Arama

Horlama ve Nedenleri

Güncelleme: 21 Nisan 2014 Gösterim: 9.751 Cevap: 6
DILEMIN - avatarı
DILEMIN
Ziyaretçi
6 Mart 2007       Mesaj #1
DILEMIN - avatarı
Ziyaretçi
HORLAMANIN NEDENİ NEDİR?
MsXLabs.org
Sponsorlu Bağlantılar

Bu maddedeki yazılar yalnızca bilgi verme amaçlıdır. Yazılanlar, doktor uyarısı ya da uzman önerisi değildir.

Ağız ve burun arkasındaki hava yolunda darlık olduğunda ortaya çıkan gürültü biçiminde ki sese horlama denir. Dilin arkası ve yumuşak damak ve küçük dilin olduğu kısmın genizle birleştiği bölge kendiliğinden daralabilen bir bölgedir. Bunlar birbirleri üstüne geldiğinde solunumla birlikte titreşmekte ve horlama ortaya çıkmaktadır. Horlayan biri aşağıdaki problemlerden en az birine sahiptir.

Dil ve boğaz kasları gerginliği azalmıştır. Gevşek kaslar sırt üstü yatınca dilin boğaz arkasına doğru kaymasına engel olamaz. Bu olay alkol yada ilaç alarak gevşemiş birinin uykusunda kas kontrolünün kaybolması ile ortaya çıkar. Bazı insanlarda uykunun derin fazında gevşemeye bağlı olarak yine horlama görülebilmektedir.

Boğazdaki dokuların aşırı büyük olması. Büyük bademcik ve geniz eti çocuklarda en sık rastlanan horlama nedenidir. Şişman insanlarda kalın boyun dokusu sebep olarak gösterilir. Kist ve tümörlerde nadir olarak bu yolla horlama yapabilmektedir.

Yumuşak damak ve küçük dilin aşırı sarkık ve uzun olması boğaza doğru hava yolunu daraltır. Hava yoluna sarktığı için bir valv gibi horlamaya neden olur.

Burun tıkanıklığı olan kişi havayı almak için genizde aşırı vakum yaratır. Bu vakum boğazda kollabe olabilen dokuları hava yoluna doğru çeker. Böylelikle burun açık iken horlamayan kişide horlama görülmeye başlar. Bu durum neden bazı insanların sadece allerjik dönemlerde veya grip, sinüzit olduğu zamanlarda horladığını izah etmektedir. Burun deformasyonları bu tip burun tıkanıklığı nedenleri olarak bilinir. Deviasyon burun orta bölmesinin yan taraflara taşması olarak tanımlanır. Burun içi deformasyonları içinde en sık rastlanılanıdır.

HORLAMA CİDDİ BİR SORUN MUDUR?
Sosyal olarak evet! Bu aile yaşamında ciddi bir şekilde tehdit eder. Horlayan kişi alay konusu olur. Ailenin diğer bireyleri için uykusuz gecelerin sorumlusu tutulur. Horlayan kişi tatil ve iş gezilerinde istenilmeyen oda arkadaşı olur. Tıbbi olara evet! Kişinin kendine verdiği zarar daha büyüktür. Dinlenilmeden geçirilen geceler vardır. Aşırı horlayan kişilerde yüksek tansiyon horlamayan kişilere göre daha sık görülür. Horlamanın en ağır formu "tıkayıcı tipte horlama hastalığıdır."
"Uyku apnesi" diye bilinen bu hastalıkta şiddetli horlama nefessiz kalınan bir dönemle kesilmektedir. Bu sırada solunum tam durmuştur. 10 saniyenin üzerindeki nefessiz kalma nöbetlerinin bir saat içinde 7 den fazla görülmesi yaşamı ciddi şekilde tehdit eder. Bu durumda doktorunuzun size bir uyku merkezinde inceleme yapılmasını önerecektir. Apneli (nefesin kesilmesi) hastalarda saatte 30-300 defa tıkanmalara rastlanılmaktadır. Böylelikle uykuda kan oksijen düzeyi aşırı oranda düşer. Oksijenin düştüğü bu dönemde kalp kanı daha çok pompalamak zorundadır. Bir süre sonra kalp ritmi bozulurken, yıllar içinde yüksek tansiyon ve kalp büyümesi yerleşir. Tıkayıcı tipte horlama hastalığı olan kişiler uykularının çok az bir kısmında derin uyku fazına geçebilmektedirler. Derin faz gerçek dinlenme için tek yoldur. Dinlenmeden geçirilen gecenin gündüzü uykulu, yorgun ve verimsiz geçecektir. Araba kullanırken yada iş başında uyuklamalar görülecektir.

