Arama

Söylev (Nutuk, Hitabe) Nedir?

Güncelleme: 19 Şubat 2013 Gösterim: 8.209 Cevap: 2
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
8 Şubat 2010       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
SÖYLEV (NUTUK)

Sponsorlu Bağlantılar
Nutuk, kelime anlamı olarak, "söz, lakırdı; söyleyiş, söylemek kuvveti" demektir. Türkçede bu kelime daha çok "bir topluluğa karşı söylenilen söz, hitabet" karşılığında kullanılmaktadır.
Dinleyenleri coşturmak ve belli bir amaca yöneltmek; onlara bir duyguyu, bir düşünceyi, bir isteği, bir ülküyü aşılamak; önemli açıklamalarda bulunmak için yapılan etkili, coşkulu konuşmalara Söylev (Nutuk) denir.


Söylevler; dinleyenlerin zekâ durumlarına, hayal güçlerine, duygularına, ilgilerine göre hazırlanır. Dinleyenleri düşündürür, onlarda ilgi uyandırır, onları coşturur, onlara beklenen davranışı yaptırır.
Söylevde; konuşmacıyı ve dinleyenleri yanılgıya düşürmemek için aceleye getirmeden düşünerek konuşmak, dinleyenlere karşı iyi niyet beslemek, dinleyenlerin inanmasını sağlayacak biçimde dürüst konuşmak, dinleyicilere karşı yaşının verdiği olgunluk içinde konuşmak, dinleyenleri kıracak biçimde konuşmamak, gerekirse kendini dinleyicilerin yerine koymasını bilmek, basmakalıp sözler kullanmamak, abartarak konuşmamak gibi ahlâk ölçülerine önem verilmeli, özen gösterilmelidir. (S. SARICA - M. GÜNDÜZ, Güzel Konuşma Yazma, s. 246)
Söylev (Nutuk), aslında bir sözlü kompozisyon ürünüdür. Yalnız nutuk, yazıya geçmişse ve kitabî özelliği varsa aynı zamanda yazılı kompozisyon ürünü olarak da kabul görür. Türk edebiyatının en güçlü söylev (nutuk = hitabet) örneği Atatürk' ün "Büyük Nutku"dur.

Açıklama-2

Söylev (Nutuk, Hitabe):
Bir konuşmacı tarafından bir yerde toplanmış topluluğa, bir düşünceyi coşkulu bir diile anlatmaya denir. Bunlara, "yaşatıcı yazılar" da diyebiliriz. Öyküleme anlatım biçiminin ağırlıklı kullanıldığı, okuyucunun bilgisini artırmaktan çok hayal dünyasını zenginleştirmeyi amaçlayan yazı türleridir:
Bir gerçeğe inanan bir insanın toplumu bu gerçeğe inandırmak için özünün bütünü ile yaptığı telkin sürecine hitabet; bir fikri, bir davayı karşısındaki insanlara dil ustalığı ile açıklamaya hitabet sanatı; toplum önünde bu konuşmayı yapana hatip; bir insan topluluğuna bir fikri vermek bir ülküyü aşılamak amacıyla söylenen sözlere ise nutuk veya söylev denir. Hatiplik sanatı, insanlık geçmişinin en eski ve en köklü sanatlarındandır. Bu sanatla peygamberler ve din adamları insanları doğru yola davet etmişler; padişahlar, krallar ve kumandanlar ordularına bu sanatla hükmetmiş ve savaşlar kazanmıştır. Hatip olmak isteyen kişi iyi düşünen, çok okuyan, çok tecrübeli, gözlemi kuvvetli, içerisinde bulunduğu toplumu çok iyi bilen, bilgili, ileri görüşlü, söz kurallarına gerektiği kadar önem veren kişi olmalıdır. Hatip, gür sesli, özgür yaratılışlı, sevimli ve cana yakın olmalıdır. Derin hissilik, canlı hayat, sağlam yapılı bulunmak, inanç ve fikirlerde içtenlik, gür bir anlatım şekli hatibin belirgin özellikleridir.


