Arama

İş Görüşmesinde Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar ve Mülakat Tiyoları

Güncelleme: 24 Nisan 2013 Gösterim: 128.946 Cevap: 11
Hi-LaL - avatarı
Hi-LaL
Ziyaretçi
14 Temmuz 2006       Mesaj #1
Hi-LaL - avatarı
Ziyaretçi
İyi bir mülakat için yapmanız gerekenler nelerdir?
mula trans trans trans trans trans trans trans trans
Sponsorlu Bağlantılar
transİş ararken ağzı en çok laf yapan ve en deneyimli adaylar bile mülakat öncesi hazırlık yaparlar. Neden dersiniz? Çünkü, mülakatta başarılı olmak yetenek gerektirir ve bu yetenek geliştirilebilir. Ayrıca, adayların mükemmel bir ilk izlenim yaratmak için ikinci birer şansları yoktur. Öyleyse mülakat performansınızı artırmak için bu ipuçlarına bir göz atın.Vücut dilinizi konuşturun

Bütün mesele kendinize güvendiğinizi göstermede; dik durun, konuştuğunuz kişinin gözlerinin içine bakın ve el sıkışırken çekingen durmayın. Yarattığınız ilk izlenim mülakata müthiş bir başlangıç, ya da hızlı bir son olabilir.

Başvurduğunuz işe ve şirkete uygun giyinin
Günümüzde işyerinde artık rahat giysiler tercih ediliyor, fakat siz buna aldanıp mülakata da spor kıyafetlerle gitmeyin. İyi giyinmelisiniz ve profesyonel bir havanız olmalı. Başvurduğunuz şirketin kültürüne göre takım elbise ya da daha az resmi bir şeyler giyebilirsiniz. Mümkünse mülakattan önce şirketi arayıp kılık kıyafetle ilgili kuralları öğrenin.

İyi bir dinleyici olun

Mülakatın başından sonuna kadar insan kaynakları yetkilisi doğrudan ve dolaylı yoldan size bilgi verir. Eğer iyi dinlemezseniz büyük bir fırsatı kaçırmış olursunuz, şirketi yakından tanıma fırsatını. Sözel yetenekler arasında iyi dinlemek ve karşınızdakine ne dediğini duyduğunuzu göstermek de vardır. Mülakatı yöneten kişiyi iyi gözlemleyin ve onun üslubuna, konuşma hızına göre kendinizi ayarlayın.

Çok fazla konuşmayın

Mülakat sırasında sorulduğundan fazla şey anlatmak sizi büyük bir başarısızlığa götürebilir. Eğer önceden hazırlanmazsanız lafı ağzınızda gevelemeye başlayabilirsiniz ve işe alınmamanızın nedeni de doğru düzgün konuşamamanız olur. İş ilanını dikkatli okuyarak, pozisyonun gerektirdikleriyle kendi özelliklerinizi karşılaştırarak ve sadece gerekli bilgileri aklınızda tutarak mülakata hazırlanabilirsiniz.

Fazla samimi olmayın

Mülakat iş konuşmak için düzenlenmiş ciddi bir toplantıdır. Mülakata arkadaş edinmek için gitmezsiniz. Samimiyet derecenizi sizinle mülakat yapan insan kaynakları yetkilisine göre ayarlayın. Mülakata enerji ve heyecan katmanız, sorular sormanız çok önemlidir fakat iş arayan bir aday olarak sınırlarınızı aşmamaya özen gösterin.

Uygun bir dille konuşun

Mülakat sırasında profesyonel bir dil kullanmanız gerektiğini biliyorsunuz. Yaş, ırk, din, siyasi görüş veya cinsel tercihle ilgili herhangi bir argo sözcük kullanmaktan kaçının. Böyle hassas konular çabucak arka kapıdan gönderilmenize neden olabilir.

Ukala olmayın

Mülakat başarınızda tutum önemli bir rol oynar. Kendine güven, profesyonellik ve mütevazılık arasında hassas bir denge vardır. Yeteneklerinizi sergilemeye çalışıyorsanız bile kendine aşırı güvenmek, fazla çekingenlik kadar tehlikelidir.

Sorulara uygun cevaplar vermeye çalışın

Mülakattaki insan kaynakları yetkilisi bir konuda başınıza gelen bir olay sorduğunda, geçmiş davranışınıza bir örnek duymak ister. Uygun bir örnek veremezseniz, hem soruyu cevaplayamamış, hem de yeteneklerinizden söz etme fırsatını kaçırmış olursunuz.

Soru Sorun

“Sorunuz var mı?” diye sorulduğunda, adayların birçoğu “Yok” cevabını verir; bu da yanlış cevaptır. Şirkette işlerin nasıl döndüğünü öğrenmek ve ilgili olduğunuzu göstermek için birkaç soru sormanız çok önemlidir. Soru sorarak aynı zamanda başvurduğunuz şirketin sizin için doğru yer olup olmadığını da öğrenme fırsatını da bulursunuz. Mülakat boyunca size sorulanları dinlerseniz ve daha fazla bilgi isterseniz yerinde sorular sorabilirsiniz.

Ümitsiz görünmeyin

Piyasa şartlarının zor olduğunu ve sizin de bir iş aradığınızı biliyorum. Fakat mülakata yüzünüzdeki “lütfen beni işe alın, lütfen” ifadesiyle girerseniz, ümitsiz ve pısırık görünürsünüz. Sakin olun ve kendinizden emin görünmeye çalışın. İşi yapabileceğinizi biliyorsunuz ve insan kaynakları görevlisinin de bunu anlamasını sağlayın.


Son düzenleyen Hi-LaL; 8 Eylül 2009 02:38
asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
15 Ekim 2006       Mesaj #2
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
İş arayanların birçoğu mülakatta ne diyeceğini bilemez. Fakat aslında mülakat sorularının çoğu tahmin edilebilir. Buradaki sorulara bir göz atın ve cevaplarınızı önceden planlayın, böylece mülakatta rahatlıkla cevap verebilirsiniz. 1. Zayıflıklarınız nelerdir? Bu en çok korkulan sorudur. Zayıflıklarınızı en aza indirip güçlü yanlarınızı öne çıkararak bu soruyu cevaplayabilirsiniz. Kişisel özelliklerinizden söz etmekten kaçının, işle ilgili özellikleriniz üzerinde durun.

Sponsorlu Bağlantılar

2. Neden sizi işe alalım?

Geçmiş deneyimlerinizi özetleyin: \"Finans sektöründe beş yıllık deneyimim ve kâr sağlama konusundaki başarlarımla şirketinizde büyük bir fark yaratacağımı düşünüyorum. Ekibinize çok katkı sağlayacağımdan eminim.\"

3. Neden burada çalışmak istiyorsunuz?

Mülakatçılar, bu konuyu biraz olsun düşünmüş olduğunuzu belli eden bir cevap duymak isterler. Sadece iş açığı olduğu için özgeçmişinizi gönderdiğiniz izlenimini yaratmayın. Örneğin; \"Amaçları benim değerlerim doğrultusunda olan, elde ettiği başarılar beni heyecanlandıran önemli şirketleri seçtim ve bu şirket de tercih listemde oldukça yüksekte\"

4. Hedefleriniz nelerdir?

Uzak bir geleceğe kilitlenmektense kısa ve orta vadeli hedeflerinizden söz etmek daha iyi olur. \"Orta vadedeki hedefim büyüme merkezli bir şirkette iş bulmak. Uzun vadedeki hedefim ise çalıştığım şirketin gidişatına göre belli olacak. Sorumluluk sahibi olabileceğim bir konuma gelmeyi hedefliyorum.\"

5. İşten neden ayrıldınız? (Ya da ayrılıyorsunuz?)

Eğer işsizseniz, son işinizden ayrılma nedeninizi olumlu bir açıdan anlatın: \"Çalıştığım şirketin art adra yaşadığı iki krizde konumumu korumayı başardım, fakat üçüncü kriz döneminde işgücü yüzde 20 oranında azaltıldı ve ben de küçülme programına dahil edildim.\"

Eğer halen bir işte çalışıyorsanız, bir sonraki işinizde ne yapmak istediğinize odaklanın: \"İki yıl sonunda, ekip çalışmasına uygun bir şikette çalışmak istediğime karar verdim.\"


6. İşinizden en çok ne zaman memnundunuz?

İşveren sizi neyin motive ettiğini öğrenmek ister. Severek yaptığınız bir işi ya da projeyi örnek verirseniz, tercihleriniz hakkında bir ipucu vermiş olursunuz. \"Son işimden çok memnundum, çünkü orada müşterilerle doğrudan ilişki kurabiliyordum, bu da benim için işin önemli bir parçası\"

7. Bize diğer adaylardan farklı ne sunabilirsiniz?

Sizi benzersiz yapan nedir? Bu sorunun cevabı, deneyimleriniz, becerileriniz ve kişilik özelliklerinizin bir karışımı olmalı; kısaca özetleyin: \"Sahip olduğum teknik yetenekler ve müşterilerle iyi ilişki kurma becerim mükemmel bir uyum içinde. Böylece bilgileri analiz edip anlaşılması kolay hale getirebiliyorum.\"

8. Son patronunuzun sizin hakkınızda söyleyeceği üç olumlu şey nedir?

Eski başarılarınızı ve patronunuzun söylediklerini anlatma vakti geldi. Kendinizi başkasının sözleriyle övmenin en iyi yolu budur: \"Patronum gördüğü en iyi tasarımcı olduğumu söyledi. Bana güvenebileceğini bilir ve yaratıcılığım da hoşuna gider.\"

9. Ne kadar maaş istiyorsunuz?

İşveren kabaca bir rakam söylerse bu sizin avantajınıza olur. Sizin alanınızda maaşların ne kadar olduğunu öğrenin, en az ne kadar kabul edeceğinizi ve ne kadara \"tamam\" diyeceğinizi düşünün. Şöyle diyebilirsiniz: \"Eminim zamanı geldiğinde uygun bir miktarda anlaşırız. Benim deneyimime sahip elemanlara ortalama ne kadar veriyorsunuz?\"

10. Bir hayvan olsaydınız hangisi olmak isterdiniz?

Bu gibi psikolojik sorular hızlı düşünüp düşünemediğinizi ölçmek için sorulur. \"Tavşan\" cevabı verirseniz, pasif bir etki bırakırsınız. \"Aslan\" derseniz saldırgan izlenimi verirsiniz. Bu iş için nasıl bir kişiliğe sahip olmak gerekir? Nasıl bir etki bırakmak istiyorsunuz? Buna karar verip, uygun bir yanıt vermelisiniz.

Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....
Hi-LaL - avatarı
Hi-LaL
Ziyaretçi
20 Aralık 2006       Mesaj #3
Hi-LaL - avatarı
Ziyaretçi
Mülakatta başarının yolları...

İş görüşmesi, iş arama sürecinin en stresli ve son noktası. Görüşmedeki davranışlarınız ve görüşmeciniz ile iletişiminiz, tecrübeniz ve yetkinliklerinizden bağımsız olarak işe alınmanızda kritik rol oynuyor. Bu süreci başarıyla geçmek için, görüşmede olacakları gözünüzde canlandırmak işe yarayacaktır. Görüşmeyi değil, görüşmede başarıyı hayal edin

Önemli bir olay öncesi, genellikle en kötü senaryoyu aklımızdan geçiririz. İş görüşmesinde de aynı şekilde olur ve hatta bir gece önce bunun kâbusunu dahi görürüz. Aslında, gelecekteki bir olayı gözümüzde canlandırabilme yeteneğimizi tam ters yönde kullanabiliriz. Atletler, sahne sanatçıları ve satışçılar bunu uzun yıllardır kullanıyorlar. Bugün, iş arayanlar da aynı yöntemle istedikleri işi alabiliyorlar.

Bir araştırmada (Journal of Consulting Psycholog), iki gruba ayrılan iş arayanlara kariyer danışmanlığı eğitimi verilmiş. Bu eğitimde iş görüşmesine yönelik eğitimler her iki gruba da verilmiş, ancak ikinci gruba ayrıca canlandırma teknikleri de anlatılmış. İki ay sonra, ilk gruptakilerin yüzde 21’i, ikinci gruptakilerin yüzde 66’sı işe yerleşmiş.

Düşüncenizi eğitin

İyi bir canlandırmayı hayal kurmaktan ayıran, olmasını istediğiniz pozitif şeyleri zihninizi programlayarak düşünmektir. Hayal gücünüzün sizi doğru yöne götürmesini sağlamak için şu adımları izleyebilirsiniz:
  • Sessiz bir oda bulun ve uzanın. Gözlerinizi kapatın ve tüm vücudunuzu derin derin nefes alarak rahatlatın.
  • Kendinizi görüşme günü, görüşme yerinde hayal edin. Odaya girerken içerideki ışığı, renkleri ve objeleri gözünüzün önüne getirin. Görüşmecinizin sizi selamlarken söyleyeceklerini, elinizi sıkarken ne kadar sakin ve güvenli olduğunuzu gözünüzde canlandırın.
  • Görüşmecinizle ilk karşılaşmanızda ona gülümsediğinizi, aynı şekilde onun da size gülümsediğini göz önüne getirin. Soru sorulmaya başlandığında, kolaylıkla cevap verdiğinizi hayal edin. Kendinize güvendiğinizi ve rahat olduğunuzu düşünün. Görüşmenin sonuna geldiğinizde “İşe alındınız.” veya “Aramıza hoş geldiniz.” dendiğini gözünüzde canlandırın.
Düşüncenizi bu şekilde ne kadar eğitirseniz, o kadar faydasını göreceksiniz.

Yararlanılan kaynak: Monster CareerNews
nünü - avatarı
nünü
Ziyaretçi
25 Aralık 2007       Mesaj #4
nünü - avatarı
Ziyaretçi
Mulakat Öncesi Yapılması Gerekenler


Mulakat, isverenlerin ise alma karari vermeden once bilmeleri gereken uc seyi ogrenmelerine yardimci olur;

Isi yapabilecek kapasiteniz var mi?

Gerekli yetenek ve becerilere sahip misiniz ya da kolay ogrenir misiniz?
Isi yapmaya hevesli misiniz?

Isi iyi yapma sorumlulugunu alacak misiniz, gerektiginde yardim isteyebilecek ve teslim tarihine isi yetistirmek icin gerekli cabayi gosterecek misiniz?

Ya da mazeretlere mi siginacaksiniz? Diger insanlarin birlikte calismaktan hoslanacagi bir insan misiniz?

Grup calismalarina katilacak ve sirket kulturune kolayca uyum saglayacak misiniz?

Memnun mu yoksa sikayetci mi olacaksiniz?

Sirkete kazandiracak misiniz yoksa yiyecek misiniz?

Ozgecmisler, ikinci ve ucuncu sorulara bazi cevaplar verebilir fakat birinci soruya cevap vermek konusunda tek basina yeterli degildirler.

Mulakat sureci, iste bu bosluklari doldurmak amaciyla gerceklestirilmektedir.

Potansiyel personel ile mulakat yapmak bir sanattir. Bazi insanlarin bu konuda maharetleri ve bilgileri vardir. Iyi hazirlanmanin yanisira mulakatci icin sureci kolaylastirin ve mulakatcinin (gayet beceriksizce ya da puruzsuz bir sekilde) ozgecmisinizde olmayanlari bulmaya calistigini goz onunde bulundurun.

Fakat mulakat sadece mulakatcilari tatmin etmek icin yapilmaz. Ayrica, bunun sizin icin dogru sirket, dogru meslek ve dogru calisma grubu olup olmadigini da ogrenmeye calismalisiniz. Cunku ise basladiginizda, bir ya da iki yil uyku saatlerinizin cogunu isinize ayirmak zorunda kalacaksiniz.

Ideal olarak, isinizde tatmin olmak, arkadaslarinizi sevmek, daha cok ogrenmek ve uzun vadeli kariyer hedeflerinize ulasmak icin kendinize en uygun yeri bulmak istersiniz.

Mulakata hazirlanmak Mulakattan once, sectiginiz alanda mesleki meselelerinizle ilgili bir arastirma yapin ve iki dakikalik bir sunus hazirlayin; tipik mulakat sorularina vermek istediginiz cevaplar icin gerekli anahtar noktalar uzerinde dusunun; kendinize bir portfoy gelistirin; is konusunda sahip olmaniz gerektigini dusundugunuz, "olursa iyi olur" diyebileceklerinizden olusan bir liste olusturun; referanslarinizi secin ve ozetleyin.

Ozel bir mulakat icin, isi ne kadar istediginize bagli olarak yapabileceginiz 6 seviyede hazirlik vardir:

1. asama; sadece temel gereklilikler. Sirketin web sitesinden, yillik raporundan ve kendi cevrenizden sirket hakkinda bilgi alin. Sirketin urun ve hizmetlerinin neler oldugunu ogrenin. Sirketin mali durumunu ve politikalarini ogrenin -verimli, eli siki ya da problemli mi? Mulakatin nerede olacagini ogrenin, acik adresini alin ve zamani onaylattirin. Eger mumkunse, mekana varmanin ne kadar alacagini ve olasi bir trafik aksamasi yuzunden kaybedebileceginiz zamana ne kadar pay birakacaginizi ogrenebilmek icin bir kez gidip deneyin.

2. asama; birazcik daha gayret iletisim agi kaynaklarinizdan, mulakatciniz, asistani veya sirketteki bir kisi hakkinda bilgi edinin is icin aranan sartlari ogrenin ve sizin tecrubelerinizle, egitiminizle ve basarilarinizla nasil bir iliski icinde oldugu uzerinde dusunun. Sirketin urettigi ve mulakat yapilan pozisyonla ilgili urun ve hizmetlerin tarihi gelisimini arastirin. Sektorde oncu mu? Bu isin teknolojisini yapiyor mu yoksa aliyor mu? Sirketin rekabetci yonu nedir?

3. asama; isi gercekten istediginizde musteri ihtiyaclari, rekabetin ne durumda oldugu ve sirketin pazardaki payi konusunda bazi arastirmalar yapin. Sirkete faydali olabilecek bir kac ozgun fikirle karsilarina gelin.

4. asama; ozgecmisinize calisin. Bir is ya da yaz staji icin bir mulakata gitmeden once ozgecmisinizi cikarin ve her bir kelimesini okuyun. Yazdiginiz hersey uzerinde dusunun. Ozgecmisinizde bahsedilen her tecrubeniz sonunda basardiklariniz hakkinda da dusunun. Eger bu alistirma uzerinde mulakattan once biraz zaman harcarsaniz, mulakatci size dort yil once calistiginiz isiniz konusunda bir soru sordugunda saskin ve korkmus bakislarla bakmak zorunda kalmazsiniz. Bundan sonra, ozgecmisinizi nasil daha guzel hale getireceginiz uzerinde dusunun.

5. asama; konusma alistirmalari yapin. Ozgecmisinizdeki her onemli nokta uzerine gidin ve tecrubelerinizi dikkatle hazirlayin. Sesli konusun ve kendiniz olmaya calisin. Konusurken kendinizi seyredin. Homurdaniyor musunuz? Goz temasi kuruyor musunuz? Saskin ya da prezantabl misiniz? Sorulabilecek zor ya da sasirtici sorulari kafanizda canlandirin; bu sorulara cevap verirken cirpinmayin. Boyle yapmak, mulakatcinin yolunuzun onune koyabilecegi her tur soruya hazirlikli olmanizda yardimci olacaktir.

6. asama; durusunuzu kontrol edin. Mulakatlarinizda cok fazla burnu havada olmayin. Mulakatta en iyi davranislarinizi sergilemeye calisin. Bu, sıkıcı olmak zorundasiniz ya da yapmacik olmalisiniz anlamina gelmez. Sadece bir profesyonel gibi davranmaniz gerektigi anlamina gelir. Bunu basit bir ornekle anlatmak gerekirse, erkek ya da kiz arkadasinizin ailesiyle oldugunuz zaman nasil hareket edeceginizi dusunun-saygili ve saygideger, fakat kisiliginizi yansitmasi icin cok fazla heyecanli degil. Pek cok mulakatci size, calismadiginiz zamanlarda neler yapmaktan hoslandiginizi soracaktir. Rahatlamanizi ve acilmanizi saglamaya calismaktadirlar boylece sirket kulturune uyum saglayip saglayamayacaginizi gorebileceklerdir. Bu tur "yumusak" sorular, teknik sorular kadar onemlidirler. Bunlara da hazirlikli olun.
sanar - avatarı
sanar
Kayıtlı Üye
4 Haziran 2009       Mesaj #5
sanar - avatarı
Kayıtlı Üye
Mülakat Teknikleri

Mülakat, işverenlerinizle tanışma ve özgeçmişinize yazdığınız bilgileri birinci elden ve daha geniş bir şekilde aktarma imkanı sunan bir fırsat olarak değerlendirilebilir. Ayrıca, ilgilendiğiniz pozisyon ve kurum ile ilgili olarak en detaylı ve doğru bilgiyi elde etme şansını da elde etmiş olursunuz.

