Arama

Çözeltiler

Güncelleme: 27 Şubat 2018 Gösterim: 33.791 Cevap: 6
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
22 Şubat 2007       Mesaj #1
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye

ÇÖZELTİ

Ad:  Çözeltiler1.jpg
Gösterim: 2899
Boyut:  59.2 KB

bağıl miktarları çözünürlük sınırına kadar değişebilen iki ya da daha çok maddeden oluşan homojen karışım.
Sponsorlu Bağlantılar

Özellikle sıvı haldeki maddeler için kullanılan çözelti terimi gazlar ve katilar için de kullanılabilir. Örneğin hava, temel olarak oksijen ve azottan oluşan, ama az miktarlarda başka gazlar da içeren bir gaz çözeltisi, pirinç ise, bakır ve çinkodan oluşan katı bir çözeltidir.
  • Canlılardaki biyolojik süreçler önemli ölçüde çözeltilere bağlıdır.
  • Akciğerlerdeki oksijen, çözelti halindeki kan plazmasına ulaşır; alyuvarlarda hemoglobinle kimyasal olarak birleşir ve vücut dokularına gider.
  • Sindirim ürünleri de vücudun değişik bölgelerine çözelti halinde taşınır.
  • Sıvıların, öteki akışkanları ve katı maddeleri çözebilme yeteneğinden pek çok alanda yararlanılır. Kimyacılar, maddeleri ayırmada, arıtmada ve kimyasal çözümleme yöntemlerinde çözünürlük farklılıklarından yararlanır. Kimyasal tepkimelerin çoğu çözelti durumunda gerçekleşir ve tepkenlerin çözünürlüğünden etkilenir.
  • Kimyasal üretimde kullanılan donanımların yapımında, kimyasal bileşiklerin çözücü etkisine dayanıklı maddeler kullanılır.
Bir katı ya da gazın bir sıvıdaki çözeltisinde, sıvıya çözücü, katı ya da gaza ise çözünen denir. Her iki bileşenin de sıvı olduğu durumda bu ayrım önemini yitirir. Bir çözeltideki herhangi bir bileşenin derişikliği ağırlık ya da hacim birimleriyle ya da mol sayısıyla gösterilebilir. Bu birimleri, mol/litre ve mol/kg gibi bir arada kullanma olanağı da vardır.

Bazı tuzların kristalleri, iyon örgüleri içerir. Bunlar, ardı ardına artı ve eksi yüklü olan atomlar ya da atom gruplarıdır. Bu tür bir kristalin çözünebilmesi için, çözücüdeki elektrik yükleri, kristaldeki kohezyonu sağlayan karşıt yüklü iyonların çekim gücünden yüksek olmalıdır. Erimiş bir tuzdaki iyonlar ya da çözücünün moleküllerindeki elektriksel çiftkutuplar bu etkiyi sağlar. Su, metil alkol, sıvı amonyak, hidrojen flüorür bu çözücülere örnektir. Çözücünün çiftku- tuplu molekülleriyle çevrilen çözünmüş madde iyonları birbirlerinden ayrılarak, yüklü elektrotlara giderler. Elektriği iletebilen bu tür çözeltilerdeki çözünen maddeye elektrolit denir.

Basit, kutupsuz (elektrolit olmayan) moleküller arasındaki çekimin potansiyel enerjisi oldukça kısa aralıklıdır; yaklaşık olarak, aralarındaki uzaklığın 7. kuvveti oranında azalır. Elektrolitlerde ise yüklü iyonların çekim ve itme enerjisi aralarındaki uzaklığın 1. kuvveti kadar azaldığından, bunların çözeltileri, elektrolit olmayanların çözeltilerinden çok farklı özellikler gösterir.
Genellikle, bütün gazların tümüyle karıştırılabilir ya da orantıya bağlı olmaksızın çözünebilir olduğuna inanılır ama bu yalnız normal basınçlarda doğrudur. Kimyasal açıdan farklı iki gaz, yüksek basınçta çok sınırlı biçimde karıştırılabilir. Helyum ve ksenon, 20°C'de, 200 atmosferden düşük basınçta tümüyle karışabilir, ama basınç yükseldikçe karışma oranı azalır.
Pek çok farklı metal, sıvı haldeyken karıştırılabilir ve kimi zaman önceden bilinen bileşimler oluşturur. Bazıları ise katı çözeltiler oluşturabilir (bak. alaşım). Kendi erimiş tuzlarının içinde hafifçe çözünebilen bazı metaller de vardır. Cıva, 25°C’de, sıvı etkin fosforun (P4) içinde kimyasal değişime uğramadan yüzde 0,03 oranında çözünür.

Sıvıların önemini ve özelliklerini kavrama gereksinimi.


Eski Yunanlı filozofları çözeltileri incelemeye yöneltmiştir. Ortaçağdaki simyacılar, değersiz metalleri altına dönüştürmek ve sonsuz yaşamın sırrını çözmekle olduğu kadar, tüm maddeleri çözebilen bir çözücü bulmakla da ilgileniyorlardı. Çözeltiler konusundaki ilk genel kuram, geçişme kavramına dayanıyordu. Çözücüyü geçirip çözünen maddeyi geçirmeyen bir zar aracılığıyla çözelti çözücüden ayrılacak olursa, çözelti zardan geçen çözücüyü soğurup daha seyreltik olacaktır. Çözeltiye, geçişme basıncı denen belirli bir artı basınç uygulayarak bu süreç durdurulabilir. 1886'da Hollanda asıllı kimyacı J.H. van't Hoff, çözünen madde, bunun çözelti üzerindeki kısmi buhar basıncı Henry yasasına uyacak kadar seyreltik olduğunda, geçişme basıncının derişiklik ve sıcaklığa bağlı olarak değişiklik göstereceğini ortaya koydu; bu, yaklaşık olarak, çözünen maddenin aynı hacimdeki bir gaz olması durumunda gerçekleşecek değişikliğe eşitti.

