Arama

Çalışan Kadınlara Öneriler, Pratik Bilgiler

Güncelleme: 5 Ekim 2008 Gösterim: 14.288 Cevap: 8
GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
5 Mart 2006       Mesaj #1
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi
Çalışan Kadın

Kadınların en yoğun çalıştıkları meslek alanları tekstil, öğretmenlik ve tıpla ilgili alanlar olarak sıralanıyor. Ayrıca kadınları artık bankacılık, borsa, gıda, madencilik, otomotiv, tarım, tekstil, medya, turizm, enerji, ulaşım, sigorta, inşaat, bilişim, ilaç, reklam, danışmanlık, üniversite, hukuk, basın gibi hayatın pek çok alanında görmek mümkün.
Sponsorlu Bağlantılar

Türk-İş Kadın İşçiler Bürosu Uzmanı Şule Özkuzukıran’ın “Türk kadınının iş yaşamındaki yeri” konulu araştırmasına göre, günümüzde Türk kadınının üçte biri iş yaşamında yer alıyor. Sektörlere göre tekstil, öğretmenlik, tıp ile ilgili meslekler kadınların çoğunlukta olduğu ya da kadın erkek sayısının birbirine yaklaştığı alanlar olarak göze çarpıyor. Çalışan kadınlar, uzmanlık gerektirmeyen mesleklerde yoğunlaşırken, işgücü piyasasındaki kadınlar, genelde kısmi çalışma, geçici çalışma ve evde çalışma gibi atipik ve kayıtdışı istihdam biçimlerinde ağırlıklı olarak yer alıyor.

Bu tür emek-yoğun işlerin başında dokumacılık, konfeksiyon ve evde yapılan parça başı işler geliyor. Kadınlar kentlerde düşük, kırsal alanda oldukça yüksek oranlarda çalışıyor. Kırsal alanda “ücretsiz aile işçisi” olarak çalışan genç kız ve kadınların oranı yüzde 62.6 düzeylerinde bulunuyor.

Hizmet sektöründe kadın işgücü oranı yüzde 57.5 ile en önde yer alıyor. Kadınlar, ilmi ve teknik elemanlık alanında çalışanların yüzde 24’ünü, üst kademe yöneticisi olarak çalışanların yüzde 1’ini, idari personel olarak çalışanların yüzde 23’ünü, ticaret ve satış personeli olarak çalışanların yüzde 4’ünü, hizmet işçisi olarak çalışanların yüzde 13’ünü, tarım sektöründe çalışanların yüzde 9’unu oluşturuyor. Tarım dışı üretim işçisi olarak çalışanların arasında kadınların oranı ise yüzde 25 düzeyinde bulunuyor.

Araştırmaya göre, dünya genelinde ve Türkiye’de aynı iş için erkeklerden yüzde 25 daha az ücret alan kadınlar, çocuk bakımı ve ev işleri içinse erkeklere oranla beş kat daha fazla vakit harcıyor. Kadınların, okuma yazma bilen nüfus içindeki payı yüzde 44.2 olarak gerçekleşirken, üniversite mezunu kadınların nüfusa oranı yüzde 3.2’de kalıyor.

EVLiLiK VE ÇOCUK SAHiBi OLMAK iS HAYATINI ETKiLiYOR


Türkiye’de çalışan kadına yönelik korumacı kanunlar, doğum ve doğum sonrası izin, süt emzirme izni ve kreş ve yuva sağlanabilirliğiyle sınırlı bulunuyor. Evlilik ve çocuk sahibi olma, kadınların çalışma yaşamında belirleyici rol oynuyor. Çocuk sayısındaki artışa rağmen kadının çalışmak zorunda olması, annenin fiziksel ve ruhsal olarak yıpranmasına, iş veriminin düşmesine ve iş kazalarına yol açabiliyor. Evlilik ve doğum, kadın işçilerin işten ayrılma nedenlerinin yüzde 70‘ini, işverenin işten çıkarma nedenlerinin de yüzde 20‘sini oluşturuyor.

Özkuzukıran tarafından yapılan araştırmada, kadınların üçte biri iktisaden faal iken, bu kesimin de üçte biri gelir getirici bir işte çalışıyor. Ücretli çalışan 1.5 milyon kadın içinde, SSK’lı kadın sayısı 400 binin üzerine çıkarken, memur olarak 500 bine yakın kadın çalışıyor. Kentlerde kadının ücretli olarak istihdamında eğitim durumunun yükselmesi, doğurganlık oranının azalması, sosyal değerlerdeki değişme gibi nedenlerle artış gözlenmesine karşın, kadınlar ücret karşılığı çalışanlar içinde yüzde 18‘lik pay alıyor.

Kadınlarda iş yaşamında bulunma genç yaşlarda daha ağırlıklı olarak görülüyor. Kadınlar en çok 20-24 yaşlarında işgücüne katılırken, evlenme ve çocuk doğurma yaş dilimini temsil eden 25-39 yaş grubunda çalışan kadınların oranı yüzde 35‘e düşüyor. Erkeklerde aynı yaş diliminde oranlar yüzde 84’lerden, yüzde 98’e yükseliyor.

