Arama

Kara Kuvvetleri

Güncelleme: 6 Ağustos 2012 Gösterim: 7.521 Cevap: 0
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
6 Ağustos 2012       Mesaj #1
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Kara Kuvvetleri
MsXLabs.org & Temel Britannica
Sponsorlu Bağlantılar

Kara kuvvetlerinin başlıca görevi bir düşman saldırısına karşı, hava ve deniz kuvvetleriyle işbirliği içinde ülkeyi savunmaktır. Kara kuvvetlerinden ba­rış zamanında çıkan bazı ayaklanmaların bas­tırılmasında ya da deprem gibi doğal afetler­den sonraki kurtarma çalışmalarında da ya­rarlanılır. Hava ve deniz kuvvetlerindeki gibi kara kuvvetlerinde de muharip (savaşçı) bir­liklerden başka onlara destek hizmetleri ve­ren birlikler vardır.
Tarih boyunca zorlu savaşların çoğu piyade adı verilen yaya askerlerce gerçekleştirilmiş­tir. Atlı askerler ya da süvariler daha çok ani baskınlarda ve vurucu saldırılarda kullanılır­dı. Hedefe büyük bir hızla ulaşan ateşli silahların gelişmesinden önce, süvari birlikle­rin katılması çoğu kez savaşın akışını değişti­rirdi. Bugün süvarilerin yerini tankların kulla­nıldığı zırhlı birlikler almış bulunuyor.
Barut bulunmadan önce düşmanın üzerine mancınık, yay ve sapanlarla kızgın katran, ok ve taş atılırdı. Ateşli silahların ilki olan top 1300'lerde ortaya çıktı. Ne var ki, çok battal olduğu için başlangıçta pek işe yaramadı. At arabalarıyla çekilen toplar işi kolaylaştırdı. Topların savaşlarda kullanılmasına 1600'lerde başlandı.
Kara kuvvetlerinde öteden beri yol ve köprü yapımında askeri mühendis de denen istihkâmcılara gerek duyuldu. Romalılar, za­fer kazanmakta büyük payı olan istihkâmcıla­ra çok güvenirdi. Özellikle kuşatmalarda ya­rarlı olan istihkâmcılar, böyle bir durumda surları temelden yıkmak için tüneller kazar, topa tutmak için çevreye büyük mancınıklar ve toplar yerleştirir, rampalar ve yürüyen kuleler yaparlardı.
Eski savaşlarda genellikle göğüs göğüse çarpışıldığı için düşmanların silahlarından ko­runmak amacıyla zırh giyilirdi. 1700'lerden sonra yaygınlaşan ateşli silahların mermileri­nin çelik zırhı bile delip geçmesi zırhları işlevsizleştirdi. Gene de, günümüzde askerler korunmak için çelik miğfer ve koruyucu yelek giyer, zırhlı araçlar kullanırlar.

Eskiçağ
Asur ve Eski Mısır imparatorluklarının savaşlardaki başarıları büyük ve çok iyi örgütlen­miş ordulara bağliydı. Mısır Firavunu II. Ramses tarlalarda çalışan 400 bini aşkın insanı kısa bir zamanda bir orduya dönüştüre-biliyordu. Pers ordusu ise ok ve mızrakla silahlanmış süvarilere dayalıydı.
Çok sıkı bir disiplinle yetiştirilen Spartalı askerler savaştan sonra kalkanlarını komu­tanlarına göstermek zorundaydı. Çünkü sa­vaşta kalkanını yitirmek onurunu yitirmek demekti. Eski Yunan ordusunda uzun mız­raklar taşıyan ağır silahlı piyadeler ve kısa mızraklarla silahlanmış hafif piyadeler bulu­nurdu. Ordunun geri kalanı ok ve sapan kullanan ve çoğunlukla Yunanlı olmayan yardımcı birliklerden oluşurdu.
Roma ordusunun temelini oluşturan piya­delerin başlıca silahı kısa bir kılıçtı. Roma ordusu lejyon adı verilen kalabalık birlikler halinde örgütlenmişti (bak. Roma İmparator­luğu).

