Arama

Anka Kuşu

Güncelleme: 7 Haziran 2014 Gösterim: 132.924 Cevap: 6
KisukE UraharA - avatarı
KisukE UraharA
VIP !..............!
19 Mart 2007       Mesaj #1
KisukE UraharA - avatarı
VIP !..............!
Anka Kuşu nedir? Anka Kuşunun özellikleri nelerdir?

Sponsorlu Bağlantılar
zC3BCmrC3BCd20kuC59Fu

Rivayet olunur ki, kuşların hükümdarı olan Simurg Anka, Bilgi Ağacı'nın dallarında yaşar ve her şeyi bilirmiş...

Kuşlar Simurg’a inanır ve onun kendilerine kurtaracağını düşünürmüş. Kuşlar dünyasında her şey ters gittikçe onlar da Simurg’u bekler dururlarmış. Ne var ki, Simurg ortada görünmedikçe kuşkulanır olmuşlar ve sonunda umudu kesmişler.

Derken bir gün uzak bir ülkede bir kuş sürüsü Simurg’un kanadından bir tüy bulmuş. Simurg’un var olduğunu anlayan dünyadaki tüm kuşlar toplanmışlar ve hep birlikte Simurg’un huzuruna gidip yardım istemeye karar vermişler.

Ancak Simurg’un yuvası, etekleri bulutların üzerinde olan Kaf Dağı’nın tepesindeymiş. Oraya varmak için yedi dipsiz vadiyi aşmak gerekirmiş. Kuşlar, hep birlikte göğe doğru uçmaya başlamışlar. Yorulanlar ve düşenler olmuş.

Önce Bülbül geri dönmüş, güle olan aşkını hatırlayıp;

Papağan o güzelim tüylerini bahane etmiş (oysa tüyler yüzünden kafese kapatılırmış);

Kartal; yükseklerdeki krallığını bırakamamış;

Baykuş yıkıntılarını özlemiş,

Balıkçıl kuşu bataklığını.

Yedi vadi üzerinden uçtukça sayıları gittikçe azalmış.

Ve nihayet beş vadiden geçtikten sonra gelen Altıncı Vadi “şaşkınlık” ve sonuncusu Yedinci Vadi “yok oluş” ta bütün kuşlar umutlarını yitirmiş… Kaf Dağı’na vardıklarında geriye otuz kuş kalmış.

Simurg’un yuvasını bulunca öğrenmişler ki;

“SİMURG ANKA – Otuz Kuş” demekmiş.

Onların hepsi Simurg’muş. Her biri de Simurg’muş.

Simurg Anka’yı beklemekten vazgeçerek, şaşkınlık ve yok oluşu da yaşadıktan sonra bile uçmayı sürdürerek, kendi küllerimiz üzerinden yeniden doğabilmek için kendimizi yakmadıkça bataklığımızda, tüneklerimizde ve kafeslerimizde yaşamaktan kurtulamayacağız.

Şimdi kendi gökyüzünde uçmak zamanıdır…

Yazar: Ahmet Sabri AL

Tarih: 12.02.2005

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Son düzenleyen Mira; 7 Haziran 2014 14:46 Sebep: Güncellendi.
Biyografi Konusu: Anka Kuşu nereli hayatı kimdir.
HayLaZ61 - avatarı
HayLaZ61
VIP BuGS_BuNNY
25 Mart 2007       Mesaj #2
HayLaZ61 - avatarı
VIP BuGS_BuNNY
efsanevi bir dag olan kafdaginda yasadigi dusunulen, yuzu insan yuzune benzer, her hayvandan bir iz tasiyan rengarenk ve uzun tuylu uzun boyunlu masal kusu adi uzun boynu veya boynundaki halkadan gelir. dogu kulturlerinde anka, sirenk, simurg, zumrud, zumrud-i anka, tugrul, anka-yi mugrib, huma kusu diye adlari vardir bati dada phoenix adi ile bilinir

