Arama

Örümcek (Araneae)

Güncelleme: 9 Aralık 2018 Gösterim: 21.096 Cevap: 7
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
7 Kasım 2005       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Araignee 3

Filogenetik Sınıflandırma

Sponsorlu Bağlantılar

Genel Örümcek Familyaları

Regnum (Alem) :
Animalia (Hayvanlar Alemi)
Subregnum (Altalem) :
Metazoa (Çokhücreli hayvanlar)
Filum (Şube) :
Arthropoda ( Eklembacaklılar)
Subphylum (Altşube) :
Chelicerata (Keliserliler)
Classis (Sınıf) :
Arachnida (Örümcekgiller)
Ordo (Takım) :
Araneida (Örümcekler)
Suborder I (Alttakım) :
Mesothelae
Suborder II (Alttakım) :
Orthognatha (Mygalomorphae, primitivespiders)
Suborder III (Alttakım) :
Labidognatha (Aranaeomorphae, modernspiders)
  • Suborder I (AltTakım) : Mesothelae
Familia : Lishistidae
  • Suborder II (AltTakım) : Orthognatha (Mygalomorphae, primitive spiders)
Familia : Antrodiaetidae (Foldingdoor spiders)
Familia : Atypidae
(Purseweb spiders)
Familia :
Aviculariidae (Kuş Örümcekleri)
Familia :
Ctenizidae (Trapdoor spiders)
Familia :
Cyrtaucheniidae
Familia :
Dipluridae
Familia :
Mecicobothriidae
Familia :
Nemesidae
Familia :
Theraposidae
  • Suborder III (AltTakım) : Labidognatha (Aranaeomorphae, modern spiders)
  • Cribellatae (Kribelluma ve kalamistruma sahiptirler.
Familia : Amaurobidae(Funnel {hackledmesh}weavers) (Dantel ağ örümcekleri)
Familia :
Eresidae(Lady bird spiders)
Familia :
Uloboridae (Cribellat orb spiders {Hackled orbweavers})
Familia :
Dictynidae (Küçük kribellat örümcekler {meshweb weavers}) (Örgücü örümcekler)
Familia :
Oecobiidae(Rondkop spiders {flatmesh weavers})
Ecribellatae
(Kribellumu ve kalamistrumu olmayan örümcekler.)
  • Haplogynae (Altı Gözlü Örümcekler)
Familia : Dysderidae(Cell spiders)
Familia :
Scytodidae(Spittig spiders)
Familia :
Oonopidae (Dwarfcel spiders {Dwarf sixeyed spiders})
Familia :
Segestriidae (Six-eyed spiders {Segestriids})
  • Entelegynae (Sekiz gözlü Örümcekler)
Familia : Agelenidae(Funnel weavers, house spiders)
Familia :
Anapidae
Familia :
Anyphanidae (Sac {ghost}spiders)
Familia : Araneidae
(Orb web spiders) (Tekerlek ağ örümcekleri)
Familia : Argiopidae
Familia :
Argyronetidae (Water spiders)
Familia :
Caponiidae
Familia :
Clubionidae (Sac spiders) (Dökülmüş yaprak örümcekleri)
Familia :
Corinnidae (Antmimic spiders)
Familia :
Ctenidae (Wandering spiders)
Familia :
Cybaeidae
Familia :
Deinopidae
Familia :
Desidae
Familia :
Digueidae
Familia :
Erigonidae (Dwarf spiders)
Familia : Gnaphosidae
(Ground spiders) (Yer düz karınlı örümcekleri)
Familia :
Hahnidae (Dwarf funnel spiders)
Familia :
Hersiliidae
Familia :
Heteropodidae (Hunt crap spiders {Giant crab spiders})
Familia :
Homalonychidae
Familia :
Hypochilidae
Familia :
Leptonetidae
Familia :
Linyphidae(Sheet web spiders {Dwarf weavers}) (Bodur örümceklerdir)
Familia :
Liocranidae
Familia :
Lycosidae(Wolf spiders) (Kurt örümcekleri)
Familia :
Metidae (Orb stretch spiders) (Küre ağ örümcekleri)
Familia :
Mimetidae (Pirate spiders )
Familia :
Miturgidae
Familia :
Mysmenidae (Dwarf cobweb spiders)
Familia :
Nesticidae (cave cobweb spiders)
Familia :
Ochyroceratidae
Familia :
Oxyopidae (Lynx spiders)
Familia : Palpimanidae
(Otiothopinae)
Familia : Philodromidae
(Running crab spiders) (Koşucu örümcekler)
Familia : Pholcidae
(Daddy longleg spiders)
Familia :
Pimoidae
Familia : Pisauridae
(Big wolf spiders {Nursery web spiders}) (Yer avcı örümcekleri)
Familia :
Plectreuridae
Familia :
Prodiomiidae
Familia :
Salticidae(Jumping spiders) (Sıçrayıcı örümcekler)
Familia :
Selenopidae
Familia :
Sicariidae (Violin spider {recluse spiders})
Familia :
Sicreiidae
Familia :
Sparassidae
Familia :
Symphytognathidae
Familia :
Telemidae
Familia :
Tengelliidae
Familia : Tetragnathidae
(Stretch spiders {Long-jawed orb weavers}) (Uzun çeneli örümcekler)
Familia :
Theridiidae(Cobweb weavers) (Tarak ayaklı örümcekler)
Familia :
Theridiosomatidae (Ray spiders {Ray orbweavers})
Familia :
Thomisidae(Crap spiders) (Yengeç örümcekler)
Familia :
Titanoecidae (Titanoecids)
Familia :
Trechaleidae
Familia : Zodaridae
Familia :
Zoridae (Zorids) (Hayalet örümcekler)
Familia :
Zorocratidae
Familia :
Zoropsidae
Son düzenleyen Blue Blood; 20 Eylül 2006 21:01
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
23 Kasım 2005       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
44049696hg

