973), Felsefe Ansiklopedisi (Orhan Hançerlioğlu, Remzi kitabevi, 7 cilt, 1976-1980), Filozoflar Ansiklopedisi (Cemil -Sena Ongun, Nebioğlu yayınevi, 4 cilt, 1974-1976).

Güzel sanatlar: Eski eserler Ansiklopedisi (Nurettin Rüştü Büngül, 2 cilt, 1939), Sanat Ansiklopedisi (Celal Esat Arseven, 5 cilt, MEB, 1943-1954), Mitoloji sözlüğü(Azra Erhat, Remzi kitabevi, 1972), Sanat terimleri Ansiklopedisi (Nüzhet islimyeli, 2 cilt, 1973 -1976).

Hukuk: Türk hukuk sözlüğü(Türk hukuk kurumu, 1944), Türk hukuk Ansiklopedisi (Sadi Kazancı, 1962). İktisat: 77-caret ve iktisat Ansiklopedisi (1944, tamamlanamadı), İktisat ve ticaret Ansiklopedisi (İsmet Alkan, Aslan Tufan Yazman, 11 cilt, 1946-1960), Ak iktisat Ansiklopedisi (2 cilt, Ak yayınları, 1972-73).

İslam-Din: İslam Ansiklopedisi (-İslam dünyası tarih, coğrafya, etnografya, biyografi Ansiklopedisi-, 13 cilt, MEB, 1940-1986), Büyük dinler ve mezhepler Ansiklopedisi (Yan matbaası, 1964), inanç sözlüğü(Orhan Hançerlioğlu, Remzi kitabevi, 1975), Resimli büyük dinler tarihi Ansiklopedisi (3 cilt, Gelişim yayınları, 1976 -1977).

Matematik-Bilim-Teknik-Tarım: Mahsul hastalıkları Ansiklopedisi (Nihat İyriboz, Tarım bakanlığı, ^950), Ziraat Ansiklopedisi (Ragıp Ziya Mağden, 3 cilt, 1958-1961), Otomobil Ansiklopedisi (Özbalkan yayınları, 1959), Ansiklopedik fen ve teknik sözlüğü(1963-1964,tamamlanamadı), Ansiklopedik matematik sözlüğü(Kâmil İşcan, 1967), Bilim ve yaş, çağdaş bilim ve teknoloji Ansiklopedisi (6 cilt, Gelişim 'yay\r\\ao 1976 -1978),Nasıl çalışır-Gelişim A 'dan Z'ye bilim teknoloji ve icatlar Ansiklopedisi (7 cilt, 1980-1982).

Tarih-Coğrafya: Osmanlı tarih deyimleri ve terimleri sözlüğü(3 cilt, Mehmet Zeki Pakalın, 1946-1956), Türkiye Ansiklopedisi (M. Ekrem Üzümeri, Selami Dinçer, Sadi Kazancı, 6 cilt, 1956 -1958), Ansiklopedik coğrafya sözlüğü (Osman Yalçın, Arkın kitabevi, 1957), Resimli osmanlı tarihi Ansiklopedisi(Mithat Sertoğlu, iskit yayınevi, 1958), istanbul Ansiklopedisi (Reşat Ekrem Koçu, 11 cilt, 1944-1973), Yeni Türkiye Ansiklopedisi (Hüsamettin Toros, 1960), Coğrafya sözlüğü(Sami Öngör, MEB, 1961), Atlastı coğrafya Ansiklopedisi (Arkın kitabevi, 1964), Türk giyim kuş sözlüğü(Reşat Ekrem Koçu, 1967), Devletler ve ülkeler Ansiklopedisi (Sami Öngör, Güven basımevi, 1967), Cumhuriyet tarihi Ansiklopedisi (Ekrem Uykucu, 1973), Gelişim büyük coğrafya Ansiklopedisi (10 cilt, 1981:1984), Gelişim dünya atlasları Ansiklopedisi (6 cilt, 1982-1983), Yurt Ansiklopedisi (11 cilt, Anadolu yayıncılık, 1981 ^984),Anadolu uygarlıkları Ansiklopedisi (6 cilt, Görsel yayınlar, 1982), Cumhuriyet dönemi Türkiye Ansiklopedisi (10 cilt, iletişim yayınları, 1983-1985), Tanzimattan Cumhuriyete Türkiye Ansiklopedisi (6 cilt, iletişim yayınları, 1985-1986), Türk ve dünya tarihi Ansiklopedisi (Gelişim yayınları, 1985-1986). Siyasal bilimler: Dünya politika Ansiklopedisi (Ahmet Angın, 1967), Ansiklopedik politika sözlüğü(Arkın kitabevi, 1975), Devrimler ve karşı devrimler Ansiklopedisi (4 cilt, Gelişim yayınları, 1975), Sosyalist kültür Ansiklopedisi (Atilla Tokatlı, 8 cilt, 1978 :1980), Çağdaş liderler Ansiklopedisi (6 cilt, İletişim yayınları, sürüyor).

