Arama

El-Kindi

Güncelleme: 12 Aralık 2015 Gösterim: 21.623 Cevap: 3
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
11 Mayıs 2009       Mesaj #1
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Kindi (El-Kindi)
MsXLabs.org & Vikipedi, özgür ansiklopedi
Sponsorlu Bağlantılar

Kindi veya tam adıyla Ebū-Yūsuf Ya’kūb ibn Ishāk el-Kindī (801?-866?), Ortaçağ Avrupası'nda "Alchindus" adıyla tanınan, ilk İslam filozofudur. Felsefesinde, Platon, Aristoteles ve Plotinus'un görüşlerinin bir sentezini yapmıştır. Felsefenin yönteminin kanıtlama, kanıtlamanın hedefinin maddeye biçim kazandıran özleri bilmek, felsefenin amacının ise Tanrı'ya erişmek olduğunu öne süren El-Kindi'ye göre, felsefi bilginin ilk basamağı akılyürütmedir. İnsanın akılyürütme yoluyla adım adım basitten bileşiğe ve en yetkin olana doğru yükseldiğini öne süren filozof, varlığa akılcı bir açıdan yaklaştığı için, Tanrı'nın özüne ait sıfatları inkar etmiştir. Tanrı'nın sıfatlarının ancak olumsuz bir biçimde bilinebileceğini savunan El-Kindi'ye göre, Tanrı mutlak Bir'dir. Mutlak varlık olması nedeniyle, Mutlak Bir'in şekli, niteliği, niceliği, maddesi yoktur ve O göreli bir varlık değildir.


Hayatı
Soylu bir ailenin çocuğu olarak Kûfe'de doğdu. Dedesi Eş'as, Güney Arabistan'ın en büyük kabilelerinden biri olan Kinde'nin hükümdarıydı. Müslüman olduktan sonra kabilesinin ileri gelenleriyle Kûfe'ye yerleşmişti. Babası İshak b. es-Sabbah yıllarca Kûfe valiliği yaptı.
Küçük yaşta babasını yitirdi. Çocukluk ve ilk gençlik yılları Kûfe ve Basra'da geçen Kindî, geleneksel temel eğitimden sonra dil ve edebiyat alanında eğitim gördü. Halife Me'mun'un 830'da kurduğu Beytü'l-hikme'deki bilginler topluluğu arasında yer aldı. Mutezili devlet yöneticilerinden destek gören Kindi Ehl-i Sünnet yanlısı Mütevekkil-Alellah'ın iktidarında saraydan uzak kaldı
.
Kindi felesfeden tıbba, matematikten astronomiye, ilahiyattan siyasete, psikolojidendiyalektiğe, astrolojiden kehanete ve optikten kimyaya kadar yirmi ayrı dalda eser vererek sayıları 277'yi bulan bir külliyat oluşturmuştur.
Akla büyük bir yer veren Meşşai felsefe akımını ilk başlatan kişi de olan Kindi'nin 17 eseri Latince'ye, 4'ü İbranice'ye tercüme edilmiştir.Ayrıca izafiyet teorisini bulan ilk kişidir. Mekan ve hareketin izafi olduğunu, zamanın cisim ve hareketten ayrı düşünülemeyeceğini söylemiştir.
"Yavaş dediğimiz şey, uzun zaman içinde belli bir mesafenin kat edilmesidir. Hızlılık ise kısa zaman içinde aynı mesafenin kat edilmesidir."
diyerek hızlılık ve yavaşlığı hareketin özel halleri olarak ortaya koymuştur.


Eserleri

  • Risale fil Akl
  • Risale fi Mahiyyetin Nevmi ver Rüya
  • Risale fil Cevahiril Hamse
  • Risale fil illetis Selci vel Berdi vel Berki ves Savaiki ver Radi vez Zemherir
  • Risale fiş Şuaat
  • Risale fi İhtiyaratil Eyyam
  • De İntellecto Secondum Aristoteles et Platonem
  • Risale fi İhtilafil Manazır
  • Fi Marifeti Kuval Edviyetil Murekkebe

Son düzenleyen Safi; 12 Aralık 2015 18:13
Biyografi Konusu: El-Kindi nereli hayatı kimdir.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
bekirr - avatarı
bekirr
VIP VIP Üye
12 Kasım 2012       Mesaj #2
bekirr - avatarı
VIP VIP Üye
El Kindi...

