Arama

Ermeni Terör Örgütleri

Güncelleme: 6 Ağustos 2012 Gösterim: 10.194 Cevap: 1
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
27 Ekim 2008       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Ermeni Terör Örgütleri

Sponsorlu Bağlantılar

ASALA
1975'te kurulan ASALA'nın (Ermenistan'ın Kurtuluşu İçin Ermeni Gizli Ordusu) liderliğini Agop AGOPİYAN olup, bu şahıs Mihran Mihrian, Vahram Vahramian, İran irmian takma adlarını kullanan Lübnan asıllı bir Ermeni'dir. Örgüt, Marksist-Leninist ideolojiye sahip, emperyalizm, faşizm ve siyonizme karşı mücadele verdiğini, bu amaçla hareket eden güçlerle işbirliği yapacağını ve bağımsız bir Ermenistan'ın kurulmasının yolunun yalnızca silahlı mücadeleden geçtiğini ileri sürmüştür. JCAG (Ermeni Katliamı Adalet Komandoları) ve ARA (Ermeni İhtilalci Komandoları) ise daha milliyetçi nitelikte örgütlerdir. JCAG'ında ASALA'ya alternatif olarak kurulduğu belirtilmektedir.
JCAG, ASALA'nın Hınçaklara yakın olmasından rahatsızlık duyan Taşnaklar tarafından kurulmuştur. Nitekim bunun üzerine Agopian, "Taşnak partisi kaybettiği mesafeyi kapatmak için bizi taklit ediyor" açıklamasını yapacaktır. ASALA ile JCAG arasındaki en büyük fark ise ASALA, Türkiye'nin güneydoğusunu Sovyet Ermenistan'ına bağlamayı amaç edinen Marksist yapısı nedeniyle Sovyetler Birliği'nin doğal müttefiki olarak kendini görmüştür. JCAG ise, Sevr anlaşmasında anlatımını bulan komünist olmayan bağımsız bir Ermenistan'ın kurulmasından yana olmaktadır. Dolayısıyla JCAG Sovyetlerden ziyade batılı ülkelere mesaj göndermekte ve Sevr'in yeniden canlandırılmasına yönelik destek aramaktadır. Eylemlerinde hedef doğrudan Türkiye'dir. Bağımsız bir Ermenistan kuruluncaya kadar da Türkiye'nin bütün kuruluş temsilciliklerine karşı sabotaj, öldürme gibi eylemleri sürdüreceğini belirtmiştir. Fakat bu iki örgüt bileşik kaplar misali birinin eylemleri azaldığında diğerinin eylemleri yükselmektedir. Monte MEKONİAN ise 1983'te yolunu ASALA'dan ayırarak ASALA-RM'i (ASALA ihtilalci hareketi) kurmuştur. ASALA ile ASALA-RM arasındaki fark ise Agopian'ın “Biz Türkiye'ye askeri ve ekonomik yardımda bulunan tüm diğer ülkeleri de düşmanımız addederiz” sözüne karşılık ASALA-RM stratejilerinin iki ana ilkesini şöyle açıklamaktadır: “Bize göre iki operasyon biçimi vardır. Birincisi, dünyanın her tarafındaki Ermenilerin seferberliği; ikincisi ise diğer bağımsızlık savaşı veren gruplarla özellikle Türkiye'deki Kürtlerle ittifak kurmak...Bizim ilk amacımız Türkiye'de saldırı düzenlemektir. Ancak kuvvetli Ermeni cemaatlerinin bulunduğu ülkeleri göz ardı edemeyiz”. Bu iki örgüt, karşılıklı suikastlarla önemli bir çatışma içerisine girmişlerdir. Ancak bütün bu örgütler 1985 'ten sonra etkinliklerini kaybetmişlerdir.
ASALA kurulduğu dönemde Habbaş'ın PHLP'sinden geniş ölçüde lojistik destek ve eğitim almıştır. Lübnan'da kurulan ASALA'nın FKÖ'den önemli ölçüde destek alması FKÖ'nün, Ermenileri, kendileri gibi kayıp vatan ve göçebe topluma sahip çıkmaları şeklinde algılamalarından kaynaklanmaktadır. Lübnan'daki otorite boşluğu, ASALA'nın yaşama geçmesi açısından önemlidir. George HABBAŞ'a bağlı Filistinli gerillaların, El Fetih ve Suriye askeri istihbarat denetimindeki El Saika gerillaları ile birlikte 1970’li yıllarda, Kırım'daki Sivastapol Rus Askeri Akademisinde eğitildikleri, teorik eğitimlerinin İse KGB ve Sovyet askeri istihbarat örgütü GRU tarafından FKÖ Moskova temsilcisi Hikmet Abu Zaid gözetiminde verildiği hatırlanıldığında, ASALA'ya kuruluşu aşamasında Moskova-Şam üzerinden HABBAŞ aracılığıyla verilen desteğin önemi daha iyi anlaşılır.
Nitekim Agopyan bir konuşmasında, "Ermenilerin birçoğu 1966'dan beri katıldıkları Filistinli Arapların mücadelesinden pek çok şey öğrendiler" demektedir. Aynı zamanda Filistin, bağımsız devlet olma hakkına kavuştuğunda, ASALA'nın da bunu bağımsız Ermenistan'a kavuşma yolunda uluslar arası platformlarda örnek olarak kullanacağını da belirtmiştir. Nitekim daha sonra da 1980’ler de aynı şeyi PKK ile özdeşleştirerek, Ermeni-Kürt federe devleti üzerinde anlaşma ve ortak deklarasyon yayımlanmasına gitmişlerdir.
ASALA Beyrut'ta Burç Mammut'ta üslenmiştir. Bu bölgedeki okullarda militan duygular ve Türk düşmanlığı aşılanmaktadır. Gerek Lübnan'daki gerekse Kıbrıs'taki Ermeni kiliseleri hem gözden uzak oldukları için kapalı kapılar ardında işler görebildikleri hem de Kudüs'te önemli bir desteğe sahip bulunmaktadırlar. Örneğin Surp Agop Ermeni Manastırı'na bağlı iki komite rahatlıkla faaliyette bulunmaktadırlar: Bunlar, Hınçaklara bağlı Ermeni Gençlik Birliği ile Taşnaklara bağlı Ermeni Atletizm Genel Birliği'dir. Özellikle 1970'lerin Lübnan'ındaki otorite boşluğu ASALA'nin yaşama geçmesinde önemli bir rol oynamıştır.
İsrail'in Lübnan'ı işgal etmesinin ardından ASALA, 1982 yılında FKÖ'nün örtüsü altında Beyrut'u terk etmiş ve faaliyetleri Kıbrıs Rum kesimine ve Yunanistan'a taşımıştır. Örgütün asıl gelişme süreci de bir bakıma K.Rum kesiminde olmuştur. Özellikle 1974'te Enosis'i gerçekleştirmelerine engel olan Türkiye'ye karşı besledikleri düşmanlığın bir ürünü olarak ASALA, Ermeniler kışkırtılarak yaratılmış ve beslenerek Türk diplomatları için birer vurucu güç haline getirilmişlerdir. Ancak ASALA'nın FKÖ ile olan ilişkisi aslında bu tarihten sonra kopmuştur. Çünkü FKÖ'nün Abu-Nidal önderliğinde fraksiyonlara ayrılması, FKÖ'nün ise Arafat öncülüğünde sorunu siyasi platforma taşımak istemesi bu kopuşun başlangıç noktasıdır. Özellikle ASALA'nın Abu-Nidal ve Habbaş'ın radikal gruplarıyla sıkı işbirliğine girmesi ılımlı Arafat kanadının, kendilerini dışlamasına neden olmuştur.
Ermenilerin giriştiği faaliyetlerin bir çoğu da Kıbrıs Rum kesiminde planlanıp, Atina'da geliştirilerek Avrupa'da uygulanmıştır. Yunanistan'daki eylemler öncesinde sergi, konser vb etkinliklerle hep bir hareketlilik gözlenmiştir. Özellikle PASOK önemli bir destek vermiştir. Diğer taraftan, Kıbrıs'taki eğitim kamplarında Kevork Zartaryan ve George Zartaryan önemli iki isimdir. Bunlardan oğul Zartaryan Beyrutta bulunmuştur. Rum kesiminde militanlara gerekli eğitim verildikten sonra militanlar Beyrut'a sevk edilmişlerdir. Özellikle ilginç bir nokta militanlar yetiştirildikten sonra genelde bir kez eylemlerde görev verilmiştir.
Ermeni terör örgütlerinin ana yapısı ASALA ve JCAG olmasına rağmen, çok sayıda başka adlar altında isimlerini duyurmaya gayret etmişlerdir. Bunun iki temel nedeni vardır:
1. Dünya kamuoyuna Ermeni davasına ne denli, ne kadar geniş bir biçimde sahip çıkıldığı mesajı verilerek sahip olunan desteğin boyutlarını olduğundan büyük göstermek;
2. Terör eylemlerini araştıran güvenlik güçlerinin kafalarını karıştırarak hedef şaşırtmaktır.
Ermeni terör örgütlerinin eylemleri sırasında adları duyulan örgütler şunlardı:
1. ASALA, 3 Ekim, 9 Haziran, Orly örgütü,
2. Fransa Eylül örgütü,
3. ARA,
4. JCAG,
5. Yeni Ermeni direniş örgütü,
6. ASALA-RM.
Özellikle Fransa'da barınma olanağı bulan ASALA, kendi adını kullanarak Fransız hedeflere yöneldiğinde, Fransa'dan göreceği tepkiyi tahmin ederek eylemlerini farklı örgüt isimleri altında gerçekleştirmiştir. Bu kadar çok örgüt isminin geçmesi de bir nevi ASALA'nın bu stratejik taktiğinden kaynaklanmaktadır. Böylelikle, birçok farklı Ermeni terör örgütlerinin varolduğunu ve bunların hepsinin üzerinde otoritesi olduğu imajını yaratarak, gücünü politik alanda artırma amacı taşımaktadır. Özellikle Fransa Eylül ve Orly örgütlerinin varlığı buradan kaynaklanmaktadır.

