Arama

Bebeğin Yaşam Suyu Amniyon Sıvısı

Güncelleme: 5 Ocak 2013 Gösterim: 61.247 Cevap: 2
toxic91 - avatarı
toxic91
Ziyaretçi
10 Ocak 2009       Mesaj #1
toxic91 - avatarı
Ziyaretçi
Bebek için özel olarak hazırlanmış olan amniyon sıvısı organların doğumdan sonraki kullanımı için hazırlanmasını sağlar. Bebek, amniyon sıvısı ile bir anlamda dış dünyaya alışmak için egzersiz yapar ve düzenli olarak bu sıvıyı içer. Bu sayede dili acı, tatlı, tuzlu ve ekşiyi algılamaya başlar. Bir süre sonra tükürük bezleri de harekete geçer. Ayrıca fetüsün içtiği amniyon sıvısı hem bağırsakları emilim işine hazırlamakta, hem de böbreklerin aynı sıvıyı devamlı olarak kandan süzmesine olanak sağlayıp böbrekleri çalıştırmaktadır. Böbreklerden emilen sıvı da tekrar amniyon sıvısına geri verilmektedir. Ancak bu işlem amniyon sıvısını kirletmez. Çünkü böbrekler, şu anki işleyişlerinden farklı olarak, bebeğin içtiği sıvıyı süzerken steril hale getirecek bir yapıya da sahiptirler. Ayrıca bu sıvı tıpkı bir havuzun temizlenmesi gibi diğer birçok sıvının da yardımıyla sürekli temizlenir.

Sponsorlu Bağlantılar
Amniyon zarının içinde bulunan sıvı embriyoyu sarsıntılara ve darbelere karşı korur. Bundan başka embriyonun bağırsaklarının emilim için hazırlanması, böbreklerinin çalışmasına yardım etmek, embriyo için gerekli olan ısıyı sabit tutmak da amniyon sıvısının görevlerindendir. Amniyon sıvısının varlığı annenin sağlığı için de önem taşımaktadır. Bu sıvı sayesinde bebeğin rahme baskı yapması engellenmiş olmaktadır.

Bu gelişmelerin yanısıra, bu dönemde sindirim sisteminin tam olarak hazır olması için, midede sindirim suları salgılanmaya başlanır. Ayrıca yeni oluşan bebeğin bağırsaklarında yer alan hücreler, şekerleri ve tuzları birbirinden ayırt edebilme yeteneği kazanır ve bir süre sonra seçilen bu atıklar annenin kanına geri verilir. Böylece hem bağırsaklar, hem de böbrekler aktif faaliyete geçmiş olurlar. Amniyon sıvısı her üç saatte bir, yani her gün sekiz defa ceninin bağırsakları tarafından emilir ve kan yoluyla anne kanına verilir. Emilen sıvı miktarı kadar sıvı hem anne rahminden ve hem de ceninin akciğer ile böbrekleri tarafından üretilerek amniyon sıvısının havuzuna bırakılır. Böylece cenin için hayati derecede önemli olan bu sıvının miktarı korunmuş olur. Bu mükemmel sistem sayesinde cenin hiçbir zarar görmeden sindirim sistemini çalıştırmış olur.

Ceninin büyümesine paralel olarak miktarı yavaş yavaş artan amniyon sıvısı 10. haftada 30 ml, 5. ayda 350 ml ve 7. aya kadar da 1 litreye ulaşır. Doğum anında ise yarım litreye düşer.

Amniyon sıvısı sadece sindirim sistemini doğumdan sonraya hazırlamakla kalmaz, bebeğin anne rahminde rahatça hareket etmesini de sağlar. Cenin bu sıvı içinde tıpkı limana bağlanmış bir sandal gibi yüzer. Bu haliyle çok güvenli bir şekilde anne rahminde hareket etmektedir. Aynı zamanda dışarıdan gelecek mekanik darbelere karşı da bu sıvı sayesinde korunmaktadır. Sıvılara herhangi bir yönden gelen basınç küresel olarak her tarafa yayılır. Böylece cenin olumsuz etkilerden korunmuş olur. Örneğin anne koşsa da, cenin bu koşuyla oluşan sarsıntıdan hiç etkilenmez. Bu durum içi suyla dolu kapalı bir kabın içerisindeki bir mantarın kap çalkalandığında hareket etmemesine benzer. Her türlü tehlike çok daha önceden düşünülmüş, tedbirler alınmış, cenin için olabilecek en muazzam koruma sistemi yaratılmıştır.

