Arama

Amerikan Bağımsızlık Bildirisi

Güncelleme: 4 Temmuz 2011 Gösterim: 3.286 Cevap: 1
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
4 Temmuz 2011       Mesaj #1
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Amerikan Bağımsızlık Bildirisi (Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi)
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Sponsorlu Bağlantılar

Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi, Onüç Koloni'nin Büyük Britanya Krallığı'ndan ayrı olarak bağımsızlıklarını ilan ettikleri belgedir. Kongre tarafından 2 Temmuz 1776 tarihinde onaylanmış, 4 Temmuz'da ilan edilmiştir; bu tarihten sonra Amerika Birleşik Devletleri'nde her sene "Bağımsızlık Günü" olarak kutlanmaktadır. Bu belge Washington D.C.'deki devlet arşivlerinde gösterimde bulunmaktadır. Amerikan kolonilerinin bağımsızlıkları Büyük Britanya Krallığı tarafından 3 Eylül 1783 tarihindeki Paris Antlaşması'yla tanınmıştır.
11 Haziran 1776 tarihinde Virjinya'lı delege Richar Henry Lee, bağımsızlık için bir karar sureti sunduktan sonra, Massachusetts'ten John Adams, Pensilvanya'dan Benjamin Franklin, Virjinya'dan Thomas Jefferson, New York'tan Robert R. Livingston, ve Connecticut'tan Roger Sherman tarafından oluşan beşli komite tarafından hazırlanmıştır. Bildirgenin büyük bir bölümü Jefferson tarafından yazılmıştır.
Bildirgede şu sözler yer almaktadır:
"Bütün insanların eşit yaratıldıklarına; yaratıcıları tarafından onlara hayat, özgürlük ve mutluluğu arama hakkı gibi geri alınamaz bazı haklar verildiğine inanıyoruz."
Bu belgede ifadeye kavuşan yönetim ilkeleri için Thomas Jefferson şöyle demiştir:
"Biz şu gerçeklerin açık olduğu görüşündeyiz: bütün insanlar eşit yaratılmışlardır, onları yaratan Tanrı kendilerine vazgeçilemez bazı haklar vermiştir, bu haklar arasında yaşama, özgürlük ve refahını arama hakları yer alır, bu hakları korumak için insanlar arasında meşru, iktidar hak ve yetkilerini yönetilenin rızasından alan hükümetler kurulmuştur. Herhangi bir hükümet şekli, bu amaçları tahrip eder bir nitelik kazanırsa, onu değiştirmek veya kaldırmak ve temelleri kendi güvenlik ve refahlarını sağlamaya en uygun görünecek ilkeler üzerine dayanan, güç ve yetkiyi aynı amaçla örgütleyen yeni bir hükümet kurmak o halkın hakkıdır."
Oluşum süreci
Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi, İngiliz Hükûmeti'ne karşı Amerikan Devrim Savaşı'nın başlamasından sonra oluşturulmuş bir belgedir. Bu sebeple Amerikan Devrim Savaşına kısaca değinmek gerekir. Amerikan halkı İngiliz Hükûmetinin artan ekonomik ve askeri baskısı sebebiyle George Washington önderliğinde İngilizlerle 6 yıl savaşmış ve genel savaşa dahil, birçok cephe savaşını kaybetmiş olsalar bile, azim ve sabır göstererek, Fransızlarında yardımıyla savaştan zaferle çıkmasını bilmişlerdir.