HORLAMA TEDAVİ EDİLEBİLİRMİ?
Horlamanın bir çok tipi tedavi edilebilir. Erişkin horlayan kişiler için aşağıda sıralanan önerilere uyulmalıdır.

İyi bir adele tonusu kazanmak için sportif bir yaşam biçimi seçilmeli.
Horlayan kişiler uyku ilaçları, sakinleştirici ve antihistaminik denilen allerji ilaçlarını uykudan önce almamalı.

Uykudan 4 saat önce alkol almaktan sakınmalı.

Uykudan 3 saat önce ağır yemekten sakınmalı.

Aşırı yorgunluktan sakınmalı.

Uykuda sırt üstü yatmak yerine yana yatmak tercih edilmeli. Eski bir öneri olarak pijama sırtına tenis topu dikmek hala faydalı bir metot dur. Böylelikle sırt üstü uyumaya engel olunur.
Yatağınızın baş tarafı daha yukarıda olacak şekilde tüm yatağınız yaklaşık olarak 10 cm bir tarafa doğru çeviriniz. Bu amaçla yatağınız bir tarafı altına bir tuğla yerleştirmek amacınıza uygun olacaktır.
Evde horlamayan kişilerin sizden önce uykuya geçmeleri için onlara süre tanıyın.
Her pozisyonda horlayan kişiler "ağır horlayan" olarak isimlendirilir. Bu kişilerin yukarıdaki önerilerden daha fazla yardıma ihtiyaçları vardır.

Horlama kişi ve ailesi için zararlı hale geldiğinde uzman doktorunuz ile görüşmeniz uygun olacaktır. Bu özellikle uyku sırasında nefes alamama problemi olduğunda (Yüksek sesli horlama nefessiz kalma dönemi ile kesilmektedir.) Doktorunuza baş vurmanız daha da önem kazanmaktadır. Horlama hastasının burun, ağız, boğaz ve boynunun detaylı muayenesi yapılmalıdır. Horlamanın boyutu ve horlayan kişinin sağlığını belirlemek açısından uyku laboratuarı çalışmaları değerlidir.

TEDAVİ
Tedavi şüphesiz tanıya dayanır. Bu allerji veya enfeksiyon tedavisi gibi basit yada bademcik geniz eti veya burun bozukluklarının cerrahi gerektirir biçimdedir. Horlama - Nefessiz kalma hareketli dokuların sabitleştirilmesi ve hava yolunun daha genişletilmesini sağlayan horlama ameliyatlarından başarılı sonuçlar elde edilmektedir. Buna uvulopalatofarengoplasti ameliyatı (UPPP) adı verilmektedir. Hasta için bademcik ameliyatından çok farklı his vermez. Laser'ın kullanıldığı Laser-assisted uvulopalatoplasti (LAUP) lokal anestezi ile yapılabilen bir başka ameliyattır. Cerrahinin çok riskli veya hasta tarafından istenilmediği durumlarda boğaza basınçlı hava veren maske takarak (CPAP) uyuyabilir. Kronik olarak horlayan her çocuk KBB uzmanı tarafından detaylı olarak muayene edilmelidir. Bademcik ve geniz eti ameliyatının gerekli olduğu durumlarda cerrahi müdahale çocuk sağlığına ve gelişimine çok önemli yararlar sağlayacaktır.