Mülakat, bir "bilgi değişim süreci"dir. Sadece sorulan sorulara cevap vermek zorunda olduğunuz bir monolog asla değildir.

İşe alma süreci, mülakat da dahil olmak üzere, kurumdan kuruma ve hatta meslekten mesleğe değişebilir. Boş bir pozisyonun doldurulması süreci, eleman ihtiyacının aciliyetine bağlıdır. Bazı yerlerde mülakat süreci, iki hafta gibi kısa bir sürede sonuçlanabilirken bazılarında bu, 6 aya kadar uzayabilir. Zor durumda kalmamak için görüşülen şirketin bu konudaki tavrını baştan öğrenmek gereklidir.

Mülakat sürecinin sadece zamanı değil tarzı da farklılık gösterebilir. Bazı şirketlerde işe alma kararı tek bir mülakat sonrasında verilirken diğerlerinde bir ön eleme mülakatından sonra birkaç mülakat daha yapılır. Büyük şirketlerde tercih edilen yol genellikle, ön eleme mülakatının üniversitelerde düzenlenen kariyer günleri çerçevesinde kampüs içinde yapılmasıdır. Bu mülakatı başarıyla tamamlayan öğrenciler, diğer mülakatlar için şirkete davet edilir.

Mülakat sürecinde farklı zamanlar ve süreçler işlemesine rağmen, standart olan şeyler de vardır. İşte bu bölüm de sizleri mülakata hazırlamak, başarılı bir mülakat geçirmenizi sağlamak ve mülakat sonrasında da bunu devam ettirmenizi kolaylaştırmak amacı ile hazırlanmıştır.

Günümüzde işletmeler hayatta kalabilmek, pazar paylarını korumak ya da arttırmak için büyük bir rekabet içinde bulunmaktadır. Bu yarışta bir üstünlük yakalayan işletmeler aslan payını almakta, diğerleri ise pastadan kalan dilimleri paylaşmakta ya da yarıştan çekilip yok olmaktadır. Kimi işletmeler sermaye ya da finansal destek olanakları, kimileri pazarlama stratejileri, kimileri ürün teknolojileri, kimileri üretim sürecinde kullandıkları teknoloji vb. ile övünürler.

Elbette ki yukarıdaki listenin devamı olabilecek pek çok etken işletmenin başarısına katkıda bulunabilir. Ancak bu etkenleri büyük bir bölümü işletme içi ve dışı bazı kısıtlardan etkilenebilir ya da kısa sürede bir avantaj olma özelliğini yani ayrı bir üstünlük olma özelliğini kaybedebilir. Örneğin yeni bir teknoloji ile üretime geçen bir işletme başlangıçta bir rekabet üstünlüğü elde etse bile bu işletmenin kullandığı teknolojiyi rakip işletmeler de kullanmaya başlayabilir ve artık bir farklılıkları yoktur. Aynı şekilde,ucuz kredi olanağı sağlayan bir işletmenin rakibi de benzer koşullarda finansal destek bulabilir.

Ancak bütün bunların üzerinde zekası ve bilgisi ile kaynakları yönlendiren, teknolojiye hükmeden ve yapay girdileri anlamlı çıktılara dönüştüren bir başka unsur yer almaktadır. Bu unsur kimi zaman sorunlar altında ezilen ve sorunun bir parçası olan, kimi zaman da sorunları bir fırsata dönüştürebilen ve işletmeye özgü kültür profilini oluşturan “insan” unsurudur.

İnsanlar gördükleri işten ve iş çevresinden memnun oldukları sürece daha verimli çalışırlar, işte ekonomik tatminin (ücret ve ikramiyelerin) gerekli bir koşul olduğunu düşünebilirsek de yeterli bir koşul olduğunu iddia edemeyiz. Bu yüzden insanı çalışmaya sevkeden (güdüleyen) yollar araştırılmalıdır .

Bir kurum veya kuruluşta çalışanların memnuniyeti yalnızca o iş yerine değil, dolaylı

olarak aile ve toplumsal ilişkilere de yansıyacak sonuçlar doğurmaktadır.

Böylece toplumun beklentileriyle uyumlu olarak refah ve mutluluğu sağlayan, sağlık, güvenlik, eğitim ve çevreye karşı sorumlu bir kuruluş olmayı gözeten anlayışla ve çalışanlara önem veren bir yaklaşımla hizmet ve üretim, günümüzün temel anlayışı olmaktadır.

Toplam Kalite Yönetimi’nde hem süreç hem de insani unsurların temel misyonu değişimi yönetebilmek ve kaliteye ulaşmaktır.

Çalışanların faaliyetleri büyük oranda katıldığı ve motivasyonun yüksek olduğu işgücü oluşturmak Toplam Kalite Yönetimi sisteminin en önemli özelliğidir. Yönetimin temel sorumluluğu bu sistemi geliştirmektir ancak bunu başarmak için gayretini ve vaktini büyük ölçüde insan öğesine tahsis etmek zorundadır .

Başarı, Toplam Kalite Yönetimi için müşterinin beklentilerine en iyi şekilde cevap verebilmektir. Ama burada unutulmaması gereken bir nokta vardır ki; o da “Dış müşteri mutluluğunun iç müşteriden geçtiğidir”. İç müşteri işletme içinde çalışanlar olarak tanımlanmaktadır. Bunun nedeni, örgüt içinde çalışan herkesin bir başka çalışan için bir ürün yada hizmet üretmesidir. Çalışanlar birbirlerinin müşterisi olduğu düşüncesini benimserse dış müşteriye ulaşmak, ürün ve hizmetin kalitesini yükseltmek çok kolay olacaktır .

Sözünü ettiğimiz iç müşteri öğesinin sistemi geliştirmek için yani yeni ürünler, pazarlar, prosesler ve yöntemler geliştirmek için neye ihtiyacı vardır? Bu sorunun cevabı çok basittir: YÜKSEK MOTİVASYON!!!

Gerçekten de başarılı ve yüksek rekabet gücüne sahip şirketler incelendiğinde temel öğenin yaratıcılık ve bunu sağlayan özelliğin de “MOTİVASYON” olduğu açıkça gözler önüne serilmektedir.

MOTİVASYON; insan davranışlarını istenilen doğrultuya yönlendiren, belirli bir amaç için harekete geçiren güçler olarak tanımlanmaktadır. Motivasyonla;

•Çalışanların kurumda veya takımda kalmaları,

•Yaratıcı gizli güçlerini kullanmaları,

•İş başarılarını artırmaları sağlanmalıdır.

Çalışanların iş başarısını belirleyen iki temel etken yetenek ve motivasyon olup:

İŞ BAŞARISI = YETENEK X MOTİVASYON şeklinde gösterilebilir.

Başarı, çalışan memnuniyetinin ispatıdır. Çalışan memnuniyeti, dolayısıyla başarı, aşağıda olguların yerine getirilmesiyle sağlanır.

•İyileştirilmiş çalışma ortamı

•Etkin İletişim

•Çalışanların kararlara katılımı

•Yeterli ve adil ücret sistemi

•Yönetime güven duyulması

•Amir ve Yönetimin demokratik tutumu

•Yükseltme - Takdir

•İşin ilginçleştirilmesi

•Çalışanların kişisel gelişimlerinin sağlanması

•Sosyal ihtiyaçlarının doyurulması v.b.

Bunlar sayesinde işletmeler, çalışanların kuruluşun temel değerlerini, vizyonunu, misyonunu ve mükemmellik yaklaşımlarını bilmelerini sağlayacaklardır. Bütün bunların sağlanması “motivasyon” yaratacaktır.

Ancak motivasyon konusu ele alındığında hemen her tartışma “para” ve “maddi tatmin” üzerinde odaklanmaktadır. Konuya yüzeysel olarak bakanlar en etkili motivasyon aracının “para” yani “maddi ödüllendirme” olduğu görüşünü savunurlar. Oysa konu bilimsel açıdan ve derinlemesine ele alındığında; örgütteki sistemlerin adil olması, çalışanların düşüncelerine saygı, işyeri koşullarının iyileştirilmesi, sosyal ve kültürel aktiviteler, açık iletişim ve duyarlı bir üst yönetim gibi maddi olmayan faktörlerin, iç müşterinin tatmininde paraya bağlı motive edici faktörlerden daha etkili olduğu görülmektedir.


Diksiyon
Diksiyon, konuşulan dilin incelenmesi ve kullanılması. Fonetik sesleri veya fonemleri inceler; diksiyon ise konuşma sanatı ve tekniği olarak fonetiği tamamlar.

Bir şiiri, bir nutku, bir piyesteki rolü söylemek, okuma tarzını belirten "diksiyon" denilen sanat, konuşma organlarının, yatkın veya çalışmayla işlek hale gelmiş olmasını gerektirir.

Diksiyonun çeşitli bölümleri vardır: heceleri belirtme, telaffuz, noktalama, ses perdesini ayarlama, inşat. Bazen ton ve tarz bakımından suniliğe kaçan, bazen günlük konuşma diline, gerçek söyleyişe yaklaşan diksiyon, edebiyat ve tiyatro anlayışıyla bağlantılı olarak gelişmiştir.

Özgüven
Size bir olay anlatıldığında ya da gazeteden bir şey okuduğunuzda, bunu eleştirmeden algılamaya çalışın. Herkesin o anki hissedişine göre kendisi için en iyi şeyi yaptığını benimseyin ve böyle düşünmeyi alışkanlık haline getirin. Bu sürekli eleştirildiğiniz hissiyatını ortadan kaldırır ve herkesin kusurları olduğunu benimsemenize yardımcı olur.

* İtici davranan ve giyinen, vücut dili kötü olan biriyle karşılaştığınızda şu parolayı tekrarlayın: "Böyle görünmeyi tercih etmesi nedeniyle suçlu değil."

YARGILAMAYIN

* İş yerinizden ya da ailenizden birine birkaç dakikanızı ayırın. Sizi sıkan tavırlarını inceleyin ve bunu yaparken onu kesinlikle yargılamamaya özen gösterin. O kişinin bu tavırlarla uyumlu yaşam koşulları olduğunu kabul edin.

* Özgüven sarsıntısı geçirdiğinizi hissettiğinizde, kendinize "..... yapsaydım ne olurdu?" diye sorun. Yani; düşseydim, bana gülselerdi, işe alınmasaydım, beni beğenmeseydi, reddedilseydim, vs. gibi... Soruları kendinizi sinirlendirinceye kadar devam ettirin. Bir an gelecek ve hiçbir şeyin ''en kötü'' durum olmadığını kabul edecek, böyle düşünmekten vazgeçeceksiniz.

KENDİNİZİ SEVİN

* Kendinizi değersiz hissetmeye başladığınız zaman, ".... benim bir parçam, ben .......''dan ibaret değilim" egzersizini yapın. Örneğin "Kırılganlığım, sessizliğim benim bir parçam, ben kırılganlıktan ibaret değilim" gibi... Bu olumsuz olduğuna inandığınız bir yönünüzün kafanızda sürekli yankılanmasını engeller. Sizin olumsuzluktan ibaret olmadığınızı kabul etmenize yardımcı olur.

* Aptalca bile bulsanız, "Kendimi seviyorum çünkü ..." kartları hazırlayın. Soluksuz kaldığınızda, kendinizle baş edemediğinizde, kartlarınızı çantanızdan çıkarın ve tek tek bakın. Olumsuz düşünceleri ve güvensizliği üzerinizden atmanıza yardımcı olacaktır.

* Zihninizde olumsuz bir düşünce oluştuğunda kendinize yüksek sesle "Dur" demeyi alışkanlık haline getirin.
Özgeçmiş Hazırlama
Özgeçmiş ve Özgeçmiş Hazırlama Teknikleri
Eğer iş arıyorsanız kişisel tanıtımınızı yeterince iyi yapmanız önemlidir ve bunu sağlayacak olan dikkatle hazırlayacağınız özgeçmişinizdir.

Özgeçmiş yazmanın belli baslı kuralları olduğu doğrudur. Ancak unutulmamalıdır ki; ilişkili olunan kurum, görev yapılan seviye, yerel mi yoksa yabancı pazarlarda mi is aranıyor olusu söz konusu kurallara eklemeler getirebilir.

Kişisel tecrübelerin ve yeteneklerin tanıtımı profesyonelce hazırlanmış bir özgeçmiş aracılığı ile pekala yapılabilir. Abartıdan ve yanlış (yalan) bilgilerden arındırılmış, özgeçmişi alan kişinin kolaylıkla okumasına izin verecek şekilde uzunluğu ayarlanmış ve anahtar kelimeler kullanılarak yazılmış bir özgeçmiş pek çok kapıyı aralayabilecektir.
İş Görüşmesi
İş Görüşmesi Taktikleri
Soru: İlanlardaki bütün özellikleri taşıdığım halde, iş görüşmesi sonrası red cevabı alıyorum. Görüşme esnasında her şey çok pozitif görünmekte. Bunun nedeni ne olabilir?

Yanıt: Mülakat performansınızı hemen gözden geçirmelisiniz. İş görüşmelerini daha olumlu geçirmek için ilişikteki önerilerimize göz atın:

Sıkı bir tokalaşma. Karşı tarafın uzattığı eli çekingen bir tavırla değil, kendinizden emin ve samimi bir üslupla sıkın. İlk izlenim çok önemlidir!

Görüşmenize geç kalmayın. Belirtilen zamandan kısa bir süre önce görüşme yerinde olmak, rahatlamanız ve konsantre olmanız için size zaman kazandırır. Ama, size belirtilen süreden çok önce varıp, ilgili kişiyi programı dışına çıkmaya zorlamayın. Olumsuz bir hava yaratabilir.

Görünüşünüze özen gösterin. Mümkün olduğunca koyu bir takım elbise tercih edin, uyumsuz giyinmeyin.

Tebessüm edin. Asık bir surat size puan kazandırmaz. Enerjik olun ve bunu karşınızdakine yansıtın. Dik durmaya özen gösterin. Kamburu çıkmış bir oturuş sizi yorgun ve bakımsız gösterir. Göz temasını kaçırmayın.

Hitap edeceğiniz kişinin ismini ve ünvanını mutlaka bilin. Birden çok mülakata girebilirsiniz, size bildirilen isimleri unutmayın. Görüşmenin havasına göre, karşı taraftan kartvizit isteyebilirsiniz.

Güçlü bir ifade. Cümleleriniz net ve anlaşılır olsun. Aralıklı ve dağınık konuşmayın. Uzun ve karmaşık cümleler içerisinde kaybolmayın. Bu, söylediklerinizden emin olmadığınız izlenimi verebilir. Karşı tarafın konuşması sırasında ilgili görünün, başka bir şey ile ilgilenmeyin. Tedirgin ve heyecanlı olsanız bile bunu belli etmemeye gayret gösterin.

İşi istediğinizi belli edin. İşin kapsamı, sorumluluklar ve detaylar konusunda sorular sorun.

Mimiklere dikkat edin. Doğru vurgulama ve tonlama, bir ifadenin istendiği şekilde algılanması için en önemli araçtır. Bunu iyi kullanın. Evde alıştırma yapmak işe yarayabilir.

Bazen, her iki tarafın karşılıklı tavırlarına bağlı olarak gerilimli bir ortam oluşabilir. Bu durumda gerilimi arttırmamak için konu değiştirmek, ofansif olmamak ve kontrolü biraz daha elinize almak gerekebilir.

Sessizlik anı. Bazen mülakatlarda kısa bir sessizlik anı olur, siz içinizden konuşmanızı gözden geçirirken ye da konuyu değiştirmeye hazırlanırken, karşı taraf sizin hareket ve tavırlarını izler. Bunlar sizin hakkınızda önemli donelerdir.

Başarılarınızdan söz edin. Aşırıya kaçmadan, sohbet arasında, gerçekleştirdiğiniz projeler ve başarılarınızdan bahsedin. Örneğin satış rakamları, müşteri portföyü vb bilgilerin üzerinden geçebilirsiniz. (Not: İlk görüşmenizi İK görevlisi ile yapıyorsanız, sorulmadığı sürece teknik konulara fazla girmeyin)

Bana kendinizden bahseder misiniz? –gibi ucu açık sorulara dikkat edin. Bunların belirli bir cevabı olmamakla beraber, önceden tasarlayacağınız bir cevabı da kullanabilirsiniz. Not: Cevabınızın arkasından: “Sorunuza yanıt oldu mu?” diye teyit isteyin.

Dedikoduya dikkat! Kendi şirketiniz ye da üçüncü şahıslar hakkında sorulabilecek sorulara dikkatli cevaplar verin, özellikle kişisel olan sorulara. Tuzak olabilir. Ayrıca kimseyi kötüleyerek puan toplayamazsınız.

Araştırma yapın. Şirketin vizyonu, misyonu, politikaları ve pozisyonun gerektirdikleri hakkında bilgi edinin. Böylece mülakat esnasında soracağınız dikkatli sorularla, umduğunuzdan fazla bilgi edinme şansınız olur. İyi bir izlenim uyandırır.

Ketum olun. İlk görüşmenin ardından, size önerilen pozisyon ile ilgilenmiyorsanız bile bunu ifade etmeyin ve kimseye de söylemeyin. Görüşmeleri devam ettirmeye ve sonlandırmaya gayret gösterin. Zaman kaybı olarak düşünmeyin. Daha sonrasında işinize yarayabilir.

Görüşmeler olumlu bir havada geçmiş ve siz de işi istediğinize emin iseniz, işe talip olduğunuzu açıkça ifade adin. Kararlı ve istekli olmak size puan kazandırır.

Yanınızda kalem olsun. Mülakatlar esnasında çeşitli testler uygulanabilir. Hoşnut olmasanız bile bunu belli etmeyin. Bu testler birçok işyerinde standart uygulamalar arasındadır.

Karar vermeye hazır olun. Bazen işler o kadar hızlı ilerler ki; daha ilk görüşmede iş teklifini alabilirsiniz. Bu durumda, sizden hemen karar vermeniz istenebilir. Buna hazırlıklı olun. Nüfus cüzdanınız ve vesikalık fotoğrafınız da yanınızda olsun.

Mülakatın sonunda, her ne olursa olsun teşekkür etmeyi ihmal etmeyin. Bir sonraki mülakatın zamanını, yerini ve kiminle görüşeceğinizi sorun.

Mülakat sonrasında, mümkün ise e-mail vasıtası ile bir teşekkür notu atın. Çok değil, 2-3 cümle yeterli. Bunun için, mülakatı yaptığınız kişinin tam adı ve unvanını ilgili sekreter ye da görevliden alın.

Soru: Mülakatlarda aşırı heyecan yapıyor, rahat olamıyorum. Kasılıyorum. Bu konuda ne yapabilirim?

Yanıt: Mülakatlarda heyecanlanmanız çok normal. Ancak önemli olan heyecanınıza rağmen kendinizi doğru ve iyi bir üslupla ifade edebilmenizdir. Size tavsiyemiz, iş görüşmesine gitmeden önce evde mutlaka alıştırma yapmanız. Hatta tecrübeli bir profesyonelle birlikte çalışmanız sizin için çok faydalı olur. Mülakatlara ne kadar iyi hazırlanırsanız o kadar başarılı olursunuz.

Soru: İş görüşmelerimde sürekli neden bizi tercih ettin?, Biz seninle neden çalışmalıyız? Gibi sorulan sorularda, dikkat edilmesi gereken önemli noktalar nedir?

Yanıt: Bu soruların temel amacı, ne ölçüde bilinçli başvuru yaptığınızı anlayabilmektir. İşsizliğin çok yoğun olduğu, bir iş ilanına binlerce uygun yada uygun olmayan başvurunun yapıldığı bir ortamda firmaların en çok önemsedikleri konu; hedefi belirli, kariyer çizgisi netleşmiş, uzun erimli çalışabilecek, istikrarlı, kararlı, gelişmeye açık elemanlarla çalışmaktır. Bu açıklamalar ışığında bu tür sorulara yanıt vermeli; işi neden istediğinizi, kariyer hedefinize uygunluğunu, bu işe sağlayacağınız katma değeri doğru ve etkileyici bir ifadeyle aktarabilmelisiniz.