İngiliz baskısı

İngiltere, Avrupa'daki savaşlarında özellikle Fransa ile yaptığı Yedi Yıl Savaşları'nda büyük maddi kayıpları uğrayınca bu kayıpları koloni devletleriyle paylaşmak için yeni vergiler ve yasalar çıkardı. Bu yasalar "İngiliz Seyrüsefer Kanunları" (Navigation Acts) olarak adlandırılır. Bazıları:
  • Şekerli Posa Yasası (Molasses Act, 1733): Amerikan denizcileri West Indies (Orta Amerika Adaları) denilen bölgeden şeker ithal edip rom denilen bir içki üretiyorlardı. Bu içki Amerikan dış ticaret çarklarından biriydi. İngiliz Hükûmeti bu yasayla ağır vergilerle Amerika kolonilerinin West Indıes bölgesiyle ticaretini yalnız İngilizlere ait adalara ayırmıştı. Amerikan denizcileri bu yasanın açıklarından faydalandığı için çok etkili olmamış fakat Amerikan halkında İngiliz hükümetine karşı hoşnutsuzluklar başlamıştır.
  • Şeker Yasası (Sugar Act, 1764): Şekerli Posa Yasası'nı etkin kılınmasını sağlayacak maddeler içeriyordu. Vergilerin toplanmasında etkinlik, kaçan denizcilerin gemilerine el konulması, gümrük memurlarına daha sıkı davranılması konusunda emir verilmesi, kaçakçıların yakalanması için İngiliz gemilerin Amerika sularında karakollarda bekletilmesi ve subaylara şüpheli gördükleri binalarda arama yapabilme yetkileri verilmişti. Fakat İngilizlerin korkutma, bastırma çalışmaları Amerikan halkında ki hoşnutsuzluğu arttırmış ve yaygınlaştırmıştır.
  • Sınır Yasası (Proclamation Line): Hızla artan göçmen sayısı ve savaşların yol açtığı ekonomik sıkıntılar sebebiyle, birçok kolonist, dağların ötesinde kendilerine yeni bir yaşam kurmak istiyorlar. İngilizler bu yasayla Appalachianler'in ötesinde yeni koloniler kurulmasını yasaklıyordu.
  • Pul Yasası (Stamp Act): İngiliz Hükûmeti gümrük tarifeleriyle kolonilerden yüksek miktarda altın çekerken bu yasayla da, yeni bir vergiye tabi tutmuştur.
Bu yasalara ek olarak, kolonilerde sınai maddeleri sınırlayan ya da yasaklayan bir dizi yasayı da İngiliz hükümeti çıkarmıştır.

Neden Amerika
?
Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi gibi çağının ötesinde, demokratik ve cumhuriyetçi bir atılımın Amerika'daki kolonilerde oluşmasının dört temel sebebi vardır:

1. Coğrafi etken
Kuzey Amerika kolonileri Avrupa'nın mutlakiyetçi ve dinci siyaset üreten merkezlerinden, uzaklık sebebiyetiyle etkilenmemişlerdir. Ayrıca, Londra da gene uzaklık sebebiyle Kuzey Amerika kolonileri üzerinde etkili olamamış, otoritesini tam olarak kuramamıştır.


2. Ekonomik durum
İlk yerleşimciler ekonomik olarak birbirlerine yakın durumdaydılar. Nüfus arttıkça sınırların ötesinde yeni topraklar yerleşime açılıyor, böylelikle Avrupa'daki gibi toprak kıtlığından kaynaklanan bir baskı oluşmuyordu. İlk yerleşim bölgelerinde ticaretle uğraşanlar, küçük bir zenginler sınıfı oluşturmuşsada genel olarak Amerika, eşitlikçi bir çiftçi toplumu görüntüsü veriyordu. Belirgin bir aristokrasi sınıfı oluşmamıştı.


3. Sosyal durum
İlk yerleşimciler, genel olarak ülkelerindeki dini,siyasi ve ekonomik baskılardan kurtulmak için göç etmişlerdi. Daha en başta, özgür, bağımsız ve refah içinde yaşama düşüncesi vardı. Bu düşünceler Kuzey Amerika kıtasında rahat bir gelişim ortamı bulmuştur.


4. Din
Çeşitli kolonilerde birbirinden farklı dinsel gruplar bulunuyordu. Birçoğu, din baskısından kurtulmak için anayurtarından göç etmiş bu toplululğu kimse tek bir din veya mezhep çatısı altında birleştirmeyi düşünemezdi. Bu sebeple Amerika'da hiçbir dini baskı kurulmamıştı.

Bu sebeplerden dolayı, bu kadar ilerici bir hareket Avrupa veya başka bir kıtada değil Kuzey Amerika'daki on üç kolonide ortaya çıkmıştır.

Kaynağı

Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi yazarları özellikle iki kişiden etkilenmiştir. Bunlardan birincisi John Locke'tu. Locke'un two Treaties of Government kitabı, Amerikan Bağımsızlık Bildirgesinin kaynaklarından biridir. Locke, devletin en yüce görevinin, her insanın hakkı olan yaşam, özgürlük ve mülkiyeti korumak olduğunu söylemiştir.
İkincisi ise Jean-Jacques Rousseau'ydu. Onun toplumsal sözleşme teorisi bildirgenin yazarlarını oldukça etkilemiştir. Nitekim Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi'nin ikinci paragrafı Rousseau'nun tezinin neredeyse kelimesi kelimesine yazılması bunu göstermektedir.

