Arama

Güneydoğu Anadolu Bölgesi - Genel Bilgi

Güncelleme: 19 Kasım 2016 Gösterim: 409.711 Cevap: 13
kompetankedi - avatarı
kompetankedi
VIP Bir Dünyalı
18 Kasım 2005       Mesaj #1
kompetankedi - avatarı
VIP Bir Dünyalı

Güneydoğu Anadolu Bölgesi

, Türkiye’ nin yedi coğrafi bölgesinden biri. Ülkenin yaklaşık yüzde 7,5’inı kaplayan 58.000 km2’ lik yüzölçümüyle en küçük bölgeyi oluşturur.
Doğu Anadolu ve Akdeniz bölgelerine komşu olduğu gibi, Suriye ve Irak’la da sınırı vardır. Doğu Anadolu Bölgesi’yle olan sınırı, bir yay çizerek uzanan Güneydoğu Toroslar’ın güney eteklerinden geçer. Bölgeyi Akdeniz Bölgesi’nden ayıran sınır ise, Kahramanmaraş-Hatay Çöküntü Oluğunu dışarıda, Gaziantep Platosu ile platonun batıdaki dağlık kenarını içeride bırakan bir hat izler. Güneydeki Suriye sınırı Kilis’in hemen güneydoğusunda başlar ve güneydeki istasyon binalarını Türkiye’de bırakacak biçimde demiryolu hattı doğrultusunda Dicle’ye kadar uzanır. Dicle’ye doğudan (soldan) katılan Habur Çayını izleyen sınır çizgisi de bölgeyi Irak’tan ayırır.
Sponsorlu Bağlantılar
Türkiye’nin Öteki coğrafi bölgelerinde olduğu gibi, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin sınırları da her yerde il sınırlarıyla çakışmaz hemen güneydoğusunda başlar ve güneydeki istasyon binalarını Türkiye’de bırakacak biçimde demiryolu hattı doğrultusunda Dicle’ye kadar uzanır. Dicle’ye doğudan (soldan) katılan Habur Çayını izleyen sınır çizgisi de bölgeyi Irak’tan ayırır.
Ad:  guney_dogu_anadolu_bolgesi.jpg
Gösterim: 56810
Boyut:  75.5 KB
Türkiye’nin Öteki coğrafi bölgelerinde olduğu gibi, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin sınırları da her yerde il sınırlarıyla çakışmaz. Önemli sayılmayacak ölçüde küçük bazı kesimleri dışında Şanlıurfa ve Mardin illeri tümüyle bölge içinde kalır. Gerger, Sincik ve Çelikhan ilçeleri dışında Adıyaman ili, Kulp, Lice, Çermik ve Çüngüş ilçeleri Doğu Anadolu Bölgesi’nde kalan Diyarbakır iliyle Sason ilçesi dışında Batman ilinin büyük kesimi, Araban, Yavuzeli, Şehitkâmil, Şahinbey, Oğuzeli, Nizip ve Kargamış ilçeleriyle Gaziantep ilinin yarıdan fazlası, Merkez ilçe, Baykan, Kurtalan ilçeleriyle Siirt ilinin Güçlükonak, İdil, Cizre ve Silopi ilçeleriyle Şırnak ilinin yarıya yakın bölümü Güneydoğu Anadolu Bölgesindedir. Bunların dışında büyük kesimleri komşu bölgelerde olmakla birlikte bazı bölümleri Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne taşan illerde vardır. Bitlis’in Mutki, Malatya’nın Doğanşehir ve Kahramanmaraş ilinin Pazarcık ilçelerinin bazı kesimleri Güneydoğu Anadolu Bölgesi sınırları içindedir.

1941’de Ankara’da toplanan ve Türkiye’ nin coğrafi bölge sınırları üzerinde de çalışmalar yapan I. Türk Coğrafya Kongresi, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ni Dicle ve Orta Fırat olmak üzere iki bölüme ayırmıştır.

Yüzey şekilleri

. Güneydoğu Anadolu’nun yüzey şekilleri oldukça sadedir. Bölgeyi kuzeyde bir yay biçiminde uzanan Güneydoğu Toroslar kuşatır. Bu nedenle kuzeye doğru gidildikçe hem yükselti artar, hem de yüzey şekilleri daha dalgalı ve tepelik bir görünüm kazanır.
Güneydoğu Toroslar’ın eteklerinden Suriye sınırına doğru hafif bir eğimle inen Güneydoğu Anadolu düzlüklerinin kenarları, içine vadilerin gömüldüğü platolar biçimindedir. Orta kesimleri ise daha çok ova niteliğindedir. Bu sade görünüş arasında önemli iki engebe dikkati çeker. Bunlardan biri, Diyarbakır’ın güneybatısındaki Kollubaba Tepesinde 1.957 m’ye ulaşan Karacadağ kütlesidir. Başka dağ kütleleriyle birleşmeyen Karacadağ kütlesi, koyu renkli bazalt lavlarından oluşmuştur. Güneydoğu Anadolu’nun ikinci önemli engebsi olan Mardin-Midyat Eşiğinin kökeni ise Karacadağ’dan farklıdır. Yapısına kalker ve marnların egemen olduğu bu eşik 1.500 m’yi aşmamakla birlikte, Mardin kenti yakınında olduğu gibi, eteğindeki düzlükler üzerinde birdenbire yükselen heybetli görüntüler oluşturur. Mardin-Midyat Eşiği ile Karacadağ kütlesi, Güneydoğu Anadolu düzlüklerini Diyarbakır Havzası kuzeydoğuda, Şanlıurfa Platosu güneybatıda kalmak üzere ikiye ayırır. Şanlıurfa’nın güneyinde Suriye sınırına doğru genişleyen Harran Ovası yer alır. Fırat Vadisinin batı kesiminde de dalgalı Gaziantep Platosu uzanır.

Türkiye’nin iki önemli akarsuyu olan Fırat ve Dicle, bölgeden geçer. Doğu Anadolu Bölgesi’nden kaynaklanan Fırat ve Dicle ırmakları Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin sularını Basra Körfezine boşaltır. Fırat, Gaziantep Platosundan gelen suları, Dicle ise Güneydoğu Toroslar’dan inen Batman, Garzan ve Botan çayları gibi akarsuları toplar. Özellikle ilkbaharda kabaran sular, yaz sonunda azalır. Dicle ve Fırat’ın bölgedeki havzalarında sulama ve enerji üretimi amacıyla planlanan Güneydoğu Anadolu Projesi’ni gerçekleştirme çalışmaları sürdürülmektedir.

İklim ve bitki örtüsü

. Güneydoğu Anadolu Bölgesi, karasal iklim koşulları ile Akdeniz iklimi koşullarının birleşik etki alanındadır. Uzun süren yaz mevsimi çok sıcak ve oldukça kurak geçer. Kış mevsimi ise yağışlı ve Doğu Anadolu’daki kadar olmasa da soğuk geçer. En soğuk ay ortalaması 1,5°C- 6°C’dir (Diyarbakır’da 1,5°C, Cizre’de 6°C). En sıcak ay ortalaması Fırat Vadisinin doğusunda genellikle 30°C’yi aşar (Diyarbakır’da 31°C, Şanlıurfa’da 31,5°C, Ceylanpınar’da 32,5°C, Cizre’de 33,7°C, Mardin’de 29,6°C). Türkiye’de Dalaman’dan sonra en yüksek sıcaklık 48°C olarak 17 Temmuz 1978’de Cizre’de ölçülmüştür.
Yağışlar bölgenin kuzeyinden Suriye sınırına doğru azalır. Yıllık ortalama yağış miktarı Adıyaman’da 807 mm, Siirt’te 741 mm, Suriye sınırı yakınında Ceylanpınar’da 337 mm’dir.

Doğal bitki örtüsüne step görünümü egemendir. Ormanlar bölge alanının onda birinden az yer tutar. Güneydoğu Anadolu ormanlarında en yaygın ağaç türü mazı meşesidir. Meşeler çoğunlukla bodur ağaç ve çalı görünümünde olmakla birlikte, bazı kesimlerde orman oluştururlar.

Nüfus

. 21 Ekim 1990’da yapılan son nüfus sayımına göre, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin sınırları içinde yaklaşık 4.366.000 kişi yaşamaktadır. Buna göre bölgede km2’ye yaklaşık 75 kişi düşer. Nüfusun dağılımı bakımından yüzey şekilleri ile nüfus yoğunluğu arasındaki ilişki öteki bölgelerden biraz farklıdır. Örneğin Mardin-Midyat Eşiğinin oldukça kalabalık, ama Diyarbakır Havzasının orta kesimlerinin seyrek nüfuslu olduğu görülür. Bu durum iklim koşullarıyla da ilgilidir. Yüksek kesimlerde yağışlar daha bol ve yazlar daha az kavurucu olduğundan, Mardin-Midyat Eşiği üzerinde gerçekten yüksek sayılabilecek kırsal nüfus yoğunluklarına rastlanır. Bölgede batıya doğru gidildikçe nüfus yoğunluğu artar ve en yüksek nüfus yoğunluğuna Gaziantep yöresinde rastlanır. Türkiye’nin en büyük girişimlerinden olan GAP’ın bölgenin coğrafi yapısının yanı sıra nüfus dağılımını da değiştireceği söylenebilir.
Bölge nüfusunun yüzde 58’i il ve ilçe merkezlerinde, yüzde 42’si ise bucak merkezi ve köylerde yaşar. Gaziantep, Diyarbakır, Şanlıurfa, Batman ve Adıyaman’ın nüfusları 100 bini aşar. Kilis, Siirt, Siverek, Kızıltepe, Silvan, Nizip, Viranşehir, Mardin ve Cizre’nin nüfusu da 50-100 bin arasındadır.

Ad:  -NemrutDagi.jpg
Gösterim: 10913
Boyut:  113.8 KB

Ekonomi.

