Arama

Kivi (Apteryx sp.)

Güncelleme: 26 Mayıs 2010 Gösterim: 6.448 Cevap: 1
TiglonBoYs - avatarı
TiglonBoYs
Ziyaretçi
22 Temmuz 2008       Mesaj #1
TiglonBoYs - avatarı
Ziyaretçi
Kivi (Apteryx sp.)

Sponsorlu Bağlantılar
Yalnızca Yeni Zelanda'da yaşayan ve Yeni Zelanda'nın simgelerinden olan kiviler uçamayan kuşlardır ve çoğu kivi türünün de soyu tükenme tehlikesiyle karşı karşıyadır.

ef2f292b 6d1d 4c36 b58b 21ad0956d97e 9b5de6cf af9c 4519 ad29 c32de47c66e4Türler

Günümüzde kabul görmekte olan beş kivi türü aşağıda sıralanmıştır. Bunlardan Tokoeka (Apteryx australis)'in 4 alt türü olduğu düşünülmektedir. Ayrıca, altıncı bir tür de resmen tanımlanmayı beklemektedir.

Apteryx australis - Tokoeka
Apteryx haastii - Benekli büyük kivi
Apteryx mantelli - Kuzey Adası kahverengi kivisi
Apteryx owenii - Benekli küçük kivi
Apteryx rowi - Okarito kahverengi kivisi

Son düzenleyen asla_asla_deme; 26 Mayıs 2010 19:28
middnight2006 - avatarı
middnight2006
Ziyaretçi
24 Temmuz 2008       Mesaj #2
middnight2006 - avatarı
Ziyaretçi
fileasp?FileID3163

Sponsorlu Bağlantılar


İnsanlar Yeni Zelanda’yı oluşturan uzak adaları keşfettiği bin yıldan beri yöreye özgü kuş türlerinden dörtte üçünün nesli tükendi ve yakın zamanlara kadar ulusal simge olan kivi de aynı kaderi paylaşacak gibi görünüyordu. Ama başlamış olan bir proje, bu boncuk gözlü, uçamayan kuşu felaketin eşiğinden döndürme umudu taşıyor.

Kivi sayısı geçtiğimiz yüzyıl boyunca hızla azaldı. Bunda habitatın küçülmesi ve yeni yırtıcı hayvan topluluklarının artması etkili oldu.

1840’ta Avrupalı yerleşimciler geldiğinde adada 5 milyon kadar kiwi bulunduğu tahmin ediliyor ve şimdiki kivi nüfusu 75.000’e kadar gerilemiş bulunuyor.

“Bunun sebebi insanlar ve buraya getirilen yırtıcılar, dağ gelincikleri, kakımlar, köpekler ve kediler” diyor Willowbank Yabanıl Yaşam Bölgesi yöneticisi Jeremy Maguire ve ekliyor: “Kiviler azalmakta olan bir tür ve bu hızda gidecek olurlarsa yok olacaklar.”

Kivinin beş türü bulunuyor. Kivi, Yeni Zelanda’da artık soyu tükenmiş olan moa’nın uçamayan, daha küçük ve gececil akrabası. Emu ve devekuşu kivinin daha uzak akrabaları. Bütün kivi türleri az ya da çok tehdit altında. Kivinin diğer türü olan rovi sayısının 250’ye kadar düştüğü sanılıyor.

Görece yakın zamanlara kadar Yeni Zelanda’da hemen hiç memeli bulunmadığı için buradaki kuşlar rahatlıkla yerin üzerinde yaşayabiliyordu.

20 yıldır kiviler üzerine çalışan John McLennan şöyle diyor: “Bizim durumumuzda sahne görkemli bir trajedi için kurulmuş. Çünkü, burası kuşlar ve omurgasızlar adasıydı ve buradaki tek yerli memeli yarasalardır. Ve memeliye benzer hale gelen kuşlarımız vardı, bu yüzden gerçek memelilerle burun buruna geldiklerinde, sonuç felaketten başka bir şey değildi.”

McLennan kivi sayısının türüne göre yılda yüzde 2 ila yüzde 5 arasında azaldığını tahmin ediyor. Save the Kiwi adlı kar amacı gütmeyen örgütün yöneticisi olan McLennan “Uçamayan kuşlarımız büyük bir darbe aldı” diyor.

Ama kivi hayatta kaldı.

Kivi kuşları keskin bir koku alma duyusu olan böcek yiyiciler ve uçamadıkları için tüyleri geleneksel kuş tüylerinden çok kıla benziyor. Genellikle içi boş kemiklere sahip olan kuşların tersine kemikleri memelilerde olduğu gibi ilikle dolu.

İnsanlar 1000 yıl kadar önce diğer Güney Pasifik topraklarından buraya geldiklerinde ormanları temizlemek için yangın çıkarma yolunu kullandılar. Bu, bugüne kadar süren kivi habitatındaki erozyonun başlangıcı oldu.

