Arama

Alışkanlık

Güncelleme: 8 Ocak 2012 Gösterim: 53.285 Cevap: 131
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
2 Ekim 2006       Mesaj #1
arwen - avatarı
Ziyaretçi
spanishquestion2wa
ALIŞKANLIK
Montaigne'in bir hikayesiyle başlayalım;

Sponsorlu Bağlantılar
Bir köylü kadın, bir danayı doğar doğmaz kucağına alıp sevmiş, sonra da bunu adet edinmiş, her gün danayı kucağına alıp taşırmış; sonunda buna o kadar alışmış ki dana büyüyüp koskoca öküz olduğu zaman, onu yine kucağında taşıyabilmiş. Bu hikayeyi kim uydurduysa, alışkanlığın ne büyük bir güç olduğunu çok iyi anlatmış olacak. Gerçekten alışkanlık pek yaman bir hocadır ve hiç şakası yoktur. Yavaş yavaş, sinsi sinsi içimize ilk adımını atar; başlangıçta kuzu gibi sevimli, alçak gönüllüdür ama, zamanla, oraya yerleşip kökleşti mi, öyle azılı, öyle amansız bir yüz takınır ki kendisine, gözlerimizi bile kaldırmaya izin vermez...

Bence en büyük kötülüklerimiz, küçük yaşımızda belirmeye başlar ve asıl eğitimimiz bizi emzirip büyütenlerin elindedir. Çocuk bir tavuğun boynunu sıkar, kediyi, köpeği oyuncak edip yara bere içinde
bırakır; anası da ona bakıp eğlenir. Kimi baba da, oğlunun savunmasız bir köylüyü, bir uşağı öldüresiye dövdüğünü, bir arkadaşını kurnazca ve k ahpece aldattığını gördüğü zaman, bunu yiğitlik belirtisi sayarak sevinir. Oysa bunlar zalimliğin, zorbalığın, dönekliğin asıl tohumları, kökleridir; çocukta filizlenirler, sonra alışkanlığın kucağında, alabildiğine büyüyüp gelişirler. Bu kötü yönsemeleri yaşınküçüklüğüne ve işin önemsizliğine bakarak hoş görmek tehlikeli bir eğitim yoludur. Önce şu bakımdan ki, çocukta doğa egemendir ve doğa asıl yeni tomurcuk salarken katıksız ve gürbüzdür; sonra da,hırsızlığın çirkinliği, çalınan şeye göre değişmez ki:
Ha altın çalmışsın, ha bir iğne. «İğne çaldı, ama altın çalmak aklına bile gelmez» diyenlere benim diyeceğim şudur:
«İğneyi çaldıktan sonra niçin altını da çalmasın?»
Kendimiz sandığımızdan çok daha zenginiz; ama bizi ordan burdan alarak, dilenerek yaşamaya alıştırmışlar: Kendimizden çok başkalarından yararlanmaya zorlamışlar bizi.ve soralım...sizce alışkanlık nerde biter nerde başlar...istemsiz birşey midir yoksa tamamen iradeyle mi oluşur...
Ne şarkılar
ne şiirler yazdım
bir fincan kahvenin yanında
ne sigaralar içtim
tekrar tekrar okurken onları
sigaramın markası: Hüzün ve ayrılık
birde ”Sağlığa zararlı” yazıyordu üstelik…

Ne ağıtlar yaktım
ne ezgiler söyledim
resminin başında
ne zehirler içtim
tekrar tekrar dinlerken onları
içkimin adı: 'Hüzün ve Ayrılık'
bir de „Alışkanlık yapar“ yazıyordu üstelik...

Ne türküler mırıldandım
oynak havalar dinledim yokluğunda
nice şimşir kaşıklar kırdım
döne döne oynarken oynattım
Türkümün adi; 'BirDeli YÜREK'
elimde bir kazma ile kürek
'Müzmin Sondur Bu! “ yazıyordum
hüzün içinde gülümseyerek...

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
2 Ekim 2006       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
jpegzo0

Zararsız Alışkanlık

Sponsorlu Bağlantılar


Sen, efkarımı dağıtmak için yaktığım sigaram gibisin,
Her içime çekişimde başımı döndüren, acımı dindiren,

Sen, nefesim gibisin,
Her solukta hayat veren, yokluğunda öldüren,

Yaşamın ayrılmaz iki parçasıyız biz,
Sen benim için yaratılmışsın, ben de senin için,
Çoğu zaman bunun farkında olamadan boşa geçse de günlerimiz...