Bugün; dünyada bilinen hayvan türlerinin yaklaşık 2/3'ni Arthropoda (eklembacaklılar) şubesi oluşturmaktadır. Artropodlar, dünyada yaşayan hayvanlar içinde tür bakımından olduğu gibi, birey sayısı bakımından da en zengin grubu oluşturur. Ayrıca, hayvanlar aleminde en fazla tür çeşitliliğine sahip böcekler (Classis: Insecta) de bu grupta yer almaktadır. Eklembacaklılar şubesinde yer alan Arachnida sınıfı, geniş bir spektruma sahip olup Örümcek (Araneae), Akrep (Scorpionida), Kamçılı akrep (Uropygi), Silindir örümcek (Solifugae), Kamçılı örümcek (Amblypygi), Ot biçen (Opilionida), Akar (Acarina), Yalancı akrep (Pseudoscorpionida), Kırbaçlı örümcek (Palpigradi), Kamçılı akrep (Uropygi), Kırbaçlı akrep (Schzomida) ve Ricinulei gibi çok sayıda farklı grupların birleşmesiyle oluşur ve Araknitler (Classis: Arachnida) olarak adlandırılırlar.
Sponsorlu Bağlantılar
Örümcekler her türlü habitat ve ekosistemde yaşayabilmektedir. Dünya üzerinde çok geniş bir yayılış alanına sahip olan örümcekler, kutuplardan kıta içlerine, deniz yüzeyinden 5000 m’ye ulaşan yükseltilere kadar yayılabilmektedir. Bunların çoğu karada, pek azı kıyılarda ya da tatlı suların yüzeyinde ve içinde yaşarlar. Genellikle bahçelerde, duvar üzerinde, saçak altında ağ gererek yaşayan hayvanlardır. Günümüzde örümcekler, karasal ekosistemlerde yaşayan başta böcekler olmak üzere birçok artropodların etkili predatörü olarak tanımlanmaktadır.
MORFOLOJİ
Prosoma ve opistosoma olarak iki kısma ayrılan vücut; pedisel denilen yapı ile birbirine bağlanmıştır. Prosoma bölgesinde yer alan ilk çift ekstremite keliserler olup bunların bağlandığı kısımda bir çift zehir bezi yer alır. Bezlere bağlı zehir kanalı keliserlerden, bunların ucunda bulunan ve sokma iğnesi olarak kullanılan kıskaçlara açılır. Zehir avın felç edilerek daha kolay yenmesini sağlar. İkinci ekstremiteler altı parçalı pedipalplerdir. Bunlardan sonra 7 parçalı dört çift yürüme bacakları yer alır. Bu segmentler kaideden uca doğru koksa, trohanter, femur, patella, tibia, metatarsus ve tarsus yer alır. Başın ön kısmında genellikle 8 (bazen 6) adet göz, iki veya 3 sıraya dizilmiş olabilir. Opistosoma farklı büyüklüklerde olmasına rağmen sistematikte önemli bir kriter sayılmaz. Dorsal kısımda kalp ya da yaprak şeklinde “folium” yer alır. Opistosomanın arka ucunda anüs, hemen altında ise üç çift ağ memeleri yer alır. Memelerden farklı yapılardan ağ çıkar ve bu değişiklik familyalara göre farklılık gösterir. Opistosomanın ventralinde, ön orta kısımda genital delik yer alır. Bundan başka solunum açıklığı olan boru trake stigmaları da örü memeciklerinin ön orta bölgesinde yer almıştır.
Fenoloji
Yumurtadan çıkan bir örümcek yavrusu, birkaç gün dişi örümcek tarafından bakıldıktan sonra yuvadan ayrılır ve belirli bir yere ağını kurduktan sonra burada yaşar. Bu da örümceklerin ergin hale geçmeden ağ örebilme kabiliyetinde olduğunu göstermektedir. Örümcekler ayrı eşeylidir. Erkeklerde opistosomanın her iki tarafında uzanan tüp şeklinde bir çift testis bulunur. Bu testisler epigastik çöküntünün arkasında tek bir eşeysel delikle dışarıya açılır. Erkeklerde kavuşma organı pedipalpuslardır. Dişi üreme sisteminde ise ovaryumlar, opistosomanın karın tarafından arkaya uzamış iki torba şeklindedir.
Örümceklerde eşeysel dimorfizim görülür. Genellikle erkek dişiden küçüktür. Çiftleşme meydana gelmeden önce bir çok davranış gösteren türlerde kimyasal algılama ve dokunma organları iyi gelişmiştir. Cezbetme amacıyla salgılanan bu maddelere feromon denir. Bir defada 300-3000 yumurta bırakabilirler. Yumurtalar kokon içerisinde bazılarında anneye bağlı olarak taşınır. Yavrular ilk deri değiştirmeye kadar kokon içerisinde kalır. Yavrular kokondan çıktıktan sonra erginlere benzerler ve dolayısıyla larva devresi görülmez.
Bir yavru örümcek ergin oluncaya kadar 6-8 kez gömlek değiştirir. Örümcekler yılın belli periyotlarında erginleşirler. Bu durum genellikle ilkbahar aylarında başlayıp sonbahara kadar sürmektedir. Bazı türler ise tüm yıl boyunca erginleşebilmektedir. Genel olarak Mayıs ve Haziran aylarında erginleşirler. Örümceklerde ömür uzunluğu 1-2 hatta 10 yıl sürebilmektedir. Uzun yaşayan örümcekler daha çok tropikal alanlarda yayılış göstermektedir.
Genital yapı
Örümcekler gelişme durumlarına göre Orthognatha ve Labidognatha olmak üzere iki alttakıma ayrılırlar. Orthognatlar ilkel yapılı olup tropikal ve çöl ekosistemlerinde yaşarlar. Gelişmiş örümceklerin içinde yer aldığı Labidognat örümcekler ise genital organlarının kompleks olup olmamasına göre Haplojin ve Entelejin örümcekler olarak iki gruba ayrılır. Genellikle altı gözlü olan Hoplojinlerde basit bir palp ve epijin bulunurken Entelejin örümceklerde ise palp ve epijin, ekstra kitinsi yapılar ile daha kompleks bir durum oluşturup tam bir kilit-anahtar özelliği kazanır. Erkek ve dişilerde opistosomanın ön orta kısmında akciğerlerin hemen gerisinde enine uzanan genital bir delik vardır. Erkek örümceklerde pedipalpler ampül şeklinde çiftleşme organı olarak görev yapar. Ayrıca femur, patella veya tibia ile pedipalpuslar uç kısmından öne doğru “apofiz” adı verilen kalınlık ve uzunluğu değişen bir uzantı yaparlar.
FİZYOLOJİ
Beslenme ve Sindirim
Çoğu polifag olan örümceklerin besinini, diğer hayvanların ve özellikle böceklerin vücudundan emilen özsuları oluşturmaktadır. Sindirim sistemi ağızla başlar, bunu kısa bir farinks izler. Daha sonra emici mide ve orta barsak (gerçek mide) gelir. Orta barsakta keseler halinde kör barsaklar yer almaktadır. İnce barsak, opistosoma bölgesinde birkaç küçük kanalla karaciğere birleştiği yerde genişler ve sonra ince, düz bir boru halinde devam eder. Arka uca yakın bir yerde yeniden genişleyerek bir kese oluşturur ve anüsle dışarı açılır. Barsak opistosoma bölgesinde büyük sindirim bezleri ve karaciğerle sarılır.
Solunum
Solunum trakelerle ve kitap akciğerlerle yapılır. Kitap akciğerler genellikle iki kese halinde olup her birinde 15-20 tane yaprak şeklinde ve üzerinde ince damarlar bulunan lameller vardır. Dışarıya açılan deliklerden hava girer ve bu yolla kan temizlenir. Ayrıca trakeler de bulunabilmesine rağmen, böceklerde olduğu gibi vücudun bütün kısımlarında dallanma göstermezler. Özellikle opistosomaya yayılmışlardır.
Sinir
Sinir sistemi baş bölgesinde bulunan bir beyin (iki loblu bir ganglion) ile göğüs bölgesinde bulunan bir ganglion kümesi (subözefagial ganglion) ve bunlardan çıkan sinirlerden oluşmaktadır. Pedipalpuslarda ve yürüme bacakları üzerinde duygu kılları bulunmasına rağmen başlıca duyu organları gözler olarak kabul edilir. Genellikle büyüklükleri ve duruş biçimleri türden türe göre değişen sekiz tane göz bulunur. Örümcekler, objeleri ancak 10-15 cm uzaklıktan net olarak görebilirler.
Dolaşım
Dolaşım sistemi, opistosomanın dorsal bölgesinde üç veya dört ostiumlu kalp ile, atar ve toplar damarlar, bir seri vücut boşluğu veya sinüslerden oluşmuştur. Kalp, kastan yapılmış kontraktil bir tüp biçiminde olup perikardium denilen bir kılıf içinde bulunur. Kalpten perikardium boşluğuna ostium adı verilen üç veya dört çift delik açılır. Kalpten arkaya doğru bir atardamar uzanır, öne doğru bir aort açılır. Aorta kollara ayrılarak prosomadaki doku ve organlara gider. Renksiz olan örümcek kanında amoeboid hücreler bulunmaktadır. Vücut boşluklarını dolaşan kan, kitapsı akciğerlere giderek temizlenir; buradan toplar damarlarla perikardiuma gelir ve en sonunda ostiumlardan geçerek tekrar kalbe döner.
Boşaltım
Boşaltım organı olarak, ince barsağa açılan malpighi tüpleri ile dördüncü yürüme bacağının kaidesinden dışarı açılan iki koksal bez bulunur. Koksal bezlerin bazen köreldikleri görülmüştür. Bu nedenle bunların açıklıklarını bulmak oldukça güçtür. Koksal bezler, tatlı su istakozunda bulunan anten bezleri ile homolog organlardır. Bunlar annelidlerin nefridyumlarına benzeseler de nefrostomları ve kanalları içinde kirpik yoktur.
GENEL ÖZELLİKLER
Kamuflaj, Taklit ve Mimikri
Örümceklerin değişen çevre koşullarına karşı yaptıkları adaptasyonlarından (uyma) daha etkili olan ve onları düşmanlarına karşı koruyan başka adaptasyonları da vardır. Bu koruyucu hareketler, basit kamuflaj renklerini kullanmaktan, taklit içeren kompleks davranışlara kadar uzanmaktadır. Çoğu örümcekler ölü (donuk) renge sahip olup çevrelerinde fazla dikkat çekmezler. Aksine çok belirgin yeşil renklerde olan Micrommata virescens veya Araniella cucurbitina türleri, yaprak üzerinde yaşadıkları için, bunları doğal ortamlarında seçebilmek oldukça zordur. Örümcekler yere düştüğünde çoğu kez bacaklarını vücuduna doğru çeker ve Katalepsi denen “ölüyü oynama” davranışını sergiler. Aynı zamanda, düşmandan korunma amaçlı olarak yapılan bu davranış; sadece örümceklerin taklit etmeleriyle değil böceklerin de örümcekleri taklit etmeleri yönüyle oldukça ilginçtir. Örneğin; bazı meyve sinekleri (Rhagoletis, Zonosemata) kanatlarında bazı zıplayan örümceklerin (Salticid, Phidippus) bacaklarını andıran belirgin koyu çizgiler taşırlar. Dolayısıyla kanatlarını kaldırıp indirdiklerinde hareket eden bir örümcek izlenimi verirler.
Kışlama
Örümcek faunasının %85’i kışı toprakta özellikle de soğuğa karşı iyi bir yalıtkan olan yaprak döküntüsünün içinde geçirir. Bu süre boyunca örümceklerin çoğunda, bacaklar vücuda sarılmış ve görünen vücut yüzeyi minimuma düşmüş durumdadır. Yaprak döküntülerinin altındaki mikrohabitat örümceği sadece aşırı sıcaklık değişimlerinden değil aynı zamanda kuraklıktan da korur. Ilıman bölgelerdeki “kışın-aktif” örümcekler, özellikle soğuğa karşı dirençli olmasalar da, diğer örümceklere nazaran çok düşük sıcaklıklarda daha aktiftirler. -4°C’nin altında diğer örümcekler gibi sabit dururlar ve -7°C’nin altında ölürler. Kışı pasif şekilde atlatan örümcekler soğuğa karşı daha dirençlidirler. Çoğu bahçe örümceği (Araneus sp.) korumasız yerlerde bile-20°C’ye dayanabilir. Örümceklerin bu soğuğa, nasıl dayanabildikleri ise henüz net olarak açıklanamamıştır. Fakat örümcek hemolenfinde antifiriz görevi gören gliserol varlığı ve oranının kış aylarında, yaza göre çok daha yüksek olması bu konuyu aydınlatmada bir giriş noktası oluşturmaktadır. Ancak bu konuda da bazı çıkmazlar dikkat çekmektedir.
Adaptasyon
Örümcekler soğuk, nemlilik, su baskını ve yiyecek sıkıntısı gibi olumsuz durumlara karşı çeşitli adaptasyonlar geliştirmişlerdir. Kışı aktif olarak geçiren örümcekler üzerine günümüzde kış ekolojisi ve bu hayvanların soğuğa karşı dirençleri araştırılmaktadır. Örümcekler uygun mikrohabitatlara sığınarak soğuğa karşı dirençlerini artırırlar. Metabolik oranlarını düşürür ve hazırlanırlar.
Zehir ve Özellikleri
Bütün örümceklerde bulunan zehir bezleri keliser içlerinde yer alır ve uçtaki kanca ile ava enjekte edilir. Zehirleri neurotoksik etkide olup solunum organlarında felçlere yol açar. Ölüm olayları genellikle çocuklarda ve solunum yetmezliğinde meydana gelir. Ilıman bölgede yayılış gösteren örümcekler az zehirli olup, insan için öldürücü bir etkiye sahip değildir. Ancak tropikal bölgelerde yaşayanlar çok zehirli olup insan için ciddi tehlikelere yol açabilir. İnsanlar için öldürücü etkiye sahip olan örümcekler çoğunlukla Araneidae, Agelenidae, Argiopidae, Clubionidae, Eresidae, Loxoscelidae, Lycosidae, Theridiidae familyalarına bağlı türlerdir. Tarantulalar büyük örümcekler olmalarına rağmen genel olarak düşünüldüğünden daha az tehlikelidirler.
ZEHİRLENMELER
Yeterli miktarda alındığında, vucudun kimyasal ve fizyolojik düzenine etki ederek, sonuçta ölüme yol açan maddelere toksin yada zehir denilir. Yeteri miktarda verildiğinde, zehir gibi davranabilecek bir kimyasal maddenin dokularda yol açtığı hasarın klinik belirtilerine de zehirlenme denilir.
Zehirin etkisi dozuna ve alınış şekline bağlı olarak değişebilir. Zehirlenmede, zehirli maddenin molekül ağırlığı, proteinlere bağlanabilme gibi özellikleri ve de etkili olacakları yapıların özellikleri önemlidir.
Zehirler, öncelikle merkezi sinir sistemine etki ederler. Bu etkiye bağlı olarak, zehirli maddenin özelliğine göre vucudun diğer sistemlerini bloke edebilirler.
Akut zehirlenmelerde, irritabilite artışı, titreme, hallusinasyon ve koma görülebilir. Kronik zehirlenmede, organlarda duyu kayıpları gibi sinir sistemi üzerinde çeşitli bozukluklar ortaya çıkabilir.
Zehirlenmeler üç yolla gerçekleşebilir:
1. Ağız yolu ile; Gıda zehirlenmeleri, ilaçlarla olan zehirlenmeler, kimyasa maddeler ile zehirlenmeler, alkol zehirlenmeleri.
2. Solunum yolu ile; Karbonmonoksit ve diğer zehirli gazlar ile olan zehirlenmeler.
3. Deri yolu ile; Zehirli gazların teması ile olan zehirlenmeler, böcek öldürücü ilaçların neden olduğu zehirlenmeler, yılan, akrep, örümcek ve diğer zehirli hayvanların sokmasıyla meydana gelen zehirlenmeler.
Akut zehirlenmelerin ilk yardım ve tedavisinde, zehirlenen kişinin, zehiri ne zaman, ne miktarda ve ne şekilde alındığının bilinmesi hayati öneme sahiptir.
Örümcek Sokması
Örümcek türlerinde, keliserlerinin kaide kısmında büyük zehir bezleri bulunur. Bu sebeble bilinen 20.000 örümcek türünün hemen hemen hepsi zehirlidir. Bu bezler bir kanalla keliserlerin son segmentinden dışarı açılır. Hayvan, avını ısırdığında uç segment ava batar ve zehrini ava boşaltır. Zehrin ava akıtılmasında bezlerin çevresindeki kaslar etkilidirler.
Çok az örümcek türü insan için tehlike oluşturur. Çünkü, etkili zehirlere sahip olan türlerin birçoğunun zehir dişleri insan derisine etki edemeyecek kadar kısa ve kırılgandır. Fakat çocuklar için ölümcül olabilirler.
G.Amerika’da yaşayan Phoneutria cinsi örümcekler bilinen en güçlü nörotik zehire sahiptir ve insanlar için büyük tehlike oluşturular. Kara dul olarak bilinen Lactrodectus cinsine ait örümcekler de kas sinir iletimini bloke eden peptid yapıdaki zehirleriyle bir diğer zehirli grubu oluştururlar. Kahverengi örümcekler olarak adlandırılan Loxoceles cinsi örümcekler ve Argyronetidae familyasına ait su örümcekleride oldukca zehirli diğer türlerdir.
Örümcek zehirlerinin hemen hemen hepsi nörotoksiktir. Bu zehirler sinir sistemine etki eder ve bağlantılı olarak kas kasılmaları ortaya çıkar ve sonuçta ölüm meydana gelebilir.
Genel kanının aksine, küçük örümcekler büyük örümceklere göre daha güçlü zehirlere sahiptirler. Tarantulalar sanıldıkları kadar zehirli türler değildirler.
Belirtiler
Sokulan yerde şiddetli bir ağrı, yanma, şişme, kızarıklık ve karıncalanma meydana gelir. Sokulan bülgede iki adet diş izi görülebilir. Zehirlenen bireyin karın, göğüs, omuz ve sırt kısmında şiddetli kramplar meydana gelir. Görülebilecek diğer semptomlar, baş ağrısı, baş dönmesi, kaşıntı, titreme, göz kapağında şişme, bulantı ve kusma, özellikle ayaklarda uyuşmalardır. Örümcek sokmalarında, özellikle çocuklarda solunum yetmezliği sebebiyle ölümler meydana gelebilir. Ortaya çıkabilecek diğer bir önemli sorunda kangrendir.
İlk Yardım
Öncelikle ısrılan bölgenin hemen yukarısı, bir ip yada bezle, dolaşımı yavaşlatmak amacıyla sıkılır. Isırılan bölge su ve sabunla iyice yıkanmalıdır. Daha sonra bölgeye beze sarılı buz parçaları veya ıslatılmış bir bezle soğuk uygulanır. Özellikle çocuklarda enfeksiyonu önlemek amacıyla ısırılan kısma antibiyotik krem sürülülür. Aynı amaçla amonyak veya permanganat, karbonat eriği yada sirke kullanılabilir. Acıyı azalmak amcıyla asetominofen verilebilir. Daha sonra hasta, zehrin etkisine bağlı olarak gerekebilecek daha ileri tadaviler için acilen bir sağlık kuruluşuna götürülmelidir.