Güneydoğu Anadolu Bölgesi tarım ekonomisi bakımından daha çok İç Anadolu Bölgesi’ne benzer. Akdeniz iklimine benzeyen iklimi nedeniyle bitkisel ürünlerde çeşitlenmenin görüldüğü Gaziantep yöresi dışında, tarım alanlarının büyük bölümü tahıl ekimine ayrılmıştır. Tahıl çeşitleri arasında buğday birinci sırayı alır; bölgenin Türkiye buğday üretimindeki payı onda biri geçer. Tahıl ekiminde arpa ikinci, mercimek üçüncü sırayı alır. Baklagiller arasında mercimek ekimi ilk sırayı alır. Mercimek üretimi, başta Mardin ve Şanlıurfa olmak üzere bölgenin bütün illerinde önem taşır. Bölgenin Türkiye kırmızı mercimek üretimindeki payı yüzde 99’dur. Pirinç ekimi başta Diyarbakır ili olmak üzere sulama olanağı bulunan kesimlerde dağınık olarak yürütülür. Bölgenin tarım alanlarında sanayi bitkilerine az yer ayrılmıştır. Pamuk ekim alanlarına Şanlıurfa, Diyarbakır, Gaziantep ve bir ölçüde Mardin illerinde rastlanır. Eskiden özellikle Şanlıurfa ilinde yoğunlaşan kendir ekimi önemini yitirmiştir. Bölgenin sanayi bitkileri arasında önemli yeri olan tütün daha çok Adıyaman, Siirt ve Diyarbakır illerinde ekilir. Bu illerin “şark tipi tütün” olarak anılan tütünü, özel bazı nitelikler taşır. Bölgedeki dikili alanların büyük bölümünü üzüm bağları kaplar. Gaziantep’te Merkez ilçe, Kilis, İslâhiye ve Oğuzeli ilçeleriyle Diyarbakır ilinin bazı kesimleri bağların yaygın olduğu alanlardır. Adıyaman ilinin Besni ilçesinde de bu ilçenin adıyla anılan bir üzüm türü yetiştirilir. Gaziantep yöresinde bağcılığın yanında zeytin ve antepfıstığı yetiştiriciliği de gelişmiştir. Güneydoğu Anadolu zeytinliklerinin tümüne yakını Gaziantep ili sınırları içinde yer alır. Son yıllarda Suriye sınırı yakınındaki Ceylanpınar Tarım Işletmesi’nde antepfıstığı ve sulamayla zeytin ağacı yetiştirilmektedir. Antepfıstığı, Gaziantep’in her yanında ve Şanlıurfa’nın Merkez ilçe, Birecik, Halfeti ilçelerinde yetiştirilir. Ayrıca Adıyaman yöresiyle Siirt çevresinde de, son yıllarda antepfıstığı aşılaması hız kazanmıştır. Siirt’te iri taneli bir antepfıstığı türü üretilmektedir.

Güneydoğu Anadolu Bölgesi küçükbaş hayvan varlığının yarıdan çoğunu koyunlar oluşturur. Koyun, bölgenin canlı hayvan ticaretinde ilk sırayı alır. Şanlıurfa,, Siverek ve Diyarbakır’ın koyun sütünden yapılan yemeklik yağları, Türkiye çapında ünlüdür. Kıl keçisi bölgenin dağlık kesimlerinde çok yaygındır. Ankara keçisine Mardin ve Siirt illerinde rastlanır; bölgesel önemi olan Siirt battaniyesi bunların yünlerinden yararlanılarak dokunur. Bölgenin ve Türkiye’nin en iyi atlarının yetiştirildiği yörelerden biri de Şanlıurfa ilidir.

Bölgenin en önemli yeraltı zenginliği petroldür. Türkiye’de petrol ilk kez Beşiri’nin güneyindeki Raman Dağında bulunmuş ve bu yatağın ardından kuzeydoğusundaki Garzan yatakları işletilmeye başlamıştır. Üretilen ham petrolün bir bölümü, bölgenin en önemli sanayi kuruluşlarından Batman Rafinerisi’nde arıtılır. Bir bölümü ise boru hattıyla Akdeniz’e taşınarak tankerlere yüklenir. Bölgenin öteki önemli yeraltı zenginlikleri manganez ve demir ile Mardin’ in Mazıdağı ilçesindeki fosfat yataklarıdır.

Sanayi açısından çok gelişmiş sayılmayan Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde bu bakımdan en gelişmiş il Gaziantep’tir. Gaziantep’te çeşitli sanayi kuruluşları vardır. Son yıllarda Diyarbakır, Şanlıurfa ve Mardin’de de sanayileşme yolunda çabalar görülmektedir. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde geleneksel sanayi kollarının yanında çimento, gıda, dokuma, madeni eşya, tarım aletleri gibi yeni sanayi kolları da kurulmaya başlamıştır.
Batıda, bölge dışında eskiden E-5 Karayolu olarak adlandırılan İskenderun-Adana karayoluna bağlanan işlek transit yolu Gaziantep, Şanlıurfa, Kızıltepe, Cizre ve Silopi’den geçerek Habur sınır kapısına ulaşır. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde demiryolu ulaşımını sağlayan en önemli hatlar, Fevzipaşa-Malatya-Diyarbakır-Kurtalan hattı ile Suriye sınırını izleyerek Nusaybin’de Türkiye topraklarından çıkan hattır. Narlı ile Kargamış arasındaki demiryolu hattı, sözü edilen hatları birbirine bağlar. Güney hattı üzerindeki Şenyurt’tan (eskiden Derbesiye) ayrılan bir şube hattı Mardin’e ulaşır. Ama karayollarındaki gelişme nedeniyle bu hattın önemi kalmamıştır. Bölgeyi Türkiye havayolu ulaşımı ağınaa Diyarbakır ve Gaziantep havaalanları bağlar. Batman’daki havaalanından da zaman zaman yararlanılmaktadır. Eskiden büyük önem taşıyan Fırat ve Dicle üzerindeki ırmak ulaşımı günümüzde önemini yitirmiştir. Bölgedeki yükseköğrenim kurumlan Gaziantep’teki Gaziantep ve Diyarbakır’daki Dicle üniversiteleridir.

Kaynak : Ana Britannica


BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen perlina; 19 Kasım 2016 17:58
BYAYD SPEOPLE - avatarı
BYAYD SPEOPLE
Ziyaretçi
5 Temmuz 2007       Mesaj #2
BYAYD SPEOPLE - avatarı
Ziyaretçi

KONUMU, SINIRLARI VE KOMŞULARI


Ülkemizin güney doğusunda yer alan bölge nüfus ve yüzölçümü en küçük bölgemizdir. Akdeniz, Doğu Anadolu Bölgeleriyle, Suriye ve Irak Devletleriyle komşudur.
Sponsorlu Bağlantılar
Gerçek Yüzölçümü 59.176 km2'dir. Alan bakımından ülkemizin % 7,5'ini kaplar en küçük bölgemizdir.
Nüfusu 2000 sayımına göre 6.6 milyondur. Nüfus yoğunluğu Km2'ye 112 kişidir. Bu Türkiye ortalamasının üstündedir (Türkiye ortalaması Km2'ye 83 kişi)

BÖLÜMLERİ

1. Dicle Bölümü
2. Orta Fırat Bölümü

YERYÜZÜ ŞEKİLLERİ


Dağları ve Düzlükleri
Bölgenin yüzey şekilleri sadedir. Genellikle platolarla ve ovalarla kaplıdır. Yer şekilleri tarıma elverişlidir. Batıdan doğuya gidildikçe yükseklik artar. İki bölümün ortasında Karacadağ Sönmüş Volkan dağı bulunur. Bu bölgenin tek ve en yüksek dağıdır. Dicle Bölümünde Gaziantep ve Şanlıurfa Platoları vardır. Orta Fırat Bölümünde Diyarbakır Havzası ve Mardin Eşliği (Yüksek bir düzlüktür.) vardır.
Akarsuları ve Gölleri
Fırat ve kolları Göksu ve Nizip, Dicle ve kolları Botan, Garzan ve Batman kolları başlıca akarsularıdır.
Bölgede doğal göl yoktur. Akarsularının hidroelektrik gücü fazladır. Bu nedenle bir çok baraj gölü vardır. Fırat Nehri'nin üzerinde Atatürk, Karakaya, Hancağız Baraj Gölleri, Dicle nehri üzerinde Kıralkızı, Ilısu, Cizre Baraj Gölleri.

İKLİM VE BİTKİ ÖRTÜSÜ


Bölgenin batısında Akdeniz ikliminin etkileri hissedilir. Yazları sıcak ve kurak geçer. Fakat kışları Akdeniz Bölgesine göre daha serindir. Bu bölümde don ve karada rastlanır. Yağışların çoğu kışın düşer. Yıllık yağış 500-600 mm'dir. Yağışın az olmamasına rağmen sıcaklık ve güneyden esen çöl rüzgarları yüzünden buharlaşma meydana gelir ve bu da kuraklığa sebep olur. Ülkemizin en yüksek sıcaklıkları bu bölgede ölçülür. Tarımda sulama ihtiyacı çok olur. Bölgenin doğusuna gidildikçe deniz etkilerinden uzaklaşılır ve yükseklik artar, sıcaklıklar düşer. Kar ve don olayları daha çok görülmeye başlar.
Bölgenin alçak kesimlerinde ve batısında bozkır görülür. Dağ yamaçları, yüksek yerler ve akarsu kenarlarında orman ve çalılık ağaçlara da rastlanır.

TARIM VE HAYVANCILIK


Bölgenin ekonomisi tarıma dayanır. Ülke ekonomisine katkısı da bu alandadır. Tarıma elverişli tarım alanları ve düzlüklere sahip olmasına rağmen yaz kuraklığı ve sulama ihtiyacı nedeniyle tarım zorlaşır. GAP Projesinin yapılması ile birlikte artan sulama imkanları bölgenin tarımını artırmaya başlamıştır.
Bölgenin tarıma karasal iklim ürünlerine daha çok elverişlidir. En çok yetiştirilen ürünler şunlardır.
  • Mercimek: Türkiye üretiminde ilk sırada yer alır.
  • Buğday, Keten, Pamuk, Çeltik (Pirinç), Nohut ve Susam yetiştirilen bazı ürünlerdir.
  • Gaziantep Platosunda Antepfıstığı, Zeytin ve Üzüm yaygıdır.
  • Siirt'te Antepfıstığı üretimi başlamıştır.
  • Akarsu kenarlarındaki sulanabilen ovalarda sebze ve meyvede (Başta Karpuz olmak üzere) yetiştirilmektedir.
Bölgede platolar ve bozkırlar çok görüldüğü için küçükbaş Hayvancılık (Koyun, Keçi) çok yapılır. Keçi daha çok yüksek alanlarda yaygındır. Bu sayede bölgede hayvansal ürünler ticareti de yapılmaktadır.

YER ALTI KAYNAKLARI

  • Fosfat: Mardin-Mazıdağı
  • Doğalgaz: Mardin-Çamurlu
  • Petrol: Batman- Beşiri ve Batman, Siirt-Kurtalan-Baykan ve Barzan, Adıyaman-Kahta ve Diyarbakır.
  • Linyit: Adıyaman-Gölbaşı
  • Manganez: Kilis

NÜFUS VE YERLEŞME


Nüfusu 2000 sayımına göre 6.6 milyondur. Nüfus yoğunluğu Km2'ye 112 kişidir. Bu Türkiye ortalamasının üstündedir (Türkiye ortalaması Km2'ye 83 kişi). Yoğunluk bakımında en yoğun 2. bölgedir. Nüfus artış hızı %o 25'tir (Türkiye %o 18.34). Bölgede kentsel nüfus % 62'dir (Türkiye ortalaması %65). Bölgede toplu yerleşme ve kerpiç evler yaygındır. Nüfus batı kesiminde, dağ etekleri ve akarsu boylarında yoğunlaşmıştır.