Alıntıdır-

Son düzenleyen _Yağmur_; 21 Nisan 2014 11:17 Sebep: sayfa düzeni
asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
10 Mart 2007       Mesaj #2
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
Horlama genellikle derin uykuda, ağızdan giren havanın yumuşak damak ve ses tellerini titreştirmesiyle meydana gelen kaba ses. Aşırı alkol kullanma, sigara içme, yorgunluk, kötü beslenme, şişmanlık, yumuşak damak kısmının gerginliğini kaybettirerek horlamaya sebeb olurlar. Burun tıkanıklıklarında, şiddetli grip ve bademcik iltihaplarında, burundan nefes almanın engellenmesiyle horlama ortaya çıkabilir.
Horlama, uyuyan şahıs için bir problem teşkil etmeyip, evli çiftlerde ve topluca yatılan yerlerde diğer şahısları rahatsız etmesi bakımından önemlidir.
Sponsorlu Bağlantılar
Tedavisinde asıl prensip, sebeb olan rahatsızlığı iyileştirmektir. Horlayan şahısları yan çevirmek, çenesini yukarı kaldırmak, yastığını yükseltmek ve burundan nefes almasını kolaylaştıran diğer metodlara başvurmak şahsın horlamasını keser.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....
damla1995 - avatarı
damla1995
Ziyaretçi
23 Mart 2007       Mesaj #3
damla1995 - avatarı
Ziyaretçi


