Arama

Mantar Zehirlenmeleri

Güncelleme: 7 Aralık 2016 Gösterim: 8.318 Cevap: 3
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
22 Mart 2009       Mesaj #1
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye

MANTAR ZEHİRLENMELERİ


Sonbahar yağışlarının ardından sağlık açısından faydalı mantarlar kadar, öldürücü etkiye sahip ölüm meleği ve yalancı dede mantarları da doğada bulunabiliyor. Sonbaharda, Kasım hatta Ocak ayına kadar ağaç diplerinde yetişen mantarlar son günlerde yağan yağmurlarla birlikte yüzünü göstermeye başladı. Yenilebilir mantar toplarken, özellikle öldürücü etkiye sahip zehirli mantarlardan uzak durmak gerekiyor. Zehirli mantarların en önemlileri arasında, yalancı dede ve ölüm meleği geliyor. Türkiyedeki ölümcül mantar zehirlenmelerinin yüzde 95inden sorumlu, son derece zehirli ve tehlikeli olan ölüm meleği, sonbahar aylarında ve yaz başlarında ormanlarda çok sık görülüyor.
Sponsorlu Bağlantılar

Etkisini 8-12 saat arasında gösteren bu mantar, karaciğer-böbrek metabolizmasını bozarak, kişiyi öldürebiliyor. Zehrine karşı henüz ilaç geliştirilemeyen bu mantarın, bir kişiyi öldürmesi için 20-25 gram tüketilmesi yeterli oluyor. Yalancı dede mantarı ise yenilebilir mantarlarla karıştırılabiliyor.

3,5 santimetrelik küremsi kırmızımsı renkte bir şapkaya sahip bu mantar, yaz ve sonbaharda, havuz kenarlarında, parklarda, yol kenarlarında, otların arasında, yaprak altlarında bulunabiliyor. Genellikle bol yağışlı mevsimlerde çayırlarda da yetişebiliyor. Bu mantarı yiyenlerde 6-24 saat arasında ortaya çıkan zehirlenme, karın ağrıları, bulantı, kusma ve ishal şeklinde kendini belli ediyor. Zehirlenme önce kendini hafif belirtilerle gösteriyor, ardından da karaciğer görevini yapamaz hale geliyor, böbrekler zayıflıyor ve kişi ölüyor.

ZAMAN GEÇİRMEDEN SAĞLIK KURULUŞUNA GİDİLMELİ


Mantar zehirlenmesi durumunda, mümkünse hastanın kusturulması ve zaman geçirilmeden sağlık kuruluşuna götürülmesi gerekiyor. Hasta ateşliyse alnına ve beline buz uygulanması, kalp faaliyetinin koyu kahve ya da tuz koklatılarak hareketlendirilmesi, hasta baygın ya da şuursuzsa yüzüne soğuk su serpilmesi öneriliyor. Mantar ve Rus ruleti arasında ilginç bir benzetme de yapılıyor. Zehirli mantarların Rus ruletinden daha tehlikeli olduğu belirtiliyor. Rus ruletinde altıda bir, zehirli mantarlarda ise altıda beş ölme riskinin olduğu kaydediliyor.

SAĞLIK AÇISINDAN FAYDALI MANTARLAR


Sonbahar yağışlarının ardından sağlık açısından faydalı mantarlar da doğada bol miktarda bulunabiliyor. Eylülden kasıma kadar yapraklı ağaçlardan meşe, kayın, iğne yapraklılardan çam, genç ladin çevresinde, ormandaki yol kenarlarında, orman sınırı boyunca görülen çörek mantarı, yarım küre şeklinde, iyi pişmiş, kabarmış çörek görünümünde bulunuyor. Domalan mantarı ise ekim aylarının sonuna kadar, doğada hemen her yerde ancak nadir görülebiliyor.

Armut, soğan ya da patates şekline benzeyen yaklaşık ceviz büyüklüğündeki domalan mantarının dış kısmı, esnek ve sarı esmer renkte oluyor. Kaypak mantarı da hazirandan ekim ayına kadar iğne yapraklı çam ağaçları altında ve kenarındaki çayır, yosun arasında çok sayıda kümeler halinde görülüyor. Koni şeklinde, tutkallı denecek derecede yapışkan, parlayan bir yüzeye sahip kaypak mantarı genelde kestane ya da koyu sarı renkte oluyor. Sütsüz mantar, toprağa yakın büyüyor ve üzerine yapışık olarak toprak, çayır ve yapraklar bulunabiliyor.

Yapışkan, huni gibi, ortası çukur olan sütsüz mantar, genç halinde beyaza yakın, yaşlanınca sarıya yakın esmer lekeli bir hal alıyor. Temmuz-ocak arasında yetişen sütsüz mantar, hem iğne yapraklı hem yayvan yapraklı ağaçlıklarda yaygın ve bol olarak yetişiyor. Öküz mantarı ise düz ve yapışkan bir yapıda, kırmızımtırak kösele renginde oluyor. Bu mantar türü, temmuzdan kasıma kadar iğne yapraklı ağaç çevresinde ve çam altında yoğun olarak görülebiliyor.

