Arama

Kur'an-ı Kerim'in Çoğaltılması

Güncelleme: 2 Ağustos 2012 Gösterim: 75.340 Cevap: 1
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
20 Ocak 2011       Mesaj #1
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Kur'an'ın Çoğaltılması
MsXLabs.org & İslam Ansiklopedisi & Vikipedi
Sponsorlu Bağlantılar
İlk defa 3. Halife Hz. Osman za­manında ilk cilde uygun olarak beş (veya yedi) adet Kur'an yazdırılmış, bunlardan biri Medi'ne'de Hz. Os­man'ın nezdinde bırakılıp diğerleri merkezden uzak vilayetlerde yaşayan Müslümanların Kur'an'ın okunmasındaki tereddütlerini gidermek için bu vilayetlere gönderilmiştir. Hz. Osman'ın çoğalttırdığı nüshalardan ken­dinde bırakılana "örnek", "numune" nüsha anlamında "İmam Mushaf" denmiştir. Çünkü Hz. Osman, Hz. Ebubekir'in meydana getirdiği ilk cil­de uygun olarak yazdırdığı bu Kur'an'larda Kureyş lehçesini esas alan bir imlâ birliği sağlanmayı amaç edinmişti. Bazı kimselerin Kur'an’dan bazı harf ve kelimeleri değişik okudu­ğu, değişik telaffuz ettiği görülüyor­du. Hz. Osman bu konudaki şikâyet­leri de göz önüne alarak Kur'an üze­rinde her yönden birleşmesini iste­di. Bu iş için kurduğu komisyon ger­çekten değişik okumaya konu olan kelime ve harflerin okunmasındaki ayrılıkları giderme ve Kur'an'ın bü­tününde bir imlâ birliği sağlama yet­kinliğini göstermiş, Halife'nin de tak­dirlerini kazanmıştır. Hz. Osman'ın yazımında sağladığı bu imlâ birliği bundan sonra hep korunmuş, Kur'­an'ın imlâsı Arap imlâsında sonradan meydana gelen değişikliklerden etki­lenmemiştir. Kur'an'ın bu özel imlâsına "Resm-i Hatt-ı Osmanî" denmiş­tir (Osman Keskioğlu, son ilâhî Ki­tap Kur'an, s. 53).
Hz. Osman tarafından yazdırılan Kur'an'lardan biri bugün Taşkent'te­dir. Taşkent'teki bu Kur'an'la, günü­müzde basılmış milyonlarca Kur'an-ı Kerim arasında bir fark yoktur. Hic­retin 1. yüzyılından zamanımıza ulaş­mış tam veya parça Kur'an'larla gü­nümüzde basılanlar arasında bir ayrı­lık bulunmadığı da gözlenmiştir (Muhammed Hamidullah, İslama Gi­riş s. 27).
Hz. Ömer devrinde Kur'an öğretimine hız verildi. Gerek Medine'de gerekse sınırları günden güne genişleyen İslam Devleti'nin diğer merkezlerinde en sıhhatli kaynak olan hâfız sahabelerin öğretmen ve gözetmenliğinde pek çok hâfız yetiştirilmiştir.
Zamanla fetihlerin hız kazanması ve yeni fethedilen yerlerde ortaya çıkan kavim ve kabilelerin müslüman oluşu farklı şive ve lehçelere göre okuyuş ayrılıklarını ortaya çıkarmıştır. Bu durum M. 648'de Ermenistan ve Azerbaycan fethinde Şamlı ve Iraklı askerlerin yan yana gelmesi ile farklı okuyuşların su yüzüne çıkmasını sağladı. Bu tartışma ortamının daha fazla büyümesine engel olmak için Huzeyfe bin Yemân, Halife Osman'a başvurarak bu durumun düzeltilmesini, ihtilafın ortadan kaldırılmasını istedi. Bunun üzerine Halife Osman, Hz. Muhammed'in diğer ashabı ile de istişare ederek, İslâm dünyasında yalnızca Hz. Ebu Bekr'in emriyle derlenmiş olan onaylı Kur'an mushaflarının kullanılmasını ve bir başka lehçe yahut ağız ile yazılmış tüm diğer nüshaların kullanılmasının yasaklanmasını kararlaştırdı. Hz. Osman, bir önlem olarak da gelecekte herhangi bir kargaşa yahut yanlış anlamaya meydan vermemek için başka tüm yazılı nesneleri yaktırarak ortadan kaldırma yoluna gitti. Hz. Ebû Bekir zamanında yazılan İmam Mushaf, Hz. Ömer'in ölümünden sonra kızı ve Hz. Muhammed'in hanımlarından olan Hafsa'ya geçmişti. Hz. Osman zamanında çoğaltılan mushafların yedi nüsha olduğu söylenir. Bunlar Medine, Mekke, Şam, Kûfe ve Basra'ya gönderilerek müslümanlar arasında çıkabilecek farklı okuyuşlar önlenmiş oldu. Hatta Hz. Ali'nin Hz. Osman için "Eğer Osman Kuran'ın tek kitap halinde toplatılarak çoğaltılması işini yapmasaydı ben yapardım" dediği ileri sürülür.
Hz. Osman tarafından değişik vilâyet merkezlerine gönderilen nüshalar asırların geçmesiyle kayboldu. Günümüzde halen onlardan bir tanesi İstanbul Topkapı Müzesi'nde; bir diğer tam olmayan nüshası Taşkent'te bulunmaktadır. Çarlık Rus hükümeti onun faksimile ile reprodüksiyonunu (fotoğraf veya fotokopi ile tam kopyasını) yayınlamıştır.

