Arama

Hadisi Şerifler - Sayfa 12

Güncelleme: 11 Kasım 2017 Gösterim: 259.877 Cevap: 447
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
12 Mayıs 2006       Mesaj #111
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Zeynep bt. Cahş'ın (r.ah.) anlattığına göre:
Hz. Peygamber (a.s.) bir kere uykusundan: "Allah'tan başka ilah yoktur. Vukuu yaklaşan şerden dolayı vay Arab'ın haline! Bugün Ye'cüc ve Me'cüc seddinden şu kadarı açıldı" diyerek uyandı. Süfyan eliyle on işareti yapmıştır. Ben: Ey Allah'ın Resulü! İçimizde bunca iyi kimseler varken biz helak olur muyuz? dedim. Allah Resulü! "Evet. Pislik ve kötülük çoğaldığı zaman" diye cevap verdi.
Sponsorlu Bağlantılar
Son düzenleyen Safi; 12 Kasım 2017 23:55
KafKasKarTaLi - avatarı
KafKasKarTaLi
Ziyaretçi
12 Mayıs 2006       Mesaj #112
KafKasKarTaLi - avatarı
Ziyaretçi
''Ümmetimden kırk Hadis-i Şerif'i taşıyan ve ezberinde tutan kimseyi Cenab-ı Allah KıyametGünü'nde fukarayı kiram, ulemayı izam zümresinde diriltir.''
HZ.MUHAMMED (s.a.v)
Sponsorlu Bağlantılar

1. Lisan (dil) ile kalb bir olmadıkça hiç bir kul mü'mini kamil olamaz.

2. Namazını terk eden kimse vefat edince, Cenab-ı Allah'ı gazab sıfatıyla bulur.

3. Hayırlı işlere delalet eden kimse, o hayırı işleyen gibi sevab kazanır.

4. Mazlumun duasından sakınınız. Zira; bir kıvılcım sürati gibi semayı çabucak
kaplar.

5. Sadaka veriniz. Zira; sadaka sizi Cehennem ateşinden kurtarır.

6. Cimrilerin azabsız Cennet'e giremeyeceklerine Cenab-ı Allah yemin etmiştir.

7. Bir mü'min için din kardeşiyle üç günden fazla konuşmamak helal olmaz.

8. Cenab-ı Allah'ın rızası; annenin, babanın rızasında, gazabı da gazablarındadır.

9. Bir insanın kendi eşine ve çocuklarına verdiği nafakası, sadaka makamındadır.

10. Komşusunun yiyecek bulamayıp da aç olarak yattığını bildiği halde, yardımda
bulunmayan bir zengin tam bir iman sahibi değildir.

11. Sizin hayırlı olanınız, yemekler ikram ederek aç olanları doyuran kimsedir.

12. Vaad, borç gibidir.

13. Niyet ettiğin bir iş için kalbinde korku ve tereddüt olursa, o işi yapmamalı.

14. Kahkaha ile gülmek şeytandan, gülümsemek (tebessüm) ise Rahmandandır.

15. Muhakkak ki, insanların, en ziyade cimri olanı, karşılaştığı zaman din
kardeşlerine selam vermeyen kimsedir.

16. Özürsüz üç Cuma Namazını terk edenler, münafıklar güruhundan yazılırlar.

17. İki kişi arasındaki düşmanlığı gidermek ve onların aralarını bulmak
sadakaların efdalindendir.

18. Sılai rahimi (akraba ziyareti) terkeden kimsenin nasibini, Cenab-ı Allah
Cennet'den keser.

19. Yemeklerin fenası, bir velime yemeğidir ki; ona tok ve zenginler davet olunup,
aç ve muhtaç olan fakirler ondan mahrum edilir.

20. Doğruluk ve iyi hal üzerinde olanlardan dostlarınızı çoğaltınız. Zira onlar
Kıyamet'te size şefaat ederler.

21. İhtiyarların kalbi iki şeyin muhabbetinde (iki şeyi sevmek hususunda) gençtir.
Bunlardan birisi çok yaşamak, ikincisi para toplamak.

22. Çoğu sarhoşluk veren şeyin azı da haramdır.

23. Zinadan sakınınız. Zira, zinada dört hal vardır. Bunlar:
1- Yüzünde olan nur-i cemali,
2- Rızıkda olan hayır ve bereketi giderir.
3- Cenab-ı Allah'ın gazabını gerektirir.
4- Ve uzun müddet Cehennem ateşini icab ettirir.