Kadınların iş hayatında yaşadıkları zorlukların başında kendilerini ispat edebilmek için erkeklere göre daha fazla çalışmak ve özveride bulunmak zorunda olmaları geliyor. Bunun yanı sıra bazı kadınlar, kadın olmaları nedeniyle iş hayatında bazı kolaylıklar da yaşamıyor değil. Apple/Bilkom Genel Müdürü Tijen Mergen, kadınların iş dünyasındaki ağırlıklarında son 10 yılda ciddi bir artış olduğuna dikkat çekerek, kendi sektöründe kadın oranının yüzde 40’ın üzerinde olduğunu ve bu rakamın her geçen yıl arttığına işaret etti. Kadın olması nedeniyle iş hayatında çok temel zorluklar yaşamadığını ifade eden Mergen, “Mücadele ettim ve sonunda kazançlı çıktım” diyor.

Mergen, şunları söyledi: “Aynı mevkiye gelebilmek için bir erkekten daha çok çalışmanız, kendinizi ispat etmeniz gerekiyor. Diyebilirim ki eğer çok mücadeleci değilseniz erkek aday kadın adayın yerini alacaktır. Bu Avrupa ülkelerinde daha da bariz ortaya çıkıyor. Özellikle NCR’de Avrupa organizasyonunda çalıştığım 4 sene boyunca hep kadın olmanın bir dezavantaj olmadığını ispat etmeye çalıştım. Türkiye’de gördüğüm kabul, Avrupa ülkelerinden daha yüksek.” Çoğu zaman olmasa bile, kadın olmanın bazen iş hayatında kolaylıklar sağladığını düşünen Mergen, “Daha kolay iletişim kurabiliyorsunuz. Ama iletişim kurmak demek, işleri çözmek demek değil. Sizi önce çok ciddiye almayabiliyorlar. Hele çok gençseniz veya genç gösteriyorsanız... Kendinizi ispat etme sürecinden geçiyorsunuz. Ancak ondan sonra başarı geliyor” şeklinde kunuştu.

VERGİ REKORTMENİ KADINLAR
İstanbul’da 1999 yılında en çok gelir vergisi ödeyen ilk 100 mükellef arasında çok sayıda kadın bulunuyor. Vergi rekortmenlerinin ilk 10 sıralamasında 5, ilk 100 sıralamasında 26 kadın yer alıyor. Bu da, İstanbul’da en çok vergi ödeyen her 4 kişiden birinin kadın olduğunu gösteriyor. Listede 4. sırada Suzan Sabancı Dinçer, 5. sırada Çiğdem Bilen Sabancı, 7. sırada Semahat Sevim Arsel, 9. sırada Sevil Sabancı ve 10. sırada Dilek Sabancı bulunuyor.

Sevgi Gönül, Emine Kamışlı, Demet Çetindoğan, Suna Kıraç, Sevda Sabancı, Türkan Özsezen, Zerrin Sabancı, Türkan Dereli, Mukaddes Atay, Güner Yüceer, Işıl Doğan, Serra Sabancı, Türkan Sabancı, Belkız Sabancı, Ayşe Aslı Atay, Hülya Avşar, Gülay Tan, Güler Sabancı, Filiz Şahenk, bir süre önce vefat eden Matild Manukyan ve isminin açıklanmasını istemeyen bir kadın da diğer vergi rekortmenlerini teşkil etti.

Sanatçılar listesinde de ilk 3 arasında 2 kadın yer alıyor. Bunlar Hülya Avşar ve Sibel Can. Yine bu listede ilk 100 sıralamasında, yaklaşık 35 kadın bulunuyor. Bu da kadınların sanat dünyasındaki ağırlıklarının iş dünyasına göre, daha fazla olduğunu gösteriyor.

LaDymm - avatarı
LaDymm
Ziyaretçi
10 Şubat 2008       Mesaj #2
LaDymm - avatarı
Ziyaretçi
Çalışan bir kadınsanız, makyaj yaparken daha fazla özen göstermeniz gerekiyor. İşte çalışan kadınlara özel makyaj önerileri... Bir kapatıcı, pudra, allık, bej tonlarında göz farı... Dudaklarda ise çok hafif bir parlatıcıyla gelen pembelik. Özellikle çalışan kadınların, sabah yaptıkları makyajı tazeleyecek vakitleri olmadığından, seçtikleri tonlar konusunda çok dikkatli olmaları gerekmektedir.
Sponsorlu Bağlantılar
Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
11 Şubat 2008       Mesaj #3
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi
5 dakika
Eğer yüzünüzde hiç makyaj yoksa:
* İnce bir tabaka halinde mat fondöten sürün.
* Büyük bir fırça yardımıyla şeftali tonlarında, fazla belirgin olmayan bir allık sürün.
* Nötr, ama rujun dudaklardan taşmasını önleyen bir dudak kalemi uyguladıktan sonra, pembe ya da bej renklerinde bir ruj sürün.
* Tahta ya da metal bir pens ile saçınızı toplayın.