Sponsorlu Bağlantılar
Yakub ibn İshak el-Kindi, Müslümanlar arasında "Arap Felsefeci" (Feylesufu'l Arab) olarak bilinip Batı dünyasında "Alkindus" olarak tanınır. Aslında el-Kindi, filozof unvanı taşıyan ilk Müslüman'dır ve diğer bir önemli nokta da saf Arap kanına sahip yegâne filozof olmasıdır. Astronomi, astroloji, psikoloji, tıp ve müzik gibi alanlarda yüzlerce eser yazmış ancak ünü, zamanın imtihanına karşı duran ilk büyük Müslüman filozof olmasından ileri gelir. Eğer İslami öğretilerle çeliştiğine inanmışsa büyük Yunan düşünürlerle çelişmekten çekince duymamasına karşın Yunan felsefesinin İslam dünyasına girişine büyük katkıda bulunmuştur. Buna karşın, felsefi görüşleri hayli tartışmalı olup Ortodoks Müslümanlar tarafından kuşkuyla karşılanmıştır.

El-Kindi, 801'de (tam tarihi bilinmemektedir) Kuzey Irak'ta Kufe'de dünyaya gelir. O dönemde Kufe büyük bir kültürel merkezdir ve yöne¬timdeki Abbasi halifeliğinin başkentidir. Nüfuzlu bir aileden gelmektedir. Bunun göstergesi El-Kindi'nin hem dedesi hem de babasının Kufe valisi olmalarıdır. Ancak babası onun doğumundan kısa bir süre önce ölmüştür. Soyağacı, Kinde adlı soylu bir Arap kabilesine dek uzanır. İlk eğitimini memleketinde almış ve sonra İran körfezine yakın olan Kuzey Irak'taki Basra'ya taşınmıştır. Kufe ve Basra kentleri aslen Arap askeri kentleri olagelmişlerdir. Örneğin Basra, iki büyük kelamcı olan Hasanu'l Basri (Ö.728) ve el-Eşari'nin (Ö.935) doğum yeridir ve her iki şehir de önemli dilbilim merkezleridir. El-Kindi daha sonra Basra'dan Bağdat'a geçmiştir. Bağdat, 762'de Abbasi Halifesi el-Mansur tarafından yine Bağdat isimli eski bir İran köyünün karşısında, Dicle'nin batı yakasında inşa edilmiştir. Asıl kent, üç eşmerkezli duvarla oval yapıdadır. Sonraki yarım yüzyılda bu kent Harun el-Reşid idaresinde bayındırlığının zirvesine ulaşmıştır. El-Kindi oraya gittiğinde halife diğer bir büyük tarihi figür ve sanat hamisi olan el-Me'mun'dur ve oval kent yakın geçmişteki bölünme savaşı nedeniyle harabe haldedir. El-Kindi Sultanlık himayesinden hem el-Me'mun hem de halefi el-Mutasım'ın idaresinde saray mahkemesinin danışmanı ve yardımcısı olarak yararlanmıştır. Kendisi Yunanca bilmeyip çevirilere dayanmak durumunda olsa da antik Yunan bilimi ve felsefe özellikle de Aristo felsefesi üzerine çalışmıştır.