MANTAR VE SAĞLIK


Meyve ve sebzelerle kıyaslandığında protein, mineral kaynağı olan mantarlar, vücut için neredeyse gerekli tüm aminoasitleri içeriyor. Bazı mantar türleri, kandaki şeker seviyesini düşürüyor, kolesterolü azaltıyor ve özellikle kalp-damar hastalıklarında diyet olarak kullanılabiliyor. Böylesine sağlıklı bir ürün olan mantarı toplamak da vücut için ayrı bir yarar sağlıyor. Mantar toplamak birçok ülkede bir doğa sporu olarak kabul ediliyor ve oldukça büyük ilgi görüyor. Bazı ülkelerde sadece bu amaç için insanların bir araya gelerek oluşturduğu kulüpler bulunuyor.

BAKINIZ
Mantar Nedir? Mantar Hakkında
Mantar Yetiştiriciliği

Son düzenleyen Safi; 7 Aralık 2016 04:50
Quo vadis?
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
22 Mart 2009       Mesaj #2
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Mantar Zehirlenmesi
DİKKAT:
Ağaçlıklar arasında, kırlarda, kendiliğinden yetişen mantarların zehirsizlerini zehirlilerinden ayırmak çok zordur. Bu sebeple, zehirsiz olduğundan emin olmadıkça kır mantarı toplayıp yememelidir!. En garantisi, seralarda özel olarak yetiştirilen ve marketlerde ambalaj içinde satılan, firma adı ve adresi belli olan mantarlardan alıp yemelidir.
Sponsorlu Bağlantılar

ZEHİRLİ MANTARLAR:
Hemen hemen bütün mantar zehirlenmelerine "Amanita Muscarina" ve "Amanita Phalloides" adı verilen iki cins zehirli mantar sebep olmaktadır.

A.Muscarina'nın zehiri yüksek ısıda bile tesirini kaybetmediğinden; bu cins mantarlar pişirilerek yense dahi üç saat içinde zehirlenme belirtileri gösterirler.

Belirtileri:
  • Göz yaşarması, bol tükürük salgısı, terleme, kusma ve karın ağrısı ilk belirtileridir.
  • Bu belirtileri takiben karın adalelerinde kramplar, ishal, baş dönmesi, kas seyirmesi ve göz bebeklerinde küçülme görülür.
  • Hasta doktora yetiştirilmediği zaman şok ve koma hali kaçınılmaz olur ve solunum yetmezliğinden ölümle neticelenir.
  • Karın ağrısı, bulantı, kusma ve ishal gibi genel zehirlenme belirtilerine ilaveten idrar çıkaramama görülür.
  • A.Phalloides'in zehiri, en büyük tesirini karaciğer üzerinde gösterir. Tedavi edilmediği takdirde, karaciğer harabiyetine bağlı olarak sarılık ortaya çıkar. Bir hafta içinde hasta kaybedilir.
Ne Yapmalı?
  • Mantar yendikten sonra, zehirlenme belirtileri görülür görülmez hasta kusturulmalıdır.
  • Parmakla küçük dile dokununca kusma temin edilemiyor ise, tuzlu su veya ipeka şurubu verilerek kusma sağlanmalıdır.
  • Kusma ile ishal, aslında vücudun kendi kendine aldığı bir savunma şeklidir. Her iki durumda da vücut zehiri dıarı atmak istemektedir. Eğer kusmadan sonra ishal görülmez ise; mushil verilerek hastanın barsakları boşaltılmalıdır.
  • Hasta en kısa zamanda doktora yetiştirilmeli, mümkün ise, mantar örneği de beraberinde götürülmelidir.
  • A.Muscarina cinsi mantar zehirlenmelerinde deri altına veya damar içine "atropin" verilmesi en tesirli tedavi şeklidir.
  • A.Phalloides cinsi çiğ mantar zehirlenmelerinde ise damardan "dekstroz" verilir. Ayı zamanda karbonhidratça zengin bir diyet uygulanır. Bu tür zehirlenmelerde Atropin'in bir tesiri yoktur.

Son düzenleyen Safi; 7 Aralık 2016 04:52
Quo vadis?
Mira - avatarı
Mira
VIP VIP Üye
22 Ağustos 2013       Mesaj #3
Mira - avatarı
VIP VIP Üye
Mantar Zehirlenmeleri
MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi

Zehirli mantarların yenmesiyle ortaya çıkan durum. Zehirlenmeye yol açan mantarların bir bölümü Amanita cinsindendir. Bunlardan özellikle Amanita falloides mantarından ileri gelen zehirlenme %50 ölümle sonuçlanır. Bu cinsten başka Boletus, Agaricus vb. cinslerden mantarlar da zehirlidir. Mantar zehirlenmesi, genellikle mantarın yenmesinden sonra, 1-2 saat içinde, uyuşukluk, bilinç kaybı, karın ağrısı, kusma, ishal gibi belirtilerle ortaya çıkar. Belirtiler mantarın cinsine göre değişiklikler gösterir. Mantar zehirlenmelerinde mide yıkama, bağırsak temizleme gibi yöntemler uygulanır, daha ağır durumlarda ilâçla tedavi edilir.
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
7 Aralık 2016       Mesaj #4
Safi - avatarı
SMD MiSiM