Tüm örümcekler, türler arası farklılıkları yansıtacak şekillerde ipliğimsi ağ üretebilme yeteneğine sahiptirler. Bu nedenle sınıflandırmada kullanılan önemli bir kriterdir. Örümcekler ağlarını iki dal arasına, dal ile yapraklar arasına, çalı aralarına, yerdeki otsu bitki aralarına, toprak keseklerine, taş altlarına, evlerde duvarlara, bodrum katlarına örerler. Çok çeşitli şekillere sahip olan ağlar genellikle tekerlek gibi iç bükey çadır, dış bükey çadır, huni, düzensiz ve sık balıkçı ağlarını andırırlar. Örümceklerde ağlar, bir yayılma aracı olarak da kullanılır. Örümceklerin ürettikleri ipek, fibrion denilen yapısal bir proteindir. Opistosomanın son kısmında bulunan ağ memelerinden sıvı halde çıkan ipek hava ile temas edince yapışkan iplikçiklere dönüşür. Bu nedenle, havada uçan ufak bir böcek ağa dokunur dokunmaz yapışır.
Kur yapma
Örümcekler birbirleriyle iletişim kurmaları için çeşitli yollar geliştirmişlerdir. Kur yaparken, mekanik, kimyasal veya görsel işaretler önemli rol oynamaktadır. Özellikle ağ kenarından geçen titreşimler gibi çeşitli mekanik sinyalleri sezen, algılayan reseptörler de önemlidir. Ağ örümcekleri tarafından titreşimle yayılan sinyallerin bu türe özgü oldukları ve çiftleşme için yeterli oldukları kuvvetli bir ihtimaldir. Gezgin örümcekler de kur yapma döneminde titreşen sinyaller yaymaktadır. Titreşimlerini toprak veya yaprak gibi katı bir nesne aracılığıyla veya havada ses olarak aktarabilirler.
Ses çıkarma
Böceklerde olduğu gibi, örümceklerde ses çıkarırlarken esas olarak bacak veya karın gibi vücut kısımlarını kullanarak trompet gümletme sesi, stridülasyon organları kullanılarak bir eğeye sürtülen metal sesi, karın ve bacaklar titretilerek ses çıkarılır.
Kur döneminde erkek kurt örümceklerinin gösterdiği davranışlara dişiler de aynı şekilde karşılık verdiklerinden bu vücut kısımlarının iletişimdeki fonksiyonları açıktır. Bu durum stridülasyon için oldukça karışıktır. Stridulasyon’da kullanılan organlar yapısal olarak iyi tanımlanmıştır. Fakat bunlara bağlı iletişim fonksiyonları net değildir. Ama ağ örümceği Steatoda bipunctata üzerinde yapılan incelemeler stridülasyonun hem kur yapma döneminde hem de şiddetli karşılaşmalarda kullanıldığını göstermiştir. S. bipunctata’larda sadece yetişkin erkek bireyler stridulasyon organlarını kullanırlar. Bunlar prosoma üzerinde, opisthosomaya yerleştirilmiş sırt sırta gelen (1 mm2) güçlü keskin uçlardan oluşurlar.
Zirai Mücadele
Tarımsal ekosistemlerdeki predatörlerin avlarının büyük bir kesimini Collembola, Diptera ve Afidler gibi yumuşak vücut yapılı böcekler oluşturmaktadır. Tarımsal ekosistemlerde örümceklerin bulunduğu iki katman vardır: Toprak yüzey zonu ve vejetasyon zonu. Her bir zonda farklı örümcek grupları yer alır. Zirai alanlara uygulanan bazı pestisidlerin örümcek populasyonlarında önemli kayıplara neden olmaktadır. Pestisitler, kültür bitkilerine zarar veren böcekler kadar predatörü olan örümceklerin de yok olmasına sebep olmaktadır. Kültürel ve kimyasal tekniklerin dikkatli seçimi ile örümceklerin tarımsal ortamlardaki etkinliğini korumak ve daha da arttırmak gereklidir.
Düşmanları
Omurgalılar içinde balıklar, iki yaşamlılar, sürüngenler, kuşlar ve özellikle kemiriciler içinde bir çok düşmanları vardır. Birçok balık, özellikle alabalık, su yüzeyine gelir ve örümcekleri avlayabilir. İki yaşamlılar arasında kara kurbağaların en çok örümceklerle beslendikleri tahmin edilmektedir. Sürüngenlerin de besin listesinde örümceklerin yer aldığı bilinir, fakat genel olarak sürüngenlerin örümcek nüfusu üzerinde çok az bir etkiye sahip oldukları düşünülmektedir. Örümceklerin düşmanlarından sadece bir kaçı memelidir. Örümcekler, örneğin köstebek, kirpi gibi böcekçil memeli besinlerinin % 1-2'sini oluşturur. Yarasalar da örümceklerle beslenir. Örümceklerin asıl düşmanları kendileridir. Bazı türler diğer örümcek türleri üzerinden beslenirler. Kannibalist canlılar olduklarından, tür içinde doğal bir dengeleme söz konusudur.