Asala’nın Örgüt Yapısı
Ermeni Terör Örgütlerinin Temel Örgütsel Yapıları; Ermeni terör Örgütlerinin örgütlenme yapıları şekilde görüldüğü üzere genel olarak birbirine benzemektedir. ASALA başta olmak üzere bu örgütler, istihbarat örgütlerine karşı gizliliğini en iyi koruyabilen bir örgüt yapısına sahiptir. Bu durum aslında bu örgütlerin kitlesel ve yığınsal eylemlere kalkışmasına da bir yerde engel olmuştur. Lider ve militanları hakkında açık ve net bilgiler tam olarak keşfedilememiştir. ASALA, merkez komiteye bağlı "komuta grupları" biçiminde örgütlenmiştir. Komuta grupları ise "siyasi ve askeri merkezler" (ya da propaganda birimleri ve terör grupları) olmak üzere iki ana bölüme ayrılmakta; siyasi merkezde çalışanlar "ülke ve bölge sorumluları" olarak görevlendirilmektedir. Bölgeler ise "komuta bölümlerine ayrılmıştır. Her bölümün lideri bölge sorumlusuna, bölge sorumluları da piramidin en üst noktasındaki ülke sorumlusuna bağlıdır. Ülke sorumlusu ise doğrudan merkez komitesine bağlı olarak çalışmaktadır. Siyasi merkezlerde çalışanların, ASALA'nın örgütsel yapılanması içinde askeri merkez ve askeri kanatla doğrudan ilişkisi bulunmamaktadır. Merkez komite kimi kez aynı ülkeye birbirinden habersiz ve aynı eylemler yapmak üzere birden fazla hücre sevk edebilmiştir. Siyasi merkez çoğu kez eylemler konusunda önceden bilgilendirilmemektedir. Ayrıca, terör birimleri içerisinde intihar timleri de bulunmaktadır.
Siyasi merkezler, propaganda çalışmalarında açık ve kapalı olmak üzere iki ayrı yol izlemişlerdir. Açık uygulamada yasal sınırlar içinde ne genellikle öğrenciler kullanılarak dergi, broşür, gazete yayınlama, toplantı ve konferanslar düzenleme şeklinde gerçekleştirilmiştir.
Siyasi merkezler, içinde bulundukları ülkelerin kendi ideolojilerine yakın başka örgütlerle açık ya da gizli işbirliğine gitmiştir. Diğer taraftan, bulundukları ülkelerde kamuoyu oluşturmaya yardımcı kişilerle ilişkiler kurmak da bir diğer stratejidir. Eğer vurucu timlerin bulunulan ülkede yeterli güvenli saklanma ve barınma olanakları yoksa, eylemden çok kısa bir süre önce ülkeye sızdırılmakta ve eylemden hemen sonra ülke dışına kaçırılmaktadır. Barınma olanağı olan yerlerde ise hücre elemanları eylemden sonra bir süre daha ülkede kalmakta, önder genellikle dışardan gelmekte, diğer hücre elemanları gereğinde yerinden de seçilmiştir.
ASALA'ya bağlı olarak çalışan ve tespit edilen hücrelerden bazıları şunlardır: Şehit Raffi Balian Komando Grubu, Kara 24 Nisan Komando Timi, Kourken Yanikian Komando Grubu, Yanikian ve Sasunian Komandoları, Avrupa'daki 21. Komando Grubu, Ermeni Adalet Komitesi, Antroning Paşa Komandoları, "Aleks Yenikomeshian Komando Grubu, Shahan Natali intihar Komando Timi, Şehit Agop Darakcian Komando Timi, Yeghia Keşişian intihar Komando Timi, 24 Eylül intihar Komando Timi.

Amaç
Kasım 1984'te bir Fransız dergisine açıklamalar yapan Aram Toranyan adlı bir Ermeni;”1965 de Ermeniler soykırımın 50. Yılını anmak için gösteriler düzenlediler. Müteakip on yıl boyunca bu barışçı kampanyaları yoğunlaştırdık. Solcu gazeteciler bile bize 'bir şeyler yapın da kendinizden söz ettirin' diyorlardı. Anladık ki kayıtsızlık ve suskunluk duvarını yıkmak için tek yol silaha başvurmaktı". Görüldüğü üzere silahlı mücadele ya da terör, 1915 tehcirinin intikamını almak ve "bedelini ödetmek" amacıyla bir çözüm yolu olarak algılanmaktadır.
Ermeni terör örgütlerinin öncelikle vurguladıkları ve amaçlarını öncülleyen "soykırım" İddiaları aslında, dünya kamuoyunu etkileyerek, onu bir devlete, bir millete ya da bir halka karşı harekete geçirmek bakımından önemli bir araçtır. Bu, suçlamanın niteliğinin en önemli yönünün "zaman aşımına uğramayan bir suç olmasından" kaynaklanır. Bu suçlamanın doğal sonucu ise suçun sanıklarının ne zaman ve nerede olursa olsun cezalandırılmaları gerektiği yönünde olacaktır. Ermeni teröristlerin gözünde de bu suç bütün Türk milletine yüklendiğinden, Türk devletinin temsilcileri ve hatta bütün Türk vatandaşlarının cezalandırılması gereklidir, şeklinde bir düşünceyi zorlamaktadır.
Ermeni terör örgütlerinin 1979 Paris, 1983 Lozan ve 1985 Sevr kongrelerinde alınan,
Bütün kongrelerde silahlı çatışma ön plana geçecek,
Ermeni terör örgütleri bir çatı, fikir ve bir bayrak altında toplanacak,
Toprak istek ve talepleri, doğrudan Türkiye'den yapılacaktır, şeklindeki ortak kararlarla kan dökmeye devam etmişlerdir.
ASALA'nın hedefleri sadece Türkiye değil, NATO, emperyalizm ve siyonizmdir. Nitekim, Marksist çizgide olduğunu gizleme gereği duymayan ASALA, 31 temmuz 1980 de Atina büyükelçiliğinde İdari Ateşe Galip ÖZMEN'in öldürülmesinden sonra yapılan açıklamada "bizim düşmanlarımız Türkiye'deki faşist rejim, onun uluslararası ilişkileri ve NATO'dur"denilmiştir. Anlaşılmaktadır ki, ASALA'nın gerçek hedefi yalnızca soykırımdan sorumlu tuttukları Türkiye değil, demokrasiyle hiçbir ilgisi olmayan ideolojik görüş oluşturmaktır. Oysaki, bu terör örgütlerinin en büyük destekçileri bir NATO üyesi olan ve Agopian'ın ifadesiyle "Emperyalist" olan Fransa ve Yunanistan’ dır.
Marksist-Leninist yapısını hiçbir zaman gizleme gereği duymayan ASALA, Sovyet Ermenistan'ını mücadelesinde kendileri için ikinci bir HANOİ olarak nitelendirmektedir.
ABD'de yayınlanan Armenian Weekly’in editörü Kevork Donabedian'a göre terörizmin bir amacı olmalıdır, diğer bir deyişle iş yaraması lazımdır. "Yahudilerin işine yaramıştır. Onların İsrail'i var" diyerek terörizmi meşrulaştırmaya yönelik bir mantık sergilemektedir. Bu mantığın gerisinde ise bir ırkın üstünlüğü veya ezilmişliği, özgürlüğü prensibine bağlı olarak gelişen etnik terör, terörist ideolojilerin en keskin biçimini oluşturmaktadır.
Dolayısıyla Ermeni terör örgütlerinin iddia ve iddialarından kaynaklanan isteklerin üç ana noktada toplandığı görülmektedir:
1. Ermenilere ait toprakların büyük bölümü Türkiye'nin işgali altındadır. Bu topraklar Ermenilere geri verilmelidir.
2. Türkler 1915-1923 yılları arasında organize ve sistematik bir soykırım uygulayarak 1.5 milyon Ermeni’yi öldürmüşlerdir. Türkiye'nin bu soykırım uygulamasını ve kurbanlarına karşı sorumluluğunu kabul ederek, Ermenistan'ın bağımsızlığını tanımalıdır.
3. Şu anda Türkiye'de yaşayan Ermeniler sosyal, kültürel ve siyasi açılardan baskı altındadır, bu baskılar sona erdirilmelidir.
Diğer bir deyişle, yurt içindeki Ermenilerin benliğinin korunması ve asimilasyonunun önlenmesi. Bu amacın uzun vadedeki hedefi ise, Türk halkı ile Ermeni cemaati arasındaki karşılıklı hoşgörüyü ve birlikte barış içinde yaşamayı sona erdirmektir. Ermenilerin kendilerine ait olduğunu ileri sürdükleri topraklar kendi deyimleriyle üç ülkenin Türkiye, İran ve Suriye'nin işgali altındadır. Ancak amaçlarının bu toprakları kurtarmak olduğunu ilan etmelerine rağmen saldırılarda tek hedef Türkiye olmuştur. Dünya genelinde Türk temsilciliklerinin fonksiyonlarının işlevsiz hale getirilmesi de yine bu örgütlerin, hedeflerine ulaşmalarında önemli bir araçtır. Aynı zamanda, Almanya ve İsrail arasında olduğu gibi, Türkiye'yi hayali bir Ermeni varlığına tazminat ödetmeye zorunlu kılmak da bir diğer amaçtır.
Ancak özellikle Orly saldırısıyla birlikte hedeflerini sivil kitlelere yönelttiğinde ve batılı insanlarında ölmesiyle, batı dünyası ve kamuoyunda tepki çekmeye başlamışlardır.