Eğer sabah evden çıkarken makyaj yaptıysanız, bu makyajı tazelemeniz de mümkün:
* Pamuklu çubuğa bir miktar yağsız makyaj temizleyicisi sürün. Dudağınızdaki ruj kalıntılarını ve gözlerinizin altına bulaşan eski makyajınızı temizleyin.
* Transparan pudra ile yüzünüze pürüzsüz bir görünüm verin.
* Gözünüzün sadece üst kısmına ince bir kalem çekin.
* Dudak kalemi kullanmadan renkli bir dudak parlatıcısı ile makyajınızı tamamlayın. Biliyorsunuz, renksiz parlatıcılar özellikle de sıvı parlatıcılar çok moda.
* Başınızı öne doğru eğerek saçınızı fırçalayın ve sprey sıkarak daha hacimli bir görünüm kazandırın.

10 dakika
Biraz daha fazla vaktiniz var demektir. Ama yine de vakit kaybetmemelisiniz.
Eğer yüzünüzde makyaj yoksa:
* Yağsız bir nemlendiriciyle işe başlayabilirsiniz.
* Nemlendiricinin ardından bir sünger yardımıyla mat ve kompakt bir fondöteni yüzünüze iyice yayın.
* Makyajınıza uygun bir göz kalemiyle gözünüzün alt ve üst kısmını çevreleyin.
* Göz kalemiyle aynı renkte bir rimel sürün.
* Kalın bir fırça ile allık sürün.
* Dudağınıza makyajınıza uygun bir ruj sürün. Kalemle vakit kaybetmenize gerek yok.
* Saçınızı hızlı bir topuzla toplayabilirsiniz. Saçınızla aynı renkle bir lastik tokayla atkuyruğu yapın. Atkuyruğunu kendi etrafında doladıktan sonra birkaç tokayla tutturun.

Makyajınızı tazeleyecekseniz:
* Saçınıza hacim vermek için, yukarı doğru hafif bir atkuyruğu yapın.
* Yüzünüzdeki fondötenin her tarafa eşit olarak dağılması için makyaj süngerinizi ıslatıp, iyice sıktıktan sonra sabah sürdüğünüz fondöteni bu süngerle yeniden yüzünüze dağıtın.
* Temiz bir far fırçasıyla gözünüzdeki makyajı belli belirsiz yeni bir renk oluşturacak şekilde dağıtın.
* Büyük bir fırça ile toz allık sürün.
* Dudaklarınızı kalemle belirledikten sonra aynı kalemle boyayın. Ve son olarak parlatıcı sürün.
* Saçınızı açın ve başınızı öne eğerek fırçalayın.

15 dakika
15 dakikanızı makyaja ayırıyor olmanız gerçek bir lüks! Bu kadar zamanda oje bile sürebilirsiniz. Ama abartmamaya özen gösterin.

Yüzünüzde makyaj yoksa:
* Varsa, bir damla şampuanla perçeminizi yıkayın. För ile kurutarak şekil verin. Saçınıza daha temiz ve biçimli bir hava verecektir.
* Yüzünüze kompakt fondöten sürün. Kahverengi veya siyah bir kalemle gözlerinizin sadece üst kısmını belirginleştirin.
* Kirpiklerinize, hacim kazandırma özelliğine sahip, siyah rimel sürün. Dudaklarınızı ten rengi bir kalemle çevreledikten sonra rujunuzu sürün.
* Son olarak bir kat sedefli dudak parlatıcısı sürün.

Yüzünüzde zaten makyaj varsa:
* Saçınızı tutam tutam ayırın. Her bir tutamı kendi çevresinde doladıktan sonra firketeyle tutturun. Saçınıza sprey jöle ya da sprey sıkın.
* Makyaj temizleme mendiliyle yüzünüzdeki fondöten ve ruj kalıntılarını temizleyin. Ama göz makyajınıza dokunmayın. Bir pamuklu çubukla dağılan ve akan göz makyajınızı temizleyin.
* Alnınıza, yanaklarınıza ve çenenize bir miktar fondöten sürüp, parmak uçlarınızla dağıtın. Büyük bir fırça yardımıyla yüzünüzdeki çıkıntılara (alın, çene, elmacık kemikleri) çok az toz parlatıcı sürün.
* Fırça yardımıyla dudaklarınıza ruj sürün.
* Saçınızdaki tokaları çıkarıp, buklelere elinizle şekil verin.
* Son olarak çok kısa sürede kuruyan bir oje sürün. (Aceleyle hareket ederken meydana gelebilecek bozulmaların çok belirgin olmaması için açık renk bir oje tercih edin.)