Soru: İş görüşmelerinde işten ayrılma nedenini açıklarken nasıl bir yol izlenmelidir?

Yanıt: Gerçeği söylemek her zaman en doğru yoldur. Önemli olan bunu nasıl ifade ettiğinizdir. Bu açıklamayı görüşmeye gitmeden önce kafanızda kurgulamalısınız. Kimseyi suçlamamaya, kırıcı olmamaya dikkat etmelisiniz. Unutmayın, mülakatlarda aynı zamanda tutarlılığınız ve kendinizi ifade ediş biçiminiz de gözlenip değerlendirilecektir. Profesyonel iş etiğini hiç unutmadan, dedikodu yapmadan, firmayı kötülemeden, çalışma koşullarının sizin kariyer hedefiniz, kişisel gelişiminiz için uygun olmadığını bu durumun motivasyonunuzu olumsuz etkilediğini profesyonele yakışır bir üslupla açıklamalısınız.

Soru: Bir iş görüşmesinde neler yapılmalı ve yapılmamalı?

Yanıt: Başarılı Bir İş Görüşmesi İçin tavsiyeler:

Kendinize güvenli ve kendiniz gibi olun. Asla rol yapmayın. İçten, samimi dürüst bir mülakat daha etkileyicidir. Mülakat sırasında rahat olun. Olumlu düşünün. Reddedilmekten korkmayın.

Bir iş görüşmesine gitmeden önce korku, heyecan ve endişe duyabilirsiniz. Ama sonuçta, her şeyin gelip dayandığı nokta özgüvendir. Peki, kendinize duyduğunuz güveni nasıl gösterirsiniz?

Rahatlayın: İçeri girmeden önce, derin nefes alın, omuzlarınızı kasmayın, rahat bırakın ve kendinize bu mülakattan keyif alacağınızı söyleyin. Daha sonra gülümseyerek odaya girin ve sağlam bir şekilde tokalaşın.

Olumlu düşünün: Bunun anlamı, "Bu mülakatla başa çıkamayacağım" veya "Çok korkuyorum" gibi düşünceleri aklınızdan çıkarmaktır. Bunlar yerine, "Bu mülakatta başarılı olacağımı biliyorum", "Benden çok etkilenecekler" ve "Bu mülakattan keyif alacağım" şeklinde düşünmeye çalışın.

Zor soruların aklınızı karıştırmasına izin vermeyin: Kimse kendisine zayıf yönlerinin sorulmasından hoşlanmaz. Ama aslında bu, güçlü taraflarınız hakkında konuşmak için iyi bir fırsat sunar. Örneğin, "Sabırsız biriyim" demek yerine "Çabuk sonuç almak isterim" diyebilirsiniz. Veya, "Çabuk sıkılırım" yerine "Rutinler yerine yaratıcı işlerde daha başarılı olurum" şeklinde konuşabilirsiniz.

Kendinizi ifade edin: Bir soruya cevap vermeden önce duraklamaktan kaçınmayın. Bu, size düşünme fırsatı verir. Derin bir nefes alın ve karşınızdakinin gözlerinin içine bakın. Derin nefes almak gevşemenize yardımcı olur. Kendinize güvenli bir ses tonuyla konuşun.

Reddedilmeyi olumlu karşılayın: Unutmayın, başvurunuzun reddedilmesi, sizin kişi olarak reddedildiğiniz anlamına gelmez. Her görüşmeyi tecrübe hanenize kaydedin. Tüm soruları ve yanıtlarınızı her mülakattan sonra gözden geçirin ve iyileştirin. Bu görüşmeden öğrendiklerinizi kullanarak bir dahaki görüşmenizi daha etkili hale getireceğinizden emin olun.

Soru: İş görüşmelerimizdeki kıyafet seçimi, karşımızdaki kişilerde nasıl etki bırakır?

Yanıt: İş görüşmelerinde kıyafet seçimi önemlidir. Adayın temiz, uyumlu, profesyonele yakışır bir tarzda giyinmesi beklenir. Dış görüşünüz iş görüşmesinde ilk imajınızı belirler ancak asıl önemli olan mülakat sürecindeki performansınız ve davranışlarınız olacaktır.

Soru: İlk görüşme sonunda ne kadar ücret istediğimizi sorduklarında nasıl bir cevap verilmeli? İkinci görüşmeyi beklemek daha mı uygun olur?

Yanıt: İş görüşmeleri sırasında sorulan, ücret bekletiniz hakkındaki sorulara cevap vermenizde hiçbir sakınca yoktur. Bu sorunun ilk görüşme sonunda yada sonraki görüşmelerde sorulmasının herhangi bir önemi yoktur, çünkü bazen adaylara ilk iş görüşmesinin 10. dakikasında bile iş teklif edilebilir. Aksine mutlaka “ ..........ücretin altında çalışmaya değmez” diye düşündüğünüz minimum ücret beklentinizi iletmeniz yararınıza olacaktır. İşverenin sizi demotive etmeyecek ücret bedelini öğrenmesi ve değerlendirmelerini bu beklentinizi göz önüne alarak yapması iki taraf açısından hem zaman kaybetmemek adına hem de sonradan oluşabilecek olumsuzlukları önlemek adına son derece önemlidir.

Soru: İş görüşmelerinde “şimdiye kadar niye iş bulamadın” sorusuna nasıl bir cevap vermem gerekir?

Yanıt: İş olanakları açısından arz/talep dengesinin çok bozuk olduğu bir ortamda sorulsa bile bu sorunun amacı sizi sıkıştırmak değildir. Özelliklerinizi, hangi işlere başvurup, kaç yerden hangi sebeplerle reddedildiğinizi bilmeden cevap önermemiz doğru olmasa da, kalıcı bir iş istediğinizi, istediğiniz niteliklere, koşullara, beklentilerinize uygun bir iş teklifi çıkmadığını belirterek durumunuzu açıklayabilirsiniz. Böyle bir yanıt, herhangi bir iş arayan değil bilinçli, ne aradığını bilen bir profesyonel olduğunuzu gösterecektir.

Soru: Çalıştığım sektörde kendimi nasıl kanıtlamalıyım?

Yanıt: İçinde bulunduğunuz sektörün gerektirdiği tüm teknik bilgi ve becerileri edinmenin yanında, bunları doğru zamanda, doğru yerde doğru biçimde uygulamanız, diğer çalışanlarla uyumlu ve sinerji yakalayan bir tutum izlemeniz halinde iyi bir profesyonel olarak kendinizi kanıtlamış olursunuz. Vazgeçilmez ve başarılı olmanız firmaya katma değer sağlayan bir çalışan olmanıza bağlıdır.

Soru: Nasıl daha ikna edici olabilirim?

Yanıt: İş görüşmelerinde ikna edici olmaya çalışmak, o işin size uygun olduğunu, sizin de o işe uygun olduğunuzu kanıtlamaya çalışmak yerine tamamen doğal davranıp, "kendiniz" gibi davranmanızı öneririz. Kendinizi görüşmeyi yapan kişiye olduğunuz gibi anlatın. İkna edici olmaya çalışırken fazladan söylenen cümleler o iş için uygun kişi olsanız bile antipati yaratabilir. Kendinize güvenin ve kendiniz olun, başarılı bir görüşme yapmanın yolu budur.

Soru: Yöneticiler hangi kriterlere göre seçilir?

Yanıt: Yöneticiler başarı ve bilgilerine göre seçilir. Kişinin daha önce yaptığı işlerde kendini kanıtlamış olması, alanında bilgi sahibi olması ve bir ekip yönetecek olgunluğa sahip olması çok önemlidir.

Kariyer Değiştirme Stratejileri
Kariyerinizi değiştirmek için 10 strateji.
Kariyerinizde ve hayatınızda değişiklik mi yapmak istiyorsunuz? Kendinizi geliştirmek ve çevre edinmek mi istiyorsunuz. Amerikalı İnsan Kaynakları uzmanı Gabrielle Parkinson'un hazırladığı bu 10 strateji size yardımcı olabilir.

Geçmişte öğrendiğiniz hatalardan ders alarak bugünü yaşayın. İhtiyacınız olmayan yada sevmediğiniz şeyleri hayatınızdan çıkarın. Hayatınız her alanında mümkün olduğunda her şeyi sadeleştirin.

1. İşe kendinizle başlayın.

Kendinize ve hayatınıza objektif olarak bakın. Kariyerinizde ilerlemek istediğiniz yola doğru ilerliyor musunuz? Hayatınız yolunda gidiyor mu? Kişisel ve kariyerinizle ilgili gelişiminize devam ediyor musunuz? Sevdiğiniz işi mi yapıyorsunuz?

2. Özkaynağınızı iş ortamında değerlendirin.

Güçlü olduğunuz yanlar ve değerleriniz neler? İş yetenekleriniz, uzmanlık alanınız, ilişkileriniz, çevreniz, imajınız ve başarılarınızı gözden geçirin.

3. Kariyeriniz ve yaşamınıza dair bir plan yapın.

Hayattan beklentileriniz konusunda yeterince kesin ve açık mısınız? Uzun vadede hayalleriniz neler? Hayat içindeki değerleriniz neler? Önümüzdeki 5-10 yıl süresi içinde neler yapmak istiyorsunuz? Tüme dayalı bir yaklaşım geliştirin, yaşam/kariyer, finans, sağlık, ruhsal gelişim, boş zamanları değerlendirme, ilişkiler, ev hayatı, kişisel ve profesyonel gelişim konularını gözden geçirin. Ne istediğiniz ve neye değer verdiğiniz konusunda açık olursanız daha akıllıca adımlar atabilirsiniz.

4. Başarılarınızı takip edin.

Bilginizi ve becerilerinizi geliştirecek yeni fırsatlara açık olun. Tüm başarılarınızı, performansınızdaki yükselişi, katıldığınız çalışmaları, sunumlarınızın kaydını tutup takip edin.

5. Her şeyin düzenli gitmesi için çalışın.

Duygusal ve fiziksel tüm alanlarda tam bir temizliğe girişin.

6. Saygı duyduğunuz ve hayranı olduğunuz insanların hayatlarını kendinize örnek alabilirsiniz.

Özel yaşamında ve kariyerinde başarılı insanlardan öğrenecek çok şeyiniz olabilir. Bağlantı kurabileceğiniz örnek alınacak kimseler yada mentor bulun.

7. Yeni seçeneklere ve fırsatlara açık olun.

Yeni olasılıklara her zaman açık olun. Yeni bilgi, kaynak ve deneyimlerden yararlanın.

8. Üretici olun, harekete geçin.

Kariyeriniz ve hayatınızla ilgili ne yapmak istediğiniz konusunda eminseniz, harekete geçebilirsiniz. Tüm seçeneklerinizi gözden geçirin, çevre edinin, yeni insanlarla tanışın, yeni kaynaklar araştırın.

9. Bilinçli bir şekilde çevre yapın.

Mevcut tanıdıklarınızla irtibata geçin ve yeni insanlarla tanışarak çevrenizi genişletin. İlgi alanlarınıza ve kendinizi geliştirmek istediğiniz alanlara odaklanın ve bu alanlardaki insanlara ulaşmak için yollar deneyin.

10. Sezgilerinize güvenin.

Sezgilerinize ve içinizden gelen ses kulak verin. Kendinize güvenin ve inanın. Ne yapmanız gerektiğini size söyleyecektir.
Hedefini Belirle
Hedef Tespit Kriterleri
Hedef belirleme ile istek çoğu zaman karıştırılır. İsteğin hedefe dönüşmesi için eyleme geçmek gerekir.Eylem aşamasında küçük parçalara bölünmemiş hedefler , kişi için altından kalkılamaz bir yüktür. Bunun yük haline dönüşmemesi için hedeflerin;

Kısa vadeli hedefler (1 ay içersinde gerçekleşmesi planlanan hedefler)

Orta vadeli hedefler (1 yıl içersinde gerçekleşmesi planlanan hedefler)

Uzun vadeli hedefler (2 yıl ve sonrasında gerçekleşmesi planlanan hedefler) şeklinde planlanması gerekir.

İngilizce sınavından 4 , Matematik sınavından 3 almak, Cumartesi günleri 2 saat arkadaşlarla vakit geçirmek, hergün konu tekrarı yapmak gibi hedefler kısa vadeli hedeflerdir.

Yıl sonunda doğrudan sınıf geçmek, İngilizceyi konuşma düzeyinde ilerletmek, alan seçimi yapmak, ÖSS’de hedeflenen üniversite ve bölüme girmek gibi hedefler orta vadeli hedeflerdir.

Hedeflenen üniversite ve bölümü 4 yıl içinde tamamlamak, ilgi alanına uygun işte çalışmak, kazancın yeterli olması , araba sahibi olmak gibi hedefler uzun vadeli hedeflerdir.

Görüldüğü gibi kısa-orta-uzun vadeli hedefler birbirini bütünleyen hedeflerdir. Bir basamak gerçekleşmeden diğer basamaktaki hedefe ulaşmak mümkün değildir. Bu basamakların doğru belirlenmesi ve adım adım gidilmesi çok önemlidir.

Hedef;

• Kişinin sahip olduğu yetenek ve güçlerle ulaşabileceği türden olmalıdır.

• Zaman ve nicelik açısından ölçülebilir olmalıdır. Genel ifadeler hedefe ulaşılıp ulaşılmadığını değerlendirmede güçlük yaratacaktır.

• Kişinin ne yapması gerektiğini değil, gerçekten ne istediğini yansıtmalıdır.

• Alternatifsiz olarak ifade edilmelidir. Araştırmacılar, hedefin “şunu ya da bunu yapabilirim” şeklinde ifade edildiğinde her ikisine de ulaşılamadığını göstermektedir.

• Kişiye, çevresine ve topluma zarar verici nitelikte olmamalıdır.

Hedef Belirleme Aşamasında;

Kendini tanıma

Karar verme

Sorumluluk Alma

Eylem Planı Oluşturma önemli ve veli desteğini kaçınılmaz kılan basamaklardır.

KENDİNİ TANIMA

“Ne olduğumuzu biliyoruz ama ne olabileceğimizi bilmiyoruz”

Napoleon

Bireyin yeteneklerine, ilgilerine uygun, sahip olduğu güçlerle ulaşacağı türden hedefler belirlemesi çok önemlidir. Bu doğrultuda hedefini belirleyen gencin ailesinin beklentileri önemlidir. Bu beklentiler gerçekçi değilse genç üzerinde gerginliğe neden olabilir.

Anne baba olarak;

• Gencin isteklerini, beklentilerini, sınırlarını yok sayarak, kendimiz,kendi amaçlarımız, kendi yapamadıklarımız doğrultusunda beklenti oluşturmamalı ve çocuğumuzun bu beklentilere uygun davranmasını beklememeliyiz.

• Gençten beklentilerimiz “Senin için bunları bunları yaptım, karşılığını vermelisin” tarzında bir senet haline dönüşmemelidir.

• Beklentiler açık şekilde ifade edilmelidir. Beklentiler bu kriterlere uymadığında çocuklar kendi gelecekleriyle ilgili hedef

belirleyememekte, aile bu sürece baskı yoluyla müdahale etmektedir. Hedefini kendi belirleyemeyen genç ya bunu kabul etmeyerek ailesiyle çatışmaya girecek ya da hayatını kolaylaştırmak için sorgusuz kabul yoluna giderek, seçme hakkından vazgeçecektir.

Seçme hakkından vazgeçen genç hayatı boyunca her sorununda ailesinin sorumluluk üstlenmesini isteyecek, kendi kararlarıyla hayatını yönetmekten vazgeçecektir.

KARAR VERME-SORUMLULUK ALMA

“En uzun yolculuklar bile küçük bir adımla başlar”

Karar verme, “sorumluluk alma”, “plan ve program yapma”, “güçlükleri göze alma” gibi etkenlerin de rol aldığı karmaşık bir süreçtir. Genci karar sürecinin karmaşasından koruma amacıyla anne babanın kararları vermesi ve kararların sonuçları ile ilgili sorumluğu da anne babanın üstlenmesi genel eğilimdir. Aileler “ama biz yönlendirmezsek o hiçbir şeyi

seçemiyor” demektedirler. O kadar uzun bir süre gençlerin yerine büyükler karar vermişlerdir ki gençler karar vermeyi öğrenememiş,bunun yerine başkalarının verdikleri kararlara uyma kolaylığını yeğler hale gelmişlerdir.

Gençlerde karar verme becerisi ve sorumluluk bilinci oluşturabilmek için;

• Yaş dönemine ve gelişimsel düzeye uygun sorumluluklar vermek,

• Kararları onun vermesini istemek, onu bu yolda desteklemek,

• Sonuçları düşündürmek, değerlendirmek, eleştirmek ve onun bunu yapmasını sağlamak ,

• Yanlışlarını görmesine, yanlışlarını kabul etmesine yardımcı olacak analiz gücünü kazandırmak gerekir.

Hedeflerini belirleyen ve bu hedeflere ulaşma konusunda harekete geçme sorumluluğu olan gencin ilk yapacağı bir plan oluşturmaktır.

EYLEM PLANI OLUŞTURMA

“Planlamaya ayrılan on dakika uygulamada bir saat kazandırır”

Japon Atasözü

Plan yapmak pek çok kişinin gözünü korkutur. Çünkü planın özgürlüğü kısıtlayacağına dair yanlış bir inanış vardır. Özgürlüğüne aşırı düşkün ergen için plan yapmak tehlike anlamına gelmektedir. Oysa doğru hazırlanmış bir plan zamanı istekler ve zorunluluklar arasında

dengeli olarak dağıtır. Pek çok kişi çeşitli alanlarda plan yapmış ancak uygulamakta sıkıntı yaşamıştır. Bu şaşırtıcı değildir. Çünkü herkese uyan standart bir plan yoktur.

Plan;

• Kişisel olmalıdır. Bireysel özellikleri, ihtiyaçları, beklentileri, zorunlulukları dengelemelidir.

• Uygulanabilir olmalıdır. Olması gerekeni değil yapılabilecek olanı yansıtmalıdır.

• Sınırları olmalıdır. Genel ifadeler yerine özel hedefleri ifade etmelidir (Matematik çalışmalıyım yerine asal sayıları çalışacağım gibi.)

• Esnek olmalıdır. Uygulama aşamasında yaşanabilecek aksaklıklara karşı ek zamanlar belirlenmelidir.

• Değerlendirme aşaması gözardı edilmemelidir.

• Mükemmel bir plan olmadığı unutulmamalıdır. Planlar hata yapmamak için değil daha az hatta yapmak için oluşturulur.

Son olarak sizinle bir hikayeyi paylaşmak istiyoruz.

KARAYI GÖREBİLMEK

4 Temmuz 1952 Günü 34 yaşında bir kadın, Pasifik Okyanusu’na dalarak, Catalina Adası’ndan 30 km. Batıdaki Kaliforniya’ya doğru yüzmeye başladı. Eğer başarılı olursa, bunu yapan ilk kadın olacaktı. Adı,Florence Chadwick olan bu yüzücü, Manş Denizi’ni her iki yönde geçen ilk kadındı.

O sabah su, vücudu uyuşturacak kadar soğuktu ve sis o kadar yoğundu ki beraberindeki tekneleri güçlükle seçebiliyordu. Milyonlarca insan televizyonlarından onu izliyordu. Köpek balıkları ve dondurucu soğuğun etkisini hiçe sayarak 15 saat yüzdü. Sonra dayanamayıp bırakmak istedi.

Yakındaki bir teknede bulunan annesi ve antrenörü,karaya çok yaklaştıklarını ve devam etmesini söyledilerse de o,sudan çıkmakta kararlıydı. Azimli yüzücü, Kaliforniya kıyısına yarım mil kala
sudan çıkışının nedenini şöyle açıkladı :”Karayı görebilseydim, başarabilirdim! Vazgeçmesinin sebebi ne yorgunluk ne de soğuktu. Tek sebep sis yüzünden karayı görememekti.

Başarının Sırrı
Başarı Prensipleri
Eleştirme, erteleme, suçlama, şikayet etme...