Sponsorlu Bağlantılar
daima tek basinadir ve erkektir bazi rivayetlerde sesinin guzel oldugu da soylenir

omrunun sonunda bahar agaci dallarindan yaptigi yuvasini atese vererek kendini yakar ve boylece yeni bir anka meydana gelir. yavru anka kuvvetlenince babasinin kullerini misirdaki heliopolise goturerek gunes sunagina birakir. bazen anka nin olmek icin misira geldigide soylenir
bu konuda cesitli rivayetler vardir

araplar arasinda anka hikayesi semender ile karistirilmistir. semender de bazen kus olarak tasvir edilir. anka, hiristiyanlikta yeniden dogusun sembolu haline gelmistir, iran efsanesinde anka'nin yerini simurg alir. seyhname'de simurgun uzun hikayeleri anlatilir ve tabii mevlana'nin mesnevi'sinde de gecer fakat simurg a verilen ilahi vazifelerle birlestirilmistir

bazi masallarda kiz ve erkek cocuklarini yiyen bir kus olarak anlatilir onun icin anka-yi mugrib(yok edici anka) da denmistir

Pirana Kovalayan Çılgın Hamsi...
educado - avatarı
educado
Ziyaretçi
24 Ağustos 2007       Mesaj #3
educado - avatarı
Ziyaretçi
ben 14 yıldır amatör olarak yazarım ve ınsanların ankaya olan özenını yazdım umarım beğenırsınız


BELKİ BİR GÜN DEN SON BÖLÜM
SON PERDE SON SAHNE ELVEDA
ANKA KUŞU OLMAKTIR HAYAT BAZEN



NEDEN YADA NİÇİN BELKİ, BELKİ BELKİDE BİR FIRTINA YARATMAK KENDİNCE KENDİ HAYATINDA, BELKİ ANKA KUŞUNA OLAN ÖZEN SİLİPTE GEÇMİŞİ YENİDEN YARATMAK GELECEĞİ, BELKİDE SADECE HAYALLERİNİN DIŞINDA HAYALLERİNDEN UZAKLAŞTIĞINI ALATMAK KENDİNCE, BELKİDE HARABE OLMAKTAN SIKILIPTA FIRTINA OLMAYA KARAR VERMEKTİR GEÇMİŞİ SİLMNİN NEDENİ.
AMA BİLDİĞİM TEK BİRŞEY VAR BU YATATTA BAZEN ANKA KUŞU OLMAYI GEREKTİRİ HAYAT, GEÇMİŞİ SİLERSİN ÇÜNKÜ GEÇMİŞ SANA AYIT DEĞİLDİR O ZAMAN O GEÇMİŞİN GELECEĞİ HİÇ SANA AYIT OLAMAZ OZAMAN.ASLINDA YAŞADIĞIN GEÇMİŞİN SANA AYIT OLMADIĞINI ANLARSIN VE TÜM HERŞEYİNLE YAŞADIĞIN VEYA YAŞAYACAĞIN TÜM HAYATINLA BERABER ATLARSIN ATEŞİN İÇİNE YENİDEN DİRİLMEK İÇİN BU HAYATTA BELKİ EN BÜYÜK HATAYI YAPARSIN BELKIDE BİR DÖNÜM NOKTASI OLUR BU YAPTIĞIN İNTİHAR SENİN BUNU O AN ANLAYAMAYACAĞIN HAYATIN TEKENDİSİ KADAR GERÇEKTİR SENİ BİRAZ KORKUTSADA AMA İLERDE BİR GÜN KEŞKE YAPSAYDIM DEMENDEN YADA BİR ÖMÜR BOYU SANA AYİT OLMAYAN HAYATI YAŞAMANDAN DAHA İYİDİR BU İKİ OLSALIĞI GÖZE ALMAK SENIN İÇİN MAZİN GELİR GÖZLERİN ÖNÜNENE ATEŞE ATLAMADAN MUTLU DEDİĞİN BAZI ANILAR SENIN MUTLU OLDUĞUN ANLAR VE BAZI HÜZÜNLER GELİR GELİNCE GÖZLERİNE HÜZÜN KALBİNE TUHAF BİR MUTLULUK VEREN O ANLAR BİR İKİ DAMLAGÖZ YAŞI OLUR GÖZLERININ PINARINDA DAMLAR BİR İKİSİ O PINARDAN YAVAŞCA YANAĞINI OKŞAYARAK İNER DUDAKLARINA KADAR O AN HİÇ İSTEMEDİĞİN KADAR YANLIZLIĞI İSTERSİN KENDİNCE HEMEN BİR DUVAR KÖŞESİ AKLINA GELİR AĞLAMAK İÇİN KİMSELERİN SENI GÖRMEYECEĞİ DURURSUN BİRAZ BELKİ BİR İKİ ESKİ DOST GELİR AKLINA SENIN İÇİN DEĞERİ OLAN DEĞERDEN ÇOK ÖNEMİ OLAN VE TEK BİR ŞEY VARDIR O AN AKLINDA NE OLURSA OLSUN GELECEK İÇİN YADA BİR İKİ HAYALININ KIRINTISINA ULAŞMAK İÇİN MECUBURSUNDUR ANKA KUŞU OLMAYA HERŞEYINLE BERABER BİRERSİN ATEŞE O AN DAN SONRA GÖRSENDE ESKİ DOSLARI BİR MAHÇUPLUK VARDIR HER İKİ GÖZDE BİR BİRİNE BAKAMAYACAKKADAR BİR MAHÇUPLUK VE HER İKİ GÖNÜLDEN BİR TEK ŞEY GEÇER BİR ŞEY SÖYLE BANA SANA CEVABINI VEREBİLECEĞİM SENINLER KONUŞABİLECEĞİM .GARİP BİR AŞKTIR BELKİDE O ANDA GEÇEN GÖNÜLDEN HİÇ BİR KIZA VEYA ERKEĞE DUYULMAMIŞ GARİP AŞK VE EN BÜYÜK AŞK DOSTA OLAN AŞK VE HER İKİ KİŞİDE BİLİR ARTIK BU AŞKTA OYNANNAN SON PERDE ELVADADIR SAHNELENENEN.
AMA SUSAR SİZ SİZ OLUN EĞER BİR GÜN ANKA KUŞUNA ÖZENİRSENİZ YADA BİR DOSTUNUZ ÖZENİRSE ONUNLA BİR İKİ KELİME KONUŞMAK İÇİN ONUN BİR ŞEY SÖYLEMESİNİ BEKLEMEYİN