Not: Ofiste ya da evde uygulayacağınız hızlı makyaj için yanınızda her zaman, makyaj malzemesi, makyaj temizleme mendili, jöle, firkete, toka, sprey ve pamuklu çubuk bulundurmalısınız.
Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
19 Nisan 2008       Mesaj #4
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi
Çalışanlar imaj peşinde



Çalışan kadının iş dünyasındaki başarısı imajı ile doğrudan bağlantılı...

Ofisteki tarzınız çalıştığınız kurumun imajına paralel bir görünüm sergiliyorsa, verdiğiniz mesaj o işyerine ‘ait olduğunuz’ algısını yaratıyor.

Birey ve kurumlara yönelik makyaj eğitimleri ile kişisel ve kurumsal imajlara katkı sağlayan Akademi ve Eğitim Hizmetleri Müdürü Burçak Armağan, mevcut başarılarını imajları ile güçlendirmek isteyen kişi ve kurumlara makyaj konusunda tavsiyeler verdiklerini söyleyerek, talebin tüm sektörlerden ve çeşitli pozisyonlarda görev yapan kadınlardan geldiğini belirtti. Sözsüz iletişim biçimlerine, yani beden dilinin alanına giren imajı, makyajın güçlendirdiğini söyleyen Burçak Armağan, bilgilerini bizlerle paylaştı:

“Sözcükler fikirleri; imaj ise duygu ve tutumu anlatır. İletişimde en önemli uzuvlar gözlerdir. Sebebi ise görüşmelerin göz kontağı ağırlıklı olmasındandır. Sözsüz iletişimde kısık göz iletişim halinde olduğunuz kişide şiddet ya da kızgınlık çağrıştırır. Müşteri hizmetleri departmanında gelen şikayetleri karşıladığınız bir birimde çalışıyorsanız ve doğuştan kısık gözlere sahipseniz, makyaj tekniklerini kullanarak yüzünüzde ilgili ve yumuşak bir ifade yaratabilirsiniz. Makyaj ilk etapta size ruhsal olmasa bile fiziksel bir avantaj sağlayacaktır. Birçoğumuz kapalı ve özel ışıklandırma yapılmış akıllı binalarda çalışmaktayız. Siz de bu tip bir çalışma ortamındaysanız, makyajınızın olduğundan daha parlak ve yoğun görüneceğini bilerek hazırlanmalısınız. Tüm dünya genelinde kabul gören makyaj uygulaması, cildini hafif renklendirerek sağlıklı ve bakımlı bir görünüme kavuşturmaktır. Bunu sağlayacağınız en uygun tonlar kahve ve toprak tonları ile siyah, koyu kahve rimeller olacaktır. Elmacık kemiklerine hafif dokunuşlar ile uygulanacak doğal şeftali tonları ile sağlıklı ifadeye kavuşabilirsiniz. Aksi halde, tüm yüz, alın, burun kemiğine uygulayacağız allık ile öfkeden ya da sıkıntıdan kızarmış bir görünüme sahip olursunuz. Yüzünüzün anatomik yapısını, ifadenizin çağrıştırdığı duyguyu ve karşı tarafa verdiği mesajı yakından tanır, doğru makyaj teknikleri ile bunları düzeltirseniz, kısa sürede göreceksiniz ki imajınız sizi değil, siz imajınızı yönetiyor olacaksınız.”

nünü - avatarı
nünü
Ziyaretçi
23 Nisan 2008       Mesaj #5
nünü - avatarı
Ziyaretçi
Pek çok insan çalışırken doğru beslenmeye fırsat bulamadığından yakınır. Fazla kiloların yegane suçlusu da çoğunlukla uzun süren çalışma saatleri olarak gösterilir.
Oysa çalışırken de doğru beslenmek ve kilo almak yerine fazla kilolardan kurtulmak mümkün.