24. Zina gibi fuhşiyatın meydana çıkması; yeryüzünün sallanmasına vesile olur.

25. Din kardeşini ayıblardan bir ayıbla ayıblayan kimse, o ayıbı bizzat kendisi
yapmadıkça vefat etmez.

26. Gıybetden sakınınız. Zira gıybetin verdiği zararın bir kısmı, zinadan şiddetlidir.

27. Yalan söylemek, insanın yüzünü kara eder. İki şahsın arasını bozmağa
çalışmak; kabir azabını gerektirir.

28. Rüşveti veren ve alanın her ikiside Cehennem ateşindedir.

29. İstibra hususunda takva üzere olunuz. Zira, kabirde ilk hesab, küçük ve büyük
abdest ile necasetten temizlik hakkındadır.

30. Allah korkusuyla ağlayan bir kimse Cehennem ateşine girmez.

31. Selametini isteyen kimse, susmayı ve konuşmamayı kendisi için lüzumlu kılsın.

32. Bela ve musibet üzerine sabır ve tahammül edip, Cenab-ı Hakk'ın yasak ettiği
söz ve işleri yapmamak ibadettir.

33. Her kim ki; dualarının kabulünü ve gam, kederinin giderilmesini murad ederse;
sıkıntıda bulunanların imdadına yetişsin.

34. Cenab-ı Allah'a hakkıyla tevekkül etseniz kuşları rızıklandırdığı gibi, sizi de
rızıklandırır.

35. Aç bir karnı doyurmaktan efdal nafile bir amel ve ibadet olamaz.

36. Rızık ecel gibi, Cenab-ı Allah'ın kulunu arar, nerede olsa bulur.

37. Bir babanın oğlu için duası, bir peygamberin ümmeti hakkındaki duası gibi
makbuldur.

38. Duasının kabul olması için ısrarla ve fazlaca yalvaranları Cenab-ı Hak sever.

39. Muhakkkak ki, Hak Celle ve a'la hazretleri genç olan tevbekarları sever.

40. Uyku için yatağa yatarken evvela Fatiha, sonra İhlas-ı Şerf'i okuduğun zaman
ölümden başka herşeyden emin olursun.
Son düzenleyen Safi; 12 Kasım 2017 23:55
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
12 Mayıs 2006       Mesaj #113
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Ahlakı güzel olan insan her yaşta güzeldir.
Müslüman temiz toprağa benzer: ona her şey atılır, ezilir, hakaret görür; ama ondan hep güzel şeyler çıkar.
Nerede olursanız olun bana salât ve selâm edin. Zira sizin salât ve selâmlarınız bana ulaşır."
Son düzenleyen Safi; 12 Kasım 2017 23:55
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
13 Mayıs 2006       Mesaj #114
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi

H.z. Aişe vâlidemiz anlatıyor: Peygamber Efendimiz buyurmuşlardır ki: "İçinizden birisi, besmele çekmeyi unutup da yemek yemeye başlamış bulunursa, bu durum hatırına gelir gelmez; "başlangıcında da, bitiminde de Allah'ın adı ile niyetiyle" manâsına gelen "Bismillahi evveluhû ve âhirâhû" desin.

Son düzenleyen Safi; 12 Kasım 2017 23:55
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
14 Mayıs 2006       Mesaj #115
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Ebu Hureyre'den (r.a.) nakledildiğine göre:
Peyamber (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Aziz ve Celil Allah: Ben iyi kullarım için hiç bir gözün görmediği, hiç bir kulağın işitmediği ve hiç bir insanın kalbinden geçmeyen şeyler hazırladım, buyurdu." Allah'ın kitabında bunu tasdik eden delil şu ayettir: Artık yaptıklarına karşılık olarak, onlar için ne sevinçler saklandığını hiç kimse bilemez.
Son düzenleyen Safi; 12 Kasım 2017 23:56
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
14 Mayıs 2006       Mesaj #116
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Mü'minlerin emîri Ebü Hafs Ömer ibni Hattab radıyallahu anh, Resülullah sallallahu aleyhi ve sellem'i şöyle buyururken dinledim, dedi:

"Yapılan işler niyetlere göre değerlenir. Herkes yaptığı işin karşılığını niyetine göre alır. Kimin niyeti Allah'a ve Resülü'ne varmak, onlara hicret etmekse, eline geçecek sevap da Allah'a ve Resülü'ne hicret sevabıdır. Kim de elde edeceği bir dünyalığa veya evleneceği bir kadına kavuşmak için yola çıkmışsa, onun hicreti de hicret ettiği şeye göre değerlenir."[1]