Hatibin dört temel amacı vardır.
1. Bir fikri veya bir meseleyi açık bir şekilde anlatmak
2. Dinleyiciler üzerinde bir iz bırakarak onları ikna etmek
3. Dinleyicileri harekete geçirmek
4. Dinleyicileri eğlendirmek



Hitabet aslında bir hazırlık konuşmasıdır. Zaten yukarıda tanımladığımız üzere hatip önceden hazırlanan nutku okuyan kişidir. O yüzden öncelikle bir nutuk hazırlanırken dikkat edilecek hususları ele almalıyız.


Nutuk hazırlanırken dikkat edilecek hususlar:


1- Nutku hazırlayan konuyu planlı bir şekilde hazırlamalıdır. Yazıya geçirmeli ve hatip yazmış olduğu bu nutka önceden hazırlanmadır. Yazıya geçirmeli ve hatip yazmış olduğu bu nutka önceden hazırlanmadır. Konuşma sırasında ise yazılı metni yanında bulundurmalı; fakat konuşma sırasında kâğıda fazla bakmamalıdır. Konusuna iyi hazırlanan hatip kağıda göz ucuyla baktığı zaman konuşmasını hatasız yapacaktır.
2- İçten konuşma yapmak kolay değildir. Büyük hatiplerin bile daha önceden konusunu hazırladıkları ve yanlarındaki küçük notlarından faydalandıkları ve o andaki konunun ahengine göre konuşmalarını değiştirdikleri görülmüştür. Bu yüzden hatip, konuşma sırasında her zaman metne bağlı kalmayabilir.
3- Nutkun giriş cümlesi toplumun dikkatini çekecek türden olmalıdır. Hatta ilk cümleler şiirsel bir üslupta olabilir.
4- Düşüncelerin planı iyi yapılmalı ve kullanılacak üslup iyi seçilmelidir.
5- Gelişme bölümünde ise konu her türlü belgelerle konu açılır, örneklendirilir ve ispatlanmaya çalışılır. Dinleyicinin tansiyonunu yükseltecek fikirlerle sorulu cevaplı cümlelerle sonuç bölümüne geçiş sağlanır.
6- Sonuç bölümünde ise işlenen konunun önemi ve toplumdaki tesirleri kesin ve etkili bir dil ile anlatılır.
7- Hatip ele alacağı konuyu çok iyi bir şekilde savunabilmelidir. Bunun için de hitap etme sanatının inceliklerini, toplum psikolojisini ve düşünce yapısını çok iyi idrak etmelidir. Seçtiği sözcükleri ve oluşturduğu cümleleri en etkili biçimde kullanmalıdır. Sesinin tonu, mimikleri konuşmasının doğal akışıyla uygunluk göstermelidir.



Mustafa Kemal Atatürk'ün Onuncu Yıl Nutku söylev türüne en güzel örnektir.