Bu bağıntının bulunması, seyreltik çözeltilerdeki çözünen maddenin, çözücünün kaynama noktası, donma noktası ya da buhar basıncına olan etkileri aracılığıyla, molekül ağırlıklarının saptanmasında kullanılan denklemler geliştirilmesini sağladı.

kaynak: Ana Britannica

Son düzenleyen Safi; 3 Ocak 2017 22:43
Quo vadis?
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
23 Şubat 2007       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Ad:  Çözeltiler2.jpg
Gösterim: 1805
Boyut:  25.8 KB
Çözeltiler

Başka bir maddede, genellikle de bir sıvıda moleküllerine ayrılabilen maddelere çözünür madde ya da çözünen, bu maddelerin içinde çözündüğü sıvıya ise çözücü denir. Bütün çözücüler içinde en iyi bilineni sudur. Yaşa­mın temeli olan hemen hemen bütün biyo­kimyasal tepkimeler sulu çözeltiler içinde gerçekleşir ve canlılar için yaşamsal önem taşıyan birçok madde vücutta çözelti halinde dolaşır. Suyun çözemediği bazı özel maddeler de vardır; örneğin katı yağlar karbon tetra-klorürde, tırnak cilası asetonda çözünür. Ama suyun çözebildiği maddelerin sayısı bütün öbür çözücülerinkinden fazladır.
Sponsorlu Bağlantılar

Belirli miktardaki bir çözücü içinde çözüne­bilecek madde miktarının genellikle bir üst sınırı vardır; belirli bir sıcaklıkta ve belirli miktardaki bir çözücüde moleküllerine ayrıla­bilen en fazla madde miktarına, o maddenin o sıcaklıktaki "çözünürlüğü" denir. Değişik maddelerin çözünürlük sınırlarının farklı ol­ması, karışımların kimyasal analizinde ve çeşitli maddelerin birbirinden ayrılarak arıtıl­masında yararlanılan bir özelliktir. Genellikle çözücünün sıcaklığı arttıkça çözünebilir katı maddelerin o sıvıdaki çözünürlükleri de artar; örneğin çay ne kadar sıcaksa şeker de o kadar çabuk çözünür.

Belirli bir sıcaklığa kadar ısıtılmış bir çözücü artık içine karıştırılan çözünür maddeleri çöze­miyorsa o çözelti doymuş durumdadır. Doy­muş durumdaki sıcak bir çözelti soğudukça, içinde çözünmüş olan maddelerin bir bölümü çözeltiden ayrılarak yeniden katılaşır. Ama sı­caklık yükseldikçe çözünürlükleri hızla artan bazı maddelerle aşırı doymuş çözeltiler el­de edilebilir. Böyle bir çözelti aynı sıcaklık­taki doymuş çözeltiden daha çok çözünmüş madde içerir. Aşırı doymuş bir çözeltiye tek bir kristal katıldığında, çözünmüş madde bu çekirdek kristalin çevresinde kristalleşmeye başlar ve sonunda doymuş bir çözeltiye dö­nüşür.

Çözelti terimi daha çok çözünmüş katı maddeler ile sıvı çözücülerden oluşan karı­şımlar için kullanılırsa da gaz ve katı haldeki çözeltiler de vardır. Örneğin hava çeşitli gazlardan oluşmuş bir çözeltidir. Gazların çoğu belirli bir sınıra kadar suda çözünür. Ama gazların sıvılardaki çözünürlüğü, katı maddelerden farklı olarak, genellikle çözücü­nün sıcaklığı arttıkça azalır, basınç yükseldik­çe artar. Bir gazozun kapağı açılınca şişenin ağzına doğru yükselen gaz kabarcıkları, şişe­deki basıncın azalması nedeniyle çözeltiden ayrılan çözünmüş gazlardır.

Bazı çözeltiler bir sıvının başka bir sıvıda çözünmesiyle oluşur. Örneğin su ve etil alkol gibi iki sıvı bir çözelti oluşturacak biçimde her oranda birbiriyle karıştırılabilir. Bir sıvı için­de çözünen katı ya da sıvı bütün maddeler o sıvının kaynama noktasını yükseltir, donma noktasını ise düşürür. Örneğin bir tuzlu su çözeltisi 100°C'nin üstünde kaynar, 0°C'nin altında donar.
Alaşımlarda olduğu gibi, katı bir maddenin başka bir katı içinde dağılmasıyla oluşan karışımlara bazen katı çözelti denir. Sıvıların sıvılarda, gazların gazlarda, katıların katılar­da çözünmesiyle oluşan çözeltilerde, miktarı öbürlerinden daha fazla olan madde çözücü­dür. Bu kural gereğince hava, oksijen ve öbür gazların azot içindeki çözeltisi, pirinç de çinkonun bakır içindeki çözeltisi olarak ta­nımlanabilir.

Bir çözeltideki çözünmüş maddeler genel­likle moleküller halinde bulunur. Yalnız asit­ler, bazlar ve tuzlar bir çözücü içinde çözün­dükleri zaman, bu maddelerin molekülleri iyonlarına ayrılarak iyonik ya da elektrolitik çözeltiler oluşturur.