TURİZM


Bölge,Anadolu’nun en eski kültürel yerleşim merkezidir.Kısıtlı oranda yapılan turizm faaliyetleri daha çok tarihî kalıntılar ve inanç turizmi ile olmaktadır. Adıyaman ilinde Nemrut Dağı Millî Parkı, Diyarbakır kent surları ve özellikle son yıllarda büyük ilgi görmektedir. Peygamberler Şehri olarak adlandırılan Şanlıurfa başlıca turizm merkezleridir.Balıklı göl meşhurdur.
Gaziantep’te Zeugma (Nizip), Yesemek açık hava müzesi (İslahiye), Dolmen mezar (Yavuzeli), Dülük harabeleri (Şehitkamil), Hasan süzer Etnografya Müzesi, Gaziantep Müzesi.



TÜRK EKONOMİSİNE KATKISI


Türkiye Petrolünün 1/7'si bu bölgeden sağlanır. Geri kalanı dış ülkelerden ithal edilir. Batman'da Petrol Rafinerisi vardır. GAP Projesinin bitirilmesi ile tarımdaki su ihtiyacı karşılanacak ve bölge ekonomisi daha zenginleşecektir. Bunun ülke ekonomisine büyük katkısı olacaktır.

BÖLGENİN GENEL ÖZELLİKLERİ

  • Alan bakımından en küçük bölgedir.
  • Nüfus bakımından sonuncu olmasına rağmen alanı küçük olduğu için yoğunluk fazladır.
  • Orman bakımından % 1 ile son sırada yer alır.
  • Ekili-Dikili alan bakımından % 20 ile 4. Sıradadır.
  • Ekonomisi tarıma dayanır. Hayvancılık 2. Sırada yer alır.
  • Antepfıstığı, mercimek ve karpuz üretiminde ilk sırada yer alır.
  • Fosfat ve Petrol üretiminde ilk sıradadır.
  • Buharlaşma ve yaz kuraklığının en fazla olduğu bölgedir.
  • Hiç doğal gölü yoktur.
  • En yüksek yeri Karacadağ Sönmüş Yanardağıdır.
  • GAP Projesi bölgede halen sürmektedir.
  • Türkiye'nin en büyük ve önemli baraj gölleri bölgede yer alır.

Son düzenleyen perlina; 18 Kasım 2016 11:06
Katie - avatarı
Katie
Ziyaretçi
11 Ocak 2010       Mesaj #3
Katie - avatarı
Ziyaretçi

Güneydoğu Anadolu Bölgesi Akarsuları


Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin başlıca akarsuları kaynağını Doğu Anadolu Bölgesi’nden alan Dicle ve Fırat’tır. Fırat ve Dicle nehirleri, bölge dağlarından gelen dere ve çaylarla beslenirler ve ülkemiz sınırları dışında Basra Körfezi'nde denize dökülürler.
Fırat’ın Nizip ve Göksu kolları; Dicle’nin ise Botan, Garzan ve Batman kolları bölgeye yayılmıştır. Bu akarsular hem barajlar aracılığı ile enerji üretiminde hem de sulamada kullanılmaktadırlar.

Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin Akarsuları:


  • Dicle
  • Fırat
  • Nizip (Fırat'ın kolu)
  • Göksu (Fırat'ın kolu)
  • Botan (Dicle'nin kolu)
  • Garzan (Dicle'nin kolu)
  • Batman (Dicle'nin kolu)

Güneydoğu Anadolu Bölgesi Ovaları


Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yükseltisi fazla olmayan ova ve platolar geniş yer kaplarlar.Karadağ’ın batısında Harran, Ceylanpınar ve Birecik ovaları yer alır. Dicle nehri ve kollarının toplandığı Diyarbakır Havzası geniş olmayan ancak çok verimli bir ovaya sahiptir.
Güneydoğu Anadolu Projesi’nin tamamlanmasıyla, ovalarda sanayi bitkilerinin üretimi yapılabilecek, buna paralel olarak yöre endüstrisinin kalkınması sağlanacaktır. Harran Ovası’nın verimli toprakları üzerinde sulama olanaklarıyla birlikte pek çok ürün yüksek kalitede yetiştirilmeye başlanmıştır.

Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin Ovaları:


  • Harran Ovası
  • Ceylanpınar Ovası
  • Birecik Ovası
  • Altınbaşak - Ceylanpınar Ovası
  • Suruç Ovası
  • Gaziantep Ovası
  • Kilis Ovası

Güneydoğu Anadolu Bölgesi Gölleri


Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde doğal oluşumlu göl yoktur. Ancak Fırat ve Dicle üzerinde kurulmuş baraj gölleri bulunmaktadır. Bölgenin ve ülkenin en büyük baraj gölü olan Atatürk Barajı bu bölge sınırları içindedir.

Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin Gölleri:


  • Keban Baraj Gölü (Elazığ)
  • Karakaya Baraj Gölü (Malatya-Elazığ)
  • Atatürk Baraj Gölü (Adıyaman-Şanlıurfa)
  • Birecik Baraj Gölü (Birecik)
  • Karkamış Baraj Gölü(Kargamış)
  • Ilısu Baraj Gölü
Son düzenleyen perlina; 18 Kasım 2016 17:15
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
22 Şubat 2010       Mesaj #4
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Güneydoğu Toroslar’ın güneyinde yer alır. Batıda Akdeniz , Kuzeyde ve Doğuda Doğu Anadolu, güneyde Suriye ile komşudur.
DAĞLARI: Bölgenin kuzeyinde Güneydoğu Torosları uzanır. Karacadağ, Mazo Dağı ve Mardin Eşiği diğer dağlarıdır.
OVALARI: Altınbaşak, Suruç, Viranşehir ve Ceylanpınar’dır.
PALTOLARI: Antep, Urfa, Adıyaman ve Diyarbakır Platolarıdır.
AKARSULARI: En önemli akarsuları Fırat ve Dicle’dir.
İKLİMİ: Ülkemizde yağışın en az düştüğü İçanadolu’dan fazladır. Buna rağmen kuraklı daha fazla yaşanır. Bunun nedeni buharlaşmanın fazla olmasıdır. Bölgede yağış batıdan doğuya ve güneyden kuzeye doğru artar. Bu artışın nedeni yükseltidir.
BİTKİ ÖRTÜSÜ: Bölgenin büyük bir bölümünde bitki örtüsü bozkırdır.
NÜFUS VE YERLEŞME: Nüfus yoğunluğu Türkiye ortalamasının üstündedir. Nüfusun yoğun olduğu yerler Antep Yöresi, Torosların güney etekleri ve akarsu boylarıdır.
TARIM VE HAYVANCILIK: Ekili-dikili alan sıralamasında 4. sırada yer alan bölgede tarımın en büyük sorunu sulama ve kuraklıktır. GAP’la sulama sorunu çözüldüğünde bölgeden elde edilen tarımsal ürün miktarı artacaktır.
Bölgede tarımı en çok yapılan ürünler şunlardır: Antepfıstığı, üzüm, pamuk, karpuz, kırmızı mercimek, buğday, arpa, susam ve nohuttur.
YER ALTI KAYNAKLARI: Yer altı kaynakları içinde en önemlisi petroldür. Petrolün tamamına yakını bu bölgeden çıkarılır. Doğalgaz, linyit ve fosfat diğer yer altı kaynaklarıdır.
SANAYİ: Bölgede sanayi gelişmemiştir. Başlıca sanayi tesisleri petrol arıtma, çimento, yem, gıda ve dokumadır. GAP’la birlikte tarıma dayalı sanayinin gelişme göstermesi beklenmektedir.
TURİSTİK YERLER: Urfa Balıklı Göl, Adıyaman Nemrut Dağı, Hasankeyf
Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin Genel Özelikleri

1. Bölgeler arasında en küçük yüzölçüme (% 7,5) ve en az toplam nüfusa sahiptir.
2. En yüksek yaz sıcaklıklarına bu bölgede rastlanır. Bunda güneyden gelen sıcak hava akımları etkilidir.
3. En az ormanlık alana sahiptir (% 3).
4. Türkiye'de petrolun büyük bölümü ve Fosfat'ın çoğu bu bölgedan sağlanır.
5. En fazla kırmızı mercimek, antep fıstığı ve su¬sam bu bölgeden elde edilir.
6. Buharlaşmanın fazla olmasından dolayı en kurak bölgemizdir.
7. Bitkiler en fazla suya bu bölgede ihtiyaç duyarlar.
8. En az bulutlu günler bu bölgede görülür.
9. Bölgede doğal göl yoktur.
10. Yıllık sıcaklık ortalaması 14 -16°C,
En sıcak ay ortalaması 30 - 32°C,
En soğuk ay ortalaması 3-5°C
11. Yıllık yağış miktarı 400 - 500 mm civarındadır.
Son düzenleyen perlina; 18 Kasım 2016 11:08
Mira - avatarı
Mira
VIP VIP Üye
3 Mart 2012       Mesaj #5
Mira - avatarı
VIP VIP Üye

Güneydoğu Anadolu

, Akdeniz iklimi ile kara ikliminin iç içe bulunduğu bir bölgedir. Oldukça uzun geçen yazlar sıcak ve kurak, kışlar ise soğuk ve yağışlıdır. Gece ile gündüz arasında oldukça büyük sıcaklık farkları vardır. Dalaman'dan sonra Türkiye'de saptanan en yüksek hava sıcaklığı, 1978 yazında Cizre'de 48°C olarak ölçülmüştür. Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde bazı kışlar sıcaklık -20°C'ye kadar düşebilir.


Temel Britannica, Ana Yayıncılık 1992, 7. Cilt
Son düzenleyen perlina; 18 Kasım 2016 11:38
theMira
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
4 Mart 2012       Mesaj #6
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

Güney Doğu Anadolu Bölgesi Yeryüzü Şekilleri


Güneydoğu Anadolu bölgesi toprakları genelde düzlüklerden meydana gelir. Bölgeyi kuzeyde bir yay biçiminde uzanan Güneydoğu Toroslar kuşatır. Güneydoğu Torosların eteklerinden Suriye sınırına doğru hafif bir eğimle inen Güneydoğu Anadolu düzlüklerinin kenarları, vadilerle yarılmış platolar halindedir. Orta bölümleri ise ova görünümündedir. Düz olan bölgeyi Kollubaba Doruğunda 1957 m yüksekliğe ulaşan Karacadağ ile 1500 metreyi aşan Midyat-Mardin eşiği engebelendirir. Karacadağ ile Mardin- Midyat eşiği Diyarbakır Havzası ile Şanlıurfa Platosunu birbirinden ayırır. Şanlıurfa Platosu ile Suriye sınırı arasında Harran Ovası yer alır. Fırat Vâdisinin batısında Gaziantep Platosu uzanır.

Akarsuları

: Türkiye’nin büyük akarsularından olan Dicle ve Fırat bölge topraklarından geçer. Gaziantep Platosundan gelen suları Fırat, Güneydoğu Toroslardan kaynaklanan Batman, Garzan ve Botan çayları gibi akarsuları da Dicle toplar. İlkbaharda artan sular, yaz sonunda azalır. Dicle ve Fırat’ın bölgedeki havzaların sulanması ve enerji üretimi gâyesiyle planlanan Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) tamamlama çalışmaları devam etmektedir.