Kaynak: 1.gantep.edu.tr

Son düzenleyen Blue Blood; 20 Eylül 2006 21:10
HerHangiBiri - avatarı
HerHangiBiri
Ziyaretçi
8 Kasım 2008       Mesaj #3
HerHangiBiri - avatarı
Ziyaretçi
orumcek23


Örümcek
, eklembacaklıların örümceğimsiler (Arachnida) sınıfının örümcekler (Araneae) takımından türlerine verilen genel ad. Hemen hemen dünyanın her tarafında yaşarlar. 63.000 kadar türü vardır. Baş ve göğüs kaynaşmıştır. Karın, göğüse ince bir bel (pedisel) ile bağlanmıştır. Aynı büyüklükte başka bir canlının beli bu kadar ince değildir. İçinden sindirim borusu, kan damarları nefes boruları ve sinir sistemi geçer. Örümceklerin boyları, birkaç cm'den 35 cm'ye kadar değişir. Ağızlarının önünde iki zehir çengeli (keliser) ve iki his ayağı (pedipalp) yer alır. Göğüslerinde ise, gelişmiş dört çift yürüme bacağı vardır. Uçları, tarak gibi dişli iki çengelle sonlanır. Örümcek bunların sayesinde ağ üzerinde rahatça dolaşır. Bir kısmı ileriye, geriye ve yanlara doğru yürüyebilirler. Çoğunun başında 3 veya 4 çift osel (basit) göz bulunur. Gözlerin dizilişi, sınıflandırmada önemli bir özelliktir. Yuvarlak olan karın kısmı yumuşak ve esnek olup, alt kısmında solunum delikleri, ipek bezleri, anüs ve cinsiyet organları yer alır.dünyanın en güçlü örümceği kontelkatus adı verilen bir örümcektir bu örümcek tek bir damla zehri ile 1264 tane insan öldürebiliyor yağmur ormanlarında bulunan bu örümcek her yıl 1000000 kişinin ölümüne sebep oluyor dünyanın en büyük örümceği afrikada raslanmıştır 1 metre 4 cm boyundaki bu dev örümceği afrikalı bir keskin nişancı beyninden vurmuş satmış ve afrikanın en zengin kişisi olmuştur.


