Arama

Mektup Nedir? Mektubun Tanımı, Özellikleri ve Türleri Hakkında

Güncelleme: 26 Şubat 2017 Gösterim: 853.911 Cevap: 9
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
10 Ocak 2006       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

MEKTUP

Ad:  mektup.jpg
Gösterim: 8636
Boyut:  47.1 KB

a. (ar. kitabetten mektüb).
Sponsorlu Bağlantılar
1. Zarfa konularak postalanmak üzere bir kimseye kişisel olarak yazılmış imzalı yazı; betik: Mektup yazmak. Mektup beklemek. Başsağlığı mektubu. Kutlama mektubu. Tavsiye mektubu. Teşekkür mektubu.
2.
  • Mektup atmak, mektubu postaya vermek, postalamak.
  • Mektup üstü, mektubun gideceği adres.
  • Mektubu dışından okumak, bir kimsenin yüz çizgilerinden, yüzündeki ifadeden içinden geçenleri anlamak.
  • Açık mektup, bir sorunu tartışmak, ya da bir hak istemek amacıyla, bir kimseye, bir kuruma vb. hitaben yazıldığı halde, başkalarının da okuması için basında yayımlanan yazı: Maliye bakanına açık mektup.
  • imzasız mektup, kimliğini gizlemek isteyen bir kimsenin yazdığı ve imzalamadan gönderdiği mektup.
—Esk. Mektubı samı, sadaret makamına yazılan resmi mektup.

—Ed. Ahlaki, felsefi vb. bir konu üzerine eski bir yazar tarafından kaleme alınmış, belli bir kimseye hitap eden manzum yazı. (Bk. ansikl. böl.)
  • Mektup roman, eylemin, kişilerin birbirlerine gönderdikleri mektuplar çerçevesinde geliştiği roman türü.
  • Mektup türü, mektup derlemelerinin yer aldığı edebiyat türü. (Roman, inceleme, gezi notları gibi düzenli ya da geçici bir biçimde mektuba yer veren yazılar bu türün kapsamına girmez.) [Bk. ansikl. böl.]
—Eğit. Mektupla öğretim, bir öğretim kurumu, eğitim dairesi ya da özel bir kuruluş tarafından mektupla yürütülen öğretim. (Bk. ansikl. böl.)

—Kâğ. san. Mektup kâğıdı, yazışmalarda kullanılan, ince hamurdan yapılmış kâğıt.

—Postc. Mektup postası türleri. (Bk. ansikl. böl.) ll Mektup tartısı, postaya verilen mektup ve küçük kolileri tartmaya yarayan terazi.

—ANSİKL. Ed. Bu tür Antikçağ'da didaktik edebiyatın bir biçimi olarak gelişti (Epikuros, Varro, hıristiyan yazarlar). Övidius duygulu mektup türünü yarattı (Heroides‘). Roma'da Horatius ahlaki ya da edebi konularda, hicivli ya da eğlendirici bir üslupla, gerçek ya da hayali bir kişiye yazılmış manzum mektubu geliştirdi. İtalya'da Petrarca ve Ariosto bu türe yenilik getirdiler. Fransa'da Marot bu türe şakacı bir hava verirken Ronsard ağırbaşlı bir üsluba yöneldi, ispanya’da Garcilaso de la Vega (Las obras de Boscân y algunas de Garcilaso repartidas en cuatro libras), İngiltere’de Johnson Horatius'u kendilerine örnek olarak aldılar. La Fontaine’in nükteli üslubuna karşılık Boileau hicvi ve öğreticiliği ön plana aldı. Voltaire ise mektuplarında her çeşit üslubu büyük bir ustalıkla kullandı; ama bu türde en büyük başarıyı elde eden Pope’dur Çağdaşlar arasında mektup türüne örnek olarak W. H. Auden'ın Letter to lord Byron’ını (Lord Byron'a mektup) gösterebiliriz.

Mektup türü.


Kişisel mektup, öğüt mektubu ve Ovidius ile ayrı bir türe, aşk mektubuna dönüşen Heroides’i kapsar. Kişisel mektupta yayımlama niyeti yoktur: bununla birlikte Cicero, Voltaire, Diderot’nun mektupları edebi sayılır. Genellikle bunlara mektuptan çok birer belge gözüyle bakılmalıdır Byron, Chateaubriand, G. Sand, Balzac, Flaubert, Gide'in mektupları gibi. Pound mektuplarında şiir ve siyaset alanındaki görüşlerini özetler Kilise babalarının, (aziz Augustinus) Fânelon gibi yazarların öğüt mektuplarıyla, Bolingbroke, Rousseau (Lettre â dAlembert sur les spectacles [Temsiller üzerine d'Alembert'e mektup]), Camus (Lettres â un ami allemand [Bir alman dosta mektuplar]) gibi yazarların mektupları bir çeşit siyasi, ahlaki, ideolojik seslenmeye dönüşmüştür. Mektup türü ayrıca bir edebiyat ve üslup gösterisi halini de alabilir (Mme de Sâvignâ'nin mektupları). Genç Plinius ve yunanlı Libanios ve latin Symmachus gibi retorikçiler mektubu gerçek bir üslup dersinin aracı olarak kullanmışlardır; ama olanaklarının darlığı bakımından, mektup ancak büyük edebiyat türlerinin çerçevesinde yer alabilecek bir öğe olarak kalmak zorundadır.

Doğu Türkistan'da ele geçen uygurca metinler arasında özel mektuplar da bulunmaktadır. Bunlardan biri yola çıkarılan bir kervan dolayısıyla gönderilmiştir; bir başkası yaşlı bir babanın kendisinden uzakta yaşayan oğluna yolladığı çağrıdır. Anadolu’da derlenmiş münşeat kitaplarındaki mektuplar arasında edebiyat adamlarının kaleminden çıkmış olanlar da bulunmaktadır. Bu derlemelerin en eskisi Feridun Bey'in Münşeat üsselafin'idir (yay. 2 c, 1848-1849). Fatih devrine ait münşeat mecmuası (yay. Prof. N. Lugal Doç. Dr. A. Enzi, 1956), Tacizade Sadi Çelebi münşeatı (yay. Prof. N. Lugal Doç. Dr A. Enzi, 1956) gibi yapıtlarda dönemin mektuplannda kullanılan kalıplaşmış hitap biçimleri, secili anlatım özellikleri, ifadeyi süsleyen manzum parçalar dikkati çeker. Fuzuli'nin, aralarında Nişancı Celalzade Mustafa Çelebi'ye yazdığı ünlü "Şikâyetname" nin de yer aldığı mektupları bu türde eski düzyazının olanaklarının nasıl kullanıldığını gösterir.

Münşeat sahibi Lamii, Gelibolulu Ali, Ragıp Paşa gibi yazarların yapıtlarında yansıyan ve anlamdan çok anlatıma önem veren tutum en abartmalı biçimine Münşeatı Veysi ve Münşeatı Nergisi'de ulaşmıştır. Bu örneklerde türün gerektirdiği içtenlikli, kısa anlatım yolu, yerini abartmalı söz sanatlarına bırakmıştır Tanzimat döneminde süslü anlatımdan uzaklaşan Akif Paşa'nın mektupları (Muharrerat-ı hususiye-yi Akif Paşa, 1885), içtenliği ve yalınlığıyla düzyazıda yeniliğin öncüsü sayılmıştır. Numune-i edebiyat-ı Osmaniye'de bu mektuplardan örneklere yer veren Ebüzziya Tevfik, "OsmanlI edebiyatında çağımızın tabiatına uyabilecek yapıtların başlangıcı budur" der. Namık Kemal'in 4 büyük ciltte derlenen mektuplarında (Namık Kemal'in hususi mektupları, l-IV., F. A. Tansel, 1967-1986), yaşamının ayrıntıları yanında siyaset, edebiyat konularındaki görüşleri de yer alır. Tanzimat döneminden başlayarak sanat konularında farklı görüşler, bazıları gazete ve dergilerde yayımlanan mektuplara yansıdı. Bunlardan kitaplarda derlenenler de oldu.

Örn. Mektuplarım, Muallim Naci, 1886; intikat, Muallim Naci-Beşir Fuat, 1887; Mektubat, Beşir Fuat-Fazlı Necip, 1888; Muhaberat ve muhaverat, Muallim Naci-Ahmet Mithat, 1893; Mektuplar, I -II., Abdülhak Hamit, 1918-1919 vd. Yazarların ailelerine gönderdiği özel mektuplar arasında yaşamlarına, düşüncelerine tanıklık eden örnekler sık sık görülür: Limni ve Matta mektupları. Ziya Gökalp, yay. F. A. Tansel, 1965) vd. Cumhuriyet döneminde kitap biçiminde derlenmiş mektuplar çağdaş edebiyatın gelişimi için zengin bir kaynak oluşturur. Örn. Ziya’ya mektup lar, C. S. Tarancı, 1957; Nazım Hikmet’in uzun hapishane yaşantısı boyunca kaleme aldığı mektuplardan oluşan Kemal Tahir'e mahpusaneden mektuplar (1968), Oğlum, canım evladım Memed'im (1968), Vâ-Nû'lara mektuplar (1970), Nâzım ile Piraye (1976); Y. N. Nayır’a çağdaşı yazarların gönderdiği mektupların derlendiği Dost mektuplar, 1972; Ahmet Hamdı Tanpınar'ın mektupları, 1974; Mektuplarıyla Halikarnas Balıkçısı, yay. A. Erhat, 1976; Kardeş mektupları, B. R. Eyüboğlu S. Eyüboğlu, 1985 vd. Bazı mektuplar manzum biçimde kaleme alınmıştır (örn. İsmail Safa'nın, kardeşi Vefa'ya mektup-şiirleri, O. V. Kanık'ın Oktay’a mektuplar'ı vd.). Yaşayan belli bir kişiye yazılmamış, ancak mektup biçiminde olan şiirler de vardır (örn. K. Kamu’nun Kurtuluş savaşı’yla ilgili İzmir yollarında'sı, B. R. Eyüboğlu'nun Yaradana mektuplar'ı vd.). Zaman zaman eleştiri, deneme, fıkra konuları mektup biçiminde işlenmiştir: Örn. Tahribi harabat, İrfan Paşa'ya mektup, Namık Kemal; Şehir mektupları, Ahmet Rasim, 1910-1911; Okuruma mektuplar, Ataç, 1958; Etiler mektupları, N. Cumalı, 1982 vd.

Mesnevilerde konunun gelişimine yer yer manzum mektupların katkısı olur (örn. Şeyhi'nin Husrev ü Şirin'inde Ferhat'ın ölümü üzerine Hüsrev'in, Meryem'in ölümü dolayısıyla Şirin’in mektupları vd.). Birbirini izleyen mektuplar biçiminde düzenlenmiş ya da içinde mektuplara yer verilmiş romanlar da vardır: Mutallaka, H. R. Gürpınar, 1897; Handan, H. E. Adıvar, 1912; Bir kadın düşmanı, R. N. Güntekin, 1927; Mektup aşkları, L. Erbil, 1988.