Bölgede doğal göl yoktur. Sulama ve enerji üretimi için yapılan barajlarda biriken sular, suni göller meydana getirmişlerdir. Bu baraj göllerinin başlıcaları şunlardır: Atatürk Barajı, Develi Geçidi Barajı, Ilısu Barajı, Silvan Barajı, Birecik Barajı.
Son düzenleyen perlina; 18 Kasım 2016 17:20
Efulim - avatarı
Efulim
VIP VIP Üye
21 Temmuz 2012       Mesaj #7
Efulim - avatarı
VIP VIP Üye
Güneydoğu Anadolu Bölgesi
MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi

Türkiye'nin en küçük coğrafî bölgesi (57.200 km2, Türkiye'nin % 7,6'sı). Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yalnız Şanlıurfa, Kilis ve Mardin illeri bütünüyle yer alır. Bunların dışındaki illerin topraklarının bir bölümü bölge sınırları içine girer: Gaziantep, Adıyaman, Siirt ve Diyarbakır bu bölgede yer alır. Ayrıca 1990'da il olan Batman ve Şırnak'ın bir bölümü de bu bölge içindedir. Bölge batıdan Akdeniz, kuzeyden ve doğudan Doğu Anadolu Bölgesi, güneyden Suriye ve Irak toprakları ile sınırlanır. Bölge bütünüyle dalgalı düzlükler biçiminde uzanır. En yüksek nokta 1.919 m.lik Karacadağ sönmüş volkanıdır. İkinci belirgin coğrafî yükselti, 1.400 m.ye varan yüksekliğiyle, bölgenin güneyinde, doğudan batıya uzanan Mardin Eşiği'dir. Bölgenin en büyük düzlüğü Harran Ovası'dır. Güneydoğu Anadolu kara ikliminin etkisi altındadır. Kışlar yüzey alçaklığı ve kuzeydeki dağ siperi nedeniyle Doğu Anadolu'daki kadar soğuk geçmez. Yazlar son derece sıcaktır. Yağışlar güneyden kuzeye gidildikçe artar. Bölgenin bitki örtüsü otsu bir yapıya sahiptir. Ağaçsı bitkiler ancak yüzölçümünün yüzde 8'ini kaplar. Bölgeye genellikle bir bozkır görüntüsü egemendir. Türkiye'nin iki önemli akarsuyu Fırat ve Dicle bu bölgeden geçer. Bölgede halkın büyük bir bölümü geçimini tarımdan sağlar. Bölgenin buğday üretimi, toplam ülke üretimi içinde son yıllarda önemli bir yer tutmaktadır. Arpa, pirinç, mercimek, önde gelen diğer ürünlerdir.Bölgede bağlar önem taşır, bu nedenle şarapçılık ve pekmezcilik yapılır. Antepfıstığı bölgenin özgün bir ürünüdür. Yeraltı zenginlikleri çok çeşitlilik göstermez.
Sen sadece aynasin...
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
14 Ekim 2012       Mesaj #8
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki Barajlar


Atatürk Barajı ve Hidroelektrik Santrali


Atatürk Barajı, Şanlıurfa ve Adıyaman illeri arasında, Fırat Nehri üzerinde kurulu olup, enerji ve sulama amaçlıdır. 1983 yılında inşaatı başlamış olan baraj 1992 yılında işletmeye açıldı. 8 türbine sahip barajın yüksekliği 169 metredir. 2400 MW gücüyle yıllık 8900 GWh elektrik üretim kapasitesine sahiptir. Kaya dolgu tipinde bir barajdır. Gövde hacmi 84 500 000 m³ tür. Dış yüzeyi kaya içi kil ve topraktır. Baraj gölünün baskısı ile ilk inşaasındaki yüksekliği 10 metre kısalmıştır.
GAP Projesi içinde, Karakaya Barajının 180 km mansabında, Şanlıurfa ilinin Bozova ilçesine 24 km uzaklıkta Fırat Nehri üzerinde kurulan baraj.
İnşaatına; 4 Kasım 1983 tarihinde başlandı. 1994 senesinde bitirilmesi planlanan baraj; sulama ve enerji elde etmek maksadıyla yapılmıştır. 2400 megavat, yılda 8.9 milyar kilovatsaat elektrik enerjisi üretecek kapasitededir. 84.4 milyon m3 kaya ve toprak dolgu ile dolgu hacmi bakımından bugüne kadar dünyada inşa edilen barajlar arasında beşinci sıradadır. Meydana gelen göl alanı 817 kilometre karedir. Yıllık ortalama su akışı 26.654 milyar metreküptür. Toplam su depolama hacmi 48.7 milyar metreküptür.
Her bir grupta; gücü 300.000 kilovat olan 8 adet türbün jeneratör bulunmaktadır. 25 Temmuz 1992'de bu 8 üniteden ikisi hizmete açılmıştır. Halen inşaatı devam eden Şanlıurfa Tünelinin de tamamlanması ile, Şanlıurfa, Harran, Mardin, Ceylanpınar, Siverek-Hilvan ovaları ile beraber 1.43 milyon dönüm arazi sulanır hale gelecektir.Temelden yüksekliği 169 metredir. Nehir seviyesinden yükseklik bakımından minimum su kotu 513, ideal su kotu 526, maksimum su kotu ise 524 metreye ulaşır. Barajda elektrik üretimi için derinliğin en az 133 metre olması gerekir. Baraj duvarının boyu 1644, eni ise 15 metredir.
Atatürk Barajı, dolgu hacmi bakımından dünyanın en büyük 6. barajı durumundadır. Hidroelektrik Santralı da, dünyada halen yapımı sürenler arasında 3., inşa edilmiş olanlar arasında da 5. en büyük santraldır. Aynı zamanda Avrupa'nın ve Türkiye'nin en büyük barajıdır.
Atatürk Barajı, tamamen Türk işçi ve mühendisinin emek ve alınteriyle gerçekleştirilmiştir. Bu dev barajın gövdesi 80 ay gibi kısa bir zamanda bitirilmiştir.
Ad:  atatürk barajı.jpg
Gösterim: 15721
Boyut:  85.3 KB

Batman Barajı ve Hidroelektrik Santrali


Batman Barajı, Batman'da, Batman Çayı üzerinde, sulama, taşkın önleme ve enerji üretmek amacıyla 1986-1999 yılları arasında inşa edilmiş bir barajdır. Kaya gövde dolgu tipi olan barajın gövde hacmi 7.181.000 m³, akarsu yatağından yüksekliği 85,00 m, normal su kotunda göl hacmi 1175,00 hm³, normal su kotunda göl alanı 49,25 km²'dir. Baraj 37.744 hektarlık bir alana sulama hizmeti verirken, 198 MW güç ile de yıllık 483 GWh'lik enerji üretmektedir.

Birecik Barajı ve Hidroelektrik Santrali


Birecik Barajı, Gaziantep ile Şanlıurfa sınırları üzerinde olmasına karşın idari yapı olarak Şanlıurfa iline bağlıdır. Baraj, elektrik üretme ve sulama amaçlı olarak 1985-2000 yılları arasında inşa edilmiştir. Zeugma antik kentinin bir kısmı baraj gölü altında kalmıştır. Beton ağırlık ve kaya gövde dolgu tipi olan barajın gövde hacmi 9.400.000 m³, akarsu yatağından yüksekliği 63,00 m, normal su kotunda göl hacmi 1220,20 hm³, normal su kotunda göl alanı 56,25 km²'dir. Baraj 92.700 hektarlık alana sulama hizmeti verirken 672 MW güç ile de yıllık 2.518 GWh'lik enerji üretmektedir.
Özel sektör tarafından YİD (Yap İşlet Devret) modeli ile yapılıp işletilmekte olan en büyük baraj ve elektrik üretim tesisi olup, 2015 yılında kamu kuruluşu EÜAŞ (Elektrik Üretim AŞ)'ye devredilecektir. Ayrıca bu elektrik üretim santrali Türkiye'nin ortalama %1,2'lik elektrik ihtiyacını da karşılamaktadır.

Devegeçidi Barajı


Devegeçidi Barajı, Diyarbakır (il)'inde, Devegeçidi Çayı üzerinde, sulama amacıyla 1965 - 1972 yılları arasında inşa edilmiş bir barajdır.
Kaya gövde dolgu tipi olan barajın gövde hacmi 3.240.000 m³, akarsu yatağından yüksekliği 32,80 m, normal su kotunda göl hacmi 202,32 hm3, normal su kotunda göl alanı 32,14 km²'dir. 10.600 hektarlık bir alana sulama hizmeti vermektedir.

Dicle Barajı ve Hidroelektrik Santrali


Dicle Barajı ve HES, Diyarbakır ili sınırları içerisinde Diyarbakır'a 50 km mesafede, Maden ve Dibni çaylarının birleşerek Dicle Nehri'ni meydana getirdiği mevkiiden 800 m mesafede ve Kralkızı Barajı aksının 22 km mansabında yer almaktadır. Proje çalışmalarına 1986 yılında başlanmıştır. Kaya gövde dolgu tipi olan barajın gövde hacmi 3.120.000 m3, akarsu yatağından yüksekliği 87,00 m., normal su kotunda göl hacmi 595,00 hm3, normal su kotunda göl alanı 24,00 km2'dir.
Projenin amacı sulama ve enerji olup, Dicle sağ sahil ovalarından 126.080 hektarlık arazi sulanacaktır. Ayrıca santral 2 * 55 = 110 MW gücünde olup, yılda 298 milyon KWh elektrik enerjisi üretecek kapasitededir.
Kralkızı-Dicle entegre projesinin bir parçası olan Dicle Barajı ve HES Projesinin gerçekleşmesi ile birlikte, Dicle Barajı ve HES'den yılda 298 milyon KWh elektrik enerjisi üretilerek, ekonomiye 1997 yılı fiyatlarıyla 2 trilyon 980 milyar TL, sulamadan yılda 9 trilyon 800 milyar TL olmak üzere toplam 12 trilyon 780 milyar TL katkı sağlamaktadır. 25 Ekim 1997'de su tutulmaya başlayan projede 30 Aralık 1997'de inşaat bitirilmiştir. 1997 yılı fiyatlarıyla hesaplanan proje maliyeti yaklaşık 22 trilyon TL'dır.

Dumluca Barajı


Dumluca Barajı, Mardin'de, Buğur Çayı üzerinde, sulama amacıyla 1985-1991 yılları arasında inşa edilmiş bir barajdır. Toprak gövde dolgu tipi olan barajın gövde hacmi 1.685.000 m3, akarsu yatağından yüksekliği 30,00 m., normal su kotunda göl hacmi 22,06 hm3, normal su kotunda göl alanı 2,23 km2'dir. Baraj 2.400 hektarlık bir alana sulama hizmeti vermektedir.