Amniyon sıvısı olmadan bir bebeğin anne karnında gelişmesi mümkün değildir. Nitekim amniyon sıvısının üretimi ilk insandan bu yana kusursuz bir şekilde gerçekleşmektedir. Bu da, evrimcilerin zaman içinde aşama aşama değişimlerle gelişim iddiasını tamamen geçersiz kılmaktadır.

Amniyon sıvısının varlığı annenin sağlığı için de önem taşımaktadır. Ceninin amniyon sıvısının içinde yüzer şekilde olması önemlidir. Bu sıvı rahmin boşluklarını doldurur. Bu sayede zamanla büyüyen ve ağırlık kazanan cenin, annenin rahmine ağırlık yapmaz. Eğer bu sıvı olmasaydı cenin büyüdükçe rahme baskı yapacaktı. Bu ise rahim duvarlarının ters baskı etkisi sebebiyle, ceninin normal gelişimini imkansız kılacaktı.

Bu özel sıvının cenine sağladığı bir diğer hayati imkan ise, sabit bir ısı sağlamasıdır. Bilindiği gibi sıvılar ısıyı eşit olarak dağıtırlar. Devamlı değiştirilen amniyon sıvısı da belirli bir sıcaklıkta olup ceninin gelişimi açısından ihtiyacı olan ısıyı her tarafa eşit olarak dağıtır.

Bu sıvının üretilmesinde, sürekli olarak temizlenmesinde ya da miktarının ölçülmesinde tek bir aksaklık olsa ceninin doğal gelişimi bozulur. Örneğin amniyon sıvısının miktarının gerekenden daha az olması veya hiç olmaması durumunda bir seri anormallik baş göstermeye başlar. Uzuvlar kasılır ve deforme olur. Eklemler bir bütün olur, deri bollaşır, baskı nedeniyle yüz deforme olur. En ciddi sorun ise akciğerlerin oluşumundaki bozukluktur. Bu durumda bebek doğduktan hemen sonra ölür.

Tüm bu bilgiler bize göstermektedir ki, amniyon sıvısının üretimi ilk insandan bu yana kusursuz bir şekilde gerçekleşmektedir. Amniyon sıvısı olmadan bir bebeğin anne karnında gelişmesi mümkün değildir. Bu da, evrimcilerin zaman içinde aşama aşama değişimlerle gelişim iddiasını tamamen geçersiz kılmaktadır. Yepyeni bir insanın yaratılışı aşamalarının tek bir tanesi, örneğin buraya kadar anlattığımız amniyon sıvısının üretilmesi eksik kalsa, asla doğum olayı gerçekleşemez ve insan soyu henüz oluşmadan tükenirdi. Dolayısıyla amniyon sıvısının zaman içinde ihtiyaç duyularak üretilmeye başlandığını iddia etmek mümkün değildir. Bu sıvı bebek ile birlikte var olmak zorundadır. Böyle önemli görevlere sahip, çok fonksiyonlu bir sıvının tesadüfen bir anda oluştuğunu iddia etmek de mümkün değildir. Nitekim kompleks bir yapının bir anda oluşması demek, o yapının yaratılmış olması demektir. Tesadüflerin hesap yapması, ihtiyaçları belirlemesi, bu ihtiyaçlara uygun yapıları seçmesi ve bunları gereken zamanda gereken yerde meydana getirmesi mümkün değildir.