MANTAR ZEHİRLENMELERİ VE BAŞLICA ZEHİRLİ MANTARLAR


Mantarlar, bitkiler ve hayvanlar aleminden farklı olarak Fungi aleminde yer alan canlılardır. Genellikle neden oldukları hastalıklar ya da zehirlenme olayları ile gündeme gelmelerine rağmen, aslında doğada ve insan yaşamında sayısız yararları ve kullanım alanları olan canlılardır. İnsanların mantarlara olan ilgisi antik çağlardan beri devam etmektedir. Eski Çin, Mısır, Roma ve Yunan uygarlıklarında mantarların gerek besin olarak gerekse ilaç yapımında kullanıldıkları bilinmektedir. Aztek ve Mayaların günümüze kadar ulaşan eserlerinde mantar figürlerine oldukça sık rastlanmaktadır. Eski Yunanlı hekim Plinius’un Historiae Naturalis adlı eserinde zehirli ve zehirsiz mantarlara geniş yer verilmiştir.

Günümüze kadar dünya genelinde tanımlanmış 22.000 civarında makroskobik mantar türü olduğu halde, bu sayının yaklaşık 53.000-110.000 olabileceği tahmin edilmektedir Ülkemizde yaklaşık 2200 makromantar türü olduğu bilinmektedir.
Doğa mantarları; yenilebilir, yenilmeyen ve zehirli olarak gruplandırılmaktadır.
Türkiye’de yaklaşık 300 civarında yenilebilir özellikte doğa mantar türü bulunmaktadır. Tüketim amaçlı toplanan bu doğa mantarlarının bir kısmı halk pazarlarında satılırken bir kısmı da ihraç edilmektedir. Bunların içerisinde lezzet bakımından en fazla tercih edilenler kuzu göbeği mantarı (Morchella türleri), ayı mantarı (Boletus edulis), sığır dili mantarı (Hydnum repandum), domalan mantarı (Tuber sp.), keme mantarı (Terfezia sp.), kanlıca mantarı (Lactarius deliciosus), Yumurta mantarı (Cantharellus cibarius), Sezar veya imparator mantarı (Amanita caesarea)’dır. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de gıda açığının kapatılması açısından mantarlar önemli besin kaynaklarından birini oluşturmaktadır.

Yenilmeyen mantarlar zehirli olmamakla birlikte sert yapıları, kötü kokuları ve tatları nedeniyle yenme özelliği taşımamaktadır. Bu grup içinde yer alan mantarlar gıda amaçlı tüketime uygun değildir. Ancak yenilmediği halde içerdikleri polisakkarit ve biyoaktif maddeler nedeniyle insan sağlığının korunmasında ve hastalıkların tedavisinde kullanılan tıbbi mantarlar bu grup içinde bulunmaktadır. Ganoderma lucidum, Trametes versicolor gibi türler tıbbi amaçla kullanılan mantarlara örnek verilebilir.

İçerdikleri toksik maddeler nedeniyle insan sağlığını tehdit eden mantarlar “zehirli mantarlar” olarak adlandırılmaktadır. Zehirli mantarlar, yenildikleri zaman hafif veya ciddi sağlık sorunlarına hatta ölüme neden olabilirler. Dünyada ve ülkemizde doğa mantarlarının tüketilmesi sonucu ortaya çıkan zehirlenme olayları ile sıkça karşılaşılmaktadır. Mantar zehirlenmeleri oranı iklim, yaşam şekli ve alışkanlıklara bağlı olarak değişmektedir.
Ülkemizde her yıl çok sayıda mantar zehirlenmesi meydana gelmekte ve bunların birçoğu maalesef ölümle sonuçlanmaktadır. 2013 yılında mantardan zehirlenen kişi sayısı 1706 iken, 2014 yılında bu sayı 5228’dur. Günümüze kadar Türkiye’de tespit edilmiş 100 civarında zehirli mantar türü bulunmakta, ancak bunlardan yaklaşık 10 tanesi ölümcül zehirli etki gösteren mantarlar sınıfına girmektedir. Mantar zehirlenmelerinde ölüm vakalarının çoğuna, kırsal kesimden büyük kentlere göç etmiş ve kentlerin çevre semtlerinde ormanların yakınına yerleşen insanlar arasında rastlanmaktadır. Medyada özellikle ilkbahar ve sonbahar dönemlerinde mantar zehirlenme olayları sık sık gündeme gelmektedir.

Mantar zehirlenme olayları kişilerin zehirli ve yenen mantarlar konusunda yeterli bilgisinin olmamasından kaynaklanmaktadır. Zehirlenmelerin tedavi merkezlerinden uzak kırsal kesimlerde meydana gelmesi ve zehirlenmeye sebep olan mantarların teşhis edilmesinde yeterli tıbbi laboratuar ve uzmanın bulunmaması mantar zehirlenmelerinin ölümle sonuçlanmasına neden olmaktadır. Ayrıca yenen ve zehirli mantarları birbirinden ayırt etmeye yaradığı iddia edilen bazı yanlış inanışlar da zehirlenmelere ve yüzlerce insanın ölümüne neden olmaktadır.

