Arama

Kuş Gribi

Güncelleme: 11 Ekim 2009 Gösterim: 18.901 Cevap: 4
GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
13 Eylül 2006       Mesaj #1
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi
Kuş Gribi
MsXLabs.org
Sponsorlu Bağlantılar

Bu maddedeki yazılar yalnızca bilgi verme amaçlıdır. Yazılanlar, doktor uyarısı ya da uzman önerisi değildir.

Kuş Gribi; kimilerine göre kimyasal bir silah, kimilerine göre bir terör silahı... Tıp dilinde Avian Gribi olarak da isimlendirilen Tavuk Vebası ya da son günlerde sıkça duyduğumuz ismi ile Kuş Gribi dünya sağılığını tehdit ediyor. Sonunda korkulan oldu ve Manyas Kuş Cenneti'ne göç eden kuşlar virüsü ülkemize taşıdı. İlk olarak Balıkesir'de görülen Kuş Gribi nedir, bulaşıcı mıdır, öldürücü etkisi var mıdır? İşte bu ve bunun gibi bir çok sorunun cevabını bu dosya da bulacaksınız.
kusgribii
Kuş Gribi Nedir?
Tıp dilinde Avian Gribi olarak da isimlendirilen Tavuk Vebası ya da son günlerde sıkça duyduğumuz ismi ile Kuş Gribi dünya sağılığını tehdit etmeye devam ediyor. Henüz hastalığın bulaşmasını tamamen önleyecek önlemlerin alınamadığını bildiren uzmanlar, geçmiş yıllarda insanlara bulaşımının olmadığı bu virüsün mutasyona uğrayarak artık insanlar için de ciddi tehlikeler yaratabileceği uyarısında bulunuyorlar. Dünya üzerinde grip virüsünün birçok çeşidi bulunuyor. Her yıl grip aşısı çalışmalarında çıkan yeni tip virüsler grip aşısının hazırlanmasında önem taşıyor. Dünyada gribe neden olan virüsler genel olarak A,B,C olarak kategorize ediliyor. Değişik karekterde olan bu virüslerden B ve C tipi, insanda grip enfeksiyonuna neden olurken; A tipinin kanatlı hayvanlarda Avian adı verilen bir çeşit gribe neden olduğu bilinmektedir.

H5N1 virüsünün özellikleri ve etkileri
Kuş gribine neden olan en tehlikeli virüs H5N1'dir. Bilimadamları, Asya’da çeşitli ülkelerdeki kümes hayvanları çiftliklerini harabeye çeviren kuş gribi virüsü H5N1'in olası etkileri şöyle sıralıyor;

Etkileri: Bir yerde bu virüsün tespit edilmesiyle, hükümetlerin virüsün hızla yayılmasını önlemek için kümes hayvanlarını itlaf etmesi nedeniyle virüsün görüldüğü bölgelerde kümes hayvancılığı sektörü ağır darbe yiyor. Yetkililer ayrıca, virüsün değişime uğrayarak insanlar için tehlike yaratmasını ve grip salgınına yol açmasını önlemek için herhangi bir salgını süratle yok etmek istiyor. Virüs ayrıca ne kadar çok yayılırsa değişime uğrama olasılığı da o kadar çok artacaktır.

İnsanlar için tehlikesi: Asya’da 2003'ten önce ortaya çıkan salgından bu yana kuş gribi virüsü bulaşan 117 kişiden 60’ı ölürken, uzmanlar H5N1 virüsünün kolayca insanlara bulaşmadığını söylüyor. Virüs bulaşan insanların çoğu, kümes hayvancılığı sektöründe çalışan kimseler gibi kanatlılarla çok yakın temasta bulunan kişilerden oluşuyor. Bir grup insana virüsün diğer insanlardan bulaştığına inanılıyor, ancak bu durumda da virüsün çok yakın temasla geçtiği düşünülüyor. Bilimadamları, virüsün insandan insana kolayca geçebilecek bir türe dönüşmesinden kaygılanıyorlar.

H5N1 virüsü diğer kuş türlerine nasıl yayılır?
H5N1, muhtemelen 100’den fazla kuş gribi virüsü türünden biri. Bazı kuş gribi virüsü türleri diğerlerine göre daha ölümcül nitelik taşıyor. H5N1 türü daha fazla ölümcül ya da daha az ölümcül bir tür olabilir. İngiltere’de 1992 yılında hindilerde bulunan H5N1 türünün, Asya’da ölümlere yol açan H5N1 ile ilgisi bulunmadı.

Gıda güvenliği:
Uzmanlar pişirilmiş tavuğun risk taşımadığını söylüyor. Virüs, 70 derece ısıda saniyelerle ölçülebilen bir sürede ölüyor. BM Gıda ve Tarım Örgütü’nde görevli hayvan sağlığı uzmanı Peter Roeder’e göre, virüsün dondurulmuş çiğ tavukta da yaşadığı düşünülmüyor. Ancak birçok ülke bu virüsün görüldüğü ülkelerden çiğ kümes hayvanı ithalatını yasaklıyor.

Düzenli grip aşıları: Düzenli mevsimsel grip aşılarının insanları H5N1 virüsüne karşı koruduğu düşünülmüyor.


Alıntıdır.

Son düzenleyen Daisy-BT; 11 Ekim 2009 22:28
GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
13 Eylül 2006       Mesaj #2
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi
Kuş Gribi Bulaşıcı Mıdır?
Kanatlı hayvanlarda %100 ölüme neden olan bu virüs şimdilerde insan sağlığını da tehdit ediyor. Avian Gribi'nin, normal şartlarda sadece kuşlar ve domuzlarda hastalığa yol açtığı bilinirken, 1997 yılında Hong Kong'da bu virüsün bir serotipi olan H5N1 adında yeni virüs insanlarda grip salgınına neden oldu. Bu salgında 18 kişinin ağır solunum yolu enfeksiyonu geçirdiği ve bu 18 kişiden 6'sının tedaviye rağmen hayatlarını kaybettikleri açıklandı. Bu salgın ile birlikte kuşlarda ve domuzlarda %100 ölüme neden olan Kuş Gribi etkeni hakkında yeni araştırmalar yapıldı. Salgına yakalan kişilerde görülen grip etkeninin kanatlı hayvanlarda ölüme kadar götüren virüs etkeni ile oldukça benzer özelliklere sahip oldukları sonucuna varıldı. Ayrıca, yapılan araştırmaların sonucunda hastalığa yakalanan kişilerin, kümes hayvanları ve diğer kanatlı hayvanlar ile yakın temas halinde olduğu belirlendi.
Sponsorlu Bağlantılar

Hayvandan insana geçebiliyor
O yıllarda kuş gribi ile ilgili birçok araştırma yapıldı. Bu araştırmalardan çıkan diğer bir ilginç sonuç ise Kuş Gribinin -insanlara geçemeyeceği gerçeği üzerine- insanlarda görülen tipinin inanılan şeklinin aksine kanatlı hayvanlardan insana geçtiği ancak bu virüsün hayvanlarda görülen yapısına nazaran mutasyona uğramış olduğuydu.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), kuş gribinin günün birinde insandan insana geçmeye başlayabileceği uyarısında bulundu. H5N1 adlı kuş gribi virüsünün göçmen kuşlardan ya da kümes hayvanlarından insanlara bulaşarak öldürücü olabildiğini, ancak şimdiye kadar virüsün insandan insana bulaşmadığını hatırlatıldı. Bunun, virüsün insandan insana asla bulaşmayacağını göstermediği belirtilirken, aksine bunun olabileceğini düşündüren ipuçları olabileceği kaydedildi. DSÖ, büyük bir salgın halinde bugünkü aşı üretiminin yetmeyeceğini düşünüyor.