Çözelti

Fiziksel özellikleri her yerde aynı olan (homojen) karışımlara çözelti denir. Bir çözeltiyi oluşturan her bir maddeye çözeltinin bileşenleri denir.
Örneğin; su içerisinde NaCl tuzu çözülmesiyle oluşan çözeltinin bileşenleri su ve tuzdur.
Genel olarak bir çözelti çözücü ve çözünenden oluşmaktadır.
Çözücü - Çözünen - Örnek
  • Sıvı - Katı - (Su + Şeker)
  • Sıvı - Sıvı - (Su + Alkol)
  • Sıvı - Gaz - (Su + CO2)
  • Gaz - Gaz - (Gaz karışımları)
  • Katı - Gaz - (Polladyum + H2)
  • Katı - Katı - (Alaşımlar)
Çözeltiler çözünmenin şekline göre ikiye ayrılır;
a. İyonlu çözeltiler
Çözünen madde iyonlarına ayrışarak çözünüyorsa bu çözeltilere iyonlu çözeltiler denir.
Asit, baz, tuz çözeltileri iyonlu çözeltilerdir. Bu çözeltiler hareketli iyon bulundurdukları için elektrik akımını iletirler.
b. Moleküllü çözeltiler
Çözünen madde moleküler olarak çözünüyorsa bu çözeltilere moleküler çözelti denir. Şekerin suda çözünmesi bu çözeltilere örnek olarak verilebilir. Bu çözeltiler elektrik akımını iletmezler.
Çözeltiler kendi aralarında üçe ayrılırlar;
a. Doygun çözelti
Çözebileceği maksimum maddeyi çözmüş olan çözeltiye denir.
b. Doymamış çözelti
Çözebileceği kadar maddeyi çözmemiş olan çözeltiye denir.
c. Aşırı doymuş çözelti
Bazı durumlarda çözeltinin derişikliği doygunluk sınırını aşabilir. Bu gibi çözeltilere aşırı doymuş çözeltiler denir. Bu çözeltiler oldukça kararsızdır. Küçük bir etki ile fazlalıklar çöker ve doygun bir çözelti elde edilir.
Çözeltiler çözünenin miktarına göre ikiye ayrılırlar;
a. Derişik çözelti
Belli bir miktar çözücüde, fazla miktarda çözünen içeren çözeltilere derişik çözelti denir.
b. Seyreltik çözelti
Belli bir miktar çözücüde, az miktarda çözünen içeren çözeltilere seyreltik çözelti denir.
Çözünürlük
Belli bir sıcaklıkta 100 gram çözücüde gram olarak çözünebilen maksimum madde miktarına ÇÖZÜNÜRLÜK denir. Çözgen H2O olduğunda 100 gram yerine 100 ml değeri ile de karşılaşabilirsiniz. Örneğin,25°C’de KNO3'ün çözünürlüğü, (60 gram/100 ml su’dur). Yani 25°C’de 100 ml su en fazla 60 gram KNO3 çözebilir.

Çözünürlüğe Etki Eden Faktörler
1. Çözücü cinsi
2. Çözünenin cinsi
3. Sıcaklık
4. Basınç
5. Ortak iyon
1. 2. Çözücü ve Çözünenin Cinsi
Genel manada polar maddeler polar çözücülerde, apolar maddeler apolar çözücülerde daha iyi çözünür. Örneğin; NaCl tuzu suda çok iyi çözünürken, karbon tetra klorür (CCl4) sıvısında çözünmez. I2 molekülleri ise suda çözünmezken, CCl4'te iyi çözünür.
3. Sıcaklık
Sıcaklık değişimi çözünürlüğü değiştirir. Katıların sıvı içerisindeki çözünürlüğü sıcaklık arttıkça genellikle artar. Gazların sıvıdaki çözünürlüğü ise sıcaklık arttıkça azalır.
4. Basınç
Katıların çözünürlüğü basınç ile değişmez. Gazların sıvıdaki çözünürlüğü ise basınç arttıkça artar.
5. Ortak İyon
Herhangi bir katının ortak iyon bulunduran çözeltideki çözünürlüğü saf çözücüdeki çözünürlüğünden daima daha küçüktür.

Derişim (Konsantrasyon)
Bir çözeltide birim hacimdeki çözünmüş olan çözünen miktarına derişim (konsantrasyon) denir.
Belli başlı derişim birimleri; yüzde derişim, molar derişim (molarite), normal derişim (normalite)'dir.
Yüzde Konsantrasyon
100 gram çözeltideki (çözücü + çözünen) çözünmüş olan madde miktarına yüzde konsantrasyon denir. Örneğin; 80 gram su içerisinde 20 gram şeker çözülerek hazırlanan çözelti %20'lik bir çözeltidir.

Molarite (Molar Konsantrasyon)
1 lt. çözeltide çözünmüş olan maddenin mol miktarına molarite denir.
M : Molarite
n : Mol sayısı
V : Hacim (litre)
Normalite (Normal Konsantrasyon)
1 lt’de çözünmüş eşdeğer gram sayısına denir.
Kısaca Normalite = Molarite x Tesir Değerliği N = Mx TD ile bulunur.
Tesir değerligi asit ya da bazın değerliğine tuzun ise + yük toplamına eşittir.

Çözeltiler arası Reaksiyonlar
İyon içeren iki çözelti karıştırıldığında bazen çökelme olmaz, bazende iyonlar suda az çözünen bir katı oluşturuyorsa bir çökelme olur. Yani iyonlar arasında bir tepkime gerçekleşir.
1A grubunun tuzları ve yapısında NO3- iyonu bulunduran tuzlar suda çok iyi çözünür. Diger tuzlar için bir genelleme yapmak mümkün degildir.
Örneğin: AgNO3 çözeltisi ile NaCl çözeltileri karıştırıldığında bir çökelme gözlenir. Burada iyonlar yeniden düzenlenerek AgCl ve NaNO3 bileşikleri oluştuğu düşünülebilir. NaNO3 suda çok iyi çözündüğüne göre çöken tuz AgCl'dir.
İyon Denklemi:
Ag+(**) + Cl-(**) = AgCl(k)
şeklinde olur.
Karıştırılan iki çözeltiden biri asit çözeltisi, diğeri baz çözeltisi ise mutlaka nötürleşme tepkimesi olacaktır.
Nötürleşme denklemi:
H+ + OH– = H2O
şeklindedir.