Erişkin insanların yaklaşık %20-25'i horlar. Horlama, erkeklerde ve şişman kişilerde daha sık olmakla birlikte, her insanda görülebilir. İlerleyen yaşla birlikte horlamanın şiddeti de artar. Üst solunum yolundaki yumuşak dokular (yumuşak damak, küçük dil ve bademcikler) uyku sırasında gevşer. Bunun sonucunda, hava yolunda kısmi bir daralma meydana gelir ve yukarıda belirtilen dokuların uyku esnasındaki titreşimleri ile horlama denilen rahatsız edici ses ortaya çıkar. Horlama bazılarınca önemsiz ve basit bir durum olarak kabul edilebilir. Ancak, bazen bütün bir ev halkını huzursuz eden bir sorun haline de gelebilir. Horlama uyku düzenini etkiler ve horlayan kişinin uyku esnasında yeterli oksijen almasına engel teşkil edebilir. Bunun sonucunda da, horlayan kişide gündüz saatlerinde uyuklama, halsizlik, konsantrasyon bozukluğu şikayetleri ortaya çıkabilir. Daha da önemlisi horlama, "obstrüktif uyku apnesi" adı verilen ve uykuda solunumun zaman zaman durması ile kendini gösteren ciddi bir hastalığın belirtisi olabilir. Horlayan kişilerin yaklaşık 1/3'ünde bu ciddi sorunun varolduğu bilinmektedir ve bunun teşhisi ancak bir uyku laboratuarında gerekli incelemelerin yapılması ile mümkün olabilmektedir.
Horlama Tedavi Edilebilir mi ?
Kilo verme, özel şekilli yastıklar, ağız veya buruna yerleştirilen bazı cihazların kullanılması, horlamanın kontrolu konusunda kısmen yararlı olabilir. Ayrıca uyku ilaçları, sakinleştirici ilaçlar ve alkol kullanımından kaçınma gibi yöntemlerle de horlama kısmen kontrol altına alınabilir.
Günümüzde, horlamayı ortadan kaldıracak, başarı oranı %85-90 olan etkili bir yöntem vardır. "Laser Uvulo-Palatoplasti" kısaca (LAUP) adı verilen bu cerrahi yöntemle yumuşak damaktaki dokular yeniden şekillendirilmekte ve horlama önlenebilmektedir. Ameliyatta amaç, lazer ışını ile yumuşak damağı oluşturan dokuları dikkatle küçülterek, zamanla dokuların iyileşip gerginleşmesiyle uyku sırasındaki titreşimleri, yani horlamayı ortadan kaldırmaktır. Ameliyatta lazer ışınının kullanılmasının nedeni, lazerin yumuşak dokuları kanamaya neden olmadan kesme özelliğinin olmasındandır. Ameliyat yaklaşık yarım saat sürmekte ve boğazı uyuşturacak şekilde bölgesel anestezi ile yapılmaktadır.
Ameliyatın Sonucunu Ne zaman Alabilirim ?
Pek çok hastada bir kez tedavi ile istenen sonuç alınmaktadır. Ameliyatın etkilerinin görülme zamanı kişiden kişiye değişmektedir. Bazı hastalarda sonuç hemen alınmakta, ameliyatın yapıldığı gün horlama kesilmektedir. Bazı hastalarda ise sonucun tam olarak ortaya çıkması 1 ay gibi bir sürenin geçmesini gerektirmektedir. Nadiren de, bazı hastalarda, en erken dört hafta sonra olmak üzere ameliyatın tekrarlanmasına ihtiyaç duyulabilir. Bazı hastalarda horlama tamamen ortadan kalkmasa bile, şiddeti azalmaktadır. LAUP ameliyatını takip eden birkaç gün ile iki hafta arasında hasta boğazında ağrıdan şikayet edebilir, ancak bu durum ağrı kesici ilaçlarla kontrol altına alınmaktadır. Hastaların çoğu birkaç gün içinde normal hayatlarına dönmekte ve çalışmaya başlayabilir hale gelmekte, sadece ağır kaldırma gibi zorlayıcı bedensel faaliyetlerden kaçınmaları istenmektedir. LAUP İçin Uygun Bir Adaymıyım ?
Öncelikle muayene olmanız gerekir. Doktorunuz, horlamanız ile burun tıkanıklığı ve genel sağlık durumunuzun değerlendirilmesine yönelik bilgilere ihtiyaç duyacaktır. Daha sonra baş ve boyun bölgesine ağırlık verilen muayeneniz yapılacaktır. Bundan sonra muhtemelen, "Obstrüktif Uyku Apnesi" bulunup bulunmadığını araştırmak üzere uyku laboratuarında bir uyku çalışması yaptırmanız istenecektir. Uyku çalışması, uyku laboratuarında bir gece geçirmenizi ve bu sırada beyin dalgaları, kalp atımları, kandaki oksijen miktarı, solunum düzeni gibi verilerin kaydedilmesini gerektirmektedir. Bu uyku çalışmasını takiben, doktorunuz LAUP da dahil olmak üzere olası tedavi seçeneklerini belirleyecektir.
volture - avatarı
volture
VIP "Ipıslak Balık"
11 Ocak 2010       Mesaj #4
volture - avatarı
VIP "Ipıslak Balık"
Horlamaya karşı özel çene protezi


Almanya’da horlama ve uyku apnesi (nefes kesilme) konusunda yaptığı araştırmalar ve verdiği konferanslarla uluslararası üne kavuşan Kulak, Burun, Boğaz (KBB) uzmanı Dr. Fahri Yıldız’ın horlamaya karşı geliştirdiği yeni sistem ilgi görüyor.

Daha önce radyofrekans yöntemi ile horlama tedavisinde önemli gelişmeler literatüre armağan eden Dr. Yıldız, uzman diş hekimleriyle birlikte geliştirdiği “özel çene protezi” ile dünyada birçok çiftin korkulu rüyası haline gelen horlamanın büyük bir ölçüde azaldığını söyledi.