Açıklamalar :

"Yapılan işler niyetlere göre değerlenir" hadisi, insanın kazanacağı sevap ve günahlar ile yakından ilgili ve son derece önemlidir. Ahmed İbni Hanbel, Ebü Davud, Tirmizî, Darekutnî gibi büyük alimler, bu hadisle, İslamiyet'in üçte birini anlamanın mümkün olduğunu söylemişlerdir. İmam Şafiî, bu hadisin yetmiş ayrı konuyla ilgisi bulunduğunu, bu sebeple de onu din ilminin yarısı saymak gerektiğini belirtmiştir. İmam Buharî ise, kitap yazanlara bir nasihatte bulunarak, eserlerine bu hadisle başlamalarını tavsiye etmiştir.

Şimdi niyetin ne olduğunu görelim:
Niyet, bir işi Allah rızası için yapmayı kalbden geçirmektir. İş ya kalble, ya dille veya diğer organlarla yapılır. Kalbimizle yaptığımız işler, niyet ve düşüncelerimizdir. Dilimizle yaptıklarımız konuşmalarımızdır.

Organlarımızla yaptığımız işler de fiil ve davranışlarımızdır. Sözler ve davranışlar çoğu zaman niyete bağlı olduğu için, iyi niyet bazan başlı başına bir ibadet olur.

Ameller yani yapılan işler niyete göre değer kazanır sözü, çoğu zaman organlarımızla yaptığımız işleri kapsar. Yoldaki bir taşı, insanlara zarar vermesin düşüncesiyle ve sevap kazanmak ümidiyle kaldırıp atmak bir ibadet sayılır. Birinin malım meşru olmayan yollardan elde etmeye karar vermişken, Allah korkusuyla bu düşünceden vazgeçmek de aynı şekilde sevap kazanmaya vesile olur.

Kalbden geçen düşünceler, iyi niyete dayandığı zaman Allah katında değer kazanır. Bu esnada kalbin uyanık ve şuurlu olması gerekir.

Dil bir şeye niyet ederken kalb bu düşünceye katılmazsa, niyet makbul olmaz. Çünkü Allah Teala bizim şeklimize, kalıbımıza değil, kalblerimize bakar, niyetlerimize değer verir.

Abdullah İbni Ömer'in alim ve zahid oğlu Medine'nin yedi fakihinden biri olan Salim, halife Ömer İbni Abdülaziz'e yazdığı mektupta şöyle demişti:

"Şunu iyi bil ki, Allah Teala'nın kuluna yardımı, kulun niyeti kadardır. Kimin niyeti tam olursa, Allah'ın ona yardımı da tam olur. Niyeti ne kadar azalırsa, Allah'ın yardımı da o kadar azalır."

Herkesin yaptığı işin karşılığını niyetine göre alması şu gerçeği vurguluyor: Yapılan bir ibadet ve herkesin takdirini kazanan bir hizmet görünüş bakımından kusursuz olabilir; ancak o ibadet ve güzel hizmetin samimi bir niyetle ve sadece Allah'ın rızasını kazanmak maksadıyla yapılması şarttır. İnsanların takdir ve teveccühünü kazanmak veya hem Allah rızasını hem de insanların takdirini kazanmak düşüncesiyle yapılan ibadet ve hizmetlerin Allah katında hiçbir kıymeti yoktur. Yapılan işleri Allah katında değerli kılan bizim ihlas ve samimiyetimiz, yani o işleri sadece Allah rızası için yapmış olmamızdır. Mesela insanlar beni görsün ve takdir etsin diye namaz kılmak, zekat vermek şirk derecesinde büyük bir günahtır. Fakat gösterişi aklından geçirmeyen bir mü'minin, başkalarını o ibadeti yapmaya teşvik etmek niyetiyle herkesin göreceği bir yerde namaz kılıp zekat vermesi faziletli bir davranıştır. Böyle bir mü'min hem görevini yapmış hem de iyi niyetinden dolayı ayrıca sevap kazanmış olur.