Kuş Gribini Önlemek İçin Ne Yapılmalı?
Birleşmiş Millletler sağlık uzmanları, Güney Doğu Asya'da görülen Kuş Gribi salgınının diğer bölgelere de yayılabileceği uyarısında bulunarak, kümes hayvanlarına yönelik aşı kampanyaları düzenlenmesini önerdi. Uzmanlar aşının, toplu itlafları tamamlayıcı bir önlem olarak düşünülmesini savunuyorlar. İtalya`nın başkenti Roma`da iki gün süren Kuş Gribi Konferansında konuşan Birleşmiş Millletler Gıda ve Tarım Örgütü Başkanı Jacques Diouf, virüsün kontrol altına alınamadığını açıklarken, virüsün yayılmasını durdurmak için toplumun, uluslararası acil önlemlere ihtiyaç duyduğunu belirtti. Toplantıya katılan uzmanlar, Asya ülkelerinde şüpheli Kuş Gribi vakalarını dünyaya geç bildirdikleri için eleştirildiler.

Çalışanlar risk altında
Uzmanlar, Kuş Gribinden korunmanın, hastalığın salgın boyutunun önlenmesinde oldukça önemli olduğu açıklamasında bulundular. Özellikle kanatlı hayvanlara yakın bulunan çalışanların hijyen kurallarına uymaları, eldiven ve maske gibi ekipmanlarla, gerekli diğer korunma önlemlerini almaları gerektiği ve bu kişilerin Kuş Gribi hakkında bilinçlendirilmesi konusunda hassasiyet gösterilmesi gerektiği uyarısında bulundular.

Kuş Gribinden Korunma Önerileri
Amerikan Salgın Hastalıkları Önleme Merkezi (CDC) kuş gribi (H5N1) virüsünden korunmak için hayati öneme sahip uyarılar yayınladı. CDC'ye göre tavuk eti ve yumurta yemenin bir sakıncası yok ama iyi pişmiş olması şartıyla...
* Her türlü kümes hayvanından uzak durun. Bunlara güvercin, yaban kazı ve bıldırcın da dahil.
* Kuş gribi salgının görüldüğü bölgelerden uzak durun. Çünkü hastalığın aynı zamanda insanlardan insana geçme olasılığı güçlendi.
* Ellerinizi sık sık yıkayın. Çünkü virüsler yoğun olarak hastaların dokunduğu nesnelerde veya hasta hayvanların bulunduğu zeminlerde birikiyor.
* Kuş gribi virüsü 70 derece ısıda ölüyor. Bir başka deyişle pişmemiş kümes hayvanlarının eti veya kanından virüsün insana geçme ihtimali çok yüksek.
* Tavuk veya hindi eti yiyebilirsiniz. Ancak iyi pişmiş (70 derece) olmasına dikkat edin. İçi iyi pişmemiş veya kanlı tavuk etinde virüs bulunması ihtimali var.
* Yumurtanın da iyi pişmiş olması gerekiyor. Sarısı veya akı pişirilmesine rağmen hala sıvı kıvamdaysa virüs ölmemiş olabilir.
* Pişmemiş tavuk etlerini koyduğunuz tabakları açıkta bırakmayın ve mutlaka yıkayın.
* Tavuk etini keserken eldiven kullanın.
* Yumurtaları da buzdolabınıza yerleştirmeden önce sıcak sabunlu suyla yıkayın.
* Çiğ tavuk etine dokunduğunuzda mutlaka elinizi sabunla yıkayın.
Kuş Gribi Aşısı Var Mı?
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) gelecek kıştan önce kuş gribine karşı aşı olmayacağını açıkladı. DSÖ sözcüsü Peter Cordingley, 1997 ve 2003'teki virüsten alınan örnekler temelinde bir aşı geliştirdiklerini, ancak aşı tamamlanmadan kısa süre önce Vietnam'da virüsün farklı bir biçimde ortaya çıktığını söyledi. Cordingley, dolayısıyla geliştirdikleri aşının önemi kalmadığını ve yeni bir aşı yapmak zorunda olduklarını belirtti. Sözcü, yeni aşının gelecek ''grip mevsimine'', yani Aralık ayına kadar hazır olamayacağını kaydetti. Bu arada, ülkeye kuş gribinin sıçradığını kabul eden, ancak kuş gribinin hangi türüne rastlandığının henüz tespit edilemediğini açıklayan Laos'un Dışişleri Bakanlığı, ülkede H5N1 türüne değil klasik kuş gribi türüne rastlandığını duyurdu. Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Yong Chantalangsy, ülkede yüzlerce tavuğun öldüğünü de doğruladı. Sözcü, ''Şu anda mevsim kuru. Bizim kışımız böyle. Her yıl olduğu gibi kuş gribi var ama H5N1 virüsü değil'' dedi.

Kuş Gribi Virüsü Ne Kadar Süre Yaşar?
Kuş gribi virüsünün, gübrede en az üç ay, suda 22 derecede 4 gün ve 0 derecede 30 günden fazla etkinliğini koruyabildiği bildirildi. Virüsün, kuşları ve seyrek olarak domuzları infekte ettiği, infekte kuşların, virüsü tükürük, burun salgıları ve dışkılarıyla virüsü yaydıkları kaydedildi.
Duyarlı kuşların infekte nazal, solunumsal ve fekal materyalle temas etmesi sonucu infeksiyon yayılır. Virüs, hava yoluyla da yayılmakla birlikte, fekal-oral geçiş en önemlisidir. Patojenitesi yüksek virüsle ilgili çalışmaların sonuçlarına göre, kontamine gübrenin 1 gramı 1 milyon kuşu infekte etmeye yetecek miktarda virüs partikülü içermektedir. Patojenitesi yüksek kuş gribi virüsleri, çevrede özellikle düşük sıcaklıkta uzun süre etkinliğini koruyabilir. Virüs, gübrede en az üç ay, suda 22 derece sıcaklıkta 4 gün ve 0 derecede ise 30 günden fazla etkinliğini koruyabilir.
Virüsün, 56 derecede 3 saat, 60 derecede ise 30 dakikada etkinliğini yitirdiği, formalin ve iyot bileşikleri gibi yaygın olarak kullanılan dezenfektanlara duyarlı olduğu belirtildi.

Soru ve Cevaplarla Kuş Gribi
1. Nasıl yayılıyor?
Kuşlar arasında dışkı ve solunum yoluyla bulaşıyor. 1 gram tavuk dışkısında 1 milyon kümes hayvanına bulaşmaya yetecek virüs bulunuyor.
2. İnsana nasıl geçiyor?
İnsanların hayvanlara yakınlaşmasıyla bulaşıyor. Hayvanın dışkısıyla atılan virüs solunum yoluyla insanlara geçiyor.
3. İnsandan insana geçiyor mu?
Şimdilik hayır... Ancak Dünya Sağlık Örgütü'ne göre H5N1 virüsü sürekli olarak değişime (mutasyon) uğruyor ve yakın gelecekte insandan insana geçmeye başlaması çok yüksek olasılık.
4. İnsandan insana geçerse ne olur?
Şimdilik sadece kümes hayvanları ve kuşlarla fazla içli dışlı olanları etkiliyor. İnsandan insana geçtiğinde küresel bir salgına dönüşecek.
5. Belirtileri neler?
38 derece ve daha üstünde ateş, kızgınlık, boğazda acı ve öksürük.
6. Normal griple kuş gribinin belirtileri aynı mı?
Aslında evet... Her ikisinde de öksürük, halsizlik ve boğaz ağrısı görülüyor. Bu yüzden kuş gribinin görüldüğü bölgelerde bulunuyorsanız ve grip belirtileri 2'nci günden itibaren ağırlaşıyorsa sağlık yetkililerine başvurun.
7. Tedavisi var mı?
Aşısının en erken 2007'de piyasaya çıkması bekleniyor.
8. Kimler risk altında?
Bağışıklık sistemi zayıf olanların ölüm riskleri daha yüksek. Kuş gribinden hayatını kaybedenlere bakıldığında 50 yaş üstü, sigara kullanan ve sağlıklı beslenmeyen kişiler oldukları görülüyor.