Horlamanın, özem çene protezi ile önlenebildiğini belirten Dr. Yıldız, şöyle konuştu: “Köln’deki bir diş laboratuvarında uzman ekiple geliştirdiğimiz, sadece arkadaki alt ve üst dişlere takılan tek parça protez bugüne kadar 100’ün üzerinde hastamızda denendi. Kişiye özel hazırlanan bu protezler sayesinde, hem ağız kapalı kalıyor, hem de alt çeneyle birlikte dil 5-6 milimetre öne doğru çekilerek horlama ve nefes kesilmesi önleniyor.”



BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen _Yağmur_; 21 Nisan 2014 11:16 Sebep: kırık link
adnanalvin - avatarı
adnanalvin
Ziyaretçi
30 Ocak 2011       Mesaj #5
adnanalvin - avatarı
Ziyaretçi
Horlama ve Nedenleri
MsXLabs.org

Horlama ve burun tıkanıklığı ciddi bir sağlık sorunudur. Sağlıklı bir vücut için burundan soluk alıp vermek gerekir.

Burnunuzun akciğerlerinize yeterli oksijen sağlayamaması durumunda (alerji, kırık burun v.b. bağlı olarak) vücudunuz, esneme esnasında olduğu gibi, ağız yoluyla solunum yapacaktır. Uyku halinde iken ağız genellikle açık kalır ve alt çene geriye düşer, dil ve yumuşak dokular ağzın gerisine düşer ve bu durum solunum yolunun engellenmesine yol açar. Hava girişindeki azalmayla birlikte, vücudun eşit miktarda oksijen almaya çalışması yumuşak dokuların titremesine ve horlamaya sebep olur, nefes verişlerde rahatsız edici bir ses ortaya çıkar.

Burun deliklerini açık tutarak burun yolu hava akışını arttıran ve yeterli oksijeni sağlamak amacıyla beynin daha fazla nefes alma sinyallerini önleyen aparatlar mevcuttur. Solunum daha rahat bir hal alır, daha fazla nefes almak için ağzın açılmasına ihtiyaç kalmaz. Dolayısıyla horlamaya sebep olan dar havayolu titreşimlerinin azalmasına yardımcı olarak horlamayı önler. Bu sayede de geniş bir şekilde açılmış, kuru bir ağızla uyumanın önüne geçilmiş olunur.
Son düzenleyen _Yağmur_; 21 Nisan 2014 11:16 Sebep: aktif linkler
GüNeSss - avatarı
GüNeSss
Ziyaretçi
25 Ekim 2011       Mesaj #6
GüNeSss - avatarı
Ziyaretçi
Horlama ve Tedavisi

Bu maddedeki yazılar yalnızca bilgi verme amaçlıdır. Yazılanlar, doktor uyarısı ya da uzman önerisi değildir.

Horlama , yumuşak damak ve küçük dilin normalinden daha çok büyümesi ve sarkması sonucunda bu kasların gerginliklerini kaybedip uyku esnasında nefes yollarını tıkaması ve küçük dilin titreşmesi durumuna verilen isimdir. Genellikle yetişkinlerde görülen bu rahatsızlık halk arasında insanın uyku sırasında çıkardığı gürültülü ses olarak tanımlanır.
Horlamanın birçok sebebi olmasına karşın burundan ses tellerine kadar üst hava yolunu daraltan bütün sorunların ( alerjik nezle, burun kemiğindeki eğrilikler,sinüzit,alt ve üst çenedeki yapısal anomaliler,dilin aşırı büyük olması ) horlamaya sebep olabilir.Sonuç olarak horlama durumu hava yolunun daralması sonucu meydana gelir.Bu durum çocuklarda görüldüğün zaman genellikle geniz bademciğinden oluşur.Hava yolundaki daralma ilerleyerek tamamen kapanmasına ve uykuda solunumun duraklamasına sebep olur.Bu sebeple horlama kesinlikle tedavi edilmesi gerekir.

