Arama

Sinüzit

Güncelleme: 20 Kasım 2012 Gösterim: 35.020 Cevap: 11
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
13 Eylül 2006       Mesaj #1
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
SİNÜZİT

Sponsorlu Bağlantılar
Bu maddedeki yazılar yalnızca bilgi verme amaçlıdır. Yazılanlar, doktor uyarısı ya da uzman önerisi değildir.


sinuzit

Alın, burnun arka kısmı ve burnun her iki tarafında bulunan kemik boşluklara yüz sinüsleri (paranazal sinüsler) adı verilir. Bu boşlukların ve iç yüzlerindeki mukozanın iltihabına da sinüzit denir.

Çok kullanıldığı için sinüslerin isimlerinin de bilinmesinde yarar vardır.
  • Maksiller sinüsler (üst çenede burnun her iki tarafında)
  • Frontal sinüs (alında kaşların üstü)
  • Etmoidal sinüs (burun kökü arka üst kısmında)
  • Sfenoid sinüs (kafatası tabanında)
Maksiller sinüslerin iltihabına maksiller sinüzit, frontal sinüs iltihabına da frontal sinüzit denir; ancak halk arasında hepsi de sinüzit olarak anılmaktadır. Sinüzitler oldukça sık görülen hastalıklardır. Erişkinlerde enfeksiyon en sık maksiller sinüslerde görülür, Bunu etmoidler, frontal ve sfenoid sinüsler takip eder. Çocuklarda ise en sık etmoid sinüsler etkilenir. Birkaç sinüsün enfeksiyonuna polisinüzit, tüm sinüslerin enfeksiyonuna pansinüzit adı verilir. Sinüzitin en çok karşılaşılan nedeni, enfeksiyonun burun boşluğundan bir ya da birkaç sinüse yayılmasıdır. Basit bir soğuk algınlığı bile sinüslerde, mukozada enfeksiyona neden olur, ancak bu durum sıklıkla belirti vermez. Bilindiği gibi paranasal sinüs enfeksiyonları her ne kadar basit bir rinitin arkasından gelişirse de, temelde burun boşluğunu ilgilendiren
  • Mekanik tıkanmalar (örn.polip, deviasyon v.s)
  • Allerjik yapı
  • Burun iç yüzeyini kaplayan mukozanın tüysü hareket aktivitesindeki bozulmalar
  • Bağışıklıkla ilgili bozukluklar
  • Dudak ve damak yarıkları ve
  • Uzun süreli nazal dekonjestan kullanıma bağlı nedenlerle meydana gelebilmektedir.
adı verilen deliklerdir. Ostiumlar hem ventilasyon Sinüsler, burun boşluğu ile irtibatlı olup bu irtibatı sağlayan ostium(hava akımı), hem de drenaj (boşalma) fonksiyonunu görürler. Bir ostiumun kapanması sonucu hava akımı ve drenaj bozulur böylece boşlukta salgı birikir, bu da bakteriler için uygun bir ortam olup bakterilerin üremesi sonucu iltihap gelişir.


Ostiumların kapanma nedenleri

1- Çevresel faktörler: Burunun relatif kuruluğu, havadaki zararlı gazlar.
2- Lokal faktörler: Doğuştan yada sonradan oluşan yapı bozuklukları. [Örneğin, Septum deviasyonu, Konka (burun içindeki kıvrımlar) değişiklikleri, burun enfeksiyonları, allerjik nedenler, polip, yabancı cisim, uzun süre duran nazogastrik sonda veya nazotrakeal tüpler, iyi ve kötü huylu tümörler. Sinüzit enfeksiyonun seyrini bağışıklık faktörleri (allerji), mikro-organizmalar arasındaki etkileşim ve direnç gibi faktörler etkiler. Maksiller sinüs enfeksiyonlarının % 10'u enfekte(diş absesi, çürükler) diş köklerinden kaynaklanır. Yüzücü ve dalgıçlarda akut sinüzit daha sık görülür. Dalma sırasında mikro-organizmalar burun ve sinüslere itilirler. Yüzme havuzlarında klora bağlı irritasyon nedeni ile sinuzit gelişebilir . Mikro-organizmanın türü ve vücut bağışıklık sistemine bağlı olarak kataral (akıntılı) veya cerahatli sinüzit gelişir.

Son düzenleyen Daisy-BT; 11 Ekim 2009 03:13
TheGrudge - avatarı
TheGrudge
Ziyaretçi
13 Eylül 2006       Mesaj #2
TheGrudge - avatarı
Ziyaretçi


Sponsorlu Bağlantılar

1. Sinüzit nedir?
Burun ve göz çevresindeki kemiklerin içinde bulunan boşluklara “sinüs”; bu boşlukların içini döşeyen mukozanın iltihaplanmasına “sinüzit” denir.
İnsanlarda 10-20 civarında büyüklü-küçüklü sinüs bulunur. Her sinüsün tek tek veya gruplar halinde buruna açılan drenaj kanalları vardır. Bu kanallardan geçen burun mukozası, aynı bir odanın badanası gibi sinüs içini çepeçevre örter. Normal şartlarda, bu mukoza, aynen tükürük veya gözyaşı gibi berrak bir salgı üreterek bu kanallardan burun içine akıtır ve solunum yolunun nemli olmasını sağlar.

2. Hangi durumlarda sinüzit meydana geliyor? (Sinüzit nasıl oluşur?)
Akut sinüzit, tipik olarak “viral üst solunum yolları enfeksiyonu” da denen bir “nezle”yi takiben ortaya çıkar. Burun ve sinüs mukozasındaki (özellikle drenaj kanalındaki) şişlik, sinüsten buruna salgı akışını bloke ederek, sinüs içinde göllenmesine ve sekonder bakteri enfeksiyonuna (sinüzite) yol açar.
Ayrıca, burun polipleri, büyük geniz etleri, konka hipertrofileri ve septal deviasyon gibi burun anatomik bozuklukları, alerji ve bazı kalıtsal mukoza hastalıkları da mekanik ve fonksiyonel drenaj bozukluğu yaparak sinüzite yol açabilirler. Kronik sinüzitlerin altında yatan neden genellikle bu son paragrafta sıralananlardır.

3. Sinüzit belirtileri nelerdir?
Halk arasında bilinenlerin aksine sinüzitlerin çoğunda “başağrısı” olmaz.
Akut sinüzit, tipik olarak uzayan bir üst solunum yolu enfeksiyonudur. Bir haftadan fazla devam eden nezlelerin büyük çoğunluğu sinüzittir.
Sinüzit belirtileri, erişkinlerde burun tıkanıklığı, sarı-yeşil burun ve geniz akıntısı, yüz-diş-göz ağrısı ve öksürüktür. Çocuklarda ise huzursuzluk, inatçı öksürük ve geniz akıntısına bağlı öğürme ve kusma olabilir. Tüm yaş gruplarında, kısmen daha az rastlanan belirtiler, ateş, kırıklık, yorgunluk, ağız kokusu, koku alma duyusunda azalma, boğaz ağrısı, bazen ses kısıklığıdır. Sinüzit seyri sırasında ortaya çıkan alın ve gözde ağrılı şişlikler, çift görme ve genel durum bozukluğu, sinüzit komplikasyonu olabilir. Aktif tedavi gerektirir. Mutlaka hekime başvurulmalıdır.