Karşınızdakini dürüstlük ve içtenlikle övün...

Karşınızdakinde güçlü bir istek uyandırın- yüreklendirin...

Karşınızdakine içten bir ilgi duyun...

Gülümseyin...

Karşınızdakine ismiyle hitap edin...

İyi bir dinleyici olun.Karşınızdakine, kendinden bahsetmesi için cesaret verin...

Karşınızdakinin ilgilendiği şeylerden bahsedin...

Karşınızdakinin kendini önemli hissetmesini sağlayın bunu içtenlikle yapın...

Bir tartışmadan en iyi sonucu almanın tek yolu, tartışmadan kaçmaktır...

Karşınızdakinin fikrine saygı gösterin ve asla ‘’yanılıyorsun’’ demeyin...

Eğer hatalıysanız bunu hemen kabul edin...

Konuşmaya dostça başlayın...

Karşınızdakinin size hemen’’evet’’ demesini sağlayın...

Bırakın konuşmanın çoğunu karşınızdaki yapsın...

Empati kurun...

Karşınızdakilerin düşünce ve isteklerine anlayışla yaklaşın...

Fikirlerinizi canlandırın...

Rekabet yaratın...

Konuşmaya içten bir iltifat ve övgüyle başlayın...

Karşınızdakinin hatalarına üstü kapalı bir şekilde değinin...

Karşınızdakini eleştirmeden önce kendi hatalarınızdan bahsedin...

Doğrudan emir vermek yerine sorular sorun...

Karşınızdakinin gururunu kurtarmasın izin verin...

Övgü ve takdirlerinizde içten ve cömert olun...

Karşınızdakine koruması gereken bir ün verin...

Karşınızdakine cesaret verin, hataların kolay düzeltilebilirmiş gibi görünmesini sağlayın...

ve Karşınızdakine SEVGİ gösterin...


Stres
Stres Nedir?
Stres daima bizimle birliktedir. Duruma bağlı olarak yoğunluğu değişebilir. Şu anda şu satırları okurken bile stres deneyimi geçirmektesiniz: Sayfayı açık tutuyorsunuz, gözleriniz kelimeleri izliyor, sürekli olarak almakta olduğunuz bilgileri bir işleme tabi tutuyorsunuz.

Vücudunuz, fonksiyonlarını sürdüren ayrı bir dünyadır. Zaman zaman karmaşık fonksiyonlar görmesine rağmen beyniniz sürekli çalışmakta kalbiniz düzenli aralıklarla ve durmadan kan pompalamakta, ciğerleriniz içindeki havayı boşaltmakta ve yerine temiz hava doldurmaktadır. Onun için teknik anlamda hepimiz devamlı stres deneyimi geçirmekteyiz; çünkü şuurlu olduğumuz zaman, yapılacaklar listesine devamlı bir şeyler eklemekteyiz.

KÖTÜ BİR ŞEY DEĞİL

Yaygın inanışın aksine stres her zaman kötü bir şey değildir: Yaşamınıza renk katan etkili bir güdüleyici olabilmektedir. Ne olimpiyatlara katılan aletler normal olarak antremanlarda rekor kırarlar, ne de aktörler sahne provalarında en yüksek başarıyı gösterirler. Onlar da hepimizin yaptığı gibi en yüksek performanslarına meraklı seyircilerin önüne çıkmanın verdiği stres sayesinde kavuşurlar.

Çince’de stres kelimesi tehlike ve fırsat kelimelerinin sembollerinin karışımıdır. Stres bu iki kavramı paylaşmaktadır. Her problem çözümünü de içinde saklamaktadır; stres altında olduğunuz her an enerjinizi hem yıkıcı hem de yapıcı kullanma potansiyeline sahipsiniz demektir.

Ameliyat odasında ameliyat yapan bir operatör o kadar stres altındadır ki kalp atışları bir hayli hızlanır. Fakat bu bizler için şanstır, çünkü hiçbirimiz ameliyat gibi kritik bir anda gevşemiş durumdaki bir doktora ameliyat olmak istemeyiz. Başarılı insanlar streslerini yapıcı enerjiye ve yaratıcı güce dönüştürürler.


Beden Dili
Doğrucu Beden Dili
-“Ona kanım hiç kaynamadı”

-“Görüşmemizin daha ilk dakikasında ona verdim notumu”

-“Onda beni iten birşeyler var”

-“Ne yalan söyliim adam bana pek güvenilir gelmedi”

-“Size kanım okadar kaynadıki anlatamam. Sanki yıllardır sizi tanıyor gibiyim”.......v.s. şeklindeki sözleri mutlak duymuşsuzdur ya da bizlerde kullanımışsızdır. Eveeet buyrun beden dili. Siz ne kadar saklasanız da, beden diliniz doğrucu davut.. Doğru söyleyeni dokuz köyden kovmuşlar beden diline dur sen kal demişler. Neden mi? Sözlerini beden dilleri kdara yeterince inandırıcı bulmamış olsalar gerek. Çünkü ağzınızla kuş ta tutsanız sözcüklerin karşınızdaki kişiyi etkileme gücü % 7 iken beden dilinin etkisi % 55. Hadi ses tonunuz da sözcüklerinize güç kattı % 45’lik bir etki yarattınız ama yine beden dili kadar etkileyici değil. 1960 ‘lı yıllarda Prof.Dr.Albert Mehribian yaptığı ve ileriki yıllarda da iletişim uzmanlarınca desteklenen bu veri de şu anlatılıyor. İnsanlar ne söylediğinizden çok onu beden diliniz ile nasıl söylediğinize, ne kadar doğruladığınıza bakıyorlar. Sözcüklerin beden ile orantılı olması sizi iletişimi güçlü, anlaşılabilir, duygularını her yönden verebilen bir insan yapıyorken, aradaki zıtlık sizi güvenilmez, itibar edilmez bir kişilik olduğunuza yönelik mesajlar veriyor. İnsan vücudu müthiş bir biyolojik mühendistlik örneği. Beden dilini doğru kullanamayan insanlar için beden dili bir iletişim kara kutusu ve ancak o kara kutuyu bulup çözebilen insanlar iletişim bilgisine layıkıyla ulaşabiliyor. Çünkü saçlarımızdan ayak parmaklarımıza kadar mesajlarla doluyuzdur. Her kare nerdeyse bir mesaj verir. Saçlarını omuzdan geriye atarak size bakan bir bayan çapkınca mesaj verirken, parmaklarıyla kafanın yanlarını veya arkasını kaşıyan kişi dalgınlık, düşünce durumuyla ilgili mesajlar veriyordur..

Hafıza ve Hatırlama
Hafızanızı Geliştirmenin 10 yolu
Randevularınızı mı unutuyorsunuz? Otomobilinizin anahtarlarını nereye koyduğunuzu hatırlamıyor musunuz? Tanıdığınız biriyle karşılaştığınızda adı bir türlü aklınıza gelmiyor mu? Bu soruların yanıtı "evet"se, hafızanıza sahip çıkmanın zamanı gelmiş de geçiyor...
Bu sorulara evet yanıtını veriyorsanız, Betty Fielding''in yazdığı Hafıza Elkitabı tam size göre. Dharma Yayınları''ndan çıkan Hafıza Elkitabı, 10 yöntemle hafızanızı geliştirmenizi sağlıyor...
1. Hafızanızın araç gereç çantasını doldurun
Örneğin; kendi kendinize konuşmak, sözel hafıza izleri yaratır. Kelimelerin baş harflerinden oluşturulan kelimeler ya da tekerlemeler hafızanızı uyarmaya yardımcı olur. Gruplamak da, hatırlamaya yardım edecek bağlantı izlerini oluşturmak için önemlidir. Tekrarlamak, bilginin kısa süreli hafızanızda kalmasına yardım eder.

2. Motive edicinizi bulun ve girişimde bulunun
Hafızanızın gelişmesi motivasyona dayanır. İnsanlar motive edildiklerinde, yaşadıkları şey kalıcı anılarıyla birleşsin diye dikkat ederler ve konsantre olurlar.

3. Hayattan keyif alın
Hayattan keyif almak için, öncelikle yaşadığınız acılarla başa çıkabilmeniz gerekir. Hayatı anlamaya çalışmak ise, sizi yeni bilgi arayışına ve bu bilgiyi hatırlama isteğine götürür. İlişkiler hayatımızın zenginleşmesine katkıda bulunduğundan, hafıza için önemlidir.

4. Odaklanma gücünüzü artırın
Dikkatinizi odaklamak, bazı şeylerin siz istediğiniz sürece zihninizde kalmasını sağlar.

5. Zihinsel müdahaleleri geçersiz kılın
Konsantre olmak, dikkat dağınıklıklarını ve müdahaleleri gözardı ederek, dikkat etmeyi sürdürmektir. Hafıza yardımcılarınızı daha çok kullanmak, aynı anda birden çok şeye odaklanmamak ve atacağınız adımların hızını belirlemek, dikkat dağınıklığıyla ve müdahalerle başa çıkma stratejileridir.

6. Öğrenmenize ve hayatınıza önem verin
Hafızanız zaten düzenlidir. Hafıza izleri halihazırda düzenli olarak depo edilir ve siz olayları, insanları ve bilgiyi düzenli birimler halinde hatırlarsınız. Öğrenmeye düzen vermenin dışında zamanınızı ve çevrenizi de düzenlemek hafızanızı geliştirecektir.

7. Sağlığınıza önem verin
Sağlığı korumak için plan yapmak hafızanın iyi çalışması için esastır. Bu plan dengeli beslenmeyi, egzersiz yapmayı, toksik maddelere maruz kalmayı en aza indirmeyi ve düzenli doktor kontrolünden geçmeyi kapsar.

8. Stres ve depresyonla başa çıkın
Ruhsal durumlar ve duygular, hafızayı olumsuz yönde etkiler. Bunlardan korunma yollarını denemelisiniz.

9. Yaşlanma sürecini anlayın
Yaşla bağlantılı duyusal değişiklikler hafızanız için önemli. Stratejilerle bundan kurtulabilirsiniz.

10. Kendinizin rehberi olun
Tutumunuzda ve hayat tarzınızda hafızanızın daha iyi olmasını sağlayacak olumlu değişiklikleri yapabilirsiniz.

Kaynak: http://www.kpss.com.tr/Cat-tr-pages-254/








Hi-LaL - avatarı
Hi-LaL
Ziyaretçi
8 Eylül 2009       Mesaj #6
Hi-LaL - avatarı
Ziyaretçi
MÜLAKAT SORULARI

Hem aday hem de mülakatı yapan kişi için oldukça stresli bir konu olan mülakatlarda, giriş konuşmalarının oldukça samimi ve beliren soğuk havayı ortadan kaldırıcı nitelikte olması gereklidir. Mülakatın başında yapılacak olan kısa, samimi bir sohbet iki tarafın da bilgi alışverişini daha verimli hale getirmesini sağlayacaktır. Bunu sağlamanın yolu da mülakatı yönlendiren mülakatçının, mülakatla doğrudan ilişkisi olan veya olmayan sohbet türü bir girişe zaman ayırmasıdır. Bu iki taraf içinde stresi az da olsa ortadan kaldırmak için en etkili yöntemdir. Aday olarak bu tip bir sohbeti siz de başlatabilirsiniz ama ülkemizde daha çok mülakatçının girişi yaptığı gözlemlenmektedir. Aday olarak aşağıda belirtilen sorulara kesinlikle negatif yönden yaklaşmamalısınız. Aşağıda girişi sağlayacak bazı soru örnekleri verilmiştir:

1. ADRESİMİZİ / OFİSİMİZİ BULMAKTA ZORLUK ÇEKTİNİZ Mİ, YOLCULUĞUNUZ NASIL GEÇTİ?

Mülakat öncesi sohbet aşamasında en çok rastlanan soru türüdür. Eğer adresi bulmakta gerçekten sıkıntı yaşamış olsanız bile bunu karşı tarafa aktarmayın. Farklı bir şehirden mülakata gelmiş olabilirsiniz ve yolculuğunuz da oldukça kötü geçmiş olabilir. Herhangi bir problem yaşamadığınızı belirtmek zaten stresli olan ortamı yumuşatmaya daha çok yardım edecektir. Eğer mülakata geç kaldıysanız mutlaka özür dileyin ve kısa bir açıklama yapın.

2. ÖZGEÇMİŞİNİZDE …….... SPORLARI (VEYA HERHANGİ BIR KONU) İLE İLGİLENDİĞİNİZİ GÖRDÜM, NE ZAMAN BU (SPORLARI) YAPMAYA BAŞLADINIZ?

Bu tür bir soru ile karşılaştığınız zaman kesinlikle detaya inmemeye özen gösterin, çünkü bu tip bir soruya vereceğiniz cevabın uzaması gerçek anlamda üzerinde durulması gereken konulara daha az zaman ayırmanıza sebep olacaktır.

3. …………… ÜNİVERSİTESİNİ BİTİRDİĞİNİZİ ÖZGEÇMİŞİNİZDE GÖRDÜM, PROFESÖR………………...... TANIYORMUSUNUZ?

Oldukça sık karşılaşılan bir giriş sorusudur. Mülakatçı daha samimi bir ortam yaratmak için ortak tanıdıkların daha etkili olduğunu düşündüğü için bu tip bir soru yöneltir. Eğer bahsettiği kişiyi tanımıyorsanız kesinlikle tanıdığınızı söylemeyin daha detaya inildikçe mahçup durumda kalabilirsiniz.

4. SİGARA İÇMEK VEYA SICAK /SOĞUK BİRŞEY İÇMEK İSTER MİSİNİZ?..

Ülkemizde misafirperverlik en önem verdiğimiz özelliklerimizden biridir. Ve birşeyler ikram etmek misafirperverliğimizi göstermenin en güzel yolu olarak kabul edilir. Fakat profesyonel iş mülakatında sigara içilmesi pek tercih edilen ve hoş karşılanan bir şey değildir. Eğer sigara içmiyorsanız, ikram edilen sigara size firmada sigara içilip içilmediği konusunda da bilgi verecektir. İkram edilen diğer şeyleri de oldukça nazik bir şekilde reddetmeniz sizin yararınıza olacaktır. Mülakatın en önemli anında kolunuzun çay bardağına çarptığını ve takım elbisenizin üzerine döküldüğünü hayal etmek sanırım bu konuda sizi yeterince aydınlatacaktır. Ayrıca, görüşme sırasında ikram edilen herhangi birşeyi kabul etmek ilginizin dağılmasına neden olacak ve dolayısıyla mülakat performansınızı düşürecektir.

KİŞİSEL SORULAR ...

1. LÜTFEN BANA KENDİNİZ İLE İLGİLİ BİLGİ VERİNİZ.

Özellikle mülakat teknikleri konusunda deneyimsiz bir kişinin sorabileceği ve ülkemizde oldukça sık olarak karşılaşabileceğiniz bir sorudur. Aynı zamanda profesyonel iş mülakatında sorulabilecek en gereksiz sorudur. Mülakatçı bu tip bir soru ile kendinizi tanıtmanızı ister. Fakat bu aşamada sizin karşı bir soru ile kendisini cevaplamanız daha uygundur. Soracağınız soru şöyle olmalıdır: "Özel hayatımı mı anlatmamı talep ediyorsunuz yoksa profesyonel niteliklerimi mi öğrenmek istiyorsunuz? veya " Bu sorunuzu daha spesifik hale getirebilir misiniz?".

2.HERHANGİ BİR İŞ BULMADAN SON İŞİNİZDEN NEDEN AYRILDINIZ/İSTİFA ETTİNİZ?

Bu soruyu cevaplandırırken oldukça dikkatli olmak zorundasınız. Eğer dürüst davranmazsanız ve bu davranışınız daha sonra ortaya çıkacak olursa, oldukça zor durumda kalabilirsiniz. Çünkü istihdam aşamasında yapılacak araştırmalar sonucunda dürüst davranmadığınız ortaya çıkarsa, işveren sizin hakkınızda oldukça pozitif bir düşünceye sahip dahi olsa, fikrini derhal değiştirebilir. Eğer işten çıkarıldıysanız, sebeplerini detaylı olarak kendi hatalarınızdan kaynaklansa bile karşı tarafa aktarmak zorundasınız. Dürüst davranmak size oldukça fazla puan sağlayacaktır. Bunun yanında işten ayrılmanızın sebebi oldukça farklı unsurlar yüzünden de olabilir. Firmanız küçülme sürecine girmiş olabilir, tamamen kapanmış ya da tekrar yapılanma süreci sonunda pozisyonunuz kaldırılmış olabilir. Bunun yanısıra bağlı olarak çalıştığınız amirinizle kesinlikle anlaşamıyor olabilirsiniz. Bu tip durumları kesinlikle detaylı olarak mülakat yapan kişiye aktarmalısınız.

"Çalıştığım firmada öğrenebileceğim herşeyi öğrendim; artık benim için daha fazla öğrenme şansı kalmadı" gibi bir yaklaşım ile işten ayrılmanızı açıklamaya kalkmayın. Çünkü bir profesyonel daima kendini geliştirecek fırsatlar yaratmak zorundadır. Bu sebepten dolayı ayrılma kararı verilmesi oldukça amatör bir davranış olarak kabul edilir ve işten ayrılma sebebi olarak gösterilemez.

Bunun dışında, çalıştığınız firma size karşı olan kanuni yükümlülüklerini yerine getirmediği için ayrılmış olabilirsiniz. Bu tip konuları mülakatı yapan kişi ile doğrudan paylaşabilirsiniz.

3. ŞU ANDA AYRILMAYI DÜŞÜNDÜĞÜNÜZ POZİSYONUNUZDAN DAHA ÖNCE DE AYRILMAYI DÜŞÜNDÜNÜZ MÜ, AYRILMADIĞINIZA GÖRE NEDEN KALDINIZ?

Deneyimli bir mÜlakatçı bu soruyu size muhakkak sorar. Bu sizin iş motivasyonunuzu ölçmek için kullanılan anahtar sorulardan biridir. Çalıştığı işyerinden ayrılmayı kesinlikle düşünen çalışanın iş motivasyonu en alt seviyededir ve firmasına kesinlikle faydalı olamaz. Eğer uzun süredir iş arıyorsanız veya firmanız sizi daha fazla maddi veya manevi imkanlar ile aynı pozisyonda kalmaya ikna ettiyse bu mülakatçıyı ne kadar değerli bir eleman olduğunuz konusunda yönlendirecektir.

4. BAŞKA BIR POZİSYONUN VEYA FİRMANIN SİZİ TAM ANLAMI İLE TATMİN EDECEĞİNE İNANIYOR MUSUNUZ?

Bu soruya cevap verirken pozitif olmalısınız. İş dünyasında birçok imkan olduğunu ve bu imkanları yakından takip etmenizin, kariyeriniz açısından oldukça gerekli olduğunu belirtin. İş tatmini sağlamanın değişik parametrelerinin varlığının farkında olduğunuzu da ilave etmeyi ihmal etmeyin. Sadece maddi imkanlarınızın iyileştirilmesi amacıyla iş değiştirme niyetinde olduğunuzu mülakatı yapan kişiye asla bir neden olarak göstermeyin.

5. NE KADAR SÜREDİR İŞ ARAYIŞI İÇERİSİNDESİNİZ?

Cevap verirken oldukça hassas davranmanız gereken bir soru tipidir. İş arayış sürenizdeki uzunluk mülakatçı için negatif bir olgudur. Çünkü iyi bir eleman için iş arayışının uzun sürmesi yadırganacak bir unsur olarak kabul edilir. Mülakatçı sizin iş beğenmeyen veya kariyerinizdeki adımlar konusunda hassas bir kişi olduğunuzdan ziyade, aranan bir eleman olmadığınızı düşünür. Bu aşamada iş teklifi almadığınız halde değerinizi arttırmak için aldığınızı belirtirseniz, mülakatçının sizi değişik yönlerden sıkıştırmasına yol açmış olursunuz. Tecrübeli bir mülakatçı bu soruya vereceğiniz abartılı cevapları kesinlikle algılayacak ve ona göre davranacaktır. Açık ve dürüst olun.