Genel hatları

Ulusların hakkı
AşağıdaKİ gerçekler bizim için gayet açıktır:
Tüm insanlar eşit yaratılmışlardır; Yaradan’ları tarafından bağışlanmış, belli bazı vazgeçilemez haklara sahiptirler; yaşam, özgürlük ve mutluluğa erişme hakları da bunların arasındadır. Bu hakları güvence altına almak amacıyla, insanlar kendi aralarında yönetimler kurarlar; bu yönetimler gerçek güçlerini, yönetilenlerin onamasından alırlar; herhangi bir yönetim biçimi, bu hedeflere ulaşmada köstekleyici olmaya başladığında, bu yönetimi değiştirmek ya da düşünmek, yeni bir yönetim kurmak ve bu yeni yönetimin yetkilerini ve dayandığı temelleri, güvenlik ve mutluluklarını sağlayacağına en çok inandıkları bir biçimde düzenlemek ve kurmak, halkın hakkıdır; aslında sağgörü, uzun bir geçmişi olan yönetimlerin sudan ve geçici nedenlerle değiştirilmemesini buyurur; bu yüzden insanların durumlarını düzeltmek amacıyla alışılagelen yönetim biçimlerini değiştirmek yerine, kötülüklere katlanmayı yeğlediklerini deneyimler göstermiştir; ancak sürekli aynı amaca yönelik, uzun bir yolsuzluklar ve zorbalıklar silsilesi, ulusu, mutlak bir despotizme sürüklemek niyetini açığa vurursa, o zaman böyle bir yönetimi yıkmak ve gelecekteki güvenlikleri için yeni koruyucular seçmek, o ulusun hakkı ve görevidir.

İngiltere Kralı'nın yaptıkları

  • Yargıçlık yetkisinin verilmesiyle ilgili yasaları onaylamayarak, kazai içtihadı etkisiz hale getirmiştir.
  • Yargıçların görev sürelerini, maaşlarının tutarını ve ödeme biçimini sadece kendi keyfine göre belirlemiştir.
  • Halkımıza eziyet olsun ve halkın cevherleri tükensin diye, sayısız yeni makam açmış, buralara büyük memur yığınları yollamıştır.
  • Barış zamanında, yasama meclisinin onayı olmaksızın, topraklarımız üzerinde sürekli bir ordu bulundurmuştur.
  • Askeriyeyi sivil güçten bağımsız ve üstün kılmaya kalkışmıştır.
Britanya halkı
Britanyalı kardeşlerimize karşı da saygıda kusur etmiş değiliz. Zaman zaman onları, yasa koyucuların üzerimizde haksız bir yönetim kurma girişimleri konusunda uyardık. Buraya hangi koşullar altında göç edip, yerleştiğimizi anımsattık onlara. Doğal adalet ve alicenaplık duygularına seslenerek aramızdaki ırk bağları dolayısıyla, bu zorbalıkları kınamalarını rica ettik. Çünkü bu zorbalıkların, aramızdaki bağlantıları ve ilişkilerimizi bozması kaçınılmaz bir şeydi. Ama onlar da adaletin ve kan bağımızın feryatlarına kulaklarını tıkadılar. Bunun için artık, onlardan ayrılmamız gerektiği sonucuna boyun eğmek ve onları da, insanlığın geri kalan kısmı gibi, savaşta düşman, barışta dost kabul etmek zorundayız.

Sonuç
Bu yüzden, Genel Kongre halinde toplanan biz ABD temsilcileri, görüşlerimizin doğruluğuna, dünyanın en yüce Yargıcı’nı tanık tutarak, bu kolonilerin halkından aldığımız yetkiyle, onların adına, Birleşik kolonilerin özgür ve bağımsız devletler olduklarını ve bunun hukuken böyle korunacağını; Büyük Britanya Krallığı’na karşı her türlü yükümlülükten kurtulmuş olduklarını; bu kolonilerle Büyük Britanya Devleti arasındaki her türlü siyasal ilişkilerin sona erdirildiğini ve bunun böyle kalacağını; özgür ve bağımsız devletler olarak, savaş açmak, barış ilan etmek, andlaşmalar yapmak, ticareti düzenlemek ve diğer tüm bağımsız devletlerin yapabileceği her şeyi yapmak hakkına sahip olduklarını resmen açıklar ve ilan ederiz. Ve bu bildirinin korunması için, Tanrı’nın inayetine tam bir güvenle, yaşamlarımız, servetlerimiz ve en kutsal varlığımız olan onurumuz üzerine and içeriz.