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
2 Ağustos 2012       Mesaj #2
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
Vahyolunan âyetler peygamberimiz ve müslumanlar tarafından ezberlenirken diğer taraftan da peygamberimizin emriyle vahiy kâtipleri tarafından dayazılıyordu. Dört Halife (Ebû Bekir. Ömer, Osman ve Ali b.Ebî Talip). Zeyd b. Sabit, Ubeyy b. Ka'b, Halid b. Ebî Sufyan (Allah hepsinden razı olsun) peygamberimizin vahiy kâtibi olarak görevlendirdiği sahabîlerdir.
Vahiy kâtipleri Kur'an âyetlerini ince taşlar, kürek kemikleri, hurma dallan ve deriler üzerine yazıyorlardı. Çünkü henüz kağıt yoktu. Peygamberimiz, inen âyetlerin doğru yazılıp yazılmadığını kontrol etmek üzere âyetleri okuyor ve vahiy kâtiplerine okutuyordu. Böylece Kur'an-ı Kerim daha peygamberimiz zamanında yazılma ve ezeberlenme suretiyle korunmuştu.
Sponsorlu Bağlantılar
Hz. Ebû Bekir'in halifeliği zamanında Yemâme'de yetmiş kadar hafızın şehit edilmesi üzerine Halife, ashabtan vahiy kâtipliği yapmış olan Zeyd b. Sabit'in başkanlığında bir komisyon kurdu. Bu komisyon gerek vahiy kâtiplerinin yazdıklarına, gerekse Kur'an'ın inişi sırasında onu ezberlemiş bulunanların hafızalarına başvurarak büyük bir dikkat ve titizlikle Kur' an 'ı bir mushaf halinde toplayıp yazmıştır. Bu nüsha, asıl nüsha olarak halifenin yanında korunmuştur

Mushaf Nüshalarının Çoğaltılması
Hz. Osman'ın halifeliği sırasında fetihlerin genişlemesiyle bazı yerlerde okuyuş ayrılıkları ortaya çıkmaya başlamıştı. Bunun üzerine Halife, Hz. Ebû Bekir zamanında Kur'an'ın mushaf haline getirilmesi çalışmalarını büyük bir başarı ile sonuçlandırmış bulunan Zeyd b. Sabit (Allah ondan razı olsun)'in başkanlığında bir komisyon kurdu. Bu komisyon, Hz. Ebû Bekir zamanında yazılan ve peygamberin eşi Hz. Ömer'in kızı Hz. Hafsa'nın yanında bulunan asıl nüshayı alarak 7 nüsha kadar çoğaltmıştır. Halife, bu nüshaları muhtelif İslâm merkezlerine göndermiş ve böylece yanlış okuyuşların önü alınmıştır. O dönemde yazılmış olan bazı Kur'an-ı Kerim nüshaları, günümüze de ulaşmıştır.
İşte Kur'an-ı Kerim, peygamberimize vahyolunduğu gibi yazılmış, mushaf haline getirilmiş, pek çok müslüman tarafından ezberlenmiş ve günümüze kadar hiç bir değişikliğe uğramadan intikali sağlanmıştır.
"Doğrusu Kur 'an'ı Biz in-dirdik, O'nun koruyucusu da Biziz."
ilâhî va'di gerçekleşmiştir

Diyanet İslam İlmihali

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....

Benzer Konular

28 Kasım 2010 / tekask Kur'an-ı Kerim
12 Mart 2012 / Misafir Soru-Cevap
27 Mayıs 2014 / Ziyaretçi Cevaplanmış
16 Eylül 2008 / GÜLGECELER Kur'an-ı Kerim
6 Ocak 2012 / Misafir Cevaplanmış