Kuş Gribinin Görüldüğü Bölgeler
Asya'da hızla ilerleyen ve 7 ülkede görülen kuş gribi salgını, 7 kişinin ölümüne yol açtı. Tüm kuş türlerini etkiliyen virüsün, özellikle kümes hayvanları çiftliklerinde kendisini gösterdiğine inanılıyor. Kuşlardan insanlara geçebilen virüsün, insandan insana bulaştığına dair bir kanıt ise bulunamadı. Sağlık Bakanlığı ise ülkemizde, Asya'da etkili olan kuş gribi ile ilgili her hangi bir problemin bulunmadığını açıkladı.
Pakistan'da da ortaya çıktı
Dünyayı tehdit eden kuş gribi vakasına Pakistan'ın güneyindeki liman kenti Karaçi'de de rastlandığı ancak insanlara geçip geçmediğinin bilinmediği bildirildi. Bu arada, Pakistan'da kuş gribinden 4 milyona yakın tavuğun öldüğü bildirildi. İslamabad'daki bir araştırma enstitüsü uzmanı, laboratuvar testlerinin kuş gribi salgınını kanıtladığını belirtti.
Tayland'da 6 yaşındaki bir çocuk grip yüzünden öldü
Tayland'da 2 kişinin daha kuş gribi virüsü taşıdığının belirlendiği ve hastalığın ülkenin 8 yeni eyaletinde görüldüğü bildirildi. Tayland Tarım Bakanı, 8 yeni eyalette virüsün saptandığını, böylece ülkede virüsün görüldüğü eyalet sayısının 10'a yükseldiğini kaydetti. Tayland'da 6 yaşındaki bir çocuk kuş gribi yüzünden ölmüştü.
Guney Kore ve Laos
Öte yandan, Güney Kore'de 2 haftalık bir aradan sonra şüpheli bir kuş gribi vakası saptandığı ve başkent Seul'ün 90 kilometre güneyindeki hayvan yetiştirme çiftliğinin bulunduğu bölgenin karantinaya alındığı belirtildi. 15 Aralık'ta ülkenin 16 bölgesinde etkili olan kuş gribi yüzünden 2 milyon civarında kümes hayvanının itlaf edildiği Güney Kore'de, yeni vakayı araştırmak amacıyla tahliller yapılacağını söyledi. 55 bin kümes hayvanının itlaf edildiği Tayvan'da ise, yetkililer endişe yaratacak bir durum olmadığını belirtirken, Laos'ta kuş gribi şüphesi ortaya çıktı. Laos Tarım Bakanlığı'nın önce koleradan şüphelendiği, ancak ülkede tavukların biner biner ölmesi üzerine kuş gribinden endişe edildiği belirtiliyor.
Türkiye'de de ortaya çıktı
Türkiye'de ilk kuş gribi Balıkesir'in Manyas ilçesine bağlı Kızıksa beldesinde görüldü. Bölge karantinaya alınırken, açıkta beslenen kümes hayvanları kademeli olarak itlaf ediliyor. Kuş gribi salgının ilk belirtisi bir hafta önce Kızıksa beldesinde Mehmet Eksen'e ait hindi sürüsünde görüldü. Ölen hayvanlardan alınan kan ve diğer numunelerin tahlil edilmesi sonucu toplu ölümün kuş gribinden kaynaklandığı belirlendi. Bunun üzerine karantina uygulaması başladı.

Kuş Gribinin İnsan Gribinden Farkı
Memorial Hastanesi İnfeksiyon Hastalıkları Bölüm Başkanı Uzm. Dr. Servet Alan soru ve cevaplarla, kuş gribiyle ilgili merak edilenleri ve kuş gribinin, insanlarda görülen gripten farkını açıkladı.

Kuş gribi insandan insana bulaşır mı?
Grip hastalığı (influenza) virüsünün A, B ve C olmak üzere üç tipi vardır. Influenza A ve B virüsü insanlarda salgınlar yapan grip virüsüdür. İnfluenza A ve B virüsleri antijenlerine göre alt gruplara ayrılırlar. İnsanlarda ve kuşlarda infeksiyona yol açan A virüsünün 15 farklı H, 9 farklı N antijeni vardır. Bazı influenza virüsleri insanlarda bazıları ise kuşlarda infeksiyona yol açar. Domuzlar ise hem insan hem kuş influenza virüslerine hassas olabilir. Kuş gribi bir hayvan hastalığıdır ve çok seyrek olarak kuşlardan insana bulaşır. İnsandan insana bulaşması ise kesin olarak gösterilememiştir.

Grip hastalığının bulguları nelerdir?
Grip hastalığı kendisini yüksek ateş, üşüme-titreme, öksürük, yaygın kas ağrıları ve halsizlikle gösterir. Farklı bir hastalık olan soğuk algınlığında ise, gözlerde yaşarma, burun akıntısı, aksırma gibi bulgular daha baskın iken, hastanın genel durumu daha iyi, ateş, halsizlik gibi bulguları daha hafiftir. Grip ve kuş gribinin bulguları benzerdir, fakat kuş gribi çok daha ağır seyreder.

Grip hastalığı tanısı için güvenilir yöntemler var mıdır?
Grip hastalığı tanısı ve grip türlerinin ayırımı için hem hızlı sonuç veren, hem de güvenilir testler mevcuttur.

Gripten nasıl korunabilinir?
Grip solunum salgıları ile bulaşır. Öksürme, aksırma sırasında ağız ve burun mendille kapatılmalıdır. Hasta kişilerle tokalaştıktan sonra göz, burun veya ağza dokunmak bulaşmaya neden olabilir. Ellerin gereğinde ve sık sık yıkanması grip de dahil olmak üzere pek çok hastalıktan korunmaya yardımcı olur.

Grip aşıları kuş gribine karşı da etkili olabilir mi?
Gripten korunmanın en etkin yolu aşıdır. Her yıl infeksiyona neden olan grip virüsleri bir önceki yıldan farklı olabilir. Bu nedenle, tüm Dünyaya yayılmış olan laboratuarlarda grip virüsleri izlenmekte ve elde edilen sonuçlara göre bir sonraki yılın aşısında yer alacak virüs tipleri saptanmaktadır. Bir önceki yıl yapılan aşının koruyuculuğu da giderek azalabildiği için her yıl aşı olmak gereklidir. Fakat, aşı tüm grip virüslerinden ve grip benzeri bulgulara neden olan diğer viral hastalıklardan korunmayı sağlamaz. Şu anda kullanımda olan aşılar kuş gribine karşı etkili değildir. Kuş gribi için aşı çalışmaları sürmektedir.

Grip virüsüne karşı etkili olan ilaçlar kuş gribine karşı da etkili midir?
Acil durumlarda, grip tedavisinde kullanılan, grip virüsüne karşı etkili bazı ilaçları korunma amacı ile kullanmak mümkündür. Soğuk algınlığı ve gripte ateşi düşürmek ve burun akıntısı gibi bulguları azaltmak için kullanılan ilaçlar virüse etkili değildir. Yalnızca hastalığın bulgularını hafifletir. Grip virüsüne etkili bazı ilaçlar kuş gribine karşı da etkilidir.
Grip aşısı kimlere uygulanmalıdır?
Grip aşısı; özellikle 65 yaşın üzerindeki kişiler, kronik kalp ve akciğer hastaları, şeker hastaları, kronik böbrek yetmezliği hastaları gibi hastalığın ağır seyretmesi mümkün olan kişilere uygulanmalıdır. Ayrıca, bu kişilere hastalığın bulaşmasına neden olabileceklerin de aşılanması uygundur. 6 ay- 2 yaş arasındaki çocuklar, 6 ay-18 yaş arasında olup sürekli aspirin tedavisi kullananlar aşılanmalıdır. Hamileliğin son 6 ayında olanlar doktorlarına danışarak aşılanabilirler.

Grip aşısı kimlere uygulanmaz?
6 aydan küçük çocuklara ve ilk üç aydaki hamilelere, ağır yumurta alerjisi olanlara, daha önce grip aşısı uygulandığında ağır yan etki gelişmiş olanlara grip aşısı uygulanmaz. Ateşli hastalarda ateş ve genel durum düzeldikten sonra uygulanabilir.