Horlama kilo fazlalığında, büyüyen bademcik ve geniz eti varlığında,boğazın dar yapıda bulunmasından, alkol,sakinleştirici ve uyku ilacı kullanan insanlarda, yaşa ve cinsiyete bağlı olarak da 40 yaşını geçen erkeklerde sıklıkla görülebilmektedir.

Horlayan insan etrafındakileri rahatsız edeceği gibi, şiddetli horlama genel vücut sağlığımızı tehdit altına alabilir.Horlayan insanlarda sabahları baş ağrısı,kalp şikayetleri ve yüksek tansiyon,aşırı ve hızlı kilo alma, psikolojik sorunları depresyon,cinsel isteksizlik,konsantrasyon bozukluğu,uykuda aşırı terleme,uykusuzluk,gün içinde yorgun olma durumu,sürekli idrara çıkma,vücudun su kaybetmesi,düzensiz ve konforsuz uyku,gündüz uyuklamaları,uyku esnasında solunumun durması,uykudan solunum güçlüğü ile uyanma,ağız kuruluğu ve boğaz ağrısı görülen belirtilerdir.Genellikle horlayan insanlar bu belirtileri fark etmeden etrafına verdiği rahatsızlık yüzünden tedaviye başvururlar.

CERRAHİ TEDAVİ:Yumuşak damağa uygulanan cerrahi yöntemdir. 1 sene sonra tekrar ortaya çıkma ihtimali yüzde 50’dir.

CERRAHİ OLMAYAN TEDAVİ:Her gün gece saatlerinde 6 saat süre ile takmak şartıyla takılıp çıkarılabilen her insana özgü olarak hazırlanan özel bir ağız içi protezleriyle ( horlama protezi) kalıcı olarak tedavi şansı vardır. Başarı şansı yüzde 95 gibi bir orandadır..
Uyku sırasında takılan horlama protezi, gerginliklerini kaybeden ve sarkan yutak bölgesindeki kaslardan dolayı tıkanan solunum yolunu alt çeneye uygun bir konum vererek açar ve horlama ve uyku apnesi gibi durumları önler. Gerginliğini kaybetmiş olan kaslar tekrar eski güçlerine gelerek solunum yolundaki tıkanma durumu yok olur ve horlama kalıcı olarak tedavi edilir.

kaynak:




BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
halilseyhan - avatarı
halilseyhan
Ziyaretçi
18 Nisan 2014       Mesaj #7
halilseyhan - avatarı
Ziyaretçi
Horlama Sorunu ve Uyku Testi
MsXLabs.org

Uyku Testi hastanın bir gecelik normal uykusu esnasında beyin dalgalarının (EEG) kalp aktivitesinin (EKG) solunum hareketlerinin vücut pozisyonunun kas ve göz hareketlerinin (EMG ve EOG) kaydedilerek değerlendirilmesidir. Kliniğimiz bünyesinde de uyguladığımız uyku testi bu hastalığın tanısında mutlaka gerekli olan altın standart bir tanı yöntemidir.

Tanı nasıl konur?
Sürekli ve şiddetli horlaması olanlaruykuda nefes durmaları olduğu farkedilenler yeterli süre uyuduğu halde sabahları yorgun ve uykusunu alamamış halde uyananlar hekime başvurmalıdır. Klinik olarak uzman hekim yakınmalar hakkında kişi ve yakınları ile konuşup muayenesini yaptıktan sonra obstrüktif uyku apnesinin tanısında kesin teşhis ve hastalığn şiddetinin belirlenmesi amacıyla uyku bozuklukları merkezi ya da laboratuvarında “polisomnografik tetkik” yapılması gerekmektedir.

Aritmi (Kalp ritm bozukluğu): Uyku apne sendromlu hastalarda sıklıkla kalp ritm bozukluğu görülmektedir.