—Eğit. Türkiye’de 1970'li yılların başlarında üniversiteye giremeyenlerin giderek artması, yükseköğrenimdeki yığılmaları önleme çabalarını hızlandırdı. 1974-1975 öğretim yılı Üniversitelerarası giriş sınavı’nda, yeterli puanı tutturamayanlara yükseköğrenim olanağı sağlamak amacıyla Mektupla yükseköğretim kurumu oluşturuldu. Bu yöntemle öğretmen yetiştirilmek istendi. Böylelikle öğretmen açığının da kapatılabileceği düşünüldü. Mektupla yükseköğretimin Eğitim enstitüleri, Yükseköğretmen okullarının bazı bölümleri, Kız ve Erkek teknik okullarıyla Turizm ve ticaret yüksek öğretmen okullarında uygulanması öngörüldü. Bu programın yürütülmesi amacıyla Mektupla öğretim merkezi adıyla bir merkez, Mektup la öğretim okulu adıyla taşra örgütü kuruldu. Öğrenciler, özel yetenek isteyen müzik, resim ve bedeneğitimi bölümlerinde ikinci bir sınavdan geçirildiler. Öğrencilere her ders için 8 ders mektubu gönderildi. Yıl sonu sınavlarında başarı gösterenler yaz okullarında uygulama, laboratuvar, atölye çalışmalarını sürdürdüler. Öğretim devresi sonunda başarı gösterenler normal öğrenciler gibi diploma aldılar. 1974-1975 ders yılında kayıtlı 40 126 öğrenciden 31 529'u sınava girdi. Bunların o/o 9,8’i doğrudan sınıf geçti.

1975-1976 öğretim yılında 140 000 üniversite öğrenci adayına mektupla öğretim yoluyla yükseköğrenim sağlamayı amaçlayan Yaygın yükseköğretim kurumu (YAY KUR) sistemine geçildi. 1978'e kadar sürdürülen bu uygulama olumlu sonuç vermedi. 200 000'i bulan kayıtlı öğrenciden çok azı başarı gösterdi. Bu durum karşısında 1978-1979 öğretim yılından sonra YAY KUR’a yeni öğrenci alınmaması, o zamana kadar kayıtlı bulunan öğrencilerin haklarının korunması kararlaştırıldı.

—Postc. Mektup postası türleri mektup lar (standart mektup, kart, tebrik), posta kartları, tam ve indirimli ücretle satılan basılmış kâğıtlar, körlere özgü yazılar ve küçük paketler'dir. Standart mektup ve tebrik zarflarının en küçük boyutu 9x14 cm, en büyük boyutu 12x23,5 cm; resimli posta kartlarının en küçük boyutu 9x14 cm, en büyük boyutu ise 10,5x14,8 cm’dir. Mektup postası türlerinin her biri “adi", “taahhütlü”, “iadeli taahhütlü”, "alıcının kendisine verilecek”, “alma haberi", “özel ulak”, "APS (Acele posta servisi)”, “postrestant” işaretlerinden biri ya da birkaçıyla işaretlenerek yollanabilir. Posta ücretleri, 10-2 000 g arasındaki ağırlık grupları, alıcının yurtdışında ya da yurtiçinde oluşu dikkate alınarak saptanır.

Kaynak: Büyük Larousse

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 26 Şubat 2017 03:05
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
8 Nisan 2007       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

Mektup Nedir? Nasıl Yazılır? Özellikleri Nelerdir?

Ad:  M1.jpg
Gösterim: 20785
Boyut:  20.8 KB

Tanım
: Mektup, başka bir yerde bulunan bir kişiye, bir topluluğa ya da bir kuruma bir maksadı bildirmek için yazılan yazıdır.
Sponsorlu Bağlantılar

Mektubun Tarihi


Mektup, yazının bulunduğu tarihe kadar ortaya çıkmış eski edebiyat türlerinden biridir. Eldeki en eski örnekler; Mısır firavunlarının diplomatik mektupları (MÖ 15. - 14. yüz yılları) ile Hitit krallarının Hattuşa (Boğazköy) arşivinde bulunan mektuplarıdır. Batı edebiyatında mektup türünün ilk örneklerini, Yunan edebiyatında görürüz. Mektup, bir edebiyat türü olarak, özellikle Latin edebiyatında gelişip yaygınlaşmıştır. Bu alanda yazanların başında Cicero (MÖ 106 - 43) gelir. Rönesans’tan bu yana Avrupa’da çeşitli ülkelerde bu türün yaygınlaştığı görülür. Özellikle Fransa’da mektup türü büyük gelişme göstermiştir. Mektup türünün Türk edebiyatında epey uzun bir geçmişi vardır. Münşeatlarda (Nesir halindeki yazıları bir araya toplanmasından meydana gelen eserlere denir.) resmi ve özel mektuplara geniş yer verilirdi. Şinasi’ nin öncülüğünde başlayan düz anlatım akımı, mektuplarda da etkisini göstermiş; Tanzimat’tan bu yana yazılan özel mektuplarda yapmacıksız, doğal bir anlatım kullanılmıştır.

Mektupta Amaç

  • Bir haberi almak ya da vermek.
  • Bir konuyu yazılı olarak tartışmak.
  • Herhangi bir konuda sevincimizi ya da üzüntümüzü bildirmek.
  • Birinden yardım dilemek ya da ona yardım etme isteğinde bulunmak.
  • Bir işi sonuçlandırmak.

Mektupta Biçim


1. Hitap: Mektup yazılan kişiye olan ilgi ve yakınlığımıza bağlıdır. Samimi olduğumuz kişilere “Canım, Dostum”, yeni tanıştığımız ya da resmi olduğumuz kişilere “Bay, Bayan, Sayın” şeklinden hitap edebiliriz.
2. Giriş ve Gelişme: Mektubun amacını belirten bölümdür. Amaca doğrudan doğruya girilir. Bir haber öğrenmek için mi, bir sorunu tartışmak için mi, bir mektuba cevap olarak mı yazıldığı bu bölümde ortaya konur.
3. Sonuç: Bu bölümde klişeleşmiş cümleler, selam ve iyi dilekler yer almalıdır.

Mektup Yazılırken Uyulması Gereken İlkeler

  • Mektup çizgisiz ve beyaz bir kağıda yazılmalıdır.
  • Kağıdın sadece bir yüzü kullanılmalıdır.
  • Mektup, kurşun kalemle yazılmamalıdır.
  • Mektup kağıdının sağ üst kısmına yazıldığı yer ve tarih konulmalıdır.
  • Mektup bitince imzalanmalı, sol üst köşesine de adres yazılmalıdır.

Mektup Zarfı

  • İçindeki yazılar okunmayacak kalınlıkta olmalıdır.
  • Gönderenin adresi zarfın ön yüzünün sol üst köşesine yazılmalıdır.
  • Gideceği yerin adresi orta sağ kısma yazılmalıdır.
  • Gideceği kentin adı, en alt sağ köşeye büyük harflerle yazılmalıdır.
  • Pul sağ üst köşeye yapıştırılmalıdır.

Mektup Çeşitleri

  • Özel Mektuplar
  • İş Mektupları
  • Resmi Mektuplar
  • Edebi ve Felsefi Mektuplar
  • Açık Mektuplar
  • Özel Mektuplar
Özel Mektuplar
Tanışan ve aralarında bir yakınlık olan kişilerin birlerine yazdıkları mektuplardır.

Özel Mektup Çeşitleri

  • Teşekkür mektubu
  • Baş sağlığı ve teselli mektubu
  • Özür dileme mektubu
  • Davetiye mektup ve kartları
  • Tebrik mektubu

Son düzenleyen Safi; 8 Ekim 2016 23:53
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
11 Nisan 2007       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Ad:  M2.jpg
Gösterim: 21222
Boyut:  40.8 KB

Mektup


Uzaktaki bir kişiye/kişilere ya da kuruma belirli bir durumu ifade etmek amacıyla yazılan yazılara mektup denir.
Mektubun diğer yazı türlerinden ayrı bir özelliği vardır. Her şeyden önce bağımsızdır, ufukları alabildiğine geniştir, dar kalıplar ve kurallar içinde tanımlanamaz. Konuları oldukça bol ve sınırsızdır. Doğallığın ve içtenliğin en çekici belgesidir. Elbette ki herkese aynı içtenlikle mektup yazılmaz. Gönderdiğimiz kişi ya da kurumla olan ilginin derecesine göre, mektubun hitap bölümünden, amaç, hatta sonuç bölümüne kadar değişen üslup özelliği vardır.
Mektup kişiliğimizin bir aynasıdır. Saygımız, sevgimiz, karakterimiz, inancımız, görüş ve düşüncelerimiz hatta kültürümüz mektubumuza yansır.
Basit bir yazı türü gibi görülmesine rağmen mektubun da kendine özgü bir düzeni, bir disiplini, bir planı vardır.

Mektup Yazarken Nelere Dikkat Edilmelidir?

  • Mektup yazarken kullanacağımız kağıt ve zarf temiz olmalıdır. Bu basit ayrıntı karşımızdakine verdiğimiz değeri gösterir.
  • Mektuptaki hitap, göndereceğimiz kişi ya da kurum göz önünde bulundurularak seçilmelidir:
    • Sevgili Kardeşim, Canım Kardeşim, Canım Babacığım, Aziz Dostum, Saygıdeğer Büyüğüm, Sayın Murat Bey, Sayın Genel Müdür, vb.
  • Mektupta daha sonra giriş ve amaç bölümüne geçilir. Bu bölümde mektubun niçin yazıldığı belirtilir.
  • Sonuç bölümünde daha çok klişe sözlere yer verilerek, hoşa gidici bir dilekle mektup bitirilir; "sevgi ve saygılar sunar, esenlikler dilerim" gibi.

Mektup Türleri


Mektuplar, konularına ve yazanla yazılan arasındaki ilgiye göre şöyle ayrılır:
  • Kişisel
  • Yazınsal ve Düşünsel Mektuplar
  • Resmi Mektuplar, İş Mektupları
  • Zarf Yazımı

1. Kişisel (Özel) Mektuplar


Arkadaşlık, aile bağları, aşk gibi herhangi bir yakınlığı olan iki kişinin birbirine duygu, düşünce ve yaşantılarını samimi bir üslupla ve yazılı olarak anlattığı mektuplardır.