4. Sinüzit olan hastalara uygulanan tedavi yöntemleri nelerdir? (Sinüzit nasıl tedavi edilir?)
Sinüzit tedavisinde hedef, drenajı bozulan sinüste üreyen bakterinin öldürülmesi, drenajın sağlanarak sinüsün temizlenmesidir.
Akut sinüzitlerde, bakteriyi öldürmek için antibiyotik, drenajın sağlanması için ise burun damlaları, ağızdan kullanılan burun açıcı bazı ilaçlar ve burun temizliği yeterli olabilmektedir.
Kronik ve tekrarlayan sinüzitlerde ise burun içindeki anatomik ve fonksiyonel bozukluklara yönelmek gerekmektedir. Bu da genellikle bir ameliyat olmaktadır. Ameliyat kararından önce mutlaka bir sinüs tomografisi çektirilerek sinüzite yol açan patoloji ve patolojiler doğru tespit edilmelidir.

5. Ameliyat çözüm müdür? Ameliyat sonrasında sinüzitin tekrarlama ihtimali var mıdır? Ameliyatın riskleri nelerdir?
Her sinüzit ameliyat edilmez. Akut sinüzitlerin büyük çoğunluğu ilaç tedavisine iyi cevap verir. Kronik ve tekrarlayan sinüzitlerin altında yatan neden tam ve doğru olarak saptanmalıdır. Burun, sinüs drenaj kanalları ve genizi tıkayan-daraltan patolojilerde, bu patolojiyi ortadan kaldırmaya yönelik ameliyat en iyi çözümdür.
Modern sinüs cerrahisinde sinüs ameliyat edilmez. Sinüsün drenajını bozan patoloji ameliyat edilir. Tekrarlayan burun poliplerinde, ameliyat sonrası yeniden polip oluşursa, sinüzit de oluşabilir. Ameliyatın hayati tehlike yaratan bir riski olmamakla birlikte nadir komplikasyonlar oluşabilir.

6. Tedavi ne kadar sürer?
Sinüzitin ilaçla tedavisi, en az 10 gün antibiyotik kullanımıdır. Vakanın klinik durumuna göre bu tedavi, üç, bazen dört haftaya uzatılabilir.

7. Sinüziti olan hastaların dikkat etmesi gereken konular nelerdir?
Sinüziti olan hastaların nezle, grip gibi viral hastalıklardan korunması gerekir. Bu tip etkenlerden korunmak zor olduğundan grip aşısı denenebilir. Alerjik riniti (saman nezlesi) olanlarda allerji kontrol altında olmalıdır. Bilinenin aksine ıslak saçla sokağa çıkma sonrası oluşan başağrısı, sinüzitten çok, baş derisinin üşümesi sonucu oluşan nevralji veya kas gerilim ağrısıdır. Ancak, üst solunum yollarının enfeksiyonu sırasında üşütmek sinüzit oluşumunu kolaylaştırır. Tekrarlayan sinüziti olan hastaların havuza girmeleri sakıncalıdır.

8. Evde uygulanabilecek bir tedavi yöntemi var mıdır?
Tıbbi tedavinin yanı sıra, evde, buğu, buhar tedavisi, burun damlaları ve tuzlu su ile burun temizliği yapılarak, burnun açık tutulmasına özen gösterilmesi tedavinin başarısını artıracaktır.

Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
13 Eylül 2006       Mesaj #3
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Sinüzit

pansinüzit
Bütün yüz sinüslerinin iltihabı.


sinüzit
Sinüs adı verilen yüzdeki kemik boşlukların iç yüzünü kaplayan mukoza iltihabına ve boşlukta cerahat toplanmasına sinüzit adı verilir.


sinüzit
Çene, alın ve şakak kemikleri içinde bulunan ve buruna açılan içleri hava dolu boşlukların, sinüslerin iltihaplanması sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır. Had ve müzmin olmak üzere iki çeşidi vardır. Nedeni burun iltihabı, nezle, grip, alerji, burundaki şekil bozuklukları veya buruna kaçan yabancı cisimlerdir. Hastanın yüzünde zonklayıcı bir ağrı, burnunda tıkanma, akıntı ve baş ağrısıyla birlikte gelen ateş görülür.
TheGrudge - avatarı
TheGrudge
Ziyaretçi
14 Eylül 2006       Mesaj #4
TheGrudge - avatarı
Ziyaretçi
Sinüzit

pansinüzit

Bütün yüz sinüslerinin iltihabı.


sinüzit

Sinüs adı verilen yüzdeki kemik boşlukların iç yüzünü kaplayan mukoza iltihabına ve boşlukta cerahat toplanmasına sinüzit adı verilir.


sinüzit

Çene, alın ve şakak kemikleri içinde bulunan ve buruna açılan içleri hava dolu boşlukların, sinüslerin iltihaplanması sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır. Had ve müzmin olmak üzere iki çeşidi vardır. Nedeni burun iltihabı, nezle, grip, alerji, burundaki şekil bozuklukları veya buruna kaçan yabancı cisimlerdir. Hastanın yüzünde zonklayıcı bir ağrı, burnunda tıkanma, akıntı ve baş ağrısıyla birlikte gelen ateş görülür.


ateş

Vücut sıcaklığının yükselmesine ateş denir. Vücut sıcaklığı bedenin her yerinde aynı değildir. Örneğin; termometre ağıza konulduğunda görülen ısı, koltuk altına konulduğunda gösterdiği ısıdan 0,5 derece daha düşüktür. Diğer taraftan, vücut ısısı gün boyunca da 0,5 derece oynar. Sabahın erken saatlerinde ısı düşük, akşam saatlerinde yüksektir. Vücut ısısı 36,2 - 37,5 arasında ise normaldir. Ateşle birlikte; üşütme, titreme, baş ağrısı, bunalma, huzursuzluk, vücut kırgınlığı, iştahsızlık, kabızlık, sayıklama, havale veya koyu renkli idrar çıkarmada görülebilir. Ateşin nedeni, genellikle soğuk algınlığı, grip, bademcik iltihabı, boğaz ağrısı, bronşit, sinüzit, kulak iltihabı, bağırsak iltihabı veya böbrek hastalıklarından biri olabilir. Bu nedenle tedaviden önce nedeni tespit etmek gerekir.


