Arama

Kömür Nedir? Nasıl Oluşur?

Güncelleme: 12 Nisan 2013 Gösterim: 35.289 Cevap: 5
BrookLyn - avatarı
BrookLyn
Kayıtlı Üye
29 Ekim 2008       Mesaj #1
BrookLyn - avatarı
Kayıtlı Üye
Kömür

Sponsorlu Bağlantılar
komurkn4
"Kömür"


Çoğunlukla siyah renkli, bazıları ise kahverengi, katmanlaşmış bir tortul kayaç olan kömür, aslında karbonun katışkılı bir biçimidir. Milyonlarca yıl önce yetişen büyük ve sık ormanların, başka tortul çökellerin altına gömülmesi sonucunda oluş­muştur.

Sanayileşmiş ülkelerde kömüre duyulan gereksinim oldukça büyüktür, çünkü kömür bugün hâlâ başlıca ısı ve enerji kaynağıdır. Kokkömürü ve havagazının yanı sıra, sanayi­de kullanılan pek çok kimyasal madde kö­mürden üretilir. Dünya kömür rezervlerinin büyük bölümü kuzey yarıkürededir; nitekim, önde gelen kömür üreticisi ülkeler SSCB, ABD, Çin, Polonya, İngiltere, Alman De­mokratik Cumhuriyeti, Almanya Federal Cumhuriyeti ve Hindistan'dır. Kömür güney yarıkürede daha az bulunmakla birlikte, Gü­ney Afrika, Avustralya ve Yeni Zelanda'daki yataklardan oldukça büyük miktarlarda kö­mür çıkarılmaktadır. Kuzey Kutup Bölgesinde de kömür bulunmuştur; kâşif Robert Falcon Scott ise Antarktika'da kömür yatak­ları keşfetmiştir. Ekvator yakınlarında ise kömüre çok az rastlanır. Dünyanın çeşitli yerlerinde kömür aramaları sürdürülmektedir ve son zamanlarda bazı yeni zengin kömür yatakları bulunmuştur. Dünya toplam kömür üretimi, yılda yaklaşık 3 milyar tondur. Bugün yeraltında ne kadar kömür kaldığını söylemek pek kolay değildir, ama gene de birkaç yüzyıl kadar yetecek yatakların bulun­duğu tahmin edilmektedir.

Kömür Nasıl Oluştu
Kömürün büyük bölümü, günümüzden yakla­şık 340 milyon yıl önce başlayıp yaklaşık 60 milyon yıl önce sona eren Karbonifer Dönem' de oluşmaya başladı. Karbonifer Dönem'den önceki Devoniyen Dönem'de, kuzey yarıkürede büyük dağlar oluşmuştu. Karbonifer Dönem'de, bu sıra­dağlar havanın etkisiyle aşınmaya uğradı. Irmak ve yağmur sularınca dağlardan aşağıla­ra taşınan kumlar ile öteki molozlar, çevrede­ki sığ denizlerin kıyılarında birikti; böylece buralarda deltalar, bataklıklar, sulak düzlük­ler oluştu.

Bu bataklıklarda dev ağaçlardan oluşan sık ve geniş ormanlar yetişti; bu ağaçların günü­müze kalan yegâne akrabası, "kibritotu" ya da "kurtpençesi" denen ve atalarına hiç ben­zemeyen minik bitkilerdir. Bu dev ağaçlar öldüklerinde, çürümekte olan bitkisel madde­lerden oluşan ıslak bir zeminin içine devrili­yordu. Su, ağaçların çürümesini yavaşlatıyor, bunun sonucunda da orman alanı turbalık haline geliyordu. İşte bu turba yatakları, milyonlarca yıl sonra, bugün bizim yaktığımız kömüre dönüştü. Çoğu yerde geniş bataklık­lar sular altında kaldı, ormanlar ölüp gitti ve turbalar çamurlara gömüldü. Sonra, gene dağlardan bölgeye akan ırmaklarca taşınan kumlar çökelmeye başladı. Kum setleri yükselip su düzeyinin üstüne çıkınca, yeni orman­lar yetişti ve bu süreç tekrarlandı. Kömür yataklarının bulunduğu alanların üst üste sıralanmış farklı kayaç katmanlarından oluş­masının nedeni budur.

Çamurlardan oluşan şeyllerin üzerinde kumtaşları bulunur. Her kumtaşı katmanının üst kesimleri, bitki kökleriyle doludur ve bu katmanın üzerinde de bir kömür yatağı ya da damarı yer alır. Sonra bunun üzerinde gene bir şeyi katmanı görülür. Deniz basmasına uğramış kesimlerde ayrıca, içi deniz kabuklarıyla dolu ince bir kireçtaşı katmanı da bulu­nur. Bazı kömür yataklarında birçok kömür damarı vardır; bu damarlar, ağacın yetişme, çürüme, sular altında kalma ve mille örtülme süreçlerinin, ne kadar sık tekrarlanmış oldu­ğunu gösterir. Bazı damarlar çok incedir, örneğin yalnızca 3 santimetredir; bu durum, turba yataklarının çok kısa bir zaman içinde sular altında kaldığını gösterir. Bazı yerlerde ise 30 metreden daha kalın damarlara rastla­nır; bu da oluşum sürecinin çok daha uzun bir zaman dilimi içinde gerçekleşmiş olduğu anla­mına gelir. Hindistan'da Singrauli kömür havzasındaki damarlardan biri 152 metre kalınlığındadır; Avustralya'nın Victoria eyale­tinde de 225 metre kalınlığında bir linyit yatağı bulunmaktadır. Damarlar arasındaki derinlik de birkaç metreden birkaç yüz metre­ye kadar değişebilir; bu, turba yataklarının suda ne kader derine gömülmüş olduğuna, çamur ve kum katmanlarının birikim hızına bağlıdır. 20 metre kalınlığındaki bir turba yatağı, sonuçta 2 metre kalınlığında bir kö­mür yatağı oluşturur.