Özellikleri

  • Konu ve uzunluk sınırı yoktur.
  • Yaşamın her anı, her alanı ile ilgili olarak yazılabilir.
  • Mektup yazan kişi ile mektubun yazıldığı kişi arasındaki ilişkinin gücü ve derinliği, mektubun içeriğini ve özelliklerini belirler.
  • İçtenlik ve kişisellik esastır.
  • Konuşma üslubu hakimdir.
  • Yazım ve noktalama kurallarına özen gösterilmelidir.
Bazı mektuplar, bir yere davet etme, bir başarıyı ya da özel günü kutlama, başsağlığı veya geçmiş olsun dileği iletmek amacıyla kaleme alınabilir. Bu türden mektuplar genellikle kısa olmakla birlikte kişiler arasındaki ilişkiye bağlı olarak uzunluğu-kısalığı değişebilir. (Ayrıca bkz. Davetiye, kutlama, telgraf)

Tebrikler
Bayramlarda, yılbaşlarında veya mutlu bir olay dolayısıyla karşı tarafa iyilik ve mutluluk dileklerinde bulunmak amacıyla yazılan kısa,öz ve içten mektuplardır. Bunlarda kağıt yerine daha çok basılı kartlar kullanılmaktadır.

Telgraf
Mektubun gecikebileceği ivedi durumlarda bildirilmesi gereken istek, olay ve haberleri, kısa ve öz olarak anlatan bir mektup türüdür. Telgrafta az ve öz ifade önemlidir.
  • Alacak olanın adı, soyadı ve açık adresi yazılır.
  • Telgraf çekmemize sebep olan konu, kısa ve öz olarak ifade belirtilir.
  • Sağ alt köşeye gönderenin adı ve soyadı yazılır.
  • Telgraf metninin altına bir çizgi çekilir. Bu çizginin altına gönderenin adresi yazılır. Bu bilgi, alıcının bulunmaması durumunda telgrafın iadesi için gereklidir. Ücrete tabi değildir.
Telgraf, bugün kullanım alanı yok denecek kadar az kalmış bir yazışma türüdür.

Sanat, siyaset, edebiyat, düşünce adamlarının birbirlerine, ailelerine, sevgililerine yazdıkları mektuplar, onların yaşamlarına ve dönemlerine ışık tutan birer belge niteliği taşır. Örneğin Van Gogh’un kardeşine yazdığı mektuplar Theo’ya Mektuplar, Kafka’nın sevgilisi Milena’ya yazdıkları Milena’ya Mektuplar, Bedri Rahmi Eyuboğlu’nun kardeşlerine yazdıkları Kardeş Mektupları, Cahit Sıtkı Tarancı’nın mektupları Evime ve Nihal’e Mektuplar, Ziya’ya Mektuplar adıyla kitaplaştırılmıştır.

2. Yazınsal ve Düşünsel Mektuplar


Herhangi bir düşüncenin, duyuşun belirli bir kişiye değil, belirli bir okur kitlesine ya da tüm insanlara ulaşması için mektup şeklinde kaleme alınmasıdır. Bazan bir gazetede ya da dergide yayınlanabilir (Örnek: Nurullah Ataç, Okuruma Mektuplar) bazan da toplumsal, düşünsel, sanatsal nitelikli mektuplar bir kitap halinde toplanabilir(Örnek Descartes- Ahlak Üzerine Mektuplar).
Örnek metin: Ali Sirmen, "Allah Allah", Cumhuriyet, 7 Ekim 2000.
Örnek metin: Descartes, Ahlak Üzerine Mektuplar, (Çev. Mehmet Karasan), İstanbul, Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları, 1992: 53-54, 62.
Örnek metin: Doğan Kökdemir, "Üniversite Öğrencilerine Açık Mektup", Cumhuriyet Bilim Teknik, 29 Temmuz 2000, 697: 15.
Mektup türünün kişiselliği, yazınsal birçok eserin yapısını da etkilemiştir. Türk ve dünya edebiyatında mektuplarla bezenmiş romanların yanı sıra tamamı mektup şeklinde yazılmış romanlara ya da öykülere de(Örnek: Goethe- Genç Werther'in Acıları, Reşat Nuri Güntekin- Bir Kadın Düşmanı, Halide Edip Adıvar-Handan) rastlanır.
Örnek metin: Aziz Nesin, "Son Konuğuma Mektup".

3. Resmi Mektuplar, İş Mektupları


Bir talebi ya da siparişi bildirmek, bir soruna açıklık getirmek, iş başvurusunda bulunmak, bir üst makama belirli bir durumla ilgili bilgi iletmek vb. amaçlarla kişiler ile kişiler, kişiler ile kurumlar ya da kurumlar ile kurumlar arasında yapılan yazışmalardır.

Özellikleri
  • Kuruma ya da kişiye yönelik hitapla başlanmalıdır.
  • Ad, adres, tarih belirtilmelidir.
  • Açık, temiz, düzgün bir Türkçeyle kaleme alınmalıdır.
  • Amaç açıkça belirlenmelidir.
  • Birden fazla sorun söz konusuysa maddeler ya da paragraflar halinde belirtilmelidir.
  • Saygılı, ciddi bir dil ve üslup kullanılmalıdır.
  • Mektup bir kurum tarafından yazılıyorsa, kurumun antetli kâğıdı ve zarfı kullanılmalıdır.
  • Daha önce yazılmış bir mektuba karşılık olarak yazılıyorsa, “ilgi” başlığı altında hangi tarih ve hangi sayılı, hangi konuyla ilgili yazıya karşılık olduğu belirtilmelidir.
  • Sorun, durum ya da dilek açıkça ve kısa cümlelerle belirtilmelidir.
  • Sonuç cümlesinde makamlar arasındaki hiyerarşik düzene dikkat edilmelidir. Üst makam alt makama yazıyorsa ya da makamlar arasında denklik varsa “rica ederim”, alt makam üst makama yazıyorsa “saygılarımla arz ederim” ifadesiyle cümle tamamlanmalıdır (“...durumu bilgilerinize saygılarımla arz ederim”, “... gereğini saygılarımla arz ederim” gibi).
  • Kurumdan kişiye ya da kuruma yazılıyorsa kurumun en üst makamı tarafından, kişiden kişiye yazılıyorsa yazan tarafından imzalanmalıdır.
  • Ek belgeler mektubun sonunda “Ekler” başlığı altında ve maddeler halinde belirtilmelidir.
  • Bilgisayarla ya da daktiloyla yazılmalıdır.
  • Çizgisiz beyaz kâğıt kullanılmalıdır.
  • Yazım ve noktalama kurallarına uyulmalıdır.
Devlet dairelerinin kendi aralarında veya kişilerle devler daireleri arasında yazılan mektuplardır. Bu tür mektuplarda, konunun uzunluğuna göre tam veya yarım sayfa boyutunda çizgisiz,beyaz kağıtlar kullanılır. Anlatım ciddi ve ağırbaşlı olmalıdır. Konu dışında ayrıntılara ve özel isteklere yer verilmez. Konu en açık ve yalın biçimde ele alınır. Üst makam yetkilisi alt makamdakine yazdığı yazıyı “rica ederim”, alt makamdaki üst makamdakine “bilgilerinize saygıyla sunarım” veya “arz ederim” şeklinde bitirmelidir.

Resmi Yazışmalarda Dikkat Edilecek Noktalar

  • Kağıdın üst yanından iki santim aşağıda ve ortada olmak üzere yazının çıktığı dairenin adresi bulunur.
  • Sağ üst köşeye tarih konur.
  • Yazıya başlamadan, hangi tarih ve sayılı yazıya cevap olarak yazıldığı belirtilir.
  • Yazının ilk paragrafında sorun veya konu ortaya konur.
  • Gelişme paragraflarında,bizim konu hakkındaki görüşümüz belirtilir,bizden istenilen bilgiler verilir.
  • Sonuç bölümünde,yazının gönderildiği makamın durumuna göre (alt makam, üst makam) yazı, rica ya da sunu biçimlerinden biriyle bitirilir.
  • Resmi yazıyı tamamlayan evraklar, metnin sol alt kısmına,sıra numarası verilerek belirtilir.
  • Kağıdın sol en alt köşesine yazıyı daktilo edenle, konuyla ilgili bölüm şefinin ad ve soyadlarının ilk harfleri yazılır.
İş Mektupları
Ticaret ve endüstri kurumlarının birbirlerine ve kişilere, kişilerin bu kurumlara gönderdikleri mektuplara iş mektubu denir. İşyerleri bu mektuplarda, firma ismini taşıyan başlıklı (antetli) beyaz kağıtlar kullanırlar. Yazıda daktilo (veya bilgisayar) kullanmak yerleşmiş bir kuraldır. İş mektuplarında da konu kısa ,öz olarak açık ve yalın bir anlatımla ele alınmalıdır. Resmi mektupların özellik ve yazılışlarını kavramış olmak bu tür mektup yazmada da büyük kolaylık sağlar.

İş Mektuplarının Yazılışında Uyulacak Kurallar

  • Ciddi bir anlatım kullanılmalı, kısa ve özlü bir anlatım yolu seçilmelidir.
  • Her iş için ayrı bir mektup yazılmalıdır.
  • Daktilo veya mavi mürekkepli dolma kalem kullanılmalıdır.
  • Ele alınan konu hakkında amaca uygun açıklamalar yapılmalı, gerekli yerlerde teknik terimler kullanılmalıdır.
  • İstekler yapmacıklığa kaçmadan ciddi bir hava içinde belirtilmeli, saygı bildiren kelimeler ölçülü şekilde kullanılmalıdır.
  • Eğer yazılan iş mektubu, bir başka mektuba cevap niteliği taşıyorsa, bu, metnin başında “ilgi” bölümünde belirtilmelidir. Bunun için o mektubun tarihi ve numarasının yazılması yeterlidir.

4. Zarf Yazımı

  • Alıcının adresi zarfın ortasına yazılmalıdır.
  • Gönderenin adı ve adresi zarfın sol üst köşesine yazılmalıdır.
  • Tam ve açık adres yazılmalıdır.
  • Büyük harflerle ve okunaklı yazılmalıdır.
  • Alıcı adresinin posta kodu belirtilmelidir.
  • Özellikle yurtdışına gönderilen mektuplarda posta pullarının ülkeyi temsil edici bir değer olduğu unutulmamalı ve posta pulu kullanılması yeğlenmelidir.
Son düzenleyen Safi; 29 Mayıs 2016 06:33
yüksel2 - avatarı
yüksel2
Ziyaretçi
28 Eylül 2007       Mesaj #4
yüksel2 - avatarı
Ziyaretçi
Ad:  M5.jpg
Gösterim: 20532
Boyut:  17.6 KB

Mektup Nasıl Yazılmalıdır?

TEKNOLOJİ pek çok değeri ortadan kaldırmaktadır, bundan kültür sanatta payını almaktadır. Mektup uzaktaki insanların tek haberleşme aracıyken çok sevilen türdü. Halkında kullanmak zorunda olduğu bir araçtı, hatta mektubun yazılması ve gelen mektupların okunması bir tören havasında olur, herkes pür dikkat mektuba odaklanırdı. Onun sayesinde nice evlilikler doğumlar ve türlü müjdeler iletilmiştir. Hangimiz mektubun var sözünü duyunca yüreğimiz hoplamazdı, ama şimdi ise garip uzun mesaj sesleri mesajın var demekte, bu bizi etkilememektedir. Hal buysa da mektup ve çeşitleri devlet işleyişi içinde hala etkili kullanılmaktadır.