boğaz iltihabı

Tıp dilinde farenjit veya anjin adı verilen bu hastalığın nedenleri; nezle ve grip gibi ateşli hastalıklarla, havadaki zararlı maddeler, sinüzit, alkol veya sigaradır. Yapılacak ilk iş; istirahat etmektir. Mümkün olduğu kadar az konuşmak da yararlıdır.


burun akıntısı

Burun akıntısının nedeni; nezle, saman nezlesi, sinüzit, müzmin nezle, alerjik burun iltihabı veya burna herhangi birşey kaçmış olmasıdır. Ayrıca kızamık başlangıcında da görülür.


burun tıkanıklığı

Saman nezlesi ve sinüzitte görüldüğü gibi, başka bir hastalığın da belirtisi olabilir


göz ağrısı

Göz ağrısının nedenleri çeşitlidir. Az ışıkta çalışmak sonucu gözlerin yorulması, gözdeki herhangi bir kısmın iltihaplanmış olması, göze yabancı bir cisim kaçmış olması, sinüzit, yarım başağrısı, grip, nezle ve ateşli hastalıklar göz ağrısına neden olabilir. Önce hastalığın nedenini tespit etmek gerekir.


öksürük

Çoğunlukla, göğüs, boğaz veya karın boşluğunda meydana gelen bir rahatsızlığın belirtisi olarak ortaya çıkan öksürüktür 3 grupta toplanır. - Kuru öksürük Nezle, boğaz iltihabı, bademcik iltihabı, fazla sigara içmek, sindirim bozuklukları, gastrit, ishal, kabızlık, bağırsak solucanları, kalp hastalıkları ve ses tellerinin hastalanmasından kaynaklanan öksürükler balgamsızdır, yani kuru öksürüktür. - Nöbet şeklinde gelen öksürükBu çeşit öksürük, boğmaca veya ciğer şişmesi; gırtlak veya hava borusunun tahriş olması, veya astımdan kaynaklanır. Bu çeşit öksürükte pek az balgam görülür. - Balgamlı öksürük Bu çeşit öksürük, sık sık tekrarlar. Hastada hırıltı vardır. Balgam çıkarır ve nefesini dışarı vermekte zorluk çeker. Balgamlı öksürük; Bronşit, astım, sinüs iltihabı, müzmin sinüzit, kalp hastalıkları veya tüberküloz'un bir işareti olabilir. Öksürük, nasıl olursa olsun, ihmal edilmemesi ve mutlaka tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır


romatizma

Umumiyetle eklem, kas ve sinir sistemini etkileyen hastalıklara romatizma denir. Romatizma ağrıları, vücudun her tarafında görülebilir. Halk arasında, romatizma ağrılarına yel denir. Şişmanlık, hormon dengesizliği, karaciğer yetersizliği, beslenme dengesizliği, mide ve bağırsak bozuklukları, çürük dişler, sinüzit, bademcik iltihapları ve yaşlılık romatizmayı hazırlayan nedenlerin başında gelir. Ayrıca, soğuk ve rutubet de çok önemli rol oynar. Romatizmalı yerlerde ağrı, yanma veya üşütme ve şişlikler görülür. Ağrı bazen dayanılmaz dereceye varır. Hareket etmekte de güçlük çekilir. Tedavi edilmezse, kalp kapağı hastalığı veya bir başka hastalığa neden olur.3 çeşit romatizma vardır: - Akut eklem romatizması - Romatoid artrit - Dejeneratif romatizma
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
15 Eylül 2006       Mesaj #5
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Sinüsler ve Sinüzit
Sinüsler burun etrafındaki kemikler (etmoid ve sfenoid), üst çene kemikleri (maksiller) ve alın kemiği (frontal) içinde bulunan hava dolu boşluklardır. Bu boşluklar, genellikle burun içine açıldıkları kanallarındaki tıkanıklıklar nedeniyle iltihaplandığında ortaya çıkan enfeksiyona sinüzit adı verilir. Sinüzitin akut ve kronik (müzmin) olmak üzere iki tipi vardır.

Sinüzitin belirti ve bulguları nelerdir ?
Soğuk algınlıklarını ve nezleyi hemen takiben ortaya çıkan akut sinüzit, farklı yaş gruplarında farklı belirtiler verebilir. Erişkinlerde ve büyük çocuklarda burun tıkanıklığı; sarı, yeşil veya kanlı burun akıntısı; gözlerin etrafında ağrı; diş ağrısı ile karışabilen yanak ağrısı; yüzde basınç hissi; öne eğilmekle artan yüz veya baş ağrısı, kötü ağız kokusu belirtileri bulunabilir. Bazen de kuru öksürük, hafif ateş veya mide rahatsızlığı şikayetleri görülebilir. Küçük çocuklarda da yukardaki şikayetler bulunabilir, ancak genellikle bu şikayetlerini iyi ifade edemezler. Hastalık, yüksek ateş ve iltihaplı burun akıntısı nedeniyle her zamankinden biraz daha şiddetli ve 10 günü geçen bir "soğuk algınlığı" zannedilebilir.

Kkronik sinüzitte, belirtilerin süresi üç aydan uzundur. Koyu burun akıntısı, geniz akıntısı, burun tıkanıklığı, koku alamama, özellikle geceleri artan öksürük belirtileri görülebilir.

Doktora ne zaman başvurmak gerekir ?
Sinüzit belirtileri bazen soğuk algınlığı ve allerji ile karıştırılabilir. Eğer sinüzitiniz olduğunu düşünüyorsanız aşağıdaki belirtileri gözden geçirin; bu belirtilerden üç veya daha fazlası varsa doktorunuza başvurun.
TheGrudge - avatarı
TheGrudge
Ziyaretçi
16 Eylül 2006       Mesaj #6
TheGrudge - avatarı
Ziyaretçi
Sinüzit


Sinüzit hastalığı; kafatasının ön yüzünde bulunan ve sinüs denilen hava boşluklarının iltihaplanması olarak tanımlanıyor. Bu hastalık virüslerden ve bakterilerden kaynaklanıyor. Sinüslerdeki iltihaplanma daha fazla salgılanma yapılmasına yol açar ve sinüs dediğimiz hava boşluklarının ağzını tıkayarak drenajı bozuyor.
Dr. Turgay Çelikel, soğuk algınlığının, alerjik hastalıkların, burun eğriliğinin, burun içi polip denilen şişmelerin ve sigara dumanının, sinüs drenajını bozup sinüzite yol açtığını belirtiyor.
Dr. Süha Alzafer ise hastalıkla ilgili şunları söylüyor; “Sünizit, sıklıkla rinit ve diğer viral üst solunum yolu infeksiyonlarının seyri esnasında ortaya çıkar. Başlıca etkenleri streptococcus pneumoniae, hemaphilus influenzae ve moraksella catarrhalistir. Hastaların bir kısmında anaerobik bakterilerin eşlik ettiği miks infeksiyon şeklinde görülür. Yüz ve baş ağrısı, ateş, inatçı geniz akıntısı, burun tıkanıklığı ve öksürükle kendisini gösterir.”
Tedavide Hangi İlaçlar Kullanılır?
Solunum yolu enfeksiyonlarının tedavisinde ağrı kesiciler, aspirin, dekonjestanlar, serum fizyolojikli burun damlaları ile öksürük ilaçları kullanılıyor. Ancak ilaç kullanımında dikkat edilecek önemli noktalar var.