BEBEĞİ KORUYAN ÖZEL TÜYCÜKLER

Anne karnında gelişimini sürdürmekte olan bebek amniyon sıvısı tarafından korunur. Ancak bu sıvının içinde uzun süre kalmak bebeğe zarar da verecektir. Fakat böyle olmaz. Çünkü sıvının tahribatına karşı bebeğin bedeninde mükemmel bir koruma oluşturulmuştur. 5. ayda bebeğin tüm vücudunu renksiz tüycükler kaplar. Bü tüycükler 3-4 ay süresince bebeğin vücudunda kalırlar. Doğumdan önce de hemen hemen bebeğin tüm vücudunu kaplamış vaziyettedirler. Tüycükler sayesinde amniyon sıvısı bebeğin tenine zarar vermemiş olur. Tüycüklerin varlığının bebeğin korunması için alınmış özel bir tedbir olduğu çok açıktır. Anne karnındaki bebeğin gelişiminde her türlü detay eksiksizdir. Hiçbir aksama olmayacak şekilde kurulmuş olan bu sistem Allah'ın sınırsız yaratma gücünün göstergelerinden yalnızca bir tanesidir.



Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
24 Mart 2009       Mesaj #2
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Dr.Kağan Kocatepe

Sponsorlu Bağlantılar


AMNİYOS SIVISI İLE İLGİLİ NORMALDIŞI DURUMLAR


Amniyos sıvısı hakkında genel bilgiler
Amniyos sıvısı bebeğin içinde yüzdüğü sudur ve gebeliğin erken haftalarından itibaren üretilmeye başlanır. Amacı bebeği rahim içinde darbelere ve ısı değişikliklerine karşı korumak, normal gelişimini sürdürebilmesi için gerekli alanı sağlamak ve nihayet bazı kimyasal maddelerin alışverişi için uygun bir ortam oluşturmaktır.
Amniyos sıvısnın gebelik haftalarına göre miktarı oldukça değişkendir ve ultrasonografide rahim içinde bebeğin etrafını saran siyah boşluklar şeklinde gözlenir.
Amniyos sıvısı miktarı bebeğin böbrekleri tam olarak işlev görmeye başladığı andan itibaren belli sınırlar içinde bebeğin bulunduğu gebelik haftasına göre değişen miktarlarda sabit tutulmaya çalışılır: Bebek idrar yoluyla düzenli olarak çıkardığı sıvıyı yine düzenli olarak yutar. Amniyos sıvısının bir kısmı da akciğerleri ve cildi yoluyla emilerek tekrar bebeğin dolaşımına geçer. Böylece denge sağlanmış olur.
Amniyos sıvısı böylece bir yandan bebeğin idrar yoluyla attığı maddeleri, öte yandan bebeğin cilt yapısında bulunan verniks, saç, eski cilt hücreleri gibi maddeleri içerir.
Amniyos sıvısının bebeğe ait hücreler içermesi, amniyosentez yoluyla elde edilen sıvıda bebeğin hücrelerinin karyotiplemesinin yapılmasına ("kromozom haritasının çıkarılmasına") olanak sağlar.
Amniyos sıvısı bebeğin sağlık durumunu gösteren en önemli göstergelerden biridir ve gebelik boyunca yapılan ultrasonografilerde sıvının miktarı her zaman değerlendirilerek not edilir. Bu amaçla bebeğin hangi haftalarda en az ne kadar, en fazla ne kadar sıvısının olması gerektiğini gösteren "nomogram"lardan faydalanılır.
Amniyos sıvısının miktarı ile ilgili sorunlar saptandığında ve özellikle de sıvının çok artmış, ya da çok azalmış olduğu belirlendiğinde öncelikle bebekte doğumsal kusur şüphesi doğar. Bunun yanında sıvı miktarını değiştiren çok sayıda neden olabileceğinden aşağıda bu durumlar ayrı ayrı ele alınacaktır.
Amniyos sıvısının artması ("polihidramnios")
Herhangi bir gebelik haftasında yapılan ultrasonografide bebeğin amniyos sıvısının normalden fazla olduğu belirlendiğinde aşağıdaki nedenler söz konusu olabilir:
Nedensiz artışlar
Amniyos sıvısının hafifçe artması durumunda genellikle yapılan incelemelerde bir neden bulunamaz. Bazı durumlarda ultrasonografi aynı gün belli bir süre geçtikten sonra tekrarlandığında veya başka bir ultrasonografide sıvı miktarı normal bulunur. Sıvının nedensiz arttığına karar verebilmek için aşağıda anlatılan durumlar mutlaka gözden geçirilir.
Şeker hastalığı
Anne adayında kontrolsüz şeker hastalığında kan şekerinin yüksek seyretmesi bebeğe de yansır. Bebeğin kan şekerinin yüksek olması daha fazla idrar üretmesine ve böylece amniyos sıvısının artmasına neden olur.