Mektup planı şu şekilde olabilir:



a.Hitap-seslenme
- Bölümü:mektubun bu bölümü mektupm yazdığımız kişi ile olan ilişkimize göre olur. Hiç tanımadığımız birisine samimi bir arkadaşımıza sesleniyor gibi seslenemeyiz. Hitap örnekleri: Sevgili Babacığım Canım Kadar Sevdiğim Kardeşim AzizHemşerim Efendi Oğlum Gözümün nuru kızım Sayın Yönetici
hitaplar mektubun diğer bölümlerinde yeri geldiğinde tekrarlanabilir.hitaptan sonra virgül konur

b.Giriş Bölümü: mektubun giriş bölümünde genellikle en son mektuplaşmadan söz edilir. Neden mektub yazıldığı anlatılır.

c.Gelişme Bölümü: iletmek istediğimiz düşüncelere haberlere genişçe yer verilen bölümdür.verilecek haberler konularına göre paragraf halinde yazılmalıdır. Özel mektuplarda konu birliği önemli olmadığından her paragrafta bir konu olmalıdır.

ç.Sonuç Bölümü:İyilik dilekleri selam samimiyet ifade eden cümleler yer alır. Tek paragraf halinde kısa olarak düzenlenir.

Özel mektubun sahibinden izinsiz açılması hem genel ahlak kurallarına aykırı hemde kanunen suçtur. Haberleşme hürriyeti anayasal güvence altındadır. Konuya ilişkin anayasa maddesi şöyledir:
Madde 22.- Herkes haberleşme hürriyetine sahiptir.
Haberleşmenin gizliliği esastır.
Kanunun açıkça gösterdiği hallerde usulüne göre verilmiş hakim kararı olmadıkça gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınan merciin emri bulunmadıkça,haberleşme engellenemez ve gizliliğine dokunulamaz.

Özel Mektup Örneği


  • Sevgili Anneciğim,
İçimi ısıtan, beni mutlu eden mektubunu ustam dün bana bir müjdeyle verdi. Ben, güzel yüzünün hayaliyle işimi yapıyor, desenleri, motifleri bakır bir panoya işliyordum. O kadar mutlu oldum ki...

Anneciğim,
Vakit geçirmeden, hemen bu mektubu yazıyorum. Köyden ayrılalı altı aydan fazla olmuş. Bu süre içinde, belki her ay sizleri, köyümüzü, evimizi, yemyeşil ağaçlarla dolu bahçemizi, petek petek arı kovanlarımızı görmeme rağmen yine özlemle doluyum.

Geçtiğimiz günlerde ustam, bakır işlemecilikte kısa zamanda ilerleyişimi yeteneğime ve gayretime bağlayarak "Aferin!" dedi. Sanatın bir altın bilezik olduğunu söyledi. Haftalığımın önümüzdeki hafta artacağını müjdeledi. Ben de o an, sana bayram hediyesi olarak alacağım ayakkabıyı düşündüm. İşyerimize yakın bir ayakkabıcının vitirininde gördüğüm sana yakışacak ayakkabıyı alacağım.
Bayramdan bir kaç gün önce, ustam izinli olacağımı söylemişti. Elimde ayakkabım, küçük kardeşim Zeynep'e çeşit çeşit çikolata ve boyama kitapları ile kapınızı çalacağım. Bayram sevincini birlikte paylaşacağız. Ne güzel değil mi anneciğim?

İşe iyice alıştım. Beni düşünüp üzülme! Kendini yorma! Ben usta bir sanatkar olma yolunda çalışıyorum. Sanatımıza katkıda builunmak, bir yandan da üretici bir insan olarak kendime, aileme ve milletime yararlı olmak istiyorum.

Bakır eşyalar üzerine, çay ve kahve takımlarına, semaverlere, hediyelik bakır eşyalara, duvar panolarına ne güzel desenler işliyorum bir görsen. Çizgilerin akışında, desenlerin şekillenişinde hep sizleri düşünüyorum. Babamın vefatı ile düştüğümüz sıkıntıyı nasıl göğüsleyeceğimi planlıyorum. İşimi ierletip, ücretimi artırmak istiyorum.

El emeği işler büyük ilgi görüyormuş. Bunu, rahmetli babamın arkadaşı Orhan Amca söyledi. İstanbul'da bir sergi açmamız konusunda bize yardım edeceğini belirti. Biz de "evet" dedik ve başladık çalışmaya. Aynı iş yerinde iki arkadaşımla birlikte yaptığımız özel işleri biriktirmeye başladık.Geleneksel süsleme sanatının birbirinden güzel örneklerini işliyoruz. Çalışmalarımız bitince İstanbul'da bir sergi açacağız. Orhan Amca, sergi salonu için araştırma yapmaya başladı bile. Hazırlığımız sürüyor güzel anneciğim.
Bayramda birlikte olmak dileğiyle senin ellerinden, küçük Zeynep'in gözlerinden öperim.
Kucak dolusu selam ve sevgilerimi gönderiyorum.

Adres: Çamlıca Mah. / Ankara
Oğlun Emre
(İmza)


Mektup Yazılırken Uyulması Gereken İlkeler


Mektup çizgisiz ve beyaz bir kağıda yazılmalıdır. Kağıdın sadece bir yüzü kullanılmalıdır. Mektup, kurşun kalemle yazılmamalıdır. Mektup kağıdının sağ üst kısmına yazıldığı yer ve tarih konulmalıdır. Mektup bitince imzalanmalı, sol üst köşesine de adres yazılmalıdır.

Mektup Zarfı


İçindeki yazılar okunmayacak kalınlıkta olmalıdır. Gönderenin adresi zarfın ön yüzünün sol üst köşesine yazılmalıdır. Gideceği yerin adresi orta sağ kısma yazılmalıdır. Gideceği kentin adı, en alt sağ köşeye büyük harflerle yazılmalıdır. Pul sağ üst köşeye yapıştırılmalıdır.
Kişi ve kurumlara yazılan duygu ve düşüncelerin bildirildiği sıkça kullanılan bir düzyazı türü.
Mektup sözcüğü dilimize Arapça' dan geçmiştir. Bir başka kimseye gönderilen yazılı kağıt anlamı taşımaktadır. Türkçesi "betik"dir. Diğer edebiyat türlerinden ayrı olarak belli kalıplar edinmemiştir. Mektup bir düzyazı olarak giriş, gelişme ve sonuca sahip olabilir. 20.yy dan beri bilgisayar aracılığıyla sanal olarak yapılan yazışma türüne de elektronik mektup (email) denir.

Özel Mektuplar
Birbirine yakın, tanışık insanlar ve eş dost arasında yazılan mektuplardır.

Telgraf

Mektubun ulaşma süresinden daha erken ulaşması gereken kısa ve öz olarak oluşturulan bir mektup türüdür. Telgrafta az ve öz ifade önemlidir.

Resmi Mektuplar
Devlet kurumlarının aralarında veya kişilerle devlet kurumları arasında yazılan mektuplardır. Bu tür mektuplarda anlatım ciddi ve saygılıdır. Konu dışındaki bilgi ve istekler yer almaz.

İş Mektupları
Özel kurumların arasında veya kişilerle kurumlar arasında, yapılan mektup yazışmasına iş mektubu denir.

Dilekçe
Bir dilekte ya da bildiride bulunmak veya bilgi vermek amacıyla resmi düzeylere sunulan tarihli, imzalı mektuptur.

Açık Mektup;
Her hangi bir düşünceyi, görüşü açıklamak, bir tezi savunmak için bir devlet yetkilisine ya da halka hitaben, bir kişi ya da kurum tarafından yazılan, gazete, dergi aracılığı ile yayımlanan mektuplardır.

Eczacılardan partilere açık mektup örneği;
Tüm Eczacı İşverenler Sendikası, 12 Haziran’da seçime hazırlanan siyasi partilere eczacıların taleplerini içeren birer rapor gönderdi. Eczanelere nüfus ve mesafe sınırlandırması isteyen eczacılar, muayene katılım payını tahsil etmek istemediklerini belirtti. Eczacıların raporunda ayrıca internet üzerinden ilaç satışının durdurulması, medula sistemindeki aksaklığın giderilmesi, ilaç indirimlerinden kaynaklanan zararların çözülmesi gibi talepler yer aldı.

14 Mayıs Eczacılık Bayramı sebebiyle partilere gönderilen raporla ilgili açıklama yapan TEİS Başkanı Nurten Saydan, 6 yıldır sağlıkta dönüşüm programı yüzünden yaşadıkları sorunlardan dolayı eczane sahibi eczacıların ruh ve beden sağlıklarını kaybettiklerini savundu. Mesleğin şu anki durumu ve eczacıların yaşadığı sıkıntılardan dolayı üzgün olduklarını vurgulayan Saydan, “TEİS olarak, mesleğimizin hak ettiği itibara yeniden kavuşturulması için sorunlarımıza geçici değil kalıcı tedbirler alınmasını istiyoruz. İsteklerimiz seçim arenalarında oy yarışı uğruna vaad olarak değil, kurulacak yeni hükümet tarafından icraat olarak karşımıza gelmelidir. Aksi halde bundan sonraki 14 Mayıs’lar eczacılar için bayram değil, eczacılık mesleğini anma günü olacaktır.” diye konuştu. TEİS’in siyasi partilere gönderdiği raporda yer alan 10 talep şöyle:
1. Eczacılık meslek hakkımızı istiyoruz.
2. Eczanelerde nüfus ve mesafe sınırlandırması getirilmesini istiyoruz.
3. Reçeteye ilacın ticari markası değil, etken maddesi yazılsın istiyoruz.
4. Kamu kurum iskontolarından doğan zararlarımızın karşılanmasını ve eczacıların kamu kurum iskontolarındaki taşıyıcı görevinin kaldırılmasını istiyoruz.
5. İlaç fiyat indirimlerinden doğan zararlarımızın karşılanmasını istiyoruz.
6. Eczacılık fakültesi kontenjanlarının azaltılmasını ve eczacıların istihdam alanlarının genişletilmesini istiyoruz.
7. Muayene ücreti tahsildarlığı yapmak istemiyoruz.
8. Eczane medula provizyon sistemi, kesintisiz ve sağlık uygulama tebliği ile koordineli çalışan bir hale getirilmeli.
9. Eczane dışına çıkarılan ürünlerin yeniden eczane raflarında satılmasını istiyoruz.
10. İlacın internet üzerinden satışının engellenmesini istiyoruz.
Son düzenleyen Safi; 29 Mayıs 2016 06:50
asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
5 Ocak 2010       Mesaj #5
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın

Özel Mektuplar

Ad:  M3.jpg
Gösterim: 20036
Boyut:  15.0 KB

Birbirinden uzakta bulunan yakın akraba veya arkadaşların haberleşmek, bir olayı aktarmak, bilgi vermek, ortak düşünceleri paylaşmak gibi çeşitli amaçlarla yazdıkları ve sadece yazanla okuyanı ilgilendiren mektuplar, özel mektuplardır. Özel mektupları, konularına göre alt başlıklar hâlinde adlandırmak da mümkündür: Aile mektupları veya sağlık mektupları (eşe, dosta, yakın akrabaya yazılanlar), tebrik mektupları (herhangi bir başarı, nikâh, nişan, düğün, bayram, yılbaşı gibi sebeplerle yazılanlar), teşekkür mektupları (iyilik veya yardım görme gibi sebeplerle yazılanlar), davet mektupları (davetiyeler) (nişan, düğün, gezi vs. sebeplerle yazılanlar), taziye mektupları, özür mektupları vs. gibi. Bu türdeki mektupların gizliliği vardır ve bu gizlilik kanunla korunmuştur.Özel mektuplarda konu sınırlaması olmamakla birlikte birbirlerine mektup yazanlar muhataplarının ilgi alanlarını bildikleri için bu durumu gözetirler. Kitap okumaktan hoşlanan birine, yeni çıkan bilgisayar programlarından bahsetmek uygun olmaz.