Çözeltilerin Özellikleri
a. Çözeltinin kaynama noktası, saf maddenin kaynama noktasından yüksektir.
b. Çözeltinin donma noktası, saf maddenin donma noktasından düşüktür.
c. Çözeltinin buhar basıncı, saf maddenin buhar basıncından düşüktür.
d. Çözeltilerin yoğunlukları çözeltilerde çözünen madde miktarına göre değişir.
Bütün bu değişmeler (Katı + Sıvı) çözeltileri için düşünülebilir. Bu değişme miktarları iyon derişimine bağlıdır.

MsXLabs.org & Temel Britannica

Son düzenleyen Safi; 3 Ocak 2017 22:44
HayLaZ61 - avatarı
HayLaZ61
VIP BuGS_BuNNY
23 Şubat 2007       Mesaj #3
HayLaZ61 - avatarı
VIP BuGS_BuNNY

ÇÖZELTİLERİN ÖZELLİKLERİ

Ad:  Çözeltiler3.jpg
Gösterim: 1979
Boyut:  43.1 KB

Bir maddenin başka bir madde içerisinde gözle görünmeyecek tanecikler halinde homojen bir şekilde dağılması olayına ÇÖZÜNME, elde edilen homojen karışıma da ÇÖZELTİ denir.
Çözeltilerde çözen ve çözünen olmak üzere iki bileşen vardır. Bir çözücü içerisinde birden fazla çözünen bulunabilir

ÇÖZELTİLERİN ÖZELLİKLERİ
1. Homojen karışımlardır.
2. Saydam ve berrak görünürler.
3. Asit baz ve Tuz gibi iyonik maddelerle hazırlanmış sulu çözeltiler elektrik akımını iletir.
Elektrik akımını ileten çözeltilere ELEKTROLİT ÇÖZELTİ denir. Elektrik akımını ileten metallere ELEKTROT denir.
4. Çözüneni uçucu olmayan sıvı çözeltilerde
  • Çözeltinin kaynama noktası saf çözücünün kaynama noktasından yüksektir.
  • Çözeltinin donma noktası, saf çözücünün donma noktasından düşüktür.
  • Çözeltinin buhar basıncı, saf çözcünün buhar basıncından düşüktür.
5. Çözüneni uçucu olmayan sıvı çözeltilerde çözünen madde miktarı (Derişim) arttıkça
  • Kaynama noktası yükselir.
  • Donma noktası düşer.
  • Buhar basıncı düşer
6. Çözeltilerin ayırt edici özellikleri sabit değildir.
1 litre SUDA 1 mol atom, iyon ya da molekül çözündüğünde çözeltinin kaynama noktası 0,52°C yükselir, Donma noktası -1,86°C düşer.
7. Çözüneni uçucu olmayan seyreltik çözeltilerde çözelti sabit basınç altında;
  • Isıtıldıkça kaynama noktası yükselir.
  • Soğutuldukça donma noktası düşer.
  • Buhar basıncındaki artış hızı azalır.
Bir maddenin elektrik akımını iletebilmesi için;
a) Serbest halde elektronu olmalıdır. Bu olay metallerde vardır.
b) Yapısında Anyon (-) ve Katyon (+) bulunmalıdır.
c) Bileşikler katı halde elektriği iletmezler. Sıvı halde ve çözeltilerinde, iyonik bileşikler elektrik akımını iletir.
d) Bir çözeltide iyon sayısı arttıkça, ya da sıcaklık arttıkça çözeltinin iletkenliği artar. (Endotermik çözünmelerde)
e) Metallerin elektrik iletkenliği elektron akışı ile olur. (Ötelenme hareketi) olay fizikseldir.
f) Bileşiklerin sulu çözeltilerinin elektrik iletkenliği kimyasal yollarlar olur.
g) Suda moleküller halde çözünen (ağ örgülü) maddelerin çözeltileri elektrik akımını iletmez
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 3 Ocak 2017 22:44
Pirana Kovalayan Çılgın Hamsi...
ener - avatarı
ener
Ziyaretçi
12 Haziran 2011       Mesaj #4
ener - avatarı
Ziyaretçi
Ad:  Çözeltiler4.jpg
Gösterim: 2481
Boyut:  37.6 KB
Çözelti

İki ya da daha çok maddenin moleküllerinin homojen karışımı.

Genellikle katı bir maddenin bir sıvı içinde çözünmüş hâli için kullanılır. Ancak iki katı da bir çözelti oluşturabilir. Çözeltiyi oluşturan maddelerin her birine bileşen, bileşenler içinde oranı en çok olana çözücü, ötekilere ise çözünen denir. Bir sıvı içinde çözünmüş olan gazlar çözünen, sıvı ise çözücüdür. Çözücü içindeki çözünen miktarlarını anlatmak için seyreltik ve derişik kavramları kullanılır. Seyreltik çözeltide, çözünen miktarı derişik çözeltidekine göre daha azdır.