Prof. Dr. Turgay Çelikel, “16 yaşından küçük hastalarda viral üst solunum yolu infeksiyonlarında Reye Sendromu gelişebileceğinden aspirin verilmemelidir. Dekonjestanlar; hipertansiyon, guatr ve diabetli hastalarda ve gebelerde sakıncalı olabilir. Antibiyotikler, sadece bakteriyel infeksiyonlarda kullanılır” diyor. Viral infeksiyonların iyileşmesinde veya sürenin kısalmasında antibiyotiklerin yeri bulunmuyor. Prof. Dr. turgay Çelikel, şöyle devam ediyor:
“Antibiyotiklerin, ishal, alerjik reaksiyon ve vücudun çeşitli yerlerinde mantar infeksiyonu oluşması gibi yan etkileri vardır. Gereksiz yere antibiyotik kullanmak antibiyotiklere dirençli bakterilerin ortaya çıkmasına neden olur.”
Koruyucu önlemler şart!
Dr. Süha Alzafer, solunum yolu infeksiyonlarından korunulması için, ellerin sık sık yıkanmasını, düzenli beslenilmesini ve sigara içilmemesini öneriyor ve şöyle devam ediyor; “Salgın dönemlerinde kalabalık ve kapalı mekanlardan uzak durmalı. 3 ile 5. günden sonra hastanın şikayetlerinde artma olursa, 14. günde hala yakınmalar sürüyorsa, nefes darlığı, şiddetli baş ağrısı, ense sertliği, şuur durumunda değişiklik, nörolojik bulgular, fışkırır tarzda kusma ortaya çıkarsa, mutlaka doktorla tekrar temasa geçilmeli.”

Prof. Dr. Turgay Çelikel ise koruyucu önlemlerle ilgili şu bilgiyi veriyor: “Grip için en iyi önleyici grip aşısıdır. Yüzde 80 - 90 gribe karşı koruyucudur. Bu, grip nedeniyle oluşan hastalıkların ve ölümlerin çoğunu önleyebilir. Herkes aşıdan faydalanabilir, ancak özellikle komplikasyonların görülebileceği kişiler aşılanmalıdır. Grip sezonunda gebeliğin ikinci ve üçüncü döneminde olanlarda aşılanmalıdır. 6 ay üzerindeki çocuklara grip aşısı yapılabilir. Aşı yumurta içinde hazırlandığından, yumurtaya ciddi alerjisi olanlar yaptırmamalıdır. Grip aşısı için en ideal zaman, aşının o yılın en aktif 3 grip mikrobuna göre hazırlanıp çıktığı eylül - ekim aylarıdır. Ancak grip mart - nisan aylarına kadar uzadığından, eğer yapılmadıysa daha sonra da yapılabilir. Çocuklarda bir ay arayla iki kez, erişkinlerde yılda bir yapmak yeterlidir. Başka bir aşı da, en sık zatürree nedeni pnömokoka karşı hazırlanmış zatürree aşısıdır. 50 yaş üzeri veya kronik hastalığı olanlara, dalağı çıkmış olan kişilere 5 yılda bir yapılması önerilir.”
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
16 Eylül 2006       Mesaj #7
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Sinüs - Ağrı, Basınç, Akıntı
sinus
Yardım edin sinüslerim beni öldürüyor! Bunu daha önce hiç söylediniz mi?. Eğer cevabınız hayır ise siz çok şanslısınız demektir. Çünkü her yıl milyonlarca lira sinüs problemleri için harcanmaktadır (Burunda dolgunluk, baş ağrısı ve burun akıntısı).

HERKESİN SİNÜSÜ VAR MIDIR?

Evet, yeni doğmuş bir bebeğin bile çok küçük olsa dahi sinüsleri vardır. Başlangıçta bezelye büyüklüğünde olan bu boşluklar burnun içinden yüz ve kafatası kemiklerinin içine doğru genişleyen boşluklardır. Çocukluk ve genç erişkinlik çağında büyümeye ve genişlemeye devam eder. Hava cepleridirler. Burnun iç yüzünü kaplayan zarın aynısı tarafından kaplanmaktadırlar ve bir kurşun kalem başı büyüklüğünde açıklarla burun boşluğuna bağlanırlar.

SİNÜSLER NE İŞE YARAR?

Sinüsler normal salgı (mukus) oluşturan burun, sisteminin bir parçasıdır. Normal olarak burun ve sinüsler günde yaklaşık olarak yarım litre mukus salgılar. Üretilen mukus burun örtüsü (mukoza) üzerinde hareket ederek toz parçacıklarını, bakterileri ve diğer havayla taşınan partikülleri süpürür ve yıkarlar. Daha sonra bu mukus geriye boğaza süzülür ve yutulur. İçindeki parçacıklar ve bakteriler mide asidi tarafından parçalanır. Birçok insan bunun farkında değildir çünkü normal bir vücut fonksiyonudur.

BURUN GERİSİNE AKINTl NE DEMEKTİR?

Burun içi; hava kirliliği tarafından, allerjiye neden olan maddeler tarafından, dumanla veya virüsler tarafından rahatsız edildiğinde normalden çok fazla mukus üretir. Bu burun zarlarındaki allerjik maddeyi yıkayıp uzaklaştırmak amacıyla bol miktarda üretilmiş, berrak su gibi bir salgıdır. Burun arkasına doğru su gibi bir salgı oluşur. Arkaya akıntının en önemli nedeni bu olaydır. Bir başka tipte ise mukus yapışkan ve kıvamlıdır. Bu, hava yollarının çok kuru olduğu ve zarların yeterince sıvı salgılıyamadığı durumlarda görülür. Bakteriler tarafından oluşturulan enfeksiyonlarda da yapışkan ve kıvamlı mukus gözlenir aynı zamanda cerahatten dolayı mukusun rengi sarı veya yeşil olabilir.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
19 Eylül 2006       Mesaj #8
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Sinüzit, erişkinlerde burun tıkanıklığı, sarı-yeşil burun ve geniz akıntısı, yüz-diş-göz ağrısı ve öksürük, çocuklarda ise huzursuzluk, inatçı öksürük ve geniz akıntısına bağlı öğürme hatta kusma ile kendini gösterir. Tıbbi tedavinin yanı sıra, evde, buğu, buhar tedavisi, burun damlaları ve tuzlu su ile burun temizliği yapılarak, burnu açık tutmaya özen gösterilebilir.
1. Sinüzit nedir?
Burun ve göz çevresindeki kemiklerin içinde bulunan boşluklara “sinüs”; bu boşlukların içini döşeyen mukozanın iltihaplanmasına “sinüzit” denir.
İnsanlarda 10-20 civarında büyüklü-küçüklü sinüs bulunur. Her sinüsün tek tek veya gruplar halinde buruna açılan drenaj kanalları vardır. Bu kanallardan geçen burun mukozası, aynı bir odanın badanası gibi sinüs içini çepeçevre örter. Normal şartlarda, bu mukoza, aynen tükürük veya gözyaşı gibi berrak bir salgı üreterek bu kanallardan burun içine akıtır ve solunum yolunun nemli olmasını sağlar.