DİAYPİ’DEN
POYRAZ
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
BYAYD SPEOPLE - avatarı
BYAYD SPEOPLE
Ziyaretçi
5 Mayıs 2008       Mesaj #4
BYAYD SPEOPLE - avatarı
Ziyaretçi
Anka Kuşu...


Bir çok öyküde kahraman, bir çok milletin çocuklarına masal, edebiyatına konu, mitolojisinde bir unsur olmuş kuş. Aynı zamanda bir takım yıldızın ismi. İlginizi çekermi, bilmem. Lakin bir kaç kaynağı araştırdım, birisini tercüme etmeye çalıştım resmen ki yazacak bir kaç şey olsun elimde diye..
th Crimson Phoenix by Angeliq

Yunan Mitolojisinde Anka Kuşu (Phoenix)
Yıldızın Hikayesi: Mitolojik kuş Anka Kuşu’nun (Phoenix) boynundaki bir yıldız. Anka’nın Arapçadaki karşılığı Al-’Anqa’. Aynı zamanda Na’ir al Zaurak (Bright One in the Boat) olarakda anılır. [Alpha, kappa, mu, beta, nu ve gamma Ankaa güneye doğru bir bot şekli çizecek şekilde kıvrılan, takım yıldız) Phoenix kelimesinin “Phoenicia” kelimesinden geldiği rivayet edilir. Phoenicia’lılar (Türkçede Fenike olarak geçer) denizcilikle uğraşan insanlardı ve sembolleri olarak bir bot uygun olur.]
El Sufi bir diğer isimden söz etmektedir - Al Ri’al “Genç Devekuşları” - kullandığı terimler Al Nahr; Nehir, olarak bilinen yıldızların bir kısmına işaret etmektedir ki Anka kuşumuzun o zamandan Arap gökbilimciler tarafından kullanıldığını görebiliriz.
Mısırlılara bakacak olursak Mısırlılar bu sembolü Bennu olarak bilirlerdi ve paralarında kullandıkları bir semboldü. Onlar için Bennu ölümsüzlüğün bir sembolüydü.
Alevler: Mitolojideki Anka Kuşunun 500 ila 1000 yıl arasında yaşadığı rivayet edilir. Yaşamının sonuna doğru yuvasına yahut bir cenaze ateşine yerleşir
ve güneş doruk noktasına ulaştığı vakit güneş ışınlarının artan ısısı yuvayı tutuştur ve Anka bu alevlerde yok olurdu. Bir başka hikayeye göre ise Anka kuşu bir kayaya gagası ile vurarak kıvılcım çıkmana neden olur, bu esnada kanatlarını yelpaze gibi kullanarak kıvılcımın ateşe dönüşmesini sağlar ve yanar. Tamamen küle dönüştükten üç gün sonra ise küllerinden yeni anka kuşunu oluşturacak yeni bir canlı doğar.
İlişkilendirilmiş kelimeler: Yunancada phoinós (kırmızı, yahut kızıl kan), Phoeno (Mor, Anka kuşunun Mor olduğu rivayet edilir), Phonós (Cinayet), kelimeleri ve Porphyry (Latincede Mor anlamına gelen kristal bir kaya) kelimeleri Anka ile ilişkilendirilmişlerdir. Mısırlıların sembolü olan ve “yaşamın sembolü” olarak nitelendirilen haç ve yıldız olan Ankaa ilede bağlantılı olduğu söylenmektedir.
American Heritage Dictionary’ye göre Phoenix: “Aşılamayacak bir mükemmelliğe yada güzelliğe sahip bir kişi yada eşyanın en kusursuz örneği” Encarta’ya göre “En yüksek mertebedeki güzel, ender yada eşsiz kişi yada eşya”. Bir işlemin kusursuzca bitişi. Aynı zamanda Taoistlerin “Zincifre Kuşu” olarak isimlendirdiği Bıldırcında Anka gibi ateşin kuşu olması nedeniyle Anka ile ilişkilendirilmektedir.
th 09 phoenix
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
8 Mayıs 2011       Mesaj #5
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi

Anka Kuşu

Yüzü insana benzeyen, çok iri, tüyleri altın sarısı ve yeşil olarak tasarlanan bir efsane kuşu.

Eskiden Mısır'da insanlar arasında yaşarmış. Çok oburmuş, insan eti de yermiş. Bir ara çocukları kaçırıp yemeye başladığından, çağın peygamberinin Tanrı'dan af dilemesi üzerine Kafdağı'na sürülmüş. Şimdi orada yarı aç yarı tok yaşıyormuş. Bu nedenle divan edebiyatında azla yetinme (kanaat) simgesi olarak kullanılırdı. Masallarımızda zümrüdüanka adıyla anılan bu kuş, sevgilisini ya da başka bir şey aramak üzere uzak ülkelere gitmek zorunda kalan kimseleri sırtında uçurup istediği yere ileten bir hayvan olarak anlatılır. İran efsanelerinde simurg adıyla anılan kuşa benzemekle birlikte eylemleri bakımından, ondan farklıdır. Ancak divan edebiyatında anka yerine simurgun kullanıldığı da olmuştur.

MsXLabs.org & Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
buz perisi - avatarı
buz perisi
VIP Lethe
3 Şubat 2012       Mesaj #6
buz perisi - avatarı
VIP Lethe
Anka edebiyat ve tasavvufta yer alan efsanevi kuş. Arapların anka, İranlıların simurg adını verdikleri kuş, Türkçede her iki şekliyle birlikte zümrüdüanka ve hüma yahud umay olarak adlandırılır. Efsanelere göre Kafdağı’nın tepesinde direkleri abanoz, sandal ve öd ağacından yapılmış köşke benzer bir yuvada yaşar. Başı, yassı burunlu yırtıcı bir hayvan başı gibidir. Cüssesi çok büyük olup, uçtuğu zaman hava kararır. Uçarken sel sesine veya gök gürültüsüne benzer sesler çıkarır. Göz kamaştırıcı bir parlaklığa sahiptir. İnsan gibi konuşur ve düşünür. Bilgisi ve hünerleri çok fazladır. Tüyleri ile yaraları iyi eder. Efsanelerde merhametli oluşuyla bilinen iyi kalpli ankanın yanısıra, canavar tabiatlı ikinci bir anka da vardır.

Anka, tasavvuf ve edebiyatta değişik manalarda kullanılmıştır. Tasavvufta, ankanın efsanevi özelliklerinden istifade edilerek bazı tasavvufi görüşler temsili olarak onunla anlatılmıştır. Anka tabirinin tasavvufa yerleşmesini Mantık-ut-Tayr adlı eserinde geniş olarak ele alan Feridüddin-i Atar sağlamıştır. Ona göre anka birlik-çokluk gibi iki zıt kavramı ifade eder. İbn-i Arabi ise ankayı bir toz yığını ve zerrecikleri olarak düşünmektedir.