Bakterilerce başlatılan bitkilerin kömürleş­me süreci milyonlarca yıl sürer; Yer'in iç kesimlerinden kaynaklanan ısının, turbaların üstünde biriken çamur ve kumun yarattığı basıncın etkisiyle tamamlanır. Katman sıkış­tıkça içindeki su ve gazlar dışarı kaçar; turba önce linyite (kahverengi kömür) dönüşür; linyit, genellikle kahverengi, yumuşak, yarı oluşmuş bir kömürdür. Linyit, daha sonra taşkömürüne dönüşür; madenkömürü de de­nen siyah renkli taşkömürü en yaygın kullanı­lan kömür türüdür. Taşkömürü de sonunda en sert ve bileşim bakımından katışıksız kar­bona yakın kömür türü olan antrasite dönü­şür. Turbadan antrasite kadarki bu kömürleş­me sürecinin hangi aşamada olduğu, sürecin başlangıcından bugüne kadar geçen zamanın uzunluğuna ve o bölgenin jeolojik koşullarına bağlıdır. Bu nedenle turba, linyit, taşkömürü ve antrasit, birlikte ya da ayrı ayrı yerlerde bulunabilir. Kömür alanı dev bir peynirli sandviçe benzetilebilir; bu sandviçin peyniri kömür, ekmeği ise kayaçlardır. Ama bu her zaman düz bir sandviç değildir; bazı yerleri bükülmüş ya da ezilmiş olabilir. Bunun nede­ni, kömürün oluşum dönemindeki yerkabuğu hareketleridir. Damar, yüzeye çıkıp havayla temas ettiği yerlerde aşınmaya uğrar. Kalan kömürün büyük çoğunluğu, aradaki çukurlarda bulunur. Maden ocakları­nın açıldığı bu çukur bölgelere kömür havzası denir. Bir kömür damarının yüzeyde görün­düğü yere mostra ya da çıkma denir. Örneğin, Soma, Muğla ve Elbistan linyit yatakları yüzeydedir ve açık işletme denen bir maden kazı yöntemiyle kazılır.

Kaynak: MsXLabs.org & Temel Britannica

Son düzenleyen BrookLyn; 2 Kasım 2008 22:14
BrookLyn - avatarı
BrookLyn
Kayıtlı Üye
29 Ekim 2008       Mesaj #2
BrookLyn - avatarı
Kayıtlı Üye
Kömür
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Sponsorlu Bağlantılar

Kömür, katmanlı tortul çökellerin arasında bulunan katı, koyu renkli ve karbon bakımında zengin kayaç. Kömür torkugillerden gelmiştir.

Dünya nın çoğu bölgesinde bulunan kömüre, Yer’in yüzeye yakın bölümlerinde ya da çeşitli derinliklerde rastlanır. Kömür çok miktarda organik kökenli maddenin kısmi ayrışması ve kimyasal dönüşüme uğraması sonucunda oluşan bir çok madde içerir.

Bu oluşum sürecine kömürleşme denir.

Tarihçe
İlk olarak M.Ö. Çinliler tarafından kullanıldığı bilinmektedir. Kömür işletmeciliğine ait dökümanlar 12. yüzyıla aittir. Kömürün yoğun olarak kullanımı ise 18. yüzyılın ikinci yarısına rastlar. Özellikle gelişen sanayi ve endüstri kömür kullanımını arttırmış kömürü önemli bir mineral haline getirmiştir. Kömür demir-çelik sanaiinin hammaddesi olarak kullanılmış ve buharlı motorlarda yakıt olarak kullanılmıştır. Bugün çıkarılan kömürün büyük bölümü ise elektrik üretimi ve çeşitli alanlarda kullanılmaktadır.

Kömürün Oluşumu
Kömür bataklıklarda uygun nem ve sıcaklığın oluşması ortamın asit miktarının artması gerekli organik maddelerin ortamda bulunmasıyla bozunmuş çürüyen bitkilerin su altına inmesi bataklığın zamanla üstünün örtülmesi gibi olaylar sonucu oluşur.
  • Deltalar (en kalın kömür damarlarının oluştuğu ortamlardır)
  • Göller (Göl kıyıları, kalın kömür damarlarının meydana geldiği uygun bataklık ortamlardır)
  • Lagünler (Deniz etkisinin olduğu ince kömür damarcıklarını meydana getirirler)
  • Akarsu taşma ovaları (İnce kömür damarcıklarını oluştururlar)
Jeolojik tarihte iki büyük kömür oluşum çağı vardır. Bunlardan daha eski olanı Karbonifer (345-280 milyon yıl önce) ve Permiyen (280-225) dönemlerini kapsar. Kuzey Amerika'nın doğusu ile Avrupadaki taşkömürü yataklarının çoğu Karbonifer döneminde; Sibirya, Asya’nın doğusu ve Avustralya'daki kömür yatakları Permiyen döneminde oluşmuştur. İkinci büyük kömürleşme çağı ise Kretase (tebeşir) Döneminde başladı ve Tersiyer dönemi sırasında sona erdi. Dünyadaki linyitlerin ve yağsız kömürlerin çoğu bu dönemde oluşmuştur. Kömürlerin türediği bitkilerden geriye çok az iz kalmıştır. Kömür katmanlarının altında ve üstünde yer alan kayaçlarda eğreltiotları, kibritotları,atkuyrukları ve birçok bitki fosiline rastlanabilir. Kömürler yoğunluk, gözeneklilik, sertlilik ve parlaklık bakımından farklılık gösterebilir. Genellikle kömür türleri bazı inorganik maddeler, genelliklede killer, sülfürler ve klorürler içerir. Bunlarda az miktarda civa, titan ve manganez gibi bazı elementlerede rastlanır.

Milyonlarca yıl önce bataklıkların dibinde kalan bitkiler, üzerindeki katmanların etkisiyle ısınıp sıkışarak kömürleşmişrtir.

Sınıflandırma
Kömürler çeşitli şekillerde sınıflandırılabilir. Üç tip kömür vardır: antrasit, taş kömürü ve linyit.