Etkileri
Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi'ni yazan beşli komite ve kabul eden delegeler sadece bir ülkenin bağımsızlığını ilan etmemiş aynı zamanda bütün insanların özgür ve eşit olduğunu, insanların doğuştan gelen ve kaybetme ihtimali olmayan, hükümetler veya devletler tarafından bağışlanmamış ve onların keyfine tabii olmayan haklara sahip olduğunu ilan etmiştir. O dönemde Amerika'da kadın-erkek eşitsizliği, siyah-beyaz ayrımcılığı vardı ve Amerikan Bağımsızlığı yayınlandıktan uzun süre sonra bile bunlar çözüme kavuşturulamadı. Fakat Jefferson'ın yazdığı gibi "bir toplumun, yaşayışında bir ideali tamamen gerçekleştirememiş olması, bu ideali değerden düşürmez."

Dünya üzerindeki etkileri

Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi, tüm Avrupa'da ama özellikle Fransız aydınları üzerinde bir etki yapmıştır. Fransızlar, bu belgeyle kendi aydınlarının söylediklerini tekrar hatırlamışlardır ve bu belge kafalarındaki düşünceleri dirilişe geçirmiştir. Fransızlar bir avuç Amerikalının küçük salonlarda özgürlük ve bağımsızlık üzerine konuşmalar yapıp kararlar almalarına, bu uğurda savaşmalarına imrenerek ve hayranlıkla bakmışlardır. Amerikan halkına yardım için giden Fransızlar, buradaki tecrübeleriyle birlikte Fransa'ya geri dönmüşlerdi Fransız İhtilali'nde önemli görevler almışlardır. Bu bağlamda Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi, Magna Carta gibi yerel kalmamıştır, insan haklarının dünyada yayılması için ilk adım sayılabilir.

Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
4 Temmuz 2011       Mesaj #2
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Ad:  505px-Us_declaration_independence.jpg
Gösterim: 308
Boyut:  105.9 KB