Zehirli ve Yenen Mantarlar Hakkındaki Bazı Yanlış inanışlar
  1. Zehirli veya yenen mantarlar ayrı ayrı topraklarda yetişir. Halbuki yenilebilir ve zehirli mantarlar yan yana yetişebilir ve çoğu zaman bunları birbirinden ayırt etmek zordur.
  2. Mantar zehirli ise koparılınca iç kısmının rengi hemen mavileşir ya da hoş kokulu ve lezzetli olan ve şapkasından bir parça koparıldığında iç kısmının rengi değişmeyen mantarlar tehlikesizdir.
  3. Mantar zehirli ise gümüş bir kaşık veya para ile kaynatıldığında veya pişirildiğinde gümüşün rengi kararır.
  4. Bir diğer inanış ise zehirli mantarları salyangozların yemediği ve böceklerin yediği mantarların zehirsiz olduğu şeklindedir. Salyangoz veya böceklerin metabolizmaları ile insanların metabolizmalarının birbirinden farklı olduğu akıldan çıkarılmamalıdır. Fotoğrafta zehirli bir mantar olan Hypholoma fasciculare türü üzerinde beslenen sümüklü böcek görülmektedir.
  5. Çayırlarda yetişen mantarlar zehirsizdir.
  6. Ağaçlar üzerinde yetişen mantarlar zehirsizdir.
  7. Tuzlu veya sirkeli suda kaynatmak mantarın zehirliliğini ortadan kaldırır.
  8. Mantarın yanında veya yakınlarında demir varsa o mantar zehirlidir.
  9. Mantara zehiri yılanlar verir.
  10. Kurutulmuş mantar zehirli değildir. Pişirmek mantarın zehirliliğini ortadan kaldırır. Zehirli bileşiklerin çoğu ısıya dayanıklıdır ve pişirmekle, kaynatmakla veya kurutmakla mantarın zehirliliği ortadan kalkmaz. Bazı zehirli mantar türlerinin toksinleri sıcaklık uygulamasından etkilenip bozulabilir. Ancak bunu genelleştirmek mümkün değildir. Örneğin Amanita phalloides'in amatoksinleri sıcaklıktan etkilenmez ve mantar pişirilse de kurutulsa da bu mantar zehirliliğini korur. 
  11. Mantarı yoğurt ile birlikte veya ayran içinde bekletip yemek zehirlenmeyi önler.
  12. Zehirli mantarların kokuları ve tatları çok kötüdür. Bu da doğru bir kanı değildir. Çoğu zehirli mantarın tatları ve kokuları güzeldir.
Kısacası yukarıda belirtilen inanış ve görüşlerin hiçbir bilimsel geçerliliği yoktur ve bunlara güvenerek mantar toplamak ve tüketmek sakıncalı ve tehlikelidir.

Mantar Zehirlenme Belirtileri


Mantar zehirlenmeleri klinik belirtilerin ortaya çıkış süresi, mantarın içerdiği toksinin türüne göre değişmektedir. Mantar zehirlenmeleri ilk belirtilerin ortaya çıkma süresine göre erken bulgu verenler (ilk 6 saat) ve geç bulgu verenler (6 saatten fazla) olmak üzere iki gruba ayrılır (Eren ve ark., 2010). Türkiye’de yapılan araştırmada mantar zehirlenmelerinin tüm zehirlenmelerin %1.5- 3.4’ünü oluşturduğu ve %97.9’unun erken bulgu ve %2.1’inin geç bulgu verdiği belirtilmektedir.
Ad:  1.JPG
Gösterim: 968
Boyut:  54.6 KB
Mantar yiyen bir kişide zehirlenme belirtilerinin görülmesi halinde en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Zehirlenmeler konusunda 114 numaralı Ulusal Zehir Danışma Merkezi’nden (UZEM) bilgi alınabilir.
Mantar zehirlenmelerinde çok önemli olan bulguların ortaya çıkış süreleri ve ilk bulgular konusunda tedaviyi gerçekleştirecek doktora yeterli bilginin aktarılması büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle mantar zehirlenmelerinde şu soruların cevapları önemlidir.
  • Mantar yendikten kaç saat sonra semptomlar ortaya çıktı?,
  • Semptomlar nelerdir? Özellikle ilk yakınmalar nelerdir?
  • Kaç tür mantar yendi?
  • Mantarı yiyen herkes hastalandı mı?
  • Mantar yemeyip hastalanan var mı?
  • Mantarın toplandığı ve saklandığı koşullar nedir? (Besin zehirlenmesinden ayırt etmek için)
  • Mantar çiğ mi yoksa pişirilerek mi yendi?
  • Mantar kaç öğünde yenildi?
  • Son 72 saat içerisinde alkol alındı mı?
Mantar zehirlenmelerinde tedavinin ilk aşamasında zehirlenmeye sebep olan mantar türünün teşhis edilmesi büyük önem taşımaktadır. Çünkü zehirli mantarlar, meydana getirdikleri birbirinden farklı sendromlara göre gruplandırılmaktadır. Bunlar: phalloides sendromuna neden olan türler, pantherina sendromuna neden olan türler, muskarin sendromuna neden olan türler, psilosibin sendromuna neden olan türler, gyromitra sendromuna neden olan türler, çiğ yendiğinde zehirli olan türler, coprinus sendromuna neden olan türler ve paxillus sendromuna neden olan türler gibi. Her grup için birbirinden farklı tedavi yönteminin uygulanması gereklidir. Bu nedenle hangi mantar türünün yendiği bilinmelidir.