Antrasit en değerli kömür türüdür %95 i karbondan oluşur. En sert kömür türü olup yandığında diğerlerinden daha fazla ısı verir. Taş kömürünün %70’i, Linyitin %50` sinden daha az bir kısmı karbondur. Kömürler organik olgunluklarına göre linyit, alt bitümlü kömür, bitümlü kömür ve antrasit tiplerine ayrılırlar. Linyit ve kısmen alt bitümlü kömürler genellikle yumuşak, kolayca ufalanabilen ve mat görünüştedirler. Bu tip kömürlerin ana özelliği göreceli olarak çok yüksek nem içerirler ve karbon içerikleri düşüktür. Antrasit ve bitümlü kömürler ise genellikle daha sert, dayanıklı, siyah renkli ve camsı parlak görünüştedirler. Göreceli olarak nem içerikleri daha düşük olup, karbon oranları daha yüksektir. Jeolojik olarak kömürlerin yaşları 400 milyon yıl ile 15 milyon yıl arasında değişir. Genellikle yaşlı kömürler daha kalitelidir. Kömürler mikroskobik homojen bileşenlerine göre çeşitli kayaç tiplerine de ayrılır. Bu sınıflandırma kömürün türediği malzemeyi ve kömürleşme süreçlerini ele aldığından, aslında genetik bir sınıflandırmadır. Bu sistemde kömür dört temel tipe ayrılır: vitren, klaren, düren ve füzen.

Bir başka sınıflandırma sistemi de kömürün ticari değerine yer verir madde içeriğine ve içerdiği katışıklar dikkate alınır.

Kömür çok eskilerden beri enerji üretiminde, sentetik boyaların çözücülerin, ilaçların hazırlanmasında ara madde olarak kullanılan çeşitli hoş kokulu maddelerin elde edilmesinde kullanılmaktaydı. Ayrıca kömürün yakılmasıyla elde edilen gazlardan yakıt olarak yararlanılır.

Kömürün gazlaştırılması
Kömürün gazlaştırılması işlemi 18. yüzyılda ortaya çıkmış bir düşüncedir. Kömürü gazlaştırıp özellikle doğal gaz ve petrolün yerini alması düşüncesi vardı ve bu çalışmalar 20 yüzyılın ikinci yarısında hız verilip özellikle 1972-75 yılları arasında yaşanan petrol krizinde hız verilmiş yeni projeler üretilmeye başlanmıştır. Değişik enerji kaynakları bulma çabaları çerçevesinde kömürün ham petrole benzeyen bir sıvı yakıta dönüştürülmesi çabalarına başlanmıştır.Bu amaçla uygulanmaya çalışılan bir yöntemde Proliz ve hidrojenlemedir. Bu yöntem yüksek basınç altında bir katalizör yardımıyla hidrojen ile kömürün tepkimeye sokulmasıyla gerçekleşir. II.Dünya Savaşı sırasında Almanya'da kömürün hidrojenlenmesi yaygın olarak kullanılan bir teknikti,ama bu üretim yöntemi petrolden benzin elde etmekten çok daha pahalıya mal olduğundan giderek ticari önemini yitirdi.

Odunkömürü
Öte yandan ağacın havasız ortamda yavaş yavaş kısmen yakılmasıyla elde edilen ve siyah barut üretiminde ve metallerin sert yüzeylerinin kaplanmasında kullanılan odunkömürü denir. Hammaddesi daha çok çam odunundan sağlanır..

Kok kömürü

Taşkömürünün havasız ortamda,bütün uçucu bileşenlerinin giderildiği yüksek sıcaklıklara kadar ısıtılmasıyla elde edilen özellikle bazı önemli ya da önemsiz işlemlerinde kullanılan malzemeye ise kok kömürü denir.

Havagazı
Hava gazı ilk kez 18. yüzyılın sonlarında ayrımsal damıtma yoluyla ingilterede üretildi. Hava gazı elektriğin dünyada yaygınlaşmasından önce sokakların aydınlatımasında,merkezi ısıtmada ve konutların ısıtılmasında yaygın olarak kullanıldı.Yerini zamanla doğal gaz almış olmasına rağmen doğal gazın giderek pahalıaşması üzerine kömürden gaz elde etmek için değişik yöntemler aranmaya başlandı.Üzerinde çalışılan yöntemlerden biride 1870 te geliştirilmiş olan kömürün toz halinde üretildikten sonra yüksek sıcaklıklarda hava ve buharla karıştırımasıdır.

BrookLyn - avatarı
BrookLyn
Kayıtlı Üye
29 Ekim 2008       Mesaj #3
BrookLyn - avatarı
Kayıtlı Üye
Türkiyede kömür
Türkiyede kömürün tarihçesi
Türkiye de ilk taşkömürü madenciliği Uzun Mehmet’in 1829 yılında Ereğli’de kömürü bulmasıyla başlamıştır. İlk fiilî üretim ise 1848 yılında Hazine-i Hassa tarafından havzanın Galata sarraflarına kiralanmasıyla gerçekleşmiş ve bu idare altında çok ilkel bir çalışma ile 40–50 bin ton civarında kömür üretilmiştir. Kırım Harbi’nin başlaması ile idare İngilizlere geçmiş, 1864 yılında ise devrin Kaptan-ı Deryası’na devredilmiş ve bir maden nazırlığı kurulmuştur.

Bu devrede havzada büyük gelişmeler olmuş, tren ve dekovil hatları döşenmiş havzanın sınırları tespit edilmiş, kok, briket, ateş tuğlası ve çimento fabrikaları gibi tüketici tesisler kurulmuş ve üretim muntazam artışlarla 1907 yılında 735.000 ton’a erişmiştir. 1. Dünya Savaşı sırasında faaliyet tekrar gerilemiş savaşın sonunda ise havza Fransızlar tarafından işgal edilmiştir. Bu idare altında istihsal 1920 yılında 570.000 ton’a erişmiştir.

Türkiyede antrasit içeren kömür yatağına rastlanmamıştır. En çok rastlanan kömür çeşidi ise linyittir. Türkiye linyit bakımından oldukça zengin bir ülkedir ve toplam 8,4 milyon ton linyit rezervine sahiptir. Fakat bu rezervin %68’inin ısıl değeri az olduğundan, üretilen linyitler genellikle termik santrallerde kullanılır.