Grip virüsü nasıl etkisiz hale getirilebilinir?
Grip virüsü çeşitli kimyasal dezenfektanlara, deterjanlara (sabuna), alkole, oksijenli suya, iyotlu antiseptiklere ve 75 derecenin üzerinde sıcaklığa duyarlıdır.

Prof. Dr. Osman Müftüoğlu; Kuş Gribinden Korkmayın
Prof. Dr. Osman Müftüoğlu'na göre kuş gribinden aşırı korkmak yersiz... Prof. Dr. Müftüoğlu, Hürriyet Gazetesi'ndeki yazısında 'Bütün bu telaşın ne kadarı gerçek ne kadarı yapay?' olduğunu şöyle açıkladı ve önemli tavsiyelerde bulundu.
"Durum sanıldığı ya da anlatıldığı kadar acil ve tehlikeli mi? Hemen belirtelim: Önlem almakta, bilgilenmekte ve korunmakta yarar var ama fazla da korkmadan, sorunu gereğinden çok abartmadan. Her şey gibi iyice sulandırıp, bulandırmadan.
Tüm dünyada kanatlı hayvanlar arasında bir kuş gribi salgını beklentisinin olduğu, salgının göçmen kuşlarla ülkeden ülkeye kolayca yayıldığı doğru. Bir göçmen kuş konaklama merkezi olarak Türkiye’nin tavukları, ördekleri, hindileri ya da yabani kuşları ile tehdit altında olduğu ise kuşkusuz. Manyas kuş cennetinde konaklayan ilk göçmen kuşlarla korktuğumuz şey başımıza geldi. Daha pekçok orta ve güney Avrupa, Afrika ülkesinin ve Amerika’nın da başına gelecek. Ne bizim ne de başka ülkelerin enfeksiyonu göçmen kuşlarla kanatlı hayvanlar arasında yayılmasını, belirli bir alanda sınırlı tutmaktan başka yapabilecek pek bir şeyimiz yok! Alınabilecek en etkili önlem halkı mümkün olduğu kadar iyi bilgilendirmek, ortaya çıkabilecek krizi iyi yönetmektir.

Bulaşma yolu
Kuş gribinin kanatlı hayvanlardan da insanlara geçebileceği anlaşılıyor ama geçiş yolu henüz tam net değil. Kanatlı hayvanlardan insanlara geçişin bu hayvanların iyi pişmemiş etlerinin yenmesi, hasta hayvanlara dokunulması veya bunların dışkılarının tozlarının solunması ile oluşması mümkün. Kanatlı hayvanların iyice pişirilmesi halinde bulaşma tehlikesi neredeyse tamamen ortadan kalkıyor. Bu nedenle de tavuk ve diğer kanatlı hayvanların tüketilmesinde hiçbir sakınca yok. Yüksek ısıda ve iyice pişirilmeleri yetiyor. Av hayvanlarının tüketilmemesi, sağlıklı koşullarda üretildiğinden emin olmadığınız kanatlı hayvan etlerinin yenmemesi ve pişirmek amacıyla canlı kanatlı hayvanların eve getirilmemesi öneriliyor. Virüsün kuşlardan veya kanatlı hayvanlardan insanlara solunum yoluyla da geçebileceği varsayılıyor.

Belirtileri
Virüsün, bulaştığı her insanda hastalık oluşturması şart değil. Hastalığın belirtileri daha çok ağır bir gribi ve zaatüreyi andırıyor. Bu gripte solunum yolu belirtileri ön plandadır. Çoğu olguda ağır bir solunum yetmezliği ve morarma ortaya çıkıyor. Bu nedenle ‘mavi hastalık’ diye de tanımlanıyor.
* Ağır ve ilerleyici bir yorgunluk dayanılması güç bir halsizlik ve bitkinlik hep var.
* Göğüs ağrısı, öksürük en önemli yakınmalar.
* Ateş ve titreme değişmez belirtiler.
* Nefes darlığı, hırıltılı solunum, giderek ağırlaşan solunum darlığı ve morarma.
* Kas ve eklemlerde ağrı, halsizlik, yorgunluk hastalığın başlıca tanımlayıcılarıdır.
* Kümes hayvanlarında ve ördeklerde son derece hızlı yayılan, ağır ve öldürücü olan hastalık etkeni virüsün yapısı son derece değişken. Bu değişken yapı insanlarda da kolayca hastalık yapıcı bir virüs haline gelmesini kolaylaştırırken koruyucu aşının üretimini zorlaştırıyor. Anti-viral etkili bazı ilaçların hastalığın belirtilerini hafifletebileceği söyleniyorsa da kuş gribini tedavi edecek bir ilaca henüz sahip değiliz. Anti-viral bir ilaç olan oseltamivir’in hastalığın belirtilerini hafifletebileceğine ilişkin gözlemler var.
* İnsandan insana geçişin henüz kanıtlanamadığı, kuş gribinde hastalığın damlacık enfeksiyonu şeklinde öksürük, aksırıkla ve solunan havaya yayılan mikroplarla bulaşmasına karşı önlem alınmasında yine de fayda var.
Acilen alınması gereken önlemler
Genelde grip sorununa karşı alınabilecek olan önlemleri siz şimdiden uygulamaya koymaya bakın. Bu önlemlerin en azından her kış karşılaştığınız sıradan gribe karşı sizi ve bağışıklık sisteminizi korumasını sağlayın.
* Meyve ve sebze tüketiminizi arttırın. Ek C vitamini desteği alabilirisiniz.
* Çinko, beta-glukan ve histidin destekleri yararlı olabilir.
* Dengeli beslenin. Bol sıvı tüketin.
* Soğuğa karşı önlem almaya, terleyip üşütmemeye özen gösterin.
* 80 yaş üzerinde, kalp, solunum, böbrek yetmezliği problemi olan, şeker hastalığı nedeniyle tedavi gören biri iseniz grip aşısı olun.
* Öpüşmeyin. Gereğinden çok yakın temas içinde olmayın. Kalabalık ortamlardan, iyi havalandırılmamış yerlerden uzaklaşın.
* El, ağız ve burun temzliğine azami dikkati gösterin. Elinizi çok sık yıkayın.


Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
13 Eylül 2006       Mesaj #3
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
KUŞ GRİBİ
Kuş Gribi
Kuş gribi nedir?
Uzakdoğu Asya’da kuşlar ve kümes hayvanları arasında başlayıp daha sonra insanlara geçen kuş gribinin, Rusya ve Romanya’dan sonra ülkemizde de görülmesi, hastalığın sınırlı bir salgın olmayıp, tüm dünyayı tehdit ettiğine dair uyarıları doğruladı

Kuş gribi tavuk, kaz, ördek gibi kanatlı hayvanlarda kitlesel ölümlere yol açan ve aslında bir hayvan hastalığının etkeni olan H5N1 virusunun insanlarda yaptığı hastalıktır. Grip (influenza A) virusunun hemaglutinin (H1-H7) ve nöraminidaz (N1-N3) olmak üzere iki tip antijeni vardır. Bunlardan yalnız H1, H2, H3 ve N1, N2 antijeni taşıyan virüslerin insanda grip hastalığına ve salgılarına yol açtığı bilinir.

1918 yılında H1N1 virusu, 1. Dünya Savaşında ölenlerden çok daha fazla sayıda insanı öldürmüş; 1957’de antijenik yapısını tamamen değiştirerek H2N2 virusu şeklinde Asya gribi pandemisine yol açmıştır. 1968’de yeniden değişime uğrayarak H3N2 virusu şeklinde Hong Kong gribi pandemisini yaratmıştır. 1977’de dünyaya yayılan Rus gribinin etkeni, 60 yıl önceki influenza A virusu ile aynı antijenik yapıda, yani H1N1 virusu idi.