6. KARİYER HEDEFLERİNİZ NELERDİR?

Özellikle kariyerinin başında olan yeni mezunların en çok hazırlıklı olmaları gereken soru tipi budur. Eğer mühendislik eğitimi aldıysanız ve bankacı olmak istiyorsanız veya işletme mezunu iseniz ve bilgisayar sektöründe çalışmak istiyorsanız, güçlü dayanaklarınız olmalıdır. Eğer bu tip bir kariyer hedefi ile mülakatçıyı cevaplarsanız niye bu kadar uzun süre mühendislik eğitiminde zaman harcadığınızı da iyi açıklamalısınız. Ayrıca uzun süredir iş hayatında yer alıyor ve örneğin bir finans pozisyonu ile ilgili olarak mülakata alınıyorsanız, kariyer hedefleriniz arasında satış yönetiminin yer alması mülakatçının söz konusu pozisyona olan ilginizin oldukça düşük olduğunu sezinlemesine yol açabilir. Her kişinin mutlaka bir kariyer hedefi olmalıdır. Bu soruya cevap verirken kesinlikle duraklamayın ve doğrudan kariyer hedeflerinizi belirtin.

7. KENDİNİZ İÇİN SON ZAMANLARDA OLUŞTURDUĞUNUZ HEDEF İLE İLGİLİ DETAY VERİNİZ.

Bu soruya cevap vermeden once kişisel veya profesyonel bir projenizi gözünüzün önüne getirin. Örneğin, eğitiminizi tamamlamak, iyi bir iş bulmak veya başka bir şehre yerleşmek, sizin için kariyerinizle doğru orantılı hedefler olabilir. Ama bu soruya verilecek cevabın tamamen işle ilgili olması çok daha uygun olacak ve mülakatın gidişini daha profesyonel bir açıdan etkileyecektir.

8. ŞU ANA KADAR SAHİP OLDUĞUNUZ EN İYİ İŞVERENİ LÜTFEN TANIMLAYINIZ.

Mülakata gitmeden önce bu soru için hazırlık yapmanızda büyük fayda vardır. En iyi işverenizi tam anlamı ile betimlemenin yolu bu kişinin sahip olduğu bütün iyi veya kötü niteliklerin sıralanması olacaktır. Kağıt üzerinde yapacağınız bir çalışma size daha detaylı bir bilgi verecek ve bu soruya daha hazırlıklı olmanızı sağlayacaktır. Bu tip bir soru size yöneltildiğinde, hemen en iyi işvereninizin sahip olduğu nitelikleri ardı ardına sıralamak yerine, işvereniniz hakkında sahip olduğunuz olumlu düşüncelere yol açan hareketlerini, kısa anekdotlar şeklinde belirtmeniz daha faydalı olacaktır. İşvereninizin yönetim biçimini betimlemeniz ne tür bir yönetim biçiminden hoşlandığınız hakkında mülakatçıya bazı bilgiler verecektir. Eğer bu soruya hazırlıklı değilseniz, öncelikle en iyi işvereninizin kim olduğunu isimle belirtin ve bu arada neden iyi bir işveren özelliği taşıdığını düşünün ve aynı zamanda abartıdan kesinlikle kaçının.

9. BULUNDUĞUNUZ EN İYİ POZİSYONU TANIMLAYINIZ.

Bu soru için de daha mülakattan önce mutlaka hazırlık yapmalısınız. Sahip olduğunuz en iyi işi tanımlayabilmek, ne tür bir işte başarılı olabileceğiniz konusunda mülakatçıya ipuçları verecektir. Mümkün olduğunca objektif olarak bulunduğunuz pozisyonun, negatif ve pozitif yönlerini irdeleyin.

10. BULUNDUĞUNUZ POZİSYONU HAK ETTİĞİNİZE İNANIYOR MUSUNUZ?

Bu soru ile mülakatçının sizden almak istediği bilgi, ülkemizde oldukça sık rastlanan, tanıdık vasıtası ile belirli pozisyonlara gelmiş adayları diğerlerinden tam anlamı ile ayırabilmektir. Eğer bulunduğunuz pozisyona kendi çaba veya başarılarınız ile gelmediyseniz, bunun cevabını profesyonel bir mülakatçı projelerinizi derinlemesine irdeleyerek tespit edebilir. Eğer birtakım tanıdıklarınız vasıtası ile şu andaki pozisyonunuzda bulunuyorsanız, bunu açık yüreklilikle mülakatçıya aktarın. Fakat bu pozisyonda kalmanın sadece başarılarınızla mümkün olduğunu ve bunu da başardığınızı basit örneklerle ispatlayın.

11. BAŞARIYI NASIL TANIMLARSINIZ?

Çok klasik bir sorudur. Bu soruya hazırlıklı olmanız, puan kazanmanızı sağlar. Örneğin; " Beni istihdam eden firmanın başarıya ulaşması için çalışmak ve kendi kişisel gelişimimi sağlamak benim için başarının en iyi tarifidir" cümlesi veya buna benzer bir cümle size artı değer sağlayacaktır. Muhakkak bu soruya hazırlıklı olun.

12. BU POZİSYONDA BAŞARILI OLMAK İÇİN GEREKLİ OLAN NİTELİKLERİ TANIMLAYINIZ.
Eğer bir iş ilanı sonucu bu mülakata giriyorsanız, iş ilanını tekrar gözden geçirerek bu soruya hazırlanabilirsiniz. Eğer bu iş ilanında, iş tanımı ve pozisyon ile ilgili aranan nitelikler detaylı olarak mevcut değilse, o zaman yaratıcılığınızı kullanarak işin ne tür niteliklere sahip olması gerektiğini belirleyin.

13. EĞER DEĞİŞTİRME İMKANINIZ OLSAYDI BU POZİSYONUN YENİ İŞ TANIMINI NASIL OLUŞTURURDUNUZ?

Mülakatı yapanın bu soruyu sormaktaki amacı sizinle herhangi bir iş teklifi aşamasına gelmeden önce, birtakım yenilikleri yapabilecek kapasitede olup olmadığınızın tespit etmeye çalışmaktır. Vereceğiniz yaratıcı cevaplar sizin ne tür yenilikleri firmaya sağlayabileceğinizin bir tür kanıtı olacaktır. Fakat bu tip bir soruya verebileceğiniz en sağlıklı cevap şu olabilir: "İşe başladıktan, pozisyonu ve firma kültürünü tam anlamı ile tanıdıktan sonra, yaratıcı tavsiyelerde bulunmayı tercih ederim."

14. BAŞVURDUĞUNUZ POZİSYONUN EN BEĞENDİĞİNİZ / BEĞENMEDİĞİNİZ TARAFI?
Pozisyonla ilgili bir veya iki tane beğendiğiniz özellik belirtmek bu aşamada yeterli olacaktır. Örneğin; müşteri ilişkilerinin yoğun olması, analitik düşünce yeteneğinizi kullanabilecek olmanız bu pozisyonun beğendiğiniz tarafları olabilir.
Pozisyonla ilgili herhangi bir pozitif düşünceniz yoksa, zaten bu mülakatta olmanıza gerek yoktur. Fakat buna karşın pozisyonla ilgili beğenmediğiniz hususları belirtmeniz de sakıncalı olabilir.

15. YETKİLERiNİZİN ASTLARINIZA DEVRİNDEN YANA MISINIZ YOKSA BÜTÜN FONKSİYONLARI KENDİNİZ Mİ KONTROL ETMEK İSTERSİNİZ?

Bu sorunun herhangi doğru veya yanlış cevabı yoktur. Bu soru sizin yönetim tarzınız ile ilgili bazı ipuçlarını ortaya koyacaktır. Bu soruya mümkün olduğunca samimi olarak cevap vermeli ve eğer pozisyon tamamen yetki devrini öngörüyor ise kesinlikle bütün iş fonksiyonlarının kontrolünüz altında olduğu bazı örnekler vermemelisiniz. Bu şansınızı tam anlamı ile yok eder.

16. NE TÜR KİŞİLERLE DAHA RAHAT ÇALIŞIRSINIZ, NE TÜR KİŞİLERLE ÇALIŞAMAZSINIZ?

Hazırlıklı olmanız gereken bir soru tipi. Rahat çalıştığınız iş arkadaşlarınızın en çok beğendiğiniz özelliklerini sıralayın. Bu size yol gösterecektir. İş arkadaşlarınızı en iyi çalıştıklarınız, çalışmakta sorun yaşamadıklarınız ve çalışmakta gerçekten güçlük çektikleriniz olarak ayırın. Çalışırken bilgi alışverişi sağlamanız, iş arkadaşlarınız ile uyumlu çalışmanızı sağlar. Bunu vurgulayarak takım çalışmasına ve bilgi akışına ne kadar değer verdiğinizi belirtin ve bu konuda ne kadar duyarlı olduğunuz konusunda işvereni ikna etmeye çalışın. Çalışmakta gerçekten güçlük çektiğiniz kişilerle ilgili yorumlarda bulunmak oldukça zordur. Spesifik olarak isim vermekten kesinlikle kaçının. Çalışmakta güçlük çektiğiniz kişileri tanımlarken de negatif ifadeler kullanmak yerine daha yuvarlak ifadeler ile bu kişileri tanımlayabilirsiniz. Bazı örnekler vermek gerekirse; takım çalışmasına önem vermeyen insanlarla çalışmakta zorlandığınızı, ayrıca, görev ve sorumluluklarının tam anlamı ile farkında olmayan kişilerle çalışmanın ne kadar zor olduğunu belirtin.

17. UZUN VADELİ KARİYER HEDEFLERİNİZ NELERDİR?

Gerçekçi olmayan hedeflerinizi kesinlikle karşı tarafa aktarmayın. Geleceğinizle ilgili düşünceleriniz yaratıcılığınızı belirler. Gerçekçi kariyer hedeflerinizi mülakat sırasında keşfetmek zorunda kalmamak ve mülakatçının kafasında soru işaretleri oluşturmamak için bu sorunun cevabı mülakat öncesinde planlanmalıdır. Cevap verirken duraksamak uzun vadeli planlar yapmayan bir çalışan olduğunuz izlenimini verir.

18. GÜÇLÜ VE ZAYIF OLAN YÖNLERİNİZ NELERDİR?

Mülakatların klasik sorusudur. Öncelikle başvurduğunuz pozisyon ile birebir ilişkili olan güçlü yanlarınızı belirtin. Ayrıca söz konusu olumlu özelliklerinizi örnekleyerek ön plana çıkartmaya çalışın. İşe olan bağlılığınız, iş etiğine verdiğiniz değer, güçlü insan ilişkileri, sonuca yönelik çalışma gibi güçlü yönlerinizden bahsetmeniz mülakatçıyı tahmin ettiğinizden fazla memnun edecektir. Güçlü olduğuna inandığınız yönleri kullandığınız bazı güncel örnekler konusunda hazırlıklı olmanızda büyük yarar var. Çünkü mülakatı yapan kişi bu yönlerinizi tam anlamı ile irdelemek için bazı örnekler ile konuları detaylandırmanızı isteyebilir. Zayıf olduğunuz yönlerinizin belirtilmesi isteniyorsa ancak pozisyonun kesinlikle gerektirdiği özellikler konusunda kendinizi zayıf hissediyorsanız, mümkün olduğu kadar az detay vererek zayıf yönleriniz konusunda mülakatçıya ipuçları vermemeye çalışın. Ama kesinlikle zayıf yönlerinizi saklamak için yalan söylemeyin. Sadece zayıf yönlerini tespit eden kişiler iş performanslarını objektif olarak değerlendirebilirler. Bu değerlendirme, kişinin eksikliklerini gidermek için yol aldığının en büyük kanıtıdır. Kendini tanıyan kişi, iş hayatında da başarılı olur.

19. PROFESYONEL HAYATINIZDA SAĞLADIĞINIZ EN BÜYÜK BAŞARI NEDİR? DETAYLANDIRIN.

Bu soruda mülakatı yapan kişinin sizden almak istediği cevap tamamen işinizle doğru orantılı olan bir başarıyı detaylandırmanızdır. Okuldaki başarılarınız, spor karşılaşmalarında veya sosyal aktivitelerde kazandığınız başarılar bu aşamada mülakatçının öğrenmek istediği konuların tamamen dışında kalmaktadır.

20. EĞER ESKİ İŞVERENİNİZLE KONUŞMA İMKANIMIZ OLSA, SİZİN ZAYIF YÖNLERİNİZ HAKKINDA BİZE NASIL BİLGİ AKTARIRDI?

Bu soruya cevap verirken eski işvereninizin ne düşündüğünü gözönüne almadan, zayıf olduğunuzu hissettiğiniz konularda kısa açıklamalar yapmanız yeterli olacaktır.

21. SON İŞVERENİNİZ HAKKINDA NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ?

Çok dikkatli bir şekilde cevap vermeniz gereken bir soru türüdür. İşten ayrılma sebeplerinin başında işverenle veya bir amirle geçinememek olduğunu aklınızdan çıkartmadan cevaplayın. Bu soru ile mülakatı yapan kişi sizin liderlik kabiliyetlerinizi tam anlamı ile değerlendirmeye ve çalıştığınız kişilerle iyi ilişkiler geliştirip geliştiremediğinizi tespit etmeye çalışmaktadır. Kısa kısa bilgiler vermeniz, yorumlarınızda hata yapmanızı önler. Öncelikle işvereninizin olumlu yönlerini sıralayın; eğer işten ayrılma sebebiniz işvereninizle ilgili değilse negatif yönlerinize bu tanımlama içerisinde fazla yer vermeyin. Eğer iyi bir işverene sahip iseniz kesinlikle abartmayın ve övgülerinizin dengeli olmasına özen gösterin.

22. SON İŞİNİZDE SERGİLEDİĞİNİZ ÜÇ BAŞARINIZI LÜTFEN DETAYLANDIRIN.

Sahip olduğunuz profesyonel niteliklerinizi anlatmanızı sağlayacak en güzel mülakat sorularından biridir. Bu soruya vereceğiniz cevap ile mülakatı rahatlıkla yönlendirebilirsiniz. Her soruda olduğu gibi karşınıza çıkması her zaman ihtimal dahilinde olan bu soru için önceden hazırlık yapmak, duraksamanızı ve eksik bilgi vermenizi önler.Vereceğiniz örneklerin mülakat sırasında profesyonel iş hayatınızla doğru orantılı olmasına ve daha önce belirttiğiniz profesyonel özelliklerinizle çelişmeyerek, mülakatçıyı şaşırtmamasına dikkat etmelisiniz.


23. BEŞ YIL İÇİNDE HANGİ POZİSYONDA OLMAK İSTERSİNİZ VE HEDEFİNİZ NEDİR?

Adayın kariyer hedefleri konusunda ne kadar ciddi olduğunu tespit etmek için sorulan bu soruya vereceğiniz cevap gerçekçi olmalıdır. Ve özellikle başvurduğunuz pozisyonu ve firmayı da içermelidir.

24. YARATICI MISINIZ?

Her işin az veya çok yaratıcılık gerektirdiğini unutmayın. Eğer muhasebe yardımcısı pozisyonu için başvuruyorsanız ve bu pozisyonla ilgili olarak mülakata alındıysanız, çok yaratıcı olduğunuz mesajını karşı tarafa vermek işe alınmamanızı sağlayacak unsuru oluşturabilir. Çünkü muhasebe pozisyonu iş tanımı gereği yaratıcı yönünü kullanmak isteyen bir aday için oldukça sıkıcı olabilir ve kısa sürede iş tatmininden yoksun hale gelmesine neden olur. Bu yüzden yaratıcılık gerektirmeyen bir iş tanımı için başvuru yapıyor, yaratıcılığınızı ön plana çıkarmak ve bunu da bazı örneklerle desteklemek istiyorsanız işi daha baştan kaybedebilirsiniz. Özellikle yeni mezunların bu tip sorularda oldukça bocaladıkları ve karşı tarafı kendi nitelikleri konusunda yanılttıkları oldukça sık gözlemlenmektedir.

25. KİŞİLİK ÖZELLİKLERİNİZİ TANIMLAR MISINIZ?

Bu tip bir mÜlakat sorusuna cevap verebilmeniz için kendinizi çok iyi tanımanız gerekir. Ancak kendinizi iyi tanıyorsanız, en mantıklı şekilde kişilik özelliklerinizi tanımlayabilirsiniz. Çalışma hayatı ile ilgili, kişiliğiniz konusunda karşı tarafa ipuçları verebilecek bazı kelimeler örnek olarak verilmiştir:
Detaycı, İş bağımlısı, Zamana bağlı, İşe odaklanmış, Hassas, Sadık, Hırslı, Takım oyuncusu, Yaratıcı, Araştırmacı vs. Eğer bir finans pozisyonuna başvuru yapıyorsanız detaycı bir kişilik özelliğine sahip olduğunuzu belirtmek size puan kazandıracaktır. Mühendislik gerektiren bir pozisyon için ise, araştırmacı ve yaratıcı yönünüzü belirlemek oldukça önemlidir. Negatif bir örnek vermek gerekirse, eğer satış pozisyonu için başvuruyor iseniz insan ilişkilerinde çok hassas bir kişiliğe sahip olduğunuzu belirtmeniz yanlış sonuçlar doğurabilir.

26. KARTVİZİTİNİZİ ALABİLİR MİYİM?

Bazı adaylar işsiz oldukları dönemleri "Danışman" ünvanı ile gizlemeye çalışırlar. Bu duruma ülkemizde oldukça yoğun olarak rastlanmaktadır. Eğer son pozisyonunuz özgeçmişinizde danışman olarak geçiyorsa, bu tip bir soruya hazırlıklı olmanızda büyük fayda vardır. Çünkü danışmanlık yaptığını belirten bir adayın kartvizitinin olmaması, sadece özgeçmişteki boşlukları doldurmak için bir örtü şeklinde kullanıldığının en önemli kanıtıdır.

EĞİTİM İLE İLGİLİ SORULAR...

1. LİSEYİ, ÜNİVERSİTEYİ NE ZAMAN BİTİRDİNİZ, BİTİRME DERECENİZ NEYDİ?

Mülakatlarda en çok rastlanan sorulardan biridir. Özgeçmişinde bu tür bilgileri detaylı olarak belirten aday, mülakat sırasında oldukça şaşırtıcı olarak bu bilgileri tamamen unutmaktadır. Okul bitirme derecesini ve bitirme yılını mülakat sırasında unutmak kadar amatörce bir yaklaşımın oldukça büyük bir hata olduğunu belirtmekte fayda var. Bu tip bir soru sorulduğu zaman, duraksamak bile size puan katbettirir.

2. EĞER KARİYERİNİZE TEKRAR BAŞLAYABİLME İMKANINIZ OLSA FARKLI BIR MESLEK SEÇMEK VEYA EĞİTİM ALMAK İSTER MİYDİNİZ, HANGİ DALI SEÇERDİNİZ?

Klasik mülakat sorularından bir diğeri ve en sık karşılaşılandır. Eğer mesleğinizi, başvurduğunuz pozisyondan başka bir dala değiştirmek istiyorsanız ve bu soruya başka bir meslek seçmek istediğiniz doğrultusunda bir cevap verirseniz işe kabul edilme olasılığınızı daha en başından, kendi ellerinizle yok etmiş olacaksınız. Asla mesleğiniz dışında bir dalda daha mutlu olacağınız imajını vermeyin ve mesleğinizden ne kadar haz aldığınızı ve bu mesleği seçtiğinizden dolayı ne kadar profesyonelce bir karar verdiğinizi belirtin.

3. KENDİNİZİ GELİŞTİRMEK İÇİN SON ZAMANLARDA NE TÜR EĞİTİM PROGRAMLARINA KATILDINIZ?

Eğitim, hayatın her döneminde devam eden bir olgudur. Öncelikle iş hayatında eğitime harcanan zaman, kariyerinize yapılmış en büyük yatırım olma özelliğini taşır. Eğer kendinizi geliştirmek için eğitim programlarına katılıyorsanız veya firmanız sizi bu konuda destekliyorsa, bunları muhakkak detaylı olarak belirtin. Fakat bu tip bir soru yöneltildiği zaman size en sağlıklı sonucu, şimdiye kadar almış olduğunuz eğitimlerin veya katılmış olduğunuz profesyonel seminerlerin listesini mülakatı yapan kişiye aktarmak sağlayacaktır. Bu size zaman kazandıracak ve daha profesyonel bir görüntü oluşmasını sağlayacaktır.