Çeşitli derinliklerdeki taşkömürü yatakları ile Ereğli Zonguldak havzası Türkiye nin en önemli taşkömürü havzasıdır. Taşkömürü rezervi ise toplam 1.35 milyar ton dur.

Türkiye'deki başlıca linyit yatakları
  • Karaisalı (Adana)
  • Merzifon ve Suluova
  • Mengen (Bolu)
  • Kükürtlü
  • Eynez ve Işıklar (Soma-Manisa)
  • Uluçayır (Divriği-Sivas)
  • Gülşehir (Nevşehir)
  • Zonguldak

Kaynak: MsXLabs.org & Temel Britannica
BrookLyn - avatarı
BrookLyn
Kayıtlı Üye
3 Kasım 2008       Mesaj #4
BrookLyn - avatarı
Kayıtlı Üye
Kömür Terimleri

Tüvenan Kömür
  • Tüvenan kömür, bir kömür ocağından tabii olarak çıkarılıp hiçbir işleme tabi tutulmayan ham kömürdür.
Krible Kömür
  • Krible kömür, ayıklama ve eleme işlemine tabi tutulmuş tüvenan kömürdür.
Elenmiş Kömür
  • Elenmiş kömür, belli delik aralıklı eleklerden elenmiş ve belli boyut sınırları arasında sınıflandırılmış kömürdür.
Temizlenmiş Kömür
  • Temizlenmiş kömür, yaş veya kuru bir sistemle temizleme işlemi görmüş kömürdür.
Yıkanmış Kömür
  • Yıkanmış kömür, yaş bir temizleme işlemi görmüş kömürdür.
Toplam Rutubet (Nem)
  • Numune olarak alınmış olan kömürde standart şartlar altında bertaraf edilebilen rutubet miktarıdır.
Bünye Rutubeti (Bünye Nemi - Higroskopik Nem)
  • Havada kuru kömür numunesinin 105 C sıcaklıkta oksijensiz bir ortamda sabit bir ağırlığa ulaşıncaya kadar kaybettiği rutubettir.
Serbest Rutubet (Yüzey Rutubeti - Kaba Nem)
  • Tüvenan kömürün, havada kuru kömür haline dönüşünceye kadar kaybettiği rutubet olup buna kaba nem adıda verilir.
Havada Kurumuş Kömürde Rutubet (Nem)
  • Maruz kaldığı havada yaklaşık bir dengeye ulaşan kömür numunesindeki rutubettir.
Toplam Kül
  • Bir kömür numunesinin tam yakılması sonucu arta kalan mineral maddelerin toplam ağırlığının % olarak ifadesidir.
Bağıl Kül
  • Fiziksel yollarla kömürden uzaklaştırılamıyan mineral maddelerdir.
Gaz
  • Kömürün havasız (oksijensiz) ortamda ısıtılması ve damıtılması sırasında kaybettiği kütledir. Uçucu madde ve Rutubet toplamından oluşur.
Uçucu Madde
  • Kömürdeki gaz miktarından rutubet miktarının çıkarılmasıyla bulunan değerdir.
Sabit Karbon
  • Kömürdeki ; Rutubet, Kül ve Uçucu Madde toplamlarının 100'den çıkartılması ile bulunan değerdir.
Elementel Karbon
  • Kömürün bileşiminde bulunan sabit(serbest) ve bağlı karbon toplamından oluşan değerdir.
Saf Kömür
  • Kömürde faydalanılan kısım olup, Uçucu madde ve Sabit karbon toplamından oluşur.
Kok
  • Kömürdeki Sabit karbon ve Kül miktarının toplamıdır.
Kok Hassası
  • Gaz tayini sonucu kalan kömürün şekil ve renginin ifadesidir.
Toplam Kükürt
  • Kömür numunesi içerisindeki tüm kükürt bileşiklerinin ( sülfat,organik, serbest,pirit, kalkopirit v.b.) ihtiva ettiği kükürdün % de olarak ifadesidir.
Külde Kalan Kükürt (Yanmaz Kükürt) :
  • Kömür numunesinin en fazla 850 C 'da tam yakılması sonucu elde edilen kül içerisinde sülfatlı bileşikler halinde kalan kükürdün % de olarak ifadesidir.
Yanar Kükürt
  • Kömür numunesinin en fazla 850 C 'da tam yakılması sonucunda yanma gazlarında kükürt bileşiği halinde bulunan kükürdün % de olarak ifadesidir.

Yukarı (Üst) Isı Değeri (Kalori Değeri)
  • Kömür numunesinin kalorimetre bombasında tam yakılması sonucu açığa çıkan ısının Kcal/Kg. olarak ifadesidir.
Alt (Aşağı) Isı Değeri (Kalori Değeri)
  • Kömür numunesinin kalorimetre bombasında tam yakılması sonucu açığa çıkan Üst ısı değerinden kömürün rutubeti ile kömürdeki Hidrojenin yanması sonucu oluşan suyun kondensazyon ısıları toplamının çıkarılması ile hesaplanan ısının Kcal/Kg. olarak ifadesidir.
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
11 Ocak 2013       Mesaj #5
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye
KÖMÜR (Turba)
MsXLabs.org & Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi

Katı yakacak olarak kullanılan, esas olarak karbondan oluşan, çok yaygın, sert, siyah madde. Doğada bulunan kömür yatakları 310 milyon yıl kadar önce başlayıp 30 milyon yıl kadar süren karbonifer ve permiyen dönemlerinde oluşmuştur.

Oluşum biçimi kesin olarak bilinmemekle birlikte, kaynağının, bugünkünden çok daha farklı iklim koşulları gösteren tropikal ve tropikal altı bölgelerdeki bitki artıkları oldukları sanılmaktadır. Fotosentez aracılığıyla bu bitkiler, dokularını oluşturan karmaşık organik maddeler meydana getirmişler, yaşamları sona erince de kalın turba tabakalarına dönüşmüşlerdir.

