Arama

Afrika Kültürü ve Yaşam Tarzı

Güncelleme: 20 Eylül 2008 Gösterim: 48.527 Cevap: 1
KisukE UraharA - avatarı
KisukE UraharA
VIP !..............!
20 Eylül 2008       Mesaj #1
KisukE UraharA - avatarı
VIP !..............!
Afrika Halkları
MsXLabs.org &Temel Britannica
Sponsorlu Bağlantılar

Ad:  Afrika.jpg
Gösterim: 3876
Boyut:  20.2 KB
Çağdaş Afrika: Kenya'nın canlı ve kalabalık başkenti Nairobi 1899'da bir demiryolu şantiyesi olarak kurulmuştu

İnsan soyunun Afri­ka'nın doğusunda evrimleştiğine ilişkin güve­nilir kanıtlar vardır. Tanzanya'nın Olduvai Boğazı yöresinde ve Etiyopya'da yapılan ka­zılarda, iki-üç milyon yıl öncesinden kalma,
alet yapan en eski insan kalıntıları ortaya çıkarılmıştır. Büyük bir olasılıkla toplu yerle­şim ilk önce Afrika'da gerçekleşmiş, daha sonra dünyanın öteki bölgelerine yayılmıştır (bak.İNSANIN KÖKENİ).

Afrika'nın bugünkü nüfusu genellikle dört ana gruba ayrılır. Birincisi, çoğunluğu Afrika-Asya (Hami-Sami) dil ailesinden Arapça, Berberi ve Amhara dillerini konuşan Kuzey Afrika halklarıdır. Bunlar bin yılı aşkın bir süredir o topraklarda yaşayan, Kopt Kilisesi' ne bağlı Hıristiyanlar ile Müslüman halklar­dır. Kültürel ve tarihsel bakımdan Ortadoğu' nun bir uzantısı sayılan bu halklar, binlerce yıldır kervanların gidip geldiği Sahra üzerin­den Batı Afrika ile de bağlantılıdır. Arap tica­ret dünyasının bir parçası olan Doğu Afrika kıyılarında konuşulan Svahili dili, Arapça sözcükler ile Bantu dilbilgisinin bir bileşimidir(bak. AFRİKA DİLLERİ).
İkinci grup, Sahra'nın güneyinde en kala­balık nüfusu oluşturan ve geleneksel olarak "zenci" diye adlandırılan insanlardır. Kuzey Afrikalılar'dan çok daha koyu renkli olan bu halklar oldukça yakın bir zamana kadar küçük siyasal birimler halinde, toprakla uğra­şarak ve birbirinden farklı dinsel geleneklere bağlı olarak yaşıyorlardı. Dilleri Ortadoğu dillerinden çok değişiktir. Tropikal Afrika halklarının büyük bölümü Kongo-Kordofan grubuna bağlı dilleri konuşur.

Üçüncü grup avcılık ve toplayıcılıkla geçi­nen halklardır. Bu halkların en tanınmışları Kalahari'de yaşayan Buşmanlar (Sanlar) ile Zaire (Kongo) yağmur ormanında yaşayan Pigmeler'dir. Bazı arkeologlar, genellikle çok ufak tefek olan bu insanların Afrika'ya ilk yerleşenlerin soyundan geldiklerine inanırlar. Buşmanlar ve Pigmeler yüzyıllar boyunca Bantu dilleri konuşan çiftçilerle yakın ilişki içinde olduklarından yaşamları da birbirinden etkilenmiştir.

Son olarak, 19. yüzyılın sonunda İngiltere, Fransa, Portekiz, Belçika ve Almanya'dan gelerek Afrika'ya yerleşen Avrupalı sömürge­ci göçmenler sayılabilir. Bunlardan başka, ticaret yapmak için Hindistan'dan ya da Ortadoğu'dan gelmiş insanların soyundan olanlar da vardır. Bugün Afrika ülkelerinin çoğunda, siyasal etkileri az olan Avrupalı ya da Asyalı göçmenlere yerleşik halk gözüyle bakılmaz. Yalnızca Güney Afrika'da beyaz bir azınlık bugün de siyasal gücü elinde tut­maktadır (bak. Güney AFRİKA).Alanlarda yerleşim çok seyrektir. Oysa Mısır, Göller Bölgesi, Nijerya'nın güneyi gibi yerler yüzyıllardan beri yoğun bir yerleşmeye sahne olmuştur. Geçen yüzyılda Zaire, Zambia ve Güney Afrika'daki bakır ve altın madeni çevresinde nüfus yoğunlaşmıştı. Eski sömürge yerleşmelerinden bazıları, örneğin Zaire'nin başkenti Kinşasa, Kenya'nın başkenti Nairo­bi, Nijerya'nın başkenti Lagos ve Güney Afrika'nın başkenti Johannesburg zamanla büyük kentlere dönüştü. Gene de Afrikalı­lar'ın büyük bölümü hâlâ kırsal kesimde yaşa­maktadır.