Doğumsal kusurlar
Bebeğin yutma refleksinin olmadığı doğumsal kusurlarda ve / veya bebeğin sindirim kanalının özellikle üst seviyesindeki tıkanıklıklarda olayın şiddetine göre hafiften ağıra değişen şiddette amniyos sıvısı artar. Özellikle amniyos sıvısının çok arttığı durumlarda bebekte ciddi bir doğumsal kusur bulunma riski de belirgin olarak artar.
Bebekte amniyos sıvısında artışa neden olan en önemli doğumsal kusurlar anensefali ve diğer nöral tüp defektleri, Trizomi 18, kalp kusurları, yemek borusu tıkanıklıkları ve diğer sindirim sistemi tıkanıklıklarıdır
Yukarıdaki nedenler gözönünde bulundurularak polihidramnios saptanan her anne adayında ayrıntılı bir doğumsal kusur taraması yapılır ve şeker yükleme testiyle anne adayında şeker hastalığı aranır.
Amniyos sıvısının azalması ("oligohidramnios")
Herhangi bir gebelik haftasında yapılan ultrasonografide bebeğin amniyos sıvısının normalden az olduğu belirlendiğinde aşağıdaki nedenler söz konusu olabilir:
Suların erken gelmesi
Suların herhangi bir nedenle erken gelmesi, kaybedilen sıvının miktarına ve sıvının kaybedilme hızına bağlı olarak bebekte sıvı azalmasına neden olabilir.

Bebekte böbrek ve idrar yollarında doğumsal kusurlar
İdrar yapımının azalmasına ve / veya üretilen idrarın boşaltılmasına engel olan doğumsal kusurlar bebekte sıvı azalmasına neden olabilirler.

Miyad geçmesi
Bebeğin beklenen doğum tarihinde doğmaması amniyos sıvısının azalmasına neden olabilir

Rahim içi gelişme geriliği
Bebeğe plasentadan gelen besin maddeleri ve oksijenin azalmasına bağlı gelişme geriliğinde bebek koruyucu mekanizmalarını devreye sokarak kanının büyük kısmını yaşamsal organlarına yönlendirmiş olabilir. Bu yönlendirme sonucunda bebeğin böbreklerine giden kan miktarının azalması idrar üretiminin ve böylece amniyos sıvısı miktarının azalmasına neden olur.

Yukarıdaki nedenler gözönünde bulundurularak oligohidramnios saptanan her anne adayında öncelikle suların erken gelip gelmediği belirlendikten sonra ayrıntılı doğumsal kusur taraması yapılır ve mümkün olan durumlarda plasentadan gelen kan akımını değerlendirmeye yönelik olarak Doppler incelemesi yapılır.

Amniyos sıvısı azalmasının miyad geçmesine bağlı olduğu saptandığında en uygun yaklaşım bebeğin doğurtulmasıdır.
kaynak
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Quo vadis?
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
5 Ocak 2013       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
meraba benim bebegim 35 haftalık ama suyum azalmış dedi doktorum 80 gr falan dedi bu durumda hemen alınması gerekirmi yada birazdaha beklemekmi gerekir
teşekkür ederim saygılarımla

Benzer Konular

11 Ekim 2017 / Candy_Girl Tıp Bilimleri
21 Ocak 2016 / Misafir Cevaplanmış
15 Aralık 2009 / Misafir Cevaplanmış
14 Şubat 2012 / Misafir Soru-Cevap
24 Mart 2009 / begüm sena Soru-Cevap