İklim koşullarının değişmesiyle, bu tabakalar deniz diplerinde kalıp, tortularla örtülmüşler ya da yerkabuğunun hareketleri sırasında yeraltında kalmışlardır. Üzerine çöken ağırlığın etkisiyle ya da yerkabuğunun katlanması sırasında meydana gelen muazzam basınç altında bu katmanlar kömürleşmişler, bildiğimiz kömür damarlarını oluşturmuşlardır. 1 metre kalınlığında bir kömür damarının oluşması için 20 metrelik bir tabakanın sıkışması gerektiği hesaplanmıştır. Kömürün sertliğini de sıkışma miktarı belirler.

Kömürler ya içerdikleri elementlerin, (karbon, hidrojen, oksijen, kükürt ve azot) oranına ya da nem, kül, uçucu madde ve karbon miktarlarına göre sınıflandırılırlar. Kömürün çürüyen dev eğreltiler ve bitki artıklarından oluşan turba ile başlayıp sırasıyla linyit, taşkömürü ve antrasitle sonuçlanan, kısaca yukarıda özetlenen başkalaşmanın ürünü olduğu, yaygın bir kabul görmüştür (son yıllarda kimi bulgular bu kuramı tartışma gündemine getirmişse de henüz değişik bir açıklama yapılamamıştır).

Kömürleşme yeni başladığı için, bitkisel özellik gösteren turbada karbon oranı % 55-60'dır. Çıkarıldığı zaman % 70-90'ı sudur. Kurutularak ahırların tabanına döşenir; ambalaj işlerinde ve aktif kömür yapımında kullanılır. Isıldeğeri azdır. Esmerden koyu siyaha kadar değişen renklerde olan linyitin karbon oranı %60-70, ısıldeğeri de 3000-5000 kcal/kg. arasındadır. İsli yanar. Termik santrallarda ve evlerde yakıt olarak kullanılır.

Taşkömürü, bitümlü kömür adıyla birkaç grupta incelenir. Karbon oranları % 75-90, ısıldeğerleri 6.000-8.000 kcal/kg. arasındadır. Bunlardan havagazı ve kok elde edilir. Değişik adlarla anılan çeşitleri vardır: Gaz kömürleri ya da yağlı kömürler uzun bir alevle yanar; daha yaşlı olan yağsız kömürlerin alevi kısadır. Isıtma amacıyla ve daha çok sanayide kullanılırlar. Antrasit, parlak siyah renktedir. Karbon oranı % 90-95, ısıldeğeri 8.000-8.500 kcal/kg. kadardır. Hemen hemen dumansız yanıp öteki kömürlerden çok daha az kül bırakır.

Bütün bu kömürler, özellikle de taşkömürü, madenkömürü adıyla da anılır. Yapay olarak elde edilen kömürler de vardır: Odun kömürü, kok kömürü, sömikok ve briket kömür (taşkömürü, kok, sömikok ve linyit tozlarının sıkıştırılarak kalıp hâline getirilmişi). Türkiye'de ilk kömür yatağı Havza'da, Uzun Mehmet tarafından bulundu (1829).

Yapılan hesaplara göre toplam kömür rezervi 2 milyar tondur. Linyit hemen her ilde bulunur. Taşkömürü ise başta Zonguldak olmak üzere, Antalya, Diyarbakır, Kastamonu'da çıkarılır. Zonguldak en büyük kömür havzasıdır. Türkiye'de yılda 4 milyon ton dolayında taşkömürü, 10 milyon ton dolayında da linyit çıkarılır.
"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.
asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
12 Nisan 2013       Mesaj #6
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
Kömür yanabilen sedimanter organik bir kayadır. Kömür başlıca karbon, hidrojen ve oksijen gibi elementlerin bileşiminden oluşmuş olup, diğer kaya tabakalarının arasında damar haline uzunca bir süre (milyonlarca yıl) ısı, basınç ve mikrobiyolojik etkilerin sonucunda meydana gelmiştir.

Ad:  1.jpg
Gösterim: 2359
Boyut:  28.6 KB

Kömür, nebatların bataklık alanlarda birikmesi sonucu oluşan tabakaların değişime uğraması neticesi meydana gelmiştir. Bu tabakalar üzerine çeşitli çökeltilerin birikmesi ve arz'ın hareketleri sonucu derinliklere gömülmüştür. Gömülmüş olan bu nebatlar; artan ısı ve basınca maruz kaldıklarında bünyelerinde fiziksel ve kimyasal değişikliğe uğrayarak kömüre dönüşürler. Bu proses milyonlarca yıl içinde gerçekleşerek kömürler organik olgunluklarına göre Linyit, Altbitümlü, Kömür, Bitümlü kömür ve Antrasit tiplerine ayrılırlar.
  • Linyit ve kısmen AltBitümlü kömürler genellikle yumuşak, kırılgan ve mat görünüştedirler. Bu tip kömürlerin ana özelliği göreceli olarak yüksek nem içerirler ve karbon içerikleri düşüktür.
  • Antrasit ve Bitümlü kömürler ise genellikle seert ve parlak görünüştedirler. Göreceli olarak nem içerikleri düşük olup, karbon oranları yüksektir. Jeolojik olarak kömürlerin yaşları 400 milyon yıl ile 15 milyon yıl arasında değişir. Genellikle yaşlı kömürler daha kalitelidir.
Tüm Dünyada Günlük Hayatta Kömür Niçin Önemlidir?

Kömür Dünyada en yaşlı bir şekilde bulunan, güvenilir aynı zamanda düşük maliyetlerle elde edilebilen temiz bir fosil yakıtıdır.

Yaygın : Kömür Dünya'da 50 den fazla ülkede üretilmektedir. Kömür rezervleri diğer fosil yakıtlar gibi (petrol ve doğalgaz) Dünya'nın belli bir bölümünde değil fakattüm dünyada yaygın bir şekilde bulunmaktadır.

Emniyetli : Kömür kullanımı, depolaması ve nakliyesi açısından en emniyetli fosil yakıttır.