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
5 Ekim 2006       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Alışkanlıklarımız
Gecenin ıssız ve sessiz karanlığında kayboldum, belki de yalnızlığıma boğulmak istedim kendi arzumla. Alışkanlıklarımızı düşündüm ayın parlak yüzünde; bize zarar veren ya da vermeyen vazgeçemediğimiz alışkanlıklarımızı. Vazgeçmek zorunda kaldığımızda, içimizden gül dikenleri boğazımıza geliyormuşçasına acılarımızı hissetim gecenin tam ortasında. Sigaraya olan alışkanlığımız, devamlı gittiğimiz deniz kenarı, sevgilinin ona ait kokusu, aynı bankta hatta farkına bile varmadan oturduğumuz sandalyenin yönü bile...

Herkes birkaç dakika gözlerini kapatıp alışkanlıklarını düşünsün, farkına varamadığımız alışkanlıklarımızı; birçok şey yaptığımız halde belki de sayamayacağımız birçok alışkanlıklarımızı. Ne zaman farkına varırız bu alışkanlıkların? İçimizi acıttığı yani "alışkanlıklarımızdan ayrı kaldığımız zaman". Akşam yemek için oturulan saat, balkonumuzdaki manzara, şehrin alışılmış kokusu, TV seyrederken oturduğumuz koltuk, her akşam annemizin "çay içiyor musun?" sorusu, hatta bazen monotonlaştığımızı bile düşünebiliriz; ama ayrı kalınca anlarsın ekmek gibi, su gibi ihtiyaç duyduğumuzu. Ne yerdesindir ne gökte, kayan yıldız gibi kaybolursun karanlıkta. Taaa... ki yeni alışkanlıklar edinene kadar, bu da yeni doğmuş bebek büyütmek kadar zordur.

Özlüyorum kentimin kokusunu, özlüyorum akşamüstü dost sohbetlerini, özlüyorum alışılmış sözleri, özlüyorum her gün ekmek aldığım bakkalı, özlüyorum alışkanlıklarımı....
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
16 Kasım 2006       Mesaj #4
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
siir10171


