Arama

Atçılık - At Yetiştiriciliği

Güncelleme: 16 Eylül 2008 Gösterim: 20.469 Cevap: 1
Bia - avatarı
Bia
Ziyaretçi
1 Eylül 2008       Mesaj #1
Bia - avatarı
Ziyaretçi
Atçılık - At Yetiştiriciliği

Sponsorlu Bağlantılar
Atın Kökeni


Evcil atın kökenini przewalski ve tarpan adı verilen yabani atlar teşkil eder.
Przewalski: Yabani moğol atı.
Cidago (bel yüksekliği) 130 cm. İri başlı, iri kemikli, kalın boyunlu, kuvvetli, kırmızımtırak esmer renkli. Soğuk kanlı at ırklarının atasıdır.
Tarpan: Cidago 130 cm. İnce yapılıdır. Donu (rengi) sincabi. Sıcakkanlı at ırklarının atasıdır.


Atın Evciltilmesi
At, milattan önce 3000'li yıllarda evciltilmiştir. İlk olarak Et ve sütünden yararlanılmıştır. Sırayla iş hayvanı, harp hayvanı olmuş, günümüzde de zevk ve spor için yetiştirilmektedir .

At Irkları
Dünyada 170 adet at ırkı vardır.
Soğuk kanlı at ırkları: Genel olarak iri ve ağır vücutlu, kasları fazla gelişmiş, sakin ve ağır hareketli atlardır. Çeki güçleri iyidir. Sıcak kanlı atlara göre erken gelişirler. Soğuk iklim hayvanıdırlar. Örnek: İngiliz atı
Sıcak kanlı at ırkları: Daha ufak yapılı ve hafiftirler. Hareketlidirler. Soğuk kanlılara göre geç gelişirler. Sıcak iklim hayvanıdırlar. Örnek: Arap atı


Arap atı

Cidago yüksekliği: 145-155 cm.
Don: En çok AL, KIR, DORU görülmekte. Ender olarak YAĞIZ don mevcut.
Yürüyüş: Adi yürüyüşte dar adım atar. Tırıs ve dörtnalda alçak adım.
Kullanıldığı yerler: Çeki, binek, yarış.
Özellikleri: Sağlam görünüşlü, canlı, yüksek kalıtsal güçlüdür. Dayanıklıdır. 3-4 ay boyunca günde 70-80 km. yol alabilir.
Gelişim: 3 yaşında gelişmesini tamamlar. Damızlık yaşı 4' tür.
Üreme özellikleri:

* Erkeklerde doğum ağırlığı 44-47 kg.
*
Dişilerde doğum ağırlığı 42 - 45 kg.
*
Yavruların yaşama oranı %94-95
*
Gebelik süresi 334-342 gün
*
Ergin aygır ağırlığı 470-500 kg
*
Ergin kısrak ağırlığı 450-480 kg


İngiliz atı

Kombine melezlemeyöntemi ile hız yönünde ıslah yapılarak 250-300 yılda oluşturulmuştur. Türkiye'de ilk defa İstanbul Veli Efendi Çayırında 1922'de koşmuştur.
Cidago yüksekliği: 165-170 cm.
Don: En çok AL, DORU görülmekte. Ender olarak KIR, YAĞIZ don mevcut.
Kullanıldığı yerler: Yarış atıdır. Hız özelliğinin kalıtım derecesi (h2) 0,35'tir.
Özellikleri: Adaptasyon yeteneği yüksektir. Kısa mesafeyi çok hızlı koşar.
Gelişim: Damızlık yaşı 4' tür.
Üreme özellikleri:

* Doğum ağırlığı 40-45 kg.
*
Östrüs (kızgınlık) siklusu 23-24 gün
*
Gebelik süresi 330-340 gün

Hafflinger atı


Cidago yüksekliği: 130-140 cm.
Don: Sadece AKKANAT
Kullanıldığı yerler: İş ve çeki atı.
Özellikleri: İyi huylu, sağlam görünüşlü, sakin mizaçlı, kanaatkar, zayıf meraları iyi değerlendirebilen, kaba yem seven, hastalıklara mukavim, veteriner ve ilaç masrafı olmayan, güçlü, yüksek döl ve süt verimli. Çocukları çok sever.
Gelişim: Damızlık yaşı 4' tür.
Erkeklerde ağırlık: 440 kg
Dişilerde ağırlık: 433 kg