Eylem Türleri
Ermeni terör örgütleri eylem türü olarak FKÖ nün varlığını dünya kamuoyuna duyurduğu uçak kaçırma, elçilik işgali gibi eylemlere yönelmiş ancak bunu çok daha radikal bir biçimde Türk diplomatlarına yöneltmiştir. Ayrıca militanlarına uygulanan yasal işlemlere karşı bir intikam ve gözdağı amaçlı bombalama eylemlerinden de geri kalmamıştır. Eylemlerini genelde yurt dışında gerçekleştirmişlerdir. ASALA'nın Türk topraklarında bilinen iki eylemi vardır. Esenboğa havaalanı baskını ve kapalı çarşı bombalama eylemi. Bunun dışında eylemler Türkiye sınırları dışındadır ve ASALA'nın askeri hedef olarak ifade ettiği Türk konsolosluk ve elçilikleri hariç, hemen tümü çeşitli ülkelerdeki sivil kişi ve kuruluşlara yöneltmiştir. Eylemlerinde, PKK gibi yaygın ve rastgele terör estirmek yerine, daha çok kişi bazında (elçi, ateşe, Türk ticari işletme ve acentaları vs) özel olarak seçilmiş hedeflere yönelmişlerdir. 1973-1984 yılları arasında 28 kent ve 16 değişik ülkede toplam 128 suikast eylemi gerçekleştirilmiş olup, bu eylemlerde 31'i diplomat ve memur olmak üzere 42'si Türk ve 17'si yabancı olmak üzere 59 kişinin öldürülmesine neden olmuşlardır.
Ancak Orly suikastı devrimci birimler ve örgütler arasında derin görüş ayrılıkları yaratarak, bölünmeleri beraberinde getirmiştir. Böylece tek bir hedefe yönelik terörizmin ılımlı taraftarları ile çok yönlü terörizmden yana olan aşırı uçlar arasında amansız bir çatışma başlamıştır.
Teröristlerin hemen hiçbiri 1915 olaylarını yaşamamış genç kişiler olup, bunların Türkiye ile çok az ilişkileri vardır. Bunlar, özellikle nüfusunun %7'sini Ermenilerin oluşturduğu Lübnan'daki Ermeni topluluklarının üyeleridir. Eylemlerin asıl merkezi de Şam, Atina ve Lefkoşa olmuştur. Filistin, Libya ve Suriye'deki kamplar ise eğitim merkezleridir.

Gelir Kaynakları
Diğer terör örgütlerinde olduğu gibi Ermeni terör örgütleri de başta gasp, soygun ve özellikle uyuşturucu kaçakçılığı, silah ve altın kaçakçılığı, sahte para olmak üzere çeşitli gelir kaynaklarına sahiptirler. Ancak Agopian'ın yaptığı bir açıklama, Ermeni terör örgütlerinin gelir kaynakları hakkında önemli bir bilgi vermektedir. ABD, Fransa ve Lübnan başta olmak üzere yaşadıkları toplumlarda yetenek ve becerileriyle özellikle ticari faaliyetlerle oldukça varlıklı olan Ermeni cemaatlerinin bu tür bir desteği anlamlıdır.

Dış Bağlantılar
60 yıl sonra, Türkiye'nin Kıbrıs'a müdahalesi sonrasında Ermeni terörünün manşetlere yerleşmesi, Kıbrıs müdahalesi nedeniyle Türkiye'ye kızgın olan batı, silah ambargosu uygulayan ABD, Makarios'a destek veren üçüncü dünya ülkeleri, kırık gururu ile Elen fanatizminin batağındaki Yunanistan, yükselen Arap milliyetçiliği ve Lübnan'daki katolik ortamda yeşeren terörün ortasında yaşayan ve her türlü etkilemelere açık bir Ermeni toplumu, Hatay üzerindeki emelleriyle Suriye ve FKÖ'nün katalizörlüğü Ermeni terör örgütlerinin yurt dışı ilişkilerini açıklaması bakımından önemli durak noktalarıdır. Ermeni terör örgütleri özellikle Yunanistan, K.Rum Kesimi, Suriye ve Libya'dan doğrudan destek alırken; ABD, Fransa gibi batılı ülkelerden de göz yumma ve örgütlerin üzerine gitmeme şeklinde zımni bir destek almışlardır. Özellikle batının gözünde terörün Yahudilerle-Araplar ya da Türklerle-Ermeniler arasında bir savaş olarak algılanması, Ermeni terör örgütlerine karşı uzun süre kayıtsız kalmalarına neden olmuştur. Ancak ne zamanki Türkiye bu eylemlere seyirci kalmayıp, bu örgütlere cevap vermeye başlayınca, ASALA, Avrupa'daki ve Amerika'daki Türk olmayan hedeflere yönelip, yaygın ve rastgele eylemlere girişince, batılı devletler ASALA'ya karşı tavır almaya başlamıştır.
Suriye, topraklarında eğitim kamplarını Ermeni terör örgütlerine açtığı gibi, istihbarat örgütü "Muhaberat'ın ASALA'nın kurbanları hakkında bilgiler toplaması da önemli bir lojistik destek sağlamıştır.
Almanya'da yayımlanan EIR adlı bir dergi abonelerine gönderdiği bir acil başlıklı duyuruda "Beyrut'u 1982'de Filistin Kurtuluş Örgütü'nün örtüsü altında terk ettikten sonra ASALA militanları Yunanistan ve Kıbrıs'a sığındılar..." demiştir. K. Rum kesimi de 1982'den sonra Ermeni terör örgütleri için önemli bir üs olmuştur. ASALA militanları eylemlerini gerçekleştirdikten sonra, kendilerine verilen G. Kıbrıs pasaportlarını kullanarak "cyprus airlines" uçaklarıyla G. Kıbrıs'a giderek gizlenme olanağı bulmuşlardır.Daha önce de değinildiği üzere, Kevork Zartaryan isimli Ermeni 1970'ten itibaren militanları K.Rum kesiminde eğitmiştir. Kıbrıs Rum Demokratik Partisi 1977'de yayımladığı bir bildiride "...Kıbrıs Helenizmi, Ermeni mücadelesini hudutsuz biçimde destekleyecektir..." derken, Rum yönetimi başkanı Kipriyanu, Ermeni Patriği Kohen tarafından "Ermeni Davasına Hizmetleri"nden dolayı Kilikya Haçı nişanı ile ödüllendirilmiştir.
Fransa başta olmak üzere Avrupalı devletlerin desteği ise daha çok manevi nitelikte olmuş, bu örgütlerin adli ve güvenlik kovuşturmalarının savsaklanması boyutuyla belirmiştir. Örneğin 1981'de, Türkiye'nin Paris başkonsolosluğunu basarak bir süre işgal eden ve bir Türk güvenlik görevlisini öldüren ASALA militanlarına, yargılandıkları Fransız Mahkemesi Başkanınca "terörist" olarak hitap edilmesinin yasaklandığı ve duruşmaya giren Türk tarafı avukatlarının bu konuda uyarıldığı dikkate alındığında Fransız polisinin Agopian'a yönelik tutumu daha anlaşılır hale gelmektedir. Hatta, Agopian'ın her dışarı çıkışında iki sivil polis, Agopian'a eşlik etmiştir.