Gitgide alışıyorum sana....
Hiçbir alışkanlık bu kadar güzel olamaz...
Ellerin ellerimden uzaksa nasıl güçsüzüm bilemezsin...
Yanımda olduğun zamanlar;
sigara dumanı gibi ciğerlerime doluyor,
alkol gibi damarlarıma yayılıyorsun...
Durmadan başım dönüyor verdiğin hazdan...
Alışkanlıklar daima korkutur beni...
Düşün ki ben yaşamaya bile alışkın değilim...
Kendimi kendime alıştıramadım yıllardır...
Fakat şimdi sana alışıyorum...
Alıştıkça özlemim artıyor, daha yoğunlaşıyor.
Yalnız içimde garip bir korku var.
Sana alışmaktan değil seni kendime alıştırmaktan korkuyorum...
Bir gün sana şimdi verdiklerimden daha güzelini
daha değerlisini verememekten korkuyorum...
Bir gün ansızın ölmekten ve seni, bana olan alışkanlığınla
yapayalnız bırakmaktan korkuyorum...
siir10171 isik
Oysaki her zaman ve günün her saatinde
yanında olmalıyım senin... Bana alışmış olmaktan
pişmanlık duyacağın bir dakikan bile olmamalı...
Bütün zamanlarını zamanlarımla karıştırıp
emsalsiz bir zaman bileşiminde yaşatmalıyım seni...
Uykularda bile aynı rüyayı görmeliyiz.
Her şeyin ve her zevkin yarısı senin olmalı, yarısı benim...
"Bana alış" demeyeceğim... Nasıl olsa alışacaksın bir gün...
Şimdi çirkinliğimde güzellikler bulan gözlerin,
o zaman en güzeli görecek bende! Alışkanlığınla,
sevginle yepyeni bir "ben" yaratacaksın benden!
siir10171 isik
İlk defa sevilmenin ürpertileri içindeyim inan. Sevgimle
mukayese edebileceğim tek şeyi beni sevmende buldum...
Ömrümde kimse bana sevmenin gerekliliğini öğretmedi.
Kimseden sevgisini istemedim, verdiler almadım.
Bencildim bir zamanlar, sevmek benim hakkım diyordum.
Oysaki şimdi bir zamanlar hiç sevmemiş olduğumu
kendi kendime biraz da utanarak itiraf ediyorum.
siir10171 isik
Asıl büyük sevgiyi seni sevmekte buldum ve sevgim
senin sevginle değerleniyor, ayrı bir anlam kazanıyor...
Sevgin olmasaydı değersiz bir cam parçasıydım.
Sevginle bir aynayım şimdi. Bana bakanlar baştanbaşa
seni görecekler içimde...
Bir zincirin iki halkasıyız seninle anlıyor musun?
Aynı kadehte karışmış iki içkiyiz.
İki kelimeyiz seninle birbirini tamamlayan.
Her yerde iki olduğumuz için
bir bütün haline geliyoruz durmadan...
siir10171 isik
Alışkanlığım devamlı sana çekiyor beni...
Durup durup dudaklarını öpmek geliyor içimden...
Saçlarını okşamak geliyor, ellerini tutmak geliyor...
Kokunun tenime sindiğini hissediyorum geceleri...
Teninin dudaklarımda eridiğini hissediyorum...
Boynunun en güzel yerini benden başkası bilemez artık...
siir10171 isik
Seni kimse benim kadar benimle bir bütün olduğuna inandıramaz....
Gitgide bu alışkanlığın içinde kaybolduğumu hissediyorum...
Beni yaşadığım zamanın dışına çıkarıyorsun.
Bir gün tarih öncesinde yaşıyoruz , bir gün bulutların üstünde...
Uzun süren bir baygınlık sonrasının
o anlatılmaz baş dönmesi içindeyim...
Bütün merdivenler birbirine eklendiği zaman
seninle vardığım yüksekliğe erişemez...
siir10171 isik
Açılmış bütün kuyuların derinliği
içimde seni bulduğum yer kadar derin değil...
Alışkanlık kozasını ören bir ipekböceği gibi gitgide tamamlıyor bizi.
Emsalsiz bir oluşun içinde yuvarlanıyoruz.
Korkunç bir yangın başladı yüreklerimizde.
Özlem, kıskançlık, arzu ne varsa içimizde hepsi birdenbire tutuştu.
Alev almayan bir yerimiz kalmadı.
Alevlerimiz muhteşem bir kızıllığın içinde yıldızlara kadar uzanıyor.
Hiç bir su, bu ateşi söndüremez artık.
Nehirle, denizler boşalsa üstümüze hiç sönmeyeceğimizi biliyorum.
Bu yangın biz birer kor haline gelinceye kadar sürecek.
Önce bakışlarımız alıştı birbirine, sonra parmak uçlarımız...
Bu oluş tamamlandığı anda yeryüzünde
bizden güçlüsü olmayacak!
En mutlu olduğumuz yerde en güçlü de olacağız seninle...
Bu bir sonun değil bir varoluşun başlangıcıdır.
Geçmişteki tüm alışkanlıkların bana alışmanı önleyemez artık...
siir10171 isik
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
5 Aralık 2006       Mesaj #5
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Alışkanlık ve Bağımlılık