Bir çözeltinin derişikliği görece bir kavramdır. Örneğin, ağırlıkça % 60 nitrik asit içeren bir çözelti derişik, % 30 nitrik asit içeren ise seyreltik kabul edilir. Oysa ağırlıkça % 30 hidroklorik asit içeren bir çözelti derişiktir. Bir çözücü içine, sabit sıcaklıkta katı bir çözünen sarkıtıldığında, katı molekülleri sıvı içinde hızla dağılmaya başlarlar. Çözünen madde miktarı arttıkça, moleküllerin katı hâlden sıvıya ve yeniden katı hâle geçme hızları artar. Bir süre sonra çözünme ve yeniden kristalleşme hızları eşitlenerek, çözelti kimyasal dengeye ulaşır. Buna doymuş çözelti denir. İdeal gazlar gibi, çözeltiler için de ideal çözelti kavramı kullanılır. Böyle bir çözelti, bileşenlerinin hacmi ve iç enerjisi değişmeden meydana gelir. Raoult Yasası'na uyan ideal çözeltiye çözücü ilâvesi, ilâve edilen mol sayısıyla orantılı olarak donma noktasının düşmesine, kaynama noktasının yükselmesine ve geçişme basıncının artmasına yol açar.

Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi & MsXLabs
Son düzenleyen Safi; 3 Ocak 2017 22:45
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
3 Ocak 2017       Mesaj #5
Safi - avatarı
SMD MiSiM
ÇÖZELTİ
a. Kim. Çözünmüş halde bir cisim içeren sıvı.

—Cev. hazl. Tepkime çözeltisi, bir cevherin kimyasal yolla çözündürülmesinde kullanılan sulu tepken çözeltisi.

—Bu kimyasal tepkime sonucu elde edilen zengin çözelti.

—Ecz. ilaç olmaya elverişli bir ya da birçok maddenin çözücü bir sıvı içinde çözündürülmesiyle elde edilen sıvı ilaç. (Bk. ansikl. böl.)

—Fiz. iki ya da birçok cismin, tek bir evre gösteren homojen karışımı.
  • ideal çözelti, birçok sıvıdan oluşan karışım; bu karışımda, her molekülün çevresiyle girdiği etkileşimlerin, karışımı oluşturan her arı cisimdeki etkileşimlerle aynı olduğu varsayılır. (Bk. ansikl. böl.)
  • Seyrettik çözelti, çözünen derişimi düşük olan çözelti. (Bk. ansikl. böl.)
—Metalürj. Katı çözelti, bir metal kristal ağı içinde (matris), metal ya da ametal ikinci element atomlarının çözünmesinden oluşmuş karışım. (Çözücü içinde bu atomların doldurduğu konuma göre katı arayer çözeltisi [matris atomları arasında yer alan atomlar] ya da katı yeralma' çözeltisi [matris atomları yerine geçmiş atomlar] sözkonusu olur.)

—ANSİKL. Eczc. Çözeltiler dıştan kullanılanlar (alkollü iyot çözeltisi ya da tentürdiyot, vb.) ve içten kullanılanlar olmak üzere ikiye ayrılır, içten kullanılanlar ayrıca içilebilen çözeltiler ve iğneyle verilen çözeltiler olarak ikiye ayrılır. Bu sonuncular, hacimlerine göre değişik kurallar uygulanarak hazırlanır: hepsi steril, hacmi 20 ml'yi geçenler ayrıca apirojen (ateş yapmayan) olmalıdır. Kan miktarını eski düzeyine getirmek, kalori ve elektrolit eksikliğini gidermek için kullanılan perfüzyon çözeltileri ya da çok verilmesi gereken çözeltiler ayrıca ilaçların damar yoluyla yavaş yavaş verilmesine de yarar. Perfüzyon şeklinde verilmeyen çözeltiler yaraların, idrar torbasının yıkanmasında, vb. kullanılır.

Çeşitli çözeltiler arasında, özel saklama, etiketleme ve kullanma kurallarına bağlı olarak iğneyle vücuda verilebilen radyoaktif koloidal altın çözeltisi ve kullanmadan önce 1/35 oranında seyreltilen koyu hemodializ çözeltisi sayılabilir.

—Fiz.
  • ideal çözeltiler. Toluen ve benzen gibi kimi sıvılar, hemen hemen ideal çözeltiler oluşturur. Öte yandan, çözeltinin bileşimine giren cisimlerden, biri dışında tümünün derişimi düşük olursa, bu çözelti de ideal olarak düşünülebilir.
  • Seyrettik çözeltiler. Bunlar, diğerleri arasında, donmabilim, kaynamaölçüm ve ta nometriye ilişkin Raoult yasalarını, geçişim basıncına ilişkin Van't Hofl yasasını ve çözücü için Henry yasasını gerçekler. Seyreltik bir çözeltide, çözünen moleküllerin kendi aralarındaki etkileşimler göz önüne alınmayabilir.


Kaynak: Büyük Larousse
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
3 Ocak 2017       Mesaj #6
Safi - avatarı
SMD MiSiM

Çözeltiler


Çözeltilerde bir veya birden fazla türde madde diğer madde türünün içinde homojen olarak dağılmıştır.Bir bardak çaya attığımız şekere ne olur? Küçük bir şişede hapsolmuş parfüm sıkıldığında nasıl olur da kısa sürede odanın kokusunu değiştirir? Cevaplarını vermek için biraz düşündüğümüzde çözeltilerin yaşantımızın büyük bir kısmında var olduğunu farkederiz. Şimdi bu kavramı bir kimyacı gözüyle bakarak bilimsel hesaplamalarla doğru olarak açıklayabileceğiz.