Zehirli Mantarların Sebep Oldukları Sendromlar


Phalloides Sendromu


Amanita phalloides (Evcik kıran, köy göçüren), Amanita verna, Amanita virosa, Galerina marginata, Galerina unicolor, Lepiota brunneoincarnata, Lepiota helveola
Zehirlenmeye neden olan bileşikler sitotoksik etkili siklopeptitlerdir. Amatoksin, virotoksin ve fallotoksin olmak üzere üç gruba ayrılırlar. Özellikle Amanita phalloides' in ürettiği amatoksin ağır karaciğer, böbrek ve beyin zedelenmesi yapar. Türkiye'deki ölümcül zehirlenmelerin %90’ından sorumlu son derece zehirli türlerdir.

Belirti ve bulgular:
1. evre (6-24 saat): Bulantı, kusma, ishal, ateş, taşikardi, sıvı elektrolit ve asit-baz dengesizliği,
2. evre (25-72 saat): Belirti ve bulgularda geçici iyileşme, karaciğer ve böbrek işlev testlerinde bozulma,
3. evre (3-5 gün): Karın ağrısı, sarılık, ağır karaciğer ve böbrek yetmezliği, çoklu organ yetmezliği, koma ve ölüm.
Tedavi: Destek tedavi, aktif kömür, Penisilin G, silibinin, hemoperfüzyon, hemofiltrasyon, plazmaferez, böbrek yetmezliği varsa hemodiyaliz, karaciğer yetmezliği varsa karaciğer transplantasyonu. Erken taburcu etmek sürpriz bir ölümle sonuçlanabilir.

Muskarin Sendromu


Clitocybe dealbata, Clitocybe rivulosa, Clitocybe cerussata, Inocybe fastigiata, Inocybe geophylla, Inocybe patouillardii
Toksin muskarindir. Kalp rahatsızlığı olan kişilerde ölüm oranı daha yüksektir.
Belirti ve bulgular: Kolinerjik belirtiler, gözyaşı ve tükürük sekresyonlarında artış, aşırı terleme, bulanık görme, göz bebeğinin küçülmesi (miyozis), bronkospazm, karın krampları ve ishal meydana gelir. Kardiyovasküler sisteme olan etkisi ile bradikardi (kalp ritminin düşüşü) ve hipotansiyon oluşur.
Tedavi: Spesifik antidotu atropindir.

Orellanus Sendromu


Cortinarius orellanus, Cortinarius orellanoides Bu toksine orellanin denilmektedir.
Belirti ve bulgular: İlk belirtileri mide ve bağırsak bozukluklarıdır. Gastrit ve böbrek yetmezliği görülmektedir. Belirtileri çok geç ortaya çıktığından çoğu zaman bunların mantar zehirlenmesine bağlı olduğunu anlamak zordur.
Tedavi: Destek tedavi, hemodiyaliz, böbrek transplantasyonu

Gyromitra Sendromu


Gyromitra esculenta (Kuzugöbeği ebesi), Gyromitra gigas, Gyromitra ambigua, Helvella crispa, Helvella lacunosa, Paxina leucomelas, Sarcosphera coronaria (S. crassa)
Bu zehirlenmede gyromitrin toksini sorumludur. Gyromitrin toksini sıcakta bozunur ve suda çözünür. Az görülen bir zehirlenme türü olmakla birlikte ciddi bir gyromitra zehirlenmesi tedavi uygulansa bile ölümle sonuçlanabilir. Ülkemizde Gyromitra esculenta türünün Morchella türlerine benzediği için pazarda satıldığı ve halk tarafından zaman zaman tüketildiği görülmektedir. Kesinlikle tüketilmesinden sakınılmalıdır.
Belirti ve bulgular: Şişkinlik, bulantı, kusma, sulu ya da kanlı ishal, karın ağrısı, kas krampları, konvülsiyon, hepatit, böbrek yetmezliği, koma ve ölüm (5-7 gün). Gyromitra türleri yüksek ateş yapan tek mantar türüdür.
Tedavi: Destek tedavi, piridoksin, metilen mavisi

Coprinus Sendromu


Coprinus türü mantarlar koprin toksini içerirler. Bu mantarlarla birlikte veya mantarların yenilmesinden sonraki 72 saat içinde alkol alınması durumunda ortaya çıkmaktadır.
Belirti ve bulgular: Yüz ve boyunda kızarma, kalp çarpıntısı (taşikardi), hipotansiyon, ağızda metal tadı, bulantı, kusma, uyuşma ve terleme
Tedavi: Semptomatiktir. Ayrıca en az 5 gün alkol alınmamalıdır.

Pantherina Sendromu


Amanita muscaria, Amanita pantherina
Bu grup mantarlardaki söz konusu toksinler ibotenik asit ve türevleri (musimol ve muskazon)’dir.
Belirti ve bulgular: Konuşma güçlüğü, ataksi, yorgunluk, renkli halüsinasyonlar, hafif karın ağrısı, kusma ve ishal. Ölüm nadirdir.
Tedavi: Semptomatiktir. Kişi kusturulmalı, midesi yıkanmalıdır. Aktif karbon verilebilir.