Elçin - avatarı
Elçin
Ziyaretçi
30 Temmuz 2010       Mesaj #2
Elçin - avatarı
Ziyaretçi
Tek kişinin izleyici önünde olanları bilgilendirmek daha çok da coşturmak amacıyla yaptığı uzun konuşmalara denir. Söylev verene söylevci denir.
Burada asıl amaç konferanstaki gibi bilgi vermek, izleyenleri duygulandırıp coşturmaktır. Konferansla söylevi bir birinden ayıran en önemli özellik sesin olanaklarıdır. Sesin olanaklarının kötü kullanılması iyi bir söylevi konferans havasına sokabilir. Bunun için sesin olanaklarının iyi kullanılması gerekmektedir.
Sponsorlu Bağlantılar
Söylev (nutuk / hitabet): “Bir topluluğa düşünceler, duygular aşılamak amacıyla söylenen, uzunca, coşkulu ve güzel söz, nutuk, hitabe.”
“Bir topluluğa, bir konu üzerinde görüş ve inançlarını aşılamak amacıyla yapılan konuşma; bilimsel konular üzerindeki konuşmalara göre kişisel biçem ve coşku taşır. Konularına göre siyasal, dinsel söylev, hukuk söylevi, tören söylevi… olarak çeşitli adlar alır.”
Söylev (nutuk / hitabet): Yenidünya düzenine uymayan nitelikleri dolayısıyla, bu türler, neredeyse yalnızca siyasilerin tercih ettikleri mitinglere dönüşmüştür. Diğer belirlemeler:
1- Özel durumlara yönelik olarak yapılıyor, belli bir hazırlık gerektiriyor.
2- Bireysel sunum.
3- Dinleyiciye değil dinleyicilere sesleniliyor.
4- Dinleyiciler etkin değil. Ancak dinleyicilerin, dolaylı da olsa, konuşmayı etkilemesi ve konuşmaya yön vermesi söz konusudur.
5- Konuşmalar genele açık.
6- Konuşmalar, popüler ve/veya yarı bilimsel konularda olabiliyor.
7- Konuşmalar daha sonra yazınsal bir metne dönüştürülebiliyor.
8- İşitsel ve görsel medya organlarında yapılabiliyor.
9- Konuşma tek oturumda yapılıyor.
10- Sürekli hale gelmiyor.
11- Adlandırma iletiye ve ortama göre yapılıyor.
12- Konuşmacılarda açık veya zihinde bir konuşma metni var.
13- Konuşmacılar için önceden belirlenen belli süreler var.
14- Konuşmalar bir başkan tarafından yönetiliyor ve başkan konuşmacıların dışında birisi olarak belirleniyor.

Efulim - avatarı
Efulim
VIP VIP Üye
19 Şubat 2013       Mesaj #3
Efulim - avatarı
VIP VIP Üye
Söylev
MsXLabs.org & Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi

Belli bir konuda bir topluluk önünde yapılan konuşma, nutuk.
Söylevde amaç, dinleyenleri kendi düşüncesinden yana çekmektir. Bu nedenle konuşma, konuya bağlı olarak, inandırıcı, etkileyici, coşturucu nitelikler taşımalıdır. Bu niteliklerse "hitabet"i (konuşma sanatı) oluşturur.

Başka deyişle söylev, söylenen sözdür; hitabet de söyleme biçimi. Eskiden konuşmacıya hatip denirdi. Ayrıca bir de hatiplik mesleği vardı. Camilerde hutbe okuyanlara hatip sanı verilirdi. Söylev, Batı edebiyatının en önemli türlerinden biridir. Eski Yunanistan ile Roma'da çok gelişmiştir. O dönemin en büyük söylevcileri Yunan edebiyatında Demosthenes (İ.Ö. 385-322), Lâtin edebiyatında Cicero'dur (İ.Ö. 106-43). Fransa'da da devrim yıllarında Mirabeau (1749-1791), Danton (1759-1794), Robespierre (1758-1794) siyasî söylevleriyle sivrilmişlerdir. Söylevin, siyasî, dinî, hukukî ve akademik olmak üzere başlıca dört türü vardır. Bunlardan en yaygını, siyasî amaçlarla parlamentolarda, mitinglerde söylenen söylevdir. Ayrıca Descartes, Rousseau gibi kimi düşünürlerle yazarlar, felsefî ya da toplumsal görüşlerini açıkladıkları kitaplarına söylev adını vermişlerdir. Hutbe denilen dinî söylevler dışında söylev sanatı, Türkiye'de toplanma ve söz özgürlüğünün tanındığı II. Meşrutiyet'ten sonra gelişmiştir. Bu dönemde yetişen en tanınmış söylevciler Ömer Naci ile Hamdullah Suphi Tanrıöver'dir. Cumhuriyet döneminin en büyük söylevcisi ise Atatürk'tür.
Sen sadece aynasin...

Benzer Konular

2 Ocak 2016 / MaRCeLLCaT X-Sözlük
27 Mart 2014 / Misafir Soru-Cevap
29 Ocak 2010 / furkan81 Soru-Cevap
10 Kasım 2015 / LaSalle X-Sözlük