4. NEDEN MASTER, MBA, DOKTORA YAPTINIZ VEYA YAPMADINIZ?

Özellikle yeni mezunlar arasında sadece üniversite eğitiminin yeterli olmadığı ve lisans eğitiminin kesinlikle yüksek lisans eğitimi ile desteklenmesi gerektiği konusunda yanlış, fakat çok yaygın bir imaj vardır. Eğer lisans eğitiminizi mühendislik konularında yapıp, tarih yüksek lisansı yaptıysanız ve yine de mühendislik pozisyonlarına başvuru yapıyorsanız mülakatçı bu soruyu size yöneltecektir. Eğer araştırma geliştirme nosyonu gerektiren bir pozisyona başvuruyorsanız, konunuzda almış olduğunuz lisansüstü eğitim size stratejik bir avantaj sağlayacaktır. Eğer herhangi bir lisansüstü eğitim almadıysanız, mesleki iş tecrübesinin sizin için daha önemli olduğu bilgisini karşı tarafa aktarmanızda büyük yarar vardır.

5. SON BULUNDUĞUNUZ POZİSYONDA NE ÖĞRENDİNİZ?

Kendinizi öğrenmeye açık bir kişi olarak tanımlayarak yeni veya son pozisyonunuzun size profesyonel beceri anlamında neler kattığını belirtin. Örneğin, "Analitik düşünce yapısına sahip olmamı sağladı "veya "Müşteri ilişkilerini nasıl yöneteceğim konusunda bana bilgi kazandırdı" demeniz açıklayıcı olacaktır.

6. BU MESLEĞİ NEDEN SEÇTİNİZ?

Daha çok yeni mezunlara yöneltilen bu soru türü, eğitimini aldığınız mesleği bilinçli bir şekilde mi, yoksa tam tersinin mi gerçekleştiğini ortaya koymak için yöneltilir. Buna karşın mülakatçı için akıldan çıkarılmaması gereken nokta, eğitim sistemimiz içerisinde oldukça küçük bir kesimin arzu ettiği mesleğe ulaştığıdır. Bu durumda meslek seçmenin büyük bir kitle için tamamen tesadüflere dayandığı ülkemizde bu soruya cevap vermek aday için oldukça sıkıntılı olacaktır. Yine de adayın eğitimini gördüğü mesleğe tesadüf eseri girdiğini ama zaman içerisinde bu mesleği sevdiğini ve kariyerini bu alanda devam ettirmek istediğini belirtmesi pozitif olacaktır.

TECRÜBEYE YÖNELİK SORULAR...

1. SON POZİSYONUNUZU TANIMLAYINIZ.

Bu soru ile sizden beklenen; yaptığınız işin bütün fonksiyonlarına hakim olup olmadığınızı betimlemenizdir. Bu soruya duraksamadan ve mantıklı cevaplar vermek zorundasınız. Mülakat öncesi yazılı iş tanımınıza tekrar bir göz gezdirmeniz işinizi kolaylaştıracaktır. Ama kesinlikle pozisyonunuzu tanımlarken iş tanımınızdaki cümlelerin aynısını kullanmamaya özen gösterin ve güncel birtakım örneklerle iş tanımınızın yaşayan bir iş tanımı olmasına çalışın. Yaptığınız işlerle ilgili olarak abartıdan kaçının ve "ben" olgusu yerine takım çalışmasını ön plana çıkaran "biz" terimini sık sık kullanmaya özen gösterin.

2. HANGİ TARİHLER ARASINDA ÇALIŞTINIZ / ÇALIŞIYORSUNUZ?

Bu soruya hazırlıklı olmalısınız. Özgeçmişinizde çalıştığınızı belirttiğiniz tarih aralıkları sizin yol göstericiniz olmalıdır. Mülakat sırasında bu soruya duraksayarak ve yanlış olarak cevap vermeniz size negatif puan kazandıracaktır. İşe başlama veya ayrılış tarihlerini gün olarak hatırlamanıza olanak olmayabilir ama ay ve yılı unutmanız oldukça olumsuz bir izlenime yol açar. İşe başlangıç ve ayrılış tarihlerini not alarak mülakata girebilirsiniz ama yine de bu tür tarih detaylarını ezberlemeniz, daha doğru bir davranış olacaktır.

3. İÇİNDE BULUNMAKTAN HOŞLANDIĞINIZ İŞ ORTAMINI TANIMLAYINIZ.

Bu soruya cevap verirken geçmiş tecrübelerinizden mümkün olduğu oranda yararlanın. Grup çalışmasını ön plana çıkaran iş ortamlarından hem yeni şeyler öğrendiğinizi, hem de daha profesyonel olarak faaliyet gösterdiğinizi belirtin. İletişimin takım çalışmasının en önemli kuralı olduğunu belirtin.

4. HİÇ PERSONEL İŞE ALIMI YAPTINIZ MI, KARARI SİZ Mİ VERDİNİZ , BU TÜR BİR KARAR VERİRKEN NE GİBİ KRİTERLERİ GÖZÖNÜNE ALIRSINIZ?

Eğer işe alma kararını vereceğiniz bir pozisyona başvuru yaptınızsa bu tip bir soru karşınıza çıkacaktır. Eğer, çalıştığınız işyerinde işe alma kararını verdiyseniz bunu detaylı olarak belirtmenizde fayda var. Ne tip bir süreç izlediğiniz, ne tür bir mülakat yöntemi veya yöntemleri kullandığınız, işe alma kararı verirken nelere dikkat ettiğiniz; bu konuyu açıklamakta önem taşırlar. İşe alım oldukça zor bir karardır. Hem firmanızı, hem de adayın beklentilerini göz önünde tutmalısınız. İşe alma kararı verirken ortaya koyduğunuz prensipler ve kurallar, işe bakış açınızı ve yönetim tarzınızı ortaya koyar. Uyguladığınız kriterler ise, kendinizde var olan ve personelden beklediğiniz profesyonel ve davranışsal değerlerdir. Bu bilgiler ışığında dikkatli cevap vermeye çalışın. Eğer sohbet tipi mülakatlarla işe alma kararı veriyorsanız, mülakatçının sizle sohbet tipi bir mülakat yapmasını eleştirmemeniz gerekir.

5. TAKIM RUHUNU NASIL OLUŞTURURSUNUZ? LÜTFEN ÖRNEKLEYİNİZ.

Eğer böyle bir durum karşınıza çıktı ise, muhakkak örneklendirerek anlatın. Takım ruhunu oluşturmak için yaptığınız çalışmalar, sizin liderlik becerileriniz konusunda mülakatçıya detaylı ipuçları verir.

6. GEÇİMSİZ BİR ÇALIŞAN İLE NASIL BAŞ EDERSİNİZ, BÖYLE BİR DURUMLA KARŞILAŞTINIZ MI?

Bu soruya vereceğiniz cevap, personelinizi nasıl yönettiğiniz ve personel ile ilgili olarak ortaya çıkan sorunlara nasıl tepki verdiğinizi belirleyen oldukça profesyonel bir soru tipidir. Firma içerisinde huzursuzluk kaynağı olan, takım çalışmasına uyum sağlayamayan geçimsiz bir personeli hiç bir profesyonel kişi, çaba göstermeden, onu yola getirmeye çalışmadan işten çıkarmaya kalkışmaz. Ayrıca, aynı takımda çalıştığınız ve sizinle aynı seviyede olan bir takım arkadaşınız da oldukça geçimsiz olabilir. Bu durumda onu işten atamayacağınıza göre nasıl başa çıkacaksınız? Cevabınız çok planlı ve politik olmalıdır.

7. ÇALIŞILMASI OLDUKÇA ZOR BİR YÖNETİCİNİZ OLDU MU, ÖRNEKLEYİNİZ?

Bu konuda oldukça acı tecrübeleriniz bile olsa bu tür bilgileri kendinize saklayın. Çünkü hiç kimse iyi geçinemediği veya geçinilmesi oldukça zor bir yönetici hakkında objektif değerlendirme yapma imkanına sahip değildir. Bu soruya cevap verirken düşünmeniz gereken, bu yöneticinin sizin profesyonel çalışmalarınızı engelleyen hangi olumsuz yönlerinin ön planda olduğudur. Zaten bunları sıralamakla, bu yöneticinin negatif yönlerini belirlemiş olacaksınız.

8. BAY / BAYAN İŞVERENLE ÇALIŞABİLİR MİSİNİZ, BU DURUM SİZİN İÇİN HERHANGİ BİR FARK OLUŞTURUR MU?

Her konuda olduğu gibi personel konusunda da ne yazık ki en ileri ülkelerde bile bir ayrımcılık söz konusudur. Bu yanlış yönlendirme ile bazı çalışanlar, yöneticisinin cinsiyeti oldukça tercih yapmak istemektedirler. Sadece bu durumun varlığı bile bazı çalışanlar işe başlama veya başlamama kararı vermelerine sebep olmaktadır. Vereceğiniz cevap şöyle olmalıdır: "Kime rapor verileceği oldukça önemli olmakla birlikte, herhangi bir cinsiyet faktöründen ziyade rapor vereceğim yöneticinin yönetim tarzı ile ilgileniyorum."

9. YÖNETİCİNİZ İLE NE KADAR SIK VE NE AMAÇLA GÖRÜŞÜRSÜNÜZ?

Yöneticinize ne sıklıkta rapor verdiğiniz ve kendisiyle toplantı yaptığınız veya fikrine danıştığınızı belirtin. Mülakatçının bu soru ile amacı, iletişim yeteneğine ve tek başınıza karar verebilme özelliğine sahip olup olmadığınızın tespitidir.

10. İŞİNİZDE İLETİŞİMİN ÖNEMİNİ AÇIKLAYINIZ. ÜSTLERİNİZLE VEYA ASTLARINIZLA NASIL İLETİŞİM KURARSINIZ?

İletişim her organizasyon için en önemli unsur olma özelliğini taşımaktadır. Eğer "pek önemli değil" cevabını veriyorsanız, takım çalışmasından ve modern yönetim tarzlarından tam anlamı ile uzaksınız demektir. Bulunduğunuz pozisyonda, organizasyonda, sektör veya endüstrinin herhangi bir dalında, iletişimin ne kadar önemli olduğunu ve sizinde bu konuda ne kadar hassas olduğunuzu irdelemeniz şarttır. İletişim imkanlarından yararlanmayan bir çalışanın veya organizasyonun başarılı olma şansı yok denecek kadar azdır.

11. NE TİP İLETİŞİM YÖNTEMLERİNİ TERCİH EDERSİNİZ, NEDEN?

Sözlü ve yazılı iletişim.

Hangi yöntemin sizin için daha önemli olduğunu geçmiş iş tecrübeleriniz ışığında tespit edin. İş hayatında sözlü iletişim her zaman daha hızlı olduğu için tercih edilir. Buna karşın firma içi yapılan sözlü iletişimin her zaman yazılı iletişim vasıtaları ile onaylanması gerektiğini unutmayın.

12. SON POZİSYONUNUZUN FİRMANIZIN GENEL AMAÇLARINA NASIL DESTEK SAĞLADIĞINI BELİRTİNİZ.

Bütün çalışanların seviye farkı gözetmeksizin, firma içerisindeki faaliyetleri ile organizasyonun genel amaçlarına hizmet ettiklerini unutmamaları gerekir. Bu soru ile amaçlanan, firmada en alt seviyede bile olsanız, çalıştığınız firmaya ne boyutta fayda sağladığınızın tespitidir. Ayrıca firmanızın hedeflerinin ne olduğundan haberdar olmayan bir çalışan, başarılı olamaz ve herhangi bir katkı sağlayamaz.

13. SON PROJELERİNİZ HAKKINDA BİLGİ VERİNİZ.

Bu soruya verilecek cevap ile ne kadar yoğun bir iş temposuna sahip olduğunuz imajını karşı tarafa aktarabilirsiniz. İçinde yer aldığınız veya yönettiğiniz projeler, işinizin detayları konusunda mülakatçıya bilgi verir. Projelerin finansal boyutları, zaman dilimleri ile ilgili bilgi aktarmayı ihmal etmeyin. Projelerde kaç kişinin yer aldığı, firma için önemi ve nasıl planlandığı da ilave edilmelidir.

14. İNSİYATİFİNİZİ NE SIKLIKTA KULLANIRSINIZ?

İnsiyatif kullanabilmek aslında her seviyede çalışanın farkında olmadan yerine getirdiği bir olgudur. Fakat önemli olan çalışan kişinin insiyatif olgusuna ne sıklıkla başvurduğu ve insiyatifini bilinçli olarak kullanıp kullanmadığıdır. Bu soruya vereceğiniz cevap kendi başınıza ne sıklıkta karar verebildiğinizi ölçmek ve bu yolla yönetim tarzınız hakkında sağlıklı bilgi edinebilmektir. Mülakat öncesi yapacağınız çalışmada, geçmiş tecrübeleriniz ışığında bu soruyu örneklemenizde fayda bulunmaktadır.

15. HIZLI KARAR VERMEK ZORUNDA KALDINIZ MI?

Bu soruya daha çok hızlı karar verilmesi gereken meslek dallarında faaliyet gösteren adaylar maruz kalırlar. Örneğin finansçılar, borsa uzmanları ve bankacılar gibi stresli ve hızlı karar vermenin çok yoğun olarak yaşandığı meslek kollarında bu yetiye sahip olmak işin tam anlamı ile karakterini belirlemektedir. Ayrıca diğer meslek dallarında çalışan kişilerde çok sık olmamakla birlikte, hızlı karar vermelerini gerektirecek bazı olaylarla karşılaşabilmektedirler. Bu soru ile mülakatçı bir örnek vasıtası ile karşılaştığınız durumu detaylı anlatmanızı talep edebilir. Cevap verirken amacınız hızlı fakat doğru karar verme yeteneğine sahip olduğunuz bilgisini karşı tarafa aktarmaktır.

16. SON POZİSYONUNUZLA İLGİLİ OLARAK HERHANGİ BİR DEĞERLENDİRİLME YAPILDI MI?

Performans değerlendirmeleri son zamanlarda, her iş kolundaki firmanın oldukça yoğun olarak başvurduğu yöntemler arasında yer almaktadır. Ve özellikle terfi ve ücretlendirmede oldukça önemli bir rol oynamaktadır. Adayın çalıştığı pozisyon dahilinde performans değerlendirme sistemine tabi tutulması başarısını ölçmenin en efektif ve objektif yoludur. Eğer firmanız bu konuda sizle ilgili herhangi bir değerlendirme yapmışsa bunu hangi yöntem vasıtası ile yaptıklarını ve sonucun ne olduğunu gerçekçi bir şekilde belirtin. Çünkü yanıltıcı bilgi daha sonra istihdam aşamasında yapılacak olan referans araştırması sonuçları ile çelişirse zararlı çıkan siz olursunuz.

17. İŞİNİZLE İLGİLİ YERİNE GETİRİLMESİ ZOR OLAN KONULAR NELERDİR?

İşiniz sırasında yerine getirmek için zaman bulmakta zorlandığınız fakat işin temel elementleri arasında yer alan unsurları örnek olarak verebilirsiniz. İşinizin bürokrasi tarafını ihmal ettiğiniz durumlar olabilir veya ofisteki işlerinizin yoğunluğu yüzünden müşteri ilişkilerini ihmal etmiş olabilirsiniz. Örneğin işinizde projeyi takiben tahsilat aşamasında karşılaştığınız sorunları güncel örneklerle belirtebilirsiniz. Ama kesinlikle işinizin en zor tarafının hiç bir şeye tam anlamı ile zaman ayıramamanız olduğu imajını vermeyin. Çünkü bu durum zaman yönetimi yöntemlerini kullanamıyorsanız ve zamanınızı etkin olarak yönetemiyorsunuz demektir.

18. YATAY SEVİYEDE ÇALIŞTIĞINIZ İŞ ARKADAŞLARINIZA GÖRE KENDİNİZİ NASIL SINIFLANDIRIRSINIZ?

Bu soruda da amaçlanan iş arkadaşlarınızı nasıl değerlendirdiğiniz değil kendi iş performasınızı ve insan ilişkilerinizi objektif bir gözle değerlendirme yeteneğine sahip olup olmadığınızın ortaya konulmasıdır. Mülakatçı, objektif değerlendirme yapmanız halinde aradığı cevaba ulaşacaktır. Bunun yanında eğer iş arkadaşlarınızı da negatif veya pozitif yönlerini örnekleyerek objektif bir bakış açısı ile değerlendirebiliyorsanız, bu da sizin profesyonelliğiniz hakkında ipuçları verecektir. İş arkadaşlarınızla ilgili olarak sadece negatif yönlerin açığa çıkarılmamasına dikkat edin. Kendini değerlendirme, insanın kendini tanımasıdır. Benliğiniz ile ilgili objektif düşünceleriniz vaya eleştirileriniz, iş hayatınız ve profesyonel ilişkileriniz ile ilgili bilgiler verir.

19. ORGANİZASYON ŞEMASI İÇERİSİNDE NEREDE OLDUĞUNUZU BELİRTİNİZ.

Mülakatı yapan işveren, bulunduğunuz pozisyonun organizasyon şeması içerisinde hangi seviyede veya bölümde yer aldığını belirtmenizi talep edebilir. Bu soruya doğal olarak bir şema ile cevap vermek hem daha profesyonel hem de daha açıklayıcı olur. Özellikle orta kademe veya daha üstü bir pozisyonda çalışıyorsanız bu tip bir soruya hazırlıklı olmanızda büyük fayda vardır. Mülakat esnasında size bu şemayı oluşturarak, raporlama ilişkileri ile ilgili bilgi sorulabilir. Eğer mülakat öncesi bu konuda hazırlık yapar ve yanınızda bulundurursanız oldukça fazla puan toplayacağınızı unutmayın.


20. FİRMA İÇİNDE SIKINTI YARATACAK HERHANGİ BİR KARAR VERMEK ZORUNDA KALDINIZ MI? TANIMLAYINIZ.

Eğer, orta kademe veya üstü bir pozisyonda yer alıyorsanız, firmanın stratejilerini, satışlarını, kısaca geleceğini etkileyen kararlar alıyorsunuz demektir. Örneğin, firma içi mali sıkıntılar, genel ekonomik durum nedeniyle vereceğiniz işten çıkarma kararları bu tip durumları tanımlayabilir. Vereceğiniz örnekler bu tip durumlarda ne tür davranış biçimleri sergilediğinizi tam anlamı ile ortaya koymalıdır. Özellikle bu tip bir durumda nasıl davrandığınız, liderlik yeteneğiniz ile ilgili ipuçları verecektir.

21. YÖNETİCİ OLMANIN EN ZOR YANLARI NELERDİR?

Çok iyi düşünülüp cevap verilmesi gereken bir soru türüdür. Yöneticiliğin en kötü yönü doğal olarak çalışanlara vereceği "kötü haberler" dir. Ayrıca otorite sağlamak, saygı uyandırmak, görev ve sorumluluk dağılımını en sağlıklı şekilde yapmak, takım ruhunu oluşturmak vereceğiniz cevaplar arasında yer alabilir.

22. BAŞARMAK İSTEDİĞİNİZ FAKAT BELİRLİ SEBEPLERDEN DOLAYI BAŞARAMADIĞINIZ PROJELERİNİZ VAR MI?

"Firmanın maliyet muhasebesi sorununun çözümü için ilgili yazılımın seçimi, geliştirilmesi ve uygulanması konusunda ortaya koyduğum projeyi, üst yönetimin yazılım maliyetini yüksek bulması ve uzun vadede firmanın bu proje ile kara geçebileceği gerçeğini gözardı etmesi sonucunda hayata geçiremedim" türü bir cevap yeterli olabilir. Cevaplarınızın doğrudan işle ilgili olmasını özellikle sağlayın. Bu tip bir soru sizin profesyonel bakış açınızı, projelerinizin varlığını ortaya çıkarmak için yöneltilir.

23. ALT KADRONUZDA KAÇ KİŞİ VAR?

Bu soruya duraksayarak veya uzun bir düşünme süresinden sonra cevap verirseniz, mülakatı daha baştan aleyhinize sonuçlandırmış olursunuz. Alt kadrosunda yer alan personelin sayısını veya departmanların dağılımını bilmeyen yuvarlak cevaplar veren bir yönetici asla mülakatta başarılı olamaz. Sadece mülakat için değil, her zaman için bu soruya hazırlıklı olmanızda büyük fayda vardır.

24. .............YILI FİNANSAL HEDEFLERİNİZ NELERDİR? BU HEDEFLERE ULAŞTINIZ MI?......…..YILI HEDEFLERİNİZ NELERDİR?