Günümüzde kilo sorunu yaşayan kişilerin artması, obezitenin sürekli gündemde olması ve sürekli herkesin yeni mucize diyetlerin peşinde koşmasının en önemli sebeplerinden biri egzersiz yapma alışkanlıklarında ve günlük hareketlerimizde azalmadır. Teknolojinin gelişimi ile çalışanların masa başında geçirdiğimiz zaman artmaktadır. Özellikle uzun çalışma saatlerini ofiste oturarak geçiren çalışanlarda obezite görülme sıklığı her geçen gün artıyor. Bunun en önemli nedenlerinden arasında uzun süre hareketsiz masa başında oturmanın yanı sıra, özellikle toplu çalışma alanlarında aralarda atıştırılan abur-cubur besinlerin birbirine ikramları, öğle yemeğini masada fast food tarzı yağlı ve kalorili besinlerden oluşan bir mönüyle yapma, masada su yerine sürekli çay, kahve, meşrubat tarzı besinleri tüketme, ofis içerisinde ara öğün bulundurmama, toplantıların sık ve uzun saatler alması sonucunda ara veya ana öğünleri atlama gibi birçok neden sayılabilir.
Ofiste Masa Başında Çalışanlara Öneriler
• Mümkünse öğle yemeğinizi telefon ile sipariş etmeyiniz, yakın bir restorana giderek öğle yemeği saatinde hareketimizi arttırmış oluruz.
• Öğle yemeğinde ofis dışına çıkamıyorsak, telefonda vereceğimiz yemek siparişinde yemeklerin yüksek yağ ve kalori içermemesine dikkat edelim, kepekli sandviç, ton balıklı salata, ızgara köfte salata, kepekli tost ayran tarzında mönüler tercih ediniz, pizza, hamburger tarzı yemekler hem yüksek kalorilidir hem de öğleden sonra iş veriminizi düşürür.
• Her 15 dk bir omuz, kol ve bacaklarınızı hareket ettiriniz, mümkünse ofiste yapılabilecek egzersizleri gün içerisinde birkaç kez uygulayınız.
• Çay, kahve, meşrubat tarzı içecekleri tüketmek yerine masanıza şık bir sürahi alınız ve bol bol su tüketiniz. Çay ve kahve yerine ise bitki çaylarını tercih ediniz. Özellikle stresi azalttığı için rezene ve bağışıklık sisteminiz için adaçayı, ıhlamur tercih ediniz
• Çalışırken herhangi bir şey gerekli olduğunda masadan kalkarak siz alınız, iş arkadaşlarınızla iletişimi telefonla yapmak yerinizden kalkarak siz yapınız. Bu küçük hareketler bile gün içerisinde harcadığınız enerjinin artmasına sebep olacaktır.
• İş yerine gelip-giderken özel aracınızı değil servisi kullanınız ve servisten evinize 2-3 durak önce inip-bininiz, bu tür 15-20 dk yürüyüşler günlük egzersizimizin artmasına sebep olacaktır.
• Çekmecenize kuru kayısı, incir, grisini, kepekli bisküvi, ceviz, fındık tarzı bozulmayan ve koku yapmayan gıdalar koyunuz. Metabolizma hızının hızlanması ve çok acıkıp bir sonra ki ana öğünde fazla miktarda yememizi engelleyen ara öğünlerdir, bu yüzden bu tür besinler elinizin altında olsun ve 3-4 saatte bir bu tür besinleri atıştırınız.
• Toplantı esnasında veya ofiste yiyecek bir şeyler yemeniz mümkün değilse ara öğün olarak tam sütten yapılmış kafeinsiz kahve tercih edebilirsiniz.
• Öğle yemeğinde karbonhidratlı, ağır gıdalar yerine hafif ve düşük kalorili yemekleri tercih ediniz. Özellikle salata ve protein içeren bir besin sizi uzun süre tok tutacak, atıştırmanızı engelleyecek ve öğleden sonra daha verimli çalışmanıza sebep olacaktır.
• Öğle yemeğinde kan şekerini hızla yükselten glisemik indeksi yüksek gıdalardan uzak durunuz, örneğin makarna yerine bulgur pilavı, beyaz ekmek yerine kepek ekmek v.b tercihler yapınız.
• Tatlı özellikle hamurlu tatlıları tüketmeyiniz, tatlı yemek isterseniz 1-2 bisküvi veya meyve tarzı besinlerle tatlı isteğinizi geçiştiriniz.
Ofis Çalışanları İçin Örnek Mönü
Sabah:
1 adet kepekli tost + bitki çayı
veya
6-7 kaşık buğday gevreği + 1 bardak süt + 2 adet ceviz
Ara:
3 adet kuru kayısı
Öğle:
100 gr ızgara et / tavuk / balık, 1 tatlı kaşığı zeytinyağlı mevsim salatası, 2-3 kaşık zeytinyağlı sebze yemeği, 1-2 dilim kepek ekmek
veya
1 tatlı kaşığı zeytinyağlı ton balıklı / tavuklu veya peynirli salata
veya
2 porsiyon meyve + 1 kase yoğurt veya Ton balıklı / peynirli / tavuklu kepekli sandviç + ayran
Ara:
1-2 porsiyon meyve veya 3-4 kepekli bisküvi+1 dilim peynir
veya
1/2 simit +ayran veya 1 kepekli tost
veya
1 bardak süt+1-2 grisini
Akşam:
1 tabak sebze yemeği veya kurubaklagil yemeği veya sebzeli et sote, 4-5 kaşık bulgur pilavı veya 1 dilim kepek ekmek, bol salata, 1 kase yoğurt
Gece:
1-2 porsiyon meyve


Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
29 Mayıs 2008       Mesaj #6
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi
Çalışan Kadınlar İçin Mantralar

Gücümüzü toplamak ve cesaretimizi geliştirmek için tekrarladığımız mantralar güçlü sözlerdir.

resim105396


Mantralar güçlü sözlerdir. Gücümüzü toplamak ve cesaretimizi geliştirmek için tekrarladığımız bu kişisel sözler bizim için önemli olan şeylerin merkezindelerdir. Mantralar ( kutsal sözler) siz, kelimeleriniz ve eylemleriniz arasında derin olarak ruhsal bir bağlantı olabilirler. Hiç denediniz mi? Hiç başarısız oldunuz mu? Hiç önemli değil. Yeniden deneyin. Yine başarısız olun. Başarısız olmak daha iyidir. Mantralar, ruhunuzda yankı yaratırlar ve daha fazla risk almanız ve daha fazla yapmanız konusunda sizi teşvik ederler.