Göksu Barajı


Göksu Barajı, Diyarbakır'da, Göksu Çayı üzerinde, sulama amacıyla 1987-1991 yılları arasında inşa edilmiş bir barajdır.
Kaya gövde dolgu tipi olan barajın gövde hacmi 1.632.000 m3, akarsu yatağından yüksekliği 52,00 m., normal su kotunda göl hacmi 62,00 hm3, normal su kotunda göl alanı 3,90 km2'dir. Baraj 3.582 hektarlık bir alana sulama hizmeti vermektedir.

Hacıhıdır Barajı


Hacıhıdır Barajı, Şanlıurfa'da, Şehir Çayı üzerinde, sulama ve taşkın kontrolü amacıyla 1985-1989 yılları arasında inşa edilmiş bir barajdır. Kaya gövde dolgu tipi olan barajın gövde hacmi 1.201.000 m3, akarsu yatağından yüksekliği 42 m., normal su kotunda göl hacmi 67,60 hm3, normal su kotunda göl alanı 4,40 km2'dir. Baraj 2.080 hektarlık bir alana sulama hizmeti vermektedir.

Hancağız Barajı


Hancağız Barajı, Gaziantep'in Nizip ilçesinde, Nizip Çayı üzerinde, sulama amacıyla 1985-1989 yılları arasında inşa edilmiş bir barajdır. Toprak gövde dolgu tipi olan barajın gövde hacmi 3.600.000 m³, akarsu yatağından yüksekliği 45,50 m, normal su kotunda göl hacmi 100,00 hm³, normal su kotunda göl alanı 7,50 km²'dir. Baraj 10.736 hektarlık bir alana sulama hizmeti vermektedir.

Ilısu Barajı ve Hidroelektrik Santrali


Ilısu Barajı ve Hidroelektrik Santrali. Yaklaşık 15.000 yıllık Hasankeyf Şehrini sular altında bırakacak olan Ilısu Barajı, yörenin kültürel mirasını yok etmenin yanında 78.000 kişiyi evsiz bırakacak ve 1.2 milyar Euro'dan fazla kredi borcu getirecektir. Baraj "20 farklı kültürün izini barındıran ve 10 bin yıllık tarihi ile UNESCO'nun 10 Dünya mirası kriterinden 9'unu karşılayan" Hasankeyf İlçesi'nde yapılacaktır. Baraj için kredi verecek olan Almanya, İsviçre ve Avusturyalı dış kredi kuruluşları, proje için öne sürdükleri şartların karşılanmadığını görerek desteklerini çekti.
Barajın yapımı ile hedeflenen enerji artışı, varolan santrallerin verimli kullanılması ile fazlasıyla sağlanabilecekken, barajın yapımı Türkiye'nin "kültürel mirasına sahip çıkamayan cahil ülke" imajını güçlendirecektir.
2013 yılında hizmete alınması planlanan proje, kurulu güç ve yıllık enerji üretim kapasitesi bakımından da, Atatürk Barajı, Karakaya Barajı ve Keban Barajı'ndan sonra 4'üncü büyük HES olma özelliğini kazanacak.
Ilısu Barajı; Mardin ve Şırnak İl sınırları arasında Dargeçit ilçesinin 15 Km. doğusunda, Dicle Nehri üzerinde yer alacak. Ilısu Barajı kil çekirdekli kaya dolgu tipinde olup temelden yüksekliği 138 m olacak. Barajın maksimum su kotu 526,82 metre, toplam gövde hacmi 44 milyon metreküp, rezervuar hacmi ise 11 milyar metreküp olacak. Barajın kurulu gücü 1200 MW olup üreteceği toplam enerji 3,833 milyar KWh’tır. Ilısu Barajı ile üretilecek olan enerji, şu an ülkemizde hidroelektrik santralleri vasıtasıyla üretilecek olan enerjinin %10’unu oluşturacak.
Bu enerji üretiminin yanı sıra Ilısu Barajında regüle edilen ve daha sonra inşa edilecek Cizre Barajına bırakılacak sularla Nusaybin, Cizre, İdil, Silopi ovalarında toplam 121 bin hektar alanın modern sulama teknikleriyle sulanması da mümkün olacak.

Ilısu Projesi’nin Tarihçesi ve Tanımı


Ilısu Barajı ve Hidroelektrik Santrali Projesi (Ilısu Projesi), 1954 yılında Dicle Nehri’nin toprak ve su kaynaklarının geliştirilmesine ilişkin çalışmalar doğrultusunda, DSİ tarafından başlatılmıştır.
Ilısu Barajı; Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde, Suriye sınırına yaklaşık 45 km. mesafede, Dicle Nehri üzerinde inşa edilecek olup, tamamlandığında 1 200 MW kurulu güç ile yılda ortalama 3 833 GWh enerji üretecektir.
Tesis işletmeye alındığında; gövde hacmi açısından Türkiye’nin 2. kurulu güç bakımından da 4. büyük barajı olacaktır.
Bilirkişi raporları
Kredi ajanslarının oluşturduğu bilirkişlerden oluşan uluslararası heyetin hazırladığı raporda şu eksikliklerin altı çizilmiştir:

Projede yeterli sayıda uzman yok


Proje kapsamında Batman'da yapılması düşünülen tesis faaliyete geçtiğinde Dicle'yi kirletecek
Karasal ve su ekosistemlerinde biyoçeşitlilik araştırmaları yapılmamış
Kamulaştırma konusunda sorunlar var
Ev tazminatları düşük ve uluslararası standartlara aykırı
Tarihi eserlerle ilgili çalışmalar yetersiz

Ilısu Projesi'nin önemi


Tamamlandığında, üretilmesi planlanan yıllık ortalama 3,833 milyar kWh enerji üretilecektir.
Hasankeyf ilçesinin 10.000 yıllık tarihini neredeyse tümüyle yokedecektir.
78.000 kişiyi evsiz bırakacaktır.
Yöre turizmini baltalayarak Hasankeyf halkını işsiz bırakacaktır.
Türkiye'nin çevreye, kültüre ve tarihe duyarsız ülke imajını sağlamlaştıracaktır.
Tamamlandığında, üretilmesi planlanan yıllık ortalama 3,833 milyar kWh enerji diğer barajlardaki verimlilik artırılarak sağlanabilecektir.
İnşaatı süresince, yukarıda sayılan bölgelerde, 600–700 milyon ABD doları tutarında bir ticari faaliyet sağlayacağı öngörülmektedir.
Ilısu Baraj Gölü altında kalan mevcut yol, köprü, demiryolu ve köylerin yeniden yapılması ayrı bir mali yük getirecektir.

Ilısu Projesi'nin finansmanı


Ilısu Projesi müthiş bir dış kredi yükünü de beraberinde getirecektir. Proje için borçlanılacak toplam dış kredi tutarı 1.200.000.000 €’dur.
Projeye kredi vermeyi planlayan Almanya, İsviçre ve Avusturyalı dış kredi kuruluşları Türkiye'nin taahütlerini yerine getirememesi sonucu 7 Temmuz 2009 tarihi itibariyle desteklerini çekmişlerdir.
1999–2001 yılları arasında yaptırılan ÇED Raporu; 2872 sayılı Çevre Kanunu, Dünya Bankası ve IFC kriterleri doğrultusunda HCE firması tarafından güncellenmiş ve hem DSİ hem de yatırımcı kredi kuruluşları tarafından onaylanmıştır. Buna karşılık, yatırımcı kuruluşların görevlendirdikleri bilirkişiler proje ile ilgili ciddi sorunlar tespit etmiş, bu sorunlar, verilen sürenin sonunda giderilmediği için de projeden çekilmişlerdir.
Ilısu Projesi’nin maksimum su kotundan etkilenmeyen Hasankeyf Yukarı Şehir Alanı’nda yer alan kültürel varlıklar, bu bölgenin geliştirilmesiyle birlikte bir “Arkeolojik Park ve Açık Hava Müzesi”nde yeniden hayat bulmaya devam edecektir. Suyun altında kalacak kültürel varlıklar dolayısıyla bölgenin türizm gelirlerinde önemli bir düşüş beklenmektedir.
Her yıl için %15’lik yüzey çalışması ve %15’lik kazı ve taşımanın yapılacağı kabul edilmektedir. Bu kabule göre yüzey çalışmaları, kazılar ve taşımalar için ayrılan tahmini bütçe 53.000.000 ABD doları olarak belirlenmiştir.

Ilısu Projesi Bünyesinde Çevresel Etkileri


Projenin çevresel sonuçları arasında şunlar vardır.
  • Soyu tükenen hayvanları besin ve habitatlarının yok edilmesi
  • Kitlesel balık ölümleri
  • Çökelme ve ötrofikasyon
  • Su kalitesinde ciddi düşüş
  • Sıtma gibi su kaynaklı hastalıklarda artış
  • Su kaynaklı çatışmalarda artış (özellikle Türkiye ile komşu devletler arasında)
  • Hasankeyf Kültür Varlıklarının Korunması ve kurtarılması
10.000 yılı aşkın bir tarihi geçmişe sahip olan Hasankeyf’teki kültürel varlıkların yok edilmesine neden olacak baraj, Anayasaya ve Uluslararası Kültür Sözleşmesi’ne aykırıdır. Buna rağmen, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü ve Ilısu Konsorsiyumu koordinasyonunda hazırlanan, Hasankeyf Master Rehber Projeleri Türkiye Cumhuriyeti’nin resmi makamları tarafından onaylanmıştır.
Ilısu Projesi’nin maksimum su kotundan etkilenmeyen Hasankeyf Yukarı Şehir Alanı’nda yer alan kültürel varlıklar, bu bölgenin geliştirilmesiyle birlikte bir “Arkeolojik Park ve Açık Hava Müzesi”nde yeniden hayat bulmaya devam edecektir.
Ilısu Baraj Gölü altında kalacak olan bütün kültürel varlıklar ve yerleri YYEP çalışmaları çerçevesinde belirlenmeye çalışılmıştır. Bu kültürel varlıkların Ilısu Barajı altında kalmadan taşınacağı gibi olanaksız bir şey iddia edilerek projenin etkisi göz ardı edilmeye çalışılmaktadır.
Her yıl için %15’lik yüzey çalışması ve %15’lik kazı ve taşımanın yapılacağı kabul edilmektedir. Bu kabule göre yüzey çalışmaları, kazılar ve taşımalar için ayrılan tahmini bütçe 53.000.000 ABD doları olarak belirlenmiştir

Karakaya Barajı ve Hidroelektrik Santrali


Karakaya Barajı, Diyarbakır ili Çüngüş ilçesi sınırları içinde, Fırat Nehri üzerinde, Güneydoğu Anadolu Projesi'nin bir parçası olarak elektrik enerjisi üretimi amacıyla 1976-1987 yılları arasında inşa edilmiştir. Barajın yapılmasıyla birlikte bir çok köy başaltılmıştır. Diyarbakır'a 150 km uzaklıkta bulunan baraj adını yakınında bulunan Karakaya Köyünden almıştır.