Temiz : Temiz Kömür Teknolojileri kullanılarak günümüzde kömür tüm dünyada doğayı doğayı kirletmeden kullanılmaktadır.

Ucuz : Elektrik Enerjisi Üretiminde ucuz ve rekabetçi bir yakıt olması nedeniyle Dünya elektrik üretiminin yaklaşık % 40 ' ı kömürden karşılanmaktadır.

Kömür Nedir Nasıl OLuşur ?

Kömür homojen olmayan, kompakt, çoğunlukla lignoselülozik bitki parçalarından meydana gelen, tabakalaşma gösteren, içersinde çoğunlukla C, az miktarda H - O - S ve N elementlerinin bulunduğu ama inorganik (kil, silt, ,z elementleri gibi) maddelerinde olabildiği, bataklıklarda oluşan, kahverengi ve siyah renk tonlarında olan, yanabilen, katı fosil organik kütlelerdir. Kömürler yakıt hammaddesi oldukları gibi, değişik amaçlarda (kok yapımı, kimyasal madde üretimi gibi alanlarda) da kullanılırlar.

Kömürler, bataklık ortamlarda, uygun (nemli ve sıcak iklimin bulunması, yeterli organik maddenin ortama gelmesi, bataklık suyunun Ph şartlarının 4-5 civarında bulunması, bataklığın malzeme gelimi ile birlikte aşağı doğru çökelmesi, bataklığın zamana
bağlı olarak örtülmesi gibi) şartların sağlanması durumunda, bitki parçalarının bozuşması, parçalanması, bataklık suyu ile bir jelhaline gelmesi, bazı kimyasal reaksiyonlar sonucu bu organik malzemenin fiziksel ve kimyasal değişikliklere uğraması sonucu meydana gelirler.

Kömürleri meydana getiren bataklıkların geliştiği ortamlar
  • Deltalar (en kalın kömür damarlarının oluştuğu ortamlardır),
  • Göller (Göl kıyıları, kalın kömür damarlarının meydana geldiği uygun bataklık ortamlardır),
  • Lagünler ( Deniz etkisinin olduğu ince kömür damarcıklarını meydana getirirler),
  • Akarsu taşma ovaları (İnce kömür damarcıklarını oluştururlar)
Kömürleşme ("Coalification") olayı

Çoğunlukla bitkisel maddeler ya da bitki parçaları uygun bataklık ortamlarda birikip, çökelir ve jeolojik işlevlerle birlikte yer altına gömülürler. Yerin altında, bu organik kütleler, gömüldükten sonra, önceleri gömülmenin oluşturduğu basınç şartları, daha sonrada ortamın ısısal şartlarından etkilenirler. Bu etkilenme sonucu bu organik maddenin bünyesinde fiziksel ve kimyasal değişimler meydana gelir. Önceleri turba olarak adlandırılan ve kömürlerin ataları olarak bilinen bu organik maddeler zamanla daha koyu renklere sahip olur ve daha sert yapıya sahip olurlar. Sıcaklık ve basınç şartlarının bu kütlelere etkimesi sonucu, bu ortamdan, sırasıyla önceleri (turbadan-taşkömürü aşamasına kadar) su ve su buharı, karbon dioksit (CO2), oksijen (O2) ve en ileri aşamalarda hidrojen (H2) (antrasit aşamasında) uzaklaşır. Tabii ki bu süreçte ideal şartlar ve ortamın ısısal şartlarının uzun bir dönem içersinde (binlerce yıl) baskın olması ve artması gerekmektedir. yer ısısı her 30 metrede 10 C artmaktadır. Şüphesiz sıcaklık artışı ideal ve normal şartlar için geçerlidir. BU şartların dışında (volkanik faaliyet, fay hareketleri, radyoaktif elementlerin bulunduğu ortamlarda) yerin ısısı olağan üstü bir şekilde ve normalden çok fazla bir şekilde artmaktadır. Yerin ısısı arttıkça önceleri "turba" olarak adlandırılan ama kömür sayılmayan bu organik madde, önce "linyit" daha sonra "alt bitümlü kömür", sonra "taşkömürü", "antrasit" ve en sonunda şartlar uygun olursa "grafit" e dönüşür. Bu ilerleyen olgunlaşma sürecine "Kömürleşme ("Coalification")" denmekte, her seviyeye de "kömürleşme derecesi" ("Rank")" denmektedir.

Kömürler şüphesiz içlerinde kil, silt, kum ve değişik oranlarda inorganik (mineral) madde bulundururlar. Kömürlerin içersinde bulunan bu inorganik maddeler kömürün kalitesini direkt olarak negatif yönde etkilerler. Bir kömürün kalitesi, kullanıldığı alana göre farklı anlamlar içerebilir. Örneğin; kok imalinde en kaliteli kömür, şişebilen, gözenekli hale gelebilen ve dayanıklı olabilen, okside olmamış kömürler en iyi kömürlerdir.Yakıt hammaddesi olarak kömürün koklaşması bir anlam ifade etmez, en aranan özellik fazla ısısal niteliğe sahip olmasıdır. Kömürü sıvılaştırma işlemine tabi tuttuğumuzda ise en aranan özelliği uçucu maddesinin fazla olası vs. gelmektedir. Ama tümünde inorganik madde istenen bir bileşen değildir.

Kömürlerin ("A.S.T.M") Sınıflaması

Kömürler bir çok değişik sınıflamalara tabi tutulurlar. Avrupalılar kömürü "sert kömür (linyit üzerindeki kaliteli kömürler)", "kahverengi kömür" olarak sınıflandırılırlar. En yaygınca kullanılan sınıflama şüphesiz, aşağıdaki çizelgede bulunan A.S.T.M (1983) ve uçucu madde, kalori değerini esas alan sınıflamadır. Bir inorganik maddeyi iyi tanımlayabilmek için bazen bu sınıflamalar yetmemekte ve organik petrografik incelemeleri de dikkate alınmaktadır.
Ancak kömürlerin kömürleşme dereceleri de en doğru şekilde yansıma değerleri ile ortaya konabilmektedir. Bu değerlerin yanında çevre açısından kirletici unsuru olan bazı iz element ıçeriklerinin (Arsenik, Kadmiyum gibi) bilinmesi de önemlidir.