Görevinin ilk aşaması, Mutezile hareketinin (vahye oranla akla müm¬kün olduğunca -şayet daha fazla olamıyorsa daha yüksek bir statü vermeyi arzulayan bir harekettir; ayrıca bkz. Eş'ari, Maturidi ve Zemahşeri) nüfuzuna tanık olur ve kimi zamanlar bir Mutezile sempatizanı olarak tanımlanır. Mutezile hareketi akılcı olarak bilinir ve dini doktrinlerini desteklemeyenlere eziyetle sonuçlanan bir "imtihan" (mihne) uyguladık¬ları için kimileri tarafından inanıldığı gibi hür düşünürler olmamasına karşın, Yunan mantık ilkelerini desteklemiştir. Büyük fakih İbni Hanbel söz konusu mihtıemn kurbanlarından birisidir. Bununla birlikte Mutezile, el-Me'mun idaresinde devletin resmi mezhebidir ve el-Kindi'ye Mute¬zili olması hiçbir zarar vermemiştir. Bu da 9. yüzyılın ortalarında Mutezili doktrinin gözden düşerken el-Kindi'ye olan rağbetin da azalmasıyla sonuçlanmıştır. Büyük kütüphanesine kısa süre içinde el konulmuş ve el-Kindi Basra'ya göç etmiştir. El-Kindi kısmen kendi entelektüel kibri, açıkçası birçok kişiyi kendisine yabancılaştıran ve Arap çevrelerde ahlak dışı kabul edilen hasislik ünü nedeniyle mahkemelerde birçok düşman kazanması nedeniyle yaşlılığını inzivayla geçirmiştir. Ölüm tarihi ve nedeni kesin olmamakla birlikte 873 civarında vefat ettiği söylenir.
El-Kindi, zengin ve aristokratik bir arka plana sahip olduğu için çoğunluğu Hıristiyanlardan oluşan birçok çevirmeni, antik Yunan eserlerini Arapça'ya çeviriyle görevlendirmiştir. Bu çevirilerin İslam düşüncesine önemli bir katkısı olduğu kanıtlanmıştır. Özellikle Aristo ve Eflatunun görüş ve eserlerine ilgi duymuş görünmektedir ve etkileyici birçok eserin düzenlenmesiyle bizzat meşgul olmuştur. Bazı araştırmacılar felsefe, psikoloji, tıp, matematik, müzik, astronomi, coğrafya, mantık, politika ve astroloji gibi çok çeşitli alanlarda üç yüzden fazla eseri ona atfetmişlerdir. Bazı çağdaşlarının aksine astrolojiyi gerçek bir bilim olarak kabul etmiş ancak bir hile biçimi kabul ettiği simya üzerine yazmayı reddetmiştir. Ayrıca, Aristo üzerine birkaç yorumsal eser kaleme almıştır. Ne yazık ki eserlerinin çoğunluğu büyük ölçüde 1258'de Bağdat'ı yağmalayan Moğol istilalarının sonucu olarak şu an kayıp durumdadır. Ancak kırk kadarı bize ulaşabildiği için tüm eserlerinin önemini değerlendirmek güçtür. Çok geçmeden onun eserlerinin yerini başkalarının alması ve sonuçta sonraki yazarlarca bu eserlere nadiren atıfta bulunulması da bu durumu daha da güçleştirir.