Beton kemer gövde ağırlık tipi olan barajın gövde hacmi 2.000.000 m3, akarsu yatağından yüksekliği 173,00 m., normal su kotunda göl hacmi 9.580,00 hm3, normal su kotunda göl alanı 268,00 km2'dir. Baraj 1.800 MW güç ile yıllık 7.354 GWh'lik enerji üretmektedir.

Köprüler


Karakaya Barajı üstünde şu an faal olan iki köprü vardır. Kömürhan Köprüsü ve İsmet Paşa Demiryolu Köprüsüdür. ayrıca bu köprülerin eski tarihte yapılanları ise barajın altında kalmıstır

Karkamış Barajı ve Hidroelektrik Santrali


Güneydoğu Anadolu Projesi’nin bir bölümünü teşkil eden, sınır Fırat Projesi’nin ikinci ünitesi olan Karkamış Barajı ve HES Tesisi, Fırat Nehri üzerinde, Suriye Sınırı’na 4.5 km. mesafede, beton ağırlık ve toprak dolgu tipinde ve Türkiye’de nehir santrali tanımıyla gerçekleştirilen ilk uygulamadır.
180 MW kurulu gücündeki santralin yılda 652 GWh enerji üretmesi hedeflenmiştir. Enerji üretmekte olan barajın, baraj rezervuar alanı sağ ve sol sahil koruma seddeleri de yapılarak, 336 m. kotunda olan baraj gölünün işletme kotu 340 m.’ye çıkarılarak, baraj gölü altında kalan mesken ve 433 hektar tarım arazisinin korunması amaçlanmıştır.
Yüksel İnşaat’ın; Temelsu ve Avusturya firmaları Va Tech Elin, Voith Hydro, Verbundplan ile uluslararası konsorsiyum oluşturarak inşasını gerçekleştirdiği Karkamış Barajı'nın barajın gövde hacmi 2.100.000 m3, akarsu yatağından yüksekliği 29,00 m., normal su kotunda göl hacmi 157,00 hm3, normal su kotunda göl alanı 28,40 km2'dir.

Kayacık Barajı


Kayacık Barajı, Gaziantep'ta, Tüzel Çayı üzerinde, sulama amacıyla 1995-2002 yılları arasında inşa edilmiş bir barajdır. Toprak gövde dolgu tipi olan barajın gövde hacmi 1.858.000 m³, akarsu yatağından yüksekliği 50,00 m., normal su kotunda göl hacmi 116,76 hm³, normal su kotunda göl alanı 13,10 km²'dir. Baraj 13.680 hektarlık bir alana sulama hizmeti vermektedir.

Kralkızı Barajı ve Hidroelektrik Santrali


Kralkızı Barajı ve HES, Diyarbakır ili sınırları içerisinde Diyarbakır'a 81 km, Dicle ilçesine 6 km mesafede Dicle Nehri'nin ana kolu olan Maden Çayı üzerinde yer almaktadır. Enerji üretmek amacıyla 1985-1997 yılları arasında inşa edilmiştir.
Kaya gövde dolgu tipi olan barajın gövde hacmi 15.172.000 m3, akarsu yatağından yüksekliği 126,00 m., normal su kotunda göl hacmi 1919,00 hm3, normal su kotunda göl alanı 57,50 km2'dir. Baraj 90 MW güç ile yıllık 146 GWh'lik enerji üretmektedir.
Elektrik üretimi için gölünde 2 milyar metreküp su olması gereken Kralkızı Barajı'ndaki su miktarı kuraklık nedeniyle 520 milyon metreküpe indi. Su seviyesinin düşmesi nedeniyle barajda Ocak 2007 de 46 gün elektrik üretimine ara verilirken, enerji üretimi için su seviyesinin en az 700 milyon metreküp olması gerektiği bildirildi.
Kralkızı-Dicle entegre projesinin bir parçası olan enerji amaçlı bu projede yılda 146 milyon GWh elektrik enerjisi üretilerek, ekonomiye 1997 yılı fiyatlarıyla 1 trilyon 460 milyar TL sağlanmaktadır. Kralkızı Barajı ayrıca, Dicle barajı için depolama görevi görmektedir. 25 Ekim 1997'de su tutulmaya başlayan projede 30 Aralık 1997'de inşaat bitirilerek üretime geçilmiştir. 1997 yılı fiyatlarıyla hesaplanın proje maliyeti yaklaşık 31 trilyon TL'dır.

Seve Barajı


Seve Barajı, Kilis'de, Sinnep Deresi üzerinde, sulama ve içme suyu amacıyla 1995-2002 yılları arasında inşa edilmiş bir barajdır. Kaya gövde dolgu tipi olan barajın gövde hacmi 1.340.000 m3, akarsu yatağından yüksekliği 41,00 m., normal su kotunda göl hacmi 20,86 hm3, normal su kotunda göl alanı 1,96 km2'dir. Baraj 14.000 hektarlık bir alana sulama hizmeti vermektedir.

Son düzenleyen perlina; 19 Kasım 2016 15:47
perlina - avatarı
perlina
Ziyaretçi
18 Kasım 2016       Mesaj #9
perlina - avatarı
Ziyaretçi

Güneydoğu Anadolu Bölgesi

; En küçük coğrafi bölge olan Güneydoğu Anadolu Bölgesi yer şekilleri ve Buna bağlı olarak yerleşme ve ekonomik özellikler açısından iki bölüme ayrılmıştır. Bunlar, Orta Fırat Bölümü ve Dicle Bölümü’dür. Bölgeyi bölümlere ayıran sınır Karacadağ volkan konisinden geçer.

Yer şekilleri

;Sade olan bölgede yükseltisi fazla olmayan ova ve platolar geniş yer kaplar.
  • Dağlar: Bölgenin kuzey kesiminde Toros dağ sırasının güney yamaçları uzanır. Burada asıl Toroslar ile onun önünde ikinci bir kıvrımlı dağ kuşağı uzanır. Bölgenin ortasında 1938 m yükseltiye sahip sönmüş Karacadağ Volkanı yer alır. Bölgenin batısında ise Gaziantep Platosu üzerinde yükselen Kartal Dağları önemli yükseklik oluşturur.
  • Ovalar: Karadağ’ın batısında Altınbaşak (Harran), Ceylanpınar ve Birecik ovaları yer alır. Dicle nehri ve kollarının toplandığı Diyarbakır Havzası’nda fazla geniş olmayan ancak çok verimli bir ovaya geçilir.
  • Platolar: Karacadağ’ın batısındaki Şanlıurfa, Gaziantep, Adıyaman platoları Fırat ve kolları tarafından derin bir şekilde yarılmıştır. Karacadağ’ın doğusu ise daha engebeli bir yapı gösterir. Bu bölümün güneyinde Mardin-Midyat Eşiği yer alır.
Ad:  _guneydogu-anadolu-harita.jpg
Gösterim: 17256
Boyut:  80.2 KB

Akarsular ve Göller

  • Akarsular: Bölgenin iki önemli akarsuyundan biri olan Fırat, kaynağını Doğu Anadolu Bölgesi’nden alır. Bölgede ise Toroslar’dan gelen Kahta ve Karadağ’dan gelen küçük akarsularla beslenir. Güneydoğu Toroslar’ın güneye bakan yamaçlarından birçok kol halinde çıkan Dicle Nehri ise bölgenin diğer önemli akarsuyudur. Her iki akarsu da Basra Körfezi’ne sularını boşaltır.
  • Göller: Bölgede doğal oluşumlu göl yoktur. Ancak Fırat ve Dicle üzerinde kurulmuş baraj gölleri bulunmaktadır. Bölgenin ve ülkenin en büyük baraj gölü olan Atatürk Barajı bu bölge sınırları içindedir.

İklim

;Denizden uzak olduğu için sıcaklık bakımından karasal iklim özellikleri görülür. Kışlar oldukça soğuk olup, en çok yağış bu mevsimde düşer. Yaz mevsimi ise enlemin, karasallığın ve güneyden esen çöl rüzgarlarının etkisiyle çok sıcak ve kurak geçer. Buharlaşma şiddeti çok fazla odluğundan yaz mevsiminin en kurak geçtiği bölgedir. Ayrıca batıdaki Gaziantep Yöresi’nde belirgin olarak Akdeniz ikliminin ektileri görülür.

Doğal Bitki Örtüsü

;Bölgenin bozkırdır. İç Anadolu bozkırlarına göre çok fakirdir. Bölgede antropojen bozkırlar da geniş yer kaplamaktadır. Ormanların en az alan kapladığı bölge olan Güneydoğu Anadolu’da mevcut ormanların büyük bölümü de tahrip edilmiştir. Toros Dağları eteklerinde görülebilen ormanlar ise kuraklık nedeniyle çok zayıftır. Dicle Nehri boylarında yer yer kavak ve söğüt toplulukları görülür.

Nüfusu

en az olan bölgemizdir. Ancak doğum oranının yüksek, yüzölçümünün küçük olması nüfus yoğunluğunun fazla olmasına neden olmuştur. Orta Fırat Bölümü ve özellikle Gaziantep Yöresi yoğun nüfuslanmıştır. Yağışın azaldığı düzlüklerde nüfus azalır. Bölgede ekonomik gelişmenin yavaş olması, terör olayları gibi nedenlerden dolayı göç veren bir bölgedir. Ayrıca mevsimlik işçi göçleri de olmaktadır.

İller;

Adıyaman, Batman, Diyarbakır, Gaziantep, Mardin, Siirt, Şanlıurfa

Ekonomik Özellikler


1. Tarım,halkın temel geçim kaynağıdır. Tarım arazisi geniş olmasına karşın kuraklık nedeniyle tarımın en önemli sorunu sulamadır. Tarım topraklarının çok parçalı, tarım işletmelerinin küçük işletmeler şeklinde olması tarımsal verimi düşürmektedir. Tarım alanlarının üçte biri nadasa alınmaktadır. G.A.P. (Güneydoğu Anadolu Projesi) ile birlikte sulu tarım alanları genişlemekte, nadas arazisi azalmakta, tarım ürünü çeşitliliği artmaktadır.