Arap, Fars ve Türk edebiyatlarında anka, efsanevi özellikleri ve değişik adlarıyla çeşitli teşbih, mecaz ve mazmunlar halinde geniş kullanma sahasına sahiptir. Özellikle divan edebiyatının manzum ve mensur metinlerinde iyi özellikleri ile zikredilir. Renkli tüyleriyle bir cennet kuşu kabul edilerek zümrüdüanka diye bahsedilmiştir. Yükseklerde uçması ve kolay avlanamayışı yüzünden ulaşılması çok zor durumları ifade etmek için kullanılmıştır. Sevgili, adı herkes tarafından iyi bilindiği halde, kendisini görenin olmaması, gözle görülmeyişi veya ona ulaşma zorluğu sebepleriyle ankaya benzetilmiştir. Onun aşığa iltifat etmesi ve yakınlık göstermesi ise aşığın başına “devlet kuşu” konması olarak kabul edilmiştir.

Ankanın en meşhur özelliği, kimseye muhtaç olmadan kendi başına yaşadığı için kanaati temsil etmesidir. Bu yüzden kanaat sahiplerine “ankameşreb” veya “ankatabiat” denir. Yine bu özelliği sebebiyle kimseden birşey beklemeden darda kalan herkese yardım eden bir varlık hüviyeti kazanmıştır.

Anka, tekke edebiyatında da çeşitli mazmunlar halinde geniş olarak yer alır. Halk hikaye ve masallarında zümrüdüanka adıyla, masal kahramanlarına yardım eden bir kuş olarak rastlanır.

Huma kuşu yükseklerden seslenir;Sen ağlama ala gözler ıslanır.Anka, birçok tradisyonda yer alan efsanevi kuşunFarsça'daki adlarından biridir.
Eski Yunan mitolojisinde "Phoenix", Arap tradisyonunda "Anka", Çin'de "Tanniao" ve kimi tradisyonlarda "Homa" ya da "Rokh" adını alır.


Simurg (Simorgh), İran tradisyonunda insan dili bilen, mesajcı, sırdaş, hikmet sahibi, mükemmel bir kuştur. Kahramanları taşır, uzak mesafelere yolculuk yaptırır ve yakıp kendisini tekrar çağırabilsinler diye onlara kendi tüylerinden birkaç tane bırakır.

Arap tradisyonuna göre bu kuş, efsanevi Kaf Dağı'nın üzerindedir; Yunan mitolojisine göre öldükten sonra küllerinden doğan harika bir kuştur; Taoizm'de ise ölümsüzlüğün sembolüdür.

Sufi Ferideddin Attar, efsane ve masallardaki bu kuştan "kendini aramanın sembolü" olarak söz eder; masallardaki kahraman, sonunda, uzaklarda aradığı şeyin aslında çok yakınında olduğunu, yani kendisinde veya kendi içinde olduğunu idrak eder. Bu, "kendini bilme" sembolizmi, inisiyatik ifadelerle, inisiyatik ölüm ve başkalaşım geçirerek yeniden doğuş, mistisizmdeki ifadelerle, "uyanma, aydınlanma, kurtulma" olarak ifade edilir.

Kısaca, Simurg Kuşu, bir tekamül hedefinin sembolüdür ki, bu hedef ezoterik bilgilerde nefsaniyetini tümüyle alt etme ve 'Dünya gezegeni okulu' ndan mezun olacak düzeye gelme olarak ifade edilir.

Kimi yazarlar Hindu tradisyonundaki Garuda ve


Eski Mısır tradisyonundaki "Bennu" kuşunu Simurg ile bir tutarlarsa da, bu kuş Simurg (Anka) Kuşu'ndan çok farklı niteliklere sahip olarak betimlenir ve daha farklı anlamlara gelir.

Anka Kuşu'nun hikayesi

Rivayet olunur ki, kuşların hükümdarı olan Simurg Anka, Bilgi Ağacının dallarında yaşar ve her şeyi bilirmiş. Kuşlar Simurg'a inanır ve onun kendilerini kurtaracağını düşünürmüş. Kuşlar dünyasında her şey ters gittikçe onlar da Simurg'u bekler dururlarmış. Ne var ki, Simurg ortada görünmedikçe kuşkulanır olmuşlar ve sonunda umudu kesmişler. Derken bir gün uzak bir ülkede bir kuş sürüsü Simurg'un kanadından bir tüy bulmuş.