Kömürlerin Fiziksel ve Kimyasal Özellikleri

Kömürler gevrek, kınlgan, yanabilen, içerisinde organik maddeler dışında değişik özellikte inorganik maddeler de içeren tortul kayaçlar dır. Kömürlerin fiziksel özelliklerinden ziyade halk arasında kimyasal özellikleri çok kullanılmaktadır.

Kömürlerin Fiziksel Özellikleri

Kömürlerin fiziksel özelliklerine kabaca bakılırsa; Yoğunlukları, içerdiklen inorganik madde ve nem oranına bakarak artmasına rağmen 1,1 ile 2.2 gr/cm3 arasında değişmektedir.

Poroziteleri, kömürleşme derecelerine bağlı olarak % 3 (antrasit) ile % 25 arasında değişmektedir.Sertlikleri (Vickers), 30 (linyit) - 120 (antrasit) kg/mm2 arasında değişmektedir.

Kömürlerin Yansıma Özellikleri

Kömürlerde Rmax, Rmean, Rrandom ve Rmin yansıma değerleri ölçülmektedir. Yansıma değerleri bir havza kömürlerinin gerçek kömürleşme derecelerini bize vermekte, geçmişte geçirmiş oldukları diyajenetik özellikleri (maruz kaldıkları ısısal değerleri) direkt olarak bize sunmaktadırlar.

Ad:  2.jpg
Gösterim: 1898
Boyut:  41.5 KB
Çizelge 2. Kömürlerin % Rmax Değerleri ve Kömürleşme Dereceleri Ward. 1984 ve Stach. 1982).

Ad:  3.jpg
Gösterim: 2007
Boyut:  33.0 KB
Çizelge 3. Bazı Kömürlerin Ölçülmüş % Yansıma (Rmax.) değerleri, Paleo-sıcaklık Değerleri ve Karşıhk Geldiği Kömürleşme Dereceleri
(Boggs 1987).


Kömürlerin Rmax değerleri o ortamın geçmişten, günümüze kadar geçirmiş olduğu en yüksek ısısal değerleri direkt olarak aşağı yukarı vermektedir. Buradan elde edilen bilgiler bize o ortamın ne tür baskılar altında kalmış olduğunu ve ne tür özelliklere sahip olduğunu açıklamaya yardım etmektedir.
Vitrinit yansıma değerlen petrol ve doğal gaz aramalarında kullanılmaktadır. Petrol aramalarında petrol içeren formasyonların üzerindeki, tortul özellikte kayaçlarında bulunan herhangi bir ağaç vs. parçası üzerinde yaptığımız ölçümler bize bu ortam da ne tür hidrokarbon (ağır sıvı, sıvı, gaz, veya hiçbir şeyin) bulunabileceğine veya bulunamayacağına çok büyük yardımlar sağlamaktadır.
Yansıma değerlen kömürün doğal halde, yerin altında bulunma derinliğine bağlı olarak değişebilmektedir. Daha derinde bulunankömürlerin daha fazla "jeotermal gradyan" dan etkilenmesi yüzünden, daha yüksek kömürleşme değerleri göstermesi doğaldır ("Hilt Yasası"). Kömürlerin yansıma değerini arttıran diğer unsurlar, ortamdaki yerin ısısını arttıran dağ oluşumlan, volkanik faaliyetler, diri fay hareketleri, ortamda bulunabilecek radyoaktif mineraller vs. dır.

Kömürlerin Fluoresans Özellikleri

Kömürler organik malzemeler oldukları ve bazı organik maddelerin de flüoresans özelliği göstermesinden dolayı flüoresans özellikleri vardır. Kömürlerin flüoresans özellikleri yansıma özellikleri ile tam zıt değerler ortaya koyarlar. Yansıma değerleri düşük olan turba ve kömürlerde flüoresans özellikler tam tersine yüksek değerlerdedir. Kömürleşme derecelen arttıkça, liptinit ve vitrinit'in göstermiş olduğu flüoresans özellikleri de buna paralel şekilde azalmakta ve yüksek kömürleşme seviyelerinde yok olmaktadır.
Liptinitler, daha önce de bahis edildiği gibi, kömürleşme olayına en geç katılan maseraller olduğu için en yüksek flüoresans özellik gösteren maserallerdirler. Bazı semifüzinit'ler haricinde inertinit grubu maseralleri genelde hiç flüoresans özellik göstermezler. Flüoresans ışığın kendisi de parlatılmış örnek üzerine düşürülerek örnek incelenir ve ölçümleri böylece yapılır. Flüoresans değerleri yüksek maddeler daha açık renklerde (açık yeşil vb.), flüoresans değerleri düşük olan maddeler ise daha koyu renklerde (kırmızı, koyu kahverengi gibi) görünürler. Liptinitlerin detay özellikleri ve inorganik maddelerden (kıl vs.) rahatça ayırt edilebilmesi bu metot ile çok daha kolay olabilmektedir.
Kömürlerin buna benzer sergiledikleri bir çok benzer fiziksel özellikleri vardır Kömürlerin

Kimyasal Özellikleri

Kömürlerin kalitesi ve özelliklerini ortaya koyan kalori (ısısal), kısa ve elementel analizleridir. Bunun yanında kömürlerde iz element analizleri de yapılabilmektedir.

Kömürlerin Kısa ("Proximate") Analizleri

Nem,Uçucu Madde, Kül ve Sabit ("Fıxed") Karbon analizleridir. Bu analizler bir kömürün petrografik analizler ile birlikte niteliklerini ortaya koyabilmektedir.Kömürlerin Element ("Ultimate") Analizleri Kömürler içerisinde bulunan "C", "S", "O", "N", "H" elementlerinin tesbit analizleridir. Çok özel ve detay araş- tırmalar için yapılabilmektedir.Kömür analizleri MTA Genel Müdürlüğü Maden Analizleri ve Teknolojisi Dairesinde, TÜBİTAK, demir çelik fabrikaları, bazı kömür işletmeleri (TTK ve bazı TKİ bölge müdürlükleri), Hacettepe ve ODTÜ" gibi bazı özel üni- versitelerimizde ve kuruluşlarımızda yapılabilmektedir.