Tarım Ürünleri

  • Buğday: Bölgedeki tarım alanlarının yarısından fazlasında buğday ekilir. En fazla ekim alanına sahip Şanlıurfa’yı Diyarbakır izler.
  • Arpa: Bölgede yetiştirilen diğer önemli tahıl olan arpa, en fazla Şanlıurfa, Siirt ve Adıyaman’da yetiştirilir.
  • Pamuk: Bölgede en fazla ekilen endüstri bitkileri arasında yer alan pamuk, halen sulanmakta olan Akçakale ve Gaziantep’te yetiştirilir.
  • Kırmız Mercimek: Kuraklığa dayanıklı bir baklagildir. Türkiye üretiminin tamamına yakınını bu bölge sağlar. En çok Şanlıurfa ve Gaziantep’te yetiştirilir.
  • Susam: Az bir alanda ekimi yapılmaktadır. Ancak üretimi bölge için önem taşır.
  • Çeltik: Siverek’te yetiştirilmektedir.
  • Antep Fıstığı: Bölgenin karakteristik ürünüdür. Üretimin % 90’ı bu bölgede gerçekleşir.
  • Üzüm: Özellikle Gaziantep çevresinde bağcılık gelişmiştir. Üretilen üzüm yaş olarak tüketilmesinin yanı sıra pekmez, pestil ya da içki yapımında kullanılır.
  • Zeytin: Akdeniz ikliminin etkileri görülen Gaziantep yöresinde Kilis ve Islahiye çevresinde yetiştirilir.
  • Tütün: Sulama ile birlikte ekim alanları genişlemektedir. Üretimde Adıyaman ve Batman önde gelir.
  • Sebze: Sulanabilen alanlarda domates, biber, patlıcan gibi çeşitli sebzeler yetiştirilmektedir.
  • Meyve: Bölgenin karpuz üretiminde ayrı bir yeri vardır. Özellikle Diyarbakır çevresinde ağırlığı 20 kg’ı aşan karpuz yetiştirilmektedir.
2. Hayvancılık;Bölgede hayvancılık önemli bir ekonomik faaliyettir. Bölgenin doğal özellikleri ve gelenekleri hayvancılığın gelişmesine zemin hazırlamıştır. Bitki örtüsünün bozkır olması nedeniyle küçükbaş hayvancılık yaygındır. Bölgede en çok koyun yetiştirilir. Koyundan sonra en fazla yetiştirilen kıl keçisidir ve Toros Dağları eteklerinde otlatılır. Ayrıca Toros Dağları’nda arıcılık yapılmaktadır.

3. Ormancılık;

Kuraklık nedeniyle ormanların en az bulunduğu bölgedir. Toroslar’ın eteklerinde bulunan ormanlar da çok zayıftır. Bu nedenle bölgede ormancılık gelişmemiştir.

4. Madenler ve Enerji Kaynakları

  • Madenler: Bölge maden bakımından zengin değildir. Gaziantep, Islahiye ve Kilis’te krom ve bakır yatakları bulunur. Kilis-Gölbaşı’nda fosfat çıkartılır. Ayrıca Toros Dağları’nda krom ve çinko yatakları vardır.
  • Enerji Kaynakları: Petrolün çıkarıldığı tek bölgedir. Diyarbakır Havzası’nda Raman, Garzan, Şelmon yatakları ile Adıyaman’da Yanarsu Havzası’nda çıkartılır. Türkiye’nin petrol boru hatları bu bölge topraklarından geçer. Ayrıca Cizre’de önemli bir enerji kaynağı olan linyit çıkarılır.
  • Enerji Üretim Tesisleri: Bölge enerji üretiminde giderek önem kazanmaktadır. G.A.P. kapsamında 22 hidroelektrik santral kurulması planlanmıştır. Önemli barajları Atatürk, Kralkızı ve Deve Geçidi’dir.

5. Endüstri

Ad:  Balikli-Gol-Resimleri-01.jpg
Gösterim: 12886
Boyut:  80.5 KB

Başlıca endüstri tesisleri şunlardır:
  • Besin: Diyarbakır, Şanlıurfa
  • İçki: Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır
  • Pamuklu Dokuma: Gaziantep, Adıyaman, Diyarbakır
  • Battaniye, Kilim, Halı: Siirt, Gaziantep
  • Petrol Rafinerisi: Batman

6. Ulaşım

;Bölgede önemli dağ sıralarının olmaması ulaşımı kolaylaştırmıştır. Ancak Güneydoğu Toroslar, İç ve Doğu Anadolu ile olan ulaşıma engel olmaktadır. Irak ve Suriye’ye bağlanan önemli yollar da bölgeden geçmektedir. Bölgede iki ana demiryolu hattı vardır. Bunlardan biri Kurtalan-Diyabakır-Gaziantep üzerinden Doğu ve İç Anadolu ile bağlantıyı sağlar. Diğeri Adana-Gaziantep üzerinden geçerek Nusaybin’e ulaşır. Güneydoğu Anadolu’daki demiryolu hattında çoğunlukla tarımsal ürün ve maden taşınır.

7. Turizm

;Doğal güzellikleri ve tarihi zenginliğine karşın bölge turizm açısından yeterince gelişememiştir. Adıyaman’daki Nemrut Dağı’nda bulunan Komagene krallığına ait mezarlar ve çeşitli anıtlar adeta açık hava müzesi durumundadır. Şanlıurfa’daki Balıklı Göl halk tarafından kutsal sayılmakta, dinsel turizm için potansiyel oluşturmaktadır. Diyarbakır’da bulunan Orta Çağ’a ait surlar, kuleler bölgedeki diğer turistik zenginliklerdir. Ayrıca Gaziantep Yöresi’ndeki Karkamış ve Roma dönemine ait kalıntılar çok fazla turist çekmektedir.

Bölgenin Ülke Ekonomisindeki Yeri

;Türkiye ekonomisine katkısı çok azdır. Doğu Anadolu Bölgesi’nden sonra geri kalmış ikinci bölgemizdir. Aşağıda bölge ekonomisinde önemli yer tutan ürün ve ekonomik faaliyet türlerinin listesi verilmiştir.
  • Petrol
  • Antep Fıstığı
  • Baklagiller
  • Üzüm
  • Pamuk
  • Hayvancılık
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Son düzenleyen perlina; 19 Kasım 2016 00:28 Sebep: Sayfa düzeni.
perlina - avatarı
perlina
Ziyaretçi
18 Kasım 2016       Mesaj #10
perlina - avatarı
Ziyaretçi
Ad:  gap_gezisi.jpg
Gösterim: 14747
Boyut:  62.0 KB

GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ

,Türkiye’deki coğrafi bölgelerin en küçüğü ve en az nüfuslusu; 58 600 km2; yaklaşık 4,5 milyon nüf.
Bir yay çizen G.-D. Toroslar’ın eteklerinden G.’de Suriye ve Irak ile sınırımıza kadar uzanan, "Verimli Hilal" adı ile anılan ve çok eski tarihöncesi kültürlerin gelişme alanı olan bölge, aynı zamanda Yukarı Mezopotamya olarak da bilinir. Yer şekilleri bakımından G.-D. Anadolu, Arabistan platformu ile K.'deki kıvrımlı ve şaryajlı dağlar arasında platoların en geniş yeri kapladığı bir geçiş alanıdır. K.'de 1 000 m dolayında olan plato yükseltisi, G.’de 500-600 m dolayına iner. K.’de plato üzerinde, Arabistan platformunun örtü tabakalarından oluşan ve Türkiye’nin başlıca petrol yataklarını içeren kenar kıvrımlar Toros yayına kabaca paralel olarak uzanır. Bölgenin D. yarısında kenar kıvrımlarla G.'deki Mardin eşiği kabartısı ve B.’daçok genç bir bazaltik volkan yapısı olan Karacadağ (1 919 m) arasında bir çanaklaşma ve çökelme alanı olan Diyarbakır havzası yer alır. Bölgenin B. bölümü ise, çoğunlukla kireçtaşlarından yapılmış Şanlıurfa ve Gaziantep platoları ile kaplıdır.

Mezopotamya’nın 2 büyük akarsuyu Fırat ve Dicle ile kollan bu platolar içine gömülmüştür. Bölge D.’ya gidildikçe şiddetlenen ve G.'e gidildikçe kuraklaşan, ama genel olarak Akdenizsel özellikler gösteren karasal bir iklimin etkisindedir. Yazlar kurak ve çok sıcak geçer (temmuz ort. sıcaklığı B.’da Gaziantep'te 27,1°C, ortada Şanlıurfa’da 31,5°C, D.'da Diyarbakır’da 31°C); Türkiye'de en yüksek sıcaklıkların ölçüldüğü yerler buradadır (Şanlıurfa 46,5°C, Diyarbakır 46,2°C). Kışlar yağışlı ve bulunulan enleme göre oldukça soğuktur. (Ocakort., Gaziantep 2,3°C, Şanlıurfa 4,9°C, Diyarbakır 1,5°C); sıcaklık - 20°C dolayına düşebilir. Yağışlar K.’den G.'e ve B.’dan D.'ya azalır (yıllık ortalama yağış tutarı Siirt 737 mm, Diyarbakır 497 mm, Gaziantep 574 mm). G.’de yer alan bazı yüksek yerler, daha yağışlıdır. (Mardin 688 mm)

G.-D. Anadolu yurdumuzun orman bakımından en fakir bölgelerinden biridir. K.'deki dağlık kesimde ve Mardin eşiği üzerinde görülen çoğu bozuk meşe ormanları, bölgenin ancak % 3 kadarını kaplar. Bunun dışındaki alanlar G.’e gidildikçe fakirleşen bozkırlar halindedir.
Güneydoğu Anadolu bölgesi, Türkiye ortalamasının üstünde nüfuslanmış bir bölgemizdir. Ama bu bakımdan iklim şartlarına, su ve tarım olanaklarına bağlı olarak çeşitli yöreleri arasında büyük farklar vardır. Bu nedenle nüfus, özellikle, bölgenin daha elverişli olan B. kesimi ile Toros eteklerinde ve Mardin eşiği alanında toplanmıştır. Elverişli topraklarına karşın, susuz ve kurak bazı platolar çok tenhadır. Başlıca kentler de (Gaziantep, Diyarbakır, Şanlıurfa, Mardin ve Siirt) doğal koşulların belirlediği yörelerde, tarihi yollar üzerinde kurulmuştur. Kentleşme ve nüfus yoğunluğu üzerinde rol oynayan yeni bir etken de petrol ve petrol sanayisidir (Batman). G.-D. Anadolu’nun bir başka özelliği de, yıllık nüfus artış oranının Türkiye ortalamasının üstünde oluşudur. Tarım bakımından dünyanın en eski kültür odakları arasındadır.

Zamanımızdan 9-10 bin yıl kadar önce birçok yabani bitki ve hayvan burada evcilleştirilmiştir. Günümüzde de tarım bölge ekonomisinde en önemli yeri tutar. Bu bakımdan tarla ürünleri başta gelir ve bölge tarımsal gelirinin °/o 70 kadarını sağlar. Türkiye yüzölçümünün ancak °/o 7 kadarına eşit yer kaplayan bu bölge alanına ve nüfusuna (Türkiye nüfusunun % 8,5’i kadar) oranla tarımsal üretim fazlalığı ile dikkati çeker. Türkiye'de üretilen baklagiller ve sebzelerin % 28,7'si, üzümün %33,7'si, buğdayın % 12,2’si, zeytinin % 13,2'si, antepfıstığının % 94,7’si, mercimeğin yarıdan fazlası bu bölgenin payına düşer. Makineli tarıma elverişli geniş ve verimli topraklarına karşın, tarımı kısıtlayan başlıca etken, uzun yaz aylarındaki kuraklık ve su kıtlığıdır. GAP’ın tamamlanmasıyla bölgenin Türkiye ekonomisinde zaten önemli olan bu payı çok büyük ölçüde artacak ve bu gelişme dolaylı etkileriyle bölgenin yapısını ve görünümünü değiştirecektir.