Özel mektuplar çizgisiz beyaz kağıda el yazıyla mürekkepli bir kalemle vakit ayırarak ve özenle yazılır. Muhataba duyulan saygı ve verilen önem mektubun tertibinde kendisini göstermelidir. Bu tarz mektuplarda (kitabın başında verdiğimiz sayfa düzenine dikkat edilerek) sağ üst köşeye yer adı yazıldıktan sonra virgül konur ve tarih atılır. Sonra muhataba uygun (Sevgili kardeşim, Canım anneciğim, Değerli dostum... gibi) bir hitap ifadesi yazılır. Mektubun yazılış amacı giriş bölümünde verildikten sonra gelişme bölümünde bunlar açılır. Hâl hatır sorma, selâm ve iyi dilekler mektubun sonuç bölümünde yer alır. Mektubu yazan kişi imzasını mektubun sonuna sağ alt köşeye atar. Birinci sayfada bitmeyen mektuplar için kağıdın arka yüzüne yazılmaz, ikinci bir kâğıt kullanılır. Zarf açıldığında hitap üste gelecek şekilde katlanan mektup, uygun bir zarfa konur. Zarfın sol üst köşesine veya zarf kapağına gönderenin adı ve açık adresi yazılır. Alıcının adı ve açık adresi zarfın ortasından itibaren (otomasyon sistemiyle dağıtımda kolaylık sağlamak için) altta en az 1,5 cm boşluk kalacak şekilde posta kodu ihmal edilmeden yazılır.
Tarihi, eski Mısır’a kadar uzanan mektup türü, bilhassa özel mektuplar için günümüzün teknik imkânları içinde eski önemini kaybetmiştir. Zamana karşı yarışan insanlar şimdilerde mektup yazma yerine telefon etmeyi, cep telefonlarıyla mesaj (ks msj) yollamayı, Outlook Express, Messenger, AOL, Eudora gibi bilgisayar programlarını kullanarak elmek (e-posta, elektronik posta) yollamayı; ICQ, MIRC gibi programları kullanarak sohbet etmeyi (chat), fotoğraf göndermeyi, hazır sunular, karikatürler, espriler, şakalar... yollamayı tercih ediyorlar

İş Mektupları


Özel kişilerle ticarî kurumlar veya ticarî kurumlarının kendi aralarında sipariş, satış, alacak verecek, bilgi isteme, müracaat gibi konularla ilgili olarak yazdıkları mektuba iş mektubu denir.
Bu mektuplar herhangi bir yanlış anlamaya meydan vermeyecek biçimde açık ve anlaşılır bir dille, gereksiz ayrıntılara girmeden, sayfa düzeni ölçüleri göz önünde bulundurularak ve aşağıda tarif edilen şekil özelliklerine dikkat edilerek, daktiloyla (veya bilgisayarla) yazılmalıdır:
İş mektuplarına mektubu yazan kişinin, kurumun (veya ticarethanenin) adı (veya ticarî unvanı) ve adresi yazılarak başlanır. (Kurumun özel başlıklı (antetli) kâğıt kullanması hâlinde bu bilgiler zaten kâğıdın üstünde olacaktır.) Sağ üst köşeye tarih atılır. Uygun bir aralık bırakıldıktan sonra mektup yazılan kurumun (özel veya tüzel kişinin) adı ve adresi yazılır. Bir veya iki satır boşluktan sonra doğrudan, isteğin yazılmasına geçilir. Saygı sözüyle mektup tamamlanır. Mektubu yazan sağ alt köşeye adını yazar ve imzalar.

Resmi Mektuplar


Resmî kurumların ve tüzel kişilik taşıyan kuruluşların birbirlerine yazdıkları resmî yazılara ve vatandaşların dilekçeyle bildirdikleri isteklerine verilen yazılı cevaplara resmî mektup denir. (Aşağıda, üzerinde durduğumuz dilekçeler de resmî mektup sayılabilir.)
Resmî mektuplar, biçim yönüyle iş mektuplarına benzerler. Resmî mektuplar; başlık, metin ve son kısım diye üç bölüme ayrılır.
* Başlıkta gönderen makam, dosya numarası, tarih, konu, adres ve ilgiler bulunur. Bütün resmî yazıların metin kısmına, doğrudan doğruya işten söz edilmek suretiyle adres veya ilgi satırının iki aralık altından başlanır. Hiçbir saygı kelimesi kullanılmaz. Yazıların sonunda; ast kademelere yazılanlar için rica ederim; üst kademelere yazılanlar için arz ederim; aynı seviyedeki makamlara yazılanlar için arz ederim kelimeleri kullanılır. Aynı yazının ast ve üst makamlara yazılması durumunda arz ve rica ederim ifadesi kullanılır. Altı satır aralık bırakıldıktan sonra sağ tarafa imza atılır. İmzanın altına yazıyı imzalayanın adı ve soyadı yazılır. (soyadı büyük harflerle) Bunun altına makam adı, küçük harflerle yazılır, gerekirse kısaltma kullanılabilir.

Edebi Mektuplar


Edebî mektuplar de esas itibariyle özel mektuptur. Ancak yazarları, içerikleri ve anlatım şekilleriyle, içinde özel hususların az olmasıyla, özel mektuplar içinde ayrı bir yer tutarlar. Bu tarz mektuplardan yazıldıkları döneme ait sanat, edebiyat ve fikir olayları hakkında bilgi edinmek de mümkündür. Tanınmış yazarlar birbirlerine yazdıkları mektuplarla fikir ve sanat olaylarını, eserleri tartışırlar.
Hikâye ve roman türlerinde kahramanların hayatlarını, ruh hâllerini, duygularını, düşüncelerini, anlayışlarını daha etkili anlatmak için zaman zaman mektuplar araç olarak kullanılmıştır. Hatta kahramanların birbirlerine yazdıkları mektuplardan oluşan romanlar da vardır

Açık Mektup


Herhangi bir düşüncenin (veya anlayışın) gazete (dergi, televizyon, internet) aracılığıyla halka duyurulması amacıyla yayımlanan mektuplara açık mektup denir. Açık mektupta işlenen konu, sadece yazanı değil geniş kitleleri de ilgilendiren bir konu olmalıdır.
Son düzenleyen Safi; 29 Mayıs 2016 06:35
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....
ilopğ - avatarı
ilopğ
Ziyaretçi
22 Eylül 2010       Mesaj #6
ilopğ - avatarı
Ziyaretçi
Ad:  M4.jpg
Gösterim: 19639
Boyut:  18.3 KB

Mektuplar, dört grupta sınıflanmaktadır:


  • Özel Mektuplar
  • Edebî Mektuplar
  • Resmî ve İş Mektupları
  • Açık Mektuplar

Özel Mektuplar


Akraba ve dost gibi yakın çevredeki insanlara yazılan mektup çeşididir. Bu tür mektuplarda doğal ve samimi anlatım ön plândadır. Sanatçı ve edebiyatçıların, daha çok genel konular üzerinde yazdıkları özel mektuplara "edebî mektup" da denmektedir.

Özel mektupları yazarken dikkat edilecek özellikler şunlardır:


  • Mektup yazılacak kâğıt, şekil yönünden düzenli ve temiz olmalıdır.
  • Mektup, mürekkepli ya da tükenmez siyah renkli kalemle yazılmalıdır.
  • Mektubun sağ üst köşesine "tarih", yanına da yazıldığı "yerin adı" konmalıdır.
  • Mektubu göndereceğimiz kişinin genel özelliklerine göre (yaşı, kültür düzeyi, yakınlık derecesi vb.) "hitap cümlesi" bulunmalıdır.
  • Mektubun sağ alt köşesine "ad-soyad" yazılmalı ve "imza" atılmalıdır.
  • Mektubun sol alt köşesine "adres" yazılmalıdır.

Edebî Mektuplar:


Edebî mektuplar; yazarları, içerikleri ve ifade şekilleri ile özel mektuplar içinde ayrı yer tutar ve ayrı şekilde ele alınırlar. Edebî mektuplarda, mektubun yazıldığı dönemin edebiyat ve düşünce olayları yer alır. Yazar, karşısındakine öğüt verir, yol gösterir. Eski dönemlerde, bu tür kişisel edebî mektuplar, "Mektûbât = Mektuplar" adı altında toplanır ve geniş kitlelerin de okuyabilmesi için yayımlanırdı.

Resmî ve İş Mektupları:


Resmî Mektuplar:


Resmî dairelerin ve tüzel kişilik taşıyan kuruluşların birbirlerine yazdıkları resmî yazılarla; bunların, vatandaşların başvurularına verdikleri yazılı cevaplara denir. İş mektuplarına benzerler.
Bu mektupların hitap başlığı, yazılan dairenin ya da tüzel kişilik sahibi kuruluşun kanun ve tüzüklerdeki tam adıdır. Bu mektuplarda tarih ile birlikte mektubun sıra numarası ve konusu belirtilir. Mektup, cevap mahiyetinde ise "ilgi" hanesine cevabı olduğu mektubun sayı ve tarihi, "konu" hanesine de kısaca amaç yazılır. Bu yapıldıktan sonra iki ya da üç satır aralığı bırakılarak mektup yazılır.
Resmî mektuplarda açık, kesin, anlaşılır bir dil kullanılır. Mektubun sonu, alt makama yazılıyorsa "... rica ederim.", üst makama yazılıyorsa "... arz ederim." şeklinde biter. Mektup metninin sağ altında ise mektubu yazanın makamı, adı ve soyadı ile imzası bulunur.