Her seviyedeki çalışanın, firmasının finansal hedefleri konusunda bilgi sahibi olması gerekir. Firmanın satışları, yıllık cirosu, hedefleri hakkında detaylı bilgi muhakkak mülakatlar sırasında adaydan istenir. Bu konularda bilgi sahibi olmamak adayın işe olan ilgisizliğinin veya profesyonelliği konusunda şüpheli bir durumun ortaya çıkmasına neden olur. Spesifik olarak satış pozisyonu için başvuruyorsanız ve satış pozisyonunda çalışıyorsanız, şahsi finansal hedefleriniz konusunda herhangi bir yanılgıya düşerek yuvarlak cevaplar verirseniz olumlu bir sonuç alamazsınız. Örneğin; " 1997 yılı için satış hedefimiz 937.000 Amerikan Dolarıdır" yerine "1997 yılı satış hedefimiz 1.000.000 Amerikan Doları civarında gerçekleşmiştir" cevabını verirseniz tamamen şansınızı kaybedebilirsiniz.

25. ÜST DÜZEY YÖNETİM KABİLİYETİNE SAHİP OLDUĞUNUZA İNANIYOR MUSUNUZ?

Özellikle orta kademe ve ÜstÜ yÖneticilere yÖneltilen bu soruya verilecek cevap gerçekten sahip olduğunuz niteliklerin belirtilmesi olacaktır. Eğer üst düzey bir pozisyona başvuruyor ve bu sorunun cevabı negatif olarak mülakatçıya geri dönüyorsa, bu mülakatı başarı ile bitirme şansınız hiç yok demektir.

26. SEKTÖRÜMÜZ VE SPESİFİK OLARAK İŞİMİZ İLE İLGİLİ NELER BİLİYORSUNUZ?

Mülakatçı, sektörel bilginizi ölçmek ve spesifik olarak bu sektörle ilginizin ne seviyede olduğunu öğrenmek istemektedir. Mülakat öncesinde bu soruya hazırlıklı olmak ve başvuru yaptığınız firmanın sektörü ile ilgili olarak detaylı bilgi toplamanızda büyük fayda vardır.

27. ŞU ANDA BAŞVURDUĞUNUZ POZİSYONUN BOŞ OLDUĞUNU NASIL DUYDUNUZ?

Eğer başvurduğunuz pozisyon ilan edilmemiş bir pozisyonsa bu tür bir soruyla karşılaşabilirsiniz. Vereceğiniz cevap sizin bilgi kaynaklarınızı nasıl değerlendirdiğiniz konusunda karşı tarafa bilgi verecektir. Eğer açık olan pozisyona başvurduğunuz firmada çalışan üst düzey bir kişiden duydunuzsa bunu belirtmekten kesinlikle kaçınmayın. İlişkilerin her konuda olduğu gibi iş ararken de oldukça önemli olduğunu unutmayın ve her türlü kontağınızı kullanmaktan kesinlikle vazgeçmeyin.

28. SON ZAMANLARDA BAŞVURU YAPTIĞINIZ FİRMALARI VEYA ALDIĞINIZ İŞ TEKLİFLERİNİ DETAYLANDIRINIZ. EĞER İŞ TEKLİFİ ALDINIZSA NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ?

İşverenler, diğer firmalar tarafında aranan veya iş teklifi yapılmış adaylara oldukça fazla ilgi gösterirler. Eğer gerçekten böyle bir durum varsa detaylı olarak belirtin. Bu size stratejik bir avantaj oluşturacak ve işveren açısından çekici hale gelmenizi sağlayacaktır. Özellikle maaş yapılarını telaffuz etmeniz, iş teklifi aşamasında işverenin buna göre davranmasına yol açacağını unutmayın.

29. PROFESYONEL İŞ HAYATINIZDAN ARTA KALAN BOŞ ZAMANLARINIZI NASIL DEĞERLENDİRİRSİNİZ?

Mülakatın açılışında sorulan sorulardan biridir. Mülakat belirli bir seviyeye geldikten sonra bu sorunun sorulması, mülakatçının tecrübesiz bir kişi olduğu konusunda size ipucu verecektir. Yine de cevap verirken özgeçmişinizde yer alan bilgilere kesinlikle sadık kalın.

30. MAAŞ BEKLENTİNİZ NEDİR?

Oldukça dikkatli bir şekilde cevap vermeniz ve hazırlıklı olmanız gereken bir sorudur. Mülakatın son aşamasında muhakkak bu soru ile yüzyüze geleceksiniz. Vereceğiniz cevap pazarlık gücünüzün varlığını da ayrıca ortaya koyacaktır.

Eğer mülakat öncesi herhangi bir iş başvuru formu doldurduysanız ve bu konuya bu formda cevap verdiyseniz, farklı bir cevap size eksi puan kazandırır. Eğer bu tip bir başvuru formu doldurmanız talep ediliyorsa, pazarlık gücünüzden herhangi bir şey kaybetmemek için boş bırakmanız daha olumlu olacaktır.

Pozisyonun maaş yapısını daha önceden bir şekilde öğrendiyseniz, bu ücret aralığına yakın bir cevap vermeniz uygun olacaktır. Fakat ücret ile ilgili pazarlığı size bir iş teklifi yapıldığı zaman yapmanızda fayda vardır.

Pozisyonun maaş yapısı ile ilgili herhangi bir bilginiz yoksa, karşı tarafın bu pozisyon için tespit ettiği ücret aralığını öğrenmek isteyin. Ayrıca çıplak ücretin değil ücret ve diğer olanaklar paketinin beraber düşünülmesi gerektiğini belirtin. Eğer bu aşamada herhangi bir rakam söylerseniz ya firmanın tespit ettiği maaş skalasının altında veya üzerinde kalabilirsiniz. Altında kalırsanız pazarlık gücünüzü daha baştan kaybedebilirsiniz. Eğer talep ettiğiniz ücret, şirketin ücretlendirme yapısının çok üzerinde kalıyorsa ve herhangi bir zeminde anlaşma imkanı yoksa, iş teklifi almanız imkansız hale gelecektir. Bu tür bir durumda işveren size klasik bir cevap verecektir; "Talep ettiğiniz ücret firmamızın dengelerini tamamen altüst edecek niteliktedir." Özellikle yeni mezunların, sektörel bilgi eksikliğinden kaynaklanan deneyimsizlikleri ile bu konuda oldukça yanlış taleplerde bulundukları görülmektedir. Yeni mezun, piyasa bilgilerinden ziyade kulaktan dolma bilgiler doğrultusunda ücret talep etmekte ve firmanın kendisini yanlış yorumlamasına yol açmaktadır. Eğer arzuladığı meslek kolunda ve firmada bir iş görüşmesine katılıyorsa, yeni mezunun vereceği en güzel cevap şu olacaktır: "Firmanız kurumsallaşmanın gereği olarak bu pozisyon için standart bir ücret skalası tespit etmiştir: Buna uyacağımı belirtmek isterim."

Ücret beklentinizle şu anda veya en son elinize geçen maddi olanakların birbiri ile uyumlu olmasına özen gösterin. Çünkü aradaki büyük farklılıklar, işverenin yanlış düşünmesine yol açacaktır.

Maaş beklentinizi belirtmeden önce firmanın maaş ödemelerini net mi yoksa brüt mü yaptığını öğrenmeye çalışın. Çünkü brüt ödeme durumunda ücretinizin belirli bir oranı vergi olarak kesilecektir.

31. PROFESYONEL HAYATINIZDA HİÇ İŞTEN ÇIKARILDINIZ MI? AÇIKLAYINIZ.

Eğer iş hayatınız boyunca böyle bir durumla karşılaştınızsa samimi olarak karşı tarafa bu durumun neden ortaya çıktığını detayları ile anlatmalısınız. Eğer bu durumu saklarsanız, referans araştırması sonucunda kesinlikle ortaya çıkacaktır.

Bir çalışanın işten çıkarılması için birçok sebep vardır. Bunlar şu şekilde sıralanabilir:
Alt ve üst kademede bulunanlarla iletişimi geliştirememek,
Performans yetersizliği,
Pozisyonun kaldırılması,
Firmanın küçülmesi veya kapatılması,
Yüz kızartıcı suçlar.

32. ÖZGEÇMİŞİNİZDE BAZI TARİH BOŞLUKLARI GÖRÜLÜYOR. AÇIKLAR MISINIZ?

Eğer bu boşlukları açıklayabiliyorsanız, öncelikle bunu özgeçmişinizde yapmaya çalışın. Dikkatli bir mülakatçı, özgeçmişinizdeki tarih boşluklarını hemen farkedecek ve hemen bu konuda derinlemesine sorular soracaktır. Açıklamalarınızda tatmin edici cevaplar vermek zorundasınız. Eğer özgeçmişinizde iki senelik bir boşluk gözüküyorsa ve o dönemde "çalışmak istemediğinizi" belirtirseniz negatif puan alırsınız. Bu durumda işveren mülakatı o an bitirme kararı verebilir.

33. ÖZGEÇMİŞİNİZDE BELİRTTİĞİNİZ REFERANSLARINIZLA VEYA ESKİ İŞVERENLERİNİZLE GÖRÜŞMEMİZDE HERHANGİ BİR SAKINCA VAR MI?

Hiç bir çalışan kendi hakkında olumsuz bilgi verecek kişileri referans listesine koymaz. İşverenin bu soru ile amacı daha önce çalıştığınız iş yerlerinde amiriniz durumunda olan fakat referans olarak isimlerini belirtmediğiniz kişilerle ilgilidir. Bu yolla sizin hakkınızda daha fazla bilgi toplamak istemektedir. Eğer gizliliğin sarsılacağına inanıyorsanız, bu aşamada kesinlikle böyle bir araştırmaya izin vermeyin. Eğer bir iş teklifi aşamasına geliniyorsa ve anlaşma sağlanması kesin görünüyorsa, bu aşamada referans araştırmasından kaçmanız mümkün değildir.

Hi-LaL - avatarı
Hi-LaL
Ziyaretçi
8 Eylül 2009       Mesaj #7
Hi-LaL - avatarı
Ziyaretçi
DAVRANIŞSAL DEĞERLENDİRME (MÜLAKAT) SORULARI...

Son zamanlarda, özellikle profesyonel mülakatçılar adayların davranışsal özelliklerini tespit etmeye yönelik sorular sormaktadırlar. Davranışsal değerlendirme "geçmişte gösterilen performansın gelecekte gösterilecek performans için en iyi gösterge olduğu" teorisi üzerine kurulmuştur. Bu sorular ile amaçlanan, adayın daha önce yaşadığı tecrübeleri nasıl özümsediği ve gelecekte karşısına çıkabilecek benzer özellik taşıyan olayları nasıl yorumlayacağıdır. Mülakatçı, mülakat esnasında adayın başvurduğu pozisyonun firma içi gereklerini sınar. Adayın gelecekte ortaya koyacağı davranışsal özellikler için mülakatçı işin üç temel özelliği üzerinde durur. Bunlar: profesyonel beceriler, motivasyon, ve duygusal yaklaşımdır. Davranışsal mülakat tekniği profesyonel iş tecrübesi olan adaylara uygulanır. Yeni mezunlar, profesyonel bir deneyim yaşamadıkları için, davranışsal değerlendirme sorularına sağlıklı cevaplar veremezler. Profesyonel yaklaşım ve iş tecrübesi hakkında detaylı bilgi almaya yönelik davranışsal değerlendirme mülakat sorularına, özellikle üst düzey veya orta kademe bir pozisyonda bulunan adayın hazırlıklı olması gerekir. Davranışsal değerlendirme mülakat sorularına verilecek bilinçli cevaplar adayın işe kabul edilme şansını arttıracaktır.


1. YÖNETİM TARZINIZ NEDİR, UYGULAMAKTA OLDUĞUNUZ YÖNETİM TARZI İLE İLGİLİ YAŞADIĞINIZ BAZI ÖRNEKLER VERİNİZ?

Bu soruya iki yaklaşım dahilinde cevap vermeniz beklenir. Öncelikle tespit etmeniz gereken ve emin olmanız gereken konu kendinizi bir lider mi yoksa bir yönetici mi olarak gördüğünüzdür. Bunu kolaylıkla test edebilirsiniz. Ayrıca yönetim unsurlarının neler olduğu konusunda da kendinizi bilgilendirmelisiniz. Akılda tutulması gereken nokta, davranışsal değerlendirme sorularının geleneksel tip sorulara göre oldukça belirleyici olduğudur. Eğer klasik yönetici sınıfında yer alıyorsanız, risk almayı sevmiyorsanız, sadece statükoyu devam ettirmek için çalışıyor ve bürokrasiyi çok seviyorsanız, davranışşal mülakatlarda başarısız olacaksınız demektir. Buna karşın, risk almayı seven, pro-aktif, problem çözücü bir yönetici iseniz ve girişimcilik yönünüz ön planda ise, davranışsal değerlendirme soruları tam sizin içindir. Bu soruya hazırlanmak için öncelikle, mükemmel bir yöneticinin sahip olması gereken özellikleri göz önüne alın ve bu özellikler ile ilgili yaşadığınız profesyonel tecrübeleri belirleyin. Ayrıca, kötü yöneticilik karakteristiklerini belirleyerek yine yaşadığınız tecrübelerle örnekleyin. Amacınız sadece pozitif değil aynı zamanda negatif yönlerinizin de farkında olmak olmalıdır. Eğer iyi bir takım oyuncusu olduğunuzu düşünüyorsanız, bunu da kesin ve geçerli örneklerle belirtin.

Eğer A tarafındaki Evet cevaplarınız ağır basıyorsa Yöneticilik vasıflarınız, eğer B tarafındaki evet cevaplarınız ağır basıyorsa, Liderlik vasıflarınız ön plandadır. Eşit olma durumunda ise ideal yönetici özeliklerine sahipsiniz demektir. Davranışsal değerlendirme mülakat soruları öncesi muhakkak bu testi kendinize uygulayın.

2. ISRARCI BIR İNSAN MISINIZ, EĞER ÖYLE İSENİZ BUNU KANITLAYAN SON ZAMANLARDA ORTAYA ÇIKAN BIR OLAYI BELİRTİNİZ?

Özellikle satış pozisyonlarına başvuru yapan adayların karşısına çıkacak davranışsal soru örneğidir. Satış pozisyonunda bulunan bir profesyonelin en önemli davranışsal özelliklerinden biri ısrarcı olması ve satışı yapana kadar vazgeçmemesidir.

3. TAKIMINIZIN HERHANGİ BİR PROJEDE BAŞARISIZ OLDUĞU BIR DURUMU ANLATIN?

Eğer bu konuda spesifik bir olay yaşadınızsa, takım çalışmasını nasıl yaptığınızı, bu başarısızlığın üstesinden nasıl geldiğinizi detaylı olarak aktarın. Başarısız olmak iş hayatında daima karşımıza çıkabilecek bir unsurdur. Mülakatçının bu soru ile amacı başarısızlıklarınızı ortaya koymak değil aksine başarısızlık ortaya çıktığında nasıl tepki verdiğinizi tespit etmektir.

DİĞER DAVRANIŞSAL DEĞERLENDİRME MÜLAKAT SORULARI

  1. Son altı aylık dönemde başka bir kişiyi kendi görüşleriniz doğrultusunda ikna ettiğiniz bir durum oldumu?
  2. YÖneticinizi çok istekli olmadığı bir konuda en son ne zaman ikna ettiniz, detaylandırınız?
  3. İş arkadaşlarınızın işleriyle ilgili yeni bir yaklaşıma adaptasyonu için ne kadar sıklıkta onları ikna etmek durumunda kalırsınız?
  4. Başkalarının sizinle aynı doğrultuda düşünmelerini temin etmek için hangi tür yaklaşımları daha başarılı bulursunuz? Örnekleyiniz.
  5. Zamanınızı nasıl planlarsınız ve önceliklerinizi nasıl belirlersiniz? Örnekleyiniz.
  6. Son altı aylık dönemde geliştirdiğiniz ve uyguladığınız gerçekten çok etkili olan bir plan var mı?
  7. Bütün planlarınızı değiştirmek zorunda kaldığınız bir durumu belirtiniz.
  8. Hiç kendinizi sizin hizmetinizden veya ürününüzden faydalanan bir müşterinin yerine koyar mısınız? Örnekleyiniz.
  9. Sizin veya takım arkadaşlarınızın sunduğu hizmetten veya üründen tatmin olmadığınız bir durumu anlatır mısınız?
  10. Sunduğunuz servisin kalitesini ölçmek için ne tür yöntemler kullanıyorsunuz?
  11. Hizmetinizden yararlanan kişilerin düşüncelerini hangi yolla öğreniyorsunuz? Örnekleyiniz.
  12. Son altı aylık iş döneminde başlattığınız bir proje var mı? Örnekleyiniz.
  13. Son altı aylık dönemde aldığınız profesyonel kararlar nelerdir?
  14. Son dönemlerde yanlış olarak nitelediğiniz bir karar var mı?
  15. Organizasyonunuzun geçen sene içerisinde aldığı en iyi stratejik karar nedir?
  16. Takımınızın, departmanınızın veya organizasyonunuzun performansı ile ilgili verileri hangi vasıta ile alıyorsunuz ve nasıl kullanıyorsunuz?
  17. Son altı aylık dönem içerisinde, müşteri tarafından reddedilme, iş yükünüzdeki artış gibi negatif bir durumla karşılaştınız mı ve nasıl baş ettiniz?
  18. Kendinizi baskı altında hissettiğiniz bir durumu anlatır mısınız? İşinizdeki stresle nasıl başa çıkıyorsunuz? Spesifik bir örnekle açıklayınız.
  19. İş hayatınızda sinirinize hakim olamadığınız bir durum oldu mu?
  20. Şu anda çalıştığınız pozisyonun en çok hangi yÖnÜnÜ stresli buluyorsunuz?
  21. Son altı aylık dönem içerisinde herhangi bir projede takım elemanı olarak çalıştınız mı? Örnekleyiniz.
  22. Çalıştığınız takımdan hiç çıkarıldınız mı?
  23. Bir takım çalışmasına katılmamayı tercih ettiğiniz bir zaman oldu mu?
  24. Beraber çalıştığınız takım arkadaşlarınızın yeterli beceriye veya isteğe sahip olmadığını düşündüğünüz bir çalışmada yer almak zorunda kaldınız mı?
  25. Şu andaki işinizde önünüze çıkan en büyük engel nedir? Açıklayınız.
  26. Şimdiye kadar işinizde amacınıza ulaşmak için aşırı derecede ısrarcı olduğunuz zamanlar oldu mu?
  27. Beraber çalıştığınız grup, organizasyonun genel amacına ulaşmakta nasıl katkı sağlıyor? Açıklayınız.
  28. Beraber çalıştığınız takım arkadaşlarınızın herbirinin kendi görev ve sorumluluklarını, üstlendikleri rolleri tam olarak bildiklerini nasıl anlıyorsunuz?
  29. Şu anda çalışmakta olduğunuz işinizde son altı aylık dönem içerisinde beraber çalıştığınız iş arkadaşlarınızın performansına, finansal veya istatistiksel verileri analiz ederek katkıda bulundunuz mu? Açıklayınız.
  30. İstatistiksel verileri analiz etmekten hoşlanır mısınız? Şu andaki işinizde ne kadar sıklıkta istatistiksel veya sayısal veriyi analiz ediyorsunuz?
  31. Şu an çalışmakta olduğunuz pozisyonunuzda son altı aylık dönem içerisinde bütün detayları ve gerçekleri bilmeden çok hızlı düşünüp önemli bir karar vermek zorunda kaldınız mı; sonuç ne oldu açıklayınız?
  32. İş hayatınızda ne kadar sıklıkta hızlı karar vermek zorunda kalıyorsunuz?
  33. Zaman baskısı altındayken aldığınız bir kararı örnekleyiniz?
  34. Şu andaki işinizde son altı aylık dönemde, detayları takip edebilmek için ne gibi prosedürler veya teknikler geliştirdiniz?
  35. Herhangi bir işle ilgili olan detayların üstesinden geldiğiniz, diğerleri başarılı olamazken sizin başarılı olduğunuz bir durumu Örnekleyiniz?
  36. Hepimiz zaman zaman işimizdeki detaylardan sıkılırız. Bu tip bir durumla karşılaştınız mı ve nasıl üstesinden geldiniz? Örnekleyiniz.
  37. Son altı aylık döneminizde, sizden beklenenden daha fazlasını verebilmek için koyduğunuz profesyonel bir hedefiniz oldu mu? Örnekleyiniz.
  38. Kendi hedeflerinizi, amaçlarınızı nasıl belirliyorsunuz?
  39. İşteki amaçlarınıza ulaşmanızı ne sağlıyor (Ne gibi kişisel tatminler işteki amacınıza ulaşmanızı destekliyor?)
  40. Hedeflediğiniz halde, amacınıza ulaşamadığınız bir durum belirtir misiniz?
  41. Kendi motivasyonunuzla iş çevrenizi nasıl etkilediğinizi ve çalışmaya teşvik ettiğiniz bir durumu anlatınız?
  42. İş hayatınızda, istediğiniz ve gerekli olan desteği almadığınızı hissettiğiniz zamanlar oldu mu?
  43. Son altı aylık döneminizde, karşınızdaki kişiyi idare etmek için, kendi yaklaşımınızı ona göre ayarladığınız oldu mu?
  44. İşte en çok hangi tarzdaki insanlarla çalışmayı zor buluyorsunuz? Bu tür durumlarla nasıl başa çıktığınızı örnekleyiniz
  45. Son dönem içerisinde geniş veya önemli bir dinleyici kitlesine yaptığınız bir konuşma veya sunuş var mı?
  46. Ne zaman bir sunuşu yazılı yapmaktansa sözlü yapmayı tercih ettiniz?
  47. Hiç konuşmamanın, yalnızca karşı tarafı dinlemenin daha etkili olduğu bir durumu yaşadınız mı?
  48. Toplantı sırasında soracağınız soruları önceden hazırlar mısınız?
  49. Şu anda çalışmakta olduğunuz işinizde son altı aylık dönem içerisinde yaratıcılığınızı en etkin olarak kullandığınız bir durumu anlatınız.
  50. Şu anda çalıştığınız iş yeni bir şeyler üretmek için ne kadar uygun?
  51. İşiniz yeniliğe açık mı? Örnekleyiniz.
  52. Şu andaki görevinizde, sizden önce bu pozisyonda bulunan meslektaşınızdan farklı olarak neler yapıyorsunuz?