250px Archindae characters
Örümcek vücudunun ayrıntılar:
  • Dört çift yürüme bacağı (1),
  • Başla göğüs kaynaşmış olur (sefalotoraks, 2),
  • Karın (3).
Anten veya kanat yok. Bu da onların böcek olmadığının bir kanıtıdır.

Genel özellikleri

Örümcekler, yırtıcı ve aç gözlü hayvanlardır. Birbirlerine saldırmaktan çekinmezler. Avları çok çeşitlidir. Çoğu, böceklerle beslendiklerinden faydalı sayılırlar. Bazı tropikal türler amfibyum, sürüngen, küçük kuş ve memeli gibi omurgalıları avlarlar. Örümceklerin hepsi avlarını yakalamak için tuzak ağları kurmaz. Bir kısmı avlarını kovalayarak veya üzerlerine sıçrayarak yakalar. Suda böcek, kurbağa ve balık avlayanlar da vardır. Yakaladığı avını, kıskaçlarına açılan zehir salgısı ile felce uğratır. Sonra ısırarak avının iç organlarına, eritici enzimler ihtiva eden tükrük salgısını akıtır. Kısa bir zaman zarfında, avın iç organları eriyerek sıvı haline gelir. Örümcek, emici midesini bir pompa gibi kullanarak bu sıvıyı emer. Av, kısa bir sürede içi boş kabuğa döner. Örümcek, bu boş kabuğu ya olduğu yere bırakır veya başka bir yere atar. Böcekler, küçük kuşlar bu avlar arasındadırlar.


Güney Amerika'da yaşayan, bacakları hariç 10 cm boyunda olan, toprakaltı inlerinde barınan bazı türler, tavşan ve tavukların içini boşaltabilecek güçtedir. Örümceklerin özofagusları (yemek borusu) çok dar olduğundan böyle beslenmek zorundadırlar. Ayrıca, ağız parçaları da bir sineği bile parçalayacak güçte değildir. Zehir çengelleri, avı delmeye ve zehir akıtmaya yarar. Uçtaki iğneli kısımları, bir şırınga gibi birer yan delikle biter. Deliğin böyle enjektörvari oluşu, tıkanma tehlikesini önler.


İğne ava girince, zehir bu delikten sızar. Örümcekler, iki keliseri de kullanırlar. Isırdıkları zaman yanyana iki delik olması bu yüzdendir. Keliser, aynı zamanda, delik açma ve küçük cisimleri taşıma işlerine de yarar.


Örümceklerin böceklerden ayrılan birçok özelliği vardır. Böceklerin çoğu kanatlı olduğu halde, örümcekler kanatsızdır. Böceklerde 6 bacak olmasına karşılık örümceklerde 8 bacak vardır. Antenleri olmadığından, ağız önündeki pedipalpler bu görevi üstlenirler. Dış görünüşleri bacağa benzediğinden bunlara
duyu bacakları da denir. Üzerleri duyu algılayıcı tüylerle kaplı olup, dokunma, tad alma ve çevreyi koklayıp araştırma gibi görevler yaparlar. Üreme dönemlerinde erkeklerde spermaları biriktirip dişiye aktaran bir kopulasyon (çiftleşme) organı olarak da iş görürler. ve her tehlikeye karşı sperleri vardır. Örümceklerde trakealar (solunum boruları), akreplerde olduğu gibi karın altında kitap akciğerleri tipindedir. Kitap yaprakları şeklindeki deri kıvrımlarından dolayı solunum organları bu adı alır. İki veya dört tane kitap akciğerleri vardır. Eğer örümcekte bunlar iki ise, eksikliği ek solunum boruları ile tamamlanır.


orumcek18


Düşmanlardan korunma
Bazı örümcekler düşmanlarından korunmak için çeşitli hilelere başvururlar. Güneydoğ Asya'da bir örümcek türü yaptığı büyük ve dairevi ağının ortasında durur. Bu duruş örümcek yiyen kuşlar için kolay bir hedef teşkil eder. Örümcek, düşmanlarını yanıltmak için birkaç adet sahte ağ merkezi tesis eder. Yediği avlarının kalıntılarını da ağ merkezlerine takarak manken örümcekler kullanır. Başka bir örümcek çeşidi de diken ve ağaç kabuklarından manken örümcekler yapar. Örümcek ağlarının ipleri ipektir. Bu iplikler, aynı çaptaki çelik telden daha sağlamdır.


Örümceğin ipeği, ipekböceğinin ipeğinden daha ince ve daha dayanıklıdır. Üstelik bildiğimiz ipekten daha güzeldir. Ancak yapılan araştırmalar göstermiştir ki, örümcek ipeği tellerinden ince ipek elde etmeye imkan yoktur. Daha doğrusu çok pahalıya mal olmaktadır. Bunun başlıca sebebi, örümcekleri bir arada tutmanın zorluğudur. Zira bir arada bulunan örümcekler birbirini yerler.



orumcek32


Üreme
Örümcekler ayrı eşeyli canlılardır. Dişileri erkeklerden daha iridir. Bazı türlerde erkekler de ağ yapar. Örümceklerde bir arada yaşamak, toplum ve aile hayatı yoktur dense de bazı türlerin birkaç birey olarak yasadıkları litaratüre geçmiştir. Erkekten daha iri olan dişiler, çiftleşme sonrası diğer örümceği yiyebilirler. Örümceklerde en ilgi çekici hususlardan biri de erkeklerde duyu bacaklarının eşleşme organı vazifesi görmesidir. Erkek önce bir sperma ağı örerek üzerine bir damla spermatozoon sıvısı bırakır. Sonra ters dönerek bu sıvıyı şırıngaya çeker gibi pedipalplerin şişkin kısmına doldurur. Bundan sonra dişiyi aramaya çıkar.

Örümceklerin çiftleşmesinde erkek örümcek, daima ölümle karşı karşıyadır. Çiftleşme zamanında erkek örümcekler dişilerin karşısında çeşitli hareketlerle, dişilere açlığını unutturmaya çalışırlar. Sıçramalarla yaptığı bu hareketlere örümceğin sevgi dansı denir. Dişi örümceğe açlığını unutturmak için dans yaparken ondan uzak durmaya da dikkat eder. Zira bir anda yakalanmak tehlikesi vardır. Bazıları, çiftleşme öncesi dişi örümceğe bir böcek ikram ederek açlığını giderir. Bir tehlike kalmadığını anlayınca dişiye yaklaşır. Açlığını hatırlayan dişi, erkeği yemeyi düşündüğü için, erkekler çiftleşmeden sonra hemen kaçarlar.Genelde erkek, dişi aramaktan, sevgi dansından ve çiftleşmekten yorulduğu için dişi için çiftleşme sonrası en yakın protein kaynağı olarak görülür ve birçok örümcek kaçmaya fırsat bulamadan dişi örümceğe yem olur. Fakat her çiftleşmeden sonra dişinin mutlaka erkek örümceği yediği söylenemez.