İş Mektupları:


Özel kişilerle iş kurumları ve iş kurumlarının kendi arasında, işle ilgili olarak yazılan mektuplara denir. Bu mektuplarda konusu ne olursa olsun bir iş ya da hizmet söz konusudur. Bu bir sipariş, satış, şikâyet, borç alıp verme isteği, tavsiye ya da bilgi isteme olabilir.

İş mektuplarını, konularına göre altı başlık altında inceleyebiliriz:
  • Sipariş mektupları
  • Satış mektupları
  • Şikâyet mektupları
  • Tavsiye mektupları
  • Başvuru mektupları vb.
İş mektuplarına, kendisine mektup yazılan kişi ya da kurumun ad ve adresi ile başlanır. Kâğıdın sağ tarafına tarih yazılır. Adres ve tarihten sonra uygun bir aralık bırakılır, paragraf yapılarak doğrudan istek yazılır. Son bölüme saygı ifade eden bir söz eklenerek mektup bitirilir. Mektup metninin sağ altında mektubu yazanın adı ve soyadı ile imzası yer alır.
İş mektuplarında şekil birliğini sağlamak için, son zamanlarda satır başı yapılmamakta, satır başları, satır aralıkları daha da açılarak gösterilmektedir. Böylece yazı, sol ve sağ yanlardan bir blok hâlinde ve aynı ölçüler içinde kalmaktadır.

Resmî ve iş mektuplarında dikkat edilecek özellikler şunlardır:


  • Mektup yazılacak kâğıt şekil yönünden düzenli ve temiz olmalıdır.
  • Bu tür mektuplar, mümkünse daktilo ya da bilgisayarla yazılmalıdır. Mümkün değilse, özel mektuplarda olduğu gibi siyah mürekkep ya da tükenmez kalemle yazılmalıdır.
  • Resmî mektuplarda yazının çıktığı kurumun adı, kâğıdın üstüne ortalanarak büyük harflerle yazılmalıdır.
  • Kâğıdın sağ üst köşesine tarih yazılmalıdır.
  • Mektubun gideceği makamın adı ve yeri ise kağıdın orta üst yerine ortalanarak yazılmalıdır.
  • Yazı metnine başlamadan hangi tarih ve sayılı yazının cevabı olduğu yazılmalıdır.
  • Mektubun giriş paragrafında sorun ya da konu kısaca belirtilmelidir. Gelişme paragraflarında ise konu ve sorun açılmalıdır. Sonuçta ise, arz / rica ifadelerine yer verilmelidir.

Açık Mektup:


Her hangi bir düşünceyi, görüşü açıklamak, bir tezi savunmak için bir devlet yetkilisine ya da halka hitaben, bir kişi ya da kurum tarafından yazılan, gazete, dergi aracılığı ile yayımlanan mektuplardır.
Açık mektuplarda sadece yazanı değil, geniş kitleleri ilgilendiren önemli konular ele alınır.
Açık mektubun türü; makale, fıkra, inceleme yazılarından birine uygun olabilir. Açık mektup örneklerine zaman zaman gazete ve sanat dergilerinde rastlanmaktadır.
Son düzenleyen Safi; 29 Mayıs 2016 06:39
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
24 Mart 2011       Mesaj #7
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Birbirinden uzakta bulunan yakın akraba veya arkadaşların haberleşmek, bir olayı aktarmak, bilgi vermek, ortak düşünceleri paylaşmak gibi çeşitli amaçlarla yazdıkları ve sadece yazanla okuyanı ilgilendiren mektuplar, özel mektuplardır.
Özel mektupları, konularına göre alt başlıklar hâlinde adlandırmak da mümkündür: Aile mektupları veya sağlık mektupları (eşe, dosta, yakın akrabaya yazılanlar), tebrik mektupları (herhangi bir başarı, nikâh, nişan, düğün, bayram, yılbaşı gibi sebeplerle yazılanlar), teşekkür mektupları (iyilik veya yardım görme gibi sebeplerle yazılanlar), davet mektupları (davetiyeler) (nişan, düğün, gezi vs. sebeplerle yazılanlar), taziye mektupları, özür mektupları vs. gibi. Bu türdeki mektupların gizliliği vardır ve bu gizlilik kanunla korunmuştur.
Özel mektuplarda konu sınırlaması olmamakla birlikte birbirlerine mektup yazanlar muhataplarının ilgi alanlarını bildikleri için bu durumu gözetirler. Kitap okumaktan hoşlanan birine, yeni çıkan bilgisayar programlarından bahsetmek uygun olmaz.

Mektup Çeşitleri


  1. Özel Metkup: Birbirine yakın olan hısım akraba, eş dost arasında yazılan mektuplardır. Özel mektuplar; açık, sade ve samimi bir ifade taşır.
  2. Edebi (Yazınsal) Mektup: Aslında bu da bir çeşit özel mektuptur. Özel mektupları yazanlar edebiyatçıysa bu tür metinler aynı zamanda edebi mektup adını alır.
  3. İş Mektubu: Genellikle ticari alanda faaliyet gösteren kurumlar, kurumlarla kişiler, kişilerle kişiler arasında yazılan, iş ile ilgili konuların dile getirildiği mektuplarsır.
  4. Resmi Mektup: Devletin çeşitli kurumlarının kendi aralarında, ya da başka kişi ve kurumlarla yazışmaları gerektiğinde kullandıkları mektuplardır.
  5. Açık Mektup: Yazıldığı kimseye gönderilmeyip basın yoluyla açıklanan mektuplara açık mektup denir.
  • Mektup yazılacak kâğıt, şekil yönünden düzenli ve temiz olmalıdır.
  • Mektup, mürekkepli ya da tükenmez siyah renkli kalemle yazılmalıdır.
  • Mektubun sağ üst köşesine "tarih", yanına da yazıldığı "yerin adı" konmalıdır.
  • Mektubu göndereceğimiz kişinin genel özelliklerine göre (yaşı, kültür düzeyi, yakınlık derecesi vb.) "hitap cümlesi" bulunmalıdır.
  • Mektubun sağ alt köşesine "ad-soyad" yazılmalı ve "imza" atılmalıdır.
  • Mektubun sol alt köşesine "adres" yazılmalıdır.

DİLEKÇE


Dilekçeler bir iş mektubu olarak da kabul edilebilir. Bir dileği, isteği, ihbar ve şikâyeti bildirmek üzere ya da her hangi bir konuda soru sormak için resmî, özel kurum ve kuruluşlara, gerçek ya da tüzel kişilere yazılan imzalı ve adresli bir çeşit iş mektubudur.
Dilekçeler genellikle çizgisiz ve beyaz dosya kâğıdına dolma kalemle ya da daktilo / bilgisayarla yazılır. Kâğıdın üstünde üç, solunda üç, sağında bir santimetre boşluk bırakılır. (S. SARICA - M. GÜNDÜZ, Güzel Konuşma Yazma, s. 140)
Dilekçeler, ana hatlarıyla dört kısımdan ibarettir:

  • Hitap: Dilekçeye gönderilen makamın adı ve yeri yazılarak başlanır. Hitaptaki kelimelerin tamamı ya da ilk harfleri büyük yazılır.
  • Dilekçe Metni: İş mektuplarında olduğu gibi dilekçelerde de anlatılmak istenen ifadenin açık, anlaşılır, kesin, net ve öz olması gerekir. Yanlış anlaşılmalara meydan verilmemelidir. İfadeler bitirildikten sonra dilekçe, "... arz ederim" cümlesi ile bitirilmelidir.
  • Tarih ve İmza: İmzasız dilekçeler dikkate alınmadığı için dilekçe metninin biraz altında kâğıdın sağ alt tarafında tarih ve imzanın mutlaka bulunması gerekir. Tarih kısmı, kâğıdın sağ üst köşesinde de bulunabilir.
  • Gönderenin Adresi: Adres; tarih ve imza kısmından biraz aşağıda kâğıdın sol alt kısmına yazılmalıdır. Adresin ilk satırında ad ve soyad, ikinci satırında cadde, sokak ve apartman numarası yer alır. Üçüncü satırda ise ilçe ve ilin adı bulunur. Dilekçeye eklenmiş belge var ise adres kısmının altına EK ya da EKLER başlığı açılır ve belgelerin adları yazılır.
Son düzenleyen Safi; 29 Mayıs 2016 06:40
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
2 Mayıs 2012       Mesaj #8
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

Mektup zarfı nasıl yazılır?


Ad:  mektup-zarfi.jpg
Gösterim: 23520
Boyut:  17.3 KB
Günümüzde artık pek fazla tercih edilmese de, mektup bir zamanların vazgeçilmez iletişim ve haberleşme aracıydı. Hâlâ zaman zaman kullanıldığına şahit oluruz. Siz de bir mektup yazdınız ve sıra geldi mektubunuzu göndermeye. Aşağıdaki talimatlar size yardımcı olacaktır.
  • Zarfın sol üst köşesine gönderenin adını ve soyadını yazın.
  • Gönderen isminin hemen altına gönderenin adresini yazın.
  • Zarfın sağ alt köşesine alıcının adını ve soyadını yazın. Kullandığınız zarf çok küçükse alıcı adını yazmaya hemen hemen zarfın ortasından başlamalısınız. Yazmaya sağ alt köşeye çok yakın başlarsanız yazacaklarınız sığmayabilir.
  • Alıcı adının hemen altına alıcının açık adresini yazın. Adresin sonuna posta kodunu yazın. Posta kodu mektubun sahibine ulaşmasını kolaylaştıracaktır.
  • Zarfınıza bir de pul yapıştırmak isterseniz sağ üst köşeyi kullanın. Posta pulu eskiden gönderim ücretinin ödendiğini göstermek amacıyla kullanılıyordu. Fakat artık posta pullarına gerek kalmadı.
  • Mektubunuzu uygun şekilde katlayarak zarfın içine koyun. Zarf kapağını hafifçe ıslatarak kapatın.
  • Mektubunuzu en yakın postaneye teslim edebilirsiniz. O artık gideceği yeri bulur.

Mektup Türü ve Özellikleri


Birbirinden farklı yerlerde bulunan kişi veya kurumlar arasında özel ya da resmi iletişimi sağlayan yazı türüdür.

Mektup Yazılırken Uyulması Gereken İlkeler

  • Mektup çizgisiz ve beyaz bir kağıda yazılmalıdır.
  • Kağıdın sadece bir yüzü kullanılmalıdır.
  • Mektup, kurşun kalemle yazılmamalıdır.
  • Mektup kağıdının sağ üst kısmına yazıldığı yer ve tarih konulmalıdır.
  • Mektup bitince imzalanmalı, sol üst köşesine de adres yazılmalıdır.

