Arama

Takrir-i Sükun Kanunu (Huzurun Sağlanması Kanunu)

Güncelleme: 30 Ocak 2018 Gösterim: 7.448 Cevap: 2
HipHopRocK - avatarı
HipHopRocK
Ziyaretçi
25 Mart 2009       Mesaj #1
HipHopRocK - avatarı
Ziyaretçi

Takrir-i Sükun Kanunu


Takrir-i Sükûn Kanunu, Şeyh Said Ayaklanmasından (1925) sonra kabul edilen ve hükümete olağanüstü yetkiler tanıyan yasa.
Sponsorlu Bağlantılar

Şubat 1925 ortalarında başlayan Şeyh Said Ayaklanması üzerine, Cumhuriyet Halk Fırkası grubunda ayaklanmayla ilgili gereken önlemleri almamakla suçlanan Fethi Bey (Okyar) hükümeti istifa etti ve yerine İsmet Paşa (İnönü) başkanlığında yeni bir hükümet kuruldu. İsmet Paşa hükümetinin ilk karan, Takrir-i Sükûn Kanunu tasarısını meclise sunmak oldu; tasarı 4 Mart 1925’te yasalaştı.

Yasaya göre, hükümet “gerici” , “isyancı” ve “ülkenin sosyal düzeni ile huzur ve sükûnunu ve güvenlik ve asayişini bozan ya da bozmaya yeltenen” bütün kuruluşları ve bu doğrultudaki yayınları, cumhurbaşkanının onayıyla yasaklamaya yetkili kılmıyordu. Ayrıca bu tür girişimlerde bulunanların İstiklal Mahkemeleri’nde yargılanması öngörülüyordu. Yasanın geçerlik süresi iki yıldı.

Takrir-i Sükûn Kanunu’nun kabulünden sonra hükümet, ayaklanmayla dolaylı ya da dolaysız bağları gerekçe göstererek muhalefete karşı harekete geçti. Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nı (TpCF) destekleyen gazetelerle sol eğilimli dergi ve gazeteler kapatıldı. Aynca iktidara muhalif olduğu bilinen Ahmet Emin (Yalman), Ahmet Şükrü (Esmer) ve Suphi Nuri (İleri) gibi gazeteciler Şark İstiklal Mahkemesi’nde yargılandılar. Bu gazeteciler bir süre sonra serbest bırakıldılarsa da, Ankara İstiklal Mahkemesi’nde yargılanan Hüseyin Cahit (Yalçın) mahkûm oldu ve Çorum’da süresiz sürgün cezasına çarptırıldı. Bu arada TpCF Takrir-i Sükûn Kanunu’na dayanılarak 3 Haziran 1925’te kapatıldı. Ülkenin bütün muhalefet odaklarının sindirilmesiyle koyu bir tek partili rejim başladı. Serbest tartışma ve eleştiriyi yok eden baskıcı bir ortama geçildi. 2 Mart 1927’de yeni bir yasa çıkarılarak iki yıl daha uzatılan Takrir-i Sükûn Kanunu, 4 Mart 1929’da kendiliğinden yürürlükten kalktı.

kaynak : Ana Britannica

Son düzenleyen Safi; 30 Ocak 2018 18:57
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
22 Kasım 2011       Mesaj #2
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye
Takrir-i Sükûn Kanunu
Şeyh Sait Ayaklanması üzerine 4 Mart 1925 günü çıkarılan, 4 Mart 1929'a dek yürürlükte kalan yasa.
Sponsorlu Bağlantılar

Tek maddeden oluşuyordu. Bu madde "gericilik, ayaklanma, ülkenin toplumsal düzenini, dirlik ve dinginliğini ve güvenliğini bozmaya yönelik her türlü örgüt tahrikleri, teşvik, teşebbüs ve yayınları hükümet, cumhurbaşkanının onayı ile kendi başına ve yönetim olarak yasaklamaya yetkilidir. Söz konusu eylemlere katılanları İstiklâl Mahkemeleri'ne verebilir" hükmünü getiriyordu.