Yaklaşık her 10 yılda bir antijenik yapısını değiştirerek ülkeler ve kıtalar arasında yayılan grip salgınlarında etken, hep H1, H2 veya H3 antijenik yapısında olmuştur. H5 veya H7 antijeni taşıyan grip virusu ise farklı bir virus olup kanatlılarda hastalık ve ölüme yol açmış, 8 yıl öncesine kadar insanlara bulaşmamıştır. Ancak 1997 yılında Çin’deki kuş gribi salgını sırasında H5N1 virusunun insanda da hastalık yapacak bir nitelik kazandığı ve insanlarında kuş gribi nedeniyle öldüğü saptanmıştır.

Hastalık Çin’den komşu ülkelere yayılmış ve Vietnam, Tayland gibi Güneydoğu Asya ülkelerinde de görülmüştür. Göçmen kuşlar aracılığı ile, göç yolları üzerinde bulunan ülkelere de yayılma olasılığı, o zamandan beri, özellikle Asya ve Avrupa ülkeleri için bir tehdit oluşturmaktadır.

KUŞ GRİBİ İNSANA NASIL BULAŞIR?
H5N1 virusunun insana bulaşarak hastalık oluşturma riski düşüktür. İnsana bulaşma, hasta hayvanlarla doğrudan temas, virus içeren enfeksiyöz damlacıkların solunması, virüslerin bulaştığı araç-gereçle temastan sonra ellerin yıkanmadan ağız-burun veya gözlere teması sonucu olabilir. İnsandan insana bulaşma kuramsal olarak mümkündür, ama geçerli bir bulaşma yolu değildir.
TheGrudge - avatarı
TheGrudge
Ziyaretçi
14 Eylül 2006       Mesaj #4
TheGrudge - avatarı
Ziyaretçi
Kuş gribinin ölümcül tehlikesi nereden gelmektedir?

Genel
Ocak 2004 yılında Tayland ve Vietnam sağlık otoriteleri A/H5N1 kuş gribi virüsü ile meydana gelen ilk insan kuş gribi vakalarını bildirmişlerdir. İnsanlarda oluşan enfeksiyon, 2003 yılı Aralık ayı ortalarında Kore’de ortaya çıkan ve 7 Asya ülkesine yayılan, kümes hayvanlarında görülen enfeksiyonla direkt olarak bağlantılıdır. Şu ana kadar Vietnam ve Tayland dışında bir ülkeden insanlarda enfeksiyona neden olan kuş gribi vakası bildirilmemiştir.
Kuş gribi salgınının endişe yaratmasının tarihsel bir nedeni vardır. Zamanlaması tam olarak bilinememekle birlikte dünya çapında grip salgınları yaklaşık 10-40 yıl gibi düzensiz aralıklarla ortaya çıkan ve her seferinde çok sayıda insanın hayatını kaybetmesine, sosyal karmaşaya ve ekonomik kayıplara neden olan bir tablo çizmektedir. Geçtiğimiz yüzyılda üç büyük dünya çapında salgın yaşanmış ve bunların içinde en büyüğü olan 1918-1919 yıllarındaki dünya çapındaki salgında yaklaşık 40 milyona yakın insan hayatını kaybetmiş ve bu salgın insanlık tarihinin en ölümcül hastalık hikayesini oluşturmuştur.
Tarihsel olarak incelendiğinde 20. yüzyılda 9-39 yıl arayla antijen kayması sonucu ortaya çıkan yeni virus alt tiplerine bağlı dört ya da beş grip pandemisi olmuştur. 1918-1919 yıllarındaki H1N1 pandemisinin 40-50 milyon kişinin ölümüne neden olduğu tahmin edilmektedir. Ardından 1957-1958 (H2N2), 1968-1969 (H3N2) ve 1977-1978 (H1N1) pandemileri olmuştur. Halen dünya üzerinde H3N1 ve H1N1 virusları birlikte dolaşmaktadır.
Bundan sonra da yeni pandemilerin olması kaçınılmaz gibi görünmektedir. Uğradıkları sık ve kalıcı antijen değişmeleri nedeniyle, dünya üzerindeki influenzavirus aktivitesi sürekli olarak izlenmekte ve grip aşılarının bileşiminde her yıl ayarlamalar yapılması gerekmektedir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) bu amaçla 1947’de başlattığı Küresel Grip Programı’nı uygulamaktadır.

Geçtiğimiz yüzyıla kıyasla içinde bulunduğumuz yüzyılda dünya çapındaki salgınların başlamasında rol oynayan faktörler daha iyi anlaşılmıştır. Griple ilgili araştırmalar 1997’de Hong Kong’da ortaya çıkan ilk kuş gribi salgını ile hız kazanmıştır. Bu salgında ilk kez bir kuş gribi virüsü önce başka bir memeli canlıda değişim geçirmeden direkt olarak insanlara atlamış ve ciddi hastalığa neden olmuştur. 18 kişide enfeksiyon gelişmiş ve bunların 6’sı hayatını kaybetmiştir. 3 gün içinde Hong Kong’daki salgın sırasında üç gün içinde tüm tavuklar kesilerek salgın durdurulmuştur.
Aynı kuş gribi virüsü 2003 yılında Hong Kong’ta tekrar ortaya çıkmış ve birisi ölümle sonuçlanan iki vakaya neden olmuştur. Bazı uzmanlar 1997 yılındaki Hong Kong salgınında olduğu gibi tüm dünyada yaygın bir izlem ağı ile ortaya çıkabilecek yeni bir virüsün hızlı olarak tespiti ve vakaların karantinası ile yeni bir dünya çapında salgının önlenebileceğini düşünmektedir.

Kümes hayvanları çiftliklerinde ortaya çıkan salgın ekonomiyi zayıflatmış ve yiyecek güvenliği ile ilgili etkilerine rağmen esas olarak insanlarda dünya çapında bir salgını başlatabilmesi ihtimali nedeniyle endişe oluşturmuştur. Dünya çapında bir salgının başlaması için gerekli olan faktörlerden üçü araştırmalar sonucunda tanımlanmıştır. Bunlardan birincisi genel toplumun bağışıklık kazanmamış olduğu ve ona karşı etkin bir aşının bulunmadığı yeni bir grip virüsünün ortaya çıkmasıdır. İkincisi yeni virüsün insanlarda çoğalabilme ve hastalığa neden olma yeteneğine sahip olmasıdır. Üçüncüsü yeni virüsün etkin bir şekilde bir insandan diğerine geçebiliyor olmasının ve topluma yayılması gerekliliğidir. Şu anda ilk iki faktör gerçekleşmiş durumdadır.
Şu anda hayvanlardaki bu kadar büyük ve yaygın bir kuş gribi salgınının yanında insan vakalarının sayısının kısıtlı kalması kuş gribi virüsünün kümes hayvanlarından insanlara geçişinin çok kolay gerçekleşmediğini göstermektedir. Ayrıca bugüne kadar yapılan araştırmalar henüz insandan insana etkin bir geçiş olduğunu göstermemiştir. Ancak bununla birlikte virüs iki mekanizma ile kolaylıkla ve hızla insandan insana geçme yeteneği kazanabilir. Bunlardan birincisi insanlarda gelişen kuş gribi enfeksiyonu sırasında halihazırda insanlarda dolaşan insan gribi virüsleri ile aynı anda enfeksiyon olması durumunda her iki grip virüsü genetik etkileşim geçirip daha önce insanlar arasında geçme yeteneği kazanmış olan insan grip virüsünden rahatlıkla insandan insana geçiş özelliğini alabilir. İkinci mekanizma ise insanda enfeksiyona neden olan kuş gribi mutasyona uğrayıp yine insandan insana bulaşma yeteneğine kazanabilir. Uzmanlar virüsün bu yeteneği kazanabilmesi için sadece ufak bir değişiklik geçirmesinin yeterli olacağına inanmaktadır.
Hiç kimse dünya çapında bir salgının gelişmesi için gerekli olan 3 faktörden sonuncusunun gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini veya ne zaman gerçekleşebileceğini önceden tahmin edemez. Ancak gerçekleşme ihtimali kümes hayvanlarındaki salgının yaygınlığının artmasıyla, salgının kontrol edilmesinin zorluğuyla ve insana bulaşma ve insanda enfeksiyona neden olma ihtimalinin artmasıyla birlikte artmaktadır. Bu koşullar şu andaki durumu, dünya çapında bir salgına hazırlık planının hızlandırılması için, yeterince ciddi yapmaktadır.