Tıp alanında ilaçların etkisini hesaplamada karmaşık bir sistem oluşturmuş, matemetiksel ve tıbbi alakalarını bir hastalığın olası seyrini tahmin için bir kural oluşturma girişimiyle birleştirmiştir. El-Kindi'nin asıl katkısı, entelektüel odağı, kelamdan felsefeye kaydırmasıdır. En iyi bilinen eseri Felsefe-i Uladır ve Kindi giriş kısmında şu tespitte bulunur:
Tüm insani eylemlerin nitelik açısından en soylusu ve mertebe açısından en yükseği felsefedir. Felsefe insanın kabiliyetini belirlediği için eşyanın gerçekte oldukları hal üzre bilgisi olarak tanımlanır. Filozofların teorik çalışmalarındaki amacı hakikat uyarınca yönetmek için pratik bilgisinde hakikati araştırmaktır.( )
El-Kindi'ye göre felsefeden elde edilen hakikat, İslam entelektüel dünyasındaki en tartışmalı konulardan biri olduğu kanıtlanan ve filozofların Ortodoks Müslümanlarca, özellikle de kelamcılar tarafından büsbütün düşmanlıkla değilse bile, kuşkuyla yaklaşılmasıyla sonuçlanan evrensel ve yüce hakikattir. İhtilafın nedenlerinden birisi, kelam ve şeriat ilimlerinin aksine, felsefenin ithal bir şey olduğu dolayısıyla da "İslami" olmadığı kabul edilmiştir. Bu, birçok Ortodoks tarafından benimsenen İslam'ın kendi kendine ayakta durduğu görüşüyle de çelişir. Yaşamın bütün yönleriyle alakalı tüm bilgiler Kuranda içerildiği üzere vahiyde bulunabilir. Bu eleştiriyi kullanarak El-Kindi aynı eserde şöyle yazar:
Asla hakikati tasdikten utanmamak ve bizden ayrı olan yabancı halklardan, farklı uluslardan gelmiş olsa bile kaynağı ne olursa olsun hakikati elde et¬mekten utanç duymamalıyız. Hakikati arayan kişi için diğer hiçbir amacın değeri ulvi değildir. Ne hakikat küçümsenmeli ne de savunucuları küçük görülmelidir. Aslında hakikat hiçkimseyi küçültmez aksine herkesi soylu laştırır.
El-Kindi, kelam ilmiyle elde edilen hakikatin felsefe yoluyla elde edilenle uyuşmaz olmadığını belirtir ve kelamcıların gerçeklikten çok felsefi mantık araçlarından yararlanmaları gerektiğini öne sürer. Keza her ne kadar El-Kindi, Peygamberlerin felsefecilerden büyük olduğu¬na ısrarla işaret etse de nebevi hakikatler filozofun hakikatleriyle uyum halindedir çünkü nebevi bilgi spontan ve yanılmazken filozof, mantık ve ispat kullanımıyla savaşım vermelidir; ayrıca hataya duyarlı olmalı¬dır. Bununla birlikte felsefecinin -yetkin olması koşuluyla- elde ettiği hakikat nebininkine eşittir. Böylesi tespitler tehlikeli bir alandır çünkü eğer felsefeci elde edilebilecek tüm bilgileri elde edebilirse vahye ya da nübüvvete niçin herhangi bir ihtiyaç olmaması sorusunu öne çıkarır.
El-Kindi'nin Felsefe-i Ulaşım yazmadaki amacı, Tanrının birliğinin kanıtını ortaya koymaktır. Aristo'nun görüşlerini benimseyen halefleri İbni Rüşd ve İbni Sina'nın aksine, el-Kindi, Tanrının evreni yoktan varettiğini (ex rıihilo) ve dolayısıyla madde sonlu olduğu için ona varlık verecek sonsuz bir varlığı gerektirdiği şeklindeki Ortodoks doktrini benimsemiştir. Kindi'ye göre sonsuz, Tanrı'dır. Tanrı hem yaratıcı hem de nimet vericidir, "İlk Neden'dir. Yunanca öğrenmedeki istekliliğine karşın el-Kindi, Yunan geleneğinin geleneksel İslami yorumlarla örtüşme- diği bir hususta Yunan geleneğini toptan reddetmekte tereddüt etmez. Bunun en açık ve önemli örneği, onun dünyanın kökeniyle ilişkin tartışmasıdır. Aristo âlemin ezeli olduğunu öne sürer. Öte yandan el-Kindi âlemin Allah tarafından yoktan var edildiğini kabul eder. Ona göre madde ve zaman sınırlıdır; yalnızca Tanrı ezeli, sonsuz ve değişmezdir. El-Kindi ruhla ilişkili olarak onun tıpkı güneşten sadır olan ışınlar gibi Tanrı'dan sudur eden basitçe bir varlık olduğunu belirtir. Dolayısıyla maddi bir cevhere sahip olmayıp manevi ve köken itibarıyla ilahidir. Bedenin ölümüyle ruh, ilahi ışığa döner ve doğaüstüne iştirak eder.

Daha spekülatif ve felsefi eserlerine ilaveten el-Kindi'nin etik ve pratik felsefeye ilgisi birçok eserde aşikârdır. Bu eserler arasında her ne kadar el-Kindi'ye ait oluşu kuşkulu olsa da Fi'l hile li def'il Ahzan sayılabilir. Kindi, burada stoacıların geleneğine yaklaşmış görünmektedir. Stoa etiğinin temeli, iyiliğin zahiri âlemde değil bizzat ruhun halinde, kişinin sıradan yaşamına sıkıntı veren ihtiras ve arzulardan kurtulduğu hikmet ve kendine hâkim olmada bulunduğu ilkesidir. Stoacı felsefenin dört büyük erdemi hikmet, cesaret, adalet ve itidal olup bu sınıflandırma Eflatunun öğretilerinden çıkmıştır. Stoacılar gibi el-Kindi de okurlarına bedenin yaşamındansa ruhun yaşamına yoğunlaşmalarını salık vermiş ve onları dünya mülküne bağlılığın aşırı gelişmesine karşı uyarmıştır.