İyi niyete dayanmayan, sadece gösteriş için yapılan ibadetlerin ve güzel davranışların Allah katında hiçbir değeri bulunmadığını Peygamber Efendimiz ibretli bir misalle ortaya koymuştur. Bu hadis-i şerife göre kıyamet gününde ilk defa bir şehid hakkında hüküm verilecek. Allah Teala ona ne yaptığını sorduğunda:

- Senin uğrunda çarpıştım, sehid edildim, diyecek. Fakat Cenab-ı Hak ona:
- Yalan söyledin. Sana cesur adam desinler diye çarpıştın, buyuracak ve o adam yüz üstü sürüklenerek cehenneme atılacak.
Daha sonra ilim öğrenip öğreten ve Kur'an okuyan bir kimse getirilecek. Ona da ne yaptığı sorulacak.
- İlmi öğrendim ve öğrettim. Senin rızanı kazanmak için Kur'an okudum, diyecek. Allah Teala ona:
- Yalan söyledin. İlmi, sana alim desinler diye öğrendin. Kur'anı ise, güzel okuyor desinler diye okudun. Nitekim öyle de denildi, buyuracak. O adam da yüz üstü sürüklenerek cehenneme atılacak.
Hadis-i şerifin devamında zengin bir kimsenin huzura getirileceği, onun da malını Allah rızası için harcadığını söyleyeceği, ona, "cömert adam" desinler diye malını sarfettiği söyleneceği ve diğerleri gibi onun da cehenneme atılacağı belirtilmektedir.[2]

Bu niyet hadisinden şöyle bir sonuç da çıkmaktadır:
Aslında ibadet olmayan bazı işler, iyi niyetle yapıldığı takdirde ibadete dönüşebilir. Mesela yemek yiyen kimse, bu gıdalardan elde edeceği kuvvetle ibadet edeceğini düşünürse, yemek yerken bile sevap kazanmış olur. Normal ticaretini yapan kimse, işini en iyi şekilde yaparak insanlara hizmet etmeyi, onları aldatmamayı düşünürse, hem para hem de sevap kazanabilir.

Hadis-i şerifimizde "Kimin niyeti Allah'a ve Resülü'ne varmak, onlara hicret etmekse, eline geçecek sevap da Allah'a ve Resülü'ne hicret sevabıdır" buyuruluyor. Hicret, bir şeyi terketmek demektir. Allah Teala'nın yasak ettiği şeyleri terkedip yapmamak da genel manada hicret sayılmaktadır. Bu sebeple Peygamber Efendimiz:

"Muhacir, Allah'ın yasakladığı şeyleri bırakan kimsedir" buyurur.[3]

Hadiste sözü edilen hicretten maksat, kafirlerin elinde bulunan vatanı bırakıp İslam yurduna göçmek demektir. Hz. Peygamber ile ashabı, Mekke'den Medine'ye bu maksatla göçmüşlerdir. Resül-i Ekrem sallallahu aleyhi ue sellem'in söylemek istediği şudur:

Bir adam hicret ederken dünyevî bir çıkar düşünmemiş, sadece Allah'ın rızasını kazanmayı ve Resülullah'ı hoşnut etmeyi hedef almışsa, hicreti makbul olmuştur; Allah ve Resulü'ne hicret etme sevabını elde etmiştir. Kim de hicret ediyor görünse bile, aslında bir dünyalık elde etme veya bir kadınla evlenme arzusuyla yola çıkmışsa, onun hicreti makbul sayılmaz ve hiçbir sevap kazanamaz. Bu gerçeği Allah Teala şöyle belirtmiştir:

"Kim ahiret kazancını istiyorsa, onun kazancını çoğaltırız. Dünya kazancını isteyene de dünyalık veririz; ama onun ahirette bir nasibi olmaz". [4]

Bu hadis-i şerifin söylenmesine şöyle bir olayın sebep olduğu anlatılır:

Sahabîlerden biri, Ummü Kays adlı bir hanımla evlenmek ister. Fakat o günlerde Ümmü Kays Medine'ye hicret etmeyi düşünmektedir. Kendisiyle evlenmek isteyen sahabîye, niyeti ciddi ise Medine'ye hicret etmeyi ve orada evlenmeyi teklif eder. Mekke'deki kurulu düzenini terketmeyi henüz düşünmeyen o sahabî Ümmü Kays'la evlenmek arzusuyla Medine'ye hicret etmek zorunda kalır. Bu durumu bilen sahabîler, Ümmü Kays'ın muhaciri anlamında "Muhaciri Ümmü Kays" diye takıldıkları o zatın, hicret sevabı kazanıp kazanmadığını tartışmaya başlarlar. İşte o zaman Peygamber Efendimiz, bu hadis-i şerifle meseleye açıklık getirerek herkesin niyetine göre sevap kazanacağını belirtir
Son düzenleyen Safi; 12 Kasım 2017 23:56
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
15 Mayıs 2006       Mesaj #117
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Kalbinde hardal tanesi kadar kibir bulunanı, Allah'u teâlâ yüz üstü Cehenneme atar."