Hi-LaL - avatarı
Hi-LaL
Ziyaretçi
8 Eylül 2009       Mesaj #8
Hi-LaL - avatarı
Ziyaretçi
STRES MÜLAKATI VE SORULARI...

Stres mülakat yönteminin adı çok sık olarak geçmesine karşın ülkemizde birçok yönetici, bu yöntemi bilinçsiz olarak kullanmakta, bu yöntemle adaydan, karşılaşabileceği stresli durumlarda nasıl bir tepki göstereceği konusunda maksimum bilgiyi almak yerine, adayı gereksiz yere sıkıştırmakta ve yormaktadır. Maalesef, bu tür mülakat yöntemini kullanan birçok profesyonel, kültürümüzle doğrudan ilgisi olmayan birtakım tercüme sorularla negatif sonuçlara ulaşmaktadır. Buna karşın birçok yönetici de, sorduğu soru tiplerinin stres mülakatı soru tipleri içerisinde yer aldığını bilmeden bu yöntemi yanlış olarak kullanmaktadır. Stres mülakat soruları ile ilgili bazı örnekleri aşağıda göreceksiniz. Bu tip sorulara cevap verirken dikkat etmeniz gereken nokta, sakinliğinizi elden bırakmamanız ve verilecek cevapları iyice düşünmeniz olacaktır.

1. BAŞKA BİR FİRMA İÇİN DAHA UYGUN OLDUĞUNUZU DÜŞÜNMÜYOR MUSUNUZ?

Oldukça klasik bir soru; mülakatçının amacı, sahip olduğunuza inandığınız profesyonel niteliklerin farkında olup olmadığınız ve bu niteliklerin başvurduğunuz firmanın, firma kültürüne uyup uymadığının tespitidir. Vereceğiniz cevap, profesyonel niteliklerinizi ne kadar tanıdığınızın ve başvuru yaptığınız firma ve pozisyon hakkında sağlıklı bilgi toplayıp toplamadığınızın ölçülmesini sağlayacaktır.

2. BU GÖRÜŞMENİN NEGATİF VEYA POZİTİF OLUP OLMADIĞINI BELİRTİNİZ?

Özellikle mülakatın sonunda sorulan bir soru türüdür. Daha çok mülakatların negatif olarak yönlendiği ve mülakatçının başvurduğunuz pozisyona uygun olmadığınızı düşündüğü anlarda sorduğu bir soru türüdür. Eğer başvurduğunuz pozisyonu gerçekten istiyorsanız, kötü giden iş mülakatını kendi lehinize çevirmeniz için en önemli an karşınızdadır. Bu aşamada, mülakatçının sizden almayı arzuladığı bütün bilgileri alıp almadığını tespit etmeye çalışın. Daha fazla bilgi arzuluyorsa ve sizle ilgili tatmin olmadığı konular varsa bunları muhakkak belirtmesini isteyin. Verilen cevaplarda bir yanlış anlaşılma söz konusu ise soruyu tekrar cevaplayın ve hiçbir noktanın karanlıkta kalmadığına emin olun. Böyle bir soruya verilecek en kötü cevap ise, mülakat her iki taraf açısından negatif gidiyor olsa bile, sizin açınızdan oldukça olumlu olduğunu belirtmek olacaktır. Mülakatçı objektif bir değerlendirme yapamadığınız kanaatine varacaktır.

3. NE KADAR SÜREDİR İŞ ARIYORSUNUZ, NEDEN BULAMADINIZ?

Hazırlıklı değilseniz, üzerinizde stres yaratacak bir soru türüdür. Eğer işten ayrıldığınız ve işsiz kaldığınız süre oldukça uzunsa, birtakım gerçekçi açıklamalar getirmek zorundasınız. Vereceğiniz klasik cevapların mülakatçının konuyu daha da derinleştirmesine neden olacağını ve üzerinizde fazladan stres yaratacağını unutmayın. En uygun cevap örnekleri:
En uygun işi bulmak için iş arama süremi uzattım.
İş teklifleri almama rağmen tam anlamı ile niteliklerime uygun bir pozisyon bulamadım.
Birtakım şahsi sorunlarım yüzünden iş arama sürecini aktif olarak değerlendiremedim.
Lisansüstü öğrenimime devam etmeye karar verdim.
İş arama sürecinde bazı firmalara danışmanlık yaptığım ve danışmanlık süresi tahminimden fazla uzadığı için iyi bir iş bulamadım.
Kariyerimde tamamen bir değişiklik yapmak istiyordum ve deneyimsiz olduğum bir konuda iş aradım.
İş aramıyordum, siz beni aradınız(Personel danışmanlığı firmalarına verilecek bir cevap örneği).
Doğal olarak bu tip cevap örnekleri kolaylıkla çoğaltılabilir. Ama en uygunu, cevabın mantıklı olması ve sizi ilerde zor duruma düşürecek türden olmaması gerekliliğidir.

4. FİRMAMIZA GERÇEK ANLAMDA BİR KATKI SAĞLAMANIZ NE KADAR SÜRE ALACAK?

Oldukça uzun bir zaman dilimi belirtirseniz, mülakatçının kafasında soru işareti oluşacaktır. Buna karşın verilecek, bir kaç gün veya bir kaç hafta cevabı doğal olarak ciddiyetten uzak olacaktır. Kendi niteliklerinizin bilincinde olarak mantıklı bir zaman dilimi oluşturabilirsiniz. Herhalde, yeni işinizde sağlayacağınız katkının altı aydan uzun bir zaman dilimini kapsamamasını belirtmeniz yeterli olacaktır.

5. FİRMAMIZIN BAŞARISINA NASIL KATKI SAĞLAYACAKSINIZ?

Yukarıda belirtilen soruyu hemen takip edebilecek bir soru türüdür. Vereceğiniz cevap daha önce belirtiğiniz zaman dahilinde nasıl bir performans prosedürü izleyeceğiniz konusunda karşı tarafa bilgi aktaracaktır. Hayalcilikten uzak durun; gerçekçi ve ikna edici cevaplar verin. "Firmanızın cirosunu iki katına çıkaracağım" gibi gerçekçilikten uzak cevaplar hakkınızda işe bakış açınız ve ciddiyetiniz ile ilgili olarak mülakatçı yönünden soru işaretleri oluşmasına neden olur.

6. FİRMAMIZDA NE KADAR ÇALIŞMAYI DÜŞÜNÜYORSUNUZ?

Belki de en fazla stres yaratacak soru örneği. Dikkat edilmesi gereken nokta bu soruya herhangi bir doğru veya yanlış cevabın verilemeyeceğidir. Siz mülakatı yapan kişinin yerinde olsaydınız ne duymak isterdiniz? Eğer, aktif, yenilikçi ve rekabete oldukça açık bir firmaya başvuruyorsanız ve cevabınız; " Emekli olana kadar firmanıza hizmet vermek istiyorum" türü bir yaklaşım size puan kaybettirecektir. Bu tip bir ortam için verilecek en güzel cevap; "Çok sık iş değiştiren bir kişi değilim, ama çalıştığım firmada ilerleme olanakları kısıtlıysa ve önüm gerçekten kapalı ise derhal yeni iş olanakları araştırırım". Daha statik ve kamu gibi çalışan büyük organizasyonlara başvuruyorsanız vereceğiniz cevap; " Eğer firmam performansımdan memnun olursa; emekli olana kadar kalmayı düşünürüm" cevabı oldukça uygun olacaktır.

7. EĞER ŞU ANDA BU MÜLAKATI SİZ YAPIYOR OLSAYDINIZ NE SORARDINIZ?

Cevap verirken yaratıcı olmaya özen gösterin. En uygun cevap profesyonel kariyere yönelik sorular soracağınızı söylemek olurdu. Örneğin, "Yarın itibariyle şirketimizin bir elemanı olsaydınız, ne tip bir zaman diliminde bir üst pozisyona geçmeyi hedeflerdiniz?" Bu tip soruları tahmin etmeye çalışmanız sizde gerçekten stres yaratabilir. Başa çıkmanın yolu oldukça sık karşılaşılan bu tür bir soruya hazırlıklı olmaktır.

8. FİRMAMIZ HAKKINDA NE BİLİYORSUNUZ?

Eğer mülakat öncesi herhangi bir hazırlığınız yoksa ve başvurduğunuz firma hakkında yeterli bilgi toplamadıysanız, bu soruya cevap verebilmek sizin için oldukça stresli olacaktır. En doğru hareket firma hakkında önceden detaylı bilgi toplamaktır.

9. BU YAŞTA DAHA FAZLA PARA KAZANMANIZ GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNMÜYOR MUSUNUZ?

Eğer elinize geçen ücret, piyasa değerlerinin gerçekten altında seyrediyorsa, bu tip bir stres sorusu ile karşılaşmanız kesindir. Aynı sektörde faaliyet gösteren meslektaşlarınızdan daha düşük ücret almanız, mülakatçı için kesinlikle araştırılması gereken bir olgu olarak betimlenir. Düşük ücret almanızın sebebi performansınızın yetersiz olmasından kaynaklanabilir. Mülakatçı bu soruyu derinlemesine irdeleyecek ve maaş yapınızdaki düşüklüğün sizden mi yoksa firmanın maaş skalalarından mı kaynaklandığını belirlemek isteyecektir. Vermeniz gereken olası cevap: "Kariyerime başlarken ücretten ziyade diğer faktörlerin daha önemli olduğunu düşünüyordum, ama burada bulunmamın asıl sebebi aslında hak ettiğim seviyede ücret almamın da önemli bir faktör olarak karşıma çıkmasıdır".

10. BU POZİSYON İÇİN NİTELİKLERİNİZİN FAZLA / AZ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM.

Bu tip bir stres sorusu ile mülakatın sonunda karşılaşabilirsiniz. Mülakatçı sizin hakkınızda vereceği karar konusunda size son bir şans vermek istemektedir. Yani bu pozisyon için nitelikleriniz fazla veya az olduğunu düşünerek, kendinizi daha iyi tanıtmanızı ve başvurduğunuz pozisyona uygun olduğunuz konusunda kendisini ikna etmenizi beklemektedir.

STRES AZALTMA YÖNTEMLERİ...
Hazırlıklı olun; Zayıf yönlerinizi belirleyin ve karşı tarafa belli etmemek için elinizden geleni yapın
Savunma pozisyonuna geçmekten daima kaçının.
Sakin olmaya çalışın.: Terleme, yerinde duramama, gözleri kaçırma gibi belirleyici davranış türleri, mülakatçıya bir şeyler sakladığınız imajını verir. Sakin olun.
Kontrollü ve anlaşılır bir şekilde sorulara cevap verin, hızlı konuşmaktan kesinlikle kaçının.
>Sorulan soruya vereceğiniz cevap konusunda şüpheniz varsa, karşı tarafın hissedemeyeceği şekilde derin bir nefes alın ve mümkün olduğunca kendinizden emin olarak cevap verin.

Hi-LaL - avatarı
Hi-LaL
Ziyaretçi
8 Eylül 2009       Mesaj #9
Hi-LaL - avatarı
Ziyaretçi
MÜLAKATLARDA SORMANIZ GEREKEN SORULAR...

  1. Firmanız bir şahıs firması mı ve sahibi kimdir?
  2. Ne kadar sÜredir faaliyet gÖsteriyor?
  3. Kaç tane çalışanınız var?
  4. Hangi bÖlgelerde faaliyet gÖsteriyorsunuz?
  5. Firmanızın karşılaştığı en büyük sorun/sorunlar nelerdir?
  6. Organizasyon şemanızı ve iş tanımının bir kopyasını alabilirmiyim?
  7. Bu pozisyon iç kaynaklarınızdan niye doldurulamadı?
  8. Yeni bir pozisyon mu yoksa bu pozisyonda çalışan kişi ayrılıyor mu, neden?
  9. Pozisyonun en önemli beklentilerini sıralarmısınız?
  10. İşe alım kararını kim verecek?
  11. Mülakat kaç aşamalı olarak gerçekleşecektir?
  12. Eğer işe kabul edilirsem ne kadar süre içerisinde işe başlamam gerekiyor?
  13. İş teklifini yazılımı yapacaksınız ve yazılı bir iş tanımım olacak mı?
  14. İşyerinizi gezmemde herhangi bir sakınca varmı?
  15. Firmanızın finansal durumu ile ilgili bana bilgi aktarmanızda bu aşamada sakınca var mı, yok ise satışlar, bütçe ve satış hedefleriniz ile ilgili bilgi verebilir misiniz?
  16. Bu pozisyona kaç tane başvuru aldınız?
  17. Kısa listenize giren kaç aday var?
  18. İstihdam kararının verilmesi sizce ne kadar bir süre içerisinde gerçekleştirilecek?
  19. Firmanızda personel sirkülasyonu var mı, varsa oranı nedir?
  20. Rakipleriniz kimlerdir?

PERSONEL DANIŞMANLIĞI FİRMALARINA SORMANIZ GEREKEN SORULAR...

  1. Danışmanlığını yaptığınız bu kuruluşla kaç senedir çalışıyorsunuz?
  2. Danışmanlığını yaptığınız firma ile ilgili detaylı bilgi verebilir misiniz?
  3. Yazılı bir iş tanımı var mı, varsa bir kopyasını alabilir miyim?
  4. Pozisyon kime rapor veriyor?
  5. Gizliliğe dikkat ediyormusunuz?
  6. Benim onayımı almadan özgeçmişimi herhangi bir firmaya gönderecek misiniz?
  7. Aynı konuyu sizden başka çalışan danışmanlık firması var mı?
  8. Ön eleme ve mülakat prosedürünüz hakkında bilgi verebilir misiniz?
  9. Bu pozisyon neden boş?
  10. Ne kadar süredir doldurulamıyor?
  11. Ne kadar süredir bu pozisyonla ilgili olarak çalışıyorsunuz?
  12. Pozisyonun maddi olanakları ile ilgili bilgi alabilir miyim? (Ücret, firma arabası, performans değerlendirmeleri, sağlık veya hayat sigortası vs.)
  13. Danışmanlığını yaptığınız firmada beni kim iş görüşmesine alacak? ( Pozisyonu, yönetim tarzı, kişiliği ile ilgili bazı temel bilgiler) ve işe alma kararını kim verecek?
  14. Mülakat öncesi firma hakkında daha detaylı bilgi alabileceğim kaynakları söyler misiniz?
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
yelzzz - avatarı
yelzzz
Ziyaretçi
9 Nisan 2012       Mesaj #10
yelzzz - avatarı
Ziyaretçi
İş bulmanın en çok korkulan aşamalarından biri mülakatlar. Bu korkuyu yenmek ise size hangi soruların sorulabileceğini bilmekten geçiyor.
Üstelik bu “zorlu” sorularla aslında neyi öğrenmek istediklerini bilirseniz, bir de hazır yanıtlarınız varsa iş görüşmelerini rahatlıkla atlatabilirsiniz.

İş’te anlamları ve cevaplama yöntemleriyle "o" sorular!


BÜYÜK RESİM

'Büyük resim' soruları bir kişiyi genel olarak tanımayı, motivasyonları hakkında bilgi almayı ve işe genel yaklaşımını anlamayı amaçlar.

• Bana kendinden bahset: Klasik bir açılış sorusu

• Bana son işinden bahset: Bakış açısı ve detay almayı amaçlar

Bana kariyerinden bahset: Örnekler ve içerik alma amaçlıdır
Tipik bir iş günün nasıl geçiyor: Gerçekte ne olduğunu arar
Yaptığınız işin şirkete katkısı nedir: Stratejik algılamanızı merak eder
İdealindeki işten bahset: Temel motivasyonunun ne olduğunu anlamak ister

DAYANIKLILIK

• Seni başarılı yapan şey nedir: Başarının örnekleri ve nedenleri
• Bu işin en çok hangi yönü seni ilgilendiriyor: Motivasyonunuzu gösterin
• En güçlü olduğun alan hangisi: En çok hangi konuda iyi olduğunu düşünüyorsun
• Bugüne kadar karşılaştığın ne zorlayıcı iş neydi: Zorluklar gerçek kişiliği ortaya çıkarır
• İşlerin çok iyi gittiği bir zamandan bahset: Şansın yaver gittiği değil…
• Kendini…. biri olarak tanımlar mıydın: Tanımlı yeterlikler soruşturulur
• Bugüne kadar gurur duyduğun ne yaptın: Kişinin motivasyon ve kaygıları
• O işte ne öğrendin: Açıklık, öğrenme, risk yaklaşımı
• Seni neden işe almalıyım: Uyum ve motivasyonu gösterir
• İşi aldığında yapacağın ilk şey ne olur: Stratejik ve taktiksel detay.

ZAYIF YÖNLER

Zayıf yönler ile ilgili sorular hangi noktalarda işe uygun olmadığınızı anlamaya çalışır. Aynı zamanda zayıf yönlerinizle nasıl yüzleştiğinizi, onları nasıl yönettiğinizi ve geliştirdiğinizi de anlamaya çalışarak bir tür karakter testi amacı taşır.
• Zayıf yönlerin neler: Önemli olmayan zayıf yönlerinizi itiraf edin
• Hangi yönlerini geliştirmek isterdin: Motivasyon ve yeni alanlar
• Yaptıklarının işe yaramadığı bir zamandan bahset: Başarısızlıkla nasıl baş ediyorsunuz
• O işte en az hoşlandığın şey neydi: Motivasyonunuzun derecesini ölçer
• Sana zor gelen şey nedir: Zorlukların üstesinden geldiğinizi gösterin
• Risklere yaklaşımın nasıl: Öngörü ve planlama yeteneğinizi gösterin
• Yapmaktan gurur duymadığın bir iş oldu mu: Utanç ve değerlerinizi açığa çıkarmayı amaçlar
• Hiç işini kaybettiğin oldu mu: Olumlu bir yaklaşım gösterin
• Eve iş götürür müsün: İşteki düzenliliğinizi ve işe olan tutkunuzu gösterin
Son düzenleyen Efulim; 27 Ocak 2013 23:14 Sebep: Açık link.

Benzer Konular

19 Mart 2013 / Ziyaretçi Soru-Cevap
25 Ağustos 2008 / RuffRyders Taslak Konular
14 Kasım 2009 / felipeselim Soru-Cevap
29 Nisan 2009 / grkemli Soru-Cevap