El-Kindi bir saray hekimi olarak hizmet etmiş olsa da, tıbbı uygulamak yerine tıbbi eserler yazmayı tercih ederek bu disiplini bir ölçü¬de uygulamış görünmemektir. El-Kindi'nin şu ana dek bize ulaşabilen tıpla alakalı 36 tıbbi risalesinden çok azı orijinaldir. Onun katkısı daha çok orijinalliğinden ziyade, üslup ve sunumuna dayanır; bilimlerin sistematik ve anlaşılır sınıflanmalarını sağlayan ilk Arap yazar olması, onun saygınlığını gösterir. Çoğu bize ulaşmasa da matematik üzerine 14 eser yazmasının yanı sıra batıda Latince'ye ilk çevrilen eserlerden olup Alkindus ismini Avrupa'da yayan astronomi üzerine 44 eser kaleme almıştır. Avrupadaki ününe en azından katkıda bulunan diğer bir önemli eser de onun ışığının yol almasının zaman almadığı ve görme eyleminin gözlerden nesneye gönderilirken ışınlarla elde edildiğini ele aldığı fizik üzerine olan eseridir. Her zaman doğru olmasa da Avrupa'ya diğer birçok bilim adamının yanı sıra İngiliz filozof-bilim adamı Roger Bacon'un (Ö.1294) eserleri üzerinde etkili olan fizik bilimini tanıtmıştır. El-Kindi ayrıca bir müzik teorisyenidir. Geniş ölçüde Neo-Pisagorcu teorilerin yanı sıra Neo-Platonist müzik teorilerinden faydalanıp Lavtaya (ud) beşinci bir teorik tel ilave etmiş ve değişiklikte bulunmaksızın iki kat oktava ulaşmıştır.

Eserlerinden birçoğu Latince ve İbranice'ye çevrilmiş, özellikle Müslüman Endülüs'teki âlimlerce çokça okunmuştur. Eserleri genelde daha sonra Farabi (Kindi'nin ölümünden bir yıl sonra doğmuştur) ve İbni Sina gibi sonraki Müslüman filozoflarca önüne geçilmiş olsa da onun yaklaşımı daha sonra İhvanu's-Safa (bir külliyatı oluşturmayla meşgul olmuş bir topluluk) etkilemiştir. İhvanu's-Safa'nın eserlerinin Latince çevirileri sonraki jenerasyona mensup Avrupalı filozof ve bilim adamları üzerinde büyük bir etkiye sahiptir.

kaynak:İslamda 50 önemli isim

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
25 Ocak 2014       Mesaj #3
Avatarı yok
Yasaklı
El-Kindi (800-873)

El-Kindi, bir filozof, matematikçi, fizikçi, astronom, hekim, coğrafyacı ve hatta müzikte bir uzman idi. Bu alanların tamamına özgün katkılar yapan El Kindi eserlerinden dolayı, Arapların Filozofu olarak bilinir.

El-Kindi (El Kindî)'nin Bilimsel Çalışmaları

Matematikte, sayı sistemi üzerine dört kitap yazmıştır ve modern aritmetiğin büyük bir bölümünün kuruluşunu hazırlamıştır. Arap sayılar sisteminin büyük ölçüde el-Harizmi tarafından geliştirilmiş olduğundan şüphe yoktur, ancak El-Kindi de bu konu üzerine zengin katkılarda bulunmuştur. Aynı zamanda, astronomi ile ilgili çalışmalarında yardım etmesi için küresel geometriye de katkıda bulunmuştur.

Kimyada, bazı metallerin değerli metallere dönüştürülebileceği fikrine karşı gelmiştir. Hüküm süren simya ile ilgili görüşlerin aksine, kimyasal reaksiyonların elementlerin transformasyonunu meydana getiremeyeceğinde ısrarlı olmuştu. Fizikte, geometrik optiğe zengin katkılarda bulunmuş ve bunun üzerine bir kitap yazmıştır. Bu kitap daha sonra Roger Bacon gibi ünlü bilim adamlarına rehberlik ve ilham sağlamıştır.

Tıpta, başlıca katkısı, sistematik olarak o zaman bilinen tüm ilaçlara uygulanabilecek dozları belirleyen ilk kişi olması gerçeğini kapsamaktaydı. Bu, hekimler arasında reçete yazmada zorluklara neden olan dozaj üzerine hüküm süren çelişkili görüşleri çözmüştür.

Onun zamanında müziğin bilimsel yönlerine ilişkin çok az şey bilinmektedir. Armoni üretmek için bir araya getirilen çeşitli notaların her birinin belirli bir perdeye sahip olduğuna dikkat çekmiştir. Bu yüzden, perdesi çok düşük veya çok yüksek olan notalar hoş değildir. Armoninin derecesi notaların frekansına bağlıdır, vb. Aynı zamanda bir ses çıkarıldığında, bunun havada kulak zarına çarpan dalgalar oluşturduğu gerçeğini ileri sürmüştür. Eseri perdenin belirlenmesi üzerine bir terkim usulünü içermekteydi.