2. Hangi durumlarda sinüzit meydana geliyor? (Sinüzit nasıl oluşur?)
Akut sinüzit, tipik olarak “viral üst solunum yolları enfeksiyonu” da denen bir “nezle”yi takiben ortaya çıkar. Burun ve sinüs mukozasındaki (özellikle drenaj kanalındaki) şişlik, sinüsten buruna salgı akışını bloke ederek, sinüs içinde göllenmesine ve sekonder bakteri enfeksiyonuna (sinüzite) yol açar.
Ayrıca, burun polipleri, büyük geniz etleri, konka hipertrofileri ve septal deviasyon gibi burun anatomik bozuklukları, alerji ve bazı kalıtsal mukoza hastalıkları da mekanik ve fonksiyonel drenaj bozukluğu yaparak sinüzite yol açabilirler. Kronik sinüzitlerin altında yatan neden genellikle bu son paragrafta sıralananlardır.

3. Sinüzit belirtileri nelerdir?
Halk arasında bilinenlerin aksine sinüzitlerin çoğunda “başağrısı” olmaz.
Akut sinüzit, tipik olarak uzayan bir üst solunum yolu enfeksiyonudur. Bir haftadan fazla devam eden nezlelerin büyük çoğunluğu sinüzittir.
Sinüzit belirtileri, erişkinlerde burun tıkanıklığı, sarı-yeşil burun ve geniz akıntısı, yüz-diş-göz ağrısı ve öksürüktür. Çocuklarda ise huzursuzluk, inatçı öksürük ve geniz akıntısına bağlı öğürme ve kusma olabilir. Tüm yaş gruplarında, kısmen daha az rastlanan belirtiler, ateş, kırıklık, yorgunluk, ağız kokusu, koku alma duyusunda azalma, boğaz ağrısı, bazen ses kısıklığıdır. Sinüzit seyri sırasında ortaya çıkan alın ve gözde ağrılı şişlikler, çift görme ve genel durum bozukluğu, sinüzit komplikasyonu olabilir. Aktif tedavi gerektirir. Mutlaka hekime başvurulmalıdır.

4. Sinüzit olan hastalara uygulanan tedavi yöntemleri nelerdir? (Sinüzit nasıl tedavi edilir?)
Sinüzit tedavisinde hedef, drenajı bozulan sinüste üreyen bakterinin öldürülmesi, drenajın sağlanarak sinüsün temizlenmesidir.
Akut sinüzitlerde, bakteriyi öldürmek için antibiyotik, drenajın sağlanması için ise burun damlaları, ağızdan kullanılan burun açıcı bazı ilaçlar ve burun temizliği yeterli olabilmektedir.
Kronik ve tekrarlayan sinüzitlerde ise burun içindeki anatomik ve fonksiyonel bozukluklara yönelmek gerekmektedir. Bu da genellikle bir ameliyat olmaktadır. Ameliyat kararından önce mutlaka bir sinüs tomografisi çektirilerek sinüzite yol açan patoloji ve patolojiler doğru tespit edilmelidir.

5. Ameliyat çözüm müdür? Ameliyat sonrasında sinüzitin tekrarlama ihtimali var mıdır? Ameliyatın riskleri nelerdir?

Her sinüzit ameliyat edilmez. Akut sinüzitlerin büyük çoğunluğu ilaç tedavisine iyi cevap verir. Kronik ve tekrarlayan sinüzitlerin altında yatan neden tam ve doğru olarak saptanmalıdır. Burun, sinüs drenaj kanalları ve genizi tıkayan-daraltan patolojilerde, bu patolojiyi ortadan kaldırmaya yönelik ameliyat en iyi çözümdür.
Modern sinüs cerrahisinde sinüs ameliyat edilmez. Sinüsün drenajını bozan patoloji ameliyat edilir. Tekrarlayan burun poliplerinde, ameliyat sonrası yeniden polip oluşursa, sinüzit de oluşabilir. Ameliyatın hayati tehlike yaratan bir riski olmamakla birlikte nadir komplikasyonlar oluşabilir.

6. Tedavi ne kadar sürer?
Sinüzitin ilaçla tedavisi, en az 10 gün antibiyotik kullanımıdır. Vakanın klinik durumuna göre bu tedavi, üç, bazen dört haftaya uzatılabilir.

7. Sinüziti olan hastaların dikkat etmesi gereken konular nelerdir?
Sinüziti olan hastaların nezle, grip gibi viral hastalıklardan korunması gerekir. Bu tip etkenlerden korunmak zor olduğundan grip aşısı denenebilir. Alerjik riniti (saman nezlesi) olanlarda allerji kontrol altında olmalıdır. Bilinenin aksine ıslak saçla sokağa çıkma sonrası oluşan başağrısı, sinüzitten çok, baş derisinin üşümesi sonucu oluşan nevralji veya kas gerilim ağrısıdır. Ancak, üst solunum yollarının enfeksiyonu sırasında üşütmek sinüzit oluşumunu kolaylaştırır. Tekrarlayan sinüziti olan hastaların havuza girmeleri sakıncalıdır.

8. Evde uygulanabilecek bir tedavi yöntemi var mıdır?

Tıbbi tedavinin yanı sıra, evde, buğu, buhar tedavisi, burun damlaları ve tuzlu su ile burun temizliği yapılarak, burnun açık tutulmasına özen gösterilmesi tedavinin başarısını artıracaktır.
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
31 Mart 2012       Mesaj #9
Avatarı yok
Yasaklı
Sinüzit Hastalığı

Sinüzit Nedir : Burun çevresindeki sinüs adı verilen boşlukların iltihaplanmasına sinüzit adı verilir. Sinüsler burnun her iki yanında ve 4 ayrı isimde bulunurlar. Burnun hemen yan taraflarında bulunan ve sinüslerin en büyüğü olan sinüs maksiller sinüs' tür. Bunun dışında burnun üst tarafında, alın kemiği içide bulunan sinüse frontal sinüs, burnun arka ve üst tarafında bulunan ve orta hatta tek olan sinüse sfenoid sinüs denir. Ayrıca burnun yan ve üst taraflarında bir çok küçük boşluktan ibaret bölümlere de etmoid sinüs denir. Bütün bu sinüsler bir delik aracılığı ile burun içine açılırlar. Buruna açılan bu delikler sinüslerin havalanmasını da sağlarlar.