ERMENİ SORUNU KRONOLOJİSİ
MÖ. 516 Pers Hükümdarı Dara’nın Aras Bölgesini işgali
MÖ. 351 Ermenilerin bulundukları bölgelerin Makedonya Kralı İskender tarafından işgali
MÖ. 190 Ermenice’nin resmi dil olarak kabulü
MÖ. 150 Partlı Arsas (Arşak)’ın Ermenilerin başına geçerek Arşaguni Sülalesini kurması
MÖ. 64 Romalıların Arşaguni Sülalesine son vermesi
226 Ermenilerin bulundukları bölgelerin Perslerin eline geçmesi
301 Ermenilerin Hıristiyanlığı kabulleri
403 Ermeni alfabesinin kabulü
413 İncil’in Ermenice’ye tercümesi
430 Ermenilerin mezhep ihtilafları
433 Ermenilerin bulundukları yerlerin Bizanslılarca işgali
451 Ermenilerin Sasanilere karşı isyanı
484 Sesanilerin Ermenilere bazı imtiyazlar vermeleri
527 Ermenilerin Roma ve Bizans Kiliselerinden Uzaklaşmaları
639-640 Ermenilerin bulundukları yerlerin Araplar tarafından fethi
850 Ermenilerin Araplara karşı isyanı
961 Ani Ermeni Baronluğunun kurulması
1014 Türklerle Ermenilerin karşı karşıya gelmeleri
1022 Ermeni topraklarının İmparator II. Basileios tarafından Bizans topraklarına katılması üzerine 40 bin Ermeni Anadolu'ya sürgün edildi.
1046 Ermeni hanedanları Bizans İmparatoru IX. Konstantin tarafından katledilerek yok edildi.
1054 Sultan Tuğrul Bey döneminde Selçuklulara bağlanan Ermenilere özerklik verildi.
1098 Ermeniler Haçlılarla işbirliği yaptılar.
1461 Fatih Sultan Mehmed, Bursa'daki Ermeni Piskoposu Hovakim'i (Ovakim) İstanbul'a getirterek kendisine Patrik unvanını verdi ve Ermenilere birçok haklar tanıdı.
1567 Türk matbaasının kurulmasından 160 yıl kadar önce Venedik'te matbaacılık eğitimi görmüş olan Sivaslı Apkar adındaki bir papaza İstanbul'da bir Ermeni matbaası açması için izin verildi.
1790 İlk resmi Ermeni Okulu, Amira Miricanyan ve Şnork Mığırdıç tarafından Kumkapı Fıçıcı Sokak'ta kuruldu.
1823 Artin Bezciyan adlı Ermeni, Kumkapı'da Bezciyan Okulu'nu kurdu.
1824 Patrik Karabet, Ermenice gramer okutan Kumkapı Okulu'nu Patrikhane'nin himayesine aldı.
1853 (22 Ekim) Ermeni Maarif Komisyonu kuruldu.
1876 Kurulan Mecliste Ermeni milletvekilleri de katıldı.
1877 (7 Aralık) Ermeni Milli Meclisi, Ermeni halkının askere yazılarak savaşa katılma kararını aldı.
1878 (13 Nisan) İstanbul Ermeni Patriği Nerses, İngiltere Dışişleri Bakanı Salisbury'ye gönderdiği muhtırada, Türklerle beraber yaşayamayacaklarını bildirdi.
(13 Temmuz) Berlin Anlaşması imzalandı. Bu anlaşmaya, Osmanlı Ermenileriyle ilgili 61. madde eklendi.
(3 Ağustos) İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Salisbury, İstanbul Büyükelçisi Layard'a gönderdiği talimatta, Osmanlı Hükümeti'nin Doğu'da reformlara başlaması gerektiğini bildirdi.
1890 (20 Haziran) Erzurum İsyanı
(Temmuz) Kumkapı Nümayişi
Birinci Sason İsyanı
1892 - 1893 Merzifon, Kayseri, Yozgat isyanları
1895 (30 Eylül) Babıâli olayı
Kasım ayında, Ermenilerin Maraş'ta isyan teşebbüsü
1896 30 Ekim İstanbul'da Ermeni eylemi
(1 Haziran) I. Van isyanı
(26 Ağustos) Osmanlı Bankası Olayı
1902 Ermeni dilcilerden H. Acaryan, "Ermeni Dili'ne Türk Dili'nin Tesiri ve Ermenilerin Türkçe'den Aldıkları Sözler" adında bir eser yazdı.
1904 İkinci Sason isyanı
1905 (21 Temmuz) Yıldız Camii'nde, Osmanlı Padişahı II. Abdülhamid'e suikast teşebbüsü.
1908 Ermenilerin Jamanak adlı gazetesi yayın hayatına başladı.
İkinci Meclis açıldı ve Ermeni komitecilerden bazıları Millet Meclisi'ne girdi.
1909 (14 Nisan) Adana'da Ermeni isyanı
1915 (15 Nisan) II. Van İsyanı
(24 Nisan) Osmanlı Devleti aleyhinde faaliyette bulunan Ermeni komiteleri kapatıldı. Bu komitelerin idarecilerinden 2345 kişi tutuklandı.
(3 Mayıs) Ermeniler Van'da büyük bir katliama giriştiler.
(27 Mayıs) Yer Değiştirme (Tehcir) Kanunu çıkarıldı.
1918 (1 Şubat) Ermeni komitacı Arşak, Bayburt'ta katliam yaptı.
(25 Nisan) Ermeni komitacılar, Kars'ın doğusundaki Subatan köyünde 750 Müslüman'ı katletti.
(1 Mayıs) Ermeni komitacılar, Kars'ta, aralarında çocukların da bulunduğu 60 Müslüman'ı katletti.
1919 (20 Kasım) Osmanlı bürokrasisinde üst düzeyde görev yapan Bogos Nubar Paşa ve Şerif Paşa, Ermeni-Kürt bağımsızlık belgesini imzaladılar.
1920 (12 Ocak) 450 kişilik Ermeni süvari birliği, Antep'in Arapdar köyünde Müslümanlar'a işkence yaptı.
(2 Aralık) Gümrü Anlaşması imzalandı.
1921 (15 Mart) Talat Paşa, Berlin'de Ermeniler tarafından katledildi.
(6 Aralık) Sait Halim Paşa'yı Ermeniler Roma'da katletti
(16 Mart) Moskova Anlaşması imzalandı.
(18 Mart) Ermeni Misak Torlakyan, Azerbaycan İçişleri Bakanı Cevanşir Han'ı, Tepebaşı'ndaki Pera Palas Oteli önünde öldürdü.
(13 Ekim) Kars Anlaşması imzalandı.
1922 (22 Temmuz) Cemal Paşa, Tiflis'te Ermeniler tarafından katledildi.
1923 Ermeni asıllı Münib Boya, Van milletvekili olarak meclise girdi.
(24 Temmuz) Lozan Anlaşması imzalandı.
1934 Franz Werfel'in, "Musa Dağ'da Kırk Gün" adlı romanı, ABD'de İngilizce yayımlandı.
1935 (15 Aralık) Pangaltı Ermeni Kilisesi'nde toplanan bir grup Ermeni, Franz Werfel'in, "Musa Dağ'da Kırk Gün" adlı eserini "Türk milleti hakkında iftiralarla dolu olduğu" gerekçesiyle yaktı.
1936 Franz Werfel'in, "Musa Dağ'da Kırk Gün" adlı eserinin Fransa'da yayımlanması, Türk basınının tepkisini çekti.
1937 Cevat Rıfat Atilhan, "Musa Dağı" adında kitap yazarak, Franz Werfel'in eserinin gerçekleri yansıtmadığını bildirdi.
Werfel'in, "Musa Dağ'da Kırk Gün" adlı eserinin filme alınmasının engellenmesi, ABD Dışişleri Bakanlığı nezdinde gündeme geldi.
1943 Ermeni asıllı Berç Türker Keresteci, Afyonkarahisar milletvekili oldu.
1957 Mığırdıç Şellefyan, 27 Ekim seçimlerinde, Demokrat Parti listesinden İstanbul milletvekili seçildi.
1964 (24 Aralık) Kıbrıs Dışişleri Bakanı Kipriyanu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde "Ermeni Meselesini" ortaya atarak Türkiye aleyhine karar çıkarmaya çalıştı.
1965 (24 Nisan) Brezilya'nın Sao Paulo kentinde, Ermeniler tarafından Türkiye aleyhine gösteri düzenlendi.
1969 (24 Nisan) Londra'da, Türk Elçiliği önünde Ermeniler tarafından gösteri yürüyüşü tertip edildi.
1973 (27 Ocak) Türkiye'nin Los Angeles Başkonsolosu Mehmet Baydar ve yardımcısı Bahadır Demir, Mığırdıç Yanıkyan adlı Ermeni tarafından katledildi.
1975 (20 Ocak) ASALA (Gizli Ermeni Kurtuluş Ordusu) örgütü kuruldu.
(22 Ekim) Viyana'da, Büyükelçi Daniş Tunalıgil katledildi.
(24 Ekim) Paris'te, Büyükelçi İsmail Erez ile polis Talip Yener katledildi.
1976 (16 Şubat) Beyrut Büyükelçiliği Birinci Kâtibi Oktay Cerit katledildi.
(28 Mayıs) Zürih Çalışma Ateşeliği Bürosu bombalandı. Saldırının faili olduğu anlaşılan Noubar Soufoyan adlı bir Ermeni yakalandı, yargılandı ve suçu sabit görülerek 15 ay hapis cezasına çarptırıldı.
1977 (29 Mayıs) İstanbul Yeşilköy Havaalanı'na ve Sirkeci garına patlayıcı madde atıldı, saldırıda 4 kişi öldü ve 31 kişi yaralandı. Saldırıları "Aşırı Ermeni Hareketleri Örgütü" üstlendi.
(9 Haziran) Vatikan Büyükelçisi Taha Carım katledildi.
1978 (3 Ocak) Brüksel Büyükelçiliği'ne patlayıcı madde atıldı. Saldırıyı "Ermeni Yeni Direniş Örgütü" üstlendi.
(3 Ocak) Londra'daki Türk bankasına patlayıcı madde atıldı. Saldırıyı "Ermeni Yeni Direniş Örgütü" üstlendi.