Gastrointestinal Sendrom (Sindirim Bozukluğu Yapan Mantarlar)


Agaricus xanthodermus, Boletus satanas, Ramaria formosa, Russula emetica, Entoloma lividum, Omphalotus olearius, Tricholoma pardolatum, Tricholoma ustale, Lactarius helvus
Bazı mantarlar yiyen kişinin hassasiyeti ve yediği miktara bağlı olarak sadece sindirim sisteminde rahatsızlığa neden olurlar.
Belirti ve bulgular: Bulantı, kusma, karın ağrısı, üşüme, terleme, dolaşım bozuklukları
Tedavi: Semptomatiktir. 1-2 gün içinde kendiliğinden geçer. Su ve elektrolit dengesi iyi korunmalıdır.

Zehirli Olmayan Mantarlarda Görülebilen Zehirlenme Vakaları


Bu zehirlenme vakalarının mantar toksini ile ilgisi bulunmamaktadır.
  1. Çürüyen ya da patojen bakteri, ağır metaller veya toksik kimyasallar ile kirlenmiş olan yenilebilir mantarların yenmesi sonucu zehirlenme durumu ortaya çıkabilmektedir. Mantarlar ağır metalleri depolama özelliğine sahiptirler. Bu nedenle özellikle karayolları boyunca yetişen yenilebilir mantarların tüketilmesi uygun değildir. Bu mantarlarda önemli düzeylerde kurşun veya diğer toksin maddeler birikebilir. Bulantı, kusma, panik reaksiyonu, titreme, sıcak basması, ellerde avuç içinde terleme, vb. gibi belirtiler görülür. Tedavi gereklidir.
  2. Gıda zehirlenmesi: Uygun koşullarda saklanmayan veya uzun süre bekletilen mantar yemeklerinin yenmesi zehirlenmelere sebep olabilmektedir. Bozulan mantar yemeğinin tüketilmesi, gıda zehirlenmesi olarak değerlendirilmelidir.
  3. Alerji: Kişinin fizyolojik ya da mizacına bağlı olarak alerjik durumlar ortaya çıkabilir.
  4. Psikolojik zehirlenmeler: Bazı kişiler mantar tükettiklerinde psikolojik olarak zehirlendikleri kaygısına kapılabilir, hatta bu kişilerde terleme, kusma gibi zehirlenme belirtileri görülebilir. Yalancı zehirlenme diye adlandırılan bu durumu gerçek bir zehirlenmeden ayırt etmek imkansızdır. Bazı yenilebilir mantarların aşırı yenmesi müshil etkisine yol açabilir. Zararlı olmamakla birlikte bu olayla karşılaşan birey için kaygı yaratabilir.
  5. Sporların solunması: Özellikle puf mantarlarının solunması ikincil solunum yolu enfeksiyonlarına yol açabilir. Müdahale edilmezse ölümle sonuçlanabilir.

Doğa Mantarı Toplarken ve Tüketirken Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar


Doğa mantarı toplarken mantar toplama işinde mutlaka işi bilen, uzman kişilerden yardım alınmalıdır.
Mantarın farklı bölgelerde değişik isimlerle tanımlandığına dikkat edilerek halk arasındaki isimlerle zehirli olup olmadığına karar verilmemelidir.
Yenen ve zehirli mantarların aynı ortamda yetişebilecekleri unutulmamalıdır. Yaygın inanışların doğru olmadığı akıldan çıkarılmamalıdır.
Alkolle birlikte tüketilmemelidir.
Alerjik olabileceği unutulmamalıdır. Eğer bir mantar ilk kez yeniyorsa fazla miktarda yenmemelidir.
Bazı yenen doğa mantarları çiğ iken zehirli olabilirler, bu nedenle kültür mantarı olmayan mantarlar asla çiğ yenmemelidir. Ayrıca bazı insanların çiğ mantarlara karşı hassasiyeti bulunabilir.
Mantar pişirildikten sonra kısa sürede tüketilmelidir. Zehirli ve yenilebilen mantarları birbirinden ayırt etmek bazen çok zor olduğundan doğa mantarları sadece uzmanlar tarafından toplanmalıdır. Doğa mantarı toplamanın keyifli olduğu kadar tehlikeli bir uğraş olduğu unutulmamalıdır.

Başlıca Zehirli Mantar Türleri


Amanita phalloides (Fr.) Link. “Köy göçüren, Ölüm meleği, Evcikkıran”


Ad:  2.JPG
Gösterim: 1052
Boyut:  35.5 KB
Türkiye’de ölümcül zehirlenmelerin %95’inin sebebidir. Şapka 4-15 cm çapında, başlangıçta konveks, yuvarlak veya yarı yuvarlak, olgunlaştığında yassılaşır. Şapka açık yeşilimsi sarı renkte olup, üzerindeki ışınsal iplikçikler nedeniyle çizgiliymiş gibi görünür. Nemliyken parlak ve yapışkanımsı bir yüzeye sahiptir. Et beyazdır, şapka derisinin hemen altında hafif sarımsı görülür. Sap beyaz renkli ve üzerinde az miktarda grimsi zeytini pullar bulunur. Uzunluğu 8-15 cm olup, üzerinde yüzük diye adlandırılan annulus kalıntısı ve kese şeklinde beyaz volva (sapın alt kısmında) yapısına sahiptir. Lameller beyaz, sık ve serbesttir. Spor izi beyazdır.

Amanita pantherina (DC.:Fr.) Krombh.