Ey gençler topluluğu! Sizden evlenmeye gücü yetenler evlensin.Çünkü evlenmek gözü daha çok muhafaza eder,namusu daha fazla korur. Evlenmeye gücü yetmeyenler ise oruç tutsun. Çünkü oruç kalkandır.

Son düzenleyen Safi; 12 Kasım 2017 23:57
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
16 Mayıs 2006       Mesaj #118
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Allah bir kuluna hayır murâd ederse onun gönlüne zenginlik ve kalbine takvâ verir.Bir kuluna da şe dilediği vakit fakirliği iki gözünün önüne getirir.(Hadis-i Şerif)

-Herhangi bir kimse,bir şahsı içlerinde bu şahıstan daha ehil kimse bulunduğunu bildiği halde , on kişi üzerinde âmir tayin ederse,Allah ve . . Resûlu'llah'a ve müslümanlara hıyanet etmiş olur..(Hadis-i Şerif)
Son düzenleyen Safi; 12 Kasım 2017 23:57
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
17 Mayıs 2006       Mesaj #119
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Ebu Hureyre (r.a.) şöyle anlatır:
Allah Resulü'ne bir kimse geldi ve: Benim güzel hizmet ve ülfet etmeme insanlar içinde en layık ve en haklı olan kimdir? diye sordu. Allah Resulü: Anandır buyurdu. Sonra kimdir? dedi. Allah Resulü: Sonra anandır buyurdu. Sonra kimdir? dedi. Allah Resulü: Sonra anandır buyurdu. Sonra kimdir? deyince Allah Resulü: Sonra babandır, buyurdu.
Son düzenleyen Safi; 12 Kasım 2017 23:57
KafKasKarTaLi - avatarı
KafKasKarTaLi
Ziyaretçi
17 Mayıs 2006       Mesaj #120
KafKasKarTaLi - avatarı
Ziyaretçi
H A D İ S L E R
Peygamberimiz Hz.Muhamed (SAV) buyurdu ki:
İki sınıf vardır:
Bunlar iyi olurlarsa bütün insanlar da iyi olur.
Eğer bunlar bazulurlarsa bütün insanlar da bozulur:
  1. Bilginler (Aydınlar ve Din Adamları).
  2. Devlet Adamları. Allah´ın elçisi doğru söyler.
  • İnsanların bir kısmı diğer insanları aldatır, zarara uğratır,eziyet eder, hakkını vermezken
    Allah’ın bir kısım kulları da vardır ki, Allah onları, garipler, işini bitiremiyenler, meramını anlatamayanlar için yaratmıştır.
    İşi askıda kalan, dara düşen, haksızlığa uğrayan, yardıma muhtaç olan onlara başvurur
    yahut onlar böylelerini bulur; elinden tutar işini görür, ihtiyacını gideriverirler.
    İşte bu halka hizmet edenler yok mu onlar azaptan emindirler, azap yüzü görmeyeceklerdir.
  • Peygamberimiz zamanında bir genç müslüman oldu.Hem namaz kılıyor, hem hırsızlık yapıyor, diyerek ashap, peygamberimize şikayet ediyor. Peygamberimiz:”Namaz hırsızlığı bıraktırır” buyuruyor.
  • Bir kadından bahsediliyor. Çok iyi bir kadın.Namaz, oruç, zekat, hac her türlü ibadeti yapıyor ancak dedikodu ediyor. Peygamberimiz şöyle buyuruyor: ”Onda hayır yoktur, o cehennemdedir.”
  • Evliyalar çok ibadet ettikleri, çok namaz kıldıkları, tesbih
    çektikleri için veli olmazlar.İnsanları sevdikleri, kin tutmadıkları, haset etmedikleri ve kalpleri temiz olduğu için velidirler.
Son düzenleyen Safi; 12 Kasım 2017 23:58

Benzer Konular

29 Kasım 2009 / Misafir Cevaplanmış
4 Ekim 2009 / Misafir Cevaplanmış
8 Aralık 2016 / Ziyaretçi Cevaplanmış
6 Ocak 2009 / ziyaretçi Cevaplanmış
7 Mart 2016 / Ziyaretçi Cevaplanmış