(2 Haziran) Madrit'te, Büyükelçi Zeki Kunaralp'ın eşi Necla Kunaralp ve emekli Büyükelçi Beşir Balcıoğlu katledildi.
(8 Temmuz) Paris Büyükelçiliği Çalışma Ataşeliği ve Türkiye Turizm Bürosuna patlayıcı maddeler atıldı. Saldırıyı "Ermeni Soykırım Adalet Komandoları" üstlendi.
(6 Aralık) Cenevre Başkonsolosluğu'na patlayıcı madde atıldı. Saldırıyı "Ermeni Yeni Direniş Örgütü" üstlendi.
(17 Aralık) THY Cenevre Bürosuna patlayıcı madde atıldı. Saldırıyı "Ermeni Gizli Kurtuluş Örgütü (ASALA)" üstlendi.
1979 (15 Nisan) Yunan Hükümeti, Atina'nın Nea Simirna meydanında "'Ermeni İntikam Anıtı' nın dikilmesine izin verdi.
(22 Ağustos) Cenevre Başkonsolosluğu'nda Konsolos Yardımcısı Niyazi Adalı'ya karşı suikast düzenlendi. Saldırıda 3 kişi yaralandı. Saldırıyı ASALA üstlendi.
(27 Ağustos) THY Frankfurt Bürosuna patlayıcı madde atıldı. Saldırıyı ASALA üstlendi.
(4 Ekim) THY Kopenhag Bürosuna patlayıcı madde atıldı. Saldırıyı ASALA üstlendi.
(12 Ekim) Lahey'de, Amsterdam Büyükelçisi Özdemir Benler'in oğlu Ahmet Benler katledildi.
(22 Aralık) Paris'te Turizm Müşaviri Yılmaz Çopan katledildi.
1980 (10 Ocak) ASALA, THY Tahran Bürosuna bombalı saldırıda bulundu.
(6 Şubat) Büyükelçi Doğan Türkmen, Bern'de saldırı sonucu yaralandı.
(10 Mart) Ermeni teröristler THY'nın Roma Bürosunu bombaladılar. Saldırıda 2 İtalyan hayatını kaybetti, 14 İtalyan da yaralandı.
(8 Nisan) ASALA, Sayda toplantısında, Kürtlerle Ermeniler arasında benzerlik olduğunu iddia ederek Kürtleri kan kardeşi olarak ilân etti.
(17 Nisan) Vatikan Büyükelçisi Vecdi Türel silahlı saldırıya uğradı. Koruma görevlisi Tahsin Güvenç yaralandı.
(19 Nisan) ASALA, Marsilya Türk Konsolosluğu'na roketatarlı saldırı düzenledi.
(31 Temmuz) Atina İdari Ateşemiz Galip Özmen ve kızı Neslihan Özmen acımasızca katledildi.
(5 Ağustos) Lyon'da, Ermeniler tarafından konsolosluğun basılması sonucu Kadir Atılgan, Ramazan Sefer, Kavas Bozdağ ve Hüseyin Toprak adlı vatandaşlar yaralandı.
(26 Eylül) Paris'te, Basın Ataşemiz Selçuk Bakkalbaşı silahlı saldırıya uğradı ve ağır yaralandı.
(10 Kasım) ASALA örgütü, Strasburg Türk Konsolosluğu'na bir saldırı düzenledi.
(17 Aralık) Sidney Başkonsolosu Şarık Arıkyan ile koruma polisi Engin Sever katledildi.
1981 (13 Ocak) Paris Büyükelçiliği Maliye Müşaviri Ahmet Erbeyli'nin arabasına bomba konuldu; Erbeyli ölümden döndü.
(4 Mart) Paris'te Çalışma Müşaviri Reşat Moralı ile din görevlisi Tecelli Arı şehit edildi.
(3 Nisan) Kopenhag'da, Çalışma Müşaviri Cavit Demir, evine giderken Ermeni teröristlerce kurşunlandı ve ağır şekilde yaralandı.
(9 Haziran) Cenevre'de, sözleşmeli sekreter olarak görev yapan Mehmet S. Yergüz katledildi. Olayı ASALA üstlendi.
(24 Eylül) Paris Başkonsolosluğu'nu basan Ermeniler, güvenlik görevlisi Cemal Özen'i acımasızca katlettiler.
(3 Ekim) Roma Büyükelçiliği 2. Katibi Gökberk Ergenekon, Ermeni teröristlerin silahlı saldırısına uğradı ve ağır yaralanarak saldırıdan kurtuldu.
(27 Kasım) Avrupa'da bulunan "Ermeni Öğrenciler Birliği" ile "'Kürt Öğrenci Derneği", Londra'da ortak bildiri yayınladılar.
1982 (28 Ocak) Los Angeles'da, Başkonsolos Kemal Arıkan, Harry Sasunyan ve Kirkor Saliba tarafından katledildi.
(8 Nisan) Ottowa Büyükelçiliği Ticari Müşaviri Kemalettin Kâni Güngör silahlı saldırı sonucu yaralandı.
(5 Mayıs) ABD'nin Boston Bölgesi Fahri Konsolosu Okan Gündüz katledildi.
(7 Haziran) Lizbon Büyükelçiliği İdari Ataşesi Erkut Akbay katledildi. Bu arada, Ottowa Büyükelçiliği Askeri Ataşesi Atilla Altıkat, Bulgaristan Burgaz Başkonsolosluğu İdari Ataşesi Bora Süelkan ve Lizbon Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Yurtsev Mıhçıoğlu'nun eşi Cahide Mıhçıoğlu da silahlı saldırıya uğradılar. Türkiye'nin Kanada Büyükelçiliği görevinde bulunan Coşkun Kırca da, silahlı saldırıya uğradı.
(7 Ağustos) 3 Ermeni terörist, Ankara Esenboğa Havalanına silahlı, bombalı saldırı düzenlediler ve katliam yaptılar. Otomatik silahlarla ve bombalarla orada bulunanlara saldıran teröristler, 3'ü emniyet görevlisi olan toplam 9 kişiyi öldürdüler ve 78 kişiyi yaraladılar. Levon Ekmekçiyan isimli terörist yakalandı.
(10 Ağustos) Artin Penik adlı Ermeni, Esenboğa katliamından duyduğu üzüntüyü dile getirerek, kendini yakmak suretiyle Ermeni terörünü lânetledi.
1983 (29 Ocak) Levon Ekmekçiyan, 1982 yılı Esenboğa baskını nedeniyle Ankara'da idam edildi.
Harut Levonyan ve Rafi Elbekyan adlı iki Ermeni militan tarafından Türkiye'nin Yugoslavya Büyükelçisi'ne düzenlenen suikast sırasında, yoldan geçen bir Belgrad'lı öldü.
(15 Temmuz) ASALA mensubu teröristler, Paris Orly Havalimanı THY Bürosuna bombalı saldırı düzenledi. Olayda, 4'ü Fransız, 2'si Türk, 1'i ABD'li ve 1'i İsveç'li olmak üzere toplam 8 kişi hayatını kaybetti. 60 kişi de yaralandı.
(27 Temmuz) Türkiye'nin Lizbon Büyükelçiliği'ni basan 5 Ermeni ölü olarak ele geçirildi.
1985 (12 Mart) Ottowa Büyükelçiliği, silahlı, bombalı 3 Ermeni terörist tarafından basıldı. Kanada'lı koruma görevlilerinden biri vurulup öldürüldü. Büyükelçi Coşkun Kırca yaralı olarak kurtuldu.
1991 (21 Ocak) Ermeniler, Hacılar kentine bombalı saldırı düzenledi. Saldırıda 3 Sovyet askeri ile 2 Azeri öldü. Ermeniler ayrıca, Azerbaycan'ın Sesi gazetesi muhabiri Savâtin Askerova'yı katletti.
(13 Nisan) Karabağ'da, Ermeniler ile Azeriler arasında çatışmalar çıktı. Azeri köyleri Ermeniler tarafından top ateşine tutuldu.
(23 Nisan) Suşa kasabasına bağlı Azeri köyleri, Ermeni köylerinden açılan top ve makineli tüfek ateşine maruz kaldı. Olayda 3 Azeri öldü, 3 ev yıkıldı, 3 ev de oturulamaz hale geldi.
(26 Nisan) Karabağ bölgesinde 4 Azeri güvenlik görevlisi öldürüldü. Olayı "Karabağ Savaşçıları" adlı Ermeni örgütü üstlendi.
(23 Eylül) Ermenistan bağımsızlığını ilan etti. (26 Aralık) Sovyetler Birliği dağıldı. 23 Eylül'de bağımsızlığını ilan eden Ermenistan fiilen ve hukuken bağımsız oldu.
1996 Levon Ter-Petrosyan, ikinci defa Ermenistan Devlet Başkanı seçildi.
1997 (20 Mart) Taşnaksutyun örgütü liderlerinden Robert Koçaryan, Ermenistan Başbakanı oldu.
(20 Aralık) Ermeniler, Surp Agop Hastanesi'nin 160. yıldönümünü yılbaşı şöleniyle birlikte kutladılar.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, 1997 Sedat Simavi Ödülü'nü gazetecilik dalında Garbis Özatay'a verdi.
1998 Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Jamanak gazetesinin 90. kuruluş yıldönümü vesilesiyle, gazetenin editörü Ara Koçunyan'ı Cumhurbaşkanlığı köşkünde kabul etti.
(Şubat) Ermenistan Devlet Başkanı Levon Ter-Petrosyan istifa etti. Böylece Robert Koçaryan'a liderlik yolu açıldı. Petrosyan, Karabağ'da barış istediği için aşırı milliyetçilerin tepkisini çekmişti.
(Şubat) Petrosyan'ın istifasını değerlendiren Azerbaycan Halk Cephesi Başkanı Elçibey, Koçaryan'ın geçmişte Rusları arkasına alarak Karabağ'da Azerbaycan'a karşı ayaklandığını bildirdi.
(30 Mart) Koçaryan, Ermenistan Devlet Başkanlığı'na seçildi.
(Temmuz) Bölücü örgüt PKK'nın başı Abdullah Öcalan, Ermenistan yönetiminden, örgüte özel köy tahsis edilmesini istedi.
(14 Ekim) Mesrob Mutafyan, Türkiye Ermenileri 84. Patriği seçildi.