Sinüsler Ne İşe Yarar: Aslında bu sinüslerin fonksiyonları tam olarak aydınlatılmış değildir. Ancak sesin resonansının sağlanması, solunum havasının nemlendirilmesi ve ısıtılması ile zararlı partiküllerin tutulması gibi görevleri vardır. Ayrıca baş ağırlığının azaltılması işine de yararlar. Bütün sinüslerin içini döşeyen mukoza hergün belli oranda salgı yaparlar. Bu salgılar burun içine dökülerek oradan da boğaz ve mideye giderler.

Sinüsler Herkeste Var mıdır : Her erişkinde sinüs mutlaka vardır. Ancak sinüslerin gelişimi zaman alır. Doğumda sadece maksiller ve etmoid sinüsler mevcuttur. Onlarda filmlerde bile görülemeyecek kadar küçüktürler. Maksiller sinüs 3 yaşında anlamlı büyüklüğe gelir ve ancak puberte çağında erişkindeki boyutuna ulaşır. Frontal sinüs doğumda yoktur. 6 yaşında filmlerde görülebilecek boyuta gelir. Yine puberte çağında erişkin boyutuna ulaşır. Etmoid sinüsler doğumda var olmasına rağmen giderek büyür ve 12 yaş civarında erişkindeki boyutuna ulaşır. Sfenoid sinüs doğumda yoktur. 5 yaşından itibaren gelişimi hızlanır ve puberte çağında erişkin boyutuna ulaşır. Sinüslerin büyüklüğü kişiye göre değişir. Frontal sinüsün hiç olmaması seyrek görülen bir durum değildir.

Sinüsler Nasıl İltihaplanır: Burun ve sinüsler; bakteri ve virüslerin sık sık yerleşip iltihap yaptığı bölgelerdir. Bu bölgelerde her zaman iltihaba yol açacak bakteri ve virüs bulunur ancak normal çalışan bir sinüste iltihap her zaman olmaz. Eğer sinüsün normal çalışmasına engel olacak bir durum varsa kolaylıkla sinüs iltihabı (sinüzit) gelişir. Bakteri ve virüs dışında nadiren de olsa mantarlar da iltihap yaparlar. Sinüzit en çok nezle, grip gibi üst solunum yolu infeksiyonları sonrası gelişir. Bu tür infeksiyonlarda sinüslerin burun içine açılan delikleri ödem nedeniyle kapanır ve sinüs salgıları burun içine boşalamaz. Ayrıca sinüslerin havalanması da bozulur. Bu durumda sinüs içerisinde kolayca iltihap gelişir. Bunun dışında sinüs ağızlarını tıkayan alerji, burunda kemik eğriliği, et büyümesi, yabancı cisim, geniz eti gibi durumlar da sinüzit gelişmesini kolaylaştırır. Vücut direnci başka sebeplerle düşük olan kişiler daha kolay sinüzit geçirirler.

Kaç Tür Sinüzit Vardır: Sinüzit genel olarak akut ve kronik (müzmin) olarak ikiye ayrılır. Akut sinüzit yeni oluşan sinüzit anlamına gelir. Uygun tedavi edildiğinde tamamen iyileşir. Ancak kronik sinüzit sinüslerde sürekli bir iltihap anlamına gelir ve tedavisi de zordur. Birçok kez ameliyat gerektirir.

Sinüzitin Belirtileri Nelerdir: Akut ve kronik sinüzitin belirtileri biribirinden farklıdır. Akut sinüzitte şikayetler daha şiddetlidir. Hastayı en çok rahatsız eden şikayetlerden biri ağrıdır. Bu hangi sinüsün iltihaplandığına göre baş ağrısı, yüz ağrısı, göz çevresinde ağrı şeklinde olur. Genellikle öne doğru eğilmekle artar. Ayrıca burun tıkanıklığı, burun akıntısı, koku duyusunda azalma, geniz akıntısı, ateş, çene ve dişlerde ağrı, ağız kokusu, burun kanaması, göz kapakları ve yüzde şişme gibi belirtiler olur. Öksürük hem akut hem de kronik sinüzitin belirtisidir. Kronik sinüzitte şikayetler daha uzun süreli olmasına rağmen daha hafiftir. Ağrı daha seyrek hatta bazen yoktur. Hastayı en çok geniz akıntısı ve buna bağlı boğaz ağrısı ve öksürük rahatsız eder. Bunun dışında yine burun tıkanıklığı, yüzde dolgunluk hissi ve ağız kokusu olur. Kronik sinüziti olan hastalar bazen akut dönemler yaşayabilirler.

Muayenede Ne Görülür: Sinüzitli bir hastanın muayenesinde en çok görülen bulgu, burun içinde iltihaplı akıntı, ödem, boğaza doğru akıntı ve yüzde hassasiyettir. Bu gibi bulguların görüldüğü ve sinüzitten şüphelenilen hastalara uygun tetkikler yapılır. Ancak hastanın muayenesinde çok belirgin bir bulgu olmadan da sinüzit olabileceği akılda tutulmalıdır.

Teşhis Nasıl Konur: Hastanın şikayetleri ve muayene bulgularına göre sinüzit düşünülse bile kesin teşhis radyolojik olarak yani çekilen filmlerle konur. Bunun için en çok çekilen film Waters filmi denilen ve daha çok maksiller sinüsü inceleyen bir filmdir. Diğer sinüsler içinde değişik açıdan çekilen filmler vardır. Ancak bu çekilen normal filmler pratikte faydalı olmasına rağmen yanılma payları az değildir. Bu amaçla özellikle tedaviye cevap vermeyen veya ameliyat düşünülen hastalarda mutlaka bilgisayarlı tomografi çekilmelidir. Bilgisayarlı tomografi burun içi ve sinüsler hakkında bize çok faydalı bilgiler vermektedir.

Sinüzitin Ne Gibi Tehlikeleri Vardır: Sinüzit uygun antibiyotik ve yardımcı ilaçlarla veya gerektiğinde ameliyatla tedavi edildiğinde ciddi problemlere yol açmayan bir hastalıktır. Ancak iltihabın yayılmasına bağlı bazı komplikasyonlar gelişebilir. Bunlardan en önemlileri iltihabın göz çukuru içine yayılması ve körlüğe kadar gidebilen hastalıklar, beyin zarına veya beyin içine yayılarak abse oluşması, iltihabın sinüs içinde abseleşmesi ve kemik iltihabı sayılabilir. Bu tür durumlar oluştuğunda tedavi daha ciddi yapılmalıdır ve ilaç tedavisiyle birlikte ameliyat gerektirir

Nasıl Korunabilirim: Hastaların sinüzit olmamak veya olunursa kolay tedavi edilebilmek için dikkat edebilecekleri birkaç şey vardır. Bunun için soğukta kalmamak, saçların ıslak kalmaması, yaşadıkları ortamın nemi ve ısısının uygun olması, sigaranın dumanında dahi kalınmaması,alerjiye yol açabilecek toz, duman veya diğer irritan maddelerden uzak kalınması gibi önlemler alınabilir.