Sponsorlu Bağlantılar
4 Temmuz 1776


İnsanlığı ilgilendiren olayların akışı içinde, bir ulus, kendini bir başka ulusa bağlayan siyasal bağları koparmak ve doğa yasalarının ve Tanrı’nın ona dünya devletleri arasında bağışladığı bağımsız ve eşit yeri almak gereğini duyduğu zaman, insanlığın yargısına duyduğu o yerinde saygı, o ulusu bu ayrılmaya zorlayan nedenleri açıklamakla yükümlü kılar.
Aşağıda gerçekler bizim için gayet açıktır: Tüm insanlar eşit yaratılmışlardır; Yaradan’ları tarafından bağışlanmış, belli bazı vazgeçilemez haklara sahiptirler; yaşam, özgürlük ve mutluluğa erişme hakları da bunların arasındadır. Bu hakları güvence altına almak amacıyla, insanlar kendi aralarında yönetimler kurarlar; bu yönetimler gerçek güçlerini, yönetilenlerin onamasından alırlar; herhangi bir yönetim biçimi, bu hedeflere ulaşmada köstekleyici olmaya başladığında, bu yönetimi değiştirmek ya da düşünmek, yeni bir yönetim kurmak ve bu yeni yönetimin yetkilerini ve dayandığı temelleri, güvenlik ve mutluluklarını sağlayacağına en çok inandıkları bir biçimde düzenlemek ve kurmak, halkın hakkıdır; aslında sağgörü, uzun bir geçmişi olan yönetimlerin sudan ve geçici nedenlerle değiştirilmemesini buyurur; bu yüzden insanların durumlarını düzeltmek amacıyla alışılagelen yönetim biçimlerini değiştirmek yerine, kötülüklere katlanmayı yeğlediklerini deneyimler göstermiştir; ancak sürekli aynı amaca yönelik, uzun bir yolsuzluklar ve zorbalıklar silsilesi, ulusu, mutlak bir despotizme sürüklemek niyetini açığa vurursa, o zaman böyle bir yönetimi yıkmak ve gelecekteki güvenlikleri için yeni koruyucular seçmek, o ulusun hakkı ve görevidir.
İşte bu kolonilerin sabırla katlandıkları durum bu olmuştur ve şu an, onları bu güne değin varolan yönetim biçimini değiştirmeye zorlayan gerekliliği, her zamankinden fazla hissetmektedirler. Büyük Britanya Kralı’nın yönetim devresi, ardı arkası kesilmeyen haksızlıkların ve sürekli baskıların çağı olmuştur. Tüm bunların amacı, bu devletler üzerinde mutlak bir tiranlık kurmaktır. Bunu kanıtlayabilmek için, tüm gerçeklerin tarafsız dünyaya ilan edilmesi gerekmektedir:
İngiltere Kralı, kamu refahı için gayet yararlı ve gerekli olan yasaları onaylamayı reddetmiştir.
Valilerine, ivedilikle ve geciktirmeden ele alınması gereken yasaları çıkarmalarını menetmiştir. Kendisi de bu yasaların yürürlüğe girmemesi için elinden geleni yapmış, onayını sürekli ertelemiş; ve bu nedenle uzun bir süre sürüncemede kalan yasaları da bir daha ele almamıştır.
Yasama gücünde temsil edilme haklarından vazgeçmedikleri sürece, büyük halk kitlelerinin yararına olan pek çok yasayı çıkarmayı reddetmiştir. Oysa, bu hak paha biçilemez bir haktır ve nedense sadece tiranların hoşuna gitmemektedir.
Yasamayla görevli kurulları, kamu belgelerinin ve makam evraklarının bulunduğu yerlerden oldukça uzakta alışılmadık ve uygunsuz yerlerde toplantıya çağırmıştır. Onlara eziyet çektirerek, kendi uygulamalarına boyun eğmelerini sağlamak amacıyla yapmıştır bunu.
Milletvekili yarkurullarını, yılmaz bir kararlılıkla halkın haklarına el uzatılmasına karşı çıktıkları için, bir çok kez dağıtmıştır.
Bu yarkurulları dağıttıktan sonra da, uzun bir zaman yeni temsilcilerin seçilmesini engellemiştir. Bu yüzden halkın kendisi yasama gücüne sahip çıkmış, bu gücü bundan böyle kendi eliyle kullanmayı uygun bulmuştur. Ancak bu geçiş döneminde devlet, dışarıdan gelebilecek bir saldırının ya da içerdeki kargaşalıkların doğuracağı tehlikelere karşı savunmasız kalmıştır.
İngiltere Kralı, bu devletlerin kök salmalarını önlemek için elinden geleni yapmıştır; bu amaçla yabancıların vatandaşlığa kabul edilmesiyle ilgili yasanın icra edilmesine engel olmuş, yabancıların buraya göçünü kolaylaştıracak daha başka yasalar çıkarmayı reddetmiştir; yeni toprak edinme koşullarını da ağırlaştırmıştır.
Yargıçlık yetkisinin verilmesiyle ilgili yasaları onaylamayarak, kazai içtihadı etkisiz hale getirmiştir.
Yargıçların görev sürelerini, maaşlarının tutarını ve ödeme biçimini sadece kendi keyfine göre belirlemiştir.
Halkımıza eziyet olsun ve halkın cevherleri tükensin diye, sayısız yeni makam açmış, buralara büyük memur yığınları yollamıştır.
Barış zamanında, yasama meclisinin onayı olmaksızın, topraklarımız üzerinde sürekli bir ordu bulundurmuştur.
Askeriyeyi sivil güçten bağımsız ve üstün kılmaya kalkışmıştır.