Ortaçağ
Binicinin at üzerinde durmasını kolaylaştıran üzenginin bulunması ve ağır savaş atlarının kullanılmasıyla birlikte piyadelerin yanında süvariler de savaşın vazgeçilmez bir öğesi durumuna geldi. 5. yüzyıldan sonra Avrupa' daki savaş alanlarında etkin rol oynayanlar piyadeler değil süvariler oldu.
11. yüzyılda ingiltere'yi istila eden Normanlar'ın atlı ve zırhlı usta askerleri vardı. Bu şövalyelerin çoğu paralı askerdi ve kendileri­ne kim maaş verirse onun için savaşırlardı.
Feodal toplum düzeninde toprak sahiplerinin kendilerine bağlı sertlerden ve özgür insanlar­dan oluşan özel orduları vardı.
13. yüzyılda Cengiz Han'ın Türk ve Moğol savaşçıları Asya'dan Avrupa'nın doğusuna kadar yayıldı. Bu savaşçılar binicilikte ve okçulukta çok ustaydı. Savaş alanında komut­ları anında iletmek için işaret flamaları kulla­nır, hızla hareket ederek, kendilerine göre yavaş olan düşmanlarını şaşkına çevirirlerdi.
Atın savaş alanındaki yararına karşın, Av­rupalı süvarilerin ve atlarının zırhları ağırlaştıkça, hareketleri yavaşladı. Ortaçağda okla saldırı hâlâ etkili olabiliyordu. Disiplinli piya­delerin kullandığı uzun mızraklar da aynı ölçüde etkiliydi. 1500'lerde İspanyol ordusun­da tüfek kullanılmaya başlandı.

Modern Ordular

17. yüzyılda ilk modern ordular kurulmaya başlandı. Barış zamanlarında yeni askerlerin de katılmasıyla bu ordular yavaş yavaş düzen­li ordulara dönüştü.
17. ve 18. yüzyıllarda Avrupa'da savaşlar belli kurallara uygun olarak yapılırdı. Savaşan birlikler, bando eşliğinde flamalarını dalga­landırarak saflar halinde ilerlerdi. Her yaylım ateşinden sonra askerler ateşi durdurarak tüfeklerini yeniden doldurmak zorundaydı.
Kötü havalar savaşı daha da zorlaştırdığın­dan ordular genellikle kışın kamplarına çeki­lirdi. Askerler, düşman saflarındaki askerleri değil, bayrakları hedef alacak biçimde eğitilir­di. Savaş alanındaki toz duman içinde tarafla­rın birbirinden ayırt edilebilmesi için askerler parlak renkli üniformalar giyerdi.
Fransız Devrimi sırasında Fransız ordusu aşırı derecede büyüdü. Fransızlar, hafif silahlı birlikleri batarya denen gruplar halinde bir­leştirerek, topçu birliklerini güçlendirdiler. Daha sonra Napolyon Bonapart, Fransız or­dusunu tek bir birlikmiş gibi davranan büyük bir güç durumuna getirdi.
1800'lerde ortaya yeni ve daha güçlü silah­lar çıktı. Demiryolu ve telgraf, ulaşım ve ileti­şimi hızlandırdı.
Orduların yönetimi için kurallar geliştirildi. Teknolojik ilerlemeler sonucu motorlu taşıt­lar, zırhlı araçlar ve yeni silahlar üretildi. Bu yeniliklere uyum sağlamak için askerlerin eğitimine daha çok önem verildi. İstihkâm, muhabere (haberleşme), sağlık ve ulaştırma­nın yanı sıra öbür alanlardaki uzmanların da önemi gittikçe arttı.
Modern ordularda radar, güdümlü füzeler, makineli tüfekler ve zırhlı helikopterler gibi çok gelişmiş araç ve silahlar bulunmasına karşın, zaferin her zaman güçlü silahlarla sağlanamadığı da bir gerçektir. II. Dünya Savaşı sırasında Alman ve İtalyan kuvvetlerine karşı gerilla taktikleri uygulayan direniş savaşçıları çok başarılı oldular. Vietnam'da ABD'nin düzenli ordusuyla çarpışan Viet­namlı gerillalar da sonunda savaşı kazandılar.
Bugünün piyade askeri, olabildiğince hafif yükle hızlı hareket eder. Otomatik ya da yarı otomatik silah taşır ve.tanksavar silahlarla donatılmış zırhlı taşıyıcılara biner. Biyolojik ve kimyasal silahlardan korunmak için özel giysisi ve gaz maskesi vardır. Telsiz ve silah­lardan başka yiyecek, su ve sağlık gereçleri de taşıyan piyadeler gerektiğinde bağımsız grup­lar halinde hızla yer değiştirebilmektedir.
Modern kara kuvvetlerinde standart savaş birimi tümendir. Piyade, tankçı, topçu, istih­kâm, sıhhiye gibi çeşitli muharip ve destek birliklerini içinde barındıran tümen kendi kendine yeterli bir askeri birimdir. Tümenler, motorize piyade tümeni, hava indirme tümeni ya da tank tümeni gibi adlar alır.


Ayrıca bakınız: Askerî Tarih - Savaşlar Tarihi
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!

Benzer Konular

27 Aralık 2011 / Misafir Soru-Cevap
7 Kasım 2008 / Gabriella Sosyoloji
24 Nisan 2014 / Misafir Cevaplanmış