Özel Mektuplar


Birbirini çok yakından tanıyan kişilerin, birbirlerine yazdığı mektuplardır. Özel mektuplarda gönderici ile alıcının bir­birine karşı özel durumu yanında, ele alınan konu da metnin üslubunu belirler. Özel mektuplar ikiye ayrılır:

Edebi Nitelik Taşıyan Özel Mektup


Belli bir konuya bağlı kalmadan bütün hayatı içine alabilen bir anlatım aracıdır. Gönderenin iç dünyasından veya çevresinden seçilen haberler, çeşitli gözlemler, bir toplumun ve çevrenin özellikleri mektubun konusu olabilir. Mek­tubu yazan kişi yaşadığı çevreyi ve hayatı da anlatır. Bu bakımdan mektuplarda devirlerin, çevrelerin düşünce tarz­larını, âdetlerini, kısacası yaşayış şekillerini bulmak mümkündür. Böyle mektuplar, tarih araştırmacıları için belge ni­teliği taşır. Bazı Avrupalıların eski Türk yaşamı ile ilgili mektupları bugün tarihi belge olarak kabul edilir. Lady Montegu'nun Şark Mektupları bu türe örnektir.

Edebi Nitelik Taşımayan Özel Mektup


Birbirini çok yakından tanıyan kişilerin karşılıklı yazdıkları mektuplardır. Bunların belirleyici özelliği kişiden kişiye yazılmış olması, içten ve senli benli bir dille oluşturulmalarıdır. Böyle mek­tuplarda bir alana sıkı sıkıya bağlanmak gerekmez. Özel mektuplar hitap, gövde, sonuç bölümlerinden oluşur. Tebrikler, telgraf, davetiyeler, tebrik mektupları, taziye­ler özel mektup çeşitlerinden bazılarıdır.

Resmi Mektuplar (Dilekçe)


Devlet dairelerinin kendi aralarında veya kişilerle devlet daireleri arasında yazılan mektuplardır. Bu tür mektuplar­da çizgisiz beyaz kâğıt kullanılır. Anlatım ciddi olmalı, konu dışında ayrıntılara ve özel isteklere yer verilmemelidir. Dilekçe yazarken şu kurallara dikkat edilir:
  • Gereksiz ayrıntılara yer verilmez, yalın ve anlaşılır bir dil kullanılır.
  • Çizgisiz beyaz kâğıda yazılır.
  • Dilekçe hangi kuruma veriliyorsa, bu makamın adı başa yazılır. Kurum adının sağ altına kurumun bulunduğu şehrin adı yazılır.
  • Konu kısaca anlatılır.
  • İlgili makamın bilgisine sunulduğu ve gereğinin yapılması ifade edilir. (Bu bölüm kişinin dileğine ilişkin sonuç bölümüdür. Alt makama yazılırsa "rica ederim" üst makama yazılırsa "arz ederim" şeklinde yazılır.)
  • Dilekçenin sağ alt köşesine sırasıyla tarih, imza yer alır; ad, soyad yazılır.
  • Sol alt köşeye ise adres ve varsa ekler yazılır.

İş Mektupları


Ticaret ve endüstri kurumlarının birbirlerine ya da kişilere, kişilerin bu kurumlara gönderdikleri mektuplara denir. İş mektuplarının en çok kullanılan çeşidi dilekçedir. Bir talebi ya da siparişi bildirmek, bir soruna açıklık getirmek, iş başvurusunda bulunmak, bir üst makama belirli bir durumla ilgili bilgi iletmek vb. amaçlarla kişiler ile kişiler, kişiler ile kurumlar ya da kurumlar ile kurumlar arasın­da yapılan yazışmalardır.

Özellikleri
  • Kuruma ya da kişiye yönelik hitapla başlanmalıdır.
  • Ad, adres, tarih belirtilmelidir.
  • Açık, duru, yalın, düzgün bir Türkçeyle kaleme alınmalıdır.
  • Amaç açıkça belirtilmelidir.
  • Birden fazla sorun söz konusuysa, bunlar maddeler ya da paragraflar hâlinde belirtilmelidir.
  • Saygılı, ciddi bir dil ve üslup kullanılmalıdır.
  • Mektup bir kurum tarafından yazılıyorsa, kurumun antetli kâğıdı ve zarfı kullanılmalıdır.
  • Daha önce yazılmış bir mektuba karşılık olarak yazılıyorsa, "ilgi" başlığı altında hangi tarih ve hangi sayılı, han­gi konuyla ilgili yazıya karşılık olduğu belirtilmelidir.
  • Sorun, durum ya da dilek açıkça ve kısa cümlelerle belirtilmelidir.
  • Sonuç cümlesinde makamlar arasındaki hiyerarşik düzene dikkat edilmelidir. Üst makam alt makama yazıyor­sa ya da makamlar arasında denklik varsa "rica ederim", alt makam üst makama yazıyorsa "saygılarımla arz ederim" ifadesiyle cümle tamamlanmalıdır.
  • Kurumdan kişiye ya da kuruma yazılıyorsa kurumun en üst makamı tarafından, kişiden kişiye yazılıyorsa yazan tarafından imzalanmalıdır.
  • Ek belgeler mektubun sonunda "Ekler" başlığı altında ve maddeler hâlinde belirtilmelidir.
  • Bilgisayarla ya da daktiloyla yazılmalıdır.
  • Çizgisiz beyaz kâğıt kullanılmalıdır.
  • Yazım ve noktalama kurallarına uyulmalıdır.
Son düzenleyen Safi; 29 Mayıs 2016 06:46
antivirüs_king - avatarı
antivirüs_king
Ziyaretçi
5 Mayıs 2012       Mesaj #9
antivirüs_king - avatarı
Ziyaretçi

kişisel mektup:


Knokke-Le Zoute, 30 Ağustos 1974, Cuma
Sevgili Huriye, Selma, Ayşe,
Saat öğleden sonra dördü çeyrek geçiyor. Evvelki gün öğle üstü Brüksel’e gelmiştik. Binbir telâş içinde, sora soruştura gideceğimiz yeri öğrendik. Valizleri hava alanında emanetçiye bırakmıştık, orta halli bir lokantada 200 franga bir kap yemekle iki bardak bira içerek gene havaalanına döndük trenle. Bavulları alıp tekrar Brüksel. Oradan başka trene binip Knokke-Le Zoute denilen yere geldik. Bize ayrılan oteli bulduk. Ayrı odalara yerleştik. Gece dokuz buçuğa geliyordu. Sokakları tarayıp lokanta vitrinlerindeki yemek fiyat listelerine bakarak, en ehvenini seçip karnımızı doyurduk.

Dün öğleden sonra Bienal Sekreterliğini bulduk. Geldiğimizi bildirdik, 500 frankımızı alıp bize birer dosya verdiler. İçinde katılanların listesi, hangi otellere dağıtıldıkları ve başka şeyler. Her milletten şöyle böyle dört yüz kişi. Gece, saat sekizde büyük bir salonda büfe vardı. Yakalarımızda adımızı, milletimizi belirten küçük plakalar, ellerimizde davetiyeler girdik içeri. Dörder kişilik masalardan birine çöktük. Masadaki öteki iki kişi Japon idi. Gece öyle geçti.
Şiir toplantıları bu sabah onda başladı. Açış konuşmaları saat 12:00′ye kadar sürdü. Saat 3′te tekrar toplanılmak üzere öğlen tatili yapıldı. Konuşmalar Fransızca. Ben hep Avusturya heyetine bakındım, gece bulamamıştım kimseyi, öğle üzeri yakalara baka baka, on sene kadar önce birkaç şiirini çevirip Türk Dili dergisinde bastırdığım Ernst Jandl’ı yakaladım, iki de arkadaşı vardı. Tanıttım kendimi. Meğer onlar da Fransızca bilmezlermiş. Bunu öğrenince içim rahat etti.

Yol çok uzun, Beşiktaş-Ortaköy yolundan uzun. Tahsin’le döndük otele, ne verdilerse yedik çekildik odalara. Üçteki toplantıya dörtte katılırız diyorduk. Şimdi saat beşe geliyor. Vazgeçtik.

Şurda cumartesi, pazar, pazartesi, iç gün kaldı. O da geçer. 4 Eylül çarşamba günü Brüksel’den İstanbul’a uçacağız herhalde. Belçika müthiş pahalı. Tahsin’le vitrinlere bakıyoruz hep. Tahsin mukayeseler yapıyor. Fransa’dan sonra en pahalı yeriymiş Avrupa’nın. 3170 franktan 1200 frank kaldı üç gün içinde. Ortada alınmış birşey yok. Gideriz, ederiz, Paris, Londra deyip duruyorduk. Şimdi arpacı kumrusu gibi düşünüyoruz. Tahsin önce şöyle şöyle diyor, sonunda benim dediğime geliyor, düşünmeye başlıyor. Hiç değilse ben her gece gömlek yıkıyorum, Tahsin onu bile yapmıyor. Hasılı boşa koyuyoruz dolmuyor, doluya koyuyoruz almıyor.
Dur bakalım!..
Gene yazarım.

Kimseye kart gönderemedim, üşeniyorum, içimden gelmiyor.
Her şey önce iç rahatlığına bağlı. Siz benim için Beşiktaş’a kapanmayın, benim ne zaman döneceğim belli değil. Kumburgaz’da da bulurum sizi.
Gene yazarım. Gün ola, hayrola! Gözlerinizden öperim.
Behçet Necatigil


düşünsel mektup prenses Elisabeth’e Egmond, 6 ekim 1645
Madam
Bazen şöyle bir şüpheye düştüğüm oluyor: elimizde bulunan nimetleri olduğundan daha büyük ve daha değerli hayal ederek, elimizde bulunmayan nimetleri de bilmeyerek veya gözden geçirmek için üzerinde durmayarak, memnun ve neşeli olmak mı yoksa her ikisinin de gerçek değerini tanımak için, fazla bilgili ve düşünceli olarak, kederli olmak mı daha iyidir? Üstün iyinin neşe olduğuna inansaydım ne pahasına olursa olsun, neşeli olmaya çalışmak gerektiğinden şüphe etmezdim ve can sıkıntısını şarapta boğan yahut tütünle uyuşturanların kabalığını doğrulardım. Fakat fazileti işlemekten yahut da (aynı şey olan) elde edilmesi irademize bağlı bulunan bütün nimetlere sahip olmaktan ibaret olan üstüm iyi ile, bu nimetleri elde etmeden sonra gelen memnunluğu birbirinden ayırıyorum. Bun-dan ötürü, zararımıza da olsa, hakikati bilmenin, bilmemekten daha büyük bir olgunluk olduğunu göz önüne alarak, az neşeli fakat çok bilgili o1manın daha iyi olduğunu kabul ediyorum: Böylece ruhumuzun en memnun olduğu an, en neşeli olduğumuz zaman değildir; tersine büyük neşeler genel olarak donuk ve ciddidir, kahkahalı neşelerse, ufak ve geçicidir: Bunun için boş, hayaller peşinde koşarak yanılmaya düşmeyi asla doğru bulmam; zira bundan gelen bütün zevk ancak ruhun dışına dokunabilir, halbuki içi, yalancılıklarını görerek, acı duyar. Ruhumuz durmaksızın başka şeylerle uğraşırken, bunun farkına varmayabilir, fakat o zaman da adı geçen saadete kavuşamaz, çünkü saadet hareketimize -bağlıdır, halbuki böyle bir hal ancak talihten gelebilir..