Kömür Bileşenleri Kömürlerin Makroskobik Bileşenleri

Bir kömür parçasını elimize aldığımızda onların değişik yüzeylere ve görünümlere sahip olduğunu görürüz. Bazı kömürler kübik bölünmeler (taşkömürlerı) şeklinde ufalanırken, uğrarlar. Turbalarda bitki parçalan (fiteraller) görünürken, bazı kömürlerde kalın, ince parlak ve mat bantlaşmalar görülmektedir.
Bir kömür parçasında üst kısımda bir tabakalaşma düzlemi mevcuttur ve daima, eğer bir kıvrılma, kırılmaya uğramamış veya yer değiştirmeye uğramamışlar ise, yer yüzeyine paralel olacak şekilde, yanı yatay konumda olurlar.
Kömürlerde tabakalaşma düzlemlerine dik olarak ve birbirlerine dik olacak şekilde, yan taraflarda "Klit" ("Cleat") denilen düzlemler bulunmaktadır. Bunlardan ön veya yüz ("face") kliti pürüzsüz iken, yan ("butt") kliti daha pürüzlü durumdadır. Yan klitler ortamın kayaçlarının kıvrım ekselerine paralel olurlar. Klitler ortamın dağ oluşumunu sağlayan faktörlerin etkisinde kalarak oluşurlar yani orojenik kökenlidirler. Klit açıları taşkömürü seviyesinde 90° cıvannda olup, daha düşük kömürleşme seviyelerinde (alt bitümlü kömür ve linyitlerde) bu açı daha küçük veya farklıdır. Antrasitlerde klitlerin sayısı ikiden daha fazla (üç) olup, bunlar bırleşerek konkoidal bölünmeyi sağlamaktadırlar.

Özellikle taşkömürü seviyesinde kömürler bantlı görünümler ortaya koyarlar. Kömürlerin el ile incelendiğinde onlann bantlı, mat, elde is bırakan nitelikte olan bileşenleri onlann "Litotip" olarak adlandırılan birimleridir. Litotipler sonlanna "ain" takısı alırlar. Birbirinden farklı dört litotip mevcuttur. Bunlar Vitren ("Vitrin"), Klaren ("Clarain"), Düren ("Durain") ve Füzen ("Fusain") dir. Litotiplerin özellikleri detaylı olarak Çizelge 4'te gösterilmiştir. Çizelge 4'te aynca kil ve kömürün birbirleri ile ilişkili olarak kömürlü kil ve killi kömürler ile ilgili özellikler de mevcuttur.

Ad:  4.jpg
Gösterim: 1852
Boyut:  22.8 KB

Ad:  5.jpg
Gösterim: 1711
Boyut:  21.9 KB

Kömürlerin Mikroskobik Bileşenleri

Kömür örnekleri parlatılma briketleri yapılarak üstten aydınlatmalı mikroskoplarda İncelenmektedir. Kömürlerin bu şekilde incelenmesi örneklerin içindeki tüm detay özelliklerinin rahatça görülmesine yol açmıştır.

Maseraller

Kayaçlardaki en küçük bileşenler olan minerallere benzemesi için, organik maddelerde de en küçük birimlere maseral adı verilmiştir.
Kömürleri meydana getiren maseral ve mineraller bir kömür tabakası boyunca gelişi güzel dağılmazlar. Bunun aksine, eğer etken bir kontrol altın da bulunmuyorlar ise özellikle ortamın biyolojik, kimyasal ve jeolojik işlev- lerine bağlı olarak oluşur ve o ortamda birikirler. Farklı şartlar, farklı özellikte organik malzemenin (veya maseralin) ve minerallerin ortamda bulunmasını sağlar. Farklı şartlarda oluşan ve kökeni de farklı olabilen bu organik maddelerin (maseral'lerin) de şüphesiz farklı fiziksel ve kimyasal özellikleri olabilmektedir.
Maseraller kömürlerde farklı morfolojik yapılar ve farklı fiziksel ve kimyasal özelliklerinden dolayı gruplandırılmışlardır. Sonlarına "init" sözcüğü alırlar. Üç ana maseral grubu vardır. Bu ana gruplar Vitrinit (linyit ve alt bitümlü kömürlerde Huminit), Liptinit (eski Ekzinit) ve In ertin it'tir.

Mikrolitotipler

Maseraller küçük mikro alanlarda (yaklaşık 50 mikronluk alanlarda) bile bazen tek başlarına değildirler ve bir diğer maseraller ile bulunurlar. Bir veya birden fazla bir arada bulunan maseral toplulukları "mikrolitotip" olarak değerlendirilebilirler. Kayaçlarda kayaç birimleri (granit, gnays) gibi kavramlar kömürdeki litotiplere, mineraller de kömürlerde maserallere karşılık gelmektedir. Ama mikrolitotip kavramı litotip ile maseral arasında büyüklüğü olan ve kayaçlarda benzer, belirlenmiş bir tanımı olmayan, mikroskoplar ile incelenebilen bir ara kavramdır. Çizelge 6'da da görülen sınıflamada belirtilmiş bu mikrolitotipler daha ziyade kok dışı amaçlı, özel amaçlarda (kömürlenn oluştukları ortamların belirlenmesinde) kullanılmaktadır. Mikrolitotipler sonlarına maseraldeki ""init""takısı yerine "it" takısı alırlar.

Ad:  6.jpg
Gösterim: 2267
Boyut:  38.9 KB
Çizelge 6. Mikrolitotipler ve Bileşenleri (Stach,1982).


Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....

Benzer Konular

20 Aralık 2009 / Ziyaretçi Taslak Konular
20 Kasım 2012 / Misafir Soru-Cevap
12 Kasım 2012 / Misafir Soru-Cevap
31 Mart 2015 / Misafir Soru-Cevap