Çözünme


Bir maddenin bir başka madde içerisinde kimyasal özelliklerini kaybetmeden serbest moleküller veya iyonlar halinde homojen olarak dağılmasına “çözünme”, oluşan karışıma ise “çözelti” denir.
Ad:  1.JPG
Gösterim: 1568
Boyut:  27.9 KB
Çözelti bir karışım olduğundan, en az iki bileşeni vardır. Bileşenlerden miktarı çok olan dağılma ortamına “çözücü” miktarı az olan ve dağılan maddeye de “çözünen” denir.
Ad:  2.JPG
Gösterim: 1448
Boyut:  31.9 KB
Örneğin, bakır sülfat çözeltisinde; katı bakır sülfatın suda dağılması olayı çözünme, bakır sülfat çözünen, su ise çözücüdür.
Çözücü ve çözünenin birbiri içinde karışması ile gerçekleşen çözünme olayı, moleküller arasındaki çekim kuvveti ile çözünenin molekülleri arasındaki çekim kuvvetine dayanır.

Bir çözücünün bir maddeyi çözebilmesi için; çözücü ve çözünenin kendi molekülleri arasındaki çekim kuvvetlerinin, çözücü ve çözünen molekülleri arasındaki çekim kuvvetinden daha küçük olması gerekir. Örneğin, katı haldeki yemek tuzu (NaCl) kristalinde güçlü çekim kuvvetleri vardır. Suya atılan NaCl kristalindeki sodyum iyonları ( Na+ ) su molekülündeki negatif yüklü oksijen tarafından kuşatılır. Negatif yüklü klorür iyonları ( Cl” ) da su molekülündeki pozitif yüklü hidrojen tarafından kuşatılır. Oluşan elektriksel kuvvetler, Na+ ve Cl” iyonları arasındaki çekim kuvvetinden daha büyük olduğu için iyonlar kristalden ayrılarak su içinde homojen olarak dağılır.
Ad:  3.JPG
Gösterim: 1387
Boyut:  30.2 KB
Şeker gibi molekül yapılı bileşikler su içinde çözündükleri zaman moleküller halinde dağılır.
Ad:  4.JPG
Gösterim: 1234
Boyut:  12.0 KB
Çözelti oluşurken saf çözünen ve saf çözücü moleküllerinin kendi aralarındaki çekim kuvvetlerinin yerini, çözünen - çözücü çekim kuvvetleri alır. Örneğin, çözünen maddedeki bağlar hidrojen bağları ise hidrojen bağları olan bir çözücüde çözünmesi daha muhtemeldir. Çözünecek maddenin molekülleri arasında başlıca çekim kuvvetleri london kuvvetleri ise en iyi çözücü yine benzer kuvvetlerce bir arada tutulan çözücülerdir. Örneğin karbonsülfür, katı kükürt için sudan daha iyi bir çözücüdür.

Sonuç olarak polar çözücüler polar maddeleri, apolar çözücüler apolar maddeleri daha iyi ve kolay çözer ( benzer, benzeri çözer).
Yine iyonik bileşikler polar çözücülerde çok iyi çözünür. Çünkü polar çözücü molekülleri, bileşikteki zıt yüklü iyonları iyon - dipol çekim kuvvetleriyle çekerek iyonun etrafını çözücü molekülleri ile sarar. Bu iyonlarda çözücüye geçerek çözünür. Dolayısıyla çözelti oluşturur( Şekil 1.4).
Ad:  5.JPG
Gösterim: 1328
Boyut:  16.6 KB
Çözünme olayı çözücü ve çözünenin cinsine bağlıdır diyebiliriz. Aşağıdaki resimlerde çözücü, çözünene uygundur ve tam çözünme olmuştur
Ad:  6.JPG
Gösterim: 1407
Boyut:  20.1 KB
Aşağıdaki resimde ise çözücü çözünene uygun değildir ve tam bir çözünme olmamıştır.

Çözelti Türleri


Bir çözelti en az iki bileşenden meydana gelir. Çözeltiler fiziksel hallerine göre, elektrik akımını iletmelerine göre ve bileşenlerin miktarlarına göre değişik açılardan sınıflandırılır.
Ad:  7.JPG
Gösterim: 2985
Boyut:  59.2 KB
Ad:  8.JPG
Gösterim: 1278
Boyut:  29.1 KB
Çözeltiler yukarıda belirtilen gruplandırmalar açısından değerlendirildiğinde her bir grubun kendi içinde sınıflara ayrıldığı görülür. Şekil 1.5’de genel olarak gösterilen çözelti türlerinden fiziksel hale göre yapılan sınıflandırmada, bileşenlerin fiziksel halleri göz önünde bulundurulduğunda çeşitli çözeltiler hazırlanabilir;
Ad:  9.JPG
Gösterim: 3342
Boyut:  62.8 KB
Tablo 1.1 de çözen ve çözünenin fiziksel durumuna göre meydana gelen çözeltiler görülmektedir. Çözücü katı ise, çözünenin sıvı, katı, gaz oluşuna göre 3 türlü, çözücü sıvı ise, çözünenin sıvı, katı, gaz oluşuna göre 3 türlü çözelti hazırlamak mümkündür. Çözücü gaz olduğunda ise, gazlar içinde gazlar kolay çözünür. Fakat gazlar içinde katı ve sıvılar daha zor çözündüğünden homojen bir çözelti oluşturması güçleşir. Çözen madde çözeltinin fiziksel halini belirler. Örneğin, çözücüsü katı olan çözeltinin fiziksel hali de katıdır.

Katı çözeltiler iki ya da daha çok metalin eritilerek oluşturdukları homojen katı karışımlardır. Bunlara alaşım denir. Alaşımlarda bir metalin atomları diğer metalin kristal yapısı içine girerek homojen bir karışım oluşturur. Örneğin paslanmaz çelik ( 76 Fe, 16 Cr, 8 Ni), Pirinç ( 60 Cu, 40 Zn ), Bronz ( 80 Cu, 15 Sn, 5 Zn ) birer alaşımdır.