Ve Avrupalılar geldiğinde, başka hayvanlar getirdiler. Ve bu hayvanlar bugün en büyük tehdidi oluşturuyorlar. Kiviler ormanlık bir çevrede gelişmişlerdir ve burada çeşitli kartallar bir yana bırakılacak olursa pek az yırtıcı bulunuyordu. Kivi kuşları yerdeki oyuklara yuva yapıyorlar ve bu da onları özellikle dört ayaklı etoburlara karşı savunmasız kılıyor.

Yetişkin kiviler en az 1 kilo kadar ve kendilerini pek çok küçük yırtıcıya karşı savunabiliyorlar. Ama genç kiviler oldukça savunmasız. kiwi bird big 2

Araştırmalar gösteriyor ki yabanıl ortamda 20 kividen 19’u bir yaşından önce ölüyor. Bunun başlıca sorumlusu kakımlar. Daha önce adaya getirilmiş olan tavşan nüfusunu kontrol altına almak için sonradan adaya getirilen kakımlar, tavşan sayısını azaltma konusunda başarısız olmuşlardı.

Yeni Zelanda Koruma Departmanı ve kivilere yardım eden diğer gruplar yırtıcıları kontrol altına almak için tuzak ve zehir kullanıyorlar ama bu pahalı ve kesin sonuç vermeyen bir çözüm. Bu yüzden Yeni Zelanda devlet kurumlarından, yerel topluluklardan, Save the Kiwi gibi gönüllü kuruluşlardan ve Willowbank rezervi gibi üretme hizmetleri sunan ticari faaliyetlerle bir ortaklık peşinde.

Bunlar Fol Operasyonu adı verilen bir plan geliştirdiler. Bu, düşünce olarak basit ama uygulanması zor bir plan.

Yumurtalar yabanıl ortamdaki yuvalarından alınıyor ve Willowbank gibi yerlerde kuluçkaya yatırılıyor. Yeni yumurtadan çıkmış civcivler yırtıcıların bulunmadığı korunmuş alanlara götürülüyorlar ve burada kendilerini korumak için yeterince büyüyünceye kadar bir yıl boyunca tutuluyorlar. Sonra yumurtalarının bulunduğu yere geri bırakılıyorlar.

Program 1994’te başladı, ama süreci kusurlaştırmak zaman aldı. Önümüzdeki yılın başında bininci civciv yumurtadan çıktığında bir kilometre taşının geçileceği umuluyor.

Yabanıl hayata geri döndürülen her kivi 2,750 dolara mal oluyor, bu da her şeyden önce yumurtaları bulmanın zorluğundan kaynaklanıyor.

Geri kalan kiviler Yeni Zelanda’nın uzak köşelerinde yaşama eğilimindeler ve yaşam boyu tekeşli kalan her kuş çifti 5 ila 40 hektar alanlık bir bölgede yaşıyor. Bu da bir hileye başvurmaksızın yuvaları bulmayı olanaksız kılıyor. Yumurta toplayıcılar erkek bir kivinin sesini taklit edebilen bir “kivi çağırıcı” ile dolaşıyorlar. Kuluçkaya erkek kiviler yatıyor, çünkü vücutlarının yüzde 30’u büyüklüğünde yumurta yumurtlayan dişi kivilerin iyileşebilmeleri zaman alıyor.

Erkek kiviler bölgelerine çok sahip çıkıyorlar ve bu yüzden de davetsiz misafirleri kovalamak için ortaya çıkıyorlar ve böylece yumurta toplayıcılar onları yuvalarına kadar izleyebiliyor. Ama yumurta avı kivilerin güçlü hafızalarıyla güçleşiyor. Kiviler ikinci kez tuzağa düşmeme eğilimindeler. Yumurta toplayıcılar daha önce kandırılmış olan kuşların, çalılıklardan ortaya çıkmadan önce davetsiz misafirlerin gerçekten kivi olup olmadıklarını anlamak için keskin koku alma duyularına başvurduklarını söylüyorlar.

Yavaş bir başlangıçtan sonra Yumurta Operasyonu ivme kazanıyor. Başarı oranı yükseliyor ve benzer programlar başlıyor. 1000 civcive ulaşmak 10 yıl aldı ama 2000 civcive birkaç yıl içerisinde ulaşmak mümkün olacakmış gibi gözüküyor.

Son düzenleyen asla_asla_deme; 26 Mayıs 2010 19:28

Benzer Konular

14 Kasım 2009 / GÜLGECELER Ziraat
7 Mayıs 2011 / dfgxdhxdx Soru-Cevap
1 Mart 2013 / Misafir Soru-Cevap
6 Aralık 2009 / Misafir Taslak Konular
16 Mayıs 2013 / _EKSELANS_ Zooloji