Afrika nüfus sayımlarından elde edilen veriler çok güvenilir ve güncel değildir. Bu nedenle doğum ve ölüm oranları doğru hesap-lanamamaktadır. Bununla birlikte Afrika nü­fusunun bütün öbür kıtalardan daha hızlı arttığı varsayılır. Bunun bir nedeni hastalık­larla savaşta kullanılan yeni ilaçların etkisidir. Gene de birçok Afrika ülkesinin ekonomisi nüfusunu besleyecek güçte olmadığı için, zaman zaman korkunç bir açlık tehlikesiyle yüz yüze gelinmektedir.

Afrika Devletleri
19. yüzyıldan önce Afrika'nın büyük bir bölümü küçük devletlere ayrılmıştı. Her biri­nin kendi bağımsız hükümeti, değişik bir dili, yasaları ve töreleri vardı. Bunların bir bölümü Avrupa ve Asya'da olduğu gibi karmaşık yönetsel yapıları olan krallıklardı. Eski Mısır, Meroe (bugünkü Sudan), Gana Krallığı, Mali ve Songay (Batı Afrika otlaklarının bulundu­ğu yer), Bunyoro, Buganda, Ruanda, Burun­di (Doğu Afrika'da büyük göllerin dolayları) bu krallıklar arasında sayılabilir. Bazı toplu­lukların ise esnek ve basit bir örgütlenme biçimi vardı. Nijerya'daki Tiv, Afrika'nın do­ğusundaki Kikuyu ve Masai gibi bu .tür top­lumlarda, aynı soydan gelen krallar, meslek­ten yargıçlar ve askerler yoktu. Siyasal karar­lar ve anlaşmazlıklar kabile toplantılarında tartışılarak sonuçlandırılırdı. Günümüzde de hâlâ eski yöneticilerin soyundan gelme kralla­rın egemenliğinde bazı topluluklar bulunmak­tadır.

Eski Afrika toplumlarından çoğunun yazı dili yoktu. Özel olarak seçilmiş kişiler gele­nekleri, töreleri, yasaları, ülkenin tarihini ezberler ve bunları başkalarına öğretirlerdi. Bu kişilerin bellekleri kitapların yerini tutar­dı. Birçok gelenek bu yöntemle yüzyıllarca korunabilmiştir.

Kaynak: MsXLabs.org &Temel Britannica

Gerçekçi ol imkansızı iste...
KisukE UraharA - avatarı
KisukE UraharA
VIP !..............!
20 Eylül 2008       Mesaj #2
KisukE UraharA - avatarı
VIP !..............!
Afrika Yaşama Biçimleri
MsXLabs.org &Temel Britannica
Ad:  Afrika1.jpg
Gösterim: 3701
Boyut:  31.0 KB
Sponsorlu Bağlantılar
Nijerya'da, Sokarta yakınlarındaki pazar yerinde satışa sunulan toprak testi ve çömlekler.
Her devletin, siyasal kurumlara, yaşama biçi­mine, doğum, topluluğa kabul edilme, evlen­me ve ölüm törelerine sıkı sıkıya bağlı bir dini vardı. Afrika topluluklarının çoğunda ataların kendi soylarından gelen insanları sevdiğine ve koruduğuna inanılır, onlara kurbanlar sunu­lurdu. Büyücülere inanış da çok yaygındı. Geleneksel inanca göre büyücüler kızdıkları ya da kıskandıkları kişilere büyü yaparak zarar verebilecek yetenekteydiler (bak. Büyü ve Büyücülük).

Kuzey ve Batı Afrika devletlerinin çoğu erken tarihlerde İslam dinini benimsemişti. Akdeniz kıyılarından Sahra'nın güneyine ve otlaklardan Atlas Okyanusu kıyılarındaki ormanlara kadar uzanan bir alanda Müslü­man devletleri kuruldu. 14. ve 16. yüzyıllarda kurulmuş olan Mali ve Songay krallıkları ile Kuzey Nijerya'daki Hausa Krallığı bunlar arasındadır. Bugün Müslümanlık Batı Afri­ka'da hâlâ yayılmaktadır.