Nasıl Tedavi Edilir: Sinüzit tedavisinde amaç bakterilerin yok edilmesi ve sinüslerin buruna açılan deliklerinin açılmasını sağlamaktır. Bu delikler açılmazsa sinüs iltihapları yok edilemez. Bakterilerin yok edilmesi antibiyotiklerle olur. En çok sinüzite sebep olan bakteriler hesaba katılarak antibiyotik seçilir. Antibiyotik seçimi için kültür ve antibiyogram yapılması çok seyrek başvurulan bir yöntemdir.

Antibiyotik tedavisi en az 10 gün hatta bazen 15-20 gün sürmelidir. Bunun dışında sinüs deliklerinin açılması için dekonjestan amaçlı kullanılan tablet ya da spreyler, ağrı kesiciler ve sinüzite yardımcı olan alerji gibi durumlar varsa bunlara uygun ilaçlar verilir. Dekonjestan spreyler 5 günden fazla kullanılmamalıdır. İlaçlara cevap alınmayan durumlarda sinüziti kolaylaştıran başka faktörlerin varlığı araştırılır ve uygun şekilde tedavi edilir. Ancak bazen ameliyat gerekebilir. Kronik sinüzitlerde de yine önce ilaç tedavisi uygulanabilir. Ancak sık sık alerji ya da kemik veya et gibi bir anatomik problem olduğu için ameliyatla tedavi gerekli olmaktadır.

Hangi Durumlarda Ameliyat Gerekli Olur: Akut sinüzitler genellikle ilaç tedavisine yanıt verdikleri için ameliyata nadiren ihtiyaç duyulur. Ancak kronik sinüzitlerde, burunda et veya kemik eğriliği ( deviasyon ) bulunması gibi durumlarda ya da komplikasyon gelişen vakalarda sinüzit ameliyatı gerekir.

Ameliyat Nasıl Yapılır: Sinüzit için yapılan ameliyatlar son yıllarda çok ilerlemiştir. Bu ilerlemenin en önemli sebebi endoskop denilen ve burun içine sokulan bir kamera aracılığı ile monitörden ameliyat yapmaya imkan veren cihazların kullanılmaya başlanmasıdır. Endoskopik yöntemle (görüntülü muayene ve ameliyat) hem burun içi gibi dar ve karanlık bir yerde çalışmak kolaylaşmaktadır hem de sinüzite yol açan asıl faktör düzeltilip diğer sağlam bölgelere dokunulmamaktadır.

Bu ameliyat hem lokal hem de genel anestezi ile yapılabilir. Ameliyatta en önemli amaç, sinüz ağızlarının açılmasını sağlamak ve sinüslerin içini temizlemektir. Genellikle sadece burun içinden girmek yeterlidir. Bazen maksiller sinüse girmek için dudak altından çalışmak gerekebilir. Bu yöntemle burun içindeki et, kemik eğriliği gibi diğer hastalıklar da tedavi edilebilmektedir. Ameliyattan sonra hekimin tercihine göre burun içine tampon konabilir.

Ameliyatın Ne Gibi Komplikasyonları Vardır : Anestezi komplikasyonları dışında endoskopik ameliyatta en sık görülen problem kanamadır. Bu bazen cerrahın çalışmasını engelleyecek kadar şiddetli olur ve ameliyatta asıl amaç kanamayı durdurmak haline gelir. Bunun dışında burun ve sinüslerin çevresinde önemli organlar bulunduğu için ciddi komplikasyonlar gelişebilir. Bunlar arasında göz çukuru içine girilerek göz küresi ve sinirinin zedelenmesi, beyin zarının delinerek beyin sıvısının burun içine akması, beyine giden büyük damarların yaralanması, beyin absesi gibi ciddi problemlerin yanı sıra bazı küçük ve daha sonra tedavi edilebilen komplikasyonlar da vardır.

Ameliyattan Sonra Nelere Dikkat Etmeliyim : Endoskopik yöntemle yapılan ameliyattan sonra en önemli konu pansumanların uygun yapılmasıdır. Sinüzit ameliyatında pansuman burun içinin uygun şekilde temizlenmesi anlamına gelir. Bunun için başlangıçta birkaç günde bir daha sonra daha seyrek olarak doktorunuza gitmeniz gerekecektir. Kaç günde bir temizlenmesi gerektiği ameliyatın seyrine ve doktorun tercihine göre değişir. Doktorunuz her pansumandan sonra bir sonraki görüşme zamanını söyleyecektir. Hasta kendisi burun içini serum fizyolojikle yıkayarak yapışma ve birikintileri önlemeye çalışabilir.

Ameliyattan Sonra Sinüzitim Tekrarlar mı : Endoskopik yöntemle ameliyat yapılmaya başlandıktan sonra sinüzitin tekrarlama oranı son derece düşmüştür. Ancak yine de özellikle alerjinin rol oynadığı sinüzitlerde tekrar problem oluşması görülebilir. Alerji toplumumuzda sanıldığından çok daha sık görülmektedir.


Kaynak:KBB Hastanesi
byz_qny - avatarı
byz_qny
Ziyaretçi
31 Mart 2012       Mesaj #10
byz_qny - avatarı
Ziyaretçi
Sinüzit nedir, nasıl oluşur?
Doğuştan sinüslerimiz var mı?
Sinüslerin içi ne ile döşelidir?
Sinüslerimiz ne işe yarar?
Sinüzit nedir, nasıl oluşur?