Simurg'un var olduğunu anlayan dünyadaki tüm kuşlar toplanmışlar ve hep birlikte Simurg'un huzuruna gidip yardım istemeye karar vermişler. Ancak Simurg'un yuvası, etekleri bulutların üzerinde olan Kaf Dağının tepesindeymiş. Oraya varmak için yedi dipsiz vadiyi aşmak gerekirmiş. Kuşlar, hep birlikte göğe doğru uçmaya başlamışlar.Yorulanlar ve düşenler olmuş.Önce Bülbül geri dönmüş, güle olan aşkını hatırlayıp; papağan o güzelim tüylerini bahane etmiş(oysa tüyleri yüzünden kafese kapatılırmış); kartal; yükseklerdeki krallığını bırakamamış; baykuş yıkıntılarını özlemiş, balıkçıl kil bataklığını. Yedi vadi üzerinden uçtukça sayıları gittikçe azalmış. Altıncı Vadi "şaşkınlık", yedinci vadi "yokoluş" vadisiymiş. Kaf Dağına vardıklarında geriye otuz kuş kalmış.Simurg'un yuvasını bulunca öğrenmişler ki "Simurg Anka", "Otuz Kuş" demekmiş. Onların hepsi Simurg'mus. Her biri de "Simurg"muş...


BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
In science we trust.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
15 Mayıs 2013       Mesaj #7
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Simurg
Simurg veya bir diğer ismiyle Zümrüdü Anka efsanevi bir kuştur. Pers mitolojisi kaynaklı olsa da zamanla diğer Doğu mitoloji ve efsanelerinde de yer edinmiştir.
Mistik kuş Simurg Fars sanatında kuş şeklinde, kanatlı dev bir yaratık olarak resmedilmiştir. Zaman zaman köpek başına ve aslan pençelerine sahip bir tavus kuşu olarak da resmedilmiştir. Bazen insan yüzü ile de resmedildiği olmuştur. Bir bölümü memeli olduğu için yavrularını emzirirdi. Yılanlara karşı bir düşmanlığı vardı ve yaşadığı yer fazlasıyla sulaktı. Bir antik İran tanımında Simurg'un kendisini alevlerle kaplayana kadar 1700 yıl yaşar, daha sonraki tanım ve kayıtlarda ise onun ölümsüz olduğu ve Bilgi Ağacı'nda bir yuvası olduğundan bahsedilmiştir.
İran efsanesine göre, bu kuş o kadar yaşlıdır ki dünyanın yıkılışına üç kez tanık olmuştur. Tüm bu zaman boyunca, Simurg o kadar çok öğrenmiştir ki tüm zamanların bilgisine sahip olmuştur.
Sasani Persler Simurg'un yere bereket bahşedeceğine ve dünya ile göğün arasındaki birliği sağlayacağına inanırlardı. Yaşam ağacı, Gaokerena'da tünediğine ve her türlü şeytani şeyi tedavi eden, düzelten kutsal Haoma bitkisinin yöresinde yaşadığına inanılırdı. Daha sonraki İran geleneklerinde Simurg ilahiliğin bir sembolü haline gelmiştir. Ayrıca, Sên-Murv/Simurg Pers edebiyatında Homâ olarak tanımlanmış, Arapça'ya ise Rukh olarak girmiştir.
Simurg uçuşa kalktığında, bilgi ağacının yaprakları titrer her bitkinin tohumlarının dökülmesine neden olurdu. Bu tohumlar dünyanın her yanına dağılır gelmiş geçmiş her bitki çeşidinin kök almasını sağlar ve böylece de (bu bitkiler yoluyla) insanoğlunun tüm hastalıklarını tedavi ederler. Simurg'un tüylerinin bakır renginde olduğu söylenmiştir. Her ne kadar başlarda bir köpek-kuş olarak tasvir edilse de, daha sonraları sıklıkla bir insan veya köpeğin başıyla gösterilmiştir. Onun iyilik sever bir doğası olduğu ve kanatlarının bir dokunuşunun her türlü hastalık veya yarayı tedavi edeceğine inanılırdı.

Benzer Konular

20 Nisan 2009 / careless_WhispeR Müzik ww
6 Ekim 2012 / Ziyaretçi Soru-Cevap
6 Ekim 2013 / Intersect X-Sözlük