Dünya çapında salgına neden olan faktörlerin anlaşılması gerçekçi bir şekilde gerekli önlemlerin alınması için fayda sağlamıştır. Bu önlemler; dünya çapında salgının önlenmesi için; insanlardaki salgının önlenmesi ve daha fazla yayılımın olmasını önlemek; daha iyi hazırlık yapabilmek ve cevap verebilmek amacıyla kuş gribi virüsüne karşı aşı üretilmesi de dahil olmak üzere araştırma yapılmasını içermektedir. Dünya çapında salgını durdurmaya yönelik ilk önlem virüsün barındığı hayvanları yok etmektir, böylece virüsün insanlara bulaşma ve enfeksiyona neden olma ihtimali azaltılabilmektedir. Bu amaca yönelik müdahale hasta kümes hayvanlarının hızlı bir şekilde kesilerek imhası, karantinaya alınması, dezenfeksiyonu ve çiftliklerde katı biyo-güvenlik önlemlerinin alınmasıdır. Kuş gribi virüsü ile karşılaşma ihtimali çok yüksek olan çiftlik çalışanlarının her yıl hazırlanan grip aşılarıyla aşılanmaları özellikle önemlidir çünkü hem insan grip virüsü hem de kuş gribi virüsü aynı kişide enfeksiyon oluşturursa genetik yapılarını değiştirme ihtimalleri yüksektir.
İnsanlarda salgınların kontrol edilmesi, yaygın ve etkin bir tarama ve vaka tespitine, uluslar arası standartlarda laboratuar teşhisine ve vakaların artmaması için enfeksiyonun kontrolüne bağlıdır. Bu hastalıkla ilgili klinik deneyimler henüz yetersizdir ve bu salgında etkili olan kuş gribi virüsü ile oluşan salgınlarda vaka ölüm oranları çok yüksektir.
Yeni kuş gribi ile oluşabilecek salgında antiviral kullanımı sorun olabilme ihtimali taşımaktadır. Yeni kuş gribi zaten halihazırda iki tip antiviral ilaçtan birine karşı dirençli bulunmuştur. Eğer bu virüs insanların solunum yolunun dışında da çoğalabiliyorsa ki bazı bilim adamları bundan şüphelenmektedir, o zaman ikinci tip antiviralde etkisiz kalacaktır.
Bütün bu endişelere cevap olarak Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) dünya çapında bir grip salgınına hazırlık için teknik konsültasyon yapmak amacıyla 16-18 Mart 2004 tarihleri arasında toplanmıştır. 100’ün üzerinde uzman DSÖ’nün önerdiği önlemlerin yaygınlığı, uygulanabilirliği ve etkinliğini; ulusal otoriteler ise gribin ülke içinde ve ülkeler arasında yayılımını yavaşlatmak ve neden olabileceği hastalık, ölüm ve sosyal karmaşayı azaltmak için alınması gereken önlemleri değerlendirmiştir.

Yüksek oranda hastalık ve ölümlerin oluşmasını önlemede ilk sıradaki savunma yöntemi olan aşı temini dünya çapında bir salgının başlangıç döneminde ve uluslar arası ilk yayılım dalgasında büyük oranda yetersiz kalacaktır. Üretim kapasitesi limitlidir ve üretim ve stoklamada da kısıtlamalarla karşılaşılabilecektir. Üretim kapasitesinin kısıtlı kalması özellikle Avrupa ve Kuzey Amerika’da eşitsiz dağılım problemi daha da büyütebilecektir.


Dr. Meric Altinoz
goksu18 - avatarı
goksu18
Ziyaretçi
6 Eylül 2007       Mesaj #5
goksu18 - avatarı
Ziyaretçi
KUŞ GRİBİ (Tavuk Vebası)

BOX
Grip etkeni, zarflı tek zincirli RNA virüsleri olan Orthomyxoviridae ailesindeki influenzavirüs A, B ve C tipleridir. İnfluenzavirüs A ve influenzavirüs B her yıl salgın yapabilir; influenzavirüs C ise yalnız hafif hastalıklara neden olur. İnfluenzavirüs A, ayrıca pandemilere de neden olabilir. İnfluenzavirüs A ile doğal enfeksiyon, insanların yanı sıra, domuzlar, atlar, deniz memelileri, sansargiller ve kuşlarda da görülebilir.

İnfluenzavirüs A, hemaglütinin ve nöraminidaz yüzey glikoproteinlerine göre alt tiplere ayrılır. Bilinen 15 hemaglütinin alt tipi ve 9 nöraminidaz alt tipi vardır. Kuşlarda tüm alt tipler bulunabilir. İnsanlar arasında dolaşanlar ise yalnız 3 hemaglütinin (H1, H2 ve H3) ve 2 nöraminidaz alt tipidir (N1 ve N2). İnfluenzavirüs B’nin ise yalnız bir hemaglütinin ve bir nöraminidaz alt tipi vardır.

Virüs suşunun yüzey glikoproteinlerindeki nokta mutasyonlarının birikmesi, önceden toplumda dolaşanla benzerliği olan, ancak ondan farklı bir suş ortaya çıkarır. Buna antijen sürüklenmesi (“antigenic drift”) denir. Toplumun kış aylarında sahneye çıkan böyle farklı suşlara karşı duyarlı olmasından dolayı, her yıl grip salgınları görülür. Yüzey glikoproteinlerinde büyük bir değişme olursa, ya yalnız yeni bir hemaglütinini ya da hem yeni bir hemaglütinini hem de yeni bir nöraminidazı olan, tümüyle “yeni” bir virüs ortaya çıkar. Buna antijen kayması (“antigenic shift”) denir. Böyle virüslerin pandemi potansiyeli vardır.

İnfluenzavirüs A’nın diğer önemli bir özelliği de farklı türlere özgü alt grupların, birbirinden genetik materyal alışverişine açık ve böylecçok uzun beya e farklı bir virüsün oluşmasına son derece elverişli olmasıdır. Oluşan yeni virüs, insana özgü bir influenzavirüsten gen alırsa, insandan insana bulaşma özelliği de kazanabilir. Memeli ve kuş virüsleri için özgül hücre reseptörlerinin olduğu gösterilmiş olan domuzlar, hem kuş hem de insan ve diğer memeli virüsleriyle oluşabilecek enfeksiyonlara duyarlıdır. Bu nedenle de insan ve kuş virüslerine ait genetik materyalin birbirine karıştığı bir “hamur teknesi” görevi yaparak yepyeni bir alt tipin ortaya çıkmasını sağlayabilirler. Son bulgular, insanların da kuş topluluklarında dolaşan kimi influenzavirüs alt tipleri için benzer bir rolünün olabileceğini göstermektedir.

Raundu
Tarihsel olarak incelendiğinde 20. yüzyılda 9-39 yıl arayla antijen kayması sonucu ortaya çıkan yeni virüs alt tiplerine bağlı dört ya da beş grip pandemisi olmuştur. 1918-1919 yıllarındaki H1N1 pandemisinin 40-50 milyon kişinin ölümüne neden olduğu tahmin edilmektedir. Ardından 1957-1958 (H2N2), 1968-1969 (H3N2) ve 1977-1978 (H1N1) pandemileri olmuştur. Halen dünya üzerinde H3N1 ve H1N1 virüsleri birlikte dolaşmaktadır.

Bundan sonra da yeni pandemilerin olması kaçınılmaz gibi görünmektedir. Uğradıkları sık ve kalıcı antijen değişmeleri nedeniyle, dünya üzerindeki influenzavirüs aktivitesi sürekli olarak izlenmekte ve grip aşılarının bileşiminde her yıl ayarlamalar yapılması gerekmektedir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) bu amaçla 1947’de başlattığı Küresel Grip Programı’nı uygulamaktadır.