Yerli at tipleri

1- Anadolu tipleri
2-Çukurova tipi
3-Uzunyayla atı
4-Midilliler ve diğer yöresel tipler

Türkiye'de bulunan diğer at ırkları

1-İrlanda atı: Sıçrama (konkur) atıdır. Cidago 160-165 cm.
2-Anglo-Arap: Cidago 160 cm. (koyu, özellikle doru don)
3-Hanofer: Cidago 153-170 (Koyu don) Eğitime yatkın, sıcak kanlı
4-Holstein: Almanya. 153-162 cm. Konkur atı.
5- Akhal-Teke: Türkmenistan 142-152 cm. Mükemmel yürüyüşlü, dayanıklı, eğitilir ancak inatçıdır. Kötü huyludur.
6-Kabardin: Kuzey Kafkasya. Dağ ırkıdır. Binek yüksekliği 142-151 cm. Uzun ömürlüdür.

Atlarda Beslenme

Gebelik

Gebeliğin son 90 günü yapılacak besleme çok önemlidir. Bu aşamada kaba yem miktarı azaltılıp (ot, saman vs.); kesif yem miktarı (yulaf, mısır, küspe vs.) arttırılmalıdır.

Enerji İhtiyacı
9. ay: Yaşama payı enerji ihtiyacı x 1.11 10. ay: Yaşama payı enerji ihtiyacı x 1.13 11. ay: Yaşama payı enerji ihtiyacı x 1.20

*
Yaşama payı enerji ihtiyacı: Hayvanın hayatını sürdürebilmesi için gerekli, en düşük düzey enerji ihtiyacı. Laktasyon: Ortalama 5 ay sürer. İhtiyaç, yaşama payı enerji ihtiyacı+ 792 kCal'dir. Günlük süt verimi 10-20 kg. arası değişir.
*Laktasyon: Hayvanın süt verdiği dönem.

Su ihtiyacı

Normal bir atın günlük su ihtiyacı 19-45 litredir.

Atlarda Bakım

Tay, doğumdan sonra ilk 24 saat ağırlığının 1/10'u kadar ağız sütü içer.*Ağız sütü: Doğumdan sonra memeden akan, bağışıklık maddelerince çok zengin ve yavrunun yaşaması için çok önemli süt (bu süt doğumdan itibaren 3 gün boyunca salgılanır. İçerisindeki bağışıklık maddeleri gitgide azalır.)Tayın ilk dönemki bakımında en önemli konular (eğer başka kaynaktan süt verme mecburiyeti varsa) sütün vücut sıcaklığında olması ve tayın yalnız bırakılmamasıdır.(Anası ölmüş taylarda önemli)Taylar 12 aylıkken ergin yaş ağırlığının %75 'ine ve ergin yaş sırt (cidago) yüksekliğinin %90 'ına ulaşırlar.Bu sebeple iyi beslenmelidirler. 4 'üncü haftadan sonra ananın sütü yetmemeye başlar. Bu aşamada tay büyütme yemleri verilmelidir.

Yulaf tek başına verildiğinde kavuzlu olduğu için midede topaklaşmaz.Süt döneminde taylar için yulaf tek başına önerilmez. İçeriğinde protein ve mineral madde eksiktir. 2 aydan fazla yonca verilirse böbrek taşı yapabilir. Ayrıca yonca atların %2-3 'ünde alerji yapar.

Atlarda Üreme

Gebelik süresi: 11 ay
Kızgınlık dönemi: İlkbahar
*
Kızgınlık: Dişi memelilerin yumurta ürettikleri, çiftleştirildiklerinde gebe kalmaya müsait oldukları dönem.
Kızgınlık süresi uzunluğu:
2 - 2,5 gün
İki kızgınlık arası süre:
15 - 17 gün
Östrüs döngüsü süresi
(1. östrüsun başından, 2. östrüsun başına): 29 gün
Östrüs döngüsü:
Dişi memeli hayvanın, fertil (döllenebilir) yumurta ürettiği fizyolojik durum.