İlham verici bu mantralardan birini deneyin veya kendinize bir mantra oluşturun.

Başarılı olmak
İlki: ”Olana kadar numara yap!" Örneğin, yönetici olmak istiyorsan, yönetici gibi davran, hala olmasan bile—olacağınıza dair kendinizi koşullandırırsınız. İkinci ise: "İnanırsanız, başarırsınız. Sürekli olarak hedeflerinizi düşünürseniz mutlaka onlara ulaşırsınız.”

Vazgeçmemek
”Asla olamaz. Asla bir geri dönüş olmaz!"

Yetenekler
Muhteşem inanç, teselli mükâfatı olarak daha az hünere bağlanır. "Hünerlerim değerli olduğunu hatırlamama yardımcı olur, hatta kendimden şüphe duyduğum anlarda bile…"

Yolu seçmek
"Yolun sizi götüreceği yeri takip etmeyin. Yolun olmadığa yere ilerleyin ve bir iz bırakın" Emerson. Yoldaki bir çukur, dönmekte başarısız olmadığınız takdirde yolun sonu değildir.

İçine kapanıklık
"İçine kapanıklık sadece etrafını saran bir bağ. Kendi kendine eğlen. Gittiğin yere hoş bir vakit geçireceğini umut ederek git ve iyi vakit geçir. Yaşamı başkalarının eğlenceli hala getirmesini bekleme”

Yaptığınıza odaklanın!
"Ne yapıyoruz ve yapma kapasitemiz ne arasındaki farklılık, dünyanın çoğu problemini çözecektir. Mahatma Gandhi”

"Kararsızlığı yönetebilmek, işte ve ruhta
başarılı olanları neyin ayırdığıdır."

"Tanrım beraber üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir şeyin olmayacağını hatırlamama yardım et.”

“Om nama shivaya-iç dünyamı selamlıyorum”
“Nefes al… Nefes ver…"

"Işığı yaymanın 2 yolu vardır: Mum olma veya onu yansıtan ayna olma." Edith Wharton
Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
3 Ağustos 2008       Mesaj #7
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi
Çalışan annelere tüyolar


Çoğu zaman anlayışlı patronlar, düşünceli babalar ve becerikli bakıcılar bile yeterli olmayabiliyor.


resim109690


Çocuk sahibi olduktan sonra bir süre işe ara veren Guardian yazarı Wendy Sachs, 100'den fazla kadınla yaptığı görüşmeler sonunda, çalışan annelere bir rehber hazırladı.

- Çalışma hayatının kendinize saygı duymak konusunda önemli bir faktör olduğunu unutmayın.
- Çocuklarınız küçük olsa bile, çalışma hayatına çok uzun süre ara vermeyin. Ara ne kadar uzun olursa, dönmek o kadar zor olacaktır.
- Çevrenizde güvenebileceğiniz, açık konuşabileceğiniz insanlar olduğundan emin olun.
- İşyerinde emzirme odası gibi özel imkânlar yaratılması için diğer annelerle birlikte mücadele edin.
- Ofisteyken işe, çocuğunuzlayken de sadece ona yoğunlaşın.
- Ev işleri ve çocuk bakımını eşinizle eşit olarak paylaşın.
- Mümkünse ev işinde de yardımcı olabilecek bir bakıcı tutun.
- Çok iyi organize olun. Çocuğun çantası, kıyafetleri gibi detayları geceden hazırlamaya çalışın.
- Patronunuzun sizi zorlamasına izin vermeyin ve sınırlarınız konusunda saygı duymasını sağlayın.
-
Pratik çözümler bulun. İşinizin yoğun olduğu dönemde, çocuğunuzun katılacağı etkinlik için yiyecek hazırlamanız gerekiyorsa, hazır bir şeyler götürmeyi seçin.
- Ofiste ekstra iş üstlenmeyin.
- Geleneksel olmayan iş-aile
programlarından korkmayın.
- Sınırlarınızı belirleyin, iş arkadaşlarınızdan da uyum bekleyin.
- Teknolojiyi kullanabilir ya da ondan sakınabilirsiniz. Kimi anneler, şirketten kendilerine hemen ulaşılmasını sağlayan iletişim cihazlarını kullanmak istemiyor. Kimi de evden çalışmayı kolaylaştırdığı için teknolojiden faydalanıyor.
- Eylem planınızı yapın. İş ve aileyi birlikte yürütmek size bağlı.
- Eviniz işyerine yakın olsun. Böylece yolda geçireceğiniz zamanı çocuğunuza verebilirsiniz.
- Mükemmel olmaya çalışmayın. Süper iş kadını ya da süper
anne olmak zorunda değilsiniz.
- Çalıştığınız için çocuğunuza karşı suçlu hissetmeyin.
- Çocuğunuzla vakit geçirmek için rutin davranışlara başvurun. Yatakta TV seyredip, okuldan siz alıp, daha bol vakit geçirebilirsiniz.
- İş hızınızı kontrol altında tutun. Bazen aileniz için tempo düşürmek çok kötü olmayabilir.
- Çocuğu olan biriyle çalışın, durumunuzu daha rahat anlar.
- Kendi işinizi kurmaya çalışın.
- Kendinizi çocuğunuzun okuluna adayamıyorsanız da ilginizi arada bir de olsa sınıf etkinliklerine katılıp
göz önünde olarak gösterin.
- İşte istediğinizi almak için 'ekonomi' argümanlarını kullanın, şirketler buna karşı gelmeyecektir.
- Çocuğunuzla olabildiğince çok oyun oynayın.