O, üretken bir yazardı. O'nun tarafından yazılan kitapların toplam sayısı 241 idi. Göze çarpanları şu şekilde bölünmüştü: Astronomi 16, Aritmetik 11, Geometri 32, Tıp 22, Fizik 12, Felsefe 22, Mantık 9, Psikoloji 5, ve Müzik 7.

Buna ilaveten, onun tarafından yazılmış çeşitli biyografiler, gelgitler, astronomi ile ilgili cihazlar, kayalar, değerli taşlar vb. ile ilgilidir. Aynı zamanda, Yunanca eserleri Arapça'ya çeviren ilk tercümanlardan biriydi, fakat bu gerçek onun sayısız özgün eserleri tarafından büyük ölçüde gölgelenmişti. Kitaplarının çoğunun artık mevcut olmaması büyük bir talihsizliktir, fakat mevcut olanlar onun oldukça yüksek alimlik standardını ve katkılarını ortaya koymaktadır. Latince'de Alkindus olarak bilinir ve çok sayıdaki kitabı Cremonalı Gherard tarafından Latince'ye çevrilmiştir. Orta çağ boyunca Latince'ye çevrilen kitapları Risale der Tanzim, İhtiyarat'ül-Ayyam, İlahiyat-e-Aristu, el-Mosika, Met-o-Cezr, ve Edviyeh Murakkaba idi. El-Kindi'nin bilim ve felsefenin gelişimine etkisi, dönemdeki bilimlerin uyanışında önemlidir. Orta Çağda, Cardano onu en büyük on iki dahiden biri olarak düşünmekteydi. Eserleri, gerçekten, yüzyıllar boyunca, başta fizik, matematik, tıp ve müzik olmak üzere çeşitli konuların ilerideki gelişimine önderlik etmiştir.

El Kindi'nin Bilime Hizmetleri

Cardano'nun "insanlığın 12 büyük adamından biri" unvanını verdiği Kindi, Orta Çağ biliminin ilerlemesine büyük katkı sağlamıştır. Bunlardan en önemlilerinden birisi, fizik konusunda Einstein'dan çok önce ortaya koyduğu izafiyet teorisidir. Ona göre bütün varlıklar ve onların fiziki olayları izafidir. Zaman, mekân, hareket birbirinden bağımsız ve mutlak şeyler değillerdir. Yine o, zaman için "cismin var olma süresidir. Zamanı cisim ve hareketten ayrı olarak düşünmem mümkün değildir. Ancak zamanla bilinebilen ve ölçülebilen hız ve yavaşlık da hareketin modaliteleridir." diyor. Hız ve yavaşlık olayını da şu şekilde izah ediyor: Yavaş diye isimlendirdiğimiz şey, uzun zaman içinde; hız ise kısa zaman içinde hareket etmedir." Kindi'ye göre zaman, mekân ve hareketin birbirinden bağımsız olmaması durumu, göğe doğru inip çıkan bir insanın yükseldikçe ağacı küçük görmesi, yere yaklaştıkça da büyük görmesiyle ifade etmiştir.

Fizikte çekim ve kütle kanunlarıyla ilgili de deneyler yapan Kindi, ışığın düz hat boyunca yayılması, doğrudan doğruya görme, ayna vasıtasıyla görme, mesafe ve görüş açısının görme üzerindeki etkisi, görme hataları gibi konuları içeren optik biliminde de önemli çalışmalar yaparak kendisinden uzun yıllar sonra gelen Roger Bacon, Gerarde de Cremano, Witelo gibi birçok Batılı bilim adamını etkilemiştir. Doğu'da ise onun en yakın takipçisi, öğrencisi Serahsî'dir. Büyük ölçüde Farabi ve İbn-i Sina'yı da etkilemiştir. Kindi'ye göre ışığın yayılması zamanla sınırlı değildir. Görme, gözden koniksi olarak dağılıp genişleyen ve eşyayı saran ışık sayesinde olmaktadır.El Kindi bilim tarihinde ilk kez hastalığın şiddet ve tabiatıyla ilaçların dozajları arasında bir ilgi kurulabileceğini ve ilaçların bünyede meydana getirebileceği etkinin ölçülebileceğini düşünerek bilimsel psikofizyolojiyi kurup tıp biliminde de önemli bir çığır açmıştır.


Kaynak: Felsefe Tarihi
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
17 Ekim 2015       Mesaj #4
Safi - avatarı
SMD MiSiM
El-Kindi

Ad:  El-Kindi.jpg
Gösterim: 1437
Boyut:  50.6 KB