Kalp yetmezliği: Uyku apne sendromu tedavi edilmediği taktirde kalp yetmezliğine yol açabilmektedir. Uyku apneleri kalp yetersizliğinin tedavi edilmesini de güçleştirmektedir. Kalp yetmezliği nedeniyle Cheyne Stokes solunumu adı verilen ayrı bir uykuda solunum bozukluğu da görülmektedir.

Pulmoner hipertansiyon (Akciğer damarı hipertansiyonu): Pulmoner hipertansiyon genellikle kronik bronşite bağlı gelişmektedir. Ancak uyku apne sendromu da pulmoner hipertansiyona yol açmaktadır. Gece boyunca tekrarlayan kan oksijen düzeyi düşüşünün bu hastalıktan sorumlu olduğu düşünülmektedir.

Horlama ile ilgili hastanın alabileceği önlemler nelerdir?

Horlama hastasının kilo verme yönünde çaba göstermesi ve mutlaka zayıflaması gerekmektedir. Boy kilo oranının (vücut kitle indeksi) bozuk olması horlamayı tetiklemektedir. Burun tıkanıklığına yol açan sigara da horlama üzerinde etkilidir. Horlayan kişilerin sigarayı bırakmaları önerilmektedir.

Bunların yanı sıra düzensiz yaşam kasların gevşemesine yol açan uyku ilaçları ve alerji haplarının kullanılması ve alkol alınması horlamayı arttırır. Bu sebeple bu konuda gerekli önlemlerin alınması bu şikayetin azalmasına katkı sağlar.

Horlamanın tedavisinde neler yapılmaktadır?

Horlamanın tedavisinde başarıyı yakalayabilmek için sebebin doğru olarak ortaya konması gerekir. Burun tıkanıklığına yol açan problemin gerek cerrahi gerekse ilaç tedavisi ile ortadan kaldırılması çoğu zaman horlamayı düzeltir. Çocuklarda geniz eti ve bademcik ameliyatı hırıltılı solunum ve horlama için tedavi edicidir.

Erişkinlerde ise en sık rastlanan problem küçük dilyumuşak damak ve bademcik bölgesinde olduğu için bu bölgeye uygulanan müdahalelere “horlama cerrahisi” adı verilmektedir. Bunların başlıcaları klasik damak cerrahisi (uvulopalatofarengoplasti) lazer cerrahisi (LAUP) ve radyofrekans somnoplastidir.

• Uvulopalatofarengoplasti: Yaklaşık 30 yıldır yaygın olarak kullanılan bademcik küçük dil ve yumuşak damağa klasik yöntemlerle uygulanan bir cerrahidir. Özellikle büyük bademcik ve sarkık damaklarda tercih edilir. Bu yöntem ameliyathane şartlarında yapılır bir hafta 10 güne varan boğaz ağrısı ve yutma güçlüğü yapabilir.

• Lazer cerrahisi (LAUP): Küçük dil ve yumuşak damağa lazer uygulamasıdır. 15-20 güne varan ciddi boğaz ağrısı ve yutma güçlüğüne yol açan bu teknik günümüzde popularitesini yitirmiştir.

• Radyofrekans somnoplasti: Radyofrekans somnoplasti küçük dil ve yumuşak damak problemli hastalara muayenehane şartlarında uygulanan 10 dakikalık bir süreyi kapsayan ağrı ve kanamaya yol açmayan günümüzün en popüler horlama tedavi yöntemidir. Radyo cerrahi yüksek frekans ve düşük ısılı ses dalgaları ile yumuşak damak ve küçük dilin boyununun kısaltılması ve titreşim yeteneklerinin azaltması esasına dayanır.
Son düzenleyen _Yağmur_; 21 Nisan 2014 11:15 Sebep: sayfa düzeni

Benzer Konular

20 Ocak 2013 / volture Tıp Bilimleri
13 Şubat 2012 / volture Tıp Bilimleri
24 Nisan 2011 / Misafir Zooloji
29 Nisan 2010 / SUNU Soru-Cevap