Alışkanlık veya bağımlılık,
Her ne şekilde söylenirse artık.
Ne kötü bir şeydir!
Duman duman bir sigara gibidir,
Bir bardak sıcak çay gibidir bazen,
Yemek içmek gibidir her zaman,
Sevgi gibi,aşk gibidir...
Alışkanlık ve bağımlılık.
Kötüdür aslında;
Acı verir,yinede vazgeçilmezdir!
Deniz gözlerini görebilmek için,
Köşebaşında seni hala,
Bir umut beklemem gibi.
Bildiğim halde;
Bir türlü sevemediğin beni,
Seveceğin günü sabırla beklemem gibi.
Yinede güzeldir;
Alışkanlık yada bağımlılık,
Kurtulmak daima zor olsa da...
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
10 Aralık 2006       Mesaj #6
arwen - avatarı
Ziyaretçi
GÜN GELİP öZLEYECEKSİN
OKDARA ARA VERECEĞİM SENLE
NEGİBİ öZLERSİN BİLMEM
BU BİR ALIŞKANLIK ,YÜRÜNEN YOL
HAYATIN KUM TEPELERİ
BAK GöZLERİN BÜYÜDÜ
KIZDINYA HANİ ONDAN
BİRDE UMUR VARDI SONRA SENDE
BEN Hİç ORADA OLMAMIŞTIM.
KISMETİN DEĞİLİM YA
MUZİP GÜLÜMSEMELERİN SONUNDA
SIR OLMIYACAĞIM KARANLIKTA
BİR GÜN BATIK GEMİLERİ
SU YÜZÜNE çIKARAN GÜNEŞ
BİRGÜN GöNÜL HARİTALARININ
GöSTERDİĞİ YOLUN SONUNDA
BİR çİZİK GEçECEK GöNLÜNDEN
AŞIRI DEĞİL ,HEP KANAYAN
ALIŞACAKSIN DA BUNA
RENGİN SOLUK OLACAK
BEYAZIN SARI ,HARMANIN YEŞİL
GöNÜL KOYMA GİDECEĞİM
SU KANALLARI BOYUNCA
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
14 Aralık 2006       Mesaj #7
Misafir - avatarı
Ziyaretçi


* Alışkanlık *

Ne şarkılar
ne şiirler yazdım
bir fincan kahvenin yanında
ne sigaralar içtim
tekrar tekrar okurken onları
sigaramın markası: Hüzün ve ayrılık
birde ”Sağlığa zararlı” yazıyordu üstelik…

Ne ağıtlar yaktım
ne ezgiler söyledim
resminin başında
ne zehirler içtim
tekrar tekrar dinlerken onları
içkimin adı: 'Hüzün ve Ayrılık'
birde „Alışkanlık yapar“ yazıyordu üstelik...

Ne türküler mırıldandım
oynak havalar dinledim yokluğunda
nice şimşir kaşıklar kırdım
döne döne oynarken oynattım
Türkümün adi; 'BirDeli YÜREK'
elimde bir kazma ile kürek
'Müzmin Sondur Bu! “ yazıyordum
hüzün içinde gülümseyerek...

BirDeli
09.06.2003
Muammer Çelik
Pollyanna - avatarı
Pollyanna
Ziyaretçi
16 Aralık 2006       Mesaj #8
Pollyanna - avatarı
Ziyaretçi
Alışkanlık işte,
çocukluğumdan kalma.
Ne kadar sevdiğimi,
soruyorsun ya! bana.
Şöyle kollarımı uzatıyorum,
açabildiğimce açıyorum iki yana.
Koskoca bir sonsuzu,
sığdırıp arasına,
şımarıkça,
işte bu kadaaaar,
diyorum sana.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
16 Aralık 2006       Mesaj #9
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Tilki, derisinden vazgeçer de, alışkanlıklarından vazgeçmez.

İlk gördüğümüz zaman korktuğumuz nice şeyler vardır ki, zamanla alışır, hiç aldırmaz oluruz.

İnsan alışkanlıklarının çocuğudur.

Alışkanlıktan daha büyük bir şey yoktur.

Hiç kimse bir alışkanlığa veda etmek cesaretini gösteremez.

Alışkanlık, bir halata benzer. Her gün bir lifi örer ve sonunda, onu koparamayacak kadar güçlü yaparız.

Alışkanlıklar, bırakılmazlarsa, zamanla ihtiyaç haline gelirler.

Alışkanlıkların zincirleri, önce duyulmayacak kadar hafif, sonra kırılmayacak kadar güçlü olur.

Alışkanlık insanın ikinci huyudur.

Alışkanlık, anahtarı kaybolmuş bir kelepçedir.
C.A.N.D.Y - avatarı
C.A.N.D.Y
Ziyaretçi
24 Şubat 2007       Mesaj #10
C.A.N.D.Y - avatarı
Ziyaretçi
ALIŞKANLIK (

Bu kirli düzenin düzenbazları
Azrail'e rüşvet vermeyi dener
Ölünce dünyanın en kurnazları
Torpille cennete girmeyi dener

Benzer Konular

22 Ekim 2012 / Misafir Soru-Cevap
31 Mart 2009 / ALİBABA Cevaplanmış
31 Mart 2010 / _KleopatrA_ X-Sözlük