Dişi örümcekler yumurtalarını, ağ ipiyle yaptıkları kokon adı verilen kozalara (torbalara) bırakırlar. Bir kozada bazan yüzlerce yumurta olabilir. Genellikle yazın sonlarında döllenen yumurtalar, ilkbaharda yavru verir. Yaz başlarında döllenen yumurtalardan 20-60 gün içinde yavru çıkar. Örümcek, sonbaharda sarımsı beyaz renkli kokon adı verilen ipek bir koza içine bıraktığı yumurtalarına karşı çok şefkatli olmasına rağmen dişilerin yumurtaları veya yavruları yediği de olur.Bu durum yumurtaların döllenmemiş olduğunu gösterebilir.Yumuşak ve çok küçük olan bu yumurtalarla dolu kozayı bir dala, taş altına duvar yarığına, ağaç kovuğuna veya çalılıklar arasına emin bir yere yapıştırır.Kokon anne örümcek tarafından çevrilerek alttaki yavrularında hava alması sağlanır. İlkbaharda doğan yavrular ana-babalarına benzerler. Doğduktan birkaç gün sonra iyi bir ağ kurup kendi kendilerine beslenirler. Çoğu türlerde, yavrular erişkinliğe erdiği zaman babaları çoktan ölmüş olacaktır. Zira erkek örümcekler erişkinlikten sonra birkaç yıl yaşarlar.



orumcek31


Örümcek ağı

Örümceklerde, diğer eklembacaklılar gibi açık bir dolaşım sistemi bulunur. Kılcal damarları yoktur. Hemen hemen her yerde rastlanan örümcek ağı, aslında bir sanat şaheseridir. Yapılış maksadı avlanmak olan ağ, bir nevi tuzaktır. Fakat her örümcek türü ağ yapmaz. Ancak bütün örümcekler ağ tellerinden yumurtalarının etrafını saran kozalar yaparlar. Bazıları da ağ bezlerini, yaprakları yapıştırmakta, yuvalarının içini döşemede, açtıkları çukurun çevresini kapatmakta vs. işlerde kullanırlar. Ağ kurmayan bu tür avcı örümcekler de, arkalarında ağdan bir iz bırakarak, rüzgarla sürüklenmekten korunurlar. Erkekler, dişileri bulmakta da bu izlerden faydalanırlar.


Karın altlarının arka taraflarında üç çift ağ organları bulunur. Her birinin dışarıya ayrı bir çıkışı vardır. Bezlerden meydana gelen yapışkan ve sıvı iplik maddesi, havayla temas edince sertleşir. Her ağ memeciğinde 100 kadar ince ve küçük kanalcıklar bulunur. Bu ince kanalcıklardan sızan iplikçikler bir araya gelerek büküldükleri zaman tek iplik durumuna gelirler. Esnek ve yapışkandırlar. Bir sinek ne kadar sert çarpsa da kopmazlar. Ağ yapmak isteyen örümcek, ağ organlarını bacaklarının bir kısmı ile bastırarak ağ maddesinin akışını başlatır. Örümcekler, iplik deliklerinden çıkan tellerin hepsini toplayıp bir tek tel halinde kullandıkları gibi bunlardan ayrı ayrı incecik tel de yaparlar.


Düşme esnasında bir yere taktığı ağ telini, kendisi yere varıncaya kadar uzatabilir. Genç örümcekler, ağ tellerinin sayesinde uzun mesafelere uçabilirler. Bunun için telin bir ucunu bir yere bağlayarak kendilerini hava akımlarına bırakırlar. Böylece yerlerinden havalanan örümcekler, karada 5 km, denizde ise yüzlerce km uzaklara savrulabilirler. Okyanuslardaki ıssız adalarda yaşayan örümcekler, hep böyle havadan gelmişlerdir. Sonbaharda bol bol rastlanan ağ telleri de uçan genç örümceklerden kalmıştır.


Ağ yapacak olan bir örümcek, önce yüksekçe bir yere tırmanarak, ağın ucunu bulunduğu kısma yapıştırarak ipek iplik yardımıyla aşağı süzülür. Gözüne kestirdiği bir dala ulaşarak bağlantı kurar. Sonra o iplik üzerinde gidip gelerek ağı kalınlaştırır. Daha sonra vücudundan çıkmakta olan ipliğin bir ucunu ilk ipliğe tutturarak kendisini boşluğa bırakır. Ağa bağlı halde bir yere varınca, o ucu vardığı yere yapıştırır. Bu yolla birkaç gidiş gelişte ağın kaba iskeleti meydana gelir. Bundan sonra iskeletin merkezi çevresinde dairevi halkalar yaparak ağı tamamlar.


Ağ örümü çoğunlukla gece olur. Örülmesi en fazla 60 dakika alır. Ağın ortasında spiral ve yapışkan bir yer vardır. Diğer iplikçikler kurudur. Bir sinek ağa konsa hemen yapışır. Kurtulmak için çırpındıkça daha da yapışır. İkaz iplikçiği ile avın yakalandığını anlayan örümcek gelerek avını zehirler. İkaz iplikçiğinin bir ucu ağa bağlı, diğer ucu ise daima kendisindedir.


Ağlar, genellikle yere dik vaziyettedir. Maksat, uçan arı ve sinekleri yakalamaktır. Her örümcek türünün, kendisine has ağ örme stili vardır. Ancak dikkati çeken nokta, ağlarda geometrik inceliklerin her zaman varlığıdır. Ağ örme işi örümceklerin, doğuştan kazandıkları bir sanattır. Küçük bir örümcek, daha önce hiç ağı görmemiş ve örmemiş olmasına rağmen büyüklere benzer ağlar örer.



VİKİPEDİ
asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
17 Kasım 2008       Mesaj #4
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
rmcek2gm6

Örümcekler, akrep, akar ve kene gibi eklembacaklılarla birlikte böcekler­den ayrı, örümceğimsiler (Arachnidd) sınıfını oluşturur. Böceklerin gövdesi üç bölümlü ve altı bacaklı, örümceklerinki ise iki bölümlü ve sekiz bacaklıdır. Tuzak ağı kurmanın yanı sıra çok değişik amaçlar için kullandıkları ipek salgısı, örümceklerin en tanıtıcı özelliklerin­den biridir. Gövdelerindeki bazı bezlerden üretilen ipek, gövdenin arka ucundaki "me­me" denen, çok küçük deliklerle kaplı koni biçimli yapılardan sıvı halde çıkar, ama hava­da hemen yapışkan iplikçiklere dönüşür. Baş­ka hiçbir hayvan ürettiği ipeği örümcekler kadar değişik amaçlar için kullanmaz. Üstelik kullanım yerine göre ipeğin yapısı da önemli ölçüde değişir. İpek tuzak ağı örmekte, yuva yapımında, yuvayı döşemekte, yumurtaları ya da spermalan sarmakta kullanılabilir. Ayrıca bir yere tutturdukları ipek iplikçikleri sayesin­de aşağıya ve yukarıya doğru hareket edebi­lir, bu iplikçikleri paraşüt gibi kullanarak çok uzaklara sürüklenebilirler.
Örümcekler bacaklarının ucundaki yastık-çıklar ve tırnaklar sayesinde duvar ve tavan gibi en elverişsiz görünen yüzeylerde bile kolayca hareket ederler. Genellikle sekiz gözlü olmalarına karşın, görme duyuları iyi gelişmemiştir. Tuzak ağı kuran örümcekler özellikle dokunma duyularına güvenirler. Ba­zı örümceklerin bir uçtan öbür uca uzunluğu 9 santimetreyi bulabilir. Bazıları ise çıplak gözle zor görülecek ölçüde küçüktür.

