Arama

Mezopotamya Mitolojisi

Güncelleme: 29 Mayıs 2009 Gösterim: 8.422 Cevap: 1
GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
9 Nisan 2006       Mesaj #1
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi
Mezopotamya Mitolojisi

Sponsorlu Bağlantılar
Sümerlerin dini Evrendeki güç, nesne ve varlıkları temsil eden antropomorfik tanrı ve tanrıçalar içerirdi. Sümerlerin inanışına göre insanlar başta tanrılar tarafından hizmetçi, köle olarak yaratılmış fakat daha sonra özgürleştirilmiştirler.
Sümer dini ve onu takip eden diğer dinlerde yer bulan çeşitli anlatılara daha sonraları ortaya çıkmış Orta Doğu kökenli dinlerde de rastlanılır. İncil ve Kur'an'da yer alan tufan anlatısı buna örnek olarak verilebilir.
Sümer kökenli tanrı ve tanrıçalar daha sonra gelen Mezopotamya dinlerince benimsenmiştir. Kuşkusuz bu sadece dini ve mitolojik anlamda gerçekleşmemiştir; Sümer kültür ve yaşayış tarzı da aynı din ve mitoloji gibi daha sonra iktidara gelen Akad, Asur ve Babillilerce benimsenmiştir. Ayrıca farklı kültürlerin din ve mitolojilerinde de bazı benzerliklere rastlanır: Yunan mitolojisi ve Anadolu mitolojisi gibi. Mezopotamya mitolojisi Sümer temelli olmakla beraber Mezopotamya'nın aldığı sürekli ve yoğun göç ile birçok farklı kavmin inanç ve kültüründen etkilenmiştir.

Tanrılar
Mezopotamya'da ilk yerleşim birimlerinden beri kent-kültürü büyük bir öneme sahip olmuştur. Çoğunlukla bir önemli tanrının tapınağı bir kentte olurdu ve o kent o tanrıya tapımın ana merkezi olurdu. Bu kentlerin içinde en çok öne çıkanı Nippur olmuştur, zira Nippur'da ana tapınağı bulunan tanrı Enlil'dir ki Enlil erken dönem hariç, farklı hanedanlar boyunca Mezopotamya'nın baş tanrısı olarak tapınılmış bir tanrıdır. Kentler ve sahip oldukları tapınaklar olarak şunlar belirtilebilir:
  • An, Cennetin tanrısı. Erken dönemde baş tanrıdır, daha sonra yerine Enlil baş tanrı olarak tapınılır. Pan-Mezopotamyalı olarak tanımlanabilecek An, Mezopotamya'nın her yerinde ve her dönem tapılırdı. Uruk kentinde, E'anna tapınağı vardı.
  • Enlil, hava ve fırtınaların tanrısı. Mezopotamya mitolojisinin baş figürlerinden olan Enlil, Pan-Mezopotamyalı sayılır, uzun süre Mezopotamya'nın baş tanrısı olmuştur. E'kur isimli tapınağı Nippur kentinde bulunurdu bu nedenle Nippur uzun süre Mezopotamya'nın dini başkenti olmuştur.
  • Enki, su ve toprak tanrısı, Pan-Mezopotamyalı sayılır. E'abzu isimli tapınağı, Eridu'da bulunurdu.
  • Ki veya Ninhursag, dünyanın tanrıçasıydı. Eridu'da E'saggila tapınağı bulunurdu. Sümer kökenlidir.
  • Aşur, Asur'un baş tanrısıdır. Bir tür hava tanrısı olan Aşur yine Asur kökenlidir, tapınağı Asshur kentinde bulunurdu.
  • Ninlil, Sümer yaratıcı tanrıça. Nippur'daki E'kur tapınağı.
  • Inanna, Sümer aşk ve savaş tanrıçası. Uruk'taki E'anna tapınağı.
  • Marduk, Babil'in baş tanrısı. Babil'deki E'saggila tapınağı.
  • Nanna (Sümer) veya Sin (Babil), ay tanrısı, E'hursag tapınağı, Ur.
  • Utu (Sümer) veya Şamaş (Babil), güneş tanrısı, E'barbara tapınağı, Sippar.
  • Ninurta, Sümer kökenli ve Pan-Mezopotamyalı olmuş bir tanrıdır. Nippur'un tanrısı olsa da Lagaş da kült merkezlerindendi.