Gaz çözeltiler ise iki veya daha çok gazın aynı kap içine konulduğunda homojen olarak karışmasıyla oluşur. Örneğin hava bir gaz çözeltisidir.
Kimyasal reaksiyonların çoğu sıvı çözeltilerde yürüdüğünden, kimyacılar için en önemli olanı sıvı çözeltilerdir. Sıvı çözeltilerin günlük yaşamda da önemi ve tüketimi büyüktür. Sıvı çözeltiler; çözücüsü sıvı olan, çözüneni ise katı, sıvı ya da gaz olan çözeltilerdir. Sıvı çözücü içinde, katı çözünürken çözünme katı maddenin dış yüzeyinde başlar. Katı maddenin yüzeyi ne kadar büyükse ve çözücüyle temas ederse, çözünme de o kadar kolay ve hızlı olur. Ayrıca katının toz haline getirilmesi ve çözücü içerisinde karıştırılması, çözünmeyi kolaylaştırır ve hızlandırır.
Ad:  10.JPG
Gösterim: 1190
Boyut:  46.0 KB
Maddelerin çözünmeleri dışarıdan ısı alarak ya da dışarıya ısı vererek gerçekleşir. Katının sıvı içerisinde çözünmesi esnasında sıcaklık artışı çözünmeyi artırır. Gazlarda ise bu durum tam tersidir ve gazların sıvıdaki çözünürlüğü sıcaklık artışı ile azalır.Bir sıvı içinde katı madde çözerken dışarıdan basınç uygulamak çözünmeye etki etmez.

Sıvı içinde başka bir sıvının çözünmesiyle oluşan çözeltiler, sıvı-sıvı çözeltileri olarak nitelendirilir. Sıvıların bazıları birbiriyle her oranda karışabildikleri gibi, bazıları sınırlı karışabilir. Bazıları ise hiç karışmaz. Bunun nedeni karışan bu iki sıvının polar yapılarına dayanır. Örneğin polar olan etanol su molekülleri tarafından çekilerek suda çözünür (kolonya gibi), fakat polar olmayan karbon tetra klorür(CCI4) suda çözünmez. Çünkü su molekülleri polar yapıları nedeniyle birbirini bir ağ oluştururcasına çeker.Karbon tetra klorür ise suyun bu yapısını bozamaz ve dolayısıyla çözünme gerçekleşmez.
Ad:  11.JPG
Gösterim: 1203
Boyut:  20.5 KB
Sıvı içinde gaz maddenin çözünmesi ile sıvı-gaz çözeltileri oluşur. Örneğin gazoz, içerisinde karbondioksit gazı içerir.
Ad:  12.JPG
Gösterim: 1189
Boyut:  21.0 KB
Gazların sıvılardaki çözünürlükleri de diğer çözeltide olduğu gibi maddelerin cinsine ve sıcaklığına bağlıdır. Ayrıca basıncında çözünmeyi arttırıcı etkisi vardır. Kutuplu yapıdaki hidrojen klorür ve amonyak gibi gaz bileşikler, yine kutuplu yapıdaki su molekülleri tarafından çekilerek yeterince çözünür. Fakat Hidrojen (H2), Azot (N2), Oksijen (O2) gibi kutupsuz yapıdaki gazların sudaki çözünmeleri oldukça zayıftır.

Çözücüsü su olan çözeltilere kısaca sulu çözeltiler de denir. Suda çözünen maddeler fiziksel hallerine ve kimyasal yapılarına bağlı olarak farklı davranışlar gösterir. Genel olarak atomları arasında kovalent bağ bulunan yani molekül yapılı bileşikler suda çözündüğünde moleküler yapılarını korur ve molekül halde suda dağılır.
şeker, su içinde moleküller halinde bulunur.
Ad:  13.JPG
Gösterim: 1200
Boyut:  13.8 KB
Buna karşılık NaCl (yemek tuzu) gibi iyon yapılı bileşikler suda çözündüklerinde iyonlarına ayrılır.

NaCl, sulu çözeltide Na+ ve Cl iyonları halinde bulunur.
Ad:  14.JPG
Gösterim: 1182
Boyut:  12.1 KB
Asitler ve bazlarda, tuzlar gibi suda çözündüklerinde iyonlar oluştururlar. Çözeltide oluşan bu iyonlar elektrik akımını iletir. Sulu çözeltisi elektrik akımını ileten maddelere elektrolit madde, çözeltisine ise elektrolit çözelti denir. Su içinde iyonlaşma yüzdesi yüksek olan maddeler kuvvetli elektrolittir ve bu maddelerin çözeltileri elektrik akımını iyi iletir. İyonlaşma yüzdesi düşük olanlar ise zayıf elektrolit olup, bunların sulu çözeltileri elektrik akımını az iletir.
Na+, K+, H+, NH4+, NO3_ gibi iyonların bileşikleri kuvvetli elektrolittir. Ag+, Cu+, Pb+2 iyonların klorürleri Be+2.Sr+2,Pb+2 nin sülfatları zayıf elektrolittir.
Alkol, şeker gibi moleküler halde çözünen maddelerde iyonlaşma olmadığından bu maddeler elektrik akımını iletmez.. Şekil 1.8. a, b ve.c’yi inceleyiniz.
Etil alkol gibi moleküller halinde çözünmüş bu tür maddelere elektrolit olmayan madde, çözeltisine ise elektrolit olmayan çözelti denir.
Ad:  15.JPG
Gösterim: 1239
Boyut:  27.1 KB
Ad:  16.JPG
Gösterim: 1399
Boyut:  30.5 KB
Ad:  17.JPG
Gösterim: 1186
Boyut:  25.9 KB
Elektrolitlerin vücudumuzda çok önemli düzenleyici görevleri vardır. Bir çözeltinin özelliği çözünme miktarına göre değişir. Sıvı çözücüde çözünen maddenin miktarı, çözeltinin bir başka açıdan türünü belirler ( Doymamış, Doymuş, Aşırı Doymuş çözelti ). Çözeltiyi oluşturan bileşenlerden birinin ( çözücü veya çözünen ) miktarının sabit tutulup, diğerinin azaltılması veya arttırılmasıyla da ( seyreltik çözelti, derişik çözelti ) çözelti türleri sınıflandırılabilir. Bu sınıflandırma türleri hakkında geniş bilgiyi çözelti 2 ve çözelti 3 modüllerinde bulacaksınız.