ERMENİ TERÖRÜ ŞEHİTLERİMİZ

4511dy5

Türklere yönelik, başta ASALA olmak üzere Ermeni terör örgütlerinin saldırıları, 1973 yılında başladı ve aralarında diplomatlar, güvenlik görevlileri ve işadamlarının da bulunduğu 41 Türk vatandaşı katledildi.
(Esenboğa olayında 6 Türk ve 2 yabancı, Orly olayında 2 Türk ve 6 yabancı, İstanbul Kapalıçarşı olayında 2 Türk ve diplomatlara yönelik saldırılar sırasında da (1978 Madrit ve 1983 Belgrad) 2 yabancı Ermeni terörünün kurbanı oldu.)
Türklere yönelik saldırılar, 1984 yılı sonunda kesildi.

27 Ocak 1973 - Los Angeles (ABD) Mehmet Baydar - Bahadır Demir
Türk vatandaşlarına yönelik ermeni saldırıları, 1973 yılında başladı. Türkiye'nin Los Angeles Başkonsolosu Mehmet BAYDAR ve Konsolos Bahadır DEMİR, 78 yaşındaki Amerikan uyruklu ermeni Gurgen (Karakin) Yanikiyan tarafından şehit edildi.
Elinde bulunan Abdülhamit'e ait bir tabloyu Türkiye'ye armağan etmek istediğini bildirerek, Baydar ve Demir'i Santa Barbara'daki Baltimore Oteline davet eden Yanikiyan, iki diplomatı otelde silahla üzerlerine ateş açarak öldürdü. Cinayetten sonra tutuklanan ve müebbet hapis cezasına çarptırılan Yanikiyan, 31 Aralık 1984 tarihinde af ile serbest bırakıldı. Yanikiyan, serbest kaldıktan kısa bir süre sonra öldü.
Türk diplomatlara karşı ilk saldırı olarak nitelenen bu olay, daha sonra bir cinayetler zincirini başlattı ve örgütlü Ermeni terörüne örnek oluşturdu.

22 Ekim 1975 - Viyana (Avusturya) Daniş Tunalıgil
Türkiye'nin Viyana Büyükelçisi Daniş TUNALIGİL, büyükelçiliği basan 3 terörist tarafından şehit edildi.
20 Şubat 1975'de Beyrut'taki THY bürosu bombalandı. Olayı, Gizli Ermeni Ordusu Esir Yanikiyan Gurubu üstlendi. Olay yerine bırakılan mektupta, "Ermenilerin haklı davasında emperyalistlere karşı mücadele edileceği, eylemlerin Türkiye, İran ve ABD'yi hedef alacağı, bu bombalama eyleminin de bir başlangıç olduğu" bildirildi.
22 Ekim 1975 tarihinde, otomatik silahlı 3 kişi, Türkiye'nin Viyana Büyükelçiliği'ne girerek kapıdakileri etkisiz hale getirdikten sonra Büyükelçi'nin makam odasına girdiler. Burada Daniş Tunalıgil'e Türkçe, "Siz Sefir misiniz?" diye soran ve "Evet" yanıtını alan saldırganlar, Tunalıgil'i otomatik silahlarla taradılar. Tunalıgil, olay yerinde can verdi. 3 terörist, hızla binayı terkederek, bir otomobille uzaklaştılar.

24 Ekim 1975 - Paris (Fransa) İsmail Erez - Talip Yener
Türkiye'nin Paris Büyükelçisi İsmail EREZ ve makam şoförü Talip YENER, büyükelçilik yakınlarında katledildi. Büyükelçi Erez'in makam aracı, yerel saatle 13.30 sıralarında Büyükelçilik yakınındaki Seine Nehri üzerindeki Bir Hakeim Köprüsü'nde pusuya düşürüldü. İsmail Erez ve makam şoförü Talip Yener, otomatik silahlarla taranarak öldürüldü. Saldırıyı "Ermeni Soykırımı Adalet Komandoları" adlı örgüt üstlendi.

16 Şubat 1976 - Beyrut (Lübnan) Oktar Cirit
Türkiye'nin Beyrut Büyükelçiliği Başkatibi Oktar CİRİT, bir salonda otururken, Ermeni terörizminin kurbanı oldu. Saldırıyı ASALA üstlendi. ASALA ilk kez bu cinayetle adını ortaya attı.

9 Haziran 1977 - Roma (İtalya) Taha Carım
Türkiye'nin Vatikan Büyükelçisi Taha CARIM, büyükelçilik ikametgahının önünde iki teröristin açtığı ateş sonucu öldü. Saldırıyı bu kez "Ermeni Soykırımı Adalet Komandoları" adlı örgüt üstlendi.

2 Haziran 1978 - Madrit (İspanya) Necla Kuneralp - Beşir Balcıoğlu
Türkiye'nin Madrit Büyükelçisi Zeki KUNERALP'in makam aracına 3 terörist tarafından ateş açıldı. Arabada bulunan büyükelçinin eşi Necla KUNERALP ile emekli büyükelçi Beşir BALCIOĞLU, hayatlarını kaybettiler. Saldırıyı "Ermeni Soykırımı Adalet Komandoları" adlı örgüt üstlendi. Bu olayda, ilk kez bir yabancı da Ermeni teröristlerin Türklere yönelik saldırısı sırasında öldü. Makam Şoförü İspanyol Atonyo TORRES, teröristlerin kurşunlarına hedef oldu.

12 Ekim 1979 - Lahey (Hollanda) Ahmet Benler
Hollanda'daki Türkiye Büyükelçisi Özdemir BENLER'in oğlu Ahmet BENLER, silahlı saldırı sonucu öldürüldü. Olayı bu kez hem "Ermeni Soykırımı Adalet Komandoları" hem de ASALA ayrı ayrı üstlendi.

22 Aralık 1979 - Paris (Fransa) Yılmaz Çolpan
Türkiye'nin Paris Turizm Müşaviri Yılmaz ÇOLPAN, bir teröristin saldırısı sonucu katledildi. Bu olay, Ermeni terörizminin Paris'teki ikinci saldırısı oldu. Olaydan sonra haber ajanslarına telefon eden bir kişi, Roma, Madrit ve Paris'teki eylemlerden "Ermeni Soykırımı Adalet Komandoları" adlı örgütün sorumlu olduğunu bildirerek, "Türk Hükümeti Ermenilere hak tanımadığı için Avrupa'daki Türk diplomatlarını öldürüyoruz" dedi.