Anayasamıza ters düşen, yasalarımızla bağdaşmayan bir kazai içtihat biçimini bize kabul ettirmek için başkalarıyla işbirliği yapmıştır ve bu tepeden inme kazai içtihadın uygulamalarını onamıştır. Tüm bu uygulamaların nedenleri şunlardır:
Bizim topraklarımızda güçlü, silahlı birlikleri üslendirmek;
bu devletler halkına karşı askerlerin işleyecekleri olası cinayetler karşısında, sözde yargılamalarla herhangi bir cezalandırmadan kaçınmak;
Dünyanın her yeriyle yaptığımız ticareti kösteklemek;
Bize rızamız olmadan vergi yüklemek;
Hukuki bir durumda, jürili bir mahkeme önünde, usul ve nizama uygun bir yargılamadan geçme hakkımızı elimizden almak;
Bizi işlemediğimiz cürümlerden dolayı yargılayıp, başka bir kıtaya sürebilmek;
Sınır komşumuz bir ülkede, özgür İngiliz hukuk sistemini kaldırmak, keyfi bir yönetim kurmak ve bu yönetimin yetkilerini genişletmek, dolayısıyla kendini haklı çıkaracak bir örneğe sahip olmak ve bu kolonilerde de aynı, mutlak egemenliğin kurulması için, bu yönetimi uygun bir araç olarak kullanmak;
Verilmiş haklarımızı yok saymak, en önemli yasalarımızı yürürlükten kaldırmak ve yönetim biçimimizi temelinden değiştirmek;
Yasama gücümüzü dağıtmak ve kendisinin, üzerimizde sınırsız bir yasama gücüne sahip tek yetkili kişi olduğunu ilan etmek;
İngiltere Kralı, kendi himayesi altında olmadığımızı bildirmek ve bize karşı savaş açmak suretiyle, bu topraklar üzerinde egemenlik isteminde bulunmuştur.
Denizlerimizi talan etmiş, kıyılarımıza asker yığmış, kentlerimizi yakıp yıkmış ve hemşehrilerimizi öldürmüştür.
Benzerine barbarlık zamanlarında bile rastlanmayan, hele uygar bir ulusun başkanına hiç mi hiç yakışmayan, gaddarlık ve sadakatsizlikle başlattığı, “Ölüm, Askerileşme ve Tiranlık” adlı eserini tamamlayabilmek için, yakınlarda yabancı paralı askerlerden kurulu büyük bir ordu kurmuştur.
Ya cellatların ellerine düşmemek için ya da onlarla dostça geçinebilmek için olsa gerek, açık denizde yakalanan yurttaşlarımızı kendi ülkelerine karşı savaşmaya zorlamıştır.
Aramızda ayaklanmalar çıkarmış ve sınır bölgelerinde oturan, savaş yöntemleri; bilindiği gibi yaş, cinsiyet ya da hal gözetmeksizin herkesi kesip biçmek olan, merhametsiz Kızılderili vahşileri bize karşı kışkırtmayı denemiştir.
Bu baskının her evresinde yapılan haksızlıkların düzeltilmesini en hakirane bir biçimde talep ettik. Durmadan yinelediğimiz ricalarımızın karşılığı, durmadan yinelenen haksızlıklar oldu. Ancak bir tirandan beklenebilecek davranışlarla karakterini belli eden bir Monark, özgür bir halkı yönetme işine uygun olamaz.
Britanyalı kardeşlerimize karşı da saygıda kusur etmiş değiliz. Zaman zaman onları, yasa koyucuların üzerimizde haksız bir yönetim kurma girişimleri konusunda uyardık. Buraya hangi koşullar altında göç edip, yerleştiğimizi anımsattık onlara. Doğal adalet ve alicenaplık duygularına seslenerek aramızdaki ırk bağları dolayısıyla, bu zorbalıkları kınamalarını rica ettik. Çünkü bu zorbalıkların, aramızdaki bağlantıları ve ilişkilerimizi bozması kaçınılmaz bir şeydi. Ama onlar da adaletin ve kan bağımızın feryatlarına kulaklarını tıkadılar. Bunun için artık, onlardan ayrılmamız gerektiği sonucuna boyun eğmek ve onları da, insanlığın geri kalan kısmı gibi, savaşta düşman, barışta dost kabul etmek zorundayız.
Bu yüzden, Genel Kongre halinde toplanan biz A.B.D. temsilcileri, görüşlerimizin doğruluğuna, dünyanın en yüce Yargıcı’nı tanık tutarak, bu kolonilerin halkından aldığımız yetkiyle, onların adına, Birleşik kolonilerin özgür ve bağımsız devletler olduklarını ve bunun hukuken böyle korunacağını; Büyük Britanya Krallığı’na karşı her türlü yükümlülükten kurtulmuş olduklarını; bu kolonilerle Büyük Britanya Devleti arasındaki her türlü siyasal ilişkilerin sona erdirildiğini ve bunun böyle kalacağını; özgür ve bağımsız devletler olarak, savaş açmak, barış ilan etmek, andlaşmalar yapmak, ticareti düzenlemek ve diğer tüm bağımsız devletlerin yapabileceği her şeyi yapmak hakkına sahip olduklarını resmen açıklar ve ilan ederiz. Ve bu bildirinin korunması için, Tanrı’nın inayetine tam bir güvenle, yaşamlarımız, servetlerimiz ve en kutsal varlığımız olan onurumuz üzerine and içeriz.

Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!

Benzer Konular

3 Temmuz 2016 / ThinkerBeLL Tarih
10 Aralık 2010 / HandSome Spor
18 Haziran 2011 / Misafir Hukuk
24 Haziran 2010 / The Unique Türkiye Cumhuriyeti
18 Haziran 2011 / AndThe_BlackSky Hukuk