Kuş Boxu
Bu hastalık, influenzavirüs A’ya bağlı olarak genellikle kuşlarda ortaya çıkar. Düzenli sürveyans çalışmaları, göçmen kuşlarda son derece geniş bir influenzavirüs A havuzu olduğunu göstermektedir. İnfluenzavirüslerin 15 hemaglütinin alt tipinin hepsi, kuşları infekte edebilir. Kuşlara özgü bu denli çok sayıda influenzavirüs olması, bunlar arasında gerçekleşen gen transferi ve yeniden eşleşme (“reassortment”) sonucunda ortaya çıkan yeni alt tiplerin, insan influenzavirüslerindekinden çok daha sık olduğunu düşündürmektedir.

Su kuşları virüslerin doğadaki sürekliliğini sağlar. Enfeksiyon, yabanıl kuş topluluklarından kümes hayvanları gibi evcil kuşlara yayılabilir ve bu durum ciddi sonuçlar doğurabilir.

Kümes hayvanlarını enfekte eden influenzavirüs A, hastalığa neden olma yeteneğine göre ikiye ayrılır.

1. Çok virülan virüsler, patojenitesi yüksek olan kuş gribine (HPAI) yol açar, ki bunun bir kuş sürüsündeki mortalitesi %100’ü bulabilir. Kuşlar ilk belirtilerin başladığı gün içinde bile ölebilirler. Bu tablolardan sorumlu virüsler H5 ve H7 alt tiplerindendir. Ancak bu alt tiplerdeki virüslerin hepsi, patojenitesi yüksek olan kuş gribine yol açmaz.
2. Diğer virüsler ise çok daha hafif bir hastalığa neden olurlar. Patojenitesi düşük kuş gribi (LPAI) geçiren hayvanlarda tüyler kabarır ve yumurta üretimi azalır; hafif solunum yolu hastalığı ve depresyon görülür.

Patojenitesi yüksek olan kuş gribi virüslerinin yabanıl kuş topluluklarında bulunmadığı; H5 ya da H7 alt tipindeki patojenitesi düşük olan kuş gribi virüslerinin, kümes hayvanları arasında yayıldıktan sonra geçirdikleri mutasyonlarla yüksek patojenite kazandıkları kabul edilmektedir. aslında virüs 19.yüzyıllarda bulunmuş ama teknnoloji olmadığı için teşhis edilememiştir.

Kuşa özgü influenzavirüs A H5N1’nin önemi
İnfluenzavirüs A H5N1, ilk kez 1961’de Güney Afrika’da balıkçıllardan izole edilmiş olmakla birlikte, patojenitesi yüksek kuş gribi çok daha önceden, ilk kez 1878’de İtalya’da tanımlanmıştır. Kuş gribi virüsünün doğal rezervuarı, yeşilbaş ördeklerdir ve enfeksiyona en dayanıklı olan kuşlar da bunlardır. Virüsleri çok uzaklara taşıyabilmelerine ve dışkılarıyla çıkarmalarına karşılık, yalnızca hafif ve kısa süren bir hastalık geçirirler. Evcil ördeklerdeki enfeksiyon ise tıpkı tavuklar, hindiler, kazlar ve benzeri kümes hayvanlarındaki gibi öldürücüdür.

Virüs, enfekte olmuş yabanıl kuşların dışkılarıyla kümes hayvanlarına geçebilir. Evcil kuşların serbestçe gezindikleri, yabanıl kuşlarla aynı kaynaktan su içtikleri ya da taşıyıcı durumdaki enfekte olmuş yabanıl kuşların dışkılarıyla kontamine olabilecek su kaynaklarını kullandıkları yerlerde, enfeksiyonun yabanıl kuşlardan evcil kümes hayvanlarına bulaşma riski daha yüksektir. Canlı kuşların sıkışık ve sağlıklı olmayan koşullarda satıldığı pazarlar da bir başka yayılma kaynağı olabilir.

Kuşa özgü influenzavirüs A H5N1 suşunun yayılması
Kuş gribi virüsleri, kuşları ve daha seyrek olarak domuzları enfekte eder. Enfekte olan kuşlar, virüsü tükürük, burun salgıları ve dışkılarıyla yayarlar. Hollanda'da ev kedilerinde gösterilen deneysel enfeksiyon ve Tayland'da enfekte kaplan ve leoparlardan H5N1 virüslerinin izolasyonu, kedigillerin de enfeksiyonu bulaştırabileceğini düşündürmektedir. Duyarlı kuşların enfekte nazal, solunumsal ve fekal materyalle temas etmesi sonucu enfeksiyon yayılır. Virüs, hava yoluyla da yayılmakla birlikte, fekal-oral geçiş en önemlisidir. Patojenitesi yüksek virüsle ilgili çalışmaların sonuçlarına göre, kontamine gübrenin 1 gramı 1 milyon kuşu enfekte etmeye yetecek miktarda virüs partikülü içermektedir. Patojenitesi yüksek kuş gribi virüsleri, çevrede özellikle düşük sıcaklıkta uzun süre etkinliğini koruyabilir. Virüs, gübrede soğukta en az üç ay, suda 22°C’de 4 gün ve 0°C’de 30 günden fazla etkinliğini koruyabilir.

Sağ kalan kuşların H5N1 virüsünü oral olarak ve dışkılarıyla en az 10 gün çıkarabildiği bildirilmiştir. Bu da canlı kümes hayvanı pazarlarındaki ve göçmen kuşlar aracılığıyla yayılmayı kolaylaştırmaktadır. Virüs, kuş dışkısının kontamine ettiği toz ve toprak aracılığıyla, örneğin kontamine donanım, araçlar, yem, kafesler ve giyecekler, özellikle ayakkabılarla bir çiftlikten diğerine yayılabilir. Virüsü, ayakları ve vücutlarında taşıyarak “mekanik vektör” rolünü oynayan kimi hayvanlar, örneğin kemiriciler de yayabilir. Bilgiler sınırlı olmakla birlikte, sineklerin de mekanik vektör olabileceği düşünülmektedir.

Kuş gribinin, özellikle patojenitesi yüksek formla oluşan salgınların, özellikle gelişmekte olan ülkelerde kümes hayvanları endüstrisi ve çiftlik sahipleri üzerindeki etkileri son derece yıkıcı olabilir. Kuş gribi salgınları bir ülkenin içine yayılacak olursa, kontrol altına alınması çok güç olabilir. Örneğin 1992’de Meksika’da patojenitesi düşük virüsle başlayan salgın, oldukça ölümcül bir biçime dönüşmüş ve 1995’e dek kontrol altına alınamamıştır.

Hastalık, ülkeden ülkeye canlı kümes hayvanlarının ticareti aracılığıyla yayılabilir. Göçmen kuşlar da virüsü uzaklara taşıyabilir; geçmişteki patojenitesi yüksek kuş gribinin uluslararası yayılımı böyle açıklanmaktadır.