GÜLGECELER - avatarı
GÜLGECELER
Ziyaretçi
29 Ağustos 2008       Mesaj #8
GÜLGECELER - avatarı
Ziyaretçi
Çalışan bir bayanım işte ne giymeliyim?

4520V270466

İşte ne giymeliyim? Ne giymemeliyim? Modayı nereye kadar takip edebilirim? Serbest Cumalarda ne kadar serbestim? Yalnız değilsiniz. Son yıllarda işte rahat giyim kavramının gündeme gelmesiyle; pek çok sektörde çalışanların rahat giyim uygulamalarında sıklıkla hata yaptıklarını, iş yaşamında profesyonel giyim standartlarından uzaklaşmış olduklarını görüyoruz. Pek çok çalışan giyimde tasarım öğelerinden ve görüntülerinin düşünce, duygu ve tavırlarına etkisinden dolayısıyla başkalarının kendilerine göstereceği tavra ve hatta profesyonel hedeflerine ulaşmalarına katabileceklerinden habersiz. İnsan Kaynakları uzmanları profesyonel görüntüden uzak giyim seçimleri yüzünden satışların düştüğü, müşteri şikayetlerinin arttığı ve iş yerinde profesyonellikten uzaklaşıldığı konusunda hemfikirler. Rahatlık ve kişisel tercihlerin profesyonel görüntünün önüne geçmesi çalışanların itibar kaybından istedikleri terfiyi elde edememelerine varan ağır bedeller ödemesine sebep oluyor.
6321V262838


Peki işyerinde neler giyilmemeli? Bu konuda 3 genelleme ile yola çıkabiliriz.

1. Teniniz ne kadar çok görünürse o kadar resmiyetten ve profesyonellikten uzak bir etki bırakırsınız.

2. Giyim tarzınız ve bu konuya yaklaşımınız sizin diğer profesyonel yeteneklerinizle ilgili izlenimleri şekillendirir.

3. Kurumunuzu davranışlarınızla olduğu kadar giysilerinizle de dışarda nasıl temsil ettiğiniz itibar ve güven oluşturmanızda belirleyicidir.

İş yerine giyilmemesi gereken 10 yanlış kıyafet

1. Egzersiz kıyafetleri

Eşofmanlar, sweat-shirtler ve tenis ayakkabılarınızın da giyileceği uygun ortamlar vardır ama bu sektörlerde çalışmadığınız sürece profesyonel giyimde bu kıyafetlerden uzak durulmalıdır.

2. Parti kıyafetleri
3536V270802 CROP1

Gece dışarı çıkmak üzere program yapmış olsanız dahi pırıltılarla, dekoltelerle, frapan kıyafetlerle gündüz işe gidilmemelidir. Parti kıyafetlerinizi, partilere saklayın yani 5ten sonraya...

3. Dekolteler

İş hayatında ciddiye alınmak istiyorsanız, göğüs dekoltenizi sergilemekten kaçınmanızı tavsiye ederiz. Bir erkeğe ciddi bir konuyu anlatırken gözlerinin nerelerde gezindiğinden rahatsız olduğunuz bir an oldu mu? O zaman göğüs dekoltenizi kontrol altında tutmakta fayda var.

4. Beli açık bluzlar

Oryantal değilseniz iş yerinde belinizi ve göbeğinizi sergilemeniz gerekmiyor öyle değil mi? Dikkati çekmek istediğiniz nokta dekolte olmadığı gibi göbeğiniz de değil, biraz daha yukarı, yüzünüze dikkat çekmeye ne dersiniz?


5. Alçak kesim pantolonlar

Aşırı alçak kesimler hareketlerinizi kısıtlayacak ve farkında olmadığınız anlarda istenmeyen bölgelere dikkat çekecektir. İç çamaşırı hataları ile birleştiğinde de görüntünün profesyonellikten çok uzaklaşacağı kesin.
3288V262600 CROP1

6. En mini çok mini

İlk maddede belirttik itibar ve güven için teninizi cömertçe sergilemeyin. Mini eteklerinizi iş dışı aktivitelere saklamak bir profesyonel için akıllı bir strateji olacaktır.