Tarla tarımının yanında, hayvancılık ve hayvan ürünleri de bölgenin geleneksel ve hatta bazı yörelerde başta gelen gelir kaynağıdır. En çok koyun ve keçi gibi yarı kurak koşullara uyan küçükbaş hayvan beslenir. Türkiye'de beslenen koyunların % 10 kadarı bölgenin payına düşer. Bir kısım halk göçebe hayvancılıkla uğraşır. Canlı hayvan satışı ve hayvan ürünleri tarımsal üretim değerinin %30 kadarını sağlar. G.-D. Anadolu'nun en büyük yeraltı zenginliği, çoğu Diyarbakır ve Siirt çevresinde yer alan petrol yataklarıdır. Ayrıca, Irak’ta Kerkük petrol bölgesinden başlayan, her biri yaklaşık 900 km uzunlukta iki boru hattı Irak petrolünü bölgeden geçerek Yumurtalık limanına taşır.

Bu bakımlardan bölgenin Türkiye ekonomisinde özel bir yeri vardır. Krom, manganez, demir, asfaltit, perlit ve fosfat öteki önemli yeraltı kaynaklarıdır. Geleneksel sanayi kolları son zamanlarda yeni dalların katılmasıyla büyük ölçüde çeşitlenmiştir (çimento, dokuma, besin, kimya, madeni eşya ve tarım aletleri, yem). Başlıca sanayi merkezleri Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır ve Mardin ile petrol sanayisi sayesinde büyük kent durumuna gelen Batmandır. Bölgenin Verimli Hilal'in alanında, Anadolu’yu arap âlemine bağlayan kara ve demiryolları üzerindeki konumu, bütün tarih boyunca olduğu gibi, bugün de önemini korumaktadır. Havayolu ile de yurdun öteki bölgelerine bağlı olan G.-D. Anadolu, aynı zamanda türk kültür tarihinin birçok ünlü bilim adamını yetiştirmiş geleneksel odaklarını kapsar.

Güneydoğu Anadolu projesi


(GAP), Dicle ve Fırat ırmaklarının aşağı kesimleriyle bunlar arasında kalan alanı kapsayan ve barajlar, hidroelektrik santralları, sulama tesisleri, her çeşit altyapı, tarımsal tesisler, ulaştırma, eğitim, sağlık vb. alanlardaki hizmetleri içeren projeler demeti.
Güneydoğu Anadolu projesi, 1960'ların başında başlayan Fırat havzası çalışmalarının tamamlanmasıyla hazırlanan Fırat havzası istikraz raporu'na, 1971'de, Dicle havzası projelerinin de eklenmesiyle bölgesel bir nitelik kazandırılarak oluşturuldu. Bölgedeki ekonomik ve sosyal yaşamı büyük ölçüde etkileyici bir özellik taşıyan ve uygulamaya geçildiğinde bütün kesimler için itici bir güç oluşturacak olan GAP yedisi Fırat havzasında, altısı da Dicle havzasında yer alan 13 büyük projenin birleşmesinden oluşmaktadır. Fırat havzası için hazırlanan projeler şunlardır:

Aşağı Fırat projesi:


7 ayrı birimden oluşmaktadır:
Atatürk barajı ve hidroelektrik santralı (HES), GAP'ın en önemli ve kilit tesisidir. Türkiye’nin en büyük barajıdır. Baraj 1990 sonunda tamamlanarak 1991 yılı başından itibaren su tutulmaya başladı. Yılda 8,9 milyar kWh elektrik enerjisi üretecek olan 8 ünitelik türbinjeneratör grubunun 2 ünitesi, temmuz 1992 yılında barajın açılışıyla birlikte üretime geçti. Dev su ulaştırma tünelleri tamamlandığında 880 000 ha'lık alan sulanabilecektir.

Şanlıurfa tünelleri.


Atatürk barajından alacağı suları sulama alanlarına aktaracak olan bu tünel sistemi, yan yana iki ana tünel ile bağlantı tünellerinden oluşmaktadır. Toplam uzunluğu 57,8 km olacak; 327 bin 725 ha’ı cazibeyle, 148 649 ha’ı da pompajla olmak üzere toplam 476 374 ha alanı sulayacaktır. Şanlıurfa tünelleri çalışmaya başladıktan sonra, saniyede akıtacağı 328 m3 suyla Türkiye’nin Dicle ve Fırat’tan sonra üçüncü büyük ırmağı olma özelliğini de kazanacaktır.

Şanlıurfa hidroelektrik santralı.


Şanlıurfa tüneli çıkışından sonra akan suyu değerlendirecek olan bu santralda yılda 124 milyon kWh elektrik enerjisi üretilecektir. Şanlıurfa-Harran sulaması. Bu proje, kanal sistemiyle Şanlıurfa ve Harran ovalarında 147 866 ha alanın sulanmasını sağlayacaktır.

Mardin-Ceylanpınar sulaması.


Mardin ve Ceylanpınar ovalarının yeraltı kaynaklarından yararlanarak sulanmasını içeren bu projede, 328 608 ha alanın sulu tarıma açılacağı öngörülmektedir Siverek-Hilvan pompaj sulaması. Bu proje kapsamında, Atatürk barajı rezervuarından alınacak suyun kullanılmasıyla 100 bin ha alan sulanacaktır

Dicle havzası projesi:


altı ana projeden oluşmaktadır.

Kralkızı-Dicle projesi.


Dicle havzası projelerinin ilki olan bu proje, Kralkızı barajı ve HES ile Dicle barajı ve HES olmak üzere iki birimden oluşmaktadır. Projeyle Dicle HES'den yılda 298 milyon kWh, Kralkızı HES’den de yılda 146 milyon kWh enerji üretilmesi amaçlanmakta, ayrıca her iki barajdan toplam 126 bin ha alanın sulanması öngörülmektedir.

Batman projesi.


Bu proje ile Batman barajı ve HES’nin üretime geçmesiyle 185 MW kurulu güç ile yılda 483 milyon kWh elektrik enerjisi üretilecek, 30 bin ha tarım alanı sulanacaktır.

Batman-Silvan projesi.


GAP kapsamındaki 10., Dicle havzası projesi kapsamındaki 3. sırada olan enerji ve sulama amaçlı bu proje ile Dicle sol sahil ovalarında toplam 257 bin ha alan sulanacak, 240 MW kurulu güç ile 963 milyon kWh enerji üretilecek.

Garzan projesi.


Garzan barajı ve HES’yi içeren bu proje ile 60 bin ha’lık alanın sulanması öngörülmektedir.

Iftsu projesi.


Bu projede yer alan llısu barajı ve HES'nin kurulmasıyla, kurulu gücü 1 200 MW olan HES’nin yılda 3 830 milyon kWh elektrik üreteceği hesaplanmaktadır.

Cizre projesi.


GAP’ın son birimi olan bu proje ise, Cizre barajı ve HES’yi kapsamaktadır. Proje gerçekleştirildiğinde, 140 MW kurulu gücündeki HES’den yılda 1 208 milyon kWh enerji üretilecek, baraj sularından ise Nusaybin-Cizre-idil ovalarında toplam 89 ha alanın sulanmasında yararlanılacaktır.
Karakaya barajı ve HES. Atatürk barajından sonra Türkiye’nin üretim açısından en büyük barajıdır (7,354 milyon kWh). 1987 yılında hizmete girmiştir.

Sınır Fırat projesi.


Tümüyle enerji üretimine yönelik olan bu proje iki birimden oluşmaktadır. ilk birimi Birecik barajı ve HES’ nin kurulu gücü 672 MW, yıllık enerji üretim kapasitesi ise 2 518 milyon kVVh’tır. ikinci birim olan Karkamış barajı ve HES' nin ise kurulu gücü 180 MW, yıllık enerji üretimi 652 milyon kWh olacaktır. Sınır Fırat projesi GAP’ın 3 numaralı projesini oluşturmaktadır.

Suruç & aziki projesi.


GAP’ın dördüncü projesi olan bu proje yalnızca sulamaya yöneliktir. Atatürk barajından alınacak sularla Suruç ve Baziki ovalarında toplam 146 500 ha alanın sulanması sağlanacaktır.

Adıyaman-Kâhta projesi

.
GAP’ın beşinci ayağını oluşturan bu proje, 5 hidroelektrik santral, 4 baraj yapımını öngörmektedir. Kurulu gücü 196 MW ve yıllık elektrik enerjisi üretimi toplam 509 milyon kWh olan bu projeyle, Halya de
Bozova pompaj sulaması.
Bu proje kapsamında da Atatürk barajından sağlanacak suyla 55 300 ha alanın sulanması yer almaktadır.
Fırat havzası için hazırlanan bu projelerin uygulanmaya konmasıyla, Fırat ırmağından akan su, sırasıyla Keban, Karaka- ya ve Atatürk baraj ve hidroelektrik sandallarını çalıştıracak ve buradan Urfa tünelleri ile Şanlıurfa hidroelektrik santralına da enerji sağladıktan sonra sulama alanlarına akıtılacaktır.

Gaziantep projesi.


Toplam 89 000 ha alanın sulanmasını öngören bu proje kapsamında Hancağız barajı, Kayacık, Kemlim, Birecik barajları bulunmaktadır.
74 000 km2,lik bir alanı kapsayan GAP sınırları içinde, Şanlıurfa, Mardin, Gaziantep, Adıyaman, Diyarbakır, Batman ve Siirt illeri tümüyle ya da bir bölümüyle yer almaktadır. 1976'da uygulanmasına başlanan proje 30 yılda tamamlanabilecektir. Projede yer alan tesislerden Atatürk, Karakaya, Kralkızı baraj ve HES gibi yapımları süren tesislerin yanında, henüz proje aşamasında olan tesisler de bulunmaktadır.

GAP'ın tamamlanmasıyla yılda 23 milyar kWh hidroelektrik enerji elde edilecektir. Bu enerji Türkiye'de üretilen toplam elektrik enerjisinin % 80’ine eşittir. Bunun yanında, günümüzde devlet eliyle sulanması gerçekleştirilen tarım alanları miktarı kadar bir alan (1 milyon 800 bin ha) sulu tarıma açılacak, nadas tümüyle ortadan kalkacak ve bölgenin ürün deseni değişecektir.
Yılda 600 bin ton pamuk, 66 bin 458 ton antepfıstığı üretilebilecek; meyve üretimi 660 bin ton, sebze üretimi 3 milyon 513 bin ton artacaktır. Bugün GAP alanlarındaki sebze üretimi 14 milyon t, meyve üretimi 1 milyon 400 bin tondur.
Kaynak: Büyük Larousse
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Son düzenleyen perlina; 19 Kasım 2016 14:56

Benzer Konular

22 Kasım 2016 / perlina Türkiye Coğrafyası
26 Kasım 2016 / Misafir Türkiye Coğrafyası
19 Ocak 2010 / Misafir Soru-Cevap
19 Şubat 2012 / Misafir Soru-Cevap
19 Şubat 2013 / Misafir Soru-Cevap