Avlanma Yöntemleri
Böcekler örümceklerin başlıca besinidir. Ama hiçbir örümcek kendi avlamadan, ölü bulduğu böceği yemez. Avlarını ipek iplikçikleriyle boğarak, çenelerini ya da zehir çengel­lerini kullanarak öldürürler. Zehir çengelleri ağzın önünde yer alan, kıskaca benzer bir çift uzantının ucunda bulunur. Bu çengellerin içindeki oluk, avı felce uğratan zehirle do­ludur.
Birçok örümcek uçan böcekleri yakalamak için ağ örer. Bu ağlara en küçük bir dokunuş­ta bile yapışan böcek kurtulmaya çalıştıkça yapışkan iplikçiklere daha çok sarılır. Bahçe örümceği (Araneus diadematus) tuzak ağı hazırlayan örümceklere iyi bir örnektir. Karın bölümünde bulunan haç biçimindeki beyaz işaret nedeniyle haçlı örümcek adıyla da tanınan bu tür, bir dörtgen oluşturarak ağ yapımına girişir. Daha sonra merkezden ke­narlara doğru uzanan güçlü ama yapışkan olmayan ışınsal iplikçikleri çeker. Bu destek­ler üzerinde sarmal olarak ördüğü iplikçikler merkezde yapışkan ve sıktır. Örümcek işini bitirdiğinde yakındaki bir yaprağa gizlenir ya da ağın ortasına yerleşir. Ağaçlar ve çalılara tutturulmuş daire biçimli tuzak ağları, sonba­har sabahlarında çiy damlacıklarıyla yüklendi­ğinde ışıltılı güzel bir görüntü oluşturur. Ev içlerinde görüldüğü gibi, örümcekler tuzak ağlarının yakınında, kuytu köşelerde pusuya yatar. Ayrıca ağlar huni ve kubbe biçiminde de olabilir.

rmcekhm9

Bazı örümcekler genellikle çalılar arasında ördükleri örtü ağlarının üzerine karmaşık tuzak ipleri gerer. Örümcek örtü ağının altın­da baş aşağı asılarak avını bekler, oradan geçen bir sinek ya da başka bir böcek iplere yakalanıp örtü ağına düştüğünde örümcek hemen kurbanının üstüne atlar. Bazı örüm­cekler avlanmak için ağ örmez. Yaprak üstü ya da kabuk altı gibi uygun bir yeri barınak olarak seçer, iyi gören gözleri ve çok hızlı koşma yetenekleri sayesinde avlarını yakalar. Tarantulayı (Lycosa tarentula) içeren kurt örümcekleri (Lycosidae familyası) bu tip örümceklerin en tanınmış örnekleridir. Sıçra­yan örümcekler (Salticidae familyası) usulca yaklaştıkları avlarının üstüne atlar. Yengeci andıran yassı gövdeli yengeç örümceklerinin (Thomisidae familyası) birçoğu avlarını pusu­ya yattıkları çiçeklerin içinde bekler.
ABD'de ve Avustralya'da rastlanan oltacı örümcekler (Mastophora cinsi) ilginç bir yön­temle gece kelebeklerini avlar. Ucu parlak ve yapışkan bir topak oluşturan uzun ipek ip bu örümceklerin avlanma aracıdır. Ay ışığında parlayan ve bazen örümcek tarafından çekiş­tirilerek daha dikkat çekici hale getirilen bu "olta" ışığa yönelen gece kelebeklerini kolay­ca tuzağa düşürür.


Örümceklerin Yaşamı
Örümcekler hareketli her şeyin üzerine atıl­maya hazırdır. Bu durum dişilerden daha küçük yapılı olan erkekler için de büyük tehlike oluşturur. Çiftleşme döneminde dişiye kur yapan erkek genellikle fazla yaklaşmadan varlığını hareketlerle belli eder. Kurt örüm­cekleri ve sıçrayan örümcekler gibi ağ örme­yen örümceklerin erkekleri gövdelerindeki renkleri gösterecek biçimde dans eder. Ağ ören örümceklerin erkekleri ise dişinin ağını türe göre değişen biçimde titreştirir.Erkek güvenilir bulmadıkça dişiye yaklaş­maz ve çiftleştikten sonra çabucak kaçmaya bakar.

Çünkü dişiler çiftleşmeden sonra yor­gun düşen erkekleri yiyebilir.Bütün örümcekler yumurtalarını yalnız di­şinin ürettiği bir çeşit ipekten örülmüş keseye bırakır. Bu ipek keselerin biçimi ve büyüklü­ğü örümceğin türüne göre değişir. Daire biçiminde ağ ören örümcekler keseyi otlara astıktan sonra ölür ve yavrular keseden çıkın­ca kendi başlarının çaresine bakar. Dişi kurt örümcekleri ise keselerini yavrular yumurta­dan çıkıncaya değin yanlarından ayırmaz. Yavrular kendilerine bakabilecek duruma ge­linceye değin annelerinin sırtında dolaşırlar.
Yavru örümcekler erişkin evreye girene değin 2-12 kez deri değiştirir. Eski derisini tümüyle atan örümcek yumuşak gövdesiyle son derece korunmasızdır. Bu nedenle derisi sertleşene değin kuytuluklardan çıkmaz ve bazen ördüğü barınağın içinde kalır. Yavru örümcekler aç kaldıklarında birbirlerini ye­mekten kaçınmazlar.Dişiden ayrılan yavrular çok geçmeden, ilginç bir yöntem kullanarak dört bir yana dağılır. Birçoğu çit, çalı, kazık gibi yüksekçe bir yere çıkar, karın bölümlerini kaldırarak ince paraşüt iplikçiklerini salar. Rüzgâr esti­ğinde bu iplikçiklerin yardımıyla uzak yerlere doğru yolculukları başlar. Paraşütlerin yavru­ları çok yükseklere çıkardığı ve 350 km kadar uzağa sürükleyebildiği saptanmıştır. Aynı yöntemi bazen küçük erişkin örümcekler de kullanır. Kertenkele, kurbağa ve bazı kuşlar gibi birçok hayvan böceklerin yanı sıra örüm­cekleri de yer. Bazı yabanarısı türleri yumur­talarını yalnız örümceklerin üzerine bırakır. Çeşitli örümcekler de kendilerini korumak için özenli yuvalar yapar. Kapılı örümcekler toprakta bir oyuk açar, açtıkları oyuğun girişini dal parçalan ve toprakla gizler, ipek­ten yapılmış bir kapıyla kapatırlar. Bazıları da, düşmanlarından korunmak amacıyla, baş­ka bir kapısı olan ikinci bir yan yol açar. Sıcak ülkelerde yaygın olan bu örümceklerin birkaç türü Türkiye'de de yaşamaktadır.Avrasya'da bulunan su örümceği (Argyro-neta aquatica) öbür örümceklerden önemli bir yapı farklılığı göstermemekle birlikte, su ya­şamına uyarlanmış tek örümcek türüdür. Za­manını büyük ölçüde su birikintilerinin ve göllerin dibinde geçirir ve çan biçiminde örüp su bitkilerine tutturduğu ağın içinde yaşar. Yuva, suyun yüzeyinden alarak tüyleri arasın­da taşıdığı havayla doludur. Gövdesi sürekli bu hava katmanıyla sarılı olduğundan suda gümüş gibi parlar. Dişiler yumurtalarını da havayla dolu çanın içine bırakır.

Tehlikeli Örümcekler
Bazı örümceklerin zehri insanları acılar içinde kıvrandıracak ya da öldürebilecek ölçüde güçlüdür. Bunlardan biri olan saatli karadul (Latrodectus mactans) yeryüzünün birçok sı­cak yöresinde yaşar. Karın bölümünün altın­da bulunan, kum saatine benzer kırmızı leke­nin dışında parlak siyahtır. Dişilerin uzunluğu 2,5 santimetreyi aşabilir. Erkek dişinin yakla­şık dörtte biri uzunluğundadır ve çiftleşmeden sonra dişi tarafından genellikle öldürülüp yendiğinden pek az görülür. Dişiler yumurta-lannı beklerken saldırmaktan kaçınmazlar; ama bunun dışında oldukça ürkektirler ve tehlike karşısında çoğu kez kaçmayı yeğlerler. Karadullann yeryüzünün sıcak kesimlerine dağılmış birçok türü vardır.Avustralya'da yaşayan ve huni biçiminde ağlar ören bazı örümcekler çok zehirli, siyah ve kalın gövdelidir. Saldırgan davranışlar gösteren bu örümcekler daha sokmadan zehir çengellerindeki zehir damlacıkları görülebilir.
İlk kez kurt örümceklerinden Avrupa'nın güneyinde yaşayan bir türe verilen tarantula adı daha sonra birçok iri örümcek için de kullanılmıştır. Bu iri, kalın bacaklı ve kıllarla kaplı örümceklerden bazı­ları yeryüzünün en küçük kuşlarından kolibrileri öldürüp yer. Kuş yiyen örümceklerin zehri pek güçlü değildir. Ama ister canlı, ister ölü olsun, dokunulduğunda deriye saplanan kılları kan zehirlenmesine yol açabilir. Bu örümcekler 15 yıl kadar yaşarsa da, çoğu örümceğin ömrü yalnızca bir yıldır.