Sömürge döneminde-Avrupalı misyonerler (din adamları) Afrika halklarına Hıristiyanlığı aşılamaya çalıştı. Başlangıçta Afrikalı halkla­rın birçoğu bu dini benimsedi. Ama sonra­dan.- Afrikalı Hıristiyanlar kitlesel olarak misyonerlerin kiliselerinden koptu ve Hıristi­yanlık ilkeleriyle geleneksel Afrika dinlerinin karışımı olan kendi "bağımsız" kiliselerini kurdular.

Afrika'da geleneksel olarak bir erkek bir­den çok kadınla evlenebilirdi. Ama bu uygu­lama zenginlerin harcıydı; çünkü Afrika top­luluklarının çoğunda erkek, gelin için başlık parası öderdi. Başlık olarak kızın babasına sığır ya da bakır süs eşyası gibi değerli armağanlar sunulurdu. Bazı topluluklarda ise erkek kendi evini kurmasına izin verilinceye kadar uzun bir süre kayınbabasının işlerinde çalışmak zorunda kalırdı. Çocukların dünya­ya gelmesi her zaman mutlu bir olay olarak karşılanır, çocuksuz olmak en büyük felaket­lerden biri sayılırdı.

Afrika'nın kimi yörelerinde bu gelenekler hâlâ sürdürülüyor. Gene de, paranın kullanılmaya başlaması, tarım ve sanayi ürünleri ticaretinin artması, göçmen işçilerin yaygın­laşmasıyla artık en uzak köyler bile değişme­ye başlamıştır.
Kadınların büyük ölçüde bağımsız olduğu Afrika topluluklarının sayısı pek azdır. Yoru ba'da (Nijerya) kadın tüccarların kendi hesaplarına çalışarak zengin oldukları biliniyor. Kimi devletlerde ise kadınların azımsanama-yacak siyasal etkinlikleri olmuştur. Ama ka­dınların ezici çoğunluğu hâlâ babalarının ve kocalarının denetim ve baskısı altındadır; pek çoğu da babalarının seçtiği erkekle evlenmek zorundadır. Bazı Afrika ülkelerinde artık kadınlara erkeklerle eşit eğitim olanakları tanınmaktadır. Bu ülkelerde kadınların duru­munun eskisi kadar umutsuz olmadığı söyle­nebilir.
Ad:  afrika2.jpg
Gösterim: 3052
Boyut:  41.4 KB
Kamış işçiliği gibi geleneksel köy sanatları Afrika'nın yerel ekonomisinde bugün de önemini korumaktadır
Sanat ve Müzik
Afrika halkları çeşitli sanatlar aracılığıyla duygularını anlatmakta çok başarılıdır. Resim ve heykel sanatlarının çok eski bir geçmişi vardır. Taş Devri'nden kalma binlerce yıllık kaya resimleri ve oymaları anlatım gücünden hiçbir şey yitirmemiştir. Batı Afrika'nın öz­gün heykel geleneği çağdaş batı sanatını ala­bildiğine etkilemiştir. Nok'ta bulunan 2.000 yıllık küçük kil heykelciklerden, dünyanın en güzel tunç heykelleri sayılan İfe ve Benin'deki büstlere kadar, en zengin oyma ve heykel sa­natı ürünlerinin Nijerya'da olduğu kabul edilir.

Afrika'ya özgü aletlerle çalınan geleneksel Afrika müziği karmaşık ritmiyle ünlüdür. Bu müzik dinlemekten çok dans etmek içindir ve çeşitli ritimlere uygun pek çok dans biçimi doğmuştur. Afrikalı kölelerle Amerika'ya ta­şınan Afrika müziği, bugün bütün dünyada beğeniyle dinlenen caz ve benzeri müzik türlerinin de kökenidir.

Kaynak: MsXLabs.org &Temel Britannica

Gerçekçi ol imkansızı iste...

Benzer Konular

25 Temmuz 2018 / asla_asla_deme Kültür
17 Mayıs 2016 / asla_asla_deme Kültür
30 Aralık 2008 / DreamLiKe Kültür
6 Eylül 2009 / kaf_kef Kültür