Ad:  3.JPG
Gösterim: 1051
Boyut:  44.2 KB
Şapka 5-10 cm, koyu sütlü kahverenginde, ortası daha koyu renktedir. Şapka başlangıçta konik, daha sonra yayvanlaşmaktadır. Şapkanın üzerinde beyaz, büyüklükleri farklı deri kalıntıları bulunmaktadır. Et beyazdır. Sap 1-2 cm çapında, 7-12 cm uzunluğunda, beyaz ve silindiriktir. Başlangıçta içi dolu olan sap mantarın yaşlanması ile oyuklaşır. Sap üzerinde iki yaka kalıntısı görülebilir. Sapın dip kısmı şişkin olup, 1-2 cm uzunluğunda volva ile kaplıdır. Lameller beyaz, sık ve serbest tiptedir. Spor baskısı beyazdır. Çam ve yaprağını döken ağaçların, özellikle kayın ağacı altında, yaz ve sonbahar dönemlerinde yetişir. Ağır zehirlenmelere yol açar.

Amanita muscaria (L.) Pers. “Gelin mantarı, Sinek mantarı”


Ad:  4.JPG
Gösterim: 875
Boyut:  27.6 KB
Genç mantarlar yumurta şeklinde olup üstü beyaz siğillidir. Şapka şekli yuvarlaktan yarı küresele kadar değişmekte olup, daha sonra şemsiye gibi açılır ve 5-22 cm çapındadır. Şapka üstünün kırmızı derisi üzerinde siğil gibi beyaz artıklar bulunur. Şapka rengi kırmızı turuncu rengi ile dikkat çekici olup, sonradan turuncuya kayabilir. Lameller geniş, renkleri sarımsıdır. Genç mantarlarda sapın içi doludur, gelişmiş mantarlarda oyuklar oluşabilir. Sapın üst yarısında annulus (yüzük-halka) alt kısmında da volva bulunur. Sap beyaz, 5-20 cm boyunda ve 2-3 cm çapındadır. Spor izi beyazdır. Yaz ortalarından sonbahar sonlarına kadar ortaya çıkar.

Coprinus atramentarius (Bull.) Fr. “Mürekkep mantarı”


Ad:  5.JPG
Gösterim: 885
Boyut:  21.3 KB
Şapka gençken çan şeklindedir, yaşlandıkça yaygınlaşır ve çapı 3-10 cm’dir. Şapka rengi merkezden dışa doğru gri-kahverengi olup, üzeri kahverengi pulcuklarla kaplıdır. Daha sonra pullar yok olur. Mantar yaşlandığında mürekkep şekilde sıvı bir hal alır. 4-15 cm uzunluğunda 0.5-1.5 cm çapındadır. Silindirik, yüzeyi üst kısımlarda beyaz, alt kısımlarda beyaz zemin üzerinde pullu yapıdadır. Et beyazımsı, incedir. Lamel başlangıçta gri beyaz olup, sonra kırmızımsı kahverengiden siyaha döner. Bu mantar yenilebilir, ancak 72 saat içinde alkol tüketilmesi halinde zehirlenmeye yol açar.

Hypholoma (Naematoloma) fasciculare (Huds.: Fr.) Kumm.


Ad:  6.JPG
Gösterim: 697
Boyut:  13.4 KB
Şapkanın ortası pas renginde ve hafif tümsek, kenarları kanarya sarısından yeşilimsi tonlara doğru değişir. Şapka 2.5-7 cm çapında, başlangıçta yarı küresel konveks, sonra yaygınlaşıp düzleşir veya orta kısmı hafif tümsekli şemsiyemsi bir hal alır. Sap 0.4-1.5 cm çapında, 2.5-7.5 cm uzunluğunda ve silindiriktir. Gençken sap kükürt sarısı, daha sonra şapka kısmı sarı, sapın dibine doğru koyu bir renk alır. Sap üzerinde koyu renkte yaka şeklinde çizgi bulunur. Et kükürt sarısıdır. Lameller sıktır, başlangıçta açık sarımsı gri, sonra yeşilimsi griye ve nihayet kahverengiye döner. Geniş yapraklı veya ibreli ağaçların kütükleri üzerinde, yıl boyunca, büyük gruplar halinde bulunur. Yaz başından geç sonbahara kadar görülebilir.

Inocybe fastigiata (Schaeff.) Quel.


Ad:  7.JPG
Gösterim: 818
Boyut:  23.3 KB
Şapka başlangıçta oval topuzcuk, rengi beyaz sarımsıdır. Gelişmişlerde şapka tepesi küt konik, çan şeklini alır. Tepeden kenarlara doğru lifsi yapıdadır, yaşlı örneklerde şapka düzleşir, kenarlarda yarılmalar meydana gelir ve yukarıya doğru hafifçe kıvrılır. Renk açık kahverengiye döner. 3-6 cm çapındadır. Eti az, sert ve beyazdır. Lameller yeşilimsi sarıdan açık kahverengiye kadar değişir. Genç mantarlarda zayıf ve geçici, sarı renkli kortina bulunur. Sap 3-7 cm uzunluğunda ve 0.5-0.8 cm çapında olup, toprak içindeki kısım şişkincedir. Başlangıçta kirli sarı, sonra gri kahverengidir. Gençken sapın içi dolu, sonra içi boşalır ve lifli yapıdadır. Toprak kokusundadır. Sporları kahverengimsidir. Yaygın bir türdür.