Ayrıca Bknz:
Örümcek Resimleri

MsxLabs & TemelBritannica
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Mira; 25 Ocak 2013 19:40 Sebep: Kırık resim bağlantısı kaldırıldı.
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....
proot - avatarı
proot
Ziyaretçi
6 Ekim 2011       Mesaj #5
proot - avatarı
Ziyaretçi
Türkiye'deki zehirli örümcekler

  • Agelena labyrinthica; tüm Anadolu'da
  • Araneus diadematus: bütün bölgeler
  • Larinioides cornutus: İç Anadolu ve Marmara
  • Argipe lobata; Dogu Akdeniz, Marmara ve İç Anadolu
  • Steatoda paykulliana
  • Steatoda grossa
  • Latrodectus terdecimguttatus
  • Latrodectus pallidus
  • Segestria florentina
  • Lycosa tarantula
  • Lycosa narbonensis
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Mira - avatarı
Mira
VIP VIP Üye
19 Mayıs 2012       Mesaj #6
Mira - avatarı
VIP VIP Üye
Örümcek
MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi
Brachypelma smithi
rmcek
Örümcekler takımından eklembacaklıların genel adı. Başlıgöğüsleriyle karınları ince bir bel kısmıyla birbirine bağlanmıştır. Başlıgöğsün sırtı sert bir zırh (karapaks), alt tarafı da katı bir plakla örtülüdür. Karın, dıştan bölütsüz görünür. Başlıgöğüsteki 6 çift üyeden ağzın önündekilerin uçları çakı gibi kapanabilen çengellidir. Dip kısımlarında büyük bir zehir bezi bulunur. Diğer üyeler yürüme bacağı biçimindedir. Karnın arka ucunda ağ bezlerine bağlı ağ organı vardır. Bu ağlarla yumurtaların etrafını saran kılıflar (kokon) yapılır; ayrıca kimi türlerde yuvaların içi döşenir ya da tuzak ağları kurulur. Erkekler genellikle dişilerden küçüktür. Dişi, yumurtalarını yanında taşır. Yavrular yumurtadan, erginin benzeri olarak çıkarlar. Bütün örümcekler yırtıcıdır. Böcekle beslenirler. Tropikal bölgelerde yaşayan kimi türler ise kurbağa, kertenkele, hatta küçük kuşları bile yerler. Canlı yakalanan av, zehir bezlerinden salınan zehirle öldürülür, ağızdan salınan enzimlerle ağız dışında sindirildikten sonra emilir. Suda yaşayan birkaç cinsi dışında genellikle kara hayvanıdırlar. Bilinen türleri 20.000 kadardır.

Başlıcaları

  • Küçük kuşları avlayabilen kuş örümceği (Avicularia avicularia)
  • Ağlarından ipek yapılan ipek örümceği (Nephila maculata)
  • Köşe örümceği (Tegeneria domestica)
  • Su örümceği (Argyroneta aquatica)
theMira
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
30 Mart 2017       Mesaj #7
Avatarı yok
Yasaklı

Örümcekler Sanıldığından Daha Fazla Etçil!


Örümceklerin, sekiz küçük göz, bacaklar ve ağları ile oldukça korkutucu oldukları bir gerçek. Ayrıca görünene göre bu hayvanlar, tahmin edebileceğinizden çok daha fazla et yiyor. İsviçre, Basel Üniversitesi'nden örümcek beslenme uzmanı Martin Nyffeler, Dünya üzerindeki tüm örümceklerin bir yıl içerisinde yediklerinin toplam ağırlıklarını hesaplamaya karar verdi. Yaptığı bazı hesaplamalardan sonra ortaya çıkan sayı ise, ya hayretinizi ve dehşetinizi belirtmek için bir kelime bulamamanıza, ya da bizi diğer böceklerden koruyan böceklere teşekkür etmenize sebep olabilir.

Yapılan çalışmaya göre Dünya'nın tahmini 25 milyon ton örümceği, yılda 300 ile 800 milyon ton arasında yiyecek tüketmekte. Bu yiyeceğin büyük kısmı da kanatlı ve kanatsız böceklerden ve küçük omurgalılardan oluşmakta. Araştırmacılar, örümceklerin yedikleri yiyecek miktarını, ağlarında yakaladıkları böcek sayısı ve av sırasında öldürdükleri böcek sayısından yola çıkarak tahmin etmişler.

300 ile 800 milyon ton, makalede belirtilene göre, insanların bir yıl içerisinde yedikleri balık miktarına - 400 milyon ton - oldukça yakın. Ayrıca bu, aynı zamanda insanların toplam ağırlığına denk gelmekte. Şu anda 7.4 milyar insan bulunmakta ve ortalama insan ağırlığı 60kg olarak hesaplandığında sonuç yaklaşık olarak 450 milyon ton oluyor.

Bu hesaplama fikri ise Nuffeler'in 40 yıl önce okuduğu bir kitaptan – William Bristowe'un 1958 yılında yazdığı "The World of Spiders" (Örümceklerin Dünyası) – gelmekte. Nuffeler'in Gizmodo'ya gönderdiği açıklamaya göre bu kitap içerisinde Bristowe, İngiliz örümcek nüfusu tarafından bir yılda öldürülen böcek miktarının İngiliz insan nüfusunun toplam ağırlığından fazla olduğunu söylüyor. Bu açıklamadan etkilenen Nyffeler de, Bristowe'un tahmininin doğru olup olmadığını incelemeye karar vermiş.

Bütün bu sayılar, örümceklerin yedikleri böceklerin, tarım alanlarına yardımcı oldukları gibi bir düşünceyi ortaya çıkarabilir. Ancak Nyffeler'in yazdığına göre örümcekler, tarım alanlarının aşırı kontrollü bölgeler olması ve genellikle yeterince iyi veya çeşitli av olmaması nedeniyle bu alanlardan uzak duruyor ve ormanlar ile el değmemiş otluk bölgelerde ciddi bir ekolojik görevi üstleniyor.

Kaynak: Science of Nature (18 Mart 2017)
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
9 Aralık 2018       Mesaj #8
Avatarı yok
Yasaklı

Yavrularını Sütle Besleyen Bir Örümcek Türü Keşfedildi!


Ad:  5c0396b7ae78492430aa5e9f.jpg
Gösterim: 405
Boyut:  52.5 KB
Araştırmacılar, Güney Asya'da yuvada yaşayıp, zıplayabilen, karıncaya benzeyen "Toxeus Magnus" adı verilen bir örümcek türünü keşfetti. Laboratuvarda incelenen ilgili örümcek türünün, yavrularını süte benzer bir madde ile beslediği ve bu işlemin 40 gün (olgunluk dönemi) kadar devam ettiği tespit edildi. 20 günlük bir süre boyunca bebek örümceklerin yere yayılan süt benzeri bir maddeyi içtiği ve annelerinin karın bölümünü emdikleri gözlendi. 40 günlük süreç sonunda yavru örümceklerin avlanmaya başladıkları ve anne sütüyle beslenmeye devam ettikleri görüldü. Araştırmacılar, ilgili süre sonunda sadece dişi örümceklerin anne örümceğin yanında kalabildiğini, erkek örümceklerin ise yuvadan dışlandığını tespit etti. Yapılan araştırmanın, omurgasız hayvanlar öncelikli olmak üzere diğer hayvanlar arasındaki aile anlayışının yeniden incelenmesi yönünde kilit bir işleve sahip olduğu belirtildi.

Kaynak: Science (2 Aralık 2018)
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.

Benzer Konular

8 Haziran 2013 / Misafir Genel Galeri
4 Kasım 2017 / Misafir Zooloji
21 Ekim 2013 / Heulwen Mitoloji
13 Mayıs 2013 / chromey Oyunlar
11 Aralık 2015 / Safi X-Sözlük