Kısrakta östrüs belirtileri:
1- Hayvan sık sık idrar çıkarır.
2- Sükunetini kaybeder. Sebepsiz kişner.
3- Çalışan kısraklar çabuk yorulur.
4- Dış etkilere duyarlıdır. Dokunulduğu zaman gıdıklanır.
5- Vajina ağzını açıp kapatır.
6- Diğer kısraklara sokulur. Onlara ilgi gösterir.
7- Aygır yaklaştığı zaman kuyruğunu kaldırır.
8- Vajinadan mukoz bir sıvı akar.
9- Vajina ağzı şişmiş, kızarmış, gevşek bir yapıdadır.

Yürüyüş ve Koşma Şekilleri

Atlarda yürüyüş ve koşma şekillerini bilmenin yararları:
1- İdman pisti zemininin dikkate alınmasını
2- İdman süresinin dengeli şekilde tespit edilmesini
3- Ayak hastalıklarının iyileşme süresinin kısa sürmesini
4- Ayak hastalıklarının tekrar ortaya çıkmamasını sağlar.

Atlarda yürüyüş ve koşma şekilleri şunlardır:
1- Ağır adi yürüyüş: Önce arka ayak, ardından öndeki çaprazı; diğer arka ayak ve öndeki çaprazı atılır. Üç ayak hep yere basar.
2- Süratli adi yürüyüş: Ağır adi yürüyüşün süratlisidir.
3- Tırıs koşma: Bacakların hareket sırası çaprazdır. İki ayak hep yerde kalır.

4- Dörtnal koşma: Hep aynı art ayak ilk basar. İlk basma sesinden sonra üç hızlı basma sesi duyulur.
5- Rahvan koşma: Daha çok eşeklerde görülür. Hızlı yürüyüştür. Ayaklar çapraz değil art-arda atılır. İki ayak sürekli yerdedir. Biniciyi yormaz. Spor sayılmaz.

Yürüyüş Kusurları:

1- Topuk çalma: Atın yürürken ileri attığı ayağı ile yere basan bacağına vurmasına denir. Topuk çalma nedenleri: Bacak kusurları, tırnak kusurları, yanlış tırnak kesimi, yanlış nallama, atın zayıf - yorgun olması, binicinin hatalı oturması, hatalı dizgin kullanılması.
2- Yetiştirme: Arka ayak nalının ön kısmı ile ön bacağa vurmaktır.
3- Sürçme: Atın ayağını yere sürtmesidir.


nünü - avatarı
nünü
Ziyaretçi
16 Eylül 2008       Mesaj #2
nünü - avatarı
Ziyaretçi
Arap Atı
Birçok kişi dünyadaki en güzel at soyunun Arap atı olduğu konusunda birleşir. Gerçek­ten de evcilleştirilmiş atların en eskisi ve en safkanı olan Arap atı son derece alımlı ve zarif bir hayvandır. Öbür soylara oranla biraz daha küçük yapılı olan Arap atının sırtı kısa, kafası küçüktür. Gözleri iri ve fırlak, çok duyarlı olan burun delikleri geniştir. Bu yüzden yandan bakıldığında burun kemeri hafifçe içeri çökük gibi görünür. Ortalama cidago yüksekliği 150 santimetredir. Hareket­leri çok yumuşak, soylu ve zarif olan bu at yürür ya da koşarken kuyruğunu bayrak gibi havada tutar. Kendi soyundan gelen safkan İngiliz atı kadar hızlı değilse de, dayanıklılığı ve zekâsı bütün öbür soylardan daha yüksek­tir. İÖ 5000 yıllarından beri var olduğu sanılan ve bütün hafif atların atası kabul edilen Arap atının kökeni konusunda gerçek­ler ile efsaneler birbirine karışmıştır. Gene de, bu atın İS 7. yüzyılda Arabistan'da ye­tiştirildiği kesindir. İÖ 1000 yıllarında yetiş­tirilen ve büyük olasılıkla Libya atının soyun­dan gelen Asur, Yunan ve Mısır atları Arap atına çok benzediği için bu atın da aynı soydan geldiği düşünülmektedir.
Sponsorlu Bağlantılar

İngiliz Atları
İngiltere'de hafif ve ağır birçok at soyu üretilmiştir, ama İngiliz atı dendiğinde ilk akla gelen safkan İngiliz atı olur. İnce ve zarif yapılı olan bu atın cidago yüksekliği yaklaşık 160 santimetredir. Bütün safkan İngiliz atlan 1689-1730 yılları arasında İngiltere'ye getiri­len üç Arap aygırının soyundan gelir.