Galerina marginata (Batsch) Kühn


Ad:  8.JPG
Gösterim: 860
Boyut:  24.9 KB
Şapka 2-6 cm çapında, sarımsı kahverengiden kahverengiye kadar değişen renklerdedir. Gençken konik, konveks iken, yaşlı mantarlarda düzleşir. Sap başlangıçta soluk sarımsı kahverengi olup, sonradan özellikle alt sap kısımları koyu kahverengi renk alır. Sap 2-10 cm uzunluğunda ve 2-6 mm kalınlığındadır. Sapın üst kısmında yakamsı zon şeklinde kalıntılar bulunur. Et rengi kahverengimsi, tadı ve kokusu hafif unsudur. Sporları soluk sarı- kahverengindedir. Bu mantar türü yenilebilen birçok mantar türü ile karı ştı rı 1 ab i 1 i r. Özellikle Flammulina velutipes türü ile karı ştı rı 1 ab i 1 i r. Bu nedenle çok dikkatli olunması gerekmektedir.

Gyromitra esculenta (Pers.) Fr. “Yalancı Kuzu Göbeği, Kuzu Göbeği Ebesi, Ekşi Memet”


Ad:  9.JPG
Gösterim: 976
Boyut:  15.1 KB
Şapka kızıl kahverenginden koyu kahverengiye değişen renklerde, 5-9 cm uzunluğunda, 5-10 cm çapında ve beyin gibi kıvrımlı bir yapıdadır. Şapka içi boştur. Sap 2-3 cm uzunluğunda ve 1-3 cm çapındadır. Et beyaz, ince ve kırılgandır. Morchella türlerinde şapka, peteksi şekilde oyuklu yapıda iken bu türde beyinsi kıvrımlar şeklindedir. Çiğ yendiğinde kesinlikle öldürücü bir mantardır.

Omphalotus olearius (DeCand.: Fr.) Fayod


Ad:  10.JPG
Gösterim: 783
Boyut:  19.9 KB
Şapka başlangıçta konveks, sonra yayvanlaşır ve ortadan çukurlaşarak huni şeklini alır. 7-10 cm çapındadır. Şapka rengi başlangıçta portakal sarısı, parlak turuncu, yaşlandıkça portakalımsı kahverengi renktedir. Lameller değişik uzunlukta, ince, sapa dekurrent bağlanır. Rengi şapkaya göre donuk turuncu olup, sonradan pas rengini alır. Sap 7-15 cm uzunluğunda 1-2 cm çapındadır. Ağaç kütükleri üzerinde gruplar halindedir. Bu mantar halk arasında cüce kız, sarı kız mantarı olarak bilinen Cantharellus cibarius mantarı ile karıştırılabilmektedir. C. cibarius mantarının rengi yumurta sarısı olup, lamellerinin yalancı lamel yapısında olması ile ayırt edilebilinir.

Sarcosphaera coronaria (Jacq.) J. Schröt. “Kurt Kulağı, Göbek Kulağı, Kuzu Kulağı”


Ad:  11.JPG
Gösterim: 1157
Boyut:  33.3 KB
Sinonimi Sarcosphaera crassa' dır. Şapka 2-10 cm çapında içi boş küreler halindedir. Mantar olgunlaştığında yırtılarak önce kase sonra yıldız biçimini alır. İç çeperleri morumsu-lila, pembemsi kahverengi renkte olup, dış kısmı kirli kremsi beyaz renktedir. Özellikle çiğ yendiğinde öldürücü olduğu bilinen bir türdür. İlkbaharda ortaya çıkan tehlikeli bir mantardır. Bazı bölgelerimizde bilinçsizce tüketilmektedir.

Sonuç


Ülkemizde ilkbahar ve sonbahar dönemlerinde mantar zehirlenmelerine sıkça rastlanması halkın zehirli ve yenen mantarları yeterince tanımadığını göstermektedir. 2014 yılında doğa mantarlarından 5228 kişinin zehirlenmesi, bu konudaki eksikliğimizin en önemli kanıtıdır. Medyaya yansıyan zehirlenme olayları, kişilerin mantarlardan korkmasına ve zehirlenme korkusuna yol açmaktadır. Halbuki, doğadan toplanıp satılarak önemli gelir getiren ve halkın protein ihtiyacının karşılanması bakımından önemli olan birçok mantar türü bulunmaktadır. Bu nedenle doğa mantarlarının halka tanıtılması ve insanların özellikle zehirli mantarlar konusunda aydınlatılmaları oldukça önemlidir. Bu kapsamda mantar toplama mevsimi başlamadan halkın bilgilendirilmesi amacıyla eğitim ve bilgilendirme çalışmaları yapılmalı, hazırlanacak afiş, broşür vb. görsel materyallerle bu konuya dikkat çekilmelidir.

Prof. Dr. Aysun PEKŞEN
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
SİLENTİUM EST AURUM

Benzer Konular

7 Aralık 2016 / Misafir Biyoloji
1 Haziran 2018 / Mystic@L Tıp Bilimleri
14 Nisan 2014 / Misafir X-Sözlük
7 Eylül 2018 / _VICTORY_ Genel Galeri
8 Ocak 2009 / Pasakli_Prenses Taslak Konular