Çözelti Derişimleri


Bir çözeltinin özelliği çözünen maddenin miktarına göre değiştiği için, çözeltide ne kadar çözünenin bulunduğunu ifade etmek önemlidir. Derişim, diğer adıyla konsantrasyon çözeltide ne kadar çözünenin bulunduğunu ifade eden terimdir. Bir çözeltinin birim hacminde çözünen madde miktarına derişim denir. C ile gösterilir.
Ad:  18.JPG
Gösterim: 1309
Boyut:  23.4 KB
Derişim, çözücü ve çözünenin miktarlarına bağlı olarak yüzde derişim, mol kesri, molarite, normalite, molalite, ppt ( binde bir ), ppm ( milyonda bir ), ppb (milyarda bir ) olarak farklı büyüklüklerde ifade edilir. Bir başka deyişle çözelti hazırlanırken, çözündürülecek maddeden ne kadar alınması gerektiğini ve aynı zamanda kullanılan çözeltideki konsantrasyonun, yani çözündürülmüş madde miktarının ne kadar olduğunu göstermek için kullanılan ifadelerdir.

Yüzde Çözeltiler


Yüzde kelimesi birkaç anlamı ifade etmektedir. Örneğin % 10’ luk şeker çözeltisi denildiği zaman şu anlamlar çıkmaktadır.
10 g şeker çözündürülerek 100 ml’ye tamamlanmıştır
10 g şeker, 100 ml saf suda çözündürülmüştür.
10 g şeker, 100 g saf suda çözündürülmüştür.
10 g şeker, 90 g saf suda çözündürülmüş her ikisinin toplam ağırlığı 100 gramdır.
Bu nedenle yüzde ifadesi kullanılırken mutlaka yapılan işin gerçek anlamı belirtilmelidir.
Genel bir tanımlamayla;
Çözeltinin 100 biriminde çözünen madde miktarına yüzde çözelti denir. Ve % işaretiyle ile gösterilir. Kütlece yüzde, hacimce yüzde ve hacim-kütlece yüzde olmak üzere üç şekilde ifade edilebilir. 
Ad:  19.JPG
Gösterim: 1821
Boyut:  60.7 KB

Kütlece Yüzde Çözeltiler


100 g çözeltide kaç g çözünen maddenin olduğunu gösterir. Birim olarak gram, kilogram, miligram, ton vb. olabilir. Örneğin kütlece % 20’lik sodyum klorür çözeltisi demek 100 g sodyum klorür çözeltisinin içinde 20 g katı sodyum klorür var demektir. Ya da 100 ton sodyum klorür çözeltisinin içinde 20 ton katı sodyum klorür var demektir. Burada çözünenin ve çözeltinin miktarı ağırlık birimiyle ifade edilmelidir.
Ad:  20.JPG
Gösterim: 1581
Boyut:  34.2 KB

Hacimce Yüzde Çözeltiler


100 ml çözeltide kaç ml çözünen maddenin olduğunu gösterir. Birim olarak mililitre, litre, metreküp vb. olabilir. Örneğin hacimce % 20’ lik alkol çözeltisi demek 100 ml alkol çözeltisinin içinde 20 ml saf alkol var demektir. Ya da 100 lt alkol çözeltisinin içinde 20 lt saf alkol var demektir. Burada çözünenin ve çözeltinin miktarları hacim birimiyle ifade edilmelidir.
Ad:  21.JPG
Gösterim: 1186
Boyut:  18.3 KB

Hacimce - Kütlece Yüzde Çözeltiler


100 ml çözeltide kaç g maddenin çözündüğünü gösterir. Birim olarak mililitre, litre, metreküp vb. olabilir. Örneğin hacim - kütlece % 20’lik sodyum klorür çözeltisi demek 100 ml sodyum klorür çözeltisinin içinde 20 g sodyum klorür var demektir. Burada çözeltinin şeklinde ifade edilir.
Ad:  22.JPG
Gösterim: 1203
Boyut:  18.4 KB
megep
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
SİLENTİUM EST AURUM
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
27 Şubat 2018       Mesaj #7
Avatarı yok
Yasaklı

Kütlece Yüzde!


100 gram çözeltide çözünen maddenin gram miktarı, kütlece yüzde olarak tanımlanır ve % (m/m) biçiminde gösterilir. Bir çözeltinin kütlece yüzde derişimi, oran ve orantı yöntemi kullanılarak çözülebileceği gibi % (m/m)=mçözünen / mçözelti x 100 bağıntısı ile de çözülebilir.

Kimyasal maddelerin saflık dereceleri genellikle kütlece yüzde birimiyle verilir. Bu nedenle çoğu zaman parantez içindeki (m/m) ifadesi yazılmaz. Bu bağlamda eğer herhangi bir sonuç sadece % biçiminde gösterilmiş ise bunun anlamı kütlece yüzde demektir.

Benzer Konular

3 Ocak 2017 / kompetankedi Kimya
3 Ocak 2017 / Misafir Tıp Bilimleri