7. Parmak arası

Sahil güvenlikte çalışmıyorsunuz değil mi? Ya da plaj cafede? Parmak arası terliklere bayılıyoruz, çok rahatlar, çok şekerler ama ofis içi giyim için hiç uygun değiller.

8. Bantlı sandaletler

Çıplak bacaklar ve yüksek topuklu bantlı ayakkabılar. Profesyonellik mi? İş yerinde ciddiyetten ziyade parti ve eğlenceyi çağrıştırıyorlar, haklısınız.
5362V261127 092
9. Mesaj içerikli üstler

İstediğinizi sevebilirsiniz. Müzik, basketbol, Madonna ya da dondurma... Peki bunu işte giydiğiniz t-shirtlerle ifade etmek yerine yeri geldiğinde sözcüklerle paylaşmaya ne dersiniz? Mesaj içerikli t-shirtlerinizi de hafta sonu sinemaya giderken değerlendirebilirsiniz elbette.

10. Piercing ve dövme

Eğer insanlar burnunuza, kulağınıza, ya da dilinize dikmişse bakışlarını emin olun söylediklerinizi dinlemek yerine dövmenizi anlamaya çalışıyor olabilirler ya da burnunuzdaki küpenin canınınız acıtıp acıtmadığını düşünüyor olabilirler. İş arkadaşlarınızın ve müşterilerinizin dikkatini dağıtmayın, bırakın işe odaklansınlar.

Bu kuralları çok katı bulmuş olabilirsiniz, hele bir de yaratıcı sektör çalışanı iseniz duyduklarınız hiç hoşunuza gitmedi. Kişiliğimi yansıtmama engel bütün bunlar diyorsunuz.
Haklı olabilirsiniz. Ancak iş hayatında olumlu ve kalıcı bir izlenim yaratmak için ya uygun giyinirsiniz ya da yanlış algılanırsınız. Beklentilere uygun bir görüntü çizmiyorsanız itibar kaybedebilir, size duyulan güveni sarsabilirsiniz.
8865V245392 CROP1
Okul yıllarında bir takımda oynadınız mı? Diyelim ki basket takımındaydınız. Formanız üzerinizde olmadan bir maça çıktınız mı hiç? Bu şartlarda oynamanıza izin verilir miydi? Elbette hayır. Peki neden? Çünkü uniformalar oyuncuların hangi takıma ait olduğunu belirtir, izleyici ve hakem kim hangi takımdaydı düşünmek ve anlamaya çalışmak zorunda kalmadan bir bakışta bunu anlar ve oyunu izlemeye konsantre olur.
51V263493 CROP1
İş yaşamında giyim de aynı göreve hizmet eder. Belli kuralları vardır, bu kurallar sektöre ve işin içeriğine göre, kurumun imajına göre ve müşterinin beklentilerine göre şekillenir. İş hayatındaki imajınız içinde bulunduğunuz sektöre, mesleğinize, pozisyonunuza, yaşadığınız bölgeye ve ortama uygun ve tüm bu değişkenlerin gerektirdiği resmiyet ve entellektüel seviye ile uyumlu olmalı. Tüm bunlar hakkında kararlar verirken kimlerle iletişim halinde olacağınızı, nasıl algılanmak istediğinizi ve ulaşmak istediğiniz amacı gözönünde bulundurmalısınız.
Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
5 Ekim 2008       Mesaj #9
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi
İşte stres nasıl azaltılır?

Çalışan Kadınlara Öneriler, Pratik Bilgiler

Dünyanın çeşitli yerlerinde yapılan araştırmaların sonucuna göre huzurlu bir iş günü için fazla sosyal olmamak ve iş arkadaşlarına yakın oturmak gerekiyor.


Binlerce çalışan üzerinde yapılan bir araştırma iş arkadaşlarından gelen manevi destek ve patronlardan gelen olumlu eleştirilerin kişilerin stres seviyelerini düşürdüğünü gösterirken California Üniversitesi’nin yaptığı bir araştırma çalışırken dış dünyayla çok fazla ilgilenmenin çalışanların stresli bir gün geçirmesine neden olduğunu ortaya koydu. Anket sonuçları kariyer merdiveninde alt basamaklarda olanların daha çok stresli olduğunu söylüyor.

Anket sonuçlarına göre evine gittiğinde cep telefonunu kapatan çalışanlar iş yaşamında daha mutlu. Ayrıca imkânı olanların öğlen arasında şekerleme yapması stresi azaltmanın bir başka yolu olarak karşımıza çıkıyor.

Kaynak: Milliyet

Benzer Konular

14 Aralık 2008 / Misafir Sağlıklı Yaşam
10 Ekim 2008 / HeliX Taslak Konular
7 Nisan 2007 / RuffRyders Taslak Konular