31 Temmuz 1980 - Atina (Yunanistan) Galip Özmen - Neslihan Özmen
Türkiye'nin Atina Büyükelçiliği İdari Ataşesi Galip ÖZMEN ile 14 yaşındaki kızı Neslihan ÖZMEN, bir teröristin silahlı saldırısı sonucu katledildiler. Galip Özmen'in eşi Sevil ÖZMEN ve oğulları Kaan ÖZMEN olaydan yaralı olarak kurtuldular. Saldırıyı bu kez ASALA üstlendi.

17 Aralık 1980 - Sidney (Avustralya) Şarık Arıyak - Engin Sever
Türkiye'nin Avustralya Başkonsolosu Şarık ARIYAK ile koruma görevlisi Engin SEVER, Ermeni terörizminin kurbanı oldular.

1980 yılında ayrıca;
- 6 Şubat'ta Türkiye'nin İsviçre Büyükelçisi Doğan Türkmen, Bern'de uğradığı saldırıdan yara almadan kurtuldu.
- 17 Nisan'da Türkiye'nin Vatikan Büyükelçisi Vecdi Türel'in makam aracına ateş açıldı. Türel ve koruma görevlisi Tahsin Güvenç saldırıdan yaralı olarak kurtuldular.
- 26 Eylül'de Türkiye'nin Paris Büyükelçiliği Basın Danışmanı Selçuk BAKKALBAŞI, uğradığı silahlı saldırıda yaralandı.

4 Mart 1981 - Paris (Fransa) Reşat Moralı - Tecelli Arı
Türkiye'nin Paris Büyükelçiliği Çalışma Ataşesi Reşat MORALI ile din görevlisi Tecelli ARI, Çalışma Ataşeliği'nden çıkıp arabaya binecekleri sırada 2 teröristin saldırısına uğradılar. Moralı saldırı sırasında hayatını kaybederken, din görevlisi Arı, ağır yaralı olarak kaldırıldığı hastanede öldü. Saldırıyı ASALA üstlendi. Bu olay ile Ermeni terörizminin, Paris'teki üçüncü katliamı oldu. Türkiye, Türk diplomatlarını etkin bir şekilde korumadığı için Fransa'ya protesto notası verdi.

9 Haziran 1981 - Cenevre (İsviçre) M. Savaş Yergüz
Türkiye'nin Cenevre Başkonsolosluğu Sözleşmeli Sekreteri Mehmet Savaş YERGÜZ, evine gitmek üzere konsolosluktan ayrıldıktan hemen sonra uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybetti. Saldırıyı ASALA üstlendi. Olaydan sonra yakalanan Lübnan uyruklu Ermeni terörist Mardiros Camgozyan, 15 yıl ağır hapis cezasına çarptırıldı.

24 Eylül 1981 - Paris (Fransa) Cemal Özen
Türkiye'nin Paris Başkonsolosluğu ile Kültür Ataşeliği'nin bulunduğu binayı işgal eden 4 ermeni terörist, 56 Türk görevli ve vatandaşı rehin aldı. Teröristler, kendilerine müdahale etmek isteyen güvenlik görevlisi Cemal ÖZEN'i öldürdüler, Başkonsolos Kaya İNAL'ı yaraladılar. Ermeni teröristler, Türkiye'de siyasi tutuklu 12 kişinin salınarak Paris'e getirilmesini istediler. İsteklerinin kabul edilmeyeceğini anlayan teröristler 15 saat sonra polise teslim oldular. Türkiye, Fransa'yı bir kez daha uyarırken, Fransa da saldırıyı kınadı. Olayı ASALA üstlendi. Saldırıyı gerçekleştiren 4 ermeni terörist, Vasken Sakosesliyan, Kevork Abraham Gözliyan, Aram Avedis Basmaciyan ve Agop Abraham Turfanyan, 31 Ocak 1984'de Fransa'da 7'şer yıl hapis cezasına çarptırıldılar. Mahkemenin sonucu Türkiye'de büyük tepkiyle karşılandı.

1981 yılında ayrıca;
- 2 Nisan'da Türkiye'nin Kopenhag Çalışma Ataşesi Cavit Demir, oturduğu apartmanın asansöründe uğradığı silahlı saldırıdan yaralı olarak kurtuldu.
- 25 Ekim'de Türkiye'nin Roma Büyükelçiliği İkinci Katibi Gökberk Ergenekon, yolda yürürken saldırıya uğradı. Ergenekon, olaydan hafif yaralarla kurtuldu.

28 Ocak 1982 - Los Angeles (ABD) Kemal Arıkan
Türkiye'nin Los Angeles Başkonsolosu Kemal ARIKAN öldürüldü. Arıkan'ın katili Taşnak militanı Hampig Sasunyan, müebbet hapis cezasına çarptırıldı.

5 Mayıs 1982 - Boston (ABD) Orhan Gündüz
Türkiye'nin Boston Fahri Başkonsolosu Orhan GÜNDÜZ, uğradığı silahlı saldırıda öldü.

7 Haziran - Lizbon (Portekiz) Erkut Akbay - Nadide Akbay
Türkiye'nin Lizbon Büyükelçiliği İdari Ataşesi Erkut AKBAY otomobilinde uğradığı silahlı saldırıda öldü. Otomobilde bulunan eşi Nadide AKBAY, yaralı olarak kaldırıldığı hastanede bir süre sonra yaşamını yitirdi.

27 Ağustos 1982 - Ottawa (Kanada) Atilla Altıkat
Türkiye'nin Ottowa Büyükelçiliği Askeri Ataşesi Atilla ALTIKAT, silahlı saldırı sonucu öldü.

9 Eylül 1982 - Burgaz (Bulgaristan) Bora Süelkan
Türkiye'nin Burgaz Başkonsolosluğu İdari Ataşesi Bora SÜELKAN katledildi.
1982 yılında ayrıca;
- 8 Nisan'daTürkiye'nin Ottawa Büyükelçiliği Ticaret Müşaviri Kani GÜNGÖR, uğradığı silahlı saldırıda yaralandı.
- 21 Temmuz'da Türkiye'nin Rotterdam Başkonsolosu Kemal Demirer'e konutu önünde silahlı saldırı düzenlendi. Demirer, olaydan yara almadan kurtulurken, saldırgan yaralı olarak yakalandı.
- 7 Ağustos'da ASALA'ya bağlı 2 terörist Ankara Esenboğa Havalimanında düzenlediği silahlı baskında 8 kişi öldü, 72 kişi yaralandı. Bu, Ermeni terörizminin Türkiye'deki ilk eylemi oldu.

9 Mart 1983 - Belgrad (Yugoslavya) Galip Balkar
Türkiye'nin Belgrad Büyükelçisi Galip BALKAR'a 2 terörist tarafından 9 Mart'ta silahlı saldırı düzenlendi. Olayda ağır yaralanan BALKAR, 11 Mart'ta hayatını kaybetti. Olayda, bir Yugoslav öğrenci de öldü. Saldırıyı yapan Kirkor Levonyan ile Raffi Aleksandr, olaydan tam bir yıl sonra 9 Mart 1984'de 20'şer yıl ağır hapis cezasına çarptırıldılar.

14 Temmuz 1983 - Brüksel (Belçika) Dursun Aksoy
Türkiye'nin Brüksel Büyükelçiliği İdari Ataşesi Dursun AKSOY, ermeni teröristlerce katledildi.

27 Temmuz 1983 - Lizbon (Portekiz) Cahide Mıhçıoğlu
Türkiye'nin Lizbon Büyükelçiliği, 5 Ermeni terörist tarafından basıldı ve bina içindekiler rehin alındı. Baskın sırasında büyükelçilik Müsteşarı Yurtsev MIHÇIOĞLU'nun eşi Cahide MIHÇIOĞLU hayatını kaybetti. Portekiz polisi, düzenlediği operasyonla rehineleri kurtardı, 5 teröristi de öldürdü. Saldırıyı, "Ermeni Devrimci Ordusu" adlı örgüt üstlendi. Örgüt, teröristlerin öldürülmesi nedeniyle Portekiz Başbakanı Mario Soarez'i ölümle tehdit etti.
1983 yılında ayrıca;
- 16 Haziran'da İstanbul Kapalıçarşı'da bir terörist tarafından halkın üzerine ateş açıldı. Olayda 2 kişi öldü, 21 kişi de yaralandı. Saldırgan, olay yerinde öldürüldü. Olayı bir ermeni teröristin yaptığı anlaşıldı.
- 15 Temmuz'da THY'nin Paris Orly havalimanındaki bürosu önünde bomba patladı. Olayda, 2'si Türk, 4'ü Fransız, 1'i Amerikalı, 1'i de İsveçli olmak üzere 8 kişi öldü, 28'i Türk, 63 kişi de yaralandı. Bu olay tarihe "Orly Katliamı" olarak geçti.