Son düzenleyen asla_asla_deme; 13 Mart 2007 14:53
ahmetseydi - avatarı
ahmetseydi
VIP Je Taime
29 Mayıs 2009       Mesaj #2
ahmetseydi - avatarı
VIP Je Taime
Mezopotamya'nın dini inançları ve kültürü 4000 yıldan uzun bir süre boyunca bu coğrafyada devamlılık göstermiştir. Sahip olduğumuz arkeolojik ve edebi kaynakların büyük bir çoğunluğunu bu uzun zaman zarfından elde ederiz. Din ve mitoloji Mezopotamya'nın tarihi boyunca başarılı bir sentez oluşturmuşlardır. Mezopotamya mitolojisi üç ana döneme ayırılır: yazılı dönem öncesi; 2. Ur Hanedanlığı'ndan (3. bin yılın ortaları) eski Babil'in kuruluşuna kadar olan dönem (MÖ 19. yüzyıl) ve eski Babil döneminden 7. yüzyıl Asur-Babil Uygarlığı'nın sonuna kadar olan dönem.

Sponsorlu Bağlantılar
Thorkild Jacobsen, eserlerinde Mezopotamya'da yaygın olan ve etkisi sürekli hissedilen dinsel kavramların varlığına değinir: dış dünyadaki tanrısal güçlerin farkındalığına dair bilgilerdir bunlar. Tanrısal inanışlar bölgeden bölgeye ve Mezopotamya'nın tarihsel süreçlerine göre çeşitlilik gösterir. Gerçekte güneydoğu bataklıklarının (Sümer bölgesi) tanrıları, bu bölgede egemenlik süren Akkadlar, Amoritler ve Asurlular gibi Sami halklarının inançlarından alınmıştır. Dumuzi-abzu bir Sümer bataklık tanrısıdır. Adının anlamı "ana rahmindeki yavrunun doğumunu çabuklaştıran"dır ve çoğunlukla bereketin simgesi olarak görülür. Kız kardeşi üzümün içindeki kudret Geştinanna ve karısı hurma depolarının koruyucusu, İanna'dır. Dumuzi, İanna ve Duttura da olarak bilinen Geştinanna; Dumuzi'nin annesi ve İanna'nın kız kardeşi, yer altı tanrıçası Ereşkigal birçok mitte ve mitolojik dramada da karşımıza çıkan karakterlerdir. Binlerce tanrıdan oluşan bir panteonun küçük bir parçasını oluşturmalarına rağmen, erken dönemin egemen inançlarını belirleyen bereketin ana sembolü olarak görülürler.

Dumuzi, (Sami karşılığı Tammuz) bir hurma ağacındaki bereketi simgeleyen bir mitin ve kültün merkezinde yer almaktadır. Dumuzi'nin İanna'yla evliliğinin cinsel metaforları, karısının onun ölümüne yakarışı ve yaşadığı trajedi, kız kardeşi ve annesinin Dumuzi'yi ölüler ülkesinde arayışı mitin diğer bölümlerini oluşturur. Dumuzi miti, Mezopotamya dinsel inançlarını ve doğadaki güçlerin karşılığı olan tanrılar karşısındaki aciz insanoğlunun çaresizliğini vurgular.

Orta evrede, mitler bereket motifleri üzerinden devam eder ancak artık daha az belirleyicilikleri vardır. Bu dönemdeki mitler daha çok kökenleri, yöneticinin yetkisini vurgular ve tarihsel olarak Mezopotamya şehir devletlerindeki kolektif düzene koşut giderler. Bereketi sembolize eden cinselliğin yerini kozmik bir kavram, gücü ve şiddetiyle nehirleri yaratan fırtına alır. Fırtınanın kaynağı, rüzgarların efendisi, Enlil'den başkası değildir. Rüzgarlara hükmetme gücüyle, insan topluluğunun iyiliği adına yapılacak işleri yönetir. Panteondaki en yetkili kişi, şüphesiz gök tanrısı Anu'dur (ya da An). Anu'nun karısı yeryüzü tanrıçası Ki'dir ve onların birlikteliğinden ağaçlar, kamışlar ve diğer bitki türleri ortaya çıkmıştır. Anu, nehir sularının, yağmurun ve bataklıkların kutsiyetini içinde barındıran Enki'nin (sonradan Ea denecektir) babasıdır. Enki çoğunlukla Fırat (Euphrates) ve Dicle (Tigris) nehirleriyle özdeşleştirilir. Adının anlamı "toprağın efendisi"dir ve bu ismin içeriğinde toprağa bereketi taşıyan tatlı suyun gücü ve gerekliliği saklıdır. Çağrışımlarından dolayı isimlerin her ikisi de onlara şekli verebilen Enki'nin toprak ve suyla olan ilişkisiden türemiştir. Aynı durum Enki ve insan menisi arasındaki ilişkide de söz konusudur.
Son düzenleyen asla_asla_deme; 4 Ocak 2011 14:57
ѕнσω мυѕт gσ ση ツ

Benzer Konular

5 Kasım 2010 / SatanpisT Coğrafya
22 Mart 2009 / ThinkerBeLL Sanat
18 Mart 2009 / ThinkerBeLL Mimarlık
3 Ekim 2006 / GusinapsE Akademik
20 Ekim 2008 / ressam91 Felsefe