İngiliz-Arap atı, safkan İngiliz atı ile Arap atının melezidir. Arap atının güzelliğini, dayanıklılığını ve zekâsını, safkan İngiliz atı­nın da hızını ve iriliğini alan bu at çok gösterişli ve soylu bir hayvandır.

Safkan olmayan İngiliz atlan da, hangi amaçla kullanılacaksa o amaca uygun özellik­teki atlar arasında çaprazlamayla üretilmiştir. Örneğin avda, özellikle tilki avında kullanıla­cak atlann engelleri aşabilmesi için iyi sıçra­ması ve av köpekleriyle birlikte koşabilecek kadar hızlı olması istenir. Bazı atlar günlük gezintilerde binek atı olarak kullanılır. Binici­nin rahatsız olmaması için bu atlann iyi huylu ve düzgün yürüyüşlü olması gerekir. Bacakla-nnı çok yukarıya kaldırarak kendine özgü bir biçimde tırıs yürüyen Hackney atları hemen hemen yalnızca gösteri atı olarak yetiştirilir. Çok hafif arabalara koşulan bu atlar, kendile­rine öğretildiği gibi bacaklarını yukan kaldı­rarak arabayı ve sürücüyü çekerler. Polo oyununda genellikle yanmkan İngiliz atlan kullanılır. Ama hızlı, güçlü ve manevra yete­neği yüksek olan herhangi bir at da bu oyun için uygundur. Polo atının görüşünün keskin olması, toptan ve oyun sopalarından korkma­ması da aranan özelliklerdendir.

Hafif Amerikan Atları

Kuzey Amerika'da fosilleri bulunan ilk atla­rın soyu çoktan tükenmiştir ve bugün bu kıta­da yaşayan bütün atlar, Amerika'nın keşfin­den sonra oraya götürülen atların soyundan gelir. Kanadalılar, Fransız kısraklarını New England ve New York'tan getirilen aygırlarla çiftleştirerek iyi binek atlan üretmişlerdi. 19. yüzyıl sonlarından beri değerli bir soy olarak kabul edilen Amerikan binek atı, bu Kanada atlan ile safkan İngiliz atlarının yerli soyla melezlenmesinden doğdu.

Amerika Yerlileri'nin yetiştirdiği Appa-loosa atının derisi pembe renktedir. Hayvanın sağnsını ve butlannı bir manto gibi örten be­yaz ipeksi tüylerin üstü siyah ya da çikolata rengi beneklerle süslüdür. Bazen sirklerde de görülen bu at soyu 3.000 yıl önce Çin'de bili­niyordu.
Bir midillinin soyundan gelen Morgan atı, hem binek hem yük atı olarak kullanılan güç­lü ve yumuşak huylu bir hayvandır. Gene ha­fif Amerikan atlanndan biri olan çeyrek mil yanş atı, 1700'lerde Kuzey Amerika'daki İs­panyol sömürgelerinden getirilen atların saf­kan İngiliz atlarıyla melezlenmesinden elde edildi. Adını çeyrek mil yarışlarından alan bu at soyu, iyi manevra yapabildiği ve çok daya­nıklı olduğu için bugün sığır güden kovboylar-ca kullanılır.
Standart Amerikan soyu ise özellikle ABD'de çok yaygın olan toprak zeminde tıns ve düz yarışlar için geliştirilmiştir. Bu soydan gelen atların arka bacak kemikleri öbür atlarınkinden daha uzun olduğu için hayvan tıns koşarken daha uzun adım atabilir.

Ağır Atlar
İngiliz ağır atlannın en irisi Shire atıdır. Bu atın, tepeden tırnağa zırhlı ve silahlı bir adamı taşıyabilecek kadar güçlü ve ağır olan ortaçağ savaş atlarının soyundan geldiği söylenir. Oy­sa ağır atların ilk soylan zırhlı şövalyelerin ça­ğından ancak iki yüzyıl sonra geliştirilmiştir. En iyi Shire atlannın cidago yüksekliği 170 santimetreden fazladır. Ağırlığı 1 ton dolayın­da olan bu at 5 tonluk bir yükü çekebilir. Bu dev yapısına ve kuvvetine karşılık Shire atı çok yumuşak huylu bir hayvandır. Belçika atı Shire atından da iri, ama genellikle onun ka­dar yüksek değildir.
Clydesdale, İskoçya'da 18. yüzyıldan beri soyu sürdürülen bir yerli attır. Shire atı kadar iri olmadığı için ondan daha hareketlidir. Ba­caklarında ve bazen gövdesinin alt bölümün­de beyaz tüyler bulunur. Shire atı gibi Clydes­dale atının da dizlerinden bileğine kadar ipek gibi uzun beyaz tüylerden oluşan püsküller uzanır.