28 Nisan 1984 - Tahran (İran) Işık Yönder
Türkiye'nin Tahran Büyükelçiliği Sekreteri Şadiye YÖNDER'in eşi, İran ile Türkiye arasında ticaret yapan işadamı Işık YÖNDER, bir ASALA militanı tarafından öldürüldü.

20 Haziran 1984 - Viyana (Avusturya) Erdoğan Özen
Türkiye'nin Viyana Büyükelçiliği Çalışma Ataşesi Erdoğan ÖZEN, otomobiline yerleştirilen bombanın patlaması sonucu öldü. Olayı, "Ermeni Devrimci Ordusu" adlı örgüt üstlendi.

19 Kasım 1984 - Viyana (Avusturya) Evner Ergun
Türkiye'nin BM Temsilciliğinde görevli Evner ERGUN, aracına yerleştirilen bombanın patlaması sonucu öldü. Bu olayı da, "Ermeni Devrimci Ordusu" adlı örgüt üstlendi.
1984 yılında ayrıca;
- 27 Mart'ta Türkiye'nin Tahran Büyükelçiliği Ticaret Müşavir Yardımcısı Işıl ÜNEL'in otomobiline bomba yerleştirmeye çalışan bir terörist, bombanın elinde patlaması sonucu öldü.
- 28 Mart'ta yine Tahran'da Büyükelçilik Başkatibi Hasan Servet ÖKTEM ve Büyükelçilik Ataşe Yardımcısı İsmail PAMUKÇU, evlerinin önünde uğradıkları silahlı saldırıda yaralandılar.



HINÇAK KOMİTESİ
Komite 1887'de İsviçre'de Marksist fikirli öğrenciler arasında kurulmuştur. Amaç,Doğu Anadolu’yu Ermeni yurdu yaptıktan sonra İran'dan Azerbaycan ve Rus illerine kadar uzanan Kafkas topraklarını ele geçirerek büyük bir Ermenistan devleti kurmaktır. Politik programları, Marksist, sosyalist ve merkeziyetçi olan komitenin çalışma programında "propaganda, terör, akıncı alayları teşkilatı, genel ihtilal teşkilatı, isyan alayları teşkilatı" yer almaktadır. Komite, Osmanlı topraklarında şubelerini açtıktan sonra çetecilerle Türk ve Kürtleri öldürüp, bunların savunmasız Ermenilere saldırmalarını sağlayıp, Rusların insanlık ve Hıristiyanlık adına Anadolu’ya girmesini temin etmeyi planlamıştır.
1980'e gelindiğinde Hınçak örgütü Lübnan'da Hrant SAMUEL liderliğinde Eçmiyanizm Katogikas kilisesinin militan papazlarıyla işbirliği yaparak, Ermeni davasının takibini, düşmanlığın doğrudan Türkiye'ye yönelmesini ve Sovyet Ermenistan gücünün tanınmasını, her türlü siyasi girişimin bu örgütten beklenilmesini sağlamak amacına yönelmiştir. Katliamları da KGB'nin Ermeni asıllı 8 ajanı planlayıp organize etmişlerdir. Örgütün daha militan kolunun tek amacı ise Rusya'nın yöneteceği Musul, İskenderun, Trabzon, Baku dörtgeninde bir Ermenistan kurulmasıdır .



TAŞNAK SÜTYUN KOMİTESİ
1890'da Tiflis'te kurulan Taşnak komitesinin amacı, ayaklanarak Türkiye Ermenistanı için bağımsızlık elde etmektir, İlk çalışmaları da Türkiye'deki Ermenileri silahlandırmak, gerilla eğitimi yaptırmak, Türkiye'ye çeteler sokmak ve terörist eğitmektir.
1892'de Tiflis'te yapılan toplantıya Erzurum, Van, Muş, Bitlis illerinden de pek çok Ermeni katılmıştır. Bu toplantıda Türk devlet adamlarına yönelik suikastlar düzenlenmesi ve büyük ayaklanmaları başlatmak görüşülmüştür. 1909 Adana isyanını hazırlayan Episkopus Muşeng de komitenin terörünü meşru göstermeye çalıştığı bilinmektedir.
Hınçaklar gibi bunlar da Lübnan'da örgütlenmiş olup, 1980'lerde Amerikalı bir fanatik olan Garo SASUNİ örgütün liderliğini yapmaktadır. Antilyas Katogikos kilisesi papazlarıyla birlikte çalışmakta olup temel hedef, Türk topraklarında bir Ermenistan kurulmasıdır. 126 değişik örgütle işbirliği yaptığı bilinmektedir. Viyana ve Paris büyükelçilerimizin öldürülmesi olayını planlayıp uygulayan Varuzan Aznavur Taşnak illegal partisinin fanatik militanlarıdır.
Hınçak ve Taşnakların eylemleriyle ilgili olarak Van'daki İngiliz konsolosu Williams'ın 01.03.1896'da Londra'ya gönderdiği bir raporda, “Taşnak ve Hınçaklar kendi vatandaşları üzerinde korku yaratıyor, aşırılıklarıyla müslüman halkı kışkırtıyor ve reformların uygulanması için girişilen tüm çabaları felce uğratıyorlar. Bütün Anadolu'da olup bitenlerden ve işledikleri cinayetlerden Ermeni komiteleri sorumludur” demektedir.
Özellikle bu iki komite hem Ermeni hem de Türklere tedhiş uygulayan ihtilalci örgütlerdir. Ermenilere karşı tedhişin nedeni kendilerini desteklemelerini sağlamak içindir. Dolayısıyla, birçok müslümanın öldürüleceği kanlı bir ayaklanmayla, bir çok Ermeni’nin ölümüne yol açacak bir Müslüman çoğunluğun misilleme hareketine yol açmak istemişlerdir. Avrupa'da ise "Ermeni katliamı" diye bu durum lanse edilmektedir. Örgüt önce özerklik daha sonra da bağımsızlık planlamaktadır. Oysaki unutulan gerçek, Ermenilerin en kalabalık oldukları yerde bile elde ettikleri çoğunluğun hiçbir yerde % 15 'i aşamamasıdır.
Üçüncü bir Ermeni tedhiş örgütü ise Ramgavar Partisidir. Temel hedefi Rus yönetim ve desteğini temin etmektir. Lübnan'daki illegal partiyi Zartung grubu yönetir. Ermeniliğin kurtarılması için "Uluslar arası Ermenilik" ile dağınık bulunan örgütlerin sıkı bağlar kurmasını, daha geniş ve etkin örgütlenmelere gidilmesini istemektedir.
Bir de bunlardan başka Kıbrıs'ta Melkoyan Enstitüsü'nde eğitim gören fanatik Ermeniler vardır. Bunlar İsviçre'de Lozan'da üslenirler. Türkiye aleyhine her türlü propagandayı yönetirler. Atina'daki Teotekos Kilisesi ile Türkiye'den firar eden Ermeni papaz Kalaycıyan, Moskova paralelinde çalışmalar yapmaktadır.

Son düzenleyen ThinkerBeLL; 6 Ağustos 2012 12:29
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
17 Mayıs 2011       Mesaj #2
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi

Asala
Sponsorlu Bağlantılar

(Armée Secrète pour la Libération de l'Arménie'nin kısaltması)

Türkiye'de ve yurt dışındaki Türk temsilcilerine karşı eylemler düzenlemek ve sabotaj yapmak, böylece Birinci Dünya Savaşı sırasında Osmanlı İmparatorluğu'nda yaşayan Ermenilere karşı yapılan sözde soykırımın intikamını alarak Türkiye toprakları üzerinde bağımsız bir Ermeni devleti kurmak amacıyla, militan Ermeniler tarafından Lübnan'da kurulan örgüt.

Örgütün Lübnan'dan başka ABD, Fransa, İsviçre ve daha başka Batı ülkelerinde şubeleri vardır. ASALA, çeşitli ülkelerdeki Türk temsilcilerine karşı silâhlı saldırılar düzenleyerek pek çok görevliyi şehit etti. 1982'de ASALA üyesi iki militan Ankara Esenboğa Havaalanı'nda giriştikleri bir silâhlı eylemde 5 kişinin ölümüne ve 72 kişinin yaralanmasına neden oldular. Militanlardan biri çatışmada öldürüldü diğeri ise yakalanarak 1983'te idam edildi. Bundan başka Paris Orly Havaalanı THY bürosuna düzenledikleri bir saldırı da 8 kişinin ölümüne neden oldu (15 Temmuz 1983).

MsXLabs.org & Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi


Benzer Konular

7 Nisan 2016 / SEVİMLİ164 Cevaplanmış
4 Ağustos 2009 / asla_asla_deme Sosyoloji
10 Aralık 2009 / asla_asla_deme Müslümanlık/İslamiyet
12 Eylül 2009 / _PaPiLLoN_ Psikoloji ve Psikiyatri
11 Ekim 2013 / RapAndSchool Soru-Cevap