Sinüslerinizle ilgili ters gidebilecek şeyleri nasıl tedavi edeceğinizi öğrenmeden önce, sinüslerin ne olduğunu ve sağlıklı sinüslerin nasıl çalıştığını bilmeniz gerekir.
Sinüsler başımızda içi hava ile dolu boşluklardır. Bu boşluklar kendilerine ait kanallar vasıtası ile burun içine açılırlar. Burnumuzu eve benzetirsek evdeki odaları sinüse, odaların açıldığı antreyi de burun içi boşluğa benzetebiliriz. Tabiî ki odaların kapılarının karşılığı da sinüslerin kanalına karşılık gelecektir.
Burnumuzu eve benzettik. Sinüsleri de odalara. Peki, bu ev kaç odalı? Bu evin 8 tane odası var. 4 ü sağda 4'ü de solda. Yani dörder çiftten sekiz tane sinüsümüz var.
1) Etmoid (ethmoid) sinüsler gözlerinizin arasında burun köprünüzün arkasında kalan sinüslerdir. Gözümüzle komşuluk gösterir. Bu komşuluk nedeni ile etmoid sinüsünizde bir sorun olursa bunu gözünüzdede hissedersiniz. Bu sinüsün diğer sinüslerden farkı tek bir odacık olmayıp birbirinden ince kemik yapılarla ayrılan beş ila on odacıktan oluşmasıdır.
2) Maksiler sinüsler sağ ve sol yanağımızda bulunan sinüslerdir. Büyükçe bir kayısı büyüklüğündedirler. Bu sinüslerin alt komşusu üst dişlerimizdir. Rahatsızlığında dişlerimizdeki ağrı bu yüzdendir
3) Frontal sinüsler alnımızdaki sinüslerdir. Büyüklüğü kişiden kişiye değişir. Bazılarımızda hiç bulunmadığı gibi çok büyük hacimde olanlarda vardır. Büyük hacimli frontal sinüslere sahip olanların genellikle alınlarda büyüktür.
4) Sfenoid sinüsler kafatasının ortalarında yer alırlar. Aşağı yukarı burun giriş deliğimizin 8 cm kadar gerisindedir. Kritik bir konum ve komşuluğa sahiptir. Göz siniri ve şah damarla komşuluk gösterir.



Doğuştan sinüslerimiz var mıdır?
Frontal ve sfenoid sinüslere doğuştan sahip değiliz.10 ila 12 yaş arasında bu sinüsler gelişir. Maksiler ve etmoid sinüslere ise küçükte olsa doğuşta vardır.

Sinüslerin içi ne ile döşelidir?
Sinüslerin tüm duvarları mukoza dediğimiz ince bir zar tabakası ile örtülüdür. Bu mukozaya yakından baktığınızda yüzeyinin tamamen battaniye gibi zamksı bir madde ile örtüldüğünü görürsünüz. .Zamka benzeyen bu maddeye biz mukus deriz. Mukus sinüs içini nemli tutar ve bakterileri, yabancı parçacıkları yakalar ve sinüs içinden süpürür. Bunu süpürme işleminde mukusa yardımcı olan tüycükler vardır. Bu tüycükler hemen mukoza tabakasının altındadır. Çok hızlı titreşirler. Saniyede yaklaşık altı kez. Mukusu ve yakalanan parçacıkları sinüs içinden atmak üzere planlanmış genetik kodlara sahiptirler. Bu tüylere biz doktorlar Silya diyoruz. Silyaların yaptığı bu sürekli temizleme hareketleri çok önemlidir.Tüm sinüslerimizden ortalama günlük 1 su bardağı kadar mukus (zamksı madde) bu hareketler ile sinüslerden uzaklaştırılır.

Sinüslerimiz ne işe yarar?
Sinüsler vucut ağırlığımızın sekizde birini oluşturan başımızı hafifletir. Tat ve koku alma duyumuzu güçlendirir. Başımıza dışardan gelen darbelerde beynimizi ve gözümüzü korur. Sesimizin bize özgü rengini oluşturmaya yardım eder. Soluduğumuz havanın ısıtılıp nemlendirilmesine yardımcı olur.

Sinüzit nedir, nasıl oluşur?
Çok basit bir şekilde sinüslerimizin iltihaplanmasına sinüzit diyoruz. Sinüslerimizin iltihaplanmasına birçok faktör neden olabilir. Bu faktörleri üç kategoriye ayırabiliriz:
1) Yapısal sebepler, eğik burun orta bölmesi, kırık burun, polipler, tümörler,
2) Çevresel sebepler, sigara dumanı, soğuk algınlığı, alerjiler, kirli hava, kuru hava vs.
3) Doğuştan kaynaklanan sebepler, bağışıklık bozuklukları, astım trıadı.

Bu nedenler ne olursa olsun, çoğu durumda ortak tetikleyici duruma yol açmasıdır: Sinüslerin buruna açıldığı kanallar tıkanır. Kanallar tıkanınca sinüslerimizin ürettiği salgılar sinüs içine hapsolur. Sinüsün içi kendi ürettiği salgılar ile dolar. Tıkalı sinüsün bu ılık ve salgı ile dolu ortamı mikropların üremesi için mükemmel bir ortam oluşturur. Kısa zamanda birkaç bin, birkaç yüz bin ve nihayet milyonlarca bakteri oluşur. Artık kişi sinüzit olmuştur. Sinüslerin içi iltihabi sarı yeşil sıvılarla dolmuş ve bu sıvılar genzimize akmaya başlamıştır.





Sinüslerimizde bu olaylar olurken biz kendimizi nasıl hissederiz? Pek çok kişinin yaşayabileceği ilk üçlü ile başlayalım:
1) Burun tıkanıklığı: Aşırı burun akıntısı ve bu akıntının etkisi ile burun etleri ve zarlarındaki şişme sonucu burun tıkanır.
2) Baş ağrısı: Sinüzit ağrısı zonklayıcı tarzda sevimsiz bir ağrıdır. Bazen yüzde ağırlık hissi şeklinde de hissedilir. Ağrının yeri genelde iltihaplanan sinüse göredir. Diş ve yanaklarınız ağrıyorsa Maksiler sinüsleriniz ön planda hastadır. Alnınız ağrıyorsa Frontal sinüsleriniz hastadır. Gözlerinizin arası ve burun kökü ağrıyorsa Etmoid sinüsleriniz, gözünüzün arkası veya başınızın arkası ağrıyorsa Sfenoid sinüsleriniz hastadır.
3) Geniz Akıntısı: Bu akıntı genellikle sarı yeşil, yapışkan bir akıntıdır. Özellikle geceleri akıntı genizde kurur ve yapışır. Çıkarılması güçleşir. Akıntı yutulduğu zaman mide bulantısı yapabilir. Genze akan koyu akıntı bakteri ve atık doku içerdiğinden ötürü ağız kokusu yapabilir. Yine geriye akan akıntının etkisi ile boğaz ağrısı ve öksürük görülür. Burun tıkanıklığından kulaklarda etkilenirse kulakta dolgunluk hatda işitme azlığı bile görülebilir. Koku ve tat bozuklukları da sıklıkla görülebilir. Ateş ve yorgunluk da sıklıkla görülen bulgulardandır.
Son söz: SİNÜZİT HASTALARININ HER HASTADA OLAN ORTAK TEK BULGUSU YAŞAM KALİTESİNİN BOZULMASIDIR.

Benzer Konular

30 Ekim 2015 / gencosamsun Tıp Bilimleri
20 Aralık 2012 / Misafir Soru-Cevap
29 Mart 2012 / guluzar keloglu Soru-Cevap
8 Ekim 2010 / Misafir Soru-Cevap