Tiyatro-Sinema: Ansiklopedik sinema sözlüğü (Nijat Özön, Arkın kitabevi, 1958), Türk tiyatrosu Ansiklopedisi (Mustafa Nihat Özön, Baha Dürder, Remzi kitabevi, 1967), Arkın sinema Ansiklopedisi (1975). Müzik: Küçük batı müziği Ansiklopedisi (Faruk Yener, iskit yayınevi, 1950), Musiki sözlüğü(Mahmut Ragıp Gazimihal, MEB, 1961), Müzik ve müzisyenler Ansiklopedisi (Vural Sözer, 2 cilt, 1964), Türk musikisi Ansiklopedisi (Yılmaz Öztuna, MEB, 2 cilt, 1969).

Sağlık: Sağlık Ansiklopedisi (Arkın kitabevi, 1963-1964), Eros cinsel bilimler Ansiklopedisi (3 cilt, 1970-1971), Görsel sağlık Ansiklopedisi (5 cilt, 1982), Kadın ve erkek, ruhsal ve cinsel ilişkiler Ansiklopedisi (5 cilt, 1975 -1977), Sağlığımız, herkesin tıp Ansiklopedisi (8 cilt, Gelişim yayınları, 1979-1981), Doktorumuz (Gelişim yayınları, 1985, sürüyor). Spor: Avcılık ve atıcılık Ansiklopedisi (Mehmet Akın Tuzlalıoğlu, 1945), Spor Ansiklopedisi (Cem Atabeyoğlu, 1972).

Ansiklopedi (fr. Encylopödie ou Dictionnaire raisonnö des Sciences, des arts et des mĞtiers) [1751-1772], Yayımcı Le Breton'un sıradan bir yayın olarak tasarladığı Ansiklopedi, Chambers'ın Cyclopaedia'sının çevirisi olacaktı; ama ilk yayın yönetmeni .başrahip Gua de Malves'ın, daha sonra da Diderot'nun (1747) girişimleriyle özgün bir yapıt durumuna geldi. 35 cilt tutan
Ansiklopedi' nin yayımı (17 cilt metin, 11 cilt çizgi resimler, 4 ek cilt,'2 cilt dizin ve 1 cilt çizgi resimler eki bulunuyordu), 150 kişinin katkısı (bunlar arasında Voltaire, Montes- quieu, Rousseau, Helvâtius, Condillac, d'Holbach, Daubenton, Marmontel, Du- marsais, Ouesnay, Turgot, le chevalier de Jaucourt vb. vardı) ve 4 yayımcının işbirliğiyle (Le Breton.Briasson.David Laurent, Durand) gerçekleşti ve 1 000 işçinin yirmi beş yıl boyunca geçimini sağladı. Bu girişim aydın, yani varlıklı sınıfın modern bilgilere duyduğu gereksinimi karşılıyordu. Diderot ve çalışma arkadaşları, geleneksel sözlüklerden değişik olarak, örneğin madalyalardan çok ayakkabı imalatı ya da tahıl ticareti gibi konular üzerinde durdular. Ansiklopediciler yeni iktisadi ve toplumsal düaeni hazırlayan çevredendiler; ansiklopedinin 4 000 abonesi arasında,tüccarlat ohbasa bile, hekimler, toprak geliri sahipleri, maliye ve bayındırlık kurumlarında çalışan memurlar vardı. Saraydaki soylular, din adamları ve cizvitler yapıtın yayımlanmasını engellemek,-istediler. Ancak, ayrıntılarda verilen ödünler, yayımcı Le Breton'un becerikliliği, özellikle de Diderot'nun çalışkanlığı sayesinde Ansiklopedi, 1772'de tamamlandı. 1776’dan 1780'e kadar, yayımlcı Panckoucke, Diderot'dan bağımsız olarak, 5 ek cilt ve 2 ciltlik analitik ve açıklamalı bir dizin yayımladı. iş'haVatının ve loncaların sırlarını açıklayan ve bütün dikkati iktisadi ilerleme (üzerinde toplayan Ansiklopedi, en tutucu kimselere,bile ilerici fikirleri aşıladı ve tüm Avrupa’da yeniden basıldı, eklerle zenginleştirildi ve taklit edildi.

MsXLabs.org & Büyük Larousse
Son düzenleyen _Yağmur_; 22 Nisan 2016 08:57
"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.

Benzer Konular

7 Nisan 2015 / virtuecat Taslak Konular
3 Mart 2016 / buz perisi X-Sözlük
24 Haziran 2009 / nünü Rüya Tabirleri