Suffolk atının donu mutlaka kızılımsı kah­verengidir; başka renkte olanlarına rastlan­maz. Bu özelliğiyle kolayca tanınan bu atın bacakları tüysüz ve çok kısa, boynu da kısa ve güçlüdür.
İngiltere ve Kuzey Amerika'da çok yetişti­rilen Percheron atının anayurdu Fransa'daki Perche bölgesidir. Birçok yönden Suffolk atı­na benzeyen bu atın da rengi hiç değişmez, her zaman boz ya da yağızdır.

Türk Atları
Türkiye'deki atlar değişik soyların karışma­sıyla ortaya çıktığı için, birkaç özellik dışında at tiplerini birbirinden ayıracak belirgin fark­lılıklar bulmak güçtür. Bunların çoğu Arap atının kanını taşıyan sıcakkanlı, hafif atlardır.

Anadolu yerli atı, ortalama cidago yüksek­liği 134 cm olan küçük ve tıknaz yapılı, vücut oranları oldukça uyumlu bir hayvandır. Ada­na yöresinde bulunan Çukurova atı yerli attan biraz daha uzun ve daha yüksektir. Bu atın binek ve koşum atı olarak kullanılan iki tipi vardır. Türkiye'deki bir başka at tipi de Arap atları ile yerli atın karışmasından ortaya çık­mıştır. Bu yüzden hem yerli atın, hem Arap atının özelliklerini taşır.

Uzunyayla tipi atlar 19. yüzyıl sonunda ge­tirilen güçlü Çerkeş atları ile yerli atlann çift-leştirilmesiyle üretilmiştir. Sonradan Macar Nonius atlarıyla melezlenen Uzunyayla atlan orduda ve tanmda kullanılır. Ukrayna'dan getirilen atlarla yerli atların çiftleştirilmesin-den elde edilen Malakan atları, Anadolu atla-nndan oldukça değişik yapıda, güçlü, daya­nıklı ve yumuşak huylu hayvanlardır.

Bu tipler dışında Türkiye'de sayıları çok az olan Hınıs ve Canik atları da bulunur. Ayrıca devletin kurduğu haralarda midilli, safkan ve yanmkan Arap ve İngiliz atlan yetiştirilir; kıs­rak döllemek için kullanılan damızlık aygırlar çeşitli yörelerdeki aygır depolannda bakıma alınır.
At, gücü, hızı, dayanıklılığı, alımlı ve soylu görünümüyle çok eskiden beri Türkler'in gö­zünde neredeyse kutsallaşmıştır. Göktürkler, bir savaşçı öldüğünde atını da öldürür ve kül­lerini ölenin mezanna koyarlardı. Oğuz boy­larında, yas belirtisi olarak ölenin atının kuy­ruğunu kesme geleneği vardı. Orta Asya'daki Türkler'in samanları, dinsel törenlerde at ka­fasını büyü aracı olarak kullanırlardı. Günü­müzde hâlâ yaşayan, kapılara at nalı asmanın uğur getirdiği yolundaki boş inanç da atı kut-sallaştıran eski inanışlann bir kalıntısıdır.
Atına rütbe veren, ölünce de mezara göm­düren Roma İmparatoru Neron gibi, Osmanlı Padişahı II. Osman da "Sisli Kırat" adındaki çok sevdiği atı için özel bir mezar yaptır­mıştı. At mezan denen bu mezar eskiden ya­tır gibi ziyaret edilir, hasta atlan iyileştireceği­ne inanılırdı.



"Kaynak: MsXLabs.org & Temel Britannica"


Benzer Konular

8 Nisan 2012 / sedat kababıyık Soru-Cevap
16 Şubat 2010 / Misafir Ziraat
15 Şubat 2010 / Misafir Ziraat
23 Mart 2010 / Misafir Ziraat
7 Şubat 2010 / Misafir Ziraat