Bu yasanın uygulanmasının ilk adımı olarak 20'ye yakın gazete ve dergi ile Terakkiperver Fırka kapatıldı. Zekeriya Sertel ve Cevat Şakir gibi yazarlar üçer yıl kalebentlik cezasına çarptırıldı. 1925 yılında Ankara İstiklâl Mahkemesi tarafından yürütülen "Büyük Komünist Davası" sonunda da birçok kişi 7-15 yıl hapisle cezalandırıldı.


MsXLabs.org & Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi

Son düzenleyen Safi; 30 Ocak 2018 18:58
"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
30 Ocak 2018       Mesaj #3
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Takrir-i Sükun Kanunu

Takrir-i Sükun Kanunu (Güncel Türkçesi: Huzurun Sağlanması Kanunu) 3 Mart 1925'te TBMM'de kabul edildi. Hükümete olağanüstü yetkiler veren Takrir-i Sükun Kanunu ile Kasım 1924 ortalarında "dinsel gericilik" tehlikesine karşı Başbakan İsmet İnönü sıkıyönetim ilan edilmesini istedi. Ancak Meclis'te bu isteğini kabul ettiremeyince istifa etti ve yerine ılımlı kişiliğiyle tanınan Fethi Okyar) başbakanlığa getirildi. 1925 Şubat ortalarında Şeyh Said İsyanı patlak verince, Doğu Anadolu'da hemen sıkıyönetim ilân edildi. Fethi Bey düşürüldü ve yeni hükümeti 3 Mart'ta İsmet Paşa kurdu. Yeni hükümet ilk iş olarak Takrir-i Sükûn Kanunu'nu Meclis'ten geçirdi ve biri isyan bölgesinde, öteki "Ankara" adını taşımakla birlikte yurdun geri kalan bölgelerinde çalışmak üzere iki de İstiklal Mahkemesi kurulmasını kararlaştırdı. Diğer taraftan ordu birlikleri harekete geçirildi. Yapılan plânlı askerî harekât ile, isyancılar dağıtılıp, elebaşıları yakalandı. Suçlu oldukları hükümet tarafından iddia edilenler İstiklâl Mahkemelerinde yargılandılar. Suçlu görülenler çeşitli cezalara çarptırıldılar. Yapılan soruşturmada isyancıların bir kısmına Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'na mensup oldukları itiraf ettirildi. Bunun üzerine memleketteki tek muhalefet partisi de 3 Haziran 1925'te hükümet kararı ile kapatılarak, cumhuriyet rejimine yönelen önemli bir tehlikenin ortadan kaldırılmış olduğu iddia edildi.
3 maddeden oluşan Takrir-i Sükun Kanunu'nun 1. maddesi şöyleydi:
  • İrtica ve isyana ve memleketin nizam-ı içtimaisi (toplumsal düzen) ve huzur ve sükûnu ve emniyet ve asayişini ihlale bais (bozmaya yönelik) bilumum teşkilât ve tahrikat ve teşvikat ve neşriyatı ( örgütlenmeleri, kışkırtmaları, yüreklendirmeleri ve yayınları), hükümet reisi cumhurun tasdikiyle ve re'sen ve idareten man'e mezundur (kendi başına yasaklamaya yetkilidir). İş bu ef'al erbabını (bu eylemleri işleyenleri) hükümet İstiklâl Mahkemesi'ne tevdi edebilir.
SİLENTİUM EST AURUM

Benzer Konular

27 Nisan 2009 / HipHopRocK Ekonomi
1 Nisan 2009 / The Unique Hukuk
5 Aralık 2007 / Aynacan Taslak Konular
20 Kasım 2008 / HerHangiBiri Taslak Konular
7 Ocak 2007 / Misafir Taslak Konular