İnsanda kuşa özgü influenzavirüs A H5N1 enfeksiyonu
Kuş gribi virüsleri genellikle insanları doğrudan enfekte etmez ve insanlar arasında dolaşmaz. İnsanda kuş gribi virüsleriyle oluştuğu bildirilmiş doğal enfeksiyon sayısı çok azdır. Ancak gönüllü çalışmalarıyla kuş kökenli kimi virüslerle enfekte edilmiş insanlarda kısa süreli enfeksiyonların geliştiği de gösterilmiştir. İnsanlardaki olguların enfekte kümes hayvanları veya kontamine yüzeylerle temas sonucunda geliştiği düşünülmektedir. Kuş gribi virüslerinın insanlar arasında tutunabilmesine karşı bir dereceye kadar etkili bir engelin bulunduğu açıktır. Bu engel, gen segmentlerinden bir ya da birkaçıyla ilişkilidir. İnsandaki olgular, kümes hayvanları arasında patojenitesi yüksek kuş gribi salgınlarıyla eşzamanlı olarak görülmektedir. Çünkü kuşlardaki enfeksiyonun yayılması, insanların direkt enfeksiyonu için doğacak fırsatları artırır. Zaman içinde daha çok insan enfekte olup bunlar bir de insana ve kuşa özgü influenzavirüs suşlarıyla aynı anda enfekte olurlarsa, bu insanlar insandan insana kolayca bulaşmayı sağlayacak insan genlerine sahip olan yepyeni bir alt tipin yoğrulduğu bir hamur teknesi gibi işlev görebilir. Böyle bir olay, bir grip pandemisinin başlangıcı da olacaktır. H5N1 suşunun sağlık çalışanları, aile bireyleri, tavukçuluk yapanlar ve tavuk imha ekiplerinde çalışanlarda insandan insana çok sınırlı bir biçimde de olsa bulaşabildiği anlaşılmaktadır. Bu gruplarda virüsle enfeksiyonu gösteren H5 antikorları belirlenmişse de ağır hastalık gelişen bir olguyla karşılaşılmamıştır. Tavukçuluk yapanların %17’sinde, tavuk imha edenlerin %3’ünde, temaslı sağlık çalışanlarının %3.7’sinde, temas etmemiş sağlık çalışanlarının ise %0.7’sinde antikor saptanmıştır. Kuşa özgü influenzavirüs H5N1 ile oluşan insan enfeksiyonunun klinik gidişine ilişkin yayımlanmış bilgiler sınırlıdır. 1997 Hong Kong salgınında hastalananlarda gripteki gibi tipik belirtiler (ateş, boğaz ağrısı, öksürük ve kas ağrıları), göz enfeksiyonları, pnömoni, akut sıkıntılı solunum sendromu (ARDS), çoğul organ yetmezliği, lenfopeni, karaciğer enzim düzeylerinde yükselmeler ve pıhtılaşma bozuklukları gibi belirti ve bulgular bildirilmiştir. Salgın, gerek önceden sağlıklı erişkin ve çocukları, gerekse kronik tıbbi sorunları olanları etkilemiştir.

Tüm hayvan ve insan influenzavirüslerinin tanısında kullanılan hızlı ve güvenilir testler bulunmaktadır. WHO’nun Küresel Grip Ağı’nda yer alan birçok laboratuvarın, bu testleri yapmak için gerekli yüksek güvenlik olanakları ve reaktiflerin yanı sıra, önemli ölçüde deneyimi de vardır. İnsan gribinin tanısı için hızlı yatak başı testleri de bulunmaktadır. Ancak bunların, en son olguların tam olarak anlaşılabilmesi ve insan enfeksiyonlarının doğrudan doğruya kuşlardan mı ya da insandan insana mı yayıldığının belirlenmesi için gereksinim duyulan testler kadar kesin bir bilgi vermeleri söz konusu değildir.

Kimileri hem tedavide hem korunmada kullanılmakta olan antiviral ilaçlar, influenzavirüs A suşlarına karşı başka bir sağlık sorunu olmayan erişkin ve çocuklarda klinik olarak etkilidir. Ancak kullanımlarını sınırlandıran bazı yönleri vardır. Bunların kimileri aynı zamanda pahalı ve stokları sınırlı ilaçlardır.

1997’den bu yana insanda belgelenmiş kuş gribi örnekleri:
1996 yılına değin insandan kuş gribi virüsünun (H7N7) izolasyonuna ilişkin toplam üç olgunun kaydı bulunmaktayken, bu tarihten sonra kuş gribi virüsleriyle oluşmuş insan enfeksiyonlarının profilinde çarpıcı bir artış olmuştur.
1997: Hong Kong’ta, tavuklar arasında kuşa özgü influenzavirüs A (H5N1) enfeksiyonu salgını çıkmıştır. Bu sırada 18 insan hastalanmış, bunlardan 6’sı ölmüştür. Olgulardan birinde çiftlikte bulunan, 17’sinde ise pazarlarda satılan hastalıklı kuşlarla temas söz konusudur. Salgını kontrol altına almak üzere 3 gün içinde toplam 1.5 milyon kümes hayvanı itlaf edilmiştir. Böylece dünyanın yeni bir pandeminin eşiğinden döndüğü düşünülmektedir.
1999: Hong Kong’ta iki çocukta kuşlardaki patojenitesi yüksek olmayan influenzavirüs A H9N2 enfeksiyonu kanıtlanmış ve her iki çocuk da iyileşmiştir. Hastalığın geçişinde kümes hayvanlarının rol oynadığı düşünülmüş; ancak insandan insana geçiş olasılığı üzerinde de durulmuştur. 1998-1999’da Çin’de başka insan H9N2 enfeksiyonları da bildirilmiştir.
2003: Çin’den yeni dönen Hong Konglu bir baba ve oğlundan kuşa özgü influenzavirüs A (H5N1) izole edilmiş, hastalanan baba ölmüştür. Bu iki kişinin nasıl enfekte olduğu tam olarak açıklanamamıştır. Öte yandan adamın kızı da Çin’deyken hastalanarak ölmüş, ancak bunun H5N1 virüsüne bağlı olup olmadığı belirsiz kalmıştır.
2003: Şubat ayında Hollanda’da kuşlar arasında patojenitesi yüksek olan H7N7 kuş gribi baş göstermiştir. Daha sonra tavuk çiftliği çalışanları ve bunların aile bireyleri arasında konjonktivit ve/veya gripal enfeksiyon tablosu biçiminde bir salgın ortaya çıkmış ve bu salgından etkilendiği düşünülen 260 kişiden 82’sinde kuşa özgü influenzavirüs A (H7N7) enfeksiyonu olduğu doğrulanmıştır. Üç olguda insandan insana geçişle ilgili kanıtlar bulunmuştur. Ayrıca 260 kişiden 6’sının H3N2 virüsü yönünden pozitif olduğu gösterilmiş; ancak bunların hiçbiri aynı zamanda H7N7 yönünden de pozitif olarak bulunmamıştır. Bu salgın sırasında profilaktik antiviral ilaç almamış ve enfekte kuşlarla temas etmiş olan 57 yaşındaki bir veteriner ARDS tablosundan ölmüştür. Salgını kontrol altına almak üzere toplam 100 milyon olan kuş nüfusundan 30 milyonu bir hafta içinde itlaf edilmiştir.
2003: Aralık ayının ortalarında Hong Kong’da bir çocukta H9N2 enfeksiyonu saptanmış ve çocuk iyileşmiştir.
2003-2005 kuş gribi salgını: 2003 Aralık ayının ortalarından beri, Güney Kore’den başlayarak Doğu Asya ülkelerinde tavuk ve ördeklerde görülen patojenitesi yüksek kuş gribi salgınlarının sayısında artış olduğu bildirilmektedir. Kimi yabanıl kuş türleri ve domuzlarda da enfeksiyonlar bildirilmiştir. Böyle patojenitesi yüksek kuş gribinin çeşitli ülkelerde aynı zamanda ortaya çıkan salgınlarla birlikte hızla yayılması, eşine hiç rastlanmadık bir durumdur ve veteriner tababetin yanı sıra beşeri tababeti de yakından ilgilendirmektedir. Kümes hayvanları arasındaki bu salgınların kaygı yaratmasının birkaç nedeni vardır. İlkin, bu salgınların çoğunda “H5N1” olarak bilinen patojenitesi yüksek suşun belirlenmesi, insan sağlığı yönünden özellikle kaygı kaynağı olmuştur. H5N1, yakın geçmişte iki kez tür engelini aşarak insanlarda da ağır ve mortalitesi yüksek bir hastalığa neden olmuş bir alt tiptir ve şimdi de Vietnam ve Tayland’da gittikçe artan sayıda insanı etkilemiştir.

Benzer Konular

8 Nisan 2014 / Misafir Soru-Cevap
5 Aralık 2012 / Misafir Soru-Cevap
13 Ocak 2011 / ThinkerBeLL Tıp Bilimleri
26 Kasım 2013 / Misafir Tıp Bilimleri
27 Kasım 2012 / Ziyaretçi Soru-Cevap