Fakat, bazıları bizi memnun olmaya götüren, bazıları da tersine, memnun olmaktan alıkoyan aynı derecede doğru, birçok düşüncelerle karşılaşmak imkanı olduğu yerde, bana öyle geliyor ki, tedbir daha çok memnunluk verenleri kabul etmemizi emrediyor; hatta dünyadaki şeylerin hemen hepsine iyi veya kötü görünen bir yandan bakmak mümkün olduğuna göre, herhangi bir şeyde maharetimizi göstermek gerekiyorsa; o da onlara, bilhassa en çok lehimizde görünen seviyeden bakmayı bilmektir, sanırım, elverir ki bunu aldanmadan yapalım.

… İnsanın kendinden çok başka insanlara iyilik etmesi daha yüksek ve daha şerefli bir şey olduğuna göre, buna en fazla meyledenler ve sahip oldukları nimetlerden en az bahsedenler, gene en yüksek ruhlardır. Ancak zayıf ve alçak ruhlardır ki kendilerine gerektiğinden fazla değer verir, ve üç damla su ile ağzına kadar dolan vazolara benzerler. Altesinizin bunlardan olmadığını biliyorum, bu alçak ruhları ancak, kendileri için bir menfaat göstererek, başkaları için zahmete teşvik etmek mümkün olduğu halde, Altesinizin menfaati için, kendilerine, ancak kendisini ihmal ettiği takdirde, sevdiklerine uzun zaman faydalı olamayacağını göstermek; ve sağlığıma bakmasını yalvarmak gerektir. Benim de yaptığım budur.
Descartes.

Resmi mektup:

İKİNCİ İNÖNÜ UTKUSU ÜZERİNE ATATÜRK İLE İNÖNÜ
ARASINDA YAZIŞMA
Metristepeden
1.4.1921
Saat 6,30 sonrada Metristepeden gördüğüm durum: Gündüzbey kuzeyinde sabahtan beri direnen ve artçı olduğu sanılan bir düşman birliği sağ kanat grubunun saldırısı üzerine, dağınık olarak çekiliyor. Yakından kovalanıyor. Hamidiye yönünde karşılaşma ve çatışma yok. Bozüyük yanıyor. Düşman, binlerce ölüleriyle doldurduğu savaş alanını silâhlarımıza bırakmıştır.

Batı Cephesi Komutanı
İsmet


Ankara
1.4.1921
İnönü Savaş Meydanında Metristepede Batı Cephesi Komutanı ve Genelkurmay Başkanı İsmet Paşa’ya,
Bütün dünya tarihinde, sizin İnönü Meydan Savaşlarında yüklendiğiniz görev kadar ağır bir görev yüklenmiş komutanlar pek azdır. Ulusumuzun bağımsızlığı ve varlığı, çok üstün yönetiminiz altında şerefle görevlerini yapan komuta ve silâh arkadaşlarınızın duyarlığına ve yurtseverliği-ne büyük güvenle dayanıyordu. Siz orada yalnız düşmanı değil, ulusun ters alınyazısını da yendiniz. Düşman çizmesi altındaki karayazılı topraklarımızla birlikte bütün yurt bugün, en kıyıda köşede kalmış yerlerine dek utkunuzu kutluyor. Düşmanın yurdumuzda sonsuz yayılma isteği, dayancınızın ve yurtseverliğinizin yalçın kayalarına başını çarparak paramparça oldu.

Adınızı tarihin övünç yazıtları arasına geçiren ve bütün ulusta size karşı sonsuz bir saygı ve bağlılık duygusu uyandıran büyük savaşınızı ve utkunuzu kutlarken, üstünde durduğunuz tepenin, size binlerce düşman ölüleriyle dolu bir şeref alanı gösterdiği kadar, ulusumuz ve kendiniz için yükseliş parıltılarıyla dolu bir geleceğin çevrenini de gösterdiğini söylemek isterim.

Büyük Millet Meclisi Başkanı
Mustafa Kemal
Son düzenleyen Safi; 29 Mayıs 2016 06:53
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
29 Nisan 2013       Mesaj #10
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Birbirinden ayrı yerlerde bulunan kişi veya kurumlar arasında özel veya resmî haberleşmeyi sağlayan yazı türüne mektup
Ad:  M6.jpg
Gösterim: 19295
Boyut:  13.4 KB
denir. Başka bir tanımla uzakta bulunan herhangi dosta, arkadaşa gönderilen ya da kamu kuruluşları arasında haberleşmeyi sağlayan bir yazı türüdür. Mektuplarda dilek ve arzu bildiren duygu ve düşüncelere yer verilir.

KULLANILIŞ AMAÇLARINA GÖRE MEKTUP ÇEŞİTLERİ


1- Özel mektuplar
  • Edebi Nitelik Taşımayan Özel Mektup
  • Edebi Nitelik Taşıyan Özel Mektup
  • Tebrik, davetiye, teşekkür,taziye, telgraf
2- İş mektupları
3- Resmi Mektuplar
  • Dilekçe
4- Açık Mektuplar

ÖZEL MEKTUPLAR


Birbirini çok yakından tanıyan kişilerin, birbirlerine yazdığı mektuplardır. Özel mektuplarda gönderici ile alıcının birbirine karşı özel durumu yanında, ele alınan konu da metnin üslubunu belirler. Özel mektuplar ikiye ayrılır:

EDEBİ NİTELİK TAŞIYAN ÖZEL MEKTUP


Sanatçı ve edebiyatçıların, daha çok genel konular üzerinde yazdıkları mektuplardır. Belli bir konuya bağlı kalmadan bütün hayatı içine alabilen bir anlatım aracıdır. Gönderenin iç dünyasından veya çevresinden seçilen haberler, çeşitli gözlemler, bir toplumun ve çevrenin özellikleri mektubun konusu olabilir. Mektubu yazan kişi yaşadığı çevreyi ve hayatı da anlatır.
Sanat, siyaset, edebiyat, düşünce adamlarının birbirlerine, ailelerine, sevgililerine yazdıkları mektuplar, onların yaşamlarına ve dönemlerine ışık tutan birer belge niteliği taşır. Bazı Avrupalıların eski Türk hayatı ile ilgili mektupları bugün tarihi belge olarak kabul edilir. Lady Montegu'nun “ Şark Mektupları bu türe örnektir. Örneğin Van Gogh’un kardeşine yazdığı mektuplar Theo’ya Mektuplar, Kafka’nın sevgilisi Milena’ya yazdığı Milena’ya Mektuplar, Bedri Rahmi Eyuboğlu’nun kardeşlerine yazdığı Kardeş Mektupları, Cahit Sıtkı Tarancı’nın mektupları Evime ve Nihal’e Mektuplar, Ziya’ya Mektuplar adıyla kitaplaştırılmıştır.

EDEBİ NİTELİK TAŞIMAYAN ÖZEL MEKTUP


Birbirini çok yakından tanıyan kişilerin karşılıklı yazdıkları mektuplardır. Bunların belirleyici özelliği kişiden kişiye yazılmış olması, içten ve senli benli bir dille oluşturulmalarıdır.
Özel mektuplar hitap, gövde, sonuç bölümlerinden oluşur. Tebrikler, telgraf, davetiyeler, tebrik mektupları, taziyeler özel mektup çeşitlerinden bazılarıdır.

Edebi Mektup Örneği

Dostoyevski' den Apollon Nikolayeviç Maikov'a
Cenevre, 18 Mayıs 1868

Mektubuna çok teşekkür ederim sevgili Apollon Nikolayeviç, ve her şeyden evvel, bana kızmayıp, mektuplaşmamıza son vermediğin için sana minnettarım. Ama, her zaman, ruhumun derinliklerinde Apollon Nikolayeviç’in böyle bir şey yapmayacağını hissetmişimdi ben...

Sonia’m öldü. Üç gün evvel gömdük onu. Ölümünden iki saat evvel onun öleceğini hiç bilmiyordum. Ölmeden üç saat evvel, doktor bize, her şeyin daha iyiye doğru gittiğini ve onun yaşayacağını söyledi. Sadece bir hafta hasta yattı. Zatürre olması sebeb oldu ölümüne.

Ah benim sevgili Apollon Nikolayeviç’im, ilk çocuğuma karşı olan sevgim herhalde çok komik bir şeydi. Beni tebrik edenlere öylesine komik mektuplar yazıp hislerimi belirttim ki. Herkesin gözünde, rezil kepaze olduğumdan hiç şüphem yok. Ama sana, sana sevgili dostum, hiçbir şeyi söylemekten utanmıyorum. O zavallı küçük sevgili yaratık, daha üç ayını doldurmadığı halde, benim için kendine has özellikleri ve kişiliği olan bir kimseydi. Daha yeni başlamıştı, beni tanıyıp sevmeye. Ne zaman yanına gitsem daima gülümsüyordu bana. Şimdi gelmişler beni teselli edip muhakkak başka çocuklarımın olacağını söylüyorlar. Peki ama Sonia nerde? İnan bana, eğer hayatta kalabileceğini temin etseydim, onun yaşaması için, çarmıha gerilerek ölmeye çoktan razı olurdum. Artık bundan bahsetmeyeceğim. Karım ağlıyor. Yarından sonra, onun minicik mezarına son bir defa veda edip, başka bir yerlere gideceğiz. Anna Nikolayevna (not: karısının annesi) bizlerle beraber kalıyor. Küçüğümüz ölmeden sadece bir hafta evvel geldi buraya...

On beş gün evvel başlayan Sonia’nın rahatsızlığından bu yana hiç çalışamadım. Katkov’a bir mektup yazarak özür diledim. Roussky Viestnik’in mayıs sayısında kitabımdan sadece üç kısım çıkabilecek. Ama şimdiden sonra gece gündüz çalışabileceğimi umuyorum. Böylelikle haziran sayısından itibaren muntazaman çıkmaya başlıyacak romanım.
Kızımın manevi babası olmayı kabul etmene de ayrıca teşekkür ederim. Ölümünden bir hafta evvel vaftiz edilmişti küçüğüm....

Fiyodor Mihayloviç Dostoyevski
Son düzenleyen Safi; 29 Mayıs 2016 06:50

Benzer Konular

26 Kasım 2016 / Misafir Cevaplanmış
21 Nisan 2016 / Ziyaretçi Cevaplanmış
21 Nisan 2016 / vfvfv Cevaplanmış
23 Şubat 2011 / Ziyaretçi Soru-Cevap